ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Yücel Özkaya

Anahtar Kelimeler: XVIII. Yüzyıl, Adaletnâme, Adalet Buyrulduları, Anadolu İdaresi, Rumeli İdaresi

Özet

Devlet otoritesinin zayıfladığı, merkezi idarenin Anadolu ve Rumeli'de hissedilir derecede azaldığı, hükümet yönetiminin taşradaki etkisini kaybettiği zamanlarda, özellikle Anadolu eyaletlerinin, sancak, kaza, kasaba ve hele köylerinde yol kesme, soygun, rüşvet, iltimas ve başka yolsuzluklar alabildiğine yaygın bir hale gelmiş bulunuyordu. XVIII inci yüzyılda bu tip hareketler, şehirlerden köylere kadar, aşiretler ve kabileler de dahil, heryerde görülmekte olup bu yüzden müslüman ve hıristiyan halk büyük bir tedirginlik içerisinde, yarınından ümitsiz bir ömür sürmekte bulunuyordu. Devlet memurlarına hazineden maaş ve görev masrafı ödenmediği için gerek İstanbul'dan görev yerlerine giderken geçtikleri yerlerin halkından aldıkları paralar, gerekse atandıkları görev yerlerine yerleştikten sonra yönetim bölgelerine bağlı olan ve hatta hiç ilgileri bulunmayan yerlere ya kendileri çıkarak, yahut bölükbaşılarını göndererek yaptıkları "devirler" reayanın fakir düşmesine ve perişan olmasına sebep olmaktaydı. Hele merkezden yollanan çok sayıda mübaşirlerin yaptıkları, çoğu kere de gereksiz olan teftişler bir işe yaramadığı, şikayet konusu davaları halletmediği gibi, halkın daha da çok soyulmasına sebep oluyordu. Paşalar, ayanlar ve kapılarında "levend" besleyen diğer vilayet idarecileri kendi güvenlikleri ve güçlerini artırmak için bunların sayılarını artırdıkça bu kalabalığın beslenmesi önemli bir sorun haline gelmekte, bu da halkı daha çok satma ödemeye zorlamakta idi. Öte yandan sözde yöneticiler ve mütegallibeler köy hayatından bıkan ve yerini yurdunu terkeden bu çift bozanlar sayesinde kapılarına adam bulmakta ve soygunlarını geliştirmekte hiç güçlük çekmiyorlardı. Bunları beslemek ve kendi gelirlerini artırmak için sık sık düzenledikleri "devirler" reaya için tahammül edilmez bir hal alınca, İstanbul'a ardı arkası kesilmeyen şikayetler yağmakta idi.