ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

AHMET MUMCU

1— SARKİZ KARAKOÇ*: Bugün her Türk hukukçusunun eli altında bulunan “Sicilli Kavanîn” dolayısı ile, Sarkiz Karakoç adı, hukuk dünyamızda hâlâ yaşamaktadır. Bu zatın Türk hukukuna gerçekten emeği geçmiştir. 1865 yılında İstanbul’da doğdu. Askerî elbiseler terzisi Osgiyan Karakoç’un oğludur. 1893’te İstanbul Hukuk Mektebinden mezun oldu. Sırasıyla Beyrut Ticaret Mahkemesi üyeliğinde, Preveze ve Rodos ticaret mahkemeleri başkanlıklarında, üsküp Fevkalâde Mahkemesi üyeliğinde, İstanbul ve Beyoğlu sorgu yargıçlığı (istintak hâkimliği) görevinde bulunmuştur. Daha sonra Adliye Vekâleti Arşiv Müdürlüğüne atanmıştır. Bâbıâlî Düstur Encümeni Başkanlığını da yapan Karakoç (1910), bu Encümenin ilga edilmesi üzerine Sadrazamlık Müdevvenat-ı Kanuniye Müdürlüğüne getirilmiştir (14.5.1911). Son bulunduğu görev Düyun-u Umumiye Yönetimi Hukuk Müşavirliğidir. Bu görevden ne zaman ayrıldığını ve ölüm tarihi olan 1944 yılına kadar nasıl çalıştığını bilmiyoruz. Karakoç’un iki çocuğu halen Paris’tedirler. Türkiye’de yakınları kalmamıştır. İki çocuğunun adresi de bilinmiyor. Sicilli Kavanîn'i yayınlamayı Karakoç’un kurduğu sistem üzerinde sürdüren Cihan Kitabcvi (İstanbul) ilgilileri bile, bu konularda hiçbir fikir sahibi değillerdir.

Karakoç, özellikle mevzuat derlemeleri konusunda, son derece ciddî ve güvenilir yayınlarda bulunmuştur. Tespit edebildiğimiz basılı eserlerinin listesi aşağıdadır;

— Ceza Kanunu-Tahşiyeli, (İstanbul) 1329 (1914), 156 s. 8 Şant Matbaası.

— Harcırah Kanunları. Türkiye Büyük Millet Meclisi tadilâtı dahil olduğu halde 1338 senesi nihayetine kadar kâffe-i tadilât ve müzeyyelâtı havidir. Istanbul 1339 (1923), 28 . 1 s. Cihan Biraderler Matbaası.

— Tahşiyeli Kavanîn. 2 Cilt, İstanbul 1341, Kitaphane-i Cihan. I. Cilt: 4 . 620 s. II. Cilt: 636 s.

— Direktif-Osmanlı ve Türk Mevzuat-ı Hukukiyesi-1935 iptidasına kadar merî ve mütedavil olanları gösterir-Tahlilî, Hecaî ve Tahşiyeli Fihrist. I. 1815-1934 (dahil)-Basan ve Yayan. Cihan Kitaphanesi Sahibi Mihran. İstanbul 1935, 534 .3.4.4s. İstanbul Matbaacılık ve Neşriyat TAŞ.

— Direktif-Süpleman 1935-1937, (İstanbul) 1938, 224 s . Umumî Tarihi Tahşiyeli mütedavil fihrist 398 s. Acun Basımevi.

— Huzur Kanunları, 3 Cilt. Ankara 1940, (T.C. Adliye Vekâleti Neşriyatından ), I. Cilt, 400 s; II. Cilt, 459 s; III. Cilt, 520 s. Yeni Cezaevi Matbaası.

— Pullar ve Kıymetli Evrak, İstanbul 1935.

Y. Çark’ın kitabında kaydedilen “Miftah-ı Kavanîn”, “Külliyat-ı Kavanîn-i Cedide” (1913), “Mecmua-i Mukarrerat-ı Temyiziye” (1914), ve “Düstur” (1910) (?) adlı eserleri bulunamamıştır.

Karakoç, “Sicilli Kavanîn”i 1926 yılında yayınlanmaya başlamıştır. 24 üncü cilde kadar (1943) bu külliyat onun tarafından çıkarılmıştır. Seri aksatılmamış ve Cihan Kitabevi çeşitli hukukçulardan yararlanarak külliyatı 51 inci cilde kadar (1970) getirmiştir.

2 — KÜLLİYAT-I KAVANÎN: Karakoç’un kanımızca en büyük eseri olan “Külliyat-ı Kavanîn” basılmamış olarak Türk Tarih Kurumu Kitaplığında bulunmaktadır. Bugüne kadar Türk hukuk ve tarih dünyasında bilinmeyen bu yazmayı çok ana çizicileriyle tanıtmaya çalışacağız.

A- Karakoç bu derlemeye şu adı vermiştir:

Külliyat-ı Kavanîn

Kavanîn ve Nizamat ve Fcramîn ve Beravat ve İradat-ı Seniyye ile Muahedat ve Umuma Ait Mukavelâtı Muhteridir Karakoç Sarkiz Mülga Bâbıâlî Düstur Encümeni Reisi ve Müdevvenat-ı
Kanuniye Müdür-ü Sabıkı

Bu ibareler kartonlara bastırılmış ve bütün dosyaların başına konulmuştur.

B- Derleme 39 X 29 cm. boyutunda kırk büyük dosyadan ibarettir. 1517-1908 yallarını kapsamaktadır. Ayrıca aynı boyutlarda beş cilt hecaî ve beş cilt tarihî fihrist de derlemeyi tamamlamaktadır. Böylece eserin tamamı elli cilde ulaşmaktadır. Dosyalar siyah bez ciltlidir. Zamanın tahribinden korunmuştur ve iyi durumdadır.

Bu büyük derlemeye Karakoç tarafından ne zaman başlandığı ve ne zaman bitirildiği bilinmemektedir. Derleme, 1961 yılında, Başbakanlık adına, Müsteşar Hilmi İncesulu tarafından Türk Tarih Kuruntuna “İlmî olarak neşri” şartıyla bağışlanmıştır. Eserin, Başbakanlığa ne yolla geldiği de belli değildir. Ancak, bazı dosyaların içinde eski başbakanlardan Refik Saydam’ın adını taşıyan kartlar bulunduğuna göre, herhalde, onun başbakanlığı sırasında elde edilmiş sayılabilir.

a) Ana Dosyalar

Derleyici, dosyalara koyduğu mevzuatta tarih sırası izlemiştir. Mevzuatı ya kendisi, çok güzel ve okunaklı bir rık’a yazısı ile kâğıtlara geçirmiş, ya da ferman, yazma, basık kitap gibi belgeleri aynen, büyük bir itina ile dosyalara koymuştur. Bazen de basılı kitap, gazete gibi kaynaklardan kestiği sayfaları kâğıtlara yapıştırmıştır. Dosyalara koyduğu bütün kopyalara veya kesip yapıştırdığı mevzuata, kaynak atfını yapmayı ihmal etmemiştir. Bazı orijinal ferman ve yazmalara da nereden alındığını belirten notlar koymuştur. Belgelerde sıra numarası yoktur.

Dosyalar aşağıda belirtilen zaman parçalarını kapsamaktadırlar:

1 inci Dosya 1517-1726
2 nci Dosya 1726-1807
3 üncü Dosya 1807-1833
4 üncü Dosya 1833-1839
5 inci Dosya 1839-1844
6 ıncı Dosya 1844-1849
7 nci Dosya 1849-1854
8 inci Dosya 1854-1857
9 uncu Dosya 1857-1860
10 uncu Dosya 1860-1861
11 inci Dosya 1861-1863
12 nci Dosya 1863-1865
13 üncü Dosya 1865-1867
14 üncü Dosya 1867-1869
15 inci Dosya 1869-1870
16 ıncı Dosya 1870-1871
17 nci Dosya 1871-1872
18 inci Dosya 1872-1873
19 uncu Dosya 1873-1874
20 nci Dosya 1874-1876
21 inci Dosya 1876- 1878
22 nci Dosya 1878-1879
23 üncü Dosya 1879-1880
24 üncü Dosya 1880-1881
25 inci Dosya 1881-1882
26 ıncı Dosya 1882-1883
27 nci Dosya 1883-1885
28 inci Dosya 1885-1887
29 uncu Dosya 1887-1888
30 uncu Dosya 1888-1890
31 inci Dosya 1890- 1891
32 nci Dosya 1891-1893
33 üncü Dosya 1893-1895
34 üncü Dosya 1895- 1890
35 inci Dosya 1896-1899
36 ıncı Dosya 1899-1901
37 nci Dosya 1901-1903
38 inci Dosya 1903-1906
39 uncu Dosya 1906- 1907
40 ıncı Dosya 1907-1908

Yazar, her dosyanın başındaki basılı kartona, o dosyanın içindeki belgelerin birinci ve sonuncusunun tam tarihlerini koymuşsa da, derleme pek çok elden geçtiği için, belgelerin bu sırası bazı dosyalarda bozulmuştur. Bu nedenle okuyucuyu şaşırtmamak için yalnız yılları yazmakla yetindik.

Bu kırk dosyanın içinde ortalama olarak 35.000 belge bulunmaktadır.

b) Fihristler:

—Fihrist-i Hecaî : Bu fihristte bütün belgeler, kavramlara göre tasnif edilmişlerdir. Bu tasnif, gerek Düsturlar’daki, gerekse Sicilli Kavanînler’deki tasnifin aynıdır. Beş dosyalık Hecaî Fihristin kapsamı şöyledir:

1 inci Dosya AB-AYVALIK (Yaprak 1-322)

2 nci Dosya BAB-I DEFTERİ - HAYVANAT-I EHLİYYE
(Yaprak 323-613)

3 üncü Dosya HAMAMHANE (خ) - ZARAR VE ZÎYAN (ض)
(Yaprak 614-883)

4 üncü Dosya TABUR (ط) - MECİDİYE (Yaprak 884-1156)

5 inci Dosya MUHAREBAT - YİYECEK (Yaprak 1157-1445)

Bu Fihristin yaprakları sonradan numaratör ile numaralanmıştır. Hepsi 1445 yapraktır.

—Fihrist-i Tarihi: Bu Fihristte, esas dosyalarda bulunan belgeler, tarih sırasıyla düzenlenmiş, bazı belgelerin nereden alındıkları da, itinayla, çizili sütunlarda gösterilmiştir. Tarihî Fihrist’in kapsamı da şöyledir:

1 inci Dosya 1451-1836 (Yaprak 1-171)

2 nci Dosya 1836-1862 ( „ 172-416)

3 üncü Dosya 1862-1877 ( „ 417-471’den sonrası numaralanmamış)

4 üncü Dosya 1877-1890 (Numaralanmamış)

5 inci Dosya 1890-1908 “23 Temmuzda Biter” (Numaralanmamış)

Görüldüğü gibi sonradan yapılan numaralanma eksiktir. Bu Fihristte; bazı sütunların üzerine sonradan düzeltme niteliğinde ekler yapıştırılmış, bunların bir bölümü ise bulundukları yerlerden düşmüşlerdir.

D- ESAS DOSYALARIN MUHTEVASI:

Yukarıdaki tablolardan anlaşılacağı gibi, Karakoç’un derlemesi, Osmanlı Devletinin tüm mevzuatını kapsamına almamaktadır. Çünkü :

a) Derleme, Devletin kuruluşundan 217 yıl sonra başlamaktadır. Birinci Dosyada II. Mehmet devrine ait birkaç belge, özellikle Fatih Kanunnâmesi, istisnadır. Derleme esas olarak 1517 tarihinden başlatılmıştır.

Derleme, 23 Temmuz 1908 tarihinde sona ermektedir. Böylece, takriben 14 yıllık mevzuat da, dosyalarda mevcut değildir.

b) Külliyat-ı Kavanîn’in 1517-1908 yılları arasında ısdar edilen mevzuatı da tam olarak içine aldığı söylenemez. Zira, Birinci Dosya 209 yıllık bir devreyi (1517-1726), İkinci Dosya 81 yıllık bir devreyi (1726-1807), Üçüncü Dosya 26 yıllık bir devreyi (1807-1833), Dördüncü Dosya ise 6 yıllık bir devreyi (1833-1839) kapsamaktadır. 1839 (Tanzimat) yılından sonra başlayan Beşinci Dosyadaki belgeler beş yıllık bir devreye aittir. Daha sonra, dosyaların İçindeki belgelerin zaman bakımından kapsamı küçülmektedir, örneğin, 1860 yılından sonraki (10 uncu Dosya) belgeler, birer-ikişer yıllık devreler halinde, her dosyanın kapsamını oluşturmaktadırlar.

c) Böylece, Karakoç Derlemesinin 1839 yılından sonrası için tam sayılabilecek bir mevzuat toplaması olduğunu belirtmek gerektir. Ancak, 1839-1908 devresinde de gözden kaçan bazı ufak-tefek mevzuatı Karakoç’un kaydetmemiş olması mümkündür. Şu duruma göre, 1517-1839 arasım kapsayan mevzuat yalnız dört dosya içindeyken, 1839-1908 arasındaki mevzuat 36 dosyada bulunmaktadır. Bunun da nedeni şudur: Bilindiği gibi, 1831 yılına kadar, Osmanlı Devletinin mevzuatı resmen yayınlanmıyordu. Bu tarihten sonra, II. Mahmut’un himmetiyle çıkarılmaya başlanan Takvim-i Vekayi sayesinde, resmî mevzuat, oldukça derli toplu biçimde kamu oyuna duyurulmaya başlandı. Daha önceleri bu konuda, genel bir yayınlama yoktu. Kanunnâmeler, İrade-i Seniyyeler, Beratlar vs. yalnız ilgili kişi ve kurumlara gönderilirdi. Devlet Merkezinde ısdar edilen bu mevzuatın asılları veya suretleri gerçi, depolarda saklanır, bir bölümü de, başta Mühimine Defterleri olmak üzere sayıları onbinleri bulan türlü adh defterlere kaydedilirdi. Başbakanlık Arşivi’nde (Hazine-i Evrak’ta) bulunan bu defter ve belgeleri tek tek inceleyip, 1831 yılına kadar ısdar edilen mevzuatı toplamak, şüphesiz Sarkiz Karakoç’un gücü dışındaydı. Bu nedenle Karakoç, sözü geçen 322 yıllık devrede ısdar edilen mevzuatı şu yollarla toplamaya çalışmıştır:

(i) . Osmanlı Devletinin kabul ettiği uluslararası hukukla ilgili antlaşmaları, Aristarchi, Testa, Noradounghian, Martens gibi pek ünlü türlü basılı eserlerden toplamıştır.

(ii) . Özellikle zimmî uyrukları ilgilendiren çeşitli ferman, berat vs. gibi belgeleri, büyük bir titizlikle, Rum ve Ermeni patrikhaneleri depolarından derleyerek, önemli manastır arşivlerinden toplayarak dosyalara koymuştur. Bunlar arasında orijinal fermanlar dahi bulunmaktadır.

(iii) . Devletçe ısdar edilen çeşitli kanunnâmeleri ya orijinal yazma eser olarak, ya da kopya ederek dosyalara koymuştur.

(iv). Bu yollar dışında çeşitli vesilelerle gördüğü, bulduğu belgeleri de aynen, ya da kopya ederek Derlemeye almıştır.

İlk iki dosya içinde böylece, Manastırlar ve Patrikhaneler arşivlerinden alman belgeler, antlaşmalar, ferman fotoğrafları, Sultan I nci Ahmet’in Arazî Kanunları (Yazma Eser), başka bazı kanunnâmeler (örneğin 1222 tarihli bir Donanma-i Hümayun Kanunnâmesi - Yazma Eser, 2 nci Dosyada) çoğunluğu oluşturmaktadır. Üçüncü Dosyadan sonra, basılı mevzuat ağırlık kazanmaya başlamakta, Kutsal Yerlerle ilgili fermanlar, basılı askerî nizamnameler, çeşitli mevzuat, Dördüncü Dosyaya kadar gelmektedir. Beşinci Dosyadan itibaren Takvim-i Vekayilerden kesilen mevzuat, basılı kanun, nizâmnâme gibi ayrı yayınlanmış kitap ve kitapçıklar, yabancı şirketlerin ana sözleşmeleri, gazete ve dergilerden kesilmiş türlü kupürler, basılı eserlerden alınan formalar, derlemede ön plâna geçmeye başlamaktadır. Yedinci Dosyadan itibaren basılı mevzuat (gene çeşitli gazete, dergi ve eserlerden alınmışlardır), daha ayrıntılı ve fazla olarak dosyalan doldurmuştur. Ancak, arada, Karakoç’un el yazısı ile kopya ettiği başka belgeler gene de göze çarpmaktadır. Heyet-i Vükelâ kararları gibi.

27 nci Dosyadan itibaren belgelere, Türk harfleriyle “Hazine-i Evraktaki kaydına uygundur” mührü, Fevzi, A. Reşat veya K. Kızılırmak imzaları konulmuştur. Bazı belgelere ise “Hazine-i Evrak ile alâkası yoktur” mührü basılmıştır. Birkaç belgede ise “Yazıldı” kayıtları görülmektedir. Birkaç belgenin ise Türk harflerine çevrilmiş kopyaları da göze çarpmaktadır. 27 nci Dosyadan sonra, herhalde Başbakanlığın isteği üzerine, dosyalardaki belgelerin Arşiv’deki orijinalleri ile karşılaştırıldığı anlaşılıyor. Ancak bu arada, belgelerin düzeni karışmıştır. Hele 27, 30 ve 32 nci dosyalar çok dağınık durumdadırlar.

E- SONUÇ:

Bu büyük derlemenin bastırılması son derece pahalı ve uzun vadeli bir iştir. Gerekli ekip çalışması yapılıp, eser bastınlıncaya kadar, araştırıcıların Türk Tarih Kurumu Kitaplığına gelerek inceleme yapmaları zorunludur. Bu nedenle bir kolaylık sağlanması bakımından şu öneride bulunulabilir:

a) Özellikle 1839 yılından sonraki zamanlarla ilgili olup derlemeye konulan mevzuatın büyük bir bölümü Düsturlar’da ve Takvim-i Vekayiler’de yayınlanmıştır. Ancak ayrıntılara ilişkin mevzuatı, bazı kararları, şirket sözleşmelerini, imtiyaz belgelerini incelemek isteyenler için bu derlemeye başvurulması tavsiye edilebilir.

b) 1517/1839 devresinde yer alan mevzuat, özellikle zimmî uyrukların hukukî ve sosyal durumlarını incelemek isteyenler için yararlıdır.

Fakat, bu değerli derleme, şüphesiz, yukarıda belirtilen konular dışında da her araştırıcıya ışık tutacak niteliktedir. Uzun bir çalışma ile, dosyalardaki orijinal belge ve eserlerin ayıklanıp ayrı ayrı tanıtılması, fihristlerin kontrolü ve gerekirse dikkatli bir inceleme sonucu Tarihî Fihrist’in yayınlanması düşünülebilir. Ancak bu da bir ekip çalışması ile gerçekleşebilir. Bu nedenle, Külliyat-ı Kavanîn çok değerli, büyük bir eser olmakla birlikte, bugün için ondan yararlanma imkânları ne yazık ki, oldukça sınırlıdır.

* Sarkiz Karakoç’un yetersiz bir biyografisi içm bk.: ÇARK, Y.: Türk Devleti Hizmetinde Ermeniler 1453-1953, İstanbul 1953, s. 215-217.