Tarihin en eski çağlarından beri Kilikya, gerek ekonomik, gerekse stratejik açıdan Anadolu’nun en önemli bölgesi olmuştur. Böyle büyük maddi zenginliklere sahip bir bölgede zengin bir kültürün oluşması da doğaldır. Antik Kilikya şehir sikkeleri bu zengin kültürün aynası olarak çok çeşitli konularda bizi aydınlatır.
Yaklaşık altı yüz elli yıl süren bu sikke basma geleneği sayesinde, çok fazla arkeolojik veri olmamasına rağmen, Kilikya bölgesinde olup biten bir çok şeyi sikkelerden öğrenebiliyoruz. Antik çağda gelenek olduğu üzere, Kilikya şehirleri de darp ettikleri sikkeleri bir propaganda aracı olarak kullanmayı iyi biliyorlardı. Toplum iradesinin yönetiminde inkar edilemez bir öneme sahip olan inanç dünyası, sikkelerin konuları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bilindiği gibi Roma dönemi şehir darplarında, sikkenin ön yüzü otorite sayılan imparatora ayrılırken, arka yüzler çoğu kez şehirler için önemli olan tanrı ve tanrıçalara bırakılmıştır. Kimi şehirler ise sadece kendilerine özgü bir tanrı, tannça veya sembol ile öne çıkmışlardır.
Sağlık tanrısı Asklepios ( L. Aesculapius) farklı zamanlarda bir çok Kilikya şehir sikkesine konu olmuştur. Bununla beraber özellikle iki şehir vardır ki, sikkelerinde Asklepios kültüne çok sık olarak yer vermiştir. Bugün henüz kazı çalışması yapılmadığı için fazla bir arkeolojik buluntu olmamasına rağmen, Aigeai (Yumurtalık) ve Irenopolis (Haruniye-Düziçi) şehirlerinde birer Asklepieion ya da bir Asklepios-Hygieia kült yeri olduğuna inan-mak için yeteri kadar numismatik delil bulunmaktadır.
Asklepios adına kurulan kült ve tedavi merkezleri Asklepieionlar, insan inançlarıyla kutsallaştırılmış birer şifa ocakları olmuştur. M.Ö. 6. yüzyıldan sonra 8-10 yüzyıl kadar Şifa Tanrısı adına inşa edilen Asklepieionlardan bugün 200’ü bilinmektedir. Bunlar arasında Epidauros, Kos (İstanköy Adası) ve Pergamon gibi tam kurulu olan Asklepieionlar sayılı olup çoğunun birer tapınaktan ibaret olduğu sanılmaktadır[1].
Asklepios’u çok eski bir hekim saymak gerekir. Yaşadığı zamandan yüz yıllar geçince zamanın etkisiyle tanrılaştırılmıştır. Bu tapınakların hekimleri aynı zamanda rahiptirler. Dinsel ve ruhsal etkiye inanarak telkin tedavilerinde başarılı olmuşlardır. Çünkü insanların yaşam dengelerini altüst eden hastalık dediğimiz olumsuz sağlık durumlarının kaynağı yüzlerce yıl insan iradesinin dışındaki doğa dışı güçlere, mistik kuvvetlere, dinsel temalara bağlanmıştır[2].
ASKLEPİOS EFSANESİ
Antik çağda gelenek olduğu üzere tüm tanrılar ve tanrılaştırılmış kişiler hakkında bir veya daha fazla efsane vardır ve Asklepios da bir istisna değildir. Tıbbın tanrısı Asklepios, “iyileştirici tanrı” olarak bilinen Apollo’nun oğludur. Çoğunlukla Apollo’nun Tessalia kralı Phlegyas’ın kızı Koronis ile seviştiği ve onu bir erkek çocuğa hamile bıraktığı anlatılır. Ne var ki Koronis, bu çocuğa hamileyken bir ölümlüye, Elatos’un oğlu Iskhys'e aşık olur. Bir kuzgunun[3] boşboğazlılığıyla (ya da kehanet yeteneği ile) ihaneti öğrenen Apollo, vefasız kadını öldürür[4] ve Koronis’in vücudu yakılmak üzere odunların üzerine konulduğu sırada, henüz yaşayan çocuğu, kadının karnından çekip alır. Böylece Asklepios doğar.
Asklepios’un neden Peloponnesos’ta Epidauros’un büyük tanrısı olduğunu açıklamaya yönelik bir başka geleneğe göre ise, büyük yağmacı Phlegyas, ülkenin zenginliklerini öğrenmek ve onları ele geçirmenin yollarını bulmak için ülkeye gelir. Kızı da onunla beraberdir. Yolculuk sırasında Apollo kızı baştan çıkarır. Kız, Epidauros toprağında Myrtion adındaki dağın eteğinde çocuğunu gizlice doğurur, sonra da onu terk eder. Ama bir keçi gelip çocuğu emzirir ve bir köpek ona bakar. Köpekle keçinin sahibi olan Aresthanas, çocuğu bulur ve çocuğu saran ışık çemberini görünce hayretler içinde kalır. Bu işte bir sır olduğunu düşünerek bebeği almaya cesaret ede-mez. Bebek tanrısal kaderinin yolunda tek başına ilerler.
Bir başka versiyonda, Asklepios’un annesi olarak Leukippos’un kızı Arsinoe’nin adı geçmektedir. Bu, çocuğun Arsinoe’nin oğlu olduğu ama Koronis tarafından büyütüldüğü ileri sürülerek, diğer geleneklerle uzaklaştırıl-maya çalışılan Messenia geleneğidir.
Yine başka bir söylenceye göre, Apollo, çocuğu yarı insan-yarı at olan (Kentauros) Kheiron’a emanet eder. Kheiron, Tessalia’lı bir çok gencin eğitimcisidir. İnsan ve vahşi hayvan olarak çifte doğası gereği hayvanlar, vahşi doğa ve bitkiler hakkında çok önemli bilgilere sahiptir. Bu bilgiler arasında av sanatı ve tıp da vardır. Kheiron kelimesi, “eli olan, ellerini kullanmayı bilen" demektedir[5]. Çocuğa tıp öğretir ve Asklepios çok geçmeden bu sanatta çok büyük maharet kazanır. Kheiron okulunda büyülü sözler söylemeyi, büyülü ilaçları, merhemleri ve faydalı cerrahlığı öğrenir.
Yaygın inanışa göre Asklepios bilgisini insanların hizmetine sunmuş, hatta ölüleri yeniden diriltmenin çaresini bile bulmuştur. Apollodoros, onun Athena’dan öğrendiği şeyin büyülü bir iksir olduğunu söyler. Asklepios, Athena’dan Gorgon ’un damarlarından akan kanı almıştır. Gorgon’un sol tarafındaki damarları kuvvetli bir zehir saçarken, sağ tarafındaki damarlarının kanı şifa verici nitelikteymiş. İşte Asklepios, ölülere can vermek için bu kanı kullanmasını biliyordu. Bu yoldan bir çok insanı diriltmişti. Asklepios’un dirilttiği insanlar arasında Kapaneus, Lykourgos (muhtemelen Thebai savaşı sırasında; çünkü bu savaşta ölenler arasında bu adı taşıyan iki kahraman vardı), Minos’un oğlu Glaukos ve adı daha sık geçen Theseus’un oğlu Hippolitos sayılabilir[6].
Bu diriltmeler karşısında insanların ölümsüz olup olamayacağı veya tanrıların ayrıcalıklarının korunup konulamayacağı bilinmez bir hal alır. Buna yeraltı dünyasının tanrısı Hades de sinirlenir çünkü kendi hükümdarlığının geleceği tehlikeye girmek üzeredir. Bu nedenle Asklepios’u tanrıların babası Zeus’a şikayet eder. Asklepios’un dünyanın düzenini bozacağından korkan Zeus, onu yıldırımlarıyla çarparak öldürür. Ölümünden sonra Asklepios ne ortada kalır ne de Hades’e gider. Onun yerine kendisi de bir tanrı olur. Takım yıldızlara dönüştürülür ve Yılancı takım yıldızı olarak gökyüzündeki yerini alır[7].
Efsanenin daha sonraki versiyonlarında Asklepios’un Epione adında bir karısı ve Akeso, laso, Panakeia, Aigle ve Hygieia adlarında çocukları olduğu anlatılmaktadır. Belki de ilk ortaya çıktığı yer olan Trikka’da (Tessalia-Yunanistan) varlığı belgelenen Asklepios kültü, uygulamaları özellikle büyüye dayanan, ama daha bilimsel bir tababetin geleceğini hazırlayan gerçek bir tıp okulunun geliştiği Epidauros’ta (Peloponnesos) kök salmıştır. Bu sanat, Asklepeiadlar ya da Asklepiosoğulları tarafından icra ediliyordu. Bunların en ünlüsü, yaklaşık M.Ö. 460 - 377 yılları arasında yaşamış olan ve ailesinin şeceresi Asklepios’a dayanan Hippokrates’tir[8].
Hippokrates, Asklepios’a ithaf edilen ünlü ve güçlü bir ada olan Kos (İstanköy)’ta dünyaya gelmiştir. Orada hastalıkları tedavi edilen insanların, hastalıkları için verilen ve iyi gelen tedaviyi, diğer insanlar da benzeri sorunlar karşısında yararlanabilsin diye, tapınağın duvarlarına yazma geleneği vardı. Hikayeye göre, Hippokrates bu yazıları kaydeder ve Varro’nun[9] inandığına göre, tapınak yandıktan sonra yatakta muayene diye tabir edilen geleneği kurar. Bundan sonra tıptan elde edilecek kazançların sınırı yoktur. Çünkü Selymbria’nın yerlisi ve Hippokrates’in öğrencisi olan Prodicus, ehil olmayan pratisyenlerin ve eczacıların gelir kaynağını keşfedip merhemlerle tedavi etme sanatını geliştirmiştir. Chrysippus[10] derin tartışmalardan sonra tıbbın bilimsel prensiplerini yeniden kurar ve onu takip eden Erasistratus[11] (Aristo’nun torunlarından biri) önemli değişiklikler yapar[12].
Ilyada’da Podaleirios ve Makhaon isimli kişilerin Asklepios’un çocukları olduğu ve ikisin de iyi hekim oldukları söylenir[13].
Bir çok heykel ve sikkelerde Asklepios çoğu kez yaşlı, deneyimli ve güven verici görünümüyle bir asaya yaslanmış olarak tasvir edilir. Kimilerine göre bunun anlamı, hekimliğin az bir zamanda öğrenilmeyip yaşlanıp da bir bastona dayanmak zorunda kalacağı zamana değin bilgilenmeye ve deneyim edinmeye gerek duyulmasıdır.
Asklepios atribüleri bir sopaya sarılmış yılan ve bunun yanı sıra çam kozalakları, defne çelenkleri, bazen de horoz, keçi ya da köpektir. Yılan, önlem ve ileri görüşlülük simgesidir. Zehrinden şifa elde edilen iksirler yapılabilir. Yılan aynı zamanda uzun ömürlülüğün de sembolü olarak Asklepios’un asasına dolanmış olarak resmedilir. Tek başına, başı yukarı doğru kalkmış, gövdesi kıvrımlı halde ilerlerken resmedilen plan tasvirleri daha çok Asklepios’un kendisini simgeler.
Epidauroslular Aesculapius tapınağı ile ünlüydüler[14]. Burası onun kültünün merkeziydi ve insanlar buraya iyileşmeye gelirdi. Anadolu’daki en ünlü Asklepieion Bergama’da idi. Bütün Asklepieionlar’da uyulması gereken kurallar oldukça sıkıydı. Tanrının dualarını kazanması için kişi, büyük bir saflığa sahip olmalıydı. Bir Asklepieion’a gelen hasta aşağıdaki kurallara uymak zorundaydı:
• Bir kurban adamak (dana ve koç yanında çoğunlukla horoz),[15]
• Banyo yapmak (deniz kenarında kurulu olanlarda denizde yıkanmak),
• Oruç tutmak,
• Asklepieion’un bahçesinde yatmak.
Burada insanların yerde uyudukları yatakhaneler, zehirsiz planlar tarafından ziyaret edilir ve onlar uyurken tanrı rüyalarına girerdi. Bu yolla mucizevi ilacını belirler ve alınacak tedaviyi gösterirdi.
Roma İmparatorluğu’nun yükselme dönemindeki son büyük imparator ve aynı zamanda stoacı felsefenin önde gelen bir takipçisi olan Marcus Aurelius’un (161-180) Meditations adlı eserinden alınan aşağıdaki bölüm, Askle-pios kültü hakkında o günlerdeki düşünceyi birinci elden ifade etmesi bakımından önemlidir;
“Genel olarak şöyle deriz: ‘Aesculapius bir adama at egzersizi, soğuk banyo veya hiç ayakkabı giymemesini emretti’; buna benzer bir şekilde diyebiliriz ki: ‘Evrensel Doğa ona hastalık, yetersizlik, kayıp veya diğer bir bela emretti’. Bir önceki cümledeki emretti ifadesi aslında 'sağlığına yararlı olarak bunu öne sürdü’ anlamındadır; ikinci cümlede ise kişinin başına gelenler, doğanın kanununa uygun olarak önlerine çıkarılmıştır anlamına geliyor...
... Basit insanlar bile ne söylediğimi bilirler, çünkü şu ifadeyi kullanırlar; ‘ona gönderildi’, ve işte bu demektir ki ona ‘gönderildi (başına geldi) ’, bu da ‘bu onun için emredildi’ demek oluyor. Buna göre bu emirleri, tıpkı Aesculapius’un emirlerini kabul ettiğimiz gibi kabul edelim. Bunlardan bir çoğu kesin olarak ağır olabilir ama sağlığa kavuşma umuduyla onları kabul ediyoruz. ”[16]
Asklepieionlar’da yapılan tedavi ile ilgili ilginç bir hikaye daha vardır. Bir zamanlar Bergama yakınlarında koyunlarını otlatan bir çoban bir yılan tarafından sokulur. Büyük bir ıstırap içinde Asklepieion’a gelir ve yardım ister fakat doktorlar orada sadece ruhsal hastalıkları tedavi ettiklerini, kendisine yardımcı olamayacaklarını söylerler. Bununla beraber ıstırabını dindirmek için kendisini daha hızlı öldürecek bir zehir verebileceklerini söylerler. Çoban zehiri içer ama ölmez. Asklepieion hekimlerinin verdiği zehir, yılan zehirinin panzehiri olduğu için çoban yaşamaya devam eder. Bu olaydan sonra tıbbın sembolü bir asaya dolanan yılan olmuştur.
Epidauros, Bergama ve İstanköy’deki Asklepieionlar’ın yanında Atina ve Korinth tapınakları da ünlüydü. Herhangi bir yeni Asklepios tapınağının resmen kurulması için, tanrının kutsal yılanlarından birisinin ana mabetten getirilmesi adetti. Atina’da da böyle olmuş ve yeni Asklepieion (hastane) inşa edilene kadar, yılanı ozan Sophokles ağırlamıştır[17]. M.Ö. 293 (kimi kayıtlarda 295 olarak geçer) yılında meydana gelen bir salgın (veba?) sırasında Romalılar Atina’daki Asklepios tapınağının aynısını Roma’da inşa etmişler ve tanrıyı oraya çağırmışlardı[18]. Asklepios oraya bir yılan kılığında gönderilmişti[19].
Tüm bu zamanlar ve Roma dönemi boyunca iyileşmek isteyen insanlar Asklepios tapınaklarını ziyaret etmişlerdir. M.Ö. 5. y.y.’da ortaya çıkan ve çeşitli alternatif yöntemlerin yanı sıra dini telkin fikri temeline dayanan tedavi yöntemleri M.S. 400’e kadar devam etmiştir.
ANTİK NUMİSMATİKTE ASKLEPIOS
Antik sikkelerde en erken Asklepios tasvirleri Trikka - Thessalia’da görülür (M.Ö. 400-344)[20]. Daha sonra Epidauros’ta basılan bir gümüş sikkenin, hem ön hem de arka yüz konusu Asklepios olmuştur; ön yüzde tanrının defne taçlı başı, arka yüzde tahtta oturan Asklepios, bir asaya yaslanıyor ve sağ elini önünde kıvrılmış olan bir yılana doğru uzatıyorken resmedilmiştir (M.Ö. 350-330)[21]. Tahtın altında bir köpek oturur. Bu sikkedeki tasvir muhtemelen, heykeltıraş Thrasymedes'in bir eseri olan, ünlü altın ve fildişi heykelden esinlenilerek yapılmış olmalıdır. Asklepios'un kendisi, karısı Epione[22] ve sembolü yılan[23] daha sonraki dönemlerde de Epidauros sikkelerin temel konuları olmaya devam etmiştir.
Asklepios insanları, yani ölümlüleri en çok seven tanrı olarak tüm antik çağ toplumları tarafından ilgi görüyordu ve bu nedenle popüler bir sikke konusu olması kaçınılmazdı. Özellikle sağlık problemlerinin arttığı dönemlerde antik çağın sayısız şehri Asklepios konulu sikkeler darp etmişlerdi[24]. Ele geçen örneklere bakılacak olursa Klasik (M.Ö. 480-330) ve Hellenistik (M.Ö. 330-30) dönemlerdeki tüm şöhretine rağmen, bir sikke konusu olarak Asklepios/Hygieia daha çok Roma döneminde popüler olmuş gibi görünmektedir.
Söylencelerde bir çok çocuğunun ismi geçmesine rağmen, antik sikkelerde kızı Hygieia ve oğlu Telesphoros dışında diğer çocuklarının tasvirlerine rastlanmaz. Aelius Aristides’e (M.S. 1. y.y.) göre, Asklepios’un çocuklarının en onurlusu Hygieia’dır. Önceleri baba-kız şifa tanrısı iken, sonraları (M.Ö. 480) Hygieia daha genel anlamda kurtarıcı ve tüm tehlikelere karşı sığınılır bir tanrıça olmuştur[25]. Buna göre Asklepios’un öğretisini gerçekten takip eden ve o dönemdeki inanç dünyasında kutsal kişilikler haline gelebilen sadece iki çocuğu olduğunu düşünmek mümkündür. Hygieia çoğunlukla babası ile karşılıklı ayakta dururken, bir elinde tuttuğu bir phiale’den diğer koluna dolanmış olan bir yılanı beslerken resmedilir. Kimi sikkelerde tek başına yer alan Hygieia’nın bazı yerlerde en az babası kadar saygı gördüğü anlaşılmaktadır ve bu da Asklepios’tan beklendiği kadar onun da şifa dağıtma gücü olduğuna inanıldığını göstermekledir.
Telesphoros'un durumu biraz daha farklıdır; bazı kaynaklara göre Asklepios’un oğludur bazıları da ondan Asklepios’un yardımcılarından birisi olarak bahseder. Telesphoros, tedavi sanatının iyileşme ile sonuçlandığını, hastalığın sona erdiğini ve mükemmel sağlığa kavuşulduğunu sembolize eder[26]. Genellikle Asklepios’un yanında veya Asklepios ile Hygieia’nın arasında duran, sivri külahlı bir manto giyen, kısa boylu bir çocuk veya cüce olarak tasvir edilir. O hekimlik gizinin ustası, rüyaları yorumlayan ve iyileşme dönemini kollayan bir tanrı idi[27]. Arisleides, Pausanias ve daha bazıları, Telesphoros’u Bergama’nın özel tanrısı sayarlar. Bu bakımdan onun zamanının en büyük hekimi olduğunu ve ölümünden sonra öğrencileri tarafından bir mezhep kurucusu sayılarak tanrı derecesine yükseltildiğini kabul ederler. Telesphoros için de Asklepios gibi adaklar sunulurdu[28].
Asklepios ve Hygieia isimleri Roma dönemi eyaletlerde eskiden olduğu gibi kaldığı halde Roma’da çeşitli tanrı veya kutsal kişiliklerle özdeşleştirilmiş veya beraberce tasvir edilmiştir. Örneğin Hygieia’nın Roma’daki karşılığı Şahıs’tır. Aynı zamanda Güvenlik ve Refah’ı temsil eden Şahıs sağlık tanrıçasından öte bir görev üstlenir. Sikkelerde görülen SALVS AVG[29] lejantı sadece imparatorun sağlığı değil, onun refahı veya güvenliği anlamına gelmekteydi.
ANTİK KİLİKYA’DA ASKLEPİOS
Kilikya’nın çeşitli yerlerinde sağlık tanrısı Asklepios ve Hygieia’ya bir çok sunuda bulunulmuştur. Aigeai’da bulunan bir sunak üzerindeki Asklepios’a hitap eden yazıtın ilk satırından, sunağın Hygieia’ya adanmış olduğu anlaşılmaktadır. Yazıtın eski Yunanca’da “ve” anlamına gelen και sözcüğü ile başlıyor olması bu sunağın Hygieia’dan başka bir tanrıya daha adanmış olduğunu göstermektedir. Adı ya başka bir sunağın üzerinde ya da bu sunağa boya ile yazılmış olan bu tanrı büyük bir olasılıkla Asklepios idi. Bu bölgede Eski Mantaş köyünün bir kaç kilometre batısındaki Andıl Tepesi’nde 1994 yılında Asklepios ile birlikte bir Hygieia kutsal alanı saptanmıştır. Burada yapılan sunular Andıl dağının güney yamacında en azından M.S. 2. y.y.’ın ikinci yarısında bu tanrıların yoğun olarak kullanılan yerel bir kutsal alanı olduğunu ortaya koymaktadır[30].
Hierapolis-Kastabala’da bulunan yuvarlak bir sunak üzerinde de “Kurtarıcı Tanrılar Asklepios ve Hygieia’ya, Markos Aurelios Paulinos (bu sunağı yaptırdı) ” yazdığı tespit edilmiştir[31].
KİLİKYA SİKKELERİNDE ASKLEPIOS
Antik Kilikya’da Asklepios konulu ilk sikkeler Roma döneminde görülmeye başlar. Batıda Kolybrassos (?), Lyrbe (Side yakınlarında), Laertes (Alanya, Gözüküçüklü Köyü, Karamuvar Mevkii), Elaiussa-Sebaste (Ayaş- Kumkuyu) ve doğuda Epiphaneia (Gözene-Dörtyol), Flaviopolis (Kadirli), Anazarbos (Anavarza-Dilekkaya), Mopsuestia (Misis), Tarsos ve Soloi-Pompeiopolis (Mezitli-Viranşehir) gibi Kilikya şehirleri yukarıda belirtilen sebeplerle, çeşitli tipte Asklepios/Hygieia konulu sikkeler darp ettirmişlerdi.
Bünyesinde bir Asklepieion veya Asklepios tapınağı bulunan şehirler için durum biraz farklıdır. Asklepieion/Asklepios tapınağı, şehir için hem bir gurur hem de reklamı yapılması gereken bir gelir kaynağı idi. Bu durumda olan şehirler en az bir kaç sikkede Asklepios’u tek başına ayakta veya bir tahtta otururken, ya da kızı Hygieia ile karşılıklı ayakta dururken bir tapınak içinde tasvir etmişlerdir[32].
Burada öncelikle kült yeri sahibi olan Aigeai ve Irenopolis şehirlerinin Asklepios kültü ile ilgili sikkeleri incelenecektir.
Aigeai ve Asklepios
Adana’nın Yumurtalık ilçe merkezine lokalize edilen Aigeai, muhtemelen Büyük İskender’in ölümünden sonra Issos (İskenderun) Körfezinin kuzey girişini kontrol etmek amacıyla bu körfezin güneyindeki Alexandreia'nın (İskenderun) karşısına kurulmuştu[33]. Aigeai şehir takvimi, Caesar’ın Kilikya’da bulunduğu M.Ö. 47 (Sonbahar) yılında, şehre civitas libera = serbest şehir statüsü vermesiyle başlar[34]. Aigeai, Seleukoslar’ın anavatanı Makedonya’dan aldıkları bir isimdir ve eski Yunanca’daki αιξ = keçi kelimesinden türetilmiştir[35]. Sikkelerinde şehrin gururla ilan ettiği üç övgü kaynağı vardı. Bunlar limanı, Makedonia kökenli olmaları (sikkelerindeki MAK, MAKE ve ΜΑΚΕΔΟΝΙΚΗC gibi lejantlar bunu ifade eder) ve en önemlisi Asklepios tapınağı idi[36].
M.S. II. y.y.’da bölge şehirleri arasında büyük bir çekişme ve yarış vardı. Kilikya’nın en büyük ve önemli şehri olan Tarsos, AMK[37] ve Metropolis unvanlarını almıştı. Daha sonra Anazarbos da bu unvanları alıp, üstüne ΕΝΔΟΞΟΣ[38] unvanını ekleyerek göstermelik de olsa prestij kazanmıştı.
Eyaletin üçüncü büyük şehri olarak Aigeai da bu yarışmaya belli şartlarda kanlıyordu:
1- Özellikle Roma döneminde Kilikya Pedias bölgesinin en önemli liman şehri olarak hem deniz ticareti yapan gemiler hem de askeri filolar için önemli bir uğrak yeriydi. M.S. 3. y.y.’da imparatorlar Philippus, T. Decius, Aemilianus, Valerianus ve Gallienus’a ait sikkelerde ναυαρxıc[39] unvanı görülür. Aigeai, Suriye eyaletinin askeri deniz filosunun bir üssü, ticaret filolarının mutat bir uğrak limanıydı[40]. Şehrin denizcilikle ilgisini gösteren bir çok gemi ve liman konulu sikkeler bulunmaktadır[41].
2- Epidauros, Kos ve Pergamon’dakiler kadar önemli olan bir Asklepios tapınağı vardı[42].
Böyle önemli bir tapınma ve tedavi merkezine sahip olmak şehre büyük ekonomik gelir sağlayabiliyordu. Suriye yolu üzerinde bir liman şehri olduğu için gerek ticaret gerek askeri gerekse de dini inanç ve tedavi amacıyla, bir çok yerden insanlar buraya geliyordu. Tapınağı ziyaret eden insanlar için sunu malzemeleri, tanrı/tanrıça heykelcikleri, sunu çelenkleri ve adak hayvanları satışı önemli bir gelir kaynağını teşkil etmekteydi. Ayrıca tapınakta yapılan tedaviden de para kazanılıyordu[43]. O günlerde elden ele dolaşan ve bir çeşit broşür niteliği taşıyan sikkelerde şehrin bu kadar değerli özelliklerinin yer alması son derece doğaldı. Yaygın medyanın bulunmadığı bir ortamda ve şehirler arasında büyük bir ekonomik ve sosyal prestij yarışı varken, şehirler kendilerine özgü niteliklerini yoğun bir şekilde sikkelerinde anlatmaya çalışıyorlardı[44].
Kurtarıcı tanrılar Asklepios ve Hygieia, Aigeai şehrinin baş tanrıları idi. Büyük bir ihtimalle Aigeai’dan götürülmüş olan ve şimdi Messina’da bulunan Antoninus Pius dönemi’ne ait bir yazıtta:
Ασκληπιω ----- Asklepios
και Υγεία ----- ve Hygieia
σωτηρσιν ----- kurtarıcılar (tanrılar)
πολιουχοζ ----- şehrin hamileri
yazdığı tespit edilmiştir[45].
Aigeai’lı hatip Philostratos (170-245) Sofistlerin Hayatı, II, 4’te Publius Anteius Antiochus isimli birisinden bahseder. Bu adam anavatanının Asklepios’una çok derinden bağlı imiş. Daha sonra şöyle anlatır: Gecelerinin büyük bir bölümünü Asklepios tapınağında uyuyarak, rüyalar ve yorumları hakkında insanlarla konuşarak geçirirdi. Evet, o uyanık durumdayken tanrı onunla konuşmuş; Antiochus’un hastalıklarını çıkarmak için güzel bir cesaretle sanatını kullanmış[46].
Aynı Philostratos, Tyanaz (Kemerhisar)’lı Pytagorasçı Filozof Apollonios'un Hayatı adlı eserinde, filozofun Aigeai, Asklepios tapınağında kaldığını ve burada yapılan uygulamaları detaylı bir şekilde anlatır[47].
Buna göre, Aigeai Asklepios tapınağı sadece Sağlık Tanrısına sunular yapılan bir yer değil ama Asklepeiadlar’m görev aldığı gerçek bir Asklepieion idi.
Erken dönem sikkelerinin en önemli ön yüz konusu Athena, Herakles, Zeus gibi Hellenistik tanrılarla birlikte şans tanrıçası olarak da bilinen şehir tanrıçası Tykhe’nin kule taçlı büstü iken, arka yüz konuları bir at başı ve oturan veya ayakta duran keçi tasvirleridir. Şehrin isminin de keçi anlamına geliyor olması ve keçinin artık şehrin sembolü olması, daha sonraki sikkelerinde keçi tasvirlerinin sıkça yer almasının sebeplerinden birisidir. Bu nedenle Aigeai’daki Asklepios konulu sikkelerde görülen keçi tasvirlerinin Asklepios’un kutsal hayvanı olan keçi ile karıştırılmaması gerekir.
Aigeai antik şehrinde herhangi bir resmi kazı yapılmadığı için Asklepios tapınımı ile ilgili bilgiler şimdilik sınırlı sayıdaki antik çağ yazarının kitaplarında yazılanlara, ele geçen yazıtlara ve şimdilik en detaylı bilgileri veren sikkelere dayanmaktadır. Antik çağ coğrafyacıları ve gezginlerinden Strabo (M.Ö. 64/3 - M.S. 23) Geographika’da,[48] Pomponius Mela (M.S. 1. y.y.) Chorographia’da[49] ve Claudius Ptolemy (M.S. 90-168) Geography’de,[50] Kilikya bölgesini anlatırken Aigeai’yi küçük bir şehir olarak tarif ederler ve bir Asklepieion’un varlığından bahsetmezler.
Aigeai’da Asklepios Konulu Sikkeler
Üzerinde tarih bulunan Asklepios konulu ilk sikkelere Marcus Aurelius'un (161-180) Caesar olduğu (139-161) dönemde rastlanır. Ön yüzünde imparatorluk veliahdının çıplak başlı büstü bulunan sikkenin arka yüzünde, S. Alexander döneminde daha küçük boyuttaki sikkelerde tekrar kullanılacak olan, bir yumurtaya dolanan yılan tasviri görülür (Res.2).
Bununla beraber, oldukça silik olmasına rağmen Aigeai şehrine ait olduğu belli olan British Museum kayıtlarındaki bir sikke, daha önceki dönemleri işaret eder. Bu sikkenin ön yüzünde sakallı Asklepios başı ve hemen önünde yılanlı asası, arka yüzünde ise, daha sonraki örneklerinden çok farklı bir şekilde ayakta duran Hygieia tasviri bulunur (Res.l). Arka yüz lejantındaki tarih tam okunamadığı için kesin olarak tarihlemek mümkün olmamakla beraber gerek figürlerin stili, gerekse lejantın yukarıdan aşağı dik olarak yazılmış olması ve ayrıca Caligula (37-41)[51] dönemine ait bir başka Aigeai sikkesi ile gösterdiği büyük benzerlik nedeniyle[52] bu sikkenin erken Roma dönemine tarihlenmesi mümkündür. Antoninus Pius dönemine ait olduğu sanılan bir yazıt da göz önüne alınacak olursa Aigeai’da Asklepios kültünün, M. Aurelius’tan daha önce başladığı söylenebilir[53].
M. Aurelius’tan sonra görülen ikinci en erken örnek ise Commodus’a (177-192) aittir. On yüzde Commodus’un çıplak başlı büstü bulunur ve bu sikkenin henüz Commodus imparator olmadan, Caesar iken (166-177) basıldığım işaret eder. Arka yüzde ise ilk defa dört sütunlu bir tapınak içerisinde, yılanlı asasına yaslanan Asklepios resmedilmiştir. Tapınak içinde tasvir edilen Asklepios konulu sikkeler, sağlık tanrısı inancının Aigeai’da iyice yerleştiğini ispat eder (Res.3)[54].
Ön yüzünde Septimius Severus'un (193-211) büstü bulunan büyük bronz bir sikkenin arka yüzünde, ilk örnekteki gibi Asklepios’un diademli bir büstü ve hemen önünde de kutsal hayvanı yılan yer alır (Res.4). S. Severus’ un karısı Julia Domna için bastırılmış olan bir sikkenin ön yüzünde de im- paratoriçenin büstü, arka yüzünde ise bu sefer sağlık tanrısının kızı Hygieia’nın büstü bulunur. Asklepios kültünün kutsal hayvanı yılan, bu son derece güzel tasvir edilmiş Hygieia’nın omzundan boynunun ön tarafına dolanmaktadır (Res.5).
Caracalla (198-217) döneminde, Asklepios konulu ilk sikkede Sağlık Tanrısı ve Telesphoros'un bilinen figürleriyle yer alır (Res. 6) ancak bu imparatora ait billon bir sikkenin hem ön, hem de arka yüzünün Asklepios’u onurlandırması ilginçtir. Ön yüzde Asklepios’un yılanlı asası ile çok güzel bir büstü, arka yüzde ise ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanırken solunda Telesphoros, sağında şehrin sembolü oturan keçi ile birlikte resmedilmiştir (Res.7). Sikkenin ön yüz lejantında Caracalla’nın ismi ile şehir unvanı birleştirilerek imparator onurlandırılmış. Arka yüz lejantı da şehrin köklerine duyduğu saygıyı ifade eder; “ΜΑΚΕΔΟΝΙΚΗC ΕΥΓΕΝΟΥΟ = Soylu Makedonyalıların”.
Yine Caracalla dönemine ait bir başka sikkenin arka yüzünde Asklepios ve Hygieia ayakta (Res.8), karşı karşıya dururken, bir başkasında da ilk kez sekiz sütunlu bir tapınak içerisinde, Asklepios yılanlı asasına yaslanırken (Res.9) resmedilmiştir. Bu sikkelerin basılmasında Caracalla’nın, muhtemelen Eylül/Ekim 215’te, şehre yaptığı ziyaretin etkisi olmalıdır[55]. Kilikya ziyareti sırasında Caracalla, eyaletin metropolü olan Tarsos’a önemli armağanlar ve ayrıcalıklar sunmuştu[56]. Aigeai’da Caracalla adına hem billon hem de bronz sikkeler basılmış olması, hem de bu sikkelerden bir tanesinin her iki yüzünde, sikkenin basılmasına izin veren otorite yerine sadece Asklepios kültüne yer verilmiş olması, şehirler arasındaki çekişmenin sonucunda, imparator tarafından Aigeai’ye verilmiş bir rüşvet olarak değerlendirilebilir.
Aigeai şehri imparatorların sevgisini kazanmayı ve avantajlar elde etmeyi erken zamanda öğrenmiş gibi görünüyor; hemen her yeni imparator iktidara geldiğinde adına basılan sikkelerde şehrin unvanına ΑΔΡΙΑΝΩΝ, KOMOΔΙΑΝΩΝ, CEVHPIANON,
ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΠΟΛ... gibi imparator isimleri de eklemiş, ayrıca yazılarda ve sikkelerde imparatorlara tanrı sıfatı (θεοσ) ile hitap etmişlerdi. Caracalla’nın öldürülmesinin ardından imparator olan Macrinus (217-218) da çok kısa süren hükümranlığına rağmen Aigeai’da adına basılan, sekiz sütunlu tapınak içinde ayakta duran Asklepios konulu sikkelerde ΜΑΚΡΙΝΟΥΠΟ unvanıyla onurlandırılmıştı (Res.10).
Eyaletlerde sikke basımının, özellikle bölgedeki askeri faaliyederin sıklaştığı dönemlerde arttığı görülür. Zamanının çoğunu doğu eyaletlerinde geçiren Macrinus döneminde, Aigeai’da kendisi ve oğlu Diadumenianus adına bir çok sikke basılmış olmasının bir sebebi de Aigeai limanına gelen çok sayıdaki Roma askerleridir[57].
Tarsos ve Anazarbos gibi Kilikya şehirlerinin çoğu, aykırı davranışları nedeniyle dönemi boyunca tüm Roma dünyasında yadırganmış olan Elagabalus (218-222) adına bir çok sikke basmış olmasına rağmen Aigeai darphanesi bu imparator döneminde pek aktif görünmez. Kayıtlara geçen bir sikkenin ön yüzünde imparatorun kendi büstü, arka yüzünde de ayakta duran bir kadın figürü vardır (Res.ll). Detayları pek iyi görünmemekle beraber şehirdeki Asklepios kültü nedeniyle, buradaki kadın figürü Hygieia olarak tanımlanabilir.
İmparatorluğa getirilişi ve tahtta kaldığı sürece annesinin gölgesinde kalan Severus Alexander (222-235) Parthia seferi nedeniyle 231 yılında Kilikya’ya gelmiş ve bölgenin önemli şehirlerini ziyaret etmişti. Severus Alexander’in, 222 yılında imparator olmasından neredeyse 229 yılına kadar, Kilikya’da sikkelerine tarih atan şehirlerde, ya hiç ya da çok az sikke basılmıştır[58].
Aigeai darbı S. Alexander sikkelerinin konuları daha öncekilerden farklı ve zengindir. 229 tarihli ilk sikkenin ön yüzünde imparatorun defne taçlı büstü, arka yüzünde ise bir sepet içindeki yumurtaya dolanan yılan ve sepetin her iki tarafında birer meşale bulunur (Res. 12). Bu sikkedeki sepet ve yılan tasvirlerinin Dionysos kültünün sembollerinden birisi olan Cista Mistica’nın içinden çıkan yılan ile ilgisi yoktur. Çukurova’nın tarımsal verimliliğin koruyucusu, tanrıça Demeter'in sembolü meşaleler,[59] Asklepios’un kutsal yılanı ile birlikte resmedilerek iki kült ilişkilendirilmektedir[60].
Yumurtalık kumsalları bugün de büyük deniz kaplumbağalarının uğrak ve yumurtlama alanlarından birisidir[61]. Zaten modern ismi de buradan gelmektedir. Daha sonra da görüleceği üzere Hygieia bir çok kereler içinde yumurta olan bir kaptan kutsal hayvanı yılanı beslerken resmedilmiştir. 229 tarihli bir başka sikkenin ön yüzü bir önceki gibi imparatora ayrılmışken, arka yüzde, ilk defa M. Aurelius’a ait bir sikkede görülen,[62] yumurtaya dolanan Asklepios'un yılanı tasvir edilmiştir (Res.13). Sikke çok küçük olmasına rağmen, yumurtanın alt tarafında bulunan bazı baş ve kol benzeri figürler, Edoardo Levante tarafından, yumurtadan çıkan kaplumbağa olarak tanımlanmaktadır[63].
Aigeai’da Asklepios kültü ile ilgili olarak S. Alexander’e ait en ilginç sik-kelerden bir tanesi de hem 229 hem de 230 tarihinde basılmış olanıdır. Bu sikkenin de ön yüzünde geleneksel bir şekilde imparator, arka yüzünde ise ‘ etrafına yılan dolanan sandaletli bir ayak ve üzerinde de küçük bir Asklepios büstü bulunur (Res.14)[64]. Mısır, Alexandria darplarında da üstünde bir Sarapis büstü bulunan ayak tasvirlerine rastlanır[65]. Sarapis (veya Serapis) I. Ptolemy (323-285) tarafında Mısır’da, hem Yunanlılar’m hem de Mısırlılar’ın paylaşacağı bir kült sağlamak için yarattığı, aralarında Asklepios’un da bulunduğu bir dizi tanrının özelliklerine sahip Mısırlı bir tanrıdır[66]. Denizcilerin de koruyucu tanrısı olarak bilindiğinden, özellikle Anadolu’nun bir çok limanında ona tapınılırdı. Kilikya şehirlerinin Sarapis’e gösterdikleri ilgi hiç de azımsanacak boyutta değildir. Buradaki ayağın Sarapis’e ait olduğunu düşünmek doğru olabilir çünkü Mısırlı tanrılar Isis ve Sarapis’in Aigeai’da doğal olarak sevildiğini gösteren sikkeler vardır[67]. Ayrıca yılan, Sarapis’in de kutsal hayvanıdır[68]. Mısır’da Commodus ve Marcus Aurelius’a ait sikkelerde Asklepios bir ayak üzerinde resmedilmiştir. Tam karşılığı açık olarak bilinmemekle beraber, ayak Mısır hieroglif dilinde yer veya pozisyon anlamına geliyordu[69]. Eğer yer anlamını doğru olarak kabul edecek olursak, sikkemizin arka yüzündeki kompozisyon, Asklepios’un (şehrini) yerini ifade ediyordu[70].
230 tarihli bir başka sikkenin arka yüzünde ise daha sonra Severus Alexander’in büstünün önünde de görülecek olan, üzerinde kartal bulunan yılanlı asa tasviri bulunuyor (Res.15)[71].
Severus Alexander’in Parthia seferi sırasında 231 yılında Aigeai’yı şahsen ziyaret etmesi nedeniyle 230/1 ve 231/2 tarihi taşıyan ilginç konulu büyük sikkeler darp edilmiş ve bu sikkelerde ilan edildiği gibi, Aigeai şehri ilk defa Neokoros unvanı ile ödüllendirilmişti[72]. Neokoros, bir eyalette imparator kültüne ayrılmış tapınak kuran şehre verilen bir unvandı. Tarsos ve Anazarbos bu unvanı daha önce almıştı[73]. Bununla beraber Asklepios ve Hygieia’nın Aigeai’nın kurtarıcı ve koruyucu baş tanrıları olduğu ve antik çağın en önemli Asklepieionlarından bir tanesinin burada olduğu zaten bilinmekteydi[74]. Bu durumda Asklepios tapınağının yerini Neokoros alacakmış gibi görünmesine rağmen tapınakta Asklepios tapınımı ilk sırada yer alrnışu. Hatta imparator ve Asklepios aynı tapınak içinde yoldaş tanrılar (σνναοι θεοί) olarak saygı görmüşlerdi[75].
Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi Severus Alexander adına basılan bir sikkede görülür. On yüzde imparator bir Asklepios rahibi diademi ile askeri kıyafet içinde resmedilmiş; daha ilginç olanı ise lejanttaki ΑΡΧ(ΙΕΡΕΑ) ΜΕ[ΓΙΣΤΟΝ] ΟΙΚΟΥΜΕΝΗΣ) K(AI) ΑΣΚΛΗ(ΠΙΟΥ) ifadesidir. Buna göre imparator şehirde yapılacak festival/spor karşılaşmalarının ve Asklepieion’un baş rahibidir. Bu unvana uygun olarak arka yüzde, ayakta duran Asklepios'un karşısında duran Severus Alexander kolunda yılanlı asa tutuyor ve sunak üzerinde adak yapıyor; arkasında duran şehir tanrıçası ise kendisini taçlandırıyor, yani Aigeai şehri imparatoru onurlandırıyor. Böylece şehre Neokoros unvanı verilmesinin hem şehre hem de imparatora sağladığı avantajlar gözler önüne seriliyor (Res.16).
230/1 tarihli sikkelerden bir tanesinde daha önce de kullanılan sepet içinde yılan ve iki tarafında meşale konusu tekrar karşımıza çıkar (Res.17). Aynı seride basılmış bir başka sikkenin arka yüz lejantında Aigeai halkının Makedonyalı geçmişi ve Neokoros’u onurlandırılıyor: MAK EVT ... ΘΕ0Φ NEOKOPOV (sic) ΑΙΓΕΩΝ[76].
Severus Alexander adına basılan bir başka sikkede ilk kez Telcsphoros, ayakta duran ve asasına yaslanan Asklepios ve şehrin sembolü keçi ile birlikte yer alır (Res.18).
Ön yüzünde Severus Alexander’ı Asklepios rahibi diademi ile gördüğümüz bir başka örneğin arka yüzünde, kısa chiton giyen imparator Asklepios tapınağı önünde ayakta dururken tasvir edilmiş; sol elinde, ucunda kartal bulunan yılanlı asa, sağ elinde ise önündeki sunakta libasyon yaptığı bir phiale tutuyor (Res.19). Aigeai’da ucu kartallı, yılanlı asa sadece Severus Alexander’in sikkelerinde görülür ve imparatorun Asklepios tapınağının baş rahibi olması nedeniyle muhtemelen Asklepios’un yılanlı asasından öykünerek imparatorluk sembolü kartalın eklenmesiyle uydurulmuştur. Tanrının sembolü yılanlı asa ile birlikte resmedilen imparator Yeni Asklepios sayılıyordu ve tapınakta yapılan törenleri idare etmek zorundaydı[77]. Bu sikkede, imparatorun muhtemelen bu törenlerden birini yönetmesi canlandırılıyor.
Asklepios’un kendisi de bir çok kereler yılan olarak tasvir edilmiştir. Daha önce de değinildiği gibi Asklepios, Epidauros’tan Roma’ya yılan formunda götürülmüştü. 231 tarihli sikkelerden bir tanesindeki başı havada, sağa kıvrılarak ilerleyen yılan, Asklepios’un kendisini sembolize etmektedir (Res.20). Romalılar, tıbbın yaratıcısı, Apollon’un oğlu Asklepios’a bir yılan formunda tapınıyorlardı. Yılanın deri değiştirmesi, yeniden gençleşme anlamına geldiği için bu tanrıya inananlar yılandan hayatlarını yenilemesini ve yaşlanmayı geciktirmesini bekliyorlardı. Bu nedenle yılan yenilenmenin sembolü olmuştur[78].
Adana Müzesi’ne kayıtlı koleksiyonerlerden Sayın O. Çamurdan’ın sikke koleksiyonu üzerinde yaptığımız araştırmalar sırasında, Severus Alexander’e ait bir Aigeai sikkesinin daha önce yayınlanmamış olduğunu tespit ettik[79]. Rahip diademi giyen imparator büstlü ön yüz daha önce yayınlanmıştır[80]. Fakat sekiz sütunlu tapınak içinde yılanlı asasına yaslanarak ayakta duran Asklepios tasvirli arka yüz şimdiye kadar görülmemiş, yeni bir kalıptan basılmış bir örnektir (Res.21). Maalesef sikke çok yıpranmış olduğu için arka yüz lejantı tam olarak okunamıyor ama imparator kültünü işaret eden ΝΕΩ- KOPOY sözcüğü belirgindir.
231/2 tarihli daha küçük bir sikkede ise rahip diademli Severus Alexander başının önünde, daha önceki sikkelerinden birisinin arka yüz konusu, ucunda kartal olan yılanlı asa dikkati çekiyor. Arka yüzde Asklepios, yan sütunları ve kiremitli çatısı da görünen dört sütunlu bir tapınak içerisinde ayakta durmaktadır (Res.22).
Aynı tarihli son sikke Aigeai şehrinin tapınağa nasıl sahip çıktığını anlatması bakımından güzel bir örnektir. Ön yüzde Asklepios rahibi olarak imparator, arka yüzde de oturmakta olan şehir tanrıçası sağ elinde, bir önceki sikkede resmedilmiş olana çok benzeyen, küçük bir Asklepios tapınağı tutmaktadır; önde şehrin sembolü oturan bir keçi vardır (Res.23).
İmparatorluğu boyunca gölge gibi oğlunun arkasında olan Julia Ma-maea için Aigeai’da basılan sikkelerden bir tanesinin arka yüz konusu da doğal olarak Asklepios kültüne ayrılmıştı. Sikkenin ön yüzünde Mamaea’nın büstü, arka yüzünde yılanlı asasına yaslanarak ayakta duran Asklepios, iki yanında duran Telesphoros ve keçi ile birlikte resmedilmiştir (Rcs.24).
Aigeai şehrine Neokoros ayrıcalığı veren ve Asklepios tapınağı baş rahibi ilan edilen Severus Alexander’in, Maximinus tarafından öldürülmesi nede-niyle şehir yeni imparatora tavır koymuş ve onun adına sikke basmamıştır[81].
Asia valiliği de yapmış olan Pupienus, Balbinus ile birlikte sadece doksan dokuz gün imparatorluğu paylaşmış[82] olmasına rağmen, bir çok Kilikya şehrinde olduğu gibi Aigeai’da da adına sikke basılmıştır. Ön yüzü imparatora ayrılmış olan sikkede, bir önceki örnekte olduğu gibi, Asklepios, Telesphoros ve keçi arka yüz konusu olarak seçilmiştir (Res.25).
Maximinus’u tahttan indirmeleri için senato tarafından seçilen Pupienus ve Balbinus, kendilerinden önce Afrika eyaletinde bir ayaklanma başlatan ama imparator ilan edilmelerinden çok kısa bir süre sonra öldürülen baba-oğul Gordianuslar’ın[83] popülerliğinden yararlanmak ve senatoya rağmen kendilerini istemeyen askerlerin tepkisini azaltmak için I. Gordianus’un torunu[84] III. Gordianus’u Caesar rütbesine yükselttiler. Bunun ardından, bir tanesi de Aigeai de olmak üzere, Roma İmparatorluğu’nun her tarafında üçünü birlikte konu alan sikkeler darp edildi[85]. Ön yüzde, ortada III. Gordianus olmak üzere üç imparatorun büstü, arka yüzde ise ilk defa Asklepios, Hygieia ve Telesphoros birlikte tasvir edilmiştir (Res.26)[86].
Yumurtalık’ta 1981 yılında Peter Weiss’in tespit ettiği, bir bölümü Hygieia ve Asklepios’a ithaf edilmiş olan üç bölümlü bir sunağın 238 yılına ait A bölümünün, III. Gordianus, I - II. Gordianus ve daha önceki imparatorlar Severus Alexander, Septimius Severus, karısı Julia Domna ve Caracalla’ya ithaf edildiği anlaşılmaktadır[87]. Tarsos ve Anazarbos’u ziyareti nedeniyle bu şehirlere ait çok sayıda sikkesi olmasına rağmen III. Gordianus adına Aigeai’da fazla örneğe rastlanmaması ilginçtir[88].
İmparator ailesinin tüm üyeleri, I. Philippas (M.S. 244-249), II. Philippas ve Otacilia Severa'yı bir araya getiren bir diğer örneğin de arka yüz konusu tapınak içinde ayakta duran Asklepios ve Telesphoros’tur. Bu kez sağlık tanrısı ve oğlu, alınlığında bir kartal bulunan altı sütunlu bir tapınak içerisinde görülür (Res.27).
II. Philippus (244-247 yılları arasında Caesar iken) adına basılan iki sikke daha dikkati çeker; Bunlardan birincisinin arka yüzünde her iki yanında Telesphoros ve keçi bulunan Asklepios bildik pozunda ayakta durmaktadır (Res.28), İkincisinde ise sola doğru oturmakta olan şehir tanrıçası, Resim. 23’dekine benzer bir şekilde, küçük bir Asklepios tapınağı tutar (Rcs.29).
I. Philippus’un karısı Otacilia Severa için basılmış olan bir sikkenin arka yüzünde Asklepios kültü ile ilgili bir başka konu işlenmektedir; içinde üç yumurta bulunan bir kâse (veya phiale) ve aralarında iki yılan (Res.30). Arka yüz lejantında, daha önce de Aigeai şehrinin gelenekselleştirdiği gibi imparatorun ismi şehrin unvanına eklenerek, imparator onurlandırılır.
Her zaman gurur duyduğu Asklepieion’u ve Asklepios sembollerini sikkelerinde kullanan Aigeai şehri Traianus Decius’un karısı Herennia Etrus- cilla adına darp edilen bir sikkenin arka yüzünde hem çok farklı bir konu olan Zodiak Halkası yer alır, hem de ilk kez şehrin unvanına ACKΛHΠΙOV- ΠAΛE(ωc) = Asklepios Şehri, unvanını ekleyerek Sağlık Tanrısının şehir ve dünya için ne kadar önemli bir yer olduğunu anlatmaya çalışılır (Res.31). Bu sikke Aigeai’nın bütün Imperium Romanum’da Asklepioupolis ismini resmen kullanma ayrıcalığını elde eden ilk ve tek şehir olduğunu ispatlar[89]. İleride I. Valerianus adına basılacak bir başka Aigeai sikkesinde (bakz. Resim.40) çok daha açık ve net bir şekilde işlenecek olan Zodiak halkası, eski Yunanca’da (ζώδια) “Zodiakos" = hayvanlı anlamına gelmektedir. Zodiak halkası, antik astronomların bildiği uzaydaki bütün yıldız ve gezegenlerin pozisyonlarını içeren bölgeyi temsil eden halkadır[90]. Zodiak halkası içinde oturan Aigeai keçisi (halkı veya şehri), bir Asklepios şehri olarak Aigeai’nın bilinen tüm evrenin merkezi olduğunu iddia ediyordu[91].
Asklepios kültü ile ilgili bir sonraki sikkeler, o sıralarda nispeten küçük bir grup olmakla beraber hızla yayılan Hıristiyanlığa karşı sert uygulamalarıyla ünlü imparator Traianus Decius’un[92] büyük oğlu Herennius Etruscus (Res.32)[93] ve küçük oğlu Hostilianus Caesar (250-1) adına basılmıştır. Hostilianus sikkesinin arka yüzünde, ilk defa bir imparatoriçe, Augusta rütbesine yükseltilen Herennia Etruscilla‘nın (Hostilianus’un annesi) büstü, Hygieia olarak resmedilmiştir (Res.33)[94]. İmparatoriçenin örtülü ve stephaneli büstünün omzuna dolanan bir yılan, muhtemelen içinde yumurta olan bir tabaktan besleniyor[95].
Kendi askerleri tarafından öldürülen Trebonianus Gallus ve oğlu Volusian'ın yerine imparator ilan edilen Aemilianus (253) ve karısı Cornelia Supers adına Kilikya’da sadece Aigeai’da bir dizi sikke basılmıştır. On yüzünde Aemilianus’un defne taçlı büstü olan sikkeler arasında bir tanesinin arka yüzünde, alınlığında kartal bulunan dört sütunlu bir tapınak içinde ayakta duran Asklepios bulunur (Res.34)[96].
Antik Kilikya’da bireysel şehir sikkeleri basma geleneğinin sonuna yaklaşıldığında, Aemilianus’tan sonra imparator olan ve Parthia seferi nedeniyle bölgeye gelerek Aigeai’yı da ziyaret eden I. Valerianus (253-260) adına basılan bir dizi sikkede Asklepios kültü konu edinilmiştir. Bu sikkelerin tamamının tarihi 253/4’tür.
Valerianus adına basılan sikkelerden birincisinin ön yüzünde imparatorun şua taçlı büstü varken, arka yüzde Aemilianus sikkesi ile hemen aynı kalıbın kullanıldığı dikkati çeker; dört sütunlu tapınak içinde ayakta duran ve yılanlı asasına yaslanan Asklepios (Res.35). Arka yüz lejantı şehrin imparator kültü için bir tapmağı olduğunu ve denizcilik konusundaki önemini irdeler. İkinci örneğin ön yüzü de aynı konuyu işlerken, arka yüzde bu sefer yanında Telesphoros olan Asklepios tasviri yer alır; şehrin vazgeçilmez sembolü keçi, Asklepios’un sağ tarafında yer alıyor (Res.36). Ön yüzü yine şua taçlı imparator büstü olan üçüncü sikkede ise bu kez Sağlık Tanrısının kızı Hygieia, önündeki sepetten çıkan bir yılanı elinde tuttuğu bir kaptan beslerken gösterilir (Res.37). Oturan Hygieia tasvirleri oldukça nadirdir ve bu üç sikkede Asklepios kültünün tüm elemanları yani Asklepieion, şifa tanrısının kendisi, Telesphoros ve nihayet kızı konu edinilmiştir.
Aigeai halkı şehirlerini ziyaret eden imparatorları geleneksel olarak Asklepios rahibi ilan ediyorlardı. Sikkelerdeki imparator büstünün hemen yanına resmedilen yılanlı asa, bu onurlandırmanın bir işaretiydi (Rcs.38). Ön yüzünde, Asklepios olarak Valerianus’un defne taçlı büstü ve yılanlı asası bulunan bu sikkenin arka yüzünde bulunan Gorgon başı etrafındaki Zodiak sembollerini içeren halka, Aigeai şehrinin o zaman bilinen evrenin merkezi olduğunu bir kez daha ilan ediyordu[97].
Aynı ön yüz konulu bir başka sikke Aigeai’daki önemli bir olayı işaret eder. Bu sikkenin arka yüzünde, daha önce Tarsos[98] ve Anazarbos[99] darplarında sıkça görülen, aslan ayaklı agonistik masa ve üzerinde, içinde iki palmiye dalı bulunan ödül vazosu, iki tarafında birer para kesesi ve masanın altında da bir amphora tasviri bulunur (Res.39). Ödül vazosu, yarışmalarda birinci gelenlere verilen bugünkü kupaların atasıdır. Palmiye dalı ise, önde gelen sporculara verilen, genellikle zaferin personifikasyonu Nike’nin bir sembolüdür. Bu yarışmalar neticesinde kazanılan ödüller kupa ve palmiye dalıyla bitmiyor, para keseleri ve amphora da birinci gelecek olana verilecek para ve şarap ödülünü sembolize etmektedir. Aigeai’da kutsal bir festival ve spor karşılaşmaları (agon) yapılması için S. Alexander döneminde izin verildiği daha önce bir sikkede ilan edilmişti (bknz., Res.l6). 230/1 ve 231/2 tarihli büyük bronz sikkelerde Severus hanedanlığının son üyesi Severus Alexander, Asklepios asası ile resmedilmiş, sikkenin lejantında da APX ME OIKE ACKΛH[100] yazılmışa[101]. Aynı yıl veya ertesi yıl da şehre Neokoros unvanı verilmişti ama Neokoros festivali (şenlikleri) çerçevesindeki büyük Agon ancak yirmi yıl kadar sonra gerçekleştirilecekti. Sikkelerdeki IEPOC OIKOVMENIKOC ACKΛHΓIIOC lejanü sayesinde bu yarışmaların Valerianus döneminde yapılmış olduğunu anlıyoruz[102].
Son olarak, öncekilerle aynı ön yüz tasviri bulunan bir sikkenin arka yüzünde ise daha önce tıpkı S. Alexander'in yapağı gibi (bkz., Resim.18), iki sütunlu Asklepios tapınağı önünde, yanar sunak üzerinde libasyon yapan togalı imparator tasvir edilir (Res.39).
Gallienus (M.S. 253-268) döneminden sonra Aigeai’da bireysel sikke darbına son verildiği için numismatik açıdan Aigeai Asklepieion’u hakkında bilgi edinemiyoruz. Bununla beraber antik çağ yazarlarından Eusebios ve Salamenes Hermeios Sozomenos (400-450 Historia Ekklesiastike)[103] bu muhteşem tapınağın yıkılışını anlatırlar. I. Constantinus (306-337)’un Hıristiyanlığı kabul etmesiyle Roma dünyasının her tarafında bulunan Pagan tapınakları ya Hıristiyan kiliselerine dönüştürülmüş ya da büyük ölçüde yakılarak tahrip edilmişti. Aigeai’daki Asklepios tapınağı Kos, Epidauros ve Pergamon’daki gibi büyük merkezler arasında görülüyordu. Bu nedenle Hıristiyanlar, özellikle kendi kurtarıcıları ile rekabet eden bu şifa ve din merkezi ve mabedini bir an evvel yıkmaya çalışmışlardı[104].
Çok ünlü olan Asklepios tapınağına insanlar büyük saygı gösteriyordu çünkü Aigeai halkı, hastaların kendi tapınaklarında iyi olduklarını, gece Tanrının görünüp hastalıkları iyi ettiğini söyleyerek öğünüyordu. İşte bu olaydan sonra Eusebios, Constantinus’un 326 yılında askerlerine bu yanlış ve sahtekarlık kaynağı tapınağı tamamen yıktırdığını anlatır. Çünkü uzun zamandan beri bu tapınakta, rüyada ortaya çıkan kurtarıcı tanrı ve hekim tarafından insanların hastalıklarına çare bulunduğu söylemi büyük nefret yaratıyordu. Eusebous için bu kurtarıcı terimi gerçek kurtarıcı ile sağlıksız bir rekabet yaratıyordu. Yıkılmasının sebebi de buydu[105].
Her ikisi de hastaları iyi edip ölüleri dirilttikleri için Asklepios ile İsa arasında bir çok paralellikler vardı, bu nedenle sağlık tanrısı diğer tanrılardan çok daha ağır ve sert saldırılara maruz kalmıştır[106]. Hıristiyan ileri gelenlerinin Asklepios’a yönelttikleri sürekli eleştirilerin başlangıç noktası, sağlık tanrısının para kazanma aşkı üzerineydi. İskenderiyeli Clemens (Protrepticus 2, 30, If) 200 yılı civarında Asklepios’u (ιατροξ φιλαργυροξ) ‘‘paragöz-açgözlü hekim” olarak tarif eder[107]. Burada Aigeai’daki Asklepios tapınağının; “Kilikyalılar’ın mabeti”, “Kilikyalılar’ın koruyucu cini” olarak gösterildiğini belirtmek gerekir. Bununla beraber Epidauros’ta Asklepios Aigeotes’a[108] ithaf edilmiş 355 yılına ait bir sunak yazısı Aigeai’daki sağlık tanrısı inancının halen saygı gördüğünü belirtiyor[109]. Buna göre Asklepios tapınımı açıkça ortadan kalkmamışa ve Julianus (361-363) döneminde yeniden var olmaya devam etmişti[110]. Hıristiyanlığa karşı Pagan dinlerinin savunucusu olan Julianus, kısa imparatorluğu sırasında Aigeai Asklepios tapınağını canlandırmaya çalıştıysa da, Julianus’un ölümünden sonra, tapınak tamamen yıkılmaktan kurtulamadı. Sozomenos’un anlattıklarına bakılacak olursa, yeri tam olarak tespit edilmiş olsa bile yapılacak kazılardan bir şey bulunacağına dair pek umut yoktur[111].
Aigeai sikkeleri üzerinde görülen karşı damgalar (counter mark) da şehirdeki Asklepios kültü ile ilgili değerli bilgiler sunar. Karşı damga konuları arasında yılanlı asa gibi Asklepios sembolleri yanında, Asklepios büstü ve ayakta duran ve yılan besleyen Hygieia tasvirleri de yer alır.
Karşı damga olarak yılanlı asa Galba ile Vespasianus dönemleri arasına tarihlenen otonom bir sikkede görülür. On yüzünde Perseus başı bulunan sikkenin, arka yüzündeki miğferli Athena büstü üzerinde yılanlı asa tasvirli bir karşı damga vardır (bkz., SNG Levante 1700)[112]. Caracalla dönemine ait bir sikkenin de ön yüzünde Asklepios başı tasvirli bir karşı damga bulunur[113].
AIGEAI ASKLEPİOS TAPINAĞI
Aigeai’ın numismatik mirası şehrin ihtişamlı bir Asklepios kültüne sahip olduğunu ispat ediyor. Bu çerçevede sikkelerde tasvir edilen Asklepios tapınakları da incelenmeye değerdir. Bunlar arasında Caracalla, Macrinus ve Severus Alexander dönemlerinde sekiz, sütunlu (Res.9, 10 ve 21), Philippus döneminde altı sütunlu (Res.27), yine Commodus, Severus Alexander, Aemilianus ve Valerianus dönemlerinde dört sütunlu (Res. 3, 22, 23, 34, 35) ve tekrar Valerianus döneminde iki sütunlu (Rcs.40) Asklepios tapınakları göze çarpar. Bu farklı sütun saplı tapınaklardan beş tanesinin (Res.10, 21,[114] 27, 34, 35) alınlığında kimi zamanlar Aigeai sikkelerine konu olmuş olan kanatları açık bir kartal tasviri bulunur[115]. Tapınakların çoğunun alınlığı kırık kemerli[116] bir girişe (Res.21, 22, 23, 28, 34, 35 ve 40) sahipken[117] kimileri (özellikle erken örnekler), tipik Yunan sitili, üçgen alınlıktı olarak resmedilmiştir. Son dönemlere yakın basılan sikkelerde tapınağın sütun başlıkları Korinth sitili gibi görünmektedir.
Görüldüğü gibi sikkeler Aigeai Asklepios tapınağının gerçek mimari özelliklerini ortaya koyacak, birbirini destekleyen, tatmin edici bilgiler vermemektedir. Erken dönemlerde görülen önce dört, sonra sekiz sütunlu tapınak daha sonra altı, sonra yeniden sekiz (S. Alexander döneminde) ve yine aynı imparatorun sikkelerinde dört sütunlu olarak karşımıza çıkar. Bu veriler ışığında sikkelerdeki tapınak tasvirleri, sadece sikke sanatçısının sikkeye yerleştireceği elementlere göre, aslına uygun değil ama tapınak izlenimi vermesi amacıyla yapılmış olduğu düşüncesini ortaya koymaktadır[118].
IRENOPOLIS ve Hygieia
Ovalık Kilikya’nın en doğusunda, ovanın bitip dağlık bölgenin başladığı bugünkü Düziçi İlçe merkezi ve çevresinde kurulmuş olan bir antik şehir ve aynı zamanda bugün de kullanılan Haruniye Kaplıcası nedeniyle antik çağda bir Hygieia kült yerine sahip olduğu sanılan bir şifa merkezidir. Mahalli bir takvime bağlanan şehir yılı M.S. 51 yılının Sonbaharında veya 52 yılında başlar[119]. İmparator Domitianus’tan (81-96) Gallienus’a (253-268) kadar şehrin sikkelerine rastlamak mümkündür. Valerianus ve Gallienus dönemine ait sikkelerde değer rakamları görülür. En erken dönemlerden itibaren Irenopolis sikkelerinde bir çok karşı damga (counter mark) görülür. Bunun sebebi sikke metalinin az olması veya şehirde aktif bir darphanenin olmaması olabilir[120].
Roma döneminde Irenopolis, daha önce bahsi geçen şehirler arasındaki çekişmeye pek karışmamış gibi görünüyor. Sikkelerinin arka yüz lejantlarında Tarsos, Anazarbos ve Aigeai'daki gibi şehri onurlandıran çeşitli unvanlara rastlanmaz. Bununla beraber şehir yöneticileri, kaplıcalarının reklamını yapmaktan ve Asklepios kültünün önemli bir merkezi olduğunu vurgulamaktan geri kalmamıştır.
Bir çok Kilikya şehrinin sikkelerine konu olmakla beraber Aigeai’dan sonra sağlık tanrısı ve kızını sikkelerine en çok konu eden şehir Irenopolis’tir[121]. Asklepios kültünün temsilcileri boydan veya büst olarak, tek veya birlikte bu şehirde, Maximinus hariç bütün imparatorlar adına basılan sikkelerde görülür.
Domitianus (81-96) ve Traianus (98-117) adına basılan sikkelerin ortak konusu elinde tuttuğu phiale’den koluna dolanan yılanı besleyen Hygieia’dır (Res.41 ve 42). Bir çok farklı kalıptan darp edildiği anlaşılan bu sikkelerin oldukça popüler olduğu anlaşılmaktadır[122].
F. Karbach, Die Münzprâgung der Stadt Irenopolis in Oslkilikien başlıklı çalışmasında aynı imparatora ait bazı sikkelerin arka yüzünde bulunan defne taçlı, sakallı büstlerin Asklepios olduğunu iddia etmektedir[123]. Bununla beraber yanında Asklepios sembollerinden hiç biri görülmeyen bu büstlerin Kronos veya Zeus’a ait olduğunu düşünmek daha doğru olacaktır.
Antoninus Pius adına basılan sikkelerden bir tanesinin arka yüzünde görülen tasvir, daha önceleri bir Kutsal Dağ ve Kült Heykeli olarak tanımlanmıştır[124]. Ön yüzünde imparatorun şua taçlı başı bulunan sikkenin arka yüzünde ucu sivri, taş yığınına benzer bir tasvir bulunmaktadır (Rcs.43). Amanos sıra dağlarının kuzey ucunda bulunan Irenopolis’te, Kappadokia- Caesarea sikkelerinde yer alan Argeaus dağı[125] gibi kutsal olarak nitelendirilecek herhangi bir dağ yoktur. Ancak bugünkü ilçe merkezine 20 km kadar uzakta, Ceyhan Nehri’nin hemen kenarında bulunan Haruniye Kaplıcasının yer aldığı bölgenin, bu sikkede tasvir edilmeye çalışılan şeyin, gerek oradaki birbiri ardına sıralanmış dağ silsilelerinin, gerekse yerden fışkıran kaplıca suyunun bulunduğu yeri inanılmaz derecede andırdığı görülür ve bu sikkede tasvir edilen şeyin kaplıcanın bulunduğu yer olması pek muhtemeldir (Levha 5). Zaten sikke çok dikkatlice incelendiğinde kayaların altından fışkıran suyun damlalarını görmek de mümkündür. Gerçekten de kaplıcanın suyu dağın hemen ırmak seviyesine yakın bir yerinden çıkar. Bütün bu coğrafik deliller ışığında bu sikkenin arka yüzünde resmedilen tasvirin Irenopolis’in kutsal kaplıcası olduğunu iddia edilebilir.
Yine Antoninus Pius döneminde basılan bir sikkede ilk kez Hygieia ve Asklepios büstleri karşılıklı olarak resmedilmiştir (Res.44). Büstlerin arasında bir yılan ve daha aşağıda da Telesphoros olma ihtimali olan bir figür bulunur. Marcus Aurelius'a (161-180) ait sikkelerden birinde ise Asklepios ve Hygieia, klasik pozlarında, karşılıklı ayakta dururken görülür (Res.45). Septimius Severus için darp edilen sikkelerden ikisinde arka yüzler ayrı olarak sağlık tanrısı (Res.46) ve kızının (Res.47) büstlerine ayrılmıştır.
Ön yüzünde Septimius Severus’un karısı Julia Domna'nın büstü bulunan sikkelerden bir tanesinde, daha önce Antoninus Pius sikkesinde tartışılan kutsal su kaynağı tasviri tekrar görülür. Ancak bu sikkelerin, farklı sikke sanatçılarının elinden çıkmış olmalarına rağmen aynı şeyi tasvir ettikleri açıktır (Res.48).
Aigeai’da olduğu gibi Irenopolis’te de Caracalla döneminde sağlık tanrısı konulu sikkelerin sayısı fazladır; ayakta duran ve yılanlı asasına yaslanan Asklepios (Res. 49 ve 50), ayakta duran ve bir kaptan yılan besleyen Hygieia (Res.51) ve aralarında yılanlı asa olan karşılıklı Hygieia- Asklepios büstleri (Resim.52) Caracalla adına basılan dört sikkenin arka yüz konularını teşkil eder.
Severus Alexander’e ait sikkelerde Hygieia ve Asklepios’a Telesphoros da katılır (Res.53). Bu imparatora ait olan ve Özdemir Çamurdan koleksiyonunda bulunan bir başka sikke de [126], Irenopolis tarihine ışık tutacak önemli bilgiler sunar. Ön yüzünde imparatorun şua taçlı büstü bulunan sikkenin arka yüzünde sağlık tanrısının kızı Hygieia, nadir görülen pozunda, elinde yılan tutarak otururken görülmektedir (Res.54). Oturan Hygieia’nın arkasında görünen kompozisyon daha da önemlidir; yukarıda kutsal dağ olarak tasvir edilen şeyin, kaplıca suyunun kaynağını tasvir ettiğini belirtmiştik. Kaplıcanın bulunduğu alan tamamen dik kayalıklardan oluşmaktadır ve bu sikkedeki kompozisyonda da oturmakta olan Hygieia’nın arkasında, aynı dağ silsilesinin veya kayalığın sivri uçlarını görmek mümkündür (Levha 5). Kaynağın çevresinin şimdi de tamamen ormanlarla kaplı olması, sikkedeki figürün ağaç olması ihtimalini destekler.
Bütün bu bilgiler ışığında sıralamak gerekirse;
1- Oturmakta olan tanrı-tanrıça tasvirleri genellikle, orada bir tapınak veya kült yeri olduğunu işaret etmektedir[127].
2- Çamurdan Koleksiyonu’nda bulunan bu sikkenin arka yüzündeki oturan Hygieia kompozisyonu, bugün bile bir dizi hastalık yanında özellikle kadın hastalıklarına iyi geldiği için çok sayıda kadının ziyaret ettiği Haruniye Kaplıcası’nda bulunan Hygieia (açık hava) kült yerini sembolize ediyor olmalıdır[128].
III. Gordianus (238-244) döneminde basılan bir sikkenin arka yüzünde, karşılıklı ayakta duran sağlık tanrısı ve kızı, bilinen pozlarında resmedilmiştir (Res.55), Kayda geçmiş sikkelerdeki kalıp farklılıkları göz önüne alındığında, bu sikkeden bir kaç seri basıldığı anlaşılmaktadır.
Irenopolis’te Asklepios kültü ile ilgili son sikkeler I. Valerianus (253- 260) döneminde basılmıştır. Bir önceki sikkede olduğu gibi kutsal kişileri karşılıklı olarak ayakta dururken gösteren bu sikkelerden de bir çok seri basılmıştır (Res.56). Parthia seferi nedeniyle imparatorla birlikte bölgeye gelen çok sayıdaki asker, sikke darbındaki yoğunluğun en önemli sebebi olmalıdır.
Irenopolis sikkeleri üzerinde, yeniden değerleme işareti olan karşı damgalarda da Asklepios kültünün izleri görülmektedir. Önünde yılan olan Asklepios başı (Domitianus sikkelerinde) konulu karşı damgalar bir çok Irenopolis sikkesinde görülür[129]. Ayrıca büst olarak (Traianus, Domitianus, Domitianus-Domitia sikkelerinde) ve ayakta duran Hygicia (Caracalla, Geta, Severus Alexander, Julia Domna, M. Aurelius sikkelerinde) da sık karşılaşılan karşı damga konularındandır[130].
DİĞER KİLİKYA ŞEHİRLERİNDE ASKLEPIOS
Yukarıda değinildiği gibi antik çağdaki bir çok şehir, saygı gören bir tanrı olduğu veya şehirlerine musallat olan bir salgın nedeniyle Asklepios kültünün elemanlarını ve sembollerini sikkelerine konu edinmişlerdi. Kilikya'da Lyrbe (III. Gordianus), Kolybrassos (Marcus Aurelius; iki farklı darp), Laertes (Maximus Caesar), Elaiussa-Sebaste (Severus Alexander, III. Gordianus, Valerianus Senior),[131] Soloi-Pompeiopolis (Julia Mamaea), Tarsos (Caracalla, Maximinus, Pupienus, I. Philippus, Traianus Decius), Augusta (Elagabalus), Mopsuestia (Tranquillina, Otacilia Severa), Anazarbos (Elagabalus, Severus Alexander), Flaviopolis (Commodus, Severus Alexander) ve Epiphaneia (III. Gordianus)[132] gibi şehirlerde Asklepios konulu sik-kelerin darp edildiği görülür.
Sağlık sorunları için başvurulan tapınaklar sadece Asklepios’a adanmış olanlarla sınırlı değildi. Çok önceleri başlamış olan gelenekler, Asklepios tapınımı ortaya çıktıktan sonra da var olmaya devam etmiştir. Bu nedenle sağlık sorunlarına çare aranan yerler arasında bilicilik tapınakları da yer almaktaydı.
Seleukeia’da Apollo Sarpedonius adına, Mallos'ta bilici peygamber Amphilokhos adına ve Mopsuestia'da (muhtemelen) Mopsos adına kurulu bulunan tapınaklar Kilikya’daki büyük bilicilik merkezleriydi[133]. Tarsus’ta ise Apollo Patroos hem bilicilik hem de sağlık bakımından diğer tanrı ve bilicilerle yarışıyordu[134]. Bunların bazılarında kahinler sorulara rüyalarda görünerek cevap veriyorlardı. Şimdi Adana Müzesi’nde bulunan Mopsuestia orijinli bir yazıtta, yazıtı adayan kişi, tapınağın kahramanı Mopsos’un, çocuklarını sadece bir kez değil bir kaç kez iyileştirdiğini belirtir[135].
Antik Trikka’da ortaya çıktığına, Epidarus’ta geliştiğine inanılan ve oradan Anadolu’ya, Pergamon’a ve Hippokrates’in vatanı Kos’a, oradan da Kilikya’ya ithal edilmiş gibi görünen sağlık tanrısı kültü aslında Kilikya için pek de yeni bir olgu sayılmamalıdır.
Kilikya çok daha eski çağlarda bir tedavi merkezi olmalıydı. Anadolu’nun büyük bir bölümü Hitit İmparatorluğunun hükümranlığı altındayken Çukurova bölgesinde Kizzuwatna Krallığı hüküm sürmekteydi. Daha sonra Hititlerin eline geçtiğinde de bölge kültürel önemini yitirmemiştir.
Kizzuwatna’nın istisnai dini önemi nedeniyle, Hitit Kralı II. Mursili (M.Ö. 1339-1310) bir çok kereler bayram ve dini ayinlere katılmak ve bir keresinde de büyü ve tıpla tedavi görmek üzere Kizzuwatna’ya gelmiştir. Mursili, Batı Anadolu’ya sefere giderken bir keresinde Kula (Manisa) civarında küçük volkanik dağların patlaması ve lav püskürtmesi yüzünden çok korkmuş ve yüzü felç olmuştu. Bu aşırı psikoşok yüzünden konuşamaz da olmuştu. Kral bu derdinin büyüsel açıdan tedavisi için Kizzuwatna’ya gelmiş ve burada bir büyü ayini yaptırmıştı; bu ayinler gereği kendi vücudu, giydiği elbiseleri ve bindiği arabaya varıncaya kadar her şey büyüsel olarak temizlenmişti. İyileşip tekrar konuşmaya başlayabildi mi bilemiyoruz ama kendisi bize Hitit devlet arşivleri içinde bulunan en güzel edebi tabletleri bırakmış olduğuna göre, Kizzuwatnalı doktorlar onu herhalde çok iyi tedavi etmişlerdi[136]. Ayrıca Tepebağ Höyük’te bulunan ve daha öncelere, M.Ö. 1800’lere tarihlenmiş olan Mısır kökenli hemşire heykeli de buranın çok eski çağlardan beri bir tıp merkezi olduğu görüşünü destekler.
KİLİKYA’DA ADINA ASKLEPIOS KONULU SİKKE DARP EDİLEN İMPARATORLAR
Aigeai
Marcus Aurelius Caesar (139-161)
Commodus (177-192)
Septimius Severus (193 - 211)
Julia Domna (S. Severus’un Karısı)
Caracalla ( 198 - 217)
Macrinus (217 -218)
Elagabalus (218 -222)
Severus Alexander (218 - 235)
Julia Mamaea (S. Alexander’in Annesi)
Pupienus (Nisan-Temmuz 238)
Balbinus - Pupienus - III. Gordianus
Philippus I - Philippus II - Otacilia Severa
Philippus II (244 - 249)
Otacilia Severe (Philippus I’in Karısı)
Ilerennia Etruscilla (Traianus Decius’un Karısı)
Herennius Etruscus (249-251)
Hostilianus (250)
Aemilianus (253)
Valerianus Senior (253 - 260)
Irenopolis
Domitianus (81 -96)
Traianus (98- 117)
Antoninus Pius (138-161)
Marcus Aurelius (161 -180)
Septiinius Severus (193 - 211)
Julia Domna (S. Severus’un Karısı)
Caracalla (198-217)
Severus Alexander (222 - 235)
III. Gordianus (238-244)
Valerianus Senior (254 - 260)
Asklepios konulu sikke basan diğer Kilikya Şehirleri
Lyrbe
III. Gordianus (238 - 244)
Kolybrassos
Marcus Aurelius (161-180)
Laertes
Maximus Caesar (235 - 238)
Elaiussa – Sebaste
Severus Alexander (222 - 235)
III. Gordianus (238-244)
Valerianus Senior (253 - 260)
Soloi – Pompeiopolis
Julia Mamaea (S. Alexander’in Annesi)
Tarsos
Caracalla (198-217)
Maximinus (235 -238)
Pupienus (Nisan-Temmuz 238)
PhilippusI (244 -249)
Traianus Decius (240 - 251 )
Augusta
Elagabalus (217-222)
Mopsuestia
Tranquillina (III. Gordianus’un Karısı)
Otacilia Severa (I. Philippus’un Karısı)
Anazarbos
Elagabalus (218 -222)
Severus Alexander (222 - 235)
Flaviopolis
Commodus (177 -192)
Severus Alexander (222 - 235)
Epiphaneia
III. Gordianus (235-241)
SİKKE KATALOGU
AİGEAİ
imparatorluk Dönemi
Taenia giyen Asklepios büstü, sağa; önde yılanlı asa.
R- Sola, ayakta duran Hygieia, elinde tuttuğu phialeden yılan besliyor; ΑΙΓΈΑΙΩΝ ΗΡ(?)ΦΗ(?) BOH.
1- AE (BMC, Aegeae No. 20 - ağırlık verilmemiş, Levha IV no.5)
Marcus Aurelius Caesar (139-161 )
M. Aurelius’un çıplak başlı büstü, sağa; M AYPHAIOC OYH-POC KAICAP...
R- Yumurtaya dolanan yılan; altta yumurtadan çıkan kaplumbağanın ayaklan ve başı (?); ΑΔΡΙΑΝΩΝ ΑΙΓΑΙΩΝ EqP (yıl 195 = 117/8).
2- AE 18.31 (Gorny&Mosch - Giessener Münzhandlung Auktion 112 no. 4223)
Commodus (177-192)
Commodus’un genç ve çıplak başı, sağa; ...ΚΟΜΜΟΔΟ... KAI C ΛAY (?) ...
R- Dört sûtunlu tapmak içinde, cepheden ayakta duran ve yılanlı asasına yaslanan Asklepios; ΚΟΜΟΔΙΑΝΩΝ ... ΑΙΓ...
3- AE 23.26 (Gomy&Mosch - Giessener Münzhandlung Auktion 113 no. 5504)
Septimius Severus (193-211)
Severus’un defne taçlı büstü, sağa; AVT KAIΛ CEΓIT CE...
R- Diademli Asklepios büstü, sağa; sağda yılan; ΑΔΡ1ΑΝΩΝ ΑΙΓΕΑΙΩΝ ETVC (sic) MC (yıl 240 = 193/4)
4- AE 24.49 (SNG Levante 1735)
Julia Donma (S. Severus’un Karısı)
Domna’nın büstü, sağa; IOVΛIAN ΔΟΜΝΑΝ CEB.
R- Ilygieia’nın büstü, sağa; omzunun etrafından önüne doğru dolanan yılan;
ΑΔΡΙΑΝΩΝ ΑΙΓΕΑΙΩΝ ETVC (sic) MC (yıl 240= 193/4)
5- AE 26.12 (SNG Paris 2340)
Caracalla ( 198 — 217)
Caracalla’nın defne taçlı başı, sağa; Ş M AV CEOVHPOC ΑΝΤΩΝΕIΝΟΟ CEB.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios sola bakıyor, yılanlı asasına yaslanıyor, solda Telesphoros; ŞΡΙΑΝΩΝ ...ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΥΠΟ... ETOYCΞC (=260 = 213/4).
6- AE 17.98 (Levante Addendum 2 No.3)
Diademli Asklepios büstü, sağa; önde yılanlı asa; ΑΙΓΕΑΙΩΝ ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΥ- ΠΟΑΕΩ C.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios, yılanlı asasına yaslanıyor, sola bakıyor; solda Telesphoros, sağda keçi; ΜΑΚΕΔΟΝΙΚΗΟ EYTENOYC BHC (yıl 262 = 215/6).
7- BILL 13.31 (SNG Levante 1741)
Caracalla’nın defne taçlı büstü, sağa; AVT K M AV CEOVHPOC ΑΝΤω- NEINOC CEB.
R- Solda, cepheden ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor, sola bakıyor; sağda, cepheden ayakta duran Hygieia, sol elinde tuttuğu kaptan sağ koluna dolanan yılanı besliyor; ortada Telesphoros; altta keçi; CEVHPIANQN ΑΙΓΑΙΩΝ ΑΝΤΩΝΕΙΝΟνΠΟΛΕΙ BEC (yıl 262 = 215/6).
8- AE 20.53 (SNG Levante 1742)
Caracalla’nın defne taçlı büstü, sağa; AVT K M AV CEOVHPOC ΑΝΤω- NEINOC CEB.
R- Sekiz sütunlu tapınak içinde, karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; akta keçi; C ΕΧΤΙΡΙΑΝΩΝ ΑΙΓΑΙΩΝ ΑΝΤΩΝΕΙΝΌVTİOAEI BEC (yıl 262 = 215/6).
9- AE 18.50 (SNG Levante 1743) Öy.’de CM: büst
Macrinus (217 -218)
Macrinus’un defne taçlı büstü, sağa; AVT K M ΟΠ CEV ΜΑΚΡΙΝΟC.
R- Sekiz sütunlu tapınak içinde, cepheden ayakta duran ve yılanlı asasına yaslanan Asklepios; alınlıkta kartal; MAKPINOVflO M EVE Π Θ ΑΙΓΕΩΝ AEC (yıl 264 = 217/8).
10- AE 21.00 (SNG Paris 2342) Öy.’de CM: 1) defne taçlı baş, 2) kartal (Howgego,1985, 100, 336)
Elagabakıs (218 - 222)
Elagabakıs’un defne taçh büstü, sağa; AVT K M AV CE ΑΝΤΩΝΙΝΟΟ.
R- Sağa ayakta duran I lygicia (?) ; ΑΝΤΩΝΙ... M E Π Θ ΑΙΓΑΙΩΝ AEC (yıl 264 = 217/8)
11- AE 16.25 (SNG von Aulock 5456)
Severus Alexander (218 —235)
S. Alexander’in defne taçh büstü, sağa; M AVP CEVHPOC ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ G
R- Sepet içinde yumurtaya dolanan yılan; iki yanında birer yanan meşale; ΑΔΡΙΑΝΩΝ ΑΙΓΑΙΩΝ EOC (yıl 275 = 228/9).
12- AE 12.08 (SNG Paris 2358)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVTCEVHPOC ΑΛΕΞΑΝΔΡΟC.
R- Yumurtaya dolanan yılan; altta yumurtadan çıkan kaplumbağanın ayakları ve başı (?); ΑΔΡΙΑΝωΝ ΑΙΓΑΙωΝ EOC (yıl 275 = 228/9).
18- AE 10,36 (SNG Levante 1759 - 1758)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVI'CEVHPOC ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΟ.
R- Üzerinde küçük bir Asklepios büstü, bulunan ve etrafına yılan dolanan sandale di ayak; ΑΔΡ1ΑΝ... 1ΩΝ EOC (yıl 275 = 228/9).
14- AE 8,32 (SNG Paris 2360; başka bir örnek için bkz., Lindg- ren/Kovacs,1985, No. 1404)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT KM AVP CE ΑΛΕΞΑΝΔΡΟC R- Ucunda kartal bulunan yılanlı asa; ΑΙΓΑΙωΝ OC (yıl 276 = 229/30).
15- AE 8.95 (SNG Levante 1765)
S. Alexander’in askeri kıyafetli, rahip diademli büstü, sağa; önde yılanlı asa; ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΝ ΑΡΧ M[E OIJK K ΑΣΚΛΗ.
R- Yılanlı asa tutan Alexander sunak üzerinde adak yapıyor, arkasında duran Tykhe kendisini taçlandırıyor; karşısında ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; [...]ΠΙΣ ΘΕ ΑΛΕΞ[...] ΝΕΩΚΟΡ[...] ΑΙΓΕΩΝ.
16- ΑΕ 37.40 (Ziegler, 1988, 1394)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT K M A CEOVH ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΟ. CEB.
R- Sepet içinde çıkan yılan; iki yanında birer yanan meşale; ΑΛΕ- ΞΑΝΔ[Ρ]ΟΠΟΛΙΟ (sic) ΑΔΡ ΑΙΓΑΙΩΝ ZOC (yıl 277 = 230/1).
17- AE 14.85 (SNG Levante 1766)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT KAI M AVP CEV ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ C..
R- Yılanlı asasına yaslanan Asklepios; solda Telesphoros; sağda keçi; CEV ΑΔΡ ΑΙΓΕΑΙωΝ ZOC (yıl 277 = 230/1 ).
18- AE 10.47 (SNG Levante 1768)
S. Alexander’in askeri kıyafetli, rahip diademli büstü, sağa; önde yılanlı asa; AVT KM A CEO APX[C? ] ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΝ.
R- Asklepios tapınağı önünde ayakla duran imparator, kısa chiton giyiyor, sol elinde, ucunda kartal bulunan planlı asa ve sağ elinde önündeki sunak üzerinde phiale tutuyor; EVE Π ΝΕΩΚΟΡΟν ΑΔΡ ΑΙΓΑΙΩΝ ZOC (yıl 277 = 230/1).
19- AE 28.91 (SNG Levante 1771)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT K M A CEOVH ΑΛΕΞΑΝ-
APOC...
R- Kıvrılarak sağa ilerleyen yılan; üstte keçi; ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΠΟΛΙΟ ΑΔ ΑΙΓΑΙΩΝ ZOC (pl 277 = 230/1).
20- AE 12.52 (SNG Paris 2367, SNG Levante Suppl. 410)
S. Alexander’in rahip diademli büstü, sağa; sağda yılanlı asa; | AVf KAI M A CEO APX{C3 ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΝ],
R- Sekiz sütunhı tapmak içinde ayakta duran Asklepios planlı asasına yaslanıyor; ... ΝεΏΚΟΡΟΥ ΑΙΓΕΑΙωΝ. ..
21- AE 22.00 (Ö. Çamurdan Env. No. 1195)
S. Alexander’in askeri kıyafetli, rahip diademli başı, sağa; önde ucunda kartal bulunan yılanlı asa; AVT KMAVP CEV ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΝ
R- Dört sütunlu tapınak içinde ayakta duran Asklepios; MAK EVT HIC ΘΕ ΛΙΓΕΩΝ NEOKOPOV HOC (pl 278 = 231/2).
22- AE 12.76 (SNG Levante 1774)
S. Alexander’in askeri kıyafetli, rahip diademli büstü, sağa; önde ucunda kartal bulunan yılanlı asa; AVT ΚΑΙ ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΝ ΛΡΧ ME OIK K ACK.
R- Sola, oturan Tykhe küçük, letrastil bir tapmak tutuyor; önde keçi; MA EV ΠΙΟ ΘΕΟΦΙ ΝΕωΚΟΡΟν ΑΙΓΕΩΝ HOC (pl 278 = 231/2).
23- AE 22.89 (SNG Levante 1775)
Julia Mamaea (S. Alexander’in Annesi)
Mamaea’nın büstü, sağa; IOVAIA MAMEA CEB AV.
R- Ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; şokla Telesphoros; sağda keçi; ΑΛΕΞΑΝ ΠΟ ΑΙΓΕΩΝ NEOKOPOV HOC (yıl 278 = 231/2).
24- AE 10.38 (SNG Levante 1778; başka bir örnek için bkz., Ziegler, 1988, 1397)
Pupienus (Nisan-Temmuz 238)
Pupienus’uıı defne taçlı büstü, sağa; AVI' ΚΑΙ M ΚΛ...
R-Ayakta duran Asklepios planlı asasına yaslanıyor; solda Telesphoros; sağda keçi; ΑΙΓΈΑ1ΩΝ NE... ΔΠ0 (yıl 281 = 238).
25- AE 22.40 (SNG Paris 2373)
Balbinııs —Pupienus - III. Gordianus
Defne taçlı Balbinııs ve Pupienus büstleri arasında defne taçlı Gordianus’un başı; AVT K nOVTIHNIOC (sic) KBAABEİNOC K ΓΟΡΔΙΑΝ KAICEBBB.
R- Sağda, ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor, solda Hygieia elinde tuttuğu phialedcn koluna dolanmış olan planı besliyor, ortada Telesphoros; CEV AAP1 ΑΙΓΑΙΩΝ ΝΕΩ N ΔΠ0 (yıl 284 = 238).
26- AE 14.99 (SNG Paris 2374)
Philippus I -Philippus II - Otacilia Severa
Philippus I, Philippus II ve Otacilia Severa’nın büstleri; | AVT] KAI MA IOV ΦΙΛΙΠΠΟC CE MA IOV ΦΙΛΙΠΠΟΝ K| Al] M Ω CEOVHPAN CEB.
R- Altı sülıınlu tapmak içinde Asklepios ve Telesphoros; alınlıkta kartal; EV ΠΙ ΘΕ MA ΑΙΓΕω ΝΕΩ... C...
27- AE 11.91 (SNG Paris 2376; başka bir örnek için bkz., SNG Levante 1780)
Philippus II (244 - 249)
Phillippus’un defne taçlı büstü, sağa; ΜΑΡΚΟΝ IOV ΛΙΟΝ ΦΙΛΙΠΠΟΝ KAI CAPA CEB.
R- Ayakta duran Asklepios planlı asasına yaslanıyor; solda Telesphoros; sağda keçi; ΑΙΓΕΑΙωΝ NEtıiOKOPOV NAVAP HC (pl 290 = 244).
28- AE 19.82 (SNG Levante 1781; ön yüzde Caesar ve Augustus unvanları yanlışlıkla yazılmış).
Phillippus’un defne taçlı büstü, sağa; MAP IOV ΦΙΛΙ1U1ON ΕΠΙ KEC.
R- Sola, oturan Tykhe sağ elinde küçük bir tapınak tutuyor; önde keçi; EV ΠΙ ΘΕΜΑ ΑΙΓΈΩΝ NE B ?C (yıl 292 = 245/6).
29- AE 11.22 (Ziegler, 1988, 1398; başka örnekler için bkz., SNG Copenhagen 39, SNG Paris 2375-Philip I?)
Otacilia Severa (Philippus I’in Karısı)
O. Severa’nın büstü, sağa; MAPKIA ΩΤΑΚΕΙΛΙΑ CEOVHPA CEB.
R- İçinde üç yumurta bulunan kase; aralarında iki yılan; CEV ΑΔΡ ΑΙΓΕΑΙΩΝ Φ1Λ1ΠΠ... ET HC (yıl 290 = 243/4).
30- AE 10.69 (SNG Levante, Suppl. 412; başka bir örnek için bkz., SNG Levante 1783 - arka yüz farklı)
Herennia Etruscilla (Traianus Decius'un Karısı)
H. Etruscilla’nın büstü, sağa; ... EQPOVCKIAAA CEB.
R- Oturan keçi; etrafında Zodiak sembolleri; ACKAHTnOVTIOAE [...] ΑΙΓΈω SqC (yıl 296 = 249/50).
31- AE 10.22 (Some Cilician Coins in the Hatay Museum 255; başka bir örnek için bkz., SNG Paris 2378)
Herennius Etruscus (249-251)
H. Etruscus’un şua taçlı büstü, sağa; K EP ET M AEKIOC ΘΚ Y CEBA.
R- Asklepios büstü, sağa; önde yılanlı asa; ΑΙΓΕΑΙΩΝ ΝΕΩΚΟΡΟΥ ΘΕΟ Z MC (yıl 297 = 250/1).
32- AE 14.60 (Levante Addendum 2 No. 5)
Hostilianus (250)
Hosülian’in defne taçlı büstü, sağa; TOV OC MVINTOC Θ KVCEBA.
R- Hygieia olarak imparatoriçe Etruscilla’nın örtülü ve stephaneli büstü, sağa; sağda omzuna dolanan yılan, muhtemelen içinde yumurta olan bir tabaktan besleniyor; ΑΙΓΑΙωΝ NEtüKOPOV ΖρΣ (yıl 297 = 251).
33- AE 14.52 (SNG Levante 1785; başka bir örnek İçin bkz., Ziegler, Samrnl., 1401)
Aemilianus (253)
Aemilian’ın defne taçlı büstü, sağa; AVT A1MIAI0C AIMIAIANOC CEB.
R- Dört sütunlu tapmak içinde ayakta duran Asklepios, yılanlı asasına yaslanıyor; alınlıkta kartal; ΑΙΓΕΑΙωΝ ΝΕωΚΟ NAVAPXI Θ MC (yıl 299 = 253).
34- AE 11.04 (SNG Levante 1789)
Valerianus Senior (253 - 260)
Valerianus’un şua taçlı büstü,; AVKAI IlOV AIK OVAAEPIANOC CE.
R- Tetrastil tapınak içinde ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; alınlıkta kartal; ΑΙΓΕΑΙωΝ ΝΕωΚΟ NAVAPXIC Θ MC (yıl 299 = 253).
35- AE 12.73 (Lindgren 1410; başka bir örnek için bkz., SNG Levante 1793)
Valerianus’un şua taçlı büstü,; AV KAI 1TOV ΛΙΚ OVAAEPIANO CEB.
R- Ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; soida Telesplıoros; sağda keçi; ΑΙΓΑΙωΝ ΝΕω NAVAP ΕΓ T (yıl 300 = 253/4)
36- AE 11.60 (SNG Levante 1798)
Valerianus’un şua taçlı büstü, sağa; AV KAI IlOV ΛΙΚ OVAAEPIANOC CEB. R- Sola oturan Hygieia, önündeki sepetten çıkan yılanı, sağ elinde tuttuğu phialeden besliyor; ΑΙΓΑΙΕωΝ ΝΕωΚΟ NAVAP ET T (yıl 300 = 253/4)
37- AE 17.35 (SNG Paris 2382; başka bir Örnek için bkz., Lindgren 1412)
Asklepios rahibi olarak Valerianus’un defne taçlı büstü; sağda yılanlı asa; AV KAI nOVAIKlOVAAEPIANOC CEB.
R-Gorgon başı etrafında zodiak halkası; ΑΙΓΕωΝ NENA.
38- AE 22.20 (AMM En. No. 240-1) 32 mm
Valerianus’un defne taçh büstü,; sağda yılanlı asa; AV KAI IlOV ΛΙΚΙ OVAAEPIANOC CEB..
R- Aslan ayaklı agonisük masa üzerinde, içinde iki palmiye dalı bulunan ödül vazosu; her iki tarafında birer para kesesi; altta amphora (klerotis); IEP OIKOVMENI ACKAHT11OC ΑΙΓΑΙωΝ T (yıl 300 = 253/4)
39- AE 14.29 (SNG Levante 1802; başka örnekler için bkz., SNG Levante 1803, SNG Paris 2388, Ziegler, Prestige, 51, 62, Ziegler, SamnıL, 1403, 1404)
Valerianus’un defne taçlı büstü, sağda yılanlı asa; AV KAI flOV ΛΙΚΙ OVAAEPIANOC CEB.
R- İki sütunlu tapınak ve yanar sunak önünde ayakta duran togalı imparator, yılanlı asa tutuyor ve sağ elindeki phiale ile libasyon yapıyor; ΑΙΓΕΑΙωΝ ΝΕω NAVAPXIAOC T (yıl 300 = 253/4)
40- AE 18.46 (SNG Levante 1801)
IRENOPOLIS
Domitianus (81 - 96)
Domitianus’un başı, sağa; AVTOKPATOP KAİCAP AOMITIANOC.
R- Sağa, ayakta duran Hygieia sağ elinde yere doğru Lir dal, sol elinde, koluna dolanan yılanın beslendiği bir phiale tutuyor; ΙΡΗΝΟΠΟΛΕΓΤΩΝ ETOBM (yıl 42 = 93/4).
41- AE 9.64 (Lindgren 1518; başka örnekler için bknz., Karbach, 4 - 9, SNG Paris 2248-9, SNG Levante 1600, Ziegler, Saınnıl., 1324)
Traianus (98 -117)
Traianus’un defne taçlı başı, sağa; AVTO KAİCAP TPAIANOG
R- Sağa, ayakta duran Hygieia sağ elinde yere doğru bir dal, sol elinde, koluna dolanan yılanın beslendiği bir phiale ve bir salkım üzüm tutuyor; ΙΡΗΝΟΠΟΑΕΠΏΝ ETOVC Z M (yıl 47 = 98/9).
42- AE 6.14 (SNG Levante 1605; başka örnekler için bkz., Karbach, 26 - 29, SNG Paris 2253-4, Ziegler, Samml., 1325-8; üzümlü olmayanlar da var)
Antoninus Pius (138 -161)
A. Pius’un şua taçlı başı, sağa; ?VT K T Al Λ ΑΔΡ ΑΝΤΩΝΙΝΟΰ CEB EVC ΠΓΙ.
R- Kutsal su (kaplıca) kaynağı; ΙΡΗΝΟΠΟΛΙΤΩΝ ΕΤΟΘΡ (yıl 109 = 160/1).
43- AE 8.50 (Karbach 34.1)
A. Pius’un defne taçlı başı, sağa; AVT ΚΑΙ ΑΔΡ ΑΝΤΩΝΙΝΟΟ CEB E ΠΠ.
R- Karşılıklı Asklepios ve Hygieia büstleri; arada yılan; altta Telesphoros (?); ΙΡΗΝ[ΟΠΟ]ΛΓΓωΝ ETOV0P (yıl 109= 160/1).
44- AE 10.48 (Karbach 41; başka örnekler için bkz., Karbach, 38-40, SNG Levante 1606, SNG Paris 2256)
Marcus Aurelius (161 -180)
M. Aurelius’n defne taçlı pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT K M AVP ANTQNEINOC CEB.
R- Sağda, ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor, solda, ayakta duran Hygieia sol elinde tuttuğu phialeden yılan besliyor; 1ΡΗΝΟΠΟΑΓΓΩΝ ETOVC ΘΙΡ (yıl 109 = 160/1).
45- AE 11.31 (Karbach 52; başka örnekler için bkz., Karbach 51-53, SNG Paris 2259)
Septimius Severus (193-211)
S. Severus’un defne taçh pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT K A CEfl CEVHPON EIEPCEB.
R- Taenia giyen Asklepios başı, sağa; önde yılanlı asa; ΕΙΡΗΝΟΠΟΛΓΓΩΝ ETOVC ΔΜΡ (yıl 144 = 195/6).
46- AE 14.65 (Karbach 68; başka örnekler için bkz., Karbach, 64-67, SNG Paris 2264, Levante 1611 aynı sikke ve 1610)
S. Severus’un defne taçh pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT K A CEfl CEVHPON Π CEB.
R- Stephane giyen Hygieia başı, sağa; omzunda yılan; önde bir saikını üzüm (?); ΕΙΡΗΝΟΠΟΑΓΓΩΝ ETOVC ΔΜΡ (yıl 144 = 195/6).
47- AE 9.63 (Karbach 62; başka bir örnek için bkz., Karbach 63)
Julia Doruna (S. Severus’un Karısı)
J. Domna’nın büstü, sağa; IOVA1A ΔΟΜΝΑ CEB.
R- Kutsal su (kaplıca) kaynağı; ΕΙΡΗΝΟΠΟΛ1ΤΩΝ ETO ΔΜΡ (yıl 144 = 195/6).
48- AE 7.39 (Karbach 57; başka örnekler için bkz., Karbach 58, Ziegler, Samuil, 1336)
Caracalla (198-217)
Caracalla’nın defne taçlı pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT KAI M AVPH ANTONINOC
R- Ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; ΕΙΡΗΝΟΠΟΛΙΤωΝ ETOVC ΘΜΡ (yal 149 = 200/1).
49- AE 13.03 (Karbach 78) Öy.,’de C.M. Howgego 251, Hygieia veya Nemesis ayakta
Caracalla’nın defne taçlı pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT K M AVP CEV ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΟ.
R- Ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; ΕΙΡΗΝΟΠΟΛΙΤΩΝ [Α]ΞΡ (yıl 161 ? = 212/3).
50- AE 14.39 (SNG von Aulock 5590) Öy.,’de C.M. Howgego 105, Imp. başı Caracalla’nın defne taçlı pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT KAI M AVPH ANTONEINOC.
R- Ayakta duran Hygieia sol elinde tuttuğu phialeden sağ eline dolanan yılanı besliyor; ΕΙΡΗΝΟΠΟΛΙΤωΝ ETOVC ΘΜΡ (yıl 149 = 200/1).
51- AE 11.70 (Karbach 79)
Caracalla’nın defne taçlı pelerinli ve zırhlı büstü, sağa; AVT KAI M AVP CEV ANTONEINOC.
R- Karşılıklı Asklepios ve Hygieia büstleri; arada yılanlı asa; ΕΙΡΗΝΟΠΟ- ΛΕΓΓωΝ ΓΞΡ (yıl 163 = 215/6 ).
52- AE 10.62 (Karbach 92.2; başka örnekler için bkz., Karbach 93.2, BMC Irenopolis 11)
Severus Alexander (222 -235)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT KAI CEV ΑΛΕΞΑΝΔΡΟC.
R- Sağda, Asklepios ayakta duruyor ve yılanlı asasına yaslanıyor; solda Hygieia ayakta duruyor sol elinde tuttuğu phialeden yılan besliyor; ortada Telesphoros; Ε1ΡΗΝΟΠΟΛΕΙΤΩΝ ETOVC BOP (yıl 172 =223/24).
53- AE 12.80 (SNG von Aulock 5594; başka örnekler için bkz., Karbach 109.3 aynı sikke - ayrıca Karbach 123.2 ve 124 ΔΟΡ (yıl 174) tarihli, aynı arka yüz konulu sikkeleri de listelemiş.)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT K M AVP CEV ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ G R- Hygieia kaplıca açık hava tapınma yerinde oturuyor, yılan tutuyor; sağda, ağaç ?; ΕΙΡΕΗΝΟΠΟΛΙΤΩΝ ΔΟΡ (yıl 174 = 225/6).
54- AE 20.00 (Ö. Çamurdan Env. No. 1384) Öy.,’de CM: erkek başı
III. Gordianus (238 - 244)
Gordianus’un şua taçlı büstü, sağa; AV K M ΑΝΤω ΓΟΡΔΙΑΝΟΟ.
R- Sağda, Asklepios ayakta duruyor ve yılanlı asasına yaslanıyor; solda Hygieia ayakta duruyor sol elinde tuttuğu phialeden yılan besliyor; EIPH- ΝΟΠΟΛΕΓΓωΝ ETBQP (yıl 192 = 243/4).
55- AE 14.18 (SNG von Aulock 5596) Öy./de C.M. Howgego 616, (başka örnekler için bkz„ SNG Levante 1622 aynı sikke, Karbach 141.4, SNG Paris 2270, Ziegler, Samml., 1349-50, Lindgren 1523, SNG Copenhagen 150)
Valerianus Senior (254 — 260)
Valerianus’un şua taçlı büstü, sağa; AV T K Π OVAAEPI_NOC (sic).
R- Sağda, Asklepios ayakta duruyor ve yılanlı asasına yaslanıyor; solda Hygieia ayakta duruyor sol elinde tuttuğu phialeden yılan besliyor; 1PH- ΝΟΠ[Ο]Λ[ΕΙ]ΤωΝ TC (yıl 203 = 254/5) H (= 8 assaria).
56- AE 15.82 (SNG Levante 1624) Öy.,’de CM: Athena, (başka örnekler için bkz., SNG Paris 2273-2276, Ziegler, Samml., 1352-1355, SNG von Aulock 5598, BMC Irenop., 12, Lindgren 1525, SNG Copenhagen 151, Karbach 163- 170)
Asklepios konulu sikke basan diğer Kilikya Şehirleri
Lyrbe
III. Gordianus (238 - 244)
Gordianus’un defne taçlı büstü, sağa: AVTKAIC ANTÎ2NEINOC.
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ortada Telesphoros; ΛνΡΒΕΤΩΝ.
57- AE 17.31 (SNG Levante 266)
Kolybrassos
Marcus Aurelius (161-180)
M. Aurelius’un defne taçlı büstü, sola: AVT KAIC ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΟ.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios sola bakıyor, planlı asasına yaslanıyor; KOAV BPACCE(ı)N.
58- AE 9.00 (Ziegler Saınınl., 27; başka bir örnek için bkz., SNG Levante 314.)
M. Aurelius’un defne taçlı büstü, sağa: AVT KAI O (sic) ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΟ
R- Ayakta duran Hygieia sol elinde tuttuğu phialeden sağ eline dolanan planı besliyor; KOAV BPACCEœN.
59- AE 4.2G (SNG Levante 317; başka örnekler için bkz., SNG Levante 318 büstü, sola, Ziegler Saınınl., 28-32, BMC Kolybrassos 3)
Laertes
Maximus Caesar (235 - 238)
Maximus’un çıplak başlı büstü, sağa; Γ IOV OVUP MASIMOC KAICAP.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios sola bakıyor, yılanlı asasına yaslanıyor; ΛΑΕΡΤΕΙΤΩΝ.
60- AE 6.08 (SNG Paris 600; başka örnekler için bkz., SNG Levante Suppl. 66, Ziegler Saınınl., 89)
Elaiussa – Sebaste
Severus Alexander (222 -235)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa: AV K M AV P CEVHP ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ C.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios sola bakıyor, yılanlı asasına yaslanıyor; sağda Telesphoros; CEBACfH ΙΕΡΑ AC AVT NAVAPX.
61- AE 17.53 (SNG Levante, Suppl. 231)
III. Gordianus (238-244)
111. Gordianus’ün defne taçlı büstü, sağa: AVT K M ΑΝΤΩ... TOPAIANOC. R- Cepheden ayakta duran Asklepios sola bakıyor, yılanlı asasına yaslanıyor; CEBACTH ΙΕΡΑ ... NAVAPX... ΠΟΡΔΕΤ.
62- AE 16.90 (RPC 7 Maxiniinus-lII. Gordianus Cilicia - yayma hazırlanıyor) [137]
Valerianus Senior (253 - 260)
Valerianus’un defne taçlı büstü, sağa; AVT ΚΠΛΙΚ OVAAEPIANOC.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios sağa bakıyor, planlı asasına yaslanıyor; sağdaTelesphoros; CE[BAC]TH IEPAC [...] 11 C ΡΔΕΤ.
63- AE 12.89 (Ziegler, Sanıınl., 577; başka bir örnek için bkz., Inıhoof- Blurner, Elaiussa-Sebaste 45)
Soloi – Pompeiopolis
Julia Mamaca (S. Alexander’in Annesi)
J. Mamaea’nın büstü, sağa; ΙΟΥΛΙΑΝ MAMAIAN CEB.
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ortada Telesphoros; ΠΟΜΠΗΙΟΠΟΛΕΓΓΩΝ IEPAC KA AVTON HqC (yıl 298 = 232/3); ğS (= 12 assaria ?)
61-AE 19.90 (SNG Paris 1212; başka bir Örnek için bkz., SNG Levante Suppl. 246)
Tarsos
Caracalla (198-217)
Defne taçlı büstü, sağa; AVT KAİ M AYP CEYHPOC ANTİÎNEINOC CEB ΠΠ.
R- Sola ayakta duran asker kıyafetli imparator, sağa bakıyor, sağ eli havada, sağda, sola ayakta duran Asklepios, beline yasladığı sol elinde planlı asa tutuyor, imparatoru taçlandırıyor; ŞTAPCOVŞBŞ
65- AE 21.08 (Gorny & Mosch Auction 122 No. 1831- yanlışlıkla Soloi- Ponıpeiopolis’e verilmiş. Sağlık sorunları nedeniyle Anadolu’da bulunan bütün Asklepicionlar’ı ziyaret eden Caracalla’ya ait olan bu unique sikke şimdi Edoardo Levante koleksiyonundadır. Bu sikkeyi burada yayınlamama izin verdiği için kendisine teşekkür ederim).
Maximinus (235 -238)
Maximinus’un şua taçlı büstü, sağa; AVT K Γ IOV OVH MAEIMEINOC ΠΠ.
R- Karşılıklı ayakla duran Asklepios ve Hygieia; ortada Telesphoros; TAPCOVTHC ΜΗΤΡΟΠΟΛΕω AMK ΓΒ.
66- AE 24.84 (SNG Levante 1093)
Pupienus (Nisan-Temmuz 238)
Pupienus'un defne taçlı büstü, sağa; AVT KEC... ΠΟνΠΗ... ΠΠ.
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ortada Telesphoros; TAPCOVTHC ΜΗΤΡΟΠΟΛΕω AMK ΓΒ.
67- AE 22.70 (RPC 7 Maximinus-ΠΙ. Gordianus Cilicia - yayına hazırlanıyor - SNG Levante 1093 arkayüz ile aynı kalıp olduğu için bu sikkenin fotoğrafını burada vermiyoruz.)
Philippus I (244 -249)
Philippus’un şua taçlı büstü, sağa; AVT KAI IOV ΦΙΛΙΠΠΟΝ EVT EVC ΠΠ. R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ortada Telesphoros; TAPCOVTHC ΜΙΓΓΡΟΠΟΛΕΩΟ MA|K ΓΒ].
68- AE 19.84 (SNG von Aulock 6061)
Traianus Decius (240 — 251)
T. Decius’un şua taçlı büstü, sağa; AVT ΚΑΙ Γ MEC KVIN AEKIOC ΤΡΑΪΑΝΟ CITI.
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; TAPCOV ΜΗΤΡΟΠΟΛΕΩΟ AMK ΓΒ.
69- AE 19.81 (SNG Levante 1159)
Augusta
Elagabalus (217 - 222)
Elagabahıs’tın defne taçlı büstü, sağa; AVF KAI M AVP ΑΝΤΩΝΕΙΝΟΟ CB(sic).
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; AVTOVCTANQN ET HH P (yıl 198 = 218/9)
70- AE 12.47 (Karbach, Augusta 93)
Mopsuestia
Tranquillina (III. Gordianus’un Karısı)
Tranquillina’nin büstü, sağa; CABEINIA TPANKV1AAEIN... (sic).
R- Cepheden ayakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; sağda Te- lesphoros; ΑΔΡΙ ΓΟΡΔ1ΑΝΩΝ ΜΟΨΕΑΤωΝ ©T (yıl 309 = 241/2).
71- AE 18.66 (SNG Levante 1353, ayrıca Ziegler, Saıııml., 940)
Otacilia Severa (I. Philîppus’un Karısı)
Otacilia’nın Stéphaneli büstü, sağa; OTA CEVHPA CE.
R- Cepheden ayakta duran Asklepios, sola bakıyor, planlı asasına yaslanıyor; ΑΔΡ ΜΟΨΕΑΤΩΝ ET [AI]T (yıl 311 = 244/5).
72- AE 7.73 (CNG Auction XXIII, lot 424 - RPC 8 Mopsus Otacilia Severa n.2)
(3.11.2003)
Anazarbos
Elagabalus (218 -222)
Elagabalus’un şua taçlı başı, sağa; A VT K M AV ANTQNEINOC CEB.
R- Sağa, ayakta duran Hygieia, phialeden eline dolanan yılanı besliyor; ΑΝΑΖΑΡΜΗΤΡΟΠ AMK ΓΒ.
73- AE 5.84 (Ziegler, Anazarbos 368.2; başka bir örnek için bkz., SNG Paris 2068)
Severus Alexander (222 - 235)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT... CE ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ G
R- Sola, yakta duran Asklepios yılanlı asasına yaslanıyor; ANAZAP... AMK ΓΒ.
74- AE 6.67 (SNG Levante 1455; başka bir örnek için bkz., Ziegler, Samml., 478.1)
Flaviopolis
Commodus (177 -192)
Commodus’un defne taçlı büstü, sağa; M AVP KOMOAOC ANT EVTVXHC.
R- Karşılıklı ayakla duran Asklepios ve Hygieia; ΦΛΑΥΙΟΠΟΛΕΓΓωΝ ETOVC ΔΙΡ (yıl 114 = 186/7).
75- AE 12.30 (SNG Levante 1542; başka örnekler için bkz., Ziegler, Samml., 1251-2, Ziegler’in iddia ettiği gibi SNG von Aulock 5560 M. Aurelius değil Commodus olmalı)
Severus Alexander (222 -235)
S. Alexander’in defne taçlı büstü, sağa; AVT K M AV C E ΑΛΕΞΑΝΔΡΟ G
R* Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ΦΛΑΥΙΟΠΟΛΕΙΤωΝ ETO ΓΝΡ (yıl 153 = 225/6).
76- AE 12.00 (SNG Levante 1549; başka bir örnek için bkz., Ziegler, Sanunl., 1528-9)
Epiphaneia
III. Gordianus (235-244)
Gordianus’un şua taçlı büstü, sağa; AVT KM ANT EOPAIANOC CE.
R- Karşılıklı ayakta duran Asklepios ve Hygieia; ΕΠΙΦΑΝΕΩΝ ET ST (yıl 306 = 238/9).
77- AE 24.96 (SNG Levante 1824; başka örnekler için bkz., SNG von Aulock 5554, BMC Epiphaneia 5)