ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Osman G. Özgüdenli̇

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Anahtar Kelimeler: Ortaçağ İran Tarihi, Târih-i Vassâf, İlhanlı Tarihi, Müellif, Arapça, Farsça, Tarih

Ortaçağ İran tarihi araştırmacıları Vassâf tarihinin siyasî, sosyal ve İktisadî tarih araştırmalarındaki önemini iyi bilirler. Bunun yanında, hiç kuşku yok ki, bu değerli kaynağın tarih araştırmalarında kullanımının nedenli güç olduğunu da takdir ederler. Müellif, son derece süslü bir üslûpla kaleme aldığı eserini, Arapça-Farsça kıssa ve şiirlerle süslemiş ve kullandığı nesri, kendisinden sonraki müelliflerin pek çoğunun taklit edeceği, ama hiçbirinin erişemeyeceği bir noktaya taşımıştır. Bu özelliği ile eser, kendisinden sonraki müellifler üzerinde derin izler bırakmıştır[1].

I. Vassâf’ın Hayatı ve Eserleri:

A. Hayatı: Sultan Olcâytû (1304-1316) tarafından kendisine verilen “Vassâfu’l-Hazrat”[2] ve bunun kısaltılmış şekli olan “Vassâf” lâkabı ile tanınan Şerefu’d-dîn (veya Şihâbu’d-dîn[3]) Abdullah b. ‘İzzu'd-dîn Fazlullâh b. Ebû Na‘îm-i Yezdî (Kâtib-i Şîrâzî) 663/1264-1265 yılında Şîrâz’da doğdu[4]. Babası Fazlullâh, İlhanlı devletinin Fars bölgesi âmillerinden idi. İyi bir tahsilin ardından Hvâce Sadru’d-dîn Alımed-i Zencânî’ye intisab ederek dîvân hizmetine girdi[5]. Müellif, Târih-i Vassâf olarak da bilinen Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr ismini taşıyan beş ciltlik eserini yazmaya 697/1298-99 yılında başladı. Beş yıl sonra, 13 Receb 702/3 Mart 1303 Pazartesi günü İlhânlı vezirleri Reşîdu’d-dîn Fazlullâh ve Sa'du’d-dîn Sâvecî’nin yardımıyla, eserinin o vakte kadar hazırladığı ilk üç cildini, bu esnada üçüncü Suriye seferine çıkmış bulunan Gâzân Hân (1295-1304)’a sunma fırsatını buldu. Fırat nehri üzerindeki 'Ane’de[6] gerçekleşen görüşmede vezirler, Gâzân Hân’a, Arap ve Acem dünyasında şimdiye kadar bu özellikte bir kitabın kaleme alınmadığını söylediler. Kitabı inceleyen Gâzân Hân, Vassâf a bazı sorular sordu. Ardından da Vassâf a özel ihsânlarla birlikte âltûn-tamgâ verilmesini emrederek, kendisinden, seferden dönünceye değin Sincâr’da eserini yazmakla meşgûl olmasını istedi. Ancak, müellif bu işin uzun zaman alacak zor bir vazife olduğunu, telif için muhtelif kitaplara ihtiyaç duyduğunu ve bir süreden beri de evinden uzak kaldığını arz ederek Gâzân Hân’dan bir yıl izin aldı[7]. Bu esnada araya Gâzân’ın vefatının girmesiyle Vassâf, ancak 9 yıl sonra 24 Muharrem 712/1 Haziran 1312 tarihinde Sultâniyye şehrinde vezir Reşîdu’d-dîn’in yardımlarıyla Sultan Olcâytû (Moğ. Ölceytü) ile görüşebilme imkânı buldu. Müellif bu görüşmede eserinin dördüncü cildini hükümdara sundu[8]. Olcâytû’nun takdirini kazandı[9]. Bununla birlikte eserinin beşinci cildini ancak vefatından iki yıl önce 728/1328 yılında tamamlayabildi. Müellifin 730/132930 yılında öldüğü anlaşılmaktadır[10].

B. Eserleri: Vassâf tarafından kaleme alındığı tespit edilebilen eserler şunlardır[11]:

1. Ahlâku’s-saltana: Ahlâk ve siyaset ile ilgili İlhanlı hükümdarı Sultan Muhammed Olcâytû adına yazılmış Farsça küçük bir risâledir[12]. Bu risâle daha sonra Osmanlıca’ya da tercüme edilmiştir[13].

2. Kalemiyye (el-Risâletu munâza’tu’s-seyf ve’l-kalem): Müellif tarafından İlhanlı hükümdarı Ebû Sa'îd Han (1317-1335) adına Farsça kaleme alınmış küçük bir risaledir[14].

3. Satranç ile ilgili Farsça üç risale (Bedî'u’r-rabi'a, Risale der-muhâkeme-yi şatranç, Ebyât der-hak-i şatranç)[15].

4. Tecziyetu'l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr: Vassâf’ın en önemli eseri Târîh-i Vassâf olarak da bilinen Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr (Ülkelerin taksimatı ve asırların getirdikleri)’dır. Müellif eserini İlhânlı bürokratı Cuveynî tarafından kaleme alınan Târîh-i Cihân-guşâ isimli esere zeyl olarak hazırlamıştır. Dolayısıyla eser, Cuveynî’nin bıraktığı yerden 656/1258 yılı hadiseleri ile başlamakta ve Hârezmşâhlar, Moğollar ve İsmâ'îlîler ile ilgili yer yer Cihân-guşâ'dan yapılan önemli ölçüde aktarmaları içermektedir. Toplam beş ciltten oluşan eserin birinci cildi; Mengü Kağan’ın ölümü, Kubilay ve Timur Kağan’ın Çin’deki faaliyetleri, Hülâgü’nün Bağdad’ı ele geçirmesi, Abâkâ ve Ahmed Teküdâr’ın hükümdarlıkları; ikinci cildi, Salgurlu Atabegleri, Argûn Han’ın hükümdarlığı, Yusufşâh ve Afrasyâb’ın atabeğlikleri; üçüncü cildi, Geyhâtû ve Bâydû’nun hükümdarlıkları, Kirmân ve Dehli’nin hâkimleri ve Gâzân Hân’ın 700/1300-1301 yılı sonuna kadar olan hükümdarlığı; dördüncü cildi, Gâzân Hân’ın hükümdarlığının son yılları, Sultan Olcâytû’nun tahta çıkışı, Timur Kağan’ın halefleri, Hârezmşâhlar ve İsmâ’îlîler; beşinci ve son cildi ise Sultan Olcâytû’nun hâkimiyetinin sonu, Ebû Sa’îd Hân ve ‘Alâ’u’d-dîn Halacî ile haleflerinin tarihini ihtiva etmektedir. Eser, 728/1328 yılı hâdiseleri ile son bulmaktadır. Târîh-i Vassâf, İlhânlılar ve büyük hanların yanısıra, Fârs, Şebânkâre, Kirmân ve Luristân gibi bölgelerin mahallî tarihi ile Hint, Mısır ve Şam gibi ülkelerin tarihi için de oldukça önemlidir.

Vassâf, eserinde, Gâzân Hân devrinde merkezde vukû bulan hadiselerin yanısıra, Fârs eyaletinin siyasî, İdarî ve İktisadî durumu hakkında da önemli bilgiler vermektedir[16]. Yine, müellif, başta kâğıt para (çâv) ve hâni takvim olmak üzere, Reşîdu’d-dîn ve pek çok İlhânlı kaynağının sessiz kaldığı bazı reformlar ile bu reformların İlhânlı eyaletlerine ve bilhassa Fârs’a yansımaları hakkında da önemli malûmat içermektedir. Müellifin merkezî bürokraside üst düzey bir idarî görevde bulunmaması, onun, halkın durumu ve sıkıntılarıyla ilgili haberleri İlhânlı veziri Reşidu’d-dîn’e göre daha tarafsız kaydetmesine sebep olmuştur. Bu açıdan Târih-i Vassâf, gerek Reşîdu’d-dîn-’in verdiği bilgilerin kontrolü, gerekse ondaki eksikliklerin tamamlanması açısından, İlhânlı tarihi araştırmaları için son derece büyük bir öneme sahiptir[17].

Vassâf, eserini İran tarih yazıcılığında görülmemiş süslü bir üslûpla kaleme almış ve bu üslûp kendisinden sonraki müverrihler üzerinde derin tesirler bırakmıştır[18]. Müellif, eserini, Kur’ân ayetleri ile İran ve Arap edebiya-tından yaptığı önemli nakillerin yanısıra, bizzat kaleme aldığı pek çok şiirle de süsleyerek, anlaşılması oldukça güç bir üslûp yaratmıştır[19]. Yine, müellifin kullandığı Arapça, Farsça, Türkçe ve Moğolca pek çok teknik deyim ve terim, eseri güç bir yumak hâline sokmuştur.

Bir yandan esere duyulan büyük ilgi, diğer yandan anlaşılması zor üslûbu, Târîh-i Vassâf’ın aşırı süslü nesrini daha sade bir şekilde aktarmaya yönelik bir seri çalışmaya konu olmuştur: Eserin üç kısmı, Şâhruh’un oğlu Şîrâz hâkimi Mugîsu’d-dîn Ebû’l-Feth Mîrzâ İbrâhîm Sultân’ın emri ile Huseyn b. Huseyn-i Ensârî (‘Attâr) tarafından 823/1420 yılında sade bir nesir ile özetlenmiştir[20]. Eser XVI. yüzyılda da Hvândemîr (öl. 942/1535-1536) tarafından hülâsa edilmiştir[21]. Bu hülâsayı daha sonraki dönemde yapılan başka sadeleştirme ve şerhler takip etmiştir[22]. Fatih Sultan Mehmed[23] ve Yavuz Sultan Selim[24] gibi Osmanlı hükümdarlarının Târîh-i Vassâf’a ilgi duyduğu bilinmektedir. Bu ilgi esere Osmanlı coğrafyasında pek çok Türkçe şerh yazılmasına zemin hazırlamıştır[25].

Telifinden itibaren farklı coğrafyalarda bu kadar geniş bir şöhrete ulaşan Târîh-i Vassâf, daha XIX. yüzyılın ortalarından itibaren bazı önemli neşriyata konu olmakla birlikte[26], bugüne değin bilimsel bir yayın ile araştırmacıların istifadesine sunulamamıştır[27].

II. Târih-i Vassâf’ın Müellif Nüshası:

A. Nüshanın Tavsifi: Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr'ın dördüncü cildinin müellif nüshası Nuruosmaniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır[28]. Bu nüshanın tanıtımı ilk kez 1920’li yıllarda İstanbul kütüphanelerinde araştırmalarda bulunan Çek araşurnıacı Felix Tauer tarafından 1931-1932 yıllarında “Les manuscrits persans historiques des bibliothèques de Stamboul” adıyla yayınlanan bir seri tanıtım yazısı içerisinde olmuştur[29]. Daha sonra, F. Tauer’in tanıtımına dayanarak; C.A. Storey[30], Yu. E. Bregel[31] ve A. Münzevî[32] de eserlerinde Târih-i Vassâf’ın Nuruosmaniye nüshasını zikretmişlerdir[33].

Yazma, dördüncü cilde ait toplam 310 varaktan ibarettir. Dördüncü cildin üç ayrı yerine ait bir kaç sayfanın eksik olduğu anlaşılmaktadır. Yazmanın tavsifi şu şekildedir:

335x245mm.. 255x175mm., 17 satır, iri ve açık ta'lik yazı. Başlığı ve şahit cetvelleri tezhipli. Tam meşin, cetvelli miklepli, şirazeli. Sırtı çok eskimiş, açık kahverengi cilt. Muhtemelen ilk dış kapak sayfası eksik. Yine vr. 185-186 arasında iki yaprağın eksik olduğu anlaşılmakta ki, sonradan haşiyeye eklenmiştir. Ciltlenirken sayfa kenarındaki haşiyelerden bazıları eksilmiş ve okunamaz hâle gelmiş (bkz. vr. 11a, 184a. 194b, 218a, 253a, 263b). Sayfa numaraları sayfa üstüne sonradan numaralandırılmıştır (Yaprak 1-201 arasında sol üst köşede orijinal sayfa numaralarından bazı-ları görülmekte). Kufi yazılı, dikdörtgen ve siyah bir mühürle mühürlenmiş (bkz. aş.). Eserde küçük yuvarlak (vr. 2a ve 226a) ve büyük yuvarlak (vr. 2a) başka mühürlere ait silinmiş izler vardır.

Baş vr. 1b) :

Son (vr. 310b) :

Yazmanın kapak sayfasının sağ tarafında “Fihristu’l-cildu’r-râbi' min el- Vassâf” başlığı altında eserin içerisindeki başlıkların sayfa numaralarına göre bir listesi yapılmıştır. Sayfanın altındaki “bi-resm-i resmî fî 25 Rebi'u'1-evvel sene (1)182" (8 Ağustos 1768) kaydından, bu listenin hazırlanış tarihini tespit etmek mümkündür[34]. Listedeki bu tarih, Nuruosmaniye Kütüphanesi ’nin kurulmasından sonraki bir doneme aittir[35]. İlk yaprağın dış yüzünde (vr, 1a) ise, eserin müellif hattı olduğunu gösteren "el-Cildu‘r-râbi‘ bi-hatt-i musannife -Rahmetullâhi ’aleyh-" ibaresi görülmektedir. Gerek liste, gerekse bu ibare, yazı tarzına bakılırsa aynı kimsenin kaleminden çıkmıştır. İbarenin altında yazmanın kütüphane numarası (3207) ve kütüphane mührü yer almaktadır. Yine, kapağın dış yüzünün tam ortasında eserin Osmanlı Padişahı III. Osman (1168/1754-1171/1757) tarafından kütüphaneye vakfedildiğini gösteren vakıf kaydı bulunmaktadır: “Vakafa ekremu’s-selâtîn min tabakâti'l- mulûk ... es-Sultân ibnu's-Sultân Sultân Ebû'l-Mehâsin 'Osman ibn Sultân Mustafâ Hân ...”[36]. Nuruosmaniye Kütüphanesi’ne ait en eski kitap fihristleri incelendiğinde, yazmamızın daha ilk fihristten itibaren müellif hattı olduğuna dikkat çekildiği görülmektedir[37].

Eserin kapağının iç yüzündeki ser-levhada “innehu min Süleyman ve innehu"[38] ibaresi yazılıdır. Eser baştan sona iri harflerle ve gayet açık bir şekilde kaleme alınmıştır. Bazı başlık ve şiirlerde kırmızı kalem kullanılmıştır. Kelimelerin yazımında genellikle noktalar ihmal edilmiştir. Bununla birlikte, okuyucular için sıkıntı olabilecek bazı kelimeler ile Türkçe ve Moğolca bazı unvan ve ıstılahların metinde harekeli olarak yazıldığı görülmektedir. Bunun yamsıra, bazı kelimeler üzeri çizilerek metinden çıkartılırken, sayfa kenarlarına yazılan pek çok haşiye ile de meme ilâvelerde bulunulmuştur.

Eserin 10 yaprağının, hepsi de sağ yüzünde olmak üzere (vr. 4b, 8b, 49b, 102b, 175b, 218b, 277b, 299b, 307b, 309b) dikdörtgen şeklinde bir mühür ile mühürlendiği görülmektedir. Sayfaya dik bir şekilde vurulan ve 13x74mm. ebadında olan bu mührün üzerinde kufi bir yazı bulunmaktadır. Mühür dikkade incelendiğinde, daha önce Prof. Francis Richard tarafından Paris’teki Bibliothèque Nationale (Persan 121)’de Kâdî Sirâcu’d-dîn Mahmud b. Ebü Bekr-i Azerbâycâni'nin Letâ’ifu’l-hikme isimli eseri üzerinde bulunan ve ihtiyatlı da olsa Rab‘-i Reşidi Kütüphanesi’ne[39] ait olabileceği bildirilen[40] 13x74mm. ebadındaki kufi mühür ile tam olarak aynı olduğu görülmektedir. Değerli araştırmacı F. Richard, tek bir numuneye dayandığı için, "Vakf-i Kitâbhâne-yi Reşîd” şeklinde okuduğu[41] mührün Rab'-i Reşidi Kütüphanesi’ne ait olup olmadığından emin olamamıştır. Şimdi Târih-i Vassâf’ın Nuruosmaniye nüshasında bulunan ve “Vakf-i Kitâbhâne-yi Reşidi" şeklinde okuduğumuz bu yeni örnek, bu konudaki bütün şüpheleri bertaraf etmektedir[42].

Bu durumda, Târîh-i Vassâf’ın Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan müellif nüshasının, İlhânlı veziri Reşîdu’d-dîn Fazlullâh tarafından Tebriz yakınlarında kurulan Rab‘-i Reşidi[43] isimli büyük külliye içerisindeki kütüphaneye vakfedildiği ve bir süre burada muhafaza edildiği anlaşılmaktadır. Rab'-i Reşîdî’de, biri külliye içerisinde mütevelli evinin yakınında yer alan genel kütüphane (beytu'l-kutub), diğeri de medrese eğitimi yapılan yerdeki eğitim kitaplığı (dâru’l-kutub) olmak üzere toplam iki kütüphane bulunmakta idi[44]. Genel kütüphane (beytu'l-kutub - kitâbhâne) idarî açıdan doğrudan mütevelliye bağlı idi[45]. Kütüphanedeki kitapların birer fihristi mütevelli, müşrif ve nazırda bulunmakta idi. Kitaplar, ancak kitap kıymeti kadar bir depozit bırakıldıktan sonra, bir ay için kütüphaneden çıkartılabilmekte idi. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh tarafından kaleme alınan pek çok kitabın asıl nüshası da bu kütüphanede muhafaza edilmekte idi[46]. Reşîdu’d-dîn, kütüphanede bulunan kitapların, çalınmaması ya da kaybolmaması için, bizzat kendisi tarafından hazırlanan özel bir mühür ile mühürlenmesini istemiştir[47].

Târih-i Vassâf’ın dördüncü cildinin telifinin, müellif nüshasının ışığında 703/1304-711/1312 yılları arasında yaklaşık sekiz yıllık bir süre zarfında ve oldukça yavaş bir şekilde gerçekleşmiştir[48]. Eserinin dördüncü cildinin kaleme alınmaya başladığı dönemde Gâzân Hân’ın henüz yeni vefat etmiş olduğu anlaşılmaktadır[49]. Nitekim müellif, dördüncü cildin daha başlarında, o esnada henüz yeni tahta çıktığı anlaşılan Sultan Olcâytû’ya övgüde bulunmaktadır: "... Giyâsu'd-dunyâ ve’d-dîn Ulug Hân-i a'zam [haşiye: Hodây-bende Muhammed] Ûlcâytû Sultân Zill-ullâhi fî’l-'arz"[50]. Yaklaşık dört yıl sonra 707/1307 yılına gelindiğinde ise dördüncü cildin yaklaşık üçte birinin telifinin tamamlandığı anlaşılmaktadır. Zára müellif, yazmanın 92. yaprağında kendi zamanına atıfta bulunmuştur: “... inırûz ki şuhûr-i 707 est..."[51].

Yazmanın 250a yaprağı üzerinde bulunan bir ibareden, eserin 711 yılı Şa'bân ayı sonlarında (1-10 Ocak 1312) tamamlandığı anlaşılmaktadır[52]. Bu durumda, eserin 24 Muharrem 712/1 Haziran 1312 tarihinde Sultâniyye şehrinde Sultan Olcâytû’ya sunulduğu bilindiğine göre[53], dördüncü cildin son düzeltmelerinin de Ramazân-Zî’l-hicce 711/Ocak-Mayıs 1312 tarihleri arasında tamamlandığını düşünmek yanlış olmayacaktır.

Yine, düşüncemize göre, yazmamız, tamamlandığı Ramazân-Zî’l-hicce 711/ Ocak-Mayıs 1312 ile, Reşîdu’d-dîn Fazlullâh’ın katil tarihi olan 17 Cemâzîu’l-evvel 718/17 Temmuz 1318[54] tarihleri arasında Tebriz’deki Rab’-i Reşîdi’nin kütüphanesinde muhafaza edilmiş olmalıdır. Zira, Reşîdu’d-dîn- ’in katlinin ardından, kellesi sokaklarda dolaştırılarak malları yağmalanmış ve büyük bir külliye olarak inşâ edilen Rab'-i Reşidi tahrip edilmiştir[55]. Târih-i Vassâf’ın müellif nüshasının da muhtemelen bu tahribat esnasında kütüp-haneden yağmalandığı tahmin olunabilir.

Bu durumda müellif nüshası, tamamlanmasının ardından, muhtemelen çok iyi bir kopyası Sultan Olcâytû’ya takdim edildikten sonra, müellif tarafından -belki de hatıra olarak- Reşîdu’d-dîn’e hediye edilmiş olmalıdır. Nüsha üzerindeki mühür, eserin hiç değilse bir müddet Rab'-i Reşidi kütüphanesinde muhafaza edilerek bu kütüphanenin mührü ile mühürlendiğini göstermektedir.

Esasen eserde, Vassâf’ın vezir Reşîdu’d-dîn Fazlullâh ile ilişkisini gösteren pek çok işaret bulunmaktadır[56]. Eserin pek çok yerinde müellif tarafından Reşîdu’d-dîn’e övgü ve dualarda bulunulmuştur. Bu arada bir övgüden, Vassâf’ın, Reşidu’d-dîn’in vazife ortağı Sa‘du’d-dîn Sâvecî ile de ilişki halinde olduğu anlaşılmaktadır[57].

Yazma üzerinde Rab'-i Reşidi kütüphanesine ait mührün yanısıra, silinmiş iki farklı yuvarlak mühre ait izler görülmektedir. Bunlardan vr. 2a ve 226a’da bulunan 21 mm., vr. 2a’da bulunanı ise 34mm. Çapındadır[58]. Mühürler sonradan silindiği için maalesef okunamamaktadır. Muhtemelen XIV- XVIII. yüzyıllara ait olan bu iki mührü okuyabilmek mümkün olsa idi, belki de yazmanın Rab‘-i Reşidi Kütüphanesi’nden Nuruosmaniye Kütüphanesi’ne gelinceye kadarki öyküsü hakkında bir miktar bilgi edinebilmek de mümkün olacaktı.

B. Nüsha Farkları: Eserin dördüncü cildinin Nuruosmaniye kütüphanesinde bulunan müellif nüshası toplam 64 başlıktan oluşmaktadır. Nüshanın üç farklı yerinde birkaç yaprağının eksik olduğu görülmektedir. Bu dunun, sonradan başka biri tarafından not düşülerek[59] eksik kısımlardan bazıları haşiyeye ilâve edilmiştir[60]. Nuruosmaniye nüshasında eksik olan kısımlardan birinin, müellifin, eserinin dördüncü cildini Sultan Olcâytû’ya takdim ettiği mülakattan sonra kaleme alındığı anlaşılmaktadır[61].

Târîh-i Vassâf’ın Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan dördüncü cildinin müellif nüshası içerisinde yer alan Ahlâku's-saltana isimli risale[62] ise müellifin Sultân Olcâytû’ya bir hediye (tuh/e)’sinden ibarettir[63]. Metin karşı- laşurması, bu risalenin, bazı nüshaları müstakil olarak zamanımıza ulaşan[64] Risâle-yi Ahlâku’s-saltana isimli siyaset-nâme ile ayın olduğunu ortaya koymaktadır[65].

Müellif nüshasında bulunan bazı başlıklar, eserin Bombay baskısında yer almamaktadır. Bunun yanısıra, gerek başlıklar, gerekse asıl metinde bazı farklılıklara rasdanmaktadır. Biz burada sadece birkaç örnek vermekle yetiniyoruz.:

Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 7a-b: "... der-misâq-i in umûr (şehzâdegân [üzeri kırmızı ile çizilerek iptal edilmiş] [haşiye: Seh Uymâq] ilçi bâ sisad il bist u penç ser ulâgh ez-piş-i Toqtây Şâhzâde be-râh-i Derbend beresidend çe der-evvel-i sâl-i mezkûr miyân-i û ve Noqây der-hudûd-i Saqsîn ve Bulghâr muhârebeti bimnâk ve mukâteletî hûlângîz refte-bûd ... (7b) zâhir numûde ve 'âqibet Toqtây be-quvvet-i tâli' muzaffer âmed...".

Vassâf/Bombay, s. 398: der-misâq-i in umûr Seh Uymâq ilçi bâ sisad u bist u penç ser ulâgh ez-piş-i Toqtây Şâhzâde be-râh-i Derbend beresidend ve sûret çonân bûde ki der-evvel-i sâl-i mezkûr miyân-i û ve Toqây der-hudûd-i Saqsin ve Bulghâr muhârebeti sehmnâk va mukâteleti hûlângiz refte-bûd ... zahir bûde Toqtây be-quwat-i tâli' muzaffer âmede…”

Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 22a: “... pes cami'-yi ümerâ’ Sûtây ve Âlghû ve Nâghûldâr bâ leşker-i musâhib be-meded-i Kutlughsâh No’yin revân fermûd ve râyet-i firûz-ahter rûz-i... [metinde muhtemelen sonradan doldurulmak üzere boş bırakılmış] Şa'bân be-râh-i Mûsul ve Sincâr murâca'at kerd [haşiyede: feth-nâme-yi Rahbe... ] ve ez-ân taraf-i Sultân-i Misr…”

Vassâf/Bombay, s. 409: "... pes cami'-yi ümerâ’ Sûtây ve Alghûlutây Ghuldâr bâ leşker-i musâhib ıneded-i Kutlughsâh No’yin-râ revân keid ve râyet-i firûz-ahter rûz-i Şa'bân-i in-sâl be-râh-i Mûsul ve Sincâr murâca'at numûd ve ez-etrâf-i Sultân-i Misr..." .

Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 242b: "... [haşiye: mevsûm-i câmi‘(?)u't- tesânif munqasim be-deh mucellid ve her mucellidi be-vezn duvist menn-i ‘adi taqriben ki mecmû‘-i ân penç hezâr varaqa bâşed]...[66]

Vassâf/Bombay, s. 538: "... muvazza' be-deh mucellid ve her mucellidi duvist menn-i 'adl taqriben ki macmû-i ân seh hezár varaqa bâşed…”

Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 248a: "... Pâdişâh-i cihân, Fermân-fermâyi [üzeri kırmızı ile çizilerek iptal edilmiş: Beni âdem, Zû'1-qarneyn-i sâni, Cemşid-i tahtgâh, Cihânbâni, Sultân-i kâmkâr. Kamrán] [haşiye: devrân, Sultân Süleymân taht, Feridun baht, Qobâd nihâd, Sikender mu'adelet, Sencer muhabbet], Giyâsu’d-dunyâ ve'd-din Ûlcâytû Sultân…”.

Vassâf/Bombay, s. 543: "... Pâdişâh-i cihán, Fermân-farmâ-yi devrân. Sultân Süleymân baht, Feridûn taht, Sikender mamleket, Kisrâ mu'adelet, Sencer muhabbet, Giyâsu'd-dunyâ ve‘d-din Ûlcâytû Sultân…”.

Titiz bir karşılaştırma, eserin müellif nüshasıyla Bombay baskısı arasında önemli farklılıklar bulunduğunu ortaya koymaktadır. Yine böyle bir karşılaştırma, bize, eserin tamamlanmasından sonra bir kez daha redakte edildiğini ve bu esnada bazı değişiklikler yapıldığını göstermektedir. Böyle bir redaksiyon için en uygun tarih, muhtemelen eserin beşinci cildinin tamamlandığı 728/1328 ile müellifin ölüm tarihi olan 730/1329-30 yılları arası olmalıdır.

C. Müellif Nüshasının Önemi: Vassâf tarihinin pek çok nüshası günümüze ulaşmıştır[67]. Bununla birlikte, eserin bugüne ulaşan hiç bir nüshası müellifin vefatından daha önceye gitmemektedir[68]. Eserin son derece ağır ve tumturaklı bir üslûpta kaleme alınmış olması, müellifin süslü üslûbu kurabilmek için eserinde çok sayıda Arapça ayet, kıssa ve şiire yer vermesi ve devrin gelenekleri icabı çok sayıda Türkçe-Moğolca isim, unvan ve ıstılahın kullanılması, Târih-i Vassâf’ın sonradan kopya edilen nüshalarının içerisinde müstensihlerin bilgi, dikkat ve tecrübe eksikliğinden kaynaklanan pek çok hata bulunmasına sebep olmuştur. Nuruosmaniye nüshası, eserin eksik ve hatalı nüshalarının yanında, orijinal müellif hattı olması sebebiyle müstensih hatalarının giderilmesinde son derece büyük bir öneme sahiptir. Eserin sadece dördüncü cildinin müellif nüshasının günümüze ulaşmış olmasını bir şanssızlık saymak gerekecektir.

Müellif nüshasının en önemli özelliği, eserde geçen özel isimler ile unvanların doğru yazım şeklini bize aktarıyor olmasıdır. Ortaçağ İran kaynaklarında Türkçe-Moğolca ad, unvan ve ıstılahların müellif ve müstensihler tarafından farklı imlâlarla kaydı, bugün İran tarihi araştırmacılarının önünde çözümlenmeyi bekleyen önemli bir sorun olarak durmaktadır[69]. Pek çok İlhânlı devri özel ad ve unvanı ile Türkçe-Moğolca yer isminin orijinal yazılış ve telâffuz şekillerine ulaşabilmek oldukça güçtür. Cuveynî, Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, ‘Abdullâh-i Kâşânî, Hamdullah Mustevfî-yi Kazvînî, Benâketî ve Şebânkâre’î gibi İlhânlı devri kaynaklarından hiç birinin müellif nüshası bugün için elde değildir. Şimdi Târih-i Vassâf’ın müellif nüshasından hareketle, çeşitli sebeplerle müstensihler tarafından yazılmayan, ya da yanlış kaydedilen pek çok Türkçe-Moğolca özel ad, unvan ve askerî-idarî ıstılahın yazını ve telaffuz şeklini daha doğru tespit edebilmek mümkün olabilecektir. Bu yönüyle Nuruosmaniye nüshası, çağdaş ve titiz bir müellifin kaleminden çıkması hasebiyle, bilhassa Türkçe-Moğolca şahıs ve kabile adları ile unvanlar ve askerî-idarî ıstılahların yazımı açısından, İran tarihi araştırmalarının yanısıra, Türkoloji ve Mongolistiğe de katkılar sağlayacaktır[70].

Bunun yanısıra, Târih-i Vassâf’ın müellif nüshasında bulunan ve müellifin kaleminden çıktığı anlaşılan haşiyeler de oldukça kıymetlidir. Bu haşiyelerde kimi zaman metne yapılan faydalı ilâveleri, kimi zaman da metinde tezyinat ile ilgili önemli değişiklikleri bulabilmek mümkündür. Müellifin ilâvelerinin yanısıra, nüshanın bazı sayfalarındaki Arapça izah ve açıklamalar da dikkat çekmektedir. Bu açıklamaların esere başka biri tarafından, daha geç bir dönemde yapıldığı anlaşılmaktadır.

Nüsha, XIV. yüzyıl başlarına ait çeşitli orijinal siyâk numûnelerini ihtiva etmesi sebebiyle[71], muhasebe tarihi ve bir İlhânlı dîvân kâtibinin kaleminden çıkması sebebiyle de hat sanatı tarihi açısından önemlidir.

Bütün bunların dışında, Nuruosmaniye nüshası. Vassâf tarihi örneğinde; zor, karmaşık ve çetrefilli bir eserde, metin kurgusunun nasıl yapıldığı ve dil, üslûp ve imlâ problemlerinin müellif tarafından nasıl aşıldığını da, edebiyat tarihçisi ve dil uzmanlarına açıkça göstermektedir.

Sonuç olarak, Vassâf tarihinin dördüncü cildinin Nuruosmaniye kütüphanesinde bulunan müellif nüshası, İlhânlı devri siyasî, sosyal, İdarî ve İktisadî tarih tetkiklerinde araştırmacıların önüne önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgilerin ışığında Târîh-i Vassâf’ın müellif nüshasını İlhânlı tarihinin yeni bir kaynağı olarak değerlendirmek mümkündür. Nüshanın şimdiye kadar ihmal edilmiş olması İlhânlı tarihi araştırmaları için büyük bir şanssızlıktır. İleride, bu önemli yazmayı, giriş ve indeksler ile birlikte tıpkıbasım halinde yayınlamayı ümit ediyoruz[72]. Bu yayının, Târîh-i Vassâf’ın önemli nüsha farklılıklarını ortaya koyan bilimsel bir edisyon kritiği yapılıncaya kadar. Ortaçağ Türk, İran ve Moğol tarihi araştırmaları için önemli bir boşluğu doldu-racağı muhakkaktır.














Kaynaklar

  • 'Abbâs İkbâl, Târîh-i Mogul, ez-hamle-yi Çingîz tâ teşkîl-i devlet-i Tî- ınûr, Tahrân 1364/1985.
  • ‘Abdu’l-Muhammed Âyeti, 'Târîh-i Vassâf’, Dânişnâme-yi Cihân-i İslâm, VI, Tahran 1380/2001, s. 259-260.
  • Ahmed Münzevî, Fihrist-i nushahâ-yi hattî-yi Fârsî, VT, Tahrân 1353/1974.
  • Ahmed Münzevî, Fihristvâre-yi kitâbhâ-yi Fârsî, II, Tahrân 1375/1996; VT, Tahrân 1381/2002.
  • Aka, İsmail, “Vassâf’, Türk Ansiklopedisi, XXXIII, (1984), s. 267.
  • Babinger, Franz, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Türkçe terc. Coşkun Üçok, Ankara 1992.
  • Barthold, V.V., Moğol İstilasına Kadar Türkistan, haz. H. D. Yıldız, İstanbul 1981.
  • Browne, Edward G., A Literary Histoiy of Persia, III, The Tatar Dominion (1265-1502), Cambridge 1956.
  • Celâlu’d-dîn Humâ’î, Târîh-i edebiyât-i İrân, yay. Mâhduht-Bânü Humâ’î, Tahran 1375/1996.
  • Erünsal, İsmail, Türk Kütüphaneleri Tarihi, II, Kuruluşundan Tanzimat' a Kadar Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri, Ankara 1991.
  • Fihrist, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 1, 3, 4, 5.
  • Flügel, Gustav, Die arabischen, persischen, türkischen Handschriften der kaiserlichen und königlichen Hofbibliothek zu Wien, II, Wien 1865.
  • Günaltay, M. Şemseddin, Islâm Tarihinin Kaynakları, -Tarih ve Müverrihler-, haz. Yüksel Kanar, İstanbul 1991.
  • Hadîs-i 'aşk, III, Mohammad Tâki Dânesh-Pazhüh Memorial Volume, vol. II, Dâneşpejûh, Nârnehâ ve Goftügühâ, ed. Nâdir Mottalibî Kâşânî - Seyyid Muhammed Ihıseyn Mar’aşî, Tahrân 1382/2003
  • Hâfiz-i Ebrû, Zeyl-i Câmi'u 't-tevârih, neşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahrân 1317/1938.
  • Hamîd Rizâ Dâlvend, “Târîh-i Vassâf ve dû olgû-yi pîşnihâdî berâ-yi çâp-i ân”. Ayîne-yi Miras, 23, (1382/2004), s. 55-69.
  • Hoffmann, Birgitt, Waqf im mongolischen Iran. Rasiduddins Sorge um Nachruhm und Seelenheil, Stuttgart 2000.
  • Hoffmann, Birgitt, “Rasidaddin Fadlallâh as the Perfect Organizer: The Case of the Endowment Slaves and Gardens of the Rab‘- i Rasidi”, Proceedings of the Second Conference of Iranian Studies, Held in Bamberg, 30th September to 4th October 1991, by Societas Iranologica Europaea, ed. B.G. Fragner - C. Fragner - G. Gnoli - R. Haag-Higuchi - M. Maggi - P. Orsatti, Roma 1995, s. 287-296
  • H'ândemîr, Destüru’l-vuzerâ’, neşr. Sa'îd Nefisi, Tahrân 2535/1976.
  • H'ândemîr, Habibu’s-siyer, ed. Muhammed Debîr Siyâkî, III, Tahrân 1362/1983.
  • İrec Afşâr, “Mâlikiyet ve hátid u furûht-i nushahâ-yi hattî der-gozeşte”, Nâme-yi Bâharistân, 1/2, Tahrân 2001, s. 47-58.
  • Jackson, P., “Wassâf", EI^2, XI, s. 174.
  • Jahn, Karl, “Tercume-yi Târîh-i Vassâf’, Râhnumâ-yi Kitâb, XVIII, (1354/1975), s. 171.
  • Karatay, Fehmi Edhem, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Farsça Basmalar Katalogu, İstanbul 1949.
  • Karatay, Fehmi Edhem, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu, I, İstanbul 1961.
  • Kempiners, Russell G., “Vassâf’s tajziyat al-amsâr wa tazjiyat al-a'sâr as a source for the history of the Chaghadayid Khanate", Journal of Asian History, XXII, (1988), s. 160-187.
  • Levend, Agâh Sırrı, “Siyasetnâmeler”, TDAY Belleten 1962, Ankara 1963, s. 167-194.
  • Mecmü’a, Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yi İslâmî, (Tahran), nr. 5307, vr. 104b-119a.
  • Merçil, Erdoğan, “Vassâf”, İA, XIII, s. 232-234.
  • Muhammed Mehdî Burûşekî, Berresi-yi reveş-i idâri ve âmûzeş-i Rab'-i Reşidi, Meşhed 1365/1986.
  • Muhammed Şehrî-porâbâdî, Ferheng-i lugât u istilâhât u i'lâm u tahlîl-i muşkilât-i Târih-i Vassâf, Dâneşgâh-i Tahrân Dâneşkede- yi Edebiyyât ve ‘Ulûm-i İnsanî, Basılmamış Doktora Tezi, Tahrân 1374/1995, 1107s. (Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Merkez Kütüphanesi, nr. 3Fâ4 / F825Ş/P.D.).
  • Muhammed Takî Bahâr (Meliku’ş-Şu'arâ), Sabk şinâsi, Târih-i tatavvur-i nesr-i Fârsi, III, Tahrân 1373/1994.
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, “Fihrist-i nushahâ-yi hattî-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât", Mecelle-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât, VIII/1 (Şomâre-yi mahsûs), (1339/1960).
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, Fihrist-i Kitâbhâne-yi Merkezi-yi Dâneşgâh-i Tahrân, XII, Nushahâ-yi hattî-yi şomârehâ-yi 3497-4013, Tahrân 1340/1961.
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, Fihrist-i Mîkrofilmhâ-yi Kitâbhâne-yi Merkeziyi Dâneşgâh-i Tahrân, 1, Tahrân 1348/1969.
  • Nâsiru’d-dîn Munşî, Nesâ'imu’l-eshâr ve letâ’imu’l-âhbâr, neşr. Celâlu’d-dîn Urmevî (Muhaddis), Tahrân 1364/1985.
  • Öngûl, Ali, “Nuruosmaniye Kütüphanesi”, M.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Türklük Araştırmaları Dergisi, VI, (1991), s. 141- 150.
  • Özgüdenli, Osman G., Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), M.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dr. Tezi, İstanbul 2000.
  • Özgüdenli, Osman G., “Bir İlhanlı Şehir Modeli: Rab'-i Reşîdî’de Meslekler, Görevliler ve Ücretler”, Esnaf ve Ekonomi, I, İstanbul 2003, s. 105-126.
  • Özgüdenli, Osman G., "Nusha’î ez-târîh-i Vassâf be-hatt-i mu’ellif ve mohr-i Kitâbhâne-yi Rab'-i Reşidi”, Farsça tere. Hoccet Fahrî, Nâme-yi Bahâristân. An Iranian International Journal for Islamic Manuscripts Research, IV/1-2, 7-8, Tahrân 1383/2004, s. 63-72.
  • Özgüdenli, Osman G. - Erdoğan, Abdulkadir, “İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan Farsça Tarih Yazmaları Hakkında Bazı Mülâhazalar”, Nâme-i Aşina, 15-16, (2004), s. 63-84.
  • Pervîz Azkâ’î, “Nusha-yi ‘el-Asâru’l-bâkiyya’-yi Rab'-i Reşidi”, Nâme-yi Bâharistân, 1/2,Tahrân 2001, s. 65-70.
  • Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Vakf-nâme-yi Rab‘-i Reşidi, neşr. Muctebâ Mînovî - İrec Afşar, Tahrân 2536/1977.
  • Reşîdu’dîn Fazlullâh, Sevânihu’l-eikâr-i Reşidi, neşr. Muhammed Tâki Dâneşpejûh, Tahrân 1358/1979.
  • Richard, Francis, “Mohr-i kitâbhâne-yi Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî?”, Âyende, VIII/6. Tahrân 1361/1982, ş. 343-346.
  • Ruknu’d-dîn Humâyûn-ferruh, Kitâb ve kitâbhânehâ-yi şâhanşâhi-yi İran, II, ez-sadr-i Islâm tâ 'asr-i konun, Tahrân 1347/1968.
  • Rypka, Jan, History of Iranian Literature, ed. Karl Jahn, Dordrecht 1968.
  • Sa'îd Nefisi, Târih-i nazm u nesr der-İrân ve der-zebân-i Fârsi. Tâ pâyân-i karn-i dehom-i hicri, I, Tahrân 1363/1984^2.
  • Spuler, Bertold, Die Mongolen in Iran, Leiden 1985^4.
  • Storey, C.A., Persian Literature. A Bio-bibliographical Survey, 1/1, London 1970^2. İlâvelerle Rusça terc. Yu. E. Bregel, Persidskaya Literatura. Bio-bibliografiçeskiy Obzor, 11, Moskva 1972.
  • Şeşen, Ramazan, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998.
  • Tauer, Felix, “Les manuscrits persans historiques des bibliothèques de Stamboul, III. Histoire de l'Irân et de la Transoxi- ane”, Archív Orientálni, III, (1931), s. 462-491; Farsça tere. İrec Afşar, “555 nusha-yi Fârsî-yi târih der-kitâbhânehâ-yi İstanbul”, Nâme-yi Bahâristân, 1/1, Tahran 1379/2000, s. 85-98.
  • Tevfîk Haşini pür Sobhanî - Husâmu’d-dîn Aksû [Hüsameddin Aksu], Fihrist- i nushahâ-yi hattî-yi Fârsî-yi Dâneşgâh-i Istanbul, Tahran 1374/1995.
  • Togan, Zeki Velidi, “Reşîd-üd-dîn Tabîb”, İA, IX, s. 705-712.
  • Vassâf, Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, ur. 3207; Kitâb-i mustetâb-i VassâfuTHazra [Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr], ed. Muhammed Mehdi İsfahanı, Tahran 1338/1959; Tahrîr-i târîh-i Vassâf, yay. ‘Abdu’l-Muhammed Âyeti, İntişârât-i Bunyâd-i Ferheng-i İran, Tahran 1372/1994.
  • Vassâf, “Ahlâku’s-saltana fi ahvâli’l-ezmine ve’l-edine”, Mecmû'a, Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yİ İslâmî, (Tahran), nr. 5307, vr. 104b-119a.
  • [Vassâf?], Munşa’ât, Kitâbhâne-yi Merkezî ve Merkez-i Esnâd-i Dâneşgâh-i Tahrân, nr. 3601.
  • Yahya Aryanpûr, Ez-Sabâ tâ Nîmâ, I, Tahrân 1350/1970.
  • Zebîhullâh Safa, Târîh-i Edebiyyât der-İrân, III/2, Tahrân 1366/1983^7.

Dipnotlar

  1. Bu izlerden bilhassa Osmanlı müellifleri için bkz. M. Fuad Köprülü, “Türkler (Türk Edebiyatı)". İA, XII/2, s. 549; Osman G. Özgüdenli - Abdulkadir Erdoğan, "İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan Farsça Tarih Yazmaları Hakkında Bazı Mülâhazalar’. Nâme-i Aşina, 15-16, (2004), s. 70-72. Eserin önemli bir yekûn tutan Osmanlıca tercüme ve şerhleri için bkz. aşağıda n. 25.
  2. Vassâf, Kitâb-i mustetâb-i Vassâfu'l-Hazra [Tecziyem '1-emsâr ne tezciyetu'1-a'sir], ed. Muhammed Mehdi İsfahânî, Tahran 1338/1959 [= Vassâf/Bombay], s. 592; Tahrîr-i târih-i Vassâf, yay. ‘ Abdu'l-Muhammed Âyeti, İntişârât-i Bunyâd-i Ferheng-i İran. Tahran 1372/1994 [= Vassâf/Tahrîr], s. 328.
  3. Hvândemîr. Habibu s-siyer, ed. Muhammed Debîr Siyâkî, III, Tahran 1362/1983, s. 197.
  4. Hayatı ve eserleri hakkında bkz. C.A. Storey, Persian Literature, A Bio-bibliographical Survey, 1/1, London 1970^2 [= Storey], s. 267-270 (ilâvelerle Rusça tere. Yu. E. Bregel, Persids- kaya Litetatura, Bio-bibliografiçeskiy Obzor, II. Moskva 1972 [= Storey/Bregel] s. 769-775); Edward G. Browne, A Literary History of Persia, III, The Tatar Dominion (1265-1502), Cambridge 1956, s. 67-68; Jan Rypka, History of Iranian Literature, ed. K. Jahn, Dordrecht 1968. s. 314-315; Zebihullâh Safa. Târih-i Edebiyyât der-İrân, III/2. Tahran 1366/1983^7 s. 1259-1262; Celâlu'd- dîn Humâ’î, Târih-i edebiyât-i İran, yay. Mâhduht-Bânü Humâ’î. Tahran 1375/1996, s. 251-252; Sa'îd Nefisi, Târih-i nazm u nesr der-İrân ve der-zebân-i Fârsi. Tâ pâyân-i karn-i dehom-i hicri, I, Tahran 1363/1984^2. s. 143; Muhammed Tâki Bahar (Meliku’ş-Şu'arâ), Sabk finâsi, Târih-i tatavvur-i nesı-i Fârsâ. 111. Tahrâıı 1373/1994. s. 99-103; ‘Azizullâh Beyât. Şinâsâ'i-yi menâbi' ve mâhez-i târih-i İrân ez-dovre-yi âgâz tâ silsile-yı Safeviyye, 1. Tahran 1363/1984, s. 221-223; M. Şemseddin Günaltay, Islâm Tarihinin Kaynakları, -Tarih ve Müverrihler-, haz. Yüksel Kanar, İstanbul 1991, s. 301-302; Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 238-239; V.V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, haz. II.D. Yıldız, İstanbul 1981. s. 6365; Bertold Spııler, Die Mongolen in han. Leiden 1985^4 . s. 7-8; ‘Abbâs İkbâl, Târih-i Mögül, ez- hamle-yi Çingiz tâ teşkil-i devlet-i Timur, Tahran 1364/1985, s. 487; 'Abdu'l-Muhammed Ayeti, “Târih-i Vassâf", Dânişnâme-yi Cihân-i İslâm. VI, Tahran 1380/2001, s. 259-260; Erdoğan Merçil. “Vassâf, M. XIII, s. 232-234; İsmail Aka. “VassaF, Türk Ansiklopedisi, XXXIII, (1984). s. 267; P. Jackson. “Wassâf. El^2. XI. s. 174.
  5. Erdoğan Merçil. “Vassâf, İA. XIII, s. 232.
  6. Fırat nehri üzerindeki ada ve bu adada yeralan orta büyüklükteki şehirdir. Ortaçağda ağaçları, meyveleri, gülleri ve şarabıyla meşhurdu (bkz. Hamdullâh Müstevfi, Nuzhetu'l-kulûb, neşr. G. Le Strange, Leiden 1915, s. 209, 254; Dorethea Krawulsky, İrân - Das Reich der İlhâne: eine topographisch-historische Studie, Wiesbaden 1978, s. 461-162).
  7. Tecziyetu ‘l-emsâr ve tezciyetu'l-a'sâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3207 [= Vassâf/Nuruosmaniye], vr. 16a; Vassâf/Bombay, s. 406-107; Vassâf/Tahrir. s. 224
  8. Vassâf/Bombay, s. 544-551; Vassâf/Tahrir. s. 280-286.
  9. Vassâf/Bombay, s. 592; Vassâf/Tahrir, s. 328.
  10. Müellifin ölüm tarihi E. Merçil tarafından 735/1334 yılı olarak verilmiştir (bkz. “Vassâf". İA. XIII, s. 232).
  11. Burada müellifin, nüshaları günümüze ulaşan eserlerine yer verilmiştir. İsmi Vassâf tarafından zikredildiği halde nüshaları günümüze ulaşmayan diğer bazı risaleler için bkz. Vassâf/Bombay, s. 592; Vassâf/Tahrir, s. 329. Keza bkz. Ahmed Münzevi. Fihristvâre-yi kitâbhâ-yi Fârsİ, VI, Tahrân 1381/2002. s. 390. Ote yandan Vassâfa ait olması çok muhtemel eserlerden birisi de Münşa’ât mecmüasıdır. Farsça kaleme alınan bu eserin tespit edebildiğimiz yegâne nüshası Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Kitâbhâne-yi Merkezî ve Merkez-i Esnâd-i Dâneşgâh-i Tahrân, nr. 3601. Yazma hakkında bkz. Muhammed Takî Dâneşpe- jûh, Fihrist-i Kitâbhâne-yi Merkezi-yi Dâneşgâh-i Tahrân, XII, Nushahâ-yi hattî-yi şoınârehâ-yi 3497-4013, Tahrân 1340/1961, s. 2610-2611). Eserde İlhanlı hükümdarı Sultan Olcâytû’nun adı ve hicri 690, 704, 705, 707, 709 ve 712 yılları geçmektedir. Mecmû’ada müellifin adı açık olarak zikredilmemiştir. Eseri tavsif eden değerli araştırmacı Muhammed Takî Dâneşpejûh, oldukça süslü bir dilde kaleme alınan ve Arapça-Farsça’nm karışık olarak kullanıldığı bu mecmıTanın müellifi hakkında nihaî bir sonuca ulaşamamıştır (Fihrist-i Kitâbhâne-yi Merkezi-yi Dâneşgâh-i Tahrân. XII, s. 2610-2611). Biz 1996-1997 ve 2001 yıllarında birkaç kez inceleme fırsatı buldu-ğumuz bu münşa’ât mecmûasının, üslûp, dil ve imlâ özellikleri gözönünde bulundurulduğunda, Vassâfa ait olabileceği sonucuna ulaştık. Münşa’ât mecmû'ası içerisinde, mektup suretlerinden başka, Türkçe ve Moğolca ıstılahların da kullanıldığı, müellife ait pek çok Farsça ve Arapça şiir bulunmaktadır.
  12. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 149a-176a; Vassâf/Bombay, s. 484-498. Bu siyasetnâmenin üç nüshası Tahran'da Meclis Kütüphanesi (Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yi İslâmî)’nde bulunmaktadır (bkz. E. Merçil, “Vassâf, XIII, s. 23).
  13. Ahlâku’s-saltana IV. Murad zamanında Nergisi Mehmed Efendi (öl. 1635) tarafından Kânûnû'r-reşâd adıyla ve Sultan Abdülaziz zamanında da Kavalalı Hüseyin Kâzım tarafından Risâle-i seciyye adıyla iki kez Osmanlıca’ya tercüme edilmiştir. Nüshaları için bkz. Agâh Sırrı Levend, “Siyasetnâmeler”, TDAY Belleten 1962, Ankara 1963, s. 183 n. 53; E. Merçil, “Vassâf". XIII, s. 233. Ahlâku’s-saltana'nın Meclis Kütüphanesi (Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yi İslâmî, Tahran, nr. 5307)’nde bulunan Farsça nüshası ile Süleymaniye Kütüphanesi (Esat Efendi, nr. 1918)‘nde bulunan Osmanhca tercümesinin fotoğraflarını istifademize sunan Prof. Dr. Erdoğan Merçil (İstanbul) ve Nâdir Muttalibî Kâşânî (Tahran)'ye burada teşekkürü borç biliyorum.
  14. "el-Risâletu munâza'tu’s-seyf ve’l-kalem". “Kalemiyye-yi Vassâf be-nâm-i Ebû Sa'îd b. Olcâytû". Munşe’ât, Kitâbhâne-yi Dâneşkede-yi Edebiyât-i Dâneşgâh-i Tahrân. nr. C. 188/10, vr. 112a-117a. Bkz. Muhammed Takî Dâneşpejûh, “Fihrist-i nushahâ-yi hattî-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât”, Mecelle-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât, VIII/1 (Şomâre-yi mahsûs), (1339/1960), s. 488; [Fihrist-i] nunıayişgâh-i nushahâ ve esnâd-i hattî-yi Kitâbhâne-yi Merkezi ve Merkez-i Esnâd-i Dâneşgâh-i Tahran, Tahran 1350/1971, s. 112-118.
  15. Bkz. Mecmû'a, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, nr. F. 217 (Bedî'u'r-rabi'a.vr. lb-9a; Risale der-muhâkeme-yi şatranç, 9a-20a; Ebyât der-hak-i şatranç, vr. 20b-22b). Mecmû'anın tanıtımı için bkz. Terfik Hâşimpür Sobhani-Hüsameddin Aksu. Fihrist-i nushahâ-yi hattî-yi Fârsi-yi Dâneşgâh-i Istanbul, Tahran 1374/1995, s. 109-110
  16. Müellifin Fârs ile ilgili verdiği bilgiler bilhassa şu iki çalışmada çok iyi tahlil edilmiştir: A.K.S. Lambton. “Mongol fiscal administration in Persia”. Studia Islamica, 54, (1986), s. 79-96; 55, (1987), s. 97-123; Ryoko VVatabe, “The Local Administration of the Ilkhanid Dynasty: A Case ofFars”, Annals of Japan Association for Middle East Studies. 12,Tokyo 1997, s. 185-216.
  17. Osman G. Özgûdenli, Gázán Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), MÜ. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dr. Tezi, İstanbul 2000, s. XXXI.
  18. Bununla birlikte, bu tesirler, İran edebiyatı tarihçileri tarafından Fars dilinin tabiî ve sade seyrini bozduğu için “olumsuz gelenek" olarak yorumlanmaktadır (bkz. Yahya Aryanpûr, Ez-Sabâ tâ Nimâ, I. Tahran 1350/1970, s. 44-45). Osmanlı padişahı II. Bâyezîd 908/1502 yılında İdrîs-i Bidlîsî’den İranlı tarihçiler Cuveynî, Vassâf, Mu'înu'd-dîn Yezdî ve Şerefu’d-dîn Yezdî’ni n eserlerini örnek alarak bir Osmanlı tarihi yazmasını istemiştir (Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Türkçe tere. Coşkun Üçok, Ankara 1992, s. 52). İdrîs-i Bidlîsî de üslûp olarak Vassâf ı örnek alan müellifler arasında idi. Müellifin oğlu Ebû’l-Fazl, babası tarafından kaleme alman Selim Şah-nâme isimli esere yazdığı önsözde, babasının Vassâf ı geçtiğini övünçle belirtmektedir (İdrîs-i Bidlîsî, Selim Şah-nâme, Türkçe terc. Hicabı Kırlangıç, Ankara 2001, s. 27, 73). Ebü’l-Fazl’ın bu taraflı hükmü, her ne kadar gerçeği yansıtmasa da, sonraki müelliflerin Vassâf’a erişme arzusunu göstermesi açısından dikkate değerdir.
  19. Muhammed Takî Bahar, Sabk şinâsî, III, s. 100-101.
  20. Ahmed Münzevî, Fihristvâre-yi kitâbhâ-yi Fârsi, II, Tahran 1375/1996, s. 918, 920; Storey/Bregel, II, s. 774.
  21. Bkz. Ahmed Münzevî, Fihristvâre, II, s. 919-920.
  22. Bkz. Ahmed Münzevî. Fihristvâre, II. s. 920.
  23. Ahmed b. Ebû Bekr b. Muhammed eş-Şîrâzî tarafından muhtemelen eserin müellif nüshasından istifade edilerek Fatih Sultan Mehmed için 866/1461 yılında hazırlanmış bir Tecziyetu'l-emsâr ve tezcîvetu'l-a 'sâr nüshası bugün Viyana'da bulunmaktadır (Gustav Flügel. Die arabischen, persischen, türkischen Handschriften der kaiserlichen und königlichen Hofbibliothek zu Wien, II. Wien 1865, s. 181-183 nr. 959).
  24. Yavuz Sultan Selim’in iyi bir Vassâf okuyucusu olduğu ve Târib-i Vassâf a özel bir ilgi duyduğu bilinmektedir (bkz. Şinasi Altundağ, “Selim I.”, İA. X, s. 433; İsmail E. Erünsal, Türk Kütüphaneleri Tarihi. II. Kuruluşundan Tanzimat’a Kadar Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri. Ankara 1991, s. 38-39).
  25. Eser, İdrîs-i Bidlîsî'nin oğlu Ebu’l-Fazl Muhammed Defterî tarafından kısaltılarak Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Bu tercüme Emîrî Efendi tarafından Timur’un ölümüne kadar (807/1405) devam ettirilmiştir. Bu konuda XV1I1. yüzyıl âlimlerinden Bağdadlı Nazmî-zâde Hüseyin Murtazâ Efendi (öl. 1134/1721)’nin çalışmaları dikkate değerdir. Nazmî-zâde’nin Vassâf tarihi ile ilgili çalışmaları şunlardır: 1. Lugat-ı müşkilât-ı Vassâf (Şerh-i Lugat-ı Târih-i Vassâf): 1118/1706-7 yılında kaleme alınan ve Arapça. Farsça terimlerin açıklandığı bir lügattir. Nüshaları için bkz. Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, nr. 3227; Hamidiye, nr. 1396; Hamidiye, nr. 1162; Reisülküttap, nr. 1114; Lala İsmail, nr. 546; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY, nr. 1530, 6047, 9588). 2. Şerh-i Târih-i Vassâf. Müşkil ibâre ve manzûmeler tercüme edilerek, yer ve şahıs adları açıklanmıştır. (Nüshaları için bkz. Süleymaniye Kütüphanesi. Fatih, nr. 4409; Atıf Efendi, nr. 1894, 1895; Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3376; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, TY, nr. 3268). 3. Tercüme-i Târih-i Vassâf. Veliyüddin Efendi, nr. 2408/1. 4. Zeyl-i Nazmizâde: (Bkz. Storey. II/2, s. 270). Bunun yanısıra, Mollâ Nailî Ahmed Efendi (Mîrzâ-zâde) (öl. 1161/1748) tarafından yapılan Türkçe şerhleri de dikkate değerdir: 1. Şerh-i Lugat-ı Târîh-i Vassâf (Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, nr. 542/2). 2. Mâ lâ budd li-l-erîb min el-meşhür ve’l-garib (bkz. Storey/Bregel, 11. s. 774). Eserin diğer şerhleri ve Türkçe tercümeleri için bkz. F. Edhem Karatay, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Katalogu, I, İstanbul 1961, s. 198-199; Storey/Bregel. II. s. 773; E. Merçil, “Vassâf, İA. XIII, s. 233.
  26. Eser taş basması olarak 1241/1826 ve 1269/1853 yıllarında Bombay’da yayınlanmıştır. Daha sonra eserin birinci cildi J. von Hammer-Purgstall tarafından yayınlanarak Almanca’ya tercüme edilmiştir (Geschichte Wassaf’s. Persisch herausgegeben und deutsch Übersetzt, Wien 1856. Bu çalışmanın basılmayan dört cildi bugün Avusturya İlimler Akademisi Kütüphanesi nde bulunmaktadır. Bkz. Karl Jahn, “Tercume-yi Târîh-i Vassâf”, Râhnumâ-yi Kitâb. XVIII, (1354/1975), s. 171). Eser, Bombay baskısı üzerinden Tebriz ve Tahran’da yeniden yayınlanmıştır: 1272/1855-56, 1291/1874, 1303/1885-86, 1314/1896-97, 1338/1959 (Fehmi Edhem Karatay, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Farsça Basmalar Katalogu, İstanbul 1949, s. 1-2; Storey/Bregel. II. s. 773). Son olarak Bombay (1269/1853) baskısı üzerinden 'Abdu’l-Muhammed Ayeti tarafından özetlenmiştir: Tahrir-i Târih-i Vassâf. Tahran 1346/1967 (ikinci baskı: 1372/1994). Vassâf tarihinin Hindistan ile ilgili bölümleri H.M. Elliot vej. Dowson tarafından İngilizce’ye tercüme edilmiştir: The History of India, III, Dehlİ 1930. 27-54. Eserin Altın Ordu ile ilgili kısımları V.G. Tizengauzen tarafından yayınlanmıştır: Sbornik materialov, othosyaşihsya k istorü Zolotoy Ordı, II. izvleçeniya iz persidskih soçineniy, yay. A.A. Romaskeviç - S.L. Volin, Moskva-Leningrad 1941, s. 80-89. Çağataylılar hakkındaki bilgiler Russell G. Kempiners tarafından değerlendirilmiştir: “Vassâf s tajziyat al-amsâr wa tazjiyat al-a'sâr as a source for the history of the Chaghadayid Khanate”, Journal of Asian History, XXII, (1988). s. 160-187. Eserin zor ıstılah ve ibareleri ile ilgili Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde hazırlanan şu doktora çalışması da önemlidir: Muhammed Şehrî-porâbâdî, Ferheng-i lugât u istilâhât u ilâm u tahlîl-i muşkilât-i Târih-i Vassâf, Dâneşgâh-i Tahran Dâneşkede-yi Edebiyyât ve 'Ulûm-i İnsanî. Basılmamış Doktora Tezi, Tahran 1374/1995,1107s. (Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Merkez Kütüphanesi, nr. 3Fâ4 / F825Ş / P.D.).
  27. Târih-i Vassâfın değeri ve neşri ile ilgili güçlükler son yıllarda Judith Pfeiffer tarafından sunulan bir tebliğde ve Hamîd Rizâ Dâlvend tarafından hazırlanan bir makalede (“Târih-i Vassâf ve dû olgû-yi pişnihâdi berâ-yi çâp-i ân", Âyine-yi Miras, 23, (1382/2004), s. 55-69) ele alınmıştır
  28. Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu'l-a'sâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3207. Bu yazmanın bir mikrofilmi Sûleymaniye Kütüphanesi (Mikrofilm, nr. 3929; CD nr. 2610)'nde ve başka bir mikrofilmi de Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'nde (nr. 2819) bulunmaktadır (bkz. Muhammed Takı Dâneşpejûh, Fihrist-i Mîkrofilmhâ-yi Kitâbhâne-yi Merkezi-yi Dâneşgâh-i Tahran. I, Tahran 1348/1969, s. 41).
  29. “Les manuscrits persans historiques des bibliothèques de Stamboul, III. Histoire de I’Iràn et de la Transoxiane”, Archív Orientálni, 111. (1931), s. 467 nr. 326; Farsça tere. İrec Afşâr, “555 nusha-yi Fârsî-yi târih der-kitâbhânehâ-yi İstanbul", Nâme-yi Bahâristân, I/1, Tahran 1379/2000, s. 93-94 nr. 321
  30. C.A. Storey, I. s. 267.
  31. Storey/Bregel. II, s. 769.
  32. Fihrist-i nushahâ-yi hatti-yi Fârsi, VI. Tahrân 1353/1974, s. 4280 nr. 44196
  33. Genel nitelikli tanıtımlardan sonra. Nuruosmaniye nüshası hakkındaki ilk ciddî referans ve tanıtım yazısı tarafımızdan hazırlanmıştır: Osman G. Özgüdenli, “Bir İlhanlı Şehir Modeli: Rab'-i Reşîdî’de Meslekler, Görevliler ve Ücretler", Esnaf ve Ekonomi, 1. İstanbul 2003, s. 114 n. 67; "Nüsha’i ez-târîh-i Vassâf be-hatt-i mu’ellif ve mohr-i Kitâbhâne-yi Rab'-i Reşidi", Farsça tere. Hoccet Fahrî, Nâme-yi Bahâristân. An Iranian International Journal for Islamic Manuscripts Research, IV/1-2, 7-8. Tahrân 1383/2004, s. 63-72
  34. Bu kayıt muhtemelen kütüphanenin kuruluşundan 2 Şevval 1190/14 Kasım 1190 tarihindeki vefatına kadar baş hâfız-ı kütübü olan Yûsuf Efendi’ye aiı olmalıdır.
  35. Nuruosmaniye Kütüphanesi Osmanlı Padişahı III. Osman (1754-1757) tarafından I Rebî'u’l-evvel 1169/5 Aralık 1755 tarihinde açılmıştır. Kuruluşunda kütüphanede toplam 5031 cilt kitap bulunduğu anlaşılmaktadır (bkz. İsmail Erünsal, Türk Kütüphaneleri Tarihi, II, Kuruluşundan Tanzimat'a Kadar Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri, Ankara 1991, s. 100; Ali Öngül, “Nuruosmaniye Kütüphanesi", M.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Türklük Araştırmaları Dergisi, VI. (1991). s. 141, 146).
  36. Bu ibare, câmi ve kütüphanenin banisi III. Osman tarafından kütüphaneye vakfedilen kitapların tamamında bulunmaktadır
  37. Yazma kütüphanenin en eski fihristine şu şekilde kaydedilmiştir: “el-Cildu'r-râhi‘ min Târih-i Vassâf bi-hatt-i musannife, vakf-i Sultânı, satr-i sahife: 17” (Fihrist, Nuruosmaniye Kütüphanesi. nr. 1. vr. 160b). Yazmanın kütüphanenin daha sonra hazırlanan üç numaralı fihristinde de bir kez daha aynı şekilde zikredildiği görülmektedir (Fihrist, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3 vr. 143b). Dört numaralı muhtasar fihristte yazmanın müellif hattı olduğuna dair kayıt yer almamış ve eser sadece Târih-i Vassâf şeklinde zikredilmiştir (Fihrist, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 4. vr. 21b). Yazma, kütüphanenin daha geç bir döneme ait beş numaralı fihristine ise müellif hath olduğu zikredilmeksizin, bugünkü numarası ile (3207) kaydedilmiştir (Fihrist. Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 5. vr. 84a). Kütüphane fihristlerinin incelenmesi aynı zamanda, Târih-i Vassâf m sadece dördüncü cildinin müellif nüshasının kütüphaneye vakfedildiğini ve eserin müellifin kaleminden çıkan diğer dört cildinin hiç bir zaman Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunmadığını ortaya koymuştur.
  38. Kur’ân, XXVII, 30.
  39. Rab'-i Reşidi kütüphanesi hakkında bkz. Reşîdu’dîn Fazlullâh, Sevâırihu'l-efkâr-i Reşidi, neşr. Muhammed Takı Dânepejûh. Tahran 1358/1979. s. VII-IX (naşirin önsözü); Ruknu'd-dîn Humâyûn-ferruh, Kitâb ve kitâbhânehâ-yi şâhanşâhi-yi İran. II, ez sadr-i İslâm tâ 'asr-i konim. Tahran 1347/1968, s. 90-93; Rashiduddin Fazlullah, Jami'u't-tawarikh, Compendium of Chronicles, A History of the Mongols, translated and annotated W.M. Thackston, I. Harvard 1998, s. IX-XIV (naşirin önsözü); Birgitte Hoffmann. Waqf im mongolischen Iran. RaSduddins Sorge urn Nachruhm und Seelenheil, Stuttgart 2000, s. 124-125. 193; Osman G. Özgüdenli, “Bir İlhanlı Şehir Modeli: Rab'-i Reşîdi’de Meslekler. Görevliler ve Ücretler", s. 114, 118, 121. Rab‘-i Reşidi kütüphanesi için istinsah edilen bir başka kitap için bkz. Pervîz Azkâ’î, “Nusha-yi 'el-Asâ- ru’l-bâkiyya’-yi Rab'-i Reşidi". Nâme-yi Bâharistân, 1/2,Tahran 2001, s. 65-70.
  40. F. Richard, "Mohr-i kitâbhâne-yi Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedâni?", Âyende, VIII/6, Tahran 1361/1982. s. 343-346 (mühür için bkz. Ek 1; Ek II/7-8). Kezâ bkz. İrec Afşar, “Mâlikiyet ve harîd ıı furûht-i nushahâ-yi hattı der-gozeşte", Nâme-yi Bâharistân, 1/2. Tahran 2001, s. 50. Francis Richard'ın Muhammed Takî Dâneşpejûh’a yazdığı ve iddiasını ilk kez bilim dünyasında tartışmaya açtığı mektubu Dâneşpejûh'un yazışmaları içerisinde yayınlanmıştır (Hadis-i 'aşk. III, Mohammad Tâki Dânesh-Pazhüh Memorial Volume, vol. Il, Dâneşpejüh, Nâmehâ ve Goftû- gııhâ, ed. Nâdir Mottalibî Kâşânî-Seyyid Muhammed Huseyıı Mar'aşi, Tahran 1382/2003, s. 580 n. 89)
  41. Değerli şarkiyatçı F. Richard, mührü. Dâneşpejûh’a gönderdiği mektupta “Mulk-i Kitâbhâne-yi (Reşidiyye)" (bkz. Hadis-i 'aşk. III, Mohammad Tâki Dânesh-Pazhüh Memorial Volume, II, s. 580 n. 89), daha sonra yayınlanan makalesinde ise “Mulk-i Kitâbhâne-yi Reşîd" şeklinde okumuştur (“Mohr-i kitâbhâne-yi Reşîdu'd-dîn Fazlullâh-i Hemedâni?", s. 343). İrec Afşar, makaleyi takdim ettiği haşiyede, mührün ilk kelimesinin kendisi ve Muhammed Takî Dâncşpe- jûh tarafından “Vakf-i" şeklinde okunduğunu belirtmiştir (bkz. "Mohr-i kitâbhâne-yi Reşîdu'd- dîn Fazlullâh-i Hemedâni?”. s. 343 n.*). Biz bu okuyuşa aynen kanlıyoruz. Bununla birlikte, üçüncü kelimeyi “Reşid" yerine “Reşidi" şeklinde okumaya teklif ediyoruz: “Vakf-i Kitâbhâne-yi Reşidi"
  42. F. Richard, araştırmacılar tarafından mührün tam olarak Rab'-i Reşîdî’ye aidiyetinin tespitinin, İslâm ve İran mühürlerinin tarihi ile kütüphanecilik tarihi araştırmaları açısından fevkalâde mühim olacağını belirtmişlerdir.
  43. Rab'-i Reşidi nin yapısı, işlevi ve işleyişi pek çok müstakil araştırmaya konu olmuştur: D. Wilber-M. Minovi, “Notes on the Rab'-i Rashidi". Bulletin of the American Institute for Iranian Art and Archaeology, V ( 1938}. s. 247-259; Mahmüd ‘İrfan. “Bozorgterîn bunyâd-i hayr der- İrân”. Dinshah Irani Momarial Volume. Bombay 1943, s. 20-31; Hâcc Huseyn Nahcevânî, “Rab'-i Reşidi”. Çihil makale, yay. Yûsuf Hadim Hâşimî-neseb, Tebriz 1343/1364. s. 11-24; M. Cevâd Meşkûr, “Rab'-i Reşidi". Hüner u Merdom, 84. Tahran 1348/1969, s. 32-42; Mecîd Rahnumâ. "Reşîdu’d-dîn ve Rab'-i Reşidi". Mecmû'a-yi hitâbehâ-yi tahkiki derbâre-yi Reşidu'd-dİn Fazlullâh Hemedâni, Tahran 1350/1971 [= M.H.R.F.], s. 110-122; Gulâm-Rizâ Selim, “Ta'lîm u terbiyyet der-Rab'-i Reşidi", M.H.R.F., s. 167-182; M. Murtazavî. “Tebriz der-rûzgâr-i Hvâce Reşîdu’d-dîn", M.H.R.F., s. 262-276; 'Abdu'l-'Alâ Kâreng. Âsâr-i bâstâni-yi Azerbaycan, I, Tahran 1351/1972. s. 162-169; B. Fragner, “Zu einem Autograph des Mongolenvesirs RaSîd ad-Din Fazlallâh. der Stif- tungsurkunde für das Tebrîzer Gelehrtenviertel Rab'-i Ra Aidi”, Festgabe deutscher Iranisten zur 2500Jahrfeier Irans, Stuttgart 1971, s. 35-46; Sheila S. Blair, "Ilkhanid Architecture and Society: An Analysis of the Endowment Deed of the Rab'-i Rashidi", Iran. 22 ( 1984), 67-90; Muhammed Mehdi Burûşeki, Berresi-yi reveş-i idâri ve âmûzeş-i Rab'-i Reşidi, Meşhed 1365/1986; Mustafâ Mu’minî. “Cogrâfiyâ-yi cihân-bînî ve vakf-nâme-yi Reşidi”, Mîrâs-i Câvidân, 1/3. Tahran 1372/1993, s. 30-37; Aynı müellif. “Şehristân-i Reşidi", Mirâs-i Câvidân, 1/4, Tahran 1372/1993, s. 52-59; Seyyid Hasan Umîdiyâni, “Rab'-i Reşidi; Mecma'-yi bozorg-i vakfı. 'ilmi ve âmûzeşî der- Tebrîz-i kara-i heştom-i hicri/sizde hom-i milâdî", Mirâs-i Câvidân, VIl/28. Tahran 1378/1999, s, 50-71; Birgitte Hoffmann, “RaAidaddin Fadlallâh as the Perfect Organizer: The Case of the Endowment Slaves and Gardens of the Rab'-i Rasidi", Proceedings of the Second Conference of Iranian Studies. Roma 1995, s. 287-296; Birgitte Hoffmann. Waqf ini mongolischen Iran. Rasiduddins Sorge urn Nachruhm und Seelenheil, Stuttgart 2000; Osman G. Ôzgûdenli, “Bir İlhanlI Şehir Modeli: Rab'-i Reşîdî’de Meslekler, Görevliler ve Ücretler", s. 105-126
  44. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Vakf-nâme-yi Rab'-i Reşidi, neşr. Muctebâ Mînovî - İrec Afşar, Tahran 2536/1977 [= Vakf-nâme], s. 131,150,159.176. 225.
  45. Vakf-nâme. s. 150, 197-198.
  46. Vakf-nâme. s. 238.
  47. Vakf-nâme, s. 198. Reşîdu'd-dîn'in yazışmalarında, Rab‘-i Reşîdî’de bulunan iki kütüphanede muhtelif İlimlere ait yaklaşık 60.000 kitabın bulunduğu kaydedilmektedir (Reşîdu’d- dîn, Sevânihu'l-efkâr-i Reşidi, s. 214).
  48. Târih-i Vassâf’ın dördüncü cildinin yaklaşık sekiz yılda telif edildiği göz önünde bulundurulursa, müellifin ayda ortalama üç yapraktan biraz fazla yazdığı anlaşılır. Yine, eserin beşinci cildinin yazımına 711/1312 yılında başlandığı ve vefatından ancak kısa bir süre önce 728/1328 yılında tamamlandığı düşünüldüğünde, müellifin eserini yazmakla ne kadar yavaş davrandığı daha iyi anlaşılır.
  49. Gâzân Hân 11 Şevval 703/17 Mayıs 1304 tarihinde Kazvîn yakınlarında vefat etmiş ve halefi Olcâytü, büyük bir cülûs merasiminin ardından 15 Zî’l-hicce 703/19 Temmuz 1304 tarihinde hükümdarlık tahtına çıkmıştır (Osman G. Özgüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/2304). s. 289. 291).
  50. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 3b.
  51. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 92a.
  52. Vassâf/Nuruosmaniye, IT. 250a: “...tahrır^en fî evâhir-i Şa'bânu'l-mu'azzam li-sene ihdâ 'aşara ve seba'mi'a". Bu ibare yazmanın sonunda “fî Şa'bân sene ihdâ 'aşara ve seba'nii'a" şeklinde bir kez daha tekrarlanmıştır (Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 310b).
  53. Vassâf/Bombay, s. 544-551; Vassaf/Tahrir, s. 280-286.
  54. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh 717/1317 yılında görevinden azledilmiş, ardından da Sultan Olcâytû’yu zehirlemekle itham edilerek yargılanmış, suçlu bulunmasının ardından da katledilmiştir (bkz. Z.V. Togan. “Reşîd-üd-din Tabîb". İA. IX, s. 707).
  55. Hâfız-i Ebru. Zeyl-i Câmi'u't-tevârih, neşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahran 1317/1938. s. 79. Bu tarihte külliyenin emlâkına el konularak vakıflar geçersiz kılınmıştır. Hâfız-i Ebrû. Reşidu’d- dîn’in katlinden sonra emlâkinin divâna bağlandığını, vakfettiği yerlerin geri alındığım kaydetmektedir (Zeyl-i Câmi’u't-tevârih, s. 79-80). Rab'-i Reşidi. Reşidu’d-dîn’in oğlu Giyâsu’d-din Muhammed’in vezirliği zamanında (1327-1336) bir ara yeniden toparlanma eğilimi göstermişse de, onun 736/1336 yılındaki katlinden sonra yeniden yağma ve tahribata uğramıştır (Hâfiz-i Ebrû, Zeyl-i Câmi'u't-tevârih, s. 151)
  56. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 16a, 41b, 103b. Keza bkz. Bombay baskısında Vassal/Bombay, s. 592.
  57. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 41b. Bu övgü ve dua cümlesi, Sâvecî'nin Reşîdu’d-dîn ile arasındaki ihtilaftan dolayı 10 Şevval 711/19 Şubat 1312 tarihindeki katlinden sonra (Nâsiru’d-dîn Münşi. Nesâ’imu'l-eshâr ve lelâ'imu'l-âhbâr, neşr. Celâlu’d-dîn Urmevî (Muhaddis), Tahran 1364/1985. s. 113. 115; H'ândenıir, Desturu’1-vuzerâ’. neşr. Sa'îd Nefisi. Tahran 2535/1976, s. 314, 316). muhtemelen Reşîdu’d-dîn Fazlullâh ile arasında bir problem yaratmaması için müellif tarafından eserden çıkartılmıştır.
  58. Bkz. Ek II/1.
  59. ‘Bu mucellidden risâle-yi tâıihiyyeden iki varak sakildir” (Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 15b). Nüshadaki eksikliğe aynı yazı ile ama bu kez Farsça olarak iki yerde daha dikkat çekilmiştir: ‘Ez-incâ penc u şiş varak nâkiz esi ya'ni makâle-yi 'Sifat-i ‘arz-i kitâb' ve makâle-yi 'Gûy u Cevgân' ve 'Tetimme-yi ahvâl-i Misr’ sâkit est. Resmi" (bkz. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 249b). “Ez-incâ makâle-yi 'Sevânih-i gaybi' ve risâle-yi 'Teşbihiyye' mefkûd est” (bkz. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 305b. Yazmanın başka bir yerinde (vr. 132b) ise haşiyenin altına “fi gurre-yi Şa'bân (1)189” (26 Eylül 1775) tarihi düşülmüştür.
  60. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 16a.
  61. Eksik olan kısımda müellifin Sultan Olcâytü ile mülâkatım tasviri ve Reşidu’d-din Fazlullâh’a övgüler bunu göstermektedir. Nuruosmaniye nüshasında eksik olan kısım (Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 249b) eserin Bombay baskısında 591-595. sayfalarına tekabül etmektedir
  62. Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 149a-176a.
  63. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 141a. Risalenin girişinde Sultan Olcâytü şu şekilde övülmüştür: ‘Pâdişâb-i 'âlem-fermâ-yi beni âdem, Zû'l-karneyn-i sâni, Cemşîd-i tahtgâh, Cihânbâni, Ci- hândâr. Sâhib-kirân, SultÂn-i kâmkâr, Kâmrân, 'Âdil-i cihán Giyâsu'l-hakk ve'd-dunyâ ve’d-din Hodâbende Muhammed" (Vassâf/Nuruosmaniye. vr. 149a; Vassâf/Bombay, s. 484; “Ahlâku’s- saltana fi ahvâli’l-ezmine ve’l-edine”, Mecmû'a, Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yi İslâmî. (Tahran), nr. 5307. vr. 104b
  64. Bkz. yukarıda n. 13.
  65. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 149a-176a; Mecmû'a, Kitâbhâne-yi Meclis-i Şûrâ-yi İslâmi, (Tahran), nr. 5307, vr. 104b-119a.
  66. Bkz. Ek II/4.
  67. Eserin yüzlerce cildi bulan farklı nüshaları için bkz. Felix Tauer. “Les manuscrits persans historiques des bibliothèques de Stamboul, III, Histoire de l’Irân et de la Transoxiane”. Archív Orientálni, III, ( 1931), s. 467-473 nr. 326-381; Storey, 1/1, s. 268-269; Storey/Bregel, II, s. 769-772; Ahmed Münzevî, Fihrist-i nushahá-yi hatti-yi Fârsî, VI, Tahran 1353/1974, s. 4280-4286 nr. 44196-44307; Ahmed Münzevî, Fihristvâre-yi kitâbhâ-yi Fârsî, II. Tahran 1375/1996, s. 918- 919.
  68. Eserin Nuruosmaniye nüshasından sonra İstanbul kütüphanelerinde bulunan en eski nüshası Nasrullâh b. Ahmed el-Kâtib el-Hillî isimli bir müstensih tarafından 23 Safer 738/19 Eylül 1337 tarihinde kaleme alınan ve birinci ve ikinci cilderi ihtiva eden Aya Sofya (nr. 3109) nüshasıdır (bkz. Felix Tauer, “Les manuscrits persans historiques", s. 327).
  69. Osman G. Özgûdenli, Gazan Hân ve Reformları (694/1295-703/1304). s. VIII.
  70. Pek çok Türkçe-Moğolca şahıs ve kabile adı ile unvan ve ıstılah metinde harekeli olarak yazılmışın. Bkz. Vassâf/Nuruosmaniye. n. 6a, 8a, 22b, 103a, 127a. 194b, 251a. Keza bkz. Ek II/6
  71. Vassâf/Nuruosmaniye, vr. 79a, 80a-85b.
  72. Burada memnuniyetle belirtmeliyiz ki, değerli araştırmacı İrec Afşar (Tahran) ve Mahmud Omidsalar (California), bu yayının İran tarihi ve kültürünün tıpkı basım metinlerini ihtiva eden Gencîne-yi Nüsha Bergerdân serisi içerisinde yapılmasını teklif etmişlerdir.

Şekil ve Tablolar