Nevşehir’in Avanos ilçesinde yer alan ve sahibi Güray Tüysüz’ün adını taşıyan Güray Müze, kayalar oyularak yerin yaklaşık 20 m. altına inşa edilmiştir. Bu yönüyle dünyanın ilk ve (şu an için) tek yer altı müzesi olma özelliğini kazanan Güray Müze’de antik ve modern eserler sergilenmektedir. Geç Kalkolitik’ten Osmanlı Dönemi’ne kadar farklı devirlerden eserlerin bulunduğu müzede daha önce yayınlanmış iki Eski Asurca tabletin yanı sıra burada tanıtacağımız G.M. 302 envanter numarasıyla kayıtlı bir Yeni Asurca belge de yer almaktadır.[1] Yeni Asur Dönemi’nde hububat borçlarının kaydedildiği bu tür belgeler, çoğunlukla üçgen/ muska biçimli olmakta ve etiket (docket/label) olarak isimlendirilmektedir. Üçgen biçimli bu etiketlere genellikle hububat borçları kaydedilse de şarap ve gümüş gibi başka malların borçlarını içeren örnekler bilinmektedir. Üzerlerinde mühür baskılarının da bulunduğu bu etiketlerin iki, bazen de üç kenarında iplik deliği görün-mektedir. G.M. 302’nin ise iki kenarında delik bulunmaktadır.
Postgate, üçgen biçimli etiketlerin Aramca yazılı bir parşömen tomarına bağlanmış iplik üzerine şekillendirildiğini ve parşömendeki Aramca kaydın çivi yazılı versiyonu olabileceğini iddia etmektedir. Ayrıca yazar, içindeki tableti koruyan mühür baskılı zarflar gibi etiketlerin de tutturuldukları belgelerin ipliğinin çözülmesini engelleyerek onları koruduğunu düşünmektedir.[2] Lipiüski de bağlanmış bir ipliğin üzerine biçimlendirilen etiketlerin deri ya da papirüsten bir tomara iliştirildiğini söylemektedir.[3] Fales ise Aramca tabletleri yayınladığı çalışmasında, bazıları Yeni Asurca-Aramca iki dilli, bazıları ise sadece Aramca yazılmış etiketlerin kendi başlarına belge niteliğinde olduklarını ve bir başka belgeye iliştirilmesi gerekmediğini belirtmektedir. Ayrıca ele aldığı metinlerden birinde yer alan Aramca ifadelerden hareketle, bu etiketlerin söz konusu hububatları içeren kaplara bağlanıyor olabi-leceğini söylemiştir[4]. Fales’ten çok daha önce Parker, kalp biçimli olarak isimlen-dirdiği bu etiketlerin muhtemelen bir çuvala bağlandığını ifade etmiştir.[5] Aramca ve Yeni Asurca-Aramca iki dilli yazılmış etiketlerin varlığı göz önüne alındığında, Postgate ve Lipiüski tarafından dile getirilen üçgen etiketlerin bir iplikle Aramca içerikli belgelere bağlandığı ihtimali bizce de zayıflamaktadır. Etiketlerde kayde-dilmiş olan hububatın bulunduğu kaplara asıldıkları görüşü daha makul olabilir.
Yeni Asur dönemine tarihlenen ve hububat borçlarının kaydedildiği etiketlerde yer alan bilgiler şöyledir:
1. Hububatın miktarı, türü ve ölçüldüğü kabın hacmi.
2. Borcu veren kişi (ša Şahıs Adı).
3. Borcu alan kişi/kişiler (ina pāni Şahıs Adı/Adları).
4. Borcun geri verileceği ay/tarih (ina ITI Ay Adı tadānu).
5. “Borç olarak aldı/aldılar” ifadesi (ina pūhi našû) ve uygulanacak faiz miktarı (eğer metinde, 4. maddedeki ifade (ina ITI Ay Adı tadānu) varsa bu maddedeki ifadeler görünmez).
6. Borç ödenmediği takdirde (šumma la tadānu) uygulanacak ceza (bu madde 4. maddedeki ifadeler varsa metinde yer alır).
7. Hasatçı ifadesi ((LÚ.) ŠE.KIN.KUD).
8. Borcun alındığı tarih (ay, gün, yıl (līmu) olarak belirtilir).
9. Teminat (nadiren görünür).
10. Kefil (nadiren görünür).
11. Şahit/Şahitler (metin içindeki yeri değişebilir).
Bu maddelerdeki bilgilerin hepsi her etikette bulunmaz ve sıralamaları da metinden metine farklılık gösterebilir.[6] Ele aldığımız etikette hububat miktarı, bor-cu veren, borcu alan, hasatçı ifadesi, borcun ödeneceği tarih, bir şahit ve borcun alındığı tarih bulunmaktadır.
G.M. 302, Atiya isimli bir kadının Kakkussu’dan bizim de neredeyse aynı te-laffuzla kullanmaya devam ettiğimiz ve yılın ilk ayı kabul ettikleri Nisannu’da aldı-ğı belirli miktardaki arpa borcunu içermektedir. Muhtemelen borç aynı yıl içinde ödeneceğinden yıl (līmu) belirtilmemiştir. Ödeme tarihine baktığımızda yaklaşık 4 aylık bir süre verildiği anlaşılmaktadır. Siyah renkli bu etiketin her iki yüzünde mühür baskısı bulunur. Aslında sadece bir silindir mühür önyüzden başlayıp arka yüze doğru basılmıştır. Mühür baskısı, bir kahraman tarafından tutulan iki ceylana(?) bir aslanın saldırışını resmetmektedir.
G.M. 302
Öy. 1) 1 ANŠE 5 BAN ŠE.PAD EN ŠÛ GAR
Silindir Mühür Baskısı
2) ša mdPA-ka-šir
3) ina IGI fA-ti-ia
4) 1-en ŠE.KIN.KUD
Ay. 5) ina ITI.NE ta-SUM-an
6) IGI mKa-ku-su
Silindir Mühür Baskısı
7) ITI.BARAG UD.21.KAM
1-4) Nabû-kâsir’e ait ... 1 eşek yükü 5 sāt arpa, Atiya’nın kullanımındadır. 1 hasatçı (temin edecek). 5-7) Ab ayında (5. ay) (geri) verecek. Şahit Kakkussu. Nisannu ayının (1. ay) 21. günü.
Genellikle ŠE.PAD.MEŠ yazılışı ile geçen ve Yeni Asurca karşılığının kurummatu olduğu kabul edilen “arpa; arpa payı/tayını” anlamındaki kelime, metnimizdeki gibi nadiren ŠE.PAD şeklinde geçmektedir. Bu ifadenin ardından yukarıda da belirttiğimiz gibi arpanın ölçüldüğü kabın hacmi (ina GIŠ.BAN ša X qa) hakkında bilgi verilir ancak takip eden işaretleri (EN ŠÛ GAR) herhangi bir ölçü birimiyle bağdaştıramadık. Hububat borcu metinlerinde ya da diğer borç senetlerinde bu kısmı anlamamıza yardım edecek benzer bir örnek ile karşılaşmamaktayız. Bura-daki işaretleri EN-šû GAR “(1 eşek yükü 5 sāt arpanın) sahibi koydu” ya da “sahibi tarafından konulan (1 eşek yükü 5 sāt arpa)” şeklinde değerlendirdiğimizde ise maskülen enklitik şahıs elemanı -šû, feminen bir isim olan kurummatu “arpa” ile uyumsuzluk arz eder. Alternatif olarak ina X-šâ “onun(borçlu kadının) .. ..-kabı ile ölçülen” şeklinde düşünülebilir ancak metinlerde bu durumu destekleyen bir geçiş bulunmamaktadır. İşaretleri, farklı okunuşları ve karşılıklarıyla değerlendirmeye çalışsak da tatmin edici bir çeviri elde edilememektedir. Dolayısıyla bu kısmın kâtip tarafından yanlış yazılmış olma ihtimali de düşünülebilir.
G.M. 302’de geçen Nabû-kâsir[7] (borç veren) ve Kakkussu[8] (şahit) isimleri ile başka belgelerde de karşılaşmaktayız. Aynı kimseler olup olmadıklarını anlamak için baba adı, nereli olduğu ve ismin geçtiği belgenin düzenlendiği tarih gibi bilgiler gerekmektedir. G.M. 302’de ise bu bilgilerin hiçbiri bulunmadığından şahıslar hakkında ilave bilgi veremiyoruz. Fakat Kral Sanherib’in Asur’da yeni inşa ettirdiği Akıtu tapınağına personel olarak verdiği ve Raşappa’dan gelen insanların isimlerinin yer aldığı metinde[9] hem Nabû-kâsir hem de Kakkussu’nun geçtiğini görüyoruz. Nabû-kâsir tapınak personeli, kâtip unvanıyla kayıtlı olan Kakkussu ise şahitler arasında yer almaktadır. Ancak Nabû-kâsir ve Kakkussu şahıs adlarının hem G.M. 302’de hem de SAA 12, 86’da birlikte geçmesi, aynı kişiler olduklarını söylemek için yeterli değildir. Aynı kimseler olduklarını varsayarsak, Nabû-kâsir Asur’daki Akıtu tapınağında görevli olarak belki de tapınağın arpasını borç vermekte ve kâtip Kakkussu da hem belgeyi düzenlemekte hem de şahitlik yapmaktadır diyebiliriz. Bu durumda G.M. 302’nin yazıldığı zaman, kral Sanherib’in dönemi (M.Ö. 704-681) ve menşei de muhtemelen Asur şehri olurdu.
Hububat borcuyla ilgili belgelerde borcu veren ve alan kimseler çoğu zaman erkektir. Bildiğimiz kadarıyla borçlu kimseler içeresinde Atiya dışında ismiyle birlikte kaydedilmiş başka bir kadın yoktur.[10] Bahianu’nun bir rahibeye (NIN.DIN- GIR.RA/entu) verdiği arpa borcunu içeren etiket,[11] bir kadının borç almasına dair bir diğer ünik belgedir. Borçlunun yazılı olduğu kısım (rMI*.NIN*.DINGIR.RA) kısmen hasarlıdır ve eğer doğru okunduysa bir kadın, adı yerine unvanıyla kaydedilmiştir.
Metnimizin 4. satırında geçen “hasatçı” ifadesi her etikette karşımıza çıkmamaktadır. Aramca etiketlerde de görünebilen bu ifadeyle borçlunun hasat zamanında borç veren kimsenin tarlasında çalışması için temin etmesi gereken işçi/hasatçı sayısının belirtildiği kabul edilmektedir.[12] Arpa borcu ile ilgili olan ND 5465 numaralı etiketteki “O bir hasatçı verecek.” ve ND 5469’da geçen “Hububatı harman yerinde, hasatçıları hasatta verecekler.” cümleleri, bu düşünceyi doğrular.[13] Borç miktarı olan eşek yükü sayısı ile temin edilecek hasatçı sayılarına baktığımızda aralarındaki orantı dikkat çekmektedir. Bu orantıya göre 1 eşek yükü hububatın karşılığı 1 hasatçıdır. Ancak 50 hasatçıya 10 eşek yükü veya 1 hasatçıya 6 eşek yükü hububatın verildiği örnekler de vardır.[14] Hatta metnimizde de 1 eşek yükü 5 sāt [15] için 1 hasatçı istenmektedir. Radner, hasatçı için ND 2083 nolu etikette kesirli sayı geçtiğini belirtmektedir. Yazar aynı durumun Eski Babil Dönemi metinlerinde de görüldüğünü ve Stol’un bu kesirli sayıları hasatçıların çalışması için hesaplanan gün şeklinde değerlendirdiğini söylemektedir.[16]
Burada ele aldığımız G.M. 302 müze envanter numaralı metin, tarihleme için gerekli olan līmu ismini sunmaz. Fakat büyük olasılıkla çoğu Yeni Asurca ve Aramca etiket gibi M.Ö. 7. yüzyılda meydana getirilmiştir. Bu belge, borçlu olarak bir kadın adının ilk kez kaydedilmesi bakımından üniktir. Hatta Atiya ismiyle de daha önce karşılaşmamaktayız. Hangi arşive ait olduğunu tespit edemediğimiz etiketin dikkat çeken bir diğer yönü, birinci satırın sonunda geçen ve bu tür belgelerde daha önce hiç görünmeyen bir ifadeyi barındırıyor olmasıdır.