ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Mücteba İlgürel

Anahtar Kelimeler: Îsâ-zâde Târihi, Osmanlı Tarihi, Yeniçağ, Kasım 1654-Ekim 1693

Isâ-zâde Târihi (Tahlil ve Metin), Neşre Hazırlayan: Ziya Yılmazer, İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları, İstanbul 1996, XLIV+274

Türk tarih ve kültürüne âit eserlerin peşpeşe yayınlanmasını araştırıcılar büyük bir memnuniyetle karşılamaktadır. En makbul nüshaların veya karşılaştırılmalı yayınların hayata geçirilmesiyle kaynak eserler artık el altında bulundurulabilmektedir. İşte böylece Osmanlı Tarihi'nin Yeniçağ döneminin kıymetli bir eseri daha yayınlanarak tarihçilerin ve kültür adamlarının istifadesine sunulmuştur. Yayınlayan, eserin müellifi olarak bilinen Isâ-zâde adı üzerinde şüpheye düşmüş ve yaptığı araştırmada Abdullah adının müellifin adı olmadığına karar sermiştir.

Yayınlayan önce müellifin babasını araştırmış ve bu devirde Kara Çelebi-zâde Abdülaziz Efendi'nin damadı İsâ Efendi (Ö. 1682)'ye ulaşmıştır. Neticede İsâ Efendi nin oğlu Mehmed Aziz (Ö. 1689) Efendi’nin babasının başladığı esere bir müddet daha devam etmiş olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır. Ayrıca önemli bir işaret de elimizdeki eserin sonunda (bk. 227-233) yer alan şeyhülislâm, veziriazam. Rumeli ve Anadolu kazaskerleri ١'e İstanbul kadıları listelerinin 1689 yılı öncesinde sona ermesi, eserin bu yıllara kadar getirilmek istendiği intibâını sermektedir. Buna göre eserin büyük kısmı İsâ-zâde Mehmed Aziz tarafından yazılmıştır. Onun vefatından sonra oğulları, muhtemelen bunlardan biri olan Abdullah Efendi esere bir müddet daha desam etmiştir. Neşredene göre Abdullah adı. Müellifin bu oğlundan gelmektedir. Şimdilik en uygun tesbit budur. Eserin özel bir adının olmayışının da, bu adla anılmasına sebep olduğunu öğreniyoruz.

Eser Kasım 1654-Ekim 1693 (muharrem 1065 - muharrem 1104) yıllan arası olaylarını ihtisa etmektedir. Eserde IV. Mehmed'in çeşitli faaliyetleri, siyâsî ve ilmi kadrolardaki görev değişiklikleri, her sene sonunda vefeyât bentleri, zelzeleler, fırtınalar, ay ve güneş tutulmaları, yabancı elçilerin geliş ve gidişleri, Kırım Hanlığı'ndaki değişiklikler, İpşir Mustafa Paşa hadisesi ile idamı, Murad Paşa'nın sadareti. Süleyman Paşa'nın azline yol açan olaylar, Köprülü Mehmed Paşa'nın sadaretindeki dikkat çekici olaylar. Venedik donanmasıyla yapılan savaş, Celâli Abaza Haşan Paşa gailesi ve bastırılması, Eflak'ta meydana gelen olaylar, Varat'ın fethi, Vaşs-ar antlaşması, Hüseyin Paşa'nın Hotin'de mağlubiyeti. Şehzadelerin sünnet düğünleri ve Çehrin kalesinin fethi ve tabur muharebesi eserin başlıca konularıdır. Elimizdeki eser, müellif nüshası olduğu anlaşılan yegâne nüshadan meydana getirilmiştir. Müellif eserini bazı bilinen kaynaklan kullanarak telif etmiştir. Kaynaklardaki teferruatlı konular müellif tarafından özetlenmiştir. Ancak kaynağı şimdilik tespit edilemeyen veya şimdilik bilinmeyen konular eserde orijinal olarak addedilebilir. Bu yüzden yayınlayanın da ifade ettiği gibi (s. XXVIII) Isâ-zâde Tarihi tamamen orijinal bir eser değildir.

Neşreden bu eserin kaynaklarını tespit etmek üzere çalışmalar yapmış ve elimizdeki eserin hacmine göre oldukça geniş bir kaynak listesi meydana getirmiştir. Buna göre Tuhfetü'l-kibâr fi esfâri'l-bihâr, Târih-i Gılmâni, Ratzatü'l-ebrâr zeyli, Tenkihü't-tevârih-i mülûk ve Hadâikü'l-ha- kaik fi Tekınileu'ş-şakaik gibi eserler bu İsâ-zâde Tarihinin başlıca kaynaklarıdır.

Diğer taraftan yayınlayan İsâ-zâde Tarihinden istifade edenleri de tespit etmiştir. Herhalde en çok istifade eden müellif tarihçi Naima'dır. Ancak yayınlayan her iki müellifin müşterek kaynaklarını da işaretlemiştir, (s. XXXIV-XXXIX) Bundan başka Uşakî-zâde Zeyli Şakaik'i yazarken İsâ-zâde Tarihinden yararlanmış, yayınlayanın tespitlerine göre bunları belirtmiştir. Ancak Uşakî-zâde’nin istifade edip belirtmediği yerlerin de olduğu anlaşılmaktadır. Yayınlayan bunları tespit etmiştir, aynca isâ-zâde ile Uşakî-zâde'nin müşterek bir kaynağının da bulunduğu ortaya çıkmıştır.

İsâ-zâde Tarihi nin Defterdar Sari Mehmet Paşa ııın Zübde-İ Vekayiâ، adil eseriyle paralel- likleri olduğunu tespit eden yayınlayan, tereddine düşmüştür. Ona gore bu benzerliklerin Defterdar'm Isâ-zâde Tarih،’ilden istifadesi şeklinde mi olduğu, yoksa her ikisinin de ayni kay- nağı kullanmalanndan meydana gelen bir İlişki mi oldugu pek belli değildir. Ancak müelliflerin hemen hemen çağdaş olmaları bunların karşılıklı alışverişte bulundukları İntibaını da uyan- dırmaktadır. Zübde-İ Vekayiât' 1 yayınlayan ise (bk. Abdülkadir OZCAN. Zübde-İ Vekayiât, Ankara 1995. LVI-LX)) Naima'ya da kaynaklık eden Isâ-zâde Tarihi'ni Ztibde'nin kaynağı ola bile- cegi görüşündedir.

Eseri yayına hazırlayan dikkat re itina ile çalışmıştır. Eser bol miktarda kullamlan dipnot- lai'la taksiye edilmiştir. Bu cümleden olarak farklı kaligrafi ile yazılmış kısımlar, kırmızı mürek- keple yazılı kısımlar ve müellifin hangi kaynaklardan hangi kısımları aldığı dipnotlarda belirtil- iniştir Bundan başka yayınlayan (٠) ile işaretlediği dipnotlarda tamamlayıcı bilgilet vererek ve hatta kaynak da göstererek okuyucuya yardımcı olmaktadır. Eserin sonuna dizin de ilave edil- niştir.

İsâ-zâde Tarihi tek nüsha olmasından dolayı tarihçiler arasında metak konusu idi. Okuyucuların istifadesine sunulması isabetli olmuştur.

MÜCTEBA ILGÜREL