ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Turgut Yiğit

A.Ü. DTCF Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı

Anahtar Kelimeler: Eski Anadolu Kentleri, Luḫuzatia, Lawazantiya, M.Ö. II. binyıl, Asur Ticaret Kolonileri, Geç Hitit

M.Ö. II. binyıl Anadolu'nun önemli şehirlerinden biri olan Lawazantiyanin Asur Ticaret Kolonileri döneminden başlayarak Geç Hitit'e kadar İskân edildiğini, her ne kadar bu şehir hakkında geniş bilgiler edinmemize İmkân vermeyecek kadar az da olsa, çivi yazılı belgelerde Lawazantiya'ya ilişkin kayıtların sürekliliği ile biliyoruz.

1. Asur Ticaret Kolonileri Dönemi

Şehrin adı, Asur Ticaret Kolonileri devri metinlerinde genellikle "Luhuzatia" formundadir[1]. Bunun yanında yine ayni donem metinlerinde "Luhuzutia", "Lullazada" ve "Luhusatia" formları da kullanılmıştır[2].

Genellikle ticari İçeriğe sahip olan bu donem belgelerinden Luhuzatia şehrine ilişkin geniş bilgiler elde etmek mümkün değildir. Yine ayni nedenle, yani belgelerin tarihsel içerikli olanlarının çok az olması ve bunların da Luljuzatia ya ilişkin kayıtlar içermemesi nedeniyle, Luhuzatia'mn tarihi hakkında bilgimiz bu dönem İçin yoktur. Ancak, sadece konumuz olan şehir İçin değil, bu donem Anadolusu'nun bir çok şehri İçin bir kaç istisna dışında ayni durum geçeridir. Asurlu tüccarlar tarafından bırakılmış Anadolu'nun ilk yazılı belgelerinden, Kültepe donemi Luzatia'si hakkında elde edilebilen bilgiler şunlardır:

idari yönden bakıldığında, Anadolu'nun o zamanki siyasal yapısının gereği olarak, her Şehirde olduğu gibi, Luluzatia'da da Şehrin bir baş yöneticisi bulunuyordu. Metinlerde Luluzatia'da "rubaum" dan (kral, bey) söz edilmektedir[3] . Hatta bunlardan birinde kralın (beyin) adi da verilir[4].

Bu donem belgelerinden birinden[5] Luhuzatia şehrinin "rubatum"u(kraliçe, beyçe) olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yani sıra doğrudan Luluzatia'da kraliçeye İşaret etmemekle beraber ani donemdeki şehirlerin bayan idarecilerinin olduğunu gösteren belgeler mevcuttur[6]. Asur Ticaret Kolonileri donemi belgelerinde Luhuzatia şehrinde kraliçenin varlığının ortaya çıkması, hatta diğer şehirlerle ilgili olarak kraliçenin dirayetli bir idareci olarak görünmesi, daha sonraki donemde Hititler'de izlenebilen, muhtemelen bir yerli Anadolu geleneğinin izleri olarak kabul edilebilir. Eski Hitit dönemine baktığımızda kralın yanında güçlü bir Tawanannalik kurumu bulunduğunu görüyoruz. Bu durum özellikle I. Hattusili ile ilgili olarak çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkar. Tawananna olmasalar bile bu kralın zamanında kraliyet ailesi mensubu kadınların önemli siyasal, ekonomik vs. gücü elle- rinde bulundurdukları belgelerden anlaşılmaktadır[7]. Sadece Eski Hitit'te değil, sonraki dönemlerde de kralın yanında kraliçenin de etkili olduğunu izlemek mümkündür. Bunu bir Anadolu geleneğinin birbirini izleyen tarihsel çağlardaki yansıması olarak görebiliriz[8].

Luhuzatia'da "ekallum"un (saray) bulunduğuna İşaret eden kayıtlar bazı belgelerde vardır[9] . Nitekim yukarıda belirtildiği gibi Şehrin kral ve kraliçesi-

nin varlığı ve o dönem Anadolusu'nda her şehirde bağımsız bir şehir devletinin hüküm sürüyor olması da bunu gerektirir.

Lulıuzatia'nın coğrafi konumunun FJurama şehrine yakınlığı Asur Ticaret Kolonileri devri belgeleri ile ortaya çıkar. Coğrafi olarak yakın olan bu iki şehrin bu dönemde idari ve adli bakımdan da birbiriyle bağlantılı olduğu öncelikle bir metne[10] dayanılarak ileri sürülmektedir[11]. Bu metne göre, Lutjuzatia şehrinde başlamış olan bir anlaşmazlık konusu Hurama kanununun yargılama yetkisi altında devam etmektedir. Ancak burada söz konusu olan şüphesiz Asurlu kolonistler açısından bir bağımlılıktır.

Luljuzatia’nın geçtiği bir diğer bu dönem metni, şehirler ve yerli idarecilerin birbiriyle ilişkileri açısından fikir vermesi ile ilginçtir. Üç Asurlu tüccar (Imdilum, Ennam-belum ve Assur-Şululi) tarafından Puzur - Assur isimli tüccara gönderilen bir mektup olan bu belgede[12], konu kaçakçılıktır[13]. Pusuken adlı bir tüccar kaçakçılıktan dolayı yakalanmış ve hapse anlmışnr. Pusuken'i hapse attıran kraliçe (muhtemelen Kaniş kraliçesi[14]) Luhuzatia, Hurama, Salahsua şehirleri hükümdarlarına haber yollayarak kaçakçılığa ilişkin önlemler almalarını ister[15]. Anadolu'da hapishaneye ilişkin ilk kayalardan birini de içermesiyle dikkat çeken[16]bu belgede, Luljuzatia'daki otoritenin diğer iki şehirle birlikte kraliçenin talimatlarına muhatap olması, idari yönden bu üç şehrin kraliçenin bulunduğu şehre karşı bazı yükümlülükleri olduğunu, belki de bu şehrin otoritesine karşı çıkamadıklarını akla getirir.

Bir metinde yer alan Luhuzatia'nın Asur ile Anadolu arasındaki ticaretteki konumuna ilişkin ifade dikkati çeker. Burada tüm malların ilk olarak Luhuzatia'ya getirilmesi gerektiği belirtilir[17].

Asur Ticaret Kolonileri döneminin bazı belgelerinde[18] Luhuzatia şehri o zamanın kıymetli bir madeni asi'um (meteor demir?) ile ilgili olarak geçmektedir[19]. Bu belgelerden Luhuzatia ve oradaki maden ticareti hakkında yarıntılı bilgiler edinmek mümkün olmamaktadır. Dikkati çeken nokta, Luhuzatia şehrinin aktif olarak rol aldığı ve bir takım yolsuzluklara da konu olan asi'um'un ticaretinde Hurama şehrinin de Luhuzatia ile birlikte geçiyor olmasıdır.

Luhuzatia'ya ilişkin belgelerdeki kayıtlar göz önüne alındığında yün ile de yakın ilişkisi dikkati çeker[20]. Buna göre şehrin bir yüncülük ve dokuma merkezi olduğu ileri sürülmektedir[21].

2. Hitit Donemi

Asur Ticaret Kolonileri dönemi belgelerinde genellikle "Luhuzatia" formunda rastladığımızı daha önce belirttiğimiz şehrin adı, Hititler döneminde belgelerde artık karşımıza "La(hu)wazantiya" olarak çıkmaktadır. Hitit çivi yazılı belgelerinde de, önceki dönemde olduğu gibi, şehrin adı çok küçük değişikliklerle geçer[22]. Eski Hitit dönemi belgelerinden I. Hattusili zamanına ait Akadca yazılmış olan ve "Ursu kuşatması metni" olarak adlandırılan belgede "Luhuzzantiya" olarak görünür[23]. Şehrin adının Hitit çivi yazısı ile Akkadca yazılmış bir Eski Hitit dönemi metnindeki bu formu, Kültepe metinlerindeki "Luhuzatia" ve Hitit metinlerindeki "La(hu)wazantiya" adları arasında bir ara form olması dolayısıyla, bu ikisinin aynı şehir için farklı dönemlerde kullanıldığının bir işaretidir[24]. Yine Eski Hitit dönemine ait, ve yine muhtemelen I. HattuSili zamanına tarihlenen bir belgede aynı formda geçer[25]. Şehrin adının, Hitit İmparatorluk dönemi belgelerinde görülen "Lawazantiya" yazılışına ilk kez İmparatorluk öncesine ait olmak üzere Telipinu fermanında rastlıyoruz[26]. Bir Yeni Asur dönemi belgesinde bulunan ve III. Salmanassar'ın seferine konu olan Kisuatni (Kizzuwatna) ile birlikte geçen "Lusanda"nın[27]Lawazantiya ile aynılığı kabul edilmektedir[28].

Ursu şehrinin kuşatılması ve bu kuşatma sırasında gelişen olaylan konu alan 1. HattuSili zamanına ait metinde Lawazantiya şehrinin geçiyor olması[29] , Hititler dönemine ait belgelerde bu şehre ait en eski kayıtı bize sunar[30]. Metinde, kuşatma sırasında "Luhuzzantiya" şehri kralın karargahı olarak görünmektedir[31]. Anlatılanlara göre, kral kuşatmayı komutanları aracılığıyla bizzat idare etmekte, ancak, doğrudan kuşatma yerinde değil, herhalde yakın bir yerde olan "Luhuzzantiya" da bulunmaktadır[32]. Metnin ay. 21-22. satırı şöyledir: "Kral Şanda'yı 'Luhuzzantiya'ya çağırdı ve Karkamıslı adamın kölesi hakkında ona sordu..."[33]. Buradaki Şanda, kuşatmayı yürüten komutandır ve kral tarafından "Luhuzzantiya' ya rapor vermeye çağrıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim metnin devamında Şanda'yı tekrar krala rapor sunarken görüyoruz. Zaten kuşatmanın seyrinden pek memnun olmayan kral, Şanda'yı bu durumda sorumlu tutarak azarlamaktadır[34].

Telipinu Fermanı'nda Lawazantiya şehrindeki isyandan bahseden bir kaç satır vardır[35]. Bu satırların öncesinden başlayarak cümleleri takip ettiğimizde, kral Telîpînu'nun tahta geçtikten sonra Hasuwa'ya sefer yaptığını ve burayı ele geçirerek tahrip ettiğini; sonra ordusunun Zizzilippa şehrinde olduğunu ve burada bir savaş yapıldığını; sonra kralın Lawazantiya'ya geldiğini ve burada "Lahhsa"adında birinin şehri isyana kışkırttığını, kralın da isyanı bastırdığını görüyoruz[36]. Devam eden satırlarda, Huzziya ve kardeşleri konu edilerek, adlan sayılan bazı kişilerin krala karşı gizli hareketlerinden ve sonuçta Panku tarafından cezalandırıldıklarından, ancak kralın bunları affettiğinden bahsedilir[37]. Bu olayın hemen isyanı konu alan satırları takip etmesi, ikisinin bağlanalı olabileceğini gösterir.

Lawazantiya şehri III. Hattusili'nin prensliği döneminde ilginç bir olayla karşımıza çıkar. Bu, III. Hattusili'nin Lawazantiyah rahip Pentip§arri'nin kızı Puduhepa ile evlenmesidir. Söz konusu kralın zamanında yazılmış olan iki metinde bu olay konu edilmektedir.

Bunlardan III. Hattusili'nin otobiyografisi olarak adlandırılan[38]metinde, III. Hattusili henüz tahtta olmadığı dönemlerde kardeşi kral Muwattalli'nin Mısır'a yaptığı bir sefere katıldığını, bu seferden dönüş yolunda Lawazantiya şehrine, tanrıçaya kurban sunmaya, uğradığını ve burada tanrıçanın isteği üzerine rahip PentipSarri'nin kızı Puduhepa ile evlendiğini, ailesiyle birlikte tanrıçanın hizmetine girdiğini anlatır[39]. Bu evlenme olayının yer aldığı diğer metin, III. Hattusili'nin yeğeni Urhi-TeSup'la olan mücadelesini konu alır[40]. III. Hattusili ile birlikte Puduhepa tarafından yazdırıldığı, "Büyük Kral, Hatti ülkesi kralı, Büyük Kral, Hatti ülkesi kralı MurSili’nin oğlu, Büyük Kral, Hatti ülkesi krah Supiluliuma'nın torunu, Kussaralı adam Hattusili'nin ahfadı, Hattusili ve Büyük Kraliçe, Hatti ülkesinin kraliçesi Puduhepa şöyle der"[41]ifadesiyle anlaşılan bu metnin devamında kral, Lawazantiya Istarının hizmetkarı ve Istar rahibi Pentipsarri'nin kızı Puduhepa’yla tanrıçanın isteği üzerine evlendiğini anlatmaktadır[42]. Hitit sarayının bu Lawazantiyali kraliçesi, dönemin belgelerinde politik, dini, hukuki işlerde çok etkin olması ile dikkati çeker. Mısır kralı ile dahi mektuplaşmış olan kraliçenin mührünün, bugün ele geçmemiş olan Gümüş Tablet üzerine yazdırılan Mısır'la yapılan barış antlaşmasında, kralınki ile birlikte bulunduğunu antlaşmanın diğer nüshalarıyla biliyoruz[43].

Hitit Devleti yıkıldıktan sonra Lawazantiya'nin hâlâ iskân edildiğini III. Salmanassar (M.Ö. 858-831 )1a ait Anadolu'ya seferin anlatıldığı metin aracılığıyla biliyoruz. Bu metinde kralın yirminci yılında Fırat'ı geçtiği ve Hatti krallarını teslim olmaya çağırdığı anlatılmaktadır. Ancak bu çağrının olumsuz yanıtlanması üzerine Amanos Dağları'nı geçer ve Lusanda, Abarnani, Kisuatni[44] şehirleri ve tahkim edilmiş diğer şehirleri zapteder[45]. Bu kayıt bize Lawazantiya'nin M.Ö. I. binyılın ilk yarısında hâlâ Anadolu'da söz sahibi şehirler arasında olduğunu göstermektedir.

3. Lawazantiya Panteonu

Hititçe çivi yazılı belgelerdeki Lawazantiya şehrine ilişkin tüm kayıtlar göz önünde bulundurulduğunda bu şehrin dinsel önemi hemen göze çarpar. Lawazantiya'nin bazı dinsel içerikli metinlerde bulunuyor olması[46] ve belgelerde Lawazantiya tanrıları ve tanrıçalarının anılıyor olmasının[47]yanı sıra dinsel önemine asıl III. Hattusili dönemine tarihlenen belgelerde tanık oluyoruz. Yukarıda da ele alındığı gibi, III. HattuSili'nin otobiyografisi ve yine bu belgeyle aynı içeriğe sahip bir başka belgede, kralın prens iken kardeşinin Mısır seferinden dönüşünde tanrıçaya kurban sunmaya Lasvazantiya'ya uğraması ve burada Utar rahibinin kızıyla evlenmesi, bu şehirdeki Utar rahipliğinin önemli bir güce sahip olduğunu ortaya koyar. Lawazantiya’da güçlü bir Utar rahipliğinin bulunması da bu şehirdeki Utar kültünün önemini gösterir.

Şehrin panteonundaki tanrılardan Lawazantiya şehrinin tanrıça Utar'ı belgelerde sık sık karşımıza çıkar. Ancak bu tanrıçanın adının yer almadığı Muvvatalli'nin Fırtına Tanrısı Pihassassi’ye Duası olarak adlandırılan metinden Lawazantiya şehrinin diğer tanrılarını ve tanrıçalarını öğreniyoruz[48]; Hasigasnawanza, Mulliara, Lawazantiya'nın tanrıları ve tanrıçaları, dağlan ve nehirleri.

Lawazanatiya Şehrinin Tanrıça Utan kehanet ve fal metinlerinde en çok karşımıza çıkar[49]. Bunun yanı sıra bu tanrıça tarihsel içerikli bir metinde[50]ve bir antlaşma metninde şahit tanrılar arasında[51]geçer.

III. Hattuâsili döneminde Lawazantiya Utan 'nın şehrin panteonunda öneminin artmasını[52] iki nedene bağlayabiliriz. Bunlardan birincisi, kralın eşi ve hem kral üzerinde, hem de devlet işlerinde büyük etkisi olan Puduhepa'nın Lawazantiya Istar'nın hizmetkarı ve Istar rahibi PentipSarri’nin kızı olmasıdır. Bu kraliçenin güçlü kişiliği ve kendisini Kizzuwatnah ya da Kummannili olarak sunmasıyla[53]da anlayabileceğimiz geçmişine bağlılığı ile Lawazantiya Istar kültünün etkinliği artmış olmalıdır. İkinci neden olarak ise III. HattuSili'nin Samuha Istar’nın rahibi olarak yetişmesi ve bu tanrıçaya olan bağlılığı[54]gösterilebilir. İki şehrin Tanrıca Istar'nın ortak niteliklere sahip olmasının etkili olduğu da kabul edilebilir[55].

III. Hattuâili döneminden sonra Lawazantiya Istar, IV. Tudhaliya zamanında Tarhundassa kralı Ulmi-Tesup'la yapılan antlaşmada[56] diğer bazı Hitit tanrıları ile birlikte yemin şehidi tanrıları arasında geçmektedir. Her ne kadar Istar artık bu kralın selefi dönemindeki gibi baş tanrıça olmasa da[57] yine de önemini devam ettirdiği belli olmaktadır.

Yukarıda da belirtildiği gibi, Muwatalli'nin duasında geçen HaSigainawanza[58] ve Mulliyara, Lawazantiya panteonunun adı bilinen iki tanrısıdır. Bunların yanı sıra bir metinde[59] Lawazantiya'da Tesup ve Hepat'ın varlığını da biliyoruz[60].

4. Lokalizasyon

M.Ö. II. binyıl Anadolusu'nun dikkati çeken şehirlerinden Lawazantiya'nın Kültepe Çağından itibaren sahip olduğu önemi herhalde konumuyla yakından ilgiliydi. Daha baştan söylemek gerekirse, şehrin Orta Anadolu'nun güneye, güneydoğuya açılan yolları üzerinde bulunuyor olması, bunun en önemli nedeni olarak görünür. Lawazantiya'nın lokalizasyonu konusuna girmeden önce şunu belirtmek gerekir ki, şehrin tarihinden önce üzerinde durmamız gereken bu konuyu sona bırakmamızın nedeni, yukarıda tarihi ve şehre ilişkin diğer bilgileri verirken ele aldığımız belgelerdeki kayıtların aynı zamanda lokalizasyonda da bize önemli ipuçları sağlıyor olmaları dolayısıyla tekrardan kaçınmak içindir.

Lawazantiya'nın lokalizasyonu konusunda öncelikle belirtilmesi gereken nokta, bu şehrin geçtiği tüm belgeler göz önünde bulundurulduğunda da kendiliğinden ortaya çıkan, klasik dönemlerdeki Kilikya olduğu kabul edilen[61] Kizzuvvatna ile yakın ilişkisi olduğudur. Özellikle III. Hattuâili dönemine ait belgeler değerlendirdiğinde bu şehrin Kizzuwatna’da olduğu kesin olarak ortaya çıkar. III. Hattusili'nin Lawazantiyalı olduğunu bildiğimiz eşi Puduhepa'nın III. HattuSili ile II. Ramses arasındaki antlaşmadaki mühründe "Hatti ülkesinin kraliçesi, Kizzuwatna'nın, kızı, Puduhepa'nın mührü" ifadesi bulunur[62]. Yine Puduhepa'nın bir adak metninde kendini "Puduhepa, büyük kraliçe, Hatti ülkesinin kraliçesi, Kummanni şehrinin[63]kızı" olarak sunar[64]. Kraliçenin kendini Kizuwatnah ve Kummannili olarak sunması şüphesiz Lawazantiya'nın Kizzuvvatna'da olduğuna çok açık bir işarettir.

Daha eski bir döneme ait olmak üzere, aşağıda tekrar değineceğimiz, Kizzuwatna kralı Palliya'nın Lavvazantiya'da dini yükümlülüklerini yerine getirdiğinin anlatıldığı metinle[65] de bu şehrin Kizzuwatna ile olan ilgisi açıkça ortaya çıkar[66].

Lawazantiya'nın Kizzuwatna'yla ilişkisine bir işareti de, yukarıda da kısaca değinilen III. Salmanassar’a ait Asur metninde, sefer yapılan yerler arasında Lawazantiya ile eşlenen Lusanda ve Kizzuwatna ile eşlenen Kisuatni'nin birlikte geçiyor olmasında buluruz.

Lawazantiya’nın Kizzuwatna ile olan yakın ilişkisini böylece ortaya koyduktan sonra, şehrin lokalizasyonuna yol gösterebilecek metinleri kısaca gözden geçirmek gerekirse:

Ursu kuşatması metni olarak bildiğimiz KBo I 11'de, kuşatma sırasında kralın karargahı olarak Lawazantiya'nın görünmesi[67] Ursu ve Lawazantiya şehirlerinin birbirinden çok uzakta olmadığı fikrini verir. Ancak, Ursu şehrinin de kesin lokalizasyonunun yapılmamış olması dolayısıyla dikkate değer bir sonuca ulaşılamaz[68].

III. HattuSili'nin kardeşinin Mısır seferinden dönüş yolunda Lavvazantiya'ya uğraması[69], bu şehrin, şüphesiz Suriye ile HattuSa arasında ya da Goetze'nin buna ilaveten belirttiği gibi; o sırada Hattuâili'nin yöneticisi olduğu Yukarı ülke arasında ulaşımı sağlayan yol üzerinde ya da yakınında bulunduğunu gösterir[70].

Bunu belirttikten sonra hemen daha önceki dönemlere, Asur Ticaret Kolonileri dönemi belgelerine dönüp, bir belgede, herhalde Anadolu’ya getirilen bir malın ilk olarak Lavvazantiya'ya gitmesi gerektiğinin ısrarla belirtilmesini hatırlamak gerekir[71]. Buna göre Lawazantiya şehri, Asur'dan Kültepe (Kanes)'ye devam eden ticaret yolunun Suriye’den Anadolu'ya ilk girişinde uğranılması gereken yer olarak ortaya çıkar. Bu da III. HattuSili'nin Suriye’den girişinde uğradığı şehrin konumuyla uyumludur[72].

Kizzuvvatna kralı Palliya'nın dini töreninin anlatıdığı metindeki[73]"...Lavvazantiya'daki yedi kaynağın temiz sularını ayırdı ve temiz su..." (sat. 4- 6) cümlesi lokalizasyona yardımcı olabilecek bir hususu ortaya koyar. Buna göre Lawazantiya su kaynaklarının bol bulunduğu bir yerde ya da yakınında olmalıdır[74].

TeSup ve Hepat için yapılan bayram törenlerini konu alan bir metinde "Lawazantiya şehrinde Tarmana ırmağında" sözleri vardır[75]. Bundan bir önceki saürda da "sekizinci günde Alda Irmağı'nda su alıyor" ifadesi vardır. Şu halde Alda Irmağı ve Tarmana Irmağı[76] Lawazantiya şehri yakınında bulunuyor olmalıdır. Özellikle Tarmana ve Lavvazantiya çok yakın ilişkili olmalıdır. Hatta metinlerdeki ifade her ne kadar açık olmasa, cümlenin başı ve sonu kırk olsa da, şehrin bu akarsuyunun kenarında olduğu anlamı çıkartabilmektedir.

Lawazantiya'nın lokalizasyonu için ileri sürülen görüşleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:

Goetze[77], Garelli[78] ve Lebrun[79], Lavvazantiya'nın yerini Kummanni ve Fırat arası; Bilgiç[80], Tarsus ile yeri saptanamayn Ursu arasında bir yerde; Cornelius[81], Ovalık Kilikya ya da Batı Kataonia'da; Garstang-Gurney[82] ve Orlin[83], Doğu Kilikya'da; Ünal[84], Malatya civarında diye çok geniş tariflerle vermektedirler.

Bossert[85], Malatya'daki bir hiyeroglif yazıtta Fırtına tanrısına libasyon ya- pılan ve "kap" ideogramı ile gösterilen şehrin adının ayni şekilde Elbistan Karahöyükte bulunan bir hiyeroglif yazıtta da geçtiğini belirterek, şehrin adının sonundaki fonetik tamlama ile bu bölgede bulunması muhtemel Lawazantiya'nm adından hareketle "kap" ideogramımn Hitit çivi yazısındaki karşılığını tespit etmiştir. Buna göre söz konusu adin Lawazantiya olabileceğini ileri sürmüş ve şehrin Fırtına Tanrısı'nın hem Malatya hem de Karahöyük'te kutsanmasına dayanarak, Lawazantiya'nm Melitene'de bulunması gerektiğini belirtmiştir. Bossert'in bu tespitlerindeki haklılığını vurgulayarak Lewy[86] de Latvazantiya'mn Karahoyuk'te lokalizasyonunu ileri sürer.

Yukarıda ele aldığımız, şehrin lokalizasyonuna yol gösteren çivi yazılı belgelerdeki kayıtları göz önünde bulundurduğumuzda, Kilikya'nın kuzey- doğu taraflarında Lawazantiya'yı aramak için pek çok nedenimiz olduğunun farkına varırız. Bilhassa Asur Ticaret Kolonileri devri belgelerinde, Lawazantiya ile yakın ilişkide görünen Hurma (Hurama)'nın her ne kadar kesin lokalizasyonu yapılamasa da genellikle bu bölgede aranması[87] dikkate değerdir. Yine yukarıda verdiğimiz, şehrin muhtemel yerine ilişkin şimdiye dek araştırmacıların ileri sürdükleri görüşlerde de genellikle sözünü ettiğimiz bölge gösterilmiştir. Lawazantiya'nın yeri için çivi yazılı belgelerden edinilen bilgiler, Seyhan-Göksu (Saros) vadisinde yerleştirilen antik Komana ile ayni olduğu kabul edilen Hititler'in Kummannisi'nden doğuya, Elbistan'a doğru olan bölgeyi İşaret etmektedir. Nitekim Lawazantiya'nm üzerinde olması gereken[88]Asur'dan KaneS'e uzanan ticaret yollan ve Hititler'in güneyle, Suriye'yle, ilişkilerinde kullandıkları yolların bu bölgeden geçiyor olması [89] buna destek olur. Sözünü ettiğimiz yerde, Elbistan Karahöyük'ün bulunması dikkat çekicidir[90]. Bossert'in Karahöyük ile Lawazantiya'nm ilişkisini ortaya koyması dolayısıyla Karahöyük'ün Lawazantiya olabileceği ihtimali gözden uzak tutulmamalıdır.

Karahöyük, Elbistan'ın 10 km. kuzeybatısında ve Izgın Köyü'nün de 5 km. kuzeyinde yer almaktadır. Güneybatısında höyüğün hemen kenarında Hurman Suyu akmaktadır[91]. Hogarth tarafından, "Göskun'dan Elbistan'a giden yol üzerinde Izgın'ın bir mil batısında büyük bir kaynak ya da kaynakların bulunduğu ve buradan akan suların bir gölcükte toplanarak, Ceyhan'la birleştiği yerden az önce Hurman Suyu'na karıştığı" belirtilir[92]. Bu durum yukarıda belirttiğimiz Lavvazantiya'nın "Tarmana Irmağı ile çok yakın, hatta kısıyında olabileceği"ve "Lawazantiya şehrinin su kaynaklarını bol bulunduğu bir yerde ya da yakınında olabileceği" ile uyum içindedir.

Dipnotlar

  1. lawazantiya ve Luhuzatia'mn ayni şehrin adının birbirini izleyen dönemlerde kullanılan farklı iki formu olduğu İçin bak. s. 4, dn. 24.
  2. Şehrin adının bu formlarda kullanıldığı metin yerleri İçin bak. K. Nashef. Die Orts-und Gewässernamen der altassyrischen Zeit, RGTC IV, Wiesbaden 1991. s 78-79: ayrıca bak. H. Hirsch, "Lafbulwazantija/Luhuzattia. "RIAVI(1980-1983). s. 433435
  3. CCT 2, 48. 36. Bak. L.L.O1İ11, Assyrian Colonies in Cappadocia. Mouton 1970. s. 81, 142. 145. Kt. 82/T 51. K.R.Veenhof. "Status and Officies of an Anatolian Gentleman Two Unpublished letters of Huharitaku from Karum Kanish”, Airatolia and the Ancient Near East, Studies in Honor of Tahsin özgü؟. Ankara 1989, s. 515. n. 4. Kt.n/k 76, 13. V. Donbaz, "The Business of Ased, an Anatolian Merchant" Afo XXXV (1988). s. 53.
  4. "Au ru-ba-um sa Lu-feu-sadi-a" Donbaz, a.g.y.
  5. CCT 4, 19c 20. Bak. Orlin. a.g.e., s. 146 ١’e n. 40. s. 81
  6. Bak. Orlin, a.g.e., s. 7587 ١e yine bak. M.T. larsen. The old Assyrian City-State and its Colonies, Copenhagerr 1976, s. 121 dn. 44.
  7. T. Yigit. "I. Hattuili ve Donemi” (basılmamış doktora tezi. Ank. ün. Sos. Bil. Enst.). Ankara 1994. s. 89 vd.. 192 ١’d
  8. M. Darga, Eski Anadoluda Kadın, İstanbul 1984. s. 8.
  9. Bak. Orlin, a.g.e., s. 81.
  10. G. Eisser-S. Lewy, "Die altassyrischen Rechtsurkunden ١om Kültepe. "MVAG XXXIII (1930), no. 252. (VAT 13535).
  11. P. Garelli, Les Assyriens en Cappadoce. Paris 1963, s. 112; A. Goetze, Kizzuwatna and the Problem of Hittite Geography, New Ha١٠en 1940, s. 73; Orlin, a.g.e., s. 142 ١d.
  12. B. Kienast, Die altassyrischen texte des Orientalischen Seminars..., Berlin 1960, no 62 (ATHE62).
  13. Asur Ticaret Kolonileri de١Tİnde kaçakçılık için bak. K.R. Veenhof, Aspects of Old Assyrian Trade and its Terminology, Leiden 1972, s. 305 ١٠d.
  14. Orlin. a.g.e., s. 107.
  15. Garelli, a.g.e., s. 113; Orlin. a.g.e., s. 107; Veenhof, a.g.e., s, 307-308.
  16. K. K. Riemschneider, "Prison and Punishment in Early Anatolia", JESHO XX/1 (1977), s. 115.
  17. Veenhof. a.g.e., s. 332 ١e Hirsch, a.g.y., s. 434'den N. B. Jankowska, Klinopisnye teksty iz Kjul-tepe ١’ sobranijach SSR, Moskau 1968, no. 64 (KTK 64).
  18. CCT 2. 48; CCT 2. 43; ICK 1.126.
  19. Bak. B. Landsberger, "Kommt Hattum 'Hettiter Land’ und Hatti'um ‘Hettiter’in den KtepeTfeln vor?" Ar. Or. XVIII/1-2 (1950). s. 334; Lewy. Ar. Or. XVHI/3 (1950), s. 424 vd.
  20. CCT 4. 6c, 23; TC 111/1 51,7 ١٠d.; BIN 4. 6. 23; BIN 4, 162, 33; BIN 4, 181, 1. vd.; BIN 6, 176,9.
  21. j. Lewwy, "Some Aspects of Commercial Life in Assyria and Asia Minor in the Nineteenth Pre-Christian Century", JAOS 78 (1958). s. 8991; Garelli, a.g.e., s. 113; Veenhof. a.g.e., s. 136.
  22. Bu formlar ve hangi belgelerde yer aldıkları İçin bak. j. TischlerG.F. del Monte, Die Ortsund Gewässernamen der hethi tischen Texte, RGTC VI. Wiesbaden 1978. s. 237; I. Wegner, "Laduwazantiya" RIA VI (1980-83). G.F. del Monte. Die Ortsund... (suppl), RGTC VI/2, Wiesbaden 1992, s. 91.
  23. KBo Illoy. 21.
  24. Bak. B. Landsberger, "über die Volker Vorderasiens im dritten Jahrtausend", (ZA(NF) I (1924), s. 224 dn. 4; H.G. Guterbock. "Die historische Tradition und ihre literarische Gestaltung bei Babyloniern und Hethitern bis 1200", ZA(NF) X (1938). s. 136; H. Th. Bossert, "Hitit Hiyeroglif Metinlerinde Tannca Hepat". Belleten XV (1951), s. 329.
  25. Bak. aşağıda dn. 30.
  26. KBo III l oy. 1120.21.
  27. Bak. F. Safar, "A Further Text of Shalmaneser III". SUMER VII (1951), s. 19
  28. Bak. aşağıda dn. 44.
  29. KBo 111 oy. 21: Burada metin kopyalarında oy. olarak '-erilen yüz, Güterbock. a.g.ın., s. 114 ١d'da ay. olarak kabul edilmiştir
  30. Bunun dışında I. Hattuili zamanına tarihlenme ihtimali olan lawazantiya'nnn geçtiği tek belge KBo III 46 ııo'lu metindir. 24. satırda şehrin adi "Lu](ju-uz-za-aıı-ti-a" olarak okunmaktadır. Bu metin CTH 13 de I. Murtili(?) ye '-erilirken, A Kempinski-S. Kak. "CTH 13; The Extensi'-e Aııııals of fjattusili I(?), "Tel Ariv XI/2 (1982). s. 87 '-d.'da bu metnin I. Hattuili'ye ait olabileceğini belirtmişler, bu görüş de taraftar bulmuştur.
  31. E. Bilgi؛. "Die Ortsnamen der ’kappadokischen’ Urkunden im Rahmen der alten Sprachen Anatoliens", AfO XV (1945-51), s. 16; j. Garstang-O.R-Gurney. The Gegraphy of the Hittite Empire. London 1959, s. 55-56
  32. Metin İ؛in bak Guterbock, a.g.m., s. 114 ١-d.
  33. KBo Ill oy. 21-22. Bak Güterbock, a.g.m., s. 116-117.
  34. KBo Ill oy. 10-13 Bak. Güterbock, a.g.m.. s. 120-121.
  35. KBo IIU oy. 1120-21.
  36. KBo III 1 oy, II 16-21. Bak. I. Hoffmann, Der Erlass Telipinu, Theth 11 (1984), s. 28-29.
  37. KBo III 1 öy. II 21-30 Bak. Hoffmann, a.g.e., s. 28-31.
  38. CHT 81'de otobiyografi olarak adlandırılan bu belgenin metin türü için farklı yaklaşımlar sergilenmiştir. Bunların hepsini bir arada görmek için bak. O. Soysal, ,"III. Hattusilis Büyük Metni’ Bir Hitit..." Arc. An. I (1995), s. 139-40.
  39. KUB I 1 öy. II 69-82, III 1-6 + KUB XIX 71. Bak. H. Otten, Die Apologie Hattusilis III, StBoT 24 (1981), s. 16-17. Buradaki metinlerden KUB I 1 öy. II 80'de Lawazantiya şehrinin adının bulunduğu kısım kırıktır. Bu kısım paralel metin fragmanu KUB XIX 71 ile tamamlanmaktadır.
  40. KBo VI 29.
  41. KBo ١٦ 29 I 1-5. Bak. A. Goetze, FJattuSili؛ Der Bericht über..., Leipzig 1925, s. 44-45.
  42. KBo VI 29 I 17-21. Bak. Goetze, a.g.e., s. 46-47.
  43. M. Darga, "Pudu٠}epa; An Anatolian Queen of the Thirteenth Century B.C." Mansel'e Armağan II. cilt. Ankara 1974, s. 948; Darga Kadın, s. 41 ١d.
  44. Bu metindeki Kisuatni'nin Kizzuwatna, Lusanda'nin Lawazantiya olduğu kabul edilmektedir. J. Lewy, "Studies in the Historic Geography of the Ancient Near East", Or. XXI (1952), s. 291-92; Garstang-Gurney, a.g.e., s. 53.
  45. Safar, a.g.m., s. 19; Lewy, a.g.y.
  46. KBo IX 115 öy. 4 (=KUBV1I 20 öy. 5=KUB XIV 125+126 öy. 4). Kizzuwatnah Palliya'mn dinsel törenlerini konu alan bu metin burada öncelikle anmak gerekir. Diğerleri ise ؛u metinlerdir. KBo XVIII 102 öy. 3, ay. 19; KBo XVIII 103 II 21 ay. 25; KBo XXI 34 I 2. II 11. IV 40; KBo XIX 129 öy. 2,4.
  47. Lawazantiya tanrıları ١e tanrıçalarının hangi metinlerde geçtiği için bak. dn. 48-51.
  48. KUB VI 45 oy. I 76-77 KUB VI 46 Oy. II 41-42.
  49. KBo VIII 63 oy. 111; KBo XVI 83 III 1; KUB V 20 III 27; KUB VI 15 II 10; KUB XVI 8 oy, 7. ay. 2.5; KUB XVI 74 13; KUB XXXI 69 oy. 4.
  50. KBo VI 29117.
  51. KBo IV 10 oy. 48.
  52. R. lebrun, "lawazantiya. Foyer Religieux Kizzuwatnien", Florilegium Anatolicum, Paris 1979, s. 201.
  53. Bak. aşağıda du. 62 ١٠e du. 64
  54. R. Lebrun, Samuha Foyer Religeux de L'Empire Hitite, Iauvain-Ia-Neuve 1976. s. 22 vd.
  55. Ihrun, Florilegium Anatolicum, s. 203. Nitekim Tanrıca !؛tar'ın çift cinsiyetliligini de anımsatan "elbiselerini bir erkek gibi giyiyorsun ve bir kadın gibi giyiyorsun" (sat.5-6) cümlelerinin de yer ladıgı KUB XXXI 69’da III. HattuSili. tiplu kendini bağlı saydığı Samuha !؛tan'na olduğu gibi, Lawazantiya IStari'na da "GASAN-IA" (hakimem) demektedir (sat. 4) Bundan başka lawazantiya ve Samuha şehirlerinin Tannça !؛tarlan arasında. KUB XXXII 133'de konu olan Kizzuwatna'dan Samufta'ya Kara Tannça ktltiınüıı taşınması dolayısıyla İlişki kurulmaya çalışılır. Kara Taıınça, III. Tudftaliya zamanında Samuhya taşınmış ve orada adma bir tapmak yaptırılmıştı. Kizzuwtiadan Taşındığı belirtilen bu kültün hangi şehirden çıkmış oldugu metinde belirtilmemektedir. Bu şehrin lawazantiya olabileceği ihtimali üzerinde durulur. ١"ıne Samufea şehrinde Tannça litar kültünün gelişmesiyle, lawazantiya şehrinde zayıflamış olan litar tapınağının yeniden ؟anlandinlmasi ؟abaları görülmektedir.. III. Hattuili döneminden sonra Samufea »tan kültünün gerilemesiyle lawazantiya !؛tan kültünün gerilemesi de birliktedir, l^brun. a.g.m., s. 203-204.
  56. KBo IV 10.
  57. Lebrun, Şamuba s. 23.
  58. Muwatalli'nin duasında geçen tann UaiigaSnawanza'ya başka hi؟ bir metinde rastlamıyoruz. Şehir adi olarak yaiigainawanta ise KBo IV 13 137 le KUB XXV 32 I 15’de geçmektedir. Bak. E. laroche. Recherches sur les des dieux hittites. Paris 1947. s. 81.
  59. KBo XIX 129 oy. 5.
  60. Lebrun. Florilegium Anatolicoum, s. 201. Kizzuwatna krali Palliya'nin dini töreninin anlatıldığı metin KUB VII 20 I 1-5 = KBo IX 115 oy. 1-4'de "Kummanni/Kizzuwatna kralı Palliya Kummanni/Kizzuwatna Teiubu'nu kurduğu zamau bunu şu şekilde ilan etti: lawazantiya'daki..."ifadesinden hareketle Ih un. Teiup kültünün de lawazantiya'ya ilk girişinin, Kizzuwatna km 11 Palliya zamanında olabileceğini belirtir.
  61. Goetze. Kizzuwatna, s. 34 ١d.
  62. Goetze. a.g.e.. s. 71.
  63. Hititler'in dinsel merkezlerinden biri olan Kummanni'nin Kizzuwatnada olduğu, Kizzuwatna'mn belki başkenti olduğu, hatta Kizuwatna şehri ile ayni olabileceği, Puduhepa ile ilgili olarak '"erdiğimiz bu örneklerde. Palliya rituelinde ortaya ؟rkar. Bu konuda bak. Goetze, Kizzuwatna. s. 9 '"d. Kummanni'nin Saros (Goksu) üzerindeki antik Komana (Şar) olduğu kabul edilmektedir. Goetze, a.g.e., s. 17; GarstangGurney, Geography, s. 51 '"d.
  64. KUB XV 16 I 1. Bak. H. Otten-V. Soucek, Das Gelubde der Konigin PuduJjepa an die Gottin Lelwani, StBoT 1 (1965), Wiesbaden, s. 16-17.
  65. Bak. dn. 60.
  66. Goetze, a.g.e., s. 71.
  67. Bak. yukanda s. 5
  68. Ursu şehrinin lokalizasyonu konusunda ileri sunilen görüşlerden s. Smith. "Uriu and yaSium", An. St. VI (1956). s. 39-42'de ileri sürülen, kabaca Fırat'ın batışında. Kargamış'ın kuzeyinde Fırat ile Amanoslar arasındaki bolgede olabileceği en kabul edilebilir görünendir. I. HattuSiliuin YıHıkları'na gore kral Tel Açana'da yerleştirilen Alalama olan seferinden sonra sırasıyla WarSuwa (Urtu), Ikakala re Taihiniya üzerine seferler düzenlemiştir (KBo X 2 I 19-21). Her halde bu şehirler krahn Alalab'tan yattua'ya dönüş istikametinde olmalıydılar. Buna gore Urtu. Alalal (Tel Açanadan kuzeye doğru bir yerde aranmalıdır. Urtu kuşatması metninde ise. kuşatma sırasında Uru Kargamı؛ ve yalap şehirleriyle ilişkide görünmektedir. (KBo I 11 oy. 21. ay. 25,28). Bu iki şehrin Urtu'ııun müttefıği olduğu izlenimi edinilmektedir. Kargamış ve Halep'iıı konumu ve kralın kuşatma Şırasında Kizzuwatna'da bulunduğunu bildiğimiz lawazantiyayı karargah olarak seçmiş olması, Smith'iıı lokalizasyon denemesine "Kizzuwatna'ya doğru" ifadesini ekleyebileceğimizi ve dolayısıyla KBo I 11'deki bu durumun lawazantiya'dan çok Urunun yerinin tarifine katkıda bulunduğunu lıelirtmeliyiz
  69. Bak. s. 6.
  70. Goetze, a.g.e., s. 71.
  71. KTK 64. Veenhof. Aspects of Old.. s. 332; RIA. s. 434.
  72. Asur Ticaret Koloni'leri döneminde Asur'dan KaneS'e ticaret yolannm ve Hititler'in güneye yollannın güzergâhı İçin bak. N. Baydur. Kültepe (KaneS) ve Kayseri Tarihi üzerine Araştırmalar, İstanbul 1970. s. 19 vd.. 22-23. harita 2 ve 3. Aynca bak. U.B. Alkım. "Güney-Bau Antitoros Belgesinde Eski Bir Yol Şebekesi", Belleten. XXIII/89 (1959), s. 70-71 ve dn. 55. Kayserden Kilikya Ovasi'na yollar İçin de a.g.m., s. 61.
  73. Bak. dn. 60.
  74. Bu yönde hemen aşağıda değineceğimiz KBo XVIII 102 ay. 19 ve bunun dışında KBo XVIII 103 21 ve KBo XIX 129 öy. 2-4'de fikir verir
  75. KBo XVIII 102 ay 19. Bak, Lebrun, a.g.m., s. 205-206
  76. Del Monte, Die Orts-und... (suppl.), s. 211'e göre M. Forlanini, SM 1 (1979), s. 171’de Yukan Ceyhan'ın kolu diyor
  77. Goetze, a.g.e., s 71 vd
  78. Garelli, a.g.e., s. 106, 111-113
  79. Lebrun, a.g.m., s. 198
  80. Bilgiç, a.g.m., s. 26.
  81. Cornelius, "Zur hethitischen Geographie...", RHA XVI (1958), s. 8; "Neue Arbeiten...", Anatolica I (1967), s. 75. Geschichte der Hethiter, Darmstadt 1973, s. 75.
  82. Garstang-Gurney, a.g.e., s. 52-53.
  83. Orlin, a.g.e., s. 81.
  84. A. Ünal, Hattuäili III. Heidelberg 1974, s. 200.
  85. ’H. Th. Bossert. "Hitit Hiyeroglif Metinlerinde Tanrıça, Hepat", Belleten XV (1951), s. 328'ti.
  86. J. lewy. "Od Assyrian Eridence...", HUCA XXXIII (1962) s. 52 dn. 37.
  87. Bak. Tischlerdel Monte, a.g.e.. s. 125.
  88. Bak. s. 11.
  89. Bak. dn. 72.
  90. Dn. 72 ile ilgili konuya ek olarak burada T.-N. özgüç, Karahoyuk Hafriyat! Raporu. Ankara 1949. s. 4849daki su satırlar! anımsatmak gerekir: "...Elbistan düzlüğünü. Doğu Toroslar 'daki tabii belleri yerinde tetkik edenler, iskan ,erlerini bunlara baglıyanlar, ilk ve orta çağ yollanm goz önünde tutanlar. Asurlu tüccarların ayni zamanda ve bilhassa Malatya-Sanz- Kayseri hattını da takip ettiklerine kat'¡ surette inanacaklar ve bu devrin şehirlerini de buna gore kıymetlendireceklerdir..."
  91. özgüç, a.g.e., s. 16.
  92. D.G. Hogart-J.A.R. Munro, Modern and Ancient Roads in Eastern Asia Minor, London 1893, s. 677, 686.