Önem taşıyan ve varlıklar' ile öğünülen yapılar, sikkeler üzerinde betimlenmişlerdir. Bunlar, genellikle bağımsız şehir devletleri, eyaletler veya imparatorlar tarafından finanse edilmiş olan yapılardır. Özel kişilerin yaptırtmış oldukları yapılar, resmi bir anlam taşımadıklarından, sikkeler üzerinde yer almamışlardır. Örneğin Kilikia bölgesinin hem Aigeai (Ayas) hem Mopsuestia (Misis) şehirlerinin sikkeleri üzerinde görülen Pyramos (Ceyhan) Irmağı köprüsü, imparator Valerianus'un bölgeye armağanıdır. Bugün bile kalıntıları belli olan ve köprünün resminin yanındaki AUPEA IIYPAMOC yazısı, bunu açıklar[1].
imparator Cladius'un zamanında görev başında olan Proconsul C. Rufus adına basılmış olan bir sikke, Geudos Irmağı üzerindeki köprüyü ele almıştır[2]. Sikkenin üzerindeki alan küçük olduğundan, köprü, bir kemer şeklinde çizilmiştir. Öyleki Geudos'un bir ırmak adı olduğunu bilmeyen biri için bunun bir köprü betimlemesi olduğunu anlamaya bile olanak yoktur. Köprü olarak çizilmiş olan kemerin altında; iki sıra olarak yazılmış; REYAOE yazısı yer alır (Res. 1). Kemerin üst tarafına da, bir bereket boynuzu figürü yerleştirilmiştir. Plinius, Bithynia bölgesinin batı tarafındaki bir Geudos Irmağı'ndan söz eder[3]. Irmak küçük bir ırmak olduğundan, köprünün bir kemere indirgenmiş olması çok normaldir. Lakin şematik bir şekilde çalışmak zorunda olan sikke sanatçıları, bazen büyük köprülerde de böyle basite indirgemeler yaparlar. Geudos Irmağı köprüsü, imparator Cladius'un zamanında ve muhtemelen imparator hesabına inşa edilmiş olmalıdır[4].
imparator Maximinus adına basılmış olan bir Alexandreia Troas sikkesinde, üzerinden öküz arabası geçen bir köprü betimlenmiştir[5]. Bu da, bir kemerden oluşur. Korkulukları gösterilmemiştir. Sağ tarafında bir kapı yer alır. Araba, bu kapıdan girmek üzeredir. Arabacımn, elindeki COL (onia) ibareli vexillum ile arka plandaki legion kanalları, Alexandreia Troas'ın bir Roma kolonisi olduğunu belli etmek için konulmuşlardır. Yapının kendisi ile ilişkileri yoktur. Gene Maximinus adına basılmış olan başka bir sikkedeki yapı ise, üç kemerden oluşur[6]. Bunun orta kemeri, yan kemerlerine oranla daha geniş ve daha yüksektir. Üzerinde bir Nike figürü yer alır. Nike'nin iki yanında, iki tropaion vardır. Bu iki sikkedeki yapıların, aynı yapı olup olmadıkları belli değildir[7].
Maiandros üzerindeki Antiokhia (Aliağa Çiftliği)'nin Gallienus, Traianus Decius ve Valerianus'un zamanında bastırmış olduğu sikkelerde, altı kemerli olarak gösterilmiş olan bir köprü betimlemesi vardır[8] (Res. 2). Sol tarafında, anıtsal bir kapı görünür. Üç kemerden oluşan kapının orta kemeri, yan kemerlerinden daha yüksektir. Köprünün korkuluklarından biri üzerinde uzanmış yatan Maiandros figürü yer alır. Traianus Decius sikkesinde, ırmak tanrısının adı olan MAIANAPOC adı da verilmiştir. Resimde: Maiandros figûründen başka iki figür daha vardır. Bunların kimliği bilinememektedir. Büyük bir köprü olduğu betimlemedeki altı kemerden anlaşılan Maiandros Köprüsü'nün, sık sık yatak değiştiren ırmağın yatağının neresinde olduğu belli değildir. Plinius, Orsymos adlı bir ırmaktan söz eder[9]. Bu, Aphrodisias (Geyre)'ın yakınından da geçen ve sikkelerde Morsynos olarak gösterilen ırmak ile aynıdır. Morsynos (Dandalas), Maiandros'un kollarından biridir. Betimlenmiş olan köprünün bu ırmağın üzerinde olduğu sanılmaktadır. Maiandros üzerindeki Antiokhia sikkesindeki köprü betimlemesini, imparator Traianus'un Dacia Seferi sırasında Tuna Irmağı üzerinde tirmiş olan büyük köprü ile kıyas edebiliriz. M.S. 105-107 yılları arasında Damascus'Iu Apollodoros tarafından inşa edilmiş olan Tuna Köprüsü, 1100 m. uzunluğunda ve 13.00 il â 19.00 m. genişliğinde idi. Yirmi ayak (paye) üzerine kurulmuştu. inşaatı, askerler tarafından yapılmıştı[10]. Buna rağmen sikke betimlemelerinde tek bir kemer durumunda gösterilmişti. Tuna Köprüsü, diğer taraftan, Roma'da, Traianus Forum'undaki Traianus Sütunu'nu frizinde de betimlenmiştir. Lâkin frizdeki köprü, sikke resimlerindeki köprüden bir hayli farklıdır. Kabartmalar, köprünün ahşap olduğu kanısını uyarıdırmaktadırlar. Halbuki biz, onun taştan inşa edilmiş olduğunu Cassius D io 'dan öğreniyoruz[11].