ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

İnci Delemen

Anahtar Kelimeler: Lykia, Kabalia, Pisidia, Roma Dönemi, Dioskurlar, Tanrıça, Kabartma, Sikke, Yunan Mitolojisi

“Dioskurlar ve Tanrıça” şeklinde tanımlanan ve bir tanrıça ile iki genç erkek figüründen ya da bunların simgelerinden oluşan üçlü betim Anadolu’nun güneybatısında, Lykia-Kabalia-Pisidia Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi adak kabartmaları ve sikkelerinde azımsanamayacak sayıda örnek ile karşımıza çıkmaktadır (harita 1-2)[1]. Yerli bir tanrı üçlüsü olduğu anlaşılan grup içindeki iki genç, Yunan benzerleriyle özdeşleştirile¬rek, kabartmaların eşliğindeki yazıdarda “Dioskurlar” adıyla anılmıştır‘[2]. Yunan mitolojisinde Dioskurlar, biri “Kastor”, öbürü “Polydeukes” adını taşı¬yan Lakonia kökenli ikiz kardeşlerin ortak adıdır. İkizler yazılı kaynakların yanı sıra, arkeolojik eserlerde oldukça karmaşık bir kişilik yansıtırlar[3]: Doğumlarına ilişkin çok çeşitli anlatımlarda değişmez öğe, anneleri Leda’nın kuğu görünümüne giren Zeus ile sevişmesidir. Bazı kaynaklar tanrısal birleşmeden Kastor ile güzel Helena’nın dünyaya geldiğini, Polydeukes’in Sparta Kralı Tyndareus’tan doğduğunu, dolayısıyla ikizlerden birinin ölümsüz, diğerinin ölümlü olduğunu belirtirken, diğerleri Polydeukes’i de Zeus oğlu sayarlar. Önceleri heros düzeyinde ve yeraltı, de¬nizcilik, spor, savaşçılık bağlamında insanların yaşamını etkiledikleri, koruyuculuk/kurtarıcılık işlevi taşıdıkları düşünülen ikizler giderek tanrısal özel¬likler kazanmışlar ve göksel/yıldızlı kişilikleri ağır basmıştır. Çoğunlukla geç kimliğin, fakat aynı zamanda savaşçılık ve yeraltı ile ilgili koruyuculuk yönle¬rinin yansıtıldığı Anadolu kökenli sikkeler ve yöresel adak kabartmalarında, Dioskurların iki yanında durdukları, korudukları tanrıça ise, henüz kesin bir biçimde adlandırılamamaktadır. Bunun nedeni söz konusu eserlerde, yazıtın pek az istisna dışında, tanrıça adı vermemesi, üstelik ikonografyanın giyimli, atribüsüz bir kadın figüründen, Artemis Ephesia’ya, Hekate triformis’e, Astarte’ye değin geniş bir spektrum sergilemesidir[4]. İlk araştırmalarda, Dioskurların kardeşi olması ve Lakonia’da bitkisel berekedilik ile ilgili bir tanrıça sayılarak, tapım görmesi dolayısıyla, “Helena” adı yakışünlan tanrıça, bugün kesin verilerin yetersizliği düşünülerek isimsiz bırakılmaktadır[5]. Niteliğine değgin en somut veri, betimlerinde onu taçlandırabilen ya da simgeleyebilen hilal motifidir. Dioskurların yıldızlı kişiliklerine de aykırı düşmeyen bu motif Tanrıçanın ay ile ilintisini ortaya koyar[6]. 1987-1990 yıllarında Antalya, Burdur ve Fethiye Müzeleri ile Kabalia yö¬resinde sürdürdüğüm çalışmanın amacı, bugüne değin yayınlanmamış bazı Dioskurlar ve Tanrıça kabartmalarını inceleyerek, genelde gereken ilgiyi görmeyen Anadolu’da Geç Roma Dönemi halk sanatından bir kesitin tanı¬tılmasına katkıda bulunmaktır[7]. gibi10 11, yazıtta Tanrıçanın adına yer verilmemiştir. 11 no.lu kabartmada Dioskurların Soteres epiklesisi ile anılması dikkati çekmektedir. “Kurtarıcı” anlamına gelen ve başka Dioskur adaklarından da bilinen Soter ekadı ikizle¬rin başlangıçtan beri vurgulanan, yukarıda değindiğimiz işlevlerini çağrış¬tırmaktadır”. Ancak bu epiklesisin kabartmaların adandığı Geç Roma Döneminde pek çok tanrı için yaygınlıkla kullanılarak, sıradan fakat manevi bir anlam kazandığı da bir gerçektir12 * 14. Yazıtlar konusunda dikkat çeken di¬ğer özellikler, üç adak sahibinin Latin adı taşıması (no. 11, 15, 30), birinin ekmekçilik (no. 6), bir başkasının marangozluk (no. 18) ile ilgili bir meslek sürdürmesidir. Çalışma konusu eserlerin büyük bölümünü adak stelleri oluşturmakta, bunlara bir sunak (no. 34) ile Burdur, Gölhisar ilçesi, Çavdır bucağma bağlı Kızıllar köyü çevresindeki iki ayrı yerde saptanan kaya kabartmaları[8](no. 26- 29) eklenmektedir. Steller bölgede karşılaşılan yöresel nitelikli benzerleri gibi[9], kireçtaşı ya da iri kristalli mermerden yontulmuş, gerek stelin, gerekse kabartma ve yazıtın biçimlendirilmesinde, işçilik kaba ve özensiz/bilgisiz bir düzeyden ileriye gidememiştir. Taş trapez biçiminde kesilmiştir. Aşağıdan yukarıya doğru hafifçe daralan levhanın yan ve arka yüzeyleri kabaca düzeltilmiş, steli bir zemine yerleştirmeye yarayacak kama ihmal edilmiştir. Stellerde önceliği alınlıklı aediculadan yalınlaştırılmış tiplerin (no. 1, 3, 5-8, 11-17, 24, 31, 33) yanı sıra, çerçeveli trapez tip (no. 2, 9, 18-23, 25) almakta, kaya kabartmalarında benzer formlar yinelenmektedir. Trapez kesilmiş stelde kabartma alanının kemerli bir çerçeve içine alınması (no. 4) ya da tümüyle çerçevesiz bırakılması (no. 32) birer örnek ile karşımıza çıkan uygulamalardır.

Eserlerin üçte birinde adak yazın koruna gelmiştir (no. 6, 8, 11, 14, 15, 18, 19, 25, 27, 28, 30, 34). Ortak bir kalıbı izleyen yazıt, "6 SEtva 'ta) 86vos Atocrıccipoıs ekrjv / )cıtvcOrpccv- Falanca kişi Dioskurlara adadı" biçiminde, yalnızca adakta bulunan kişi ile adağın yöneltildiği Dioskurların adını içermektedir. Daha önce yayınlanan Anadolu kökenli çoğu adakta da görüldüğü gibi[10], yazıtta Tanrıçanın adına yer verilmemiştir. 11 no.lu kabartmada Dioskurlann Soteres epiklesisi ile anılması dikkati çekmektedir. "Kurtarıcı" anlamına gelen ve başka Dioskur adaklarrıdan da bilinen Soter ekadı ikizlerin başlangıçtan beri vurgulanan, yukarıda değindiğimiz işlevlerini çağrıştırmaktadır[11]. Ancak bu epiklesisin kabartmaların adandığı Geç Roma Döneminde pek çok tanrı için yaygınlıkla kullanılarak, sıradan fakat manevi bir anlam kazandığı da bir gerçektir[12]. Yazıtlar konusunda dikkat çeken diğer özellikler, üç adak sahibinin Latin adı taşıması (no. 11, 15, 30), birinin ekmekçilik (no. 6), bir başkasının marangozluk (no. 18) ile ilgili bir meslek sürdürmesidir.

İncelediğimiz 34 kabartmada bir kadın ve iki genç erkek figüründen oluşan üçlü grup canlandırılmışım İkonografya büyük ölçüde Lykia-Kabalia- Pisidia Bölgesinin sikke ve adak kabartmalarında Dioskurlar ve Tanrıça için geçerli olan figürlü şemaları yansıtmakta, Tanrıça figürünün yerini alan hilal ve/veya Dioskur figürlerinin yerini alan pilos simgelerine, söz konusu böl¬gede örneklenmesine karşın, eserlerimiz arasında rasdanmamaktadır[13]:

Tip 1: Ortada Tanrıça ve iki yanında atlı Dioskurlar, Tip 2؛ Ortada Tanrıça ve iki yanında adarının önünde ayakta duran Dioskurlar, Tip 3: Ortada Tanrıça ve iki yanında ayakta duran Dioskurlar.

Üç grubun ortak özelliği merkezi, ayakta duran, cepheden betimlenmiş Tanrıçanın oluşturmasıdır. Tanrıça bazen bir sekinin üzerindedir (no. 2, 3, 14, 17-22, 26-29, lev. 1, 4-7) [14]. Uzun khitonunun üzerindeki himationa kol¬larını da örtecek şekilde .sarınmıştır[15]. Kabartmalarımızdan no. 2 de vücuda bitiştirilmiş kollar tümüyle mantonun içinde kalmakta[16]; no. 13 de (lev. 4)pozisyon aynı olmakla birlikle, vücuttan bağımsızlık kazanmakta; no. 32 de (lev. 8) her iki elin de göğüs üzerine yerleştirildiği[17] izlenmektedir. Ancak, Tanrıça çoğunlukla kolunu dirsekten büküp, elini göğsünün üzerine yerleş¬tirmiş, sol kolunu ise serbestçe aşağıya sarkıtmıştır (no. 4, 5, 7, 8, 15-24, 26- 29, 34) [18]. Bu eserlerde figürün elinde herhangi bir atribü görülmemekte ya da kesin bir biçimde ayrımsanamamaktadır. Öte yandan, elimizdeki üç ka- barunada (no. 3, 6, 10, lev. 1-3) Tanrıçanın yanında başka betimlerden de bilinen uzun bir asa gösterilmiştir[19]. No. 9 da ise, figür sol elindeki asaya dayanırken, aşağıya sarkıtüğı sağ elinde bir kurban tası[20 ]tutmaktadır (lev. 3). Tanrıçanın daha ender rastlanan atribülerinden dal[21], buradaki eser¬lerde de yalnızca bir kez karşımıza çıkar (no. 31, lev. 8). Figür sağ kolunu aşağıya sarkıüp mantosunun ucunu tutmuş, sol elindeki dalı yukarıya doğru kaldırmışur. İki örnekte belirlenen bir hareket, figürün her iki kolunu yana ve yukarıya açmasıdır. Bunlardan no. 11 de (lev. 3) Tanrıça olasılıkla yanın¬daki adarın başını ya da dizginini tutmakta[22], no. 25 de (lev. 6) baş hizasın¬daki ellerinde bir nesne bulunup bulunmadığı anlaşılmamaktadır[23]. İki ka¬bartmada (no. 1, 12, lev. 1, 3) kolların gösterilmemesine karşın, yandaki at¬lara doğru açılması olasıdır[24]. Tanrıçanın başında genellikle bir örtü (no. 1- 5, 7-9, 12, 14, 17-23, 26-29, 32, 34) ve/veya bir kalathos (no. 2, 6, 8, 23 (?), 32, lev. 1, 2, 6, 8) ya da polos (no. 5, 31, lev. 2, 8) vardır[25]. Doğrudan başın ya da başlığın üzerinde bir hilal (no. 2, 4, 5 (?) 6, 8, 9, 11, 13, 14, lev. 1-4) yükselebilir[26].Üç eserde hilal bir simge gibi, stelin alınlığına yerleştirilmiş (no. 6, 1 6, 31, lev. 2, 4, 8), böylelikle Tanrıçanın, yukarıda değindiğimiz ay ile ilişkisi vurgulanmıştır.

Tanrıçanın iki yanına simetrik yerleştirilmiş atlı Dioskur figürlerini içeren kabartmalar Tip 1 başlığı altında toplanmıştır. Dioskurların at üzerinde canlandırılması Yunan sanatında İ.Ö. 6.yy.dan başlayarak süre giden, daha sonra Roma sanatında da benimsenen bir özelliktir[27]. Üç çeşitleme ile karşımıza çıkan Tip 1 kapsamındaki eserlerin büyük bölümünde (1A ve 1B), atlı Dioskurlar "adeta"[28] adımlarıyla Tanrıçaya doğru ilerlemekte ancak, başlarını izleyiciye, adakta bulunan kişiye çevirmektedirler[29]. Her iki genç de kısa saçlı, sakalsız[30] ve ata binmeye elverişli kısa giysiler içindedir. Figürler kısa tunica üzerine bazan savaşçılık ve dinsel anlamda "kurtarıcı "lık işlevlerini vurgulayan bir zırh kuşanırlar (no. 1, 3, 18, 1 9, lev. 1, 5[31]. Omuzlarını örten manto arkaya doğru savrulur. Tip lA (no. 1-8, lev. 1-3) Dioskurlara özgü bazı atribülere yer verir. Bunlar mızrak (no. 1, 2), kılıç (no. 3-5) ve özellikle Hellenistik Dönemden başlayarak Dioskurlar için tipik sayılan konik başlık pilostur (no. 2, 4-8)[32]. Silah taşıyan Dioskurların hareketi, kompozisyonun bütünü için geçerli olan simetri kuralına dayanır. Silah eğer mızrak ise, soldaki figürün yana doğru açılan sağ elinde, sağdaki figürün sol elindedir[33]. Öte yandan, silahın bir kılıç olması durumunda, soldaki figür sağ eliyle dizgini kavrarken, sol elindeki kılıcı dik bir şekilde ileriye uzatmıştır; sağdaki figür aynı hareketi sağ eliyle yinelemiştir[34]. No. 5 de karşımıza çıkan bir başka seçenek, soldaki figürün sağ elinde, sağdaki figürün sol elinde tuttuğu kılıcı omuzuna dayamasıdır[35].

Eserlerin çoğunluğunu derleyen Tip 1B nin (no. 9-30, lev. 3-8) belirleyici özelliği ise, Dioskurların söz konusu atribülerden tümüyle yoksun gösterilmesidir. Anadolu kökenli Dioskurlar ve Tanrıça adak kabartmalarında en yaygın şema olarak niteleyeceğimiz[36]. Tip 1B, Dioskurları her iki elleriyle dizgini kavrayarak, merkezdeki Tanrıçaya doğru yönelen, silahsız ve başları açık iki genç görünümünde betimler.

Tip 1C yi ayrımsamamıza neden olan Korkuteli, Yeşilyayla kökenli stel (no. 31, lev. 8) çeşitli yönleriyle önem taşımaktadır. Eseri farklı kılan başlıca etmen kompozisyonda belirmekte, üçlü şema bugüne değin yayınlanmış Dioskurlar ve Tanrıça kabartmalarında rastlamadığımız bir uygulamayı yansıtmaktadır. Burada adı Dioskurlar alışılageldiği üzere merkezdeki Tanrıçaya değil, dışarıya yönelmiş, ancak başları ters yöne, Tanrıçaya doğru çevrilmiştir. Atların dışa doğru yönelmesi Tip 2 başlığı ile nitelediğimiz, atlarının önünde ayakta duran figürlerin canlandırıldığı eserlerde saptanabilmekte[37], fakat bilinen atlı Dioskur betimlerinde benzerleri ile karşılaşılmamaktadır. Kabartmamn bir diğer özelliği Dioskurların arasında yer alan Tanrıçanın, elinde bir dal ile betimlenmesidir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, dal Tanrıçanın sık rastlanan atribüleri arasında sayılmamakta, bu yönüyle figür en yakın benzerini yine Korkuteli çevresinden bir kabartmada bulmaktadır[38]. Figürleri karakteristik başlıkları, polos ve pilos ile gösteren Yeşil yayla steli, alınlığında hilal ve iki yanında yıldız motiflerini içermesi açısından tanrısal üçlünün niteliklerine de ışık tutmakta, Tanrıçanı n ay ile ilişkisini, ikizlerin ise yıldızlı, göksel kişiliğini yansıtmaktadır[39].

Merkezdeki Tanrıçanın iki yanında, atlarına binmek yerine, onların önünde ayakta duran Dioskurların canlandırıldıği Tip; 2, incelediğimiz eserler içinde iki kez örneklenir (no. 32-33, lev. 8). ikizler atlarının, Tip 1C deki gibi, Tanrıçaya değil, dışarıya doğru yöneltmişlerdir. Bir elleriyle dizgini tutarlar. No. 32 her iki genci de Tip 1 e özgü atlı Dioskurlardan farklı olarak, çıplak betimler; kısa bir manto yalnızca omuzları örtmektedir[40]. ikizlerin başlarındaki pilostan başka bir atribüleri yoktur. İkinci kabartmada (no. 33) ise, günümüze gelen tek Dioskur zırhlıdır ve bir eliyle atının dizginini tutarken, diğerinde sivri ucu belirgin bir mızrak taşımaktadır. Tip 2, burada incelenen eserlerin bütününe gösterdiği orana koşut olarak, Anadolu adak kabartmaları genelinde de Tip 1 ölçüsünde yaygınlık bulmamaktadır. Bilinen kabartmalar içinde çıplak ya da giyimli, silahlı ya da silahsız, Tip 2 şemasım yansıtan örneklerin hemen hepsi Anadolu dışında üretilmiştir41]. Yalnızca Baal'de saptanan, fakat işçiliği dolayısıyla Anadolu'ya bağlanan bir adak steli atlarının önünde ayakta duran Dioskurları betimler[42]. Bir elleriyle dizgini tutan ikizler bu kez atlarının merkeze doğru yöneltirler. Figürler bir parazonium, kısa kılıç, ile silahlanmış ve no. 33 deki gibi zırh kuşanmışlardır. Lykia-Kabalia-Pisidia'da yöresel adak kabartalarını üreten sanatçılar arasında revaç bulmadığı anlaşılan Tip 2 ve benzerlerinin, yaklaşık aynı dönem ve aynı çevre sikkelerinde benimsenmesi ise, kuşkusuz çarpıcı bir tezat oluşturmaktadır[43] Merkezdeki Tanrıçanın iki yanında ayakta duran ve atlarının dizgininden tutarak, onları dışarıya doğru yönelten çıplak Dioskur figürleri Antoninus Pius ve Caracalla dönemi Kodroula sikkelerinde atribüsüz; Septimius Severus dönemi Isinda sikkesinde mızrak ile; Antoninus Pius dönemi Trebenna sikkesinde mızrak ve başlarının üstünde yıldız motifi ile; Antoninuslar dönemi Termessos Maior sikkelerinde mızrak ve pilos ile betimlenmişlerdir. Ön yüzde Gordianus III portresinin yer aldığı Akalissos sikkesinde pozisyon değişmiştir. Figürler adannı merkeze yöneltirler; pilos ve kılıç ile karakterize edilen ikizler yine çıplaktır. Septimius Severus dönemi Ariassos sikkesinde de atlarının yanında duran Dioskurlann canlandırıldığı izlenmektedir. İki kabartmamızın bire bir karşılığını içerrnemesine karşın, Anadolu kökenli adak kabartmalarına oranla daha yakın örnekler sunan bu sikkelerin yanı sıra, bir grup sikke de Tanrıçayı simgeleyen bir hilal motifi¬nin iki yanına yerleşürilmiş, benzer Dioskur figürlerini içeri[r44]: Sagalassos sikkelerinin arka yüzü üç ayrı dönemde, Hadrianus, Marcus Aurelius ve Claudius Gothicus zamanında, atlarını merkezdeki hilal motifine yönelten Dioskur figürleri ile bezenmişür; figürler tunica ve pilos giyerler. Benzer bir beüme Commodus dönemi Verbe sikkesinde rastlanmakta, bu kez ikizlerin başlarının üzerine yıldız motifi eklenmektedir. Ön yüzünde lulia Mammaea büstünün saptandığı Ariassos sikkesi de atlarının yanında duran çıplak Dioskurları, pilos ve mızrak ile göstermektedir.

Tip 3 ü önceki gruptan ayıran etmen, bu kez adarın gözardı edilmesidir. Bu up için tek örneğimizi oluşturan no. 34, no. 32 deki gibi, ayakta duran Dioskurları yine başlarında pilos ile, çıplak olarak canlandırmıştır (lev. 8). Hareket tümüyle simetrikür. Her iki figürde de serbest bacak merkeze, Tanrıçaya doğru yana açılmıştır. İkizler taşıyıcı bacak yanında yükselen mız¬rağa bir elleriyle dayanırken, diğer ellerinde omuzlarına yasladıkları bir pa- razoniunı taşımaktadırlar. Dioskurlann ikonografyası açısından kabartma¬nın en yakın benzeri Attika, Kephissia’dan İ.S. 2. yy. 2. yarısına tarihlenen bir lahit kabartmasında karşımıza çıkar; pozisyon ve atribülerdeki kimi fark¬lılıklara rağmen, genel şemanın gözlemlenebildiği diğer örnekler de Anadolu dışındandır[45]. Yayınlanmış Anadolu kökenli Dioskurlar ve Tanrıça adak kabartmaları arasında örneğini saptayamadığımız Tip 3 için yine aynı bölgeden birtakım sikkeler aydınlatıcı olmaktadır[46]; Heliogabalus döneminde basılmış Prostarına sikkesinde Tannçayı simgeleyen, merkezdeki hilal motifinin iki yanına, 34 no.lu kabartmadaki tüm ikonografik özellikleri yineleyen Dioskur figürleri yerleştirilmiştir. Sikkedeki figürlerin tek farklılığı başlarının birbirine yönelik olarak, profilden gösterilmesi ve taşıyıcı bacağın değiştirilmesidir. Antoninus Pius dönemi Pednelissos sikkesinde de benzer figürlere rastlanmakta, ancak bu kez kılıç taşımadıkları göze çarpmaktadır. Tip 2 ve 3 ü örnekleyen 32 ve 34 no.lu kabartmalarda Tanrıçanın ya¬nında çıplak ve ayakta betimlenen Dioskurlar, gerek duruş biçimleri, ge¬rekse ikonografik özellikleri bakımından. Tanrıçanın canlandırılmadığı, di-ğer bir deyişle üçlü şemanın söz konusu olmadığı bazı yapıtlardaki figürler ile yakınlık göstermektedirler. İstanbul Arkeoloji Müzesinde korunan ve İ.S. yy. ortalarına tarihlenen “Sidamara Lahdi”nin ana yüzünü iki yandan sı¬nırlayan “Dioskur” figürleri[47], no. 32 dekine benzer şekilde, dışarıya doğru yönelttikleri atlarının önünde ayakta dururlar. Sidamara Dioskurları da omuzlarını örten manto dışında, çıplak betimlenmişlerdir. Ayrılıkları saçla¬rının bir pilos ile örtülmemesidir. Kuşkusuz bu figürlerin canlılığı, vücuttaki hafif burkulma, başın merkeze doğru çevrilmesi ve yüzey işçiliği katalogu¬muzdaki eser ile karşılaştırılamayacak derecede başarılıdır. Fakat sanatçımı¬zın frontaliteyi kıramamasına karşın, figürlerin ağırlığını lahit kabartmasın¬daki gibi, bacaklardan birine vermek istediği, bunu iki figürde simetrik de¬ğil, paralel olarak gerçekleştirmeye çahşuğı anlaşılmaktadır. Öte yandan Selanik’ten bir paye kabartması ikizlerden yalnızca birini yansıtmakta[48] , çıp¬lak figür göğsünü ve omuzlarını örten mantosu, başındaki pilosu, mızrağı ve kılıcı ile no. 34 ü anımsatmaktadır. Ancak, mızrağı serbest bacak, kılıcı taşı¬yıcı bacak tarafında tutması bir farklılık yaratmaktadır. Serbest bacağın ha¬fifçe ileriye uzaulması ve başın bu yana çevrilmesi de, iddiasız bir sanatçı ta¬rafından üretilen, frontalitenin ağır basüğı eserimizde gerçekleşmeyen özel¬liklerdir. İşçiliğe bağlı farklılıklar İ.S. 2. yy.a tarihlenen Perge Dioskur’u[49] açısından da geçerlidir. Bu tam plastik eserde çıplak figür, mantosu, pilosu, taşıyıcı bacağının yanına dayadığı mızrağı ve omuzuna yasladığı parazoniumu ile no. 34 e en yakın örneği oluşturmaktadır. Adı geçen yapıtlara oranla, frontalitenin belirginlik kazandığı bir Dioskur figürü Selanik kökenli sütun başlığın' süslemektedirs[50]. Piloslu genç bu kez tümüyle çıplaktır. Mızrağını no. 34 deki gibi taşıyıcı bacak tarafında tutmuş, fakat öbür elini ondan farklı olarak kalçasına dayanmıştır.. Değindiğiniz bu belli başlı örneklerini tümü, betimleme açısından eserlerimize yaklaşmakla birlikte, stilistik yönden İ.S. 2.-3. yy. halk sanatın' değil, imparatorluk sanatın' yansıtmaktadırlar.

Eserlerin ortaya koyduğu ikonografya ayrıntılı olarak incelendikten sonra, üzerinde durulması gereken belki de en önemli sonuç, Tanrıçanın iki yanındaki Dioskurları - atları ile ya da atsız - ayakta ve çıplak betimleyen Tip 2 ile Tip 3 ün yöresel adak kabartmalarında yaygınlık göstermediği ve en yakın benzerlerini imparatorluk sanatı ürünlerinde bulduğudur[51]. Kabartmalar ile yaldaşık ayrıl zaman ve çevreyi paylaşan Anadolu kent sikkelerinde bu tiplere rastlanmasının nedeni ise, kabartmalara karşıt olarak, sikkelerin imparatorluk sanatının bir uzantsını oluşturmalarıdır. imparatorluk sanatına özgü bazı şemalarm yöresel kabartmalarda bu derece az karşımıza çıkması, Lykia-Kabalia-Pisidia halk sanatının imparatorluk sanatından ne düzeyde etkilendiğini yansıtması açısından kuşkusuz önem taşımaktadır. Burada popüler beğeni kendini göstermektedir. Bölgeye özgü pek çok adak kabarmasında Kakasbos/Heraldes, Sozon, Apollon, Men ve başka tannlan at üzerinde görmeyi yeğleyen yöresel sanatçılar, Dioskurlan da Tanrıça ile birlikte bedmlerken, ikizlerin İ.Ö. 6.yy.dan başlayarak sürdürülen atlı tiplerini benimsemiş, iki adının rol aldığı şemalan üstün tutarak yinelemiştir[52].

Burada incelenen eserler, farklı ikonografik tiplerin varlığına karşın, işçilik yönünden, simetrik üçlü kompozisyonu kalıplaştran, Lykia-Kabalia- Pisidia kökenli diğer Dioskurlar ve Tanrıça kabartmalar' ile uyum içindedirler. Anadolu'nun büyük sanat merkezlerinden uzakta üretilen ve yöresel halk sanatını yansıtan bu yapıtlarda figürler hareketsiz, frontal ve oransızdır[53]. Cepheden gösterilmiş üç figürün yan yana ayakta sıralandığı Tip 2 ve Tip 3 de hareketsizlik ve frontalite kuvvetle egemendir. Bölgenin başka adak kabartmalarında - örneğin çifte baka taşıyan Lykialı tanrı üçlüsünün, üç/dokuz Nymphe'nin betimlendiklerinde - yinelenen bu özellikler, bilindiği gibi, genelde de İ.S. 2.-4.yy. Roma kabartma sanatının anahtar öğelerindendir[54].Bir heykel gibi kıpırtısızca duran Tanrıça= iki yanında "adeta" adımlarıyla ilerleyen adı Dioskurlann canlandırıldığı ana grup Tip 1 belli bir hareketi içermesine karşın, aynı derecede donuk ve "hareketsiz" dir. Tip lA ve 1B de athlar merkeze doğru yönetmekte ancak, başlarını izleyiciye, adakta bulunan kişiye çevirmektedirler. Böylece frontalite ilkesi ile, hareket gerçeklikten bir adım daha uzaklaşmakta, (fakat özne ile nesne, bir başka deyişle tanrı ile ona adakta bulunan kişi, arasında) doğrudan bir bağ kurulabilmektedir. Cansalık ve kuruluğun yanında, kimi kez figürün oturuş biçiminde ve atın bacaklarının durumunda yanlışlıklar vardır (no. 1, 4, 24, 26)[55]. Kabartmaların başlıca özellikleri arasında saydığımız oransızlık ise öncelikle kompozisyonda göze çarpar. Merkezdeki Tanrıça bir seki üzerinde durmadığı örneklerde bile (no. 1, 4, 5...), atlı Dioskurlar ile aynı boyda canlandırdmışdır[56]. Figür ata, baş gövdeye oranla büyüktür (özellikle, no. 1, 2, 4- 7....). Geniş yüzde gözler tüm ilgiyi çekecek derecede iri, buna karşılık ağız küçük ve ince yapılıdır. incelenen eserlerde yüzey işçiliği kaba, özensiz/ bilgisiz bir düzey göstermektedir[57]. Gerek tanrı, gerekse atların biçimlendirilmesinde kemik ve kas yapısının yansıtılması gibi bir kaygı güdülmemiştir. Giysi kıvrımları hareket ya da doku ile ilişki kurulmayacak ölçüde şematiktir. Yaygınlıkla uygulanan sistem eşit aralıklı ve kesintisiz kıvrımlardan oluşur. Saç ve yele tutamları da aynı şekilde mekanik kazımalar ile belirtilmiştir[58]. Daha özenli bir yüzey işçiliği ile yüksek kabartmaya yaklaşan no. 31 bile (lev. 8), özünde hareketsiz, frontal ve oransız üç figürü betimlemektedir.

Sıralanan özellikler ve epigrafik veriler - eta, sigma, omega gibi harfle¬rin yuvarlak karakteri, apices ve ligaturalar - eserlerin İ. S. 2. yy.dan 4. yy. başlarına dek uzandığını ortaya koymakta, bu durum diğer Dioskurlar ve Tanrıça kabartmalarının yanı sıra, aynı dönemlerde yoğunlaşan sikke betim¬leriyle de desteklenmektedir[59]. Eserlerin yalın formu, figürlerin giyimlerine ve atların donanımına ilişkin ayrıntılardan ve belirli bir döneme işaret ede¬cek stilistik kriterlerden yoksun bulunması, onları dar zaman dilimlerine tarihlemeye olanak bırakmamaktadır.

KATALOG

Tip 1 - Tanrıça re atlı Dioskurlar

A)

1. Adak steli

lev. 1

B١': Belirsiz. Antalya Müzesi env. 1.30.82. Kireçtaşı. Şematik ahnhkh aedicula formu, beşgen biçiminde bir çerçe¬veye dönüştürülmüş; akroterler kabaca belirtilmiştir. Oldukça iyi durumda¬dır. y: 34, g: 42, k:11.5, kd: 1,7. Tanrıçanın kolları ve herhangi bir atribüsü gösterilmemiştir. İki yanın¬daki Dioskurlar zırhlı ve mızraklıdır. Manto yoktur. Baş açıktır. Yazıt yoktur.

2. Adak steli

lev. 1

B١7: Belirsiz. Antalya Müzesi env. 3.67.73. Kireçtaşı. Çerçeveli dikdörtgen tiptedir. Yüzey aşınmıştır. y: 20.5, g: 25.8, k: 12, kd: 0.8. Tanrıça bir tabure üzerindedir. Kollar vücuda yapışık durumda, manto¬nun içinde kalmıştır. Başın üzerinde kalathos ve onu taçlandıran hilal göste¬rilmek istenmiştir. Dioskurlarda tunica, kısa manto, kısa çizme, pilos ve mız¬rak aynımsanabilmektedir. Yazıt yoktur.

3. Adak steli

lev. 1

BY: Belirsiz. Antalya Müzesi env. A. 3833. Kireçtaşı. Form no. 1 benzeridir. Yüzey aşınmış, köşeler kopmuştur. y: 29.5, g: 31, k: 10, kd: 1.1 Tanrıça yüksek bir seki üzerindedir. Sağ kolunu dirsekten kıvırarak, karnının üzerine yerleştirmiş, sol eliyle uzun bir asaya dayanmışür. Aşırı de¬recede uzun bacaklı atlara binmiş Dioskurlar tunica, zırh ve kısa çizme giy-mişlerdir. Ellerindeki kısa kılıcı yukarıya kaldırmışlardır. Yazıt yoktur.

4. Adak steli

lev. 1

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 531. 71.75. Kireçtaşı. Dikdörtgen formlu stelde kemerli bir kabartma alanı çukur¬laştırılmış, kemerin üzerinde üç akroter alçak kabartma olarak işlenmiştir. Yüzeydeki küçük hasarlar dışında, iyi durumdadır. y: 21.2, g:21.4, k: 8.7, kd: 1.7. Tanrıçanın göğsü üzerine yerleştirdiği sağ ve aşağıya sarkıtuğı sol eli giy¬sisinin kıvrımları arasında görünmektedir. Başının üzerindeki hilal belirgin¬dir. Dioskurlar kılıçlarını no. 3 deki gibi yukarıya kaldırmışlardır. Ancak bu¬rada zırhlı değildirler ve başlarında bir pilos bulunmaktadır. Yazıt yoktur.

5. Adak steli

lev. 2

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 4742. Mermer. Alınlıklı aedicula formundan şematize edilmiş tiptedir; ka¬bartma alanı dikdörtgen biçiminde çukurlaştırılmış, yan köşelerde iri çıkın¬tılar ile akroterler belirtilmiştir.

Tanrıça figüründe kolların durumu no. 4 deki gibidir. Aşağıya sarkıtıl¬mış sol el mantonun ucunu tutmaktadır. Başın üzerinde bir polosun (ve hi¬lalin?) kalıntıları vardır. Kısa tunica ve manto giymiş olan Dioskurlarda pilos ve omuza dayalı kılıç ayrımsanabilmektedir. Yazıt yoktur.

6. Adak steli

lev. 2

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 7855. Mermer. Form no. 5 dekine yaklaşır; daha özensizce biçimlendirilmiştir. Alınlığın ortasında kazıma ile belirtilmiş bir hilal ve sağında kabaca çizilmiş ışın taçlı Helios büstü yer alır. Yüzey aşınmıştır. y: 33.3, g: 36.4, k: 9.8, kd: 1.6, hy: 1.4. Tanrıçanın sağ kolu dirsekten kıvnlmışur. Sol eliyle uzun bir asaya da¬yandığını anlaşılır. Bir örtü bulunmayan başında, kalathos ve hilal belirgin¬dir. İki elleriyle dizgini kavrayan Dioskurların başlarında pilos, adarda dizgin ve eyer takımları belirtilmiştir. Yazıt alt silmededir:

Mayvos٢o٩xpTOs— Aı]ooKopots £؛x٩v• Magnos adı için bkz. W.Pape-G.E.Benseler, Wörterbuch der griechisc¬hen Eigennamen, Braunschweig 1875(3), 836; L.Zgusta, Kleinasiatische Personnennamen, Prag 1964, no. 841. Adakta bulunan Magnos’un ekmek üretimi ya da satışı ile ilgili bir meslek yürüttüğü anlaşılmaktadır: bkz. W.Pape-M.Sengebusch, Handwörterbuch der griechischen Sprache, Braunschweig, 1880(3), 363 (“artos”, vdd.).

7. Adak steli

lev. 2

B١': Belirsiz. Burdur Müzesi env. 3986. Kireçtaşı. Form no. 1 benzeridir. Yüzey aşınmıştır. y: 22.9, g: 42.8, k: 9.7, kd: 1.9. Tanrıça figürünün pozisyonu 5 no.lu kabartmamızdaki gibidir. Ancak örtülü başında bir kalathos ve hilal taşımamaktadır. Dioskurlar no. 6 daki özellikleri yansıtırlar. Yazıt yoktur.

8. Adak kabartması

lev. 3

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 266. Mermer. Form no. 7 deki gibidir. Sol yan, sağ üst ve alt köşeler eksiktir, yüzey aşınmıştır. y: 46.5, g: 60, k: 20, kd: 2, hy: 1.9. Tanrıçanın hareketi no. 5 deki gibidir; başının üzerinde kalathos ve hi¬lale ilişkin izler bulunmaktadır. Günümüze ulaşabilen sağdaki Dioskurun tunica giyimli olduğu, mantosunun rüzgarla şiştiği görülmekte, başında bir pilos olduğu anlaşılmaktadır. Atlının sağında iki figür merkeze doğru ilerler. Adakta bulunanları canlandıran bu figürler himationa sarınmıştır. Adakta bulunanları gösteren başka Dioskurlar ve Tanrıça kabartmaları için bkz. Chapouthier 25-26 no. 3 (Çaltılar), 38-40 no. 17 (Ali Fahreddin). Yazıt alt silmededir:

E • KOY At OCTKopots en/rıv B)

9. Adak steli

lev. 3

BY: Pisidia Bölgesi. Antalya Müzesi env. 6.14.73. Kireçtaşı. Form no. 2 ye benzer. Kenarlardan küçük parçalar kopmuş¬tur, Tanrıçanın başı eksiktir. y: 26.5, g: 34, k: 11.7, kd: 2. 9. Tanrıçanın aşağıya sarkıttığı sağ elinde bir patera vardır. Sol eliyle asa¬sına dayanmaktadır. Başının üzerindeki hilal belirgindir. Adı Dioskurlar baş¬larını izleyiciye, adakta bulunana çevirmişlerdir. Kısa tunicalarının üze-rindeki manto omuz ve göğsü örtmekte, hafifçe arkaya uçuşmaktadır. Yazıt yoktur.

: Burdur, Günalan köyü (eski Lengüme). Burdur Müzesi etüdluk. Kireçtaşı. Stelin baş tarafı eksiktir. y: 17.3, g: 33, k: 8, kd: 0.9, hy: 1:3. ü؟ figürün de başı günümüze gelmemiştir. Merkezdeki Tanrıçanın sa- gmdaki asaya dayandığı anlaşılır. Dioskurlar no. 9 daki özellikleri yinelerler. İşçilik tahta oymacılığına yaklaşır. Alt silmede A, E gibi bazı harflerin belli belirsiz izleri kalmıştır.

10. Adak steli

lev. 3

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 485. 44.74. Mermer. Alınlıklı aediculadan yalınlaştırılmış stel tipindedir. Kabartma dortgen bir alanda yer almaktadır. Tympanon çukurlaştırılmış, ortasına ka- natlanm açmış ve başını sola çevirmiş bir kartal kabai'tması yerleştirilmiştir. Alınlığın köşelerindeki akroterler kopmuş, yüzey aşınmıştır. y: 22, g: 26.5. k: 5.5, kd: 1.7, Iry: 1.2. Tanrıça yalnızca bir khiton giymiştir. Açık başının üzerinde kaim, uçları küt bir hilal vardır. Figür kollarım iki yana doğru açarak yukarıya kaldırmış- tir. Olasılıkla atların başını ya da dizginlerini tutmaktadır. Dioskurlar duruş ve ikonografa açısından no. 9 daki özellikleri yinelemektedir. Omuzlarının arkasında uçuşan manto, yontucunun ustalıksızlığı dolayısıyla dik bir kanat göriınümü almıştır. Yazıt yatay geisondan başlayarak, alt silmede devam etmektedii": AtooKopots أ]٠ه)ة Faıotı OUE؟؟OS’E7UTO-^(v)١av Or|KEV. Adaka bulunan kişi Latin adi taşımaktadır: Caius Vettius.

11. Adak steli

lev. 3

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi etüdhik. Mermer. Form no. 11 deki gibidir. Sol alt köşe eksikti Figürler no. 11 deki genel özellikleri yinelerler. Bu kez Tanrıçanın kol¬ları tam olarak görünmemekle birlikte, yana doğru açıldığı anlaşılmakta ve örtülü başının üzerinde hilale rasdanmamaktadır. Yazıt yoktur.

12. Adak steli

lev. 4

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi etüdlük. Mermer. Form no. 11-12 deki gibidir. Sol adiyi içeren kenar kopmuştur, sağ alt köşe eksiktir. y: 27.3, g: 30.2, k: 9, kd: 1.1. Figürler no. 11 deki genel özellikleri yinelerler. Farklı olarak, Tanrıçanın kollan iki yana açılmamakta, vücuda yapışık bir biçimde aşağıya sarkmaktadır. Yazıt yoktur. 13. Adak steli lev. 4 BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 194.62.75. Mermer. Form no. 11-13 deki gibidir. Akroterler ve sağ alt köşeden kü¬çük bir parça eksiktir. y: 37, g: 40, k: 14, kd: 1.6, hy: 2. Tannça yüksek bir sekinin üzerindedir. Sağ eli göğsünün üzerindedir. Olasılıkla sol eliyle bu yandaki atın başına ya da dizginine uzanmaktadır. Örtülü başının üzerinde hilal belirgindir. Dioskurlar no. 11-13 deki özellik¬leri gösterir. Yazıt alt silmededir: - - - K٨HC Aıo٠Ko[pots eu] x٦T٧٠ 14. Adak steli lev. 4 BY: Antalya çevresi. Antalya Müzesi env. 1.11.88. Kireçtaşı. Form no. 11-14 deki gibidir. Yüzey oldukça aşınmıştır. YAzıt yoktur.: 34.3, g: 33.2, k: 10, kd: 1, hy: 1.8.

Tanrıçanın duruşu no. 7 dekine benzer. Başının üzerinde kalathos yük¬selir, ayrıca bir örtü yoktur. Dioskurlar no. 11-14 deki özellikleri gösterirler. Yazıt çerçevenin alt kenarına kazınmış, son iki harf sol kenarda devam ettirilmiştir: Tepna ’OKîaovıa EDX٩V. Adakta bulunan kişi Latin adı taşıyan bir kadındır: Tertia Octavia.

15. Adak steli

lev. 4

BY: Belirsiz. Fethiye Müzesi etüdlük. Kireçtaşı. Form no. 11-15 deki gibidir. Alınlığın orta kesimi günümüze gelmediğinden, buradaki bezeme bilinememekte, sol köşede yukarıya dö¬nük bir hilal motifi dikkati çekmektedir. Stel Tanrıça ile soldaki adının ara¬sından dikey bir çizgiyle ikiye kırılmıştır. Sol alt köşe ve tanrıçanın başı ek¬siktir. y: 9, g:26.1, k: 2.5, kd: 0.5. Tanrıça giysisi ve duruş biçimi ile no. 4, Dioskurlar no. 11-15 deki figür¬lere yaklaşmaktadır. Atlar tam profilden beümlenmişlerdir. Yazıt yoktur.

16. Adak steli

lev. 5

BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 7383. Kireçtaşı. Stel no. 1 tipinde, fakat alt kenar dışında, daha ince bir çerçe¬veye sahiptir. Sol üst ve sağ alt köşe eksiktir. y: 28.4, g: 34.2, k: 7.1, kd:1.3. Bir seki üzerindeki Tanrıça kollarının durumu bakımından no. 4 de¬kine benzer. Hiçbir atribüsü yoktur. Adarının bir ayağını Tanrıçanın bulun¬duğu sekiye dayayan Dioskurlar no. 11-15 deki özellikleri yinelerle

17. Adak steli

lev. 5

BY: Belirsiz. Antalya Müzesi env. 2.10.77. Kireçtaşı. Stel no. 2 tipindedir: alt kenar dışında, ؟erçeve kalınlığını yi- tirmiştir. Yüzey oldukça aşınmıştır. y: 39.7, g: 43.2, k: 12.8, kd: 1.6, hy: 5-3.0. Yüksek bir sekinin üzerinde duran Tanrıça genel özellikleri açısından no. 17, Dioskurlar no. 11-17 deki figürlere benzemektedirler. Dioskurlar bu kez zırhlıdır. Göğüste çapraz şerit ve etekte pteryges kazıma ile belirtilmiştir. Manto yoktur. Atlar riimüyle profilden betimlenmiş, dizgin ve eyer takımı gösterilmiştir. Yazıt alt silmededir: 'ArtoM^JVtos TpanÂou TEKTtov Atocopois Enzfiv. Adakta bulunan Apollonios marangozluk ya da benzeri bir sanat ile uğ- taşmaktadır; bkz. Pape-Sengebusch, 1084 (“tekton”).

18. Adak steli

lev. 5

BY: Seki yaylası. Fethiye Müzesi env. 1.13.75.1164. Kireçtaşı. Stel no. 18 formundadır. Sağdaki atlıyı İçeren parça eksiktir. Yüzey aşınmış. Tanrıçanın başı harap olmuştur. y: 33.5, g: 32, k: 11.5, kd: 0.8, hy: 1.5. Kabartma ikonografya ve İşçilik açısından no. 18 in yakınındadır. Yazıt alt silmededir: ’Apteptuv Tpcotkofu ص T| yır, a - on AtooKopots [ة٠ع

19. Adak steli

lev. 5

BY: Belirsiz. Fethiye Müzesi env. 26.2.69.659. Mermer. Stel tipi no. 18-19 dakine uygundur. Köşeler kopmuş, yüzey aşınmış, çatlaklar oluşmuştur. y:3O, g: 33.3, k: 10.2, kd: 0.8, hy,: 2.2. da zırh yoktur. Tanrıçanın başındaki örtü, tutuk ve katı işçilik ne¬deniyle kemerli bir niş görünümü almıştır. Alt silmede bazı harf kalıntıları seçilmekte, fakat çözülememektedir.

21: Adak steli

lev. 5

BY: Antalya, Korkuteli. Antalya Müzesi env. A. 3645. Mermer. Stel tipi no. 18-20 deki gibidir. Solda, atın kalçasını, aşağıda lanrıçanın üzerinde durduğu sekiyi ve sağdaki atın bacaklarını içeren par¬çalar eksiktir. y: 27, g: 35.5, k: 13.3, kd: 1.2. Kabartma ikonografya ve işçilik açısından no. 20 nin yakınındadır. Yazıt yoktur. 20. Adak steli lev. 6 B١’: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 4527. Mermer. Stelde no. 18-21 de görülen tip uygulanmıştır. Yüzey fazlasıyla aşınmıştır, kenarlarda kopuk parçalar vardır. y: 34.2, g: 52.5, k: 10.3, kd: 3.2. İkonografya no. 18-21 dekine yaklaşır. Dioskurların kısa mantosu omuzları ve göğsü örttükten sonra serbestçe arkaya sarkar. Yazıt yoktur.

21. Adak steli

lev. 6

BY: Belirsiz. Fethiye Müzesi env. 2.3.64.13. Kireçtaşı. Stelde no. 18-22 de görülen tip uygulanmıştır. Sol üst köşe kopmuş, yüzey aşınmıştır. y: 38.2, g: 55, k: 9.5, kd: 2.1.

22. Eleyir kaya kabartması lev. 7 BY: Burdur, Gölhisar İlçesi, Çavdır bucağına bağlı Kızıllar köyü yaylası- nin güneyinde, Eleyir mevkiindeki Asarlık Tepesinin bati tarafındadu. Kayanın yüzeyinde dikdörtgen biçimli bir alan çukurlaştırılıp, üç figür ka- bartma olarak işlenmiştir. ١üzey aşınmış, gözenek ve çatlaklar oluşmuştur. y: 40, g: 59, kd: 1.5. Kabartma ikonografik özellikleriyle no. 17 ye benzer. Yaz t yoktur.

23. Küçük Kılıçkaya kabartması lev. 7 BY: Burdur, Gölhisar İlçesi, Çavdır bucağına bağlı Kızıllar köyünün yaklaşık 2.5 km doğusunda. Küçük Kılıçkaya adi verilen yüksek ve dik kaya kutlesinin bati yüzeyinde bulunan. Dioskurlar ve Tanrıçaya âdânmış üç kaya kabartmasından en üstteki. Kaya yüzeyi no. 1 biçiminde çukurlaştırılıp, kabartma alanına paralel kazıma çizgiler ile, bir çerçeve oluşturulmuştur. Yüzey fazlasıyla aşınmış. Tanrıçanın başı tahrip olmuştur. y: 49, g: 61, kd: 10, hy: 1.7.

ikonografya no. 22 deki özellikleri gösterir. Tannçanın başında bir kalathos olup olmadığı kesin bir şekilde anlaşılmamakta, ancak söz konusu kabartmadaki gibi bir seki üzerinde durmayıp, doğrudan ortak zemine bastığın görülmektedir. Yazıt yoktur.

24. Adak steli lev. 6 BY: Belirsiz. Antalya Müzesi env. 1.3.75. Kireçtaşı. Stelde no. 11-16 da görülen tip uygulanmış, fakat çukurlaştırılan tympanona herhangi bir motif işlenmemiştir. Sağ alt köşe kopmuş, yüzey alınmış, figürlerin yüzü tahrip olmuştur. y: 31.4, g: 35.5, k: 12, kd: 1.3. ikonografya no. 23 deki özellikleri yansıtır. Farklı olarak, Tanrıçanın başı tümüyle açıktır. Dioskurların kısa mantolan rüzgarla şişerek uçuşur. Yazıt yoktur.

25 Adak steli lev. 6 BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 92.50.77. Mermer. Stel formu no. 2 deki gibidir. Köşelerden küçük parçalar kopmuş, yüzey fazlasıyla aşınmışur. y: 29.3, g: 33.9, k: 9, kd: 1.3. İki yandaki atlı Dioskurlar ile aynı zemini paylaşan Tannça khiton ve himation giyimli, fakat başı olasılıkla açıktır. İki elini baş hizasıncla yukarıya kaldırdık' anlaşılır. Sağ elinde parmaklar ayrıntılı olarak işlenmiştir. Herhangi bir atribü yoktur. Dioskıırlar no. 22-23 deki özellilderi yinelerler. Yazıt çerçevenin üst kenarından başlayıp, alt silmede devam eder:

ikonografik özellikler no. 17 dekine yaklaşmaktadır. Atların şahlanmayı andıran hareketi sanatçının acemiliğinden kaynaklanmıştır. Yazıt kabartmanın altındadır: - - - OPETON KAP«I>WNOC AtOGKOpoıs e؛[x٩v.

25. Küçük Kılıçkaya kabartması lev. 7 BY: No. 27 nin altındadır. Kaya yüzeyinde no. 2de göriilen stel tipi uygu- lanmıştır. Çerçevenin üst kenarında, ortadan iki yana doğru simetrik gelişen balık kılçığı bezeme göriilmektedir. Yizey aşınmış, figürlerin başı tahrip ol- muştur. y: 36, g: 58, kd: 0.7, hy: 1.52.5. Hareket ve ikonografya no. 27 dekine benzer. Ustalıktan yoksun olan sanatçı, Dioskurlann arkasında uçuşan mantoyu bir kanat gibi biçimlendi- rebilmişfir. Yazıt kabartmanın altındadır:

Kopots ETJ%T٦V.

26. Eleyir kaya kabartması lev. 7 BY: Burdur, Gölhisar İlçesi, Çavdır bucağına bağlı Kızıllar köyü yaylası- nin güneyinde, Eleyir mevkiindeki Asarlık Tepesinin bati tarafındadu. Kayanın yüzeyinde dikdörtgen biçimli bir alan çukurlaştırılıp, üç figür ka- bartma olarak işlenmiştir. ١üzey aşınmış, gözenek ve çatlaklar oluşmuştur. y: 40, g: 59, kd: 1.5. Kabartma ikonografik özellikleriyle no. 17 ye benzer. Yaz t yoktur.

27. Küçük Kılıçkaya kabartması lev. 7 BY: Burdur, Gölhisar İlçesi, Çavdır bucağına bağlı Kızıllar köyünün yaklaşık 2.5 km doğusunda. Küçük Kılıçkaya adi verilen yüksek ve dik kaya kutlesinin bati yüzeyinde bulunan. Dioskurlar ve Tanrıçaya âdânmış üç kaya kabartmasından en üstteki. Kaya yüzeyi no. 1 biçiminde çukurlaştırılıp, ka- bartma alanına paralel kazıma çizgiler ile, bir çerçeve oluşturulmuştur. Yüzey fazlasıyla aşınmış. Tanrıçanın başı tahrip olmuştur. y: 49, g: 61, kd: 10, hy: 1.7. ikonografik özellikler no. 17 dekine yaklaşmaktadır. Atların şahlanmayı andıran hareketi sanatçının acemiliğinden kaynaklanmıştır. Yazıt kabartmanın altındadır: - - - OPETON KAP«I>WNOC AtOGKOpoıs e؛[x٩v.

28. Küçük Kılıçkaya kabartması lev. 7 BY: No. 27 nin altındadır. Kaya yüzeyinde no. 2de görülen stel tipi uygulanmıştır. Çerçevenin üst kenarında, ortadan iki yana doğru simetrik gelişen balık kılçığı bezeme görülmektedir. Yizey aşınmış, figürlerin başı tahrip ol- muştur. y: 36, g: 58, kd: 0.7, hy: 1.52.5. Hareket ve ikonografya no. 27 dekine benzer. Ustalıktan yoksun olan sanatçı, Dioskurlann arkasında uçuşan mantoyu bir kanat gibi biçimlendirebilmiştir.

Yazıt kabartmanın altındadır:

29. Küçük Kılıçkaya kabartması lev. 7 BY: Kabartma no. 28 in sağındadır ve aynı formu göstermektedir. Çerçeve bezemesizdir. Yüzey fazlasıyla aşınmış, figürler tahrip edilmiştir. y: 38, g: 65, kd: 0.6. İkonografyanın no. 27 ye uyduğu anlaşılır. Yazıt okunamayacak dercede aşınmıştır. Kabartma no. 28 in sağındadır ve aynı formu göstermektedir. Çerçeve bezemesizdir. Yüzey fazlasıyla aşınmış, figürler tahrip edilmiştir. y: 38, g: 65, kd: 0.6. İkonografyanın no. 27 ye uyduğu anlaşılır. Yazıt okunamayacak dere¬cede aşınmıştır.

30. . Adak steli lev. 8 BY: Belirsiz. Antalya Müzesi env. A. 2803. Kireçtaşı. Stelden yalnızca sol aün ve merkezdeki Tanrıçanın bacakları ile yazıtın bir bölümü korunagelmiştir. y: 15.9, g: 22.5, k: 7.8, kd: 0.8, hy: 2. Kabartmanın merkezde Tanrıça ve ona yönelik atlı Dioskur figürlerini içerdiği anlaşılmakla birlikte, diğer ikonografik ayrıntılar seçilememektedir. Yazıt alt silmededir: Laropveıvos KopKa[ıvo٦> Aıoo- Kopoıs e؛x١١٧. Adakta bulunan kişi Latin adı taşımaktadır: Saturninus. Baba adı Korkainas için bkz. Zgusta, KP, no. 687.

C) 31. Adak Steli lev. 8 BY: Antalya, Korkuteli, Yeşilyayla. Antalya Müzesi env. 1.1.86. Kireçtaşı. Alınlıktı aedicula tipindedir. Alınlığı taşıyan ince payeler, ya¬lın kaide ve başlıkları, geison ve akroterler belirtilmiş, paye başlığı ve yatay geison stelin yan yüzeylerinde devam ettirilmiştir. Tympanonun merkezinde yukarıya dönük bir hilal ve içinde Selene/Luna başı yer alır. Hilalin iki ya- nda sekiz kollu birer yıldız bulunmaktadır. Alt kenardan küçük parçalar kopmuş, sağ alt köşe ١'e tepe akroteri kırılmıştır. Soldaki atlının tanrıça¬nın yüzünde aşınma vardır.

y: 31.6, g: 39.4, k: 12.8, kd: 2.5.

Dioskurlar ve Tanrıçaya adanmış yöresel steller içinde, anatomik oranlar ve ayrınülar açısından, yansıtuğı titizlik ve yüksek kabartmaya yaklaşan işçilik ile, en kaliteli örnek olarak tanımlayabileceğimiz eserde, merkezi yine Tanrıça oluşturmaktadır. İnce bir khitonun üzerine daha kalın bir khiton giymiş, kalçasına sardığı mantonun bir ucunu sol omuzuna çekmiştir. Ortadan ayrılmış dalgalı saçları omuzlarına dökülmektedir. Başında geniş bir polos vardır. Tanrıça sağ kolunu serbestçe aşağıya sarkıtmıştır. Sol ko¬lunu ise dirsekten kıvırmışür; yukarıya kaldırdığı elinde bir dal tutmaktadır. Tanrıçanın iki yanındaki Dioskurlar onu arkalarına alarak, atlarını dışarıya doğru yöneltmişler, fakat başlarını merkeze çevirmişlerdir. Göğüs altında kuşakla sıkılmış kısa tunica giymiş, mantoyu omuzda tutturmuşlardır. Uzun bukleli saçlarını bir pilos örter. Dioskurlar her iki elleriyle atlarının bir diz¬ginini çekerek, onun da başını izleyiciye çe١irmesini sağlamışlardır. Yazıt yoktur.

Yıldız ve hilal motifleri Dioskurlar ve Tanrıçayı simgelemekte, benzer alınlık düzenlemesine Seki yaylasından bir stelde de rastlanmaktadır; bkz. Robert, BCH 107, 1983, 555-556, res. 1.

Tip 2 - Tanrıça ve atlarının önünde arakta duran Dioskurla

32. Adak steli lev. 8

B١': Belirsiz. Burdur Müzesi env. 7858.

Kireçtaşı. Dörtgen levhanın yüzeyi bir çerçeve işlenmeksizin tümüyle çukurlaşurılmıştır. Üst köşeler kopmuş ve yüzey, özellikle figürlerin başları aşınmıştır. y: 15.8, g: 29.6, k: 9.7, kd: 1.4. Bacakların dik bir şekilde birbirine bitiştirildiği kabartmalarımızın çoğunluğundan farklı olarak, Tanrıça burada ağırlığını sağ bacağa vermiş, serbest bacağını yana açmıştır, iki eli de göğüs üzerindedir. Giyimlidir ve ba¬şının üzerinde bir kalathos bulunmaktadır. Tanrıçanın iki yanında Dioskurların atlan yer almaktadır. Dışarıya doğru yönelen adardan soldaki, her iki ön ayağıyla kübik bir yükseltinin üzerine çıkmış, sağdaki ise yalnızca sol ön ayağını dik bir kayaya dayamışür. Adarının önünde Tanrıçaya benzer bir hareket ile ayakta duran Dioskurlar bir elleriyle atınnın dizginini tutar¬lar. Soldaki, diğer elini önüne doğru kıvırmış, sağdaki ise yana, tanrıçaya doğru açmıştır. İkizler omuzlarını örten manto dışında, çıplak betimlenmişlerdir. Başlarında pilos vardır. Yazıt yoktur.

33. Adak steli lev. 8 BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 486.44.74. Kireçtaşı. Stel no. 5 tipindedir. Üçlü kabartmanın sağ yansı günümüze gelebilmiştir. y: 26.4, g: 16.7, k: 6.9, kd: 2.3. Kompozisyonun no. 32 dekine benzediği anlaşılır. İzler merkezdeki Tannçanın sol kolunu aşağıya sarkıttığına, başının mantosuyla örtülü oldu¬ğunu işaret eder. Günümüze gelen sağdaki Dioskur figürü zırhlıdır ve sol eliyle atının dizginini tutarken, sağ elindeki iri başlı mızrağa dayanmıştır. Başı açık, saçlan uzuncadır. Yazıt yoktur.

Tip 3 - Tannça ve ayakta duran Dioskurlar 34. Küçük adak sunağı lev. 8 BY: Belirsiz. Burdur Müzesi env. 5586. Mermer. Dörtgen sunak alt ve üst kenarlarda taşkın silmelere sahiptir. Alçak kabartma ile alt köşelerde ayaklar, üst köşelerde ise palmet biçimli ak- roterler belirtilmiştir. y: 38, g: 18.7, k: 16, kd: 5, hy: 1.8.

Sunağın yalnızca on yüzeyi kabartma ile bezenmiştir. Tanrıça alışagelmiş giysiler içindedir; mantosuyla Örttüğü başında kalathos yoktur. Sol kolunu aşağıya sarkıtmış, sağ elini mantosunun içinden çıkartarak göğsünün üzerine yerleştirmiştir, iki yanındaki Dioskurlar göğüs ve omuzlarını örten mantoları dışında çıplaktır. Başlarında bir pilos bulunmaktadır. Hareketleri tümüyle simetriktir. Her iki figürde de serbest bacak merkeze, Tanrıçaya doğru yana açılmıştır. Taşıyıcı bacak yanında yükselen mızrağa bir elleriyle dayanırken, diğer ellerinde omuzlarına yasladıkları parazoniumu taşımaktadırlar.

Yazıt kabartmanın üzerindeki düz ve eğik silmeleri kaplamaktadır: MJIO'OVOS — اً]٨د ٦٧اًلإدع ر0٦تىاً ن0اً00٧علاة

Yazıtta ligaturalar dikkati çekmektedir.





































Dipnotlar

  1. Metinde kullanılan kaynaklara ilişkin kısaltmalar Archologischer Anzeiger 1985 ve Archologische Bibliographie 1989'da gösterildiği gibidir. Diğer kısaltmalar, BY= Buluntu yeri, y=yükseklik, g=genişlik kalınlık, kd= kabartma derinliği, hy= harf yüksekliği; boyutlar cm. olarak gösterilmiştir. Levhalarda sıralanan her fotoğrafa eserin katalog numarası verilmiş, ayrıca numaralandınlmamıştır. 1935 yıhnda F. Chapouthier Dioskurlar ve Tanrıça bethnlerini tüm antik çağı ve Yunan-Roma coğrafyasuu kapsayacak biçimde ele almıştır; bkz. F. Chapouthier, Les Dioscures au service d'une delesse, Etude d'iconographie religieuse, Paris 1935. Sonraki yıllarda saptanan Anadolu kökenli eserler ve ilgili yayınlar için bkz. L. Robert, "Documents d'Asie Mineure“, BCH 107, 1983, 553-578; ayrıca, A. Hermary, "Dioskouroi", LIMC 3/1, 1986. 577-580, 587-589 no. 123, 125, 128, 129, 138, 142, 144, 151, 160, 227, 240, 242, 243, 257; P. Frei, "Die Götterkulte Lykiens in der Kaiserzeit", ANRW 2/18.3, 1990, 1784-1786; J.J. Coulton, "Balboura Survey 1988, 1990", 9. Araştırma Sonuçları Toplantısı , Çanakkale 27-31 Mayıs 1991, Ankara 1992, 48; B. İplikçioğlu-G. Çelgin-A.V. Çelgin. Neue Inschriften aus Nord-Lykkn 1, Wien 1992, 20-21 no. 8.
  2. Frei, A/VRW2/18.3, 1990, 1848-1849.
  3. Antik kaynaklar ve ikonografyaya ilişkin geniş bilgi ve kaynakça için bkz. A. FurtwAngler, "Dioskuren", ML 1/1, 1884-1886, 1154-1177; E. Bethe, "Dioskuren", RE 5/1, 1903, 1087-1123; H. von Geisau, "Dioskuroi", Kleine Pauly 2, 1979, 92-94; Hermary, LIMC 3/1-2. 1986. 567-593, lev. 456-477; C. Aug-P.L. Bellefonds, "Dioskouroi in Peripheria Orientali", LJMC 3/1-2. 1986, 593-597, lev. 477481; F. Gury, "Castores", LIMC 3/1-2, 1986, 608-635, lev. 489-503; H.j. Rose, Griechische Mythologie, München 1988, 220-222.
  4. Arternis için adak yazı n taşıyan üç eser bilinmektedir: B. Pace, "Ricerche nella regioni di Conia, Adalia e Scalanova: Escursioni”, ASAtene 6-7, 1923-1924, 445 no. 155 (=Robert, BCH 107, 1983, 560 no. 10) Elmalı yalumndaki Macun Asarı'nda saptanmıştır; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 578 no. 136 (= Chapouthier, 31 no. 10) ve no. 127 ise Anadolu dışındandır. Merkezdeki Tannçanın belirli bir tanrıçamn ikonografyasım yansıtması konusunda bkz. Chapouthier, 71- 80, 119, 151-184, 237-281 no. 63-75.
  5. Bu konuda çeşitli görüşler için bkz. Robert, BCH 107, 1983, 563-565, 567.
  6. Tannçanın ay motifi ile simgelenmesi ve ay ile ilişkisi için bkz. Chapouthier, 54-67, 118- 119, 231-233 no. 37-59; Robert, BCH 107, 1983, 568-569, 578; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 577, 593.
  7. Çalışmamı mümkün kılan Antalya Müzesi Müdürü Sayın Kayhan Dörtlük'e, müze araştırmacıları Sayın Akan Atila ve Ümit Atvur'a, Burdur Müzesi eski Müdürü Sayın Selçuk Başer ve eski Müdür Yardımcısı Sayın Ali Harmankaya'ya, Fethiye Müzesi Müdürü Sayın Güven Güler'e: Kabalia yöresindeki araşurmama yardımcı olan Burdur, Kızıllar köyü muhtarı Sayın İsmail Eryılmaz ile öğretmen Seyit Demirörs'e teşekkürlerimi burada yinelerim. Ayrıca teşvik ve yardımlarını gördüğüm Sayın Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu, Prof. Dr. Erdoğan Merçil, Doç. Dr. Oktay Belli, Doç. Dr. Güler Çelgin ve haritılan çizen Sayın Siihran Belli'ye teşekkür ederim.
  8. Bölgede Dioskurlar ve Tannçaya adanımş Çeşidi kaya kabarunalanna rastlanmaktadır: Kızıllar yaylasında Kızılbel(Chapouthier, 23 no. 1; G.E. Bean, Journeys in Northern Lycia, DenkschiftenWien 104, 1971, 9 no. 6, res. 5; Robert, BCH 107, 1983, 557-558, 571 no. 4, res. 3); Teke Kozağacı/Tyriaion çevresi (C. Naour, Tyriaion en Cabalide, Zutphen 1980, 81 no. 34, 87 no. 40, 91 no. 44, 115 no. 81-82, 129 dpn. 65, lev. 9, 15); Çavgalar (C. Naour, "Inscriptions et reliefs de Kibryratide et Cabalide", ZPE 22, 1976, 132 no. 27, lev. 10); Kayabaş (Naour, ZPE 22, 1976, 130-131 no. 24, lev. 8); Ilyağ (Naour, Tyriaion, 119 no. 87,1ev. 16); Çabalar (Chapouthier, 25-26 no. 3; Robert, BCH 107, 1983, 558 no. 5); Kırkpmar (Naour, ZPE 22, 1976, 128-130 no. 21-23, lev. 8); Alifahreddin (Chapouthier, 38-40 no. 17; Robert, BCH 107, 1983, 558 no. 6); Yazır (Chapouthkr, 40-41 no. 18-19; Robert, BCH 107, 1983, 558-559 no. 7); Macun Asan (Sean, Journeys, 33-34; Robert, BCH 107, 1983, 560 no. 10); Kaynar Alanı (G.E. Bean, "Notes and Inscriptions from Pisictia, Part 2", AnatSt 10, 1960, 50; Robert, BCH 107, 1983, 561 no. 19).
  9. Aynı bölgede sıkhkla karşılaşılan Kakasbos/Herakles/Maseis stelleri malzeme ve işçilik açısından benzer özellikler gösterirler; bkz. t. Delemen, Anadolu'da Atlı Tanrılar (yayınlanmamış doktora tezi), İstanbul 1993, 16, 22, 27, 89-91. Ayrıca krş. H. Metzger, Catalogııe monuments votifi du Mus& d'Adalia, Paris 1952, 13 no. 1 vdd.
  10. Bkz. dpn. 3; Chapouthier, 105; Robert, BCH 107, 1983, 567-568.
  11. Furtvingler, ML 1/1, 1883-1886, 1158; Chapouthier, 33-34 no. 11, 104; Hermary, IJMC 3/1, 1986, 568, 569 no. 9; Frei, ANRW 2/18.2, 1990, 1785 no. 43.10.1. Dioskurlann bu epiklesisine yazıh kaynaklarda da rasdanmaktadır; bkz. O. Höfer, "Soter", ML 4, 1909-1915, 1254-1256.
  12. Höfer, ML 4, 1909-1915, 1247-1272; F. Dornseiff, "Soter", RE 3A/1, 1927, 1211-1221.
  13. Bkz. Naour, Tyriaion, 18-19; Robert, BCH 107, 1983, 556, 578; Hermary, IJMC 3/1, 1986, 577-580.
  14. Chapouthier. 106; Menger. 27; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 577.
  15. 15Chapouthier, 116-117.
  16. Rn. Metzger, 23 no. 9, ler. 3; Robert, BCH 107, 1983, 560 no. 12. 17 Kış. Merzger, 23-24 no. 10, lev. 3; Robert, BCH 107, 1983, 560 no. 13; Naour, Tyriaion, 81 no. 34, lev. 15.
  17. Chapouthier, 116; Naour, Tyriaion, 18-19.
  18. Chapouthier, 116.
  19. Chapouthier, 23-25, 117 no. 2, lev. 1; E. Kalinka, TAM 2/3, 1944, no. 933; Metzger,22 23, 25-26 no. 8, lev. 3; Robert, BCH 107, 1983, 560 no. 11, 556-557 no. 2; Hermary, L/MC 3/1, 1986, 577-578 no. 123 a.
  20. Korkuteli kökenli stel: Chapouthier, 38 no. 16, lev. 7; L. Robert, "Un dieu anatolien: Kakasbos"; Hellenica 3, 1946, 68 dpn. 1; Metzger, 25.
  21. Kış. lev. 9a. Sögüt Gölünün kuzeyindeki Osınankalfalar köyünde bulunan bu kabartma için bkz. G.E. Bean, "Notes and Inscriptions from Cibyratis and Caralitis", BSA 51, 1956, 150 no. 45; Robert, BCH 107, 1983, 561 no. 16. Benzer hareket Sibidounda sikkelerınde de güzlemlenmektedir; bkz. Chapouthier, 51-52 no. 32, lev. 13; H. von Aulock. Münzen und Stadte Pisidiens 1, Tübingen 1977, no. 1363; Robert, BCH 107, 1983, 573-574.
  22. Kış. lev. 9b. Chapouthier, 53-54, 117 no. 36, lev. 15.
  23. Kış. Robert, BCH 107, 1984, 574 no. 28, res. 4.
  24. Chapouthier, 106, 118-120; Metzger, 26.
  25. Chapouthier, 48-54, 118 no. 26-36; Kalinka, TAM 2/3, 1944, no. 933; Metzger, 23, 26 no. 9, lev. 3; Naour, Tyriaion, 81 no. 34; 87 no. 40, lev. 15; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 628-630.
  26. Furtw:ngler, ML 1/1, 1884-1886, 1172-1174; E. Will, Le relief cultuel gr&o-romain, Paris 1955, 113; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 589-590; Gury, LIMC 3/1, 1986, 628-630.
  27. Binicilikte dört zamanlı, yavaş yürüyüş.
  28. Chapouthier, 107.
  29. 30Chapouthier, 109.
  30. Chapouthier, 110; Metzger, 25; Robert, BCH107, 1983, 568; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 577-578, 593 no. 123 a. Ayrıca bira. E.N. Lane, Corpus monumentorum religionis dei Menis 3, Interpretations and Testimonia, EPRO 19, Leiden 1976, 106-107; E.N. Lane, "Men: A Neglected Cult of Roman Asia Minor", ANRW2/18.3, 1990, 2163.
  31. Furmingler, ML 1/1, 1884-1886, 1172-1174; E. Will, Le relief cultuel gr&o-romain, Paris 1955, 113; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 589-590; Gury, IJMC 3/1, 1986, 628-630.
  32. 33Krş. lev. 9a. Chapouthier, 29-30 no. 7; Naour, Tyriaion, 18 no. 2, lev. 7 (=Robert, BCH 107, 1983, 562 no. 23). Tyriaion'un kuzeyinde saptanan bir kaya kabartmasında da olasılı kla Dioskurlar çifte baka değil, mızrak tutmaktadırlar; krş. Naour, Tyriaion, 87 no. 40, lev. 15 (=Robert, BCH107, 1983, 562 no. 25).
  33. Aynı hareket olasılıkla Arvalı stelinde de gösterilmek istenmiştir; bkz. lev. 9c. Louis Robert, söz konusu stel ile ilgili yayımnda (BCH 107, 1983, 574 no. 28, res. 4) Dioskurlarm adannın önünde ayakta durduklanm ve sağdaki figürün sağ omuzunun üzerinde niteliği anlaşılamayan bir nesnenin yükseldiğini befirtir. Oysa bu çok kabaca işlenmiş kabartmada garip bir şekilde adım atan her iki atın ön ve arka bacaklanmn arasında ve ortak zemine basamayacak kadar yukarıda Dioskurların ayakları kesin bir biçimde seçilebilmektedir; blız. Hermary, LIMC 3/1, 1986, 577 no. 123. Sanatçı yeterince usta olmadığından baş ve gövdeyi cepheden, bacakları profilden göstermek ile yetinmiş, figürleri gerçek anlamda atın üzerine oturtamamışur. Aynı yetersizlik olasılıkla sağdaki adının sağ elinde tutup, yukarıya kaldırdığı bir nesnenin omuzundan yükselen bir üğe gibi görünmesine yol açmıştır. Dioskurlann yöresel atribüleri gözden geçirildiğinde sivri uçlu, kısa ve hafif kavisli olan bu nesne bir kı lıç olarak ta mmlanabifir.
  34. Kış. Chapouthier, 52 no. 32; 42; 62 no. 51-52.
  35. Bkz. örneğin, Chapouthier, 23-25 no. 2, 38 no. 16, lev. 1, 8; Metzger, 22-24 no. 8-11, 63- 64 no. 35, lev. 3.
  36. BItz. Chapouthier, 107.
  37. Bkz. dpn. 20.
  38. 39Alınlı kta benzer düzenleme için bkz. Robert, BCH 107, 1983, 555-556, res. 1. Yıldız motifinin DicıA(urları simgelemesi konusunda bkz. Furtwangler, ML 1/1, 1884-1886, 1154, 1162-1163; 1171-1172; Chapouthier, 114-115, 232; Hermary, LIMC 3/1, 1986, 567, 592.
  39. Dioskurların çıplak betimlenmeleri konusunda bkz. Chapouthier, 109; 'Will, 114; Robert, BCH107 , 1983, 568, 677.
  40. Çıplak olarak, kış. Chapouthier, 28-29 no. 6 (Selanik?), 54-55 no. 37 (Peloponnesos?), 55-57 uo. 38-39 (Tegea), 78-79, lev. 2, 3, 5. Atlarını merkeze doğru yöneluniş benzer figürler için bkz. Chapouthier, 31-32 no. 9-11 (Yugoslavya), lev. 6, 8. Giyimli olarak, krş. Chapouthier,48-50 no. 26, lev. 1. (Mısır, Theadelphia). 42 Bkz. Robert, BCH 107, 1983, 575-577, res. 5. Yazar figürlerin omuzlarına dayadı kları nesneyi bir "cetvel ya da sopa" olarak tammlamaktadır. Ancak dpn. 41-42 de sıralanan sikkeler, ayrıca kataloğumuzdaki no. 34 ve ilintili eserler, bunun kısa bir lulıçtan başka birşey olamayacağını göstermektedir. Yunan ve Roma ikonografyasında kı lıç ve parazonium Dioskurların olağan atribüleri arasında yer alırlar; bkz. dpn. 30 ve Gury, LIMC 3/1, 1986, 628.
  41. Chapouthier, 50-51 no. 28-31; von Aulock, no. 403, 796, 969-970, 974, 1003, 1024; Robert, BCH 107, 1983, 577.
  42. Chapouthier, 58-60 no. 43, 45, 45, 46; von Aulock, no. 1399-1405, 1425; Robert, BCH 107, 1983, 54, 577.
  43. Chapouthier, 36-37 no. 15 (Kephissia), 50 no. 27 (Mısır, Meksandria; sikke), 53-54 no. 35-36 (gemnaa; bltz. burada lev. 9b), 60-61 no. 47-50 (KWkia ve Suriye, sikke); 63 no. 54 (Mısır), 66 no. 58 (gemma), lev. 11-12, 15.
  44. Chapouthier, 57 no. 41, 59 no. 44; von Aulock, no. 1189, 1209; Robert, BCH 107, 1983, 574, 578.
  45. Hermary, LIMC 3/1, 1986, 571 no. 39, lev. 459.
  46. Hermary_ L IMC 3/1, 1986, 572 no. 51, lev. 460.
  47. Hermary, LIMC 3/1, 1986, 575 no. 90, lel'. 464.
  48. 50Hermary, LIMC 3/1, 1986, 574 no. 74, ler. 462.
  49. Ayakta çıplak Dioskur tipinin, Klasik Dönem öncille dayanması konusunda bkz Will. 114; Robert, BCH 107, 198.3, 568, 574, 577.
  50. Bkz. dpn. 8 ve 26.
  51. Chapouthier, 101, 106-108; Robert, BCH 107, 1983, 567.
  52. Örnegin, L. Robert. "Dedicaces et reliefs votifs", Hellenica 10, 1955, 5-11, lev. 2; Metzger, 42-45, 65-68 no. 19, 20, 36-541, lev. 6-7; Naour, ZPE 22, 1976, 129 no. 20, lev. 8. Geç Roma sanatının bu özellikkri için bkz. Will, 219-255; R. Bianchi Bandinelli, Rom, Das Zentrum der Macht, Die römische Kunst von den Anfangen bis zur Zeit Marc Aurels, München 1970, 312, 314-316, 320, 323, 324; R. Bianchi Bandinelli, Rom, Das Ende der Antike, Die r5mische Kunst in der Zeit von Septimius Severus bis Theodosius I, München 1971, 3, 63, 374-375; D. Strong, Roman Art, London 1980 (2), 168, 198, 108-211, 226-228, 255, 264; T. Wujewski, Anatolian Sepulchral Stelae in Roman Times, Poznan 1991, 69-84, 97-98.
  53. Aynı özelliklere atlı tanrı Kakasbos/Herakles kabartmalarında da rastlanır; bkz. Delemen, 90.
  54. Bu durum işçilik düzeyinin yanı sıra, üç figüre eşit önem verilmesinden kaynaklarur; bkz. Chapouthier, 106.
  55. Krş. Delemen, 27, 91.
  56. Krş. A. Riegl, Die spatrömische Kunstindustrie, Wien 1924, 1964 (2), 88-92, 128-1229; G. Rodenwaldt, "Rörnische Reliefs, Vorstufen zur Spatantike", JdI 55, 1940, 12-43; G. Rodenwaldt, "Zur Begrenzung und Gliederung der Spatantike", JdI 59-60, 1944-45, 82-84; A.M.McCann, "Beyond the Classical in the Third Century", ANRW2/12.2, 1981, 624-641. 59. Chapouthier, 97-99.

Şekil ve Tablolar