ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Mücteba İlgürel

Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Osmanlı Belgelerinin Dili, Diplomatik, Osmanlı Arşivi

Osmanlı diplomatik ilmi (belge ilmi) nin âbide bir eseri yayınlanmış bulunuyor. Bu eser Osmanlı tarihi üzerinde araştırma yapanların belgeler üzerindeki müşküllerini çözecek ilk müracaat eseri mahiyetindedir. Şimdiye kadar dilimizde yapılmış mahdut sayıdaki yayın ihtiyaca cevap verebilecek hacim ve muhteviyâttan yoksun idi. Böyle derli-toplu, düzen, tertip ve metod bakımından mükemmel bir eser ile bu ihtiyaç karşılanmış oluyor. Bu eserin hazırlanmasında hiç şüphesiz Sayın Prof. Kütükoğlu'nun engin arşiv tecrübesinin önemli rolü olmuştur. Yıllar süren yorucu çalışmaların mahsulu olarak meydana gelmiş bulunan bu eser, giriş, sekiz bölüm ve sonuç olmak üzere planlanmıştır. Ancak kitabın verimli sayfaları başınla da bitmemektedir. Diplomatikte görüntü önemlidir düşüncesiyle metin içine 231 adet şekil de konulmuştur. Bu şekiller sekiz bölümde diplomatik ilmini ilgilendiren açıklamaların yanlarına yerleştirilmiştir. Bunların tipinin en iyi örneği olmasına dikkat edilmiştir. Böylece okuyucuya karşılaştığı müşkülü çözmede kolaylı k sağlanmıştır. Bundan başka eserin 419-605. sayfaları arasında 165 adet ekler kısmı bulunmaktadır. Bu eklerin bir kısmı renklidir. Ekler kısmı seçilmiş belgelerin fotoğraflarını da ihtiva etmektedir. Hemen hemen her belge türünden birkaç örnek verilmeye çalışılmışur. Tabiatiyle bu kısım esere bir kat daha değer kazandırmaktadır. Eserin bibliyografya kısmı da araştırıcıya çok şeyler ifade etmektedir. Sadece arşivlerde müracaat edilmiş olan tasnifler dahi hacim itibariyle göz doldurmaktadır. Başta İngiliz arşivleri olmak üzere yabancı arşivlerden de istifade edilmiş olması çalışmanın ciddiyetini göstermektedir. Bibliyografyaya ait olan "Yayınlanmış Arşiv Belgeleri", "Kanunnâmeler, Münşeat ve Muahedat Mecmuaları, Sefaretnameler, Hatırat Kitabları" ve "İncelemeler" kısımları da dikkat çekicidir. Bundan başka, eserin tahlili indeksi de büyük bir itina ile hazırlanmıştır. Istılahlar ile bazı kelimelerin diplomatik ilmindeki değişik anlamlarının kısa tarifleri çok yararlıdır.

Eserin girişinde Osmanlı Arşivi'nin kısa bir tarihçesi ile Diplomatik ilminin doğrusu ve gelişmesine temas edilmiştir. Burada Milattan önceki devirlere kadar uzandı') dikkat çekici örnekler verilmiştir. Sonra Osmanlı Diplomatiğine geçen Prof. Kutilkoğlu, Abdurrahman Şeref Bey'in "Evrak-ı Atika ve Vesâik-i Tarihiyemiz" adlı makalesindeld, belgeleri klasik devir ve Tanzimat devri belgeleri olarak tasnif etmesine işaret etmiştir. Sonra Musa Kazım Bey'in Divan-ı humayünda tutulan defterleri tasnif edişine de temas eden müellif Diplomatik ilmi üzerindeki çalışmaları n eskiliğini ortaya koymuştur. Bundan başka bazı batılı şarkiyatçılardan Friedrich Kraelitz, Lajos Fekete, Mihail Guboğlu, Jan Reychman ve Ananiasz Zajaczkowski Boris Nedkov ve Asparuh Velkov gibi ilim adamlarının eserlerine ve belge tasniflerine yer verilmiştir. Ayrıca başta İ.H. Uzunçarşılı ve M. Tayyip Gökbilgin gibi Diplomatik ilmi üzerine yayınlar yapmış yakın devir hocaları ile günümüzde bu konuya yayınlarında temas eden ilim adamlarına da işaret edilmiştir.

Birinci Bölüm yazı ve yazı malzemelerine ayrılmıştır. Burada kağıtın tarihçesi, Osmanlılarda kağıt; kalem ve kalemtraş; mürekkep; Arab yazısı, aklam-ı sitte, diğer yazı çeşitleri ve belgelerde kullanılan kısaltma ve özel işaret eder bulunmaktadır. Bahsi geçen malzemelerin tarihi seyri de bu bölümde büyük bir vukufla ve tamamiyle orijinal arşiv malzemesine dayanılarak örnekleriyle anlatılmıştır. Özellikle yazı çeşitlerinden, her birinin nerelerde kullanıldığından ve geçirdiği devirlerden de söz edilmiştir.

İkinci Bölümde belgelerde kullanılan alâmetler ve mühürler bahsi yer almaktadır. Burada tuğra; pençe; kuyruklu imza; mühür bahisleri bulunmaktadır. Tuğranın tarihçesi, tarihi seyri içinde tuğranın gelişmesi; pençenin ve imzanın çeşitleri incelenmiştir. Mühür bahsinde mühr-i humâyündan, şahıs ve makam mühürlerinden, bunların şekil ve muhtevalarından, mühürlerin resmi belgelerdeki baskı sırası ile sahh mühürleri fotoğraf ve şekillerle izah edilmiştir.

Üçüncü Bölüm ise padişaha âit belgelerin izahının yer aldığı kitabın en önemli bölümüdür. Bilindiği gibi padişahın tuğrasını taşıyan ferman, emir, hüküm, nâme, mülknâme, sınırnâme, ahidnâme gibi belgelerle padişahı n bizzat ham bulunan belgeler bu guruba dahildir. Bu bölümde bir fermanın rükün ve şartları, yanlış sebep ve şekilleri ile menşeleri; beratın rükünleri, berat cinsleri, berat verilme muamelesi, beraun özellikleri; nâme-i humâyûn rükün ve çeşitleri ve şekil özellikleri; ahidnâme-i humâyun (muâhede); Hatt-ı humâyün ve çeşitleri, Hatt-ı humâyun özellikleri; İrade-i seniyye ve cins ve rükünleri, İradelerin şekil özellikleri; sebeb-i tahrir hükmü, rükünleri ve muamele kayıtları hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu bölümün araştırıcıya yardımcı olacak en göze çarpan kısmı, belgelerin gönderilen şahsın unvanıma göre çeşitli elkab taşımasıdır. Sabırlı bir çalışma ile bunlar tespit edilip istifadeye sunulmuştur.

Devlet erkânının emir ve arz mahiyetindeki belgelerine âit bilgiler Dördüncü Bölümde incelenmiştir. Burada ilk üst düzey yöneticilerinin emir mahiyetinde düzenledikleri belgelerde kullandıkları buyuruldu incelenmektedir. Önce buyuruldu yazısı tekâmül ve cinsleriyle anlatılmıştır. Bundan başka arz ve telhis üzerine yazılan buyuruldu okuyucuya sunulmuştur. Telhis de bu bölümün konularından biridir. Bilindiği gibi telhis alt kademede bulunan bir görevlinin üst kademedekine yazdığı bir meselenin özetidir. Tabii ilk akla geldi sadrıazamın padişaha sunduğu arzdır. Burada telhis hakkında geniş bilgi bulunmaktadır. Bundan sonra takrir ele alınmıştı r. Mana itibariyle takrir bir işi yazılı olarak ilgili mercie bildirme demek olduğuna göre bu merci padişah veya sadrıazamdır. Daha alt kademedeki bir görevli de takrir takdim edebiliyordu. Bölümün son bahsi arzdır. Resmi görevlilerin bir konu hakkında bilgi vermek veya dilekte bulunmak üzere üst makama sundukları belge olan arz hakkında da geniş bilgi verilmiştir.

Beşinci Bölümün merkez-taşra arası yazışmalara ayrıldığını görüyoruz. Mektub. tahrirat; şukka, telgraf ve adresler bu bölümün esas konulandır. Diplomatik bakımdan mektub, bitik, nâme, nemika, varaka ve risale aynı manda kullanılmıştır. Burada mektubun rükün, elkab ve şekil özellikleri de incelenmiştir. Keza tahriratın rükün ve çeşitleri, yanlış şekline göre, çıktığı daireye göre gruplandırılması yapılmıştır. Telgraf bahsinde Osmanlı Devletinde ilk telgrafın Kırım Harbi sırasında kullanıldığını görüyoruz. Telgraf kâğıtlarındaki ifadelerin ne derecede özenli olduğu resimlerinden dikkatimizi çekmektedir. Öte yandan adreslerin de yazılan ve yazan şahsın mevkiine göre değişiklik gösterdiği ve bunun çok büyük önem taşıdığı anlaşılmaktadır.

Eserin Altıncı Bölümü sehfriçi/dâireler arası yazışmalara ayrılmıştır. Burada anlatılan konular tezkire, kaime, temessilk-tahvil-sened, ilmühaber ve müzekkire olup kitabın en geniş bölümlerinden biridir. Tezkirelerin, çıktıkları dâireye veya veriliş sebeplerine göre pek çok çeşidi bulunmaktadır. Bunların herbiri geniş şekilde izah edilmiştir. Kaime bahsinde çeşitleri anlatılmıştır. Kez temessuk-tahvil-sened, ifade ettikleri mani bakımından aralarında fark yoktur. Diplomatikte temessük bir borcun ödenmesinin kabul edilmesi ile bir şeyin teslim alındığının gösterilmesi gibi hususlarda karşı tarafa verilen bir nevi seneddir. Burada çeşitli temessükler ele alınmıştır. İlmühaber bir dâireden diğerine herhangi bir husus, bir karar veya bir hükmü bildirmek üzere yazı lan belgelere denildiği şeklinde tarif edilip, ilmûhaber çeşitlerine geçilmiştir. Osmanlı diplomatiğinde bir idare veya nezaretin şubelerinden bağlı olduğu üst makama hitaben, herhangi bir konuyla ilgili izin istemek için hazırlanan belgeye müzekkire denilir. Burada müzekkirelerin rükün ve şekil özellikleri anlanlmıştır.

Yedinci Bölümde incelenen bahis dilekçe ve rapor mahiyetindeki belgelerin muhteviyatına aittir. Bu belgeler cins ve muhtevalarına göre arz-ı hal (arzuhal); mahzar; ariza; mazbata ve layiha olarak tasnif edilmiştir. Arzuhal genel olarak rey i veya askeri sınıfın şahsi dilekçeleri olarak tarif edilmektedir. Burada arzuhallerin rükün ve özellikleri yanında, padişaha sunulanlar ile idi arz ve arzuhaller ele alınmıştır. Diplomatik bakımdan mahzar ise yüksek makama sunulacak bir dilek veya şikayetin yazılışında hazır bulunanların onun doğruluğunu tasdik makamında imzaların' koydukları bir çeşit arzuhaldir. Burada mahzarların özellikleri ve kullanılışı izah olunmaktadır. Ariza ise küçükten büyüğe takdim etme, muhtıra manasını taşır. Burada arizanın rükün ve şartları incelenmiştir. Ayrıca arizaların şahısların üst makamlara sundukları birer dilekçe olduğunu da öğreniyoruz. Mazbata bir meclis veya heyetin müzakerelerinin neticesini göstermek üzere bir makama hitaben kaleme aldığı belgedir. Daha ziyade Tanzimat'la birlikte Osmanlı diplomatiğine girmiştir. Bu tarihten itibaren devlet bünyesinde teşekkül eden yeni yeni kuruluşlar mazbata düzenleyip üst makama sunmuşlardır. Bunların bir çeşit rapor olduğu görülmektedir. Layiha bahsine gelince; Osmanlı tarihinde özellikle XIX. yüzyılda ıslahat layıhaları olarak önem kazanmıştır. Bunlar birer rapor olup teftiş, herhangi bir konuda görüş veya bir görev sonunda sunulan layıhalar olarak bilinmektedir.

Sekizinci Bölümün ifta ve kaza organlarınca düzenlenen belgeler bahsine ayrıldığını görüyoruz. Burada fetva, ilim, hüccet, vakfiye ve sûret konularına yer verilmiştir. Fetvamn kelime manası güçlükleri çözen kuvvetli cevaplar manasına geldiği bilinmektedir. Fetva müfti tarafından verilir. Kadı da kanunları uygular. Fetvanın riikünleri ve şekil özellikleri ile sual ve cevap örnekleri burada bulunmaktadır. ilim, Osmanlı diplomatiğinde mahkeme kararını ihtiva eden belgedir. Bir ilimda rüknü teşkil eden unsurlar şunlardır: Davacının hüviyetinin tespiti, davalının hüviyetinin tespiti, dava konusu, davalının cevabı, isbat, hüküm, tarih ve imza ile mühür. Hüccet bahsine gelince: Hüccetler çok çeşitli hususların tespiti için tertip edilmiş olup kadılar tarafından tanzim edilen bir çeşit noterin( belgeleridir. Hücceder şeriyye sicillerine de işlenlidi. Şeriyye sicillerinden yapılan tespitlere göre alım-satım, kira, nafaka, vekalet, vasiyet, kefalet, şehadet, ferağ, borç, hibe, rüşdün isbatı, nezir ve keşif, sulh ve irsaliye gibi konularda hüccet tanzim ediliyordu. Hüccet bahsi eserde örnekleriyle incelenmiştir. Osmanlı cemiyetini yakından ilgilendiren vakıf bahsine gelince: bir kimsenin Allah'a yakın olmak gayesiyle, menkul veya gayr-i menkul mal veya mülkünü dini ve sosyal bir gaye için tahsisidir. Vakfiye ise vakfedilen şeyin vasıfları ve vakfedilme şartlarını ihtiva eden ve kadı tarafından tasdik edilen bir belgedir. Vakfiyenin rükünleri bahsinde tasdik ibaresi, davet, vakıfın tanımı, mitevellinin tanımı, mevkufun tanımı, vakıf şartları ve diğer konular yer almaktadır. Bu bölümün son bahsi sûrettir. Şimdiye kadar pek dikkati çekmemiş bir konudur. Senet kadıların noter vazifesi görerek verdikleri bir belgedir. Elinde ferman, berat v.s, olan bir şahıs, aslını kaybetmek tehlikesine karşı sûretini kullanırdı. Sûretin hakiki olduğu ise ancak bir kadı tasdiki ile anlaşılırdı.

Eserden anlaşıldığına göre Osmanlı diplomatiği mükemmel kaideler üzerine oturtulmuştur. Ancak bu gelişmeler tedrici bir yükseliş ile olmuştur. Müesseseler zaman içinde olgunlaşırken belge ilmi de gelişip inkişaf etmiştir. II. Mahmud devri ile Tanzimat dönemi ise Osmanlı diplomatiğinde önemli değişikliklerin başladığı dönemdir. Mesela bütün belgelere tarih ve imza konması yaygınlaştırılmaya başlanmıştır. Nezaretlerin kurulmasıyla bir evrakın daireler arasındaki seyri tamamen değişmiştir. Kez â ferman ve beratların kullanıldıkları yerlerin giderek azaldığı da görülmektedir. Tanzimat'la Osmanlı diplomatiğinde başlayan önemli değişiklikler eserde gösterilmiştir. Eserde belgelerin arka yüzlerinin de diplomatik açıdan önemli olduğu belirtilmiştir. Belgelerde kağıt ebadının, muhteviyat, konu, imza, göreceği muamelenin özelliği ile ilgili olduğu da eserde bahsedilmektedir. Kez i belgelerden hangisinde mühür kullanıldığı bazılarında gerekmediği de izah edilmiştir. Her bölüm sonunda yer alan sonuç kısımlarında, okuyucuya kısaca bilgi verecek özellikler gösterilmiştir.

Burada zikredilmesi gereken önemli bir husus da, kitabın mükemmel bir baskısının olduğudur. Büyük boy kuşe kağıdına basılmış olan eserde renkli veya renksiz resim ve şekillerin de sayfalara yerleştirilişinde büyük dikkat sarfedildigi anlaşılmaktadır. Kitap bu haliyle de muhteviyatına uygun düşmüştür.

Sonuç olarak elimizdeki eser, Osmanlı tarihi üzerinde çalışanların ve arşivcilerin birçok müşkülünü çözebilecektir. Kısacası belgeden istifade etmenin ve iyi bir diplomatik analiz yapmanın yollarını gösterecektir.

PROF. DR. MÜCTEBA İLGÜREI.