ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Ekrem Memiş

S.Ü. Eğitim Fakültesi Tarih Anabilim Dalı Başkanı

Anahtar Kelimeler: Hitit Sarayı, Anadolu, Asur Ticaret Kolonileri Devri, Kuşşara Krallığı, Anitta, Hitit Kraliçeleri

Bilindiği üzere, Anadolu'nun tarihteki ilk siyasi birliğini sağlayan ve hemen sonrasında da iki yüzyıldan beri Anadolu'nun zengin maden kaynaklarını sömüren Asurlu kolonistleri sınır dışı ederek, Anadolu'daki Asur Ticaret Kolonileri Devri'ne (M.Cı. 1950-1750) son veren Kuşşara kralı Anitta, Hitit krallarının atası olarak kabul edilmektedir [1]. Bu yüzdendir ki, Hitit devletinin siyasi tarihini Kuşşara Krallığı ile başlatmanın daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Ancak biz burada Hitit siyasi tarihi içinde kraliçelerin oynamış olduğu rolü, daha doğrusu Hitit Icraliçelerinin devlet içindeki etkinliklerini ele alarak, meseleye yeni boyutlar kazandırmaya çalışacağız.

Yalnız, Hitit kraliçelerini ele almadan önce, Asur Ticaret Kolonileri zamanında yaşayan şehir devletlerinde Kraliçelerin fonksiyonu ne idi? sorusuna cevap vermenin, konuya bütünlük kazandırmak bakımından yararlı olacağı görüşündeyiz.

Kültepe kazıları neticesinde ortaya çıkarılan ve Asurlu tüccarlara ait oldukları bilinen ticari ve hukuki nitelikli tabletlerden dolaylı olarak öğrenildiğine göre, M.Ö. 2. Binyılın başlarında, Anadolu'nun her şehrinde bir krallık hüküm sürmekte idi. Bu şehir devletlerini idare eden krallara ya da beylere "rubaum" denilmekte idi [2].Rubaum'ları n devlet idaresindeki en büyük yardımcı ları ise "rubatum" adı verilen kraliçe veya beyçelerdi[3]. Yazılı belgelerden anlaşıldığına göre rubatumlar, devletin özellikle ticaretle ilgili meselelerinde son derece etkili idiler. örneğin Kaniş-Karum'un II. kat yazılı belgelerinden çok iyi tanıdığımız Asurlu tüccar Puşuken, yolsuzluk yaptığı ve vergi kaçırdığı gerekçesiyle, Kaniş rubatumu (kraliçesi) tarafından tutuklattırılarak, birkaç defa hapse attırılmıştı [4]. Aynı kraliçe, yakın çevresindeki şehir devletlerinin yöneticilerine de durumu haber vererek, Asurlu tüccarların memlekete kaçak mal sokma ihtimallerinden söz etmekte ve dolayısıyle komşulannı uyarmakta idi [5]. Bu devrin diğer şehir devletlerinde de rubatum'ların özellikle ticari konularda etkin roller oynadıkları, belgelerden anlaşılmaktadır[6].

Asur Ticaret Kolonileri döneminin şehir devletlerinde rubaumlann en büyük yardımcıları olan rubatumlann, devlet içindeki fonksiyonları kısaca böyle idi. Acaba, Koloni devrinden sonra başlayan Hitit Devleti zamanında kraliçeler, devletin hangi kademelerinde hangi görevleri üstlenmişlerdi? Saray içindeki hak ve yetkileri nelerdi?

Hitit Krallarnın atası olarak kabul edilen Kuşsara kralı Anitta ile onun ölümünden sonra tahta geçtiği sanılan oğlu Peruva zamanındaki lcraliçelerin kimlikleri hakkında ne yazık ki, hiçbir bilgiye sahip değiliz. Ancak, M.Ö. 1700-1450 yılları arasında tarihlenen Eski ve Orta Hitit Devletleri zamanında iş başına gelen krallar ve onların eşleri olan kraliçeler hakkında, tatmin edici olmamakla beraber, söz konusu devirlere ait arşiv belgelerinden bilgi edinmemiz mümkün olmaktadır. Buna göre, ilk hükümdar çiftinin Hattice adı T/Labarna ve Tavananna, M.Ö. 15. Yüzyıldan itibaren Hitit kral çiftinin unvanı olmuştur[7]. Hitit'lerin dilinde ise Tabarna-"Egemen Kral", Tavananna- "Egemen Kraliç" anlamlarına geliyordu.

Yakın zamanlara kadar, Labarna ile I. Hattuşili'nin farklı kişiler oldukları zannediliyordu. Fakat artık, Labama'nın Hattuşaş şehrini zaptettikten sonra, "Hattuşaş fatihi" anlamına gelen Hattuşili lâkabını aldığı bilindiğinden [8], Labarna'nın icraatlan ile I. Hattuşili'nin icraatlannı aynı pota içinde değerlendirmemiz icabetmektedir.

Durum böyle olunca, karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır. Kral Labarna'nın (I. Hattuşili), Tavananna'dan başka iki eşi daha vardır. Bunlar Haştayar ve Kudduşi isimli kadınlardır.

I. Hattuşili (Labarna)'nın Hititçe ve Akkadça olmak üzere çift dilde kaleme alınmış olan vasiyetnamesinden öğrenildiğine göre, Haştayar'ın oğlu prens Huzzia önceden veliaht olarak tayin edildiği halde, daha sonra veliahtlı ktan azledilerek [9], yerine prens I. Murşili veliaht olarak tayin edilmişti. İşte ne olduysa bundan sonra olmuş, Haştayar, sarayı n ileri gelenleri ile beraber bu duruma isyan etmişti. Söz konusu belgeden anlaşıldığına göre Haştayar, meşrü kraliçe olmayı p, Hattuşili'nin gözdelerinden biri idi. Sommer ve Goetze'ye göre ise Haştayar, I. Hattuşili'nin eşlerinden birisi idi, ancak meşrü kraliçe değildi. Çünkü vesikalarda, "Tavanannâ" veya "SAL.LUGAL" yani "Kraliçe" unvanı ile zikredilmiyordu [10]. Üstelik, kötü kalpli ve nankör bir kadın olmalı ki, Hattuşili, söz konusu vesikasında onu "bir yılan"a benzetmektedir.

Kral listelerinden öğrendiğimize göre[11], I. Hattuşili'nin eşlerinden birisi de Kraliçe Kadduşi'dir. Ancak, ismi dışında, bu kraliçe hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.

Acaba Hattuşili'nin gerçekten üç tane karısı var mı idi? Bize öyle geliyor ki, Tavananna (I), Hattuşili'nin eşi idi. Fakat bu kraliçenin ölümünden sonra kral, belki de iktidarının sonlarına doğru Kraliçe Kadduşi ile evlenmişti. Haştayar ise kralın gözdelerinden biri olmadığı gibi, Sommer ve Goetze'nin iddia ettikleri gibi sıradan bir eş de değildi. Bize göre Haştayar, doğrudan doğruya kralın kız kardeşi veya ablasıydı. Eğer bu görüşümüz doğru kabul edilirse, meseleyi izah etmek son derece kolay olacaktır. Bilindiği gibi, Hitit ailesi baba erkil bir yapıya sahiptir. Bu tip ailelerde, babanın hakimiyeti söz konusudur.Halbuki, Hititler öncesinde Orta Anadolu'da yaşayan Hatti kavmi, belgelerden anlaşıldığı kadarıyla, ana erkii bir aile yapısına sahipti. Buna göre, ailenin hakimi kadındı. Hatti'lerde kraldan sonra yerine geçecek olan veliahtın tayini de bu aile yapısına uygundu. Gerçekten, kraldan sonra iktidara kendi oğullanndan biri değil, fakat kız kardeşinin oğlu geçiyordu. Kanaatimize göre, Hititler de, ilk dönemlerinde, bu yerli Anadolu kavminin geleneklerini bir müddet daha sürdürmeyi, belki de politik çıkarlarına uygun görmüşlerdi. Fakat daha sonra, yavaş yavaş kendi öz aile yapılarına dönmenin gereğini anlamışlardı ve bu yoldaki ilk hareketi de I. Hattuşili yapmış ve kız kardeşinin oğlunu veliahtlıktan azlederek, yerine kendi oğlunu veliaht tayin etmişti.

Yukarıda sözünü ettiğimiz kral listesinde daha sonra şu kral ve kraliçeleri görüyoruz:

I. Murşili ve eşi Kraliçe Kali

I. Hantili ve eşi Kraliçe Harapşili

Ammunaş ve eşi Kraliçe Tavananna(II)

Telepinuş ve eşi Kraliçe iştapariaş.

Adı geçen lcraliçelerden I. Murşili'nin eşi Kah hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Ancak, I.Murşili'nin kız kardeşi ve I. Hantili'nin eşi olan Kraliçe Harapşili hakkında, Telepinuş fermanında da birkaç cümle ile söz edilmektedir ki, buna göre, adı geçen kraliçe, Hitit-Hurri mücadeleleri sırasında Huni'lere esir düşmüş ve oğullanyla birlikte götürüldüğü Şugzia şehrinde katledilmişti [12]. Kraliçe iştapariaş ise Ammunaş-Tavananna (II) kral çiftinin kızları olup, Telepinuş ile evli idi. Eski Hitit Devleti'nin son kralı olan ve çıkarmış olduğu fermanı ile tanınan Telepinuş'tan sonra, Eski onasya'ya yeni bir kavimler göçü olmuş ve Hint-Avrupa kökenli Mitanniler, Habur nehri ve kollarının suladığı Münbit Hilâ1 bölgesine gelip yerleşmişlerdi [13]. M.Ö. 1500-1450 arasına tarihlenen bu dönem, Eski Doğu'nun Karanlık Çağı olarak bilinir. Dolayısıyla bu ara devri aydınlatan vesikalar son derece kıttır. Elli yıllık bu ara devirde yaşayan Hitit kral ve kraliçelerinin adlarını yine bir kurban listesinden öğreniyoruz [14]. Buna göre, aşağıdaki krallar' ve kraliçeleri birlikte görüyoruz:

Alluwamna ile Kraliçe Harapşeki

Zidanza(II) ile Kraliçe iyaya

Huzzia(II) ile kraliçe Şummiri

Görülüyor ki, Eski ve Orta Hitit devletleri zamanında, kraliçelerin siyasi. hayatta fazla bir etkinlikleri yoktu. Ancak I. Hattuşili'nin gözdesi ya da kız kardeşi olması gereken Haştayar, oğlunun taht üzerindeki hakkını korumak için birtakım entrikalar çevirmeye kalkıştı ise de, bunda başanlı olamamıştı.

II. Tuthalya ile başlayan ve II. Şuppiluliuma ile sona eren Yeni Hitit Devleti lcraliçelerine gelince; bu devrin başlarına ait belgelerden iki kraliçenin adını ökrenmekteyiz. Bunlardan birincisi, II. Tuthalya'nın eşi Kraliçe Nikalmati'dir. Kraliçe Nikalmati'nin adı[15], "Krali kurban listelerrnde geçtiği gibi, kendisinden sonra kraliçe olan Aşmunikal'e ait mühür baskısı üzerinde de çivi yazısı ile yazılmış olarak onun ismi geçmektedir: "LA.§- mu-ni-kal SAL. LUGAL.GAL DUMU.SAL Ni-kal-ma-ti. Bundan başka, bazı dini metinlerde de II. Tuthalya-Nikalmati çiftinin adları geçmektedir. Örneğin, Boğazköy Krallık Arşivi yapılanndan en büyüğü olan "A" binasında bulunan bir grup tabletin metin kompozisyonuna göre (a.y.IV, Tuthalya ve Nikalmati, Zıpalaınaviya adlı kadının "kötü sözlerinden ve "büyükler„ inden kurtulmak için, bir kefaretle uzaklaştırma ritüeli düzen- 'etmişlerdir [16]. Metinden anlaşıldığına göre, büyüyü yapan kadın, bizzat Tuthalya'nın kız lcardeşidir (6.y. 1,25 vd.). Dini bir metin olmasına rağmen çağının siyasi olaylarına da ışık tutan bu belgeden, saraydaki taht kavgalarına son vermek amacıyla bir ferman çıkaran Telepinuş'tan sonraki dönemlerde bile, saray entrikalannın ve hanedan kavgalarının devam ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Entrikalann başlıca nedeni, hiç şüphe yok ki, saltanat hurma dayanmakta ve hüküm süren kalın en yakını, yani kız kardeşi, bu karanlık işlerde baş rolü oynamaktadır [17].

Yeni Hitit Devleti'nin erken dönemlerinde karşımıza çıkan ikinci kraliçe yukarıda sözünü ettiğimiz Kraliçe Nikalmati'nin kızı olan Aşmunikal olup, I. Arnuvanda'nın eşidir [18]. Bu kraliçeye ait ilgi çekici birçok belgeyi tanıyoruz ki, bunlardan biri, SAL.SUFJUR.LAL unvanlı Kuvatalla adlı bir kadına toprak bakışı yapıldığını bildiren ve hükümdar çiftinin mührünü taşıyan belgedir. Bu vakıf protokolünde kraliçe, kralın yanında eşit bir mevkide yer almaktadır. KBo V, 7'de(— CTH 223) neşredilen metnin ortasında, oldukça bozuk bir vaziyette, kraliçe Aşmunikal'in eşi kral Anıuyanda ile ortak mühür baskısını görüyoruz. Mühür baskısının çivi yazılı,içiçe çember şeklindeki lejand kısmında, Krali unvanları "tabarna” ve "tavananna''ile özel adları da zikredilmektedir: "tabarna" Arnuvanda LUGAL.GAL ve tavananna Mmunikal SAL.LUGAL.GAL”. Aynı lejand'da kraliçenin şeceresi de verilmiş olup, kendisinin Nikalmati ile II. Tuthalya'nın kızı olduğu anlaşılmaktadır. I. Arnuvanda da II. Tuthalya'nın oğlu ve halefi olduğuna göre, demek oluyor ki, adı geçen kraliçe, erkek kardeşi ile evlenmiş oluyordu. Halbuki, Hitit kanunlarından öğrendiğimize göre, kardeşler arasındaki evlilik şöyle dursun, birinci dereceden akrabalar arasında gerçekleşebilecek bir evlilik dahi ölümle cezalandınlırdı. O halde, bu karmaşık mesele nasıl çözümlenecektir? H.Otten [19], konuyla ilgili olarak şu ihtimalleri düşünmektedir:

a)Tuthalya ve Nikalmati Arnuvanda'yı evlat edinmişlerdir.

b)Arnuvanda, Tuthalya'nın başka bir kadından doğan çocuğudur ve iki üvey kardeş krallığı beraber yönetmişlerdir.

c) İki üvey kardeş birbiriyle evli idi.

Ekrem Akurga[20], bunlardan akla en uygun teklifin, Arnuvanda'nın Tuthalya ile Nikalmati tarafından evlat edinilmiş olması ihtimali olduğunu düşünmektedir. Buna karşılık Thomas Beran, daha değişik bir görüş ileri sürmektedir [21]: Anlaşıldığı kadarıyla Tavananna Nikalmati, kocası II. Tuthalya'nın sağlığında ölmüş ve Hitit kralı bir daha evlenmemiştir ve oğulları da olmadığı için, yegane varisleri prenses Aşmunikardir, ve o da henüz bekârdır. Bu sebepten Aşmunikal, annesinin ölümü üzerine doğrudan doğruya tavananna olarak tayin edilmiştir. Bu sıfatla o, hem babası hem de sonradan üvey kardeşi döneminde (yani Arnuvanda ile beraber) tavananna olarak hüküm sürmüştür.

Görülüyor ki Aşmunikal, annesinin ölümü üzerine boşalan tavananna, yani egemen kraliçe mevkiini, hem babası II. Tuthalya hem de üvey kardeşi ve kocası I. Arnuvanda zamanında korumuştur.

I. Arnuvanda- Aşmunikal çiftine ait diğer bir belge, dini bir metin olup, kült şehri Nerik hakkında tanzim edilmiş bir duadır [22]. Barbar Gaşka kavminin hücumlanndan şikayet edilen bu dua metninde, Hitieler tarafından Nerik'in Fırtına Tannsı'na sunulan kurbanlara Gaşkagarın dokunmamaları istenmekte ve herhangi bir kötülükte bulunmamalrı yolunda onlardan söz alınmaktadır [23].

Kraliçe Aşmunikal'in "ENA4 — Taş ev — Mosole" bekçilerinin uymaya mecbur oldukları hükümleri ihtiva eden ve bizzat kendisinin yazdı rdığı dikkat çekici bir belge daha vardır ki, bir çeşit yönetmelik olduğu zannedilen bu metin, Prof. Dr. H. Otten tarafından yayınlanmıştı r [24]. A.M.Darga'ya göre [25], bu metinde zikredilen "Taş evler", kralların öldükten sonra yakılan cesetlerinden kalan küllerin saklandığı "Krali Mosoleler" olmalıdır. Bu yapılarda görevli kalabalı k personelin, vergiden muaf tutulmasından da söz edilmektedir [26].

Bütün bu belgelerden anlaşılıyor ki, Yeni Hitit Devleti'nin ilk dönemlerinden itibaren kraliçeler, gerek memleket işlerinde, gerek politikada, gerekse dini sahalarda etkili olmaya başlamışlardı r ki, bunun en belirgin işareti, bağımsızlık ve etkinliğin sembolü olan Tavananna unvanlı mühürlerdir.

Yeni Hitit Devleti krallanndan I. Suppiluliuma, önasya'nın büyük devletlerinden biri olan Mitanni devletini yıkarak, Hitit devletini imparatorluk haline getirmiştir. Bu yüzden, I. Suppiluliuma'dan başlayarak devlet yıkılıncaya kadar iktidarı paylaşan kraliçeleri, Büyük imparatorluk Çağı Kraliçeleri olarak telakki edeceğiz.

Eski önasya dünyasında, Büyük imparatorluk Çağı Hitit kraliçelerinin apayn bir yeri vardır. Hatuşaş, Tel Amarna ve Ugarit devlet arşivlerine ait pekçok belgede, söz konusu dönem kraliçeleri hakkında tatmin edici bilgiler bulmak mümkün olmaktadır.

Şu noktayı hemen belirtmek lâzımdır ki, Hitit kraliçelik kurumu, çağdaşı devletlerin kraliçelik kurumlanndan çok farklı bir görünüm arzetmektedir. Çünkü, Mısır ve Mezopotamya'da kraliçe, memleketin mutlak hakimi olan kralın yalnızca eşidir. Birtakım dini görevleri dışında, hiçbir politik yetkisi ve ülke üzerinde nüfuzu yoktur. Halbuki Hitit kraliçelik kurumunun başında bulunan SAL. LUGAL. GAL "Büyük Kraliçe" (Hititçesi şakuvaşşar) ve tavananna "Egemen Kraliçe", Hitit kralına eşit, memleketinde hükmetme yetkisi olan, dış politikaya bizzat karışan, devletlerarası hukukta söz sahibi, krallığın bağımsız bir kadın temsilcisidir[27].

Büyük Kraliçe- SAL.LUGAL.GAL, egemen kralın meşreı eşidir. Fakat o, bütün resmi ve dini törenlerde, kralın yanında ve zaman zaman da bağımsız olarak, kendisine verilen geniş yetkileri kullanmasına rağmen, Hitit kralının tek eşi değildir [28]. Anlaşıldığı kadarıyla, Hitit krallarının bir haremi vardır ve burada çeşitli unvanlar taşıyan harem kadınları bulunmaktadır. Buna göre, kraliçeden sonra ESER-TU gelmektedir ki, A.Goetze'ye göre bu kelime "kapatma" anlamına gelmektedir [29]. H. Otten ise, söz konusu kelimeyi "ikinci kadın" olarak düşünmektedir[30]. Meşnl kraliçenin çocuğu olmadığı takdirde, bu kadının ilk oğlu tahta geçme hakkına sahiptir [31]. ESER-TU, ancak hür doğmuş kadınlardan olabiliyordu. Hitit kralı Muvattali'nin meşrü bir oğlu yoktu. Bu nedenle, bir ESER-TU kadından olan oğlu Urhi-teşup (taht adı III. Murşili) kısa bir zaman Hitit tahtını işgal etmişti [32].

Yazılı belgeler, Hitit kraliçelerinin görevleri hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Elimizdeki vesikalar daha çok "Büyük Hitit Imparatorluğu” nun en parlak döneminin (Mö. 1380-1250) kraliçelerini tanımamızı mümkün kılmaktadır.

Şimdi, bu parlak çağın kraliçelerini, "kurban listeleri" [33] ve krali mühür baskılannın [34] yardımıyla tanımaya çalışalım.

Hitit tarihinin en büyük şahsiyeti, hiç şüphe yoktur ki, devleti imparatorluk haline getiren Büyük Kral I. Şuppiluliuma (Mö. 1380-1335)'dır. Yukanda sözünü ettiğimiz belgelerden öğrendiğimize göre, bu kralın üç eşi vard1 [35]. Bu hanımlar, Daduhepa, Hinti ve Tavananna (II!) adını taşırlar. Bu hanımlardan ilk ikisi hakkında yeterince bilgi sahibi değiliz. Adlanndan, Hurri kökenli asil kadınlar oldukları anlaşılıyor[36]. Şuppiluliuma'nın sonuncu ve üçüncü karısı Tavananna (III)'nın, Ugarit sarayı güney arşivi buluntuları sayesinde, Babilli bir prenses olduğu kesin olarak bellidir [37]. Şuppiluliuma ile ortak olan bu mühür baskılarında sol tarafta, lcraliçenin Hitit Hiyeroglif yazısı ile genç kızlık adı bulunmaktadır. Ne yazık ki bu adı hala-kesin olarak- okuyamıyoruz. Güterbock, “Malnigar okunuşunu teklif etmiştir [38]. Aynı adı Boğazköy mühürlerinin birinin ortasında çivi yazısı ile buluyoruz: ma-al-ni-gal SAL.LUGAL (SBo I 84). Bu mührün orta alanını çerçeveleyen çivi yazılı lejand'da "Kral Murşili, unyanı okunur ve bir de Ta ile başlayan bir kadın adının ilk işareti kalmıştır. A-M. Darga[39], bu adı, SAL Ta(-va-na-an-na) olarak tamamlamak düşüncesindedir.

Boğazköy kökenli iki bulle üzerinde de bu lcraliçenin adı tek başına, çivi yazısı ile yazılmış olarak görünmektedir. Böylece, söz konusu Babil kökenli kraliçenin, müstakil mühürlerinin de varlığı belgelenmiş oluyor. A.M.Darga'ya göre [40], Hatuşaş ve Ugarit kaynaklı bu belgelerin bir arada incelenmesi şu neticeyi ortaya çıkarır: I. Şuppiluliuma'nın son meşril eşi Tavananna, Babil kralının luzıdır. Kocası öldükten sonra tahta geçen Büyük Kral II. Murşili çağında da "Egemen Kraliçe (Tavananna)" sıfatı ve yetkileriyle saltanat sürmeye devam etmiştir. Şuppiluliuma ve Tavananna adını taşıyan belgeler, bu kralın saltanatının sonlarına tanhlenmelidir[41]. Dikkati çeken diğer bir nokta bu çiftin ortak mühür baskılannın Ugarit kralı Nigmadu ile yapılan bir antlaşmanın şartlarını bildiren tabletin tam ortasında görülmesidir. Bu mühür baslusında Tavananna adının varlığı, kraliçenin "egemenliğini" ve "saltanata ortak olduğunu" belirgin bir şekilde bir kere daha ortaya koymaktadır. Böylece bu antlaşmayı , Şuppiluliuma'nın ikdidannın sonlarına (Mö. 1345'lerden sonraya) tarihlemek yanlış olmayacalcur. Şuppiluliuma'dan sonra tahta geçen oğlu II. Murşili devrine tarihlenen bir vesikada, hiç de iyi karekterli olmayan bu Babilli prensesin sebep olduğu pekçok olay aynntılan ile anlatılmaktadır[42]. KUB XIV, 4 numaralı metinden öğrenildiğine göre, kraliçelik yetkilerini bir silah olarak kullanan Tavananna (İli), II.Murşili'nin iktidarı döneminde, büyük geçimsizliklere ve kral ailesi içinde nifaklara sebep olmuştu. II. Murşili, egemen kraliçeye karşı türlü kötü ithamlarla bulunmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla, adı geçen kraliçe, ölen kocası I. Şuppiluliuma'nın tapınaklara tahsis ettiği adak eşyası ve hediyeleri geri alıp, başka yerlere vermişti. Kralın arkasından haraç alarak yolsuz hareketler yapmıştı. Karkamış ve Aştata şehirlerini haraca bağlamıştı. Bütün bunlar yetmiyorrnuş gibi, II. Murşili'nin karısını büyü ile lânetlemiş ve bu yoldan ölümüne sebep olmuştu. Murşili'nin dilinin tutukluğıından da yine Tavananna sorumlu idi. Yaptığı ve sebep olduğu bu kötülülder karşısında Murşili ona karşı bir dava açmıştı. Neticede, artık yaşlanmış olan bu kötü kalpli "Egemen Kraliçe", kraliçelik tahlindan indirilmeye mahküm edilmişti [43].

Görülüyor ki, büyük yetkilere sahip olsa bile, Hitit lcraliçeleri, davalar aleyhlerine neticelendiği zaman, kanunların verdiği imkanlar çerçevesinde hak ettikleri cezaya çarptınhyorlardı.

Şuppiluliuma'dan sonra iktidara gelen II. Murşili dönemine ait çok sayıda çivi yazılı belge mevcut olmasına rağmen, bu belgelerden, adı geçen Hitit kralının eşleri hakkında yeterince bilgi sahibi olamıyoruz. Ancak, Boğazköy kaynaklı bazı mühürlerde, Murşili kral adı ile ortak kraliçe adlarına rastlıyoruz[44].

Bu mühür baslulannın bir kısmında II. Murşili, yukarıda sözünü ettiğimiz kraliçe Tavananna ile görülür[45]. Bu mühürler, saltanatının ilk döne-mine aittir. Diğer bir grup mühürde bu kral, "Kraliçe Tanuhepa" adı ile beraberdir[46]. Bir mühür baslusında da "Ga-§u-lavi" olarak okunan bir kadın adı ile görülür'[47]. Tanuhepa adı, Murşili'den başka iki kral adı ile daha görülmektedir ki, bu krallardan biri Muvattali[48], diğeri ise Muvattali'nin oğlu Urhi-Teşup'dur[49].

Görülüyor ki, adı geçen kraliçe, hem II. Murşili, hem Muvattali, hem de Urhi-Teşup zamanlarını yaşamıştır. Bize öyle geliyorki, Tanutıepa, II. Murşili'nin ilk eşi değildir. Kral, "Egemen Kraliçe" mevkiinde bulunan babasının sonuncu eşi Tavananna (III)'yı bir mahkeme neticesinde bertaraf ettikten sonra, önce "Ga-§u-la-vi" isimli kadınla evlenmiş, daha sonra ise, ikinci eş olarak, belki de iktidarının sonlarında, genç bir prenses olan Tanuhepa'yı almıştır. Tanuhepa da, kralın ölümünden sonra, yerine geçen oğlu Muvattali zamanında "Tavananna" olarak görevini sürdürdüğü gibi, Muvattali'den sonra iktidara gelen Urhi-Teşup'un kısa süren saltanatı döneminde de aynı mevkiiyi işgal etmişti. Şunu da hemen belirtelim ki, Gulavi adlı kraliçe, büyük bir ihtimalle, Tavananna (III)'nın büyüler yaparak ölümüne sebep olduğu kadındı.

Hitit kraliçelerinin en ilgi çekicisi ve şahsiyeti en kuvvetli olanı, çağının belgelerinde sık sık adı geçen, Büyük Kral III. Hattuşili'nin eşi, Büyük Kraliçe Pudutıepa'dır. Bu lcraliçeye ait birçok mektup, adak ve vakıf vesikalan mevcuttur. Bunlardan başka, Fıraktin kabartması üzerinde ve bazı mühürlerde kocası ile birlikte adına rastlanmaktadır. Esasen bu devre ait pekçok resmi vesikalarda da Pudutıepa'nın adı daima III. Hattuşili ile beraber geçmektedir[50]. Bu vesikalardan anlaşıldığına göre, Lavazantia şehri baş rahibi Pentipşarri'nin kızı olan Puduhepa, memleket dahilinde birçok hayır işleri yapmaktadır. Lelvani [50a] kültüne tahsis ettiği ailelerin listesini veren bir tabletten öğrendiğimize göre, kraliçe bir kızı kocaya vermekte, küçük çocukları eniştelerinin yanına çıraklığa koymakta, öksüzleri himaye etmektedir [51]. Diğer bir vesika ile de onun III. Hattuşili ile beraber Şahurunuva isimli kölelerine azatlık imtiyazı verdiğini öğreniyoruz. Bütün bu iyiliklerine karşılık olarak da Haşmetmaabı III. Hattuşili için "altın, gümüş seneler, altın, gümüş aylar ve altın, gümüş günler" dilemektedir. Bir başka tabletin alt yazısına göre [52]. Kraliçe Puduhepa, baş kâtibe Kizzuvatna tabletlerini toplamak görevini vermiştir.

Diğer taraftan Kraliçe Puduhepa, memleketin dış politikasında da kendisine düşen vazifeleri yerine getirmiştir. 16 sene kadar belli aralıldarla devam eden Mısır-Hitit savaşlanndan sonra III. Hattuşili zamanında barış yapılınca, Puduhepa da Mısır kraliçesine bir tebrik mektubu yazmıştır[53]. Mısır firavunu II. Ramses'ten III. Hattuşili'ye 26, Puduhepa'ya ise 13 mektup gönderilmiştir. Bu mektuplar, Hitit kraliçesinin siyasi. platformdaki bağımsız mevkiini ve oynadığı etkin rolü, açık ve net bir biçimde ortaya koymaktadır. Gerçekten, mektupların muhtevasından anlaşıldığı kadarıyla, Mısır firavunu, Hitit kraliçesini Hitit Büyük Kralı ile aynı seviyede görmektedir. Belki de bu durum, o çağın devletler hukukunun gerektirdiği politik kurallardan biriydi[54]. Söz konusu mektupların üslubu, özel bir karektere sahiptir. Bu mektuplarda, uzun nezaket formüllerine geniş yer aynlmıştır. Bu mektuplardan birinde II. Ramses, Puduhepa'ya "kız kardeşim" diye hitabederek, Mısır ülkesinin refahından, kendi sağlık ve afiyetinden söz eder . Sonra da Hitit kraliçesine, sahip olduğu tüm iyiliklere onun da sahip olması dileğinde bulunur. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından, bu mektubun Türkçe tercümesini aşağıda veriyoruz:

"Amon'un sevgilisi, güneşin oğlu, Mısır Kralı, Büyük Kral Ramses şöyle der:

Hatti ülkesinin Kraliçesi, Büyük Kraliçe Puduhepa'ya söyle: işte ben, kardeşin, iyiyim. Evlerim, oğullanm, ordulanm, atlanm, arabalanm iyidirler. ülkemde büyük ölçüde iyilik vardır.

Sen kız kardeşim, iyi olasın! Evlerin, oğullann, orduların, atların, arabaların iyi olsunlar! Soylulann iyi olsunlar!. ülkende büyük ölçüde iyilik olsun!.

Kız kardeşime şöyle söyle:

İşte habercilerim, kız kardeşimin habercileri ile birlikte bana geldiler. Onlar bana kardeşimin, Ham Ülkesinin Kralı, Büyük Kralın iyiliğini bildirdiler.

Onlar bana kız kardeşimin oğullarının iyiliğini, ülkelerinizin iyiliğini bildirdiler. Kardeşimin, kız kardeşimin ve ülkelerinizin iyilik haberlerini alınca, çok sevindim ve şöyle dedim:

"Çok şükür iyidirler!"

Kız kardeşimin bana gönderdiği mektubu gördüm ve Hatti Ülkesinin Büyük Kraliçesi kız kardeşimin pek güzel bir biçimde yazdığı konulan işittim.

Kız kardeşime şöyle söyle:

Kardeşim, Hatti Ülkesinin Kralı, Büyük Kral bana şöyle yazdı:

"Kızımın başına iyi kokulu yağı dökecek kimseleri gönder! Onlar onu

Mısır Kralının, Büyük Kralın evine götürsün ler!"

Işte, kardeşim bana böyle yazdı, kardeşimin bana bildirdiği bu karar çok ve pek güzeldir.

Mısır'ın Tannlan ile Hatti'nin Tannlan iki büyük ülkeyi ebediyyen bir ülke olarak birleştirmek için bizi bu karara sevk ettiler." Bu mektubun son kısımları, ne yazık ki, anlaşılamayacak derecede haraptır.

Puduhepa'nın birçok mektuplannın varlığı yanında, Mısır kraliçelerinin Hitit diplomatik yazışmasında aldıkları yer son derece önemsizdir. Mısır kraliçelerinden Tutankamon'un genç yaşta dul kalan eşi Kraliçe Dahamunzu'nun, I. Şuppiluliuma'ya yolladığı ve oğullanndan biri ile evlenmek istediğini açıklayan mektubu [55] ise bir istisna olarak kabul edilmelidir.

Pudubepa, ikisi erkek ikisi de kız olmak üzere dört çocuk annesidir. Oğullanndan biri, daha sonra Hitit tahtına geçecek olan IV. Tuthalya, diğeri ise Nerikkaili'dir. Kızları ise Gaşşulaviya ve Manefrure[56] adlarını taşımaktadır.

Pudutıepa, diplomatik sahadaki etkinliğini çocukları üzerinde de göstermiş ve herbirini bir komşu ülkenin prensi ya da prensesi ile evlendirmiştir. örneğin, Narikkaili isimli oğluna Amurru kralı Penteşina'nın kızını almıştır. Kızlarından Gaşşulaviya'yı ise Anıurru kralı Penteşina ile Kraliçe olmak şartıyla evlendirmiştir. Mısır kaynaklannda Manefrure ismi ile geçen öteki kızlarını ise, Mısırla yapılan barış antlaşmasını daha da kuvvetlendirmek için, iktidarının 34. yılında firavun II. Ramses'e gelin olarak göndermişlerdir.

Pudul:iepa, kocası III. Hattuşili'nin ölümünden sonra da "Tavananna" olarak hüküm sürmeye devam etmiştir. Gerçekten, babasının yerine geçen IV. Tuthalya, henüz devlet işlerini yürütebilecek yaşta değildi. Bu yüzden, annesi Büyük Kraliçe Puduhepa, bir süre, kral naibi olarak devleti başarıyla idare etmiş, daha sonra görevi oğluna devretmiştir.

Hitit İmparatorluğu'nun son krallar' olarak kabul edilen IV. Tuthalya, III. Arnuvanda ve II. Şuppiluliuma'nın eşleri olan Hitit kraliçeleri hakkı nda ise ne yazık ki, hiçbir şey bilmiyoruz.

Yazılı belgeler ışığında, Hitit kraliçeleri hakkında yukarıda vermiş olduğumuz bilgilerin genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, aşağıdaki sonuçları elde ederiz:

1- Haştayar'ın çıkarmış olduğu huzursuzluk bir tarafa bı rakılacak olursa, Eski ve Orta Hitit Devletleri zamanında kraliçelerin siyasi platformda fazla bir etkinlikleri görülmez.

2 - II. Tuthalya ile başladığı kabul edilen ve II. Şuppiluliuma ile de sona eren Yeni Hitit Devleti zamanında ise kraliçelerin, gerek siyasi, gerek dini ve gerekse diğer konulardaki etkinliklerinin arttığı görülür.

3 -Eski önasya'nı n hiç bir devletinde kraliçeler, Hitit kraliçelerinin sahip olduğu hak ve yetkilere sahip olamamışlardır.

* S.Ü. Eğitim Fakültesi Tarih Anabilim Dalı Başkanı/Konya

Dipnotlar

  1. E.H. Sturtewant, A Hittite Chrestomaty, s. 65.
  2. K. Balkan, Mama Kralı Anum-Hirbi'nin Kaniş Kralı Warşama'ya gönderdiği Mektup, Ankara 1957, s. 26, 31-32; A.M. Darga, Eski Anadolu'da Kadın (2. Baskı), İstanbul 1984, s. 5.
  3. K.Balkan, a.g.e., s. 55-56,66.
  4. A.M.Darga, a.g.e., s.6.
  5. P. Garelli, Les Assyriens en cappadoce. Paris 1963, s. 1136.
  6. Yazılı belgelere göre, M.Ö. 2 Binyılınbaşlarında, beş şehirde, Kaniş (Kültepe), Wahşuşana, Luhuzattia, Ankuva (Alişar ?) ve Timelkia'da rubatum "Kraliçelaı-ı n varlığı anlaşılmış oluyor.
  7. A.M.Darga, a.g.e., 5.23.
  8. H. Otten , Die hethitischen historischen Quellen und die altorientalische chronologie, 1968, s. 111; E. Memiş, EsIciçağ Türkiye Tarihi, Konya 1986, S. 51.
  9. Prens Huzzia'nı n veliahtlıktan azledilmesine, Hattuşili'nin hastalığına kayı tsız kalması, sebep olarak gösterilmektedir.
  10. F. Sommer-A.Falkenstein, Die hethitisch-akkadische Bilingue des Hattusili I, München 1938, s. 188-189 ve n.1, 1 go-ı gi, 209; A. Goetze, Kleinasien, München 1957, s. 87: bkz. 2 BoTU lo,6 CTH 39.
  11. ölmüş ve tanrı mevkiine ulaşmış krallara sunulan kurbanları bildiren "Krali Listeler" için bkz: E. Laroche, CTH 661 ve bibl. KBo II, 15 ve KUB XXV, 1 4'de kral adları nın yanı nda eşleri kraliçelerin isimleri de kaydedilmiştir. Ayrıca bkz: A. Goetze, kleinasien, s. 95 ve n.2.,
  12. E. Memiş, Eskiçağ Türkiye Tarihi, Konya 1986, s. 47.
  13. F.Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara 1987, s. 91-95.
  14. The. Beran, Die Hethitische Glyptik von Boğazköy, Berlin 1967, s. 6g.
  15. Th. Berlin, a.g.e., s. 33, 69.
  16. Szabo, Texte der Hethiter I, s. 7 vd., 85; A.M. Darga, a.g.e, s. 25.
  17. A.M. Darga, a.g.e., s. 25.
  18. H. Otten, Die hethitischen historischen Quellen, s. 105-106; Garelli, Le Proche-Onent Asiatique, S. 53-309.
  19. H. Otten, Fischer Welgeschicte, a. 137.
  20. E. Akurgal, Anadolu Uygarlı kları, S. 69.
  21. Th. Beran, a.g.e. s. 69, n. 7.
  22. CTH 375 — KUB XVII, 21.
  23. E.Von Schuler, Die Kasker, Berlin 1965, s. 152-163.
  24. CTH 252 — KUB XIII, 8; H.Otten, Hethitische Totenrituale, Berlin 1958, s. 196 vd.
  25. A.M. Darga, a.g.e., s. 26.
  26. H. Otten, a.g.e., s. 107: Oy 1,5-6 .
  27. A. Goetze, Kleinasien, S. 92 vd.
  28. A. Goetze, a.g.e., s.94.
  29. A. Goetze, a.g.e. 8.94 ve n.7
  30. H.Otten, StBot 16(1971), s. 37.
  31. A. Goetze, a.g.e. s. 87.
  32. A.M. Darga, a.g.e. S. 29.
  33. Krali Kurban Listeleri için bkz: E.Laroche, CTH 661 ve Bibliyografya.
  34. H.G. Güterboch, SBo I, S. 2-55; Beran, HG, s. 66-81; Laroche, Ugaritica III, s. gg, 101 vd.
  35. Kurban listelerindeki sıralar için bkz: Otten; MDOG 83, 1952, s. 66; Otten, Die hethitischen historischen Quellen, S. 123-125; KUB XI, 7; KUB XXXVI, 122 Ğly. 8 vd'da arka arkaya Daduhepa, Hinti, Tavananna geçiliyor. Krs. Karoche, a.g.e. s. 101 ve n. 6. KBo II, 15 (Dupl. KUB XXV, 14 — CTH 626)'da Oy. II, ı vd. aynı sırayı izliyoruz. KBo II, 15 Oy. II:
  36. A. Kammenhuber, Die Arier im Vprderen Orient, Heidelberg 1968, s. 42.
  37. Büyük Kral I. Şuppiluliuma ile Tavababba'nın ortak mühürleri ilk defa Ugarit buluntulanyla belgelenmektedir. Bkz: Laroche, Ugaritica III, s. 97-99: NA4 KISIB Ta-ua-naan- na SAL.LUGAL.GAL DUMU.SAL LUGAL KUR KA.DINGIR.RAKI (RS. 17.227) "Tavananna'nın mührü, Büyük Kraliçe, Babil Kralı= kızı".
  38. SBo I, s. 17-18, n. 52 ve S. 46 vd.; Laroche, a.g.e, s. ı oo.
  39. A. M. Darga, a.g.e., s. 30.
  40. A.M.Darga, a.g.e., s. 31.
  41. Laroche, a.g.e, s. 99-ı oo.
  42. Bkz: CTH 7o—KUB XIV, 4 ve bibl.
  43. A.Goetze, Kleinasien, s. 93; F.Kınal, Belleten XX(ı 956), s. 363; H.ten Cate, Mursilis II, s. 20-26.
  44. Bkz: SBo I no. 24-27 — Beran, H.C, S. 74-75.
  45. Bkz: SBo I no. 30-35 — Beran, H.G. Lev. X, 213 a-c, 214 a-b, 215, 216, 219. A.G.E, Lev. X, 213 b, 214 a-b ve 215'deki mühürlerin çivi yazılı lejandlarından belirgin olarak NA4 KISIB SAL Taua-na-an-na işaretleri görülüyor.
  46. SBo I no. 24-29 Beran, HG, Lev. X, 221-224.
  47. A.g.e. no. 37 Beran, H.H, Lev. X, 220.
  48. Bkz: SBo I no. 42.
  49. A.g.e, Na. 43,44 — Beran, HG, Lev. XI, 226, 227 a-b.
  50. A Goetze, Kleinasien, s. 88.
  51. 50a Lelvani, Yeraltı-Cehennem tannçasıdır.
  52. F.Kınal, Eski Anadolu'da Kadının mevkii, Belleten XX, 1956, S. 364.
  53. K. Balkan, ABoT I, ı ve 2.
  54. E.Edel, "Die Rolle der Königinnen in der aegyptisch-hethitischen Korrespondenz von Boğazköy", IF LX/ (1949), S. 75.
  55. A.M. Darga, a.g.e., S. 42.
  56. KBo V, 6. Bu mektup için bkz: H.G. Güterboch, "The deeds of Suppiluliuma as told by his son Mursili ı r, jcs ıtı2, 1956, s. 94.
  57. Manefrure, Mısı r orijinli vesikalardaki adıdır. Hititçe adını bilmiyoruz.

Şekil ve Tablolar