ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Ziya Gürel

Anahtar Kelimeler: Kurtuluş Savaşı, Demiryolu, Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye, Tarih

Düşmanı yurdumuzdan kovacağımıza öyle inanıyorduk ki, her çeşit çalışma ve her davranış, bu amacı gerçekleştirmeğe yönelik olduğu oranda bir anlam kazanıyordu. Demiryolları idaresi de, her biri başlı başına bir idareyi uğraştırmağa yetecek büyüklükteki işlerinin yanında, ileride, Ordumuzun geri alacağı yerlerde düşmanın tahrip ederek bırakacağı demiryolu şebekesinin onarılması problemini, günlük işlerinin ortaya çıkarmakta olduğu sorunlardan daha önemli görüyor, bunun için “çaresizlik içinde bir takım tedbirler” almayı tasarlıyordu.

Cephe gerisi hazırlıkları:

Demiryolları idaresinin bir sorusuna karşılık olarak gönderdiği 21.12.337 tarihli yazısında Garp Cephesi Kumandanlığı; düşmanın geri çekilirken tahrip etmiş olduğu yerlerden Çay-Büyük Çobanlar arası onanırımın yeter olduğunu bildirmekte; Büyük Çobanlar istasyonundan daha ileride bir yer olan Karaarslan denilen yere kadar olan bölümün malzemesinin gerideki bir istasyonda depo edilmesini rica etmektedir.

Büyük Çobanlar istasyonunun Afyon Karahisar’a kadar mesafesi 20 kilometredir. Düşman, Afyon Karahisar’dan 6-7 km. ileride demiryolu ray ve traverslerinden kendine “tahkimat” yapmıştır. Böyle olunca, Büyük Çobanlar istasyonu dahi düşman mevzilerine 13 km. yakın bulunduğundan, demiryolunun, ondan daha ilerideki bir yere, Karaarslan denilen yere uzatılması elbette sakıncalı olacaktır. Nitekim; önceden verilen emirde Çay’dan Çobanlara giden hattın tam olarak onarımı istenildiği halde, onarımın sonradan Büyük Çobanlar istasyonuna 5 km. kala, Kumarallı denilen yerde durdurulması istenmiştir.

Yol Dairesinin U. Müdürlüğe bu konu üzerindeki yazısında; Kumrallı’da onarımın durdurulduğu, eldeki malzemenin Akşehir’e taşınmasına girişildiği, Kumrallı’dan B. Çobanlar’a kadar olan kısım için yeter kupon ray ve travers bulunduğu, Çobanlar istasyonunda aletlerin tamam olduğu söz konusu edilmektedir. Garp Cephesinin özellikle sorduğu onarım zamanını hesaba vurarak; günde beşyüz metre onarım yapabildiğine göre; hattın 5 km. tutan Kumrallı- B. Çobanlar kısmının on günde onarılacağını bildiren Yol Dairesi Reisi; 20 kilometrelik B. Çobanlar- Afyon arasının kısa bir zamanda onarılmasının ise eldeki raylarla kuponların delinerek hazırlanmasına bağlı olduğunu; öte yandan bu kesimde bir metrelik on köprü ile 3, 2, 3, 4 metrelik dört köprünün yıkılmış olabileceğinin de göze alınarak, gerekli kereste ve malzemenin şimdiden tedarikine girişildiğini; mühendis Necip Bey'in Akşehir'de kupon yaptırmakla uğraşacağını bildirmektedir.

5 Şubat 338 tarihli yazışında u. Müdür, bir ay hazırlığın yapılmasından sonra 25 km. tutan Kumrallı-Afyon Karahisar hattının, gerektiğinde onbeş günde onarılabileceği Garp Cephesi Kumandanlığına bildirilmiş olduğundan “görüşüldüğü üzere" denilerek buna göre hazırlık yapılmasını Yol Dairesi Reisliğine bildirmektedir.

Kumrallı-B. Çobanlar arası malzemesi kağnı arabalarıyla belli yerlerde toplattırılarak İş katarlarıyla geriye getirtilmiştir.

Bütün dikkatler, Kumrallı-B. Çobanlar-Afyon Karahisar hattı onarımı üzerine toplanmıştır. 16 Nisan 338 de Garp Cephesi, hattın gerektiğinde Kumrallı rampasından Afyon Karahisar'a kadar ne kadar zamanda yapılabileceğini yeniden sormuştur. Ertesi günü şifre ile verilen karşılıkta, beş günü hazırlık olmak üzere, bu onarımın yirmi günde yapılabileceği bildirilmiştir. Bu yazıda, idarece sağlanmasına olanak bulunmayan beşyüz telgraf direği ile 50 km. telgraf teli ve bin tane mücerrit eksiğinin bulunduğu da bildirilmiş, özellikle de Azanköy dekovil hattının uzatılmasında Kumrallı-Afyon geniş hat malzemesinin kullanılmasının sürüp sürmeyeceği sorulmuştur. Garp Cephesinden gelen 16.4.338 tarihli karşılık yazıda; elde bulunan geniş hat malzemesinin Azarı Dekovil hattının uzatılmasında kullanılacağı, Kumrallı-Afyon onarımı başlayınca, gerek bu malzemenin gerekse amele taburunun hemen Kumrallı-Afyon hattına taşınabileceği; bu hat İçin telgraf malzemesinin Cephe'ce hazırlattırılmakta olduğu bildirilmektedir.

21 Nisanda Demiryolları U. Müdürü, Kumrallı-Çobanlar-Afyon hattı onarımı İşini konuşmak üzere G.C. Karargahına çağırılmıştır.

24.4.338 tarihli G. Cephesi şifresinde Kumrallı-Çobanlar arası onarımına hemen başlanacağı, bunun en kısa bir zamanda bitirilmesi gerektiği, B. Çobanlar ilerisinde bulunan kırık rayların toplattırılması İçin u. Müdürlük emrine bir kağnı kolu verileceği bildirilmektedir. Kumrallı'dan B. Çobanlar’a kadar olan kısmın onarımına hemen başlanılmış, bu İşden Nafia Vekaletine de haber verilmiştir.

Olasılıkları Gözetme:

İşin başında olanların en uzak olasılığı göz önüne alarak ona göre davranmağa çalıştıklarını görmekteyiz. Nafia Vekaletinin bir yazışına karşılık olan yazışında U. Müdür Behiç Bey; Çay-B. çobanlar kesiminin Çay istasyonunun 21,5 km. batısındaki Kumrallı'ya kadar olan onarımının, önceden Afyon-Uşak- hattından çıkarılmış raylarla [1] yapılmakta iken, cephe civarında tam raylarla onarım yapılmasını sakıncalı gördüklerinden, G. Cephesinin de uygun bulması ile ondan sonra tahrip edilmiş rayların kesilmesi ile yapıldığını, bu onarım çok sağlam yapılmış olduğundan trenlerin 20 km. hızla gidebilmelerine elverişli olduğunu bildirmektedir. Bu; olasılığı olan her şeyi gözönüne almayı gerekli bulan bir düşünce tarzını belirtmektedir.

Erkânı Harbiyyei Umumiye'nin 25.5.338 tarihli yazısı, daha ileri zamanlan da gözönüne getirmektedir. Bu yazının başında; Anadolu hatlarıyla İzmir hatlarının “düşmanın gerek harben ve gerekse harpsiz uzaklaştırılması halinde" [2] tarafımızdan süratle onarılması ve işletilmesinin önemine değinilmektedir. Bu nedene dayanılarak malzeme ve memur İhtiyacının şimdiden düşünülmesi gerektiği ileri sürülen bu yazıda; Yurdumuzun başka yerlerinde gereksiz sayılacak hatların, geri alınacak topraklarımızdaki onarımları yapmak amacıyla sökülerek bu alanda kullanılmalarını zorunlu görmekte bu nedenle bunların şimdiden belirlenmesi istenilmektedir.

Memurlar bakımından da, “Dersaadette bulunan şimendifer memurları ile sanatkarları getirtmekle birlikte, askerlik yaşında olanlarının şimdiden şimendifer taburuna alınarak, açılacak yerlerde memur gibi çalıştırılmalarını öneren bu yazıda, bir yandan da erler içinde yetenekleri belirgin ve okur-yazar olanların şimendifer taburuna alınarak burada yetiştirilmelerinin idarece sağlanması istenilmektedir.

Mayıs ayı sonundaki bu yazıya 18 Ağustos'ta verdiği karşılıkta D.U. Müdürlüğü; Nafia Vekâletinden E.H. Umumiyye çekilen ve birer suretleri idareye gönderilmiş bulunan iki telgraftan başka bu alanda hiçbir sonuç alınamadığını bildirmektedir. Bu iki telgraftan 31.7.338 tarihli olanında, düşmanın kovulduğu yerlerdeki hatların onarımı için gerekli görülen 150 km. ray, travers ve öteki malzemenin yaklaşık tutarının iki milyon İkiyüz bin lira olduğu, böyle büyük bir paranın ödenmesine hâl-i malî-i Devletin (= Devletin mali durumunun) kesin olarak elverişli olmadığının Erkânı Harbiye'nin ve Müdafaai Milliye'nin dikkat nazarına konulmasına ve durumun ilgili makamlara da bildirilmesine Vekiller Heyetince 27.7.338 tarihinde karar verildiği, ancak; bundan ayrı olarak bulon ve cebire gibi küçük aksamın satın alınması İçin istenilen 80 bin liranın Demiryolları idaresinin askeri taşımalardan oluşmuş alacağından mahsup edilmek üzere acele verilmesinin Maliye Vekâletine tebliğinin ayrıca kararlaştırıldığı bildirilmektedir. Düşmanın ister savaşla, isler savaşsız olarak yurdumuzdan uzaklaştırılmasında, eli altındaki demiryollarını tahrip edeceği olasılığına göre istenilen iki milyon İkiyüz bin lira tutan 150 kilometrelik ray ve öteki malzemenin satın alınmasına Devletin mali durumunun kesin olarak elvermediği hususunun Vekiller Heyetince saptandığı görülmektedir. Ancak, bu durum, ordumuzun harekete geçmesinden bir ay önce konuşulmuş ve kararlaştırılmıştır. Bu para bulunup hemen verilseydi dahi bu malzemenin hemen bulunmasına koşullar elverişli değildi.

Demiryolları U. Müdürlüğü, daha önce Erkânı Harbiyye’nin önerdiği yurt İçinde kullanılmayan rayların sökülmesi İşini de araştırmıştır. Nafia komiseri ile hat askeri komiseri, birlikte imza ettikleri 27.7.338 tarihli bir telgrafta, Fransız askeri hat komiserliği dosyalarında görüp inceledikleri bir rapora dayanarak Mamure yöresinde hat durumunu bildirmektedirler. Buna göre. Mamure istasyonundan köprüler kesimine kadar 10 km. lik, Mamure-Osmaniye arasında yine 10 kilometrelik hattın sökülüp kolayca taşınabilir olduğunu, özellikleri dolayısiyle bu Bağdat tipi rayları taşıyabilecek vagonlardan Adana'da ancak beş adet bulunduğunu, rayların indirileceği yerlerde de özel tertibat alınması gerektiğini anlamaktayız.

U. Md. Behiç Bey’in tasarlamaları:

Behiç Bey, 14 Ağustos tarihli olup E.H.U. nin 31.7.338 tarihli yazışına karşılık olan yazışında tasarladıklarım açıklamaktadır:

Düşmanın bırakacağı hatların ne şekilde olacağını bilememekle birlikte, önce çözülecek sorunun ray olduğunu bildirerek bunun İçin tasarladıklarım açıklamaktadır, u. Md. bu yazışında, Osmaniye- Meydanıekber kesimini ele almış, buralardaki doksan kilometrelik rayların kaldırılmasını, Osmaniye ile Meydanıekber arasında epeyce tahribat olduğundan, bu yerlerin, rayları geçirecek surette onarılmalarım, bu rayların sökülmesi İçin Fransız idaresiyle bir anlaşma yapılmasını ve taşıma İşinin güçlüğü nedeniyle, gecikmeden bu işe şimdiden başlanılmasını ileri sürmektedir.

Kitle edilecek bu raylar da yetmediğinde, Eskehir-Afyon kısmım onardıktan ve Ankara'daki makine ve vagonları bu tarafa aldıktan sonra, Ankara'dan Polatlı'ya kadar olan doksan kilometrelik rayı kaldırarak bunun yerine dekovil rayları döşemeyi tasarladığım de bildirmektedir.

U. Müdür bu yazısının 4. fıkrasında, idarenin o sıradaki varlığım da açıklamaktadır. Ele geçecek kesik rayları birbirine bağlamak İçin gerekli olan bulon ve cebirelerin; telgrafteli ve mücerridlerinin, makas tertibati gibi malzemenin şimdiden Avrupa'dan getirtilmesi İşine girişilmesini istemektedir. “Çünkü” dedikten sonra, yapılan hesaplara göre hattın bu cihetten “ancak Afyon”, Ankara cihetinden de Sanköy-Beylikahır arasında 295. km. ye kadar” onarılabileceğini bildirmekte, “ilerisi İçin hiç bir nevi malzememiz mevcut değildir” demektedir.

Cebire ve bulon alınması İçin gerekli 80 bin liralık ödenekten umudunu kesen u. Müdür Belıiç Bey, Fevzi Paşa ile görüştükten sonra, Adapazarı işletmesine “harp telgrafıdır” işaretli ve 15 ağustos 338 tarihini taşıyan bir şifre telgraf çekmiştir. 'Faarruzumuzdan on bir gün önce çekilen bu telgrafında u. Müdür, Lefke ile Bilecik arasındaki hattın cebire ve bulonlarının burada kullanılmak üzere sökülüp gönderilmesini ''Erkânı Harbiyyei Umumiyye Reisi Paşa Hazretleri emir buyurdular” diyerek istemekle ve ne kadar zamanda kaç kilometrelik cebire ve bulon sökebileceğin¡ sormaktadır.

Adapazarı işletme Müdürü 21.8.38 tarihli karşılık telgrafında, Lefke’den ileriye yirmibeş kilometrelik hatta bulon ve cebirelerin sökülmeğe başlanıldığını, bunların bir ay sonra İzmit'de yüklemeğe hazır bulun- durulabileceğini bildirdikten sonra: “İzmit körfezinde dün bir Yunan torpidosu Fransız bandıralı bir vapuru zaptetmiştir” demektedir. Bu gibi malzemenin Haydarpaşa'ya gönderilmesinin de dikkati çekeceğini hesaplamakta olan işletme Müdürü Fuat Ziya Bey, bunları “Karadeniz'den küçük parçalar halinde” sürekli olarak göndermeği yeğlediğini de bildirmektedir.

Bu gibi tasarlamalar; düşmanın Sakarya savaşından sonra çekilirken yaptığı gibi, yurdumuzdan uzaklaştırılırken de eli altındaki demiryollarını büsbütün bozup parçalayacağı olasılığına karşı duyulan derin kayguların bir sonucu olarak ,görünmektedir. Bir yandan da bunlar; görevlilerin, en olmayacak nitelikte görünse bile, yapılabilir ne varsa onu araştırıp yapma gereğini duymalarının belirtileri olması bakımından değerli davranışlar sayılacaktır.

Ancak; 338 (922) yılının ağustos ay. Oltalarından sonraki bu yazışmalarda bulunan olasılıklara dayanan kayguların ve bunun sonucu hayal gücünden doğan bu çeşit tasarlamaların üstünde kalan, bürokrasinin darlığından kurtulmuş, olaylara geniş açıdan ve yüksekten bakan, seziş gücü üstün bir kimsemiz başımızda bulunuyordu.

Gizli Konuk:

O zaman Demiryolları U. Müdürü olan (rahmetli) Behiç Erkin'in, 1953 yılında bir ziyaretimiz sırasında; Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, genel tarih kitaplarında bulunmayan bu alandaki özel bir davranışı ile ilgili anılarını, bize not ettirdiği şekliyle, burada sunmaktayız: ''17 Ağustos'ta öğle yemeğinden sonra ben siyes yapıyordum. Aşağıda bir gürültü duydum. Akabinde Mustafa Kemal Paşa’nın odama girdiğini gördüm. Bana: ''Gizli geldim. Burada kalacağım. Kimse duymasın” dedi. (Zira, Konya'da kendi evi vardı) Halbuki o gün Ankara'da ajans Mustafa Kemal Paşa'nın bir çaya davetli olduğunu bildiriyordu [3]. Gazi biraz rahatsızdı. İki gün benim evde kaldı. Gizli bir tren istedi. Gece Akşehir'e gitti. Tekrar Konya'ya geldi. Bana: "Aldığım haberleri yanyana koyuyorum. Artık düşmanı memleketten atmak zamanı gelmiştir.” dedi ve tekrar Akşehir'e gitti. Bu seyahatler hep geceleyin ve gizli yapılıyordu. 26 Ağustos sabahı "Dakika tehiri mucibi idamdır” başlıklı. Baş Kumandan Gazi Mustafa Kemal İmzalı şifreli bir telgraf aidim. Telgrafı açtık. Taarruzun başladığını bildiriyor, ve hariçle her türlü münakale ve muhaberenin kesilmesini emrediyordu. Bu emri derhal yaptık. Fakat İşin müşkül ciheti, bu emri İstanbul ile temas, çok olan Adapazarı işletme Müdürlüğüne zamanında teblig etmek idi. Zira telgraflar günlerce sonra gidiyordu [4]. Düşündüm; şu tarzda başı açık telgraf yazdım: "Dakika tehiri mucibi idamdır başlığı ile Baş Kumandan Gazi

Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinden aldığım emir, ber veçhiâtidir" Bundan sonrasını şifreli olarak ikmal ettim. Hakikaten şifreyi tam vaktinde alarak İstanbul’a hareket etmek üzere olan treni durdurmuşlar. “Büyük Çobanlar istasyonundan sonra beş kilometre uzaktaki bir yere bir memur ve telgraf makinesi koymuştuk. Buradaki memurumuzdan 27 Ağustosta aldığımız telgrafta ordumuzun Afyon Karahisarına girdiğini bildiriyordu. Bu müjdeyi Konya'da lazım gelen makamlara bildirdim, o memura bir maaş nisbetinde ikramiye verdim. Müteakiben, Garp Cephesi Erkânı Harbiye Reisi Miralay Asim İmzalı şu telgrafı aldım:’’ Avn-İ Hak’la bu gün Karahisar'ı zapt ve istirdat ettik, Çobanlar'dan itibaren demiryolunun gece gündüz çalışılarak pek az zamanda Karahisar'a isali hususunda himmet buyrulması müstercadır. Azari amele taburlarının tekmilinin bu de çalıştırılması muvafık olur efendim “Hemen Çobanlar istasyonuna geldim. 27/28 gecesi tamirat başladı. On beş günden fazla tahmin edilmesine rağmen 7 eylül sabahı tren Afyon'a girdi"

Olağan üstü çalışmalar:

B. Çobanlar-Afyon Karahisar hattının -yeniden ray döşenmesi, menfez ve köprücüklerinin yeniden yapılması anlamında olan- onarımı İşinin, o günkü koşullara göre normal yapım hesaplarım görmemizin, bu hesaplamalara rağmen; sonradan yapılmış olan İŞİ değerlendirmede bize yaran olacağını sanıyoruz.

Ordumuzun taarruza geçmesinden beş gün önce, G.c. Kumandanlığının bir sorusuna karşılık olan yazışında, B. Çobanlar-Afyon hattının onarılması konusunda: “...âzamî faaliyetle çalışarak asgari zamanda temin edileceğini zati alilerine katiyyen vadederim" diyen D.U. Müdürü Behiç Bey; toplamı üç bin ton tutan Çobanlar-Afyon arası ray ve traverslerinin 1100 tonunun Azari istasyonu ile Çay istasyonu arasında bulunduğunu, 600 tonunun Azari Dekovil hattında döşeli durumda, geri kalan 1300 tonun da Konya doğusundaki hatlarda olduğunu belirtmekte; bunları taşıyacak vagon sayısı az olduğundan ve öteki askeri taşımalar arasında bu İş İçin günde ancak bir tren yapılabileceğinden, taşıma İşleri düzenli sürse dahi, onarım yerine günde 225 ton, yani bir buçuk kilometrelikten çok taşıma yapılamıyacağı sonucuna varmaktadır. Bu da, onarımın onbeş günden önce yapılamıyacağı hesabına uygun düşmektedir.

Garp Cephesine gönderdiği bu yazmin bir kopyesini, yine o gün, 6. Şube Mühendisi Emin Avni Bey'e gönderen u. Müdür Behiç Bey, yazışında, gece gündüz çalışılması gereği dolayısiyle “elimizde üç bin mum kuvvetinde bir elektrik dinamosu" bulunduğunu [5], bununla ve bundan başka meşale ve karpit lâmbası yardımı ile gece çalışmalarının düzene konulabileceğini, satın alınan dekovil rayları geldikçe, geniş hat raylarının döşeli olduğu yerlere gönderilerek değiştirilmelerine başlanılmasını, ordunun ilerlemesi şimendifer’e bağlı olduğundan Afyon’a onbeş günden önce ulaşmayı kendisinin de istediğini bildirmiştir.

Hazırlıklar:

Ordumuzun taarruza geçmesinden önce, B. Çobanlar-Afyon hattının onarılması için gereken hazırlıklara da girişilmiş olduğu anlaşılmaktadır. “Daha ağustosta Garp Cephesi Kumandanı, ordularına mahrem olarak taarruza hazırlık emri vermiştir (Nutuk S. 412) Fakat, taarruzun gününü kimse bilmiyor, kestirmek te kolay olmuyordu. Öyle ki, G. Cephesi K. adına Asım Paşa’nın imzaladığı “Makine başında” ve “Zate mahsus” işaretli 23.8.338 tarihli (taarruzumuzdan üç gün önce) bir telgraf: “Gerek Azari dekovilinden kaldırılacak olan ve gerekse Konya cenubunda bulunan geniş hat malzemesinin İshaklı (Çay’dan önceki istasyon) civarına” getirtilerek orada taşımaya hazır bir halde bulundurulmasının uygun olacağını, Azari dekovil hattından kaldırılacak geniş hat malzemesinden dolayı bu hattın bozulmaması gerekeceğim de bildirmektedir.

24 Ağustos’da 6. Şube Mühendisi Emin Avni Beye gönderdiği telgrafında U. Müdür: “Geniş hat malzemesi hemen İshaklı’ya naklolunacaktır” dedikten sonra “şimdilik” kaydiyle, dekovil hattında döşeli bulunan geniş hat raylarını bu emrin kapsamından ayrı tutmuştur. Çünkü; bu sıralarda bu dekovilin görevi sürmekte, bu nedenle -en azından- daha ileri bir yer olan “Ağzıaçık”a kadar uzatılması dahi istenilmektedir. Bu tel yazısında, 25 Ağustos’da Azariköy istasyonundan geniş hat malzemesinin taşınmaya başlanılması ve bunların İshaklı’da “muntazam istif edilmesi” istenilmektedir. Bu durum iki gün sonraki taarruzdan habersiz, rahat bir genel hazırlık olarak görülmektedir. Zira; taarruzumuzun iki gün sonra başlıyacağı bilinseydi, muntazam istiften söz edilemezdi, sanıyoruz.

Allah’tan Sonra Biricik Zafer Yardımcılığı:

26.8.1338 sabahı Baş Kumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan gelen telgraf taarruza geçtiğimizi bildirmektedir.

Nafıa Vekâletine vekâlet etmekte olan Reşad Bey’den yine o gün gelen bir telgraf, taarruzumuzun başladığını bildirdikten sonra: “işbu dakikada bütün millet şimendiferlerimizi ve fedakâr şimenfercilerimizı Allah tan sonra kahraman ordumuzun yegâne muin-i zaferi” olarak tanıdığını bildirmekte ve durumdan bilgi istemektedir.

Nafıa Vekâletine gönderdiği karşılıkta, Çobanlar-Afyon hattının onarımına 28 Ağustosta başlanılmış olduğunu, yirmi kilometre olan bu mesafenin onbeş günde bitirilmesinin umulduğunu bildirdikten sonra, eski kaygularını unutamamış olan Behiç Bey’in: “Eğer düşman malzeme bırakmazsa Afyon’dan ilerisinin tamiri için elimizde hiç bir şey bulunmadığını” yinelemekten kendini alamadığı görülmektedir. Daha önce de 21.8.338 tarihli yazısında buna değinmiş, düşman uzaklaştırılırken Cephe’ye dikey düşen demiryolu raylarım söküp götürmesi, paralel düşen hatları da tahrip etmesi olasılığından söz etmişti.

Halide Edip Hanımın Cepheye Gidişi:

Kurtuluş Savaşı sırasında Mülâzim-i Evvel (üsteğmen) olup sonradan D. Demiryolları Genel Müdürü olan General Zihni Üner, “Demiryol” dergisinin 1953 T. ve 22-23. sayısında çıkan “İstiklâl Harbinden Bir Hâtıra” başlıklı yazısında; Afyon Karahisar’ın geri alınması üzerine U. Müdür Behiç Bey’in kendisini çağırtarak: “Hemen Afyon’a hareket ediniz ve bu istasyonu süratle işletmeye hazırlayınız” emrini verdiğini, bu nedenle Konya Garında yola çıkması için hazır duran otodrezine bineceği sırada “başından topuklarına kadar siyahlara bürünmüş, genç, güzel ve zarif bir bayan belirdiğini” bildirmekte, bu bayanın “Afyon’un zaptı günü Garp Cephesi Kumandanlığındaki vazifesi başına dönmek emrini almış olan” Halide Edip Hanım olduğunu anladığını; birlikte geldikleri Çay istasyonunda drezineden inerek akşam karanlığında askerî bir kamyonetle Afyon Karahisar yolunu tuttuklarını, gece karanlığında şoförün bir aralık yolu şaşırdığım, bu sırada Halide Edip Hanımın düşman eline düşme korkusu geçirdiğini, gecenin karanlıkları arasında, yanan Afyon şehrinin alevlerinin görünmesi üzerine yönlerini doğrulttuklarını anlatmaktadır.

Halide Edip Onbaşının ne yaptığını bilemiyoruz. Mülâzim-ı Evvel Zihni efendi şehre girer girmez, hemen istasyon tesislerini dolaşmış, lokomotif, vagon ve kömür aramıştır. Makine deposu yanındaki sundurmada, bir yerinden tutuşmuş yanmakta olan kömürleri söndürtmüş, durumu şu telgrafla U. Müdürlüğe bildirmiştir: “Afyon istasyon binaları yanmış, bir atelye treninin lokomotif kazanı patlatılmış ve vagonları yakılmış. Yollarda tahribat ehemmiyetli. Bin ton maden kömürü muhafazaya alındı”. Düşmanın kaçarken Döğer istasyonu yakınlarında bıraktığı bir tren söz konusu olduğundan, durumun incelenmesi kendisinden istenen Zihni Efendinin verdiği karşılıktan; böyle bir tren olmadığı, Kütahya ve Sabuncupınar’a kadar demiryollarının ve telgraf hatlarının sağlam olduğu anlaşılmıştır.

Onarımı Üç Yerden Sürdürme:

E.H.U. Reisliği Şimendifer Şubesi Müdürü Binbaşı Fatin Bey, 29.8.38 tarihti bir telgrafında, Afyon’dan Çobanlar istasyonuna kadar hattı inceleyerek geldiğini, düşmanın 168. kilometrede tahkimatta kullandığı 6 kilometrelik traverslerin toplatılabileceğini, 168. kilometreden Çobanlar istasyonuna kadar travers ve rayların durduğunu, ancak, rayların yarısının kırık, çoğunun da bükülmüş olduğunu bildirmekte, Azari dekovil hattından getirtilecek işçi taburunun çabuklaştırılmasını dilemektedir. Binbaşı Fatin, 28 Ağustos akşamına kadar Gazligöl istasyonuna ve İzmir yolunda Dumlupınar’a kadar olan yerlerin elimize geçtiğini de bildirmektedir.

Onarımları yapmakla görevli (Yüksek) Mühendis Emin Avni Beye gönderdiği 29.8.38 tarihli emrinde U. Müdür Behiç Bey, Erkânı Harbiyyei Umumuiyenin Çobanlar-Afyon hattının beş günde ikmalini istediğini bildirdikten sonra, iş katarları için kırk vagon daha ayrıldığını; Azari dekovil haltındaki geniş hat raylarını kaldırarak yerine (satın alınmış olan) dar hat raylarını döşemeğe yetecek en az işçiyi bulundurarak geri kalanlarını hemen B. Çobanlar’a göndermesini; Afyon telgraf hattının da en çabuk bir zamanda uzatılmasını istemektedir.

En önemlisi; B. Çobanlar istasyonundan başlanılan onarımdan başka, Afyon istasyonundan da B. Çobanlar’a doğru bir onarımın başlaması için Afyon istasyonundan Eskişehir yönüne doğru olan, Gazlıgöl ve Haman yöresindeki ray ve traverslerin sökülmesi öngörülmüştür. Böylece, onarım, iki uçtan başlatılmış olmaktadır. Bir ekip de bu iki ucun ortasında işe başlamıştır.

80 Bin Liralık ödenek:

Nafıa Vekâletinden gelen 30 Ağustos tarihli telgraf, hat onarımlarına harcanmak üzere Mâliyeden 80 bin lira alındığını, bunun 50 bin lirasının Ziraat Bankası aracılığı ile Konya’ya U. Müdürlüğe gönderildiğini, otuz bin lirasının da, Sarıköy-Eskişehir bölümünün onarımı için Ankara İşletme Müfettişliğine verilerek onarıma başlattırıldığını, başka ödenek de alınıp gönderilmesine çalışıldığını bildirmektedir.

Buna karşılık olan telgrafında U. Müdür Behiç Bey; bundan sonra alınacak ödeneklerin paylaştırılmasının kendisine buyurulmasını, onarım için dışarıdan getirtilecek malzemenin gelmesinin zamana bağlı olduğundan, eldeki olanaklarla onarımın sürdürüldüğünü bildirmektedir.

30 Ağustos meydan savaşı ve zaferinin kazanıldığı günün akşamı verilmiş bu ödenekle bir satın alma işine girişmeğe koşulların elverişli olmadığı bellidir. Ele geçen yerlerdeki demiryollarının, genellikle, tahrip edilmemiş bir durumda bulunması ise, Fevzi Paşa ve Behiç Beyi büyük kaygularından kurtarmış olmalıdır.

Onarımlar:

Binbaşı Fatin Bey, 31 Ağustos tarihli telgrafında Fevzi Paşa’nın dileklerini bildirmektedir. Çobanlar-Afyon ha 11 mm “en büyük süratle’’ onarılmasını isteyen bu telgrafta; Afyon-Dumlupınar ve batısına doğru demiryollarında ve Dumlupınar tünellerinde tahribat olmadığı, yalnız Küçükköy yöresinde bizim atlılarca tahrip edilmiş iki köprünün şimdiden onarılması ile Afyon’a girecek ilk trenin Dumlupınar batısına doğru gidebilmesinin sağlanması söz konusu edilmektedir.

31 Ağustos akşamına kadar Çobanlar yönünden 2600, 1 70. km. de 700 metre, Afyon’dan doğuya doğru da 800 metre, ki toplamı 4100 metre, ray döşenmiş olduğu Yoi Dairesi Reisi Rıfat Bey tarafından bildirilmektedir.

1 Eylül günü Garp Cephesi Kumandanlığından gelen telgrafta; Azari haltındaki geniş hat malzemesinin derhal kaldırılarak Çobanlar-Afyon hattının ikmali istenilmektedir. Bu yüzden Azari dekovilinin işlememesinin bir sakıncası olmadığı da bildirilmektedir.

Ordunun başarısının, hattın 5 Eylül akşamına kadar, beş kilometrelik bir hızla da olsa trenlerin işlemeğe elverişli bir duruma gelmesine bağlı olduğunu ve Cephe Kumandanlığına böyle söz verildiğini, Mühendis Emin Avni Beye gönderdiği 1.9.338 tarihli buyruğunda bildiren U. Müdür; bütün maddî ve manevî kuvvetlerin sarfı ile bu işin beş günlük zaman içinde bitirilmesini zorunlu göstererek “bunu himmetinizden beklerim” demektedir.

Erkânı Harbiyyei Umumiyye Resisliğine göderdiği 2 Eylül tarihli telgrafında “Dün akşam inşaat mahallinde idim” diyerek, onarmaların, büyük bir çalışma ve çabalama ile üç noktadan sürdürüldüğünü belirten U. Müdür; düşman tarafından bu hattın yedi kilometrelik raylarının olduğu gibi kaldırılmış t kilometrelik kısmının da tahrip edilmiş olduğu anlaşıldığından onarımın 5 Eylülde bitirilemiyeceğinin anlaşıldığını; bununla birlikte bitirilmesine çalışılmakta olduğunu bildirmektedir.

5 Eylül tarihli bir genel emirde: “Yarın 6.9.338 de Çobanlar’dan ordunun ilk cephane treni sabah saat 4, 5 de hareket edecektir. Bu tren saatte beş kilometre katedecektir” diyen U. Müdür, hangi kışımda yol bu sürate göre ikmal edilmemiş ve trenin durmasını gerektirmişse o kısmın fen memurlarını ve zabitlerini sorumlu tutacağın bildirmektedir.

Bütün çabalamalar yıldırım savaşı yapan ordumuzun cephanesini zamanında yetiştirmektir. Uykusuz, yarı aç yan tok çalışan ilgilileri, içinde U. Müdür'ün de bulunduğu bu Cephane treninin yola çıkması büsbütün gayrete getirmiştir. Ve tren, 7 Eylül sabahı Afyon Karahisara girmiş bulunmaktadır.

Bu işlerin başında olan Mühendis Emin Avni Bey'in[6]bu çalışmalarından sayın Behiç Erkin bize övgü ve sevgi ile söz etmişlerdi. Mühendis Emin Avni Bey ve arkadaşları günde 18-20 saat çalışmışlardı.

Nafia Vekilliğine dört ay sonra gönderdiği bir yazının 8. maddesi ile sayın Behiç Bey durumu özetlemiş olmaktadır.: “...tahrip edilmiş olan rayları kesmek ve tekrar takmak suretiyle B. Çobanlar-Afyon Karahisar arasındaki yirmi kilometrelik kısım dokuz günde tamir edilmiştir ki, vasaiti mükemmel memleketlerde bile bundan daha fazlasının yapılması mümkün değildir. Bu sayede harekati harbiyenin onuncu günü katarlar, B. Çobanlardan itibaren yüz yirmi kilometre ileride İslâmköyü (Banaz) civarına kadar işleyerek ordunun erzak ve cephanesini yetiştirmiş ve İslâmköyü ile Uşak arasındaki tamiratın ikmalinden evvel Uşak-Ahmetler kısmının da işletmesine başlanılmıştır,

Böylece; yıldırım hızıyla ilerleyen ordumuzun cephane ve İaşe malzemesini ardından yetiştirmekle Demiryolları zafer yardımcılığı görevini yapmış bulunmaktadır.

Hüseyin Cahit Bey'in Tanin gazetesinde çıkan, Anadolu-Bağdat hatlarının Devletçe satın alınması ve işletilmesi konusundaki yazısı üzerine bir çok kimseler bu düşünceyi uygun bulmuşlardır. Eski şirkete devredilmesi hakkında düzenlenen bir proje Büyük Millet Meclisi Muvazenei Maliye Encümenine gelmiştir. Encümen üyeleri satın alma yanlısıdırlar. Behiç Beyi çağırarak, kendimizin işletip işletemiyeceğimizi sorarlar. Behiç Bey teminat verir. Onun üzerine şirkete geri verilmesi projesini Encümen geri çevirir. Nafıa Vekili istifa eder. Sonunda bu hatların satın alınması için Hükümet’e yetki veren 22 Nisan 1340 T. ve 506 sayılı kanun kabul edilir.

Kurtuluş savaşı sırasındaki, işletme başarılan, böylece kendimize bu alanlarda da güven kazandırmış olmaktadır.

Dipnotlar

  1. Üçüncü Yunan taarruzu hissedildi~i vakit yirmi kilometre kadar Uşak hattı rayları sökülmeye başlanılmış, kısmen Ankara kısmen Konya hattına sevkedilmiştir," (271. def. 133. Say.)
  2. Vekiller Heyeti içinde ve onun reisli~ini yapan E.H. Umumiye Reisli~ine göre o sıralarda düşmanın savaşsız uzaklaştırılması olasığında belirmiş olduğu anlaşılmaktadır.
  3. Bir kısım tarih kitapları nda Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın bu seyahati 20 Ağustos'ta gösterilmektedir. Ancak, Gazi'yi kendi evinde konuklayan bir kimsenin belirttiği günleri biz daha doğru bulmaktayız. Hele bu kimse ne olursa olsun, her belgeyi büyük bir titizlikle saklayan ve olayları zamanında tesbit eden (rahmetli) Behiç Erkin olursa... Nutuk'da da Gazi: "E.H.U. Reisi 13.8.338 de cepheye gitmiş. Ben bir kaç gün sonra gittim" demektedir. 13 Ağustos'un "bir kaç gün sonra"sı Ağustos'un 17 sine uygun düşmektedir. Ayın yirmisi olsaydı Gazi "bir kaç gün" yerine "bir hafta" deyimini kullanırdı . Gazi "Nutuk"da Konya'ya geldikten sonra bu durumun duyulmaması için telgrafhaneyi kontrol altına aldırdıklarını belirttikten sonra "20 Ağustos 92 2 günü öğleden sonra saat 4 de Garp Cephesi Karargâhında yani Akşehir'de bulunuyordum" demektedir. 20 Ağustostan önce Konya'da olduğuna göre Konya'ya gelişi tarihi ayın 17 sine uygun düşmektedir.
  4. Bu telgraflaşmalar, Demiryolu telgraflarının bağlantısı olmadığından P.T.T. idaresi aracılağı ile yapılıyordu.
  5. Behiç Bey, Demiryollarının gelecekteki "Zafer Yardımcılığı" görevini en iyi bir şekilde yapabilmesi için, yol onarımlarında geceleri de çalışmayı sağlayacak olan motorlu dinamo ve takımlarını, aylar önce Istanbul'dan satın aldırmış, bunlarla bir vagonu donatmıştır. Daha az önemli işlerde kullanma isteklerini önlemek için, bundan kimseye bilgi vermemiştir.
  6. Mühendishaneden 1907 yılında çıkmış olan Emin Avni Bey, uzun müddet Hicaz Demiryollarında sonra da şark demiryollarında çalışmış olup, Anadolu'ya katılan iki mühendis arası ndan Nafia vekâletince seçilmiştir. Nafia Vekili Süleyman sırrı Bey'in 27.8.340 tarihli telgrafında "Zaferin en büyük âmillerinden biri de Anadolu-Bağdat demiryollarının iyi idaresidir" diyerek "Zâtı âlileri başta olmak üzere" kaydiyle bir topluluğun Baş Kumandanlık muharebesinin kutlanması töreninde Idareyi temsil etmesini istemiştir. Buna veriği karşılıkta, gelemiyeceğini açıklayan Behiç Bey, Hareket Reisi Zihni Bey'in başkanlığında B. Çobanlar- Dumlupınar-Uşak hattının süratle onarımında olağan üstü çalışmalar göstermiş olan Emin Avni beyle çeşitli şubelerden yirmibir kişi seçilmiş olduğunu bildirmektedir.