ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Hamdi Kodan

Anahtar Kelimeler: Kayseri, Felahiye, 1983, Eski Tunç Çağı, Define, Müze, Kazı, Arkeoloji

1983 yılında Kayseri’nin Felahiye ilçesine bağlı Çukur bucağının 3 km. kuzeydoğusunda, Kağnı deresindeki kum ocaklarından (Harita 1) kum alınırken bulunduğu bildirilen 29 adet tunç eser Müzemize getirildi. Ele geçirilen bu eserlerin yanında değişik malzemelerden yapılmış, değişik türde başka eserlerin de bulunup bulunamadığı anlaşılamadı, tik bakışta bu eser grubunun bir defineyi temsil ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu defineyi oluşturan eserlerden bir kısmının eksik olduğu izlenimi edinilmiştir.

Yerinde yaptığımız araştırmalarda, buluntu yeri olarak işaret edilen kesimde (Res. 1) herhangi bir eski kalıntıya rastlanmamıştır. Yalnız bugünkü köyün dışında, kum ocaklarının bulunduğu yere 1 km. uzaklıktaki tarlada, Eski Tunç Çağı’na ait kaba seramik parçalan ele geçirilmiştir. Bu araştırma sırasında köylüler, sözkonusu tarlada daha önceleri küçük bir tepenin bulunduğunu, sonradan bu tepenin sürülerek düzleştirildiğini ifade etmişlerdir (Res. 2).

Bu bilgilerin ışığında üzerinde duracağımız eserlerin, ait oldukları çağda, bu iskan yerinin yakın çevresine depo edilmiş, saklanmış olabilecekleri gibi, tamamen ayrı bir bölgeden, özellikle Orta Anadolu’nun kuzeyinden Müzemize getirilmiş olabilecekleri ihtimali de düşünülebilir. Kağnı deresindeki kum ocağından elimize geçmeyen irice kahverengi bir kap içerisinde bulundukları yolundaki ifade, bu eserlerin bir define, bir depo oldukları görüşüne ağırlık kazandırmaktadır.

Define, teber biçimli onbir balta, sap delikli üç balta, bir kabza veya asa başı ile onüç çalparadan oluşmaktadır.

1- TEBER BİÇİMLİ BALTALAR (Res. 13-17, 36-38):

Bu baltaların kavisli sap başlarının bir ucu hafifçe çengel biçimli, öteki ucu düzdür. Yuvarlak kesitli sap delikleri çengelin altındadır. Keskin vurma yüzleri açık yanmayı andırmaktadır. Sap kenarları ve yüzün üst kenarları belirgin bir şekilde kalın zıhlıdır. Bu gelişmiş bir tekniğin varlığına işaret etmektedir. Tümü dökümdür. Yükseklikleri 13.3 cm. ile 9.1 cm., genişlikleri 11.5 cm. ile 9.5 cm. arasında değişmektedir. Boyutlarına ve detaylarına göre, hepsi birbirinden ayrı kalıplardan çıkarılmışlardır. Bunlar Mahmatlar definesi baltalarının [1] ve Çorum Müzesi baltasının [2] tam eşleridir. Baltalardan bir tanesinin keskin yüzü 23 dişlidir (Res. 38). Her dişin dibinde yuvarlak bir oyuk vardır. Mahmatlar baltalarının biri de 16 dişlidir. Bunda da her dişin dibinde bir oyuk bulunmaktadır. D. Stronach bu Anadolu baltalarının kökenini Babil'de aramaktadır [3]. Ancak bu görüşü tek pişmiş toprak baltanın varlığı ile kanıtlamak mümkün değildir. Baltalardan ikisinin keskin yüzleri diğerlerine bakınca daha dar ve incedir (Env. no. 84/ 41-42). Zıh, bir tanesinde oldukça keskin görünümlüdür (Env. no. 84)33). Aynı baltanın çengelli şapının iki yan tarafında da keskin birer sırt oluşmuştur.

Anadolu'da bu güne kadar bu balta tipi, sistemli kazılarda bulunmamıştır, iki önemli buluntu yeri de define anlamında ve tesadüfün eserleridir.

2- SAP DELİKLİ BALTALAR (Res. 18-19, 39-41):

Ayni tipe giren üç sap delikli baltanın delikleri ortadadır. Yuvarlak kesitli sap deliklerinin dış kesimleri her iki yüzde de keskin birer sırt oluşturmuştur. Her üçünün de İkişer yüzleri küttür. Bunlar, Mahmatlar definesindeki sap delikli baltanın tam eşleridir[4]. D. Stronach, Mahmatlar baltasını sap delikli baltaların ikinci tipinde incelemekte ve haldi olarak Horoztepe, Ahlatlıbel baltalarım da bu guruba bağlamaktadır [5]. Bunlar savaş baltalarının sivri, keskin özel tipini temsil etmezler. Bu şekilleri ile de diğerlerinden ayrılırlar. Sap delikli bu üç baltadan bir tanesinin, uzun yüzünün alt kenarında sonradan yapılmış üç yatay çizgi ile iki derin çentik bulunmaktadır (Env. no. 84(47).

3- KABZA VEYA ASABAÇI (Res. 20):

Bu çağda Anadolu'da ender rastlanan örneklerdendir. Elde kolay tutulabilmesi İçin oval gövde, birbirinden ayn sekiz geniş yivle süslenmiştir. Yüksekliği 5.4 cm., genişliği 5.1 cm. dir.
















Horoztepe yayınlarında [6] Asa-Baston veya Baldahin sapı başı olarak tanımlanan kabza veya asa başları, Alacahöyük ve Horoztepe’yi karakterlendiren önemli maden buluntularındandır. Çukur definesindeki asabaşı ile Çorum Müzesindeki tek örnek [7]bu tip kabzaların yalnız Alacahöyük ve Horoztepe’ye özgü olmadığını kanıtlamaktadır.

4- ÇALPARALAR (Res. 21-35, 42)

Orta Anadolu’nun kuzey kesimi için tipik olan ve bu definede ele geçtiği söylenen çalparalar, 13 adettir. Kulplarının yarım küre biçimli başları deliktir. Delikler hepsinde aynı yerde olup, tepe noktasından kulba eğik olarak inmektedir. Kulpları genellikle uzun ve aşağıdan yukarıya doğru daralmaktadır. Tamamında yuvarlak kesitli olan kulplardan bir tanesi spiral yivlerle bezelidir (Res. 42; Env. no. 84/61). Kurs biçimli gövdelerinin dış kenarları çok düzgün olmayan bir çember şeklindedir. Gövdeler üstten iç bükey, alttan dışbükey kavisli olarak şekillendirilmiştir. Alt yüzlerinin ortalarında yuvarlak birer çukurcuk bulunmaktadır. Gövde çaplan 5-7 cm., yükseklikleri 4-6 cm. arasında değişir. Ayrı kalıplardan çıkarılmışlardır. Çift olarak kullanıldıkları gözönüne alındığında, boyutları bakımından eş teşkil etmemektedirler. Ayrıca, sayı bakımından da biri tek kalmaktadır. Bu durum, Çukur buluntularının tümü ile Müzeye intikal etmemiş olduğunu hatıra getirmektedir.

Alacahöyük [8] ve Horoztepe [9] çalparaları, definenin tarihlendirilmesini kolaylaştırmıştır. Çünkü bunlar kazılarda in-situ durumda ele geçirilmişlerdir. Horoztepe’de saplarının yukarı kısımlarının delindiğini gösteren örnekler de vardır[10]. Onların yuvarlak başları delik değildir. Horoztepe’de hem gövdenin, hem de yarım küre biçimli başın derin yivlerle süslendiğini gösteren çok iri çalparalar da ele geçmiştir[11]. Tahsin Özgüç’ün yazdığı gibi[12], bu çalpara kurslarının üst kenarları da Soloi kurslarının aksine düz ve süssüzdür[13].

Defineyi oluşturan eserler, Anadolu’nun bu tipe giren eserleri arasında en iyi korunmuş olanlarını temsil etmektedirler.

Çukur definesi, sistemli kazılarda bulunmuş olan paralellerine göre, M.Ö. III. binin son çeyreğine aittir.

Define, bu tip çalparaların Orta Anadolu’nun güney kesimlerine doğru yayıldığını da göstermektedir. Bu Soloi çalparalarının bağlı kalmış olmaları muhtemel bölgeyi de işaret etmektedir.

KATALOG

TEBER BİÇİMLİ BALTALAR

Sır، No

1 Müze Env. No

Ölçü ve tanımı

I

84/33

Y. 10.1, Gen. 9.7 cm. Keskin yüzü çok küt.

2

84/34

Y II. 7, gen. 10.3 cm. Çengel kısmı yayvandır.

3

84/35

Y 9. I, gen. 9.8 cm. Çengel kısmın çıkıntısı küçük, yanmay biçimli ağzı küt. Yüzün sapa doğru iki kenarında birer delik vardır.

4

84/36

Y. 12.5, gen. 10.1 cm. Çengel kısmı yassılaştırılmış, sap deliği daha dardır.

5

84/37

Y. 13, gen. 11.4 cm. Çengel kısmı iri çıkıntılı, keskin yüzü küt, sap delik kenan yuvarlak.

6

84/38

Y. 10.9, gen. 9.5 cm. Sap delik kısmı dar ve cidan kalın. Çen.ge! küt.

7

84/39

Y. 11.2, gen. 10.4 cm. Çengel kısmı ve ağız küt.

8

84/40

Y. 11, gen. 10.7 cm. Çengel kısmı hafifçe kıvrık, ağzı küt.

9

84/4,

Y. 12.4, gen. 10 cm. Sap deliğinin etrafi hafifçe yuvarlak, ağzı küt.

10

84/42

Y 13.3, gen. 10.5 cm. Heriki kesimi de küt.

11

84/43

Y. 11.5, gen. 10.8 cm. Çengel kısmı çok kıvrık, zıhı keskin.

12

84/44

Y. 12.1, gen. 11.5 cm. Kenarlara doğru küçülen ve daralan 23 dişlidir.

SAP DELİKLİ BALTALAR

13

84/46

U. 12.4, gen. 3.1 cm. Ağızları küt.

14

84/47

U. 11.2, gen. 2.8 cm. Bir ağzında vurmadan dolayı üç-dört çentik.

15

84/48

Uz. 11.3, gen. 2.8 cm. Sırtından ağız kenarlarına doğru incelir.

KABZA VEYA ASABAŞI

16

84/45

Yük. 5.4, gen. 5.1 cm. Gövdenin ortasından boyuna yuvarlak sap delikli, gövde üzeri parmak oturacak biçimde sekiz derin yivlidir.

ÇALPARALAR

17

84/49

Yük. 4.1, çap 5.1 cm.

18

84/50

Yük. 4.6 çap 5.6 cm.

19

84/51

Yük. 6.2, çap 5.8 cm. 'I’utamağı diğerlerine göre uzunca, vurma yüzü düz.

20

84/52

Yük. 6.1, çap. 5.7 cm.

2 I

84/53

Yük. 4.5, çap 6.1 cm. Vurma yüzünün cidarı diğerlerine göre kalınca ve yüksekliği az.

22

84/54

Yük. 5, çap 6.6 cm. Tutamağın gövdeden çıktığı yer oldukça kalın.

23

84/55

Yük. 5.1, çap. 6.6 cm. Tutamağın gövdeden çıkış yeri kalın.

24

84/56

Yük. 5.1, çap 6.9 cm. Vurma yüzünün ortası hafif içbükey, kenarlara doğru kavisli.

25

84/57

Yük. 6.2, çap 6.6 cm. Dairevî vurma yüzü düzensiz. Cidarı kalın. Kulbu ince.

26

84/58

Yük. 6.1, çap 6.7 cm. Düz vurma yüzünün kenarlan düzensiz.

27

84/59

Yük. 5.3, çap 6.9 cm. Vurma yüzü kalın kenarlı ve düzensiz.

28

84/60

Yük. 5.6, çap 7.1 cm. Vurma yüzünün çapı diğerlerine göre geniş ve kalın cidarhdır.

29

84/61

Yük. 5, çap 7.6 cm. Dairevî vurma yüzü hafifçe bombeli, gövde ortasından çıkan yuvarlak kesitli tutamağı spiral yivlerle süslüdür.

Dipnotlar

  1. H. Koşay-M. Akok, Amasya-Mahmatlar Köyü Definesi, Belleten 55, 195o, S. 485, Lev. XL ve XLI, 15.
  2. Tahsin Clzgüç, Çorum çevresinde bulunan Eski Tunç Çağrı Eserleri-Some Early Bronze Age Objects from the district of Çorum, Belleten 175, 1 9 8S0., 464.
  3. D. Stronach, The development and diffusion of metal types in Early Bronze Age Anatolia, Anatolian Studies 7, 1957, s. 120-121.
  4. Koşay-Akok, Belleten 55, 1950, Lev. XL, 4.
  5. Anatolian Studtes 7, 1957, s. ıı8-119.
  6. T. Özgüç-M. Akok, Horoztepe 1958, s. 6 vd.
  7. T. Özgüç Belleten 175, 1980, s. 462.
  8. H. Z. Koşay, Alacahöyük Hafriyatt 1936, Ankara 1938, s. lo6 (M.A. Mezarı ) ve H. Z. Koşay, Alacahöyük Krizin 1937-1939, Ankara 1951, Lev. 126 (H. Mezarı )
  9. T. Özgüç-M. Akok, Horoztepe Eserleri, Belleten 82, 1957, S. 205, Res. 12 ve 36; ve Horoztepe, Ankara 1958, S. 14, Res. 20, Lev. 7, 3-5.
  10. T. Özgüç-M. Akok, Horoztepe 1958, S. 14, Lev. 7, 4-5 ve B. Tezcan, Yeni Horoztepe Buluntuları-New finds from Horoztepe, Anatolia 5, 1960, S. 26, Lev.18. 2-3.
  11. T. Özgüç, Yeni Horoztepe Eserleri-New finds from Horoztepe Anatolia 8, 1964, S. 20-21, Res. 5b
  12. T. Özgüç, Anatolia 8, 1964, S. 21.
  13. K. Bittel, Der Depotfund von Soloi-Pompeipolis (ZA, N.F. 12, S. 198).

Şekil ve Tablolar