ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Momčilo Spremıç

Anahtar Kelimeler: XV. Yüzyıl, Venedik Cumhuriyeti, Haraç, Toprak, Osmanlı Devleti

Balkan ülkelerinin tümü, doğrudan doğruyaTürkyönetimi altına girmeden önceTürkSultanına haraç ödemekteydiler. Bu da yıllık bir para vermek ve yardımcı asker yollamakla gerçekleşirdi. Venediğin en ince diplomatik girişimleri bile haracın ödenmesini engelleyemedi. Bundan dolayı XV.yüzyılın başlarında Balkan Yarımadasında sahip olduğu topraklar için Venedik Cumhuriyeti, Osmanlıların koyduğu vergileri kabul etmek zorunda kalmıştı.

Araştırmamızın konusu XV. yüzyılda Venedik Cumhuriyeti’nin sahip olduğu topraklar için Sultan’a ödediği haraçlardır. Haraçların toplamı yanında ne zaman ödendiklerini bildirmekle yetindik. Nasıl tahsil edildikle­rine dair özel bir dikkat göstermedik. Yalnız Venediğin, Osmanlılara ödeyeceği parayı kimden sağladığına değineceğiz.

Osmanlı Devleti’nin Şark’da güçlü bir düzeye erişmesinden sonra, Venedik Cumhuriyeti iyi ilişkiler zemini arayarak Balkan Yarımadasındaki egemenliğini sürdürmek ve engelsiz bir ticaret rejimine devam etmeyi güvence altına almak istedi. 1365 yılında bile Venedikliler Sultan I. Murad’dan imtiyazlar elde edebilmek için her şeyi yaptılar[1]. Bununla beraber onun 1384 yılında Cenovalılara karşı giriştiği mücadeleye askeri yardım isteğini geri çevirdiler[2]. 1. Murad devrinde Balkan topraklarına haraç ödendiğine dair bir kayıt yoktur[3]. Ondan sonra Osmanlı tahtına geçmiş bulunan I. Bayezid, Balkan Yarımadasında giriştiği büyük fetih hareketinden dolayı devletinin sınırlarını Venediğin sahip olduğu toprakla­ra dek genişletmişti[4]. Venedik Cumhuriyeti de Balkan topraklarında ele geçirdiği arazide rahatça ticaret yapabilmek için Sultan I. Bayezid ile sınırlarım tehdid etmekte olan komutanlarına karşın, iyi ilişkilerini sürdürmek istiyordu. 1400 yılının Temmuz ayında, Venedik Senato’su aldığı bir kararla İşkodra bölgesini yağma etmekte olan Arnavutluk komutanı Şahin’e 2.000 dukalık yıllık haracı ödemeğe hazır olduğunu bildirdi. Bu miktar Venediğin Arnavutluk topraklarında sahip olup ta, Türkler tarafından tehdit edilen kentleri için çok ağır geliyordu.

Bununla beraber Venedikliler haracınTürkkomutana ödenmesi hususunda gizli görüşmelere girişiyorlardı [5]. Elde bulunan kaynaklardan hiç birisinde doğrudan doğruya Bayezid’e haraç ödendiğine dair kayıt yoktur.

Osmanlıların 1402 yılı yaz mevsiminde Timur’a karşı Ankara civarında yenilmelerinden sonra Bayezid’in oğullan arasında veraset savaşı patlak verince, Venedik Cumhuriyeti başta Arnavutluk ve Yunanistan'da olmak üzere Balkan Yarımadasında durumunu güçlendirmeğe ve etkisini çoğaltmağa gayret etti [6] ve hemen Bizans İmparatorluğu, Cenova Cumhuriyeti ve Rodos Şövalyeleri’nin yaptığı gibi, 1403 yılında Sultan 1. Çelebi Süleyman ile bir antlaşma imzaladı. Bu antlaşmada Bodoniç Markisi I. Giacomo Giorgio (1388-1410)’nun Sultana önceden babası Francesco’nun ödediği gibi yılda 500 duca haraç ödemesine dair madde vardı[7]. Venedik kayıtlarına göre Nakşa adasının Duca’sı I. Francesco Crispo (1383-1397) Türklere haraç ödemekte ve ardılı I. Jacobo da devam etmekteydi. Bununla beraber Türklere ne zamandan beri haraçgüzar olduklarına dair kesin bir tarih bilmiyoruz. Bilinen taraf, yıllık haracın 200 duka olduğudur. Zira 1426 yılında Nakşa adası duca’sı II. Giovanni Crispo (1413-1437) bu kadar para ödemişti[ 8].

Venedik Cumhuriyeti Zedda’da III. Balşa’ya karşı çarpışırken 1405 yılında Bar, Budva ve Ülgün kentlerini ele geçirmeyi başarmış, bu esnada da İşkodra, Drivasto ve S. Sergio’yu da elinde tutmuştu. III. Balşa Türklere haraç ödemekte olduğu için, Venedikliler onun elinde bulunan kentlerin fethini Osmanlı Sultanı ile beraber düzenledi. Bundan dolayı Venedik Senato’su 1406 yılı başlarında Francesco Gustiniano’yu elçi olarak gönderdi. Maksat bu kentler için haraç ödenmemesi ve III. Balşa’nın yönetimi altında bulunmakla birlikte, “Bizim yöneticilerimiz başkaları için kendi kent ve topraklarında asla hiç bir haraç toplamadıkları” özrünü ileri sürüyorlardı. Bununla beraber böyle bir teklif Venedik diplomasisinin başlangıç noktası sayılabilirdi. Venedik Senato’su[ 9] Giustiniano’ya öngör­düğü biricik çözüm şekline göre, Arnavutlukta sahip olduğu toprakların haracı olarak Osmanlı Sultanına 2000 duca söz vermesine müsaade etti[l0]. Haraç sorunu ertesi yılın başında Giovanni Loredano tarafından kesin şekliyle düzenlendi. Loredano daha başında Osmanlı Sultanına Venediğin önceden arazileri için kimseye haraç ödemediğini, aynı zamanda ise İşkodra, Drivasto, Ülgün ve Arnavutluktaki diğer kentler ve Zedda’da yılda 2000 duca ödemeğe hazır olduğunu bildirdi[11]. Haraca karşılık olarak da Venedik, Sultan’dan yukarda adı geçen kentlerin güvenini sağlama bağlamasını istedi. Venedik Cumhuriyeti bu suretle daha çok III. Balşa'nın akınlarından kendisini koruyacağını bekliyordu [12] . Loredano, Sultan ile yaptığı antlaşmada Arnavutluk için ödediği haraç 1500 ducaya çıkacak­tı[ l3]. Böylece Venedik zaten önceki beyler aracılığıyla Sultana haraçgüzar olan topraklar için para ödemeğe başladı. Venedik buna engel olamadı, zira Osmanlı Padişahı eski haraçgüzarlarının topraklarının kazancım yitirmek istemiyordu. Böylece Venedik, doğrudan Sultanın haraçgüzarı oldu.

Aynı ilkeleri izleyerek, Venedik Cumhuriyeti Patras için haraç ödemeyi kabul etti. Haracı da 1408 yılı Ağustos ayında Patras arşöveki Stefano Zaccaria’dan sağladı. Bilhassa haraç yüzünden Sultanın hiddetini üzerine çekti [14]. Bunun için de Sultan 1. Çelebi Süleyman’a önceden arşövek Stefano’nun ödemekte olduğu haraca devam edeceğini bildirdi[15]. Aynı anda Patrasso podestâ ve capitano'suna emir veren Venedik Senato’su 500 duca veya 3000 perperos'a kadar yükselmiş bulunan haracın ödenebilmesi için, paranın tahsilini arşövekin önceden yaptığı gibi tebasından alınmasını istedi. Bundan başka Venedik Cumhuriyeti paranın Sultanın temsilcisine veya devrin âdetine göre Akaiya prensi aracılığıyla teslim edeceğine söz verdi. Hatta haracın Barak veya oradaki başka bir Türk komutanına önceden arşövek Stefano’nun yaptığı gibi davranmasını istedi. İster Sultana ister komutanlara verilen haraç olsun, düzenli tahsil olunan para, Patraslılar için çok ağır geliyordu[ l6]. Maamafi, Loredano genellikle Türklere ödenmekte olan haracı kabul etmiş görünmekle, Pteleone’nin Venedik Cumhuriyeti’ne ait olduğunu taahhüt altına aldırmıştı [17].

Lepanto ( = İnebahtı)da 1407 yılının Haziran ayında Venedik yönetimi altına girdikten sonra, Senato buranın yönetimini Sultan ile birlikte düzenlemek istedi. 1409 yılının ilkbahar mevsiminde Francesco Giustiniani aracılığıyla 1500 duca hediye edip onun Lepanlo’dan ve diğer 200 duca tutarındaki haraçdan vazgeçmesini sağladı. Bu girişimlerde Venedik Cumhuriyeti haracı 100 duca’ya düşürttü. Bu da 1410 yılında toplamı 1600 duca tutan, 1500 duca’lık Arnavutluk ve Patras ile 100 duca tutarındaki İnebahtı haracı hesaplanırken meydana çıktı[18]. İnebahtı için haraç toplanması Musa Çelebi ile 1411 yılında imzalanan antlaşmada da vardı[19]. 1409 yılında Giustiniani Patras için Sultana her yıl 500 duca’nın Akaiya prensi [20]tarafından ödeneceğine dair garanti verdi. Bodoniç markisi I. Jacobo Giorgio da antlaşmada vardı ve keza 1408 yılında imza edilende de adı geçiyor ve yıllık 500 duca tutarındaki haracın ödenmesinde zımnen bulunuyordu [21].

Arnavudluk ve Zedda için olduğu kadar, Giustiniano yılda Sultana ödediği 1500 duca tutarındaki haraçdan başka, 500 duca da paşalara ödemeyi öngörecekti, zira bir yıl önce Giovanni Loredano’nun Türklere yılda iki bin altın haraç ödeme olanağı vardı. Bundan başka Venedik her yıl 1500 ducayı imparatora, Arnavutlukdan aldığı kumaş olarak ödemeğe hazır olduğunu bildirdi. Fakat bu vesileyle Sultana haracın bedeli olarak Venedik Cumhuriyeti’nin oralarda sahip olduğu yerlerin garantisi sağlanacaktı [22]. Doğal olarak Giustiniano'nun en son olarak taahhüt edebileceği bu miktar, masrafları en alt düzeyde tutabilme çabalarından ileri geliyordu. Maamafih girişimler Venedik Cumhuriyetinin Arnavutluk ve Zedda’daki yerlerini elinde tutmak için ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bununla beraber Giustiniano, Çelebi Süleyman ile 1409 yılında oldukça başarılı bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre Venedik Cumhuriyeti, Arnavutluk ve Zedda için her yıl 1000 duca verecek, bu parayı da o yılın Ağustos ayında ödeyecekti. Fakat Arnavutluk ve Zedda’da kurulan ve iki devlet arasında yapılan anlaşmada da garanti edilen sulhun devam edebilmesi için, yakınlarındaki Türk komutanlara karşın, Sultanın da kabulü gerekiyordu: başka Üsküp kentindeki Türk komutan Pasciaito ( — Paşa Yiğit) olsa bile. Venedik

Cumhuriyeti’nin Paşa Yiğit’e yılda 500 duca ödemesinin nedeni budur [23]. Aynı şekilde de, Sultana her yıl ödenmekte olan 1500 duca ikiye ayrılıyordu: 1000 duca Sultana, 500 ü de Paşa Yiğit’e veriliyordu. Bu Türk komutanının görevinin önemi, Venedik Cumhuriyeti’nin haracı 1000 ducaya çıkarması örnek gösterilebilir[24]. Giustiniano’nun imzaladığı anlaşmanın uygulanabilmesi için, Venedik Senato’su İşkodra’daki komuta­nına verdiği emirde, Paşa Yiğit’e yıllık haracın yarısı olan 250 ducayı ödemişini emretmişti. Bu suretle Venedik Senato’su, Üsküp’teki Türk komutanına saptanmış yıllık 500 ducalık haracın düzenli ödeme olanağım ispat ediyordu[25] .

Bu süre esnasında Venedikliler Zabojana topraklarını Balşalardan Elena’ya terk etmeyi reddettiler. Bu topraklan yitirirlerse, Sultana ödemeleri gerekli haracı toplayamayacaklarını zannediyorlardı[26]. Zabojana topraklarının emniyeti için Paşa Yiğit’e her yıl ödemeye söz verdikleri 500 ducaya ek olarak 200 duca daha bir komisyon ödemeyi, bunun yanında Sultana da vaad ettiklerinden 500 duca daha fazla ödeyebileceklerini bildirdiler[27]. Yararlandığımız kaynakların hiç birinde Venediğin bu parayı ödediğine dair kayıt bulunmuyorsa da, bunun yanında bir aydan kısa bir zaman sonra Sultanın ve Paşa Yiğit’in temsilcileri sayesinde Arnavutlukta sulh ilan edildi[28]. Türklere ödemekte oldukları haraçdan dolayıdır ki, Balkan Yarımadasındaki topraklar ile Arnavutluk ve Zedda'daki topraklarını koruyabilmek için Türk Sultanından ve komutanlarından topraklarının garanti altına alınmasını bekliyorlardı[ 29].

Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında patlak veren veraset harpleri yüzünden 1410 yılının yaz aylarında düzenli ödenmekte olan haracın ne olacağına dair tereddüdler uyandı. Bundan dolayıdır ki İstanbul’daki Bailo’nun haracı Çelebi Süleyman’a vermesi engellendi ve Türkiye'nin Avrupa topraklarına sahip olup olmadığının araştırılması emredildi. Ancak bu gerçek olursa haraç verilecek ayrıca bu toplamdan 508 duca ve 13 grossi'ye tekabül eden 17.800 akçelik bir bölüm,Türk korsanların Nicolo Bembo’nun gemisine yaptığı hücum nedeniyle kesilecekti[30] . Haracın geri kalan kısmı 1091 duca ve 1 ogrossı ediyordu ki, bunun da Arnavutluk, Patras ve İnebahtı için Sultana ödenen bir para olduğu, bunun yarattığı anlam da, haraç toplamının 1600 ducaya çıktığı[31]: sırasıyla 1000 duca Arnavutluk, 500 duca Patras ve 100 duca İnebahtı içindi. Ödenen miktar bir yıl önceki, yani 1409 yılında ödenen toplam kadardı. İstanbul'daki Bailo, Çelebi Süleyman’ın gücünü yitirmekte olduğunu anlayınca, elindeki parayı vermeyip sakladı. Bu tutumundan dolayı, Çelebi Süleyman'ın ölümünden sonra, 1411 yılı başlarında Venedik Cumhuriyeti tarafından takdir edildi ve aynı yılın Nisan ayında Venedik Senato’su haraç için ayrılan paradan 100 duca ayırıp Tana ( = Azak) konsolosu Andrea Contarini’ye ödemesini emretti [32].

1411 yılının ilkbahar mevsiminde Venedik, Avrupa Türkiye’sinin yeni Sultanı Musa Çelebi ile kendi ilişkilerini düzene koymağa girişti. Zaten o zaman da hediyeler yollanıyorsa da, para yokluğu bahane edilerek herhangi bir haraç ödemekten kaçınıyordu[33] . Venedik Cumhuriyeti’nin Türkiye’de­ki veraset haraplerinden yararlanarak haraç ödememesi olumlu bir sonuç getirmedi. 1411 yılının yaz aylarında Musa Çelebi ile yapılan anlaşmada, önceden olduğu gibi 1000 duca Arnavutluk, 500 duca Patras için, 100 duca da İnebahtı için ödemeğe yükümlü tutuluyordu. Varılan anlaşmaya göre paranın ödenmesi her yılın Ağustos ayında gerçekleşecek ve Arnavutluk ile İnebahtı’nın haracı İstanbul’daki Bailo aracılığı ile Patras haracı ise Acaia prensi aracılığı ile ödenecekti. Aynı anlaşmaya göre Bodaniç markisi de 500 duca ile haraca dahil edilecekti. Venedik Cumhuriyeti adına anlaşmayı imzalayan Giacomo Trevisano hemen 1100 duca tutarındaki Arnavutluk ve İnebahtı haracını ödedi [34]. Haracın tutarı 1409 yılında Francesco Giustiniani’nin saptadığı miktarda kaldı. Venedik Cumhuriyeti bu tutara razı olduğundan Giacomo Trevisano gelirken Giustiniano da imzaladığı anlaşmayı getirmişti. Bu sırada Venedik Senato’su Trevisano'ya herhangi etkili bir Türk paşasını, örneğin Rumeli Beylerbeyisine 100 duca kadar yıllık bir para vaad etmesine izin vermişti. Teselya yöneticisi Evrenos Bey’e ise, Sultana yakınlığı vc güçlülüğü nedeniyle 200 duca öngörülüyordu [35]. Musa Çelebi ile yapılan anlaşmada Venediklilerin, Osmanlıların ileri gelen yöneticilerine bu tutarı ödeyip ödemediklerine dair bir kayıt yoktur. Olumsuz bir yanıttan çok olumlu olana yatkınız. Bununla beraber bu tutarlar Sultan ile yapılan anlaşmada bulunmamakta ve varlığına dair şüpheler uyanmaktadır. Kaldı ki Sultan bunu bilmiyordu [36]. Anlaşmayı imzalamadan önce Venedik Senato’su Pteleo’nun haracı ödememesini açıkça bildirdi ve almayı da başardı: sonucunda da Musa Çelebi ile yapılan anlaşmanın hiç bir yerinde zorla para ödenmesine dair bir kayıt bulunma­maktadır[37]. Diğer taraftan Pteleo zaten Türklere haraç öderdi, 1408 yılında edinilen sonuca göre, Sultan haracın ödenmesine devam edilmesini istemişti. Çünkü bir kez o şatoda para almıştı. O zaman da Venedikliler eğer önceden haraç verilmiş ise gene ödemeğe devam edeceklerini bildirdiler[38]. Bununla beraber elimizdeki belgelerden Pteleo’dan haracın ne ödendiğine ne de toplandığına dair sonuç çıkarılamıyor. Gerçek olan tarafı Venedik Cumhuriyeti’ni, 1411 yılında artık böyle bir yükümlülüğü bulunmuyordu.

1411 yılında Venedikliler Paşa Yiğit’e 500 ducayı düzenli olarak ödemeğe hazır olduklarını bildirdiler. Yalnız Üsküp kentinde bir daha görev almaması durumunda, ardılından yılda 200 ile 300 duca arasında bir para alabilecekti [39].

1411 yılı anlaşmasının olanaklarını gözönünde tutan Venedik Senato’- su, İstanbul’daki Bailo’nun Arnavutluk ve İnebahtı haracı olarak Musa Çelebi’ye 1412 yılı Ağustos ayında 1100 duca ödemesini emretti[40]. Aynı olanak 1413 yılında da gösterildi: yalnız bu kez para 1413 yılı Ağustos ayında bizzat Musa Çelebi’ye verilemedi, zira haraç getirildiği zaman o ölmüş bulunuyordu. 1413 yılında Venedikliler Musa Çelebi’den Arnavut­luk haracı için olanak çerçevesinde bir indirim, her durumda yarı yarıya bir indirim istemeğe hazırlanıyorlardı. Bu başvurularına da neden olarak III. Balşa ile yaptıkları sulh anlaşmasının yapılması sırasında yani bir yıl önce 1412 yılında Bar, Antivari ve Ülgün’ü yitirdiklerini öne sürmüşlerdi. Bu kentlerin ödemeğe yükümlü oldukları para ile diğer kolonilerden sağlanan paralar ile Arnavutluğun haracının bütününü topluyorlardı[41].

1413 yılında I. Çelebi Mehmed’in Osmanlı tahtına çıkması üzerine taht kavgasına son verildiği için Venedik Cumhuriyeti onunla bir an önce bir anlaşma yolu aradı. Kaldı ki Venedik taht kavgaları sırasında, Ankara Savaşından 1413 tarihine gelinceye dek yani Türkiye’de merkezi bir güç bulunmadığının belirlendiği bir sürede, Sultana haracını ödemeğe başladı. Maddelerin sertliğinden dolayı, Balkan Yarımadasında yeni topraklara sahip olan Venedik, buraların eski yöneticilerinden Türk sultanına verilmek üzere para almağa mecbur kaldı. Haracın bütün yükünün kolonilerdeki vatandaşların sırtında bulunmasına karşın, o zamandan itibaren Venedik Cumhuriyetini Osmanlı sultanının bir haraçgüzarı olarak kabul edebiliriz.

1414 yılında yeni sultan ile bir anlaşma yapan Venedik, haraç ödenmesini durdurmak istedi. Arnavutlukda sahip olduğu toprakların karşılaştırılması durumunda, mazeret olarak buralarda sulh ve sükûnun hakim olduğunu ileri sürdü. Bu da saptıyor ki, Venedik Cumhuriyetinin haracın ödenmesini Sultanın bu topraklarda sulhu sağlamağa aracı olmasında görüyordu.

Sonra da Patras’ın arşöveke teslimi konuşulduğundan Venediğin bir haraç ödeme zorunluluğu olmadığım ileri sürüyorlardı. İnebahtı için ödenen haraç çok az olduğundan bahsi bile geçmiyordu. Buna karşın İstanbul'daki Bailo Francesco Foscarini (Venedik Cumhuriyeti bunun aracılığıyla Osmanlılarla haberleşiyordu) Venedik Senatosundan aldığı müsaade ile, en son varsayım olarak Arnavutluğa dair bir haraç ödeyecekti. Bu durumda ise, Sultan’a Venediğin buralarda bazı topraklar yitirdiğini haber verecekti. Bu varsayım çerçevesinde Foscarini’nin önceki toplamadan sağladığı para ile haracı ödemiş olması ihtimali vardır. Sarfettiği 1500 ducadan 400 ü Sultan’a ve adamlarına verilen hediyeye aitti[42]. Onun için geri kalan 1100 duca ise Venedik Cumhuriyetinin İstanbul Bailo’su aracılığı ile ödediği haraç olabilirdi.

I. Çelebi Mehmed’in tahta geçmesinden hemen sonra varılan anlaşmada haraç sorunu tam olarak saptanamamış hatta kesin bir çözüm bile bulunamamıştı. En önemli engel Arnavutluk için istenen haraçtı. Israrla üzerinde durduğu husus da Venedik Cumhuriyeti III. Balşa ile imzalamış olduğu sulh anlaşmasında Bar, Budva ve Ülgün’ü 1412 tarihinde terk ettiğini bundan dolayı da Arnavutluk'daki topraklan için ödemekte olduğu haracı azaltmayı, yani yıllık 1000 ducayı artık ödemek istemediğini bildiriyordu. 1415 yılı esnasında Osmanlı Sultam ile anlaşma zemini arayan Venedik Cumhuriyeti[43] ertesi yıl Dellino Venier aracılığı ile bir anlaşma yaptı44. Bu anlaşmada haraç sorunu ele alınmadığı için vazgeçildi­ği anlaşılıyor[45]. Venier’in Arnavutlukdaki topraklar için ödenen haraçla ilgili izin üzerine Türkiye’ye ödemesi gereken borcu bir defada ödeyerek anlaşmayı yaptığı bir gerçektir[46]. Anlaşıldığına göre Venedik Cumhuriyeti bu vesileyle belki haracı ödemişti fakat kesin bir ödeme kabul etmediği için anlaşmaya koydurmamıştı. Venediğin diplomatik çabaları 1417 ve 1418 yıllarında da da devam etti. Artık haraç sorununun Sultan ile İstanbul Bailo’su Bertuccio Diedo ile 1419 yılının sonbaharında yaptığı bir anlaşmada düzene girmesini istediler[47]. Varılan sonuca göre İnebahtı için verilen haraç 100 duca olarak kalacak, Arnavutluktaki topraklar için ve bilhassa İşkodra, Drivasto ve Leş için saptanan yıllık yalnız 200 ducayı her kent için 1 /3 kadarını ödeyecekti. Bu suretle Venedik Cumhuriyeti yitirdiği her kent için kalan 2/3’lük kısmı ödeyecekti. Böylece Arnavutluk için ödenen haraç 200 duca olarak saptanmış oluyordu. Zaten daha anlaşmanın tasdiki sırasında III. Balşanın bizzat Drivasto’yu işgal etmesinden dolayı Venedik Cumhuriyeti haracın 2/3 ünün ödemeye razı olduğunu ve kentin yitirilmesini tanımadığını bildirdi. Bu vesileyle de Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı Sultanından haracın ödenmesi sırasında garanti sözü almıştı. İstanbul Bailo’su aracılığı ile ödenmekte olan haraç Ağustos ayı yerine Eylül ayı içerisinde ödenecekti.

Venediğin bütün muhalefetine karşın 1419 yılına dek Arnavutluk için ödenen haracın tutarı 1000 duca olarak saptandı ve bundan dolayı da Osmanlı Sultam o yıl imzalanacak anlaşmadan önce 1100 duca tutarındaki Arnavutluk ve İnebahtı haracını istedi[48]. Venedikliler bu koşulu kabul etmek için, Sultanın önceleri ellerinde bulunan şimdi ise III. Balşanın işgaline düşmüş kentleri hakkında garanti istediler[49] . Gerçekde Venedik Cumhuriyeti, III. Balşa’nın bu toprakları terk etmiyeceğini bildiğinden dolayı diplomatik bir manevraya girişmişti. Osmanlı Sultanına yapılan ilk girişimler esnasında Venedik Cumhuriyeti, Arnavutluk için ödemekte olduğu haracı 100 ducaya indirilmesinde ısrar etti[50]. Bu girişimler esnasında iki kat daha fazla bir ödemeye razı oldu ki, bu da büyük bir olaya neden oldu.

I. Çelebi Mehmed ile girişimlerini sürdürdükleri esnada, Venedik Cumhuriyeti Arnavutlukta sahip olduğu topraklara komşu olan Türk komutanlar ile iyi ilişkilerini sürdürmek istiyorlardı. Bunu da gerçekleştirmek için ya haraç ya bahşiş veya harçlık yerine geçecek yıllık bir para ödemeyi vaad etmeleri gerekiyordu. 1414 yılının başlarında Paşa Yiğit Arnavutluğu talan etmeğe başladığından Venedik Senatosu onunla bir anlaşmaya girişmeğe ve yılda hiç değilse 300 ducalık bir harçlık ödemeğe hazır bulunuyordu[ 51]. Fakat gerçekte 500 ducaya razı oldu. Ertesi yıl Paşa Yiğit öldüğü zaman oğlu önceden babasına ödenmiş bulunan 500 ducanın şimdi kendisine verilmesini istedi. Eski İşkodra rettore'si Paolo Quirino’nun tavsiyelerine uyan Venedik Senatosu Paşa Yiğit’in oğluna yıllık 100 duca ödemeğe razı oldu. Kalan parayı her bir komutana 100 duca olmak üzere pay etmeyi, böylece para almadıkları için III. Balşa’nın yardımına koşmamalarını sağlamak istedi[52] . Paşa Yiğit’e ödenmekte olan para daha küçük parçalara ayrıldı.

Kroya beyi Niketa Topiya öldüğü zaman, 1415 yılında kent Türklerin eline geçti. Venedikliler memleketin içinden Draç kentine dek uzanmakta olan ticaret yolunun tehlikeye düşmemesi için, önceden Topiyaya ödenmek­te olan yıllık 200 duca tutarındaki harçlığı şimdi Kroyanın yeni sahibi Ömer Bey’e ödemeğe hazır bulunuyorlardı [53]. Ertesi yıl Venedik Senatosu, yeni Hırvatistan komutanının öncülünün aldığı harçlığın kendisine ödenmesine dair yapmış olduğu başvuruyu kabul etti[54]. Burada kasd edilen Balaban Bey’dir ki, Venediğin yılda 200 duca harçlık vermesini kabul ediyordu [55]. Venedik Senatosu 1426 yılında paranın Balaban Bey’in ardılı İshak’a ödenmesine devam ettiği gibi[56], sonradan geleneğe göre Evrenos Bey’e [57] ve 1429 tarihinde de oğlu Ali Bey’e ödeme yaptı[58]. Bunlar da 1432 yılında paranın henüz gelmesini protesto ederek, bunun Venedik Cumhuriyeti ile Türkler arasında vaktiyle varılan anlaşmaya aykırı olduğunu bildirdiler. Anlaşıldığına göre, Venedik artık bu parayı veremeyecek ve bunu da Sultana yazmayı ve parayı da “yalnız bu kez” Ali Bey’e 200 duca ödemeğe karar verdi[59]. Bundan anlaşıldığına göre Venedik Cumhuriyeti Niketa Topiyanın ölümünden sonra yani 1415 den 1432 yılına dek, yıllık harçlığı düzenli olarak Hırvatistandaki Türk komutanlara ve sınırlarına yakın bulunanlara ödemekteydi.Türk komutan Hamza Bey, İşkodra kentinden bir defaya mahsus 300 duca tutarında bir hediye aldıktan sonra 1417 yılında her yıl ödenmek üzere 300 ducalık harçlık istedi. Venedik Senatosu böyle bir ödemeye karşı olmakla beraber bu hediyenin verilmekte olan yıllık harçlıklardan biri sayılmasına da izin verdi. Karşılığında da Hamza Bey selefi Paşa Yiğit gibi Venediğin Arnavutlukta sahip olduğu yerleri koruyacağına [60] dair yazılı and verdi.

Venedik böylece Türk komutanlara rüşvet vermek suretiyle yalnız kendi topraklarında sulhu devam ettirmek ile kalmayıp, aynı zamanda yitirdiği eski topraklarını tekrar elde etmek istiyordu. III. Balşa, Drivastoyu işgal ettiği zaman Venedik, Üsküp kentindeki Türk komutanına 1419 yılı Haziran ayında başvurup Zedda beyinin askerlerinin topraklarından çıkarılmasını istedi. Bu vesileyle, önceleri III. Balşadan aldıkları gibi, Türk’e 5000 duca ve yıllık bahşiş olarak da 1000 duca hediye etti[61].

1419 yılında Papa’nın aracılığı ile, Venedik Cumhuriyeti Patras arşöveki Stefano’ya verilmesine razı oldu ki, o da hiç şüphesiz yıllık 500 duca tutarındaki haracı Osmanlı Sultanına ödemeğe devam etti [62] .

Bir Venedik vatandaşı olan Bodoniç Markisi Nicolö Giorgio (1410­1436), Venedik Cumhuriyetinin 1411 yılında Türk Sultanı ile yaptığı anlaşmaya göre yıllık 500 duka tutarındaki haracı ödemekteydi. Bununla- beraber Türkler Bodoniç’i 1411 senesinde ele geçirdiler ve Nicoloyu esir ederek, Jedreneye götürdüler. Venedikliler, vatandaşlarını ancak 1416 yılında tutsaklıktan kurtarabildiler. Sonradan Bodoniç Türk akınları yüzünden yıkıma uğrayınca, tekrar onarma olanaklarından yoksun bulunan Nicolö II, yalnız markilik ünvanı ile yetinerek toprağından çekikli. Bu andan itibaren Bodoniç herhangi bir Türk arazisi oldu ve Venediklilerin Türklerle yaptıkları anlaşmalardan hiçbirisinde adı geçmediğinden nihai kaybını kabul etmiş oldular[63].

Venedik ile Türkler arasında 1419 yılında yapılan anlaşmaya göre .Arşiplag [Takımadalar] Durası Giovanni 11. Crispo'nun sultana bir haraç ödeme mecburiyeti olmadığı açıkça belirleniyordu[64].

Çelebi Sultan Mehmed’in ölümüne kadar, haraç sorunu olarak 1419 tarihli anlaşmada varılan kararlar yürürlükte kaldı. Bu göre de, Venedikli­ler 1420 senesinde Sultana İstanbul Bailo’su vasıtasıyla 233 duka ödediler. Bunun da 100 dukası İnebahtı için, kalan 133 duka da Arnavutluk daha doğrusu İşkodra ve Leş şehirleri içindi. 133 duka hesaplanması da, 200 duka öngörülen harcın 2/3 lük kısmından ileri geliyordu, zira Drivasto şehrinin III. Balşa’nın eline geçmesinden dolayı kalan 1/3 lük kısım ödenmedi[65].

Venedik haracının Çelebi Sultan 1. Mehmcd zamanında ödenen miktarının. Emir 1. Süleyman zamanındakinden az olmadığı anlaşılıyor. Gerçekte, İnebahtı için ödenen miktar aynı idi: 100 duca. Arnavutluk için ödenen 1000 ducalık meblağ 200 ducaya indirildi ve nisbet olarak da 133 ducaya düştü. Venediğin Arnavutluk daki bazı yerlerini kaybettiği bir gerçektir. Yalnız şu var ki, indirmeğe başarı gösterdiği haracın tutarı karşısında yitirdiği toprakların değeri çok daha yüksekti. Gerçeği söylersek, bu yitikler sırasında Venedik çok değerli hediyeler ödüyor ve giderek Arnavutluk topraklarında yıllık bahşiş ve hediye almakta olan Türk komutanlarının sayısı da artıyor, bunun yanında seleflere ödenmekte olan miktarı geçmemeğe azami dikkat de gösteriliyordu.

Venedik Cumhuriyeti I. Murad'ın 1421 senesinde tahta çıkmasından sonra 1419 tarihli anlaşmayı kabul ettirmek istedi. Yalnız bu suretle Arnavutluk’da sahip olduğu yerler için haraç isteneceğini biliyordu. Kaldı ki III. Balşa'nın ölümünden hemen sonra Bar ve Budva kentlerini ele geçirmişti. Haracın değişmeden kalan meblağını değiştirmemek yanında şimdilik İşkodra, Leş ve Drivasto gibi haraç ödediği yerlerin zikredilmemesi­ni istiyordu. Bu arada general iler prolerris nostris Albanie teriminin kullanılma­sında ısrar ediyordu. Venedikliler haracın çoğaltılmasına karşı çıktıkları sırada, Arnavutlukta sahip oldukları toprakların harpler sırasında o kadar tahrip olduğunu ileri sürüyorlardı ki. hiç bir sonuç alamıyacaklarını bildikleri bu fikirlerinde lüzumsuz ısrar gösteriyorlardı[66]. Bu durumda Venedik Cumhuriyeti İşkodra, Leş ve Drivasto şehirleri için ödemekte olduğu haraca ek olarak Arnavutluk’da yeni ele geçirdiği topraklar için de haracı genişletmek istiyordu. Bütün bunlara karşın sulh 1421 senesinde imzalandı.

Venedik Senato’su Arnavutluk haracı için yapmış olduğu teşebbüsü 1422, 1423 senelerinde hatta daha sonraları da tekrarladı [67]. 1423 senesinde Venedikliler Selânik şehri yüzünden Türklerle yeni bir savaşa giriştiklerinden müstakbel haracın takdimine dair sorun bu kez daha aktüel bir hal aldı. Daha 1424 senesi Venedikliler Türk Sultanına Selânik şehrinin haracı olarak 1000-2000 duka ödedikden başka[68], ertesi yıl da evvelce şehri elinde tutan despot Andronikos’un ödemekte olduğu 100.000 akçeyi ödeyeceklerini de söz verdiler. Bu vesileyle Sadrazam [Çandarlı] İbrahim [Paşa’ya] vaadedilen 15-20.000 akçe tutarındaki hediye verildi [69].TürkSultanı ise haraçdan ziyade Selânik kentini arzuladığından Venedikli­ler 1426 senesinde dolaylı olarak onunla anlaşmaya giriştiler. Deniz kuvvetleri komutanı Fantino Michele vasıtasıyla, Gelibolu Sancakbeyi Halil Paşa’ya yapılan başvuruda Sultana yıllık 100.000 akçe ödeyerek sulh önerdiler[70]. Bu meblağ aynı sene zarfında 150.000 akçeye çıkarıldığı gibi [Çandarlı] İbrahim Paşa’ya senelik harçlığının 20.000 akçeye çıkarılacağı bildirildi[71]. 1427 senesinde Venedik’li noter Giovanni Bonizio, Gelibolu Subaşı’sı Seridge ile benzer bir anlaşmaya girişti: Sultan’a yeniden yolladığı 150.000 akçenin Selanik kenti gelirlerinden olduğunu söyleyip hediye ettiği gibi üç Türk yüksek yöneticiye de 1500 duca ve 20.000 akçe tutarında yıllık bir meblağa daha hediye etti. Aynı sene zarfında bu hediye 2000 duca ve 40.000 akçeye yükseltildi[72]. 1428 senesinde giriştiği sulh çabaları Venediğin bu işe ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Bu zaman zarfında Selanik kentini elinde tutabilmek için Sultana 300.000 akçe tutarında haraç verebileceğinin yanısıra üç paşaya da yılda 200 duka verme vaadinde bulundu [73] .Türk Sultanı Venediğin bu teklifinin reddetmekle kalmadı, kendisine elçi olarak yollanmış olan Selanik capitano'su Giacomo Dandolo’yu tutuklattı[74] . 1430 senesinin Mart ayında II. Murad komutasındaki kuvvetli birTürkordusu Selâniki aldı. Bu şehrin düşmesinden sonra aynı senenin Eylül ayı başlarında Türkiye ile Venedik Cumhuriyeti arasında bir sulh anlaşması imzalandı. Koşullan arasında Venediğin İnebahtı için 100 duka, Leş ve İşkodra şehirleri için 136 duka tutarında haraç ödeyeceği kaydı da vardı. Toplam 236 duka tutarındaki bu haraç her sene Eylül ayı içersinde İstanbul Bailo’su vasıtasıyla ödenecekti. Aynı sulh anlaşmasında Nakşa Duca sı Giovanni II. Crispo ve kardeşleri Sultana herhangi bir haraç ödeme külfetinden muaf tutuluyorlar[75]. Hatta haraç bahsinde de 1419 anlaşmasının maddeleri yürürlükte kaldı [76], tek istisna da Arnavutluk için öngörülen 200 duka tutarındaki haraç şimdi 1 /3 indirilmişti: Drivasto artık Venedik egemenliği altında bulunmuyordu. Venedik Cumhuriyeti anlaşılan bu 136 dukanın yalnız Leş ve İşkodra için değilde pro omnis locis nostris parlium Albanie, sayılmasını ve önceden I. Murad devrinde giriştiğinin benzeri bir tutum takındıysa da başaramadı. Diğer taraftan da Selanik için sürdürülen yedi yıllık harbin sona ermesi üzerine Arnavutluk için ödenen haraç 136 dan 200 dukaya ve İnebahtı haracı da 100 den 200 e çıkarılıyor, daha kötüsü de her iki haraç senede 500 dukaya kadar çıkarılabilecekti. Ancak Osmanlı Sultanının da yerleri koruyacağına dair garanti vermesi gerekiyordu [77].

II. Murad tahta çıktığı zaman Venedik Cumhuriyeti haracı ödemedi, zira 1423 senesinden beri Türklerle bir harp halindeydi. 1430 senesine kadar geçen zaman zarfında ne gibi bir ödeme yapıldığına dair 1430 tarihli anlaşmaya bakılmalıdır. II. Murad bu arada Venediklilerin babasına ödemekte oldukları haracın devamını istemişti[78]. Ona bir ödeme yapılıp yapılmadığı bilinmiyor, yapılsaydı zikrolonurdu, fakat babasına idi. Paranın toplanması 1419 tarihinde saptanmışsa da 1430 tarihli anlaşma ile bir sonuca bağlandı. Diğer taraftan, 1430 anlaşmasının önerilerini götür­mekte olan Venedik deniz kuvvetleri komutanı Silvestro Morosini’ye verilen direktiflerden anlaşılacağı üzere, haraç bahsi geçtiği zaman Venedikliler, bir kopyasının Morosini’de bulunan 1419 tarihli anlaşma maddelerini öne sürmek istiyorlardı [79], diğer taraftan Morosiniye de anlaşmanın II. Murad tarafından tasdik edilmiş olduğu haberi verilmemişti. Bu yapılmadığı için de onun götürmekte olduğu tekiller belki kabul edilmeyebilirdi. Aksine de 1430 anlaşması II. Murad tarafından hemen tasdik edilip yürürlüğe kondu.

Venedik Cumhuriyeti Türklerle savaşa tutuştuğu sıralarda yunan Arşipelaglarındaki lâtin sülâleler Osmanlı Sultanına haraç ödemeğe mecbur edildiler. Nakşa adası duka'sı II. Giovanni Crispo 1426 senesinde II. Murad ile yapmış olduğu anlaşmada, senelik 200 duca tutarında bir para ödemeyi taahhüt ediyordu[80]. Venedik Cumhuriyeti bu kez Türklerle yapmış olduğu anlaşmada haracın yalnız 1426 dan 1430 senesine kadar süren 4 senelik bir süre için ödeneceğini ve bir daha ödenmemesini kabul ettirmişti. Patras da Venediğin yüksek koruyuculuğu altında önceden arşövek Stefano Zaccaria’nın ödemekte olduğu 500 duca tutarındaki haracı ödeyecekti. Aynı ödeme Pandolfo Malesta (1424-1430) zamanında da devam etti (yani 1430 senesine değin)’ğinden başka despot Costantin Paleologo zamanında işgal edildiği zaman da devam etti. Patras’ın haraç ödediği bildirilen Türk Sultanı, şehri kuşattığı zaman bunu Constantin’in yanında protesto etti. Buna rağmen despot, bir haraç ödeme vaadi ile o kalenin sahipliğini üzerine aldı[81].

1430 tarihinde varılan anlaşmaya göre Venedik Cumhuriyeti 236 duka tutarındaki Arnavutluk ve İnebahtı haraçlarını muntazaman ödemeğe devam etti. O zamandan itibaren İstanbul'daki Bailo Venedik Senatosun­dan aldığı talimat gereğince Temmuz ve Ağustos aylarında hazırladığı parayı Eylül ayı zarfında ödüyordu [82]. Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı imparatorluğu arasında 1430 tarihli anlaşma üzerine kurulu olan ilişkiler, 1444 senesi Kasım ayında Varna’da Hıristiyanların yenilgisi ile sonuçlanan büyük koalisyona kadar hiç kesilmeden devam etti[83] .

Bu esnada Venediklilerin bir çok Türk komutanlar ile anlaşmaya girişmiş olmaları doğaldır. Türklerin Aşağı Zedda’yı işgal etmemeleri için, Arnavutluk komutanı Alci-beye senelik 500 duca tutarında bir harçlık hediye ettiler[84]. îki sene sonra da senelik hediye adı altında Türkler eğer Avlonya, Kanina, Yanya ve Argirokastro’yu terkederlerse 500 ducadan 1000 ducaya kadar bir para ödemeğe hazır olduklarını bildirdiler [85]. İlk teşebbüs uygulandı ise de ikinci uygulanmadı.

Varna bozgunundan sonra Venedik Cumhuriyeti 1430 antlaşmasının ışığı altında Türk Sultanı ile yeni bir sulh yapmağa girişti. Her ne olursa olsun haraçdan muaf tutulmak istiyordu[86]. Fakat başarılı olamadı. 25 Şubat 1446 tarihinde imzalanan anlaşmada 1430 tarihinde yapılmış olanın bütün maddeleri yürürlüğe girdiğinden başka bu arada haraç ile ilgili maddeler de aynen bırakıldı. Getirilen tek değişiklik haracın ödenmesinin önceden yapıldığı gibi Eylül ayı içinde değil de, anlaşmanın hemen yapıldığı ay, yani her senenin Şubat ayında ödenmesini öngörüyordu. Bu vesile ile Nakşa adası duka’sının artık haraç ödemeyeceği de anlaşmaya kondu[87]. Haracın yekûnu hakkında 1430 anlaşmasına göre bir değişiklik yapılmamıştı. Belki 1444 ve 1445 senelerinde haraç hiç ödenmemişti.

Venedikliler haraçlarım ödemeğe devam ederek sahip oldukları topraklarda sulhu emniyet altına almak istediler[88]. Osmanlı Sultanı ile iyi geçinmeye dikkat ediyorlar ve vassal devletler ile olan ilişkilerine göre hareket ediyorlardı. 1449 senesinde İskender Bey onları korumak için Sultana verdikleri haracı istediği zaman red cevabı aldı[ 89].

II. Mehmet tahta çıktığı zaman Venedik Cumhuriyeti onunla 1446 tarihli anlaşmayı yenilediği gibi haracı da aynen bıraktı[90] . Yalnız Venedik Senato’su bir kez daha Arnavutluk ve İnebahtı için haraç vermeme girişiminde bulundu.Türk Sultanına o sırada 235 duca tutarında olan haracı ödememek için ödenen 1000 ducahk hediye bile bir sonuç verdiremedi[91].

Türk gemilerinin buğday taşımakta olan Venedik Cumhuriyetinin gemilerine devamlı taarruz ettiklerinden dolayı, arada mevcut anlaşmaya rağmen 1452 senesi Kasım ayında II. Mehmed ile ilişkisini kesip son günlerini yaşayan İstanbul’un yardımına gönderdi[92] . Bizans’ın başşehrinin düşmesinden hemen sonra Venedikliler süratle Sultan ile bir anlaşma zemini arayıp 1454 senesi Nisan ayında da başarıya ulaştılar[93]. Bu anlaşmada bile haraç değiştirilmedi. 136 duka Arnavuduk, yani İşkodra, Leş ve ayrıca 100 duka da Inebahtı olmak üzere toplam 236 duka toplanmasına devam edildi, ödemenin hiç bir şekilde değiştirilmemesi de karar altına alındı. Bu yeni anlaşma metnine de alınan Nakşa adası duka’sının hiç bir haraç ödemiyeceği kaydı konuldu[ 94]. Venedikliler görüşmeler sırasında Limni adasını alırlarsa 3000 duca tutarında yıllık haraç ödeyeceklerine dair söz verdiler[95]ac alias insulas extre strictum. Yalnız bu bir öneri olarak kaldı ve Venediklilerin haracı öncekinin toplanmasından sonra ödendi. Haracı tamamlamak ve hatta ödenmemiş olanları da tedarik edebilmek için 1455 senesinde Venedikliler Girit adası sakinlerine yeni vergiler koyduklarından 400 duca da fazla gelen bir meblağ sağladılar[96].

Haracın ödenmesi, 1463 senesinde başlayıp 1479 senesine kadar sürmüş olan Türk-Venedik savaşma kadar muntazam devam etti. Daha savaş patlak vermeden 1461 senesinde Yunan Arşipelag’ [Takımadaları] ına giren bir Türk donanması Nakşa adası duka’sını arttırılmış olan haracı ödemeğe zorladı[97]. Bir sene sonra da Lesbos [Limni] adası Türkler tarafından alındığı zaman Nakşa adası haraç ödemeğe devam etmesi koşulu ile kurtarıldı [98]. Elimizdeki kaynaklardan Nakşa adası duka’sının ne zaman haraç ödemeğe başladığını saptamıyoruz. Bilinen tek husus II. Mehmed ile 1454 senesinde imzalanan anlaşmada duka'nın haraç ödemekten muaf olduğu sarahaten belirtilmesidir[99].

Türk-Venedik harbi devam ettiği sürede Venedik Cumhuriyeti haraç ödemedi. 1465 senesinde Raguza’hjacobode Bona bir sulh anlaşması çaresi ararken, Venedik Cumhuriyeti’nin debilis ad hoc bellum uyarısınca haracı ödemesini önermişti, ki bu da harbin başlarında harçlık ve haraçların ödenmesinin durdurulduğu kanısını uyandırıyor[100]. Harp devam ettiği sıralarda Venedikliler anlaşma zemini aradılar, ve öne sürülen teklifler arasında haraç hakkındaki şartlara da uyacaklarını söz veriyorlardı. 1466 senesi Mart ayında sulh yapılacağı söylentileri dolaştığı zaman, Venedik Cumhuriyeti sulh anlaşmasına Arnavutluk ve İnebahtı haraçlarının konulmamağını istedi[101]. Ancak harp devam ettiği zaman Venediklilerde sulh yapma arzusu arttığı gibi hediye olarak dağıttıkları para da çoğalıyordu. 1471 senesi başlarında Venedikliler Türk Sultanına Eğriboz adasını kurtarmak için 250.000 duka hediye etmeyi teklif ettilerse de aldıkları yanıt karşılığında Limni adasını ve 100.000 duka tutarında yıllık haraç istendiğini duyduklarında, pek pahalı geldiği için teşebbüslerinden hiç bir sonuç alamadılar[102]. 1477 tarihinde de Venedik Cumhuriyeti Fatih’e Limni adası ile 500 duca tutarında senelik haraç vaad ettiyse de red cevabı aldı [103]. Harbin devamı Venediği altından kalkamayacağı bir yük altına soktuğu için geleceğe ait de iyimserliği yoktu. Bunun için de 1479 tarihinde çok kötü şartlar taşıyan bir sulha razı oldu ki bunlar arasında harp tazminatı olarak Türk Sultanına 100.000 duca ödemesi yanında senelik 10.000 duca haraç ödemesi de vardı. Fatih’in isteklerini yerine getiren ilk meblağ, iki sene içinde ödenecekti. Ayrıca Venedik Cumhuriyeti o güne kadar ki bütün borç ve zararlarım ödeyecekti (a saldo di ogni danno e debilofino ad oggi), 10.000 duca tutarındaki para ise haraçdan ziyade Osmanlı topraklarında serbest tecim (exercitio de la merchadantia) yapabilmekti. Bunlardan başka Venedik Cumhuriyeti diğer Hıristiyan devletlerin koru­yuculuğundan tek istisna ile vazgeçmek zorunda kaldı. O da Nakşa adası idi ve Venediklilerin himayesinde kaldı[104]. Venedikliler 1479 senesinin Kasım ayında ticaret taksidini İstanbul’daki Bailo Battista Gritti vasıtasıyla 10.000 duca vererek ödediler[105]. Bununla beraber Venediklilerin senede 10.000 duca ödemek için girdikleri yükümlülük fazla sürmedi. 1481 senesinde II. Bayezid tahta çıktığı zaman, Venedikliler 1482 senesinin Ocak ayında onunla yaptıkları yeni bir anlaşmada bu maddeyi kaldırttılar [l06]. 1479 anlaşmasına göre söz verdikleri 100.000 ducayı ise iki sene içinde ödememişlerdi. Fatih Sultan II. Mchmed'e yalnız 50.000 duca ödemişlerdi. Kalan 50.000 ducalık miktarı ise 1482 senesinde yapılan yeni anlaşma uyarınca II. Bayezid’e ödediler[107].

Bu suretle Türk-Venedik harbi bahanesi ile Venedik Cumhuriyeti geleneksel 236 duca tutarındaki Arnavutluk ve İnebahtı haracından artık kurtuldu. Arnavutluk için artık bir para ödenmesi konu değildi, çünkü haracı verilen İşkodra ve Leş şehirleri Türk egemenliği altına girmiş bulunuyorlardı. 1499 senesine kadar Venedikliler elinde kalmış olan İnebahtı için haraç verilmiş olabilir: eğer Türk Sultanına verilmemiş ise, bazı Türk komutanlara veriliyordu, İnebahtı şehri halkı 1499 senesinde haracı uzun zamandan beri Ömer Bey’e ödediklerini bildirmişlerdi [108] . Sultan bunu bilmediği için onları on yıl süre ile vergiden muaf tuttu [109].

1484 senesinde Sultan II. Bayezid Zanta adasının Venediklilere ait olduğunu tanıyıp, 500 ducalık bir haraç ödemelerini istedi[ 110]. Bu toplam yalnız XV. yüzyılda değil XVI. yy. başlarında da ödeniyordu [111].

Nakşa adası dukası Francesco III. Crispo (1480-1494) büyük bir ihtimal dahilinde haraç ödüyordu ve 1484 senesinde Osmanlı Sultanına 10.000 duca borcu vardı. Tabii ki senelik haracı birkaç bin dukaya çıkmıştı. 1494 senesinde Giovanni III. öldürüldüğü zaman, Nakşa adası Venedik yönetimine girdi ve bütün hakimiyeti devrinde yani 1500 senesine kadar haracı ödemeğe devam etti [112].

Haracı düzenli olarak ödemekte olan Venedik Cumhuriyeti Osmanlı­larla iyi ilişkilerini harbin patladığı 1499 senesine kadar devam ettirdi. Harp devam ettiği sürede Venediklilerin yaptığı sulh tekliflerine karşılık II. Bayezid haraç ile ilgili yüksek meblağlar istiyordu. 1500 senesinde haracın senelik 10.000 ducaya çıkarılması istendi[113]. 1503 senesinde imzalanan anlaşma gereğince Venedik pek çok toprağını kaybetti ve elinde kalanlar için de haraç ödemeğe devam etti[114].

XV. yüzyılda Venediklilerin ödemekte olduğu haracı üç devre içinde inceleyebiliriz. tik dönemde Venedik Cumhuriyeti genellikle 1000 duka

Arnavutluk, 500 duka Patras ve 100 duka da İnebahtı için ödemekteydi. 1419 senesinden 1463-1479 senesine kadar süren harbe kadarki dönem esnasında 100 duca İnebahtı 136 duca ve Arnavutluk için olmak üzere toplam 236 duka ödeniyordu. Venedik Cumhuriyeti bu dönemlerde çok toprak yitirdi, zira Türk Sultanlarının güçleri 1420 lerden başlayarak 1460 senelerine kadar devamlı çoğaldı, bunun yanında haraç ise azaldı. Fakat bunu Venediklilerin Türklere yaptıkları ödemelerin tümü sayamayız; zira Venedikliler hudutlarda bulunan Türk komutanlara çok miktarda para ödüyorlardı. Bu durum 1479 senesinde son bulan Türk- Venedik harbi döneminde temelinden değişti. Venedik epey toprak kaybına uğradığı gibi, önceleri yapılmamış ödemeleri karşılamak için 100.000 duca verme zorunluluğu getirildiğinin yanı sıra, senelik taksit borcu 10.000 duca olarak saptandı. Bununla beraber Venediklilerin sahip oldukları yerler hakkında ödedikleri haraç, diğer Balkan topraklarında sağladıkları kazan­cın yanında pek yüksek sayılmazdı. Bizans İmparatorluğunun XIV. asırda ödemekte olduğu haraç 30.000 altın tutarında idi[115] Bosna haracı da 1463 senesindeki yenilginin arifesinde 50.000 duca idi[116]. Despot Djuradj Brankoviç (1427-1456) zamanında ödenmekte olan haraç 60.000 duca tutarında idi[117]. Kaldı ki küçücük Raguza Cumhuriyeti bile Türk Sultanına yılda 12.500 duca tutarında haraç ödemekte idi[118].

Venedik Cumhuriyeti bütün toprakları için haraç ödemezdi.Türk Sultanı Balkan topraklarında sahip oldukları topraklardan hangisinden isterse haraç talep ederdi. Ancak Venedik idaresine girmeden önce Türklere haraç ödemekte olan topraklar için Venedik Cumhuriyeti bir ödeme yapmağa yükümlü idi. Bunun için de Venediğin Arnavutluk da haraç ödemeğe mecbur olduğu kentler sırası ile Bar (Antivari), Budva, Ülgün, İşkodra, Drivasto ve Leş, yani Zedda ve Kuzey Arnavutluk’daki önceden Türklere haraç ödemekte olan Balşalara ait topraklara dairdi. Aynı durum İnebahtı için de oldu, 1407 tarihinde Venedik hakimiyetine girdiği zaman orası Paolo Spatta’nın idaresi altında idi. Venediğin diğer Balkan topraklarında sahip olduğu yerler hakkında, örneğin Arnavutluk’daki Draç, Koron, Modon, Eğriboz ve Yunanistandaki diğer şehirler hakkında herhangi bir kayıt bulunmamaktadır.

Venediğin sahip olduğu yerler için ödemekte olduğu haraç, önceden Türklere para verme zorunluluğunda olan ahaliye yükletiliyordu. Bundan dolayı, Balkan Yarımadasında yeni bazı topraklara sahip olan Venedik, oradaki ahaliye herhangi bir yenilik getiremedi ve haracın tedariki için eski patronların uygulamış oldukları yöntemlere devam etti. Yeni Venedik topraklarında haraç ödemekte olan ahalinin parasını şimdi Venedik Cumhuriyeti Osmanlılara verecekti. Venedik Cumhuriyeti bu arada vatandaşlarının haracı ile yakından ilgileniyor, eğer iptal etmeğe muvaffak olamazsa azaltma çarelerini arıyordu.Türk haracının artmasından sonra, Venedik Cumhuriyetinin vatandaşlarından sağladığı olanaklarda azalıyor­du. Bazen da toprakların uğramış olduğu yeni durumlar ve ağır koşullardan dolayı umulan para elde edilemediği zaman, Venedik Senato’su haracı tamamlamak için hediyeler yollamak zorunda kalıyordu.

Venedikliler haracı ödedikleri zaman, Sultandan ilk istedikleri toprak­larının korunma garantisi idi. 1442 senesinde Venedik Cumhuriyeti II. Murad’a yaptığı başvurmada İşkodra ve Leş şehirleri taciz eden Türklerin cezalandırılmalarım istediği zaman,Türk Sultanı verdiği cevapta ilkin adı geçen şehirler için ödenen haracın tamamlanmasını istemişti[119]. Venedikli­ler genellikle haracın ödenmesinden sonra arada beliren bazı sorunların halledilmesi için Türk Sultanına başvururlardı; örneğin, esirlerin serbest bırakılması, tecim serbestliği vs. Eğer ödeme yapılmamış ise o zaman Sultanın verdiği kararlar mecburen kabul edilirdi [120].

Venedikliler haracı daima İstanbul Bailo’su vasıtasıyla ödediler. Bizans imparatorluğunun düşüşüne kadar olduğu gibi 1453 tarihinden sonra da aynı yolu izlediler. Ödemenin yapıldığı aylar Şubat, Ağustos veya Eylül idi. Yalnız, bütün Venedik arazisinin haracı İstanbul Bailo’su aracılığı ile ödenmemekte idi. Arazilerden bazıları iç işlerinde serbest oldukları için Nakşa veya Bodoniç gibi topraklar kendi haraçlarını Sultana bizzat gönderiyorlardı. Buna rağmen Venedik Cumhuriyeti Türklerle yaptığı anlaşmalarda bu topraklar için bilhassa koruma yönünden, maddeler koyduruyordu. Belirtilen haracın ödenmesinde altın duca esasdı. Hesaplar

hazan perperos veya akçe olarak hesaplanırsa da, haracın tesliminde mutlaka altın duca verilirdi.

Venedik Cumhuriyeti, 1410 anlaşmasında olduğu gibi, Türklerin vatandaşlarına yapmış oldukları zararları tazmin için haraç dan bir miktar para da keserdi [121]. Venediklilerin 1451 tarihinde haraçtan kurtulmak için yaptıkları girişim enteresandır [122].

Haracın ödenmesi sırasında hiç de yabana atılmayacak değerde hediyeler de getirilirdi. Getirilen hediyelerin çoğu Sultana sunulması yanında, etrafında ona etkili olan şahıslara da verilirdi. Bunlardan başka Türk yöneticiler senelik harçlıklarını da alırlardı. Venedik Senato'su 141 1 senesinde Giacomo Trevisano’yu sulh akdetmek için Türk Sultanı nezdine yolladığı zaman, ona etkili olan yöneticilere yıllık bir para söz vermesi yetkisi de vermişti "Çünkü sence de malûmdur ki-deniyor verilen talimatda- Sultanın kendisinden ziyade yanındakiler verilecek olan para daha yararlı olacaktır” [123]. Genellikle devlet adamlarına hediye, bahşiş ve yıllık bir ödeme yapılmadı mı, Osmanlı Devletinden acele bir iş çıkmazdı [124].

Venedikliler Türk Sultanına ödedikleri yıllık haraç dan başka, bahşiş ve harçlık adı altında yöneticilere bir para ödemekteydi ve karşılığında da topraklarının korunması bakımından garanti ediniyordu. Sultan, hudut boylarındaki komutanların aldıkları paralardan başka, devlet merkezindeki yöneticilerin aldıklarından haberi yoktu. Sultana verilmekte olan haraç ile Türk yöneticilere verilmekte olan paralar, Venediğin Balkan Yarımadasında sahip olduğu toprakların halkının sırtından çıkıyordu. Muhtelif Türk komutanlara yapılmakta olan ödemeler XV. yüzyılın ilk yarısındaki belgelerde sık sık zikredilir ise de 1450 senesinden sonrakilere ait hiç bir haber bulunmamaktadır. Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı yöneticilerine yaptığı ödemeleri Sultana duyurmuyordu. Buna benzer arzularım haracın Sultana ödenmesinde de gösterdiler. Bunun için de Venediklilerin Türklere yapmış oldukları ödemeler Batı Hıristiyan âleminde ve Papalıkça çok az biliniyordu.

ÇEVİRENİN EKİ

Makale yazarı Türk kaynaklarından yararlanmamıştır. Kıbrıs haracı hakkında verdiği bilgi yanıltıcıdır. Memlûk Sultanlığına Kıbrıs haracı için

yılda 8.000 doca tutarında para ve hediye veren Venedik Cumhuriyeti, Mısır'ın 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Türk topraklarına dahil edilmesinden sonra bu haracı nakit olarak Türk hâzinesine vermeğe başlamıştır. Bu husustaki kayıt şöyledir[125]. “Mukaddema diyâr-ı Mısır çerâkise elinde iken cezire-i Kıbrıs dan sâl be-sâl sekiz bin filoriye bedel kumaş ve haraç vermek adetleri imiş öyle olsa hâliya diyâr-ı Mısır devlet-i kâhirem muktezasınca külliyen feth olunub şâir memâlik-i mahrûsemden vâki olub zikr olunan haraç yüce padişahlığıma verilmesi lâzım olmağın buyurdum ki harac-ı mezbûr kumaş olmayub her yıl sekiz bin nakid firengi filori olub mahrûse-i İstanbul'a gönderüb hızâne-i âmireme teslim ideler.”

Kıbrıs haracına büyük bir şekilde dikkat edilmiş ve bunun altın para ile İstanbul'da ödenmesi istenmiştir. Uygulamada ise bazı aksaklıklar olmuş ve para bazen İstanbul dışında ödenmiştir. Nitekim elimizdeki en eski haraç ile ilgili belge, ödemenin Haleb’de yapıldığını göstermektedir[126] Kıbrıs haracının her teslim alındığında, düzenli belgeler verilmiştir. Bu belgelerden Kanunî Sultan Süleyman devrine ait olanlar T. Gökbilgin tarafından yayınlanmıştır. Bununla beraber henüz daha yayınlanmamış pek çok belge bulunmaktadır. Bu belgelerden bir tanesi talihsizliğe uğramış ve uzun yıllar ilgisi olmadan. Iran vesikaları arasında tutulmuştur[127].

Venedik Devlet Arşivi’nde 1975 yılında yapılan bir değişiklik sonunda bu vesika yer değiştirmiştir. Şimdi “Firmani Vari” dizisi içinde herhangi bir numara almadan bulunmaktadır. Dımışk (Şam) kadısı Ahmed b.Yusuf tarafından verilen 5 Rebilülevvel 929-22 Ocak 1523 tarihli bu belgede, 1521 tarihli haracın ödendiği anlaşılıyor. Merhum Prof. Dr. Tayyib Gökbilgin tarafından yayınlanan Venedik’deki Kanunî Süleyman devri Türkçe belgeleri arasında, Kıbrıs haracına dair olanlar ihmal edilmemiştir. Bununla beraber daha yayınlanması gerekenler eksik değildir. Bu çeviri için tarihsel birer dökümü hazırlamak istemekle beraber, yayınlanmamış ve atlanmış metinlerin bulunması[128] esas gayemizden uzaklaştıracağı için vazgeçtik. 1570 yılına dek muntazam bir şekilde ödenen Kıbrıs haracı için, bir tek ödendi cümlesi ile geçiştirenleyiz. Paranın nerede ve kimin tarafından, Venedik altını mı yoksa Osmanlı altını ile mi ödendiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Ayrıca her iki tarafında hesap işlerinde çok titizlik gösterdiği, zaman zaman yapılan icmallarden anlaşılmaktadır.

Aynı titizlik Zenta adası haracı için de gösterilmiştir. II. Selim zamanında yapılan 1573 tarihli anlaşmada 500 altınlık miktar 1500 altına çıkarılmış ve Karlofça Anlaşmasına dek hu para muntazam ödenmiştir. XVII. yüzyıl belgelerinde, ödemenin çoğu kez akçe olarak yapıldığını saptamış bulunuyoruz. Diplomatik yayım yapmak arzularımız arasındadır.

Bu çevirinin ikinci provalarım yaparken n. 106 da belirtilen 1482 tarihli antlaşmanın metin yayını daha düzenli ve bilimsel yöntemlere uygun bir şekilde gerçekleştirildi: Aldo Gallotta, “II trattato tureo-veneto del 12 gennaio 1482”, Studia Turcologica Alemoriae Alexii Bombacı Dicala, Napoli 1982, S. 219-235. Tarihsel giriş, belgenin tavsifi, Osmanlıca metnin maddelere göre ayrılması ve açıklamalı İtalyancaya çevirisi verilmiştir. 58 satırlık metnin fotokopisi de ihmal edilmemiştir.

n. 114 de belirttiğimiz 1503 tarihli anlaşmanın da metni basıldı; VIII .Türk Tarih Kongresi c. III ( 1983) S. 1559-1569

Bu makalenin aslı: "I Tributi veneziani nel Levanle nel XV secolo" Studi Veneziani XIII (1971). S. 221-251

Dipnotlar

  1. 1 F.TH IRIET, Rigesles des deliberations de Senat de Venise conternanl la Romaınıe.c.1329/1399, Paris et la Haye, 1958,8. 109. 1368 ye 1376 yıllarında da Venedikliler dikkatli davranıyorlardı. THIRIET, op. eit. S. 118, 120, 143. Ş. LJUBİC, Güney slavlar ile Venedik Cumhuriyeti arasındaki ilişkilere ait belgeler (slavca). e. IV, Zagreb 1874. S. 92
  2. 2 Venedikliler, daha önce Genova ile yaptıkları sulh anlaşmasından yararlanmak istediklerinden, Sultana yardım edilmemesi gayesi için her bahaneyi gösteriyorlardı.
  3. 3 23 Temmuz 1389 tarihini taşıyan itimatnamede, Venedik Senatosu I. Murad'ı yegâne arkadaş olduğunu elçiye bildiriyordu. LJUBİC, op. cit. IV S. 269-270.
  4. 4 Venedikliler, I. Bayezid’c hediyeler yolluyorlardı. Bu hediyeleri ondan sonraki sultanlara da yolluyorlardı. S. ROM ANIN, Storia documenlata dı l'enezia, c. 3, Venedik 1885. S. 331,332. Genova elçisi Jacobo de Orado, 1401 yılının Eylül ayında Şark ( = Romania) dan ilgi çekici haberler getirdi. Bizans İmparatorunun elçisi ile Genova Venediklilerin ki, sultanın annesi ile Bursa’da bir anlaşma imzalamışlardı. Bu anlaşmaya göre, Pera ( = Galata) daki Genova kolonisi Türk imparatoruna her yıl 5000 perperi ödeyecekti. Bu haraç değil, bir hediye kabul edilecekti. Maamafı, bu anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi ancak I. Bayezid’in rızası ile mümkündü. N. JORG A, Notes et extraits pour serıir a l’histoire de s rroisades au XV'r şiecle, c. 1, Paris 1899. S. 112.
  5. 5 LJUBIC,op.cit,c. IV,S.427vd. L.THALLOCZY-C.JlRECEK-E.SUFFLAY;Acta et diplomata res Albanıae medıae aetatıs illustratiıa, c. II, Vindobonae 1918, n. 647. Notes et extraits c. I S. 100 vd. Krş. İstori ja narada Jugoslavije, I, Belgrad 1953 S. 457.<br> C. MIYATOVIC, Balsıcı, Genealoska studija, Glasnik SUD 66 (1886) s. 257 vd.<br> G. GELCICH,Le Ledda e la dinastia det Balsidi, Spalato 1899 S. 210. Arnavutluk'daki Venedikli azınlıklar çok kötü bir durumda bulunduklarından Venedik Senato’su 1400 yılı Eylül ayında ihtiyacı bulunanlara 2000 ducalık bir kredi vermişti. Ertesi yılın Ocak ayında İşkodra’dakiler Türklerin akınlarından dolayı evlerinin yıkıldığını ileri sürüp aynı meblağı isteyince ret cevabı aldılar. Venedik Senato’su Şahin’e ödediği haraca ek olarak her sene Floransa kumaşı da ödeyecekti, .Notes et extraits c. Is. 100 vd., 104.
  6. 6 Ankara Savaşı’ndan sonra Türk yüksek gücü altında bulunan bazı Arnavut beyleri Venedik himayesine girdiler. M. SPR EM IC, Harac skenderbarga," Zbornik Filosofskog fakultetu u Bcogradu 10-1 (1968) S. 251 vd.
  7. 7 .Notes et extraits c. I S. 137. Krş. W. HEYD, Histoire du Commerce du l.eıant au Moyen-Age c. 2, Leipzig 1923 S. 268. K.HOPF, Geschichte Griechenlands ton Beginn de s Miltelalters his auf unsere Zeit, Leipzig 1867-1868 S. 70 vd. Haracın toplanması yalnız N. Jorgada vardır.
  8. 8 HOPF, op. cit II S. 44
  9. 9 LJUBIC, op. cit e. V S. 69. Giustiano Sultana 1000 dukalık bir hediye getiriyordu, Notes et extraits I, S. 150
  10. 10 LJUBIC, op. cit S. 71-74, Ada Albantae II N’o. 795
  11.  Herhalde Sultana ödenen paranın aynısı yani Şahin'e ödemekte olduğu meblağın aynısı idi. Şahin'e olduğu kadar Sultana da ödenmekte olan haraç dışında kumaş da gönderiliyordu. LJUBIC, op. cit. V S. 167 vd. Notes et extraits c. I S. 169-171.
  12. 12 LJUBIC, op. cit V, 91 vd. Notes et extraits I S.55. THIRIET, op. cit. II S. 66. Loredano I. Süleyman’a 400 duka tutarında bir hediye getiriyordu, .Notes el extraits I S. 154 vd.
  13. 13 Noter et extraits I S. 169-171. Krş. V.MAKUSEV İstoriceski ja raziskani ja o Slavjanah ve Alhanii v srednıe veka, Varsava 1871,8.67
  14. 14 C. SA FHAS, Documenls inedils relatifs d l’hıstoıre de la Grice au Afoyen-age I, Paris-Londres- Athcnes-Leipzig ve Vienne 1883 S. 30. ,Notes et extraits I. S. 165.
  15. 15 Venedik Cumhuriyeti, 1408 anlaşmasına göre 1 Mayıs 1409 senesine kadar devam etmesi gereken sulhun Osmanlı Sultam tarafından bozulmasından çekiniyordu. SATHAS op. cit II S. 216 vd. I. Süleyman ile yapılan sulh 1408 senesinde Pietro Zen vasıtasıyla yapıldı. Venedik elçisi bu arada Sultana hediye olarak gizlice 1500 duka ve hediye olarak da 2000 duka değerinde gümüş bir yemek takımı hediye etti. Zeno’nun bu elçiliği hk. bk. Notes et extrait.s, I S. 162-164, THIRIET op. cit II S. 78. Krş. HOPF op. cit II S. 74. ROMANIN op. cit. IV S. 69. J. ZINKEISEN, Geschıchte de s Osmanıschen Reıches in Europe I S. 457 vd.
  16. 16 SATHAS op. cit. S. 28 vd. R.PREDELLI, I libri commemoriali delta Republıca dı Venezia. Regeıtı, III, Venezia 1883 S. 336, .Notes et ex. I S. 165
  17. 17 THIRIET op. cit II, S. 82
  18. 18 Notes et extraits I S. 185. THIRIF.T op. cit II S. 93, LJUBIC op. cit VI S. 102 vd.
  19. 19 Notes et extraits I S. 196-199, 200-202
  20. 20 Notes et extraits I. S. 169-171. HOPF’a göre o zamana kadar İnebahtı için ödenmekte olan haraç 250 duka idi, op. cit II S. 74.
  21.  Notes et extraits IS. 170 Krş. HOPF op. cit II S. 74
  22. 22 Notes et extraits I S. 169-171 IJUBtC op. cit V S. 167 vd.
  23. 23 LJUBIC op. cit VI S. 56 Krş. I. Bozic, Dohohak carski, Beograd 1956, S. 61, 62
  24. 24 LJUBIC op. cit V S. 147-149, 151, 160-162. Tabiidir ki, Paşa Yiğit’e haraçdan ayrı olarak hediyeleri de muntazaman gönderiliyordu, LJUBIC op cit V.S. 147-149
  25. 25 LJUBIC op. cit VI S. 14 Krş. GELCICH op. cit S. 267, 268
  26. 26 LJUBIC op. cit VI S. 30, 31
  27. 27 Notes et extraits IS. 174 vd.
  28. 28 Notes et extraits IS. 176 Krş. GELCICH op. cit S. 268
  29. 29 Venedik Senato'sundan aldığı emir üzerine İşkodra'daki Venedik capilano'su Benedetto Contarcno 1410 senesinin Mart ayında yıllık harçlığını gönderdi yeni Paşa Yiğit’e başvurarak III. Balşa ve Elena’nın artık Venediğe ait yerleri rahatsız etmemesinin sağlanmasını istemişti. LJUBIC op. cit VI S. 63
  30. 30 THIRIET op. cit II S. 93. Notes et extraits I S. 185. O devirde Venediklilerin yaptığı bir hesaba göre, 1 duka 35 akçe kadardı. THIRIET, op cil II, S. 93
  31.  IJUBIC op. cit VI. S. 102, 103
  32. 32 Notes et extraits I S. 191-193, 194 vd. Azak konsolosu eline geçen parayı taştan kaleler ve bazı binalar yapımına kullandı.
  33. 33 Notes et extraits I. S. 194-195. THIRIET op. cil II S. 98. 1411 senesi Nisan ayında İstanbul'daki Bailo’ya verilen talimatta Musa Çelebi’ye verilecek hediyenin 80-100 perpcri arasında olması bildirildi. Yalnız bir ay sonra Venedikliler Musa Çelebi’ye 1000 dukalık bir hediye yolladılar, Notes et extraits I S. 195.
  34. 34 PREDELLI op. cil III S. 354 (n. 137), S. 355 (n, 140) G.THOMAS, Dıplomatarium Venelo-Levantinum II Venedik 1899, S. 302-304. Notes et extraits I S. 200-202. Krş. G. HERZBERG, Geschichle Griechenlands seil dem Abslerben des antıken Lebens bis zur Gegenuıart, II,Gotha 1877 S. 425. I. BOZIC, Dubrovnik ı Turska u XII' i XV (XIV ve XV asırlarda Raguza ve Türkiye), Belgrad 1952 S. 36. Bu vesileyle Osmanlı Sultanı, Venediklilerin Arnavutlukda olduğu kadar Romania'daki Venedik topraklarını tanıdı: Koron, Modon, Ncgroponte [Eğriboz], Ptleo, Argo, Nauplia, İnebahtı, Tino, Micono. Diğer taraftan Venedikliler küçük haraçları ödiyerek. Gelibolu civarında vatandaşlarının uğradığı zararı gidermeğe kalkıştılar SATHAS op.cıt II, S. 262 vd.
  35. Notes et extraits 15. 196-199
  36. 36 Venedikliler Musa Çelebi ite anlaşmayı imzalamadan önce 1000 duka yerine bir sene önce ödendiği kadar yani 1090 duka isteyeceğini tahmin ettiklerinden hazırlık yaptıklarını kaydetmek enteresandır. Yalnız o zaman azaltılmış haracın tutarı, uğranılan zararın kapatılması için Nicolö Bembo’ya ödenen meblağ olabilirdi; THIRIF.T op. cit II S. 93 Notes et extraits I S. 185
  37. 37 Notes el extraits S. 196-199
  38. 38 SATHAS op. eit I S. 32
  39. 39 Notes et extraits I S. 196-199
  40. 40 Türkiye’de devam etmekte olan mücadelelerden dolayı, Venedik Senato’su Sultan’a parayı ödemekte olan Fantino Viario’ya ancak Musa Çelebi tahta çıktıktan sonra parayı ödemesini tavsiye etti. Aynı zamanda Türklerin Venediklilere sebebiyet verdikleri zararların önlenmesi için paranın hepsini vermeyip biraz da para kesmesini istediler. THIRIET op. cit II S. 108, Notes et extraits I S. 209 vd.
  41.  Notes et extraits I S. 214 vd.
  42. 42 Notes et extraits I S. 219,220. THIRIETop. cil II S. 125, 126. Krş. HOPF, op. cit. II S. 75¬77. Venedik Senato'su >414 senesi Mayıs ayından beri Sultan ile giriştiği anlaşma zeminini bütün yaz devam ettirdi ve anlaşmayı aynı senenin Ekim ayında tamamladı, Notes et extraits I S. 218. THIRIET op cit. II S. 122. Krş. H.KRETSCHMAYR, Ceschıchte von Venedig, II Gotha 1920 S. 277
  43. Notes et extraits I S. 233, 234
  44. 44 Notes et extraits I S. 245-257. THIRIET op. cit. II. S. 142 vd. IJUBICop. cit VII S. 218. Krş. ZINKEISEN op. cit 1 S. 465. HOPF op. cit II S. 75-77. Herzberg op. cit II S. 436-438
  45. 45 Notes et extraits I S. 293-295
  46. 46 Bu vesileyle Venier 500 dukayı hediye almak ve dağıtmak için Osmanlılar nezdinde iken harcamış, halbuki esirlerin kurtarılması için loooduka verebilirdi. Notes et extraits I S. 245¬247 .
  47. 47 PREDELI.I, op. cit, IV S. 17 (n. 25) THOMAS, op. cit II S. 318, Notes et extraits I S. 295-299, Krş. ROMANIN op. cil IV S. 75, KRETSCHMAYR, op. II S. 277. GELCICH, op. cit S. 323. J. RADONJIC, Zapadna Evropu i balkanski namdı prema Turama u prvoi polovini XV ve ka (XV. asrın ilk yarısında “Türklere karşı Batı Avrupa ve Balkan ülkeleri). Novı Sad 1905, S. 41
  48. 48 IJUBIC, op. cit. VII S. 289 vd.
  49. 49 IJUBIC, op. cit. VII S. 289 vd.
  50. 50 THIRIET op. cit. II S. 176, 177. Betruccio Diedo’ya Sultan ile görüşeceği konular için verilen talimat hk. bk: THIRIET, op. cit II S. 153, 168, 176, 177, Notes et extraits I. S. 262, 263, 280, 292-295, IJUBIC, op. cit. VII S. 263. Krş. ROMANIN, op. cit. IV S. 75. Diedo beraberinde 400 dukalık bir hediye götürüyordu.
  51. Notes et extraits , I S. 217, 218
  52. 52 Notes et extraits I, S. 228, 229.
  53. 53 Notes et extraits 1, S. 227, 231. Krş. V. MAKUŞEV, op. cit S. 76. K. JIRECEK, İstorija Srbo (Sırb tarihi), I, Beograd 1952, S. 347, Draç şehri 1415 senesinde Eylül ayı zarfında bir gurup Türk yağmacıları kurtulabilmek için 400 duka ödedi. Notes et extraits I S. 235 n. 3
  54. 54 Notes et extraits I, S. 249
  55. 55 V. MAKUSEV, op. cit S. 76
  56. 56 Notes et extraits I S. 423, 424. İshak ile bir anlaşma yapabilmek için Venedikliler 600 duca verdiler ve bu parayı da İşkodra ve Leş kentlerinden topladılar (İshak'ın aynı kişi olup olmadığını bilmiyoruz). Venedik Senatosu’nun emri üzerine para onlara 1430 yılı Ağustos ayında ödendi. Bu örnek bize gösteriyor ki, bu kentlerdeki ahali yalnız Türklere yıllık haracı ödemekle kalmıyor, fakat aynı zamanda Türk komutanlardan hangisi sulhu sağlıyorsa ödenen parayı da topluyorlardı. N. Jorga’nın 66 diye kaydettiği rakam herhalde bir matbaa hatası idi, I S. 525 “Ducatis sexcentis scxaginta”
  57. 57 V. MAKUSEV, op. cit S. 76
  58. 58 Notes et extraits I S. 499, 500
  59. 59 Notes et extraits I S. 553, 554
  60. 60 Notes et extraits I S. 270, Aynı yıl yani 1417’de Türkler Avlonya düşesi Rudjina'nın topraklarını ellerine geçirdiler. Düşes bir Venedik vatandaşı olduğu için, Venedik Cumhuriyeti 1418 yılının yaz mevsiminde, İstanbul'daki Bailo Bcrtucci Diedo aracılığı ile Rudjina nın topraklarının iade edilmesi için girişimde bulundu. Bunu gerçekleştirmek için Bailo, 8000 duca'yı Osmanlılara ödeyebilirdi. THIRIET, op cit II S. 168. Notes et extraits I. S. 280. IJUBIC, op. cit S. 263. Böyle büyük bir meblağ ödenmekle beraber Venediklilerin bu önerisi geri çevrildi.
  61.  IJUBIC, op. cit VII S. 286, VIII S. 3. Notes et extraits I S. 291, 292 Krş. A. GEGAJ, L’Albarııe el l’invasion turque au XVe siecle, Paris Louvain, 1937 S. 21
  62. 62 F. THIRIET, /.a Romanıe venilienne au Mojten-Age. Le deıeloppemenl et l’exploitalion du domaine colonial venetien ( Xll-XV siicle), Paris 1959, S. 369
  63. 63 HOPF, op. cit II S. 75-77. HF.RZBF.RG, op. cit. II S. 436
  64. 64 Notes et extraits I S. 295-299. THIRIET. G Regeste II S. 176 N.d.
  65. 65 THRIF.T, Regeste II S. 183.. Notes et extraits I. S. 306
  66. 66 LJUBIC, op. cil. VIII S. 116,117. THIRIET,Regeste II S. 191 Notes et extraits . I S. 312, 313. Krş. ST. STANOJEVIC, Borba za nasledstvo Baosıno, Sremskı Karlovci 1902 S. 22, 23. Sultana sulh şartlarını götürmekte olan İstanbul Bailo'su beraberinde hediye olarak 400 duka değerinde bir yemek takımı götürüyordu. Osmanlı imparatorluğundan buğday ihracı yapabilme iznini elde edebilmek için 100 dukadan 1000 dukaya kadar masraf yapabilme yetkisi vardı.
  67. 67 SATHAS, op. cit. I S. 148, 149. IJUBIC, op. cil. VIII 188, 240, 241. .Notes et extraits I S. 4'4. 4'5-
  68. 68 Sorunları halledebilmek için Sultana 5000 duka tutarında bir hediye verildi. SATHAS, op. cit. I S. 163-165. THIRIET, Regertes II S. 215. Notes et extraits 1 S. 363-365. Krş. N. JORGA, Geschichte der ormanisehen Reiches narh den Quellen dargeslelld, I. Gotha 1908, S. 401. Buna benzer bir hediye 1.426 senesinde haraç ödenirken verilmişti. SATHAS, op. cit, I S. 181.
  69. 69 Notes et extraits I, S. 391-395 Krş. M. SPREMIC, Haraç Soluna “Zbornik radova Vizantoloskog instituta u Beogradu” 10 (1967) S. 188. Verilen para o sırada 150.000 akçeye yükselmişti. Bir dukanın karşılığı 35-40 akçe kadardı. THIRIET, Rigestes II. S. 93 BERTRANDON DE LA BROQUIERE, Putovanje preko mora, Beograd 1950. S. 123. KONSTANTIN MIHAILOVIC IZ OSTROVICE, Janicareva uspomene ili turska hronika (Bir yeniçerinin anıları veya Türk kroniği/, Spomenik SAN 107 (1959) S. 69
  70. 70 Notes etextraits I S. 417, 418. THIRIET, Regestes II S. 234, 235. ROMANIN op. cit. IV 99, çentum milia (yüzbin) denilen miktara yanlışlıkla onbin akçe demiş.
  71.  Notes et extraits I S. 424, 425. THIRİET. Regestes II S. 236, 237 Krş. G. OSTROGORSKI, Istorija Vizantije, Beograd 1959, S. 419.
  72. 72 SATHAS op, cit I. 184, 185
  73. 73 Bu kez öngörülen para 15.000 duka idi. Bu vesileyle Venedikliler sulhun hazırlanan metninde bir değişiklik yapıp topraklar için ödedikleri paranın haricinde sultana 200.000 akçe tutarında bir haraç ve paşalara da 3.000 duka bir para verilmesi planlanmıştı.<br> Ayrıca 8000 duka tutarında bir para vereceklerdi. Notes et extraits I S. 480, 481. THIRI ET, Regetes II S. 253, 254. Krş. OSTROGORSKI, op. cit. S. 519. Selanik kentinin 1430 senesinde düşmesinin arifesinde, Venedikliler Sultana yaptıkları müracaat da Selanik için yılda 300.000 akçelik bir haraç ödemeğe hazır olduklarım bildirmişlerdi. Notes et extraits I. S. 513-515. Selanik kentinin 1423-1430 seneleri arasındaki işgali hakkındaki Venedik belgeleri için bk. K. MERZIOS, Mvr)xeia MCİXE8OVUXÎ)Ç loroeiaç. Thessaloniki (Selanik) 1947 S. 30-100
  74. 74 Notes et extraits I. S. 488
  75. 75 THOMAS.op. cit. II S. 343-345. PR EDELLI, op. cit IV S. 164 n. 140. Notes et extraits I S. 526-529. II S. 263 n. 1 Krş. ROMANIN op. cit IV S. 236. KRETCHMAYER II S. 355, 356. ZINKEISEN op. cit S. 570, IORGA, Geschichte c. 1 S. 409. F. BABINGER, Mehmed der Eroberer und stint zât, Münchcn 1953, S. 44. THIRİET, La Romanıe S. 372
  76. 76 1419 yılında neden 200 ducahk haracın 2/3 i tutan 133 duca ve 1430 yılında da 136 duca ödendiği açık değildir. Hcsapdan, birinci çözüm şeklinin akla daha yatkın olduğu anlaşılıyor.
  77. 77 IJUBIC, op. cilt, IX. Notes et extraits 1 S. 517, 518
  78. 78 Notes et extraits I S. 529
  79. 79 IJUBIC, op cit IX S. 39
  80. Notes et extraits I S. 420 n. 3. Krş. HERZERG, op. cit II S. 452. N. lorga, haracın miktarının rakamını okurken yanılmıştır. O, harcı 20 duca diye yazdığı zaman okuyuşunun kesin olmadığım da bildirmişti. 20 ducati (böyle) Sulhun akdedilmesi önerisini Venedik yapmıştı. THIRIET, Regestes II S. 236
  81.  GEORGII PHRANZÂE Annales, Bonnae 1838, S. 146. Krş D. ZAKYTHINOS, despotal grec de Moree I Paris 1932, S. 208
  82. 82 Bu davranışlar Venedik Senatosu nun 4 Ağustos 1431 tarihli karan 29 Temmuz 1432’de de tekrar edilmiştir. THIRIET, Regestes III S. 15 ve 24. Notes el extraits e. 1 S. 545, S. 546 S. 555
  83. 83 Türk Sultanı ile sulhu devem ettirmek isteyen Venedik Cumhuriyeti tüm diplomatik zekasım gösteriyordu. Sulhu bozmamak için ne 1433 ne de 1444. yıllarında Macar kralına yardım etmeğe yanaşmadılar. THIRIET, Regesles IH S. 30 IJUBIC , op cit. IX S. 134. Türk Sultanından çekindikleri için 1437 senesinde Bizans İmparatoru VIII. loannes’in kendi toprakları olan Friuli’ye gelmesine hazır olamadılar. THIRIET, Regestes III, 60. Aynı imparator ertesi yıl İstanbul savunmasının kurtarılması için üç tane gemi istediği zaman, Venedik Senato'su verdiği yanıtta yardıma hazır olduğunu Takat gemilerin Venedik bayrağı altında değil de Bizans bayrağı ile seyahat etmeleri koşulunu ileri sürdü. Notes et extraits III, 35. 1433 yılında Arnavutluk'da Türklere karşı bir isyan patlak verdiği zaman, Venedikliler yardım etmedikleri¬nin yanı sıra, isyancıların eline düşmüş olan Dagno şehrini Türklere teslim ettiler. THIRIET III S. 32, 33 Notes et extraits I, S. 561-64. Bundan başka da Korfu adasına kaçmak isteyen asi Arnavutlara izin vermediklerini Sultana bildirdiler. THIRIET, Rtgules III S. 55, 56. Notes et extraits III S. 7, 8, 9. 1436 ve 1437 senelerinde Venedik Senato’su İstria, Dalmaçya ve Arnavutluk'da bulunan yöneticilerine vermiş olduğu direktiflerde Sultan ile aralarında olan anlaşmanın bozulmamasına dikkat edilmesini ve onun göndereceği temsilcilere iyi davranılmasını istedi. LJUBIC, op. âl. IX S. 91, 106.
  84. 84 Notes et extraits III S. 86. Krş. C. MIJATOVIC, Despot Djuradj Brankovic I, Beograd 1880, S. 321. Eğer olmazsa, Venedikliler her bir sorunun çözümü için Sultanı ziyarete gittiklerinde gene yeni hediyeler götürmek zorundaydılar THIRI ET, Regestes 111 S. 72. Notes et extraits IH S. 43, 102, 103.
  85. 85 Notes et extraits III S. 779, 180
  86. 86 Alvise Loredano’ya verilmiş olan ı-Mayıs-1455 tarihli talimat. Notes et extraits III S. 200, 201. THIRIET, Regestes III, 124. 1444 senesinde Venediklilerin sulh yapabilmek için yapmış oldukları çabalar için bk. THIRIET Regestes 111 S. 118, 119. Notes et extraits III S. 187.
  87. 87 PREDELLI, op. cit. IV S. 296. n. 289, THOMAS, Opcit 11 S. 366-369. Notes et extraits III S. 210-215 Krş. ROMANIN, op cit. IV,S. 241 THIRIET, La Romanıe 379. HOPF, op.cit II S. 11 G. HERTZBERG, Geschichte der Byzanliner und des Osmanischen Reiches, Berlin 1883, S. 568.
  88. 88 LJUBIC, op. cit. IX S. 268 vd.
  89. 89 LJUBIC, op. cit. IX S. 302. Notes et extraits III S. 247, 248
  90. 90 Sulh 1451 senesinin Eylül ayında yapıldı. PREDELLI, Op. cit, V. S. 65. n. 204 THOMAS, op. cil. II S. 382-384. Notes et extraits III S. 269, 270
  91. THIRIET, Regestes 111 S. 167, 168 S Notes et extraits III S. 264, 265
  92. 92 THIRIET, La Romanie, III S. 381. veya, Venedikliler, Bailo Bartolomeo Marcello aracılığıyla Sultana yolladıkları haberde, İstanbul’a gönderilmiş gemilerin oradaki Venedikli vatandaşların çıkarlarını korumakla görevlendirildiklerini ve Venedik Cumhuriyetinin Romania’daki diğer gemilerine refakat etmek ile yükümlü olduklarını haber verdiler. Hatta o sırada da Sultana gene hediyeler verilmesi ve bilhassa 500 duka tutarında bir hediye verilmesi de uygun görülmüştü. THIRIET, Regestes III S. 186, . Notes et extraits III S. 283-286. LJL BİC, op. cit.X, S. 7.
  93. 93 Sulh görüşmeleri esnasında Venedik Cumhuriyeti mazeret olarak, İstanbul'un fethi sırasında gemilerinin kendi arzuları ile değil de Bizans İmparatorunun zoru ile kaldığında ısrar ettiler.
  94. Büyük bir gayretle giriştikleri sulh girişimlerinde Sultana ve etkili yöneticilerine getirilen hediyelerin değeri i2oodukaya ulaşıyordu. THIRIET, Regestes, III S. 188, 189, 194, 195. Krş. THIRIET, La Romanie S. 383 n. 4 ROMANIN, op. cit, IV, S. 260
  95. 94 Anlaşmanın tam metni için bk. ROMANIN, op. cit, IV S. 528-535, Ve ayrıca PREDEI.LI.op. cit, V. S. 91,92 (n. 288) Krş.J. HAMMER, Geschichte des osmanıschen Reiches, II Pest 1828 S. 12 ZINKEISEN, op. cit, II, S. 34. n. 1 JORGA, Geschicte II. S. 46. Bu anlaşmada haracın konu edilmediğini söylemekle yanılgıya düşmüştür.
  96. 95 THIRIET, La Romanie, S. 383 n. 3 THIRIET, Regestes III S. 194
  97. 96 THIRIET, Regestes III S. 207
  98. 97 HOPF, op. cit. S. 143
  99. 98 HOPF, op. cit S. 152, 153
  100. 99 ROMANIN, op. cit IV S. 528-535 [çevirenin eki: Sonraki antlaşmalarda bu husus tekrar edilmiştir.]
  101. 100 IJUBIC op. cit S. 361, 362
  102. 102 Annali Veneti dall'anno 1457 al 1500 del senatöre DOMENICO MALIPIERO ordınati e abbreviati dal senatöre FRANCESCO I.ONGO, “Archivio storico italiano” 7 (1783), S. 67
  103. 103 ROMANIN, op. at IV S. 378 HOPF, op. cit II. S. 160, Malipicro’nun Annallerinegöre I S. 107, Venedikliler senelik haraç bedeli 50.000 duka ödediler.
  104. 104 PREDELLI, op. cit V. S. 288 (n. 126). Notes et extraits IV S. 368. Annali Veneti dall'anno 1457 al 1500 del senatöre DOMEN1CO MALIPIERO I S. 121.
  105. 105 PREDELLI, op. cit V. S. 231 (n. 141). 1479 senesinde Venedik’de yaygın olan bir kanaate göre. Roma-Germen imparatoru III. Frederic, ülkesini Türk akınlarından korumak için Türk Sultanına senelik 15.000 duka tutarında bir haraç ödemekte idi. L. THLLOCZ.Y, Frammenti relativi alla storia dei paesi situatı all’Adria."PsrcheografoTriestino'' III 7 (1913) S. 93
  106. 106 PREDELLI, op. cit S. 241 n. 179 [çevirenin eki: Türkçe metin yayınlandı. T. Gökbilgin, Belgeler n. 128 deki sayı. S. 39-42.]
  107. 107 PREDELLI, op. cit V. S. 241 n. 179. Venedikliler II. Bayezid ile anlaşmaya giriştikleri sırada 50.000 dukaya yükselmiş olan gecikmiş borçlarını ödememek için çok uğraştılar. J. TADIC, Nove vesti o padu Hercegovine pod tursku vlast, Zbornik Filozofskog fakulteta, 6/2 (1962) S. 135¬
  108. 108 M. SANUTO, / Diarii. III, Venezia 1893, S. 127, 128. MALIPIERO, Annali Veneti.., I. S. 189
  109. 109 MALIPIERO, Annali veneti.... I, S. 180, 183.
  110. 0 PRF.DELLI, op. at S. 248 n. 205. SATHAS, op. cit. I. S. 315, 316. DONADO DA I.EZZE Hiıtoria turchesca (1300-1514), Bucaresti 1910, yay. E Ursu S. 109.
  111.  SANUTO, op. cit G. ELEZOVIC, Turski spomenici I.Beograd 1940, S. 63. Zanta Adası için ödenen haraç 1490 senesinde İstanbul Bailo'su Onfredo Gistiniano ve 1498 senesinde de Andrea Zancani’nin gönderildiği sırada ödenmişti. PREDELLI, op. cit. V. S. 317 n. 169. Bu ada 1503 tarihli anlaşma ile sonuçlanan Türk-Venedik harbinden sonra da Venedik Cumhuriye¬tinde kaldı. KRETSCHMAYR, op.cit. II S. 415. HOPF, op. cit. II S. 168. I Selim zamanında Zanta adasının haracı 5.000 dukaya çıkarılmıştı. F. SANSOVINO, Historia uniıersale deli' origine, guerre el imperio de Turcki, Venetia 1654, S. 116, 11 7.
  112. 2 HOPF, op. cil. II S. 165. Kıbrıs adası için Mısır Memlûk Sultanlığına senede 8.000 duka ödenmekteydi. B. DUDAN, II dominıo venezıano di Levante Bologna 1938, S. 141. Kıbrıs haracı için ayrıca bk. Annali Veneti dall'anno 1457 al 1500 del senatöre DOMENICO MALIPIERO, III S. 605 ROMANIN, op. cit. IV, S. 358,376.433 KRETSCHMAYR. op.cit.II S. 390, 416.
  113. 3 Notes et extraits I S, 273. MALI PIERO, Annali veneti... I S. 194. Krş. ROMANIN, op. cit. c. V S. 144-148. KRETSCHMAYR'da 100.000 duka denilmekte ise de (op. cil. II S. 412) HOPF 100 altın sterlin demektir (op. cit. II S. 168) Antonio Grimani 1499 senesinde donanma genel komutanı seçildiği zaman beraberinde aldığı 16.000 duka, uzun süren savaşlar nedeniyle Venedikli vatandaşların tüketmiş oldukları ödeme kabiliyetlerine bir katkıda bulunmak için olabilir. Notes et extraits V S. 248.
  114. 4 ROMANIN, op cit V.S. 153. KRETSCHMAYR, op.cit.II S. 415 JORGA, Gerchichte. II S. 298 [çevirenin eki: bu tarihli anlaşmanın Türkçe metni VIII. Türk Tarih Kongresi’nde tarafımdan bildiri olarak sunuldu].
  115. I.. CHALCONDYI.AE, Historiarum Demonlrationcs, yay. E. DARKO, II. Budapestini 1922, S. 58. Krş G. OSTROGORSKI, Byzante, etat tributaire dt l'empire Turc, Zbornik radova VİZANTO loskog instutata, 5 (1958) S. 49- 52.JORGA, Geschichte I S. 253, 30.000 yerine 3000 demekle yanılmıştır. Cidones'in sözlerine bakarsak. Türklere ödenmekte olan harcın parasını saymağa olanak yoktu. D. CYDON'ES, Corrispondance. yay G. CAMMELI.I. S. 59 n. 25.
  116. 6 I.. CHALCOCANDYLAE, op. cit II S. 279. Krş. I. TELEKI, Hunyadiak kora Magyarorzsagon, III Peşte 1953, S. 304 n. 1
  117. 7 V. MAKUSEV, Monumenta historica slavorum merıdiolanum vicinorumque popularom, II Belgradi 1882, S. 90 vd.
  118. 8 I. BOZIC, Dubrovnik i Turska, Beograd 1952, S. 222.
  119. 9 LJUBIC, op. cit IX S. 268 vd.
  120. 120 SATHAS, op. cit II S. 216 vd. THIRIET, Regetes I, S. 81.
  121.  THIRIET, Regesles II S. 93.
  122. 122 Notes et extraits III S. 265.
  123. 123 Notes et extraits , III S. 197.
  124. 124 M. SPREMIC, Turech ı Balkansko Paluostrvu u XIV i XV vekil, “Jugoslovenski istorijski casopis”, 1-2 (1966) S. 42.
  125. 125 M. T. Gökbilgin, “Venedik Devlet Arşivindeki Türkçe belgeler kolleksiyonu ve bizimle ilgili diğer belgeler”, Belgeler V-VIII/9-12 (1972) S. 50-54 arasındaki 923-1517 tarihli Osmanlı-Venedik antlaşması metninde S. 53
  126. 126 M. T. Gökbilgin, “Venedik Devlet Arşivindeki vesikalar külliyatında Kanuni Sultan Süleyman devri belgeleri”, aynı dergi 1 /2 (1964) S. 202. 925-1519 tarihli belge, bu belgenin bir çevirisi de ilgili kutuda bulunmaktadır. Commemorıali serisinin XX defterinde n. 119'da bir çeviri de vardır. Basılı özeti: R. Predelli, I Libri commemorıali della Repubblıca dı Venezia. Regesti, Venezia (Venedik) 1903 s. 158
  127. 127 I.. Bonelli, "II trattato turco-venetodel 1540”. Centenario della . Nascita di Michele Amavi, , c. 2 Palermo 1910, S. 29-30
  128. 128 Belgeler V-VIII/9-12 (1972) S. 60-61. 134 no. lu belgenin 14. satırında önemli bir atlama bulunmaktadır.