SALVATORE Bono, Storiografia e fonti occidentali sulla Libia (1510-1911), Roma 1982, 142 Sayfa. Fiyatı yazılı değil. Trablusgarp’daki İtalyan Kültür Enstitüsünün Yayını 2. Yayınevi: “L’Erma” di Bretschneider, Roma.
Perugia Üniverstesi’nde Asya-Afrika Tarihi profesörü olan Prof. Salvatore Bono, araştırmalarını Akdeniz'in belli başlı konulan üzerinde toplamıştır. Türk tarihi için önemli konulardan birisi olan Libya üzerinde de çalışan müellif, şimdi bu ülke tarihi araştırmaları ve batılı kaynakları üzerinde bir kılavuz yayınlamış bulunuyor. Mağrib diye isimlendirdiğimiz Kuzey Afrika'nın İtalya yarımadası ile olan ilişkisi eski çağlara dek uzanmaktadır. İslamiyetin buralarda yayılmasından sonra Sicilya adasında ve İtalya'nın bazı kıyı bölgelerinde etkili olan Arap uygarlığı [1], ilişkilerin daha yeni boyutlar kazanmasına yol açmış, nüfus artışı ve diğer toplumsal etkiler konulara yenilikler kazandırmıştır. Bu konular arasında tutsak tecimi, mal alışverişi, kıymetli madenlerin ve işlenmiş malların süratle el değiştirmesi çoğu zaman ele alınmış ve bu ilişkileri başaran denizcilerle tüccarların faaliyetleri de çoğu araştırıcılara konu olmuştur. Bunun nedeni, her ülkenin belgeliğinin muhakkak bu konu ile dolu olmasıdır. Prof S. Bono da uygarlığın beşiği sayılan Akdeniz’deki korsanlık faaliyeti üzerinde yıllardan beri çalışmaktadır[2]. İtalyan belgelikleri üzerinde uzun süreden beri çalışan müellif, Libya üzerindeki araştırmalarını ilerletirken, ilk ürünlerinden birisini bir kaynakça olarak ortaya koymuştur. Kuru bir isim yığını yerine, araştırma konularına göre bir derleme yapan Prof. Bono, kitabı dört kısma ayırmıştır: “Çağdaş Libya hakkında 1510-1911 yılları arasını kapsayan tarih araştırmaları" bölümünde, Laurent-Charles Feraud, Costanza Bergna, Ettore Rossi gibi çağdaş araştırıcılara yer verilmiştir. Müteveffa Ettore Rossi, Libya üzerinde çalışırken, Türk kaynaklarını İtalyancaya kazandırmıştı[3] . ölümünden sonra yayınlanan Storia di Tripoli t della Tripolitana (Trablusgarp Tarihi), Arapçaya da çevrilmiştir (S. 18 n. 53). Türk tarihi ile ilgili
olanlar muhtelif dergilerde tamıma yazılan kaleme aldılar. Müellif bu kitabı birçok yönleriyle tamamlamaktadır. Libya tarihinin bizim bakımımızdan önemi XVI. yüzyılın ortalarında başlamaktadır. Ayrı bir paragraf ayıran Prof. Bono (S. 27-30), Murad Ağa ve Turgut Reis hakkındaki araştırmaları tahlilden sonra, 1711 yılına değin süren “Paşalar ve Dayılar” dönemini kitabına almıştır (S. 30-35). 1711 yılından 1835 yılma dek süren Karamanlılar dönemi (S. 35-39), en çok işlenen konulardan birisidir.. Bu sülâlenin Avrupa ülkeleri ile ilişkiler kurmasının büyük rolü vardır. Akdeniz teciminin canlandığı bir dönemde, Afrika'nın iç taraflarına etki arttığı için bu yörenin değeri daha da çoğalmıştı. Bundan dolayı bu konuya özel sayfalar ayrılmıştır (S. 50-52). Araya giren diğer sayfalarda Avrupa ülkeleriyle 18. yüzyılda yapılan anlaşmaların (S. 40-43) ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Libya ile olan ilişkilerine (S. 43-45) dair eserlerin listesi verilmiştir. Bu son üç bölüm Türk tarihçileri tarafından da ele alınmıştır[4].
Avrupa kitaplıklarında araştırmalarını devamlı sürdüren Prof. Bono, “Kaynakça ve nadir bulunan basılı metinler” kısmında (S. 61-76), Afrika ve Mağrib kaynakçalarını sıraladıktan sonra "Basılmamış kaynaklar üzerinde araştırma ve karşılaştırmalar" (S. 65-69) yapmıştır. Yakın bir geçmişte de müellif aynı konuda bizi ilgilendiren iki çalışma yapmıştı [5]. Önemli sayfalardan birisi de “Geçen yüzyılda Libya hakkında İtalyan kanıtları” işlenmiştir. Buraları ziyaret eden kişilerin incelendiği bölümde siyasal olduğu kadar, doğal varlıkları arayan kişiler, bölgelerin özelliklerine göre yapılan araştırmalar, gazeteciler ayrı ayrı eleştiri süzgeçinden geçmişlerdir.
Basılı metinler üzerinde durulan satırlardan sonra akademik araştırmalar için kaçınılmaz olan belgelik çalışmalarına da yol gösterilmiştir (S. 95-113). Libya belgeliğinden sonra, İtalyan belgelikleri üzerinde durulmuştur. Venedik, Floransa, Napoli gibi Kuzey Afrika ile ilişkisi olan kentlerin belgeliklerinde çok malzeme bulunmakta ve epey araştırıcının kitap ve makalelerinde yer almaktadır. Hatta Venedik ve Floransa'daki Türk belgelerinin bir kısmı bu yöre yöneticileri tarafından yollanan mektuplardır[6]. Papalık (Vatikan) ve Malta belgeliklerindeki muhtelif tasnifler, değerli kayıtlar içerdiğinin yanında, Fransa (S. 107-110) ve diğer ülke belgeliklerinde (S. 110 -113) çok sayıda malzeme bulunmaktadır. İlk merak edeceğimiz husus Türk belgelerinin neler olduğudur. Müellifin konusu olmadığı için, ele bile alınmamıştır. Libya hükümetinin İstanbul'da bulunan Başbakanlık Arşivi'nde kendilerini ilgilendiren belgeler üzerinde bir süreden beri araştırıcılarını görevlendirdiğini, bu satırlarda işaret etmekle yetiniyoruz.
Kitabın son iki kısmı bir Libyalı tarihçi olan Ali Mustafa (S. 114-124) ve çağdaş Libya yazınına (S. 125-130) iki ayrı kişi tarafından hazırlanmıştır. Müellifin hazırladığı dizinlerden ilki levhalara (25 tane)ikinci de özel adlara (S. 133-142) ayrılmıştır.
Şık bir kapak içinde birinci hamur kâğıda basılan bu derli toplu kaynakçanın sonradan yapılacak bir basımında, Turkologischer Anzeiger'in katılmasını bekleriz. Türk dünyasına dair yapılan araştırmalarının derli toplu kaynakçasını sunan bu eserde, evvelce Türk yöneliminde bulunan ülkelerin tarihi incelenirken, DE1 kısmında Türk tarihini ilgilendirenler de ihmal edilmemektedir. Gerçi bu yayınların çoğu sair kaynakçalarda da yer almaktadır. Bununla beraber yararlı olacağından şüphe edilemez.
Bu güzel çalışmasının devamını getirmesini işlediğimiz müelliften esas beklentimiz, yıllardan beri üzerinde çalıştığı İtalya ve Akdeniz'de Müslüman tutsaklar[7]konusunu bir an önce bitirmesidir.
Yrd. Doç. Dr. MAHMUT H. ŞAKİROĞLU