ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Semavi Eyice

Anahtar Kelimeler: Anadolu, Karamanlıca Kitabeler, Grek Alfabesi, Tokat Mezar Kitabesi, Isparta Mezar Kitabesi

Birkaç yıl önce yayınladığımız bir makalede Anadolu’nun çe­şitli yerlerinde rastlamış olduğumuz Grek harfleriyle yazılmış Türkçe kitabelerden bir kaçını tanıtmıştık.1 Aradan geçen süre içinde 1841 tarihli bu çeşit bir mezar kitabesi daha İznik’te bulunarak Anastasios lordanoglou (Anastas Yordanoğlu) tarafından yayınlanmıştır.2 Ge­nellikle “karamanlıca” olarak adlandırılan Grek harfli Türkçe kita­belerin sayılarının pek çok olduğu ve bilhassa ana dilleri türkçe olan, hatta büyük ihtimalle kendileri de Türk aslından gelen bu ortodoks inançlı Anadolu halkının3, yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde

daha başka kitabeleri olduğu muhakkaktır. 4 Bu halkın Lozan ant­laşmasından sonra Yunanistan’a göçe mecbur edilmesiyle bu kita­beler de ihmal edilmiş ve büyük ölçüde kaybolmuştur. Bu ikinci yazımızda elimize geçen yine Grek harfli birkaç Türkçe kitabeyi tanıtmak istiyoruz. 5 İlk yazımızda da işaret ettiğimiz gibi, biz bir dilci olmadığımızdan, bu kitabeleri filolojik bakımdan bir incelemeye tabi tutmamız bizden beklenmemelidir. Yurdumuzun eski eserleri ile meşgul olurken karşılaştığımız bu birkaç kitabe örneğini, Anadolu’ nun tarih hatıralarının bir yaprağı olarak, takdim ediyoruze.

VII

Nevşehir’de Kilise Kitabesi

Grek harfleriyle Türkçe olarak düzenlenmiş ve 1912’de basılmış 1913 yılına ait bir Nevşehir salnamesinde, buradaki bir kilisenin kapısı üstünde bulunan kitabenin kopyası verilmektedir. Evvelce yayın­ladığımız ve bu salname hakkındaki bir araştırmada bu kitabeden de kısaca bahsedilmişti7. Konumuz içine girdiğinden onu da burada, salnamedeki metni ve Türkçe okunuşu ile yeniden veriyoruz:

Μετζίδ όλσούν ^όμρού Σουλτάν ’Απδούλ Μεδζιδ χανήν

ζίρα σαγεσιντή ΐνσά όλδοϋ Νέβσεχιρδε πού κιλίσα

Κάίσερ'.γε ραχιπί ϊδί Παίσιος πίρι βαλιά Ναζιανζοϋ Λεόντιος χέμ ούσταδή Γρηγδρ κάλφα Πι χάμδ-ουλλάχ ίτμάμ ύλδού όκοϋ φεράχλα ταριχίν βαλιδετουλλαχά έμανέτ κηληνδή μάαν κασαπά

[1849]

kilisenin mimarı olduğu öğrenilmektedir. Nihayet son satırda Nev­şehir’in Validetullaha yani Meryem’e ithaf edilmiş olduğu da açık- lanmaktadır.9 Bu manzum kitabe metninin son satırının bir tarih olduğu 5. mısrada belirtilmiştir. Salnamede kilisenin 1849'da ya­pıldığı yazılıdır. Bu mısraın ebcedi de 5. mısradaki ferah kelimesiyle tamiye yapıldığı takdirde ancak milâdî 1805 tutmaktadır. Bu ba­kımdan bu manzum tarihin hesabında bir karışıklık vardır. Nev­şehir’in bu ikinci büyük kilisesinin Sultan Abdülmecid (1839-1861) yıllarında ondan alman izinle, hatta belki de yine onun maddî yar­dımı ile yapıldığı anlaşılmaktadır.10 Bugün bu kilise binasının hâlâ durup durmadığını ve bu kitabenin ne olduğunu öğrenmek mümkün olmamıştır.

VIII

Tokat’ta Mezar Kitabesi

(Resim 1)

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi asistanı Tanju Cantay tarafından 1979’da çekilen bir fotoğraftan öğren­diğimize göre Tokat Müzesinde “karamanlıca” bir kitabe bulun­maktadır. Bu taş Kışla mahallesinden getirilmiştir. Üzerindeki ka­bartma süslemeden, bu kitabenin oldukça gösterişli bir mezar anı­tına ait olduğu anlaşılmaktadır. Dört satır halindeki kitabe metni şudur:

Π* MEZAPTA ΠΑΤΑΡ· ΠΑΝΑΠύΤ ΠΟΠΑΤΖΟΓΛν·18Ί7 ΕΧΛΙ ΕΛΕΝΑ·1884· ΚΗΖΗ ΜΑΡΙΝΑ-1861ΣΧ

Grek harfleriyle transkripsiyonu:

Πού μεζαρτα γιατάρ . Παναγιώτ

Πογιατζόγλου . 1847

"Εχλι ‘©ιένα . 1884. κηζή Μαρίνα , ι86ι χχ

Bunun transliterasyonu:

  1. Pou mezarta giatar, Panagiot
  2. Pogiatzoglou. 1847
  3. Ekhli Hclcna. 1884
  4. Kızı Marina. 1861

Kitabenin Türkçe olarak yazılışı:

  1. Bu mezarda yatar Panayot
  2. Poyatzoğhı (= Boyacıoğlu) 1847.
  3. Ehli Helena. 1884
  4. Kızı Marina. 1861.

Böylece bu gösterişli taşın, bir aile mezarına ait olduğu ve bu­rada 1847’de ölen baba Panayot Poyatzoğlu (Boyacıoğlu) ndan başka, 1884’de ölen eşi Helena’nın ve 1861’de ölen kızları Marina’nın yat­makta olduğu bildirilmektedir. Taş herhalde annenin ölümünden yani 1884’den az sonra işlenmiş olmalıdır. 2. satırdaki soyadı olan riOriATZOFAÖ’nu nasıl okumak gerektiği biraz düşündürücüdür. Bu bizim tahminimize göre, Türkçe Boyacıoğlu’nun Grek harflerine çevrilmiş şekli olmalıdır. Grckçcde B, Y, C seslerini verebilmek için Π, ΓΙ, TZ kullanıldığı bilinmektedir. Öyle sanıyoruz ki, bu adı Bo- yacıoğlu, veya iki sesli harfin birleşimi ile Boyacoğhı şeklinde kabul etmek pek yanlış olmayacaktır.

IX

İsparta’da Kîlîse Kitabesi

(Resim, 2-5)

İsparta’nın, Doğancı mahallesinde Aya Yorgi (Hagios Gcorgios), veya Çanlı kilise, veya Yukarı kilise denilen büyük bir kilise bulun­maktadır. Uzunluğu 31 m. yi bulan bu büyük yapının üç kapısın­dan batı tarafındaki üzerinde kagir bir çan kulesi bulunan esas girişin üstünde bir kitabe bulunmaktadır.

KOY ΣΕΡΙΦ ΕΙΣΟΔΙΑΤΗΣ ΠΑΝΑΠΑΣ ΕΚΚΛΗΣΙΑΣΜ Ε8ΒΕΛΑ ΑΛΛΑΧΟΥ ΑΖΙΜΟΥΣ ΣΑΝΜ ΓΣΑΝΙΕ ΒΑΛΙΤΕΤΟΥΛΛΑΧΗ ΓΓ ΚΕΡΕΜΙ ΙΝΑΓΙΕΤΛΕΡΙΓΙΛΕ ΠΑΤΗΣΑΧΗΜΗΖ ΣΕΒΚΕΤΆΟΥ ΆΠΤΟΥΛ ΚΤΖΙΤ’ΕφΕΝΤϊΜΙΖΙΓΓ ’Εί7ΑΜ4 ΤΕΒΛΕΤΛΕΡΙΝΤΕ ΒΕ ΑΡΧΙΕΡΕΑΣΙ*ΗΣ ΚΥΡΙΟΣ ΚΥΡ ΚΛΕΤΙΟΣ ΈφΕΝΤΙ ΜΙΖΙ ΓΓ ΒΑΚΓΗΝΤΑ ΤΖΟΥΜΛΕ ‘ΟΡΘΟΔΟίΟΣ ΧΡΙΣΤΙΑΝΛΑΡΗΓΓ ΙΜΤΑΤ ΒΕ ΓΑΪΡΕΤΛΕΡΙ ΙΛΕ··18$7 ΜΑΪΟΥΧ:ΤΑΡΙΧΙΝΤΕ ΜΙΓΓΣΛI ΧΑΤΖΗ ΝΙΚΟΛΑ ΒΕ ΡΟΔΟΣΛΟΥ 'ΑΝΔΡΕΑΣΣΟΥΛΗΊΑΣ ΟΥΣΤΑΛΑΡΤΑΝ ΤΕ|*ΕΛΙ ΚΟΝΟΥΛΟΥΤΤ 18*8 ΜΑΪ'θΥί2οΤΑΡΙΧΙ ΜΕΡΧΟΥΜ ΧΑΤΖΗ ΝΙΚΟΛΑ'οΥΣΤΑ ΒΕφΑΤ 'ETTİKTE 1860 ΣΕΝΕΣΙ ΊΤΖΙΝΤΕ λΝΔΡΕΑ 'ΟΥΣΤΑΤΑΝ ΧΗΤΑΜ ΠΟΥΛΜΟΥΣΤΟΥΡ

Grek harfleriyle transkripsiyonu:

Πού σερίφ εΐσόδια τής Παναγίας εκκλησίαση έββελα Άλλάχου άζίμους σανήγ σάνιε βαλιτετουλλάχηγγ Κερεμί ίναγιετλερίγιλε πατησαχημήζ σεβκετλοϋ Άπτούλ Μετζίτ έφεντιμιζίγγ έγιαμή τεβλετλεριντέ βέ άρχιερεασημήζ κύριος κυρ Μελέτιος Έφεντιμιζίγγ βακτητα τζοϋμλε ορθόδοξος χριστιανλαρήγγ ΐμτάτ βέ γαίρετλερί ΐλέ 1857 μαίου 5 : ταριχιντέ Μιγισλί χατζή Νικόλα βέ Ρόδοσλου Άνδρέασ Σουλίγας ουσταλαρτάν τεμελί κονουλούπ 1858 μαίου : 20 ταριχί μερχούμ χατζή Νικόλα ούστα βεφάτ έττικτέ 1860 σενεσΐ ΐτζιντέ Άνδρέα ούστατάν χητάμ Πουλμούστουρ.

Bu metnin transliterasyonu şu surette yapılabilir:

  1. Pou seriph eisodia tes Panagias ekklesiası evvela
  2. Allakhou azimous samg sanie Valitetoullakhın
  3. Keremi inagieterigile patısakhımız sevketlou
  4. Aptoul Metzit ephentimizin egiamı tcvletlerinte
  5. Ve arkhiereasımız kyrios kyr Meletios ephentimizin
  6. Vaktınta tzoumle orthodoksos khristianların
  7. İmtat ve gaıretleri ile: 1857 Maîou 5: tarikhinte
  8. Migisli Khatzi Nikola ve Rodoslou Andreas Soulinas
  9. Oustalartan temeli konouloup 1858 Maîou: 20 tarikhi

ıo. Merkhoum Khatzi Nikola ousta vcphat ettikte

ıı. 1860 senesi itzinde Andrea oustatan khitam

12. poulmoustour

Bu uzun kitabenin bugünkü yazılışla karşılığı şöyledir:

  1. Bu şerif Eisodia tes Panagias ckklesiası evvel
  2. Allah-u Azîmuş - şanın sanie Validetu’llâhın
  3. Kerem-i inayetleriyle Padişahımız şevketlû
  4. Abdülmecid efendimizin eyyâm-ı devletlerinde
  5. Ve arhiereasımız Kyrios kyr Meletios efendimizin
  6. Vaktinde cümle Ortodoks Hıristiyanlarının
  7. İmdad ve gayretleri ile: 1857 Mayıs 5: tarihinde
  8. Meyisli Hacı Nikola ve Rodoslu Andreas Soulinas
  9. Ustalardan temeli konulup 1858 Mayıs 20 tarihi
  10. Merhum Hacı Nikola usta vefat ettikte
  11. 1860 senesi içinde Andrea ustadan hitam
  12. bulmuştur.

Bu gösterişli ve heybetli yapının Sultan Abdülmecid (1839-1861) yıllarında yapılarak Meryem’in dünyadan geçişine (είσοδος) sunul­duğu kitabesinden öğrenilmektedir. Böylece buraya Aya Yorgi kilisesi denilmesi yanlıştır. Kilise Abdülmecid yıllarında, ve Başpapaz Mele­tios zamanında bütün Ortcdokslardan sağlanan yardımlar ile 1857 yılı 5 Mayısında yapılmaya başlanmıştır. Mimarları Meyis’li Hacı Nikola ile Rodos’lu Andreas Soulinas kalfalardır. Fakat 20 Mayıs 1858’de Hacı Nikola kalfa ölmüş, inşaat Andreas kalfa tarafından sürdürülerek 1860 yılı içinde tamamlanmıştır.

Kitabede dikkati çeken hususlar şunlardır:

Satır ı’de kilisenin adı Grekçe olarak Eisodia tes Panagias olarak yazılmıştır. Ayrıca yine bu satırda yapı için Grekçe olarak ekklesia denilmiştir. Halbuki önceki Nevşehir kitabesinde aynı terimin Türkçe yazılış olan kilisa tercih edilmişti. Halbuki satır 2’dc Allah adı anıl­makta ve Meryem, Panagia olarak değil fakat Validetu’llâh olarak vasıflandırılır.

Satır 5’deki arkhiereasa ise başpapaz anlamına gelir. Kitabenin dört yerinde (satır 2, 4,5, 6) ... in için ΗΓΓ harfleri yazılmıştır ki, bu transkripsiyona niçin lüzum görüldüğü anlaşılmaz. Grekçcde çifte Γ (gamma) ng sesi vermede kullanılır. Fakat in için bunun kulla­nılması yersizdir.

Satır 7 ve 9’da Mayıs ayı Grekçe olarak yazılmıştır.

Satır 8 başında ΜΙΓΙΣΑΙ adının Meis’li olduğunu sanıyoruz. Bilindiği gibi Meis (veya Meyis) İtalyanların Castclorizo (veya Castclrosso) dedikleri Megiste olup, on iki adanın en ufağı ve en doğuda olanıdır11.

Satır 10’da îslami bir terim olan Merhûm’un kullanılması dikkate değer.

İsparta’da Mezar Kİtâbesî

Çok yıl önce İsparta Halkevi Dergisinde yayınlanan bir yazıda yine Grek harfleriyle Türkçe olarak kısa bir mezar kitabesi verilmiş­ti.12 O tarihlerde yani 1936’da İsparta Halkevi Müzesinde 19 sayı ile kayıtlı bulunan bu taşı araştırmalarımıza rağmen bulmak mümkün olmamıştır. Bu yüzden metnin aslını burada veremiyoruz. Halkevi Dergisinde yayınlandığı şekli ile Türkçe metni burada tekrarlıyoruz:

  1. Bu mezar
  2. Rahmetli Hacı
  3. Simcon’un oğlu
  4. Rahmetli Hoca
  5. Klementosundur.

1838

Bu kitabeyi yayınlayan F. Aksu’nun yazdığına göre taş mermer­den olup, O m. 56 X O m. 74 ölçüsündedir. Altında ayrıca iki satırlık Grekçe de yazı vardır. Bu vesile ile yazar, İsparta Şeri Sicilleri Def- ter’lerinden derlenmiş çeşitli kayıtlarda burada XVII. yüzyıl baş­larında yaşayan Türk adlı hıristiyanların varlığını da ortaya koymak­tadır. 13 Bu hıristiyanların adları dikkate değer: Bayram, Yağmur, Sinan, Çakmak, Durmuş, Bali, Aka, Dcğan, Kaplan, Harzcm, Asar,

Yahşi, Arslan, Murad, Ayvaz, Temel, Kara, Evran, Mehmed, Rüstem, Ruşen, Budak, Nazlı, Fidan, Kurt.

XI

Niğde’nin Kumluca Köyünde Kilise Kitabesi

(Resim 6, 7)

Niğde’nin merkez nahiyelerinden Kumluca köyünde çok mun­tazam yapılı, kagir bir kilise vardır. Bunun kapısı üstünde dokuz satırlık uzun bir kitâbe bulunmaktadır:

ICTT¥ €MAK €ΧΓαΖ·ΟΛΑΝ:ΑΙΓΟΣ:«*ΑΗΟΟ CKAlCAChTıKATAl ΙΓ/.ΓΠΛ71P^ZCHHN XAAI4£CI C€WîA¥eAAM€TA¥4XiaRÎ* Ι1£ΡΧΑΜ£ΤλΧ:ΓΪΑΤι€ΑΧΙ rtAetfT£NAWÎAN MAXN^T:6+€NliHi2lNNCPXAM€TKI4liJNAIi£7îfAAAXI:XAT1iX^MAfîN<’€PMA ΝΙΑΛΐεΑΝίΜΛ€Ν·ΤΖ¥ΜΛεΜΙ2·.|ίΚΤ·Λ^6ΓεΚΤΖΙΑΤ:0ΛΑΛΙΜ:Α^ΑΖ·εΤΕ PCK'TeiieAlMZtf ΜΑ·Τ2ΙΑΑΛ··ΧΑ2’Ρ«ΤΑ€βΝεΚ|·πί< A7iA£7Ây;TrATCAXI ΜΙΖ/Ν VZ€RNT€ 0Λ£*Η NAZAPAMINHeRACTPAAlfieiKyAAARMTâN CeR*eTAV-K¥RO£:AW£-IKOMI¥.Ae£rTû7î;ANGlMOS64>£N7;M|ZlN

PAKTI TOACIWA£N KtfMtfCXAN£: ΚΑΡΓ€ΰΐΝΤ€Ν·ΗΜ£ΡΛΛΙ :ΠΑΠΑν\ΑΖΑΡ0Σ ■ΒΒΗΜΓβΓ0Ρ:ΚΑΛΦΑ·.ΝΑ«|Ε7;ΠΛΕΝ·.18ϊί·:|ϊίΛΙ^ : 2 : ΠΑΠΗΛΤΜ

ΙΛΓ®

Grek harfleriyle transkripsiyonu: Ίσπού έμανέ έχτάζ : όλάν : "Αγιος : σεφανος έκλίσασι: τικατλί γιαπιλτί:

“ ' 7 _

ροϋχι: Ζεμήν χαλιφεσί σεφκετλοϋ . έλαμετλοϋ: φουκαραγιά. μερχαμετλοϋ: πατισαχί: άλεμπενα. Σουλτάν Μαχμούτ: έφεντιμιζίν. μερχαμετκιαρά : ίναγιετουλλαχί: χαττι. χουμαγίνφερμα - νί αλισανίηλεν : τζούμλεμιζ : γέκτιλ : βέ γιεκτζιάτ: ολαλίμ : άβάζ. έτέ- ρεκ: τεγιελίμ. ζουήλ. τζιλάλ: χαζηρετλερινέκι: πού άταλετλοϋ : πατισαχί· μιζίν. ούζεριντέ ολσούν ναζάρ. άμίν: τεβλέτι: άλιγιε: κου/Λαριντάν σεριφετλοϋ : κύριος : κύριος : άγιος. Ικονίου : δεσποτι : Ανθιμος έφέντιμιζιν βακτί τοασιηλέν Κουμουσχανέ : καργιεσιντέν : Ήμέραλι: Παπά : Λάζαρος τορουνοΰ Γριγόρ : κάλφα: μαριφετίγιλεν : 1835: Ιουλίου:

[ 2 ] γιαπηλτη

?

ΙΛΤο

Kitabenin transliterasyonu şöyle yapılabilir:

  1. Ispou emave ikhtas: olan: Hagios Stephanos (?) eklisası: tikatlı giapıltı roukhi: zemin
  2. Haliphesi sephkctlou elametlou: phoukaragia merklıametlou padisakhi alempcna Soultan
  3. Makhmout ephentimizin ınerkhametkiara inagictoullakhı khattı khoumaginphcrma —
  4. Nı alisanilen: tzoumlemiz gektil ve giektziat olalım avaz ete—
  5. Rck tcgielim zouel tzılal khazıcretlerineki pou ataletlou patisakhi—
  6. Mızın ouzcrintc oulsoun nazar Amin: tevleti aliggc koul- larıntan
  7. Seriphetlou kyrios kyrios agios ikoniou despoti Anthimos ephentimizin
  8. Vakti toasıelen Koumouskhane kargiesintcn Hcmerah Papa Lazaros
  9. Torounou Grigor kalpha mariphetigilen 1835 îoulou 2 Gia- pelte

altta ayrıca ιλγ»

Kitabenin günümüz Türkçesinde yazılışı14:

  1. işbu emave(?) ihtas olan Hagios Stephanos kilisesi/dikkati i yapıldı/Ruy-i zemin
  2. Halifesi/şefketlû, elâmctlû, fukaraya merhametlû Padişah-ı âlempenah Sultan
  3. Mahmud Efendimizin merhamctkâra inayetullahı hatt-ı hü­mayun ferma—
  4. Nı âlişanıylcn/cümlemiz yektil ve yckcihet olalım/âvaz edc-

14 Kitabenin doğru okunup anlaşılması için gerekli durma yerlerine bir çizgi / koymayı doğru bulduk. Esas metinde görülen iki noktalı : işaret, hiçbir işe yara­madıktan başka manayı da bozmaktadır.

5· Rek diyelim/Zül-celâl Hazrctlerincki/bu adâletlû Padişahı-

  1. Mızın üzerinde olsun nazar/Amin/Devlct-i Aliye kullarından/
  2. Şerefctlû Kyrios Kyrios Hagios İkoniou Despotu Anthimios efendimizin
  3. Vakt-i duasıylen/Gümüşhane karyesinden Hemcra’h Papa Lazaros
  4. Torunu Gregor kalfa marifetiylcn/1835 louliou (Temmuz) 2 yapıldı/.

Kitabeden öğrenildiğine göre, kilise Sultan II. Mahmud (1 βόδ­ι 839) yıllarında ve onun fermanıyla15, Konya (Ikonion) metropoliti Anthemios’un zamanında Gümüşhane’nin Hemcra köyünden La­zaros torunu Gregor kalfa tarafından yapılarak 2 Temmuz 1835 tarihinde tamamlanmıştır.

1. satırdaki ikinci kelimenin ne olduğunu anlamak mümkün olmuyor. Aynı satırda kilisenin hangi azize sunulduğunu belirten ad da anlaşılmıyor. Bu adı Στέφανος olarak okumak düşünülebilirse de, arada τ harfinin eksik olduğu açıkça bellidir. Acaba bu bizim bilmediğimiz bir aziz adı mıdır? yoksa sadece kitabeye işleyen taş­çının bir yanlışı mıdır?

5. satırdaki ataletlou şeklinde okunan kelimenin aslında ada- letlû olarak düşünüldüğü bellidir. Eğer kasitli değilse, bu gülünç

hata niçin yapılmıştır? T yerine Δ konulmak suretiyle bu çirkin hata pek âlâ önlenebilirdi.

Kitabe metnini Türk dilindeki yazılışı ile tekrarlarken bozuk olan ifadeyi bir parça olsun düzeltebilmek için, gerekli olduğunu düşün­düğümüz yerlere bir / işareti koyduk. Halbuki kitabede bazı keli­melerin aralarına iki nokta konulmak suretiyle gereksiz bir ayırma yapılmıştır. Okunuşu bozan bu noktalamaya niçin lüzum görüldüğü anlaşılmaz. Ayrıca kitabeyi işleyen taşçı 3., 4., 5. satırlarda kelimeleri keserek, devamlarını alt satırların başında yazmıştır.

XII

Nîğde’nîn Hamamli Köyünde Kîlîse’de Yazi

(Resim 8, 9)

Niğde’nin yakınında Kumluca’nm komşusu olan Hamamlı kö­yünde de bir kilise vardır. Bu köy evvelce Kurdonos (veya Kurdunuz) olarak adlandırılmıştır. Bu Hıristiyan köyünün halkının evvelce Türkçe konuştukları, İstanbul’da Balıklı Manastırı kilisesindeki 1867 tarihli bir mezartaşından da öğrenilmektedir.18 Buradaki, kesme taştan inşa edilmiş, gösterişli ve çok iyi durumdaki kilisenin cümle kapısının üstünde bir haç ve iki yanında yer alan “ejderi tepeleyen Hagios Georgios” kabartmalarının altında tek satır halinde boydan boya uzanan bir kitabe yer almaktadır.

HtfAZHZ EKAHCÂI CJBAİAN KAICEPIAH ΕΝΠΡΛΙΚΤΕΝΦΑΚΗΡ n

Al.h Cvu... L ΜΓϋΟΓΓΈΤΑΜΟΡφωΘΙΰ FlAPThMZlOACSNTZVMAE

HCAİ'MîaI iaan...................................................... (8«(

Grek harfleriyle yazılışı:

Πού άζήζ έκλησαί σουβαϊάν Καισεριλή Έντηρλικτέν φακ[ίρ .. uzun......... bir parça okunamıyor ]

... ] μγσορη Μεταμορφωθίς γιαρτμζί όλσούν τζούμλε

Transliterasyonu:

Pou azez eklesai souvaian Kaiserile Enterlikten

Phak [............ ] gsoric metamorphothis giartcmtzo ilsoun tzoumlc

Kitabenin Türkçe karşılığı:

Bu aziz eklisayı (= kiliseyi) sıvayan Kayserili Emirlikten Fak[ir? ] gsori Metamorphotis yardımcı olsun cümle.

Boya ile yazıldığı için ortasında uzunca bir bölümü okunamaz durumda olan bu kitabenin altında da daha ufak harflerden kısa bir yazının bazı harfleri teşhis edilebilmektedir. Burada en sonda bir tarih olduğunu sanıyoruz. Fakat bu tarihi öğrenmek mümkün olmamıştır.

Bu yazıda adı belirtilen sıvacının Kayseri’nin Enterlik adlı kasa­basından olduğu ifade edilmektedir. Bugün Endürlük olarak bilinen bu yer Talaş ilçesine bağlıdır.17 Bu yer adının hemen arkasından gelen kelimenin sadece baştan üç harfi kesin olarak okunabilmektedir. Devamındaki harflerin bazı kalıntıları teşhis edilebilmektedir. Biz bu kelimeyi Anadolu tasavvufcularının kendilerinden bahsederken sık kullandıkları fakir kelimesi olduğunu sanıyoruz. Yani, Endürlüklü

sıvacı, adını verirken kendisini fakir olarak sıfatlandırmış olmalıdır. B ından sonra gelen uzun okunamayan bölümde herhalde bu ustanın adı ve kilisenin kime sunulduğu yazılı olmalıydı. Yazının yeniden okunabilir parçasının başlangıcındaki.. gjone’nin hangi kelimenin sonu olduğunu anlayamadık. Bunun önündeki bazı harflerin alt uçları belli olmakla beraber, yukarı kısımları okunamamaktadır. Belki bir merdiven dayayıp, yazıyı ıslatmak suretiyle bu eksik kelimeleri tamamlamak mümkün olacaktır. Metamorphotis ise belki kilisenin sunulduğu dinî varlık ile ilgili olabileceği gibi, yenileyici anlamına geldiğine göre, bir tamiri yaptıranı ifade için de kullanılmış olabilir. Bj durumda okunmayan eksik kısımda bu işi yaptıranın adının bu­lunması gerekir.