ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Anahtar Kelimeler: Semavi Eyice, Silifke ve Çevresi, Silifke Kalesi, Yenibahçe, Sinekkale, Işıkkale, Diokaisaria, Antik Kent, Roma Dönemi

Kurumumuz üyelerinden Prof. Dr. Semavî Eyice dört kişilik bir ekiple birlikte ve Kurumdan aldığı yardımla 2-21 Eylül 1976 tarihleri arasında Silifke dolaylarında arkeolojik ve tarihsel bir gezi yapmıştır. Eyice’nin Türk Tarih Kurumuna verdiği rapora göre, Silifke kalesinde yapılan incelemelerden sonra Yenibahçe deresinin batı tarafındaki tepelerde bulunan eski yerleşme yerlerinden Sinekkale, Aşağı Dünya Obruğu, yanındaki ören ile bir Bizans yapısı olan Işıkkale görülmüştür. Sinekkale, hakkında hiç bir şey bilinmeyen Anadolu Bizans kervansaray mimarisinin bir örneği olabileceği gibi, feodal bir mesken olması olanağı da vardır. Işıkkale ise kilisesi, nekropolü, taş döşeli ana caddesi ve evleri ile tam bir yerleşme yeridir.

Yenibahçe köyüne hâkim doğu tarafındaki tepelerden biri üstünde olan ve Takadın olarak adlandırılan eski yerleşme yeri ile Yenibahçe deresi vadisine hâkim bir yerde yapılmış olup bu boğazı kontrol eden Büyük Kale de incelenen yerler arasındadır. En az üç yapı devresi ve çok intizamsız bir biçime sahip olan Kalenin plânı çıkarılmıştır. Takadın mahallesinin evleri arasındaki nekropolün mezar anıtları ile iki bazilika kalıntısı üzerinde de çalışılmıştır. Daha güneyde Paslı’da ise antik çağa ait büyük ve önemli bir yerleşmenin izleri bulunmuştur.

Yenibahçe Deresinin doğu tarafındaki Ovacık köyünden daha doğuya gidilince bir gözetleme kulesi (Hançerli Kule) ve antik çağa ait ev kalıntıları ile mezarlar bulunmaktadır.

Bunlardan başka Silifke’nin arkasındaki bölgede eski Diokaisaria şehrinin yerinde bulunan Uzuncaburç ile antik Olba şehrinin kalıntıları da incelenmiştir.

Silifke’nin doğusundaki kıyılarda bulunan ve evvelce de üzerinde durulan Akkale yapılar topluluğu da bu gezi sırasında incelenen yerlerden biridir.

Silifke’nin batı tarafındaki kıyılarda yapılan araştırmalarda sadece iki yer üzerinde durulmuştur. Bunlardan biri antik Holmi şehri kalıntıları arasında bulunan ve manastır denilen bazilika harabesi ile yüksek bir tepe üstünde bulunan Tokmar Kalesi’dir.

Bunlardan başka kıyılardaki ıssız adalar da bu arada incelenmiştir. Bu adaların bazılarında Roma devriyle Haçlı Seferleri zamanına rastlayan buluntular görülmüştür.