Giriş
Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından Orta Anadolu merkez olmak üzere kurulan ve zamanla Eskişehir-Afyon illeri arasındaki dağlık bölgenin yanı sıra Kızılırmak (Halys) kıvrımı içinde kalan Alacahöyük, Boğazköy, Ališar, Konya ve yakın çevresiyle, batıda Lidya, güneyde Burdur ve Güney Marmara’yı da içine alan coğrafyada yayılım gösterdiği tespit edilen[1] Anadolulu krallık, Antik Yunan kaynaklarında geçen Trakya’daki Bryg/Brig kavmiyle[2] kültürel benzerliği de dikkate alınarak Brygler/Phrygler/Frigler olarak anılmıştır. Ancak bu adlandırmanın hem köken tarihi ve coğrafi yayılım hem de sosyo-kültürel yapı açısından Bryg/ Frig krallığını tanımlamadaki sınırlılığı, dönemin birincil kaynaklarından Asur çivi yazılı kayıtlardaki kullanımla anlaşılmıştır. Bu kayıtlarda, Bryg/Frigler olarak anılan halklar ve yaşam alanları “Muški” olarak adlandırılmıştır. Muškiler için çivi yazılı en erken kayıtlara Ninurta-apil-Ekur (MÖ 1191–1179) döneminde ve ardından Asur tahtına çıkan Aššur-dan (MÖ 1178–1133) döneminden ulaşılmış ve Muški ülkesi bu kayıtlarda kurMu-uš-ka-ia-e yazımıyla aktarılmıştır[3]. Muškiler ile ilgili bu döneme tarihlenen daha detaylı veri ise I.Tiglat-Pileser’in (MÖ 1115- 1076) ilk görev yıllarına ait sefer kayıtlarında yer almıştır[4] . Çivi yazılı erken kayıt örneklerinden Elazığ (Alzi) ve yakın çevresindeki (İšuwa) alanın Muški olarak adlandırıldığı ve arkeolojik buluntularla MÖ 2. binyıl sonlarında bu coğrafyaya yeni bir göç dalgasının gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu göç dalgasının Asya kökenli olduğu, ele geçen seramik türü ve bu türün Transkafkasya’da Karmir Blur’da, Şeytandağı Mezarlarında ve Doğu Gürcistan’daki örneklerle örtüşmesiyle ortaya çıkarılmıştır[5] . Anadolu’da Erzurum’dan Toroslar’a kadar uzanan bu örnek buluntu devamlılığı, Muškiler’in Anadolu kuzeyinden başlayan bir göç rotası izlemiş olabileceklerine dair saptamalar ve Muški-G/Kaška sözcüklerindeki yakınlık göz önünde bulundurularak, Muškiler’in Kaška kökenli bir halk olabileceğine dikkat çekilmiştir.[6] Muškiler’in Doğu Anadolu ve yakın çevresindeki varlıkları zamanla Urartu ve Asurlular tarafından değişen siyasi dengeler sonucunda önce Kapadokya’ya ardından ise daha batıda yaşam alanları oluşturmalarına neden olmuştur. Bu zorunluluk Muškiler için siyasi bir güç haline gelmelerine zemin hazırlarken, onların yeni yaşam alanlarındaki kültürlerle, özellikle Trakyalı Briglerle, etkileşimlerini de kaçınılmaz kılmıştır.
Muškiler ile ilgili en kapsamlı dilbilimsel verilere MÖ 8. yüzyıl ortalarından itibaren Asur Kralı II. Sargon (MÖ 721-705) dönemine tarihlenen kayıtlardan ulaşılmıştır. Yine bu dönemden itibaren Asurca metinlerde Muški ile birlikte Muškili bir kralın adı “Mita” olarak kaydedilmeye başlanmıştır[7] .
1. Çivi Yazılı Kayıtlarda Mita
Asur çivi yazılı metinlerde Mita kral adı kayıtlarının ilki MÖ 718’lere tarihlendirilmiştir[8] . Muškiler’in yerleşim alanları açısından neredeyse aynı bölge olarak tanımlanabilecek, ancak neredeyse 500 yıl öncesine tarihlenen Hitit çivi yazısıyla kaydedilmiş ve bir yerel krala ait mektup/söylev formunda hazırlanmış olan Pahhuwalı Mita metinleri[9] Anadolu’da Mita kral adının bilinenden daha eski bir geleneğin temsilcisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Pahhuwa, Hitit Kralı I. Arnuvanda döneminde (MÖ 1420-1400) Yukarı Fırat coğrafyasındaki diğer krallıklarla birlikte, Kaškalar’ın kuzeyden Hitit bölgesine yönelik saldırılarını ve veba salgınını değerlendirerek, Hitit egemenliğine isyan eden krallıklardan biri olmuştur. Pahhuwa krallığı, Hitit çivi yazılı kayıtlardan anlaşıldığı üzere Hitit Krallığı’na bağlı dört kenti istila etmiş, güney komşusu olan İšuwa’yı yağmalayarak, buradan elde ettiği ganimetleri ülkesine taşımıştır[10]. Pahhuwalı Mita’nın siyasi açıdan güven zedeleyici yapısı metnin ilgili satırlarında şöyle ifade edilmiştir:
1)[...] M Ú-ša-a-[pa-an] ú-[up-pa] -x [ MPí-i]g-ga-n[a...] A-NA MMi-i-ta! 2)[....]x nu ka-a-aš a-pa-a-aš MLu-[pa] ?-ki-u-ut-ta-a[š...t]a-aš MAr-zi-u-┌ut┐ -ta-aš 3)[...u]t-ta-aš MŲa-ar-ti-i-la-aš 2 LÚ.MEŠ x[...M] Hu-ṷa-aš-ša-a-ta-aš BE-EL GİŠTUKUL 4)[....]-┌a┐-la-a-aš MHa-te-e-eš :ke-ma 2 LÚMEŠ [..........-i]k-kina-a-aš-ša DUMU MÚ-ša-a-pa 5)[ URU] Pa-ah-hu-ṷa nu-uš URUHa-at-tu-ši [...-ú]-en 6)[nu...da]-┌ i ┐ -ú-en ka-a-ša MMi-i-ta-aš š [...li]-[ in]-ki-iš-ki-it nu-za ŠA-PAL NI-IŠ DİNGİRMEŠ) 7)[....]x am-mu-ug-ga-ṷa-ra-ašA-NA MMi[-i-ta ku-u-r]u-ur nu-ṷa-ra-aš-mu LÚKÚR-ỊA nu-ṷa-ra-an 8)[...am]-mu-ug-ga-ṷa ra-aš A-NA MMi-[i-ta ták-š]u-ul nu-ṷa-za ka-a-ša ú-uk MMi-i-ta-aš 1-8) [...] Ušapa, Uppa-[...]x.....Pi]ggana [...] Mita’ya [...] ve şimdi dikkat et. Lupakiutta[š…]-taš, Arziuttaš [..........-ut]taš, Wartilaš, 2 [.....] insan, [PN... mx?] (-) Huwaššataš BEL GİŠTUKUL, [...........-y]alaš, Hateš, Kima(?), 2 [.....] insan ve [.....-ik]kinaš, Ušapa’nın oğlu [...... Pahhuwa [da olan]. Onları Hattuša’ya [çağır]dık. [ve bu yüzden onlar için (?) biz şa]rt [koştuk]. Dikkat et, Mita defalarca bu [ye]mini etti ve bu yeminin altında kalarak [bu yüzden şart koşuldu: “majestenin her kim düşmanıysa], benim, [Mita’nın], kendisinin o bir [düş]manıdır. O benim düşmanımdır[11]…
Pahhuwalı Mita metinleri ile ilgili çalışmanın bir parçası olarak KUB 2372’yi tamamlayan yine mektup/söylev formunda kaydedilmiş olan Bo 8742 no’lu metin O. Soysal tarafından ilim dünyasına tanıtılmıştır[12]. Metnin ilgili bölümünde Pahhuwalı Mita’ya uygulanan cezai yaptırım şu ifadelerle yer almıştır:
1)[A.NA] LÚ.MEŠ URUPa-ah-hu-wa-ma ha-at-ra-a-nu-un nu ma-a-an pa-a-a [n-z ] i LÚ.MEŠ URUPa-ah-hu-wa ha-an-da-an! (-)x2 [É Mi-ta-a] 2)Q]-A-[DU] DAM-ŠU DUMU.MUNUS Ú-ša-a-pa DUMU.MEŠ-ŠU QA-DU MAR-ŠI-TI-ŠU QA-DU SAG.GÉME.ÌR.MEŠ-ŠU GU4 .HI.A-ŠU UDU.HI.A-Š[U MI-IM-MI-ŠU ar-nu-an-zi(?) 3) [É ] mHa-aš-ša-na É mKa-li-mu-na QA-DU DAM.MEŠ-ŠU-NU DUMU.MEŠ-ŠU-NU SAG.GÉME.ÌR.MEŠ-ŠU-NU GU4 .HI.A-ŠU UDU.HI.A Š[U MI-IM-MI-ŠU-NU] 4) ar-nu-an-zi nu hu-u-ma-an pa-ra-a pí-an-zi a-ap-pa SĺGma-iš-t [ a-an-ma] - [ ši-wa-a-an-ta] -an Ú-UL a[p-pa-an-zi]… 1-4) Pahhuuwa’nın adamlarına yazdım. Pahhuwa’nın adamları sadakatla yaptı?...[Mita’nın hanesini] karısı ile birlikte onlar taşısın? Ušapa, (ve onun) çocukları, malları, erkek ve kadın hizmetçileri, sığırları, koyunları, [onun ikametgahı], Haššana’nın evini (ve) Kalimuna’nın evini birlikte taşıyacaklar. (onların da) eşleri, çocukları, erkek ve kadın hizmetkarları, sığırları, koyunları, iyi mallarıyla birlikte. Her yere (onları) dağıtacaklar, (ama) bir… ipi bile [bırakmayacaklar][13]…
Mita adının etimolojik kökeninin hiyeroglif Luvice “hizmetkâr, köle” anlamına gelen mita- sözcüğüyle ilişkili olduğu düşünülmüş ve “Mida” olarak da okunabilen bu kral adının Muškili Mita/kral Midas adının öncül bir örneği olarak değerlendirilmesi gerektiği tartışılmıştır[14]. Ancak Muškiler/Frigler’in Anadolu’da MÖ 12. yüzyıldan önce var olduğuna dair arkeolojik bir kanıt mevcut olmadığından bu karşılaştırmanın kronolojik temelinin henüz sağlamlaşmadığı ileri sürülmüştür[15] . Bu nedenle “Mita” Frigce bir isimden ziyade daha Eski Anadolu dilleriyle ilişkili bir kullanım olarak tanımlanmıştır[16] .
Asur çivi yazılı belgelerde ilk olarak I. Tiglat-Pileser (MÖ 1115-1076) dönemindeki kayıtlarda 5 Muški Kralından söz edilmiştir[17]. Bu beş Muški kralının içinde yer aldığı düşünülen Pahhuwalı Mita’nın öncül liderleri için Geç Roma dönemi kronograflarından Eusebius Midas adında bir Frig kralını MÖ 1310’a tarihlendirmiştir[18]. Bu veriyle, MÖ 1200’ler öncesinde ciddi bir Muški yerleşim izinin henüz ortaya çıkarılmamış olduğu bilgisi karşılaştırıldığında, Pahhuwalı Mita’nın Muški kökenli bir geleneğin ilk temsilcilerinden olduğunu söylemek olası değildir. Ancak Eski Çağ göç hareketliliğinin genel karakteristiği[19] göz önünde bulundurulduğun da Muškiler’in öncü ve küçük kitle hareketlerinin bir neticesi olarak en azından Alzi ya da İšuwa yakınlarına gelen halklar olabilecekleri ve bu coğrafyadaki yerel unsurlarla, özellikle Hurri ve Luvilililer ile etkileşim hâlinde kalmış olabilecekleri düşünülebilir.
Asur kralı II. Sargon dönemine tarihlenen bir sefer kaydında rastlanılmış olan “Muškili Mita” ifadesi, bu kralla ilgili farklı kaynakla karşılaştırmalı olarak bir tarihleme çalışmasına olanak sağlamıştır. Antik kayıtlarda Midas olarak kaydedilen ve Mita kral adı ile Asur kayıtlarında ilk olarak II. Sargon dönemine tarihlenen bir sefer kaydında yer alan kral için belirlenmiş tarih aralığı neredeyse örtüşmüştür[20]. Muškiler’in siyasi bir teşkilatlanmayla farklı dönem kayıtlarından da yararlanılarak oluşturulabilecek kral listesinde, II. Sargon kayıtlarında geçen Muškili Mita, Antik Batı kayıtlarındaki Kimmerler’le ittifak kuran Midas, Muškili Mita I /I.Midas olarak belirlenebilmiştir[21]. Muškili Mita I/I. Midas’ın siyasi faaliyetleri için birincil kaynak niteliğinde olan Asur kayıtları, genel olarak, bu kralı MÖ 8. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Anadolu coğrafyasında güçlü bir düşman olarak tanımlamıştır.
MÖ 8. yüzyıl genel siyasi görünümüne bakıldığında merkezi bir otoritenin olmadığı irili ufaklı krallıkların Anadolu siyasi ilerleyişini belirlediği, Mezopotamya’da ise Anadolu coğrafyasına egemen olmayı ve Doğu Akdeniz’e inmeyi hedefleyen Asur İmparatorluğuyla karşılaşılaşılacaktır. Asur bu hedefe ulaşmasını engelleyen iki güçlü siyasi muhalifi olan Anadolulu Muškiler’in ve Urartular’ın bu süreçte büyük zorlamaları ile karşı karşıya kalmıştır. II. Sargon’un, Kuzey Suriye üzerine neredeyse her yıl sefer yapmasının en önemli nedenlerinden biri, bölgedeki Asur çıkarlarını sekteye uğratan yeni bir gücün ortaya çıkması olarak görülmüştür. Hiç şüphesiz, bu yeni güç, Urartular’la birlikte hareket eden ve Orta-Güney Anadolu’da mutlak hakimiyet kurmaya çalışarak, Doğu Akdeniz ticaretinde söz sahibi olmayı hedefleyen Muški kralı Mita (I. Midas) olmuştur.
Anadolu’da kendisine yeni müttefikler ekleyerek güçlenen Muški Kralı Mita ve onun yanında yer alan Anadolulu krallıklar Asur’a karşı güç birliği yapmaya başlamışlardır. Kral Mita ve Šinuhtu’lu Kiakki Asur üstünlüğünü reddederek, Asur otoritesine karşı bağımsız hareket etmeye çalışmışlardır. II. Sargon MÖ 718 yılında bu iki Anadolulu krallık üzerine bir sefer düzenlemiştir. Bu sefere ilişkin kayıtta şu ifadeler kaydedilmiştir:
Col. iv.”5o) [(m) ki-ak]ki (alu)ši-nu-uh-ta-a-a 51) [ (m)m]i-ta šar (mat)muš-ki 52) [bil]-tu man-da-at-tu 53) [ik-l]a-a ta-mar-tuš… 50-52) Šinihtulu [Kiak]ki ve Muški kralı Mita haraç ve vergi ödemeyi reddedip, hedyelerini sakladılar[22]…
Kral metnin ilerleyen satırlarında düzenlediği seferin başarılı olduğu ve aldığı zengin ganimeti kaydettirmiştir. Ancak kralın yaklaşık bir yıl sonra (MÖ 717) ve daha geniş bir coğrafyayı kapsayan seferi Muškili Mita, Karkamıšlı Pisiris ve yine kral Kiakki’nin ülkelerini hedeflemiştir. Bu sefer öncesinde Muškili Mita’nın kısa bir zaman da olsa, III. Salmanassar (MÖ 859-824) döneminden itibaren Asur’a bağlı olan Que’deki (Çukurova) bazı şehirleri de ele geçirdiği anlaşılmıştır. Mita’nın bu girişimi, Que ‘nin güneyinde ve doğusunda Geç Hititlerle bağlantıya geçerek, hem Gülek Boğazı hem de Göksu Vadisi’nin doğusu ve Laranda (Karaman) yoluyla Akdeniz’e ulaşmayı hedeflediği yönünde yorumlanmıştır[23] .
II.Sargon yıllıklarında Que kentlerini ve yakın coğrafyasında hakim kıldığı egemenliğini ve kendisine karşı oluşturulan Anadolulu Asur karşıtı koalisyonu zayıflatışını şu ifadelerle kaydettirmiştir:
Col.v. 21) … a-na (m) ur-sa-a 22) (mat) ur-ar-ta-a-a I (m)me-ta-a 23) šar (mat)mus-ki ša e-ki-mi me-iṣ-ri-ia 24) iš-pu-ra mâr šip-ri 25) (m) am-ri-is šar (mat) bît-bu-ru-ti-iš 26) a-di zêr bit abi-šú ašaridut(ut) ma-ti-šú 27) ka-mu-su-nu it-ti I mê (iṣ)narkabti-šú 28) a-na (mat) aš-šur(Kİ) al-qa-a 29) (mat) bît-bu-ru-ti-iš (mat) hi-lak-ku 30) a-bur-riš ú-šar-bi-iṣ 31) (amel)šu-[ut-re ši-i]a (amêl)bêl-pihati 32) eli-šú-nu áš-kun-ma 33) it-ti nîšê (MEŠ) (mat) [aš-šur (Kİ)] am-nu-šú-nu-ti-ma 34) ša (m)mi-ta-a šar (mat) mus-ki 35) i-na na-gi-šú rap-ší 36) a-di 2-šú [tahta]-šú áš-kun-ma 37) (alu) ha-ru-u-[a] (alu) uš-na-ni-iš 38) (alu) hal-ṣu[MEŠ] (alu) qu-e 39)ša ul-tu u4 -me dan (?)-[niš?] e-ki-mu 40) [ú-ti]r-ra áš-[ru]-uš-šun… 21-40) …Urartulu Rusa ve Muškili Mita’ya sınırımı ilhak ettikleri konusunda (bir uyarı olarak) haberci gönderdim. Bît-Burutaš kralı Amris’i ülkesinde krallığınının ata tohumlarına kadar ve arabalarından 100 tanesiyle birlikte Asur’a sürdüm. Bît-Burutaš ve Hilakku ülkelerini huzura kavuşturdum. Onların üzerine askerî valimi atadım ve onları Asurlu olarak saydım. Muškili Mita’ya gelince onu geniş topraklarında iki kez yendim. Daha önceden işgal edilmiş olan Harua, Ušnaniš, Halṣu ve Que kentlerini geri aldım[24]…
Muški kralı Mita’nın da içerisinde yer aldığı dağılan bu koalisyon MÖ 711’den sonra oluşturulduğu düşünülen Karkamıš Silindirinde, Tabal krallığına Hulli’nin oğlu Ambaris’in geçirildiği, ancak Ambaris’in Muški’li Mita ve Urartu’lu Ursa’ya (I. Rusa) II. Sargon’un topraklarını ele geçirmeyi teklif ettiği mektuplar yolladığından söz edilmiştir. Bunun üzerine Sargon ordusunu toplayarak tüm Tabal ülkesini yok etmeye çalışmıştır. Sonuç olarak II. Sargon Ambaris’i tüm sülalesi ve ülkesinin ileri gelenleri ile birlikte yıllığında kaydettirdiği üzere Asur’a sürmüştür[25]. İlgili satırlar Karkamıš silindirinde şöyle kaydedilmiştir:
3) [. . . ina ūm bēlūtīya malku gabrâya ul] ib-ši-ma 4) [ina (epēš) qabli u tāhāzi ul āmura munihhu ‖ Pīsīri Gargamisāyu ina adê ilāni rabûti ihṭīma ‖ ana Mitā šar Muski i]na ṭābti iš-tap-par-ma 5) [ilqâ šēṭūtu ‖ ana Aššūr bēlīya qātī aššīma ‖ šâšu gadu qinnīšu kamûssunu ušē ṣâ šunūtīma]…” 3-5) […Egemenliğim altında] [bana rakip hükümdar] olamazdı (ve) [savaşın ve mücadelenin ortasında hiç bir zaman bir düşmanla (kendimle) karşılaşmadım. Karkamıšlı Pisiri, günah işledi büyük tanrıların sadakat yeminine karşı geldi ve] sürekli Muški kralı Mita’ya dostane (mektuplar) yazdı. [(yeminini) çiğnedi. Elimi (dua için) efendim Ašur’a kaldırdım ve sonra onu (Pisiri’yi) aşiretiyle birlikte esir olarak çıkardım][26]…
II. Sargon’un Anadolu’da uygulamayı düşündüğü mutlak hakimiyet anlayışını yansıtması açısından önem taşıyan bir diğer gelişme ise, özellikle Muškiler’in Asur ile Anadolu arasında kilit bir konumda olan Çukurova ve civarını Asurlular’a kapatma girişimi üzerine düzenlediği sefer olmuştur. Bu konuda aydınlatıcı olan bir stele Hama’dan ulaşılmıştır[27]. II. Sargon bu yazıtta kendisine karşı Muški kralı Mita tarafından oluşturulan koalisyona karşı düzenlediği seferin ayrıntılarını paylaşmıştır. Hama Steli’nin ilgili kısmında şu bilgiler kaydedilmiştir:
17) 24 idān paglāte ṭārid mmita LUGAL KUR Mu-uš-ki 18) mutīr halṣi KUR Que ekmūti murappišu pu-lu-un-gi-šú 19) nāpi KUR Kam-ma-ni ša ultu qé-reb URUMe-lid… “17) Muški kralı Mita komutasındaki 24 birlikten oluşan güçlü ordu, ele geçirilen Que ülkesindeki kaleye döndü.18-19) (Amaçları) ilerlemekti, (bu doğrultuda) Melid (Malatya) içlerinden Kummuh’a kadar olan bölge yağmalandı[28]…”
Mita’nın çevresindeki Geç Hitit kent-devletleriyle ittifaklar kurarak, Que geçitleri ve Göksu Havzası yoluyla Akdeniz’e ulaşma çabalarının, II. Sargon tarafından engellendiği düşünülmüştür. Ancak, Toroslar’ın batı tarafında, Hadim-Alanya arasında Payallar, Ermenek-Anamur arasında Domuztepe, Bozkır-Manavgat bağlantısını sağlayan Merdivengediği ve Konya Ovası’nın güneyindeki Dibektaşı kalıntı ve yapılarındaki Muški etkisi dikkat çekmiştir. Bu nedenle Que sınırını aştığı halde, Asurlular tarafından geri püskürtülen Muškiler’in Mita önderliğinde, denize ulaşmak için bu kez de Bozkır-Hadim-Ermenek rotasını denemeye kalkıştıkları düşünülmüştür[29] .
MÖ 709’da Sargon, Muškiler’e karşı Que’nin Asur’lu yöneticisi Aššur-šarruuṣur’un aracılığıyla büyük bir saldırı gerçekleştirmiştir. Anılan yılda II. Sargon Babil ve Elam’a karşı yürüttüğü savaşlarla meşgul olduğundan, Mita’ya karşı generallerinden birisini göndermiştir. Göksu Vadisi’nde meydana geldiği tahmin edilen çok sayıdaki savaş sonunda Muškili Mita’dan üç şehirle birlikte 2400 esir ele geçirilmiştir[30]. II. Sargon Kral Mita’yı yıllıklarında “Onu daha önceden kimsenin boyun eğdiremediği kral” olarak tanımlayarak, ona karşı tanrıların desteğiyle kazandığı zaferi taçlandırmıştır. Kral, Mita’nın zorlu bir rakip olduğunu metne şu ifadelerle kaydettirmiştir:
452) … u šú-ú mMi-ta-a Mu-us-ka-ai ša a-na šarrâni a-lik pa-ni-ia la ik-nu-šu [la ú]- šá-[an-nu…] 452) … ve benden önce gelen krallara teslim olmayan, elçilerini göndermemiş olan Muškili Mita[31]…
II. Sargon’un Anadolu özelindeki stratejisi Muški ve Urartu arasında kendisine karşı oluşturulabilecek herhangi bir koalisyonu önlemek olmuştur. Bu bağlamda Anadolu’daki Asur’a bağlı valiler ve habercilerle yapılan mektuplaşmalar, diplomatik ilişkilerin içeriğini ve boyutunu ortaya koymadaki birincil kaynaklar olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda değerlendirilen II. Sargon’un Anadolu hattının kilit noktasını oluşturan Que’deki valisine yazmış olduğu mektup, Anadolulu krallıklar ve Asur arasındaki hassas politik dengelerin belirginleştirilmesini sağlamıştır[32] .
Aššur-šarru-uṣur’un daha önceden haber verdiği, Muški kralı Mita’ın elinde tuttuğu, Que’li bir yerel bey olan Urik’in Urartu’ya gönderdiği 14 habercinin artık Aššur-šarru-uṣur’un nezaretinde olduğu bilgisi ve bu bilgiden dolayı II. Sargon’un hoşnutluğu mektuba şöyle aktarılmıştır:
1) ) a-bat LUGAL a-na mAš-šur- MAN.PAB šul-mu ia-a-š 2)šul-mu a-na KUR Aš-šur- ki ŠÀ-[ka] lu DÙG.GA-ka3) ša taš-pur-an-ni ma-a LÚšip-ri [ša] mMe-ta-a 14) KUR Muš-ka-a-a ina UGU -hi-ia it-tal-ka ma-a 14 ERİM MEŠ 5) KUR Qu-u-a-a ša mÚ-ri-ik a-na LÚ šap-ru-te 6) a-na KURURİ ú-še-bi-lu-u-ni ma-a ina UGU-hi-ia na-ṣa 7) ta-ri-iṣ a-dan-niš … “1-7) Kralın Aššur-šarru-u[ṣur]’a sözü (şöyledir) : Ben iyiyim, Asur ülkesi iyi, için rahat olsun! Bana yazmış olduğun, “Muškili Mita’nın bir elçisi bana geldi ve Urik(ki)’in Urartu’ya elçi olarak gönderdiği 14 Que’li adamı getirdi” (ile ilgili olarak diyorum ki:) Bu oldukça iyi![33]...”
MÖ 710 yılında Muški devleti ve Asur arasında gelişen bu ani müttefikliğin temelinde Muški devletinin Kimmer tehtidi[34] altında olması önemli bir etken olarak görülmüştür. Que ve bazı Tabal krallıklarının Asur kontrolüne geçmiş olması, Urartu’dan gelebilecek desteğin sekteye uğramasına ve Muški’nin kendi coğrafyasında sıkışmasına neden olmuştur. Asur kralı Asarhaddon (MÖ 681-669) dönemine kadar Asur kayıtlarında Muški ya da kralları Mita’dan söz edilmemiştir. Asarhaddon dönemine tarihlenen ve Tanrı Šamaš’a Melid (Malatya) kalesine düşmanlar tarafından herhangi bir saldırının düzenlenip düzenlenmeyeceğinin sorulduğu bir kayıtta kral Mita Kimmerlerle müttefik[35] olarak tanımlanmıştır. İlgili metin şöyledir:
1)[ dUTU EN GAL-ú šá a-šal-lu-ka an]-nam Gİ.NA a-pal-⸢an⸣-[ni] 2)[TA UD NE-i UD x-KÁM šá İTİ NE-i İTİ] .⸢SİG₄⸣ EN UD 23-KÁM šá á İTİ TU-ba İTİ.ŠU šá ⸢MU⸣ [NE-ti] 3) [a-na x UD-MEŠ x Mİ-MEŠ an-na]-⸢ti⸣ ši-kin Rİ DÙ-eš-ti LÚ.HAL-ti i-na ši-kin ⸢Rİ⸣ [UR₅-tú] 4) [lu-ú mx LUGAL] ⸢KUR⸣. muš-ku lu-ú ERİM-MEŠ LÚ.gi-mir-ra-a.a šá it-[ti-šú] 5) [lu-ú mmu-gal-lu a-diERİM-MEŠ šá] ⸢it⸣-ti-šú lu-ú LÚ.KÚR mál l GÁL-MEŠ-[ú] 6) [URU…bir-ti? šá?] ⸢URU⸣.mi-li-di lu-⸢ú⸣[x x] 7) [x x x x x x x x] x x [x] ⸢šá?⸣ URU UR₅-tú URU.[ ]… 1-7) [Yüce efendi, Tanrı Šamaš], [senden istediğim şey] bana doğru ve iyi cevap vermendir! [Bugünden, bu ayın... Haziran ] ayından, gelecek ayın 23’üncü gününe, [bu siz] lerin Temmuz ayına, [ … ...günler ve geceler], (bu) bilinçsizin performansı için öngörülen terim - [bu şartlı] süre içinde,[… Muški kralı], ya da [onunla müttefik olan] Kimmer birlikleri ya da Mugallu ve onunla müttefik birlikler, ya da başka bir düşman [almaya çalışacak ve almayı planlayacak] veya [...,] Melid Kenti Kalesi?[36]...”
Bu metin Antik Batı ve Asur kayıtları değerlendirildiğinde Muškili Mita /I. Midas ile ilgili çivi yazılı kayıtlarda ulaşılmış son kayıttır. “Muški kralı Mita” kullanımı yerine, Asurca bir kayıtta “Kent Beyi Mita” kullanımıyla MÖ 671/670 yıllarında göreve başlayan bir bey olan Mita/II. Midas’ın tahta geçtiği düşünülmüştür[37] . Mita/II. Midas, Tanrı Šamaš’a yakarı niteliği taşıyan ve Asarhaddon dönemine tarihlendirilen metnin ilgili bölümlerinde şöyle kaydedilmiştir:
1)[ d ]UTU EN GAL-[ú šá a-šal-lu-ka an-na Gİ.NA a-pal-an-ni] 2) [m]⸢mi⸣-it-ta-a EN—⸢URU?⸣ [šá x x x ] 3) LÚ.DUMU —šip-ri-MEŠ-šú a-[na x x x ] 4) šá DUMU—ŠEŠ-šú ù ⸢ERİM⸣-[MEŠ x x x] 5) a-na mDİNGİR —tak-⸢lak⸣ [x x x] 6) ⸢ mx x⸣ LUGAL [x x x ] 7) [x x x] iṣ-⸢ba⸣-[tu x x x] … Ay.. 1) [lu-ú Zİ-MEŠ] lu-ú [BAR-MEŠ a-šal-ka dUTU EN GAL-ú] 2) [ki-i mmi-it]-ta-a EN—[URU šá x x x ] 3) [DUMU—šip] -⸢ri⸣-MEŠ-šú a-na [x x x ] 4) [šá DUMU] —⸢ŠEŠ⸣-šú ù ERİM-MEŠ [x x x ] 5) a-na mDİNGİR—tak-lak [x x x ] 6) DU-ma LÚ.e-⸢-mu⸣ -[qu x x x ] 7) a-na LUGAL [x x x ] 8) mmi-it-ta-[a x x x i-na ŠÀ UDU.NÍTA NE-i] 9) GUB-za-am-ma [an-na Gİ.NA GİŠ.HUR-MEŠ SİLİM-MEŠ UZU-MEŠ ta-mit] 10) SİG₅-MEŠ SİLİM -⸢MEŠ⸣ [šá SİLİM-tim šá KA DİNGİR-ti-ka GAL-ti šuk-nam-ma lu-mur] 11) UGU DİNGİR-ti-ka ⸢GAL⸣-[ti dUTU EN GAL-ú lil-lik-ma KİN li-tap-pal]…
1) Büyük tanrı Šamaš [senden dileğim istediğime kesin ve olumlu cevap vermendir!] 2) [......] ke[ntinin] beyi [M]ita 3) habercilerini [… askerler?] 4) [yeğeni] ve askerler […] 5) İlu-taklak’a […] 6) [...] kral [......] 7) [...] yaka[ladı ......] … Ay. 1) [Sana soruyorum, Šamaš, yüce efendimiz, Mi]ta, [şehir] beyi [......, mesajını [NN, askerler] ‘e gönderen [...... 4) [yeğeni] ve askerler […] 5) İlu-taklak’a […] 6) gidecek ve [...] or[du ......] 7) krala [......] 8)Mita [......]. Hazır olun [adaklıklar için…], [yüce tanrısallığınızın kehanet emriyle alametlerini görmeyi ve olumlu yanıtı dilemekteyim][38]…
Muškiler’in MÖ 8. yüzyıl ortalarına doğru siyasi teşkilatlanmalarını tamamlayarak, Anadolu siyasetini şekillendiren ve önemli siyasi hamlelerini gerçekleştiren iki krallarının da adının Mita olarak kaydedilmiş olması bir krali kimlik geleneğinin devamlılığı olarak algılanmaktadır. Asarhaddon döneminin ardından Asur kayıtlarında Muškiler ya da krallarına ilişkin bir veriye henüz ulaşılamamıştır.
2. Eski Anadolu Dillerinde Mida
MÖ 8. yüzyıl başlarından itibaren Anadolu’da yerel krallıkların hiyeroglif formda Hititçe ve Luvice kayıtları Anadolu tarihinin özellikle Erken Demir Çağı açısından temel kaynaklarını oluşturmuştur. Bu dillerdeki kayıtlar aynı dönemi Asur çivi yazısıyla aydınlatan Asur krallarına ait kayıtlarla karşılaştırılmasına da olanak sağlamıştır. Asurca kayıtlarda Mita olarak kaydedilen kral adı Luvi Hiyeroglif kayıtlarda özellikle dönemin yerel krallıkları arasında gerçekleştirilen siyasi koalisyonların varlığı göz önünde bulundurulduğunda ve Muškiler’in Asur karşıtı önemli bir siyasi saf kurucu olduğu düşünüldüğünde Muški ya da Mita’ya ilişkin verinin daha çok yer alması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Ancak kayıtlar az sayıda ele geçirilmiş ve tarihi açıdan netliklerinden henüz emin olunamamıştır. Bu nedenle Frigce kayıtlarla Mita/Midas için sağlıklı bir tarihi süreç izlenememiştir. Buna karşın Hiyeroglif kayıtlar Mita/Midas kral adının tarihi olarak seyrinin devamlılığı açısından önemli verileri barındırmıştır.
Hiyeroglif Luvice bir kayıt Karkamış’ın MÖ 8. yüzyıl ortalarına doğru yönetici sınıfını oluşturan Yariri hanedanlığından kral Kamanis döneminde kaydettirilmiştir. Yariris yazıtı olarak literatüre geçmiş olan bu veride Muški’nin de yer aldığı (mu-sà-ka-za) Tabal yakınındaki bölgeler[39] kaydedilmiştir. Kral Mita’nın anıldığı ve şüpheyle yaklaşılan, yine 8. yüzyıl ortalarına tarihlendirilen, bir başka Hiyeroglif Luvice kayıt kral Midas tarafından hazırlatılmış olabileceği düşünülen geleneksel sunu kabı üzerinde yer almıştır. Bu kayıttaki ifadeler şöyledir:
1)za-ia-wa/I (“SCALPRUM”) ka-ti-na SERVUS-ta5 -a-sa LITUUS+CAE-LUM-na (DEUS)TONITRUS-ti-i 2) wa/itu-u |wa/i-i REL-za |sa-há 3) wa/i-mu AUDIRE-ti-ta 4) á-mu-pa-wa/i-tu wa/i-sa-ha-i-za(-)ka-tara/i-hi’-ha i-zi-ha 5) (DEUS)ku+AVIS-pa-pa (DEUS)kar-hu-ha-sa…1-5) “Yüce Tanrı Tarhunza için (Midas tarafından?) bu kadehler hazırlandı. Çünkü ona üzüldüğümde o beni duydu ve (hem) onun (hem de tanrıçam) KUBABA (Kibele) ve Karhuntas? için bu WASHI(N)ZA ve KURISKATARAHI (sunularını?) hazırladım[40].”
Metinde kaydedilmiş olan SERVUS-ta-a-sa kullanımında, SERVUS’un Luvice – mita “hizmet eden” karşılığıyla aynı anlama gelen sözcüğün farklı kayıt formları olabilecekleri ileri sürülmüştür[41]. Yerel bir idareci tarafından[42] tutulduğu düşünülen yine Hiyeroglif Luvice bir kayıtta kral Mita adı Mi-ta-si olarak şöyle kaydedilmiştir:
3-4) … NI-is Khul-a-n-i-is-mi TUTIS-MIS-mia Mi-ta-si un-ni-is AKUAN-ti-s-na, “ 3-4) …Midas’ın (Mita-si) halkına ait olan Khulanis Nehri ülkesinin tanrısı onları kutsasın[43]…
Hiyeroglif Luvice kayıtlarla çağdaş olan ve dilbilimsel açıdan sürekli bir etkileşimin olduğu düşünülen Arkaik/Eski Frigce kayıtlar[44] I. Midas döneminde yaklaşık olarak MÖ 8. yüzyıl ortalarından sonra kullanılmıştır[45]. Eski Frig kayıtları Frig kültürel gücünü simgelemiş ve daha çok yerel dil özellikleriyle aktarımlarını gerçekleştirirken, Yeni Frig Dili bu kültürel gücün oldukça sınırlandığı bir mezar yazıtı kaydı olarak, daha çok Antik Yunan epigramların kullanıldığı bir form kazanmıştır[46]. Genel bir Frig dil gelişim süreci için, Eski Frigce kayıtların MÖ 7. ve 4. yüzyıl, Orta Frigce kayıtların MÖ 4/3-1. yüzyıl ve Yeni Frigce kayıtların MÖ 1. yüzyıla tarihlendikleri kabul edilmiştir[47]. Eski Frig dilinde yazılmış olan yazıtlara kült metinleri, hükümdarlığa ait bir kraliyet bildirisi, kötü ruhlara karşı koruyucu olduğu düşünülen bir söz dizisi, mühürler, mülkiyet ve hediye değişimini gösteren belgeler ve Eskişehir yakınlarından ulaşılmış olan sınır taşı örnek olarak verilebilir[48]. Eski Frig dilinde yazılmış olan metinlere çoğunlukla Gordion (Yassıhöyük) merkez olmak üzere ve Orta Anadolu’da özellikle Tyana (Tuwanuwa-Kemerhisar) ve Midas Kenti’nden (Yazılıkaya) ulaşılmıştır. Bu merkezler içerisinde Mita/Midas kral adının kayıtlı olduğu en eski örneklerden biri Tyana’dan Eski Frig yazı stilinde kaydedilmiş yedi büyük siyah kaya parçası halinde ele geçirilmiştir[49]. Tyana’dan ulaşılan bazalt stel MÖ 8. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmiş ve ilgili stelde (T-02b) Mita/Midas mịdạ olarak kaydedilmiştir[50]. Bu kayıtta kralın adı hem çağdaşı olan Hiyeroglif Luvice kayıtlardaki Mitasi hem de Asurca kayıtlardaki Mita kullanımıyla oldukça benzer bir biçimde ifade edilirken, kaydın tarihlendirmesi Muškili Mita/I. Midas dönemini işaret etmektedir. Kral aynı yazıtta yerel bir krali unvan olan memeius/memewan “ışık kaynağı” ibaresi ile birlikte kaydedilmiştir. Kral Midas’a atfedildiği düşünülen bir başka kayıtta ise (M-01b) “memeius/memewan BABA” kullanımına yer verilmiştir. BABA’nın memeius/memewan’ın oğlu olduğunun anlaşıldığı kayıttan, BABA kullanımının kral Midas için bir yerel unvan olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür[51]. Midas ile ilgili metinlerin genellikle Frig inanç sistemi ve pratikleri doğrultusunda oluşturulmuş olması, BABA unvanının[52] Midas’ın dini liderliği için de kullanılan bir unvan olarak değerlendirilebileceğini ortaya çıkarmıştır.
Midas kral adının yer aldığı bir diğer kayda bugünkü adını Yazılıkaya Anıtındaki “Midai” sözcüğünün okunduğu kaya fasadından almış olan, Midas kenti olarak bilinen merkezden ulaşılmıştır[53]. Yaklaşık olarak MÖ 6.yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen yazıtlı kayanın Antik Batı kayıtlarındaki verilere ve tarihleme çalışmalarına göre IV. Midas’a[54] ithafen hazırlatılmış olabileceği düşünülmüştür. Kral Midas’ın bir sunu sahnesinin aktarıldığı kayıt şu ifadeleri içermiştir:
ates arkiaevais akenangavos midai lavagtaei vanaktei edaes insanların lideri ve önderi Midai Archias’ın oğlu Ates[55] için koydu[56] .
Tarihlendirme açısından şüpheyle yaklaşılan bir diğer Midas kaydı, Frig yerleşimlerinden uzakta İkiztepe Tümülüsü (Uşak) yakınlarındaki kaçak kazılar sonucu ulaşılmış ve şu an Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde (env.no 75-5-66) korunan gümüş bir sunu kabı üzerinde yer almıştır. Yine Frig inanç pratikleri çerçevesinde değerlendirilen kayıtta kral Midas şu ifadelerle yer almıştır:
mida aiasay mạ…uṇ... Midas ma…un’u Ayasa(s)’a verdi[57]
Frigce kayıtlar Mita/Midas kral adının hem tarihi hem de yazım biçimleri açısından kaynak oluşturmuş olsa da, Muški/Frig krallığının siyasi ya da coğrafi açıdan netleştirilmesi için şimdilik yetersiz kalmıştır. Frig Krallığı’nın politik gücünün nasıl ve ne zaman sona erdiğiyle ilgili filolojik kayıtları arkeolojik veriyle pekiştirmek zorunlu hale gelmiştir. Arkeolojik buluntular MÖ 7. yüzyılın sonlarında başkent Gordion’da istikrarın ve zenginliğin devam ettiği yönünde gelişmiştir. Bu gelişme Herodot’un bildirdiği gibi Frig Krallığı, Lidya kralı Alyattes’in MÖ 590 yılındaki Kızılırmak seferine kadar bağımsızlığını koruduğu düşüncesini desteklemiştir. Ancak Doğu ve Batı kaynaklarında Midas’ın halefleri hakkında açık bir kayıt bulunamamıştır. MÖ 547/46 yılında Lidya Krallığı’nın yıkılmasıyla birlikte Frigya toprakları, iki yüz yılı aşkın bir süre Pers İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş, Kappadokia, Paflagonia ve Hellespontos ile birlikte Büyük Frigya satraplığına bağlanmıştır. Frigler’e MÖ 590 yıllarında başlayan Lidya egemenliği sürecinde ve Pers egemenliğinin ardından Hellenistik dönemde de çoğunlukla coğrafi açıdan belirlendikleri kayıtlarda değinilmiştir[58]. Muški/Frig kralı Mita/Midas ise Hellenistik ve Roma kayıtlarına siyasi icraatları ile değil, mitsel bir kral olarak aktarılmıştır.
3. Antik Kaynaklarda Mida/Midas
Erken ve Orta Demir Çağı’nda Anadolu’da hakim dillerin hem birbirleriyle hem de Yunan coğrafyasına etkisi oldukça fazladır. Özellikle yazının alfabe kullanımıyla yeni bir form kazandığı bu süreç dillerin birbirleri üzerindeki etkilerini de arttırmıştır. Luvi ve Hitit diliyle etkileşim halindeki Frig dilinin siyasi etkinlik sahası ölçüsünde yayıldığı Gordion merkez dışında, Orta Anadolu’da yaygınlaşması kendisiyle birlikte şekillenmeye başlayan Lidce’yi etkilemiş; Lidyalılar’ın yakın siyasi ve ticari faaliyet sürdürdüğü diğer halkların dilleri olan Karya, Ion ve Aiol dillerinin gelişimine de katkı sağlamıştır. Ticari etkileşim ve dillerin birbirlerini beslediği özellikle Orta Demir Çağı, Yunan dili ve formunun Anadolu’da fazlasıyla kullanılmaya başlandığı bir dönem olmuştur. Siyasi ve ticari erkin diller üzerindeki yadsınamaz otoritesiyle birlikte, Hellenistik dönem Anadolu’daki diller üzerinde de hissedilmeye başlanmış ve Hellenistik süreçle birlikte Antik Yunanca siyasi ve kamusal bir dil olma özelliği kazanmıştır.
Hitit, Luvi, Asur ve Muški/Frig dillerinde Mita/Mida olarak kaydedilmiş olan kral adının bugün bilinen formuna ulaştığı ve hem ülke (Frigya) hem de kral adı (Midas) için yaygın kullanıma temel teşkil eden süreç, MÖ 5. yüzyılla birlikte Erken Yunanca kayıtlarla başlamıştır. Erken Yunanca kayıtlardaki Mida/Midas kullanımının Tyana’daki Frigce Mida kayıtlarıyla benzer bir biçimde, MIΔA[59] yazımıyla koşut gelişim göstermesi ve bu iki dilin alfabetik ve sözcük dağarcığı arasındaki yakın etkileşiminde[60] Midas’ın (Muškili Mita/I. Midas) Kyme Kralı Agamemnon’un kızı Hermodike/Demodike ile olan evliliğinin etkin olduğu iddia edilmiştir[61]. Bu evlilik sonucu Midas’ın tahtını Apollon tapınağına adamasıyla ilgili, Hellenistik dönem öncesi Erken Yunan kayıt geleneğinin temsilcisi Herodot, kral Midas’ın (Muškili Mita /I. Midas) tahtını Delphoi’ye[62] sunuşunu şu ifadelerle aktarmıştır:
Phrygia kralı Gordias oğlu Midas’tan sonra Delphoi’ye sunular gönderen ilk barbar/yabancı, bizim bildiğimiz, işte bu Gyges’tir. Midas da üzerinde oturup alenen adalet dağıttığı krallık tahtını, ki görülmeye değer bir şeydir, sunu olarak vermişti, bu da tam Gyges’in krateroslarının durduğu yerdedir[63]…
Yine Herodot’un tıpkı I, 14’teki kaydıyla koşut Midas hakkındaki önemli bir bilgilendirme olan “Gordias oğlu Midas” ifadesini kullandığı kayıt ise şöyledir:
Makedonya’da bir nehir vardır, ki bu Argoslular’ın torunları onu kurtarıcı sayarlar ve ona adaklar adarlar. Çünkü üç gencin bu nehirden geçmelerinin ardından nehir kabardı, kabardı ve atlıların geçmelerini engelledi. Gençler de gittiler ve “Gordias Oğlu Midas’ın Bahçesi” diye tanınan yerin yakınına yerleştiler. Bu bahçelerde yetişen öyle güller vardır, ki olağanüstü güzeldir ve her birinin üzerinde altmış kadar yaprak bulunur. Makedonyalı’lara göre Silenus burada esir edilmişti[64]…
Kral Midas ile ilgili Kimmer istilası sırasında boğa kanı içerek intihar ettiği bilgisi Strabon tarafından şu kayıtta verilmiştir:
… ve aynı zamanda Trerans (veya bazı kabileler veya Kimmerler) dedikleri Kimmerler, Pontus’un sağındaki ve onlara bitişik olan ülkeleri, bir zamanlar Paphlagonia’yı işgal etmişlerdi ve başka bir zamanda Frigya’yı bile istila ettiler. Bu sırada Midas’ın boğa kanı içtiğini ve böylece onun ölüme gittiğini söylerler[65]…
Midas Antik Yunan kayıtlarında özellikle MÖ I. yüzyıldan itibaren bir mitik kral olarak sunulmuştur. Kral Midas Yunan edebiyatçılar tarafından olağanüstülükle donatılmaya çocukluğundan itibaren başlatılmıştır. Kralın adının efsaneleştirilmeye başlandığı Cicero’nun MÖ 45 yılına tarihlenen De Divinatione (Kehanet Üzerine) adlı eserinde Midas “Midae” ve bu eserden sonra aynı özellikleriyle yer aldığı Romalı yazar Claudius Aelianus (2-3. yüzyıl) tarafından yazılan Varia Historia (Çeşitli Öyküler) adlı eserde ise “Мидасу” olarak kaydedilmiştir[66]. Midas’ın seçilmiş/kutsanmış bir kral olarak belirlendiği De Divinatione’deki kayıt şu ifadelerden oluşmaktadır:
…Midas, henüz çocukken, ona buğday tanelerini taşıyan karıncalar, onun çok zengin birisi olacağının haberini verdiler[67]…
Kral Midas ile ilgili başlatılan mitsel özellikler Latin ozan Ovidius’un Metamorphoses (Dönüşümler) adlı eseriyle daha yaygınlaşmış ve bu eser Midas’ın efsanevi bir krala dönüşümünü simgelemiştir. Antik aktarımlarda özelliklerine dikkat çekilen kralla ilgili belki de en bilinen mitlerden biri onun eşek kulaklı oluşudur. Aktarıma göre Tanrı Apollon ve Tanrı Pan arasında geçen bir müzikli yarışmanın izleyicileri arasında Midas da bulunmuştur. Midas Apollon’un nağmelerinin beğenilmesini adil bulmamış ve buna itiraz etmiştir. Apollon’un öfkesini üzerine çeken Midas bu tanrı tarafından kulaklarının uzatılmasıyla cezalandırılmıştır. Ovidius eserinin XI. bölümünde ilgili kısım ile ilgili şu ifadelere yer vermiştir:
155-160) Apollo nağmelerini kendi nağmesinden değersiz görerek, Pan ile eşitsiz bir yarışa çıkar. Tmolos da bu yarışa hakem olur. Çok ihtiyar hakem yerini tutar, Kulakları üzerinden yaprakları kaldırır, Kırlaşmış saçlarını tek bir meşe dalı sarar, Bakınca, şakaklarından sarkan palamutları görür[68]…
Eserin ilerleyen dizelerinde Apollon, Midas’ın kulaklarını yukarıya doğru çekmiş, içini beyaz yünle doldurmuş ve eşek kulaklarına benzetmiştir. Ayrıca, kulaklar her zaman hareket halinde bulunmuşlardır. Bundan sonra kulaklarını gizlemek için Midas başını erguvan renginde sargıyla bağlamıştır. Bu kulakları gören Midas’ın berberi, bir sazlıkta kuyu kazmış ve kuyuya gördüklerini anlatmıştır. Bir yıl sonra kuyunun yerinde yetişen sazlar, her rüzgar esişinde anlatılanları bütün köye fısıldamıştır[69] .
MÖ I-II. yüzyıllara tarihlenen ve Philostratos tarafından hazırlanmış olan Imagines adlı eserde Yunanlı Bilge Tanrı Silenus’la Midas’ın karşılaşma sahneleri tasvir edilmiştir. Philostratos Midas ve onun eşek kulakları ile ilgili şu ifadeleri aktarırken kral adı bu eserde Μίδας/Midas olarak kaydedilmiştir:
Midas ne kadar sevimlidir ve ne kadar rahattır! Başlığı ve bükümlü saçları özenli bir değnek taşımakta ve altın işlemeli bir elbise giymektedir… (onun) çekici gözleriyle eşek kulaklarına bakın! Zira resim kasten bu öykünün açıklanmış olduğunu ima etmekte ve kalemle halk arasında yaymaktadır, zira toprak işittiği sırrı saklamayacaktır[70]…
Kral Midas ile ilgili yaygın bilinen mitlerden bir diğeri de dokunduğunu altına çevirmesi olmuştur. Midas ve Silenus’un dostane ilişkileri ve Yunan Şarap Tanrısı Dionysos’un da öğretmeni olan Silenus’un Midas tarafından hoşnut edilmesi, Tanrı Dionysos’u mutlu etmiş ve Midas’a bir dileğini gerçekleştirme sözü verilmiştir. Tanrılar tarafından ödüllendirildiğini düşünen kral bir müddet sonra aslında dileğindeki ısrarla aldığı ödülün bir ceza olduğunu fark etmiştir. Ovidius tarafından Midas’ın dokunduğu herşeyi mucizevi bir biçimde altına dönüştürmesi şu ifadelerle aktarılmıştır:
105-110) … o (Midas) daha iyi bir şey istemedi diye üzüldü. (Midas) neşeyle ayrıldı, aldığı beladan memnun Berekentius evladı (Dionysos) Dokunarak her şeye sözü verileninin doğruluğunu yoklar; Kendi kendine inanmayarak koparır meşe ağacından bir dal, Yapraklarıyla birlikte kopardığı bu dal dönüşür altına. Yerden kaldırdığı bir taş altın olarak parlar, Bir avuç toprak alır, dokunur dokunmaz toprak sertleşir, Altına dönüşür. Kurumuş buğdayları koparmaya başlar, Tarla, altın sarısıyla tutuşup parlar[71]…
Ovidius’a göre, dokunduğu her şeyi altına dönüştüren Midas daha sonra acıkmış, ama bir türlü yemek yiyememiştir. Ağzına koyduğu her şey, içmek istediği su bile altına dönüşmüştür. Susuzluğa dayanamayan Midas “altın sarısı ellerini göklere doğru uzatarak” bu gücün ondan alınması için Dionysos’a yalvarmaya başlamıştır. Dionysos ona acımış ve onu Paktolos Nehri’nin (Sart Çayı) sularında yıkanmaya göndermiştir. Nehirde yıkanan Midas bu cezadan kurtulmuştur. Ovidius, “Paktolos Nehri’nin dibinde altınlar hâlâ parlamaktadır.” diyerek anlatısını sonlandırmıştır[72] .
Kral Midas, Eski Çağ’ın inanca ve edebî olana dair belki de en güzel örneklerini içeren türü mitolojinin önemli figürlerinden biri olmuştur. Neredeyse Geç Tunç Çağı’ndan Hellenistik dönem kaynaklarına kadar uzanmış olan farklı dillerdeki kayıtlardan siyasi ve dini eğilimleri ile ilgili bazı çıkarımların yapılabileceği bu kralın, Hellenistik ve Roma dönemi kayıtlarında efsanevi bir krala dönüştürüldüğü görülmüştür. Muški/Frig siyasi ve ticari etkinlik sahası çerçevesinde yerel bazı değişimlerle uzun bir tarihi sürece[73] yayılan Mita/Midas kral adı ile ilgili kapsamlı bir genel görünüm sunması açısından aşağıdaki tablo hazırlanmıştır. Antik Batı kayıtlarında kral Midas’ın babası olarak verilen Kurti/Kurtis/Gordios kral adı[74] , tıpkı Mita gibi, daha eski Anadolulu diller olan Luvice ve Hititçe’nin Frigce ile etkileşimiyle oluşturulmuş bir kral adı olarak anılmıştır. Hem Muški/Frigler’in siyasi teşkilatlanmalarının tarihî seyrinin netleşmesine katkı sunacağından hem de Mita/Midas ve Gurdi/Gordios kral adındaki benzer kullanımlardan dolayı aşağıdaki tabloda bu kral adına da yer verilmiştir.
Sonuç
Çivi yazılı kayıtlardaki Muškiler ifadesi Antik Batı kaynakları temelli Frigler kullanımını hem köken tarihi hem de coğrafi yayılım açısından büyük ölçüde kapsamıştır. Zamanla değişen siyasi dengeler ve coğrafya nedeniyle içerisinde farklı kavimleri ve dolayısıyla farklı kültürleri barındıran Muškiler/Frigler’in siyasi tarihlerinin netleştirilmesi açısından kendi dillerindeki sınırlı veri, tarihleme çalışmalarının farklı kaynaklar aracılığıyla yapılmasını zorunlu kılmıştır. Friglerle ve onların krallarıyla ilgili bilinen kayıtlar önceleri Antik Batı kaynaklarındaki yarı mitsel aktarımlarla sınırlı kalmıştır. Ancak Asur krallarına ait MÖ 718 yılı kayıtlarında geçen Muškili Mita ifadesi, efsanevi kral Midas’ın Anadolu’da ne denli önemli bir siyasi gücün lideri olduğunu belgelemiştir. Asur kayıtlarında neredeyse MÖ 660’lara kadar yer alan kral Mita kullanımı, bu süre zarfında iki kral tarafından kullanılmıştır. Özellikle Muškili Mita hem Antik Yunan hem de Luvi diline ait kayıtlarda geçen kral ile çağdaş olarak kabul edilmiştir. Muškiler’in siyasi açıdan teşkilatlanmaya ve güçlenmeye başladıkları MÖ 8. yüzyıl ortalarından itibaren liderleri olan Muškili Mita/Mida, Antik kayıtlardaki kral Midas’la eşleştirilerek, Eski Muški/Frig Kralı I. Midas olarak kabul edilmiştir. Muškili Mita ile ilgili kayıtlar artık Muškiler’in ciddi bir siyasi organizasyona dönüştükleri ve toprak bütünlüğünü korumak adına diğer Anadolulu siyasi unsurlarla Asur karşıtı direniş göstermeye başladıkları dönemi simgelemiştir. Bu dönemi tanımlamada Eski Muški/ Frig kullanımı belli bir siyasi geleneğin temellendirildiği dönemi belirginleştirmek adına kullanılmıştır. Yine dönemin kayıtlarının devamlılığı ve Muški siyasi duruşunda herhangi bir büyük değişimin gözlenmemesi, Mita kullanımının da devamlılığı göz önünde bulundurularak, II. Midas’ın Eski Muški/Frig siyasi geleneğinin devam ettirildiği bir süreçte görev yaptığı düşünülmüştür. Ancak MÖ 7. yüzyıl ortalarına doğru Kimmer istilası ve önemli merkezlerinin yıkımı Muški siyasi geleneğinin yeniden tesisini ve değişen siyasi ve demografik üstünlüklere uyumu zorunlu hale getirmiştir. Bu açıdan bir geçiş süreci olarak değerlendirilen III. Midas görev süresi, Muški kullanımı ile ilgili kayıtların sustuğu Orta Frig döneminin başladığı bir süreci temsil etmiş olmalıdır. Ardından gelen dönemde yine Kimmer tehtidi ve batıda güçlenen Lidya gerçeği ile karşı karşıya kalan Frigler, Lidya siyasi egemenliği altında Frig, Lidya ve Yunan özellikler taşıyan bir sosyo-kültürel yapının içerisinde yeni bir süreç deneyimlemeye başlamıştır. Bu süreç artık çoğunlukla Antik Yunanca kayıtlarla aydınlatılmaya çalışılan IV. Midas’ın görevdeki yıllarıyla başlayan Yeni Frig dönemi olarak belirlenmiştir. Kral adı, genel bir ifadeyle, Asur çivi yazılı kayıtlarda Mita, Luvice kayıtlarda Mita, kendi ülkesinde Mida olarak kaydedilmiş; Antik Yunan kaynaklarına Midas olarak aktarılmıştır. Tüm filolojik veri dikkate alındığında Muški siyasileşme süreciyle koşut başlatılan Mita kral adını çok daha erken bir tarihe, neredeyse Orta Hitit sonlarına kadar gerileten kayıt ise Hitit çivi yazısıyla hazırlanmış olan Pahhuwalı Mita metinleri olmuştur. Pahhuwalı Mita metni henüz Paleo-Frigce’nin kullanılmadığı bir sürece dayanmasıyla Mita adının Anadolu’daki öncül Muškiler döneminde kullanılan eski bir Anadolulu ad olarak kabul görmesine neden olmuştur. Burada, Pahhuwalı Mita’nın sağladığı huzur ortamında yaşamış öncül Muškiler’in bu adı gelenekselleştirmiş olabilecekleri de göz ardı edilmemelidir. Mita, Mida ya da Midas olarak farklı yazımlarıyla karşılaşılan kral adını taşımış olan liderlerin, Asur kayıtlarında Anadolu siyasetindeki aktif rolleriyle, Anadolulu kayıtlarda çoğunlukla dini aktiviteleriyle yer aldığı, Antik kayıtlarda ise kronoloji çalışmaları dışında efsanevi bir kral olarak betimlendiği anlaşılmıştır. Kralın efsanevi bir boyut kazanmasında, Mida ile ilgili bilgiye yalnızca Frig yazıtlarındaki ritüel içerikli metinlerden ulaşılması ve bu kayıtlarda kralın tanrı soylu olduğuna dair aktarımlar etkili olmuştur. Bu etkiyle Mita kral adı, kronolojik açıdan, tarihi kişiliklerden mitsel bir karaktere dönüştürülmüştür. Öncül örnek olarak Orta Hitit dönemi kayıtlarında kullanıldığı bilinen Mita kral adı, farklı coğrafya ya da dillerde, farklı yazım formlarıyla ve farklı içeriklerle kaydedilmiş olsa da, Anadolu’da yaşamış kralların gelenekselleşmiş Anadolulu krali adı/unvanı olarak kullanılmıştır.