İkiztepe örenyerinde 1974 yılından beri geliştirilmekte olan kazılar[1] so-nucunda ortaya çıkartılmış bulunan özellikle İlk Tunç Çağı mezarlığı ile kültür katları ve katlara ait münferit mezarlarda ele geçirilen önemli sayıdaki arsenikli bakırdan yapılmış silah, alet, takı ve sembol nitelikli eserler[2] İkiztepe’nin Anadolu arkeolojisinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermiştir. İkiztepe'deki kazılar, ayrıca. Bölgenin geleneksel ahşap mimarisinin kökeninin Geç Kalkolitik Çağ'dan gelişmiş olduğu hususunda aydınlatıcı verileri de ortaya koymuştur. Ele geçen 4000 civarındaki pişmiş toprak dokuma tezgah ağırlıkları ile tarakları (kirkitler) ve ağırşaklar İkiztepe’nin bir dokumacılık merkezi olduğuna da dikkat çekmiştir. Özellikle metal eserler üzerinde görülen şimdi fosilleşmiş dokuma kalıntıları da bu durumu kanıtlamış bulunmaktadır. İskeletler üzerindeki antropolojik ve patalojik incelemelerde kafataslarında görülen farklı biçimlerdeki boşlukların bilinçli ameliyatlar sonucunda meydana gelmiş olması nedeniyle de Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon’larının İkiztepe’de gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkmıştır.
2 büyük, 2 de küçük tepeden oluşan[3] İkiztepe’deki yerleşme 375 m x 175 m ebadında 66 dönümlük bir alanı kaplar. Değişik büyüklüklerdeki bu 4 tepenin farklı kültür katlarına sahip olduklarını, 1974-1976, 1978 yıllarında Tepe I ve II’de, 1977 yılında Tepe I, II, III ve IV’de, 1979 yılından 1993 yılına kadar sadece Tepe I’de ve 1994 yılından itibaren de sadece Tepe III’de gerçekleştirilen kazılar ortaya çıkarmıştır. 2000 yılına kadar her yıl yaz aylarında muntazaman gerçekleştirilen kazılarda Tepe I, Tepe II ve Tepe III’de ana toprağa erişilmiştir[4].
Tepe I, İlk Tunç Çağı III zamanında bir mezarlık olarak kullanılmıştır[5]. Tepe’nin merkezi kesiminde 1000 m2.den fazla bir alanı kaplayan bu mezarlıkta 681 aded basit toprak tipinde mezar ortaya çıkarılmıştır. Ölüler mezar-lara, kolları iki yanda olmak üzere çoğunlukla sırtüstü yatırılmıştır. Mezarlara ölünün özel eşyası olarak bakır yada arsenikli bakırdan yapılmış silahlar, aletler, takılar, semboller, nadir olarak altın, gümüş veya kurşun takılar, pişmiş topraktan kaseler, kadın figürinleri, çıngıraklar, frit, taş, kemik, bakır boncuklardan oluşturulmuş kolyeler ve/veya bileytaşları bırakılmıştır. Mezarların yüzey toprağından değişik derinliklerde yer almasından mezarlığın uzun bir süre, yani en az 200 yıl süreyle kullanıldığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, İkiztepe'de cenin ve bebeklerin çömleklere konularak da gömüldüğü görülmüştür. Bu tür gömü örneklerine ev içlerinde de ve Geç Kalkolitik'ten Orta Tunç Çağ sonlarına kadar rastlanmıştır.
Yukarıda genel hatları ile tanıtılan özgün ve yerel kültürel gelişimi ortaya koymuş bulunan İkiztepe insanlarının fiziki özelliklerini ortaya çıkartmak amacıyla antropolojik ve sosyo-ekonomik yapılaşmalarını öğrenebilmek için de sosyal antropolojik açılarından daha ayrıntılı olarak değerlendirilmelerini yapabilmek için 2000 ve 2001 yıllarını kapsayan ve birbirini tamamlayan iki proje çerçevesinde kazı ve laboratuvar çalışmaları gerçekleştirildi. Bu projeler çerçevesinde, bu arada, İlk Tunç Çağı mezarlığının sınırlarının belirlenmesine de devam edildi. İlaveten, mezarlıkta daha önce ortaya çıkartılmış bulunan gömüler ile münferit olarak Geç Kalkolitik Çağ’dan Orta Tunç Çağı sonuna kadar olan kültür katlarında bulunanlar derlendi ve bu projeler çerçevesinde açığa çıkan mezarların da katılmasıyla elde edilen verilere dayanarak İkiztepe, dolayısıyla Orta Karadeniz Bölgesi'nin ölü gömme geleneklerinin aydınlatılmasının yanı sıra iskeletlerinin patalojik açıdan incelenerek o dönem hastalıklarının ve ölüm nedenlerinin saptanmasına çalışıldı. Ayrıca, Orta Karadeniz Bölgesi'nde yer alan İkiztepe örenyerinde Protohistorik Çağ’da yani İÖ 4500 ile İÖ 500 yılları arasını kapsayan yaklaşık 4000 yıllık bir zaman sürecindeki ölü gömme geleneklerinin Anadolu'daki yeri ile komşu ülkelerin çağdaş kültürleri ile olan ilişkileri de belirlenmeye çalışıldı.
2000 Dönemi Projesi Çalışmaları
2000 yılı projesinin amaçlarını gerçekleştirebilmek için kazılar 14 Temmuz ile 10 Eylül tarihleri arasında geliştirildi[6].
1975 - 1987 tarihleri arasında Tepe I'de ve 1988 ile 1999 tarihleri arasında Tepe I ve Tepe III'de geliştirilmiş kazılarda ortaya çıkartılmış bulunan İTÇ mezarlığının sınırlarını belirlemek için ilk önce Tepe I'de kazı çalışmaları başlatıldı. Tepe I'in kuzey yamacındaki 200 m2.lik bir alana[7] “M” açması (Plan 1) adı verilerek, höyüğün formasyonuna paralel olarak geliştirilen kazılarda değişik seviyelere kadar derinleşildi (Res.l).
Bu derinleşme sonucunda 12 mezar ortaya çıktı. Bu mezarlardan iki adedi çömlek, on adedi de basit toprak tipindedir (Plan 1). Bebeklere ait olan çömlek 2 mezar (Sk.637=b.3657=Res.2, Sk.638=b.3658= Res.3) D 2/IV 9 plankaresinde açığa çıku. Basit toprak mezarlar D 1/IV 8 plankaresinde bir aded (Sk.647=b.3676), D 1/IV9 plankaresinde iki aded (Sk.639=b.3661 ve Sk.641=b.3665), D 2/IV 8 plankaresinde iki aded (Sk.644=b.3673 ve Sk.646=b.3675), C 20/IV 9 plankaresinde iki aded (Sk.642= b.3666 ve Sk.643=b.3669), C 19/IV 9 plankaresinde bir aded (Sk.64O=b.3663), C 20/IV 9 plankaresinin henüz kazılmayan seviyesindeki kesitte bir aded (Sk.649=b.3679) ve D 2/IV 9 plankaresinin 21.00 m seviyesindeki kesit içinde bir aded (Sk.645= b.3674=Res.4) ortaya çıktı.
Basit toprak mezarlardan beş adedi hediyelidir; Sk.643’de tunç bir iğne (İ/2000-150), Sk.646’da beş aded kurşun küpe (İ/2000-191 ve İ/2000-193) ile tunç bir boncuk (İ/2000-192), Sk.647’de beş aded tunç küpe (İ/2000-194 ve İ/2000-197), Sk.649’da tunç kınlı tunç bir hançer (İ/2000-12) ve Sk.645’de ise tunç iki mızrakucu (İ/2000-184 ve İ/2000-186) ile bir hançer (İ/2000-183=Res.5) ele geçti.
Bu mezarlardan çömlek tipi olanlar (Sk.637 ve Sk.638) Geçiş Çağı’na ve basit toprak mezarların 8 adedi İTÇ III (Sk.639, Sk.640, Sk.641, Sk.642, Sk.643, Sk.644, Sk.646 ve Sk.647) ve 2 adedinin de İTÇ II’ye (Sk.645 ve Sk.649) tarihlenmelerinin gerektiği, ortaya çıktıkları seviyelerin içinde bulundukları kültür katları ile içerdikleri mezar eşyalarından anlaşıldı.
Diğer taraftan, Projeye daha sonra katılan Melbourne Üniversitesi doktora öğrencisi antropolog Elizabeth Parr 1988 ile 1993 tarihleri arasında Tepe I'in değişik dönemlerine ait kültür katları ile İlk Tunç Çağı mezarlığında geliştirilmiş olan kazılar ile 1994 ile 1999 tarihleri arasında Tepe III'de gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkmış bulunan 25 iskelet üzerinde antropolojik ve patolojik incelemeler yaptı.
Antropolojik inceleme:
Sk. 609 nolu iskeletin 1 yaş + 4 aylık bir bebeğe,
Sk. 610 notu iskeletin 5 yaşında bir çocuğa,
Sk. 611 nolu iskeletin 2 yaş + 6 aylık bir çocuğa,
Sk. 612 nolu iskeletin kemiklerin çok tahrip olmuş bulunması nedeniyle yaşı saptanamayan bir kadına,
Sk. 614 nolu iskeletin 12 aylık bir bebeğe,
Sk. 61-5 nolu iskeletin 1 yaş + 4 aylık bir bebeğe,
Sk. 617 nolu iskeletin yeni doğmuş veya 3 aylık bir bebeğe,
Sk. 618 nolu iskeletin 6 aylık bir fetüse,
Sk. 620 nolu iskeletin 25 - 30 yaşları arasındaki bir erkeğe,
Sk. 621 nolu iskeletin 25 - 30 yaşları arasındaki bir kadına,
Sk. 622 nolu iskeletin kemiklerin çok tahrip olmuş bulunması nedeniyle yaşı belirlenemeyen yetişkin bir kadına (?),
Sk. 623 nolu iskeletin 20 - 25 yaşları arasındaki bir kadına,
Sk. 624 nolu iskeletin 35 - 45 yaşları arasındaki bir erkeğe,
Sk. 625 nolu iskeletin 5 yaş + 16 aylık bir çocuğa,
Sk. 626 nolu iskeletin 4 yaş +12 aylık bir çocuğa,
Sk. 627 nolu iskeletin 45 yaşlarında bir erkeğe,
Sk. 628 nolu iskeletin 45 - 50 yaşlarındaki bir erkeğe,
Sk. 629 nolu iskeletin 25 - 30 yaşlarındaki bir kadına,
Sk. 630 nolu iskeletin yeni doğmuş + 6 aylık bir bebeğe,
Sk. 631 nolu iskeletin 25 - 35 yaşlarındaki bir kadına,
Sk. 632 nolu iskeletin 45 - 50 yaşlarındaki bir kadına,
Sk. 633 nolu iskeletin 25 - 35 yaşlarındaki bir kadına,
Sk. 634 nolu iskeletin yaşı belirlenemiyen yetişkin bir erkeğe,
Sk. 635 nolu iskeletin 35 - 45 yaşlarındaki bir erkeğe,
Sk. 636 nolu iskeletin 2 yaş + 8 aylık bir çocuğa, ait olduğu saptandı.
Patolojik bulgular:
Sk. 615 nolu çocuk iskeletinin alt çene kemiğinde mandibula (beslenme bozukluğu) ve alt çene kemiğinde malnütrisyon (gözenekler) ,
Sk. 622 nolu kadın iskeletinin ayaklarında osteoarthritis (kireçlenme) ,
Sk. 624 nolu erkek iskeletinin kafatasında trepanasyon (ameliyat) ve squatting facets (çömelme faseti),
Sk. 625 nolu çocuk iskeletinde periyodontitis (diş eti hastalığı),
Sk. 626 nolu çocuk iskeletinde intracranial haemorrhage (kafatasında iç kanama)
Sk. 628 nolu erkek iskeletinde edge-to-edge bite (dişlerde üst üste binme) ,
Sk. 631 nolu kadın iskeletinde pregnancy pitting (leğen kemiklerinde doğum nedeniyle gelişen çukurluklar),
Sk. 632 nolu kadın iskeletinde osteoarthritis (dizlerinde kireçlenme) ,
Sk. 633 nolu kadın iskeletinde pregnancy pitting (leğen kemiklerinde doğum nedeniyle gelişen çukurluklar),
Sk. 635 nolu erkek iskeletinin radius kemiğinde olasılıkla bakır bir alet/silahla yaralanma nedeniyle kalmış metal parçası ve ulna kemiği çıkığı gibi patalojik bulgular saptandı.
2001 Dönemi Projesi Çalışmaları
2001 yılı projesini gerçekleştirebilmek için İkiztepe'deki çalışmalar 28 Temmuz ile 8 Eylül tarihleri arasında geliştirildi[8].
2001 Dönemi kazıları da, 2000 yılında kazılmasına devam edilen Tepe I’de kuzey yamaçda yer alan ve 2000 döneminde "M" açması adı verilerek (Plan 2) kazılmaya başlanılan 200 m2.lik alanda geliştirildi (Res.6). Bu kazılarda, Tepe'nin yine formasyonuna paralel olarak 2000 döneminde durdurulan yüksekliklerden değişik seviyelere kadar daha da derinleşildi[9].
Bu derinleşme sonucunda 16 aded basit toprak mezar daha ortaya çıkartıldı (Plan 2). Bu mezarlardan altı adedi C 19/IV 9 plankaresinde (Sk.659=b.3721, Sk.660=b.3726, Sk.661=b.3727, Sk.662=b.3729, Sk.663=b.3730=Res,10, Sk.664=b.3733), altı adedi D 1/IV 9 plankaresinde (Sk.651=b.37O5, Sk.653=b.3707, Sk.654=b.3708, Sk.655=b.3713, Sk.656= b.3714, Sk.657=b.3717), iki adedi D 2/IV 8 plankaresinde (Sk.648=b.3703, Sk.652=b.3706), bir adedi D 2/IV 9 plankaresinde (Sk.658=b.3718=Res.7 ve 8) ve bir adedi de D 1/IV 8 plankaresinde (Sk.65O=b.37O4) saptandı.
Bu mezarlardan oniki adedi hediyelidir; Sk.651’de bir aded frit boncuk (İ/2001-041), Sk.653’de tunç iki küpe (İ/2001-061, İ/2001-062) ile kavkı bir pandantif (İ/2001-065), Sk.654’de kurşun iki küpe (İ/2001-063), Sk.655’de frit bir kolye (İ/2001-131), Sk.656’da tunç iki küpe (İ/2001-134, İ/2001- 135), Sk.657'de kurşun bir küpe (İ/2001-148), Sk.658'de tunç üç mızrakucu (İ/2001-151, İ/2001-152, İ/2001-153=Res.9), bir ustura (İ/2001-150=Res.9), bir zıpkınucu (İ/2001-149=Res.9) ve bir aded frit kolye (İ/200l-328=Res.9), Sk.659'da kurşun iki bilezik (İ/2001-275, İ/2001-276) ile üç küpe (İ/2001 - 277, İ/2001-279, İ/2001-280) ve tunç bir küpe (İ/2001-278), Sk.660'da tunç üç küpe (İ/2001-325, İ/2001-326, İ/2001-327), Sk.662'de tunç iki küpe (İ/2001-374, İ/2001-375), Sk.663'de tunç iki küpe (İ/2001-372, İ/2001-373) ve Sk.664'de frit kulak süslemeleri (1/2001-389= Res.11) ele geçti.
Bu mezarlardan 6 adedi İTÇ III (Sk.659, Sk.660, Sk.661, Sk.662, Sk.663 ve Sk.664) ve 10 adedinin de İTÇ II’ye (Sk.648, Sk.650, Sk.651, Sk.652, Sk.653, Sk.654, Sk.655, Sk.656, Sk.657 ve Sk.658) tarihlenmelerinin gerektiği, ortaya çıktıkları seviyelerin içinde bulundukları kültür katları ile içerdikleri mezar eşyalarından anlaşıldı.
Diğer taraftan, antropolog Dr. Yılmaz S. Erdal iskeletler üzerinde antropolojik ve patalojik incelemeler yaptı. Dr. Erdal ilk önce bu dönemde ortaya çıkan yeni iskeletler üzerinde çalıştı ve aşağıdaki sonuçları ortaya koydu.
Antropolojik inceleme:
Sk.648 nolu iskeletin 6 aylık bir bebeğe,
Sk.650 nolu iskeletin 35-40 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.651 nolu iskeletin 3-4 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.652 nolu iskeletin 50-55 yaşlarında bir kadına,
Sk.653 nolu iskeletin 7-8 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.654 nolu iskeletin 35-40 yaşlarında bir kadına,
Sk.655 nolu iskeletin 15 yaşında bir çocuğa,
Sk.656 nolu iskeletin 2-3 yaşlarında bir bebeğe,
Sk.657 nolu iskeletin 8-10 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.658 nolu iskeletin 35-40 yaşlarında bir erkeğe
Sk.659 nolu iskeletin 3-4 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.660 nolu iskeletin 4.5-5 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.661 nolu iskeletin 9 yaşında bir çocuğa,
Sk.662 nolu iskeletin 5 yaşında bir çocuğa,
Sk.663 nolu iskeletin 1-1.5 yaşlarında bir bebeğe,
Sk.664 nolu iskeletin 20-22 yaşlarında bir kadına, ait oldukları saptandı.
Patolojik bulgular:
Sk. 648 nolu bebek iskeletinde enfeksiyon, anemi,
Sk. 651 nolu çocuk iskeletinde hipoplazi (dişlerde gelişim bozukluğu),
Sk. 652 nolu kadın iskeletinde arthritis, osteoporoz (yaşlanmaya bağlı kemik erimesi), enfeksiyon, diş absesi, diş aşınması,
Sk. 657 nolu çocuk iskeletinde anemi,
Sk. 659 nolu çocuk iskeletinde anemi gibi patalojik bulgular saptandı.
Dr. Erdal daha sonra 2000 döneminde ve 1988 ile 1993 tarihleri arasında Tepe I'in değişik dönemlerine ait kültür katları ile İlk Tunç Çağı III mezarlığında geliştirilmiş olan kazılar ile 1994 ile 1999 tarihleri arasında Tepe III'de ortaya çıkartılmış bulunan iskeletleri bir kez daha inceledi ve daha önce elde edilenlere aşağıdaki bulguları ilave etti[10]:
Antropolojik inceleme:
Sk.598 nolu iskeletin 12-14 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.599 nolu iskeletin 20-30 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.600 nolu iskeletin 5-6 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.602 nolu iskeletin 35-40 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.604 nolu iskeletin 3-4 aylık bir bebeğe,
Sk.605 nolu iskeletin 6-7 yaşlarında bir çocuğa,
Sk.606 nolu iskeletin 2.5-3 yaşlarında bir bebeğe,
Sk.607 nolu iskeletin 4 yaşında bir çocuğa,
Sk.637 nolu iskeletin 0-2 aylık bir bebeğe,
Sk.638 nolu iskeletin yeni doğmuş bir bebeğe,
Sk.639 nolu iskeletin 9-12 aylık bir bebeğe,
Sk.640 nolu iskeletin 1.5-2 yaşlarında bir bebeğe,
Sk.641 nolu iskeletin 1.5-2.5 yaşlarında bir bebeğe,
Sk.642 nolu iskeletin 25-30 yaşlarında bir kadına,
Sk.643 nolu iskeletin 40-50 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.644 nolu iskeletin 16-18 yaşlarında bir kadına,
Sk.645 nolu iskeletin 35-39 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.646 nolu iskeletin 50-55 yaşlarında bir erkeğe,
Sk.647 nolu iskeletin 3 yaşında bir çocuğa,
Patalojik bulgular:
Sk. 599 nolu erkek iskeletinde enfeksiyon, arthritis,
Sk. 600 nolu çocuk iskeletinde enfeksiyon,
Sk. 602 nolu erkek iskeletinde kafa travması, anemi, sinüzit,
Sk. 604 nolu bebek iskeletinde enfeksiyon,
Sk. 605 nolu çocuk iskeletinde anemi, sinüzit,
Sk. 606 nolu bebek iskeletinde enfeksiyon,
Sk. 607 nolu çocuk iskeletinde anemi, hipoplazi (dişlerde gelişim bozukluğu),
Sk. 610 nolu çocuk iskeletinde anemi,
Sk. 611 nolu çocuk iskeletinde menenjit,
Sk. 612 nolu kadın iskeletinde arthritis,
Sk. 614 nolu bebek iskeletinde enfeksiyon, menenjit,
Sk. 617 nolu bebek iskeletinde anemi, enfeksiyon,
Sk. 620 nolu erkek iskeletinde anemi,
Sk. 621 nolu kadın iskeletinde kafa travması, kol kırığı, maxillada kemik tümörü,
Sk. 623 nolu kadın iskeletinde kafa travması, anemi, enfeksiyon,
Sk. 625 nolu çocuk iskeletinde yeniden yapılan incelemede raşitizm, anemi,
Sk. 626 nolu çocuk iskeletinde yeniden yapılan incelemede anemi,
Sk. 627 nolu erkek iskeletinde arthritis, travma, enfeksiyon,
Sk. 628 nolu erkek iskeletinde yeniden yapılan incelemede anemi,
Sk. 630 nolu bebek iskeletinde anemi,
Sk. 631 nolu kadın iskeletinde yeniden yapılan incelemede , Schmorl nodülü (eklem kıkırdağının fazla gelişimiyle meydana gelen eklem rahatsızlığı)
Sk. 632 nolu kadın iskeletinde yeniden yapılan incelemede arthritis, anemi, bacak kemiği kırığı,
Sk. 633 nolu kadın iskeletinde yeniden yapılan incelemede anemi, diş aşınması,
Sk. 635 nolu erkek iskeletinde anemi, enfeksiyon, arthritis, kırık kol,
Sk. 636 nolu bebek iskeletinde iskorbüt, enfeksiyon,
Sk. 637 nolu bebek iskeletinde menenjit, enfeksiyon,
Sk. 639 nolu bebek iskeletinde anemi,
Sk. 640 nolu bebek iskeletinde anemi, enfeksiyon,
Sk. 641 nolu bebek iskeletinde enfeksiyon,
Sk. 643 nolu erkek iskeletinde arthritis, kafa travması, diş kaybı,
Sk. 644 nolu kadın iskeletinde anemi,
Sk. 645 nolu erkek iskeletinde arthritis, kafa travması, şiddetli ön diş aşınması,
Sk. 646 nolu erkek iskeletinde arthritis, osteocondlitis dissecans (eklem hastalığı),
Sk. 647 nolu çocuk iskeletinde iskorbüt, enfeksiyon gibi bulgular saptandı.
SONUÇLAR
İkiztepe Tepe I’de 2000 ve 2001 dönemi projeleri çerçevesinde[11] geliştirilen kazılarda yeni ortaya çıkartılan 28 aded mezar değerlendirildiğinde D 1/IV 9 ve D 2/IV 9 plankarelerinde, İlk Tunç Çağı II dönemi yerleşimi üzerinde yer alan Geçiş Çağı dolgusu içinde kalan ve 25.80 m seviyelerde görülen çömlek iki mezarın Orta Tunç Çağı'na (Sk.637 ve 638) ait olduğu ve bunların 1976 yılında gerçekleştirilen kazılarda D 3-4/IV 11-12 plankarelerinde bulunanların devamını oluşturdukları anlaşıldı. Yeni bulunan bu çömlek mezarların da bebek iskeletleri içerdikleri ve herhangi bir eşyaya sahip olmadıkları görüldü.
D 1-2/IV 8-9 ve C 19-20/IV 8-9 plankarelerinde 25.20 ile 22.50 metreler arasında ortaya çıkan 14 aded basit toprak mezarın[12] İlk Tunç Çağı III'e tarihlenen mezarlığa ait oldukları, 27.00 ile 22.00 metre derinlikler arasında görülen ve doğu ile kuzeye doğru eğim yapan bu mezarlığın kuzeye doğru hala devam ettiği saptandı.
D 1-2/IV 8-9 plankarelerinde 22.70 ile 21.00 m seviyelerde ortaya çıkan 12 mezarın[13] ise İlk Tunç Çağı II'ye ait olduğu ve böylece daha seyrek dağılım gösteren bu mezarların da mezarlığın en erken örneklerini oluşturduğu anlaşıldı. Böylece, İlk Tunç III olarak tarihlendirip, değerlerdirdiğimiz mezarlığın ilk kullanımının İlk Tunç Çağı II döneminde başladığı anlaşıldı.
Basit toprak türü mezarlarda bulunan iskeletlerde yatış yönü birliği olmadığı ve hepsinin sırtüstü kollar genellikle yanda gömülmüş oldukları gözlendi. Mezarlardan onyedisinde ele geçen buluntuların incelenmesinden eşyaların hediye olarak değil de sahip oldukları mallar olarak mezara bırakıldıkları, herbirinin değişik türde ve sayıda olmalarından anlaşıldı. Çok silahlı ve farklı seviyelerde ortaya çıkan ve 35 - 40 yaşlarındaki erkek iskeleti içeren Sk.645 (Res.4) ile Sk.658 (Res.7 ve 8) numaralı mezarların yerleşmenin farklı dönemlerinin liderlerine ait oldukları düşünüldü .
İkiztepe'de görülen basit toprak İlk Tunç Çağı II ve III gömü geleneğini yansıtan mezarların çağdaş Anadolu kültürleri arasında ender olarak sadece Orta Karadeniz Bölgesinde tercih edildiği[14], diğer kültürlerde taş sanduka[15] veya odanın[16], özellikle küplerin[17] mezar olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Anadolu dışında İkiztepe tipi basit toprak mezarların benzerleri Karadeniz'in batı kıyısında ve bugün Bulgaristan’ın sınırları içinde yer alan Varna[18], Durankulak[19] gibi ev-dışı mezarlıklarda bulunmuştur. Bu mezarlarda da eşya ele geçmiştir. Ancak, bu eşyalar arasında görülen bilezik ile yüzük biçimli pandantifler dışındakiler nitelik ve nicelik bakımından İkiztepe'dekilerden çok farklı gözükmektedir.