ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

GÖNÜL ÖNEY

Kayseri’de 1249 tarihinde Sultan II. Keykâvus zamanında Ebülkasım ibn Ali Eltusî tarafından yaptırılan Hacı Kılıç külliyesi şehrin kuzey tarafında İstasyon Caddesinde yer almaktadır[1]. Masif karakteri ve sade dış görünüşü ile taştan yapılmış yapıda ilk bakışta doğuda cephede yer alan cami ve medrese portali, süslü cami penceresi haricinde hiçbir özellik dikkatimizi çekmez (Resim 1). Külliyeyi bütünüyle tanıyınca plan hususiyeti ile Selçuk mimarisinde başka örneğini tanımadığımız orijinal bir yapı olduğunu görürüz. Dıştan biribiriyle organik olarak kaynaşmış cami ve medreseye ayrı birer abidevî portalle girilir (Resim 2,3). Bugün fasadda yer alan, sonradan ilâve edilmiş minare bu kaynaşık binada cami kısmında portalin sağında yükselir. Cami duvarları orijinaldir; medrese duvarları arkada ufak bir kısım hariç tamamen yenilenmiştir. Medresenin kuzey-batı köşesinde kare, caminin güney-batı yönünde silindirik olarak yükselen köşe kuleleri, esere kale atmosferi kazandırır. Külliyeyi dolandığımızda cami güney duvarında beş çörten, tepede yer alan üç basık yay kemerli pencere ve duvar örgüsünde bazı profilli devşirme (spolien) taşlarla mihrap kısmında duvarın 1 m. kadar dışarıya dikdörtgen bir taşıntı meydana getirmesi (Resim 4), medrese kuzey duvarında ise dört çörten haricinde hiçbir özellik görülmez.

A. GENEL PLÂN.

52 X 37 m. ölçülerindeki külliyede dıştan görülen harmonik kaynaşma genel planda da dikkati çeker. Cami ve medrese masif kalın duvarlarla kuşatılmış uzunlamasına bir bütün meydana getirmektedir. İki yapı arada geçiti sağlayan büyük açık kemerlerle birbirine bağlanmaktadır (Bak çizim 1,2).

a. Cami Plânı

Cami esas itibariyle sadece Anadolu’da Selçuk’lar devrinde görülen ve gelişen “bazilikal tip”[2] olarak isimlendirdiğimiz Kayseri’de Ulu cami, Külük ve Huand Hatun camileri gibi örneklerini gördüğümüz[3] uzunlamasına planlı, avlusuz cami tipinin yarım medrese planı ile kaynaşmış ve daha kısa tutulmuş değişik bir örneğidir. Sivri beşik tonozlu beş uzunlamasına sahna sahip camide daha yüksek olan orta şahın 2 m. kadar daha geniş tutulmuş ve mihrap önündeki maksura kubbesi ile bu tipin özelliğine uygun olarak bilhassa belirtilmiştir. Uzunlamasına tonozlar kıble duvarına paralel uzanan üç sıra sivri kemerli kuşakla atkılanır. Kare destekler her sırada kıble duvarına dikey yönelen dörder sivri kemeri taşır. Mihrap önünde maksura kubbesi dört taraftan bu sivri kemer sistemi ile taşınır. Camide Anadolu Selçuk bazilikal tip camilerinde genellikle görülen ikinci kubbe “aydınlık kubbesi” yoktur[4], bunun yerini camiye bağlı medresenin avlusu alır. Medreseye geçiş çok orijinaldir. Caminin orta sahnındaki sivri kemerli tonoz profilli, yüksek bir kemerle avluya açılır ve medreseden bakıldığında yan eyvan tesiri verir. Bu kemerin sağında ve solunda, yan sahınların sonunda yer alan eş profilli daha küçük birer kemerle medreseye üç büyük açıklıkla birleşme sağlanmış olur. Bu kemerlerden batıdaki medrese ana eyvanının güney duvarına açılmıştır (Resim 16). Bugün kemerler demir kafesli camekan sistemi ile kapatılmıştır. Orijinal halinde cami içine kar, yağmur ve soğuğun girmesini önlemek için bugün bir çok cami kapılarında görülen keçe veya kilimden kalın bir perdenin kullanılmış olması mümkündür (Resim 16’da kemerin ikisi görülmektedir). Caminin mimarî unsurları üzerinde aşağıda açıklamalarda bulunulmaktadır.

b. Medrese

Bahsi geçen üç büyük kemerle (Resim 16’da iki kemeri görüyoruz) camiye bitişen medrese yarım plana sahiptir. Açık avlulu, revaklı medrese, doğuda giriş eyvanına batıda ana eyvan bitişiğinde büyük kışlık ders odasına, doğuda ve kuzeyde hücrelere sahiptir. Güneyde medresenin simetrik diğer yarısını teşkil edecek hücrelerin yerini cami almıştır. Üçlü birleşme kemerinin batısında yer alan dar ve yüksek, yuvarlak kemerli kapı sonradan açılmıştır. Doğuda medresenin giriş eyvanına açılan kapısı ile cami planının içine dahil olan türbeye geçilir (teferruat mimarî unsurlar kısmında).

B. MİMARÎ UNSURLAR.

a. Cami

Portal :

Caminin doğu duvarında yan sahına açılan ana portal 13. asrın ortalarına kadar Anadolu Selçuk’larında tipik olan, dekorasyonun bilhassa yassı kabartmalı bordürlerde toplandığı, fazla plastik unsurlara sahip olmayan Stalaktit nişli, dikdörtgen bir portaldir (Resim 2, Çizim 3). Bilhassa Kayseri bölgesi bu portaller için tipiktir.[5] Ayrı bir mimarî unsur şeklinde yapının genel seviyesinden daha yüksek ve dışarı taşıntılıdır. Portalin giriş kapısı basık kemerleridir ve yanlarında kapı içine doğru uzanan bir mukarnas konsol şeridine sahiptir. Kapının etrafını palmetli bir sarmaşık çevirir. Stalaktitli portal nişine geçmeden yatay uzanan kalın bir geometrik örgü bandı, sonrada beyaz mermer üzerine neshî yazı ile kitabe bordürü bütün portal eyvanının içini kuşatır (bak kitabeler kısmı Resim 5).

Portal eyvanının içinde simetrik olarak sivri kemerli, Stalaktit nişli mihrabiyeler yer alır. Bunlar profiller meydana getiren iki sıra geometrik örgü bandı ile çevrilmişlerdir (Resim 6). Sağ mihrabiyenin tepesinde palmetli dekorasyonla doldurulmuş simetrik birer rozet yer alır. Mihrabiyelerin üzerindeki ilk dikdörtgen pano geometrik kafes örgüsü içine doldurulan rozetler ve yarım, tam palmetlerle dekore edilmiştir. Bunların üzerinde stalaktitli bir bordür bulunur (Resim 6).

Portal eyvanının dış cephesinde Stalaktit nişi sivri kemerli, arabesk motifleriyle doldurulmuş bir bordür çevirir (Resim 2). Bu bordür sütun başlığı yerine geçen Stalaktit frizi ve palmetli bir yarım daireden sonra portal eyvanın yanlarında yer alan üstü geometrik örgü ağı ile kapanmış sütunlara bağlanır. Sivri kemerli ikinci bordür aynı geometrik örgü ağına sahiptir. Bunların dışında eş dekorlu ilk dikdörtgen çerçeve 45° lik açı ile dışa taşan bir profil meydana getirir. Bu dikdörtgen çerçeve ile sivri kemerli bordür arasındaki açıklıkta simetrik birer rozet dikkati çeker. Bugün harap durumda olan bu rozetlerin eskiden geometrik kafes motifi ile dekore edildikleri belli olmaktadır. Rozetlerin tepesinde ortada beyaz mermer üzerinde iki satır neshi yazı ile kitabe yer alır (Bak kitabeler kısmı Resim 7).

İkinci dikdörtgen bordür en kaim olanıdır ve yıldızlar meydana getiren geometrik kafes örgüsüne sahiptir. Bu tip üçüncü bordür yine geniştir ve çok girift geometrikleşmiş bir arabesk dekorasyona sahiptir. Bu bordürler dar profilli düz bir çerçeveden sonra, yuvarlak profilli, üstü geometrik kafes motifi ile kaplanmış birer kalın sütunce ile çevrilir.

Caminin ikinci bir portali batı cihetinde yan sahna açılır, dekorsuzdur, dıştan sivri kemerli bir portal girintisine sahiptir, kapı kemeri basıktır. Cami içinde aşınmış taş basamak bu sade giriş kapısının orijinal olduğuna işaret eder.

Pencereler :

Külliyede sadece cami kısmında, doğuda ön cephede, portalin solunda dikdörtgen çerçeveli büyük bir pencere görülür (Resim 8). İçi iki bölmeli olan bu pencerede daha büyük olan alt bölüm dikdörtgen formlu, bir lento taşının ayırdığı üst bölüm sivri kemerlidir. Bütün pencere sistemi yarım yıldız formların meydana getirdiği zikzaklı bir bordürle çevrilir. Eş bir pencerenin eskiden portalin sağında, bugün minarenin bulunduğu kısımda yer aldığını minare kaidesinin sağındaki pencere bordürü taşıntısından anlıyoruz (Resim 9).

Caminin kıble duvarında üç, batı duvarında iki adet yukarıdan açılmış küçük, dekorsuz pencere binanın içini aydınlatan diğer ehemmiyetsiz açıklıklardır.

Minare :

Doğu cephesinde cami portalinin sağında yer alan yakın tarihlerden minare, orijinalde bu kısımda bulunan caminin penceresini örtmektedir. Kare kaideli, silindirik gövdelidir. Eski minarenin yeri için katî birşey söylemek mümkün değildir. Cami dahilinde, minarenin bugün bulunduğu kısımdan türbe duvarına doğru uzanan ve dikey açıyla dönerek aynı duvara paralel yükselen bir merdiven yer almaktaydı. Medrese kısmında da bu cephede bir merdiven çatıya çıkar. Eski minarenin iki portal arasında çatıdan itibaren yükselmesi mümkündür. Camiyi yeni minare ilâvesinden önce hatırlayanların ifadesine göre Kayseri Külük ve Huand Hatun camileri minaresi tipinde çan kulesine benzer çok alçak bir minare maksura kubbesi kısmında yer almaktaydı[6]. Burada dışa taşıntılı mihrap çıkıntısı üzerinde yer almış olması mümkündür. Eserde orijinal halde bazı Selçuk camilerinde olduğu gibi tam minare olmaması veya küçük bir kulenin bu vazifeyi görmesi de mümkündür.

Destekler ve Kemerler :

Camide kemerler genellikle 1.10X 1.20 m. ebadında kalın desteklerle taşınmaktadır. Bunların üzerinde kıble sahnına dik uzanan beşik tonozlarla birlikte bazilikal karakteri kuvvetlendiren sivri kemerler yer alır (Resim 10). Kemerlerde yassı tek profilli taşma görülür. Bu kemer tarzı Kayseri camilerinde karakteristiktir[7]. Bugün üzerlerinde Kayseri Huand Hatun camisinde de olduğu gibi beyaz ve kırmızı iki renk taş işçiliğini taklit eden boyama vardır. Maksura kubbesinin etrafında bu kemer sistemini çepeçevre, aynı zamanda mihraba paralel olarak da görürüz. Burada kubbe içine bakan yüzlerde profilasyon sistemi daha zenginleşmiştir ve yassı profillidir. Mihrap nişinin etrafı da tabana kadar aym kemer sistemi ile kuşatılmıştır[8].

Kubbe :

Mihrabın önünde yer alan 7 m. çapındaki maksura kubbesine pantantifle geçilir (Resim 11). Burada kalem işi ile geç devirden rozetler içinde kitabeler görülür. Aynı tip rozetler içinde boyama kitabeler kubbe dahilinde de yer alır. Kubbe kasnağını iki sıra yuvarlak profilli dar bordür çevirir. Kubbe içinde üç küçük dikdörtgen aydınlatıcı pencere yer almaktadır. Kubbe yapının dışından gizlenmemiştir.

Mihrap :

Caminin Stalaktit nişli olan taş mihrabı üç sıra yassı profilli sivri kemer sisteminin altında dikdörtgen olarak yer alır[9] (Resim 12 a,b). Kalın dikdörtgen dış bordür geometrik örgü motifine sahiptir. İkinci daha kalın bordürde geometrik örgü yıldızlar meydana getirir. Üçüncü daha dar geometrik bordür ise 45° lik açı ile içe eğiktir. Bunun içinde yer alan, Stalaktit mihrap nişini çeviren sivri kemerli bordür arabesk motifi ile doldurulmuştur. Dikdörtgen bordür ile sivri kemerli bordür arasındaki köşelik kısımlarında dolgun röliefli, geometrik düğümler meydana getiren bir band vardır (Resim 12 b). Stalaktit mihrap nişinin iki yanında birer rozet yer alır. Mihrap nişinin alt kısmı tamamen yenilenmiş ve mermerden yapılmıştır.

Mimber :

Ahşaptan olan süssüz mimber yenidir. Hiçbir tarihî değere sahip değildir.

Kadınlar mahfili :

Caminin kuzey-batı cihetinde en arka bölmede yer alan ahşap kadınlar mahfili sonradan ilâve edilmiş, tarihî değeri olmayan bir konstrüksiyondur.

b. Medrese.

Portal :

Medrese portali de cami portali gibi 13. asrın ilk yarısı ve Kayseri için tipik olan yassı bordürlü dekorasyona sahiptir (Resim 3). Binanın dışına taşan bu büyük Stalaktit nişli, dikdörtgen unsurda üzeri geometrik kafes motifi ile kaplanmış silindirik profilli bir dış çerçeve dikkatimizi çeker (Resim 13, çizim 4). Bunu takiben süssüz, dar bir taşmadan sonra 45° lik açıyla içeri giren kavisli dar bir bordür kullanılmıştır. İçi geometrikleşmiş örgülü kûfî yazı ile doldurulmuştur. Bunu takiben yine içeri girinti yapan mukarnas şeridi dikkatimizi çeker. Etrafında portalin en geniş bordürü olarak geometrik bir örgü ağı yer alır. Yine 45° lik açıyla içeri giren daha dar bir geometrik örgü ağından sonra dar, düz bir geometrik örgü bandı görülür. Bu son bordür diğerlerinin aksine sivri kemerle son bulur. Dikdörtgen ve sivri kemerli bordürler arasındaki köşeliklerde simetrik birer plastik rozet görülmektedir. Harap olan bu rozetlerin eskiden geometrik kafes motifi ile dekore edildiği belli olmaktadır. Tepelerinde dikdörtgen beyaz mermer üzerine iki sıra neshi kitabe vardır (bak kitabeler kısmı). (Resim 14).






















Portal eyvanının iki yanında üzeri geometrik ağla kaplanmış sütunceler yer alır (Resim 13). Akantus tipi stilize bir yaprakla dekore edilmiş yarım daire şeklindeki küçük sütun başlığı ve mukarnas frizinden sonra Stalaktit portal nişini sivri kemerle kuşatan palmetli bir sarmaşık bordürüne geçilir. Stalaktitli portal nişi altında portal eyvanını kuşatan bir sıra neshi kitabe, onun altında ise bir arabesk şeridi görülmektedir. Kapı basık kemerlidir. Biribirine rozet şeklinde girift olmuş kalın bir sarmaşık bordürü ile süslenmiştir.

Portal eyvanının iki yanında simetrik olarak Stalaktit nişli mihrabiyeler görülür (Resim 15). Tepelerinde içleri palmetlerle doldurulmuş ikişer rozet yer alır. Mihrabiyeleri çeviren ilk bordür arabeskli ve sivri kemerlidir. Mihrabiyelerin tepesindeki panolarda geometrik baklava motiflerinin arasını palmet, yıldız, rozet motifleri süslemiştir.[10] (Resim 15a, mukayese için bak Resim 15 b). Bu panoların tepesi mukarnas frizi ile taçlanır.

Giriş Eyvanı :

Giriş eyvanı camiye bitişik olarak doğuda yer alır; iç yüzde üç dilimli kalın profil meydana getiren bir kemerle revaka açılır. Kemerin profili iki oktogonal sütunce arasında bir sivri köşeli çıkma şeklindedir. Bu kemer sistemi Kayseri bölgesinde tipiktir. Huand Hatun medresesi giriş eyvanında, Ulu cami dahilinde de dikkatimizi çeker. Giriş eyvanından cami tarafındaki türbeye sivri kemerli bir niş içinde yer alan basık kemerli kapı ile geçilir.

Ana Eyvan :

Giriş eyvanının karşısında batıda yer alan ana eyvana revaktan set şeklinde yüksek bir basamakla geçilir (Resim 16). Sivri kemerli bir tonozla içeri doğru uzanır. Eyvan avluya iki basamaklı yassı profilli bir kemerle açılır. Eyvanın içinde biri dipte, ikisi yan yüzlerde olmak üzere dört dikdörtgen, pencere şeklinde niş vardır. Bunların eskiden raf veya dolap vazifesi görmesi mümkündür. Cami ile medreseyi birleştiren üç kemerden biri eyvanın güneydeki yan yüzüne açılır.

Revak :

Avluyu çeviren revak kısmı hafif bir basamakla açık avlu seviyesinden yükselir. Revak bölmeleri 1 x 1 m. ölçüsünde yedi kalın ayakla desteklenen hafif sivri kemerli tonozlarla avluya açılırlar (Resim 17). Daha alçak, sivri kemerli ikinci bir sistem, ayaklardan hücre duvarlarına doğru kol atmaktadır. Doğuda birinci ve ikinci hücreler arasında bir merdiven ile çatıya çıkılır.

Türbe :

Giriş eyvanının güneyinden açılan bir kapı ile cami içine doğru uzanan türbeye geçilir. Sivri beşik tonozlu sade türbede bugün birşey yoktur. 691 H. de Eltusî buraya gömülmüştür[11], daha sonra 959 H.’de camii tamir ettiren Hüseyin Bey’in türbesi olarak da bilinmektedir.[12]

Hücreler :

Revakın arkasında doğu cihetinde biri köşeye gelmek üzere 4, kuzey cihetinde ise batıdaki köşe odası dahil 7 hücre vardır. Sivri beşik tonozlu olan odalarda giriş eyvanı karşısında duvara gömük ocaklar yer alır. Oda kapıları basık kemerlidir. Bunları dıştan çeviren profilli nişler doğudan başlıyarak 1, 2, 6, 7, 8. odalarda dikdörtgen, diğerlerinde ise gemi teknesi kemerlidir. Ana eyvanın bitişiğindeki hücre hepsinden büyüktür. Sivri beşik tonozlu örtü sistemi ortada bir kemerle atkılanmıştır. Bu odada ocak yoktur. Kışlık dershane olarak kullanıldığını tahmin ediyoruz.

Kitabeler :

Cami portalinin Stalaktit nişini alttan kuşatan kitabe beyaz mermer üzerine neshi yazı ile yazılmıştır (Resim 5,6). Medrese portalinde ise aynı kitabe taş üzerine işlenmiştir. Her ikisinde de tövbe suresinden :

“Allahın mescidlerini kim tamir ettirirse …………. yazılıdır[13]
(Bak resim 13,15).

Cami portalinde beyaz mermer üzerine yazılmış tepede yer alan iki satır neshi kitabede:

“Bu mübarek mescidin inşasını Sultan muazzam İzüldünya ve Eldin Ebulfeth Keykâvus bin Keyhusrev Allah’ın kulu ve rahmetine muhtaç olan Ebu el Kasım bin Ali Eltûsi’ye 647 senesinde emretmiştir” yazılıdır[14] (bak Resim 7).

Medrese portalinde aynı şekilde tepede yer alan iki satır neshi kitabede:

“Bu mübarek medrese sultan muazzam İzüldünya ve Eldin Ebulfeth Keykâvus bin Keyhusrev zamanında Ebu el Kasım bin Eltûsi tarafından 647 senesinde inşa edilmiştir.”[15] (Bak Resim 14). yazılıdır.

Külliyenin Selçuk Mimarisindeki Yeri :

Bazilikal karakterli caminin çok orijinal şekilde yarım medrese ile kaynaştığı bu külliye için Anadolu’da Selçuk’lular devrinde eş örnek tanımıyoruz. Selçuklu külliyelerinde cami ve medrese ayrı bir bütün teşkil eder[16]. Hacı Kılıç camisinde normal bazilikal plan ölçülerine göre aydınlık kubbesinin bulunması gereken yerde medresenin avlusu yer almaktadır.

Kayseri Küllük külliyesi cami-medrese kaynaşması bakımından medrese yanda, batı duvarında yer aldığı halde Hacı Kılıç külliyesine en benzer eserdir[17]. Küllük camisinin planı Hacı Kılıç camisi gibi boy kısalığına rağmen bazilikal karakterlidir. Batı kısmında bugün kapatılmış olan yassı profilli üç sivri kemerle medreseye birleşir. Medrese bugün çok haraptır ve depo olarak kullanılmaktadır. Hacı Kılıç’ta olduğu gibi yarım medrese planına sahiptir, farklı olarak iki katlı ve üstü kapalıdır. Sonradan tadilât görmüş olması ve ilk planın Hacı Kılıc’a benzemesi de mümkündür.

Cami, yarım medrese kaynaşması İslâm sanatında bol örneklerle 12-13. asır Zengî ve Eyyubî mimarisinde görülür. Bilhassa Şam’da çeşitli misallerle tanıdığımız bu yapılar esas itibarıyla medrese olarak yapılmışlardır. Açık avlu etrafında 1, 2 veya 3 eyvana sahiptirler, medresenin bir tarafı eyvan yerine mescit şeklinde gelişmiştir. Bu kısma Hacı Kılıç’ta olduğu gibi genellikle üçlü geçiş vardır. Medrese- Cami tam bir kaynaşma halinde ve aynı bütün içindedir. Şam’da (1164-1174) Nureddin Darül Hadisi[18], Reyhaniye medresesi (1180)[18], Adrâwiya medresesi (12. asrın ikinci yarısı)[20], Adiliye Medresesi (1223)[21], al Nuriya al Kûbra medresesi (1172)[22] buna örnektir. Hacı Kılıç külliyesinden farklı olarak bu eserlerde ağırlık merkezini medrese kısmı teşkil eder ve cami medrese kompleksi içinde enine planlıdır.

Bu plan tarzı Suriye Eyyubî, Zengî mimarisinden güney-doğu Anadolu’da Artuklu medreselerine geçmiştir. Mardin Şehidiye medresesinde[23] (1239-1260), Harzam Taceddin Mesut medresesinde[24] (1211), Diyarbakır Zinciriye medresesinde[25] (1198) Eyyubî medreseleri karakteri barizdir. Bu açık avlulu eyvanlı medreselerin bir yanı aynı şekilde camidir. Cami medresenin bir eyvanı yerine geçmiştir ve Eyyûbî, Zengî örneklerinde olduğu gibi enine planlıdır.

Harput’ta Artuklu devrinde Karaarslan’ın yaptırdığı (1165-66), sonradan tadil edildiğini tahmin ettiğimiz Ulu Cami bu cami-medrese birleşmesinin yine farklı bir şeklini gösterir.[26] Enine planlı cami önündeki açık avlu etrafında iki yanda birer eyvan meydana getiren revak yer alır, hücre yoktur. Bu konstrüksüyon da bir medreseyi hatırlatır.

Şu halde Suriye Eyyubî, Zengî medreseleri kanalıyla Anadolu Artuklu devri medreselerine geçen cami-medrese kaynaşması Hacı Kılıç’ta Anadolu Selçuklarınm mimarî potasında eriyerek yeni bir karakter kazanmıştır. Yarım medrese-cami kaynaşması, üçlü geçiş Zengî, Eyyubî, Artukoğlu örneklerine benzemektedir. Farklı olan husus ise, esas ağırlık merkezinin daha büyük tutulmuş olan cami kısmı olmasıdır. Cami dahilinde bazilikal karakter ve mimarî unsurlar tipik Anadolu Selçuk camisi özellikleriyle mukayese örneklerimizden ayrılır. Hacı Kılıç cami ve medresesi medrese ile farklı yönden birleşmeye rağmen Kayseri Küllük cami-medresesi ile birlikte Anadolu’da şimdiye kadar dikkatimizi çekmemiş özel ve çok orijinal bir eser olarak bilhassa değer taşır.

Dipnotlar

  1. Cami Gabriel tarafından hatalı bir planla kısaca neşredilmiş, medrese hiç tanıtılmamıştır. Gabriel o zaman yapının depo olarak kullanıldığını söyler (Bak. A. Gabriel. Monuments Turcs d’Anatolie Tome I. Paris 1931 s. 52 - 54 Fig. 31, 32). / Esere Hacı Kılıç adının niçin verildiği bilinmemektedir. Eltusî’nin lâkabı olabilir. Halil Edhem yapının H. 1322’de ambar olarak kullanıldığını belirtir (Bak. Kayseriye Şehri, İstanbul 1334 s. 89).
  2. Bak. K. Otto-Dom. Die Kunst des Islam. Kunst der Welt. Baden - Baden. 1964 s. 146.
  3. A. Gabriel. Aynı eser. Huand Hatun için (H. 635- 1237) s. 41 - 46, Fig. 20, Ulu cami için (1205) s. 32 - 35, Külük camisi için (1210 - 11) s. 36-39, Fig. 17.
  4. Dip notu 3 de bahsi geçen Kayseri Selçuklu camilerinde ve bu devirden Divriği Ulu camisi (Bak Gabriel aynı eser cilt 2, Fig. 113, s. 178), Niğde Ulu camisi (Bak. Gabriel aynı eser Fig. 72, s. 118), Beyşehir Ulu camisi (Bak K. Otto- Dorn Seldschukische Holzsaulenmoscheen in Kleinasien. Festschrift Kühnel. Berlin 1957. Abb. 26) gibi bir çok bazilikal plânlı yapıda bu kubbeleri görürüz. Sonradan yenilenen bu kubbelerin ilk hali hakkında kati bir şey söyleyemeyiz. Özetlenmiş bir avlu kalıntısını hatırlatırlar.
  5. A. Gabriel, aynı eser Tome 1. PL. X, XI 1, XIII 2, XV, XVI 2, XVIII i, 2, XX 2, XXI 2, XXIIi, 2, XXV 2, XXVIII 2.
  6. Aynı eser Pl. XIII.
  7. Kayseri Huand Hatun, Ulu ve Küllük camilerinde görülen bu kemer tipi mihrap kısmında tabana kadar dört basamaklı profille uzanmakta ve mihrabı tam bir kemer çerçevesi içine almaktadır. Aynı profilli kemerle çevrili mihrap Erzurum Ulu camisinde de görülmektedir (Kayseri için bak. Gabriel aynı eser Pl. VII 1, 2, Erzurum için bak İ. H. Konyalı Erzurum Tarihi. İstanbul 1960 s. 260 - mihrap resmi yok-).
  8. Bak dip notu 7.
  9. Bak dip notu 7-8. Hacı Kılıç mihrap bordürlerinde bilhassa geometrik dekorasyonun hakim oluşu ve yazı bordürlerinin görülmemesi dikkatimizi çeker.
  10. Aynı tip dekorasyon tamamen eş olarak Kayseri Huand Hâtun medresesi portalinde mihrabiyenin üzerinde görülür. Divriği Ulu camisi kuzey portalinde bu baklava ve arada palmet motiflerinin daha dolgun kabartma, barok karakterle işlenmiş örneklerini görürüz (Bak. A. Gabriel aynı eser Tome II. Pl. LXVII 1,2)
  11. İsmail Hakkı Uzunçarşılı. Kitabeler, Tokat, Niksar, Zile, Turhal, Pazar, Amasya. Istanbul 1927 s. 2 - 3.
  12. Gabriel, Λ. Aynı eser. s. 52.
  13. Halil Edhem. Kayseriye Şehri. İstanbul 1334 s. 89.
  14. Aynı eser s. 89.
  15. Aynı eser s. 90.
  16. E. Diez - O. Aslanapa. Türk Sanatı. İstanbul 1955. Şekil 98, 103, 150. s. 304, 310.
  17. A. Gabriel, aynı eser. Fig. 17.
  18. J. Sauvaget. Les Monuments Ayyoubides des Damas. Liv. I Paris 1938. s. 15-25 Fig. 7. Ayrıca E. Herzfeld. Studies in Architecture I. Ars Islamica Vol IX. 1942. s. 51 Fig. 39.
  19. ……
  20. Aynı eser. s. 57 - 63 Fig. 32.
  21. Aynı eser s. 77 Fig. 42. Ayrıca E. Herzfeld. Aynı makale III. A-s Islamica Vol XI 1946 s. 2 Fig. 1.
  22. E. Hezfeld. Aynı makale Ars Islamica Vol IX. s. 40 Fig. 28.
  23. A. Gabriel. Voyages Archéologiques dans la Turquie Orientale I. Paris 1940. s. 27, Fig. 19.
  24. Aynı eser. Fig. 43, s. 53.
  25. Aynı eser s. 197, Fig. 153.
  26. …..

Şekil ve Tablolar