ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

F. A. TANSEL

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA, Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikte Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), c. I., Mülkiye Tarihi, 1859-1968; Ankara, Mars Matbaası, 1968-69, s. XL + 810 + XLI + VI.

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA, Son Asır Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikle Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), c. II., Mülkiye Tarihinin Devamı, Ankara, Mars Matbaası, 1968-69; s. 811-1384 + XLVII + LIV.

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA, Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikte Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), c. III., 1860 (1276 R.) - 1908 (1324 R.), (Atik) Mekteb-i Funûn-ı Mülkiye — Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne Me'zunları; Ankara, Mars Matbaası, 1968-69, s. 1-1200 + XVI.

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA, Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikte Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), c. IV., 1909 (1325 R.) — 1923 (1339 R.) Mekteb-i Mülkiye Me'zunlan; Ankara, Mars Matbaası, 1968-69, s. 1201-1794 + VI.

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA, Son Asır Türk Tarihinin önemli Olayları ile Birlikte Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), c. V., 1924 (1340 R.)—1949, Mülkiye Mektebi — Siyasal Bilgiler Okulu Me'zunlrın (M. M. — S. B. O.) ; Ankara, Mars Matbaası, 1968-69, s. 1795-3196 + VI. 400 TL.

Siyasal Bilgiler Okulu’nun 1946 me’zunlarından olan müellifimiz Ali Çankaya, 1943’den başlayarak Mülkiye ve Mülkiyeliler üzerinde çalışmağa başlamış ve 1954’de Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler adlı, iki cildlik, 2400 sayfa tutan eserini yayınlamıştı ve eserin mevcûdü epeyi zamandanberi tükenmiş bulunuyordu. Bu yazımızda üzerinde duracağımız, beş cildi basılan eser, Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler’i aratmayacağı için bizi çok sevindirdi; birçok bahislerin genişletilmesi, yenilerinin eklenmesi, sevincimizi bir kat daha artırmaktadır.

I. Her cildinin dış kapağında Siyasal Bilgiler Fakültesi (S. B. F.) armasını, birinci cildinin iç kapağında da taşıyan eserin ilk sayfasında müellif, Türkçe ve Fıransızca, İngilizce olarak kitabının içindekileri kısaca anlatmış oluyor: “Bu kitap, bir asırdanberi Türkiye’nin kaderinde önemli rollerden birini oynayan, inkılâblar icâbı Mekteb-i Funûn-i Mülkiye, Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne, Mekteb-i Mülkiye, Mülkiye Mektebi, Siyasal Bilgiler Okulu ve Siyasal Bilgiler Fakültesi adlarını alan şerefli bir müessesenin (1859-1968) tarihini, son bir asırlık sosyal, politik, kültürel, idâri ve ekonomik en önemli olaylarla birlikte anlatma, 1860’da verdiği ilk me’zundan, 1967 yılının son me’zununa kadar 5993 kişinin ve Mülkiyeli olmayan 103 profesörün, 10 müdirin, 5 dekanın hayat hikâyelerini de geniş ölçüde kapsamaktadır”. Milliyetçiliği ile tanınan A. Çankaya, kuşe kâğıda basılan bu ilk sayfalarda sırasıyle, "Ey vatan !. . Gözyaşların dinsin, yetiştik çünki biz ..” mısrâına, “Ömrümün en değerli yıllarını seve seve harcayarak hazırladığım bu kitabı, nâçiz evlâdından olmanın engin gurûru içinde, Büyük Türk Milleti'ne ta'zimle armağan ediyorum" ithafına, Atatürk’ün, 18 Aralık, 1935 akşamı Ankara Palas’ta toplanan Mülkiyeliler’e yolladığı mektubundaki, “.... Mülkiyeliler'in hepsine söyleyiniz ki, şimdiye kadar yaptıkları ve Türklük'e lâyık olan işlerinden dolayı kendilerine minnetle mütehassisim" cümlelerine yer vermiştir.

Eserinin Önsöz’ünde 1954’de bastırdığı Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler’in, “korkunç bir ilgisizlik ve takdirsizlikle karşılanışı gerçeği apaçık ortada dururken, yeniden ayni konuda neden bu kadar yıpratıcı bir çalışma yaptığı”nı, müellif, başlıca iki sebebe bağlamaktadır: Hitâbedeceği kitlenin mânen faydalanması düşüncesi, onu böyle bir çalışmaya sevketmiştir. Öte yandan, müesseseler tarihi, o milletin tarihinin bir kolunu teşkil etmektedir; “Bir asırdanberi bu memleketin beka ve kader’inde en önemli rolü oynayan şerefli bir müessesenin en geniş ölçüde tarihini”, “bu müesseseden yetişen ve memleket kaderinde birinci derece sorumluluk alan ve almakta bulunan 6,000 kişinin hayatlarının muhasebesini Türk Milleti'nin yargısına sunmuş oluyorum”. “Mülkiye denen müesseseye bu millet bir asırdır emek vermiştir. Bu emek yerinde sarfedilmiş midir, edilmemiş midir? Bunları en geniş çapta bilmek milletin hakkıdır. Tanzimat’tan sonra kurulan ve bir asırdanberi Türk sosyal, politik, ekonomik ve kütürel hayâtında Mülkiye gibi rol oynayan diğer müesseselerin de tarihlerinin yazılmış olmasını, bi’n-netice bunların da faydalanılma derecesinin ortaya çıkarılmasını gönül çok isterdi; fakat bu kabil müesseselerin hiçbirinin, bir-iki broşür, makale dışında, tarihleri yazılmamış, bilançoları yapılmamıştır. Avrupa ve Amerika’daki kültür müeseselerinin de, bu derece mufassal tarihleri bulunmadığı nazara alınırsa, bu kitap kendi konusu alanında, millî ve milletlerarası nitelikte tek kitap olma şerefini de kazanmış bulunmaktadır” diyor. A. Çankaya yine bu Önsöz’ünde, eserini nasıl hazırladığına dâir de bilgi vermiştir: Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde kurulan Mülkiye Şeref Kitabı Hazırlama Bürosu, Mâliye Bakanlığı Emekli İşleri Müdürlüğü kendisine yardımcı olmuştur; Önsöz'de, bu müesseselerle müellif arasında geçen resmî haberleşmeler neşredilmiştir. Siyasal Bilgiler Fakültesi eski ve yeni me’zunlarına, hayatta olmayanların âilelerine, Dekanlık yolu ile ve 25 soruyu içine alan, ayrıca burada öğretim görevinde ve dekanlıkta bulunanlara resmî mektuplar gönderilmiştir. Mülkiye me’zunlarına gönderilen suallerden yirmincisi, “1954’de yayınlanan Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler adlı kitabın gerek birinci cildinde (Tarih Kısmı’nda), gerek ikinci cildinde (Hâl-tercemeleri Kısmı’nda) herhangibir noksan veya yanlış bilgi, tanzim hatâsı görmüş iseniz, yeni basımda tekrarlanmaması için tavsiyelerinizle birlikte lütfen bildiriniz”dir. A. Çankaya, Önsöz’ünde buna verilen cevapları tahlil etmiş, kitabının iyi anlaşılması için gerekli izâhlarda bulunmuş, kendisine yardım edenlere teşekkürlerini sunmuştur (S. XVII-XL).

Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler'in birinci cildi (A - Bölümü) başlıca on bölüme ayrılmış olup, I. Mülkiye Mektebi Açılıncaya Kadar Osmanlı Devleti'ne Genel İdâre Elemanı Yetiştiren Kaynaklar (S. 1-24); II-Atik Mekteb-i Fünûn-i Mülkiye·. 1859-75 (S. 25-102); III-Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne: 1876-1908 (S. 103-320); IV-Mekteb-i Mülkiye: 1908-15 (S. 321-98); V-Mekteb-i Mülkiye: 1918-25 (S. 399-460); VI-Mülkiye Mektebi: 1924-36 (S. 461-512); VII-Siyasal Bilgiler Okulu: 1937-49 (S. 513-638); VIII-Siyasal Bilgiler Fakültesi: 1950-67 (S. 639-734); IX-Bugünki Siyasal Bilgiler Fakültesi: 1968-69 (S. 735-86); X- S. B. F.’ne Bağlı Enstitüler (S. 787-910). Kitabın sonuna İstanbul’da Aksaray-Sineklibakkal’da Redif Paşa Konağı’ndaki Mekteb-i Mülkiye’ye, Yıldız’daki Mülkiye Mektebi’ne, Ankara’daki Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne âit olmak üzre dokuz resim eklenmiştir (S. XLI-VI).

II. Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler’in ikinci cildi başlıca altı bölüme ayrılmıştır. B Bölümü, Yönetim Sorumluları umûmî başlığı altında, 1859-1950 yılları arasında bu müessesede müdürlük yapan yirmi kişinin hâl-tercemesini (S. 811-82), 1950-69 senelerinde dekanlık edenlere dâir bilgileri içine almak üzre (S. 883-916) iki kısma ayrılmıştır. Dört kısma ayrılan C Bölümü’nde Atik Mülkiye Muallimleri (1859-76; s. 917-24), Mekteb-i Mülkiye Öğretim Üyeleri (1877-1924, s. 925-1100), Mülkiye Mektebi ve S.B.O. Öğretim Üyeleri (1925-50, s. 1101-1206) ile, S.B.F. Öğretim Üyeleri'ne (1950-1968) ayrılmış bulunuyor ki, bunlar arasında menşe’i Mülkiyeli olmayanlar da vardır. Ç Bölümü’nde, üç ayrı kısımda, 1877-1950 arasındaki Müdür Muâvinleri, Fakülte Sekreterleri, Bâzı Tipik Müstahdemler hakkında bilgi verilmiştir (S. 1227-36). Müellif, zahmetli çalışmaya katlanarak, kitabın birinci cildi de dâhil, Mülkiyeli Yazarların Kitapları İndeksi’ni hazırlamış bulunuyor; D Bölümü’nü teşkil eden bu kısımda eserler mevzûları bakımından sınıflandırılmış ve adlarına göre alfabetik sıralanmıştır (S. 1237-98). E Bölümü’nü S.B.F. Basım-Yayın Okulu teşkil ediyor (S. 1299-1320). Üç kısma ayrılan F Bölümü’nde ise, Me'zûnîn-i Mülkiyye Cem'iyyeti (1908-16), Mülkiyeliler Birliği (1946-69), Mülkiye Spor Çalışmaları (1927-67) hakkında bilgi edinmiş oluyoruz (S. 1321-59). A. Çankaya, birinci ve ikinci cilt dâhil, Şahıs Adları İndeks’ine bu cildin sonunda yer vermiştir (S. 1361-83). Eserin sonuna I. ve II. Ciltlerin Yanlış Doğru Cedveli de eklenmiş bulunuyor (S. XLVII-LIV).

III. Kitabın üçüncü cildi Mülkiye me’zunlarmın hâl-tercemelerine ayrılmıştır; İçindekiler kısmı bulunmamakla berâber, 1860-1908 yılları arasındaki me’zunları içine alan eserin iki bölüme ayrıldığı görülür. I. Bölüm'de, Atik Mekteb-i Fünûn-ı Mülkiye Me'zunları’nın hâl-tercemelerine yer verilmiştir (1860-76; s. 3-66) Müellifimiz bunlardan 147’sini tesbit edebildiğini söylüyorsa da, kaydettikleri 148’dir (S. 2-66). II. Bölüm’de, Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne Me’zunları’nın hâl-tercemelerini buluyoruz (1879-1908; s. 67-1200); bunların sayısı 1088’dir. A. Çankaya, “gerek Atik Mülkiye, gerek Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne me’zunlarının eski sicil dosyalarına geçirilmiş bulunan alâka çekici vak’aların, Türk İdâre Tarihi Literatürü ile bugünün, veyâ yarının idâre âmirleri yönünden idâre sanatı için” ehemmiyetini takdir ettiğinden, bunları, ifâde tarzını değiştirmeksizin aynen tırnak işâreti içerisinde nakletmiştir. Bu ciltte, elde edebildiği resimlere, ilk iki ciltte olduğu gibi kitabın sonunda bir bölüm ayırmamış, âit olduğu bahislerde yer vermiştir. Eserin sonunda, I., II., III. Cildlerde Bulunan Önemli Dipnotları ve III. Cild’de Bulunan Meşhur Şahıslar'a ait iki İndeks, Yanlış-Doğru Cedveli vardır (S. I-XVI); bu indekslerden ilki, ta’birleri de içine almaktadır.

IV. Eserin dördüncü cildinde Mekteb-i Mülkiye Me’zunları’nın hâl-tercemeleri devam ediyor (1909-1923; s. 1201-1794); me’zun sayısı 1618’dir. Sonunda, IV. Cild'de Bulunan Önemli Dipnotları'nın indeksi varsa da, 14 maddeden ibârettir; bundan sonra, IV. Cild'de Bulunan ve Mülkiyeli Olmayan Meşhur Şahıslar İndeks'i ile Yanlış-Doğru Cedveli yer almıştır (S. I-VI).

V. İçindekiler kaydedilmemekle beraber, iki kısma ayrılan beşinci cildin birinci bölümünde 1924-49 yılları arasında Mülkiye Mektebi’ni bitirenlerin hâl-tercemeleri mevcuttur; me’zun sayısını gösteren rakam bir önceki cildden yürütülmüş olup, 1619-1954’dür (S. 1795-2170). “Mülkiye Mektebi adı, 16 Haziran, 1936 gün ve 2777 sayılı kânunla Siyasal Bilgiler Okulu (S.B.O.)’na” çevrilmiş, 1936 yılı sonunda me’zunlarını vermiştir. Kitabın ikinci bölümü bunlara ayrılmış olup, sayıları 1955- 3163’dür. Bu son bölüm, ayrıca, okulun Siyâsî Şûbe, Mâlî Şûbe v.b. şûbelerini seçenlere göre kısımlara ayrılmış bulunuyor ve 1949 me’zunlarıyle sona eriyor (S. 2171-3196). Esere, V. Cild'de Bulunan Önemli Dipnotları indeks'i eklenmiş ise de, bu Bâb-ı Ali baskını ve kisbet olmak üzre yalnız iki kelimeden ibârettir; bundan sonra V. Cild Metinleri Arasında Adı Geçen ve Mülkiyeli Olmayan Tanınmış Şahıslar İndeks’ine yer verilmiştir (S. 111).

Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler’in birinci cildinde eserin içindekilerin plânı ve beş cildden ibâret olacağı yazılmış ise de (S. XXXI), beş cildinin basımı bittiği hâlde tamamlanamadığı anlaşılıyor. Müellif, birinci cildin ilk sayfasında, 5993 me'zununun hâl-tercemesini içine alacağından bahsettiğine ve beşinci cildde bu sayı 148 + 3163 = 3311’e eriştiğine göre, 2682 me’zunun hâl-tercemesine sonraki cildlerde yer verilecek demektir. Esasen, V. Cild’in arka dış kapağında, VI. Cild’in de Mülkiyeliler’in hâl-tercemelerine, VII. Cild’in İndeks, İstatistik v.b. şeylere ayrıldığı, yedi cildlik takımının fiyatı 534 lira olduğu kesinlikle kaydedilmiştir.

*

Ali Çankaya’nın, yukarıdanberi içindekileri tanıtmağa çalıştığımız Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler'i âit olduğu sâhanın hemen hemen ilk eseri sayılabilir. Yanılmıyorsak, edebiyatımızın bu yolda ilk eseri, Mekteb-i Fünûn-ı Şâhâne Î’dâdîsi Kitâbet-i Askerîye muallimi Kol-ağası Mehmed Es’adın Mir’ât-ı Mekteb-i Harbiye’ sidir; müellif bu eserinde mektebin kuruluşundan 1898’e kadarki me’zunları, eserleri, müessesenin altmış yıldanberi ne gibi değişiklikler geçirdiği, ders programları ve hocaları hakkında pek faydalı bilgi vermiştir (İst., Şirket-i Mürettibiye Matbaası, 1310, 832 sayfa). Buna göre daha uzun bir zâmanı, bir asırdan çok zamânı içine alan mülkiye tarihçesi her bakımdan daha geniş ölçüde ele alınmıştır. A. Çankaya, iki cildi henüz basılmamış, neşredilen beş cildi 5570 sayfa tutan eserinde, kendisinin hazırlamakta olduğu Türk-Osmanlı Genel İdâre Hukuku ve Teşkilâtı Tarihi’nden, ‘Atâ, Cevdet, Lutfî v.b. tarihlerden, Maârif tarihlerinden, devlet arşivlerindeki vesikalardan, fermanlardan, muhtelif devlet müesseselerindeki sicillerden, T.B.M.M. zabıtlarından, Dustûr’dan, hâl-tercemesi sahasındaki muhtelif nevi’de eserlerden, üzerinde durduğu şahıslar veyâ âileleri ile mektuplaşması neticesinde elde ettiği bilgilerden de faydalanmıştır.

Yedi cildi basılınca Mülkiye’den 5993 me’zunun hâl-tercemesini içine almış bulunacak olan eserin, çıkan beş cildindeki 3311 me’zûnun, bunun dışında buradan me’zun olmayıp burada vazife görenlerin arasında muhtelif sahalarda şöhret kazanmış mühim birçok şahsiyetler vardır. Müellif, ister tanılmış ister tanılmamış olsun, hâl-tercemelerinin sonunda, o kimselere âit eserlerin listesini vermiştir. Mülkiyeliler arasında eserleriyle tanılmış hukukçular, iktisatçılar, mâliyeciler, filosof ve rûhiyatcılar, edebî sâhada eser verenler, ressamlar, müzisyenler v.b. sahalarda şöhret kazananlar var. Eserde, kuşe kâğıdına basılmış, bâzıları renkli olarak, Mustafa Şekib Tunç’un, Ahmed Sâib’in, Mehmed Rauf Demirtaş’ın (C. III, s. 1152; 302; 1033), İsmail Hikmet Ertaylan ve Hilmî Ziyâ Ülgen’in (C. IV, s. 1434, 1686), Mazhar Sâfî Aykut ile Gâlib Yücel’in, Ahmed Kadıoğlu’nun tablolarını (C. V., s. 2178; 2784, 2298) buluyoruz. Münir Mazhar Kamsoy’un bestelediği şarkı’ların, Nedim Ökmen’in İsmâil Bahâ Sürelsan tarafından bestelenen şiirinin, R. Mahmud Ekrem’in Rahmi Bey tarafından bestelenen manzumelerinin ve daha birçok bestelerin notaları da basılmıştır ( C. IV., s. 1490; c. V., s. 2074; c. III., s. 209).

Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler'de, buradan me’zun, ders okutmuş olanlar arasında edebiyat tarihimiz bakımından mühim, şöhret kazanmış birçok kimselerin hâl-tercemelerine yer verilmiştir; R. Mahmud Ekrem, Ali Kemal, Murad Bey, Said Bey (Lâstik), Ercümend Ekrem, Şâhâbeddin Süleyman, Ali Ferruh, Menemenli Tâhir, Ali Ulvî, Ahmed Hâşim, Fuad Köprülü, Ahmed Reşit Rey, Süleyman Nesib, Hüseyin Câhid, Fâik Âlî, Enis Behiç, Feyzullah Sâcid, Vasfı Mahir, Ömer Bedreddin v.b. şahsiyetlerin hâl-tercemelerinin sonunda eserlerinin listesi de verilmiştir. Sahamızla alâkası dolayısıyle, bunlardan bâzılarının eserlerine dâir verilen bilgilerin eksik ve yanlış taraflarını aydınlatmağı faydasız bulmuyoruz :

a) Recâîzâde M. Ekrem’in Zemzeme’si için (Üç kısım bir arada, manzum) deniliyor. Eserin üç kısmı birlikte basılmamıştır; ayrı üç cilttir ve bu ciltler sırasıyle, 1299-1300, 1301'de Matbaa-i Ebüzziya’da basılmıştır. İlk cildinin ikinci basımı 1305’de aynı matbaa tarafından neşredilmiştir; bu basım, A. Çankaya’nın eserinde 1302 olarak kaydedilmiştir. Şemsâ adlı eseri için “manzum” deniliyor; hâlbuki bu eser, birkaç şiiri içine almakla berâber nesir halindedir. Atala-yâhud-Amerika Vahşileri adlı eserleri zikredilmemiştir (C. 11.,s. 1019 v.d.). R. Ekrem bu eserini Chateaubriand’dan, önce hikâye hâlinde dilimize çevirmiş (İst., Terakki Matbaası, 1288/1872), sonra dramatize etmiştir (Ayn. matbaa, 1290/1873). Araba Sevdâsı ile Çok Bilen Çok Yanılır adlı eserinin yeni harflerle de basılmış bulunduğunu ilâve edelim (İst., Kanâat Kitabeyi, 1940; Remzi Kitabevi, 1941).

b) Ali Kemal’in zikredilen eserleri arasında epeyi noksanlar var (C. 11., s. 940 v.d.). Çölde Bir Sergüzeşt’in basım yılı, 1329 değil, 1316’dır. Sorbon Dârü'l-Fünûnu’nda Edebiyât-ı Hakikiye Dersleri'nin, A. Çankaya’nın zikrettiğinden başka yeni bir basımı da vardır (İst., Muhtar Hâlid Kitabhânesi, 1330). Eserlerinden beşi kaydedilmemiştir: Kadın Mektupları (İst., İkdam Matbaası, 1313), Yeni-Kadın Mektupları (İst., Muhtar Hâlid Kitabhânesi, 1330),İflas (İst., Matbaa-i Ahmed Kâmil, 1329-1330). Mecmua-i Kemal, bir-ikisi dışında, hemen hepsi Ali Kemal’in yazılarını içine alan ve üç ayda bir çıkaracağı mecmuadır; fakat yalnız bir sayısını neşredebilmiştir (Kahire, Cüz’i, 1901, 224 sayfa). Husûsî kütübhânemizdeki Edebiyat ve Siyâset adlı eserin üzerinde müellif adı kaydedilmiş değildir (İst., 1326); bunu, içindekiler dikkatimizi çektiğinden aziz hocam Fuad Köprülü’ye gösterdiğim zaman, derhâl, Ali Kemal’in eseri olduğunu söylemişti. Müellifimizin bahsettiği Bir Safha-i Hayat adlı bir eserine ise rastlamış değiliz.

c) Ercümend Ekrem’in, müellifin tesbit ettiği yirmibeş eserine, (C. 11.,s. 1133 v.d.) Meşhedi Ankara'da adlı kitabını ilâve edebiliriz (Ankara, Akba Kitabevi, 1933).

ç) Müellifimiz, Mizancı Murad Bey’in eserlerinden sekizini tesbit edebilmiştir (C. 11., s. 1050 v.d.); bunlara şu dört mühim eserini de ekleyebiliriz: Türkçülük fikrini müdâfaa ettiği meşhur romanı Turfanda mı, Yoksa Turfa mı (İst., Mahmud Bey Matbaası, 1308), Akıldan Belâ, komedi, Rusça'dan çevrilmiştir (İst., Mahmud Bey Matbaası, 1300); Hürriyet Vadisinde Bir Pençe-i Istibdâd (Ayn. matbaa, 1326). Bunlar dışında imzâsız, veyâ rumuzla basılan eserleri de yok değildir (Hayâtı ve eserlerine dâir daha çok bilgi edinmek için bk., F. A. Tansel, Mizancı Mehmed Murad Bey, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, c. 11., nu. 3-4, 1952, s. 67-88).

d) Fuad Köprülü’nün hayatı ve eserleri hakkında verilen bilgi de oldukça yanlış, noksandır (Hayâtı, eserleri, bunlar hakkındaki bibliyografyalar için bk., F. A. Tansel Nekroloji-Prof. Fuad Köprülü-, Prof. Dr. Fuad Köprülü’nün Şiirleri, T.T. Kurumu Belleten’i, Ankara, 1966, s. 622-60). Doğum tarihi, 22 Kasım, 1890 (9 Cemâziü’l-evvel, 1308) gösterilmiştir (C. 111., s. 1165); bu Hicrî tarihin Milâdî karşılığı, Gazî Ahmed Muhtar Paşa’nın Takvimü’s-Sinîn'inine göre, 21 Kasım, 1890’dır. Doğum tarihinin doğrusu, 21 Rebi’ 11., 1308/22 Teşrinisânî, 1306/ 4 Aralık, 1890’dır.

e) Reşad Bey’in oğlu Ali Ferruh’un Teşhir-i Ebâtıl adlı eseri için, adının lügat mânâsı gözönüne alınarak, herhâlde eser görülmediği için “bâtıl i’tikadların açıklanması” mevzûunda olduğu yazılmışsa da (C. m., s. 133), eserin böyle şeylerle alâkası yoktur. Ali Ferruh bu eserini Paris Sefâret-i Seniyyesi Üçüncü Kâtibi bulunduğu sırada yazmış, 24 Nisan, 1887'de tamamlamıştır; Emest Renan’ın, İslâmiyet ve Maârif adlı, Sorbon’da, 29 Mart, 1883’de verdiği konferansında, İslâmiyet’in bilgi ve ilerlemeği engellediği hakkındaki fikirlerinin tenkididir ve eserin adından anlaşılan, Renan’ın bâtıl fikirlerinin teşhiridir. Ali Ferruh’tan başka, Namık Kemal, Cemâleddin Efgânî ve başkalarının da, aynı konferansı tenkid maksadıyle yazdıkları eserler vardır (Daha çok bilgi edinmek için bk., F.A.T., Prof. Elie Kedourie’nin, Afghani and ‘Abdûh adlı eseri hakkında tenkidli bibliyografya makalesi, Belleten, c. XXXII., nu. 125, Ocak, 1968, s. 85, 4n).

f) Ali Ulvî Elöve’nin, A. Çankaya’nın kaydettiği altı eserine (C. 111., S. 190), şu üçünü daha katabiliriz: Çocuklarımıza Neşideler (İst., Tanin Matbaası, 1328), Bir Hanım’ın Defteri (İst., Kitabhâne-i Sûdî, 1338-35; Sabah Matbaası, 1340) ; Kütahyalı Abdu’r-Rahman Hoca’nın Mikyâsü'l-Lisân ve Kıstâsü’l-Beyân adlı eserini günümüzün diline çevirerek ayni isimle neşrettiği eseri (İst., Burhâneddin Matbaası, 1942).

g) Hüseyin Câhid’in tesbit olunan 48 eserinden 34’üncüsü, Pierre Loti’den dilimize çevirdiği İzlanda Balıkçısı'nın yalnız 1937 basımı kaydedilmiştir (C. 111., s. 677 v.d.); bu eser, önce, imzasız olarak basılmıştır (İst,, Matbaa-i Ahmed İhsan ve Şürekâsı, 1319). Eserlerinden şunlar zikrolunmamıştır: Benim Gözümle Olaylar— Şefim Üzerine T-Yazılar (Ankara, Ulus Basımevi, 1946), Benim Gözümle Olaylar—Avrupa’yı Arıyorum -Avrupa'dan Bakışla Türkiye (Ankara, Ulus Basımevi, bsm. yılı yoktur), Seçme Makaleler (Ankara, Ulus Basımevi, 1951).

Müellifimiz, eserler hakkında bilgi verirken, bilhassa, Milli Kütüphâne Eski Harfli Türkçe Kitaplar Katalogu’ndan, Seyfî Özegen’in tesbit ettiği yine Arap harfleriyle basılmış kitapları içine alan liste’den faydalanmıştır. İlki, yalnız, adı geçen kütüphânede bulunanları, ikincisi görülebilenleri içine aldığından, şüphesiz, bunlarda birçok kitaplar kaydedilmiş değildir; yeni harfle basılanlara ise hiç yer verilmemiştir. A. Çankaya’nın kitabında, hâl-tercemelerinin ardından, o şahsa âit kaydettiği eserler listesinin noksanlığı, bir bakıma faydalandığı katalogların bu hususiyetlerinden ileri gelmektedir. Öte yandan, İsmâil Habib’in Edebi Yeniliğimiz, Feridun Fâzıl Tülbendci’nin Geçmişte Bugün’ü gibi pek çok yanlışları içine alan eserlerinden faydalanması da, bahsettiğimiz noksan ve hatâlara yol açmıştır. Amacı, Mülkiye’nin tarihçesini aydınlatmak olan Ali Çankaya'dan, sözünü ettiği eserleri görerek, kullandığı kaynaklardan edindiği bilgiyi kontrolünü, bunlara ilâveler yapmasını beklemek haksızlık olur; ancak, İsmâil Habib ve F. Tülbendci’nin eserleri yerine, daha ciddî araştırmalardan faydalanması mümkündü ve bu takdirde eseri, bâzılarını kaydettiğimiz yanlış ve eksiklerden uzak kalmış olacaktı.

Müellifimizin Arap harfiyle birçok vesikaların fotokopilerini neşri, yerine göre bâzılarının lüzum gördüğü kısımlarını aynen nakli, doğru okuması, yeni harflere çevirirken imlâ bakımından gösterdiği titizlik eseri kıymetlendirmekte ve yanlışlara pek az rastlanmaktadır (Msl., Mahfel Mecmuası: C. 11., s. 17, 37“; Kürdili Hicazkâr: c. 111., s. 223. Doğrusu: Mahfil Mecmuası; Kürdî-i Hicazkâr). Pekaz olmakla berâber şahsî düşüncelerini kaydeden, msl., Hasan Polatkan hakkında, “...ben burada rahmetlinin sâdece tarih metodu kullanarak hayat hikâyesini ve vefat tarihini tesbit etmekle yetindim. Geleceğin tarihçileri, objektif tarih metodu kullanarak hâdise’nin tahlilini yapacaklar, elbette vicdanlarının ve şuurlarının emrine uyarak bir sentez’e varacaklardır; zirâ Mahkeme-i Kübrâ’dan sonra en âdil mahkeme, Objektif Tarih Mahkemesi’dir. Kuvvetle inanıyorum ki bu büyük ve gerçekten âdil mahkeme, i’dâm karârına sebep diye gösterilen olayları titizlikle ve yalnız vicdan kânunlarının emrine uyarak inceledikte, karârı verenleri her hâlde afvetmeyeceklerdir; çünki er veyâ geç amma mutlaka, Zâlimlere bir gün dedirir Kudret-i Mevlâ * Tallahi lekad Âsereka'llâhu Aleyna” cümlelerine ve isâbetli haklı olduğuna inandığı fikirlerine yer verdiğini görmekteyiz.

Müellifimiz, hâl-tercemelerini verdiği Mülkiyeliler'in hemen hepsinin fotoğraflarını, hocalarının da bulunduğu nâdir grup hâlinde resimleri neşretmekle eserini malzeme bakımından zenginleştirmiştir; ancak, bâzılarının, basılmamış ve bediî kıymet bakımından çok zayıf hikâyelerinin, şiirlerinin neşrini, eserin hacmini de büyülttüğünden, faydalı bulmuyoruz.

Basım teknik hatâsı olarak, birinci cildin İçindekiler kısmı, Önsöz’ün son sayfasını teşkil ediyor; bu kısım, ikinci cildde başa alınmış ise de, geri kalan III-V. cildlerin fihristi verilmemiştir. Eserin muhteviyâtını, bölümlerini kavrayabilmek için bu büyük cildlerin sayfalarını birer birer çevirmek zorunda kalmak, çok yorucu olmaktadır. Her cildin sonunda eserde adı geçen, fakat Mülkiyeli olmayan meşhur kimselerin adları indeksi vardır; meşhur olsun olmasın, bütün adı geçenlerin indekse alınması faydalı olacaktır; çünki bu gibi eserlerde, bâzan hiç meşhur olmayan biri de bâzı hususlarda ipuçlarını çözmeğe, mes’eleleri aydınlatmağa yarayabilir. İhmâl edilmemesi gerekli bir başka nokta, yer adlarının da indekse alınmasıdır. Kitabın yalnız notlar değil, metin kısmında da pek çok ta’bir vardır; müellifimiz ta’birler indeksine yalnız dipnotlarındakileri geçirmiş olup, bunlar, IV. cildde 14, V.’de 2 adettir; kitaptaki bütün ta’birler için bir indeks yapılması, veyâ bunların Umûmi İndeks'e geçirilmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Mülkiyeli şahısların kitapları indeksi yalnız I. ve II. cildlerde var; III-V. cildlerde yok. Hâl-tercemeleri verilen Mülkiyeliler’in adlarını gösteren bir fihrist, veyâ indeks ise, kitabın cildlerinden hiçbirinde mevcut değildir. Kıymetli malzemeyi içine alan bu eserden, okuyanların kolaylıkla faydalanabilmesi için, müellifimizin daha da zahmete katlanarak bu noksanları tamamlayacağını umuyoruz; basılmış bulunan cildlerin sonuncusu olan V. cildin arka dış kapağında, VII. cildin İndeks, İstatistikler'e v.b. ayrılmış olduğunun kaydedilmesi, bu yoldaki ümidimizin gerçekleşeceğini düşündürdüğünden bizi sevindirmektedir.

Sözlerimize son verirken, müellifimiz Ali Çankaya’yı Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler adlı bu kıymetli eserini pek zahmetli çalışmalara katlanarak bizlere kazandırdığı için kalbimizin bütün samimiliğiyle tebrik etmeği, bu yüzden, kendisine dâimâ minnet duyguları besleyeceğimizin ifâdesini vazife saymaktayız. Her sâhadaki araştırıcıların faydalanabileceği bu mühim eserin geri kalan son iki cildinin de tamamlanıp birân önce basımını bekliyoruz.

F. A. TANSEL