Elizabeth A. ZacharIadou, Trade and Crusade. Venetian Crete and the Emirates of Mentcshe and Aydın (1300-1415), Venice 1983. Library of the Hellenic Institute of Byzantine Studies-No n. 8°, XXXVI 4- 276 s. + II Levha, ederi $ 20
Anadolu’da kurulmuş olan Türk Devletleri’nin Ortaçağ da Batı ile ticarî ilişkileri üzerinde yapılan araştırmalar, günümüze kadar son derece sınırlı kalmıştır, ilk defa XIII. yüzyılda Anadolu Selçukluları zamanında Kıbrıs Krallığı ve Venedikliler ile başlayan ticarî ilişkiler, bu devletin parçalanmasından sonra kurulan Beylikler tarafından da geliştirilmiştir. Balat (Palatia) ve Ayasoluk (Theologo) gibi Ortaçağ Türkiye’sinin iki önemli limanına sahip olan Menteşe ve Aydm-Oğul- lan, daha çok Venedik’e bağlı Girit Dükaları ile ticarî ilişkilerde bulunmuşlardır.
Burada tanıtılacak olan Elizabeth Zachariadou’nun, “Trade and Crusade” adlı kitabında, Menteşe ve Aydın-Oğullanna ilişkin yeni belgeler ilk kez yayımlanarak, Venedik ile olan ticarî ilişkileri aydınlatılmakta ve bu Beyliklere karşı girişilen Haçlı Seferleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir.
Daha önce, “Türk Sultanlarının Kroniği ve İtalyanca Aslı” 1 adlı eseri ve Ortaçağ Türk Tarihine ait çeşitli makaleleri ile yakından tanıdığımız E. Zachariadou 1962, 1976 ve 1981 yıllarında yayımlamış olduğu üç makale ile de bilim dünyasının dikkatini bu saha üzerine çekmiş bulunuyordu.2 Yıllarca süren titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eser, şu bölümlerden oluşmaktadır:
Kısaltmalar, Kaynaklar ve Bibliyografya (XIII-XXVII)
Manusakas’ın Eseri Sunması (XXIX)
Yazarın Teşekkürü (XXXI)
ÖNSÖZ (XXXIII-XXXVI)
Venedik’in XIV. yüzyıl boyunca ticareti, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Batı Anadolu’da birer beylik kurmuş olan Menteşe ve Aydın-Oğul- larına doğru yöneldi. 1331-1407 yılları arasında imzalanan antlaşmalar, bu ticarî ilişkileri ortaya çıkarmaktadır. Bu sırada, Lâtin kilisesinin 1344’e kadar Memlük- ler ile ticareti yasaklaması, iç savaşlar ve dış düşmanların tehdidinde olan Bizans ile ticarî ilişkisinin kesilmesi ve nihayet Karadenizin Cenevizlilerin kontrolü altına geçmesi, Venedik’in Doğu ticaretinin aksamasına sebep oluyordu.
Eskiçağlardan beri verimliliği ile tanınan topraklar üzerinde kurulmuş, Balat ve Ayasoluk limanlarına sahip, karayolları ile Asya’nın hinterlandına bağlı olan Aydın ve Menteşe Beylikleri, Ortaçağın önemli birer ticaret merkeziydiler.
Venedik, Menteşe ve Aydınoğulları İle ticarî ilişkilerini düzenlemek için, Romania’da en önemli kolonisi olan Girit yöneticilerine yetki verir. Venedik’in Doğu ticaretinde, özellikle Memlükler ile ilişkilerinde, aracı rolü oynayan Girit Adası, Menteşe ve Aydın ile ticarî ilişkilerde bulunmak için son derece elverişli bir konuma sahipti. Girit’ten Menteşe ve Aydın Beyleri ile antlaşmalar yapmak için elçiler gönderilir, Balat ve Ayasoluk’a da konsoloslar atanır.
XIV. yüzyılda Türk yayılması ve akınları sonucunda Romania bölgesi büyük zarar gördü ve 1318’dcn sonra Girit de sürekli olarak Türkler tarafından tehdit edilmeye başladı. Türklere karşı girişilen Haçlı Seferleri sırasında savunma giderleri artan ve yeni vergiler yüklenen Girit’te, 1333, 134a ve 1363 yıllarında isyanlar patlak verdi.
Venedik ve Ceneviz arasındaki çekişme yüzünden Haçlı Seferleri başarılı olamadı. Venedik Haçlıların başında yer alırken, Ceneviz askeri bir harekâta girişmeyerek Romania ve Karadeıüzdeki ticarî durumunu güçlendirmeyi tercih etti. Venedik, bütün çatışmalara rağmen, Menteşe ve Aydınoğulları ile ticarî ilişkilerini geliştirmeyi başarabilmiştir. Menteşe ve Aydın’ın Osmanlı Devleti’ne katılmalarından sonra Venedik’in Levant’ta ticarî gücü zamanla çökmeye başladı.
I. BÖLÜM : TARİHİ ZEMİN (1-121)
1. Uzlaşmadan Çatişmaya (3-20)
I - Venedik ile Beylikler Arasında İlk İlişkiler:
Venedikli tüccarlar, 1275 yılı civarında Menteşe’yi ziyaret etmeye başladılar. Venedik, XIV. yüzyılın ilk yarısında, Girit yöneticilerine önce Menteşe ve daha sonra Aydın - Oğullan ile ticarî ilişkilerin yürütülmesi için yetki verdi. Türkler ile Venedikliler arasındaki uzlaşma 1318 yılma kadar sürdü. Bu tarihten sonra Güney- Batı Anadolu’dan Türkler, Ege Adalarına saldırmaya başladılar.
II - Sakız:
XIV. yüzyılın başında Sakız Adası, Türk hücumları sonucunda Bizans’ın egemenliğinden çıkarak Cenevizli Zaccaria ailesinin eline geçti ve 1329 yılına kadar bu ailenin elinde kaldı.
III - Rodos :
Ege’nin ikinci yeni gücü olan Sen Jan Şövalyeleri de 1309 yılında aynı şekilde Rodos Adasını ele geçirdiler. Şövalyelerle Türkler arasındaki mücadele 1522 yılına kadar devam etti.
IV - Katalan — Türk İttifakı:
Türklerle Venedikliler arasındaki uzlaşma, 1318 yılında Türklerin Venedik egemenliğinde bulunan Santorini ve Karpathos Adalarına saldırmalarına değin sürdü. Bu sırada Aydın ve Menteşe Beylikleri ile Venedik’in düşmanı olan Atına Katalanlan arasında bir ittifak yapıldı. Venedik’e ait olan yerlerin sık sık Türk akınlarına uğraması yüzünden Venedik, Türklere karşı bir cephe kurma girişiminde bulundu.
V - Türkler ve Bizanslılar:
1329 yılında Romania’daki önemli değişiklik, Türk-Katalan ittifakının bozulması olmuştur. Türkler, daha sonra Atina bölgesine akınlarda bulundular.
Venedik’in Türklere karşı Ege güçlerini birleştirme girişimi, Bizans’ın politikası nedeniyle başarılı olamadı. 1328’de III. Andronikos’un, II, Andronikos’a karşı kazandığı iç savaştan çıkan Bizans, Türklerle uzlaşma politikasını tercih ederek Aydın ve Saruhan Beyleri ile bir antlaşma akdetti. 1329’da Türkler İzmir limanını, ele geçirirlerken Bizanslılar da Zaccaria’yı atarak Sakız Adasmda yeniden egemenlik kurdular.
VI - Girit ve Menteşe. 1331 Antlaşması :
1318 yılında başlayan Türklerle Venedikliler arasındaki çatışma, Girit ile Menteşe arasındaki ticareti fazla etkilemedi. 1331’dc Kandiya Dukası Marino Moro- sini ile Orhan Bey arasında, Venedikli tüccarların serbestçe ticaret yapmalarını sağlayan bir antlaşma imzalandı.
2. Kutsal İttifak (1334) (21-40)
I - Lâtinler ve Bizanslılar. Türklere Vergi Verenler :
1331 antlaşmasına rağmen, Romania’ya Türk akınları devam ettiği için, Venedik’in başta Papa ve Fransa Kralı olmak üzere diğer Batılı kuvvetleri bir Haçlı ittifakına teşvik etme politikası başarılı olamadı. Bu arada devam eden Türk akm- ları Romania’da Önemli değişiklikler meydana getirdi. 1332’de başta Naxos ve Eğ- riboz olmak üzere Venedik’e bağlı yerler, Aydın ve Menteşe Beylerine vergi vermeye başladılar. 1329 antlaşmasına rağmen, Bizans da Beyliklere ve 1333 yılında Orhan Bey’e yıllık vergiye bağlandı.
II- Türkler Arasında Mücadele:
Türklerin Romania’da geniş bir bölgeyi vergiye bağlamaları üzerine, Venedik’in bir Haçlı Seferi düzenleme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Venedik’in en önemli kolonisi olan Girit’ten Haçh ittifakına katılma hazırlığı istendiği zaman, Girit yöneticilerinin halka yükledikleri yeni vergiler, burada 1333’de bir isyana yol açtı. Bu arada 1332’de, Eğriboz’a yaptıkları müşterek akından sonra, Menteşe ve Aydın - Oğulları arasında da anlaşmazlık başgösterdi. Venedikliler, Aydın - Oğullarına karşı Menteşe - Oğulları ve Germiyan - Oğullarını kendi yanlarına çekmeye gayret ettiler.
III - Edremit Zaferi :
Türkler arasındaki çatışmadan yararlanmak isteyen Venedik’in, Aydın-Oğul- lanna karşı Menteşe-Oğulları ve Germiyan-Oğul lan m kullanma plânının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak bilinmemektedir.
1334’de Aydın-Oğlu Umur Paşa ve Saruhan-Oğlu Süleyman Bey, Mora ve Monemvasia’ya akınlarda bulundular. 1334 Eylül'ünde Papa’nın çağrısıyla Venedik, Kıbrıs ve Fransız filolarından oluşan Haçlı kuvvetleri, Türk gemilerini yakarak Anadolu’nun çeşitli yerlerini yağma ettiler. Ekim sonunda Karasi-Oğullarından Yahşi Bey’in donanmasını Edremit Körfezinde ağır yenilgiye uğrattılar.
Lâtinlerin İzmir bölgesinden Batı Anadolu’ya yaptıkları akınlara Aydın ve Saruhan-Oğulları karşı koyarlarken, Menteşe-Oğulları bu ittifaka katılmayarak Girit ile ticarî ilişkilerini sürdürdü.
IV — Zaferden Sonra:
Venedik Türklere karşı yeni hazırlıklara başladı. 1334 yenilgisinden sonra, Lâtin donanmasının Ege’de bulunması, Beyliklerin yeni akınlarda bulunmasına engel oldu. 1337 yılında Menteşe ve Aydın Beyleri, Girit Dukası ile birer antlaşma imzaladılar. 1331 antlaşması Girit ve ona bağlı beş küçük adayı ilgilendirdiği halde, 1337 antlaşmasında Koron, Modon ve Eğriboz da dahil olmak üzere bütün Venedik tebaası için geçerli olmaktadır.
V - Bizans ve Türkler:
Haçlı Seferini takip eden yıllarda, Bizans ile Aydın ve Saruhan Türkleri arasında bir yakınlaşma oldu.
3. İzmİr Haçli Sefer! (41-62)
I - Hıristiyanlar ve Umur Paşa’nın Deniz Üstünlüğü:
1337 antlaşmasından sonra kesilen Türk akınları, 1339’da Umur Paşa’nm Ro- mania, Yunanistan, Trakya ve Makedonya’ya yaptığı akınlarla yeniden başladı. Bunun üzerine, 1342’de Papa seçilen VI. Ciement'in teşviki ile yeni bir Haçlı Seferi hazırlığına girişildi.
II- Doğu Ticaretinde Bunalım:
Haçlı Seferi hazırlığı, 1343’de Moğol Hanı tarafından Lâtin tüccarlarının Kırım’dan kovulmaları ve buğday ihracının yasaklanması sonucunda, Romania ve Balkanlarda büyük bir kıtlığın başgösterdiği zamana rastlamaktadır. Bu yüzden Papa, 1344 İzmir hücumundan önce Venedik tüccarlarının Mısır ile yeniden ticaret yapmalarına izin verdi.
Venedik ve Ceneviz arasında eski çekişmenin yeniden canlandığı, Bizans'ın da iç savaş ile meşgul olduğu bir sırada, Cenevizliler 1346 yılında Sakız Adası ile Eski ve Yeni Foça'yı zaptettiler.
Rodos Şövalyelerinin Cenevizliler ile eski ittifaklarını yenileyerek Venedik ile ticareti kesmeleri Venedik’i zor durumda bıraktı. Venedik’in Moğol Hanı ile bir ticaret antlaşması imzalamasından sonra Tana ile ticarete başlayan gemilerinin Ceneviz saldırısına uğraması, 1351'de başlayacak olan Venedik-Ceneviz savaşının habercisi olmuştur.
III - Ege’de Haçlı Donanması:
1332-1334 yıllarında Haçlı Seferi düzenlendiği sırada, Menteşe Beyliği, savaşa katılmayarak Girit ile ticarî ilişkisini sürdürdü. Ege’de başlayan çarpışma 28 Ekim t344’de İzmir limanının Haçlılar tarafından alınmasıyla sonuçlandı. Bunun üzerine Batı Anadolu ile yapılan ticaret kesildi. Çarpışmaların karaya geçmesinden sonra, Haçlılar ağır yenilgiye uğradılar ve reislerinden pek çoğu hayatlarını kaybettiler.
Viennois Dükü Dolfin Humbert’in, muhtemelen Eylül 1346’da, İzmir’den ayrılışı sırasında Rodos Şövalyeleri de Hızır Bey ile bir yıllık bir ateşkes imzaladılar. 1347 baharında Girit’li tüccarlar güçlükle Balat’ı ziyaret ediyorlardı. Aynı yıl, Aydın ve Saruhan Türkleri, İmroz yakınlarında Haçlılar tarafından ağır yenilgiye uğradılar.
Kırım’da ortaya çıkan veba salgını bütün Avrupa’ya yayıldığından, Türklerle barış yapma zorunluluğu ortaya çıktı.
IV — Antlaşmalar, Çarpışmalar ve 1353’de Aydın ile Antlaşma ;
1347 yılında Aydın-Oğulları ile Haçlılar arasında başlayan müzakereler sonuç vermedi ve 1348’de yapılan çarpışmalarda Umur Bey şehid oldu. Kardeşi Hızır Bey ise 1348 Ağustosunda Haçlılarla ağır bir antlaşma imzalamak zorunda kaldı. Antlaşma hükümlerine bağlı kalmayan Aydın-Oğullan, kısa bir süre sonra tekrar Romania’ya akmlarda bulunmaya başladılar.
1351’de Venedik-Ceneviz savaşının patlak vermesinden bir süre sonra Kutsal İttifak da dağıldı. Hızır Bey, Mayıs 1351’dc Rodos Şövalyeleri ve Cenevizlilerle yeni bir antlaşma imzaladı. Venedik ile Beylikler arasındaki ilişkiler yeniden kurulduğundan, 1353’de Aydın ve Menteşe-Oğulları ile bir antlaşma imzalandı.
Bundan sonra Hıristiyan dünyası, geçici olarak, Haçlı Seferi plânından vazgeçerek, Beyliklerin zengin bölgelerine ticarî açıdan sızmaya başladılar. Haçlı Seferlerinden kazançları sadece kıyı İzmir’in zaptı olmuştur. Burası 1402 yılına kadar ellerinde kalacaktır.
V - 1358 / 59 Menteşe ile Antlaşma :
1358/59’da Venedik, Menteşe - Oğlu Musa Bey ile yeni bir antlaşma imzaladı. Bundan sonra, bazı korsanlık olaylarına rağmen, Venedik ile Menteşe ve Aydın Beylikleri arasında sıkı ticarî ilişkiler sürdürüldü.
4. OSMANLILARIN DoÖUŞU (63-75)
1354’dc Osmanlılar Gelibolu’yu zaptettikten ve Avrupa’ya ayak bastıktan sonra temas kurdukları ilk Lâtin devleti Ceneviz oldu. Orhan Bey ile Cenevizliler arasında 1351/1352 kışında bir antlaşma imzalandı. Venedikliler OsmanlIlarla, onların Cenevizlilerin yanında olduklarını anlayıncaya kadar, temas kurmaya çalışmadılar. Venedik ticareti Anadolu’nun Ege sahillerine doğru yönelmişti. Karadeniz ticareti için BizanslIlarla yaptıkları antlaşmalara dayanıyorlardı.
OsmanlIların Trakya’da ilerlemelerinden ve Bizans’ı tehdit etmeye başlamalarından sonra imparator V. Palaiologos, kiliselerin birleşmesini ileri sürerek Papa VI. Innocent’a yardım isteği ile başvurdu. 1356’da Papa, Türklere karşı yeni bir Kutsal İttifak hazırlığına girişti. Papa’nın Levant’taki temsilcisi olan Pierre Thomas ise, bu amaçla diplomatik faaliyetlerde bulundu. Bizans ise Osmanlılarla dostluk kurarak i358’de bir barış antlaşması imzaladı. Pierre Thomas, faaliyetlerini sürdürürken Türkler, 1359-1361 yıllarında Ege’de akmlarda bulunuyorlar ve İstanbul’u tehdit ediyorlardı.
II - Hıristiyan Birliğinin Çözülmesi:
1360 yılının başlangıcından itibaren Hıristiyan devletler, savaş gemilerini kendi amaçlan için kullanmaya başladıklarından Kutsal İttifakta bir çözülme görüldü. Bu arada 1361’de Kıbrıs Kralı, Papalık ve Rodos Şövalyelerinin yardımı ile Antalya’yı zaptetti. Çok geçmeden Girit’li tüccarlar kentin limanına sızmaya başladılar. Venedik’in Haçlı giderlerini karşılamak için Girit’e vergileri arttırması yüzünden, burada bir isyan patlak verdi. Bu nedenle Venedik, Menteşe ve Aydın - Oğulları ile anlaşma yollarını aramaya başladı.
III - Kıbrıs Kralı I. Peter ve Savoyen Kontu Amadeo:
1365 yılında Girit’teki isyan hemen hemen bastırılmıştı. Kıbrıs Kralı I. Peter ile Pierre Thomas’ın, Batı’da yaptıkları Haçlı Seferi çağrısı olumlu karşılanmadı. Bu arada, İskenderiye’nin Kıbrıslılar tarafından yağmalanmasından sonra Memlûk Sultanı, Hıristiyanlara karşı bir Müslüman ittifakı kurmayı istedi.
Osmanh fetihlerinin ilerlemesi sonucunda, Doğu ve Batı kiliselerini birleştirmek isteğinde olan Papa V. Urban, Savoyen Kontu Amadeo’yu Haçlı Seferi için teşvik etti. 1366’da Gelibolu’nun zaptıyla sonuçlanan Amadeo’nun Haçlı Seferi, OsmanlIlarla iyi ilişkiler kurmak isteyen Venedik tarafından desteklenmemiştir.
Osmanhlar 1369’da Edirne’yi zaptettiler. 1371’de Sırplara karşı kazanılan zaferden sonra Güney Slavları ve Bizans vassallik statüsünü kabul ettiler. Türk akınlan Arnavutluk ve Teselya’ya kadar uzandı.
IV — Peniden başlayan Venedik — Ceneviz Savaşının Sonuçları :
1370’de Venedik ile Aydın - Oğulları arasında, eski antlaşmaları yenileyen bir antlaşmanın imzalanmış olmasına rağmen, 1372’de Türkler, karadan ve denizden Hıristiyanlara hücumlarını sürdürdüler.
1377’de Venedik ile Ceneviz arasında yeniden savaş patlak verdi. Bu arada savaş başlamadan önce, Venedik ile Menteşe-Oğlu Ahmet Bey arasında bir antlaşma yapılmış bulunuyordu. Venedik, savaş boyuncu gerek Beylikler, gerekse Osmanhlar ile iyi ilişkiler kurmuş ve 1388-89’da Pera Cenevizlileri, Sakız Mahonu, Kıbrıs Krah ve Midilli Hâkiminin Türkler aleyhine kurdukları ittifaka katılmamıştır.
5. Son Yillar (76-89)
I - Osmanh Zaptından Restorasyona :
Venedik’in I. Murad ile kurmuş olduğu iyi ilişkiler, 1389’da I. Bayezid'in tahta çıkmasıyla son buldu. Sultan Bayezid, Ceneviz Cumhuriyeti ile dedesi Orhan Gazi zamanındaki antlaşmaları yeniledi. I. Bayezid, 1389/90 yılında Batı Anadolu Beyliklerini Osmanlılara kattıktan sonra, Venedik’e serbest ticaret yapma imtiyazını tanıyan bir ahitname verdi. Bununla birlikte bir ay sonra Sultan, Beyliklerden buğday ihraç edilmesini yasaklamıştır.
1396’da İstanbul, Sultan Bayezid tarafından kuşatıldı. Niğbolu Haçh yenilgisinden sonra zor durumda kalan Venedik, Sultan ile anlaşabilmek için çeşitli elçilik heyetleri gönderdi.
1402 Ankara Savaşından sonra Timur tarafından Beylikler eski sahiplerine geri verildi ve Batılı tüccar devletlere Anadolu’da serbest ticaret yapma imtiyazı yeniden tanındı.
II - Menteşe :
Eski sahiplerine geri verilen Menteşe Beyliği, Moğol ordusu tarafından tahrip edilmedi. 1403 yılında Kandiya Dükası Marco Faledro ile İlyas Bey arasında yapılan antlaşma, Menteşe Beyliğinin çöküşüne işaret etmektedir.
III — Menteşe ve Aydın'da Karışıklıklar:
Menteşe’nin bundan sonraki tarihi, bir yandan Aydın’da Subaşı İbrahim Bey in oğlu Cüneyd Bey’in faaliyetleri, diğer yandan Bayezid’in oğulları arasındaki mücadele ile yakından ilgilidir. Bütün bu karışıklıklara rağmen Kandiya Dukası Leo- nardo Bembo, Haziran 1407’de İlyas Bey ile olan antlaşmayı yenilemiştir. 1413 de Osmanh Devleti’nde L Mehmed’in idaresi altında bir birlik kurulmuştur. 1424’dc ise Sultan II. Murad tarafından Cüneyd Bey’in hayatına son verilmiştir. Bunu izleyen dönemde Aydın ve Menteşe Osmanh topraklarına katılmış, ve sonucunda Venedik’in, Ayasuluğ ve Balat için OsmanlIlarla antlaşmalar yapması gerekmiştir.
6. VenedIk Bölgeleri Ve Beylikler
Venedik Cumhuriyeti’nin Beylikler ile yaptıkları antlaşmalarda, Türk hücumlarından korumak amacıyla, kendilerine ait bölgelerin adlarının belirtilmesi gereği duyulmuştur. Bu bölgeler, bir antlaşmadan diğerine değişiklik göstermektedir. Antlaşmalarda geçen Venedik’e ait yerler şunlardır: Karpathos, Kythera, Kea, Se- riphos, Coron - Modon, Negreponte (Eğriboz), Amargos, Gaudos, Santorini, An- tikythera, Astypalaia, Nauplion, Argos, Athens (Atina), Mykonos (Miken).
7. KİŞİLERLE İLGİLİ NOTLAR
I — İlk Yıllar:
Pachymeres’de geçen Salpakis ya da Salampakis, Menteşe-Oğlu sülâlesinin ilk reisi olup, 1280 yılı civarında Güzelhisar’ı zaptetmiştir. Daha sonra Emir Sasa, 1304 yılında Tire ve Efes çevresini BizanslIlardan almıştır. Sasa Bey in 1307 de tarih sahnesinden çekilmesinden sonra Gcrmiyan-Oğlu Subaşısı olan Aydın-Oğlu Mehmed Bey, kardeşleri Osman, Karaman, Haşan ve Hamza Beyler ile Sasa Bey in elde ettiği bölgelerde Aydın-Oğlu Beyliğini kurmuş ve egemenliklerini Bırgi, Efes, İzmir’in üst kalesinde pekiştirmişlerdir.
Aydın-Oğullannda Mehmed Bey’den sonra yerine oğlu Hızır Bey, Menteşe- Oğullannda ise Mesud Bey’in yerine oğlu Orhan Bey geçmiştir.
II - Menteşe-Oğlu:
Cenevizlilerle 1311 yılında ittifak yapan Menteşe-Oğlu muhtemelen Mesud Bey idi. 1319’dan önce öldüğünde yerine Orhan Bey geçmiştir. Orhan Bey’den sonra Ulu Bey olan İbrahim Bey zamanında Venedik ile 1337 antlaşması imzalanmıştır. İbrahim Bey’in Musa, Ahmed ve Mehmed adında üç oğlu vardı. Ulu Bey olan Musa, Kandiya Dükası ile 1358/59 antlaşmasını; yerine geçen Ahmed Gazi ise 1375 antlaşmasını imzalamışlardır.
Timur tarafından Beyliğin yeniden kurulmasından sonra Mehmcd Bey idareyi ele aldı, yerine geçen oğlu Elyas Bey ise Girit ile 1403 ve 1407 antlaşmalarını akdetti. Bu antlaşmalar 1409 ve *4*4 yıllarında yenilenmiştir.
III - Aydın-Oğlu :
Sasa Bey’den Umur Paşa’ya kadar Aydın-Oğlu sülâlesi hakkında oldukça bilgi sahibiyiz. Aydın-Oğlu Mehmcd Bey’in ölümünden sonra Enveri’de Ulu Bey olarak Umur Paşa gösterilmiş ise de, 1337 antlaşmasına göre, Hızır Bey Ulu Beylik makamına geçmiştir.
Sultan I. Bayezid tarafından Aydın Beyliği Osmanlılara katıldığı zaman, Ulu Bey İsa idi. İsa Bey büyük bir ihtimalle Süleyman Şah’m oğlu olup, Mehmed Bey’in torunuydu.
Timur tarafından Beyliklerine iade edilen İsa ve Umur Beyler, Cüneyd Bey tarafından öldürülmüşlerdir. 1423 yılında yönetimi ele alan Umur Bey’in oğlu Mustafa, Mehmed Bey soyunun sonuncusu olup, onun da hayatına Cüneyd Bey tarafından son verilmiştir.
8. TURCHİA (117-121)
XIII - XIV. yüzyıllarda Bizans ve Lâtin kaynaklarında görülen “Turchia” teriminden I ürklerin idaresi altındaki Anadolu bölgesi anlaşılmaktadır. Giritliler ise, resmî olarak ilk ilişkide bulundukları Beylik Menteşe olduğu için, bu bölgeyi Turchia ; Menteşe Bey ini ise “dominus Turchie” olarak adlandırmışlardır.
II. BÖLÜM : TİCARET (123-173)
- Genel Durum (125-131)
XIV. yüzyılın hemen başlarında Anadolu ve Ege kıyılan Türklerin sürekli saldırısına uğramaya başladı. Türkler tarafından fethedilen bölgeler çeşitli ürünleri, sürüleri, kereste ve madenleriyle kısa zamanda son derece gönençli bir duruma geldi. Anadolu nun yer altı ve yer üstü zenginlikleri Batılı tüccarların dikkatini buraya çekmekte, Venedik’in Doğu ticaretini Aydın ve Menteşe Beylikleri üzerinde yoğunlaştırmaktaydı. XIV. yüzyılın ikinci yarısında Balat ve Ayasoluk, Beyliklerin iki önemli limanı haline geldi. Başta Ceneviz ve Venedik olmak üzere tüccar devletlerin, buralarda birer konsolosları ve tüccarları için de ayrı mahalleleri bulunuyordu. Aydın ve Menteşe halkının çoğu göçebe olup, tarım ve hayvancılık ile uğraşıyorlardı. - TİCARET ÜZERİNDE SERBESTİ Ve SINIRLAMALAR (132-I36)
Beylikler her ne kadar verimli topraklar üzerinde kurulmuş ve önemli ticaret merkezlerine sahip olmuşlarsa da Lâtinler, ilerlemiş denizcilik teknikleri yüzünden, Doğu ile Batı arasındaki ticarette aracı rolü üstlenmişlerdir.
İslam ve Hıristiyan dünyası arasında düşmanlık başlayınca her iki taraf silah satışını yasaklamıştır. Bu yasaklamaların uzun süre geçerli olmadığı da anlaşılmaktadır.
Beylikler döneminde yabancı tüccarlara serbest ticaret imtiyazı tanınmış olmakla beraber, Osmanlılar I. Murad ve I. Bayezid zamanlarında başta buğday ve şap olmak üzere at ve kereste ihracını yasaklamışlardır. Menteşe-Oğulları ve Aydın- Oğullarının da şarap, sabun, dokunmuş eşya dışalımı ve deri, şap, balmumu dış satımı üzerine tekel koydukları bilinmektedir. - Yetkili Makamlar: Konsül ve MuhtesIb (137-139)
Balat ve Ayasoluk’taki Venedik cemaatinin başı “konsül” idi. Venedik Konsülü Balat’da 1331’den önce, Ayasoluk’ta ise 1337 antlaşması ile bulunmaya başlamıştır. Beyliklere konsüller, Venedik uyruklu olanların işlerini yürütmek için Girit yöneticileri tarafından atanırlardı.
Pazarların denetçisi olan baş Müslüman yetkili ise “muhtesib” idi. Muhte- sib dini guruplar arasından seçilmekteydi. Ölçü ve ağırlıkların doğruluğunu kontrol etmek ve vergilerin toplanması başlıca görevleri arasındaydı. - Paralar (140-143)
Antlaşmalarda geçen paralar “akçe veya aspron”, “florin”, “gigliato”, ve “stavraton” idi. - Ağirlik Ve Ölçüler (144-152)
Antlaşmalarda geçen ölçü birimleri: “modius”, “shinik”, “seruch”, “buta”, “mistato”, “caratellum”, “cassa” ve “batman” idi. - Vergi Tahsili (153-158)
Menteşe ve Aydın Beylikleri, tüccarların ödemeleri gereken vergilerle ilgili değişik politika izlemişlerdir. Menteşe-Oğulları ithalat ve ihracat vergisini % 2 olarak tespit etmiş ve bu miktar üzerinde fazla değişiklik yapmamıştır. Aydın-Oğulları ise, artan güçleri oranında ekonomik politikalarında değişiklik yapmıştır. Aydın-Oğul- larının antlaşmalarında vergi oranı % 2 — % 6 arasında değişmektedir. - Mallar (159-173)
Beyliklerden tutsak, hububat, balmumu, at ve ehli hayvanlar, deri, halı, şap ihraç edilmekte; dokuma, şarap, sabun ithal edilmekteydi.
III. BÖLÜM: METİNLER (175-242)
I. GİRİŞ İLE İLGİLİ NOTLAR (177-186)
I - Yazmalar ve Şimdiki Yayın:
İlk defa bu kitapta yayınlanan antlaşmaların metinleri iki el yazmasında muhafaza edilmiştir, a) Beinecke Rare Book Marston Kodeksi 144 ve Yale Üniversitesi El Yazmaları Kütüphanesi, b) Venedik’te Civico Correr Müzesinde Kodeks P(rovenienze) D(iverse) 675 c/5. İki el yazması karşılaştırıldığı zaman, Correr Yazmasının Yale Yazmasının kopyesi olduğu anlaşılmaktadır.
II - İçeriği:
X. yüzyıldan itibaren Bizans’tan da ticari imtiyazlar alan Venediklilerin, Hıristiyan ve Müslümanlar ile yapmış oldukları antlaşmalar içerik bakımından büyük benzerlik gösterirler. Venedik antlaşmaları, aynı zamanda diğer Hıristiyan devletlerin Müslümanlar ile yaptıkları antlaşmalara da örnek olmuştur.
III - Yapısı:
Antlaşmalar, karşı tarafa çoğunlukla tek taraflı verilen imtiyazlar olup, İslam prensiplerine göre düzenlenmekteydiler.
Diplomatik açıdan genellikle şu şekilde düzenlenirlerdi: Invocatio, Tuğra, Introduction, Dispositio, Yemin ve Bey’in diğer bir tuğrası.
IV - Dil:
Antlaşmaların orijinalleri, ortaçağda Doğu Akdeniz’de diplomatik dil olarak kullanılan Yunanca ile yazılmışlardır.
2. Yayin (187-242)
I — 13 Nisan 1331 Tarihli Menteşe Beyi Orhan ile Kandiya Dükası Marino Morosini Arasındaki Antlaşma,
II — 9 Mart 1337 Tarihli Aydın Beyi Hızır ile Kandiya Dükası Giovanni Sanudo Arasındaki Antlaşma,
III — Nisan başı 1337 Tarihli Menteşe Beyi İbrahim ile Kandiya Dükası Giovanni Sanudo Arasındaki Antlaşma,
IV — 1346 Y ılında Aydın Beyi Hızır ile Rodos Şövalyeleri Arasındaki Antlaşma,
V —18 Ağustos 1348 Tarihli Aydın Beyi Hızır ile Kutsal İttifak Arasındaki Mütareke,
VI — 7 Nisan 1353 Tarihli Aydın Beyi Hızır ile Kandiya Dükası Marino Morosini Arasındaki Antlaşma,
VII — 13 Ekim 135B Tarihli Menteşe Beyi Musa ile Kandiya Dükası Pietro Badoer Arasındaki Antlaşma,
VIII — 22 Nisan 1375 Tarihli Menteşe Beyi Ahmed ile Kandiya Dükası Giovanni Gradenigo Arasındaki Antlaşma,
IX — 24 Temmuz 1403 Tarihli Menteşe Beyi Elyas ile Kandiya Dükası Marco Falier Arasındaki Antlaşma,
X — 2 Haziran 1407 Tarihli Menteşe Beyi Elyas ile Kandiya Dükası Leonardo Bembo Arasındaki Antlaşma,
XI —17 Ekim 1414 Tarihli Menteşe Beyi Elyas ile Kaptan Pietro Civrano Arasındaki Antlaşma,
XII — Az Kullanılan Terimlerin Lügatçesi.
Kitabın sonunda DİZİN (243-268); ve bir de Özet (269-270) bulunmaktadır.
Eserin içeriğini ana batlarıyla belirttikten sonra sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Menteşe-Oğulları ve Aydın-Oğullannm, Venedik ile olan ticari ilişkilerini aydınlatan dokuz belgenin yedi tanesi ilk defa bu kitapta yayınlanmıştır. Yazar bu belgelerden başka hem Batı, hem de Doğu kaynaklarına başvurarak en yeni bibliyografyayı da kullanmak suretiyle, Beyliklerin Venedik ile ticarî ilişkileri, bu devirde Türklere karşı girişilen Haçlı Seferleri, Menteşe ve Aydın Beyliklerinin siyasal tarihleri, Venedik’in Doğu ticareti ve Ceneviz ile olan ilişkileri hakkında aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Yazar, antlaşmalarda geçen dışalım ve dışsatım ürünlerini belirlemekte ve ölçü birimleri hakkında verdiği bilgilerle de ticaret tarihine ve ölçü bilimine önemli katkılarda bulunmaktadır.
E. Zachariadou’yu ustaca yazılmış bu özgün eserinden dolayı içtenlikle kutlarız. Eser, tüm Ortaçağ ticaret ve Türkiye tarihine ilgi duyanlara hararetle salık verilir.
MELEK DELİLBAŞI