ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Fevziye Tansel

Anahtar Kelimeler: Ahmed Cemal Köprülü, Alman Edebiyatı, Türk Tarihi, İslam Tarihi

Memleketimiz, Alman edebiyatını çok iyi bilen, bu dilde yazılmış Türk ve İslâm medeniyetiyle ilişkisi bulunan ilim ve san’at eserlerinin en değerli, en çok ün kazanmış olanlarını seçen, ömrü boyunca bunları Türkçe’mize çevirerek kültür hâzinemize epeyi eser kazandİran A. Cemal Köprülü de, 1979 yılı başından bu yana, artık bizlerden uzak, bir başka dünyâya göçmüş bulunuyor.

Cemal Köprülü’yü önce, İstanbul Kız Lisesi’nde öğrenici bulunduğum yıllarda görmüştüm. Görmüştüm diyorum; benim okuduğum sınıflarda yabancı dil İngilizce olduğundan hocam olmadı. O, Almanca dersi okutmakta idi. Tanışmamız Hoca’m Fuad Köprülü aracılığıyle 1936 yılına rastlar: Fuad Köprülü’nün Ülkü dergisinin müdürü bulunduğu sırada (Eylül, 1936—Ağustos, 1941), Cemal Köprülü’nün—yazdıklarını içine alan aşağıdaki bibliyografya listesinden anlaşılacağı üzre—bu mecmuada epeyi terceme, birkaç da te’lif yazısı neşredilmiştir. Bu yüzden, derginin Ulus’ta Koçak Han’daki idârehânesine akşamları sık-sık gelirdi. Her ayın birinde altı forma olarak yayımlanan Ülkü’nün yazı işlerini idâre etmekte olduğum için, dergide eserleri basılan her yazar gibi, matbaa provalarının tashihi, v.b. dolayısıyle Cemal Köprülü ile de görüşürdük. Onunla yakın dostluğumuz, Fuad Köprülü’nün Ford vakfı’nın ve Harvard Üniversitesi birleşik programı gereğince bu üniversitede Türk tarih ve edebiyatı üzerinde araştırmalarda bulunmak için da’vet edildiği Amerika’dan Ankara’ya dönüşünden (2 Temmuz, 1959) sonra başlar. Fuad Köprülü o yıllarda Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, İslâm Medeniyeti Tarihi, Türk Edebiyatı'nda İlk Mutasavvıflar, v.b. eserlerinin basımıyla uğraşıyordu; İslâm Medeniyeti Tarihi'ne yaptığı yeni ilâvelerin âit bulundukları yerlere konulmasında, İlk Mutasavvıflar'ın dil bakımından sâdeleştirilmesinde, matbaa provalarının tashihinde kendisine yardımcı olmağa çalışıyordum. Bu işleri haftada iki-üç gün Türk Tarih Kurumu’nda, veya Atatürk Bulvarı’ndaki kendi evinde sürdürüyorduk. Cemal Köprülü, Meşrûtiyet Caddesi’nde kiracı olarak yerleştiği apartıman dâiresinden, on-onbeş dakika yürüyerek, Fuad Köprülü’nün evine sık-sık geliverirdi. Onun gelişi bir bakıma dinlendirici oluyordu; çalışmağı bırakıyorduk; bu arada, Fuad Köprülü ile siyâsî, ilmî, memleketimizin türlü mes’elelerine ilişik konuşmalarına pek çok def’a tanık oldum; kendisini daha yakından tanıma imkânını buldum. Hoca’mın ölümünden doğan müşterek acımız, bu dostluğu daha da pekiştirdi.

Cemal Köprülü, yanılmıyorsam, 1970’de, evini İstanbul’a nakletti. Erenköy’ünde kiracı olarak birkaç ev değiştirdikten sonra, iki yıl kadar önce, biricik kızları Ayşe Çakmaklı’nın aynı semtteki evine eşi Nazlı Hanım’la yerleştiler. Dostluğumuzu mektuplaşma yoluyle sürdürmeğe çalıştık. Ankara’ya hemen her gelişinde, kendisini ötedenberi tedâvi eden, kalb uzmanı doktorunun muayenehanesine gitmeği ihmâl etmeyen Cemal Köprülü, dostlarını da görmeden İstanbul’a dönmezdi; aradıklarının başta gelenlerinden biri, içten bağlı olduğu, çalışkanlığından takdirle bahsettiği, dostluğuna güvendiği Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü sayın Uluğ İğdemir’di. Bu arada bizi de unutmuyordu; kitaplığımda bulunmanın kendisini dinlendirdiğini söylerdi. Servet-i Funûncular’dan ba’zılarını, Fecr-i Atîciler'in, Millî Edebiyat devri mensuplarının hemen hepsini şahsen ve eserleriyle yakından tanıyordu. Süleyman Nazif, Celâl Sâhir, Mehmed Rauf, Ömer Seyfeddin, Yayha Kemal, Sâdık Vicdâni, daha birçok şahsiyetler hakkında dile getirdiği hâtıralarını zevkle dinler, yeni birşeyler de öğrenirdim. Ziya Gökalp’in sohbetlerini de epeyi dinlediğini, Yeni Mecmua yazarlarının Büyükada’da toplandıkları zaman yürüyüşe de çıktıklarını, sağ ve solunda üç-beş kişi bulunan Gökalp’in bu yürüyüşler sırasında, bir konferans verir gibi, yol boyunca hep felsefe, sosyoloji, ahlâk, v.b. ilim dallarında, kendi çalıştığı mes’eleler üzerinde durmadan konuştuğunu, dinlemekten yorulanların öndeki, arkadaki gurupa katıldıklarını, onların yerini başka arkadaşlarının aldığını, ani aşılamayacağına inandığı bir muhitte ağzını bıçak açmayan Göklap’in böyle bir çevre bulunca, etrâfındaki dinleyenler değişse de, konuşmasına hiç usanmadan devâm ettiğini anlatmıştı. Cemal Köprülü’den, böyle hâtıralarını canlandırdığı günlerden birinde, Köprülü Mehmed Paşa soyundan gelen âlim, ressam, şâirler üzerinde çalıştığım için, kendisinin hayat çizgisini lütfen kısaca yazıp bana vermesini recâ etmiştim; aşağıdaki biyografisini bu isteğim dolayısıyle yazıp, 20 Kasım, 1971’de bana vermişti:

“1893/1309’da (19 Mayıs) İstanbul’da doğdum. Babam[1], Bâb-ı ‘Âli Terceme Kalemi Mümeyyizi idi; anam Ferdâne.. İlk tahsilime Ayasofya Rüşdiyyesi’nde başladım; orta tahsilime Mercan İ‘dâdîsi’nde devam ettim; Yüksek tahsilimi de İstanbul Dârü’l-Funûnu Edebiyat Fakültesi’nde tamamladım. Birinci Dünyâ Harbi’nde (1914) İhtiyat Zâbit Vekili olarak harbe iştirak ettim; Çanakkale’de yaralanarak Tophâne’de çalıştırıldım. Terhisimi müteâkıb Hâriciyye Nezâreti Terceme Kalemi’ne bi’l-imtihan girdim. Oradan, İstanbul Dârü’l-Funûnu İlâhiyât Fakültesi’ne Almanca öğretmeni oldum; dersimin lağvi üzerine Galatasaray Türkçe ve Almanca hocalığına, İstanbul Kız ve Erkek Liseleri’ne ta’yin ve nakledildim. Daha sonra Ankara’ya Gâzî Terbiye Enstitüsü’ne evvelâ Almanca Muallimi, sonra da Garb Edebiyatı hocalığına geçtim ve oradan da ilâve me’muriyet olarak Ankara Fen Fakültesi Almanca hocalığını da yaptım. 1949’da Emekli’ye ayrıldım. Nihâyet Dokuzuncu ve Onuncu Devre Edirne Millet Vekilliği’ne seçildim[2].

“Almanca, Fİransızca, İngilizce ve Fars dillerini az-çok bilirim; bu dört dilde de ilmî eserleri okuyup anlayabilirim. Almanca-Türkçe bir Lugat kitabım var. Orta ve Lise okulları için altı ders kitabı'nın müellifleri arasındayım. Türkiyât Mecmuası için bir hayli terceme eserler neşrettim. Bu arada İran Mogolları Tarihi'ni, Babinger’in Simavnalı Bedreddîn'ini, Goethe’nin Wilhelm Meister'ini, Ranke’nin beş cilt (on kitap) Alman Tarihi Reform Devri'ni, Metz’in İslâm Rönesansı’nı, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri'ni (Yazarı: Gotthard Jaeschke), daha bir hayli eser terceme ettim.,,

Cemal Köprülü’nün isteğimizi yerine getirerek yazıp bize verdiği bu hayat çizgisi, kendisini ma’nen yaşatacak eserleri bakımından epeyi eksiktir. Cumhuriyet'teki Günün Mevzuları—Bu Buhran Devresinde Tutmamız İcâbeden Yol (Aralık, 1955) adlı yazısından anlaşılacağı üzre ve başka gazetelerde de Üniversite Muhtâriyeti; Dinin Siyâsete Âlet Edilmesi Tehlikelidir başlıklı, memleketimizin günlük türlü mes’elelerine ilişik yazılarını bir yana bırakarak bu eksikleri tamamlamağa çalışacağız. Aşağıdaki bibliyografyalardan I’incisinde dergilerde yayımlanan hemen-hemen hepsi ilmi yazılarının; II’ncisinde ise kitaplarının listesini vermiş bulunuyoruz.

I.

Nefis San’atlar — Türk San'atı, Heinrich Glück, Almanca’dan müreteimi Ahmed Cemal, Yeni Mecmua, c. m., nu. 59,60; 29 Ağustos, 5 Eylül, 1918, s. 129-32; 149-52. Sonunda mâ-ba’di var deniliyorsa da, mecmuanın 12 Eylül tarihli 61’inci sayısında, Fuad Köprülü’nün, geçen sayıdaki mâkalelere zeyl kaydiyle, Nefis San’atlar— Türk San'atı başlıklı yazısı vardır (S. 169-172).

Şark Edebiyatı—XIX'uncu Asırda İran Edebiyatı, Alexander von Kégl’dan terceme, Köprülüzâde Ahmed Cemal, Dergâh mec., nu. 6, 5 Temmuz, 1337 (1921), s. 83-86.

Eski Türkistân Halk Edebiyatı, Professor Karl Brockelmann, Mütercimi Köprülüzâde Ahmed Cemâl, Dârü'l-Funûn Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Sene 3, nu. 2-3, Ağustos—Teşrinievvel, 1339 (1923), s. 109-48.

Es-Selâmi’nin Risâletü'l-Melâmetiyyesi, Richard Hartmann, Mütercimi: Köprülüzâde Ahmed Cemal, Dârü'l-Funûn Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Sene 3, nu. 6, Nisan—Mayıs, 1340 (1924), s. 277-322.

Orta-Asya'da Moğol Fütuhatına kadar Hıristiyanlık, “VV. Barthold, Rudolphe Stübe tarafından 1901’de neşredilen Almanca tercemesinden Türkçe’ye nakledilmiştir, Mütercimi: Köprülüzâde Ahmed Cemal,,; Türkiyat Mecmuası, c. 1., Ağustos, 1925. s- 47-100.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Teşekkülü Mes'elesi, Frédéric Giese, "Alman Şark Mecmuası’nın Sâmiyât ve teferruatına müteallik olan kısmının ikinci cildinin ikinci numarasında neşr ve Köprülüzâde Ahmed Cemal Bey tarafından terceme edilmiştir,,; Türkiyât Mecmuası, aynı cilt, s. 151-71.

Şarki Türkistan'ın Mâzisine dâir, Wilhelm Thomsen, “Ungarische Jahrbüche, Band V., Heft i., 1925’de neşredilen bu makale Köprülüzâde Ahmed Cemal Bey tarafından terceme edilmiştir,,; Türkiyat Mecmuası, c. 11., 1926, s. 33-59.

Orta-Asya'da İslâmiyet'in İntişâr Etmediği gamana âid Bir Âbide, Wilhelm Barthold, “Asia Major mecmuasının ikinci cildinin birinci cüz’ünde (1925) intişâr etmiştir; Köprülüzâde Ahmed Cemal Bey tarafından terceme olunmuştur,, ; aynı mec., aynı cilt. s. 69-74.

San’at Bahisleri—Osmanlılar'da Mi’mâri, Heinrich Glück, Mütercimi: Köprülüzâde Ahmed Cemal, Hayat mec., c. 1., nu. 11, 10 Şubat, 1927, s. 209-21.

Küçük-Asya'da Selçuk San’atı, Heinrich Glück, Mütercimi: Köprülüzâde Ahmed Cemal, aynı mec., c. 1., nu. 23, 5 Mayıs, 1927, s. 449-53.

San’at Tarihi—İslâm Hamamının Menşe' ve Tekâmülü, Heinrich Glück, Mütercimi: Köprülüzâde Ahmed Cemal, Türk Yurdu mec., c. v., nu. 27, Mart 1927, s. 269-79.

Notlar ve İktibaslar—Sümerler'de Gamalı Haç Sembollerinin İnkişâfı, Ülkü mec., c. VII.,nu 42, Ağustos, 1936, s. 457-59. “Berlin Üniversitesi profesörlerinden Dr. Eckhard Unger tarafından Forschung u. Fortschritt mecmuasında çıkan bu yazıyı, Sümer ve Şark medeniyeti etrafında bir araştırma mâhiyetinde gördüğümüz için tercemesini neşrediyoruz.,, notu verilmiştir.—Büyük Şehir ve Köy Mes'elesi, a.y., s. 45960. Bu yazının başında, büyük şehirlerin köylerin zararına gelişmesi, bunun köylerde insan kaynaklarını kemirmesi Avrupalılar’ın son zamanlarda üzerinde sık-sık durdukları mes’elelerden olduğu, bu yüzden, o günlerde Avrupa’da, daha çok Alman basınında yer alan fikirlerin kısaltılarak yazıldığı kaydedilmiştir.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Ticâret, Ülkü mec., c. vııı., nu. 43, Eylül, 1936, s. 11-23. “Prof. A. Metz’in Die Renaissance des Islams adiyle, 1922’de çıkan meşhur ve ehemmiyyetli kitabından terceme edilmiştir,, notu verilmiştir. Tefrika süreliyle yayımlanan bu eserin, ilmin muhtelif dallarında çalışan araştırıcılar için faydalı olacağı düşüncesiyle mecmuanın muhtelif sayılarındaki tercemelerini ayrı ayrı göstermiş bulunuyoruz:

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Sanâyi, Ülkü mec., c. vııı., nu. 44, İlkteşrin, 1936, s. 99-107.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Nehir Yolları, a.y., nu. 46, Birincikânûn, 1936, s. 253-58.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Mâliye, a.y., c. vııı., nu. 47, İkincikânün, ‘937, s. 3Ö3-91-

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Mâliye, a.y., nu. 48, Şubat, 1937, s. 453-63.

Notlar ve İktibaslar—Garb’in İlk Tarihçileri, ülkü mec., nu. 48, Şubat, 1937, s. 472-75.

Türkler ve Şimâli Asya San'atınm Buz Devrindeki Menşe'i, Joseph Strzygowski, çvr. Cemal Köprülü—Nusret, Ülkü mec., c. ıx., nu. 49, Mart, 1937, s. II-25.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Mâliye, Ülkü mec., c. ıx., Mart, 1937, s. 49-55.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında idare Teşkilâtı, Ülkü, c. ıx., nu. 50, Nisan, 1937, s. 121-31.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hukuk Meslekleri, Ülkü, c. ıx., nu. 52, Haziran, 1937, s. 274-84.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hukuk Meslekleri, a.y., nu. 54, Ağustos. 1937, s. 415-425.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Kara Yolları, a.y., c. x., nu. 55, Eylül, 1937, s. 25-35.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Şehircilik, a.y., nu. 56, Birinciteşrin, s. 129-35.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Eyâlet ve Şerâfet, a.y., nu. 57, İkinciteşrin, 1937, s. 217-24.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hırİstiyanlar ve Yahûdîler, a.y., nu 58, Birincikânûn, 1937, s. 349-55.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hıristiyanlar ve Yahûdîler, a.y., nu. 59, Ikincikânûn, 1938, s. 434-40.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hıristiyanlar ve Yahûdîler, a.y., nu. 60, Şubat, 1938, s. 493-503.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Deniz Nakliyyâtı, Ülkü, e. xı., nu. 61, Mart, 1938, s. 10-20.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Bayramlar, a.y., nu. 62, Nisan, 1938, s. 102-11.

Bibliyografya—Herbert Mclzig, Atatürk, Türkiye'nin Düşmesi ve Kalkınması, Societ a-Varlag, Frankfurt, 350 sayfa, 16 resim, a.y., nu 62, Nisan, 1938, s. 184-87.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Köleler, a.y., nu. 63, Mayıs, 1938, s. 216-24.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Saray, a.y., nu. 64, Hazİran 1938, s. 311-22.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Vezirlere dâir, a.y., nu. 65, Temmuz, s. 395-400.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Vezirler, a.y., nu. 66, Ağustos, 1938, s. 309-15.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Vezirlere dâir, Ülkü, c. xıı., nu. 67, Eylül, 1938, s. 3-10.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Devlet, a.y., nu. 68, Ilkteşrin, 1938, s. 109-14.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Âdetler, a.y., nu. 71, Ikincikânûn, 1939, s. 435-42.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Âdetler, a.y., nu. 72, Şubat, 1939, s. 489-98.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Âdetler, Ülkü, c. xm., nu. 73, Mart, 1939, s. 71-8.

Romantik ve Klasik hakkında Bir Hulâsa, Kalem mec., nu. 10, 1 Mart, 1939, s. 155-59.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Yaşanan Hayâta dâir, a.y., nu. 74, Nisan, 1939, s. 114-21.

San’at—XVI-XIX'uncu Asırlarda Saraylardaki San’at ve San'atkârlar, Osmanlılar'ın Avrupa San'atı için Olan Ehemmiyyeti. Heinrich Glück, Almanca’dan çvr., a.yr., nu. 75, Mayıs, 1939, s. 199-207.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Yaşanan Hayâta dâir, a.y., nu. 75, Mayıs, 1939, s. 257-64.

San’at—XVI-XVIII'inci Asırlarda Saraylardaki San'at ve San'atkârlar, Osmanlılar'ın Avrupa San'atı için Ehemmiyyeti, a.y., nu. 76, Hazİran, 1939, s. 301-11.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Yaşanan Hayâta dâir, a.y., nu. 77, Temmuz, 1939, s. 433-44.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hükümdârlar, a.y., nu. 78, Temmuz, '939, s. 487-96.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Hükümdârlar ve Âlimler, Ülkü, c. xıv., nu. 79, Eylül, 1939, s. 28-32.

Ortazaman Türk-İslâm Dünyâsında Âlimler, a.y., nu. 80, Birinciteşrin, 1939, s. 115-22.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Âlimler, a.y., nu. 81, İkinciteşrin, 1939, s. 242-50.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Filoloji ve Edebiyat, a.y., nu. 82, Birincikânûn, 1939, s. 353-59.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Edebiyat, a.y., nu. 83, İkincikânün, 1940, s. 407-13.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Edebiyat, a.y., nu. 84, Şubat, 1940, s. 549-52.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Şiir San’atı, Ülkü, c. xv., nu. 85, Mart, 1940, s. 59-64.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Şiir San’atı, a.y., nu. 86, Nisan, 1940, s. 129-36.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Şiir San’atı, a.y., nu. 87, Mayıs, 1940, s. 217-222.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında İstihsâl, a.y., nu. 88, Hazİran, 1940, s. 340-46.

Ortazaman Türk—İslâm Edebiyatında İstihsâl, a.y., nu. 89, Temmuz, 1940, s. 427-35.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında İstihsâl, a.y., nu. 90, Ağustos, 1940, s. 529-37.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Coğrafya, Ülkü, c. xvı., nu. 91, Eylül, 1940, s. 17-20.

Ortazaman Türk İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 92, Birinciteşrin, 1940, s. 113-21.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y.,nu. 93, İkinciteşrin, 1940, s. 211-18.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 94, Birincikânûn, 1940, s. 354-61.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 95, İkincikânûn, 1941, s. 413-22.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 96, Şubat, 1941, s. 499-513.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, Ülkü, c. xvıı., nu. 97, Mart, 194t, s. 25-31.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 98, Nisan, 1941, s. 105-10.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Din, a.y., nu. 99, Mayıs, 1941, s. 241-46.

Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Halîfeler, a.y., nu. 100, Haziran, 1941, s. 305-308.

Türk Milletlerinde Meşrûiyyet Hakkı, a.y., nu. 101, Temmuz, 1941, s. 399-405, “Bu yazı Josef Detir'in Heidnisches u. Christiches adlı kitabının ıv’üncü bahsinin tercemesidir,, notu verilmiştir. (Bu yazının başlığı, dergide, tertip yanlışı olarak Ortazaman Türk—İslâm Dünyâsında Türk Milletleri’nde Meşrûtiyet Hakkıdır. Ağustos sayısındaki devamında düzeltilmiştir: S. 495).

Eski Macar Kırallığı’nda Müşrik ve Hıristiyan Unsurlar, Josef Deér’den çvr., a.y., nu. 102, Ağustos, 1941, s. 495-504.

Eski Macar Kırallığı’nda Müşrik ve Hıristiyan Unsurlar, a.y., 102’nci sayıya ek, s. 9-20.

XVI-XVIII’inci Yüzyıllarda Saray San'atı ve San’atalarıyla Osmanlılar'ın Avrupa San’atları Bakımından Önemi, Heinrich Glück; çvr., Belleten, c. xxxii., nu. 127, Temmuz, 1968, s. 355-80.

Abü Ishâk Kâzrûni ve Anadolu'da İshâkî Dervişleri, Prof. Dr. Fuad Köprülü, Almanca’ya Çeviren: Paul VVıttek. “Türkçe aslı bulunmadığından Almanca’dan Türkçe’ye çevrilmiştir.,, Belleten, c. xxxni., nu. 130, Nisan, 1969, s. 225-32.

M. Fuad Köprülü'nün Abu Ishâk Kâzrûni ve Anadolu'da İshâkî Dervişleri başlıklı yazısına Ek—I, Paul Wittek. Almanca’dan çvr., Cemal Köprülü. Belleten, c. xxxııı., nu. 130, Nisan, 1969, s. 233-34.

M. Fuad Köprülü, Abü Ishâk Kâzrûni ve Anadolu’da İshâkî Dervişleri başlıklı yazısına Ek—II., W. Gaskel. Almanca’dan çvr., Cemal Köprülü, Belleten, c. xxxni., nu. 130, s. 235-36.

Fuad Köprülü’nün İlmî Şahsiyeti, Türk Kültüründeki Rolü ve ba'zı Hâtıratlar[3], Türk Kültürü mec., Yıl vu, nu. 81, Temmuz, 1969, s. 47-64.

Cumhuriyetimizin 50. Yılı Vesilesiyle Josef Strzygoıvski ve Türk San'atı, Türk Kültürü mec., Yıl xıı., nu. 139-41, Mayıs-Temmuz, 1974, s. 52-60.

Türk Medeniyet Tarihinin Kurucularından Fuad Köprülü (4 Aralık, 1890-28 Hazİran, 1966), Türk Kültürü mec., Yıl xv., nu. 177, Temmuz, 1977, s. 36-42.

II.

Venedik Menba'larına nazaren Türk İmparatorluğu'nun Zuhûru Zamânında Şark Mes’elesi, Max Silberschimidt’den çvr., Köprülüzâde Ahmed Cemal, İst., 1930, Türkiyât Enstitüsü Neşriyatı, nu. ıx + 203 s.

Goethe, Johann, VVolfgan, Wilhelm Afeister'in Aktörlüğü, Rejisörlüğü ve Sahne Şairliği (Wilhelm Meisters Theatralische Sendung). “Dr. Şükrü Atala ve Gâzî Terbiye Enstirüsü Garb Edebiyatı öğretmeni Cemal Köprülü tarafından tercüme edilmiştir,,, İst., 1942, Maarif Matbaası, xxxni + 430 s.

Goethe, J. W., Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (Wilhelm Meisters Lehrjahre), I “Dr. Şükrü Atala ve Gâzî Eğitim Enstitüsü Garb Edebiyatı öğretmeni Cemal Köprülü tarafından dilimize çevrilmiştir,,, 1st., 1943, Millî Eğitim Basımevi, 310 s.

Goethe, J.W., Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları (Wilhelm Meisters Lehrjahre), II “Dr. Şükrü Atala ve Gâzî Eğitim Enstitüsü Garb Edebiyatı öğretmeni Cemal Köprülü tarafından dilimize çevrilmiştir,,, 1st., 1945, Millî Eğitim Basımevi, 330 s.

Goethe, J.W., Wilhelm Meister’in Seyahat Yılları (Wilhelm Meisters Wonderjahre), “Dr. Şükrü Atala ve Cemal Köprülü tarafından dilimize çevrilmiştir,,, 1st., 1946, Millî Eğitim Basımevi, 421 s.

Goethe, J. W., Wilhelm Meister’in Seyahat Yılları (Wilhelm Meisters Wanderjahre), II “Bu eseri Cemal Köprülü ile Dr. Şükrü Atala dilimize çevirmişlerdir,,, Ankara, 1949, Millî Eğitim Basımevi, 237 s.

Ranke, Leopold, Reform Devrinde Alman Tarihi (Deutsche Geschichte im feiltalter der Reformation), 1., “Bu eseri Cemal Köprülü dilimize çevirmiştir,,, 1st., 1953, Millî Eğitim Basımevi, Lxııı + 391; 18 sayfa resim.

Ranke, Leopold, Reform Devrinde Alman Tarihi (Deutsche Geschick im feıltalter der Reformation), II., “Bu eseri Cemal Köprülü dilimize Çevirmiştir,,, İst., 1970, Millî Eğitim Basımevi, ıv + 446 s.

Spuler, Berthold, İran Mogollorı (Siyâset, İdare ve Kültür, İlhanlılar Devri, 1220- 1350). “1939’da Leipzig’de basılmış olan nüshadan dilimize çeviren,,: Cemal Köprülü, Ankara, 1957, Türk Tarih Kurumu Basımevi, vıı + 579 sayfa; metin dışı I harita ve İlhanlılar Soy Kütüğü.

Gothard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, Türkçe’ye Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara, 1971, Türk Tarih Kurumu Basımevi, xıv 4- 316 s.

Eski Türk San'atı ve Avrupa'ya Etkisi, “Yazanlar: J. Strzygowski—H. Glück ve Fuad Köprülü[4],, , Türkçe’ye Çeviren: Cemal Köprülü, İş Bankası Kültür Yayınları: 152, Ankara, b.t.y. (1974), Türk Tarih Kurumu Basımevi, xv + 205 + xı s.

Türkçe—Almanca ve Almanca—Türkçe Langenscheidt Cep Sözlüğü, Birinci Kısım: Türkçe—Almanca, Yazan: Prof. Dr. Karl Steuerwald, Langenscheidt, Berlin- Münih-Zurih (Langenscheidts Taschenwörterbuch, Teil i. Türkisch-Deutsch, von Prof. Dr. Karl Steuerwald, Langenscheidt. Berlin-München-Zürich, 1 Auflage) 1966, 551 s.

Türkçe—Almanca ve Almanca—Türkçe Langenscheitd Cep Sözlüğü. İkinci Kısım, Almanca—Türkçe, Yazan: Cemal Köprülü, Langenscheidt, Berlin-Münih-Zurih (Langenscheidts Taschenwörterbuch, Teil ir., Deutsch-Türkisch, Cemal Köprülü, Langenscheidt, Berlin-München-Zürich, i Auflage), 1966, 618 s.

Cemal Köprülü, Almanca ders kitaplarını hazırlayan hey’ete de dâhil bulunuyordu. Bu kitaplar, Almanca Ders Kitabı adiyle altı eserden meydana gelmiştir. Bu kitapların pek çok basımları üzerinde durmakta fayda görmüyoruz: bir-iki örnek göstermemiz de bu hususta fikir verebilir:

Lise Kitapları—Almanca Ders Kitabı—V. Yazanlar: Besim Gürmen, Cemal Köprülü, Dr. Kopf, Prof. Dr. Möller, Dr. Stern ve Prof. Steuerwald. Onikinci Basılış, İst., 1977, Millî Eğitim Basımevi, 72 s. (Millî Eğitim Bakanlığı Ta’lim ve Terbiye Kurulu’nun 20. IX. 1948 tarihli karârıyle ders kitabı olarak kabûl edilmiştir).

Lise Kitapları—Almanca Ders Kitabn—IV. (Aynı hey’et tarafından yazılmıştır). Yirmialtıncı Basılış, 1st., 1978, Millî Eğitim Basımevi, 66 s.

Biribirini tamamlayan bu altı eserden, yalnız liselerde değil, günümüzde, orta dereceli okullar dışında Eğitim Enstitüleri’nde, Konservatuarlar’da da faydalanıldığını bu dersi okutanlardan öğrenmiş bulunuyoruz.

Cemal Köprülü’nün pek azı te’lif, çoğu Almanca’dan dilimize çevirdiği yazılan, yukarıdaki bibliyografya listelerinin ilkinden anlaşılacağı gibi, sırasıyle, Yeni Mecmua, Dergâh, Dârü'l-Funûn Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türkiyat Mecmuası, Hayat, Türk Yurdu, Ülkü, Kalem, Belleten, Türk Kültürü'nde, o devirlerin başlıca şâir ve hikayecilerini, ilim ve fikir adamlarını çevresinde toplayan dergilerde yayımlanmıştır. Şâirliği de vardır; bunların hiçbirini yayımlamış değildir. Sevda Masalı adlı, mensnevî şeklindeki uzunca hikâyesiyle, Kahkaha, Dün ve Bugün, Gönül, İbret, Aşka Fantezi, Bu Kadeh, Kınalı'da : öğleyin Bir Hâtıra başlıklı şiirlerini 1971 Aralık’inda bize vermişti. Bunlar, tabiat güzelliklerinin de yer-yer canlandırıldığı hissi şiirlerdir. Çoğu Hece vezniyledir; Arûz’u da başarıyla kullanabildiği görülür. Yalnız birinin, Yahya Kemal'e Naziresi'nin altında 16 Temmuz, 1955 tarihi vardır. Farsça eserleri okuyup anlayabildiği gibi, bu dilde yazmağı da denemiştir; bize vermiş bulunduğu el yazısıyle san’at denemeleri arasında Hikâye-i İbrâhim Edhem ile, Istanbul-Ankara yolculuklarından birini canlandırdığı, Farsça ve Türkçe birkaç beyti içine alan seyahat hikâyesi de bulunmaktadır.

Cemal Köprülü’nün yukarıda kaydettiklerimiz dışında, basımını tasarladığı eserleri de vardır. Ankara’dan İstanbul’a taşındıktan sonra bize gönderdiği mektuplarından aldığımız aşağıdaki cümleleri, bunlardan başka, onun ma’nevî hayâtını da az-çok aydınlatmağa yarayabilir :

“ Zamanımın daraldığını gördükçe bana yeni bir şevk geldi, toparlanmak istedim. Eski radyo konferansları'mı biraraya getirerek küçük bir kitap hazırlamak istiyorum. Klasikler içinde vaktiyle neşredilen Wilhelm Meister'in yeniden basılması için İsmet Parmaksızoğlu’na yazdım. Tarihçi Ranke’nin eserlerinin mâba’dini yazmak için imkân aramak istedim; kitabı ne zaman çıkaracaklarını sordum. Ayrıca Goethe’ye âit notlarımı yazmakta devam ediyorum. Bir-ara, Goethe’nin Faust'unu manzûm olarak terceme edeyim dedim; çok güç, hele benim için hiç de kolay değil! Şâirlik kudretim hiç yok, ancak kâfiyeleri ihmâl ederek az-çok manzûm hâle getirmek mümkün olabiliyor; tabi’i, bu bir denemeden ibâret.. Ancak, mensur olarak yazmak pek o kadar güç değil. Bu işe de hoş vakit geçirmek kabilinden sırası geldikçe eğiliyorum,, (14 Kasım, 1972).

“ Diyânet îşleri’nden İslâm Rönesansı geldi. Kitabın gelmesiyle berâber kesif faâliyyetim de başladı. Tabi’î yaş icâbı eskisi gibi çalışamıyorum. Eskiden sekiz saat fasılasız çalışırdım; şimdi fasılasız ancak üç saat çalışabiliyorum. Buna da şükür.. Bu mesâim yine iki def’ada, sabah ve akşam altı saati buluyor…..Yürümek bana şart, onu ihmâl etmiyorum; yürürsem, yine ciddî mesâiye dönmek mümkün oluyor,,; “ Düşündüm, benim, radyoda yıllarca önce söylediğim (Halkevleri'nde) konferanslar'ımı toplayayım, dedim. Bakalım, onun herhangibir yerde, bir kitapçı tarafından neşrini mümkün kılabilir miyim! Bunların hepsi pek küçük bir kitap olacağı için, neşrolunmamış ba’zı yazılarımı da koyacağım; fakat şimdi bu mesâimi muvakkaten kestim. İslâm Rönesansı müsveddelerini tashihle uğraşıyorum, ikinci bir kitap olarak, vaktiyle Rahmetli Ağabey’im vâsıtasıyle Türkiyât, Ülkü ve Yeni Mecmua'da çıkmış olan en eski Türk mi’mârisine âit, Viyana Şark San’at Enstitüsü Müdürü Strzygowski’nin ve onun muâvini ve talebesi Heinrich Glück’ün yazılarının tercemelerini çıkarmak istedim,,; “... Ranke’nin Reform Tarihi'nin üçüncü cildi; bu da H……….’de; ta’tilde bakacağını söylemişti, ondan da bir haber yok henüz.. Dördüncü olarak garibdir ki, ümidimi kestiğim İslâm Rönesansı var; şimdilik en müsbet olanı da bu.. Ara-sıra saçma-sapan manzûmeler yazıyorum; çünki Faust'u manzûm olarak işlemeğe yeltendim,, (10 Eylül, 1973).

“ Çok şükür ki yaradılış i’tibârîyle hiç karamsar değilim. Kitaplarımdan umduğum neticeleri alamadım. Diyânet işleri Başkanlığı’ndaki kitabın çıkıp-çıkmadığından bile haberdâr değilim. Kitap basılıyordu. Ben de, matbaaya gitmek üzre olan kısımlarını tashih ediyordum. Tashihler bittikten sonra bana eski hisabtan bakıyye birkaç bin lira gönderildikten sonra artık hiçbir haber alamaz oldum. Millî Eğitim, daha doğrusu Kültür Bakanlığından Ranke’nin Reform Tarihi’nden de müsbet bir haber alamadım. İşittiğim, eğer doğru ise, üzerinde evvelce çok durulmuş olan kitabın, tercemesi dolayısıyle, kitabın esaslı sûrette tedkikten sonra ele alınması münâsip görülmüş. Bunu haber alınca, kitabın tedkikini üzerine alan Y.... Bey’e, bende mevcut üçüncü nüsha üzerinde tashihler yaparak, mevcut bir-iki hatâyı ve anlaşılmayan ba’zı cümleleri düzelttikten sonra kendisine gönderdim,, (21 Mart, 1974).

“ Diyânet İşleri’ndeki kitap için,,, “... bana verdiği bilgiye inanmak câizse, kitapta şi’îlik lehinde kısımlar varmış. Bu duyulmuş, etrafta infi’âl uyandırmış. Kitabı mütehassıs bir zâta havale etmişler. O zât, kitabın ba’zı yerlerine bir reddiyye yazacakmış; hattâ bu yüzden, basılan beş-altı forma imhâ edilmiş; ve’l-hâsıl kitap daha birtakım sebeplerin de inzimâmı ile, beş-altı aya kadar çıkarılacakmış…… Parasını on lira üzerinden tamamladılar; “va’dettiklerini yapmadılar. Ben, maddî hususlardan çoktan vaz geçtim. Kitabın çıkarılmasını recâ ettim,,; “...Kültür Müsteşarlığındaki Ranke'nin kitabı’na gelince, kitap rafa konmuş, öylece duruyor. Baştanbaşa kepâzelik.. Artık söylenecek söz yok! Kitapları şimdilik yine durdurmuşlar, bakmıyorlarmış!,, (9 Kasım, 1974).

“Uluğ İğdemir vâsıtasiyle İş Bankası tarafından çıkarılan Türk Mi’mârîsi’ne âit kitabın baskısı tamamlandı,,; "Reform Tarihi'ne gelince, İsmet Parmaksızoğlu’ndan aldığım mektupta: kitabın okunması için başka bir zâta vermişler, sözde çabuk okuyacak imiş. Diyanet İşleri’ndeki İslâm Rönesansı'na gelince, o da gûya, Şi’îler hakkında yazılan senâtkârâne sözlerden dolayı çıkamıyor. Reddiyyesi için, isim vermedikleri bir zâta havâle etmişler. Sözler biri birini tutmuyor….. Fakat elden ne gelir ki.. Bu memlekette herşeye tehammül gerek,, ; “Bu günlerde hümanizm hakkında ba’zı yazılar hazırladım. Mümkün olursa, bir kitap hâlinde çıkarmak istiyorum; fakat nerede ve nasıl, bunu bilemiyorum. Bu yazı serisini faydalı buluyorum; fakat kim neşreder! Sağcılar’a verseniz, solculukla suçlar; Solcular’a verseniz, sağcılar suçlar. Hulâsa, öyle bir devirde yaşıyoruz ki, kımıldanmak ihtimâli yok.. Bizim de faâliyyetimiz bu yolda köstekleniyor. Bir taraftan da, Ranke'nin kitabı'nın son cildini tercemeyc çalışıyorum,, (10 Ocak, 1975).

“ Almanca iki ciltlik Goethe'ye âit bir kitab'ın (350 sayfa), üçyüz sayfasını, kafamı zarûrî olarak kitap konusuna temerküz edebildiğim için yazabildim,,; “Diyânet İşleri’ndeki İslâm Rönesansı, beş-altı forma basıldıktan sonra durduruldu. Sözde kitabın müellifi Şi’ilik’in senâsında bulunmuş…..“Benim yıllardanberi baş derdim olan meşhur Tarihçi Ranke’nin Reform Tarihî’nin v-vı’ncı kitapları bir cilt hâlinde bir türlü çıkmıyor. Raflarda tozlanıp duruyor. Kaderimiz böyle: Bu dünyâdan ayrılırken gâlibâ neşredilmemiş bir hayli yazım kalacak!,, (15 Kasım, 1975).

“Çalışmalarıma gelince, Goethe’ye âit çok güzel bir kitabın birinci cildini tamamladım; ancak, makine ile yazarken i’tinâh hareket ettiğim için çabuk yürümüyor amma ay sonunda biteceğini sanıyorum. Elde hazır bulunsun, ne yapacağımı bilemiyorum,, (11 Aralık, 1975).

Cemal Köprülü’nün yayımlanmış eserleri dışında, mektuplarından aldığımız yukarıdaki metinlerden anlaşıldığı üzre, neşrini tasarladıkları da vardır: Radyo konuşmaları'nı, neşredilmemiş makalelerini de ekleyerek ve Hümanizim konusundaki araştırmasını birer kitap hâlinde bastırmağı düşünüyordu. Goethe'ye âit kitab'ının birinci cildini bitirmiş, daktilo ile de yazıp basıma hazırlamıştı. Faust'u nazmen dilimize çevirmeğe çalışmakta idi. Mevcudu tükenen Wilhelm Meister'in yeni baskısının yapılması faydalı olacağını umuyordu. Onu, ömrünün son yıllarında üzen şeylerden biri de, Alman Tarihi Reform Devri'nin tedkik için elden-ele devredilmesi, 1946, 1970’de iki cildi basılan eserin v-vı’ncı kitaplarının basım izni bir türlü çıkarılmayışıdır. Bir yazarın, gazete ve dergilerdeki edebiyat üzerine pek de mühim olmayan, “Bizde tiyatro tenkidi Nurullah’la başladı,,, v.b. epeyi bilgi yanlışlarını da içine alan makalelerini, ondan çok daha mühim fikir adamlarımız varken, Çağdaş Türk Yazarları Makale Serisi’nin I numaralısı olarak 1969’da 628 sayfalık bir kitap hâlinde, v.b. eserleri basmak gafletinde bulunan Millî Eğitim Bakanlığından, çok daha yararlı bu eserin basımı beklenemezdi. Böyle de olsa, yaradılışça kötümser olmayan Cemal Köprülü, Bakanlık’ın raflarına yerleştirilen Ranke’nin eserinin v-vı’ncı bölümlerinden geri kalanını da dilimize çevirmeğe, kitabı tamamlamağa çalışıyordu. Onun baş derdi olan bir başka kitabı ise, basımına Diyanet İşleri Bakanlığı’nca karar verilen, altı forması basıldıktan sonra neşri durdurulan, A. Metz’in İslâm Rönesansı'dır.

Geçirdiği kalb krizi yüzünden, 1 Şubat, 1979 Perşenbe sabahı Haydarpaşa Hastahânesi Göğüs Cerrahîsi Acil Bölümü’ne kaldırılan Cemal Köprülü, o gün saat 19.45’de hayâta gözlerini yummuş, 3 Şubat’ta Karacaahmed Mczarlığı’na gömülmüştür.

Ölümünden dört yıl önceki bir mektubunda, “Bu dünyâdan ayrılırken gâlibâ neşredilmemiş bir hayli yazım kalacak!,, diyen Cemal Köprülü’nün bu üzüntüsünün ve ölümünün yarattığı acının tesellisini, bir başka dünyâya göç ederken, Türk kültürüne kazandırdığı, kendisini ma’nen yaşatacak, neşredilmiş epeyi eser de ardında bırakmış olmasında buluyoruz.

Tanrı rahmet eylesin; nûr içinde yatsın!

Ankara—5 Mayıs, 1979

Dipnotlar

  1. Cemal Köprülü’nün babası Mehmed Nafiz Bey, Köprülüzâde İsmâil Afif Bey’in torunu, Fuad Köprülü’nün babası Faiz Bey’in ağabeyidir. Nafiz adiyle, Edouard Driault’dan dilimize çevirdiği Şark Mes'elesi, Bidâyet-i Zuhurundan Zamânımıza kadar adlı bir eseri de vardır (İst., 1328, Muhtar Hâlid Kitaphânesi, 512 s.). Fuad Köprülü’nün, amcası Nâfiz Bey’e bu eserin terceme olunmasını tavsiye et-tiğini, kitabın başında yer alan Nâşir'in İfâdesi adlı, Ahmed Muhtar imzalı önsöz’ün de onun tarafından yazıldığını söyleyen C. Köprülü eserin kitaplığımızda bulunmadığını sandığından bu önsözü yazıp bize getirme zahmetine de katlanmıştı.
  2. 947’de Millî Kütüphane Yardım Derneği kurucuları arasında bulunan C. Köprülü’nün, Demokrat Parti Müşterek Haysiyyet Divânı’nın 18 Mayıs, 1956’daki toplantısında, “Parti tesânüdünü bozucu, fesadkârâne mâhiyyette faâliyyette bulunduğu gerekçesiyle Parti Tüzüğü’niin 24’üncü maddesine göre Parti’den ihracına mevcûdun ittifâkıyle karar,, verilmiştir (19 Mayıs tarihli birçok gazetelerde bu tebliğ yayımlandığı gibi, daha önce ve sonraki tarihlerde çıkanlarda da bu hâdise hakkında epeyi neşriyat vardır). Sonraları, Fuad Köprülü ve arkadaşlarının 18 Aralık, 1961’de resmen kurdukları, Demokrat Parti gibi liberal bir program ta’kıbedecek olan Hür Demokrat Parti’ye de katılmıştır.
  3. Cemal Köprülü, amcası oğlu Fuad Köprülü’den üç yaş küçüktür. Çocukluklarından başlayarak, ilk ve ona öğrenimlerini her ikisi de Ayasofya Merkez Rüşdiyyesi ile Mercan İ’dâdîsi’ndc tamamlamışlar, aynı dergilerde yazmışlar, siyâsî hayatları da at-başı olarak birlikte geçmiştir. C. Köprülü’nün Türk Kültürü’nde bu ve aşağıdaki hâtıraları bir bakıma kendi hayâtını aydınlatmaktadır; asıl ehemmiyeti, Fuad Köprülü'nün çocukluk, gençlik yıllarına, kendisini nasıl yetiştirmeğe çalıştığına, yabancı dillerde yazılmış hangi eserleri okuduğuna dâir; İlmî çalışma tarzı, hocalığı, teşkilâtçılığı, muhtelif karakterleri, v.b. hakkında bilgiyi içine alma bakımındandır; Fuad Köprülü’nün ileride yazılacak ciddî monografileri için belli-başlı kaynaklardan birini teşkil edecektir.
  4. İş Bankası’nın yayımlarını içine alan listede bu kitabın Fuad Köprülü tarafından hazırlandığı kaydedilmiştir; aynı yanlış, hakkındaki çok sathî radyo konuşmalarından birinde, hayat çizgisine âit ba’zı yazılarda da tekrarlanmıştır.

Şekil ve Tablolar