ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

İsmail Hakkı Ülgen

Danıştay Başkanı

Anahtar Kelimeler: Uluğ İğdemir, Türk Tarih Kurumu, İsmail Hakkı Ülgen, Enver Ziya Karal

Sayın Uluğ İğdemir
Türk Tarih Kurumu
Genel Müdürü
Ankara
21.3. 1979

Sevgili Ağabeyim;

Türk Tarih Kurumu Sayın Başkam Ord. Prof. Enver Ziya Karal’ın gönderdiği ve Siz’in 80’inci doğum yıldönümünüzle Kurumdaki görevinizin 48’inci yılı için düzenlenen tören davetiyesi beni o derecede duygulandırdı ki, gözlerimde sevinç ve iftihar yaşlarının birikmesine engel olamadım.

Kafamda ve gönlümde, Atatürk, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, vatan, baba ve aile ocağı kavram ve sevgilerinin tümü, birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak sanki üstün varlığınızda toplanmıştı.

65 yıllık yaşantım, bugünmüş gibi, bütün canlılığıyla gözlerimin önüne serildi. Bu yaşantımın hiçbir anı yok ki, adeta değerli kişiliğinizde sembolleşen bu kavramlardan ayrı ve Siz’inle olan kopmaz bağlılığımızın belirtisi ile dolu olmasın.

Türk bağımsızlık savaşının başladığı sıralarda küçük bir çocuk olan beni elinden tutmuş halanız, rahmetli Dul Anacığımın, çocuk gözümde bir dudağı yerde, bir dudağı gökte korkunç devler gibi görünen müstevli düşmanlarımızın ikide birde kapımıza dayanarak şehit babamın ve babanız Kâzım Dayımın -evimizin bahçesindeki kuyuya sarkıtarak veya hasta imiş gibi beni yatırdığı yatağın şiltesi altında sakladığı- silâhlarının aranmasından korkup Biga’da oturan Siz’lere getirmesiyle başlayan sürekli beraberliğimizin her safhasını yaşadım yeniden.

Vatan âşığı şehit Kâzım Dayımın güçlü varlığı ile beni nasıl etkilediğini hatırlarsınız. Her akşam karşısına alarak boyum kadar silâhını omzuma takıp, hazırol vaziyette, daha önceden bellettiği şekilde:

— Büyüyünce sen ne olacaksın?

— Asker olacağım!

— Neden?

— Düşmanlarımızla çarpışmak için.

— Çarpışıpta ne olacak?

— Düşmanlarımızı yurdumuzdan kovacağım ve babamın intikamını alacağım !

diye yaptığımız söyleşiyi ve arkasından Biga’nın hükümet meydanındaki Şadırvan’a omuzumda silâhla gönderip, orada nöbet beklettiğini, ince bir fidan gibi delikanlı ağabeyim olan Siz’in bu sahneleri nasıl bir heyecan ve memnuniyetle izlediğinizi ve hava daha fazla kararıp korkmayayım diye Şadırvan’dan beni eve nasıl getirdiğinizi, Dayımın cepheye gidişini, Biga isyanını, top - tüfek sesleri arasında evin bodrumundaki yaşantımızı, nöbet değiştirir gibi Anzavur ve Kuva-i Millîye Kuvvetlerinin Biga’ya ve evimize gelişlerini, nihayet Siz’in de Biga’dan ayrılışınız üzerine iki kız kardeşinizle birlikte Çardak’a dönüşümüzü, Antalya’dan sonra Adana’ya gidip yerleştiğinizde Ninemizle birlikte küçük kızkardeşinizi ve beni oraya aldırmanızı, Adana Lisesi ilk kısmını bitirinceye kadar geçirdiğimiz günleri, İstanbul Lisesindeki altı yıllık öğrencilik devremde tek güvence kaynağım olan Siz’inle mektuplaşmalarımızı, tatillerde Ankara’da buluşmalarımızı, Ankara Hukuk Fakültesinde öğrencilik ve delaletinizle girdiğim Maarif Vekâletindeki memuriyet yıllarında tatlı beraberliğimizi ve nihayet beni evlendirip ayrı bir yuvaya sahip ettikten sonra bugüne kadarki aile topluluğumuzu, koruyucu elinizin ve şefkatli yüreğinizin tüm ailemiz üstünde nasıl titrediğini, bütün bu uzun yıllar içerisinde Tarih Kurumu’na olan içten bağlılığınızı ve hiç ara vermeden, tatil - izin sözkonusu olmadan sürekli çalışmalarınızı, bir sinema filmi gibi yeniden izledim.

Türk Tarih Kurumu’nun bugünkü üstün, yetenekli ve verimli durumuna gelmesinde en büyük etken olan gayretli çalışkanlığınız, dürüstlüğünüz, şaşmayan intizamınız ve takip fikriniz; Atatürk’ün ilkelerine, yurdumuza ve Türkiye Cumhuriyetine inançlı ve yürekten bağlılığınız; daima ilerici, bilimsel, olumlu ve yapıcı düşünceleriniz; hiç kaybetmediğiniz gençlik ateş ve heyecanınız; yalnız yakınlarınıza değil, tüm insanlara olan içten sevgi ve şefkatiniz, bana ve çocuklarıma ve muhakkak ki Siz’inle temas eden herkese örnek bir önder oldu sevgili Ağabeyim.

Varolun, sağolun. Dilerim ki bundan sonraki doğum yıllarınızı da ve özellikle 100’üncü ve 150’inci doğum günlerinizi de böylece kutlayalım.

Bu mutlu gününüzde Siz'e ailece en derin sevgi ve saygılarımızı sunar, uzun ve sağlıklı bir ömür ve başarılarınızın devamını içtenlikle dileriz.

Prof. İSMAİL HAKKI ÜLGEN
Danıştay Başkanı