I. GİRİŞ
Anadolu M.Ö. 2. binin başında Assurlu tüccarlarla birlikte yazıyı kullanmaya başlayarak yazılı tarihe geçmiştir. Orta Anadolu’da Assur Ticaret Kolonileri Çağı olarak, diğer bölgelerde ise Orta Tunç Çağı olarak tanımlanan bu dönemde, Anadolu’da şehir devletleri kurulmuştur. Bu dönemde yazıyı kullanmayan Batı Anadolu Bölgesi’nin siyasi yapısı ile ilgili bilgilerimiz henüz olmamakla birlikte, arkeolojik kazı ve araştırmalarda ortaya çıkarılan gerek mimari, gerekse seramik, maden ve diğer buluntular, bölgede çok gelişmiş bir kültürün yaşandığını ortaya koymuştur. Batı Anadolu’da özellikle son yıllarda İzmir’de yoğunlaşan kazılar, Batı Anadolu Orta Tunç Çağı kültürünün tanımlanmasında önemli rol oynamıştır.
II. İZMİR BÖLGESİ ORTA TUNÇ ÇAĞI YERLEŞİMLERİ ve MEZARLIK ALANLARI
İzmir’de yapılan kazı ve araştırmalarda Orta Tunç Çağı’na ait buluntu veren birçok merkez tespit edilmiştir (Harita 1)[1] . Bu merkezlerden Buruncuk/Larisa, Bayraklı, Liman Tepe, Panaztepe, Efes-Selçuk Ayasuluk Tepesi, Kocabaş Tepe, Ulucak, Bademgediği ve Çeşme Bağlararası’nda kazılar gerçekleştirilmiştir.
Buruncuk/Larisa İzmir il merkezinin 28 km kuzeyinde, Bakırçay’ın güneyinde, Menemen İlçesi'ne bağlı Buruncuk yer almaktadır. Yerleşiminde 1902-34 yıllarında J. Boehlau başkanlığında yapılan kazılarda Arkaik ve Klasik Çağ yapı kalıntıları açığa çıkarılırken, Prehistorik dönemlere ait seramik buluntuları da ele geçmiştir. Prehistorik malzeme Erken, Orta ve Geç Tunç Çağı’na tarihlendirilmiştir[2] .
Bayraklı İzmir Körfezi’nin kuzeydoğu köşesinde yer almaktadır. Bayraklı’da l948-1951 yılları arasında gerçekleşen kazılar E. Akurgal ve J.M. Cook tarafından yürütülmüştür. İkinci dönem kazıları ise Akurgal başkanlığında l967-1981 yılları arasında yapılmış olup, son yıllardaki kazı çalışmaları M. Akurgal başkanlığında sürdürülmektedir[3] . Höyüğün üst tabakalarında açığa çıkarılan Klasik Dönem katları Aeiol Dönemi’nden itibaren M.Ö. 4. yüzyıla kadar kesintisiz iskan edilmiştir. Prehistorik yerleşme ise höyüğün ancak çok küçük bir bölümünde açığa çıkarılabilmiştir. Burada Troya I, Troya II ve Troya VI tabakalarıyla çağdaş seramik tespit edilmiştir[4] . Höyüğün kuzeyinde yer alan Helenistik Dönem katlarının altında ise Troya VI’nın erken evresine ait bir mezarlık alanı kısmen araştırılmıştır[5].
Liman Tepe İzmir’in Urla ilçesinin İskele mahallesinde, Karantina Adası karşısında yer almaktadır. Yerleşimde 1979 yılında, G. Bakır ve Ç. Anlağan tarafından başlatılan çalışmalarda, Prehistorik Dönem kazıları A. Erkanal-H.Erkanal tarafından yürütülmüştür[6] . 1981 yılında ara verilen çalışmalara 1992 yılında H. Erkanal başkanlığında yeniden başlanmıştır. Günümüze kadar süren kazılar ışığı altında Liman Tepe’nin Neolitik Çağ’dan Roma Dönemi’ne kadar iskan gördüğü anlaşılmıştır. Yerleşmede I. kültür tabakası Roma, Klasik ve Arkaik Döneme; II. kültür tabakası Geç Tunç Çağı’na; III. kültür tabakası dört safhalı Orta Tunç Çağı’na; IV. kültür tabakası Erken Tunç Çağı III’e, V. kültür tabakası Erken Tunç Çağı II’ye; VI. kültür tabakası beş safhalı Erken Tunç Çağı I’e; VII. kültür tabakası Kalkolitik Çağ’a tarihlenmektedir. Bu kültür tabaklarında ele geçen seramik ve küçük buluntular yerleşimin erken dönemlerden itibaren çevre kültür bölgeleri ile sıkı ilişkiler içinde olduğunu ortaya koymuştur[7] .
Panaztepe Yukarı Gediz bölgesinde, Menemen’in 13 km güneybatısında yer alan ve birbirinden bağımsız tepelerden grubu içinde yer almaktadır. Panaztepe’de 1985 yılında A. Erkanal başkanlığında başlatılan ve günümüze kadar sürdürülen çalışmalarda, M.Ö. 3. binden Bizans Dönemi’ne kadar uzanan kültür tabakaları araştırılmıştır. Yerleşmede dört ana kazı alanında çalışılmıştır. Bunlardan birincisi Akropol olup kazılar sırasında iki kültür katı açığa çıkarılmıştır. Birinci kültür katı Klasik Dönem’e, iki evreli ikinci kültür katı ise M.Ö. 2. bine tarihlenir. İkinci kazı alanı ise Atölyeler Alanı’dır. Akropolün güney eteğinde yer alan bu alan M.Ö. 2. binde kullanılmıştır. Mezarlık ise üçüncü kazı alanını oluşturmaktadır. Birinci ve ikinci mezarlık alanı olarak adlandırılan mezarlığın akropolün güney eteğinde bulunanı birinci, kuzey eteğinde bulunanı ise ikinci mezarlık alanını oluşturmaktadır. Geç Hellas Dönemi III A-B’ye tarihlenen mezarlık alanının bir bölümü İslami Dönem’de de mezarlık olarak kullanılmıştır. Son kazı alanını ise Liman Kent oluşturmaktadır. Panaztepe’nin doğu eteklerinde yer alan bu kazı alanında M.Ö. 3. binden Bizans Dönemi’ne kadar uzanan kültür kalıntıları tespit edilmiştir. Gerek yerleşim alanlarında, gerekse mezarlık alanında ele geçen seramik ve küçük buluntular, Panaztepe’nin İçbatı ve Güney Anadolu, Kıta Yunanistan, Ege Adaları, Girit ve Mısır ile ilişkilerini göstermesi bakımından önem taşımaktadır[8] .
Efes-Selçuk Ayasuluk Tepesi’nde 1975 yılından itibaren kazı ve onarım çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında Bizans Dönemi surunun yakınında, iç kalede Prehistorik buluntu ve kalıntıları açığa çıkarılmıştır. Söz konusu bölgede Erken, Orta ve Geç Tunç Çağı kültür katları tespit edilmiştir[9] .
Kocabaş Tepe Cumaovası’nın güneyinde yer alan Değirmendere Beldesi’nin 4 km. kuzeyinde bulunmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda 1 km’lik bir uzunluğa sahip tepede, yerleşmeye uygun düz alanlar tepenin daha çok güney yarısında bulunmaktadır. Yerleşimde 1997 ve 1999 yıllarında İzmir Arkeoloji Müzesi başkanlığında, H. Erkanal’ın bilimsel danışmanlığında yapılan kazılarda, Orta Tunç Çağı’na tarihlenen üç evreli bir yerleşme kısmen açığa çıkarılmıştır[10].
Bademgediği İzmir’in Torbalı ovasının kuzeyinde yer alan klasik Metropolis kentinin 5 km kuzeyinde bulunmaktadır. Bademgediği’nde R. Meriç tarafından 1999 yılında kazılara başlanılmış ve günümüze kadar yapılan kazılarda Orta Tunç Çağı’nın sonuna ve Geç Tunç Çağı’na tarihlenen kültür tabakaları araştırılmıştır. Özellikle Geç Tunç Çağı’na tarihlenen ve kutsal olduğu düşünülen alanda yapılan kazılarda Orta Anadolu ve Batı Ege kökenli buluntular ele geçmiştir[11].
Ulucak İzmir ve Kemalpaşa ovaları arasındaki Belkahve eşiğinin hemen doğusunda yer almaktadır. Merkezde 1995 yılından itibaren yapılan kazı ve araştırmalarda höyükte Geç Roma/Erken Bizans Dönemi, Erken Tunç Çağ II, Kalkolitik Çağ ve Geç Neolitik Çağ’da yerleşme olduğu anlaşılmıştır. Diğer kültür tabakaları göre çok iyi korunan Geç Neolitik Çağ yerleşimi, Batı Anadolu’nun kronolojik dizininin oluşumunda gerek mimari, gerekse seramik ve küçük buluntu bakımından önemli sonuçlar vermiştir. Ulucak’ın 150 m güneydoğusunda yapılan kazı ve araştırmalarda ise Erken Tunç Çağı ve Orta Tunç Çağı’na tarihlenen bir extramural mezarlık açığa çıkarılmıştır[12]. Orta Tunç Çağı’na tarihlenen mezarların çoğunluğu pithos, çok az çömlek mezardan oluşmaktadır. Farklı doğrultularda olan bu mezarların çoğunluğunun ağzı kısmı kalın bir levha taşla kapatılmıştır. Tekli veya çoklu gömü içeren mezarlarda, hem inhumasyon hem de kremasyon gömü tespit edilmiştir. İnhumasyon gömülerin hocer pozisyonda oldukları saptanmıştır. Çok zengin buluntuya sahip olmayan mezarlar içinde, birkaç kap parçası, ağışak ve birkaç madeni eser bulunmuştur[13].
Çeşme Bağlararası Çeşme limanının içinde, Bağlararası mevkiinde yer almaktadır. Yerleşimde 2002-2005 yıllarında Çeşme Arkeoloji Müzesi başkanlığında, H. Erkanal bilimsel danışmanlığında kazılar gerçekleştirilmiştir. 2009 yılından itibaren ise kazılara V. Şahoğlu başkanlık etmektedir. Bağlararası’nda yapılan çalışmalarda Erken Tunç Çağı II-III, Orta ve Geç Tunç Çağı’na ait kalıntılar tespit edilmiştir. Orta Tunç Çağı kültür katının 1. evresi Orta Tunç Çağı III, iki safhalı 2. evresi ise Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenmektedir[14].
Gölkayası Urla Yarımadası’nın batı kesiminde Alacatı kasabasının 8 km güneydoğusunda yer alan sarp kayalık bir tepede yer almaktadır. Kayalık alan üzerinde yapılan yüzey araştırmalarında toplanan seramik örnekleri Erken Tunç Çağı II ve Orta Tunç Çağı’na tarihlendirilmiştir[15].
Çalıtepe İzmir Körfezi’nin güneyinde Güzelbahçe ilçesinin sınırları içinde sahilden yaklaşık 500 m içerde yer almaktadır. Kuzeyinde kıyıyı izleyen İzmir-Çeşme yolu, doğusunda Güzelbahçe Seferihisar yolu, güneyinden de İzmir-Çeşme otoyolu geçmektedir. Tepenin batısında Çamlıçay bulunmaktadır. 800x250-300 m boyutlarında olan yerleşimde, yüzeyden toplanan seramik örneklerine göre sadece Orta Tunç Çağı’nda yerleşme olmuştur[16].
Sivricetepe İzmir Körfezi’nden 1,5 km içerdedir. Tepenin etekleri ile sahil arasında Zeytinalan köyü yer almaktadır. Yerleşim üzerinden toplanan seramik örneklere göre 750x500 m’lik bir alana yayılmaktadır. Yüzey araştırmaları sırasında toplanan seramik örnekleri Sivricetepe’nin sadece Orta Tunç Çağı’nda iskan edildiğini ortaya koymuştur[17].
Çevik Çayı Yerleşimi Torbalı’nın 3 km güneybatısında, Çevik Çayı’nın kenarında, akarsu sekisi üzerinde yer almaktadır. 1,8 hektarlık bir alan yayılan yerleşimde yapılan araştırmalarda, Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’na ait seramik örnekleri toplanmıştır[18].
Altıntepe Cumaovası’nda, Menderes şehir merkezinin kuş uçumu 3 km doğu-güneydoğusunda, aynı adla anılan mahallenin sınırları içerisinde yer almaktadır. Höyük 285x180 m boyutlarındadır. Yerleşimde yapılan araştırmalarda toplanan seramik örnekleri, Altın Tepe’nin Geç Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı I-II ve Orta Tunç Çağı’nda yerleşme gördüğünü ortaya koymuştur[19].
Karatepe Cumaovası’nda, Menderes merkezinin 4 km güneyinde, Gümüldür Ahmetbeyli- Menderes kavşağının batısında yer alan Künerlik köyünün sınırları içinde yer almaktadır. Höyük üzerinden 100x50 m boyutlarındaki bir alandan Erken Tunç Çağı I, Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’na ait seramik örnekleri toplanmıştır[20].
Lember Tepe Menderes şehir merkezinin yaklaşık 8 km güneydoğusunda yer alan höyüğün ortasından, Menderes-Ahmetbeyli-Kuşadası yolu geçmektedir. 250x130 m boyutlarında olan yerleşim, düz ovadan yaklaşık 3 m kadar yüksekliktedir. Höyük üzerinde Geç Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı I-II, Orta Tunç Çağı, Arkaik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait seramik örnekleri bulunmuştur[21].
Demirli Mağara Menderes şehir merkezinin yaklaşık 28 km güneyinde, Cumaovası’nı Kuşadası Körfezi’ne bağlayan boğaz şeklindeki Ahmetbeyli vadisinin taban düzlüğünde bulunan Klaros’un 1,5 km doğu-kuzeydoğusundaki Kocaosman Tepe’nin batıdaki dik yüzü üzerinde yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda mağaranın Erken Kalkolitik Çağ, Erken Tunç Çağı ve Orta Tunç Çağı’nda kullanım gördüğü anlaşılmıştır[22].
Sarımeşe Tepe Menderes’in 9,5 km güneydoğusunda, Pancarköy’ün 1 km batısında, Tekeli-Pancarköy arasındaki karayolunun hemen kuzeyinde bulunmaktadır. Yerleşim alanı Cumaovası ile Torbalı Ovası arasında bir çeşit doğal sınır oluşturan tepeler topluluğunun güney kesmi üzerinde yer almaktadır. 750x500 m boyutlarında olan Sarımeşe Tepe’de yapılan araştırmalarda Erken Tunç Çağı I ve Orta Tunç Çağı’na ait seramik örnekleri toplanmıştır[23].
III. İZMİR BÖLGESİ ORTA TUNÇ ÇAĞI SERAMİĞİNİN HAMUR YAPISI
İzmir’de Orta Tunç Çağı yerleşimlerinde yapılan kazılarda ele geçen seramik örneklerinin hamurları genel olarak değerlendirildiğinde, İzmir’in kuzeyinin, güneyinin ve iç kısımlarının bölgesel farklılık sergilediği görülmüştür.
İzmir Körfezi’nin içinde Bayraklı’dan itibaren kuzey kısmı “Kuzey İzmir Bölgesi”ni oluşturmaktadır. Bu kısımda yer alan Bayraklı, Panaztepe ve Larisa yerleşimleri dönem seramiği hakkında bilgi vermektedir. Bu merkezlerde ele geçen Orta Tunç Çağı seramiğinin hamurunda ve yüzeyinde görülen bol miktardaki mika, bölgenin karakteristik özelliği olarak ortaya çıkmaktadır. Hamurda mikanın dışında kalker, kum ve taş katkı maddesi olarak görülmektedir[24].
Bayraklı’dan itibaren körfezin güney kısmı ise “Güney İzmir Bölgesi”ni oluşturur. Bu bölgede ise Liman Tepe ve Çeşme Bağlararası yerleşimleri Orta Tunç Çağı dönem seramiği kalkerli yapısıyla karakterize edilmektedir. Kalkerin dışında taş ve kumda katkı maddesi olarak seramiğin hamurunda bulunmaktadır. Mika ise İzmir Kuzey Bölgesi seramiğine oranla çok çok az miktardadır[25].
İzmir’in iç kısımlarında Menderes ve Torbalı ilçeleri ise “İzmir’in İç Bölgesi”ni oluşturmaktadır. Bu bölgede yer alan Kocabaş Tepe ve Bademgediği yerleşimleri birbirinden farklı özellikler ortaya koymaktadır. Kocabaş Tepe Orta Tunç Çağı seramiğinin en belirgin özelliği kalker, kuvars ve taşçıklı yapısıdır[26]. Bademgediği Orta Tunç Çağı seramik örnekleri ise mikalı hamur yapısıyla dikkat çekmektedir[27]. Ayrıca aşağıda da anlatıldığı üzere Bademgediği’nin Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen tabakasında bulunan seramik örnekleri yüzey özellikleri ve seramik mal gruplarının yoğunlukları bakımından, körfezin kuzeyindeki yerleşimlerle benzerlik göstermektedir. Bu bağlamda Bademgediği yerleşimini Kuzey İzmir Bölgesi yerleşimleri ile birlikte değerlendirmek gerekmektedir.
IV. DÖNEMLERE GÖRE İZMİR BÖLGESİ ORTA TUNÇ ÇAĞI SERAMİĞİ
İzmir’de yer alan Orta Tunç Çağı yerleşimleri genel olarak değerlendirildiğinde, Orta Tunç Çağı’nın üç safha halinde geliştiği görülmektedir. Söz konusu bu safhalar tarafımdan Orta Tunç Çağı I, II ve III olarak adlandırılmaktadır.
IV.1. Orta Tunç Çağı I Seramiği
Orta Tunç Çağı I’de İzmir körfezinin kuzeyinde Panaztepe; içinde Bayraklı; güneyinde Liman Tepe; iç kısımlarında ise Kocabaş Tepe’de yerleşme olmuştur. Bu yerleşimlerden Panaztepe’de atölyeler alanının ise Ib tabakası [28], Bayraklı’nın 7-10 tabakaları [29], Liman Tepe’nin III4 tabakası [30] ve Kocabaş Tepe’nin ise 3. tabakası [31] Orta Tunç Çağı I’e tarihlenmektedir.
Söz konusu yerleşimlerden Liman Tepe’de teraslar üzerine kurulmuş, dikdörtgen biçiminde büyük evlerden ve oval biçimindeki atölye evlerden oluşan bir yerleşim yer almaktadır[32]. Panaztepe’de ise liman kentte dikdörtgen biçiminde bölmelere sahip bir yapı [33], atölyeler alanında da ocak ve taş döşemeli alanlar açığa çıkarılmıştır[34]. Körfezin iç kısmında yer alan Kocabaş Tepe’de ise şehir görünümünden uzak, atölye ve ev olarak kullanılan tek odalı yapılardan oluşan bir yerleşim söz konusudur[35]. Bayraklı’nın ise bu dönem mimarisi hakkında bilgi yayınlanmamıştır.
Bu merkezlerde açığa çıkartılan mimari kalıntıların içinde, yerli seramik ile birlikte az miktarda da ithal seramik ele geçmiştir. Bununla birlikte Kocabaş Tepe’de yapılan kazılarda açığa çıkartılan seramik fırını bölgede Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen tek örneği oluşturması bakımından önem taşımaktadır[36].
IV.1.1. Yerli Seramik: İzmir bölgesi Orta Tunç Çağı I yerli seramiğinin ortak özelliklerini hızlı çarkta şekillendirilmesi, kalın astarlı, perdahlı bir yüzeye sahip olması ve çok iyi fırınlanması oluşturmaktadır.
Seramik Grupları: Bölge seramiğine genel olarak bakıldığında altı farklı seramik grubu oluşturduğu görülmektedir.
Koyu Kırmızı Astarlı Seramik[37]: Batı Anadolu’da koyu kırmızı astarlı seramik Erken Tunç Çağı III’den itibaren görülmektedir. Erken Tunç Çağı IIIB’de/Geçiş döneminde de Batı Anadolu’da yoğun olarak kullanılan bu seramik grubu[38], Orta Tunç Çağı’nda da varlığını devam ettirmiştir.
İzmir bölgesinde ise kalın kırmızı astarlı seramiğin ilk örnekleri Liman Tepe’nin Erken Tunç Çağı IIIB/Geçiş tabakalarında bulunmuştur. Söz konusu tabakada az miktarda olan bulunan bu seramik Orta Tunç Çağı I’de çoğalmıştır[39]. İzmir’in kuzeyinde ise henüz bu grup seramik örneklerine rastlanılmamıştır.
Kırmızı Astarlı Seramik: Bölgede Orta Tunç Çağı I’de görülen kırmızı astarlı seramiğin ilk örnekleri Erken Tunç Çağı IIIB’de görülmektedir[40]. Orta Tunç Çağı’na gelindiğinde ise dönemin başında, Orta Tunç Çağı I’de kırmızı astarlı seramiğin koyu tonlarının yoğun olduğu, diğer tonlarında astarlı örneklerinin ise daha az olduğu görülmektedir. Güney İzmir bölgesinde Liman Tepe’de yoğun olarak ele geçen bu seramiğin[41], kuzey İzmir bölgesinde Panaztepe’de tabakada bulunan diğer seramik grupları ile aşağı yukarı aynı oranda[42] ve İzmir’in iç kısımlarında Kocabaş Tepe’de ise daha az olduğu belirlenmiştir[43].
Devetüyünün Tonlarında Astarlı Seramik: Batı Anadolu’da devetüyünün tonlarında astarlı seramik Erken Tunç Çağı II’de[44] ortaya çıkmış ve takip eden dönemlerde farklı yoğunluklarda kullanılmıştır.
İzmir bölgesinde ise devetüyünün tonlarında astarlı seramiğin en erken örnekleri Liman Tepe’nin Erken Tunç Çağı IIIB tarihlenen tabakalarında ele geçmiştir[45]. Bu dönemin devamında, Orta Tunç Çağı I’de bu seramik grubunun devam ettiği görülmüştür. Liman Tepe’de kırmızı astarlı seramiğe yakın oranda[46], Kocabaş Tepe’de ise kırmızı astarlı seramikten daha fazladır[47]. Panaztepe’de kırmızı, devetüyü ve gri seramiğin oranı aşağı yukarı aynıdır[48].
Gri Seramik: Batı Anadolu gri seramiğinin kökeni ve gelişimi hakkındaki tartışmalar günümüzde de devam etmektedir. Her ne kadar Beycesultan’ın Erken Tunç Çağı I’e tarihlenen tabakasında bulunan gri seramik örnekleri, takip eden dönem örneklerine göre kaba kalsa da, renk açısından ele alındığında bu seramiğin en erken örnekleri olarak yorumlanabilir. Erken Tunç Çağı I’in devamında gri seramiğin Batı Anadolu’da geniş bir coğrafi alana yayıldığı, Orta ve Geç Tunç Çağı’nda ise sahil kesiminde yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir[49].
İzmir’de gri seramiğin ilk örnekleri Liman Tepe ve Bakla Tepe’nin Erken Tunç Çağı II’ye tarihlenen tabaklarında bulunmuştur[50]. Bölgenin güneyinde Erken Tunç Çağı IIIA ve IIIB’de aynı karakterde devam eden seramiğin, kuzeyde ise daha farklı bir durum sergilediği tespit edilmiştir. Panaztepe’nin Erken Tunç Çağı III’e verilen tabakasında bulunan gri seramiğin tabakanın esas mal grubunu oluşturduğu görülmüştür[51].
Erken Tunç Çağı III’ün devamında, Orta Tunç Çağı I’de ise gri seramiğin bölge içinde farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. İzmir’in güneyinde Liman Tepe’nin bu döneme tarihlenen tabakasında çok az miktarda gri astarlı seramik ele geçmiştir. Seramik örneklerinin hamuru ince ve orta nitelikteki olup, gri, kahverengi ve mat kırmızının tonlarında renktedir. Genelde grinin koyu tonlarında astarlı olan seramik örneklerin yüzeyi çok iyi perdahlanmıştır[52]. İzmir’in kuzeyinde, Panaztepe’de ise güney İzmir bölgesine göre daha fazla olmakla birlikte, diğer seramik gruplarına göre daha az olduğu belirtilmiştir[53]. Çoğunluğunun hamuru ince nitelikte olup, grinin ve kahverenginin tonlarında renktedir. Güney İzmir bölgesinden farklı olarak grinin seramik örneklerin yüzeyi çok iyi perdahlanmıştır. Ayrıca grinin koyu tonlarında astarlı seramiğin oranı da çok azdır. İzmir’in iç kısımlarında Kocabaş Tepe’de ise körfezin güneyinde olduğu gibi çok az miktarda gri seramik bulunmaktadır. İnce ve orta nitelikte, kırmızımsı devetüyü veya grinin tonlarında hamur rengindedir. Grinin tonlarında astarlı olan seramik örneklerin çoğunluğu gri ve açık gri astarlı olmakla birlikte, çok azı koyu gri astarlıdır[54].
Krem/Bej Renkte Astarlı Seramik: Batı Anadolu’da krem renginde astarlı seramik Erken Tunç Çağı III’de ortaya çıkmış [55] ve dönemin devamında da farklı özelliklerde ve yoğunluklarda kullanılmıştır.
İzmir bölgesinde de krem renkli seramiğin en erken örnekleri de Liman Tepe[56] ve Panaztepe’nin[57] Erken Tunç Çağı III’e tarihlenen tabaklarında bulunmuştur. Bu dönemin devamında, Orta Tunç Çağı I’de ise krem renginde astarlı seramik sayısal olarak azalmıştır. Orta Tunç Çağı I’de Liman Tepe[58], Panaztepe[59] ve Kocabaş Tepe’de[60] bulunan bu grup seramik örneklerinin çoğunluğu orta ve ince nitelikte, farklı hamur rengindedir. Kalın astarlı olan seramik örneklerin yüzeyi perdahlıdır.
Altın Mikalı Astarlı Seramik: Altın mikalı astarlı seramik Anadolu’da Erken Tunç Çağı II’de ortaya çıkmış [61], Orta Tunç Çağı [62] ve Geç Tunç Çağı’nda[63] sürekli olmasa da belirli aralıklarla kullanılmaya devam etmiştir. Ayrıca M.Ö. 1. binde, Frig Dönemi’nde de[64] sarı mikalı astarlı seramikler kullanılmıştır.
İzmir’de altın mikalı astarlı seramiğin en erken örnekleri Liman Tepe’nin Geç Erken Tunç Çağı II tabakalarında ele geçmiştir[65]. Bölgede Erken Tunç Çağı III ortadan kaybolan altın mikalı astarlı seramikler Orta Tunç Çağı I’de tekrar görülmeye başlamıştır. Kocabaş Tepe’nin[66] Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen tabakasında bu grup seramiğe ait çok az örnek bulunmuştur. Bölgenin kuzeyinde ve güneyinde yer alan yerleşimlerde ise bu dönem tabakalarında henüz altın mikalı astarlı seramik ele geçmemiştir.
Kap Formları: Orta Tunç Çağı I’de bölgede görülen yaygın kap formları fincanlar, çanaklar, çömlekler, yonca ve gaga ağızlı testiler ile gobletler olmak üzere altı ana başlık altında değerlendirilebilinir.
Fincanlar (Tablo 1): Orta Tunç Çağı I’de İzmir’de fincaların iki tip oluşturdukları tespit edilmiştir.
Tip A1: A1 tipinde fincanlar yarım küresel biçimde gövdeli olup, düz diplidir. Ağız kenarından yükselen dikey şerit kulpları ağız kenarının altına bağlanmaktadır. Panaztepe’de yaygın formlardan birini oluşturan bu tip fincanların gri seramik grubunda yer aldığı görülmüştür[67].
Tip A2: Konik biçiminde gövdeli, düz dipli olan bu fincanların ağız kenarından yükselen dikey şerit kulpları gövdenin üst tarafına bağlanmaktadır. İzmir’de Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Panaztepe’de ele geçmiştir. Panaztepe örnekleri gri seramik grubundan üretilmiştir[68].
Çanaklar (Tablo 2-3): İzmir bölgesi Orta Tunç Çağı I seramiğinde görülen en yoğun kap formunu çanaklar oluşturmaktadır. Bütün yerleşimler ele alındığında çanakların 13 farklı tip oluşturduğu ve bu tiplerinde Orta Tunç Çağı’nın içinde farklı dağılımlara sahip oldukları tespit edilmiştir.
Tip B1: B1 tipinde çanaklar, dipten yukarı doğru konik biçiminde genişleyen gövde üstte belirgin bir dönüş yaparak ağza doğru yatay olarak yükselmektedir. Batı Anadolu’da bu tip çanakların en erken örnekleri Troya’nın IVa tabakasında ele geçmiştir[69]. Troya örnekleri M.Ö. 3. Binin sonuna tarihlenmektedir. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı [70] ve Geç Tunç Çağı’nda da[71] kullanılmaya devam edilen bu tip çanaklar Anadolu’nun iç kısımlarında da görülür. Bu çanaklar Akdeniz bölgesinde Orta Tunç Çağı’nda[72], Orta Anadolu yerleşimlerinde ise M.Ö. 2. bin süresince kullanılmıştır[73].
İzmir’de Orta Tunç Çağı I’de Panaztepe ve Kocabaş Tepe’de bu tip çanaklar ele geçmiştir. Panaztepe’de atölyenin Ib tabakasında birçok örnek bulunmuştur. Panaztepe’de atölyede bulunan örnekleri devetüyünün tonlarında astarlıdır[74]. Bununla birlikte mezarlık alanında bulunan ancak evresi belirtilmeyen benzer tip çanakların astarı ise devetüyü ve kırmızıdır[75]. Kocabaş Tepe örnekleri ise devetüyünün tonlarında örneklerden oluşmaktadır[76].
Tip B2: B2 tipinde çanaklar yuvarlak dipli, dipten yukarı doğru konik biçiminde genişleyen gövde üstte yumuşak dönüş yaparak ağza dik gelecek şekilde yükselmektedir. Ağız düz, ağız kenar ise basittir. Bu çanakların M.Ö. 3. binin sonuna ve M.Ö. 2. binin başına tarihlenen en erken örnekleri Troya’nın IVc, e ve V’de ele geçmiştir[77]. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda da[78] görülmeye devam bu çanakların Geç Tunç Çağı’nda örneği bulunmamıştır. Batı Anadolu dışında Orta Anadolu’da Koloni Çağ[79], Eski Hitit Devri[80] ve Hitit İmparatorluk Devri’nde[81], Akdeniz Bölgesi’nde ise Orta Tunç Çağı’nda[82] bu tip çanakların kullanıldığı görülmüştür.
Bölgede Orta Tunç Çağı I yerleşimlerinden sadece Kocabaş Tepe’den tanının bu örneklerin devetüyünün tonlarında olduğu saptanmıştır[83].
Tip B3: B3 tipi çanaklar yarım küresel biçimde gövdeli, basit ağız kenarlıdır. Batı Anadolu’da yapılan kazılarda da bu tip çanakların en erken örnekleri Liman Tepe ve Kocabaş Tepe’de[84] ele geçmiştir. Söz konusu çanaklar devetüyünün tonlarında astarlıdır.
Batı Anadolu’nun geneline bakıldığı zaman ise B3 tipi çanakların benzerlerinin Orta Tunç Çağı [85] ve Geç Tunç Çağı’nda[86] kullanıldığı görülmektedir. Orta Anadolu’da ise Koloni Çağ[87] ve Hitit İmparatorluk Devri[88] merkzelerinden de B3 tipi çanaklar bilinmektedir.
Tip B4: B4 tipi çanaklar konik biçiminde gövdeli ve basit ağız kenarlıdır. Orta Tunç Çağı’nın başından itibaren[89] Batı Anadolu’da bilinen bu kap formu, Geç Tunç Çağı’nda da kullanılmıştır[90].
Batı Anadolu dışında B4 tipi çanaklar Orta Anadolu’da da birçok merkezde yapılan kazılarda ele geçmiştir. Bu çanaklar Orta Anadolu’da Koloni Çağ[91], Eski Hitit Devri[92] ve Hitit İmparatorluk Devri[93] olmak üzere M.Ö. 2. bin süresince görülmektedir.
İzmir’de bu çanakların Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen en erken örnekleri Kocabaş Tepe’de[94] ve Panaztepe’de atölyeler alanının Ib tabakasında[95] ele geçmiştir. Söz konusu örnekler devetüyünün tonlarındadır.
Tip B5: Dipten yukarı genişleyen gövde, gövdenin ortasında yumuşak dönüş yaptıktan sonra ağza doğru daralmaktadır. Ağız içe çekik, ağız kenarı ise basittir. Halka ve düz dipli olan bu çanakların, ağız kenarı altında çift yatay kulpları bulunmaktadır. Bu tip çanaklar Anadolu’da Erken Tunç Çağı’nın başından itibaren karakteristik kap formu olarak yoğun miktarda kullanılmış [96], Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı’na geçiş döneminde ise popüleritesini yitirmeye başlamıştır[97]. Batı Anadolu’da bu dönemin devamında, Orta Tunç Çağı [98] ve Geç Tunç Çağı’nda da[99], çok az sayıda olmakla birlikte, bu tip çanakların varlığını devam ettirdiği görülmüştür. Orta Anadolu’da ise Koloni Çağ[100], Eski Hitit Devri[101] ve Hitit İmparatorluk Devri’nde de[102] bu tip çanaklar kullanılmıştır. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde de Orta Tunç Çağı [103] ve Geç Tunç Çağı’na[104] tarihlenen örnekleri ele geçmiştir.
İzmir’de de benzer bir gelişim gösteren B5 tipi çanakların Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Liman Tepe, Panaztepe ve Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. Bu çanakların Liman Tepe’de kırmızı ve devetüyü renginde astarlı örnekleri[105], Kocabaş Tepe’de ise kırmızı ve gri astarlı örnekleri ile devetüyünün tonlarında örnekleri bulunmuştur[106]. Panaztepe Ib atölyeler alanının tabakasında ele geçen örnekleri ise kırmızı astarlı ve perdahlıdır[107].
Bayraklı’da yapılan kazılarda bu tipte yapılmış çanaklar ele geçmiştir. Devetüyü ve pembemsi devetüyü astarlı bu örnekler 4.-6. tabakalarında ele geçmiştir[108]. Ulucak’ta yapılan araştırmalarda ele geçen koyu kahverengi renkte hamurlu, astarlı ve çizi bezemeli çanak da bu tip çanaklara benzemektedir[109]. İzmir’de yapılan yüzey araştırmalarında Lember Tepe’de[110]; Bergama’da yapılan sondaj kazılarında bulunan dikey kulplu, koyu gri renkte astarlı bir çanak bu tip ile birlikte değerlendirilebilir[111].
Tip B6: B6 tipi çanaklar çift koni biçiminde gövdeli, içe çekik ağızlı, basit ağız kenarlıdır. Bu çanaklar Anadolu’da Erken Tunç Çağı yerleşimlerinin karakteristik kap formlarından birini oluşturmaktadır. Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı geçiş dönemi yerleşimlerinde de görülen B6 tipi çanaklar[112] Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’nda da kullanılmıştır[113]. Ancak Erken Tunç Çağı’nda çok popüler olan bu kap formunun, Orta Tunç Çağı ile birlikte popüleritesini kaybettiği görülmektedir[114].
Batı Anadolu’da yapılan kazı ve araştırmalarda Liman Tepe’nin Orta Tunç Çağı tabakalarında da bu tipte yapılmış çanaklar ele geçmiştir[115]. Kocabaş Tepe’de bulunan örnekleri ise kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlıdır[116].
İzmir’de yukarıda bahsedilen merkezlerin dışında bölgedeki diğer yerleşimlerde de Orta Tunç Çağı’nın geneline tarihlenen örnekleri bulunmaktadır. Bu yerleşimlerden Bayraklı’nın 4.-6. tabakalarında bu tip çanakların kırmızı astarlı ve perdahlı örnekleri ele geçmiştir[117]. Larisa yerleşiminde bulunan aynı tip çanaklar ise kırmızı astarlı ve perdahlıdır. Söz konusu parçalar orta period olarak tanımlanmıştır[118]. Bergama’da yapılan sondaj kazılarından da bu tipe ait portakal renginde astarlı bir parça bilinmektedir[119].
Tip B7: Konik biçiminde gövde üstte keskin bir karın yaparak ağza doğru dik olarak yükselmektedir. Ağız düz, ağız kenarı ise basit olan bu çanaklar halka diplidir. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda da görülen bu tip çanaklar[120], Anadolu’nun iç kısımlarında ise Koloni Çağ, Eski Hitit Devri[121] ve Hitit İmparatorluk Devri[122] olmak üzere daha uzun bir zamanda kullanılmıştır.
İzmir’de ise B7 tipi çanakların Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Kocabaş Tepe’de bulunmuştur. Bu merkezde ele geçen örnekleri devetüyünün tonlarında seramik grubunda yer almaktadır[123].
Tip B8: Dipten yukarı doğru genişleyen gövde üstte yumuşak bir dönüş yaparak ağza doğru daralmaktadır. Ağız içe çekik, ağız kenarı ise dışa kalınlaştırılmıştır. Düz ve halka dipli olan bu çanakların bazı örneklerinin ağız kenarının hemen altına bağlanmış yatay kulp yer almaktadır. Bu çanakların en erken örnekleri Batı Anadolu’da[124], intikal bölgesinde[125] ve Orta Anadolu’da[126] Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı’na geçiş tabakalarında bulunmuştur.
Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı [127] ve Geç Tunç Çağı’nda da[128] B8 tipi çanaklar kullanılmaya devam edilmiştir. Ancak Orta Tunç Çağı I ve II’de yoğun olarak kullanılan bu çanakların, zamanla popüleritesini kaybettiği tespit edilmiştir. Orta Anadolu’da da Koloni Çağı [129], Eski Hitit[130], Orta Hitit Devri[131] ve Hitit İmparatorluk Devri’ne[132] tarihlenen örnekleri ele geçmiştir. Akdeniz Bölgesi’nde ise Orta Tunç Çağı [133] ve Geç Tunç Çağı’na[134] tarihlenen benzer çanaklar bulunmuştur.
B8 tipi çanaklar İzmir’de de Orta Tunç Çağı’nda benzer bir durum sergilemektedir. Bölgede bu çanakların Liman Tepe[135] ve Kocabaş Tepe’de[136] devetüyünün tonlarında ve kalın kırmızı astarlı örnekleri ele geçmiştir. Kocabaş Tepe’de ayrıca krem renkte astarlı örnekleri de bulunmuştur. Panaztepe’de atölyeler alanında yapılan kazılarda bulunan bu tip çanakların ise devetüyünün tonlarında astarlı oldukları görülmektedir[137].
İzmir’de bu yerleşimlerin dışında Larisa yerleşiminde orta period olarak tanımlanan seramikler içinde bu tip kapların gri, mikalı astarlı ve devetüyü astarlı, perdahlı ve astarı mikalı örnekleri bulunmuştur[138]. Bayraklı’da devetüyü tonları ile kırmızı renkte astarlı örnekler ele geçmiştir. Söz konusu bu çanaklar 4-6 tabakalarında ele geçmiştir[139]. Bununla birlikte Bergama’da yapılan sondaj kazılarında çanakların bazı örnekleri bu tipi temsil etmektedir. Söz konusu örnekler portakal renginde astara sahiptir[140].
Tip B9: B9 tipinde çanaklar çift konik biçimde gövdeli, içe çekik ağızlı, dışa kalınlaştırılmış ağız kenarlıdır. Düz veya halka dipli olan bu çanakların ilk örnekleri Anadolu’da Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı’na geçiş döneminde görülmektedir[141]. Bu dönemin devamında Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı [142] ve Geç Tunç Çağı [143] kullanılmıştır. Bu kullanım süresince çanakların başlangıçta çok az olan sayılarının dönem ilerledikçe sayısal olarak arttığı görülmüştür.
Batı Anadolu dışında Orta Anadolu’da da benzer bir gelişim göstermektedir. Orta Anadolu’da da Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı’na geçiş döneminde[144] bulunan bu tip çanakların, Koloni Çağ[145], Eski Hitit Devri[146] ve Hitit İmparatorluk Devri’ne[147] ait örnekleri de ele geçmiştir. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde[148] Geç Tunç Çağı’na tarihlenen örnekleri bilinmektedir.
İzmir’de yapılan kazı ve araştırmalarda Orta Tunç Çağı I yerleşimlerinin hepsinde bu tip çanaklar bulunmuştur. Liman Tepe’de kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlı örnekleri[149], Kocabaş Tepe’de ise krem ve devetüyünün tonlarında astarlı örnekleri ele geçmiştir[150]. Panaztepe’de liman kentte yapılan kazılarda ele geçen bu tip çanaklar gri, devetüyünün tonlarında astarlıdır[151].
Bu merkezlerin dışında Larisa’da yapılan kazılarda bu tip çanakların devetüyü ve gri renkte olup mikalı astarlı örnekleri ele geçmiştir. Söz konusu örnekler orta perioda tarihlendirilmiştir[152]. Bayraklı’da bulunan benzer çanaklar ise kırmızı, devetüyü ve gri astarlıdır. Gri astarlı örneklerin bazılarının gümüş mikalı astarlı oldukları belirtilmiştir[153]. Söz konusu merkezde bu çanakların bulunduğu tabaka belirtilmemiştir. Bergama’da yapılan sondaj çalışmalarında da bu tip çanakların kırmızı astarlı olanları bulunmuştur[154].
Tip B10: Halka dipli, konik biçiminde gövde üstte belirgin bir dönüş yaparak ağza doğru dik olarak yükselmektedir. Ağız düz, ağız kenarı ise dışa kalınlaştırılmıştır. Bu tip çanakların ilk örnekleri Orta Tunç Çağı’nın başında İzmir’de ortaya çıkmıştır. Batı Anadolu’da Orta Tun Çağı [155] ve Geç Tunç Çağı’nda da[156] kullanılmaya devam edilen B10 tipi çanaklar, Anadolu’nun iç kısımlarında ele geçmiştir. Orta Anadolu’da Koloni Çağ[157], Eski Hitit Devri[158] ve Hitit İmparatorluk Devri’ne[159] tarihlenen örnekleri bulunmuştur. Ayrıca Akdeniz Bölgesi’nde Gözlükule’de Orta Tunç Çağı tabakalarında bulunan benzer tip çanaklar da, bu tip çanaklarla birlikte değerlendirilebilinir[160].
İzmir’de en erken örnekleri Kocabaş Tepe’de bulunan bu tip çanakların çoğunluğunun gri astarlı seramik grubunda yer aldığı görülmüştür. Bu örneklerin yanı sıra kalın kırmızı astarlı ve devetüyünün tonlarında astarlı örnekleri ele geçmiştir[161].
Tip B12: S profili olan bu tip çanakların Batı Anadolu’da erken örnekleri Troya’nın Erken Tunç Çağı II’ye tarihlenen tabakalarında ele geçmiştir[162]. Dönemin devamında Erken Tunç Çağı III[163], Erken Tunç Çağı’ndan Orta Tunç Çağı’na geçiş döneminde de kullanılmaya devam etmiştir[164]. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’nda da[165] görülen B12 tipi çanakların, Orta Anadolu’da da az sayıda benzer örnekleri bulunmuştur. Orta Anadolu’daki örnekler Geç Koloni Çağı/Eski Hiti Devri başına[166] ve Hitit İmparatorluk Devri’ne tarihlenmektedir[167].
Orta Tunç Çağı I’de İzmir’de Liman Tepe’de yapılan kazılarda B12 tipi çanakların kırmızı ve devetüyü astarlı örnekleri ele geçmiştir[168].
Tip B13: Konik biçimindeki gövde, üstte belirgin bir dönüş yaparak ağza doğru yarı “s” yapmaktadır. Ağız dışa çekik, ağız kenarı ise basittir. Troya IVd ve V’te bulunan benzer tip çanaklar, bu tip çanakların öncüleri olarak değerlendirebilir[169]. Kumtepe’nin II. tabakasında da B13 tipi çanaklara ait parçalar bulunmuştur. Bu parçalar Troya V ile çağdaş bir döneme tarihlendirilmiştir[170]. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı [171] ve Geç Tunç Çağı’nda da[172] kullanılan bu çanaklar, Orta Anadolu’da da M.Ö. 2. bin süresince görülmektedir[173]. Ayrıca Batı Ege’de de M.Ö. 2. binin ilk yarısına tarihlenen örnekleri bilinmektedir[174].
İzmir’de bu tip çanakların Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Liman Tepe’de ele geçmiştir. Bu merkezde bulunan örneklerin kırmızının açık tonlarında astarlı olup, sayısal olarak diğer kap formlarına göre çok azdır[175]. Ayrıca Bayraklı’da da bu tip çanakların devetüyü ve gri astarlı örnekleri ele geçmiştir. Devetüyü renginde olanlarının bazılarının altın mika, gri renkte olanların bazılarının ise gümüş mika boya banyolu oldukları tespit edilmiştir. Bu örnekler genel olarak Orta Tunç Çağı seramiği olarak tanımlanmıştır[176].
Tip B14: Çift konik biçiminde gövdeli, dışa çekik basit ağız kenarlıdır. Halka dipli olan bu tip çanaklar Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda kullanılmıştır[177]. Bu tip çanakların İzmir’de Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Panaztepe ve Kocabaş Tepe’den bilinmektedir. Panaztepe’de liman kentte bulunan örnekleri gri seramik grubunda[178], Kocabaş Tepe’de bulunan örnekleri ise devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlı seramik gruplarından üretilmiştir[179]. Ayrıca Bayraklı’da bulunduğu tabaka belirtilmeyen B14 tipindeki bir çanak da gri seramik grubunda yer almaktadır[180].
Çömlekler (Tablo 4): Çömlekler çanaklardan sonra yoğun olarak bulunan ikinci kap formunu oluşturmaktadır. Bu dönemde çömleklerin altı tipi yaygın olarak görülmektedir.
Tip C1: Çömleklerin ilk tipini boyunsuz örnekler oluşturmaktadır. Tamamı korunmamış olan örnekler, oval gövdelidir. Gövdenin karşılıklı olarak iki tarafında at nalı biçiminde tutamakları yer almaktadır. Bu çömleklerin ilk örnekleri Erken Tunç Çağı IIIB’de ortaya çıkmıştır[181]. Orta Tunç Çağı süresince kullanılmaya devam eden bu çömlekler, Geç Tunç Çağı’nda çok az da olsa varlığını devam ettirmiştir[182].
Bu tip çömleklerin Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Kocabaş Tepe[183] ve Liman Tepe’de[184] bulunmuştur. Bu çömlekler kaba mutfak kabı olarak üretilmiştir.
Tip C2: C2 tipinde çömlekler yuvarlak dipli, küresel biçimde gövdeli, dışa çekik ağızlı, basit ağız kenarlıdır. Çömleklerin en basit formunu oluşturan ve Neolitik Çağ’dan itibaren görülen bu çömlekler, Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda da yaygın form olarak kullanılmıştır.
İzmir’de Orta Tunç Çağı I yerleşimlerinde de bu tip çömleklere ait örnekler ele geçmiştir. Bu çömleklerin çoğunluğu kaba mutfak kabındanı, çok az örneği ise devetüyünün tonlarında mal grubundan yapılmıştır[185].
Tip C3: Bu tip çömlekler yumurta biçiminde gövdeli, silindir biçiminde uzun boyunlu, dışa çekik ağızlı ve basit ağız kenarlıdır. Omzun hemen altında yatay kulpları bulunan bu çömlekler halka veya düz diplidir. Neolitik Çağ’dan itibaren kullanılan bu tip çömlekler Anadolu’da da geniş bir zaman diliminde görülmektedir.
Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda da[186] kullanılan bu tip çömleklerin İzmir’de Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen örnekleri Liman Tepe ve Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. Liman Tepe’de bu çömlekler devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlı [187], Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında astarlıdır[188].
Tip C4: Bu tip çömlekler yuvarlak dipli, küresel biçimde gövdeli, kısa boyunlu, dışa çekik ağızlı ve içe kalınlaştırılmış ağız kenarlıdır. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı I’de ortaya çıkan bu çömleklerin kullanımına Geç Tunç Çağı’nda da[189] devam edilmiştir. Batı Anadolu dışında Orta Anadolu’da da Koloni Çağ[190] ve Hitit Devri’nde[191] bu tip çömlekler ele geçmiştir. Akdeniz Bölgesi’nde de Orta Tunç Çağı’na tarihlenen örnekleri bilinmektedir[192].
İzmir’de ise bu tip çömlekler Orta Tunç Çağı I yerleşimlerinden Liman Tepe[193] ve Kocabaş Tepe’de[194] bulunmuştur. Bu yerleşimlerdeki örneklerin, kaba mutfak kabı ve devetüyü seramik gruplarında yer aldıkları belirlenmiştir.
Tip C5: C5 tipi çömlekler oval biçiminde gövdeli, uzun boyunlu, dışa çekik ağızlı ve içe kalınlaştırılmış ağız kenarlıdır. Halka veya yuvarlak dipli olan bu çömleklerin omuzlarının altında çift yatay kulpları bulunmaktadır. Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda ortaya çıkan bu tip çömleklerin bu dönemde yoğun olarak kullanılmakla birlikte[195], dönemin devamında azaldığı görülmüştür[196].
İzmir’de Orta Tunç Çağı I’de Liman Tepe ve Kocabaş Tepe’de bu tip çömlekler ele geçmiştir. Kocabaş Tepe’deki örnekler devetüyünün tonlarında[197], Liman Tepe’de ise devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlıdır[198]. Söz konusu yerleşmelerde bu tip çömleklerin çok yoğun kullanıldığı belirlenmiştir.
Bayraklı’da bulunan aynı tipte boyun parçaları devetüyü renginde bol mikalı astarlı ve kahverengi astarlıdır[199]. Ayrıca Germiyan Yalısı [200], Altıntepe ve Sarımeşe Tepe’de[201] yapılan yüzey araştırmalarında da benzer formda parçalar bulunmuştur.
Tip C6: C6 tipinde çömlekler oval biçimde gövdeli olup, uzun boyunlu, dışa çekik ağızlı, içe kalınlaştırılmış ağız kenarı üzerinde kapağın oturmasına yarayan yivler bulunmaktadır. Omzun altında çift yatay kulplu olan bu çömlekler halka diplidir. Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nda ortaya çıkan C6 tipi çömlekler, az da olsa Geç Tunç Çağı’nda da kullanılmıştır.
İzmir bölgesi açısından ele alındığında ise bu tip çömleklerin Orta Tunç Çağı I’de çok az miktarda olan oranının dönemin devamında çoğaldığı, Orta Tunç Çağı’nın sonu ile birlikte tekrardan azaldığı söylenebilir.
İzmir’de Orta Tunç Çağı I döneminde Limantepe ve Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. Liman Tepe’de bu çömlekler kırmızı ve devetüyünün tonlarında[202], Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında astarlıdır[203].
Yonca Ağızlı Testiler (Tablo 5):Orta Tunç Çağı I’de görülen diğer kap formunu yonca ağızlı testiler oluşturmaktadır. Yonca ağızlı testi geleneği Anadolu’da ilk defa Erken Tunç Çağı II’de ortaya çıkmakla beraber[204], Orta ve Geç Tunç Çağı’nda yaygın olarak kullanılmıştır[205]. Batı Anadolu’da da özellikle Orta Tunç Çağı yerleşimleri için karakteristik kap formunu oluşturan bu testilerin[206], Erken Tunç Çağı geleneğinden farklı anlayışta üretildikleri görülmüştür. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı yonca ağızlı testilerinin Erken Tunç Çağı testilerine oranla büyük boyutta olduğu görülmüştür.
Tip D1: D1 tipinde yonca ağzılı testiler dar ve uzun boyunludur. Bu tip testiler ait örnekler Kocabaş Tepe[207] ve Panaztepe’de[208] ele geçmiştir. Kocabaş Tepe örnekleri devetüyü, Panaztepe örnekleri ise gri seramik grubunda yer aldıkları saptanmıştır.
Tip D2: D2 tipinde yonca ağzılı ise oval biçimde gövdeli, kısa ve geniş boyunlu, yonca ağızlı olan bu testiler dikey kulpludur. Yuvarlak, düz veya halka dipli olan bu testilerin çoğunluğu halka diplidir.
Liman Tepe[209] ve Panaztepe’de[210] bu döneme tarihlenen bu tip yonca ağızlı testiler kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlıdır. Kocabaş Tepe’de ise devetüyü ve grinin tonlarında, kalın kırmızı astarlı olmak üzere yonca ağızlı testilerin çok çeşitlilik gösterdiği belirlenmiştir[211].
Gaga Ağızlı Testiler (Tablo 6): Gaga ağızlı testi geleneği Anadolu’da Geç Kalkolitik Çağ’dan[212] itibaren bilinmektedir. Bu dönemde basit gaga şeklinde olan gaga ağzın dönem ilerledikçe, uzadığı ve dikleştiği görülmüştür.
İzmir’de Orta Tunç Çağı merkezlerinde gaga ağızlı testilere ait çok az örnek ele geçmiştir.
Tip E1: Gaga ağızlı testilerin E1 tipini oluşturan örnekleri kısa bir gagaya sahiptir. Kocabaş Tepe’nin Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen tabakasında bulunan örneklerinin devetüyü mal grubunda oldukları görülmüştür[213].
IV.1.2. İthal Seramik[214]: Bölgede Orta Tunç Çağı I’e ait ithal seramik Liman Tepe’den bilinmektedir. Liman Tepe’de yapılan kazılarda çok sayıda “Mat Boyalı Seramik” ele geçmiştir (Resim 1)[215]. Mat boyalı seramik, Ege’de özellikle Kıta Yunanistan’da Orta Hellas Dönemi boyunca görülmektedir. Kıta Yunanistan’da ele geçen mat boyalı seramik, R. J. Buck tarafından sınıflandırılmıştır[216]. R. J. Buck’a göre kaba nitelikli ve ince nitelikli mat boyalı seramik olmak üzere iki ana gruba ayrılan mat boyalı seramikler, kendi içinde hamur ve yüzey işlenişlerine göre alt gruplar oluşturmaktadır. Kaba nitelikli mat boyalı seramik örnekleri devetüyü yeşil seramik, kırmızı seramik, beyaz astarlı seramik ve koyu renk üzerinde açık mat boyalı olmak üzere dört grup altında değerlendirilmiştir[217]. İkinci ana grubunu oluşturan ince nitelikli mat boyalı seramik ise yeşilimsi-sarı seramik, sarı minyas seramiği ve polikrom mat boyalı seramiği olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır[218]. Aegina mat boyalı seramiği üzerinde çalışan D. Fimmen tarafından ise bu seramik grubu “Äginaware” olarak adlandırılmıştır[219]. Bu seramik ile ilgili yapılan kimyasal ve petrografik analizler Fimmen’in görüşünü desteklemiştir[220]. Bu çalışmaların sonucunda mat boyalı seramik örneklerinin üretim yerinin Aegina’nın üretim yeri olduğu fikri benimsenmiştir.
Liman Tepe’de bulunan mat boyalı seramiğinin hamuru orta nitelikte, kumlu ve ince kalker parçaları katkılı olup, sarı, yeşilimsi-sarı, bej-krem, sarımsı bej ya da pembe renklerdedir. Hamur renginde astarlı olan seramik örneklerinin yüzeyi mat kahverengi, kırmızımsı kahverengi ya da mor renklerde boya bezemelidir. Motif olarak ince-kalın yatay bantlar, kafes motifleri, zig zaklar, çengel motifleri görülmektedir. Amphora ve pithoslara ait parçalardan oluşan bu seramik örnekleri, kumlu hamur yapısı ve motifleri bakımından S. Günel tarafından Aegina kökenli olarak yorumlanmıştır[221].
IV.2. Orta Tunç Çağı II Seramiği
Bölgede de Orta Tunç Çağı I yerleşim gören merkezlerin Orta Tunç Çağı II’de de varlığını devam ettirdiği görülmektedir. Bu merkezlerin yanı sıra körfezin güneyinde, Çeşme limanı içinde Bağlararası’nda Orta Tunç Çağı II’de yerleşme olmuştur. Bu merkezlerden Liman Tepe’nin III3 tabakası, Bağlararası’nın 2. tabakası, Panaztepe liman kentinin IV2 tabakası, akropolün IIb tabakası ile atölyeler alanının Ia tabakası; Bayraklı’nın 4-10 tabakaları ve Kocabaş Tepe’nin 2. tabakası bu dönem yerleşmelerini oluşturmaktadır.
Bu merkezlerden körfezin güneyinde Liman Tepe’de yapılan kazılarda, Orta Tunç Çağı I’de görülen yerleşim modelinin ve yapı mimarisinin aynı anlayışla devam ettiği, bununla birlikte kuzey kısmına büyük bir yapının eklendiği görülmektedir. Dikdörtgen planlı olan bu yapının batı uzantısında küçük bölmelerden oluşan ve büyük olasılıkla depo olarak kullanılan odalar yer almaktadır[222]. Bağlararası’nda ise farklı bir mimari yapılaşma görülmektedir. Bu merkezde geniş cadde ve sokakların kenarında yer alan dikdörtgen biçimindeki büyük evler ile trapez biçimindeki atölyelerden oluşan bir yerleşim modeli ortaya konmaktadır[223].
Körfezin kuzeyinde Panaztepe’de ise bu dönemde akropolde sekiz odası açığa çıkarılan ve saray yapısı olarak adlandırılan bir yapı, atölyeler alanında bir seramik fırını ve rampalı bir yol[224], liman kentte ise belirli bir mimari bütünlük vermeyen duvarlar ve taş döşemeler açığa çıkarılmıştır[225].
Sözü edilen yerleşimlerdeki mimari kalıntılarla birlikte yerli ve ithal seramik örnekleri ele geçmiştir.
IV.2.1. Yerli Seramik: İzmir’de Orta Tunç Çağı II yerleşimlerinde ele geçen yerli seramik örnekleri yapım tekniği ve hamur özelliği bakımından Orta Tunç Çağı I seramiğine benzemekle birlikte, astarın Orta Tunç Çağı I seramiğine göre daha az yoğun uygulandığı görülmektedir.
Seramik Grupları: Bölgede Orta Tunç Çağı I’de bulunan seramik gruplarının yanında, bu dönemde gümüş mikalı seramik örneklerinin ortaya çıktığı görülmüştür. Seramik gruplarının yoğunluğunda ise bölge içinde değişmeler olmuştur.
Koyu Kırmızı Astarlı Seramik: Orta Tunç Çağı II’de kalın kırmızı astarlı seramiğin, körfezin iç kısımlarında Kocabaş Tepe’de az sayıda da olsa varlığını aynı şekilde sürdürdüğü saptanmıştır[226].
Kırmızı Astarlı Seramik: Kırmızı astarlı seramik, Orta Tunç Çağı II’de Liman Tepe’de yine yoğun bir şekilde kullanılırken[227], aynı bölgede Bağlararası’nda da görülmektedir[228]. Panaztepe’de ise bu dönemde kırmızı astarlı seramiğin, gri seramiğin yoğunluğunun artmasına bağlı olarak nispeten azaldığı söylenebilir[229]. Körfezin iç kısmında Kocabaş Tepe’de ise Orta Tunç Çağı I’e oranla yoğunluğu artmıştır[230].
Devetüyü Renginde Astarlı Seramik: Devetüyü renginde astarlı seramik, yukarıda da belirtildiği gibi Liman Tepe[231] ve Bağlararası’nda[232] kırmız astarlı seramikle bitlikte yoğun olarak görülürken, Panaztepe’de ise kırmızı astarlı seramik gibi gri seramiğe oranla daha az kullanılmıştır[233]. Kocabaş Tepe’de ise devetüyü renginde seramiğin ezici yoğunluğunun devam ettiği belirlenmiştir[234].
Gri Seramik: İzmir bölgesine genel olarak bakıldığında Orta Tunç Çağı II’de gri seramik artış göstermiştir. Bu artış özellikle Liman Tepe’de çok belirgindir. Bu yerleşimde grinin koyu tonlarında astarlı ve perdahlı olanları, açık renkte olanlara göre daha yoğundur[235]. Bağlararası’nda ise gri seramiğin Liman Tepe’ye oranla daha az olduğu ve grinin açık tonlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Körfez’in iç kısımlarında ise Kocabaş Tepe’de, Liman Tepe’de olduğu gibi gri seramiğin oranında bir artış olmuştur. Bununla birlikte grinin farklı tonlarında astarlı ve perdahlı olan bu örneklerin yoğunluğu diğer seramik gruplarına göre daha azdır[236].
İzmir’in kuzeyinde ise bölgenin diğer alanlarından farklı olarak, gri seramiğin esas tabaka malını oluşturduğu görülmektedir. Bu bölge gri seramiğinin İzmir’in diğer bölgelerine göre çok çeşitlilik gösterdiği belirlenmiştir[237]. Bu dönemde bölgenin genelinde gri seramiğin büyük bir bölümü üzerine yiv ve oluk bezeme uygulanmıştır.
Altın Mikalı Astarlı Seramik: Altın mikalı astarlı seramiğin kullanımı Orta Tunç Çağı II’de devam etmiştir. Bağlararası ve Kocabaş Tepe’nin[238] Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen tabaklarında bu grup seramiğe ait çok az örnek ele geçmiştir. Bölgenin kuzeyinde yer alan yerleşimlerde ise bu dönem tabakalarında henüz altın mikalı astarlı seramik ele geçmemiştir.
Gümüş Mikalı Astarlı Seramik: Gümüş mikalı astarlı seramik örnekleri Anadolu’da Orta Tunç Çağı ve Geç Tunç Çağı’nda[239] görülmektedir.
İzmir’de Orta Tunç Çağı II’de görülmeye başlayan gümüş mikalı astarlı seramik örnekleri Kocabaş Tepe’de[240] ele geçmiştir. Gri seramik üzerine uygulanan gümüş mikalı astarlı kaplar, dışarıdan bakıldığında metalik bir görünüme sahiptir.
Kap Formları: Orta Tunç Çağı II’de fincan, çanak, çömlek, yonca ve gaga ağızlı testilerin yanında kantharos ve gobletlerin de kap formlarının arasında yerini aldığı görülmüştür.
Fincanlar (Tablo 1): Orta Tunç Çağı II’de A1 tipinde fincanlar devam ederken, A3 ve A4 tipi olmak üzere yeni tipler eklenmiştir.
Tip A1: Orta Tunç çağı I’de görülen A1 tipinde fincanların Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen örnekleri Panaztepe[241] ve Liman Tepe’de[242] bulunmuştur. Bu fincanlar gri seramikten üretilmiştir.
Tip A3: A3 tipinde fincanlar “s” biçiminde gövdeye sahip olup, düz diplidir. Ağız kenarından yükselen dikey kulpları gövdenin üstüne bağlanmaktadır. Orta Tunç Çağı II’de görülmeye başlayan bu tip fincanlar Geç Tunç Çağı sonuna kadar kullanılmıştır.
İzmir’de Liman Tepe[243], Panaztepe[244] ve Kocabaş Tepe’nin[245] Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen tabaklarında ele geçmiştir. Bu merkezlerin içinde özellikle Panaztepe’de yoğunluk gösterdiği belirlenmiştir. Gri seramik grubundan üretilen bu fincanların, Panaztepe ve Kocabaş Tepe’de yapılan kazılarda gümüş mikalı astarlı ve devetüyü renginde astarlı olan örnekleri de ele geçmiştir. Ayrıca Bayraklı’da[246] bulunan aynı tip bir fincan gümüş mikalı astara sahiptir.
Çanaklar (Tablo 2-3): Orta Tunç Çağı I’de kullanılan çanak tiplerinin yanında, bu dönemde B11 tipinde çanakların eklendiği tespit edilmiştir.
Tip B1: B1 tipinde çanaklara ait önekler Orta Tunç Çağı II’de Bağlararası’nda ele geçmiştir. Bağlararası’nda bulunan örneklerin çoğunluğu devetüyünün tonlarında astarlı olup, çok az örneği ise kırmızı astarlıdır.
Tip B2: Panaztepe’nin atölyeler alanının Ia tabakasında Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen B2 tipinde çanaklar bulunmuştur. Söz konusu çanaklarda devetüyünün tonlarında hamur ve astar görülmektedir[247].
Tip B3: B3 tipi çanakların bölgede Orta Tunç Çağı II’de de kullanılmaya devam edilmiştir. Bu çanakların bu dönem örnekleri Kocabaş Tepe, Liman Tepe ve Bağlararası’nda ele geçmiştir. Kocabaş Tepe’nin 2. mimari tabakasında bulunan bu çanaklar devetüyünün tonlarında seramik mal gruplarından üretilmiştir[248]. Liman Tepe ve Bağlararası’nda bulunan örnekleri ise devetüyü ve kırmızı astarlıdır.
Tip B4: B4 tipi çanakların Kocabaş Tepe’de ele geçen örneklerinin Orta Tunç Çağı I’e göre iki katı oranında artış gösterdiği tespit edilmiştir. Bu çanakların yine devetüyü tonlarında olduğu belirlenmiştir[249].
Tip B5: Panaztepe’de de çok sayıda bu tip çanaklara rastlanmıştır. Akropolün IIb ve atölye alanının Ia tabakasında, mezarlık alanında ve liman kentte ele geçen bu çanaklar gri seramik, devetüyünün tonlarında, kırmızı astarlıdır. Bu kapların büyük bir bölümünde ise perdah tespit edilmiştir[250].
Tip B6: B6 tipinde çanaklar Orta Tunç Çağı II’de bölgede Panaztepe, Liman Tepe ve Kocabaş Tepe’den bilinmektedir. Liman Tepe[251] ve Panaztepe[252] kazılarında akropolün IIb tabakasında ve bulunan benzer çanaklar, devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlıdır. Kocabaş Tepe’de ise Orta Tunç Çağı I’de görülen örneklerin devam ettiği tespit edilmiştir[253].
Tip B7: B7 tipi çanakların Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen örnekleri Bağlararası’nda ele geçmiştir. Söz konusu çanaklar kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlıdır.
Tip B8: B8 tipi çanaklar Orta Tunç Çağı II’de de kullanılmıştır. Bu dönemde Liman Tepe’de Orta Tunç Çağı I’de görülen örneklerin yanında gri seramik grubundan, Kocabaş Tepe’de ise gümüş mikalı astarlı örnekleri ele geçmiştir[254]. Panaztepe’de de söz konusu çanaklar, çoğunluğu akropolün IIb tabakasında olmak üzere, atölyenin Ia tabakasında ve mezarlık alanında ele geçmiştir. Bu çanakların çoğunluğu kahverengi, pembe, kırmızı, gri, devetüyünün tonlarında astarlıdır[255]. Bağlararası’nın da aynı tip çanakların kırmızı astarlı örnekleri bulunmuştur[256].
Tip B9: Orta Tunç Çağı II’de de kullanılmaya devam eden bu çanakların Orta Tunç Çağı I’e oranla sayısal olarak arttığı görülmüştür. Bu döneme ait örnekleri Liman Tepe[257], Bağlararası ve Kocabaş Tepe[258] kırmızı, gri ve devetüyünün tonlarında astarlı olanları ele geçmiştir. Kocabaş Tepe’de bunların yanında gümüş mikalı ve krem renginde astarlı örnekleri de bulunmuştur[259]. Panaztepe’de yapılan kazılarda ise akropolün IIb tabakasında ve atölyeler alanının Ia tabakasında bu tip çanaklar bilinmektedir. Bu çanaklar devetüyünün ve grinin tonlarında ve kırmızı astarlıdır[260].
Tip B10: B10 tipi çanakların Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen örnekleri Panaztepe’de ve Liman Tepe’de ele geçmiştir. Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında ve atölyenin Ia tabakasında devetüyünün tonlarında ve açık kırmızı (pembe) astarlıdır[261]. Liman Tepe’de bulunan örnekleri ise gri seramik grubunda yer almaktadır[262].
Tip B11: Halka dipli, konik gövdesi üstte belirgin dönüş yaparak, ağza doğru s yapmakta, ağız dışa çekik, ağız kenarı ise dışa kalınlaştırılmıştır. Bu çanaklar Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı II’de ortaya çıkmıştır[263]. Orta Tunç Çağı’nın devamında Geç Tunç Çağı’nda ise bu tip çanakların popüleritesinin arttığı görülmüştür[264]. Batı Anadolu dışında Anadolu’nun iç kısımlarında da Hitit Devri[265] yerleşimlerinde B11 tipinde çanaklara ait örnekler ele geçmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere ilk örnekleri Orta Tunç Çağı II’de görülen bu çanakların Panaztepe’nin liman kentinde gri seramik grubuna ait örnekleri[266] ve Kocabaş Tepe’de ise gri ve devetüyünün tonlarında astarlı seramik grubuna ait örnekleri bulunmuştur[267]. Bu örneklerin bir kısmının gövdesinin üst bölümünün yivlerle bezemeli olduğu görülmüştür.
Bu yerleşimler dışında Larisa’da yapılan kazılarda ise bu tip çanakların kırmızı astarlı ve yivli örnekleri ele geçmiştir[268]. Söz konusu örneklerin bulunduğu tabaka ile ilgili detaylı bilgi verilmemiştir.
Tip B12: B12 tipi çanaklar İzmir’de Orta Tunç Çağı II’de de görülmektedir. Bu döneme ait örnekler Liman Tepe, Panaztepe ve Kocabaş Tepe’den bilinmektedir. Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında ve liman kentte devetüyü, kahverengi ve gri hamurlu; devetüyü, kırmızı ve gri astarlı örnekleri bulunmuştur[269]. Liman Tepe[270] ve Kocabaş Tepe’de[271] ise bu çanakların gri seramik grubunda yer aldıkları görülmüştür.
Tip B13: Bu tip çanakların Orta Tunç Çağı II’de bölgede yaygın olarak kullanıldığı saptanmıştır. Liman Tepe[272], Panaztepe[273] ve Kocabaş Tepe’de[274] gri seramik grubundan üretilmiştir.
Tip B14: B14 tipi çanaklar bölgede Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen örnekleri Panaztepe, Kocabaş Tepe ve Liman Tepe’de bulunmuştur. Panaztepe’de yapılan kazılarda da bu tip çanaklar ele geçmiştir. Panaztepe’de akropolün IIb evresinde ve liman kentte bulunan örnekleri devetüyünün tonlarında ve gri astarlıdır[275]. Liman Tepe’de ise bu tip çanakların kırmızı ve gri seramik grubunda yer alan örnekleri tespit edilmiştir[276]. Kocabaş Tepe’de Orta Tunç Çağı I’e göre azaldığı belirlenen bu tip çanakların, devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlı oldukları görülmüştür[277].
Çömlekler (Tablo 4): Orta Tunç Çağı I’de görülen çömlekler Orta Tunç Çağı II’de de kullanılmaya devam etmiştir.
Tip C1: C1 tipi çömleklerin Orta Tunç Çağı II tarihlenen örnekleri Liman Tepe’de ele geçmiştir[278]. Bu çömleklerin Orta Tunç Çağı I’de olduğu gibi kaba mutfak kabı olarak üretildikleri tespit edilmiştir.
Tip C2: C2 tipinde çömlekler aynı anlayışla bu dönemde de kullanılmıştır.
Tip C3: Bu tip çömlekler Orta Tunç Çağı II’de de görülmektedir. Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında olan örneklerinin devam ettiği belirlenmiştir[279]. Liman Tepe[280], Panaztepe[281] ve Bağlararası’nda ise kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlı örnekleri bulunmuştur.
Tip C4: Orta Tunç Çağı II’de de kullanılmaya devam eden bu çömlekler Panaztepe ve Liman Tepe’den bilinmektedir. Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında ve atölye alanının Ia tabakasında bu tip çömleklere ait parçalar ele geçmiştir. Devetüyünün tonlarında, kırmızı ve gri seramik gruplarında yer alan bu parçaların bazılarında perdah tespit edilmiştir[282]. Liman Tepe’de bu tip çömleklerin kaba mutfak kabı, devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlı örnekleri[283], Bağlararası’nda ise sadece kaba mutfak kabından yapılmış örnekleri bulunmuştur.
Tip C5: C5 tipi çömleklere ait örnekler Liman Tepe, Kocabaş Tepe ve Çeşme Bağalararası’nda ele geçmiştir. Bu çömleklerin Liman Tepe[284] ve Bağlararası’nda[285] kırmızı ve devetüyü tonlarında astarlı, Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında oldukları tespit edilmiştir[286]. Bu merkezlerden Bağlararası’nda bulunanlarının bazılarının gövdelerinin üzerinde veya boyun kısımlarında kabartma olarak yapılmış insan yüzlerinin olduğu görülmüştür.
Tip C6: Orta Tunç Çağı II’de de görülen C6 tipinde çömleklerin, Orta Tunç Çağı I’e göre daha yoğun olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Bu dönemde Liman Tepe, Kocabaş Tepe ve Bağlararası’nda yapılan kazılarda bu tip çömleklere ait örnekler ele geçmiştir. Liman Tepe[287] ve Kocabaş Tepe’de[288] örneklerinin Orta Tunç Çağı I’deki anlayışla üretildikleri tespit edilmiştir. Bağlararası’nda ise kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlı örnekleri bulunmuştur[289].
Yonca Ağızlı Testiler (Tablo 5): Yonca ağızlı testilerin D2 tipi bu dönemde de kullanılmakla birlikte, D1 tipine ait henüz örnek bulunmaktadır.
Tip D2: D2 tipinde yonca ağızlı testiler Orta Tunç Çağı II’de de yaygın olarak kullanılmıştır. Bu dönemde Bağlararası’nda devetüyünün tonlarında astarlı [290], Liman Tepe’de ise kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlı [291] bu tip testilere ait birçok örnek ele geçmiştir. Bununla birlikte Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında ve liman kentte D2 tipinde testilere ait çok sayıda örnek bulunmuştur[292].
Gaga Ağızlı Testiler (Tablo 6): Orta Tunç Çağı II yerleşimlerde ele geçen gaga ağızlı testiler iki tip oluşturdukları görülmüştür.
Tip E2: Kesik gaga ağızlı testiler E2 tipini oluşturmaktadır. Anadolu’da Erken Tunç Çağı II’de ortaya çıkan[293] kesik gaga ağızlı testiler, İzmir’de Orta Tunç Çağı yerleşimlerinden Panaztepe’den bilinmektedir. Panaztepe’de atölyeler alanında bu tip testilere ait iki örnek bulunmuştur. Keskin karınlı olan bu testilerden biri, uzun boyunlu ve keskin karınlı, diğeri ise kısa boyunludur. Bu testiler kırmızımsı sarı renkte astarlıdır[294]. Kocabaş Tepe’de ise devetüyü seramik grubunda yer almaktadır[295].
Tip E3: Dik ve sivri gaga ağızlı testiler, testilerin ikinci tipini oluşturmaktadır. Uzun boyuna sahip bu testilere ait parçalar Liman Tepe ve Panaztepe’de ele geçmiştir. Panaztepe’de atölyeler alanında Ia tabakasında bulunan örnek sarımsı kahverengi renkte astarlıdır[296]. Liman Tepe’de ise bu tip testilerin kırmızı astarlı seramik grubunda yer aldıkları görülmüştür[297].
Kantharoslar (Tablo 7): Kantharos tipi kaplar İzmir’de Orta Tunç Çağı II’de görülmektedir. Batı Ege kökenli olan kantharos tipi kapların benzerleri Kıta Yunanistan’da bilinmektedir. Yunanistan’da bulunan ve “Olgun Minyas Safhasını” karakterize eden bu tip kaplar Orta Hellas I-II dönemlerine tarihlenmektedir[298]. Batı Anadolu’da Troya dışında, Panaztepe ve Liman Tepe’de kantharoslara ait örnekler ele geçmiştir. Troya’da gri seramik üretimi kantharoslar VI. yerleşmenin erken evrelerinde bulunmuştur[299]. Liman Tepe’de gri seramik olarak üretilmiştir. Panaztepe’de ise akropolün IIb tabakasında bulunan örnekleri gri seramik içinde yer almaktadır. Ayrıca Panaztepe’de aşağıda da belirtildiği üzere kırmızı Minyas seramik grubundan üretilen örnekleri de ele geçmiştir[300].
Gobletler (Tablo 7): Gobletlerde kantharoslar gibi Kıta Yunanistan kökenli bir kap formudur. Yunanistan’da “Olgun Minyas Safhasını” karakterize eden bu kaplar Orta Hellas Dönemi’ne tarihlendirilmiştir[301]. Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında[302], Bağlararası’nda ve Liman Tepe’de[303] bulunan gobletler gri seramik grubuna aittir. Bununla birlikte Panaztepe’de grinin dışında, aşağıda da belirtildiği üzere sarı Minyas olarak tanımlanan örnekleri de bulunmuştur. Gobletlerin Troya’nın VI’nın erken evrelerinde bilinen örneklerde gri seramik içinde görülmektedir[304].
IV.2.2. İthal Seramik: Orta Tunç Çağı II’ye ait ithal seramik örnekleri Liman Tepe ve Çeşme Bağlararası’nda yapılan kazılarda bulunmuştur. Liman Tepe’de Kıta Yunanistan kökenli, Bağlararası’nda ise Girit ve Kiklad kökenli seramik örnekleri ele geçmekle birlikte, Kıta Yunanistan kökenli olanların daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Mat Boyalı Seramik: Liman Tepe’nin Orta Tunç Çağı I tabakasında çok sayıda örnekle temsil edilen Aegina kökenli mat boyalı seramik örneklerinin, Orta Tunç Çağı II’de sayısal olarak azaldığı belirlenmiştir[305].
Minos Seramiği [306]: Bağlararası’nın Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen 2. tabakasında çok az miktarda Girit kökenli örnek ele geçmiştir. Söz konusu örnekler çarkta şekillendirilmiş olup çok iyi fırınlanmıştır. Orta nitelikte mika, kalker, taşçık içeren bir hamur yapısına sahiptir. Mat turuncu – sarımsı devetüyü renginde hamurlu, dışta kırmızımsı kahverenginde, koyu kırmızımsı kahverengi-çok koyu gri boya bezemelidir. Küçük boyutta, kapalı ve dikey kulplu bu kaba aittir[307]. Söz konusu kabın hamur ve yüzey özellikleri bakımından benzeri Troya’da yapılan kazılarda bulunmuştur. Gaga ağızlı testiye ait olan bu kap, Girit ithali olup, Orta Minos IIIA dönemine tarihlendirilmiştir[308]. Bunların yanı sıra yine Bağlararası’nda bulunan boyunlu bir çömleğin Minos üretimi olduğu ifade edilmiştir (Resim 2)[309].
Kiklad Seramiği: Orta Tunç Çağı II’ye ait bir diğer ithal seramik grubunu ise Kiklad kökenli bir örnek oluşturmaktadır. Bağlararası’da yapılan kazılarda ele geçen bir örnek Kiklad kökenli olarak tanımlanmaktadır. Kapalı bir kaba ait olan bu örnek, çarkta yapılmış ve iyi fırınlanmıştır. Orta nitelikteki hamurda, mika, kalker, taşçık ve denizsel katkı görülmektedir. Kırmızımsı kahverengi renkte hamurlu, kahverengi bir öze sahip örneğin dış yüzeyinde kırmızımsı devetüyü - grimsi kahverengi renkte astar üzerine krem renginde boya bezeme ile yapılmış büyük bir spiral yer almaktadır[310]. Bu kabın gerek malzeme, gerekse bezeme tekniği bakımından en yakın benzeri Keos’tan bilinmektedir[311].
Sarı ve Kırmızı Minyas Seramiği [312]: H.Schliemann, Orchomenos’ta yapılan kazılarda bulduğu gri renkli ve perdahlı seramik örneklerini, adı İlyada’da geçen Minyan krallığında kullanılan metal kaplara benzeterek “Minyas seramiği” olarak adlandırmıştır[313]. Minyas seramiğinin tanımı genel olarak üç özelliğe dayandırılmaktadır. Bunlardan birincisi hamur ve yüzey niteliğidir. Genelde ince nitelikli hamur yapısına sahip Minyas seramik örnekleri çarkta yapılmıştır. Gri ve siyah renklerin dışında sarı, kırmızı, kahverengi, yeşil renklerde de olabilmektedir. Çok iyi fırınlanmış olup yüzeyi perdahlıdır. İkincisi kap formlarıdır. Karakteristik kap formları arasında kantharos, ufak kulplu ve pedestal dipli goblet ya da yiv bezemeli, ağız üzerinden yükselen ilmek kulplu kâse bulunmaktadır. Son bir özellik ise Minyas seramiğinin sabunumsu bir yüzeye sahip olmasıdır. Sabunumsu yüzey, ince bir kilin yüzeye yumuşak bir malzeme ile uygulanması sonucunda elde edilmiştir[314]. O.T.P.K. Dickinson tarafından yapılan çalışmalarda Minyas seramiği dört safha altında ele alınmıştır. Bu safhalar Erken Minyas, Bezeli Minyas, Olgun Minyas ve Geç Minyas seramiği olmak üzeredir. Bu safhalardan Erken Minyas seramiği Erken Hellas Dönemi sonunda, diğer safhalar ise Orta Hellas Dönemi içinde gelişmiştir[315].
İzmir’de yapılan kazı ve araştırmalarda Minyas seramiğine ait örnekler Panaztepe’de ele geçmiştir. Panaztepe’de akropolün IIb tabakasında bu seramik grubuna ait sarı [316] ve kırmızı [317] örnekleri ele geçmiştir. Yerleşimde sarı Minyas seramiğinin kırmızı Minyas seramiğine göre daha fazla olduğu belirtilmiştir. Kap formu olarak sarı Minyas seramiğinde gobletler ve bir amphora, kırmzı Minyas seramiğinde ise kantharos ve kapalı bir kapalı kaba ait parça tespit edilmiştir.
IV. 3. Orta Tunç Çağı III Seramiği
Orta Tunç Çağı III’de Liman Tepe, Çeşme Bağlararası, Panaztepe, Larisa, Bayraklı ve Kocabaş Tepe’de iskan devam ederken, iç kısımlarda Torbalı yakınlarında bulunan Bademgediği de[318] yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.
Bu yerleşimlerden Liman Tepe’nin Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen III1/2 tabakasında bir kuyu, mimari bütünlük vermeyen duvar parçaları ile geniş bir alana yayılan taş döşeme açığa çıkarılmıştır[319]. Bağlararası’nda 1. tabakasında ise kısmen korunmuş duvar kalıntıları ve çöp çukurları içinde bu döneme ait seramik örnekleri ele geçmiştir. Panaztepe’de yapılan kazılarda ise liman kenttin IV1 tabakası, akropolün ise IIa tabakası Orta Tunç Çağı III’e verilmektedir. Bu alanlardan liman kentte belirli bir mimari bütünlük vermeyen duvar ve döşeme parçaları [320], akropolde ise dağılmış duvar kalıntıları açığa çıkarılmıştır[321]. Kocabaş Tepe’nin 1. mimari tabakası da maalesef bu dönem mimarisi hakkında yeterli bilgi vermemektedir. Bu yerleşimde de söz konusu dönem buluntuları, bir çömlek mezar ile çöp çukurundan ele geçmiştir[322]. Bademgediği’nde yapılan kazılarda ise, VI. tabaka yerleşmesini çevreleyen sur duvarının bir bölümü açığa çıkarılmıştır[323].
Söz konusu yerleşimlerde yapılan kazılarda yerli seramik örnekleri ile birlikte ithal seramik örnekleri ele geçmiştir. İthal seramik örneklerinin Orta Tunç Çağı III’de gerek çeşit, gerekse sayıca arttığı görülmektedir.
IV.3.1. Yerli Seramik: İzmir’de Orta Tunç Çağı III tarihlenen yerleşimlerde ele geçen yerli seramik örnekleri genel olarak değerlendirildiğinde, seramiğin yüzeyine uygulanan astarın bu dönemde ince olduğu ve astar renklerin açıldığı tespit edilmiştir. Renklerde görülen bu değişim astarın incelmesinden kaynaklanmış olmalıdır.
Malzeme ve seramik grupları bakımından ise bölge içindeki farklılığın Orta Tunç Çağı III’de de devam ettiği görülmektedir.
Seramik Grupları: Bölgede Orta Tunç Çağı II’de görülen seramik mal grupları bu dönemde de varlığını sürdürmekle birlikte yoğunluklarında değişmeler olmuştur.
Kırmızı Astarlı Seramik: Kırmızı astarlı seramik Orta Tunç Çağı III’de de varlığını devam ettirmekle birlikte, seramik üzerine kırmızının daha açık tonlarının uygulanmıştır. Bu seramik grubunun yoğunluğunun da bölge içinde değişikliğe uğradığı görülmüştür. İzmir’in kuzeyinde ve körfezin iç kısımlarında ise Orta Tunç Çağı II’ye oranla azaldığı görülmüştür[324]. İzmir’in güneyinde de azalmasına rağmen, diğer bölgelere oranla bu seramik grubunun daha yoğun olarak kullanıldığı söylenebilir[325].
Devetüyü Renginde Astarlı Seramik: Devetüyü renginde astarlı seramik te Orta Tunç Çağı III’de varlığını devam ettirmiştir. Bu dönemde Liman Tepe’de devetüyü renkte astarlı seramiğin renginin açıldığı ve yoğunluğunun arttığı belirlenmiştir[326]. Bağlararası’nda[327] ve Kocabaş Tepe’de[328] yoğunluğu devam ederken, Panaztepe’de de Orta Tunç Çağı II’ye oranla sayısal olarak arttığı görülmüştür[329].
Gri Seramik: Gri seramik grubu da bölgede daha farklı bir dağılım sergilemektedir. Güneyde Liman Tepe’de Orta Tunç Çağı II’de çoğalan bu seramiğin, Orta Tunç Çağı III’de tekrardan azaldığı belirlenmiş, ama bu oranın Orta Tunç Çağı I’den daha fazla olduğu söylenebilir[330]. Bağlararası’nda Orta Tunç Çağı II’de olduğu gibi gri seramiğe ait az örnek ele geçmiştir[331]. Kuzeyde Panaztepe’de ise esas tabaka malını gri seramik oluşturmaktadır[332]. Körfezin iç kısımlarında da daha farklı bir durumla karşılaşılmaktadır. Kocabaş Tepe’de Orta Tunç Çağı II’de belirgin bir oran oluşturan gri seramiğin oranında, bu dönemde tekrardan bir azalma olmuştur[333]. Orta Tunç Çağı’nın bu döneminde yerleşme gören Bademgediği’nde ise gri seramiğin belirgin bir oran oluşturduğu ifade edilmektedir[334].
Krem Renkte Astarlı Seramik: Krem astarlı seramik örneklerine Kocabaş Tepe’de, Liman Tepe ve Bademgediği’nde rastlanılmıştır. Kocabaş Tepe kaba nitelikli örneklerinin devam ettiği, orta nitelikli olanların ise yok olduğu tespit edilmiştir[335]. Bademgediği [336] ve Liman Tepe’de[337] ise ince ve orta nitelikli örnekleri ele geçmiştir.
Altın Mikalı Astarlı Seramik: Bademgediği [338] ve Kocabaş Tepe’nin[339] Orta Tunç Çağı III’ye tarihlenen tabaklarında bu grup seramiğe ait çok az örnek ele geçmiştir. Bölgenin diğer kısımlarında yer alan yerleşimlerin bu dönem tabakalarında ise altın mikalı astarlı seramik ele geçmemiştir.
Gümüş Mikalı Astarlı Seramik: Gümüş mikalı astarlı seramiğin Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri Panaztepe’den bilinmektedir[340].
Kap Formları: Orta Tunç Çağı III’de ana kap formlarında değişme olmamıştır.
Fincanlar (Tablo 1): Bu dönemde A3 tipi fincanların yanında A4 tipinde fincanlar kullanılmaya başlanmıştır.
Tip A3: Orta Tunç Çağı III’de A3 tipinde fincanlar Liman Tepe[341] ve Panaztepe’de[342] ele geçmiştir. Söz konusu örneklerin büyük bir kısmının gri seramik grubunda üretildiği tespit edilmiştir. Gri seramiğin yanında daha az miktarda da devetüyünden yapılmış örnekleri de bulunmuştur.
Tip A4: Orta Tunç Çağı III’de ortaya çıkan A4 tipinde fincanlar basık armut biçiminde gövdeli olup, hafif dışa çekik, basit ağız kenarlıdır. Dikey şerit biçimindeki ağız kenarından yükselerek omzun altına bağlanmaktadır. Bu tip fincanlar Bağlararası ve Bademgediği’nde ele geçmiştir. Bademgediği örnekleri gri seramik ve altın mikalı astarlı [343]; Bağlararası örnekleri ise devetüyünün tonlarında astarlıdır.
Çanaklar (Tablo 2-3): Orta Tunç Çağı II’de görülen çanak tipleri Orta Tunç Çağı III’de de devam etmekle birlikte yoğunluklarında değişimler olmuştur.
Tip B1: B1 tipinde çanaklara ait önekler Orta Tunç Çağı II’de Bağlararası ve Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. Bu dönemde Bağlararası’nda bu tip çanakların azaldığı tespit edilmiştir. Bulunan az sayıdaki örnek ise devetüyünün tonlarında astarlıdır. Kocabaş Tepe’de Orta Tunç Çağı I’de görülen, ancak Orta Tunç Çağı II’de örnekleri bulunmayan B1 tipi çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri de ele geçmiştir. Devetüyünün tonlarında olan bu örneklerin Orta Tunç Çağı I’e oranla sayısının azaldığı belirlenmiştir[344].
Tip B2: Bu tip çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri Kocabaş Tepe[345] ve Bağlararası’nda bulunan devetüyünün tanlarındaki örneklerinden tanınmaktadır.
Tip B3: Panaztepe ve Kocabaş Tepe’de bu tip çanaklara ait örnekler ele geçmiştir. Panaztepe’de akropolde IIa tabakasında yapılan kazılarda bulunan bu çanak sarımsı renkte astarlı olup, perdahlıdır[346]. Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında olan bu tip çanakların sayısal olarak azaldığı belirlenmiştir[347].
Tip B4: B4 tipi çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri Bağlararası ve Panaztepe’de bulunmuştur. Bağlararası’nda çöp çukurlarında bu tip çanakların devetüyü renginde astarlı örnekleri ele geçmiştir. Panaztepe’de akropolün IIa tabakasında devetüyünün tonlarında astara sahiptir. Bu çanakların bazılarında perdah tespit edilmiştir[348].
Tip B6: Bu tip çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenenleri Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. Kocabaş Tepe örneklerinin azalmaya başladığı, ancak aynı anlayışla devam ettiği belirlenmiştir[349].
Tip B7: Bu döneme tarihlenen B7 tipi çanaklar ise Kocabaş Tepe ve Panaztepe’den bilinmektedir. Kocabaş Tepe’de Orta Tunç Çağı I’de kullanılan, ama Orta Tunç Çağı II’de örneği ele geçmeyen, Orta Tunç Çağı III’de tekrardan görülen bu çanaklar yine devetüyünün tonlarındadır[350]. Panaztepe’de ise liman kentte gri, kırmızı ve devetüyü seramik grubunda yer alan örnekleri ele geçmiştir[351].
Tip B8: Orta Tunç Çağı III’de Bağlararası’da bu çanakların kırmızı astarlı örnekleri kullanılmaya devam ederken, Kocabaş Tepe’de bu dönemde gümüş mikalı astarlı örnekleri ortadan kalkmıştır[352]. Panaztepe’de de Orta Tunç Çağı II’de görülen örnekler arasında gri ve kırmızı astarlı olanlarında artış gözlenmiştir[353]. Bademgediği’nde ise sadece kırmızı astarlı örnekleri bulunmuştur[354]. Liman Tepe’de de bu tip çanaklara ait parçalar bilinmektedir[355].
Tip B9: Bağlararası, Panaztepe, Kocabaş Tepe, Bademgediği ve Liman Tepe’de yapılan kazılarda B9 tipinde çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri ele geçmiştir. Bu çanakların Bağlararası’nda kırmızı ve devetüyü renginde astarlı [356], Panaztepe’de akropolün IIa tabakasında gri seramik grubunda yer alan[357], Kocabaş Tepe’de kırmızı, krem ve devetüyü renginde astarlı [358], Bademgediği’nde ise sadece kırmızı astarlı [359] oldukları görülmüştür. Liman Tepe’de de devetüyü grubunda yer alan örnekleri bulunmuştur[360].
Tip B10: B10 tipi çanaklar ise Bademgediği, Liman Tepe ve Panaztepe’den bilinmektedir. Bademgediği örnekleri gri seramik grubunda[361], Liman Tepe’de devetüyünün tonlarında seramik grubunda[362] yer almaktadır. Panaztepe’de yapılan kazılarda Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen akropolün IIa tabakasında içi kırmızı, dışı beyaz astarlı bir örneği [363]; liman kentte ise gri seramik grubundan örnekleri ele geçmiştir[364].
Tip B11: Orta Tunç Çağı II’de ortaya çıkan B11 tipi çanaklar İzmir’de Orta Tunç Çağı III yerleşimleri içinde Kocabaş Tepe, Bağlararası ve Bademgediği’nden tanınmaktadır. Bu çanakların Kocabaş Tepe’de gri ve devetüyünün tonlarında astarlı [365], Bağlararası’nda ise devetüyünün tonlarında astarlı [366] oldukları belirlenmiştir. Bademgediği örnekleri ise gri seramik grubu içinde yer almaktadır[367].
Tip B12: B 12 tipi çanaklara ait örnekler Panaztepe’de liman kentte bulunmuştur. Bu çanakların gri astarlı oldukları tespit edilmiştir[368].
Tip B13: Kocabaş Tepe[369] ve Panaztepe’de[370] yapılan kazılarda B13 tipi çanakların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri ele geçmiştir. Bu çanakların Orta Tunç Çağı II’de olduğu gibi gri seramik grubunda yer aldıkları belirlenmiştir.
Tip B14: B 14 tipi çanaklar Orta Tunç Çağı III’de de kullanılmıştır. Bu döneme ait örnekler Panaztepe’de ele geçmiştir[371].
Çömlekler (Tablo 4): Orta Tunç Çağı III’de C1 tipi çömleklere ait henüz örnek ele geçmemekle birlikte, diğer tipteki çömleklerin farklı yoğunluklarda varlığını sürdürdüğü görülmüştür.
Tip C2-C3: Bu tip çömleklerin kullanımı Orta Tunç Çağı III’te de sürmüştür.
Tip C4-C6: Bu tip çömleklere ait örnekler Liman Tepe[372], Panaztepe[373] ve Bağlararası’nda[374] bulunmuştur. Devetüyünün tonlarında ve kırmızı astarlı olan bu çömleklerin farklı yoğunluklarda olduğu görülmektedir. Söz konusu çömleklerden C4 tipindeki örneklerin yok denecek kadar azadığı, C5 tipi çömleklerin ise C6 tipine oranla daha az olduğu tespit edilmiştir.
Yonca Ağızlı Testiler (Tablo 5): Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen yonca ağızlı testilere ait örnekler Kocabaş Tepe’de ele geçmiştir. D2 tipinde olan bu testiler, devetüyünün tonlarında mal grubunda yer almaktadır[375].
Gobletler ve Kantharoslar (Tablo 7): Kantharos tipi kapların Orta Tunç Çağı III’e tarihlenen örnekleri Liman Tepe[376] ve Panaztepe’de[377] ele geçmiştir.
IV.3.2. İthal Seramik: Bölgede ithal seramik örnekleri sadece Çeşme Bağlararası ve Bademgediği’nden bilinmektedir. Bu iki merkezden Bağlararası’nda bulunan ithal seramik örneklerinin farklı kültür bölgelerine ait olması ve sayı bakımından çokluğu dikkat çekmektedir. Kıta Yunanistan, Kiklad Adaları ve Girit kökenli olan bu örnekler, kendi içinde de çeşitlilik göstermektedir.
Minos Taklidi Kiklad Seramiği: “Minos Taklidi Kiklad Seramiği” Kiklad Adaları’nda yapılmış, Minos taklidi seramik örnekleridir. Bölgede Bağlararası’nda yapılan kazılarda bu seramik grubuna ait çok sayıda örnek bulunmuştur (Resim 3-5). İnce nitelikte ve krem, bej, tuğla renginde olan bu seramik örnekleri hamur renginde astarlıdır. Astar üzerinde kahverengi, kırmızımsı kahverengi ve tonlarında boya ile yapılmış koşan spiraller motif olarak görülmektedir. Çok az örnekte ise bitkisel motif tespit edilmiştir. Kap formu olarak ise oldukça fazla miktarda Minos ve Kiklad tipindeki tek kulplu fincanların yanında, çok daha az miktarda Minos tipi akıtacaklı çömlek ve amphora tipi kaplara ait parçalar bulunmuştur[378].
Kiklad Adaları’nda Keos’ta yapılan kazılarda ele geçen ve “Keoslu Mikalı Mal Grubu” olarak adlandırılan seramik kırmızıya yakın bir hamur rengine sahiptir. Mikalı hamur yapısı ile dikkat çeken bu seramiğin hamurunda, kireçtaşı ve kırmızı renkte parçalarda katkı maddesi olarak görülmektedir. Pembe ile turuncu arasında değişen hamur rengine sahip bu örneklerin hepsi çarkta şekillendirilmiştir. Hamur renginde ya da devetüyü, beyaz renkte astarlı olan bu seramiklerin yüzeyleri düzeltilmiştir. Siyah ya da kırmızı renklerde boya bezemeli olan bu örneklerin bazılarında çift renk bir arada kullanılmıştır[379]. Bağlararası’nda ele geçen örnekler gerek hamur yapısı, gerekse yüzey özellikleri bakımından “Keoslu Mikalı Kırmızı Mal Grubu” ile benzerlik göstermektedir (Resim 7). Bu bağlamda Bağlararası örneklerinin Keos üretimi olduğu söylenebilir.
Cycladic White Ware: “Cycladic White Ware” olarak adlandırılan seramik örnekleri Kiklad kökenlidir. “Kiklad Beyazı” ya da “Melos Beyazı” olarak ta adlandırılan bu seramik örnekleri, ince ve orta nitelikte olup, çok sıkı olmayan gözenekli bir hamura sahiptir. Koyu sarı ile beyaz arasında değişen renklerde olan örneklerin yüzeyi perdahlanmıştır[380]. İzmir’de yapılan kazılarda sadece Bağlararası yerleşiminde bu seramik grubuna ait çok az örnek ele geçmiştir. İnce nitelikli, beyaz renkte hamurlu ve astarlı olan bu örnekler üzerinde kırmızımsı kahverengi boya bezeme bulunmaktadır[381].
Kiklad Seramiği: Bağlararası’nda bulunan bir testi parçası Kiklad ürünüdür (Resim 6). Orta nitelikte, kirli krem renkte hamurlu olan bu testinin gövdesi üzerinde krem renkte astar üzerine, kahverenginde dama ve dikey çizgilerle sınırlandırılmış zikzak motiflerinden oluşan panaller yer almaktadır[382].
Girit Polychrom Ware: Girit kökenli olan “Polychrome Ware” olarak tanımlanan seramik örnekleri ince nitelikte hamura sahip olup, çok iyi fırınlanmıştır. Orta Minos III-Geç Minos IA dönemlerine tarihlenen[383] bu grup seramik örnekleri Bağlararası’nda yapılan kazılarda ele geçmiştir (Resim 9). Bu merkezde bulunan örnekler krem ve bejin farklı tonlarında hamurlu; hamur renginde astarlı; kırmızımsı kahverengi, kahverengi, siyah tonlarında boya bezemelidir. Seramik örnekleri üzerinde motif olarak bant sıraları ve spiraller görülmektedir. Çoğunluğunu gövde parçalarından oluşan seramik örnekleri içinde, tek kulplu fincan ile gaga ağızlı testi form veren örnekleri oluşturmaktadır[384].
Tortoise-Shell Ripple Ware: Girit kökenli bir diğer seramik grubunu ise “Tortoise-Shell Ripple Ware” olarak tanımlanan seramik örnekleri oluşturmaktadır. Bu seramik grubu Girit’te Orta Minos II döneminden itibaren Geç Minos IB dönemi sonuna kadar görülmektedir. Doğu Girit kökenli olduğu düşünülen “Tortoise-Shell Ripple Ware” seramik örneklerinin, üretim yeri henüz saptanmamıştır. Genel olarak açık renk astar üzerine koyu renk bezemeli olan bu seramik örnekleri çok iyi fırınlanmış ve perdahlanmışlardır. Seramik örnekleri üzerinde dalgalı hatlar, zigzag, yatay bantlar ve düzensiz paralel hatlar motif olarak görülmektedir[385]. İzmir’de Bağlararası’nda (Resim 10)[386] ve Bademgediği’nde (Resim 11)[387] yapılan kazılarda bu seramik grubuna ait çok az miktarda örnek ele geçmiştir. Bu merkezlerden Bağlararası’nda bulunan örnekler kırmızı renkte, ince katkılı bir hamura sahiptir. Pembemsi krem astarlı seramik örnekleri üzerinde kırmızı ve kahverengi tonlarında boya ile yapılmış dalgalı hatlar görülmektedir.
Mat Boyalı Seramik: İzmir’de Orta Tunç Çağı I’den itiberen görülen mat boyalı seramik örnekleri, bu dönemde sadece Bağlararası’nda bulunmuştur. Birkaç parçadan oluşan bu örnekler sarımsı yeşil renkte ve orta nitelikli bir hamura sahiptir. Yeşil astarlı olan seramik örnekleri üzerinde kahverengi tonlarında bezemeler yer almaktadır[388].
“Aegina” Üretimi Kamares Seramiği: Kıta Yunanistan’da Aegina’nın IX. tabakasında bulunan bir grup seramik “Aegina Yapımı Kamares Seramiği”, bir başka grup seramik ise “Kamares Taklidi Yerli Seramik” olarak tanımlanmıştır. Bu seramik gruplarından “Aegina Yapımı Kamares Seramiği” olarak adlandırılan örnekler temiz hamurlu olup, meşin renginde ve kırmızımsı kahverenginde hamura sahiptir. Açık kırmızı, açık kırmızımsı kahverengi renkte astarlı olan bu seramik örnekleri beyaz, krem ve pembe boya bezemelidir[389].
İzmir’de Bağlararası’nda yapılan kazılarda ele geçen üç parça seramik (Resim 8), ince nitelikte, kırmızımsı kahverenginde hamurlu olup, açık kırmızı astar üzerine beyaz renkte boya bezemelidir. Yaprak motifleri ile bezemeli olan bu parçalar[390], malzeme ve teknik özellikleri bakımından “Aegina Yapımı Kamares Seramiği” ile benzerlik göstermektedir. Bu bağlamda Bağlararası örnekleri de “Aegina Yapımı Kamares Seramiği” olarak tanımlanabilir.
Sarı Minyas Seramiği: Sarı Minyas seramiğinin Orta Tunç Çağı III dönemine tarihlenen örnekleri Panaztepe[391] ve Bağlararası’nda[392] bulunmuştur. Panaztepe’de bu dönemde sarı Minyas seramiğinin Orta Tunç Çağı II’ye oranla azaldığı, söz konusu örneklerinde kantharos tipi kaplara ait olduğu tespit edilmiştir. Bağlararası’nda ise sarı Minyas seramiğine ait örnekler birkaç gövde parçasından oluşmaktadır.
Kırmızı Minyas seramiği ise Orta Tunç Çağı III’de varlığını çok az örnekler sürdürmüştür. Bu dönem örnekleri Panaztepe’de akropolün IIa tabakasında ele geçmiştir. Gövde parçalarından oluşan örneklerin açık kaplara ait olduğu tespit edilmiştir[393].
V. DEĞERLENDİRME
Prehistorik dönemlerden beri yerleşime sahne olan İzmir bölgesi, Orta Tunç Çağı’nda da Bağlararası, Liman Tepe, Bayraklı, Panaztepe, Larisa, Kocabaş Tepe ve Bademgediği gibi yerleşimlere sahne olmuştur. Söz konusu yerleşimlerde ele geçen ve Orta Tunç Çağı’na tarihlenen seramik örnekleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde İzmir’de Orta Tunç Çağı kültürünün üç aşama gösterdiği belirlenmiştir. Orta Tunç Çağı I, II ve III olarak tanımlanan bu kültürün Batı Anadolu’nun diğer yerleşimleriyle de korelasyon sağladığı görülmüştür.
Liman Tepe, Panaztepe ve Kocabaş Tepe yerleşimleri bölgenin Orta Tunç Çağı I seramiği hakkında detaylı bilgi vermektedir. Yerli ve ithal seramiklerin görüldüğü bu dönemde, yerli seramiğin kalın bir astara ve perdahlı bir yüzeye sahip olduğu belirlenmiştir. Yerli seramiğin bu dönemde kırmızı astarlı seramik, devetüyü renginde astarlı seramik, krem renginde seramik, gri seramik ve altın mikalı seramik olmak üzere çeşitlilik gösterdiği görülmektedir. Bu seramik grupları içinde Liman Tepe’de kırmızı ve devetüyü renginde seramik yoğunken, Kocabaş Tepe’de de devetüyünün tonlarında seramiğin yoğun olduğu saptanmıştır. Panaztepe’de ise kırmızı, krem ve devetüyü renginde astarlı seramikler aşağı yukarı aynı orandadır. Kap formu olarak B8 tipinde çanaklar, C5 tipinde çömlekler ile yonca ağızlı testilerin bu dönem yerleşimlerinin tabakalarında çok sayıda olduğu ve dönemi karakterize ettiği söylenebilir. Yerli seramiğin yanında bölgede Liman Tepe’de ithal olarak görülen Kıta Yunanistan kökenli mat boyalı seramik örnekleri, Orta Tunç Çağı’nın ilk ithal seramik örneklerini oluşturması bakımından önem taşımaktadır. Bölgede bulunan gerek yerli, gerekse ithal seramik örnekleri ile yapılan karşılaştırmalar, bölgede yaşanan Orta Tunç Çağı I döneminin, Beycesultan’ın ve Troya’nın V.’in geç evresi, Milet’in III. tabakası ile çağdaştır. Söz konusu bu dönem Orta Anadolu’da Kültepe’de Karum’un II. tabakasını, höyüğün ise 8. tabakasını, Boğazköy’de Büyükkale’nin IVd erken, kuzeybatı yamacının ise 8b tabakalarını, Alişar’ın 11T tabakasını içine almaktadır. Görüldüğü üzere Orta Tunç Çağı I’in Orta Anadolu’da Erken Koloni Çağ’ı ile paralel bir dönem olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte mat boyalı seramik örneklerine dayanarak bu dönemin Kıta Yunanistan’da Orta Hellas Dönemi II dönemi, bununla da bağlantılı olarak ise Girit’te Orta Minos IB-II dönemi ile çağdaş olduğu söylenebilir.
Orta Tunç Çağı II’ye gelindiğinde ise Liman Tepe, Panaztepe, Kocabaş Tepe yerleşimlerinin yanında Bağlararası’nda ele geçen seramik örnekleri bölgenin dönem seramiği hakkında detaylı bilgi vermektedir. Yerli seramik örnekleri değerlendirildiğinde, Orta Tunç Çağı I’e oranla astarın daha ince olduğu görülmektedir. Orta Tunç Çağı I’de kullanılan seramik gruplarına ek olarak, bu dönemde gümüş mikalı astarlı seramik örnekleri ortaya çıkmıştır. Yerleşme olarak ele alındığında, Orta Tunç Çağı II’de de bu seramik grupları farklı dağılım göstermektedir. Söz konusu yerleşimlerden İzmir Körfezi’nin güneyinde yer alan Liman Tepe ve Bağlararası’nın benzerlik gösterdiği görülmektedir. Liman Tepe’de Orta Tunç Çağı I’de yoğun olan kırmızı astarlı seramik örneklerinin artık bu dönemde görülmediği, yerini tamamen kırmızı astarlı seramiğe bıraktığı söylenebilir. Kırmızı astarlı seramik ile birlikte devetüyünün tonlarında astarlı seramiğin de aynı oranda olduğu, gri seramiğin ise yoğunluğunun arttığı görülmektedir. Orta Tunç Çağı I’de yerleşim görmeyen, Orta Tunç Çağı II’de yerleşim alanı olarak kullanılan Bağlararası ise aşağı yukarı Liman Tepe ile benzer bir durum sergilemektedir. Bağlararası’nda da kırmızı ve devetüyünün tonlarında astarlı seramik gruplarının esas tabaka malzemesini oluşturmakla birlikte, Liman Tepe’de farklı olarak gri seramiğin çok daha az olduğu belirlenmiştir. Körfezin kuzeyinde Panaztepe’de ise yine seramik gruplarının güneye göre farklı olduğu görülmektedir. Gri seramiğin esas tabaka malını oluşturduğu bu dönemde, buna bağlı olarak kırmızı ve devetüyü astarlı seramik ise azalmıştır. Körfezin iç kısmında Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarının yine yoğun olduğu, kırmızı astarlı ve gri seramiğin yoğunluğunun ise yine az olmakla birlikte, Orta Tunç Çağı I’e göre artış gösterdiği belirlenmiştir. Kap formu olarak ise Orta Tunç Çağı I’i karakterize eden B8 tipi çanaklar ile C5 tipi çömleklerin azaldığı, bunun tersine B9 tipi çanaklar ile C6 tipi çömleklerin esas tabaka malını oluşturduğu görülmüştür. Bu formların yanı sıra yonca ağızlı testiler aynı yoğunlukta devam ederken, B13 tipi çanaklar artış göstermiştir. Bu formların dışında ilk defa bu tabakada ortaya çıkan A3 tipi fincanlar, B11 tipi çanaklar, kantharos ve goblet tipi kaplar dönemi karakterize eden formları oluşturmaktadır. Bu dönem yerli seramik örnekleri Troya’nın VIa/b tabakaları, Beycesultan’ın IVc/b tabakası, Milet’in IVa tabakasının erken safhası, Kültepe’de Karum’un Ib tabakası, höyüğün 7. tabakası, Boğazköy’de Büyükkale’nin geç IVd tabakası, kuzeybatı yamacının 8a tabakası ile Alişar’ın ise 10T tabakası ile eş zamanlıdır. Söz konusu yerleşimlerle ilişkilendirilecek olursak Orta Tunç Çağı II’nin Orta Anadolu’da Geç Koloni Çağı ile çağdaş bir dönem olduğu görülmektedir. Bu dönemde çevre kültür bölgeleri ilişkilerin artması ile birlikte, bölgede bulunan ithal seramik örneklerinin de çeşitlilik gösterdiği görülmektedir. İthal seramik örnekleri olarak ele geçen Kıta Yunanistan kökenli mat boyalı seramik örneklerinin yanında kırmızı ve sarı Minyas seramiği, Girit kökenli Minos seramiği karşılaştırmalı kronoloji oluşturması bakımdan da önem taşımaktadır. Söz konusu ithal seramik örnekleri ile ilişkilendirilirse, Orta Tunç Çağı II’nin Girit’te Orta Minos III’e, Kıta Yunanistan’da ise Orta Hellas III dönemine çağdaş olduğu söylenebilir.
Orta Tunç Çağı’nın son dönemini oluşturan Orta Tunç Çağı III’de ise bölgenin genelinde astar ince olup, astarın incelmesiyle bağlantılı olarak renklerin tonlarının açıldığı görülmektedir. Bu dönemde Orta Tunç Çağı II yerleşmelerine Bademgediği eklenmiştir. Orta Tunç Çağı II yerleşimlerinden körfezin güneyinde Liman Tepe ve Bağlararası’nda devetüyünün tonlarında astarlı seramik artmış, kırmızı astarlı seramik ise azalmıştır. Panaztepe’de ise gri seramik esas tabaka malını oluşturmakla birlikte, kırmızı astarlı seramikte de artış olmuştur. Körfezin iç kısmında Kocabaş Tepe’de ise devetüyünün tonlarında seramiğin yoğunluğu devam ederken, kırmızı astarlı seramik artmış, gri seramik ise azalmıştır. Bu bölgede Bademgediği’nde ise Panaztepe’de olduğu gibi gri seramiğin, diğer seramik gruplarına göre yoğun olduğu belirlenmiştir. Bu dönemde yerli seramik seramik kap formlarının yoğunluklarında da bir değişim olmuştur. B9 tipi çanakların yanında B11 tipi çanaklarının yoğun olarak bulunduğu bu dönemde, B13 tipi çanakların da diğer formlara göre belirgin bir oran oluşturduğu görülmüştür. Bu formların dışında çömlek tipleri içinde C6 tipi çömleklerin üstünlüğü de devam etmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan A4 tipi fincanlar ise tabakaları tarihlendirmede önemli rol oynamıştır. Orta Tunç Çağı III’de bölgenin ithal seramik örneklerinin çeşitliliğinde bir artış görülmektedir. Panaztepe, Bağlararası ve Bademgediği’nde ele geçen ithal seramik örnekleri bölgenin çevre kültür bölgeleri ile ilişkisini göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Özellikle Bağlararası’nda yoğun olarak ele geçen bu seramik örneklerinin Girit, Kiklad ve Kıta Yunanistan kökenli oldukları saptanmıştır. Girit ithallerini oluşturan “Tortoise-Shell Ripple Ware” ve “Polychrom Ware”, Kiklad kökenli Thera ve olası Keos üretimi seramik örnekleri, Kıta Yunanistan kökenli “Mat Boyalı Seramik” ile “Aegina üretimi Kamares Seramiği”, İzmir bölgesi ile çevre kültür bölgeleri ile karşılaştırmalı bir kronoloji oluşturması bakımdan önem taşımaktadır. Gerek yerli seramik örnekleri, gerekse ithal seramik örnekleri Orta Tunç Çağı III’ün Troya’nın VIc tabakası, Beycesultan’ın IVa tabakası ile Milet’in IVa tabakasının geç safhası, Kültepe’de Karum’un Ia tabakası ile çağdaş olduğu anlaşılmaktadır. Batı Anadolu’da Orta Tunç Çağı’nın son safhasını oluşturan bu dönem Orta Anadolu’da Eski Hitit Devri’nin başıyla, Girit ithal seramik örnekleri ile kurulan bağlantılar sayesinde ise Orta Minos IIIB - Geç Minos IA dönemi ile çağdaş bir dönemi oluşturmaktadır.
Görüldüğü üzere İzmir’de Orta Tunç Çağı üç safha halinde gelişmiştir. Bu dönem yerleşmelerinde mimari, bağlı olarak ele geçen yerli ve ithal seramik örnekleri, Batı Anadolu kronolojik dizininin oluşmasında önem taşımaktadır. İlerleyen yıllarda bölgede yapılacak yeni araştırmalar Ege arkeolojisi için önemli bulgular vermeye devam edecektir.