ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Osman Gümüşçü, Abdullah Uğur, Tülay Aygören

Anahtar Kelimeler: Orman tahribi, Tahrir defteri, Türkiye, Anadolu, Hüdavendigar sancağı

Özet

Avrupa'da yaşanan endüstri devriminden sonraki dönemde bir konu, özellikle çarpıcı bir hızla önem kazanmaya başlamıştır: Çevresel değişim. Birçok bileşeni bulunan çevresel değişim, artan nüfusa ve insanların ihtiyaçlarına bağlı olarak her geçen gün daha çok dikkat çeken ve araştırılan bir konu haline gelmiştir. Aslında işleyiş süreci, sonuçları ve bulunması gereken çözüm yolları, bütün ülkeleri ilgilendirmesine rağmen, ne yazık ki, bu konuda yapılan araştırmalar, gelişmiş batılı ülkelerle sınırlı kalmış gibidir. Çevresel değişimin önemli bir bileşeni olan orman tahribi, günümüzde özellikle tropikal ormanlar söz konusu edildiğinde gündeme gelmektedir. Oysaki diğer bölgelerdeki ormanlar da en az tropik ormanlar kadar bu tehlikeyle karşı karşıyadır. Çünkü tropikal bölgelerde yağış ve sıcaklık şartları, ormanların kendini üretmesi için oldukça uygun iken, diğer birçok bölgede bu durum çok daha sınırlı görünmektedir. Üstelik bu konu, sadece içinde yaşadığımız dönemi değil, kökleri çok eskiye giden derin geçmişi de ilgilendirmektedir. Bu noktadan hareketle, yaptığımız bu çalışmada, çok eski tarihlerden beri insanların ve uygarlıkların var olduğu Anadolu'da geçmişteki orman tahribi incelenmiştir. Özellikle Osmanlı döneminde hazırlanan, çok sayıda ve çeşitli arşiv belgelerindeki orman tahribi kayıtları aranmış ve konu verilerin elverdiği ölçüde ele alınmıştır. Ormanca zengin, ormanın kendini yenileyebildiği ve her dönem büyük bir nüfus barındıran İstanbul'a yakın bir sahada bulunan Hüdavendigar sancağı örneğinde konu derinlemesine araştırılarak, Anadolu geneli için de bazı sonuçlar çıkarılmaya çalışılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinden anlaşıldığına göre, XVI. yüzyıl gibi Anadolu'da nüfusun daha hızlı arttığı bir dönemde, artan ihtiyaçlara bağlı olarak bu dönemdeki orman tahribi dikkati çekecek boyutlara ulaşmıştır. Fakat buna rağmen, orman tahribi konusu şimdiye kadar pek dikkati çekmemiş, Osmanlı arşiv belgelerinden faydalananlar için bu konu biraz uzakta kalmıştır. Dolayısıyla, bu çalışma, konuya orman tahribi açısından yaklaşan ilk araştırma ve hatta Osmanlı döneminde Anadolu'da orman tahribi için de bir giriş niteliğindedir.