ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Bernard Lewıs

Anahtar Kelimeler: Osmanlı İmparatorluğu, Dağılma Dönemi, Türkiye, İtilaf Devletleri, Gayrimüslim

Özet

Osmanlı İmpatorluğunun son yıllarında birleştirici nitelikteki üç değişik ideoloji, uyruklar arasındaki bağlılığı sağlamak üzere birbirleri ile üstünlük yarışına girdi. Bu ideolojiler, İslamcılık, Osmanlıcılık ve Türkçülük ilkeleri olarak saptanabilir. İslamiyet, klasik İslam dünyasının hemen hemen tüm ülkelerinde olduğu gibi Osmanlı hanedanının da geleneksel temeli idi. Bu, hakimiyet, birlik, siyasal ve sosyal dayanışma ilkeleri ile birlikte bağlılığı sağladı. İdare şekli, şeriata dayalı olarak düşünülmüş olup, bunun başı, geçmişin parlak halife ve sultanlarının halefidir ve İslam hakimiyetinin halifesi olması nedeniyle İslamiyeti korumak ve sınırlarını genişletmekle görevlidir. Osmanlı Müslümanları, Prusya ve Savua'nın Alman ve İtalyan halklarını birleştirmesindeki rolü görüp, kendilerinin de buna benzer bir rol oynamalarının mümkün olduğunu düşündüklerinde, bunu kendilerine özgü bir biçimde Türklerle ilgili olarak değil de, İslâmiyetle-Osmanlı Türkiyesi önder olmak üzere tüm Müslümanları kucaklayan daha büyük bir İslam birliği ile-ilgili olarak gördüler. Bu anlamda imparatorluk, Türklerin, Türk olmayanlar üzerindeki egemenliği olarak değil de, Müslümanların, Müslüman olmayanlar üzerindeki egemenliği olarak düşünülmüştür. Zira, bütün Müslümanlar, dil ve kökene bakılmaksızın nazari olarak birbirine eşittir. Müslüman İmparatorluğunun görevi, Peygamber'in mirasını korumak, İslam hukukunu sürdürüp kuvvetlendirmek ve son olarak da bunu bütün insanlara götürmektedir. Gayrimüslimler, en azından boyunduruk altına sokulacak, tercihen dinlerinden döndürüleceklerdi. İmparatorluğun ileri gelenlerinin inancını kabul edenler, her türlü eşitliği elde edebildikleri gibi, bütün görevlere de gelebilecek ve hatta en yüksek mevkilere yükselebileceklerdi. Eski dinine bağlı kalmayı tercih edenlerin dinlerini değiştirmemelerine izin verilecek, ancak bu kişilerin İslam üstünlüğünü tanımaları ve Müslüman egemenliği altına girmeleri gerekecekti.