Giriş
Rusların Türkistan içlerine yayılmaları ve işgal süreci 19. yüzyıldan beri siyaset, kültür, ekonomi ve tarih araştırmacılarının gündeminde olmuştur. Günümüzde ise özellikle SSCB’nin dağılmasından bu yana bölgenin farklı dönemlerindeki tarihsel süreçlerine yönelik ilgi artarak devam etmektedir. Son yıllarda İpek Yolu’nu yeniden canlandırma politikaları ve Çin’in ilgisi; Türk cumhuriyetleri ve Rusya Federasyonu’nun dünya ile ilişkileri; Türkiye’nin de gelişmelere kayıtsız kalmayarak çeşitli politikalar üretme çabaları gibi etkenler bölgeye yönelik araştırmaların artmasını sağlamıştır. Bu bağlamda nüfus unsuru da ekonomik, sosyal, ticari ve idari yapı gibi her türlü alana yönelik araştırmanın belirleyici alt yapısı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Rusların Türkistan’ı işgal ettiği 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl başlarını konu alan çalışmalar, işgal sonrasında oluşturulan idari sistem üzerine yoğunlaşmıştır. Bu idarî sistemin toplumsal ve ekonomik yönünü doğrudan belirleyen unsur ise nüfus olmuştur. Türkistan nüfusu hakkında yapılan çalışmalar bölgede Sovyet yönetimlerinin kurulduğu ilk dönemde gündeme gelmiş ancak bu çalışmaların ana eksenini bölgesel (Cumhuriyet) etnik meseleler şekillendirmiştir. Dolayısıyla oluşan literatür de daha çok yerel; belirli bir tarihsel veriyi sunmaktan öteye gitmeyen ekonomi odaklı ve etnik boyutta olmak üzere epeyce sınırlı kalmıştır. SSCB sonrası nüfus çalışmaları yine cumhuriyetler bağlamında ve bölgeye yerleştirilen Rus iskânı çerçevesinde şekillenmiştir[1] . Bu sebeple çalışmamızda yeni veriler de dikkate alınarak, Türkistan Askerî Valiliği’nin[2] genel nüfusunu bütüncül, kendi içerisinde karşılaştırma odaklı bir yöntem üzerinden analiz imkânı aranacaktır.
XIX. yüzyıl Türkistan nüfusu konusundaki ilk bilgiler çeşitli amaçlarla bölgeyi ziyaret etmiş elçi, seyyah, memur raporlarından elde edilmektedir. Ancak seyyahların verdikleri bu bilgiler çeşitli sebeplerle birbiriyle pek uyuşmadığı[3] gibi veri analizi açısından da kullanışlı değildir. Rus kaynaklarında Sibirya ve Kazak bozkır bölgesi için demografik veri envanterleri 18. yüzyıla kadar geriye uzanırken (İ. G. Andreev, P. İ. Rıçkov, A. İ. Levşin), aynı durum Türkistan Askerî Valiliği’nde 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren söz konusudur. Türkistan Askerî Valilik bölgesi hakkında münferit nüfus bilgileri içeren kaynaklar olarak E. K. Meyendorf, P. İ. Veselovskiy, V. L. Vyatkin, L. Kostenko, V. Nalivkin ve M. V. Lavrov’un araştırmaları ön plana çıkmaktadır[4] . Ancak veriler resmî olmayıp, seyahatnameler, gözlem ve bölgesel kaynaklardan elde edilmiş araştırmalardır. Ayrıca bölgesel ve belirli bir zaman dilimini konu almaktadır. Bu sebeple farklı araştırmacıların verdiği münferit nüfus bilgileri analiz için uygun değildir. Nüfus bilgileri açısından ilk resmî, güvenilir ve istatistiki bilgiler, Türkistan Askerî Valilik görevine atanan General von Kaufman[5] döneminde (1867-1882), onun idari birimleri tarafından elde edilen verilerin, Çarlık Genel Kurmay Başkanlığı’nın neşriyle gün yüzüne çıkan durum tespit raporlarında yer alır[6] .
SSCB’nin ilk dönemlerinde milletler ve cumhuriyetlerin sınır meseleleri ile ilgili politikalar yerel idarelerin oluşturduğu salname verileri dayanak olarak ele alınmıştır. Resmî nüfus sayımına kıyasla daha az güvenilir görünmesine rağmen hem verileri kıyaslamaya hem de Türkistan Askerî Valilik nüfusunun analiz edilmesine imkân verecek başka düzenli envanter de bulunmamaktadır. Bu sebeple 1897 yılı öncesi ve sonrası Rus salnamelerinin verdiği bilgileri derlemek, zaman içerisinde askerî, toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlardaki değişimleri nüfus ile bağlantılı olarak incelemek; bu veriler üzerinden idari ve sosyal değişimi takip etmek, dönemin olay ve olgularının nüfus bakımından anlaşılabilmesine katkı sunmak bu araştırmanın ana gayelerindendir. Bu sebeple nüfus verileri ile bunun toplumsal hareketliliğe yansımaları karşılaştırmalı bir çerçevede ele alınacaktır.
Rus Çarlığı’nda 1897 yılı genel nüfus sayımına kadar nüfus verileri Merkezi İstatistik Komitesi tarafından derlenmiş, veriler yıllık olarak yayımlanmamıştır. Ancak komitenin Türkistan nüfusu araştırmalarında kullanılabilecek yalnızca 1885 yılı salname yayını mevcuttur ve veriler detaylandırılmamış, yekûn nüfus bilgileri verilmiştir. Derlemeler 18. yüzyıl sonlarından itibaren yayımlanan Alman Gotha salname sistemi örnek alınarak hazırlanmıştır[7] . 1897 öncesi Rus yerel idareleri tarafından vergi gelirleri, harcamalar, asker, idari planlamalar için hazırlanan komisyon raporlarını içeren yerel salnameler, Merkezi İstatistik Komitesi’nin temel veri kaynağını oluşturmuştur. Güvenli veri toplamak ve işlevsel analizler yapmak amacına yönelik ciddi çalışmalar ise 1892 yılında başlatılmıştır. Bu sürecin devamında Çarlık Rusya döneminin ilk ve tek genel nüfus sayımı 1897 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu sayımın sunduğu verilerin güvenilirliği konusunda çeşitli tartışmalar olmakla beraber hâlihazırda oldukça geniş bir bölgeyi içine alan Askerî Valilik nüfusu hakkında derli toplu en geniş envanter olarak değerini korumaktadır. Bu sayımın veri ve analizleri 1897-1906 yılları arasında seri olarak yayımlanmıştır.
Yerel salnameler standart bir formatta olmadığı için yıl, içerik ve yöntemsel farklılıklar arz etmektedir. Bu durum genel ve karşılaştırmalı analizlerin yapılmasını zorlaştırmıştır. Aslında 1897 nüfus sayımına giden sürecin ana sebeplerinden birisi de bu durumdur. Ancak yerel salnameler, 1897 yılı öncesi nüfus verileri ve analizleri için bazı eksikliklerine rağmen çeşitli konularda tarih araştırmalarına dayanak olabilecek özelliklerden de tamamen yoksun değildir. Bilgilerin doğruluğu dönemin şartları gereği anlaşılabilir şüpheler barındırsa da resmî salnameler, yerel idareler tarafından toplanacak vergi hesaplarına temel teşkil etmek başta olmak üzere daha birçok konuda belirleyici özellik taşımıştır. Dolayısıyla dönemin ekonomik, siyasi, kültürel ve askerî politikalarının anlaşılmasında önemi büyüktür. Bu durumda aslında gerçek nüfus bilgileri yerine idarelerin kabul ettiği veriler, alınan kararların ve uygulanan politikaların anlaşılması açısından daha kullanışlı hâle gelmektedir.
1897 yılı öncesi ve sonrası Türkistan Askerî Valiliği demografisi hakkında seyahatnameler ve diğer bazı kaynakların verdiği bölgesel ve sınırlı bilgiler dışında, daha güvenilir ve daha detaylı verilerin yer aldığı yegâne kaynak yerel salnamelerdir. Bunlardaki bilgilerin askerî eyalet valisi tarafından gözden geçirildiği ve onun değerlendirmesini içerdiği salname kapaklarında özellikle vurgulanmıştır. Dolayısıyla içerdiği bilgiler yarı resmî verilere dayanmaktadır. Bu çalışmada yerel salnamelerdeki bilgilerin sorgulanması ve karşılaştırılması için ayrıca iki tür salname daha kullanılmıştır. Bunlardan birincisi Çarlık merkezinde (St. -Peterburg) hazırlanan ve Rus Çarlığı geneli hakkındaki bilgilerin bulunduğu merkezi salnamelerdir. Yapılan karşılaştırmada yerel salnamelerin, merkezi salnamelere de kaynaklık ettiği tespit edilmiştir. İkincisi ise Alman Gotha salnamesidir ki bu da merkezi Rus salnamelerindeki bilgileri dayanak olarak almıştır. Dolayısıyla yerel eyalet salnameleri, dönemin diğer salnamelerinin temel veri kaynağıdır.
Belirtilen salnamelerdeki bilgilerin karşılaştırılması ile yetinilmemiş, ayrıca 1897 yılı resmî nüfus sayımı da diğer bir sorgulama aracı olarak kullanılmıştır. Buna göre yerel salnameler ile 1897 nüfus sayımı bilgilerinin büyük oranda uyuştuğu, değişkenlik arz etmekle birlikte yerel salnameleri merkezi salnamelerin ortalama 3-5 yıl, Gotha Salnamelerinin 4-7 yıl geriden takip ettiği görülmüştür. Bunun yanı sıra Gotha salnamesindeki verilerde tutarsızlıkların söz konusu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca merkezi salnamelerdeki verilerin kontrolü yapılmazken, yerel salnamedeki bilgilerin dönemsel olarak idari komisyonlar tarafından sahada kontrol edildiği anlaşılmaktadır[10]. Toplanan vergiler ve halkın hizmet yükümlülüğü salnamelerdeki veriler esas alınarak hesaplandığı için yönetim, bilgilerin doğruluğunu önemsemiş, bu verilerin teyidi konusunda kontrol komisyonları görevlendirmiştir. Salnamelerdeki nüfus bilgileri, nüfus sayımlarıyla tespit edilmemiş olup, idari birimlerin muhatap ve haneler bazında beyan esasına göre “en az” olarak belirlenmiştir.
1. Tarihî Arka Plan
Rus Çarlığı’nın Kazan, Astarhan, Sibirya ve Kazak bozkırlarından sonra işgal ettiği (1854-1881) güney ve doğu bölgelerde önce Siriderya Askerî Mıntıka İdaresi kurulmuş (1861)[11], bu idare daha sonra (1565’te Orenburg Askerî Valiliği’ine bağlı) Türkistan Askerî Eyaleti’ne[12] ve 1867 yılında da müstakil Türkistan Askerî Valiliği’ne dönüştürülmüştür[13]. Valilik 1867’de kurulmuş olmakla birlikte, Türkmenlerin hakimiyet altına alındığı 1881 tarihine kadar sınırları sürekli değişmiştir. 1867’de Siriderya ve Yedisu[14] askerî eyaletlerinden oluşan valiliğe, Siriderya Askerî Valiliği’ne bağlı Zerafşan Askerî Mıntıka İdaresi (1868)[15], Amuderya Askerî Mıntıka İdaresi (1873) ile müstakil Hazar Ötesi Askerî Eyaleti (1899) katılmıştır[16]. Bu sebeple aynı dönemdeki Türkistan nüfusu ve bu nüfusa bağlı gelişmeler değerlendirilirken valilik sınırlarında yaşanan sürekli değişim ve idarî tasarrufların göz önünde tutulması bir zorunluluktur.
Merv Türkmen toprakları ve Pamir’in ardından Alay bölgelerinin işgali tamamlandıktan sonra 1897’de çıkarılan komisyon kararı ile (fiilen 1899’da) şekillenen Türkistan Askerî Valilik yönetimi, sınır ve teşkilat yapısı bakımından klasik hâlini almış ve bu idari yapı Çarlık idaresinin sonuna kadar varlığını korumuştur. Bir diğer ifadeyle Türkistan Askerî Valiliği’nin idari yapısı ve coğrafi sınırları (1854- 1899) 45 yıllık bir sürede ancak şekillenmiştir. Bu bağlamda valiliğin sınırları doğuda ve güneydoğuda kadimden gelen Hokand Hanlığı-Çin sınırı; güneybatıda Türkmen, Buhara, Hive hanlıkları-Afganistan ve İran sınırları Çin ve İngiltere ile yapılan müzakereler sonucu korunarak, Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun güney, güneybatı ve güneydoğu sınırlarına dönüşmüştür. Dolayısıyla bölgede eskiden beri kültürel ve sosyal sınırların oluşmasında temel faktör olan Tanrı, Pamir, Hindikuş dağları ile Zarefşan, Murgab ve Tecen Nehirleri, yeni kurulmuş olan Türkistan Askerî Valiliği üzerinden Rus İmparatorluğu’nun İngiltere ve Çin yönetimleri arasındaki doğal sınırlar hâline gelmiştir. Buhara Emîrliği ve Hive Hanlığı sınırları ise Amuderya Nehri üzerinden şekillenmiştir.
Türkistan Askerî Valiliği klasik sınırlarının oluştuğu 1899 yılı itibarıyla 35°-49° kuzey paralelleri ile 50°-83° doğu meridyenleri arasında yer almıştır. Valiliğin klasik dönemde yüzölçümü, 1.754.415 kilometrekarelik bir alana ulaşmıştır. Siriderya (40°-47° kuzey paralelleri ile 58°-75° doğu meridyenleri arasında, 536.980 km²), Yedisu (40°-49° kuzey paralelleri ile 73°-83° doğu meridyenleri arasında, 414.795 km²), Semerkant (39°-42° kuzey paralelleri ile 64°-70° doğu meridyenleri arasında, 100.116 km²), Fergana (37°-43° kuzey paralelleri ile 69°-75° doğu meridyenleri arasında, 160.444 km²) ve Hazar Ötesi (35°-45° kuzey paralelleri ile 50°-65° doğu meridyenleri arasında, 542.080 km²) Askerî Eyaletleri, başlarına atanan askerî valiler tarafından Türkistan Askerî Valisine bağlı olarak yönetilmiştir. Türkistan Çarlık merkezine diğer valiliklerden farklı olarak Savunma Nezareti üzerinden bağlanmıştır. Bu bağlamda Türkçe idari teşkilat tarihi literatüründeki adlandırma biçimine uyarlanmış hâliyle valilik, beş eyalet, 26 vilayet ve şehir[17], vilayetlere bağlı nahiye, köy, aul ve kışlaklardan oluşmuştur.
2. Türkistan Askerî Valiliği’nin Fiziki Coğrafyası
Türkistan Askerî Valiliği toprakları doğu ve güneydoğudaki sıradağları dışında sade bir görünüme sahiptir. Valilik genelinde yer şekillerinin büyük bir kısmı platolardan oluşmaktadır. Türkistan içleri deniz seviyesinden -70-900 metre yükseklik aralığında geniş bozkır düzlükleri ve çöl alanlarla kaplıdır (Bk. Harita 1). Coğrafyanın ¾’ü bozkır alanlardan oluşurken, Hazar Ötesi bölgesinde Karakum, Siriderya’da Kızılkum, Evliyata’da Muyunkum, Kazalinsk’te Karakum; Yedisu’da Kurgankum, Kızılcamal çölleri yer almaktadır. (Bk. Harita 1). Bölge genelinde önemli tarım arazileri ve ulaşım güzergahları başta Siriderya ve Amuderya olmak üzere su yolları arasında oluşan platolara göre şekillenmiştir.
Bölgede yer alan önemli yedi adet gölün başında iç denizi andıran ve balık avcılığı açısından da zengin Hazar Gölü bulunmaktadır. Hazar Gölü’nden sonra Tanrı Dağları’ndan doğan Siriderya ve Amuderya nehirlerinin oluşturduğu Aral Gölü Türkistan içlerinin önemli hayat alanlarından birisidir. Çu ve Talas nehirleri de bölgenin önemli su kaynaklarındandır ancak Aral Gölü’ne kadar ulaşmadan bozkırda kaybolurlar. Yedisu havzasında İli Nehri’nin beslediği ve kışın donan Balkaş Gölü, Ala Göl ile dağlar arasında yer alan Issık Gölü tarım üretimi ve hayvancılık için bölge halkının faydalandığı su kaynaklarıdır. Son olarak da Tanrı Dağları silsilesi üzerindeki Lobnor Gölü’nü zikretmek gerekir.
Su kaynaklarının başında ise Siriderya gelmektedir. Namangan şehri yakınlarında Narın ve Karaderya nehirlerinin birleşmesi ile şekillenen Siriderya Nehri Hocend’e kadar batı yönünde ve buradan sonra kuzeybatı yönünde Aral Gölü’ne kadar akarak bölgenin can damarını oluşturmuştur. Pamir dağlarından doğan kaynaklarla oluşan Amuderya Nehri ise, Murgab, Pendc nehirleri ile güçlenmiş, Vahşa Nehri’nin sularıyla adını almıştır. Devamında Kafirnigan ve Surhan sularını topladıktan sonra kuzeybatı yönünde Aral Gölü’ne kadar ulaşmıştır. Semerkant bölgesine hayat veren Zerafşan Nehri de, Zarefşan sırtlarından suyunu toplamaya başlamıştır. Devamındaki Amuderya, üzerine kurulmuş kanallarla Semerkant ve Buhara emirliği ülkesi ve halkının büyük bir kısmına hayat vermiştir. Evliyata Vilayeti’nin su kaynağı Talas Nehri, Kara Dağ’dan kaynağını alarak bozkırı suladıktan sonra Kara Göl’e dökülmektedir. Yedisu Eyaletini kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölüp, Balkaş Gölü’ne dökülen İli Nehri de Doğu Türkistan içlerinden Kunges ve Takes sularıyla beslenmiştir.
Türkistan’ın batısını meydana getiren Hazar Ötesi Askerî Eyaleti arazisi, yükseltisinin az olması ve çölleri ile dikkati çekmektedir. Bölgenin en önemli su kaynağı Murgab, Afganistan’daki Safidkuh Dağlarının kuzey yamaçlarındaki buzullardan membaını almış, Merv içlerine akarak buralara yaşam kaynağı olmuştur. Yine Afganistan sınırlarından doğan Tecen Nehri, Zülfikar geçidinden Hazar Ötesi bölgesine girmektedir. İran sınırı boyunca kuzey yönünde Serahs’a, buradan kuzeybatı yönünde ilerleyerek bozkır içlerinde kaybolmaktadır. Bölgenin temel su kaynağı olan nehir üzerine kurulan bendler sayesinde Tecen ve Serahs vadilerini sulamıştır. Hazar Ötesi bölgesinin kuzeybatısında bulunan Artek Nehri Kızılsu Vahası’nı ortaya çıkarmıştır.
Geniş bir alanı kaplayan Türkistan’ın iklimi fiziki özelliklere göre farklılıklar göstermektedir. Genel itibarıyla karasal iklime sahiptir. Sıcaklık mevsimler ve gece gündüz arasında büyük bir zıtlık göstermektedir. Türkistan bölgesi sıcaklık değerlerinde anlamlı fark görülmemektedir. Ancak Taşkent ve Cizak vilayetleri, diğerlerine göre yüksek yağış almaktadır. Yağışların az olması sebebiyle bazı dağ bölgeleri dışında yazın kuraklık yaygındır. Bu sebeple kuzeydoğudaki dağlar ve güney yükseltileri dışındaki iç geniş alan, ormanlar bakımından oldukça fakirdir. Ayrıca bu dağ silsileleri yazları kurak olan Türkistan arazisinin su kaynaklarını oluşturmuştur.
Türkistan Askerî Valiliği bölgesinde en düşük sıcaklık Pamir Yaylası’nda, en yüksek sıcaklık ise Cizak bölgesinde görülmektedir. Buna rağmen Cizak’ın sıcaklık ortalaması Hocend, Margelan ve Namangan’a göre daha düşüktür. Özellikle Cizak ve Hocend sıcaklık ortalamalarına rağmen dağ eteklerine olan yakınlıkları sebebiyle yüksek yağış almışlardır. Aynı zamanda sıcaklık farklarının en az olduğu Cizak, bölgenin önemli tarım ürünlerinin yetiştirildiği mikro iklim özelliği taşımaktadır.
Bu bağlamda Türkistan sıcaklık bakımından dört ayrı kategoriye ayrılabilir. Birincisi kuzeyde, Siriderya, Yedisu’dan oluşan alanın batısındaki bölgedir ve kışın ortalama sıcaklık 12, doğusunda -4, yazın 23,1 ve 19,8 şeklindedir. İkincisi Cülek, Perovsk, Evliyata ve Vernıy (Almata)’dan oluşan alan olup, yazın 30’a kadar yükselen sıcaklık ortalaması, kışın -24’e kadar düşmüştür. Üçüncüsü Çimkent, Cizak, Semerkant ve Kulca bölgeleridir ve ortalama sıcaklık kışın batıda 1,9, yazın 2,3, doğuda -6,5 ve 23,8’dir. Dolayısıyla bu bölgede sıcaklık farkı diğer bölgelere göre daha azdır. Dördüncüsü ise Hokand ve Hocend kuşağıdır. Burada ortalama sıcaklık kışın 2,9, yazın 28,8’dir. Tüm kuşaklarda en sıcak temmuz, en soğuk ocak aylarıdır. Türkistan Askerî Valiliği’nde nüfusun sıcaklık değerleri, yaşam alanlarının oluşmasında birinci derecede rol oynayan önemli bir faktördür. Birbirinden farklı sıcaklık, yağış koşulları ve toprak özellikleri ile Türkistan coğrafyası birbirinden farklı flora yapısının da ortaya çıkmasının zemini olmuştur. Bu özellikleri sebebiyle bölgede yetiştirilen ürünler de çeşitlilik arz etmiştir. İklim ve coğrafi özellikler tarımsal üretimin hemen her çeşidinin bölgede yetiştirilmesine imkân vermiş, halkın kendine yeterliğini sağlamıştır. Yükselti, sıcaklık ve yağış değerleri, çöl ve dağlık alanların dışında geniş bozkır, otlak, yaylak bölgeler oluşturmuştur. Bu bağlamda su kenarları tarım üretim alanları olarak çiftçiler, akarsulara uzak yüksek kısımlar ise hayvan yetiştirmek için göçerler tarafından kullanılmıştır.
3. Türkistan Askerî Valiliği Eyaletlerinde Nüfus Hareketleri
Yukarıda belirtildiği üzere şekillenmesi görece uzun bir sürece yayılan Türkistan Askerî Valiliği’nde eyaletler, işgal sürecine bağlı olarak kurulduğu için teşkil tarihleri de farklıdır. Bu sebeple genel, cinsiyet, zümre, şehirli, kırsal, göçer nüfus bilgileri gibi detay verilerin önce eyalet bazında analizi yoluna gidilmiştir. Kronolojik olarak eyaletlerin kuruluş sıralaması takip edilmiş, sonrasında Türkistan Askerî Valiliği geneli değerlendirilmiştir. Bu bağlamda ilk kurulan askerî eyalet, Siriderya’dır. Bu sebeple Siriderya Askerî Eyaleti nüfus verilerine, diğer eyaletlere göre daha detaylı ve daha erken dönemden itibaren ulaşmak mümkündür. Bunun temelinde Rus Çarlığı idarî birimlerinin Siriderya’da erken kurulmuş ve valilik idari merkezinin (Taşkent) burada yer almış olması yatmaktadır.
a. Siriderya Askerî Eyaleti’nde Nüfus Hareketleri
Siriderya Askerî Eyaleti Türkistan Askerî Valiliği’nin ilk yıllarında en fazla nüfusun yaşadığı idari birim olma özelliği göstermektedir. 1867 yılından 1916 yılına kadar eyalet nüfusu yaklaşık üç kat artmıştır. Genel nüfusta görülen bu artışın yanında nüfusun cinsiyete göre dağılım oranında da farklılaşma söz konusudur. Cinsiyete göre nüfus bilgilerine ilk olarak ulaşılan 1885 yılında kadın %49, erkek %51 iken, 1897 yılı resmî nüfus sayımında %48, %52, bundan sonra ise 1917 yılına kadar %46, %54’tür. Kadın nüfus oranındaki düşüşü yerel halkın kadın nüfusunu bildirmeme eğilimine bağlamak mümkündür. Bu konuda Rus idareciler, yerli halkı kadınlarını inançları gereği gizli tuttukları, komisyonda görevli memurlara bilgi vermedikleri şeklinde eleştirmişlerdir[20]. Buna rağmen Siriderya Askerî Eyaletinde kadın-erkek nüfus oranının genel nüfus değişim oranına paralel seyrettiği ve birbirlerine yakın olduğu görülmektedir (Bk. Grafik 4).
Yerel salnamelerden şehirli ve kırsal nüfus oranlarındaki değişimi de takip edilebilmektedir. Siriderya Askerî Eyaleti şehirli ve kırsal nüfus değişimi, toplam nüfus değişim eğrisine paralel seyretmiştir. Bununla birlikte 1904 yılından sonra şehirli ve kırsal nüfus oranlarında şehirli nüfus lehine değişim dikkat çekmektedir. Bu durumun temel sebepleri, ticari gelişmeye bağlı ekonomik hareketliliğin artması ile bölgeye yapılan Rus iskânında şehirlerin tercih edilmesi ve 1900 yılından sonra Siriderya bölgesinde Rus asker sayısındaki artıştır. Bilindiği üzere Rus askerleri büyük oranda aileleri ile bölgeye getirilmişlerdir.
Türkistan’da Rus idaresiyle diğer birçok alanda olduğu gibi toplumsal grup hareketliliğinde de farklılaşmalar görülmektedir. Ancak öncelikle Çarlık tarafından idari anlamda yerlilerin, yerleşik ve göçer olmak üzere iki gruba ayrıldığı, vergi ve idari uygulamaların da buna göre şekillendiğini hatırlatmakta fayda vardır[41]. Ayrıca Rus idarecilerince Türkistan nüfusunun gayriresmî olarak temelde yerliler ve iskân edilmiş yabancılar (belirli bir nizamnameye tabi olmamışlardır) şeklinde iki ana grupta tasnif edildiği de bilinmektedir.
Toplumsal gruplardan asker, Rus çiftçi, sermayedar, tacir gibi zümrelere ait bilgileri yerel salnameler üzerinden takip etmek mümkündür. Ancak bu salnamelerde Müslümanlardan ziyade gayrimüslimler hakkında sistematik bilgiye yer verilmiştir. Buna göre Ermeni, Yahudi ve Hristiyanlar hakkındaki bilgiler standartlaştırılmışken, Müslümanlarda ise aynı durum görülmemektedir. Bu sebeple oranlar yerli halk hariç olarak hesaplanmış, bütünlüğün bozulmaması için yerli halk dâhil edilmemiştir. Bu bağlamda Siriderya Askerî Eyaleti’nin kurulmasından 1892 yılına kadar yerli halk hariç askerî zümrenin en yüksek grubu (%48) oluşturduğu dikkat çekmektedir. Ancak Türkistan işgal sürecinin tamamlanmasıyla (1881) 1892 yılından itibaren asker sayısında sürekli bir düşüş (%2’ye kadar) gözlemlenmektedir. Buna karşın Rus çiftçi nüfusu 1904 yılına kadar görece daha yavaş, fakat bundan sonra oldukça hızlı bir artış göstermiştir. Öyle ki kaydedilen toplumsal gruplar arasında en yüksek zümre (%70) oranına çıkmışlardır. Bölgede dikkat çeken diğer bir toplumsal grup ise sermayedarlardır. Sermayedarların başlarda gruplar arasındaki %27 olan oranı azalarak, 1889’da %13’e gerilemiş, ancak 1913’te tekrar bir miktar yükselişle %19’a çıkmıştır. Dolayısıyla eyalette sermaye ve sermayedar oranının nüfusun genel artışıyla orantılı artmadığını göstermesi bakımından önemlidir. Aynı düşüş tüccar (%2’den %1’e) grubunda da görülmektedir.
b. Yedisu Askerî Eyaleti’nde Nüfus
Siriderya Askerî Eyaleti ile birlikte kurulan ancak sınırlarının şekillenmesi 1882 yılını bulan Yedisu Askerî Eyaleti bu tarihte Bozkır Askerî Valiliği’ne (1899’a kadar) bağlansa da ekonomi, eğitim ve toplumsal alanlarda Türkistan Askerî Valiliği tarafından idare edilmiştir. Yerel salnamelerde 1882 yılından itibaren nüfus bilgilerine ulaşmak mümkündür. Yedisu Askerî Eyaleti genel nüfusu da Siriderya’da olduğu gibi yaklaşık üç kat artmıştır. Yedisu’da genel nüfusun yıllara göre değişimin de dönemsel olarak farklılık görünmektedir. Ancak bu durum 1867 verilerine göre asker ve aileleri nüfusunun toplam nüfusa dâhil edilmemesi ile ilgilidir. Bu sebeple 1878 yılındaki eyalet nüfus değişim oranı %39 gibi yüksek bir rakama tekabül etmektedir. Aynı durum 1892-1897 yılları arasında da (%42) mevcuttur. Dolayısıyla bölgedeki askerî nüfusun, nüfus verilerine yansıması veya yer verilmemesi durumu dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Askerî nüfustan bağımsız olarak genel nüfusun yıllara göre değişim oranı ortalama %3,5, iskân edilen Ruslar çıkarıldığında ise yerel nüfus değişim oranı için %1,6 değeri kabul edilebilir. Ayrıca dışarıdan eyalete iskânın en az olduğu 1913-1916 döneminde nüfus değişim oranı %2’dir. Genel nüfusu oluşturan nüfusun cinsiyete göre dağılımı ise 1867 yılı itibarıyla kadın %46, erkek %54 oranında olup, bu oran 1897 resmî nüfus sayımı ve sonrasında da değişmemiştir.
Türkistan’ı işgal güzergâhlarından birisi olan Yedisu Askerî Eyaleti’nin nüfusu konusunda en dikkat çekici durum, bölgeye yapılan Rus iskânı ve Rusların buradaki kalıcılığıdır. Bu durum Yedisu’da şehirleşmenin seyrini etkileyen önemli parametrelerden birisidir. Rus işgali ve Türkistan Askerî Valiliği’nin kurulduğu ilk süreçte bölgede şehirli nüfusun çok az olduğu verilerden anlaşılmaktadır. Şehirleşme, Hokand Hanlığı döneminde kurulan kaleler (Pişpek, Karakol gibi) ve Rus işgal süreci için Ruslar tarafından oluşturulan garnizon alanlarının (Vernıy, Kopal, Lepsi) daha sonra şehirlere dönüşmesiyle şekillenmiştir. Dolayısıyla şehirleşme askerî amaçlı kurulan stratejik bölgelerde konumlanmış, Ruslar da bu şehirler veya çevrelerine yerleştirilmişlerdir.
Kurulduğu sırada çok az şehir ve şehirli nüfusa sahip olan Yedisu Askerî Eyaleti’nde, 1867’de %1’in altında görünen şehirli nüfus, sürekli ve dengeli olarak artarak, kırsal nüfus aleyhine yükselmiş, %9’a ulaşmıştır. Kırsal nüfus ise %91’e gerilemiştir. Şehirli nüfus değişimi 1882-1892 aralığında oldukça yüksektir (%82). Bunun temel sebebi ise Fergana ve Hazar Ötesi’ni kontrol altında tutmak için bölgeye yerleştirilen askerî nüfus ve Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal etmesiyle Yedisu’ya gelen göç hareketidir. 1916 yılında genel nüfustaki pozitif değişime rağmen kırsal nüfus yerinde kalmış (3 yıl), şehirli nüfus %26 değişim göstermiştir. Dolayısıyla şehirli/kırsal nüfus eğrisi, az da olsa çarlığın son yıllarında birbirine yaklaşmıştır.
Türkistan askerî eyaletleri arasında en fazla Rus nüfusun iskân edildiği yer Yedisu Askerî Eyaleti’dir. Bölgenin askerî öneminin yanı sıra Çarlığın burayı tarıma elverişli boş arazi olarak görmesi ayrı bir önem atfetmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla uygulanan iskân siyasetiyle önemli miktarda Rus nüfusu yerleştirilmiştir. Rus çiftçi ve askerlerin bölgeye yerleştirilmesi sonucunda toplumsal yapı da yeniden şekillenmiştir. Eyaletin diğerlerine göre başka bir farkı ise çok sayıda Rus Kozağı’nın bölgeye yerleştirilmesidir. Salnamelere yansıdığı hâliyle 1882’de genel halkın %3’nü oluşturan Rus Kozaklar, 1889-1895 döneminde %4’e çıkarken, Kazaklar %84’ten %77’ye gerilemişlerdir. Rus çiftçi nüfusun oranında da 1897 yılına kadar sürekli artış görülmüştür. 1889’da %52, 1897’de %77 artış tespit edilmiştir (Tablo: 7; Grafik: 9). 1897 yılından sonra Rus çiftçi ve Rus Kozak ayrımı kaldırılmış, yekûn çiftçi sayısına Müslüman çiftçiler de eklenmiştir.
Yedisu Askerî Eyaleti, Türkistan Askerî Valiliği içerisinde en fazla askerî nüfusun yaşadığı bölgedir. Özellikle 1899 yılından sonra toplam nüfusun %5’i gibi yüksek bir oran görülmektedir. Askerî zümre 1882’den 1910 yılına %465, yani yaklaşık beş kat artmıştır. Eyalette artış gösteren toplumsal gruplardan biri de sermayedarlardır. 1882’de %1’lik bir orana sahipken, 1910’da nüfusun %3’nü oluşturmuşlardır (Bk. Grafik 9). Yedisu Askerî Eyaletinde Ortodoks ve Müslüman din adamı verilerini de karşılaştırma imkanına sahibiz. Resmî verilere göre Ortodoks din adamı sayısı 1882’den 1910 yılına %336 artmıştır (Bk. Grafik 9). Hristiyan din adamı sayısındaki değişim, bölgedeki Rus çiftçi nüfus değişimiyle paralel seyretmiştir. Buna karşılık kayıtlara geçen molla sayısı oldukça azdır.
c. Zerafşan-Semerkant Askerî Eyaleti’nde Nüfus
Türkistan Askerî Valiliği’nin ilk genişleme alanı olan ve 1868’de işgal edilen Zerafşan-Semerkant Askerî Eyaleti toprakları, arazi ve iklim yapısı sebebiyle bölgenin önde gelen tarım üretim merkezidir. Bu durum bölgenin nüfus bakımından yoğun olmasını da sağlamıştır. Bu sebeple Semerkant bölgesi, kuzeydeki Siriderya ve Yedisu’ya göre daha fazla kırsal ve şehirli nüfus yoğunluğuna sahiptir. Bölge, 1872-1916 yılları arasında 1910 yılı hariç sürekli yüksek bir nüfus değişim oranına sahip olmuş, 50 yıllık süreçte (%320) nüfusu üç katından fazla artmıştır. Bu artışın en önemli sebebi bölgeye gerçekleşen göçlerdir. Yedisu ve Siriderya’daki nüfus artışı büyük oranda Rus iskânından kaynaklanırken, bu bölgedeki artış yerli nüfusun göç hareketiyle bağlantılıdır. Genel nüfus içerisinde cinsiyete göre nüfus verileri (kadın %45, erkek %55) diğer eyaletlerle paralellik göstermektedir.
Valiliğin, nüfus yoğunluğu yüksek Semerkant Askerî Eyaleti’nde şehirli ve kırsal nüfus oranları da kuzeydeki Siriderya ve Yedisu Eyaletlerine göre farklılık göstermektedir. Bölgede şehirleşme oranı diğer eyaletlere nazaran farklıdır. Bu bağlamda öncelikle 1885 yılında %14 gibi valilik geneline göre oldukça yüksek bir şehirli nüfusa sahip olmuştur. Şehirli nüfus oranı zaman zaman %19’a kadar çıksa da 1916 yılında %18 şehirli, %82 kırsal nüfus görünmektedir. Bu durumda genel itibarıyla kırsaldan şehre bir göç hareketinde bahsedilebilir.
Rus işgalinden sonra diğer eyaletlere göre nüfus yapısında görece daha az değişim yaşayan Semerkant Askerî Eyaleti’ndeki toplumsal gruplar hakkında ilk bilgilere resmî nüfus sayımıyla ulaşılmaktadır. 1897 öncesi yerel salnamelerde toplumsal nüfus bilgilerine yer verilmemiştir. Bununla birlikte nüfusun gruplara göre dağılım hakkındaki ilk verilere göre (1897) Semerkant’ta askerî görevli yekûnunun diğer eyaletlere göre daha az olduğu görülmektedir. Ancak bu durum 1904’ten sonra değişerek, eyalet içerisinde iki katına çıkmasına rağmen, valilik geneline göre oldukça düşüktür. Bölgedeki bir diğer yabancı grup olan Rus çiftçi sayısının 1897 yılından sonra sürekli düştüğü ve 1910 yılında yarı yarıya azaldığı tespit edilmiştir. Bölgedeki sanayileşme ve sermaye değişiminin tespiti için sermayedar ve tüccar grupları konusunda yeterli bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak yabancı vatandaşların tacir ve sermayedar sınıfından oldukları düşünülürse, 1910 yılından itibaren bir hareketlilik söz konusudur.
d. Fergana Askerî Eyaleti’nde Nüfus
1876 yılında Hokand Hanlığı topraklarının Çarlık tarafından işgali ve hanlık idaresinin resmen sona ermesiyle oluşturulan Fergana Askerî Eyaleti, arazisi büyük oranda Fergana Vadisi’nin verimli topraklarından meydana gelmiştir. Aynı zamanda İpek yolu güzergahında bulunması ve Kaşgar üzerinden Çin ile bağlantı sağlayan bir üs konumunda olması, şehirleşmenin diğer bölgelere oranla daha erken bir dönemde gelişmesine imkân vermiştir. Dolayısıyla eyalette şehirli nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı oldukça yüksektir.
Çarlık işgali öncesinde de yoğun nüfusa sahip olan Fergana Askerî Eyaleti’nde işgalden hemen sonraki (1876) süreçte genel nüfusun %25 azaldığı görülmektedir. Bu da işgali izleyen yıllarda Fergana’dan dışarıya doğru bir göçü akla getirmektedir. Buna kaşın 1885 yılından sonra düzenli nüfus artışıyla nüfusun 1885-1916 yılları arasında %207 oranında iki kat yükseldiği izlenmektedir.
Fergana Askerî Eyaleti’nde, kilometrekareye düşen insan sayısı diğerlerinden daha yoğundur. Bunun temelinde iklim koşulları, tarıma elverişli olması ve İpek Yolu güzergahında bulunması yatmaktadır. İpek Yolu sebebiyle ticari hareketlilik, bölgedeki şehirli nüfusu yukarı yönde etkilemiştir. Buna karşın şehirli nüfus artışı diğer eyaletlerden daha azdır. Hatta genel nüfusta artış yaşanmasına rağmen, şehirli nüfus oranı 1887’de %16’ya kadar gerilemiştir. Ancak 1887 yılından sonra tekrar yükselen şehirli nüfus 1916 yılında tekrar işgalin başlarındaki oranını (%19) yakalamıştır. Kırsal nüfusta ise durum şehirli nüfus oranının zıddına seyir göstermiş, genel nüfus artışına paralel seyretmiştir. Kırsal nüfus oranındaki düşüş seyri, göçer nüfus oranında da görülmüştür. Diğer eyaletlerden farklı olarak Fergana’da göçer nüfusun değişim seyrini de tespit etmek mümkündür. Fergana salnamelerinde diğer eyaletlerde düzenli yer verilmeyen göçer nüfustan toplanan vergi miktarları bulunmaktadır. Bu vergiler hesaplanarak ulaşılan göçer nüfus sayılarına göre 1885 yılında %8 olan göçer nüfus oranı sürekli azalarak, 1917 yılı başında %4’e kadar yarı yarıya azalmıştır. Sonuç olarak Fergana Askerî Valiliği’ndeki göçerlerin de içine dâhil olduğu kırsal nüfus ortalama %77 ile %84 aralığında yıllara göre farklılık göstermiştir.
Eyaletin İpek Yolu güzergahında olması ile bölgede pamuk gibi endüstriyel tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, toplumsal ve ekonomik hareketliği geliştirmiştir. Asilzade, Ortodoks din adamı, yabancı vatandaş, sermayedar, Rus çiftçi gibi farklı toplumsal grupların varlığı ve sürekli artış göstermesi dikkat çekicidir. Toplumsal gruplar açısından en az yabancının yaşadığı bölge Fergana’dır. Bu bağlamda Türkistan Askerî Valiliği eyaletleri arasında en az askerî ve Rus çiftçi nüfusu Fergana’dadır. Ancak Rus çiftçi nüfusunun 1906 yılından sonra gözle görülür bir oranda artış gösterdiğini ifade etmek gerekir. Özellikle 1910-1913 yılları arasındaki 3 yılda Rus çiftçi nüfusu %50’den fazla artmıştır. Bu durum Rus Çarlığı’nda 1904 yılı sonrası değişen iskân politikasının yansıması olarak da yorumlanabilir.
Bölgenin endüstriyel pamuk üretimine müsait olması, daha fazla sermayedarın bölgeye gelmesine böylece de pamuk üretiminin artmasına olanak sağlamıştır. Birbirini destekleyen bu durum ekonomik anlamda görece belirli bir sermayenin biriktiğini de göstermektedir. Buna karşın eyalette tüccar zümre oranında düşüş, ancak yabancı sayısında artış görülmektedir.
e. Hazar Ötesi Askerî Eyaleti’nde Nüfus
Hazar Ötesi Askerî Eyaleti Türkistan’da en geç işgali tamamlanan bölgedir. İdari, ticari ve askerî olarak fiilen Türkistan Askerî Valiliği’ne bağlı olduğu hâlde, resmen en son katılmıştır (1899). Bu durum verilerin sistematikliğini de etkilemiş ve gerçeğe yakın tespitler içermesini sağlamıştır. Eyalet halkının büyük oranda Türkmen ve Kazak göçerlerden oluşması nüfus bilgilerinin toplanmasını zorlaştırmıştır. Bu sebeple eyaletteki nüfusun kayıt altına alınması yıllara yayılmıştır. Buna karşın Türkmen ve Kazak boylar tek tek ve ayrıntılı olarak kayda geçirilmiştir. Yaşadıkları alanlar, göç bölgeleri, kadın/erkek nüfusları, boy ve urug adları ayrı ayrı salnamelerde yer almıştır. Ancak bu durum veri bütünlüğünü etkilemiş, yıllara göre detaylı analiz yapılmasını zorlaştırmıştır. Dolayısıyla Hazar Ötesi’nin cinsiyete ve toplumsal nüfusa göre değişimi hakkında analizi mümkün olmamıştır.
Yer şekilleri ve iklim olarak, yükseltisi az, çöl, bozkır ve yüksek sıcaklık farklarına sahip Hazar Ötesi Askerî Eyaleti’nin nüfusu büyük oranda göçerlerden oluşmuştur. Eyalet salnamelerinde çoğu zaman kırsal yerleşik nüfusu verisine yer verilmezken, göçer nüfus bilgisi ön plana çıkmaktadır. Bu sebeple göçer nüfus ile yerleşik kırsal nüfus aynı kabul edilebilir. Çünkü farklı tarihlerde verilen kırsal nüfus oranı ile göçer nüfus oranı birbirine oldukça yakındır. Bölgede şehirli nüfus oldukça azdır. Buna rağmen Çarlık döneminde bölgeye iskân edilen Rus çiftçiler ve askerî personel ile tren yolunun tamamlanması şehirli nüfusun artmasında etkili olmuştur. Aynı zamanda şehirlerdeki bu dış etki hareketinin, yerel kırsal nüfusu da etkilediği, kırsal nüfus oranında azalma, şehirli nüfusta artış yaşandığı görülmektedir. Bu bağlamda şehirli nüfus 1885’te %9 iken, 1897’de %11, 1916’da %16 olarak yaklaşık iki kat artmıştır. Kırsal nüfus ise 1885’te %91, 1897’de %89 ve 1916’da %84 oranlarıyla azalmıştır. Eyalete dışarıdan iskân edilen nüfus oranları ise toplam nüfusa göre 1891’de %8, 1892’de %7, 1898’de %10 olarak tespit edilmiştir.
Hazar Ötesi Askerî Eyaleti’nin salnamelerinde toplumsal yapı hakkındaki verilere yer verilmemiştir. Bu sebeple eyalet nüfusunun toplumsal yapısı hakkındaki detaylı bilgiye ancak 1897 resmî nüfus sayımından ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla diğer eyaletlerden farklı olarak burada yıllara göre analiz yapılamamıştır. Ancak 1897 yılı için toplumsal grupların toplam nüfusa oranları tespit edilmiştir. Buna göre yerel halkın büyük çoğunluğu kırsalda yaşamaktadır. Eyalette 1897 yılı itibarıyla Rus çiftçilerin toplam nüfusa oranı %9’dur. Şehirli nüfusun büyük çoğunluğu Rus, Rus asker ve yabancılardan oluşmuştur. Sermayedar, asilzade ve tüccar grupları oldukça azdır. Buna karşın yabancı (Avrupalı) nüfusun dikkat çeken bir orana sahip olduğu görülmektedir.
f. Türkistan Askerî Valiliği Genel Nüfusu
Eyalet nüfuslarının her biri kendi içerisinde değerlendirilmiş, nüfus ve değişim özelliklerinin farklılık arz ettiği görülmüştür. Ancak eyaletlerin nüfus açısından valilik içerisindeki yerlerini tespit edebilmek için Valilik geneli nüfus gelişimine de toplu olarak bakmak gerekmektedir. 1867 yılından, 1917 yılına kadarki 50 yıllık süreçte valiliğin nüfusu sürekli artmıştır. Nüfus değişimi özellikle 1878 ile 1897 dönemlerinde yüksektir. 1878 yılındaki yüksek değişimin temel sebebi Fergana ve Hazar Ötesi bölgelerinin Çarlık tarafından işgal edilerek valiliğe katılmaları, 1897 yılı görece yüksek artışı ise modern anlamda yapılan ilk nüfus sayımı verilerine dayanmasından kaynaklanmıştır. Bu bağlamda yerel salnamelerde geçen nüfus verilerinin “en az”ı temsil ettiği savı doğrulanmaktadır.
Süreç içerisinde idari nüfus verilerine göre nüfus sürekli artmış; 1885-1892 aralığında ortalama %3 ve 1916 yılında %2 değişmiştir. Eyaletlere göre nüfus değişim oranlarında da önemli farklar görülmektedir. 50 yıllık süreçte en fazla nüfus artışı %176 ile Semerkant’ta yaşanırken, onu %131 ile Fergana, %118 ile Yedisu, %98 ile Siriderya takip etmiş; en az %88 ile Hazar Ötesi’nde görülmüştür. Valilik genelinde ise 1867-1917 arası nüfus artışı %193 olarak gerçekleşmiştir. Nüfusun eyaletlere dağılımı ve artış oranları farklıdır. Göreceli olarak 1885 yılında Valilikteki toplam nüfusun eyaletlere dağılım oranı Siriderya %37 ile birinci, Fergana %22, Yedisu %20, Semerkant %9 ve Hazar Ötesi %9’dur. 1917 yılında bu durum değişmiştir. Buna göre Siriderya en fazla nüfusa sahip bölge olma özelliğini (%29) kaybetmiş, Fergana (%29) Siriderya ile aynı orana ulaşmıştır. Dolayısıyla Fergana Askerî Eyaleti’nin, diğer eyaletlere göre çok daha az Rus iskânına maruz kalmasına rağmen, oransal artıştan kaynaklı en çok göç alan bölge olduğu anlaşılmaktadır. Nüfusun eyaletlere dağılımında bunları sırasıyla Yedisu (%18), Semerkant (%16), Hazar Ötesi (%7) takip etmiştir.
Valilik eyaletlerinin yıllara göre nüfus yoğunluk değişimi, nüfus hareketleri konusunda bazı ipuçları vermektedir. Yedisu ve Siriderya eyaletlerine en fazla Rus çiftçi yerleştirilmiş olmasına rağmen nüfus yoğunluğunda diğer eyaletlere göre dikkate değer bir değişim söz konusu değildir. Buna rağmen Semerkant ve Fergana eyaletleri en az Rus nüfus almış, ancak nüfus yoğunluğu en fazla artmış bölgelerdir. Kilometrekareye düşen nüfus yoğunluğunda en fazla değişim Semerkant’ta (4 kat) yaşanmış, onu sırasıyla Fergana ve Yedisu (2,8), Siriderya (2,5), Hazar Ötesi (2) izlemiştir.
Türkistan Askerî Valiliği geneli için yıllara göre dine/mezhebe göre ayrıntılı analiz yapmak zordur. Bunun temel sebebi her bir bölgenin kendi salnamesini hazırlaması sebebiyle aynı yıl ve aynı özelliklerde ortak verilerin oldukça az bulunmasıdır. Elimizdeki bilgilerden ancak 1897-1910 yılları arasındaki verilere dayalı analiz yapılabilmektedir.
Türkistan Askerî Valiliği genelinde, Müslümanlar dışındaki din ve mezhepler arasında en yüksek nüfus 1897 yılı itibarıyla %3 oranla Ortodoks Hristiyanlarken, Müslümanlar %96, gayrimüslimler %4’tür. 1910 yılında ise Ortodoks Hristiyan nüfusu %5’e çıkmış, Müslümanlar %93,78’e düşerken, gayrimüslimler %6,22’ye yükselmiştir. Bölgelere göre en fazla Gayr-ı müslim nüfus Yedisu’da (%9,86- %16,74)[151], sonra sırasıyla Siriderya (%3,52-%7,21), Hazar Ötesi (%11,92- %4,47), Fergana (%0,57-%1,99) ve en az Semerkant’ta (%0,88-%1,62) görülmektedir. Bu bilgilerden hareketle Hazar Ötesi Eyaleti’nin farklılaştığı, Gayr-ı müslim ahalide sayısal ve oransal olarak anlamlı bir azalmanın yaşandığı anlaşılmaktadır. Buna karşın valilik genelinde Gayr-ı müslim ahalinin sayısal oranlarının sürekli farklı miktarlarda arttığı, Müslüman oranının ise azaldığı tespit edilmiştir.
Sonuç
Türkistan Askerî Valiliği demografisi için 1897 yılı nüfus sayımı dışında yerel salnameler önemli bir kaynaktır. Yerel salnameler ile 1897 yılı nüfus sayımı verileri arasında paralellik olması bu yerel verilere olan güveni artırmaktadır. Dolayısıyla yerel salnamelerdeki nüfus bilgileri, eleştirel yaklaşımla değerlendirildiği sürece 1897 yılı dışındaki yıllar için kullanılabilir niteliktedir. Ayrıca nüfus bilgilerinin analizine de belli oranda imkân vermektedir.
Yerel salnamelerdeki nüfus bilgilerine göre 19. yüzyılın ikinci yarısı itibarıyla bölgede tarım dışı sektörlerin gelişmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Nüfusun dağılımında fiziki, beşerî ve ekonomik özelliklerin belirleyici olduğu söylenebilir. Bu bağlamda Türkistan Askerî Valiliği’nin nüfus dağılımı çöller, tarım arazileri ve miktarı, yükseltiler, orman alanları ve otlaklara göre şekillenmiştir. Sıcaklık, yağış ve iklim özellikleri sebebiyle görece tarım üretimine uygun alanlar olan Fergana, Semerkant ve kısmen Siriderya nüfus yoğunluğunu biriktiren eyaletlerdir. Gayrimüslim göçmen iskânının Siriderya, Yedisu ve Hazar Ötesi’nde, Müslümanların ise Semerkant ve Fergana’daki nüfus artışını şekillendirdiği görülmektedir. İskân edilen diğer bir zümre de askerlerdir. Tüm eyaletlerde hatırı sayılır asker sayısı dikkat çekerken, özellikle Yedisu askerî zümrenin en çok yaşadığı bölgedir.
Türkistan Askerî Valiliği’nin tüm eyaletlerinde kırsal yerleşik ve göçer nüfus azalmış, buna karşın şehirli nüfus artmıştır. Şehirleşme ve ekonomik hareketlilik toplumsal grupların durumunu da şekillendirmiştir. Tüccar, yabancı ve sermayedar gibi zümrelerin anlamlı bir biçimde arttığı gözlenmektedir. Rus askerî idaresi, işgaller ve iskân siyaseti bölgenin dine göre nüfus oranlarını da etkilemiştir. Buna göre valilik genelinde gayrimüslim oranındaki sürekli artışa karşın, Müslümanların oranında azalma söz konusudur. Buna rağmen Müslüman halkın nüfus artış hızında olağandışı bir durum söz konusu değildir. Gayrimüslim nüfustaki artış eyaletlere göre farklılık arz etmiş, eyaletler arasında en çok gayrimüslim Yedisu ve Siriderya’ya yerleştirilmiştir. Bunları sırayla Hazar Ötesi, Semerkant ve Fergana takip etmiştir. İşgalin ilk süreçlerinde gayrimüslimlerin Hazar Ötesi’ne görece yüksek oranda yerleştirildikleri ancak burada varlıklarını sürdüremedikleri görülmektedir. Türkistan Müslümanları için tarım üretim merkezleri olan Fergana ve Semerkant’ta diğerlerine göre az miktarda Rus nüfusun yerleştirildiği dikkati çekmektedir. İskân edilmiş yabancıların önemli bir kısmını Askerî Valiliğin ilk dönemlerinde askerler, daha azını ise çiftçi ve tüccar oluşturmuştur. Ancak özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren Çarlık idaresinin diğer bölgelerinden Rus çiftçi iskânıyla bu durum tersine dönmüştür.