Giriş
Bu çalışmanın amacı Kıbrıs’ın Osmanlı yönetimi altında bulunduğu ilk 33 yılda (1570-1603) Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisini incelemek ve değerlendirmektir. Âdet-i ağnâm vergisi “küçükbaş hayvandan alınan bir vergi” [1] veya “koyun ve keçiden alınan vergi” olarak bilinmektedir[2] . Bununla birlikte domuz da küçükbaş bir hayvandır ancak ondan alınan vergi bidʻat-i henâzir adıyla bilinmektedir. Resm-i ganem veya koyun resmi de denilen bu vergi koyun ve keçiden alınan bir vergiydi ve kuzu ile oğlaktan ayrıca vergi alınmazdı [3] . Osmanlı İmparatorluğu genelinde tahsil edilen söz konusu vergi, adanın fethinden sonra hazırlanan 1572 tarihli Kıbrıs Tahrir Defteri’nde de ayrıntılı olarak yer almıştır. Defter-i Mufassal-ı Livâ-yı Kıbrus adlı bu defter, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi’nde (Kuyud-ı Kadime) muhafaza edilmektedir. Özellikle Halil İnalcık[4] , Recep Dündar[5] ve Ronald Jennings[6] söz konusu deftere dayanarak yaptıkları çalışmalarda Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâm hakkında çeşitli bilgiler vermişlerdir. Kaynak aynı olduğu için birçok bilgi de ortaktır. Halil İnalcık Osmanlıların Kıbrıs’tan tahsil ettiği ağnâm vergisini iki koyuna bir akçe[7] olarak ifade etmiştir. Çünkü Kıbrıs kanunnamesinde 2 koyundan 1 akçe alınacağı yazılıdır. Recep Dündar, doktora tezi olan çalışmasında, Kıbrıs kanunnamesinde bulunan âdet-i ağnâm ile ilgili hükmü belirttikten sonra, Halil Sahillioğlu’na atfen, 1571-1572 döneminde bu vergiden 104.374 akçe gelir elde edildiğini, söz konusu miktar az olduğu için koyun ve keçi beslemenin revaçta olmadığının anlaşıldığını belirtmektedir. Dündar ayrıca bahsi geçen tahrir defterine dayanarak Kıbrıs nahiyelerindeki âdet-i ağnâm miktarını tablo halinde sunmuş (toplam 101.768 akçe) ve en fazla koyunun Pendaya nahiyesinde, en az koyunun ise Mağusa Nahiyesinde mevcut olduğunu yazmıştır[8] . Jennings de Kıbrıs’ta koyun beslemenin ikinci derecede önem arz ettiğini, birçok köyde hiç koyun olmadığını, koyun bakımından en zengin nahiyenin Pendaya, en fakirinin ise Mağusa olduğunu belirtmiştir. Kıbrıs kanunnamesinde her iki koyun için bir akçe âdet-i ağnâm tahsil edilmesi kararlaştırıldığından, Jennings[9] tahrir defterindeki miktardan hareketle incelediği köylerdeki koyun sayısı hakkında hesaplamalar yapmış ve köylerdeki kişi başına düşen koyun sayılarını tespit etmiştir. Çalışmasının ekinde ise 4 tablo bulunmaktadır. Birinci tabloda incelediği 174 köyden koyun sahibi olan köylerin sayısını, ikinci tabloda bazı köylerde bulunan koyun sayısını, üçüncü tabloda bazı köylerde kişi başına düşen koyun sayısını ve dördüncü tabloda ise incelediği 174 köydeki toplam koyun sayını (toplam 81.521) sunmuştur[10]. Dündar ve Jennings’in çalışmaları tahrir defteri verilerine dayalı olup başka bir kaynağa dayanmazlar. Diamond Jenness ise XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki ağnâm vergisi ile ilgili kısa bilgi vermekte ve koyun ile keçinin tarihin ilk dönemlerinden beri ada ekonomisinde hayatî rol oynamasına rağmen eski yazarların bu konudan nadiren bahsetmelerinin dikkat çekici olduğu belirtmektedir[11]. Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisinin miktarını mali kayıtlara dayanarak açıklayan ilk çalışma ise Halil Sahillioğlu tarafından yapılan ve Recep Dündar’ın da atıfta bulunduğu 1571-1572 yılı bütçesi ile ilgili çalışmadır.[12] Buna göre 8 Ekim 1571-8 Ekim 1572 dönemini kapsayan Kıbrıs bütçesinde bu kalemden 104.374 akçe gelir elde edilmiştir[13]. Toplam bütçe geliri 7.293.954 akçe olduğundan söz konusu kalemin bütçe içindeki yeri % 1,43’tür. Bu oran âdet-i ağnâmın Osmanlı Devleti’nin genel bütçesi içindeki yerine oldukça yakındır. Arslanboğa’ya göre Osmanlı Devleti’nin 1589-90 malî yılında âdet-i ağnâmdan elde ettiği gelir 6.023.499 akçe olup genel bütçe içindeki yeri % 1,64’tür. Söz konusu gelirin 5.963.937 akçesi Rumeli Vilâyeti’nden, 59.562 akçesi ise Anadolu Vilâyeti’nden elde edilmiştir[14]. Kadir Arslanboğa ile Ahmet Arslantürk’ün Kıbrıs’ın Ağustos 1598-Nisan 1599 dönemini kapsayan bütçe çalışmasında ise âdet-i ağnâm vergisi resm-i ağıl, resm-i kivâre (küvâre) ve bid‘at-i henâzîr ile birlikte, incelenen bütçe defterinde öyle kaydedildiği için, tek kalem olarak verilmiş ve toplam 200.000 akçelik gelir elde edildiği belirtilmiştir[15]. Ancak söz konusu 200.000 akçenin ne kadarının doğrudan âdet-i ağnâm vergisi olduğu belli değildir. Görüldüğü üzere Halil Sahillioğlu’nun yayını bir tarafa bırakılırsa fetihten sonraki ilk 33 yılda Kıbrıs’taki âdet-i ağnâm vergisinin nasıl bir seyir izlediği konusunda kapsamlı bir çalışma bulunmamaktadır[16]. Dolayısıyla bu araştırma 16.yy sonlarında Kıbrıs’ta tahsil edilen ağnâm vergisini incelemeyi ve değerlendirmeyi hedeflemektedir.
Bir Osmanlı Kanunnamesi: “Kanun-ı Rüsûm-ı Âdet-i Ağnâm ve Resm-i Ağıl Nicedir?”
Feridun Emecen’e göre Fatih Sultan Mehmet’e ait kanunnamede âdet-i ağnâm 3 koyuna 1 akçe olarak tespit edilmiştir. Daha sonra bu oran 2 koyuna 1 akçeye yükseltilmiştir[17]. Şubat 1596 tarihli Osmanlı Kanunnamesi’ne göre ise,
“Âdet-i ağnâm her bir koyundan mîri içün bir akçe alınur ve her üç yüz koyunda resm-i ağıl beş akçe alınur ve her yüz koyunda yiğirmi beş akçe cem‘ iden kullar alub min-ba‘d zikr olunandan ziyâde ve noksan alınmaz deyü ferman olunub maliyye ve divân-ı hümâyûn tarafından hükümler virilmişdir. Tahriren fi Cemâziyelahir sene erba ve elf tarihinde[18] bu bid’at-i seyyieyi Sinan Paşa ihdâs eylemişdir. Hâlâ âdet-i ağnâm bir koyundan bir akçe alınmak havass-ı hümâyûna mahsûsdur. Sair erbâb ve Beylerbeyi ve Sancakbeyi hasslarından ve vakıfdan da iki koyundan bir akçe alınmak kanundur, kadimdir. Bir sipahiye resm-i ağıl tayin olundukda ağıl resmi üç yüz koyundur, beş akçe alınur. Bu minvâl üzere kanun-ı kadimdir. Miri âdet-i ağnâmda re’s bir yıl evvelidir. Mah-ı Abril oldukda sene-i sânîde vâki‘ olan bir yıl evveline varınca her kimin elinde ne mikdar koyun bulunur ise koyun hakkı cem‘ine memur olanlar defter idüb koyun başına bir akçe alurlar ve Yörük Taifesinin dahi âdet-i ağnâmı bir yıl atide alınur. Kanun-ı kadîmdir. Zuama ve erbâb-ı timar ve gayrilerinin âdet-i ağnâm cem‘i zamanı koyun tamam dölün dökdükden sonra mah-ı Mayıs içinde kuzusuyla addolunub kanun-ı kadîm bunlara iki koyuna bir akçe alınur. Mayısın ol günü kimin tahviline düşmüş ise koyun hakkı anın olur. Kanundur. Sadâtdan ve ashâb-ı menâsıb ve bi-l-cümle padişah kulu olanlardan eğer timarlı ve eğer ulûfeli âdet-i ağnâm askerîde yüz elli koyundan virmeyüb bundan ziyâdesinin virmek içün ahkâm-ı şerif virilüb kanun olmuşdur. Âdet-i ağnâm cem‘i zamanı Mayıs içinde sayılur. Ol zaman mu‘teberdir. Hâlâ Mayıs evveline itibar olunur. Koyun tamam dölün dökdükden sonra kuzusuyla addolunur. Ağıl resminin zamanı koyun dölü alınmak içün ağıla girdiği zaman mu‘teberdir. Üç yüz koyundan kanun üzere beş akçe alınur. Min-ba‘d ziyâde alınmaya deyü ferman sâdır olmuşdur”[19].
1596 yılını taşıyan yukarıdaki kanunda açıkça âdet-i ağnâmın her bir koyundan bir akçe olarak tahsil edileceği yazılmıştır[20]. Ancak Kıbrıs farklıydı. Fetihten sonraki yıllarda Kıbrıs’ta âdet-i ağnâmın iki koyundan bir akçe olarak tahsil edileceği Kıbrıs Kanunnâmesi’nde açıklanmıştı. Bu oran Venedik dönemindekinden daha azdır. Osmanlılar fethettikleri yerlerde alınan vergiler ile uygulanmış olan sistemi sorup soruştururlar, kendi uygulamalarına açıkça ters düşmeyen uygulamaları devam ettirirler ve eski yönetimin defterlerinden de yararlanırlardı [21]. Kıbrıs’ta da bu tutumlarını sürdürmüşler ve adanın Venedik dönemindeki vergi düzenini araştırmışlardır. Bu araştırma sonucunda hazırlanan Kıbrıs Kanunnamesi’nde “küff âr-ı hâkisâr zamanında (…) âdet-i ağnâm her koyundan bir akçe ve her kuzudan bir akçe alunurmuş (…) âdet-i ağnâm dahi iki koyuna bir akçe alunmak emrim olmuştur”[22] denilerek Venedik döneminde her koyun ve kuzudan birer akçe âdet-i ağnâm tahsil edildiği, Osmanlıların bu uygulamayı iki koyundan bir akçe olarak değiştirdiği açıklanmıştır. Bu oran % 50 daha az vergi anlamına gelmektedir. Ayrıca Osmanlıların kuzudan da âdet-i ağnâm almadıkları düşünüldüğünde halkın lehine olan durum daha da artmaktadır.
Kıbrıs Kanunnamesi ağıl resmi (resm-i ağıl) ile ilgili bir hüküm içermemektedir. Ancak yukarıdaki kanun ağıl resminin 300 koyundan 5 akçe şeklinde tahsil edilmesi gerektiğini göstermektedir. 64 numaralı Kıbrıs Tahrir Defteri’nde resm-i ağıl ifadesine sadece Karpaz Nahiyesindeki Karpaz köyünde rastlanmaktadır. Kayda göre resm-i ağıl 900 akçe idi. Aynı köyün âdet-i ağnâm vergisinin 4000 akçe ve ama hass-ı şâhî olduğu kaydedilmiştir. Karpaz nahiyesine bağlı Trikomo köyündeki 500 akçelik âdet-i ağnâm da hass-ı şâhî idi. Söz konusu iki köyün toplam geliri yazılırken gayr-ez-âdet-i ağnâm denilerek söz konusu köylere ait ağnâm vergisi köyün genel gelirine dâhil edilmemiştir[23]. Çünkü iki köyün âdet-i ağnâmı doğrudan sultana ait idi. Karpaz Nahiyesindeki iki köyde bulunan koyunların hass-ı şâhî ve
1 Numaralı Kıbrıs Mukataa Defterine Göre Kıbrıs Âdet-i Ağnâm Geliri
Kıbrıs Şer’iye Sicilleri içinde bulunan ve 1 Nolu Mukataa Defteri adıyla kaydedilmiş olan defter, Kıbrıs maliye tarihi açısından son derece önemlidir[26]. Bu defterde bulunan mukataa hesapları yanında H.980-984 (M.1573-1577) yıllarında Kıbrıs’ta tahsil olunan 5 yıllık âdet-i ağnâm vergisi An Mahsul-i Âdet-i Ağnâm-ı Cezire-i Kıbrıs başlığı altında kaydedilmiştir[27]. Bu kayıt, şimdilik, ilgili yıllara ait ilk ve tek kayıt olup Kıbrıs malî tarihi ile ilgili önemli bilgiler sunmaktadır. Söz konusu kayıtlar incelendiği zaman aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır:
1- H. 980 (1 Muharrem 980-29 Zilhicce 980=14 Mayıs 1572-2 Mayıs 1573) yılında, gerçekte miladi 1573 yılında, Kıbrıs’ta 135.089 akçelik âdet-i ağnâm tahsili yapılmıştır. H. 980 yılı her ne kadar miladi 14 Mayıs 1572 tarihinde başlarsa da, bahsi geçen 135.089 akçelik gelirde 1572 yılı hasılatının yer almadığını kabul etmek gerekir. 135.089 akçelik bu gelir, miladi 1573 yılı âdet-i ağnâm geliridir. Çünkü ilk taksit hazineye 29 Zilhicce 980 (2 Mayıs 1573) tarihinde yatırılmıştır. Miladi 1572 yılı âdet-i ağnâm geliri Halil Sahillioğlu’nun yayınladığı bütçede yer alan 104.374 akçelik gelirdir. İki gelir karşılaştırıldığında 1573 yılında bu kalemden elde edilen gelirin 30.715 akçe fazlalık gösterdiği ortaya çıkmaktadır.
1573 yılında tahsil edilmiş olan 135.089 akçelik meblağ o yıl Kıbrıs’ta bulunan koyun (ve keçi) sayısı konusunda bir tahmin yapmaya da imkân vermektedir. Kıbrıs Kanunnamesi dikkate alındığı zaman, 2 koyuna 1 akçe alındığı için, H. 980 (miladi 1573) yılında, Kıbrıs’ta kayıtlı olan âdet-i ağnâmın 135.089x2=270.178 olduğu tahmin olunabilir.
Sahillioğlu’nun yayınladığı Kıbrıs bütçesinde hazineye giren ödemelerin veya tahsilatın ne zaman yapıldığı belli değildir. Oysa 1 Nolu Mukataa Defteri’nde bahsi geçen verginin hangi tarihlerde tahsil edilmiş olduğu ayrıntılı olarak yazılmıştır. Buna göre H. 980 (miladi 1573) yılına ait Kıbrıs âdet-i ağnâm vergisi 7 taksitte veya defada hazineye girmiştir. İlk taksit 29 Zilhicce 980 (2 Mayıs 1573) tarihli olan 25.300 akçelik meblağdır. Bu yılın son tahsilatı 7 Şevvâl 981 (30 Ocak 1574) tarihinde yapılmıştır.
Bir başka dikkati çeken konu ise tahsil edilen verginin toplamı ile ilgilidir. Kıbrıs’ın tahriri 18 Ekim 1572 tarihinde tamamlanarak 3 Şubat 1573 tarihinde sultanın onayına sunulmuştur. Dündar, tahrir defterindeki âdet-i ağnâm miktarının toplamını 101.768 akçe olarak vermiştir[28]. Oysa 1573 yılı tahsilatı 135.089 akçe olarak gerçekleşmiştir. Bu durum tahrir defterlerindeki verileri kullanırken dikkatli olmak gerektiğini ve muhtemelen defterde yazan rakamın gerçeği tam olarak yansıtmayarak ortalama bir miktar sunduğunu düşündürmektedir[29]. Belki de defterde öyle yazsa da her yıl koyun sayımı yapılıp tahsilat ona göre yapılıyordu.
2- H.981 (1 Muharrem 981-29 Zilhicce 981=3 Mayıs 1573-21 Nisan 1574) yılında, aslında miladi 1574 yılı için, tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisi tahsilatı bir önceki yıl gibi uzun bir sürede değil Mart 1574’de tamamlanmıştır. 5 Mart 1574 tarihinde başlayan tahsilat 10 Mart 1574 tarihinde sona ermiş ve 6 günde 102.559 akçe tahsil edilmiştir. 1574 yılında kayıt altında bulunan âdet-i ağnâmın ise 102.559x2=205.118 olduğu düşünülebilir.
1574 yılı tahsilatı bir önceki yıla göre 32.530 akçe az gerçekleşmiş olarak görünmektedir. Ancak azalmanın nedeni belli değildir. Dündar, Kıbrıs Tahrir Defteri’ne dayanarak yaptığı hesaplamada Kıbrıs’ın yıllık âdet-i ağnâmının 101.768 olduğunu yazmıştır[30]. Bu açıdan bakıldığında, tahsil edilen meblağın tahrir defterindeki ortalama tahmine yaklaştığı farz edilebilir. Ancak bu meblağ aynı zamanda bir önceki yıl olan 1573 yılına göre % 24 azalma anlamına da gelmektedir.
3- H. 982 (1 Muharrem 982-29 Zilhicce 982=23 Nisan 1574-11 Nisan 1575) yılında, miladi 1575 yılında, tahsil edilen toplam âdet-i ağnâm miktarı 128.101 akçe olmuştur. Defterdeki kayda göre tahsilat 2 Temmuz 1575-11 Ekim 1575 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. 128.101 akçe tahsil edildiğine göre toplam âdet-i ağnâm’ın tahminen 128.101x2=256.202 olduğu varsayılabilir.
Bir önceki yıl olan 1574 yılında 102.559 akçe gelir elde edildiği göz önüne alındığında, 1575 yılı gelirinin arttığı görülmektedir. Artış 25.542 akçedir. Artış oranı yaklaşık % 19,9’dur. Böyle olmakla birlikte 1573 yılı rakamına ulaşılamamıştır.
4- H.983 (1 Muharrem 983-29 Zilhicce 983=12 Nisan 1575-30 Mart 1576) yılında, miladi 1576 yılında, toplanan âdet-i ağnâm vergisi toplamda 120.861 akçe olmuştur. Bir önceki yıl olan 1575 yılına göre 7.240 akçelik bir azalma söz konusudur. 120.861 akçe tahsil edildiğine göre kayıtlı âdet-i ağnâm 120.861x2=241.722 olmalıdır.
5- H.984 (1 Muharrem 984-29 Zilhicce 984=31 Mart 1576-19 Mart 1577) yılında, miladi 1577 yılında, Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâm miktarı 112.507 akçe olarak kaydedilmiştir. Bir önceki yıl olan 1576 yılına göre 8.354 akçelik gelir azalması olmuştur. Bu oran aynı zamanda âdet-i ağnâm’da da azalma olduğunu düşündürtmektedir. Âdet-i ağnâm 112.507x2=225.014 olarak tahmin edilebilir. Bu arada son tahsil tarihinde ilginç bir not vardır. Söz konusu notta an penbe-i nahiye-i Limosa denildiği için 17 Recep 985 (30 Eylül 1577) tarihli ödemenin 6.183 akçe değerindeki Limasol nahiyesi pamuğu ile yapıldığı düşünülebilir.
Kıbrıs’ta Âdet-i Ağnâmın Tahsil Yöntemi ve Zamanı
Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâmın 1570-1577 yıllarında mukataalara dâhil olmadığı görülmektedir. Bu durum 1 Numaralı Kıbrıs Mukataa Defteri’nde mukataa kapsamına dâhil olan vergiler sayıldıktan sonra gayr-ez-Cizye ve Âdet-i Ağnâm ve Bid‘at-i Henâzîr ve Beyt-ül-mâl-ı hassa şeklinde ifade dilmiştir[31]. 48 numaralı Mühimme Defteri’nde bulunan 15 Recep 990 (5 Ağustos 1582) tarihli olan ve Kıbrıs beylerbeyi ile defterdarına gönderilen bir hüküm Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâmın yöntemi hakkında ipuçları vermektedir[32]. Hükme göre “Cezire-i Kıbrıs feth olaludan berü cizye ve âdet-i ağnâm ve ispençe cem‘i zamanı geldikde sizin câniblerinizden âdemleriniz varub cem‘ idegelmişler”di. Bu ifade, Kıbrıs’ta tahsil edilen âdet-i ağnâmın 1582 yılına kadar Kıbrıs beylerbeyi ve Kıbrıs defterdarı tarafından birlikte tayin eyledikleri görevliler (eminler) eliyle tahsil edildiğini göstermektedir. Hükmün yazılmasına sebep olan gelişme ise Kıbrıs Defterdarının sadece kendisinin tayin ettiği adamlara tahsil işini yaptırmış olmasıdır. Muhtemelen bu durum şikâyete neden olmuştur. Çünkü ilgili hükümde “hâlâ sen ki defterdarımsın kendü cânibinden zabt itdürdüğün i‘lâm olunmağın” denilmektedir. Sonuçta defterdarın yaptığı uygulama kabul görmemiş ve “buyurdum ki hükm-i şerifi m vusûl buldukda zikr olunan cizye ve âdet-i ağnam ve ispençe cem‘i zamanı geldikde feth-i hakanîden berü ne minvâl üzere cem‘ olunagelmiş ise girü ol veçhile ‘amel eyleyüb olagelene mugâyir iş olmakdan ziyâde hazer eyleyesin” denilerek eski uygulamanın sürdürülmesi emredilmiştir.
Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâmın İstanbul’daki merkezi hazineye gönderildiği anlaşılmaktadır. Çünkü 1594 yılına ait bir emr-i şerif Kıbrıs’tan tahsil edilen âdet-i ağnâm ve cizye vergilerinin tahsil olunduktan sonra ma‘an der-i devletme’âba irsâl oluna geldiğine işaret etmektedir[33]. Dolayısıyla Kıbrıs’tan tahsil olunan söz konusu verginin tahsil edildikten sonra İstanbul’a gönderildiğini düşünmemek için bir neden yoktur. Bununla birlikte 1594 yılına ait bu emir verginin tahsilinde bir değişiklik olduğunu göstermektedir. Çünkü 1582 yılına ait hüküm âdet-i ağnâmın Kıbrıs defterdarı ve Kıbrıs beylerbeyinin birlikte tayin ettikleri kişilerce tahsil edildiğinden bahsederken 1594 tarihli emir bu verginin tahsili ve İstanbul’a ulaştırılması için İstanbul’dan özel bir görevlinin gönderildiğini söylemektedir. Emre göre, “işbu bin üç senesinde vâki ‘olan ağnâmın dahi rüsûm-ı adet-i kadime ve kanun-ı müstedîme muktezâsınca cem‘ ve tahsil ve dâhil-i hazine itdirilmesi ehemm-i mühimmâtdan” idi. Bunun için “vâki ‘ olan ağnâmın rüsûmu ve havass-ı hümâyûn karyelerinde olan bid‘at-i henâzîr ve resm-i küvârenin cem‘i” için Hüseyin Ağa tayin edilmiş ve Kıbrıs’a gönderilmiştir.
Neşet Çağatay ağnâm vergisinin bazı yerlerde Mart sonlarında, bazı yerlerde ise Nisan başlarında[34], Feridun Emecen ise koyununun yavrulamasının ardından Nisan veya Mayıs aylarında[35] tahsil edildiğini belirtmektedirler. Yukarıda ayrıntısıyla gösterildiği üzere Kıbrıs bu genellemeye uymamaktadır. Çünkü kayıtlara göre âdet-i ağnâm vergisi 1573 yılında 2 Mayıs 1573-30 Ocak 1574 tarihlerinde; 1574 yılında 5-10 Mart 1574 tarihlerinde; 1575 yılında 2 Temmuz-11 Ekim 1575 tarihlerinde; 1576 yılında 6 Temmuz-22 Ekim 1576 tarihlerinde ve 1577 yılında da 21 Temmuz-30 Eylül 1577 tarihlerinde tahsil edilmiştir. 1 Rebiülevvel 1003 (14 Kasım 1594) tarihli emirde ise “Cezire-i Kıbrıs’da âdet-i ağnâm rüsûmunun cem‘i zamanı” olduğu ifade edilmiş ve söz konusu verginin bahsi geçen ay içinde tahsilinin tamamlanarak İstanbul’a gönderilmesi Kıbrıs kadısına emredilmiştir. 1594 yılına ait bu emr-i şerif ilgili dönemdeki para kurlarını açıklaması yönüyle de önemlidir. Ödemelerin ayarı bozuk olmayan paralarla yapılmasının önemi vurgulandıktan sonra altının 118 akçe, Venedik kuruşunun 68 akçe ve Arslanlı kuruşun ise 66 akçe olarak kabul edilmesi emredilmiştir. Ayrıca “hazine içün altun ve guruşun tamâmül-vezn ve sahih-ül ayârın”ın alınması “hurde ve Kızıl Osmanî ve nâkıs ve kem-ayâr altun ve guruş” aldırılmaması özellikle vurgulanmıştır[36].
1571-72 bütçesinde yer alan âdet-i ağnâm rüsumunun tamamı Kıbrıs’ın yerli reayasından tahsil edilmiştir. Çünkü Müslüman halkın Kıbrıs’a gönderilmesi 1572 yılından sonradır. Ada gelirlerini iltizamlarına alan ilk mültezimler çoğunlukla Kıbrıs’taki askerîlerdi. Adanın fethinden 1577 yılına kadar Kıbrıs’ta tımar sistemi uygulanmadığından adada tımarlı sipahi ve zeamet sahibi yoktu. Ancak 1577 yılından sonra Kıbrıs’ta tımar sistemi uygulanmış ve tımar ve zeamet sahipleri ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 1594 yılına gelindiğinde adaya yerleştirilmiş olan Müslümanlar, muhtemelen gayrimüslimler gibi âdet-i ağnâm vergisi ödüyorlardı. 1594 yılına ait emir Kıbrıs’ta koyun besleyen tımar ve zeamet sahiplerine de değinmektedir. Buna göre “erbâb-ı timar ve yeniçeri ve sair hisâr eri ve cebeci ve topçu ve azeb taifesinin” ellerinde olan koyunların 400’den fazlası söz konusu vergiye tabiydi. Emirde açıklandığı üzere bahsi geçen askerî taifesinin ellerinde ne kadar koyun bulunduğu “add itdirilüb dört yüze varınca resm aldırmayub amma ellerinde dört yüzden yukaru ne mikdar koyun bulunursa ziyâdesinden adet-i kadime üzere rüsûmun” tahsil edilecekti[37].
1594 yılına ait ferman olabilecek bazı yolsuzluk durumlarına da işaret etmekte ve bu durumda yapılacakları da açıklamaktadır. Fermana göre bazı zımmîler koyunlarını başkalarına satmış olabilirlerdi. Ama bu durumda koyunlarını kime sattıklarını ispatlamak zorundaydılar. Ellerinde koyunları olmadığı için bu vergi onlardan tahsil edilmeyecekti, fakat kime sattıklarını gösterip ispatlayamazlarsa ellerinde koyun olsun veya olmasın vergilerini ödemekle mükellef tutulacaklardı. Ayrıca defter harici koyun bulunursa bunlar da deftere ilave edilecekti. Fermana göre bazen reayadan bazıları koyunlarından vergi vermemek için biz koyunlarımızı filan zaime veya fi lan yeniçeriye ya da başkalarına sattık iddiasında bulunuyorlardı. Ferman, gerçekte var olmayan böyle bir durum yaşandığında, diğer reayaya örnek olması için, olaya dâhil olanların bütün koyunlarının müsadere edilmesini emrediyordu.
1585 ve 1586 Yıllarında Kıbrıs Âdet-i Ağnâm Geliri
Topkapı Sarayı Arşivi’nde bulunan ve 16 Aralık 1585-21 Mart 1586 dönemini kapsayan Kıbrıs ruznamçe defterine göre H.993 (M.1585) yılında tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisi 48.491 akçe idi[38]. Ancak yine Topkapı Sarayı Arşivi’nde bulunan ve 22 Mart 1586-13 Ekim 1586 tarihlerini kapsayan Kıbrıs Ruznamçe defterinde ise H.993 yılı için tahsil olunan âdet-i ağnâm vergisinin 150.000 akçe olduğu belirtilmiştir[39]. Söz konusu iki kayıttan anlaşıldığına göre 1585 yılı âdet-i ağnâm vergisi tahsilatı ancak 1586 yılında tamamlanmış ve 16 Aralık 1585-13 Ekim 1586 döneminde toplam (48.491+150.000=)198.491 akçe olarak gerçekleşmiştir. Bu miktar 8 yıl önce, 1577 yılında, 112.507 akçe idi. Bu durumda 85.984 akçelik bir artış göze çarpmaktadır. Fakat buradaki en büyük problem söz konusu miktarın sadece âdet-i ağnâm vergisini mi yoksa âdet-i ağnâm, resm-i bid’at-ı henâzir ve resm-i küvâre adlı üç vergiyi mi ifade ettiği kesin değildir. Çünkü her iki kayıt da bütçe özetidir ve tahsilatı gerçekleştiren emin ve kâtiplerden de bahsedilmemektedir. Ayrıca sonraki yıllara ait bütçe özeti kayıtlarda söz konusu 3 vergi tek kalemde, âdet-i ağnâm başlığı altında verilmiş, ancak ilgili bütçenin ayrıntılı kaydında bahsi geçen miktarın yukarıda bahsedilen 3 vergiyi kapsadığı açıklanmıştır. Örneğin H.994 (M.1586) yılı âdet-i ağnâm geliri tam olarak bilinmemektedir. Çünkü Topkapı Sarayı Arşivi’nde bulunan ve 5 Nisan 1586-23 Eylül 1586 dönemini kapsayan ruznamçe defterinde bulunan 19 Cemaziyelevvel 994 (7 Haziran 1586) tarihli Kıbrıs bütçe kaydında konuyla ilgili olarak sadece 75.000 akçe ifadesi vardır[40]. Bununla birlikte söz konusu miktar sadece âdet-i ağnâma ait değildir. Zira kayıtta “âdet-i ağnâm ve bid‘at-i henâzîr ve resm-i küvâre-i nevâhi-i Lefkoşa ve Mağusa ve Mesarya ve Karpaz ve Girne. Der vâcib sene 994” [41[ ifadeleri vardır. Bu durumda Kıbrıs’ın sadece beş nahiyesinin[42], söz konusu üç vergisinden Kıbrıs hazinesine 7 Haziran 1586 tarihinde 75.000 kuruş girdiği ortaya çıkmaktadır. İlgili kayıt ayrıca bu vergilerin Mehmet Çelebi adlı bir emin (ve kâtip) tarafından tahsil edildiğini de belirtmektedir.
XVI. Yüzyıl Sonlarında Kıbrıs Âdet-i Ağnâm Geliri
H.995-H.1000 yıllarında tahsil olunan âdet-i ağnâm ve beraberindeki vergilerle ilgili bir bilgi yoksa da H.1001 (1592-93) yılında âdet-i ağnâm, resm-i küvâre ve bid’at-i henâzir yine birlikte tahsil olunmuş ve toplam 169.367 akçelik gelir elde edilmiştir43. H.1002 (1593-94) yılındaki durum henüz bilinmemektedir. Ancak konuyla ilgili olan H.1003 (M. 1594-95)[44] yılına ait bütçe kaydı oldukça ayrıntılı ve aydınlatıcıdır:
“An tahvil-i eminân ve kâtibân-ı rüsûm-ı âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl-ı nevâhi-i cezire-i Kıbrıs maʻa resm-i küvâre ve bid‘at-ı henâzîr-i tabi‘-i kurâyı havass-ı hümâyûn. Der vâcib sene selâse ve elf. Ber mûceb-i defter-i mümzâ-i kuzât-ı nevâhi-i mezkûrîn. Cem‘ ve tahsil-gerde. An yed-i hodüş-şân”[45].
Bu ifade H. 1003 (M. 1594-95) yılında Kıbrıs’ta tahsil edilen âdet-i ağnâm ile resm-i ağıl vergisinin emin ve kâtipler vasıtasıyla ve resm-i küvâre ve bid‘at-ı henâzîr ile birlikte Kıbrıs nahiyelerinde bulunan kadıların imzalı defterlerine göre tahsil edildiğini belirtmektedir. Tahsil olunan miktar, masraflar çıkarıldıktan sonra kalan 174.351[46] akçe olup kaydın devamındaki ifadelerden Baf, Kukla, Evdim, Piskobu, Leymosun, Gilan, Lefke, Pendaya, Omorfa, Tuzla ve Hırsofu nahiyeleri vergilerini Kıbrıs beylerbeyi Ali Paşa tarafından görevlendirilen adamları (emin ve kâtipler) tarafından; Lefkoşa, Mesarya, Mağusa, Karpaz ve Girne nahiyeleri vergilerinin ise Kıbrıs defterdarı Bali Efendi tarafından görevlendirilen emin ve kâtipler tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Kıbrıs Beylerbeyinin adamlarınca yapılan tahsilat 74.351 akçe, Kıbrıs Defterdarı Bali Efendi tarafından görevlendirilenlerin yaptığı tahsilat ise 100.000 akçe olarak kaydedilmiştir. Bu kaydın bir başka önemi ise Kıbrıs nahiyelerinin tahsil edilen vergi (vergiler) açısından mali gücünü göstermesidir. Örneğin Kıbrıs beylerbeyinin adamları tarafından 11 nahiyeden tahsil edilen vergiler sadece 74.351 akçe olurken, defterdarın görevlendirdiği kişilerin sadece 5 nahiyeden tahsil ettiği miktar 100.000 akçedir. Ancak ne yazık ki söz konusu 100.000 akçenin nahiyelere göre dağılımı yazılmamıştır. Bu durum söz konusu 5 nahiyenin ekonomik gücünü bahsi geçen vergiler bağlamında belirleme imkânını ortadan kaldırmaktadır. Tahsil olunan toplam 174.351 akçe nakit olarak toplanmıştır.
Tahsildarların hepsinin olmasa da bazılarının görevlerinin yazılmış olması da önemlidir. Kıbrıs beylerbeyinin kapıcıbaşısı ve kapıcılarından biri, kethüdası, mir-i ahuru ve baş serracı bu tahsilatta yer almıştır. Aynı şekilde defterdar efendinin kapıcıbaşısı da tahsildarlar arasındaydı. Görevleri yazılmamış ise de beylerbeyinin geriye kalan adamlarının hepsi “ağa” sıfatını taşımaktadır. Defterdar efendinin adamları arasında ise kapıcıbaşından başka 2 ağa, 1 çavuş ve 1 kâtip yer almıştır.
Beylerbeyinin her adamı sadece bir nahiyede tahsilat yapmış ancak defterdar efendinin adamı olan Zülfi kâr Ağa hem Mağusa hem de Mesarya nahiyeleri tahsildarı olarak hizmet etmiştir. Tahsil edilen vergilerin ne kadarının doğrudan âdet-i ağnâm olduğunu belirleme imkânı maalesef bulunmamaktadır. Nahiyelerden tahsil edilen vergi miktarı yukarıdaki tabloda gösterilmiştir.
H. 1003 (1594-95) yılında birlikte tahsil edilen söz konusu 4 vergi (âdet-i ağnâm, resm-i ağıl, resm-i küvâre ve bid‘at-i henâzîr) H.1004 (M.1595-96)[49] yılında da yine birlikte toplanmıştır. Hazineye giren vergi miktarı 174.351 akçe olup bir önceki yıl ile aynıdır[50]. Ancak H. 1004 yılı kaydı bir önceki yılın kaydı kadar ayrıntılı değildir. Tahsildarların isimleri ile bazı tahsildarların görevleri (sadece Tuzla, Mesarya, Mağusa ve Karpaz nahiyelerinde tahsilat yapanlar) yazılmıştır. Ancak tahsildarların kimler tarafından görevlendirildiği belirtilmediği gibi toplam 16 nahiyenin hiçbirinden tahsil edilen miktarın ne kadar olduğu da yazılmamıştır. Sadece nahiye ismi ile tahsildarların isimleri yazılmış olup durum aşağıdaki tabloda gösterilmiştir[51].
H.1005 (M.1596-97) yılında bu kalemden yapılan tahsilat miktarı şimdilik bilinmese de H. 1006 (M.1597-98) yılında 200.000 akçelik gelir elde edildiği anlaşılmaktadır[55]. Ancak ayrıntılı kayıt ve bilgi mevcut değildir. Bununla birlikte H. 1007 (M.1598-99) yılına ait bütçe kaydı da H. 1003 (M. 1594-95) yılına ait kayıt kadar ayrıntılı olup konuyla ilgili önemli bilgiler (birkaç eksik dışında tahsildarlar, görevleri ve her nahiyenin ödediği vergi miktarı gibi) sunmaktadır. Söz konusu bilgiler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
İlgili kayıtta “An tahvil-i eminân ve kâtibân-ı rüsûm-ı âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl ve resm-i küvâre ve bid‘at-i henâzîr. Tabi‘-i kurâ-yı havass-ı hümâyûn. Der nevâhi-i Kıbrıs” denilerek 4 verginin birlikte tahsil edilip yazıldığı belirtilmiştir.
H. 1007 (M.1598-99) yılıyla ilgili kayıtlarda 200.000 akçe tahsilat yapıldığı belirtildikten sonra hangi nahiyedeki tahsilatın kimin tarafından ve ne miktarda yapıldığı açıklanmıştır. Bununla birlikte verilen rakamlar toplandığı zaman, yapılan tahsilatın 200.000 akçe değil, 187.245 akçede kaldığı görülmektedir ki MAD.d.372 nolu defterde yapılan toplama işlemi sonundaki rakam da 187.245’dir[59], Ayrıca “An cânib-i (…) Ayşe Sultan” ifadesinden tahsil edilen paranın Sultan III. Murat’ın (1574-1595) kızı ve 1599 yılı başında Sadrazam olan İbrahim Paşa’nın eşi Ayşe Sultan’a[60] ait olduğu sonucu çıkmaktadır. Maliyeden Müdevver Defterler içinde bulunan MAD.d. 7348 numaralı defterdeki bir ifade de bu kanıyı tasdik etmektedir. Bu kayıtta “Bin yedi vâcibinin Kıbrıs cizyesi ve âdet-i ağnâmı Ayşe Sultan Hazretleri canibinden cem’ olunmasıyçün buyruldu-yı şerif rica olunur” denilmekte olup üst kısımda ise “hatt-ı hümâyûn mûcibince derkenar” ifadesi yer almaktadır[61]. Dolayısı ile H. 1007 (M.1598-99) yılı âdet-i ağnâm vergisi (resm-i ağıl ve resm-i küvâre ve bid‘at-i henâzîr vergileri dahil olduğu halde) cizye vergisiyle birlikte 1 Şubat 1599 tarihinden önce tahsil edilmiş ve bu tarihte hazine gelirleri içerisine kaydedilerek Ayşe Sultan’a tahsis olunmuştur[62].
H.1003 (M.1594-95) ile H. 1007 (M.1598-99) yıllarına ait âdet-i ağnâm vergisi benzer şekilde toplanıp kaydedildiği için her iki yıl gelirlerini karşılaştırmak mümkündür. Bununla birlikte 16 nahiyenin 6 tanesinde (Piskobu, Lefkoşa, Mesarya, Mağusa, Karpaz ve Girne) H. 1007’de tahsil olunan vergi miktarları yazılmamıştır. Bu nedenle 10 nahiyenin karşılaştırılması yapılabilmiştir. Söz konusu 10 nahiye içinde en fazla gelir artışı Omorfa nahiyesinde görülmekte olup 8.672 akçe fazla gelir (% 56,91) elde edilmiştir. En fazla düşüş ise Lefke nahiyesinde ortaya çıkmış olup 2.732 akçelik düşüş (% 41,23) gerçekleşmiştir. Bu karşılaştırma birlikte tahsil edilen “âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl ve resm-i küvâre ve bid‘at-i henâzîr” vergilerinin sabit olmayıp değişken olduğunu göstermektedir. Kukla, Pendaya, Omorfa ve Hırsofu nahiyelerindeki artışın nedeni bilinemediği gibi Baf, Evdim, Leymosun, Gilan, Tuzla ve Lefke nahiyelerinde görülen düşüşün de nedenleri bilinememektedir. 4 nahiyede toplam 12.873 akçe artma, 6 nahiyede ise toplam 10.085 akçe azalma vardır. Omorfa nahiyesindeki artış istisna edilirse genelde bir azalma olduğu görülmektedir. H.1007-H.1011 yılları arasındaki dönem de şimdilik karanlıkta kalan dönemlerdendir.
H.1012 (1603-1604) yılına gelince, bu yıla ait 200.000 akçelik âdet-i ağnâm kaydı mevcuttur[63]. Söz konusu kayıttaki 200.000 akçelik gelirin 1603 yılına ait olduğu anlaşılmaktadır. Verginin tahsilinde görevli olan emin Mustafa Bey ile kâtib Sefer Bey idi. Her ikisi de sipahiyândan olan bu kişiler toplam 53 günlük bir çalışma sonunda mezkur vergiyi, muhtemelen âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl ve resm-i küvâre ve bid‘at-i henâzîr adlı vergileri, tahsil etmişler ve bunun karşılığında kendilerine 18.760 akçe ödenmiştir. H. 1012 yılına ait kayıtta dikkati çeken bir husus da H. 1007 yılındakiyle benzerlik göstermektedir. Her ne kadar 200.000 akçelik bir miktardan söz ediliyorsa da yapılan tahsilatın 129.600[64] akçe olduğu görülmektedir. Söz konusu miktara 9.695 akçelik mukataa geliri de eklenerek toplam 139.295 akçe İstanbul’a gönderilmiştir. Tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisinden bazı harcamaların karşılandığı (vergiyi tahsil etmekle görevli kişilere peşin ödenen 34.087 akçe, hazine taşımada kullanılan 13 adet katır için ödenen 16.050 akçe ve İstanbul’a gönderilen paranın taşıyıcılarına ödenen 15.000 akçe, toplam 49.810 akçe) düşünülürse, yapılan harcamalarla birlikte aslında tahsil olunan âdet-i ağnâm vergisinin toplamda 179.129 akçeyi bulduğu görülmektedir. Bu miktar aşağı yukarı H. 1007 yılında tahsil olunan 187.245 akçelik miktara yakındır.
Kıbrıs’tan Tahsil Olunan Âdet-i Ağnâmın Mahiyeti
Recep Dündar doktora çalışmasında 1572 tarihli Kıbrıs tahrir defterine dayanarak âdet-i ağnâm (101.768 akçe), bid’at-i henâzir (66.102 akçe) ve resm-i küvâre (25.989 akçe) vergilerini hesaplamıştır[65]. Onun verdiği rakamlar toplandığında adı geçen üç verginin toplamının 193.859 akçe olduğu görülmektedir. Dolayısıyla 1571-1577 yıllarında, tahsil edilen miktarlar göz önüne alındığında, bu yıllarda âdet-i ağnâmın müstakilen toplandığı düşünülebilir. Ancak H.993 (M.1585) yılında toplam 198.491 akçe hasılat elde edilmiş olup bahsi geçen miktarın bahsi geçen üç vergiyi kapsayıp kapsamadığı açık olarak yazılmamıştır. H.994 yılına ait kayıt ise çok açıktır ve âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl ve resm-i küvâreyi de içermektedir. H.994 (M.1586) yılı kayıtları tam olmamakla birlikte âdet-i ağnâm adıyla 1585 yılında tahsil olunan verginin aslında âdet-i ağnâm ve resm-i ağıl ve resm-i küvâre anlamına geldiği tahsil edilen miktarın toplamından tahmin olunabilir. Bu durum çalışmanın kapsadığı son yıl olan 1603 yılına kadar böyle devam etmiştir. H. 1007 (1598-99) yılında bunlara resm-i ağıl vergisinin de eklendiği görülmektedir. Kıbrıs tahrir defterine göre sadece Karpaz nahiyesinde resmî ağıl vardı ve hass-ı şâhî idi. Dolayısıyla 1599 yılında âdet-i ağnâm adıyla tahsil edilen vergiler içine resm-i ağılın da katılarak Ayşe Sultan’a tahsis edilmesi normal karşılanabilir. Zaten bu verginin miktarı da çok değildir. Sonuç olarak öyle anlaşılıyor ki âdet-i ağnâm vergisi 1577- 1585 yılları arasındaki bir tarihten itibaren bahsi geçen diğer iki vergiyle birlikte tahsil edilmiştir. 1599 yılında ise bunlara resm-i ağıl da eklenmiş görünmektedir.
Kıbrıs’tan Tahsil Edilen Âdet-i Ağnâm Vergisi Kaynaklı Harcamalar
Kıbrıs’a tahsil edilen âdet-i ağnâmın nerelere harcandığı veya İstanbul’a gönderilip gönderilmediği ile ilgili kayıtlar oldukça azdır. 8 Mayıs 1586 tarihinde bu kalemden tahsil olunan 75.000 akçenin 38.108 akçesi, dönemin Kıbrıs beylerbeyi Cafer Paşa’nın 1586 yılı maaşının bir kısmını oluşturmuştur[66]. Yaklaşık 10 yıl sonra, 15 Ocak 1595 tarihinde hazineye girdisi yapılan 174.351 akçelik âdet-i ağnâmın tamamı dönemin Kıbrıs Beylerbeyi Ali Paşa’nın masar[67] dönemi maaşına tahsis edilmiştir[68]. H.1007 (M.1598-99) yılında bu kalemden elde edilen para yukarıda açıklandığı üzere Ayşe Sultan’a tahsisat olarak verilmiş ve İstanbul’a gönderilmiştir. 1603 yılında tahsil edilen âdet-i ağnâm vergisinin büyük bir miktarının yine İstanbul’a gönderildiği anlaşılıyorsa da devlet hazinesine mi yoksa Ayşe Sultan’a mı gönderildiği maalesef kayıtlardan anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte 1603 yılında bu kalemden elde edilen gelirin 49.810 akçesinin tahsilatı yapanlar, hazineyi taşıyan görevliler ve yine hazineyi taşıyan katırlar için harcanmış olduğu görülmektedir.
Sonuç
Âdet-i ağnâm vergisi Osmanlı yönetiminin Kıbrıs’tan tahsil ettiği vergilerden biriydi. Tahsil edilen miktarın bütçede çok önemli bir yer tutmadığı anlaşılmakta olup söz konusu vergi iki koyuna bir akçe olarak tahsil edilmiştir. Bu vergiyle birlikte tahsil edilen resm-i ağıl vergisine ise sadece Karpaz nahiyesinde rastlanmaktadır. Ayrıca Karpaz nahiyesinin iki köyünden tahsil edilen ağnâm vergisi doğrudan hass-ı şahî olarak kaydedilmiş ve gelirin sultana ait olduğu açıkça belirtilmiştir. İncelenen dönemde Kıbrıs âdet-i ağnâmı genel olarak Kıbrıs beylerbeyi ile defterdarı tarafından ayrı ayrı görevlendirilen kişilerce tahsil edilmiştir. Âdet-i ağnâm adıyla tahsil olunan vergi/vergilerin bir kısmı bazen Kıbrıs Beylerbeyi olanlara maaş olarak verilmiş veya bazı başka masraflara tahsis olunmuştur. 1599 yılında tahsil edilen vergi ise Ayşe Sultan’a tahsis edilerek İstanbul’a gönderilmiştir.
Ulaşılan diğer bir sonuç ise tahsil edilen ağnâm vergisi miktarının sabit olmamasıdır. Her ne kadar Kıbrıs tahrir defterinde âdet-i ağnâm için 100.000 akçe civarında ortalama bir rakam söz konusu olsa da yapılan tahsilatta yıllara göre artışlar ve azalmalar yaşanmıştır. Bununla birlikte incelenen dönemde âdet-i ağnâm adı altında yapılan tahsilatın 100.000 akçenin altına düşmediği söylenebilir. Bu durum incelenen dönemde Kıbrıs’taki âdet-i ağnâm’ın 200.000’in üzerinde olduğunu düşündürmektedir. Aynı şekilde özellikle 1585 yılından itibaren âdet-i ağnâmın resm-i küvâre ve bid’at-i henazir vergileriyle birlikte tahsil edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.