Sfenks adil karışık yaratık kavramının ortaya çıkmış olduğu ülke, Mısır'dır. M.ö. II. bin yıllarında, bu kavram On Asya ülkeleri tarafından benimsenir. Sfenks motifi, Girit ve Küçük Asya yoluyla Yunan sanatına da girer. Roma sanatındaki sfenks motifi. Yunan sanatındaki sfenks motifinin bir devamidir.
Mısır sfenksi, erkek olup kanatsızdır, ön Asya ve Yunan sanatlarında, bunun dişi (kadın) olanı ortaya çıkmıştır. Yunan ve Roma sanatları, dişi (kadın) sfenksde karar kılmışlardır. Bunlardaki baş, kadın başıdır. 2 tanesi insan, geri kalanları arslan memesi şeklinde iki türlü meme saptanır. Govde arslan gövdesi, kanatlar kuş kanatlan, kuyruksa arslan kuyruğu şeklindedir.
Naksoslulann adak eşyası olarak Delphoi (Delphi) ya göndermiş olduklan 2,50 m. yüksekliğindeki Sfenks Heykeli[1] ünlüdür.
Alacahoyük Sfenksleri[2], şehir kapısının bekçisidirler. Yerkapi Sfenksi[3], koruyucu bir figürdür. Klazomenai lahitlerinde de, sfenks figürleri görülür[4]. Y’unan ve Roma sfenksleri, mezarları beklerler. Zira sfenksin apotropaik gücü olduğuna İnanılır[5].
Manisa Müzesi'ndeki 21 Env. No.lu örnek[6], Hitit örnekleri gibi mimarlıkla ilişkilidir. Başsız olan sfenks, arka ayaklarının üzerinde otumr. Kuyruğu, havaya kalkıktır. Boynundaki gerdanlık, onun dişi (kadın) olduğunun belirtisidir. Istanbul Müzesi'ndeki Lykia Lahiti'nin sfenksleri[7] ile British Museum'daki Payava Lâhiti'nin sfenksleri[8] de, dişi (kadın) dırlar. Kanadan yarı açık olan bu yaratıkların en yukarıda bulunan memeleri, genç kız memeleri gibi diktirler.
Klâsik Dönem'e ait olan bu eserlerde sfenks, en güzel şeklini bulmuştur.
Aphrodisias surlarının yapımında 2. kez kullanılmış olan mermer blokundaki Sfenks[9] in kanatlarında, kendi ekseninin etrafında dönme gibi acayip bir hareketlilik izlenir. Diğer bir Karia şehri olan Kaunos'daki geç dönem surları arasından çıkmış olan Sfenks Heykeli[10] nin kanatlarındaki tüyler, ince ince işlenmişlerdir. 0,76 m. yükseklik, 0,52 m. genişlik ve 0,25 m. derinlikte olan bu parça, Amasra kökenli Sfenks Şeklindeki Ayak (Env. No. su 982/1) [11]gibi bir mobilya parçası olabilir. Bu sonuncular, Roma İmparatorluk Dönemi eserleridirler.
Phrygia bölgesindeki Hierapolis'deki Roma İmparatorluk Dönemi Stoa Basilikası'nda, artık dekoradf bir eleman durumuna gelmiş olan sfenks motifi[12], ayak (paye) başlıklarının bezenmesinde kullanılmıştır. Söz konusu olan başlıklardaki sfenks protondan, köşeleri oluştururlar. Gövdelerinin arka tarafları, görünmezler. Buna karşın sfenkslerin tümünün kanatları, birbirlerine değmektedirler. Ayak (paye) başlıklarına ek olarak Hierapolis'deki müze binasında, memeleri sarkık olan bir Sfenks Heykeli[13] daha vardır.
Şimdi halen Edirne Müzesi'nde bulunan Ainos (Enez) kökenli dikdörtgen Planlı Altlık (Env. No. su 1803) [14] ile Mysia bölgesinin içerisinde kalan Edincik (Antik Adrasteia) deki özel koleksiyonda bulunan Dikdörtgen Planlı Aldık[15] a gelelim:
Bunlardaki sfenksler; aynen Hierapolis'deki ayak (paye) başlıklarında olduğu gibi; köşelere yerleştirilmişlerdir. Heykele yakın yüksek kabartma şeklinde yapılmış olan başlarla ön kısımlar, aynen Hierapolis’deki örnekler gibi etkileyicidirler. Sfenkslerin 2'ye ayrılmış olan gövdelerinde, kabartmaların yükseklikleri gittikçe azalırlar. Zaten herhangi bir bezeme motifi durumuna gelmiş olan sfenks motifi, bunlarda daha da yozlaşmıştır. Öyle ki aslında tek başlı tek gövdeli olarak yapılması istenilen sfenksler, sanki tek başlı çifte gövdeli sfenksler gibi görünmektedirler (Res. 1 ve 2). Edirne Aldığı'ndaki sfenksin yüzü, aşınmıştır. Edincik Aldığı'ndaki sfenks, daha iyi durumdadır. Saçlarının uzun olduğu, bellidir. Kuyruğu, havaya kalkıktır. Kaburga kemikleriyle kanatlarındaki tüyler, sert bir uçla çizilme (incision) suretiyle belirtilmişlerdir.
Edime altlığı'nın işçiliği, Edincik aldığındaki işçilikten daha kabadır.
Yunan keramik sanatkârları, perspektif kurallarının iyi bilinmediği yüzyıllarda tek başlı çifte gövdeli sfenks resimleri yapmışlardır. Hatta adını tek başlı çifte gövdeli sfenks motifiyle bezenmiş bir Alabastron (British Museum. Env. No. su 99,2 -18,66) (Res. 3 A ve 3 B) dan almış olan bir vazo ressamı (Tek Başlı Çifte Gövdeli Sfenks Ressamı) (Maler der Zweileibigen Sphinx) [16], çıkmıştır. Makedonia'nın Pella şehrinde, bu türlü resmedilmiş bir sfenks figürüyle bezenmiş bir terra cotta Akroter[17] bulunmuştur (Res. 4). Perspektif kuralları öğrenildikçe, bu türlü resimler ortadan kalkmaya başlamışlardır. Lâkin Roma İmparatorluk Dönemi'nde bile, bu motiften büsbütün vazgeçilmiş değildir. Nitekim Murray, Curtius'un "Wappengebrauch und Wappenstil” adlı makalesinden almış olduğu bir Roma İmparatorluk Dönemi eserini "Perspective as Applied in Early Greek Art” adh makalesinde bize tanıtmaktadır[18]. Nitekim Karlsruhe Müzesi'deki Mezar Cippus'u[19], bunun en güzel örneğidir. Phalera'yla Pernice'in sözünü etmekte olduğu Cista Ayakları[20] da, tek başlı çifte gövdeli sfenks figürüyle bezenmişlerdir (Res. 5 ve 6). Edirne Altlığı'yla Edincik Altlığı da, bu sınıftandırlar.
Her iki altlığın da üzerlerinde ne taşımakta oldukları bilinmemektedir.