Şakaik-i Nue maniye ve Zryilleri, neşre hazırlayan : Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, Çağrı Yayınları, İstanbul 1998 Türk kültürünün abide eserleri tekrar kazanılmış bulunuyor. Bilindiği gibi bu eserler battal boylarda ve o zamanın baskı teknolojisine göre lekeli ve silintili olarak basılmıştır (Matbaa-i Amire 1269). Bu gün yeni baskılar, normal boyda kusursuz bir fotokopi baskısı ve titiz indeksleri ile ilim alemine kazandınlmıştır. Eserler ayrıca kağıdı ve cildi ile de göz doldurmaktadır.
Burada eserlerin indekslerine yer vermek gerekir. Bu kıymetli eserlerin basıldığı yıllar-da indeks geleneğinin olmaması bir eksiklik olarak görülmüyordu. Çünki henüz indeksin önemi bilinmiyordu. Ancak bu devirde, indekse büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Artık ilmi eserler indekssiz ise eksik olarak telakki olunmaktadır. Elimizdeki eserlerdeki indekslerde yer adları, tarihi ıstılahlar, kitap ve müessese isimleri ile medreselere yer verilmiştir.
Şakaik-i maniye, Taşköprüzade Ebülhayr isameddin Ahmed Efendi (1495-1561) ta- rafından 1558 de Arapça olarak yazılmaya başlanmıştır*. Müellif, Türklerin yaşadığı top-raklarda yetişen alim ve şeyhler hakkındaki bilgilerin henüz toplanmamış olduğu gerekçesiyle bu işe girişmiştir. Bilindiği gibi Taşköprüzâcle, bir çok ilim adamı yetiştirmiş ayni adla anılan bir aileye mensuptur. Müellifimiz medrese ilimlerini çok iyi tahsil edip, çeşitli yerler-de müderrislik yaparak İstanbul Semaniye müderrisliğine yükseldi. Daha sonra Edirne'de Sultan Bayezid Medresesine müderris olan İsameddin Ahmed Efendi, Bursa kadılığı ile müderrislikten aynlmıştır. Istanbul'a dönen ve İstanbul kadısı tayin edilen müellifimiz gözlerini kaybedinceye kadar bu görevde kaldı (geniş bilgi için bk. M. Münir Aktepe, Taşköprii-zade mad. İA, XII/I, 42-44). Edirneli Mehmed Mecdi Efendi (ölm. 1590) ise eseri ilhakat ve zeyl yapanlardan, şuara tezkirelerinden faydalanıp genişleterek Türkçeye tercüme etmiştir. Daha sonra Şakaik-i NuCmanıyeyi örnek alan müellifier yaptıkları zeyllerle elimizdeki külliyatı meydana getirmişlerdir. Bu suretle Şakaik, Osmanlı edebiyatında tabakatçılığa da vesile olmuştur. Şakaik, Osman Gazi'den Kanunrnin sonlarına kadar gelen 1 o padişah zamanında yaşamış bulunan 371'i alim, 15o'si şeyh olmak üzere 521 kişinin tercüme-i halini ihtiva eder. Bunlar ölüm tarihleri esas alınarak sıraya dizilmiştir. Her padişahın devri bir tabaka olarak düşünülmüştür. Şakaik'in Istanbul ve dünya kütüphanelerinde 15o'ye yakın nüshasının bulunması da eserin kıymetini ortaya koymaktadır. Bu yüzden tercümeleri ya-nında zeyilleri ve telhisleri de yapılmıştır. Elimizdeki birinci kitabın asıl adı eı-Şakaiku'n-Nd ma-niyye fl tılemiii'd-Devletil-Osmaniyye olup Mecdi Mehmed Efendi tercümesine Haddiku'ş-Şakaik adını vermiştir. Fakat eser Türk ilim Meminde Şakaik Terciimesi olarak şöhret bulmuştur. Hadaiku'ş-Şakaik, mütercimi tarafından 1587 yılında III. Murad'a takdim edilmiştir.
Elimizdeki ikinci kitap Hadaikul-Hakaik fl Tekmtleti'ş-Şakaik'dir (VH-1-103+771). Bu eser, çok cepheli bir alim olan ve bir çok telifi bulunan Nevizade Atarnin biyografı mahiyetindeki eseridir (ilk baskısı Matbaa-i amire 1268). Eser Şakaik'in kaldığı Kanunrnin son yıllarından 1634 yılına kadar gelmektedir. Bunda da her padişah dönemine bir tabaka tahsis edilmiştir. Bu eserde !000 cıvannda alimin biyografisi bulunmaktadır. Eser 78 yıl gibi uzun bir devreyi ihtiva etmektedir. Tarihi hadiselere geniş yer verilmiştir. Böylece zengin muhteviyatı ile önceki gibi çok okunan bır eser olmuştur. Bu yüzden çok yazması vardır. Eser ilim aleminde Zey1-: şakaik olarak tanınmıştır. Atai Zeyl-ı Şakaikl hazırlarken kazasker rüznamçelerine, tezkirelere ve bir çok kimseye müracaat etmiştir.
Üçüncü eser Vekayrü'lludalıi olup, „S'akaik-i Ndmamye'nin Tekmilın'ş-şakatieten sonra ikinci zeylidir. Şeyhi Mehmed Efendi'nin telifi olan Vekayıti'l-fudald 3 kitap halindedir. Eser bu külliyatta 3. ve 4. kitaplan teşkil etmektedir. (XXVI+168+72o; XIV+135+747). Bunlar Bayezid Ktp. Veliyüddin Efendi, Nr. 2361 (I. cild) ve 2362 (Il-İli. cild)'de kayı tlı bulunan yazmalann faksimilesidir. Babasından ve devrim büyük alimlerinden feyz almış bulunan Şeyhi Mehmed Efendi (ölm. 1732), ayni zamanda şairdir. Vekayızil-fudala"nın birinci cildi (1633-1687), kısmen IV. Murad, Ibrahim ve IV. Mehmed; ikinci cildi (1687-1718), II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa ve kısmen III. Ahmed; ve nihayet Mehmed Efendi'nin ölümünden sonra oğlu tarafından tebyiz edilerek ortaya çıkan üçüncü cild (1718-1730), III. Ahmed devrinin sonuna kadar devam eder. Böylece, yaklaşık bir asırlık dönemde yaşamış alim, tarikat şeyhi ve şairlerin tercüme-i hallerinin toplandığı Vekaytn"1-fudalii1nın müellifinin sağlığında tamamlanmış ilk iki cildi, III. Ahmed'in sadnazamı Nevşehirli Ibrahim Paşa'ya sunulmuştur. Üçüncü cild ise müellifin oğlu tarafından I. Mahmud'a takdim edilmiştir.
Vekayni7-Judalii XVII. ve XVIII. yüzyıllar edebiyat, ilim ve tasavvuf tarihi olduğu kadar tarihi hadiseler hakkında da önemli bir kaynaktır. Bu eserde de şakaik-: Ndmaniye ve Zeyh gibi her padişah dönemine bir tabaka aynlmışur. Ancak Şeyhi Mehmed Efendi eserini öncekilere göre daha geniş tutmuştur. Her tabakanın sonunda, o devirde vazife başında bulunmuş Kırım hanlanndan, veziriazamlardan, şeyhülislamlardan, kaptanıderyalardan, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri ile nakibüleşraflardan bahsedip ayrıca Ankara, Eyüb, Filibe, Galata, Gence, Haleb, Hemedan, Izmir, Kayseri, Konya, Kudüs, Kütahya, Lefkoşe, Manisa, Maraş, Mekke, Medine, Mısır, Revan, Selanik, Sofya, Şam, Tebriz, Tire, Tokat, Trablus, Üsküdar ve Yenişehr-i Fener gibi önemli kaza merkezlerinin kadılannın listelerini de vermiştir. Bundan başka, devrim şairlerinin biyografilerini de Vekayin"7-firdald 'da bulmak mümkündür. Eserin ilk iki cildinde 1822, üçüncü cildinde ise 236 alimden bahsedilmektedir. Vekayrn7-fudalıfnın yurt içinde ve yurt dışında yazmalan pek çoktur. (3/X). Neşredenin ifadesine göre, Vekayın.7-ğudaliibın kaynakları kitabi ve şifahi olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Bunlar Şeyhülislam defterleri ile Razvani'l-ebnir, Şarihii'l-menar-zade'nin lıelcayiniimesi ve "nd Tanhi gibi belli-başlı eserlerdir. Şifahi kaynaklar ise, Şeyhi'nin babası ile sohbetlerinde bulunduğu çeşitli kimselerdir (3/X-XI). Şeyhi Mehmed Efendi, Atarnin bıraktığı tarihten önce yaşamış, fakat Zey1-1 şakaik'a alınmamış kimseleri de dahil ederek Velcay ın7- fuda1d 'yı daha mükemmel bir hale getirmiştir. Böylece eser tarihçilikte ve biyografyacılıkta örnek bir kaynak olmuştur.
Büyük bir emek mahsulü olan indeksler, Vekayni'lludalsi hazinesini araştırmada anahtar yerine geçmektedir. Eser yayına hazırlanırken, tıpkıbasımı yapılan nüshalardaki derkenar ilaveleri (3/XIII) ile bazı kelime ve tarih eksikliklerinin (3/XIV) diğer nüshalarla karşılaştırılarak tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bundan başka istifadeyi kolaylaştırmak üzere varak numaraları bırakılarak sahife numaraları kullanılmıştır. Ayrıca neşre hazırlayan, her padişah dönemi ulema, meşayih ve şuarasmın adlannı veren fihristler hazırlayarak değişik bir hizmette daha bulunmuştur (3/XVII-XXVI; 4./V-XIV).
Külliyatın dördüncü eseri ve 5. kitabı Fındıklılı Ismet Efendi'nin Tekmilıtti'ş-şakaik fl Hakk-ı ehli7-hakaikidir (5/X11+47+517). 1845 yılında Istanbul'da Fındıklı semtinde doğan Ismet Efendi, biyografı ve menakıb müellifı olarak tanınmaktadır. Bu sayede Yıldız Sarayı Kütüphane memurluğuna getirilmiştir. Ismet Efendi, meşhurlann tercüme-i hallerini telif ederken kabristanlan dolaşıp mezar taşlannı dahi tetkik ederdi. Ismet Efendi bu yüzden Cevdet Paşa'nın takdirini kazanmıştır. Ibnülemin ise kendisine "Kamüs-ı Meşahir" unvanını vermiştir. Ismet Efendi'nin Vekaydi'l-fudala"ya yazdığı zeyl sekiz ciltten ibaret idi. Bu sekiz cilt 1143-1314 (1 730-1896) yıllannı ihtiva ediyordu. Maalesef bu ciltler meşhur Fındıklı yangınında (H. 1314) yanmıştır. Faksimilesi yapılan elimizdeki eser ise, müellifin daha sonra kaleme aldığı eseridir. Ismet Efendi'nin dili sade ve açıktır. Ifadesinin önemli bir özelliği, ansiklopedik madde yazımı anlayışına uygun olarak her şahıs için bir takdim cümlesi koy-muş olmasıdır. Bu cümleler ise o şahsın son vazifesini anlatır. Eserin bir özelliği de şahısların tesbit edilebilen aile efradının verilmiş olduğudur.
Devrinde "Ayaklı Kütüphane" diye de anılan Ismet Efendi, Saray kitapçılığı hizmetin-den '000 kuruş maaş alıyordu. Fındıklılı Ismet Efendi, Şeyhülislam Esad Efendi'nin At-rabal-dsdr adlı musikişinaslara dair eseri ile Müstakimzade Süleyman Sadeddin Efendi'nin Tulıfe-i hattatin adlı hattatlara dair eserlere zeyller yazarak 1314 yılına kadar getirmiş ise de bahsedilen yangında yok olmuştur.
Şakaik külliyatı Istanbul'un topoğrafisi bakımından da kıymetlidir. Bu külliyat birer vefeyat dizisi de olduğundan bir çok hastalık adından da bahsedilmektedir. ligilenenlerin işine yarayacaktır. Medreselerden bahsedilirken genellikle tesis tarihlerinin de verilmiş olması eserde dikkati çekmektedir. Başta Osmanlı tarihi olmak üzere tasavvuf ve edebiyat tarihi üzerinde çalışanlar için de ilk müracaat kitabıdır. Türk ilim ve kültür hayatına ışık tutan bu eserlerin yeni haliyle ortaya konması büyük bir hizmet olmuştur.