ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Mehmet Tektaş

Anahtar Kelimeler: Amasya, Eski Şamlar Mezarlığı, 1986, Kurtarma Kazısı Raporu, Arkeoloji, Tarih

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 3.3.1986 gün ve 1978 sayılı emirleri ile Amasya İl Merkezi, Eski Şamlar mezarlığı örenyerinde Amasya Müzesi Müdürlüğü’nce bir kurtarma kazısı yapılması uygun görülmüştür. Müze Müdürü Mehmet TEKTAŞ başkanlığında Müze Araştırmacısı Ahmet YÜCE, Memur Naim YILDIRIM, Mehmet ÇAYCI ve Bekçi Şahin KUL’dan oluşan ekiple yapılan çalışmalara 22 Nisan 1986 günü başlanmış, 21 Mayıs 1986 günü tamamlanmıştır. (29) gün süren çalışmalarda ortalama 10 işçi çalıştırılmıştır.

Son yıllara kadar İslam Mezarlığı iken Amasya Belediyesince iskân ve gecekondu önleme bölgesi olarak ilan edilen sahanın Emniyet Müdürlüğüne polis lojmanları inşaat sahası olarak tahsis edilen 60 x 20 m.lik bölümünde zemin araştırması yapılmak üzere 1985 Nisan’ında paletli yükleyici (Loder) ile kuzey-güney istikametinde açılan 50 m.lik yarmanın batı kesiminde, kuzey uç noktasında yürütülen çalışmalarda 1B, 2B, 3B1C-2C, 30,4c açmalarından oluşan yaklaşık 200 m2 lik bir alan işlenmiş, bütçe imkânlarının elvermemesi üzerine çalışmalara son verilmiştir.

Kazı çalışmaları aşağıdaki prensipler çerçevesinde planlanmış ve yürütülmüştür:

1. İlk defa başlanan bu kazıda sağlanan maddi imkânların alanın tamamı için yeterli olmayacağı göz önünde tutulmuş, inşaat için tahsis edilen alanın bir köşesinden başlanması daha uygun mütalaa edilmiştir.

2. Paletli yükleyici tarafından açılan yarmanın her iki tarafında tahriple ortaya çıkan mezarların kuzey kesiminde daha yoğun olması sebebi ile bu kesimde açma yapılması zaruri görülmüştür.

3. Kazı sahasının kuzey kesimi Eski Şamlar mezarlığı nekropol sahasının orta kesimine yakın olması sebebi ile mahiyeti bakımından daha çabuk ve kesin sonuç alınabileceği düşünülmüştür.

Arazinin meyli itibarıyla çok miktarda toprak hafriyatı yapılmış, bu arada değişik seviyelerde, bir kısmı mezarlığın arındırılması sırasında alınmış, otuz’un üzerinde Müslüman mezarı ortaya çıkarılmıştır. Toprak hafriyatı sırasında değişik formlarda kalın ve ince cidarlı, bir kısmı kırmızı astarlı, profil vermeyen seramik parçaları ele geçirilmiştir.

1B, 2B, 3B plân karelerinde aşağı seviyelere inildikçe orta kesimde çakıl taşları ile sıkışmış sert toprak tabakası ve büyük taş parçalarına rastlanmıştır. Ufak bir sel yatağı olması muhtemel görünmektedir.

Görülen lüzum üzerine çalışmalar loder hafriyat alanı kenarında 1C, 2C, 3C, 4C plân karelerinde yoğunlaştırılmış, ortaya çıkan gelişmeler üzerine biraz güneye kaydırılmıştır. B-C plan kareleri çizgisinde kuzey- güney istikametinde uzanan moloz taş örgülü 0,90 m. kalınlıkta bir duvar kalıntısına rastlanmıştır. Bu duvarın doğusunda bir adedi doğu-batı yönünde, diğeri kuzey-güney yönünde kenarı tuğla ve moloz taş örgülü, deforme olmuş, iki adet çocuk mezarı ortaya çıkmıştır. En üst tabakada yerleşen İslâmi mezarlar sebebi ile tahrip gören söz konusu mezarlarda kemiklerin hemen hepsinin erimiş olması dolayısıyla iskeletlerin yön tayinine imkân bulunamamıştır. Ancak, mezarların farklı yönlerde uzanmasına bakılırsa İslâmi mezarlardan olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Bu mezarların altında birbirine bitişik, altı adet grup mezara rastlanmıştır. Bunlar etrafı moloz taş, üstte bir sıra tuğla örgülü, iç kısmı hafif kırmızımtrak renkte, düz sıvalı ve üzerleri küfeki cins, kesme taştan kapak örtülü bir mimari tarzına sahiptir. Doğu-balt istikametine sahip bu mezarlardan 3C-4, 3C-6 hariç diğerlerinin toprakla dolu olduğu, 3C-4, 3C- 5, 3C-6 mezarlarının kapak taşlarını muhafaza ettiği, esasında tamamının soyulduğu ve kısmen tahrip edildiği görülmüştür. 3C-2 mezar toprağı içerisinden elde edilen cam gözyaşı şişesi parçalarından başka herhangi bir buluntuya rastlanılmamıştır.

Bu mezarların güneyinde 4-C plan karesi içerisinde farklı üslupta mezarlar ortaya çıkmıştır.

4C-1, 4-C-2 ÇİFT MEZARI

Yukarıda sözü edilen ve kuzey-güney yönde uzanan moloz taş duvara paralel olan bu mezarlar, daha özenlidir. Etrafı moloz taş, üstte bir sıra 30 X 40 cm. ebatlı, tuğla örgülü ve iç kısmı kırmızımtrak renkte, düz sıvalıdır. Birbirine paralel olarak ve orta eksene göre simetrik bir konuma sahip mezarların arası tuğla dizileri ile yükseltilmiştir. Üzerlerinin büyükçe ve kalın tuğla ile örtülü olduğu görülmüştür. Diğerlerinde olduğu gibi bunlar da daha önce soyulmuş, mezar kapakları tahrip edilmiştir. 4C-1 mezarında diz kapağından aşağısı kalan insan iskeletine ve mezarların mimari yapısına göre, bu mezarda ölünün başı kuzeye gelecek şekilde gömüldüğü tespit edilmiştir. 4C-2 mezarının baş tarafından bir adet çok parçalı pişmiş toprak gözyaşı şişesi, 4C-1 mezarının ayak ucundan dört adet pişmiş toprak gözyaşı şişesi, 1 adet çok parçalı etüdlük beyaz cam gözyaşı şişesi elde edilmiştir.

4C-3 MEZARI

4C-1, 4C-2 çift mezarına göre 0,60 m. daha aşağı seviyede bulunan bu mezar, çift mezarla aynı vasıflara sahiptir. Diğerleri gibi soyulduğu, iskeletin tahrip edildiği görülmüştür. Hafriyat sırasında topraktan toplanan ince cidarlı, kırmızı astarlı pişmiş toprak testi parçalarından başka herhangi bir buluntu vermemiştir. Mezarın mimari yapısına bakılırsa 4C-1, 4C-2 çift mezar ile aynı yönde kullanıldığı kuvvetle muhtemeldir.

4C-4 MEZARI

Diğerlerinden farkh bir üslupla, mimari vasfı bulunmayan toprak mezardır. Sadece üstünün 4C-1,4C-2 çift mezarı ve 4C-3 mezarında olduğu gibi tuğla blokları ile kapatıldığı tespit edilmiştir. Ancak diğerleri gibi soyulmuş ve toprak mezar olması sebebiyle daha çok tahrip görmüştür. Burada ölünün diğerlerinin aksine baş kısmı güneye gelecek şekilde gömüldüğü görülmüştür. Toprakla karışık biçimde pişmiş toprak gözyaşı şişesi elde edilmiştir.

Yukarıda belirtilen ve plânda gösterilen açmalardan başka paletli yükleyici tarafından açılan yarmanın doğu yüzeyinde kesit halinde beliren ve bu haliyle dikkat çeken mezarlara da müdahale edilmesi zaruri görülerek yandan açma yapılmıştır.

2D, 3D MEZARLARI

Nispeten büyük üst kısma doğru daralan bir yapıya sahiptir. Kalıntılara göre tonoz biçimli bir örtüye sahip olduğu kanaatine varılmaktadır. Bu kısımları tahrip görmüş ve içleri toprak dolmuştur. Çalışmalar sonucu bu mezarlarda her birinde doğu-batı yönünde iki ceset gömüldüğü tespit edilmiş, bu kesimde erimiş biçimde kemiklere rastlanmıştır.

7 D ÇİFT MEZARI

Kenarları, bir yüzeyi düzgün, ikişer adet kireçtaşı ile çevrili mezarın orta kısmı 30 x 40 cm. ebatlı tuğla dizileri ile bölünmüştür. Yine daha evvel açıldığı ve tahrip gördüğü için üst örtüsü hakkında bilgi edinilecek herhangi bir elemana rastlanılmamıştır. Ancak taş kapaklarla kapalı olduğu kuvvetle muhtemel görülmektedir.

İç kısmı, ince bir sıva tabakası ile kaplanmış ve kırmızı renkli, boğumlu, simetrik bir anlayışla girlandlarla tezyin edilmiş, aralarına stilize çiçek dolguları yerleştirilmiştir. Bu mezar 1974 yılında Amasya Müzesi Müdürlüğü’nce, buradan yaklaşık 400 m. kuzeyde Kulistepe mevkiinde yapılan kurtarma kazısında ortaya çıkan mezarlarla aynı özellikleri yansıtmaktadır[1].

Kazı alanı ve mezarların durumu şu şekilde özetlenebilir:

1 - Bir kısmı üzerine rastlayan îslami mezarlarca tahrip edilen kuzey- güney yönde uzanan duvarın mahiyeti ve fonksiyonu kesin olarak teşhis edilememiştir. Sonraki açmalarda ortaya çıkacak duruma göre değerlendirme yapılması sağlıklı sonuca ulaşılmasına imkân verecektir.

2 - Mezarların tamamının soyulduğu bir kısmınında tahribata uğradığı görülmüştür.

3 - Mezar yönlerinde ve mezar içerisinde ölünün yatırılış yönlerinde belirli bir prensip olmadığı tespit edilmiştir.

4-Mimari olarak kullanılan malzeme ve teknik bakımından farklı örnekler ortaya koymuştur.

Eski Şamlar mezarlığının islâmi mezar olarak kullanılmadan evvel de aynı amaçla kullanıldığı, bu kazı ile kısmen ortaya çıkarılan mezarların incelenmesi sonucu buranın nekropol alanı olduğu tespit edilmiştir. Mezar yapılarının ve buluntuların incelenmesi sonucu bu alanın Geç Roma dönemi özelliklerini yansıttığı görüşümüz kuvvet kazanmıştır. Bu alanın 30 m. kuzeyinde 1983 yılında açılan inşaat hafriyatında da bu özelliklere sahip mezarlara rastlanılmış, hatta daha alt tabakalarda moloz taş örgülü ikili üçlü gruplar halinde tonoz biçimli örtülü büyük büyük mezarlar ortaya çıkmıştır. Bu alanın 400 m. kuzeyinde, Kulistepe mevkiinde 1974 yılında yapılan kurtarma kazısı sonuçlan da göz önüne alınarak topluca değerlendirildiğinde güneyden kuzeye doğru bugün demiryolu ve iskân alanları altında geniş bir yer kapladığı kanaatimiz kesinlik kazanmaktadır.

Osman Fevzi OLCAY tarafından 1932 yılında kaleme alman El Yazması “AMASYA TARİHİ ZEYLİ” adlı eserde, “ŞAMLAR MAHALLESİNDE ZUHUR EDEN LÂHİTLER” den bahsedilmiş ve bir krokisi çizilmiştir[2]. Bugünkü kazı alanının kuzeyinde, demiryolu yarmasında açığa çıkmış, kemer örtülü, ikili üçlü mezar grupları kısmen kendini göstermektedir. Demiryolunun Amasya’dan 1924-1925 yılları civarında geçtiği hesaba katılırsa eserde bahsedilen lâhitlerin demiryolu kenarında ortaya çıkan mezarlar olduğu ortaya çıkmaktadır.

En doğru, en ilmî ve kesin sonuç kazı faaliyetleri devam ettirildiğinde elde edilecektir.

15 Ağustos 1986















Dipnotlar

  1. AMASYA KULİSTEPE NEKROPOL KAZISI ÇN RAPORU-Türk Arkeoloji Dergisi, Sayı : XXII-I-1975. Sayfa- 109
  2. Osman Fevzi OLCAY-AMASYA TARİHİ ZEYLİ (El Yazma). 1932-Sayfa: 82

Şekil ve Tablolar