Orta Doğu Teknik üniversitesi adına kurulumuz tarafından yürütülmekte olan Samsat kurtarma kazılarında, höyük ve aşağı şehirde, kesiksiz bir yaşamı ortaya koyan tarih ve öntarih katlarını geniş ölçüde incelemek mümkün olmuştur. Höyüğün güney-batısında (b-f/ 15-18) XVIII., doğu ocağında (٩-r/14-15) XXIV. kata ulaşıldı. Doğu ocağının Demir ve Orta Tunç çağları, Orta çağların görkemli surunun yapımı şırasında tahrip ve tesviye edilmiştir. Surun kalıntıları kaldırıldığında tesviye esnasında. Eski Tunç çağının en son safhasına kadar derinleşildiği görülmüştür. Bu ocağın Öntarih katları, Orta Tunç kültürü ile bir bağlantı kurulamadığı İçin, geçici olarak, hallerle ifade edilmişti. 1986 kazı mevsiminde, Orta çağlardan başlayarak, Samsat’da yaşanmış evrelerin kesiksiz ve düzenli bir biçimde takip edilebildiği güney-batı ocağında, XVI. katta Eski Tunç çağına erişilmiştir. Bu katta bulunmuş olan eserler. Doğu ocağının “A'' kati ile tam bir paralellik kurmamıza yarayan türlerdendir. Böylece Doğu ocağının “i seviyesine kadar İnmiş olduğumuz dokuz, mimari kati, Samsat'ın tarihi akışı içindeki yerine yerleşmiştir. Burada XVI-XX. katlar Eski Tunç, XXI- XXIV. katlar Geç Kalkolitik çağların çeşitli safhalarım temsil etmektedir [1].
Bu yazımızda sunduğumuz mühürler Orta çağlardan başlayarak M.Ö. dördüncü bin yılına kadar uzanan, aşağı yukarı 5500 yıllık bir zamanın çeşitli safhalarından seçilmiştir.
Ontarih Çağlarına Ait Mühürler
Öntarih çağlarının en eski grubunu, kazılarımızda henüz erişemediğimiz fakat yüzey buluntuları ile varlığını bildiğimiz. Ubeyd ve Halaf safhalarına ait mühürler teşkil eder. Bunlardan ikisi Samsat höyüğünün doğusundaki yamaçlarda, yüzeyde bulunmuş, üçüncüsü Samsat’lı, Bay Ziya Toprak tarafından Adıyaman Müzesine hediye edilmiştir.
- St. 82-128 (Res. I). Damga mühür. Steatit. y. 1.3, uz. 4.2, g. 3.6 cm. dir. Samsat höyüğünün doğu yamacında, yüzeyden. Tutamak kulbu, yatay olarak delinmiştir. Kalınca kaidesi, kelebek biçiminde işlenmiştir. Mühür yüzünün tümü kafes motifi ile kaplıdır. Kanatların ve mührün ortasında birer çukur mevcuttur. Matkapla yapılmış bu beş çukur baskıda yuvarlak kabartılar olarak çıkmaktadır.
- St. 84-97 (Res. 2). Damga mühür. Steatit. y. 0.7, kaide 2X2 cm. Samsat höyüğünün doğu yamacında, yüzeyden. Tutamak kulbu yatay olarak delinmiştir. Kalınca kaidesi kare biçiminde olup, mühür yüzü kafes motifi ile kaplıdır. Köşesi hafif kırıktır.
- St. 85-363 (Res. 3). Damga mühür. Diyorit, y. 1.3, çap. 2.4 cm. Bay Ziya Toprak armağanı. Yarım küre biçiminde. Yuvarlak kaidesinin sağ tarafı hafif kırık. Mühür yüzünde çam ağacına benzer bir bitki motifi mevcuttur.
Pierre Amiet'nin iyi bir şekilde [2] ortaya koyduğu gibi, bütün Önasya'da Neolitik çağlardan başlayarak Kalkolitik devirlerin erken safhalarında damga mühür kullanılmıştır. Malatya, Elazığ bölgesinde de durum böyledir. Geometrik desenli damga mühürler Anadolu'da Neolitik devirden başlayarak. Eski Tunç çağı boyunca kullanılmış olmasına rağmen [3], biz bu üç mührü bölge geleneklerine bağlı olarak Erken Kalkolitik çağa tarihlemek istiyoruz.
Geç Kalkolitik-Geç Uruk Çağı Mühürleri
Geç Uruk kültürünü oluşturan XXIV-XXI. seviyelerin üçünde mühürlere rastlanmıştır.
Samsat'ın bugüne kadar erişilebilen en eski kati XXIV. de bir silindir mühür bulunmuştur.
St. 86-291 (Res. 4). Silindir mühür. Pişmiş toprak. XXIV. kat. y. 2.3, çap. 1.9 cm. Mika katkılı hamuru siyah. Silindirin yüzünde çizilerek
düzensiz biçimde işlenmiş ortalan çukur iç içe ikişer eşkenar dikdörtgenler ve kenarlardaki açılardan oluşmuş geometrik motiflerle kaplıdır.
XXIII. katta iki damga mühür ele geçirilmiştir.
- St. 86-207 (Res. 5). Damga mühür. Mermer. XXIII. kat. y. 1.3, uz. 5.4, g. 3.4 cm. Dikdörtgen prizma biçimindedir. Yatay ip deliğinin yansı kırık. Mühür yüzünde, başlan mührün kenarlarına dönük, aksi istikamette yatmış iki hayvan mevcuttur. Gövdeleri matkapla ve yontularak işlenmiştir. Ayni teknik, doldurma motiflerinde de uygulanmıştır.
- St. 86-206 (Res. 6). Damga mühür. Steatit. y.ı, uz. 1.6, g. 1.4 cm. XXIII. kat. Yarim küre biçimindedir. Mühür yüzüne paralel olarak delinmiştir, üst kısmından bir parçası kırıktır. Mühür yüzünde, düzensiz olarak serpiştirilmiş onbeş çukur mevcuttur.
XXII. katta bir damga mühür bulunmuştur.
St. 86-76 (Res. 7). Damga mühür. Steatit. r/14, XXII. kat. y. 0.7, g. 1.6, uz. 2.1 cm. Dikdörtgen prizma biçimindedir. Yatay olarak açılmış delik ortada kapalıdır, üst yüzde iki derin yiv mevcuttur. Dikdörtgen mühür yüzünde, ayakları dar kenarlara gelecek biçimde, ters yönde oturmuş antilop cinsi iki hayvanin başlan geriye dönüktür. Kuyrukları çok kışadır.
Uruk kültürünün geç safhasına ait iki silindir mühür höyüğün yüzeyinde bulunmuştur.
St. 83-300 (Res. 8). Silindir mühür. Steatit. Höyüğün bati yamacında b/14 plankarede, 435 m. kotta açılan küçük ocağın[4] hizasındaki kesitten, y. 1.6, çap 1.5 cm. üstünde iki kulp deliği mevcut. Mühür tasvirleri, bir hizada oturmuş antilop cinsi üç hayvanla, birinin sırtı üzerinde bir merdivenle çarpma işareti, diğerinin merdivenle kuş, üçüncüsünde küçük, oturmuş bir hayvandan oluşmaktadır.
St. 81-6 (Res. 9). Silindir mühür. Siyah taş. Höyüğün bati yamacında, yüzeyde. Mühür tasvirleri sola doğru yürüyen ikisi büyük, ortadaki küçük antilop cinsi üç hayvandan ve sağdakinin sırtı üzerindeki merdivenden ibarettir.
Bu grupta incelediğimiz mühürlerin, paralellerini. Aşağı Fırat bölgesiyle. Kuzey Suriye'de yapılmış sistemli kazılarda açığa çıkarılmış çağdaş katlarda bulmak mümkündür [5]. Samsat'ın XXIV-XXI seviyelerinde mühürlerle beraber bulunmuş olan malzeme, bu kültür evresinin karakteristik eserleridir.
M.Ö. II. Binin İlk Yarısına Ait Mühürler
Samsat’ın Eski 'Punç katlarında şimdiye kadar mühre rastlanmamıştır. Höyüğün güney-batısında b-f/15-18 plankarelerinde, çeşitli evreleri XVXI. katlarla temsil edilen Orta ve Geç Tunç çağlarının üç seviyesinde mühürlere rastlanmıştır.
XIV. kat, mimarisi ve küçük eserleri bakımından, höyüğün önemli bir evresi görünümündedir. Saray olması muhtemel bir yapının 2.25 m. kalınlığındaki duvarının, ocağı boydan boya kesmesine rağmen, ancak bir kısmı elimizdedir. Bu 18 m. uzunluğundaki kısmın ortasında 4 m. genişliğinde bir kapı mevcuttur. Binaya, höyüğün kenarı boyunca uzanan iri çakıl döşeli geniş bir avludan girilir. Duvarın iç yüzünde siyah, beyaz renkli freskin bir kısmı korunmuştur.
XIV. katı Orta Anadolu’ya, Assur bölgesiyle, Suriye'ye bağlayan küçük eserler yanında, bir damga mühür, görkemli yapının tarihlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
St. 85-362. (Res. 10). Damga mühür. Steatit. y. 2.3, çap. 1.8 cm. XIV. kat. Tepesi yuvarlak koni biçiminde. Tepesi yatay olarak delik. Koni gövdesi satıhlıdır. Kurs biçimli kaidesinin yuvarlak mühür yüzünde, saç örgüsü, çift hilal ve dört spiralden oluşan çerçeve içinde, sağa dönük olarak oturmuş bir grifonla bir kuş tasviri mevcuttur. Saç örgüsü ve spiraller özensiz yapılmıştır. Grifonun başı ve kanadı oldukça şematiktir. îki kanadı açık olarak işlenmiş kuş başını geriye çevirmiştir; ayaklan gösterilmemiştir.
Şekli ve tasvirleriyle mühür, Orta Anadolu kültürlerinin bir evresini bol örneklerle simgeleyen tiptedir. Kültepe’de Kaniş Karumu Ib de, Alişar ve Boğazköy’de çağdaş katlarda bulunmuş olan zengin malzeme, bu tür mühürleri M.Ö. 18. yüzyıla tarihlememizde şüphe bırakmamıştır[6].
Acemhöyük saraylarında ve Karahöyük'de Ib katı ile çağdaş yapılarda keşfedilmiş olan mühür baskılarının çoğunun bu tip mühürlere aidiyeti şüphesizdir[7].
Milattan önce ikinci binin ilk çeyreğinde grifon, sfenkslere bakınca, az tasvir edilmekte ise de, değişik vasıflarda karşımıza çıkmaktadır. Kültepe'de Kaniş Karumu'nun II. katında bulunmuş olan zarflar üzerindeki Anadolu grubu mühür baskılarında, Dağkoyunlu tanrıçanın çevresinde bir cesede basarken ve diğerini gagasında taşırken tasvir edilmiştir[8]. Acemhöyük'ün 18. yüzyıla ait damga mühür baskılarında, ''signe royal” taşıyıcısı, ve geyik boynuzlu olarak tasvir edildiği örnekte hayvanlar hakimidir[9]. Baz) damga mühürlerde de, örneğimizde olduğu gibi mührün ana konusudur[10].
Samsat'da XIII, kat geniş bir alanda incelenmiştir. Güney-batı ocağının hemen hemen tümünü kaplamıştır. Kuzey-bati, güney-doğu yönünde uzanmış, küçük çakıllarla döşeli bir yolun iki tarafında yer alan evlerden, höyüğün kenarında kalanlarının, erozyon sebebiyle, çok zarar gördüğü, yalnız yola bakan ana duvar ve üç odanın ona bağlanan küçük parçalan elimize geçmiştir. İç tarafta, üç evin varlığı saptanmıştır; üç odalı olanı oldukça sağlamdır. Bu evlerde bir çekiç mühür parçası ile bir silindir mühür bulunmuştur.
St. 85-33. Mühür parçası. Kireçtaşı, f/18, XIII. kat. Çekiç başlı damga mührün baş kısmı ve kulbunun yarısı korunmuş olup, başın ortasında üç adet paralel kabartma hatlı, kulba birleştiği yer bileziklidir. Kulp sekiz yüzeyli olarak özenle işlenmiştir.
St. 85.361 (Res. 11 ).Silindir mühür. Steatit. uz. 2.2, çap. I cm. e/17 XIII. kat. Üst kenarının bir kısmı hafif zedeli. Bir bitkinin iki tarafında ayakta duran birer figür, arkalarında birer iksir kabı yer almıştır.İki iksir kabı arasında tanınamayan şekiller vardır.
Çekiç mühürler, tepesi yuvarlak koni biçimindeki tipten türemiştir.İlk örnekleri M.Ö. 18. yüzyılda yapılmıştır[11]. Gövdeleri, silindir, küb, koni biçiminde, kaideleri ise, yuvarlak, dört köşeli veya dilimli olarak işlenmiştir [12]. En yoğun olarak Eski Hitit Devleti zamanında üretilmiştir[13]. Hitit imparatorluğu çağında da kullanılmış olduğu bilinmektedir[14]. Samsat'da XIII. katta bulunmuş olan parça tipini ve çağını saptamamıza yardim edemeyecek kadar küçüktür.
Özenli bir İşçilik göstermeyen silindir mührün yakın benzeri M.Ö. 14. yüzyıla ait Ugarit mühürleri arasında mevcuttur [15]. Bu paralellik Samsat’ın XIII. katinin tarihini belirleyen önemli bir ipucudur.
Samsat'ın H. bin yılına ait en geç mühürü X. katta bulunmuştur.
St. 84-311 Hematit. Çekiç başlı damga mühür, y. 3.2, uz. 1.6, g. 1.5, baş uz. 1.7, kaide y. 1.3 cm. e/16, X. kat. Çekiç başının iki ucu kalınlaştırılmış, ortası boğumlu. Baştan kulba geçişte kabartma bir halka mevcut. Kesik koni biçimindeki kulbu sekiz satıhlıdır. Kurs biçimli yüksek kaidesinin yanlan hafif içbükeydir. Mühür yüzündeki tasvirler tamamen silinmiştir.
Bu mührün. Geç Hitit devrine geçişi temsil eden X. kata ait olması şüphelidir. Silinmiş olan mühür tasvirleri de, onun ikinci defa kullanıldığını gösterir.
Kummuh Dönemi Mühürleri
Kummuh krallığının yurdu, Adıyaman vilayetinin tümünü, Nizip'den İslahiye’ye çekilen çizginin, kuzeyini. Kahraman Maraş’ın doğusunu İçine alan bereketli topraklardır. Assur kaynaklarına göre M.Ö. H. binin sonundan itibaren varlığı bilinen Kummuhi’ye, Kummuh'a Urartulular, Qumaha derler. Yeni Babil devrindeki adi ise Kimuhi’dir. Kuzeyinde Melid (Malatya), bati ve güney-batısında Gurgum (Maraş) ve muhtemelen Sam’al (Zencirli) ve Arpad, güneyde Kargamış krallıkları ile komşudur. Assur kıralı II. Sargon M.Ö. 712 de Til-Garimmu ve Kammanu ülkelerini zaptettiğinde, baş şehir Melid’i, güvenini kazanmış olan, Kummuh kıralı Mutallu'ya vermişti. Kısa bir süre sonra Mutallu’nun ihaneti anlaşılınca, 708 yılında Sargon Kummuh ülkesinin tümünü zaptederek, diğer Geç Hitit kıratlıklarında yaptığı gibi, bir Assur eyaleti haline getirdi.
Milattan önce 9. yüzyılın ortalarından itibaren M.Ö. 732 yılına kadar Kummuh'un devre devre Assur Devletine itaat ettiği ve başta sedir ağacı olmak üzere, çeşitli değerli mallardan oluşan yüklü vergilere bağlandığı bilinmektedir[16].
Kummuh kıral adlarına göre Hititli karakterini en iyi koruyan bir ülkedir. Kırallığın aynı adı taşıyan başkentinin Samsat olabileceği E. Forrer tarafından ileri sürülmüştür[17]. Landsberger ve Honigmann, bu konuda, ihtiyatlı olmak gerektiğini vurgular[18]. J. Hawkins aday olarak görür; fakat, bu problemin Samsat kazılarında Demir Devrinin incelenmesi ile açıklığa kavuşacağını düşünür[19]. Höyüğün güney-batısındaki geniş ocakta 1983 yılından beri yürütülen çalışmalarda VII-IX. katların, Kummuh kıratlığı zamanını, Demir devrini temsil ettiği saptanmıştır. Kazılarımızda daha geç katlarda yapı malzemesi olarak elimize geçen, bazalt ve kireçtaşından yapılmış altı adet küçük hiyeroglifli parça, Dr. Hatice Gönnet tarafından yayımlanacaktır (St. 83-344; 383, 400; St. 84-19,146;st.86-298). Ayrıca Adıyaman Müzesi’ndeki Adıyaman kökenli olarak kayıtlı iki stelin, Samsat’da bulunduğu, kasaba halkı tarafından, yerleri gösterilerek, ifade edilmektedir. Müzedeki üçüncü stelin Samsat’dan getirildiği uzun zamandan beri bilinmektedir. Steller ve yazıt parçaları dışında, VII-IX. katlardaki özenli yapılarla, yerli ve Assurlu mühürler ve diğer eserler, Kummuh şehrinin başka bir yerde düşünülemeyeceğini, yeteri kadar kanıtlar.
IX. Kat Mühürleri
Bu katta biri damga, diğeri silindir, iki mühür bulunmuştur.
St. 84-121 (Res. 12). Damga mühür. Kireçtaşı, y. 1.8, çap. 3.5 cm. e/15, IX. kat. Kurs biçiminde ve yatay deliklidir. Deliğin altında ve üstünde birer yiv mevcuttur. Her iki mühür yüzünde, stilize birer hayvanla, İğ biçiminde motifler yer almıştır.
St. 84-189 (Res. 13). Silindir mühür. Saydam Kadıköytaşından (kalseduan), y. 3.6, çap. 1.4 cm. ٢/17, IX. kat.
Mühür yüzündeki tasvirlerin konusu, bir kayık içindeki podyum üzerinde sağa dönük olarak ayakta duran bir tanrıya tapan kıraldır. Tanrı kayığının uçları helezon biçiminde İçeri doğru kıvrılmıştır. Helezonların bitimi bileziklidir. Kayığın gövdesinde dört çukur vardır. Podyum dikey çizgilerle altı alana bölünmüştür. Daha geniş olan üç bölmenin ortalan çukurlaştırmıştır. Tanrının tacı alçak külah biçimindedir. Çift boynuzu alin hizasından çıkıntı yaparak yükselmektedir. Şakağını da örten dört köşeli uzun sakalı, uçları bir sıra stilize lüle ile biten dört kalın telden oluşmuştur. Yatay olarak ortadan ikiye bölünmüştür. Beş kalın kavisli tel olarak gösterilen saçlarının ucunda, bazısı tellerden ayrı, yuvarlak kabartmalar, stilize uç buklelerini temsil eder. Her iki figürün de yüzü şematik olarak işlenmiştir. Kaşları kaimdir. Tanrının gözü, üst kapak, göz bebeği, ve alt kapaktan yalnız uç kısmında küçük bir parça ile ifade edilmiştir. Tapanın göz çerçevesi ve bebeği tamdır. Her ikisinin burnu, boşlukta, ucu kalınlaştırılmış bir açı biçimindedir; alna, üst çeneye bağlı değildir. Tanrının elbisesi bir üstlükle, kısa etekten oluşmuştur, üstlük sağ bacağı örter. Dik pililer çift paralel üç kabartma hatla beşe bölünmüştür, iki figürün de kemerleri üç paralel çizgiden ibarettir. Tanrının dizine kadar inen kısa eteği yatay çizgilerle bezelidir. Açıkta kalan sol bacakta, diz, baldır ve baldın ayağa bağlayan kaslar belirgindir. Tanrı sağ elinde bir ay, solunda bir omega işareti tutmaktadır. Her iki sembolün de çubuk biçiminde birer sapı vardır.
Tapanın külahı sadedir. Kısa kollu, belden kemerle tutturulmuş elbisesinin etek kısmı, bilekler hizasında bir kavis yaparak önde birleşmektedir. Etekliğinin uç kısımları ile, kalça ve diz hizası, kavisle inen merdiven band biçiminde, stilize saçaklarla bezelidir.
Samsat mührü, Ay tanrısının ikinci alâmetinin omega olduğunu öğreten tek misaldir. Eski Babil devrine ait serpantinden yapılmış Babil kökenli bir silindir mühürde, sakallı bir tanrının yüzü hizasında, A. Moortgat'm Ninmah sembolü olarak tanımladığı bir “omega'' vardır [20].
Biz bu işaretin sakallı tanrıya ait olduğunu ve kitabede adı geçen Sin’i (Ay tanrısı) temsil ettiğini düşünüyoruz.
Kaniş Karumunun Ib katı ile çağdaş bir Eski Suriye silindir mühründe, tahtına oturmuş tanrı, sağ elinde “ankh, hayat” sembolünü değil omega biçimli işareti tutmaktadır[21]. Omega Orta Assurdevri mühürlerinde[22], ve Kas kudurrularında[23], diğer tanrı sembolleri, bilhassa astral semboller arasında yer almaktadır. Sayılan belli başlı tanrı sembollerine bakınca, daha azdır.
Anadolu'da, mührün ana konusunu “omega”nın oluşturduğu fayanstan yapılmış küçük damga mühürler, geniş bir alana yayılmıştır[24]. Aynı karakterdeki bu küçük eserlerin bir atölyede, seri halinde imal edilmiş oldukları şüphesizdir. Büyük ihtimalle, esas görevleri amulet olmaktır. Fakat Konya Karahöyük [25] ve Acemhöyük’de bulunmuş olan baskılardan, mühür olarak da kullanıldıkları anlaşılmıştır.
Samsat örneğinde fonksiyonu iyice belli olan sembolün, uzun zamandan beri düşünülenin aksine [26], tanrıça Ninhursag ile değil, Ay tanrısı ile ilişkili olduğu açıktır.
Mühür Geç Assur katlarında bulunmuştur. Bu kat büyük bir ihtimalle M.Ö. dokuzuncu yüzyıla aittir. Bu konuda güvenilir bir sonuca, ancak bitişik alanda yürüttüğümüz ve güney-batı ocağını çok genişletecek kazılarda varacağımızı umuyoruz. Mühürdeki tasvirlerin üslubu, ve kıyafetleri Orta Assur devri tasvirlerine bağlıdır[27]. En yakın paralel Tyre mühründeki Adad tasviridir[28]. Şimdilik, mührün Orta Assur devrine ait olup, IX. yüzyıl katında kullanıldığını düşünmekteyiz.
Sekizinci katta bulunmuş olan bir mühürde tasvirler çok siliktir. Sola doğru yürüyen ve kolunu ileri uzatmış bir figür sezilmektedir. Figürler eserin üslubunu ve devrini tayin etmemize yaramazlar.
St. 84-59 (Res.14)• Silindir mühür. Diorit. y. 2, çap. 1.1 cm. d/15, VIII. kat.
İki damga mühür, ait olduklarından daha geç katlarda ele geçmiştir. Bunlardan biri geç Assurlu, diğeri yeni Babillidir.
St. 85-360 (Res. 15). Damga mühür. Mavi tüf. y. 2.1, g. 1.8, uz. 2.8 cm. u/9, kat VI. Tutamak biçimindeki küçük kulbu kırık. Gövdesi oval. Mühür tasvirlerinin konusu, tahtında oturan tanrıçaya tapan bir kadın. Şematik olarak tasvir edilen figürlerden, tanrıça, sol elini yukarı kaldırmış, sağ elini dizi hizasında öne doğru uzatmıştır. Piliseli elbisesi, birbirine paralel üç kabartma kavisle bezelidir. Yüksek arkalıklı tahtının arkasında dik olarak dizilmiş dört yıldız vardır. Tapanla, tanrıçanın başlarının üst tarafında, ortada bir kursla sekiz ışınlı bir yıldız yer almıştır. Tapanın bir eli gösterilmiştir.
Biçimi bakımından, yeni Babil mühürlerine benzeyen örneğimiz Geç Assur sanatının en son evresine[29], damga mühürlerin çok arttığı M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına, Kummuh’un Assur eyaleti olduğu zamana aittir.
Yeni Babil devrine ait örnek, Mezopotamya ve Güney-Doğu Anadolu’da yaygın bulunan türdendir.
St. 84-190 (Res. 16). Damga mühür. Damarlı mermer, y. 2.8, g. 1.6, uz. 2 cm. t/12, IV. kat. Konik gövdesinin üst kısmının yarısı kırık. Mühür yüzünde matkap tekniği ile işlenmiş sahnede, sola dönük bir figür, çift kaideye yerleştirilmiş olan bir kürekle iki stylustan oluşan tanrı sembollerine tapmaktadır [30]. Kürek tanrı Marduk’u, Stylus ise tanrı Nebu'yu temsil etmektedir.
e /15 VII. katta bulunmuş olan kireçtaşından bir damga mühür (St. 8420), basık yarım küre biçiminde kulplu, kurs şeklindedir.
Burada sunduğumuz Samsat mühürlerinden son iki örneğin biri Sasaniler zamanına ait bir damga mühür, diğeri ise M.S. XII-XI1I. yüzyıla ait katta bulunmuş olan Arapça yazılı bir yüzük mühürdür.
St. 83-47 (Res. 17). Damga mühür. Taş. y. 1.8, g. 2, çap. 1.5 cm. j/16, IV. kat. Yarım küre biçiminde. Yatay olarak delinmiştir. Mühür yüzünde, sola dönük takkeli, sakallı bir figürün büstü işlenmiştir. Başı ile mührün kenarı arasında sekiz ışınlı bir yıldız vardır[31].
St. 83-49 (Res. 18, a-b). Yüzük mühür. Gümüş, çap. 2.1 yüzük, k. 0.2, kaşın uz. 1.3, g. 1 cm. g/16, 1. kat. Üstü bombeli, oval mühür yüzü düz kesitlidir. Kaşın iki yanında ve üst kısmında, oval iki çıkıntı üzerinde bitki motifleri çizilerek işlenmiştir. Mühür yüzünü tamamen kaplayan Arapça yazı: Birs el-fahri, sikke uzmanı Tahsin Saatçi tarafından okunmuştur.