ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

İsmail Köse

Anahtar Kelimeler: Filistin, Siyonistler, İngiltere, Osmanlı Devleti, Araplar, Faysal

Özet

Filistin, uzun süre "tüm toprakların en küçüğü" olarak adlandırılmıştır. Buna karşın üç semavi dinin kutsal alanlarına ev sahipliği yaptığı için yerküre üzerindeki en değerli/övülmüş toprak parçaları arasında özel bir yere sahiptir. Filistin, Yavuz Sultan Selim'in 1517 senesindeki Mısır Seferi ile Osmanlı topraklarına katılmış ve 1917 yılına kadar 400 yıl Osmanlı idaresinde kalmıştır. Osmanlılar öncesinde Rome dönemi uygulamaları takip edilerek Yahudilerin bir kez daha bölgeye hakim olmasının engellenmesi amacıyla Filistin'de küçük koloni ya da idareler kurulmuştu. Osmanlı idaresinde Filistin'de yaşayan Yahudiler de Osmanlı hoşgörü ve dini özgürlük ortamından diğer haklar gibi yararlanıyorlardı. 1897 yılında Basel Kongresi ile Dünya Siyonist hareketi Filistin'de bir Yahudi Devleti kurmak için harekete geçerek ilk olarak Sultan II. Abdülhamit ile görüştü. Fakat bu görüşmeden istenilen netice elde edilemedi ve hatta Yahudi hacıların Filistin'deki ziyaret süresine sınırlama getirilerek, de facto bir yerleşimin önü kesilmek istendi. Fakat yerel idarecilerin rüşvetle iş görmeleri söz konusu kuralın yıllar içinde delinmesinin yolunu açtı. Yakın gelecekteki planlar için bu gedik yeterli değildi. Siyonistlerin beklediği fırsat I. Dünya Savaşı esnasında savaş ekonomisini sürdüremez hale gelen İngiltere'nin çare arayışları esnasında ortaya çıktı. 1916 yılında Başbakanlık görevini üstlenen Lloyd George bir Siyonist taraftarıydı ve Kabinedeki Dışişleri Bakanı Arthur Balfour yayınladığı deklarasyonla Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasına yardım edileceği sözünü verdi. Yahudi Devleti için önce Filistin'in Osmanlılardan alınması gerekiyordu ve Yahudi bankerlerden destek bekleniyordu. Bu çalışmada İngiliz Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde bulunan dönemin yazışmalarında İngiltere'deki Siyonist hareket ile Filistin'in işgaline giden süreç ve işgalin yapılış şekli irdelenecektir. Bu devlete yönelik Arap karşıtlığı ve Şerif Hüseyin ile oğlu Faysal'ın Balfour Deklarasyonu'nu kabulüyle İsrail Devleti'nin kuruluşuna yaptıkları katkı da ele alınacaktır.