ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

FEVZİYE ABDULLAH TANSEL

Özet

Siyasi Tanzimat'ın ilânından sonra üzerinde durulan başlica meselelerden biri de maarif sahasında islahattır; bu arada okumayazma usulünün kolaylaştırılması, dolayısıyle harflerimizin islahl ve değiştirilmesi de zaman zaman ileri sürülmüş, münakaşalara yol açmıştır. Bu bahse, 1862 'de Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye'de verdiği konferansı vesilesiyle ilk defa temas eden Münif (Paşa) Efendi'dir. Bir yıl sonra Ahundzâde Mirza Feth- Ali'nin, Bab-ı âlî'ye harflerin tecdidi mevzuunda bir layiha takdim ettiğini görüyoruz. Makalemizin birinci kısmında işte bu teşebbüsler hakkı nda malûmat vereceğiz.

1869'da bir taraftan Londra'da bulunan N. Kemal ile Melkum Han, diğer taraftan İstanbul'da Terakkî ve Rûzname-i Ceride-i Havadis arasında, Arap harflerinin islâha muhtaç olduğu, Lâtin harflerinin okuma-yazmayı kolaylaştırdığı yolunda münakaşalara şahid oluyoruz; makalemizin II. ve III. kısmında bu hususta ve Sinasî'nin ittihaz ettiği tabi' harfleri hakkında izahat vermeğe çalışacağız.

1878',de, Türk-Rus harbi mağlübiyetinden sonra azınlıklar arasında milliyet hisleri kuvvetlenmeğe başlamış, bazıları, mesela Arnavutlar, Arap harfleri yerine, kendilerine mahsus bir alfabe kullanmağa, böylece araları ndaki ittihadı kuvvetlendirmeğe temayül etmiş, bunu fiil sahasına da çıkarmışlardır. Bu ve diğer sebeplerle, Namık Kemal'in hususî mektuplarında Arap harflerinin ne tarzda islâhı mümkün olduğuna, Lâtin harflerinin Türkçe'ye ne dereceye kadar uygun olup olmadığına dair fikirlerine rastlarız; makalemizin IV. kısmı bu meseleye ayrılmıştır. V. kısımda ise, Mısır'da Arap harflerinin değiştirilmesi temayülü üzerine, Ebüzziya Tevfik'in bu harflerin islâhı hakkındaki fikirlerinden ve ittihaz ettiği tabi' harflerinden bahsedeceğiz.