Eski Önasya'da besin maddelerinin uzak mesafeye taşıması için pişmiş topraktan üretilmiş testi, anfora, şişe, çömlek, küp, matara gibi kaplar kulla-nılmıştır. Akdeniz kıyılarında bulunan çeşitli dönemlere ait batıklarda ele geçen anforalar ile ticari amaçlı olarak şarap taşındığı bilinmektedir[1]. Kuzey Suriye'de ve Orta Fırat havzasında üretilen ve arkeoloji literatüründe yoğun bulundukları bölgeye atfen "Suriye Şişeleri" olarak adlandırılan kaplarda ise iksir, melhem ya da parfüm saklandığı düşünülmektedir[2].
"Suriye Şişeleri" genellikle Kuzey Mezopotamya'nın ince nitelikli hamurdan üretilmiş ve sert pişirilmiş gri renkli seramiği içerisinde değerlendirilmektedir. Bu seramiğin başlıca teknik özelliği, hamurunun içinde bulunan minerallerin kristal yapısının değişip moleküller arasındaki gözeneklerin kapanması sonucu pekişmesi, bir başka deyişle taşlaşmasıdır. Pekişmenin oluşması için, kabın yaklaşık 1000o C üzerinde bir ısıda pişirilmesi ya da daha düşük ısıda uzun süre pişirilmesi gerekmektedir[3]. Bu kaplar, sertliklerinin taşı andırması nedeniyle "stone ware"[4] olarak, sertliğin yanı sıra koyu gri rengi ve pekişmiş dokusunun bazalt kayaç yapısına benzerliği nedeniyle de "basalt ware"[5] olarak adlandırılmışlardır. Pişmeden oluşan sertlik nedeniyle kaplara vurulduğunda ya da parçaları birbirine çarpıldığında çıkan ses, metal parçalarının birbirine çarpıldığında çıkarttığı sesleri andırmaktadır. Bu metalik tınlama ve bu seramik türünde üretilen kapların metalden üretilmiş kaplara benzeyen biçimleri nedeniyle, bunlara "metallic Ware"[6], "metallische Ware"[7] ya da "fine clinky ware"[8] gibi adlar verilmiştir.
Kapların hamur ve yüzey renkleri genellikle koyu gri, gri ya da griye çalan renklerdedir. Bu özelliğinden dolayı bu seramiğe "black ware"[9] ya da "schwarze Ware"[10] gibi adlar verilmiştir. Rengin yanı sıra yüzey işlenişi de adlandırmada rol oynamıştır. Kap yüzeylerinin genellikle perdahlı ve koyu gri olması nedeniyle bu seramik türü "black / grey burnished ware"[11] olarak da adlandırılmıştır.
Bazı kapların yüzeyi yatay perdah izleriyle kaplanmıştır. Bu özelliğe sahip olan grup "grey spiral ring burnished ware"[12], "Graue Ware mit Spiralglättung“ ya da “Graue Ware mit streifiger Glättung"[13], "Graue Ware mit Ringpolitur"[14] ya da "Graue Ware mit poliertem Ringmuster"[15] gibi adlar altında anılmaktadır. Bu bezeme tarzının özellikle Habur bölgesinin batısında ve Orta Fırat havzasında yaygın olması[16] nedeniyle bu grup "Euphrat-Ware"[17], "Euphrat-Gruppe der metallischen Ware"[18] ya da "Jezirah grey ware"[19] olarak da adlandırılmaktadır. Yapım tarzı, bezeme tarzı ve biçimlerinin benzerliği nedeniyle bu kaplar, bölgenin "plain simple ware"[20] ya da "Einfache Ware"[21] olarak adlandırılan fabrikasyon seramiğinin ince nitelikli grubu içerisinde de değerlendirilmektedir[22].
Karkamış Barajı Kurtarma projesi kapsamında kazılan, Fırat nehrinin doğu kıyısında yer alan Gre Virike’de bir çocuk mezarında[23] ele geçen bir "Suriye Şişesi" (Ökse 2001: Nr. J9/0092/02), bu gruba girmektedir (Şekil 1, Resim 1-4). Gri[24] hamurlu, dış yüzeyi gri ve siyah alacalı olan kabın hamuru çok ince kum katkılı ve mikalıdır. Kırık görünümü ve sertliği, pekişmiş bir pişmeye işaret etmektedir. Kap çarkta biçimlendirilmiş ve düzgün yüzeyi yatay perdah izleriyle bezenmiştir. Kap 14.7 cm yükseklikte, omuzu 4 cm ve karnı 6.2 cm çaptadır. Oval biçimlendirilmiş gövdesi sivri dibe doğru genişleyen kabın boyun kısmı kısa (0.9 cm) ve dar (1.55 cm) olup, ağız kenarı dıştan çift boğumlu kalınlaştırılmıştır.
Gre Virike şişesi arkeoloji literatüründe "alabastron biçimli"[25] olarak adlandırılan tipe girmektedir. Bu tipin çekirdek bölgesi Torosların güneyinde, Habur havzasının batısında ve Amanos dağlarının doğusunda kalan bölgedir[26].
Bu tip şişeler Kuzeybatı Suriye'de Tell Hadidi LI ve EI mezarlarına[27], Wreide mezarlarına[28], Tali Bi'a'nın Akkad çağına tarihlenen 24/49:10 ve U:25 mezarlarına[29], Tawi T6 mezarına[30] ve Tell Amarna Erken Tunç III Çağı mezarlarına[31] bırakılan kaplar arasında yer almaktadır. Tali Bi'a güney ya-maçtaki eski saray ile yeni saray arasında kalan tabakada[32], Tell Habuba-Kabira'da[33], Halawa 2 A'da[34], Tell Melebiya[35] ve Al Qitar’da[36] bulunan benzeri kaplar, yerleşim alanlarında ele geçen örnekleri oluşturmaktadır. Mari’deki İštar mabedinde bulunan bir şişe üzerinde kırmızı boya ile yapılmış file deseni bulunmaktadır[37].
Orta Fırat havzasında bu tip şişelere Kurban Höyük’te Erken Tunç Çağı IV ve Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen Periode III[38] ve Periode IV[39], Titriş Höyük'te Kurban IV döneminde[40] ve Samsat Höyük batı yamacının XVII. taba-kasında[41] rastlanmıştır. Fırat nehrinin batısında bu tip şişelere Tell Mardikh II B 1 evresine ait, Erken Tunç Çağı IVa ya tarihlenen G sarayında[42] ve Ansari'de[43] rastlanmıştır.
Bu kapların en doğudaki örnekleri Balih havzasında Tell Djidle'nin Er- hanedanlar Çağına tarihlenen 5. Tabakasında[44], Tell Chuera’nm Erhanedanlar III ile III. Ur Çağı başlarına tarihlenen Ib tabakası ile F sarayının tahribat tabakasında[45] ve Tell Brak'ta Naramsin Çağına tarihlenen yapıda[46] ele geç-miştir.
"Suriye şişeleri"nin çekirdek bölgesinde bulunan örnekler genel olarak Erhanedanlar III Çağının geç evresine ve Erken Akkad Çağına aittir. MÖ. 3. binin son çeyreğine yerleştirilen[47] bu dönem Kuzey Mezopotamya için Erken Jezirah III b-V[48], Anadolu kronolojisine göre Erken Tunç Çağı III, Suriye kronolojisine göre Erken Tunç Çağı IV olarak adlandırılmaktadır. Çekirdek bölge dışında bulunan örnekler ya dışarıya ithal edilen şişelerden ya da bunların yerel çömlekçiler tarafından üretilen taklitlerinden oluşmaktadır.
Oval gövdeli "Suriye şişeleri” Amuq J evresinde Tell Açana VII[49] ve Tell Ta'yinat T8:4 de[50] ele geçmiştir. Tilmen Höyük IIId şişesi MÖ. 22-21. yüzyıllara[51], Gedikli III a-f kremasyon mezarları[52] ile Oylum Höyük mezarlarında[53] bulunan şişeler Erken Tunç Çağı III-IV’e tarihlenmişlerdir. Tarsus Erken Tunç Çağı III b tabakasında da Akkad Çağı sonrasına ve III. Ur Çağına tarihlenen ithal "Suriye şişeleri"nin[54] yanı sıra, bunların yerel taklitlerine de rastlanmıştır[55]. Amuq I evresinde yerel boyalı seramik türünde üretilen bir şişe[56] ile, Zalaquiyate [57] ve Hama J 2-3 [58] buluntuları, yerel taklitlerden oluşmaktadır. Mari İštar mabedinin d tabakasında[59] ve Kisch[60] ile Fara'da[61] bulunan "Suriye şişeleri", bu kap türünün güney sınırını oluşturur.
İthal örnekler kuzeyde Arslantepe VI D (MÖ. 2500-2100)[62] ile Norşun Tepe'nin Erken Tunç III Çağına ait 8-6. tabakalarında[63] ele geçmiştir. Alabatron biçimli "Suriye şişeleri" Kültepe'nin 11-12. tabakalarında ele geçmiştir[64]. Aynı merkezin 11 b tabakasına ait bir mezarda bulunan taklit örnek, kazıma yatay çizgiler arasına yerleştirilen zigzag ile bezenmiştir[65]. Acemhöyük'ün Erken Tunç Çağı III’e tarihlenen IX. Tabakasında[66] ve Alişar 14 T’ den bir mezarda bulunan[67] küresel gövdeli şişeler de taklit ürünlerdir.
Bu kapların en batıdaki örnekleri Küllüoba’da bir kurban çukurunda bulunan bir şişe[68] ile yerel seramik türünde üretilmiş, üzerinde kazıma bir çarpı motifi bulunan parça[69] ve Troia'da bulunan oval şişe[70] ile taklit bir örnektir[71].
"Suriye Şişeleri"nin MÖ. 3. binin son çeyreğinde bu denli geniş bir alana dağılmış olması, içine doldurulan maddenin bölgelerarası ticaret kapsamında ihraç edildiğini ve bunların olasılıkla ticari amaçlarla melhem ya da parfüm taşımada bir nakil kabı olarak kullanıldığına işaret etmektedir.
Gre Virike kabının ağız kenarı ve boynu içindeki aşınma izleri, kabın ağzının bir tıpa ile kapatılmış olduğuna işaret etmektedir. Boynun dış yüzeyinde de aşınma izlerinin bulunuşu, şişenin boyundan bağlanarak taşınmış olabileceğini, ya da ağzını kapatan tıpanın üzerine gerilen bir deri parçasının boyna bağlanarak kabın içindeki sıvının dışarı akmasının önlendiğini göstermektedir. Kap gövdesi üzerinde boyundan itibaren dibe kadar inen verev aşınma izleri, omuz ve karın üzerinde birbirini keserek iki sıra halinde dörder baklava biçimi oluşturmaktadır. Bu izler omuz kesiminde 0.535 cm genişlikte, derin aşınmalar şeklinde başlamakta, gövdenin alt bölümüne doğru 0.425 cm genişlikte daha sığ izler halinde devam etmekte, ancak alt karın bölgesinden dibe kadar olan kesimde izlenememektedir. Gövdenin alt kesiminde yer yer korunmuş olan beyaz izler, çürümüş bir organik maddenin kalıntıları olmalıdır.
"Suriye şişeleri’nin yayınlanan fotoğrafları incelendiğinde, Tell Chuera’ da bulunan bir şişenin[72] yatay perdah izli yüzey üzerinde iki diagonal beyaz şerit ve Titriş Höyük şişesi[73] üzerinde de baklava dilimlerini andıran beyaz hatlar görünmesine karşın, bunların Gre Virike şişesindekilerle aynı nitelikte olup olmadıkları kesin olarak anlaşılamamıştır. Bu şişelere ilişkin yayınlarda da benzeri izlerden söz edilmemiştir[74]. Buna karşın Tell Banat'ta bulunan, yaklaşık 14-15 cm. boyutlarda beş çömlekçik üzerinde belirlenen baklava deseni oluşturan çizgilerin, bu kapların bir file içinde asılarak kullanıldığını kanıtlayan izler olduğu belirtilmiştir[75].
Eski Önasya ve Akdeniz'de büyük boyutlu kapların özellikle içleri dolu iken ağırlaşmaları nedeniyle kulplarından bağlanan ipler ya da bir file yardımı ile taşındıkları bilinmektedir. İp delikli tutamakları olan ya da üzerinde iple taşındığına ilişkin izler bulunan kaplar, taşıma ya da bir yere asma işleminin nasıl yapıldığı hakkında fikir vermektedir.
Fara'da bulunan Erhanedanlar II Çağına ait bir silindir mühür baskısında[76] ve Hafaca'da MÖ. 3. bin başlarına tarihlenen alabastardan yapılmış bir adak levhası üzerinde[77] iki kişinin büyük bir kabı taşıdığı tasvir edilmiştir. Bu sahnelerde kabın dibinin oturtulduğu çanak biçimli bir sepetten çıkan iplerin, iki kişinin omuzlarındaki sopaya asıldığı görülmektedir (Şekil 4). Mısır'da MÖ. 15. yüzyıla tarihlenen Rekhmara'nm mezar freski üzerinde, Kenan ülkesinden getirilen içi şarap dolu bir amphoranın taşınışı tasvir edilmiştir[78]. Bu tasvirde kap, iki kişinin omuzlarına aldıkları sopaya asılmış bir file içerisinde taşınmaktadır (Şekil 5). Hatnofer'in aynı çağa tarihlenen mezarında bir sepet içerisinde keten kordonlarla makrame tarzında örülmüş bir file bulunmuştur[79]. Filenin dip kısmında kabın dip kısmının geçirilmesi için yapraklardan bir kasnak oluşturulmuş, sapları da yukarıdan bir sopaya geçirilecek biçimde örülmüştür. Bu file bir amphoranın taşınması için uygun boyutlarda üretilmiştir. Gre Virike şişesi üzerindeki izlerin kabın daralarak sivri dibin oluştuğu alt karın kesiminde izlenememesi, bu kabın benzeri bir kasnağa sahip bir file içerisinde taşındığını düşündürmektedir.
Eski Önasya tasvirlerinde küçük boyutlu şişelerin genellikle boyundan ya da dipten tutularak taşındıkları görülmektedir. Akkad ve III. Ur Çağı geçiş evresine tarihlenen Suriye kökenli silindir mühür baskılarında "Suriye şişeleri" tanrıların elinde (Şekil 3)[80] ya da mühür sahnesinin boş kalan kesimlerinde doldurma motifi[81] olarak görülmektedir. Bir Suriye Grubu silindir mühür baskısında bir kişinin üzerinde taşıdığı nesnenin[82] bir çanta mı, ya da bir kap mı olduğu belirgin değildir.
Gre Virike şişesi üzerindeki izlerin ipten ya da deri şeritlerden üretilmiş bir fileye (Şekil 2) ait olabileceği göz önüne alındığında, "Suriye şişeleri"nin de bir file içerisinde kişilerin üzerinde, ya da giysinin bir tarafına bağlanarak taşındıkları düşünülebilir. Bu kaplar evin herhangi bir yerindeki kancaya bir file içerisinde asılmış ve içindeki maddeye gerek duyuldukça asıldıkları yerden alınmış olmalıdır. Gre Virike kabı, büyük olasılıkla günlük hayatta bu biçimde kullanılan bir kaptı ve ölen bir çocuğun mezarına, ona öteki dünyada da kullanabilmesi için bırakılmıştı. Kabın üzerindeki, olasılıkla çürümüş organik maddeye ait beyaz kalıntılar, bu şişenin içinde taşındığı file ile birlikte mezara bırakıldığına işaret etmektedir.