Giriş
Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma sürecinde en gözde ve etkili okulları durumunda olan askerî mektepler, bu özelliğini 20. yüzyıl başlarında da sürdürmüştür. Bu tarihlerde askerî mekteplerin en başta gelenleri İstanbul’da yer almaktaydı. Bununla birlikte vilayetlerde Osmanlı ordusunun ihtiyacını karşılayan askerî idâdî ve rüşdiyeler de bulunmaktaydı.
20. yüzyıl başlarında İstanbul’da açılan askerî mekteplerden ilki idâdî şubesi de bulunan Mekteb-i Harbiye idi. İkinci olarak yine idâdî şubesi bulunan Mekteb-i Tıbbiye gelmekteydi. Bu iki mektebin açılması ile önemi azalmasına rağmen topçu mektebi durumunda olan Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn da eğitime devam etmekteydi. Ayrıca İstanbul’da bu mekteplerin idâdî kısımlarına hazırlık görevi gören askerî rüşdiyeler vardı. Osmanlı son dönemlerine gelindiğinde denizci neferleri yetiştiren Bahriye Mektebi ve Bahriye Makine Uygulama Mektebi de yine İstanbul’da bulunmaktaydı.
Osmanlı Devleti’nde İstanbul ve vilayetlerdeki askerî mekteplerin genel sorumlusu olan kişi Genel Askerî Mektepler Nazırı idi. 1898–1903 yılları arasında askerî mekteplerin üst düzey idarecileri şu isimlerden oluşmaktaydı[1] :
Genel Askerî Mektepler Nazırı: Müşir Zeki Paşa,
Genel Askerî Mektepler Müfettişi: Ferik İsmail Paşa,
Genel Askerî Mektepler İkinci Nazırı: Ferik Ali Rıza Paşa,
Askerî Eğitim Meclisi Başkanı: Ferik Servet Paşa.
1. Kara Askerî Mektepleri
1. 1. İstanbul Askerî Mektepleri
20. yüzyıl başlarında Osmanlı askerî mekteplerinin en önemlilerinden olan Mekteb-i Harbiye, Mekteb-i Harbiye İdadisi, Mekteb-i Tıbbiye ve idâdîsi ile Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn ve idâdîsi İstanbul’da bulunmaktaydı. İstanbul’da ayrıca Baytar, Eyüp, Soğuk Çeşme, Beşiktaş, Fatih, Koca Mustafa Paşa ve Toptaşı adlarıyla 7 adet askerî rüşdiye de eğitime devam etmekteydi.
1. 1. 1. Mekteb-i Harbiye
Askerî mekteplerin en gözdesi durumunda olan Mekteb-i Harbiyye, Osmanlı subaylarının (zabitlerinin) yetiştirildiği mektep idi. II. Mahmud tarafından 1834 yılında açılan bu okul, ağırlıklı olarak Müslüman çocukların yer aldığı bir kurumdu. 1847’den 1873’e kadar 4 senelik, bu tarihten itibaren 3 senelik eğitimlerinin ardından Harbiye öğrencileri, yapılan imtihanla diplomalarını alırlar; ordudaki piyade ve süvari sınıflarına mülâzım-ı sânilik rütbesiyle atanırlardı[2] . Mekteb-i Harbiye mezunlarının sınırlı bir kısmı Erkân-ı Harbiyye unvanı alabilmek için tekrar bu okulda 2 seneliğine Erkân-ı Harbiyye sınıfına ait dersleri tahsil ederdi[3] .
Kuruluşundan itibaren Beşiktaş Maçka Kışlası’nda yer alan Harbiye, 1843’te idâdîsi ile birlikte Çinili Köşk’e; 1847’de ise uzun süredir getirilmesi düşünülen Pangaltı’daki binasına taşındı. Fakat bu binada 1854’te çıkan bir yangın sonucu Taşkışla’ya taşınmak zorunda kalan mektep, burada 1858’e kadar kaldı. 1858’de Gülhâne’deki Tıbbiye mektebi binasına taşınan okul, Aralık 1863’te tekrar Pangaltı’daki binasına taşınabildi ve 1915’e kadar faaliyetini burada sürdürdü[4] .
Mekteb-i Harbiye, ordunun subay ihtiyacını karşılamaktan başka birçok önemli kişinin yetiştirilmesinde de birinci derecede rol oynamış bir kurumdur. Nitekim şehzadeler için de çoğu zaman eğitim merkezi olmuştur. Örneğin Sultan Abdülaziz’in şehzadeleri, Nurettin ve Yusuf İzzettin bu okuldan mezun olarak askerî görevlerde bulunmuşlardır[5] .
İlk zamanlarında olduğu gibi 20. yüzyıl başlarında da Harbiye’nin mülkî ve diğer askerî mekteplere göre daha güçlü bir teşkilatı, nicelik ve nitelik bakımından güçlü hoca kadrosu bulunmaktaydı. Mekteb-i Harbiye içerisinde Erkân-ı Harbiye, Baytar, Piyade ve Süvari sınıfları ile özel sınıf yer almaktaydı. 1901 yılına gelindiğinde Harbiye’de 143 kişilik eğitici kadro ile 12 kişilik Yazı İşleri Kalemi, 4 kişilik Evrak Kalemi, 6 kişilik Muhâsebe Kalemi yer almaktaydı. Bu tarihlerde Askerî Mektepler Nazırı ve Tophâne Müşîri Mustafa Zeki Paşa Harbiye’de ders vermekteydi. Bunun yanı sıra birçok meşhur mülkî ve askerî hocaların da dersleri bulunmaktaydı. Bunlardan bazıları aşağıda sunulmaktadır:
Piyâde Talimi Dersi: Rahmi Paşa, Nasır Paşa.
Süvari Talimi Dersi: Mustafa Hilmi Paşa, İsmail Hakkı Paşa
Topçuluk Dersi: Ahmed Muhtar Paşa
Askerî Terbiye Dersi: Emin Paşa
Askerî Telgraf ve Topografya Dersi: Şevki Bey
Fransızca: Mösyö Lobet, Mösyö Magos, Mösyö de Bova[6] .
Harbiye’deki eğitici ve idari kadro içerisinde en kalabalık hoca rütbeleri kolağası, yüzbaşı ve mülâzım-ı evvellerden oluşturulmuştur. 1898–1903 yılları arasında Harbiye’deki eğitici ve idari kadro adedi ile bunların rütbe dağılımı aşağıda gösterilmektedir[7] :
Harbiye öğrencilerinin neredeyse tamamına yakınını piyade ve süvari sınıfı öğrencileri oluşturmuştur. 1902 yılında Harbiye öğrencilerinin yaklaşık 1/20’si Erkân-ı Harbiye sınıfında eğitime devam etmiştir. 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde Harbiye’deki öğrenci adedi aşağıda tablolaştırılmıştır[8] :
Harbiye’de 1901–1903 yılları arasında şu dersler okutulmaktaydı:
Şimendifer, Süvari Talimi, Piyade Talimi, Topçuluk, Erkan-ı Harbiye Vazifeleri, İstihkâm, Hafif İstihkâm, Cesîm İstihkâm, Kale Muharebeleri, Arazi Taksimi, Fenn-i Mimari, Topografya, Hıfzıssıhha, Cerrâhi Fenni, Baytârî Teşrîhi, Hayvanlar İlmi, İlm’ül-ensâc (Dokubilim), Genel Hastalıklar, Dış Hastalıkları, İç Hastalıklar, Hikmet, Hendese, Kimya, Kitâbet, Tarama, Resim, Askerî Terbiye, Tabiye, Tabiye Tatbîkâtı, Talim, Seferiye, Silah Atış Fenni, Silah Fenni, Harp Tarihi, Ordu Teşkilatı, Fransızca, Almanca, Rusça, Tabakat’ül-arz (Jeoloji), Fizyoloji, Sevkülceyş (Strateji) Coğrafyası, Askerî Coğrafya, Yabancı Eserler İncelemesi[9] .
Harbiye Mektebi’nin 1898 ve 1899’da 1280; 1900–1903 yıllarında ise 1.281 öğrencisi olan bir de idâdîsi bulunmaktadır. Bu idâdî mektebinde müdürlük görevini Piyade Mirlivası Mehmet Ziya Paşa yürütmekte olup 39 askerî hoca, 7 sivil hoca ve 15 subay bulunmakta idi. Harbiye Mektebi İdadisi’nde okutulan dersler şunlardı: Osmanlıca Kitabet, Fransızca, Osmanlı Tarihi, Genel Tarih, Coğrafya, Hendese, Riyaziye, Kozmografya, Makine, Resim, Jimnastik[10].
1. 1. 2. Mekteb-i Fünûn-ı Tıbbiyye-i Şâhâne
Modernleşme döneminde Osmanlı Devleti’nde Batı tarzlı ilk tıbbî eğitim, askerî sahada ortaya çıkmıştır. Sultan II. Mahmud döneminde açılan ve 1839 yılından itibaren Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne adıyla hizmet vermeye başlayan Mekteb-i Tıbbiye, çoğunlukla askerî hizmetlerde bulunmakla birlikte, Mülkî Tıbbiye açılana kadar kamu hizmetlerinde de bulunmuştur[11]. Askeri Tıbbiye’de eğitim süresi başlangıçta 4 sene iken akabinde altı sene, 1855’te ise idâdîsi ile birlikte 11 seneye çıkartılmıştır[12]. Mezun olan Tıbbiye öğrencileri doktorluk unvanı almış ve sol kolağalık rütbesi ile ordulara atanmışlardır.
1900 yılına gelindiğinde Genel Askerî Mektepler İkinci Nazırı olan Ferik Ali Rıza Paşa, Askerî Tıbbiye’nin nazırlığı görevini de yürütmekteydi. Mektebin müdürü ise Erkân-ı Harbiye Mirlivâsı Mehmet Zeki Paşa idi[13]. 20. Yüzyıl başlarında Mekteb-i Tıbbiye’de görev alan rütbeliler şunlardır[14]:
Askerî Tıbbiye’de 7–8 kişinin görevli olduğu bir Eczâne, 2 memurun çalıştığı bir Genel Muayenehane, 4–5 kişinin çalıştığı bir de Matbaa bulunmaktaydı[15]. Askerî Tıbbiye’deki eğitici personel adedi ve bunların rütbe dağılımı şu şekilde idi[16]:
Diğer askerî okullara kıyasla Askerî Tıbbiye’de daha fazla gayrimüslim öğrenci yer almıştır. 1865’te Tıbbiye’den mezun olarak doktor olan 16 öğrencinin 13’ü Müslüman, 3’ü gayrimüslim[17]; 1868’de mezun olan 31 öğrencinin 14’ü Müslüman, 17’si gayrimüslim[18]; 1870’te ise mezun olan 16 öğrencinin 8’i Müslüman, 8’i gayrimüslim idi[19]. Bu oran 20. yüzyıl başlarında giderek Müslüman öğrenci lehine dönmeye başlamıştır. 1900 ve 1901 yıllarında Tıbbiye’deki 695 öğrencinin 680’i Müslüman, 15’i gayrimüslimdir. 1902–1903 eğitim-öğretim yılında ise Askerî Tıbbiye’deki 714 öğrencinin 709’u Müslüman, 5’i gayrimüslim idi[20].
Askerî Tıbbiye’de öğrenime devam eden öğrenci adedi şu şekildedir[21]:
20. yüzyıl başlarında Askerî Tıbbiye’deki öğrenci sayısı, ilk yıllara kıyasla, büyük bir artış göstermiştir. Nitekim 1874’te 327; 1875’te 302; 1876’da 270 öğrencisi olan Askerî Tıbbiye’nin öğrenci sayısı, 20. yüzyıl başlarında söz konusu yıllardakinin 2–3 katına çıkmıştır[22].
Askerî Tıbbiye’de 1898–1903 yılları arasında şu dersler okutulmaktaydı:
İç Hastalıkları, Dış Hastalıkları, Genel Hastalıklar, Çocuk Hastalıkları, Cilt Hastalıkları, Frengi Hastalıkları, Göz Hastalıkları, Sinir Hastalıkları, İç Klinikler, Dış Klinikler, İlm-i Teşrîh (Otopsi), Hıfzıssıhha, Nebâtat İlmi, Hayvanlar İlmi, Eczacılık İlmi, Bakteriyoloji, Kulak İlmi, Cerrâhî Ameliyat, Jeoloji ve Maden İlmi, Ebelik Fenni, Fizyoloji, Dokubilim, Tıp Kanunu, Tıp Müfredatı, Poliklinik, Sıhhî Devalar, Kimya, Kimyevi Tahliller, Ahlâk, Fransızca[23].
1902 yılına gelindiğinde Askeri Tıbbiyenin 604 öğrencisi olan bir de idâdîsi bulunmaktadır. Askerî Tıbbiye idâdîsinde 1874’te 748[24], 1875’te 887[25] ve 1876’da 479[26] öğrenci varken 20. yüzyıl başlarında da bu rakamlara yakın öğrenci bulunmuştur. Nitekim idâdîdeki öğrenci adedi 1898 ve 1899 yıllarında 545; 1900 ve 1901 yılında da 604 idi. Tıbbiye idâdîsinde müdürlük görevini 20. yüzyıl başlarında Miralay Mehmet Zekâi Bey yürütmekte idi. 47 hocanın görev yaptığı Askerî Tıbbiye İdâdisi’nde okutulan belli başlı dersler şunlardır: Kitabet, Osmanlı Tarihi, Riyaziye, Hayvânât, Coğrafya, Cebir, Kozmoğrafya, Almanca Resim, Jimnastik[27].
1. 1. 3. Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn
1795 yılında III. Selim tarafından Hasköy’deki Humbaracılar Kışlası’nın yanında açılan ve teknik bir mektep olan[28] Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn, başlangıçta Harbiye Mektebi görevini üstlenmiş; ancak Sultan II. Mahmut tarafından Harbiye’nin açılması ile Topçu Mektebi halini almıştır. 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde bünyesinde bir de Mülki Hendese bulundurmuştur. Topçu Mektebi’nden mezun olanlar, Mülâzım-ı Sânîlik rütbesi ile, ordulardaki topçu ve istihkâm sınıflarına nakledilmiştir[29].
1903 yılında Mühendishane’de okutulan bazı dersler şunlardı: Askerî Köprüler, Askerî Kitabet, Taksîm-i Arâzi, Askerî İnşaât, Hendese-i Resmiye, Fransızca, Almanca, Kozmografya, İstihkâmât, Mekanik, Fenn-i Mimârî, Yollar ve Projeleri, Seyyar Topçu Talîmi, Kale Topçu Talîmi, Piyade Talîmi, Askerî Coğrafya, Osmanlı Tarihi, Osmanlı Topçuluğu, Kimya, Hesap İşleri, Riyaziye, Silah Fenni, Kundak ve Araba İmâlâtı, Namlu ve Mermi İmâlâtı, Resim, Jimnastik[30].
20. yüzyıl başlarında Mirlivâ Mustafa Ragıp Paşa müdürlüğünde[31] 100 civarında hocanın görevli olduğu Mühendishane’de 22 de memur görev yapmaktaydı. Mühendishâne hocaları arasında en kalabalık askerî rütbeleri binbaşı, kolağası ve yüzbaşılar oluşturmuştur.
1898–1903 yılları arasında Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn’da (Topçu Okulunda) görev yapan hoca ve idareci sayısı ile bunların rütbe dağılımları aşağıda sunulmaktadır[32]:
Mühendishâne’de sivil öğrenciler de eğitime devam etmiştir. Bununla birlikte 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında, Mühendishâne’deki askerî öğrenci sayısı, sivil öğrencilerin yaklaşık 3 katıdır. 1898–1903 yılları arasında Topçu Mektebi’nde eğitime devam eden öğrenci sayısı şu şekilde idi[33]:
Tablodan da anlaşılacağı üzere, 20. yüzyıl başlarında, Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn’da ortalama 500 civarında öğrenci eğitim almakta idi[34].
1. 1. 4. İstanbul Askerî Rüşdiyeleri
Osmanlı Devleti’nde askerî idâdîlerde eğitim alabilmek için öncelikle askerî rüşdiyeleri bitirmek gerekiyordu. Askerî rüşdiyeler Tanzimat döneminde eğitim vermeye başlamıştır. Sultan Abdülaziz tarafından 1875 yılında 9 adet askerî rüşdiye açılmıştır. Böylece askeri eğitim: 1. Rüşdiye (ilköğretim ikinci kademe/orta), 2. idâdiye (lise), 3. Harbiye (lisans), 4. Erkân-ı Harbiye (lisansüstü/kurmaylık eğitimi) olmak üzere derecesini bulmuş; süvari, baytar ve topçu gibi şubeleri de meslekî eğitim kısmını oluşturmuştur[35].
1900 yılında Anadolu ve Rumeli’de de birçok şehirde mevcut olan askerî rüşdiyenin İstanbul’daki sayısı 7 idi. 1898–1903 yılları arasında İstanbul askerî rüşdiyelerinde okutulan belli başlı dersler şunlardı: Resim, Fransızca, Coğrafya, Arapça, Farsça, İmla, Kaideler, Riyaziye, Hüsnühat, İlmihal[36].
20. yüzyıl başlarında Genel Askerî Rüşdiye Ders Nazırlığı görevini Miralay Kazım Bey, Askerî Rüşdiye Mektepleri Genel Müdürlüğü’nü ise Miralay Râif Bey yürütmekteydi[37]. Aynı tarihlerde İstanbul’daki askerî rüşdiyelerde bulunan hocaların sayıları aşağıda sunulmaktadır[38]:
20. yüzyıl başlarında İstanbul askerî rüşdiyelerinde müdürlük görevini kolağası rütbesindekiler yürütmekteydi. Bu tarihlerde İstanbul askerî rüşdiyelerinde görev yapan müdürler şunlardır[39]:
2. Vilayet Askerî Mektepleri
Osmanlı Devleti’nde, 1900 yılına gelindiğinde, vilayetlerde 6 adet askerî idâdî ve 20 adet askerî rüşdiye bulunmaktaydı.
2. 1. Vilayet Askerî İdâdîleri
20. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti vilayetlerinde 6 adet askerî idâdî bulunmakta idi. Vilayet askerî idâdîlerinde 1903 yılında Tarih, Coğrafya, Hesap, Hendese, Riyaziye, Fransızca, Jimnastik, Lisan, Arapça, İngilizce, Resim, Kozmografya, İmla, Kavâid, Kitabet dersleri verilmekte idi[40].
20. yüzyıl başlarında bulundukları bölgedeki ordu merkezlerine bağlı bulunan vilayet askerî idâdîlerinde hoca ve öğrenci adetleri aşağıda sunulmaktadır[41]:
Vilayet askerî idâdîlerinde genellikle binbaşı rütbeli bir müdür görev almıştır. 20. yüzyıl başlarında vilayet askerî idâdîlerinde görev yapan müdürler aşağıda sunulmaktadır[42]:
2. 2. Vilayet Askerî Rüşdiyeleri
1902 yılına gelindiğinde, Osmanlı vilayetlerinde 20 adet askerî rüşdiye bulunmaktaydı. Bunlar Edirne, Erzurum, Erzincan, İşkodra, Bitlis, Bağdat, Beyrut, Halep, Bursa, Diyarbakır, Selanik, Şam, Sivas, Trabzon, Kastamonu, Üsküp, Mamuratülaziz, Manastır, Süleymaniye (Musul) ve Van Askerî Rüşdiyeleri idi.
3 seneden oluşan ve bazen 2–3 senelik ibtidâî kısımları da bulunan vilayet askerî rüşdiyelerinde, 1898–1903 yılları arasında, şu dersler tahsil edilmekte idi: Resim, Arapça, Farsça, Fransızca, Hesap, Riyâziye, Coğrafya, İmlâ, Kavâid, Hüsnühat, İlmihâl[43].
20. yüzyıl başlarında en kalabalık öğrenciye Bağdat, Şam ve Manastır askerî rüşdiyeleri sahipti. Vilayet askerî rüşdiyelerinde görevli hoca ve eğitime devam eden öğrenci adetleri aşağıda sunulmaktadır[44]:
20. yüzyıl başlarında vilayet askerî rüşdiyelerinde görevli müdürlerin adları aşağıda sunulmaktadır[46]:
3. Denizci Mektepler
20. yüzyıl başlarına gelindiğinde denizci mekteplerinin tümü İstanbul’da yer almaktaydı. İstanbul’daki denizci mektepleri şunlardır:
1. Mekteb-i Bahriye,
2. Bahriye Makine Uygulama Mektebi (Gececi),
3. Gedikli Öğrenciler Mektebi,
4. Tüccar Kaptan Mektebi (Gündüzcü),
5. Tüccar Kaptan Mektebi (Gececi),
6. Bahriye Rüşdiyesi ve Menşe-i Küttâb-ı Askerî Mektebi,
7. Bahriye Sanayi ve İmâlât Sıbyan Taburu Mektebi (Gececi),
8. Eczacı ve Tımarcı Sıbyan Mektebi idi.
Mekteb-i Bahriye: Sultan III. Mustafa tarafından Osmanlı donanmasının subay ve teknik elemanı ihtiyacını karşılamak amacıyla 1773 yılında açılan Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn (Deniz Mühendishânesi), Sultan Abdülmecid döneminde geliştirilerek Mekteb-i Bahriye-i Şâhâne adını almıştır[47].
1902 yılına gelindiğinde bünyesinde Gececi Tüccar Kaptan Mektebi’nin de bulunduğu Bahriye Mektebi’nin Nâzırı Ferik Hüseyin Hüsnü Paşa olup[48] 76 hoca kadrosu bulunmaktaydı. Bu hocaların 3’ü hariç tamamı askerî personel idi. Bunlar arasında 1 Ferik, 1 Miralay, 5 Kâimmakâm, 2 Binbaşı bulunmaktaydı. Bahriye Mektebi’nde 1898–1903 yılları arasında, Bahriye Haritası, Resim, Fotoğraf, Çarkçılık, Gemicilik, Genel İşaretler, İngilizce, Fransızca, Hikmet, Osmanlıca Kaideler, Tarih, Müsellesât ve Cebir, Kimya, Torpido, Makine Hesapları, Coğrafya, Jimnastik, Balistik, İnşâiye, Elektrik, Deniz Harp Fenni, Buhar Fenni ve Topçuluk dersleri okutulmaktaydı[49].
Bahriye Makine Uygulama Mektebi (Gececi): Bu mektep Tersane-i Âmire içerisinde yer almakta idi. Beşi makine, üçü idâdî, üçü de ibtidâî olmak üzere on bir sınıftan oluşmakta idi. Öğrencileri gündüzleri fabrikalarda iş ile akşamları ise mektepte dersle meşgul olurlardı. Bu mektepte tahsilini tamamlayanlar çarhçı mülâzım-ı evvelliği ile mesleğe başlarlardı[50].
Makine Uygulama Mektebi içerisindeki on bir sınıfta, 1898 yılında, şu dersler verilmekte idi: İngilizce, Hesap, Makine Hesapları, Makine Resmi, Makine Tarifleri, Mahrûtiyye (Konik), Cebir, Hendese, Müsellesât, Hendese Uygulamaları, Hikmet, Akâid, Arapça, Farsça, Kitabet, İmlâ, Hüsnühat, Kavâid-i Osmâniye, Cerr-i Esgar, Tarih, Coğrafya[51]. 1902 yılında bu mektepte nazır Halil Paşa, müdür ise Hüseyin Bey olup 62 hoca görev almıştır. Bu hocalardan 1’i Mirlivâ, 1’i Kâimmakâm, 2’si Binbaşı, 6’sı Sağ Kolağası, 9’u Sol Kolağası, diğerleri ise Yüzbaşı, Mülâzım-ı Evvel ve Mülâzım-ı Sânî idi. 20. yüzyıl başlarında, Makine sınıflarında 508, İdadi sınıflarında 847, İbtidâî sınıflarında 401 ve Gedikli sınıflarında 72 olmak üzere mektebin toplam 1.828 öğrencisi bulunmaktaydı[52].
Selimiye Fırkateyni içerisinde bulunan Gedikli Öğrenciler Mektebi, sekiz sınıftan oluşmakta idi. Bunlardan üçü telgraf ve beşi gedikli sınıfları idi. Bu mektep donanmanın gedikli zabiti ihtiyacını karşılamakta idi[53].
Denizci mektepler arasında Azapkapısı’nda gündüz eğitim veren Tüccar Kaptan Mektebi de bulunmaktaydı. İki sınıftan oluşan bu mektep hicri 1299 (1881–1882) yılında eğitime başlamıştır. Bu mektepte 1898–1903 yılları arasında, verilen dersler şunlardır: Seyr-i Sefâin, Hesâp, Heyet-i Bahrî, Hendese, Müsellesât, Kitâbet, İngilizce, Coğrafya[54].
20. yüzyıl başlarında eğitime devam eden diğer bir denizci mektebi, Kasımpaşa’da bulunan Bahriye Rüşdiyesi ve Menşe-i Küttâb-ı Askerî Mektebi idi. Dört sınıftan oluşan Bahriye rüşdiyesi mezunları; Mekteb-i Bahriye, Menşe-i Küttâb-ı Askerî ve Çarhçı Uygulama Mekteblerinde eğitimlerine devam ederlerdi. İki sınıftan oluşan Menşe-i Küttâb-ı Askerî mezunları ise bahriye kâtipliği yaparlardı. 20. yüzyıl başlarında bu iki mektep öğrencileri eğitimleri süresince şu dersleri alırlardı: Devletlerin Bahriye Hukuku, Akâid, İngilizce, Farsça, Arapça, İmlâ, Osmanlı Lisanı, Kitabet, Hüsnühat, Resim, Hesap, Hendese, Muhâsebe Usûlü, Defter Usûlü, Coğrafya ve Tarih[55].
1901 ve 1903 yılında Bahriye Rüşdiyesi ve Menşe-i Küttâb-ı Askerî Mektebi’nde öğrenci dağılımları şu şekilde idi [56]:
19. yüzyıl sonlarında Bahriye Sanayi ve İmâlât Sıbyan Taburu Mektebi (Gececi), Bahriye Sanayi ve İmalât adlarıyla iki taburdan ve beş sınıftan oluşmaktaydı. Bu mektep mezunları, Çarhçı Uygulama Mektebi ile Bahriye Sanayi Alayı’na ve Sıbyan Muzıkası’na gidebilirlerdi. Eğitimleri süresince öğrenciler şu dersleri alırlardı: Hendese, Hesap, Resim, Coğrafya, Kitabet, İmlâ, Hüsnühat, Eczâ, Kurân-ı Kerîm, İlmihâl ve Kıraat[57].
20. yüzyıl başlarında Bahriye eczacı ve cerrahları yetiştirmek üzere Bahriye Merkez Hastanesi içerisinde Eczacı ve Tımarcı Sıbyan Mektebi de bulunmaktaydı. Beş sınıftan oluşan bu mektep, hicrî 1313 (milâdî 1895–1896) yılında açılmıştır. Bu mektepteki öğrenciler, 1898–1900 yılları arasında, şu dersleri tahsil etmişlerdir: Tımar Usûlü, Hesap, İspençiyariye Usulü, Coğrafya, Osmanlı Lisanı, Osmanlı Tarihi, Fransızca[58].
20. yüzyıl başlarında İstanbul’da bulunan deniz mekteplerinde idarî ve eğitici kadro adedi aşağıdaki tabloda sunulmaktadır[59]:
20. yüzyıl başlarında İstanbul’da bulunan deniz mektepleri ve eğitime devam eden öğrenci adedi aşağıdaki tabloda sunulmaktadır[60]:
Maârif Salnâmelerine göre, 1898–1903 yılları arasında, deniz mekteplerinde görevli idareciler, şu isimlerden oluşmaktadır[61]:
Sonuç
Osmanlı Devleti’nde 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde askerî mektepler hâlâ en gözde eğitim kurumları arasındadır. 1898–1903 yılları arasında her sene yaklaşık[62] Harbiye’de 2.145, Askerî Tıbbiye’de 635, Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn’da 500, İstanbul askerî rüşdiyelerinde 2.000, vilâyet askerî idâdîlerinde 1.700, vilâyet askerî rüşdiyelerinde 5.120 öğrenci olmak üzere kara askerî mekteplerinde toplam 12.100 öğrenci eğitim almaktadır. Aynı tarihlerde deniz askerî mekteplerinde ise her sene yaklaşık 2.885 öğrenci mevcuttur. Böylece 20. yüzyıl başlarında askerî mekteplerde eğitime devam eden öğrenci sayısı yaklaşık 15.000 civarındadır.
Ülke genelindeki askerî mekteplerde eğitim veren hoca sayısı ise ortalama 922’dir. Bu rakamlar dikkate alındığında askerî mekteplerde hoca – öğrenci oranlaması yapılırsa 1 hocaya yaklaşık 16 öğrenci düşmektedir.
20. yüzyıl başlarına gelindiğinde askerî mekteplerde ağırlıklı olarak Müslüman öğrencilerin yer aldığı görülmektedir. I. Meşrutiyet’in ilanını takip eden yıllarda başta Askerî Tıbbiye olmak üzere gayrimüslim öğrenci sayısının Müslüman öğrencilere oranla giderek azaldığı görülmektedir. Bu durum devletin sınırlarındaki ve dolayısıyla siyasi anlayışındaki değişimle ilişkilidir. Ayrıca 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde Harbiye, Askerî Tıbbiye ve Mühendishâne’deki gayrimüslim eğitici kadro da giderek azalma göstermiş; Müslüman eğiticilere kıyasla yüzde 3 oranında kalmıştır. Bununla birlikte İstanbul’daki bu üç mektep ve vilâyet askerî mektepleri hocalarının büyük bir kısmı askerî rütbelilerden oluşmaktadır. İstanbul merkezinde yer alan askerî mekteplerdeki sivil öğretmene kıyasla asker öğretmen oranı yüzde 93 civarındadır.
Sonuç olarak 20. yüzyıl başlarına gelindiğinde Osmanlı askerî mektepleri, ordunun ihtiyacı olan subay ve idarî mekanizmayı karşılayabilecek sayıda öğrenciyi barındırmaktadır. Özellikle Harbiye ile Mühendishâne’nin her sene ortalama 600 öğrenci mezun etmesi, ordudaki mektepli subay sayısının giderek artmasına neden olmuştur.