ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Osman G. Özgüdenli̇

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü

Anahtar Kelimeler: İlhânlı Devleti, Ebû Sa'îd Hân, Yarlıg, İran, Bertold Spuler

Tanınmış şarkiyatçı Bertold Spuler, İlhânlı Devleti siyasî ve İdarî tarihine dair meşhur eserini 1939 yılında yayımladığı zaman[1], araştırmacının istifadesinde, çoğu henüz neşredilmemiş durumda olan tarihî kaynaklar ile, İlhânlı hükümdarları Argûn ve Olcâytû’nun dış muhaberatıyla ilgili iki mektubu bulunuyordu[2]. Bugün aradan geçen yaklaşık altmış beş yıllık süre zarfında, İlhânlılar devri tarihî kaynaklarının tanıtım ve yayınından başka, inşâ’ ve devlet muhasebesiyle ilgili kitaplar[3] ile, o devre ait pek çok orijinal vesikanın varlığının ortaya çıkarılmış olması İlhânlı tarihi araştırmalarına büyük hız kazandırmıştır.

Ortaçağ İran tarihiyle ilgili sosyal, siyasî, İdarî ve İktisadî tarih araştırmaları için ehemmiyeti tartışılmaz olan bu vesikaların önemli bir kısmı son 25- 30 yıl içerisinde bilim dünyasına tanıtılmış ve yayımlanmıştır[4]. Bununla birlikte. Ortaçağ İran tarihine ait vesikaların mahdudiyeti, araştırmacıları bu devre ait bütün vesikaları, istinsah ve kopyaları ile tespit ve değerlendirmeye zorlamaktadır[5]. Bu makalede yayımlanacak olan vesikalar da böyle bir gayrete matuf olacaktır.

Neşir, tercüme ve tahlilini yapacağımız İlhânlı hükümdarı Ebû Sa‘îd Hân (1317-1335)’a ait dört yarlıg (fermân), VIII./XIV. yüzyıla ait olduğu anlaşılan, içerisinde anonim Risâletu’s-Sâhibiyye ile Felek 'Alâ’-yi Tebrîzî’nin Sa’âdet-nâme’si ve diğer bazı inşâ örneklerinin bulunduğu bir mecmû'anın 72-77. sayfaları arasında yeralmaktadır[6]. Söz konusu mecmû'a, Tahran’da, Kitâbhâne-yi Millî-yi Melik’te 3697 numarada kayıtlı bulunmaktadır[7]. Mecmû'anın bir mikrofilmi Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde 5059 numarada kayıtlıdır[8].

Mecmû'a, kütüphanenin yazmalar katoloğunda, yazı örneklerini …..nılarak VIII./XIV. yüzyıla tarihlendirilmiştir[9]. İçerisinde bulunan Risâletu’s- Sâhibiyye isimli eserdeki bazı alım-satım senedlerinin, tıpkı yarlıglar gibi 730-731/1330-1331 yıllarını taşıması[10] bu görüşü kuvvetlendirmektedir.

Yayımladığımız yarlıgların üst kısmında, bu vesikaların al-tamga sureti (sevâd-i al-tamga) olduğu kaydedilmiştir. Yarlıgların bulunduğu mecmû'anın muhtemelen kâtiblere yazı numûneleri teşkil etmesi için, muhtelif dîvâni kayıtların bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulduğunu tahmin etmek mümkündür. Bu tür mecmû ‘aların hazırlanması esnasında, zaman zaman derleyici ve müstensihlerden kaynaklanan büyük hatalara rastlanabilmekteyse de, vesikaların istinsah tarzı, metinde geçen Türkçe ve Moğolca ıstılahlar, yarlıgların giriş ve bitiş formülleri, mecmû'anın derleyici veya müstensihinin fermânları aslına sadık kalarak aynen istinsah edebilmek için dikkat ve titizlikle çaba gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Bu yüzden, kopya edilerek mecmu‘aya kaydedilmiş olan bu vesikaları, orijinal ferman metinleri gibi yayımlayarak, bugüne ulaşan diğer İlhânlı vesikalarının ışığında diplomatik ilmi ve İlhânlı devri siyasî ve İdarî tarihi açısın-dan tahlilini uygun gördük. Bu tahlil aynı zamanda, yarlıgların devrin orijinal vesikalarıyla dil ve üslûp ilişkisini, bu bağlamda da mevsûkluğu problemini çözebilme açısından da zarurî idi. Vesikaların gerek diplomatik ilmi (dil, üslûp ve ıstılahlar) açısından tahlili, gerekse tarihî perspektiften incelenmesinden çıkan ortak sonuç, yarlıgların, orijinal metinlerin aslına oldukça sadık kalınarak hazırlanmış suretleri olduğunu göstermektedir.

Yarlıgların tercümesi esnasında mümkün olduğu kadar orijinal metne ve üslûba bağlı kalınmaya çalışılmış, metinde okunamayan, istinsah hatası ya da atlama olduğu anlaşılan bir kaç yere üç nokta veya soru işareti konulmuş, metnin diplomatik ve tarihî açıdan incelenmesi ayrı kısımlarda yapılmıştır. Yine, vesikaların orijinal metni de makalenin sonunda tıpkıbasım olarak verilmiştir.




II. TERCÜME:

[I, Yarlıg ]

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla (1),

Allah tek ve ezelî olandır(2),

[Ebû Sa‘îd Bahâdır Hân’ın] yarlıg-ı hümâyûnundan(3),

Sâhib-i dîvân (4) ’ın sözü(5),

İyilik ve güzellik sahibinin oğlu -Allâh onu korusun ve ömrünü uzatsın- fılân bilsin ki; Tebriz ile ona bağlı yerlerin (vergi işlerinin) idaresi ve mutasarrıflığı, 730 yılının başlangıcından itibaren, üç yıl müddetle, (daha önce olduğu gibi) onun uhdesine verilmiş ve onda hiçbir değişikliğe gidilmemiştir. Hiç bir kimsenin ona karışmaya ve müdahaleye hakkı yoktur. Bu mektup (fermân) onun her çeşit endişeden [...] emin olması ve kalbinde hiç bir şüpheye yer vermemesi için yazılmıştır. Çünkü, yüce makam (darb?-i a'lâ)’ın -Allâh onu bilgili kılsın- onun hakkındaki merhamet ve inâyeti imkân ölçülerinin üstünde ortaya konulmuş ve (kendisine) Karânîlkâ(?)’nın soyurgal(6)’ı verilerek özel ihsan (teşrif-i hâss)’da bulunulmuştur. Her yönden tam bir güvenle, o vilâyetin durumunu (işlerini) düzenlemeli, gerekli işleri kontrolü altına almalı ve yalan haberlere iltifat etmeden her konuda dirâyetli (temkinli) olmalıdır. Çünkü hiç bir kimsenin, herhangi bir yönden ona müdahaleye ve işlerine karışmaya hakkı yoktur. (Bunu) gerçek bilsin. Vergi ve gelirlerin tahsili için oraya giden vergi memurları kendi tarzlarına (usûllerine) göre (vergi) toplamaya çalışmaya kalkmasınlar, adalet dışı isteklerde bulunmasınlar, belirlenmiş olan kanunların dışında (halka) eziyet etmesinler ve haksızlıkta bulunmasınlar. Tebriz şehri ve çevresi (tevabi') ile ona bağlı olan yerlerin kâdı, seyyid, imâm, şeyh, a‘yân ve ileri gelenleri ile, halk ve vatandaşları, iyilik ve güzellik sahibinin oğlu -Allâh onu korusun ve ömrünü uzatsın- filân’ı kendi mülk ve tasarruflarının hâkimi olarak bilerek, her durumda ona müracaat etsinler. Onun; halkın durumunun müreffeh kılınması, yoksulların korunması, vergilerin toplanması, divânın menfaati (arzusu), işlerin düzenlenmesi ve dağınık şeylerin toplanması hakkındaki söz ve tavsiyelerini yerine getirmeye gayret etsinler. Hiç bir şekilde (onun söz ve tavsiyelerinin) dışına çıkmasınlar ve eleştiride bulunmasınlar. Vilâyetin gerekli ve zarûrî işlerini yerine getirmede, azl ve tayinlerde (onu) yetkili bilsinler. O da, vilâyet, re'âyâ ve ra'iyyetin korunmasıyla divân mâllarının (vergiler) toplanmasında imkân ve sınırları dahilinde gayret göstersin. Zâlim ve fesatçıların başlarını ezmeyi vâcib bilsin. Hiç bir kimsenin memleket ve halka zorba ve zulümde bulunmasına izin vermesin. (Devamlı) bildirildiği şekilde hareket etsin ve iyiliğe (övgüye) layık olmak için öyle çalışarak (bizim) övgümüzü kazansın. Bu şekilde hareket edilsin ve itimâd kılınsın.

22 Rebî'u’l-evvel 731/3 Ocak 1331’de,
Ribâtâu’d-dîvân(7)’da yazıldı.
Yâ Rab, sonunu hayırlı kıl! (8).

[ II, Yarlıg ]

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla (1),
Güç yüce Allah’ındır(9),
Ebû Sa’îd Bahâdır Hân’ın yarlıgından(10),
Filân, filân ve filân’ın sözünden( 11),
Sâhib-i dîvân’m sözü (4),

Emirlerin Meliki, ‘Arab ve ‘Acem’in övüncü, din ve devletin güneşi, büyüklerin rehberi ve yücelerin seçkini, büyük sâhibler Seyyid filân ile Seyyid falân ve büyük sâhibler H'âce Fahru’d-dîn ‘AbduTKerîm ile Bahâ’u’d-dîn Ahmed(12) ve Şîrâz nâ’ib, mutasarrıf ve tamgacıları bilsinler ki; 730 hânî(13) yılına ait vergi gelirleri, süregelen uygulamalar üzere, altun-tamga (14) uyarınca, Şehzâde-yi Cihân Kerdûçîn(15) -Allâh büyüklüğünü (azametini) artırsın- ve Şehzâde-yi Cihân Sâtî Bîk(16) -Allâh büyüklüğünü (azametini) artırsın’in ınürebbilerine havâle edilmıştır. Bu zamanda, onların nâ'ibleri, bazılarının vergilerini ulaşurdığını, bir kısmının ise şu ana kadar bâkî kaldığını ve ulaştırmamış olduğunu bildirmişlerdir. Şayet (durum) bu şekilde ise, bu suçtur. Bu belge, yarlıg ve al-tamga hükmü uyarınca, tam ve eksiksiz bir şekilde havâle edilmiş olan, yeniye ait vergi gelirlerin ödenmesi için kaleme alınmıştır. Hiç bir bahâne ve karşı koymaya teşebbüs etmesinler. Vergileri ulaşurmada ihmâl göstermesinler. Meliku’l-hâss Emînu’d- dîn H’âce Cevher’in vergi gelirlerini alacağı ve Şehzâde-yi Cihân’ın adamlarına teslim edeceği bildirilmiştir. Bu konuda bir hata (eksiklik) olmasın. Bu şekilde hareket edilsin ve itimâd kılınsın.

27 Rebî'u’l-evvel 730/18 Ocak 1330’da,
Sultâniyye(17)’de yazıldı.
Yâ Rab, sonunu hayırlı kıl! (8).

[III, Yarlıg]

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla (1),
Güç Yüce Allâh’ındır(9),
Ebû Sa'îd Bahâdır Hân’ın yarlıgından(10),
Filân, filân ve filân’m sözünden (11),
Sâhib-i dîvân’ın sözü(4).

Büyük emir filân -büyüklerin rehberi-, Tebriz şehrinin hâkim, nâ’ib ve mutasarrıfları bilsinler ki; filân sadır, hânî(13) (takvimiyle) otuzuncu yılda Tebriz şehrinin ‘alem (?)-tamgası olduğunu bildirerek, debbâğların( 18), götürdükleri deri ücretleri (bahâ-yi pûst) üzerinden bir miktar verginin bâkî kaldığını ve bunların ödenmesi hususunda hatalı hareket ettiklerini bildirmiştir. Bu belge (yarlıg), orada bitikçi ve müşrif olarak bulunan ‘İzzu’d-dîn İbrâhîm ve Cemâlu’d-dîn Hacı Kâfi(19)’nin çağrılarak şu şekilde hareket etmeleri için kaleme alınmıştır: Debbâğların muhasebeleri ve Merâga’nın (gelirleri) doğrulukla dellâl [...] yapmasınlar. Onların üzerinde doğrulukla her ne bâkî kalmışşa, anlaşılarak, bunların ödenmesini sağlasınlar ve vergi erbâbına ulaştırsınlar. Şemsu’d-dîn Muhammed Sâhib-i dîvân(20)’ın yaptığı (hazırlamış olduğu) muhasebe doğrultusunda doğrulukla ortaya konulsun. Bu konuda bir hata yapılmasın.

18 Rebî'u’l-âhir [7]31/29 Ocak 1331 ’de(21),
Erdebîl(22)’de yazıldı.
Yâ Rab, sonunu hayırlı kıl! (8).

[ IV; Yarlıg ]

Rahmân ve Rahim olan Allâh’ın adıyla (1),
Ebû Sa‘îd Bahâdır Hân’ın [Yarlıgından] (23),
Filân, filân ve filân’ın sözünden (11),
Sâhib-i dîvân’ın sözü(4),

Yüce emîr -Allâh sa'adetini devam ettirsin- ve Tebriz şehrinin hâkim, nâ’ib ve mutasarrıfları, filân’ın mektubuna sahip olan Kûş-behâl(?)’e (haksızlıkta bulunulmasını) engellesinler. Müracaat ettiği şeye müsaade edilerek, bir kimsenin ona fazlalıkta bulunmasına izin verilmesin. (Eğer), tasarrufunda bulunan dükkânın ücretini doğrulukla ödemiş ise, avârız ve vergiler için ona zahmette bulunulmasın. Sefer-sâlârlar Kûş-behâl’i kollasınlar. Elçi-ler ile (oradan) gelip-geçen görevliler (âyende u revende) onun erinde konaklamasın ve ondan (herhangi) bir talebte bulunmasınlar. 'Asses ve muhtesibler (ondan) bayramlık ('eydi), nevrûzluk (novrûzî) ve benzeri adlar al- ünda bir şey taleb etmesinler. Eğer, bir kimse bu durumun hilâfına bir şey yaparsa, sözlü (beliğ) sorgulamaya tâbi tutulsun. Bu şekilde hareket edilsin ve itimâd kılınsın.

29 Rebî’u’l-âhir 731/9 Şubat 1331’de,
Dâru’l-Mulk Tebriz’de yazıldı (24).
Yâ Rab, sonunu hayırlı kıl! (8).

III. METİN İLE İLGİLİ AÇIKLAMA VE NOTLAR

(1) Bismillâhi'r-rahmâni’r-rahîm: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Bu ibarenin mûstensih tarafından yarlıgların girişine ilâve edilmiş olabileceği düşünülebilirse de, bugüne ulaşan bazı orijinal İlhânlı fermânlarında besmelenin kullanılmış olması, neşrettiğimiz yarlıgların orijinallerinin de besmele ile başladığı fikrîni güçlendirnıektedir.

(2) Allâhu huve'l-vâhidu'l-kadîm: Allah tek ve ezelî olandır.

(3) Ez-hukm-i yarlıg-i humâyûn: Bu ifadenin yarlıgın orijinal giriş formülü olup olmadığı şüpheyi mucibtir. Şu ana kadar yayınlanan orijinal hiç bir İlhânlı fermanında rastlanılmayan bu formül[11], Ebû Sa'îd Hân’ın Ankara’da bir taşa işlenmiş 730/1330 tarihli kitabe-fermânında karşımıza çıkmaktadır[12]. İlhânlı devri tarihî kaynaklarında “hukm-i yarlıg" tabirinin ‘fermân, en yüksek devlet makamının emri’ mânâsında[13] yaygın bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir[14]. “Ez-hukm-i yarlıg", aynı zamanda Ebû Sa'îd Hân’ın orijinal fermanlarında görülen Türkçe “yarlıgındın” formülünün Farsça karşılığıdır[15].

(4) Sâhib-i dîvân (Sâhib-dîvân): Bu ibare, yayınladığımız fermanın Ebû Sa’îd Hân adına Sâhib-i dîvân tarafından sadır edildiğini göstermektedir. Sâhib-i dîvân tarafından sadır edilen Geyhâtû (Arıncin Turci)’ya ait bir ferman daha önce A. Soudavar tarafından neşredilmişti[16]. Orijinal ferman metinlerinde Sâhib-i dîvân sözi kelimesinin kavisli olarak özel bir tarzda ve bir nevî imza şeklinde kaydedildiği görülmektedir[17]. Hvârezmşâh vezirlerinin ferman ve resmî belgelere kendi alâmederi olan tevki'lerini koydukları bi-linmektedir[18]. Bu alâmetin, Osmanlılar devrinde kullanılan pençenin menşeini teşkil etmiş olması kuvvetle muhtemeldir[19]. İlhânlılar devrinde Sâhib-i dîvân’ın yanısıra, kudretli Moğol emirleri ve yönetici olarak belli eyâletlerde bulunan Moğol idarecilerinin de hükümdar adına ferman sadır ettikleri gö-rülmektedir[20].

(5) Sözi (sözü, buyruğu, emri): İlk olarak Geyhâtû’nun 694/1294 tarihli fermânı olmak üzere bugüne ulaşan pek çok İlhânlı fermânında görülen[21] bu Türkçe ıstılah[22] evvelâ, umumiyetle hükümdarın alundaki idarecilerin sadır ettikleri fermanlarda kullanılmaktayken, Timurlular devrinden itibaren daha da önem kazanarak, hükümdar için kullanılan yarlıgındın formülünün yerini almıştır[23]. Altın Ordu[24], Kara-koyunlu[25], Ak-koyunlu[26] ve ilk devir Safevî fermanları[27] ile Osmanlı[28] ve Kırım hanlarının resmî yazışmalarında[29] da görülen bu ıstılah umum iye de hükümdar adı ve “bahâdır” kelimesinden hemen sonra sözüm[30], süyüzüm[31] veya sözünüz[32] şeklinde tuğra biçiminde[33] kullanılmaya başlamıştır. Formül, X./XVI. yüzyıl sonlarından itibaren yerini yavaş yavaş Farsça “fermân-i hümâyûn şod", “fermân-i hümâyûn şeref-i nefaz yâft” veya “hukm-i cihân-mutâ' şod” formüllerine[34] bırakmakla birlikte, İran’ da X./XVI. batta XI./XVII., Mâverâ’u’n-nehr’de ise XII./XVIII. yüzyıl başlarına kadar kullanılmaya devam etmiştir[35]. Meşhur Fransız seyyahı Chardin sözümüz kelimesinin ilk kez Timur tarafından kullanıldığını ve diğer hükümdarların onu taklid ettiklerini zikretmekteyse de[36], bugüne ulaşan vesikalardan kelimenin kullanımının çok daha eskilere uzandığı anlaşılmaktadır. İlhânlı orijinal vesikalarında sözi kelimesinin büyük ve kavisli bir şekilde yazıldığı görülmektedir[37]. Daha Abâkâ Hân devrinden beri Uygur harfleriyle yazılmış Moğolca vesikalarda çoğul şekliyle görülen[38] üge manu (= sözümüz)[39] kelimesi de Türkçe “sözümüz” formülünün Moğolca muadili olarak ortaya çıkmış olmalıdır[40]. İlhânlılar devrinde Uygur kâtiblerinin bürokraside görev aldığı[41], bazı dış ve iç muhaberatta Uygur alfabesi ve Uygurca ıstılahların kullanıldığı[42], hatta bu alfabe ile kaleme alınmış Moğolca-Uygurca vakfiye kayıtlarına rastlandığından[43], bu ıstılahın da o devirde kullanılmakta olan pek çok Türkçe diplomatik ıstılah gibi, Uygurlar vasıtasıyla Moğolcaya girdiği tahmin olunabilir[44]. Aynı formülün VI. yüzyılın ikinci yarısında Göktürk hükümdarı Şapolyo (Scha-po-lüe) Kağan’ın Çin imparatoru Wendi’ye gön-derdiği bir mektubunda Çince tercümesiyle[45] ve VIII. yüzyılın ilk yansında da Orhun kitabelerinde ‘Türk Bilge Kagan sözüm (sabim)' şeklinde görülmesi[46], bir yandan bu diplomatik formülün çok eski devirlerden beri mevcudiyetini, diğer yandan da bozkır kültürünün bazı özelliklerinin farklı coğrafyalarda devam ettirildiğini göstermektedir.

(6) Soyurgal: Hükümdarın bir kimseye bağışladığı mülk, ihsân ve/veya imtiyazları ihtiva eden resmî belgedir[47].

(7) Ribâtâu’d-dîvân: Yarlıgın yazıldığı mahalli gösteren bu yerin neresi olduğunu tespit edemedik. Bununla birlikte, İlhânlı fermânlarında, fermânın yazıldığı yer umumiyetle metnin sonunda zikredildiğinden, burasının da Ribâtu'd-dîvân (= 'dîvân ribâtı’ veya 'devler ribâtı’) adıyla Âzerbâycân’da bir yer ismi olması muhtemeldir.

(8) Yâ Rab ihtim bi’l-hayr (Yâ Rab, sonunu hayırlı kil!): Bu formül de İlhânlı ve İlhânlı sonrası fermanlarında sık bir şekilde kullanılmıştır[48]. Daha sonraki asırlarda çoğunlukla baştaki “yâ” kelimesinin düştüğü ve ibarenin sonuna “ve’l-ihsân”, ya da “ve'l-ikbâl” gibi kelimelerin ilâve edildiği görülmektedir[49]. Metinlerde bu ibare genellikle fermânın altına, nadiren de yanına kaydedildilmiştir[50]. Bu durum ıstılahın sonraki asırlardaki orijinal yazılış şekillerine uymaktadır[51]. Aynı formüle “akibet hayr” veya “akıbet bi’l-hayr” şekliyle Altın Ordu vesikaları[52] ile Karaman Oğulları paralarında[53] da rastlanmaktadır.

(9) el-'İzzetu li’llâhi Te'âlâ: Güç (ancak) yüce Allâh’indir.

(10) Yarlıgındın (yarlıgından): Aslen eski Türkçe “yarlıg”[54] kelimesinden neşet eden[55] “yarlıgındın" kelimesi hükümdar adı ve unvanı ile birlikte bir giriş formülü olarak İlhânlı fermânlarında sıkça kullanılmıştır. Eski Türkçe bazı yazıtlar[56] ile Uygur vesikalarında[57] da karşımıza çıkan bu ıstılahın Moğol öncesi tarihî ve diplomatik gelişimi şimdilik karanlıktır. İlk defa Güyük Hân’ün 644/1246 yılında Papa’ya gönderdiği Farsça mektubun girişinde yarlıgımız[58] şeklinde olmak üzere, bugüne ulaşan pek çok İlhânlı fermânında[59] kullanıldığı görülmektedir. Güyük Hân’ın mektubunda Türkçe çoğul şekliyle kullanılmakla birlikte, Geyhâtû[60], Gâzân[61], Olcâytû[62], Ebû Sa'îd[63], Muhammed[64], Anüşîrvân[65] ve tespit edebildiğimiz kadarıyla son olarak Emir Timur’un Çağataylılar’dan Mahmûd Hân adına sadır ettiği bir fermanda[66] tuğra şeklinde ve hükümdar isminden hemen sonra tekil olarak kullanılmıştır. Yarlıg kelimesi, İlhânlılar devrinde umumiyetle ferman muadili olarak yaygın bir şekilde kullanıldığından[67], “yarlıgındın” ibaresinin de devrin edebî eserlerinde[68] ve hele hele nümizmatik gibi muhteva ve şekil itibariyle en muhafazakâr sahalardan birinde görülmesi[69] Ortaçağ Türk-İslâm dünyasında ne kadar yayıldığına ve kabul gördüğüne delâlet etse gerektir. Yayımladığımız metinde “yarlıgındın" ibaresinin Ebû Sa'îd Bahâdır Hân’ın adından hemen sonra gelmesi ve büyük harflerle yazılmış olması, İlhânlılar devrinden kalma diğer orijinal femânlar ile uygunluk göstermektedir.

Anlaşıldığına göre, hükümdarların yanısıra, taht üzerinde hak iddia eden şehzâdeler de bu formül ile fermân sadır etmişlerdir. Kaynaklarda, 688/1289 yılında, Horâsân’da İlhânlılar’a karşı isyan halinde bulunan Emir Novrûz’un, Şehzâde Hûlâcû ve Kînşû adına eyâletlere “Hûlâcû yarlıgındın, Kînşû buyrukındın” şeklinde mektuplar gönderdiği kaydedilmiştir[70]. Bu durum, kelimenin yayınladığımız yarlıglardan önce ve sonra, muhtelif devlet-lerde diplomatik bir ısulah olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır.

(11) Sözindin (Sözünden, buyruğundan)[71]: Burada fermanın bir kaç kişi tarafından sadır edildiği görülmektedir. Elimizde bu şekilde üç tane Moğol emirlerinin onayı ile sadır edilen iki ferman daha bulunmaktadır[72]. Burada, Sâhib-i dîvân'ın ismi aşağıda geçtiğine göre, bu üç kişinin Moğol emîri olması muhtemeldir.

(12) Hvâce Fahru’d-dîn ‘Abdu’l-Kerîm ve Bahâ’u'd-dîn Ahmed: Kaynaklarda bu kimseler hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Muhtemelen vergilerin zamanında toplanmasından sorumlu memurlardır.

(13) Hânî (takvîm-i hânî): İlk defa Gâzân Hân zamanında, aşağı yukarı bütün idarî saltalarda olduğu gibi takvim alanında da ıslâhat yapılmasıyla ortaya çıkmış ve başlangıç olarak da 13 Receb 701/14 Mart 1302 tarihi kabul edilmiştir[73]. Bu alandaki reform ihtiyacı; İlhânlı ülkesinde tek tip takvim kullanılması düşüncesi, her otuz üç yılda bir yıl fark eden hicrî-kamerî takviminden mâlî alanda istifade etme zorlukları[74] ve vergilerin zamanında tahsili esasına dayandığından, “takvîm-i hânî” için güneş hesabına dayanan şemsî sistem benimsenmiş ve buna göre ağırlıklı olarak da mâlî (muhâsebât) alanda istifade edilmiştir[75]. Mehmed Mübarek Bey, Gâzân Hân’ın bu tarih ile basılmış 702/1302 tarihli bir parasından bahsetmektedir. Bu takvimin uygulama sahası bilhassa Ebû Sa'îd zamanında daha da genişlemiştir. Bilhassa bu hükümdarın son yıllarında, sikkelerde de yaygın olarak hânî takvimin kullanıldığı bilinmektedir[76]. Yine, bu devre ait resmî muhasebe kitapları[77], vergi kayıtları[78] ve orijinal vesikalardan[79], mâlî ve idâri sahada yaygın olarak hânî tarihin kullanıldığı anlaşılmaktadır. İlhânlı devletinin yıkılmasından sonra bu tarihin kullanımının bir süre daha devam ettiği[80] ve yavaş yavaş terkedil- meye başlandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, IX./XV. yüzyılda dahi bu takvimin bazı sahalarda kullanılmaya devam ettiğini gösteren kayıtlar mev-cuttur[81].

İlhânlı devri kaynakları, tarihî hadiselere hicrî (hicrî-kamerî) ve oniki hayvanlı Türk takvimi (İlhânlı kaynaklarında takvîm-i Mogûli)[82], mâlî işlere ise hânî takvim üzerinden tarih düşmüşlerdir[83]. Kaynaklardan, Gâzân Hân devrinde mâlî alanda kullanılmak üzere hânî takvimin ihdasından sonra, resmî kayıtlarda, kayıtların türüne göre, bu üç takvimin de kullanıldığı anlaşılmaktadır[84].

Metinde 730 hânî yılının yazılmış olması bir yanlışlığı gösterse gerektir. Zira, hânî takvim, hicrî 13 Receb 701/14 Mart 1302 tarihinden başladığına göre, bu kayıt 30 hânî veya 730 hicrî şeklinde olmalıdır. Ancak, fermânın altındaki tarihten, hânî tarihin metinde sadece kelime olarak geçtiği, onun yerine hicrî karşılığının yazılmış olduğu ve bu surette bir karışıklık meydana geldiği, veya hânî tarihin müstensih tarafından adanarak metinde küçük bir değişiklik yoluna gidildiği düşünülebilir.

(14) Altun-tamga: Tamga, eski Türk devletlerinde, hükümdarın resmî kararlardaki mühür ya da imzasını ifade etmek için kullanılan geniş kapsamlı bir ıstılahtır[85]. Altun-tamga, İlhânlılar devrinde daha çok mâlî alanda istifade edilmekte olan tamga idi[86]. İlhânlı bürokrasisinde altun- tamga'dan başka, al- tamga, kara-tamga ve kök-tamga’nın varlığı bilinmektedir[87].

(15) Şehzâde-yi Cihan Kerdûçin[88]: Vassâf, tam adını “Muzafferu’d-dunyâ ve'd-din Şâh-zâde Hânım Kerdûçin” şeklinde zikretmektedir[89]. Salgurlulardan son Fars Atabeği Ebeş Hatun’un Hulâgû (Moğ. Hülegü) Hân’ın oğlu Mengü Temür’den olan çocuğudur[90]. 685/1286 yılında Tebriz’de vefat eden annesinin na’aşını Şîrâz’a getirtmiş ve buraya defnettirmiştir[91]. Abâkâ Hân’ın emri ile Kirmân Karâ-hitây Meliki Suyurgatmîş ile evlenmişse de, Suyurgatmış’ın 693/1294 yılında kardeşi Pâdişâh Hâtûn tarafından katledilmesinden sonra dul kalmış, Pâdişâh Hâtûn’u katlettirerek[92] eşinin intikamını aldıktan sonra da, sırasıyla Emîr Satılmış ve Togay ile evlenmiştir[93]. Bâydû tahtı ele geçirdikten sonra, Kirman ve çevresini Şehzade Kerdûçîn’in idaresine vermiştir (694/1295)[94]. Ebû Sa'îd Hân, Olcâytû’nun vefatından sonra ortaya çıkan karışıklıkların bertarafında gösterdiği gayretleri göz önünde bulundura-rak[95], 719/1319-20 yılında Fars hâkimiyetini yeniden Kerdûçîn’e vermiş[96] ve onu kardeşinin kocası Emiru’l-umerâ' Çûbân (Türk. Çoban-Çopan) ile evlendirmiştir. Emîr Çûbân’ın katlinden sonra Kerdûçîn’in Melik Giyâsu’d-dîn ile evlenmesi kararlaştırılmışsa da, bu evlilik gerçekleşmemıştır. 737/1336-37 yılında Sultâniyye şehrinde vefat eden Kerdûçîn’in na’aşı Şîrâz’a getirilerek burada kendisinin inşâ ettirdiği Medrese-yi Şâhî’ye defnedilmiştir. Kaynaklarda Kerdûçîn’in, başta Medrese-yi Şâhî olmak üzere Şîrâz’da pek çok imâr faaliyetinde bulunduğu kaydedilmektedir[97].

(16) Şehzâde-yi Cihan Sâtî Bîk: İlhânlı hükümdarı Olcâytû’nun kızı ve Ebû Sa'îd Hân’ın kız kardeşidir[98]. Sultan Olcâytû, kızı Sâtı Bîk’i 714/1314-15 yılında nüfuzlu İlhânlı komutanı Emir Çûbân’la evlendirmişse de, bu izdivaç ancak Ebû Sa'îd zamanında 20 Receb 719/9 Eylül 1319 tarihinde gerçekleşebilmiştir[99]. Vassâf, Sultan Olcâytû’nun vefatını müteakib, onun soğukkanlılıkla idareyi ele aldığını, devlet işlerini tanzim ettiğini kaydetmektedir ki, bu durum Şehzâde Ebû Sa’îd’in tahta çıktıktan sonra, 719/1319-20 yılında Fârs eyâletini -Salgurlular’ın hâkim olduğu yerleri- ona vermesine sebep olmuştur[100].

Emir Çûbân’ın katlini müteakib dul kalan Sâtî Bîk, Ebû Sa'îd’in ölümünden sonra ortaya çıkan taht mücadelelerinde 735/1335 yılında Arpa Hân ile evlenmişse de, onun da taht mücadeleleri esnasında katledilmesinin ardından, Oyratlar’dan Küçük Hasan’ın teşvik ve desteği ile 739/1338 yılında tahta çıkartılmıştır[101]. Yaklaşık bir yıllık bir hâkimiyetten sonra Sâtî Bîk, Küçük Hasan tarafından, İlhânlı soyundan Suleymân Hân ile evlendirilmiş ve ardından da eşinin lehine tahttan feragat ettirilmiştir[102]. Hayatının bundan sonraki kısmı tamamen meçhûldür[103].

İsmin sonuna ilâve edilen ve bu gün de çeşitli Türk lehçelerinde “bey", “biy”, “beg” şeklinde telaffuz edilen “bey” unvanını[104] Ebû Bekr el-Âharî tarafından açıkça kaydedildiği gibi[105] “bik" şeklinde okumayı tercih ettik[106].

(17) Sultâniyye: Âzerbâycân’da Zencân şehri yakınlarında yer alan ve İlhânlı hükümdarı Olcâytû tarafından 705/1305-713/1313 tarihleri arasında payitaht olarak inşâ ettirilen şehirdir[107].

(18) Debbâğ: Deri işiyle uğraşan kimse (sepici)[108].

(19) 'İzzu’d-dîn İbrahîm ve Cemâlu’d-dîn Hacı Kâfî: Bu şahıslar hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanamamıştır.

(20) Muhammed Sâhib-i Dîvân: Künyesi yayınladığımız yarlığın metninde Şemsu’d-dîn şeklinde kaydedilmiş olmakla birlikte, muhtemelen 1327- 1336 yılları arasında İlhânlı devletinde Sâhib-i dîvânlık görevini yürüten ve 736/1336 yılında, Ebû Sa’îd’in vefatından sonra çıkan iç savaşlarda katledilerek mâlları yağmalanan Giyâsu’d-dîn Muhammed b. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh olmalıdır[109].

(21) (7) 31: Eğer, metindeki tarihin yüzler hanesi müstensih tarafından atlanmamış ise, bu tarihin 31 hânî olması icap eder. Bununla birlikte, hânî takvim güneş esasına dayandığı için, bu kez de 18 Rebî'u’l-evvel tarihinin yazılmış olması anlamsız gözükmektedir. Biz bu tarihi 18 Rebî'u’l-evvel (7)31/29 Ocak 1331 şeklinde okumayı daha uygun gördük.

(22) Erdebîl: Yarlıgın 18 Rebî'u’l-âhir [7)31/29 Ocak 1331 tarihinde Kuzey Azerbaycan’da önemli ticaret yollan üzerinde yer alan tarihî bir şehir olan Erdebîl[110]’de kaleme alındığı görülmektedir.

(23) Ebû Sa'îd Bahâdır Hân [yarlıgındın]: Yukarıda da bahsedildiği üzere, İlhânlı fermanları, hükümdarın adını müteakib, umumiyetle ya yarlıgındın, ya da sadece ez-hukm-i yarlıg [-i humâyûn] formülleriyle başladığı için[111], bu yarlıgın metninde sadece Ebû Sa'îd Bahâdır Hân kelimelerinin kaydedilmiş olması bir eksiklik gibi gözükmektedir. Bu durum, hükümdarın isminden hemen sonra yerelması gereken yarlıgındın kelimesi atlanmış olduğunu düşündürtmektedir.

(24) Dâru’l-mulk Tebrîz: Yarlıg, Tebriz şehrinde kaleme alınmıştır. Bilindiği üzere, payitaht Gâzân Hân’ın vefatından sonra, Olcâytû Hân zamanında 1305-1313 yılları arasında inşâ edilen Sultâniyye şehrine taşınmış ve bu şehir dâru’l-mulk nisbesiyle anılmaya başlanmıştır[112]. Yarlıgımızın metninde Tebriz’in önüne dâru’l-mulk nisbesinin getirilmiş olması, şehrin bu dönemde başkent oluşundan çok, önceden beri bu nisbeyle anılmasından[113] kaynaklanmaktadır. Bu durum daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir[114].

IV. DİPLOMATİK KRİTİK

Yayınladığımız yarlıglardan dördü de İlhânlı hükümdarı Ebû Sa’îd Hân’a aittir. Ebû Sa'îd Hân’a ait üç Farsça (Ûcân, 21 Ramazân 725/31 Ağustos 1325, Ûcân 4 Zî’l-ka’de 730/19 Ağustos 1330, Karâbâg-i Arrân, 15 Safer 731/28 Kasım 1330)[115] ve bir Moğolca (Sultâniyye, 720/1320)[116] yarlıg ve (yarlıg metnini ihtiva eden) iki vergi kitabesinin metni (Ani, tarihsiz; Ankara tarihsiz; muhtemelen her iki ikitabe de takriben 730/1330 yılına ait)[117] daha önce yayımlanmış, bunlardan başka Ebû Sa’îd Hân’a ait Erdebîl evrakı içerisinde yer alan üç yarlığın varlığı bilim dünyasına duyurulmuştur[118]. Bunlara, geçtiğimiz yıllarda Sâzmân-i Esnâd-i Millî (Tahran) tarafından satın alman Ebû Sa’îd Hân devrine ait bir yarlıg (Kûhek, 22 Rebî’u’l-âhir 726/28 Mart 1326)’ı daha eklemek gerekecektir[119]. Yarlıgların üst kısmında bu vesikaların al-tamga sureti (sevâd-i al-tamga) olduğu kaydedilmiştir. Al-tamga, İlhanlılar devrinde hükümdarın farklı konulardaki emirlerini ihtiva eden fermanların üzerine vurulan kırmızı renkteki mühür ve buna bağlı olarak da bu mührü taşıyan vesikaları ifade etmek için kullanılmıştır[120].

Fermânların tamamının üst kısmında besmele bulunmaktadır. Bu durum İslâmî dönem İlhânlı diplomatik formuna tamamen uygunluk göster-mektedir. İlk bakışta bu ibarenin müstensih tarafından yarlıgların girişine ilâve edilmiş olabileceği düşünülebilirse de, bugüne ulaşan Olcâytû (Moğ. Ölceytü)’ya ait 704/1304 tarihli[121] ve Muhammed Hân’a ait 736/1335-36 veya 738/1337-38 tarihli[122] orijinal İlhânlı fermânlarının bu şekilde başlaması, neşrettiğimiz yarlıgların orijinallerinin de besmele ile başladığı fikrini güçlendirmektedir. Esasen, Reşîdu’d-dîn, Gâzân Hân’ın İslâmiyeti kabulünden sonra (694/1295), Emir Novrûz’un tavsiyesi ile fermân ve paralara Allâh’ın adının ve besmelenin yazılmasını emrettiğini kaydetmektedir[123]. Bu tarihten sonra, Gâzân Hân’ın kaynaklar tarafından nakledilen muhtelif fermânlarının besmele ile başladığı görülmektedir[124]. İlhânlı öncesi İslam diplomatikasında da karşılaştığımız[125] besmele, bugüne kadar ulaşan orijinal İlhânlı fermanlarından, sadece yukarıda zikrettiğimiz vesikalarda kullanılmıştır.

Yayımladığımız ilk yarlıgta [nr. I] besmelenin hemen altında Allâhu huve'l-vâhidu’l-kadim (Allâh tek ve ezelî olandır) ibaresi bulunmaktadır. İlhânlılar devrinde bir nevî da’vet (invocatio) formülü olarak kullanılmıştır. İlhânlı öncesi diplomatik formlarında tugra (intitulatio)’nın altında yeralan da’vet formülü, İlhânlılar devrinden itibaren, yayınladığımız vesikalarda da görüldüğü gibi metnin en üstüne konulmuştur[126]. İlhânlı devri vesikalarında bu tür formüllere daha az rastlanmakla birlikte, Celâyirli Sultan Huseyn’e ait 780/1378 tarihli bir orijinal fermanda da’vet formülü olarak Huve’l- Mu'izz’in kullanıldığı görülmektedir[127]. Yayımladığımız fermanlardan ikisinde ise (nr. II ve III), besmelenin hemen altında da’vet formülü olarak el'Izzetu li’llâhi Te'âlâ (Güç yüce Allah’ındır) ibaresinin kullanıldığı görülmektedir. Bu ifadenin de da’vet (invocatio) cümlesi olarak besmeleden hemen sonra fermanın başına getirildiği anlaşılmaktadır. Ebû Sa'îd Hân’ın haleflerinden Sultan Muhammed Hân’a ait bir fermânın üst kısmında da yine “el-'İzzetli li’llâhi Te'âlâ - el-Hukmu li’llâhi Te'âlâ” (Güç ve hüküm ancak yüce Allah’a aittir) ibaresi kullanılmıştır[128]. Bununla birlikte, da’vet formülünün Ebû Sa’îd Hân’a ait orijinal bir yarlıgta “et-Tehiyyetu li’llâhi Te'âlâ” (Selâm yüce Allâh içindir)[129], bir kitabe-fermân metninde “Allâhu muyessiru'l-umûr” (Allâh işlerin kolaylaştırıcısıdır)[130] ve bir diğerinde de “Allâhu latîfu bi-'ibâdihi" (Allâh kullarına merhametlidir)[131] şeklinde kullanıldığı görülmektedir.

Argûn, Gâzân ve Olcâytû devri İlhânlı fermânlarının başlarında da "bi- Kuvvetillâhi Te'âlâ" gibi benzer ifadeler yeralmıştır[132]. Da’vet formülünün, Gâzân Hân’ın muhtelif kaynaklarda nakledilen fermânlarında da besmeleden hemen sonra “bi-Kuvvetillâhi Te'âlâ ve miyâminu’l-milletu’l-Muhammediyye"[133] şeklinde kullanıldığı görülmektedir. Yine, ‘Abdullah Kâşânî tarafından sureti kaydedilen Gâzân Hân’a ait bir fermân ise, Selçuklular devrinde de tevki' olarak kullanılan "Tevekkeltu a'l-allâh" ibaresinden sonra başlamaktadır[134]. Cengiz Hân devrinden itibaren kullanıldığı bilinen[135] ve İlhânlı paralarında da görülen[136] “Mengü Tengri küçündür” (Ebedî Tanrı’nın gücüyle) formülü ile yayınladığımız yarlıglarda geçen “el-'İzzetu li’llâhi Te'âlâ” (Güç yüce Allâh’ındır) ibaresinin anlam olarak yakınlığı dikkate değerdir.

Yayımladığımız II., III. ve IV. fermânlar, bugüne ulaşan diğer orijinal İlhânlı fermanları gibi, hükümdarın adı ve hususî bir vakıaya dayanan unvanından ibaret olan Ebû Sa‘îd Bahâdır Hân’dan[137] hemen sonra gelen ve büyükçe yazılan “yarlıgındın” formülüyle başlamaktadır. I. fermanda ise, sadece “ez-hukm-i yarlıg-i hümâyûn” formülü kullanılmıştır. Bundan sonra ise, ya I. fermanda görüldüğü üzere sadece Sâhib-i dîvân’ın tasdiki (sözi) ya da II., III. ve IV. fermânlarda olduğu gibi, Sâhib-i dîvân’dan önce Moğol emirleri olmaları kuvvetle muhtemel üç kimse (filân)’nin tasdiki (sözindin) ile sadır olunmuştur. Esasen bu hiyerarşi (Hân-Emîr-Sâhib-i dîvân) diğer İlhânlı fermânlarına da uymaktadır. Mevcut orijinal vesikalarda bu kısımda yeralan Sâhib-i dîvân tasdikinin, onun hususî alâmeti ile yapıldığı görülmektedir.
Bundan sonra, fermânın verildiği (gönderildiği) kimselerin adı ve elkabı (inscriptio) geçilerek, onun kısa dua (salutattio) cümleleri ile övüldüğü mukaddime (hitâb) kısmına gelinmektedir. Bu kısım da, ya ilk yarlıgta olduğu gibi sadece ilgili kimse, ya da II., III. ve IV. yarlıglarda olduğu gibi daha geniş bir şekilde söz konusu mesele ile ilgili hâkimler (hokkâm)[138], nâ’ibler (novvâb)[139], mutasarrıflar (mutasarrifân)[140] ve tamgacılara (tamgâçiyân)[141] hitâb edilmekte ve bu kısım ‘bileler ki/bilsinler ki’ (be-dânend ki) şeklinde asıl metne bağlanmaktadır. İlhânlı devri fermanlarının giriş kısımlarının Selçuklu ve Hârezmşâhlar devirlerine nazaran son derece sade olduğu bilinmektedir[142]. Gerek mevcut vesikalardan, gerekse münşe’ât mecmualarındaki örneklerden, bu kalıbın daha sonraki asırlarda da aynen kullanılmaya devam ettiği görülmektedir.

Sonraki bölümde kısaca asıl metne (text) ve mevzuya giriş yapılmaktadır. Burada, eğer fermân bir meseleye binâen sadır edilmekte ise, o mesele özetlenmektedir. Meselenin özetlenmesinden sonra, ilgililere, iş/işlerin o şekilde yapılmış/yapılmakta olması halinde, bu durumun kanunsuz olduğu (eğer ber-în muceb est, bî-râh bâşed)[143] bildirilmiş ve bu olaya bağlı olarak fermânın veriliş sebebi “be-dân sebeb in mektûb der-kalem âmed tâ..."[144] formülünden sonra izah edilmiştir. Yine, fermân her hangi bir kimse için sadır edilmişse, o kimseye tanınan yetki, vazife ve imtiyaz da bu bölümde bildirilmektedir. Asıl metin kısmının girişinde, umumiyetle bu vazife, yetki veya imtiyazın süresinin zikredildiği görülmektedir ki, bu durumun başından ... -e kadar’ (ez-ibtidâ-yi... tâ...) formülüyle ifade edildiği görülmektedir. Bu kısımda bilhassa mâlî vesikalarla ilgili süre/zaman tahdidinde, İlhânlılar devrinde hânî, daha sonraki dönemde ise umumiyetle on iki hayvanlı takvi-min[145] kullanıldığı görülmektedir. Yine, bu bölümde üçüncü şahısların yapması/etmesi gerekli (mî-bâyed) şeyler emredilmekte (dispositio), üçüncü şahıslar [kadılar (kudât), seyyidler (sâdât), imamlar (e’imme), şeyhler (meşâyih), ileri gelenler (a'yân) ve halk (mutevatanân-ahâli)]’ın yapmaması/sakınması gerekli (ne-bâyed) şeyler belirtilmektedir. Bunun ardından yarlıgın verildiği kimseye tavsiye ve uyarılarda bulunulmakta, bu cümleden olarak da onun işleri yerine getirebilmek için imkân dahilinde (bâ kassîu'l- gaye)[146] çaba göstermesi, zâlim ve fesatçıların başını ezmesi (kam' u kal‘), hiç bir kimsenin memleket ve halka zorba ve zulümde bulunmasına izin vermemesi emredilınekte ve böylece övgüye ulaşacağı (tâ be-mehmedet peyvended)[147] belirtilmektedir.

Bundan sonra tekid (sanctio-corroborattio) kısmına geçilerek, bu konuda hiç bir hatada bulunulmaması (taksiri ne-nemâyend)[148] ve bu şekilde hareket edilerek itimâd edilmesi (ber-în cümle revend ve i'timâd nemâyend) emredilmektedir. Bu ikinci tekid formülü aşağı yukarı bütün İlhânlı öncesi ve sonrası fermânları için klasik bir ifadedir[149]. Vesikalarda bir birine yakın pek çok şeklini görmek mümkün olduğu gibi[150], aynı ifadeye i'timâd kılalar/kılasız şekliyle Osmanlı diplomatikasında da rastlanmaktadır[151].

Yarlıglarda bundan sonra hatime (escathocol) bölümüne geçilmektedir. Bu bölüm sırası ile “kutibe fi" şeklinde başlayıp, gün, ay ve yıldan oluşan tarih (ta’rîh, dafauo), yazılış yeri[152] (locus) ve kapanış (dua) cümlesi ile son bulmaktadır. Yarlıglardaki bu haünıe formüllerinin Ebû Sa'îd Hân’ın diğer fermânlanyla müşterek olduğu görülmektedir[153]. II. yarlıgta bir duadan ibaret olan “hamiden, musalliyen, musellimen, mustagfiren, sihbe vesellem" (hamdederek, dua ederek, teslim olarak, bağışlanma isteyerek) ve III. yarlıgta da “hâmidullâh ve musalliyen ve mustagfiren” (Allâh’a hamd, dua ve bağışlanma isteyerek) gibi, çağdaş başka kayıtlar[154] ile daha sonraki asırlarda da görülen[155] ibareler yer almıştır. Yayınladığımız yarlıgların hepsi de İlhânlı ve İlhânlı sonrası için klasik bir bitiş (dua) formülü olan “Yâ Rab ihtim bi'l- hayr" (Yâ Rab, sonunu hayırlı kıl!)[156] ifadesiyle sona ermektedir. Yayınladığımız metinde ibarenin eğik yazılmış olması, bugüne ulaşan orijinal yarlıglara uygunluk göstermektedir[157].

Yarlıglar istinsah edilirken bazı önemli özel isim ve ıstılahların, metnin yanısıra yazmanın haşiyesine de kaydedildiği görülmektedir. Şehzâde-yi Cihan Kerdûçîn ve Sâlî Bik ile hânî kelimesi bu cümledendir. Günümüze ulaşan pek çok orijinal vesikada da bazı isim ve ısulahların haşiyeye altın yaldızla kaydedildiği görüldüğünden[158], bu kelimelerin yarlıgların orijinal şekillerine atfen haşiyeye alınmış olması kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla mecmû‘anın müellif/müstensihinin yarlıgların orijinal metnine dayanmış olduğunu düşünmek mümkündür.

Yayımladığımız yarlıgların muhtevaları incelendiği zaman, ilkinin bir nevî muafiyet ve özel ihsanların tasdik edildiği soyurgal niteliğinde olduğu, sonraki üçünün ise karşılaşılan güçlüklerin halline binaen sadır edilmiş yüksek emirler olduğu, dolayısıyla da aralarında diplomatik ilmi açısından önemli farklılıklar bulunduğu görülür. Bunlardan en önemlisi, ilk yarlıgta bir vazifenin tevcih edilmesi, diğer yarlıglarda ise vazifenin yerine getirilmesinde karşılaşılan güçlüklerin ber taraf edilmesinin istenmiş olmasıdır.

V. TARİHÎ DEĞERLENDİRME:

Yarlıgların diplomatik yapısını inceledikten sonra şimdi tarihî kritiğine geçebiliriz. Yayınladığımız yarlıglar 18 Ocak 1330 - 9 Şubat 1331 tarihleri arasında yani Ebû Sa'îd Hân’ın vefatından dört-beş yıl önce sadır edilmiştir. Ebû Sa'îd Hân’ın 4 Zî’l-ka'de 730/19 Ağustos 1330 tarihinde Ûcân ve 15 Safer 731/28 Kasım 1330 tarihinde Karâbâg-i Arrân’dan sadır edilen iki yarlıgı daha önce A.D. Papazian tarafından yayınlanmıştı. Bu makalede yayınladığımız yarlıglar, yazıldıkları tarih ve yere göre şöyle sıralayabiliriz:

II. yarlıg 27 Rebî'u’l-evvel 730/18 Ocak 1330, Sukâniyye,
I. yarlıg 22 Rebî'u’l-evvel 731/3 Ocak 1331, Ribâtâu’d-dîvân,
III. yarlıg 18 Rebî'u’l-âhir (7) 31/29 Ocak 1331, Erdebil,
IV. yarlıg 29 Rebî'u’l-âhir 731/9 Şubat 1331, Dâru’l-mulk Tebriz.

Şu halde, 27 Rebî'u’l-evvel 730/18 Ocak 1330 tarihinde başkent Sultâ- niyye’den sadır edilen yarlıgtan (nr. II) yaklaşık bir yıl sonra, diğer üç yarlıg (nr. I, II, IV) takriben bir ay içerisinde peş peşe yayınlanmıştır. Yayınlandıkları yer ve zaman dikkate alındığında, yarlıgların Azerbâycân’da kış mevsiminde sadır edildiği görülmektedir. Ribâtâu’d-divân’ın yeri tam olarak tespit edilememekteyse de, Azerbâycân’da bulunduğuna ve Erdebîl’e 26, Tebriz’e de en fazla 35 günlük bir mesafede olduğuna şüphe yoktur. Yarlıgların kaleme alındığı yerler muhtemelen güçlü emirler ve Sâhib-i dîvân ile birlikte İlhânlı hükümdarı Ebû Sa'îd Hân’ın da kışladığı merkezler olmalıdır[159].

Yayımladığımız birinci yarlıg, Tebriz ve çevresi mutasarrıflığını daha önce üç yıl için üzerine alan kimsenin oğluna hitaben kaleme alınmıştır. Anlaşıldığına göre, vergilerin tahsili ile ilgili bir takım güçlükler çıkması üzerine, Tebriz ve çevresinin vergi gelirlerinin toplanması işinin onun uhdesinde olduğu yeni bir yarlıg ile tekîd edilerek bu kimseye olan güven ifade edilmiştir. İlhânlılar zamanında, merkezî hükümet tarafından vergi tahsilinden sorumlu kılınan mutasarrıflar için üç yıllık süre tahdidi klasik uygulamadır[160]. Süresi daha önceden belirlenen mutasarrıflıkla ilgili ne gibi sorunların yaşandığı, fermanın muhatabı olan kimsenin merkezî hükümete olan güveninden neden endişe duyulduğu, ya da böyle bir fermana niçin gerek duyulduğu malûmumuz değildir. Bununla birlikte, bütün ortaçağ devletlerinde olduğu gibi İlhânlı devletinde de vergilerin tahsili esnasında bir takım güçlüklerin yaşandığı bilinen bir husustur[161]. Dolayısıyla, fermanda (sık bir şekilde başvurulduğu şekliyle) vergi toplamak için, tahsildarların kendi usullerine göre hareket etmemeleri, bu konuda kanunlara bağlı kalmaları ve halka eziyette bulunmamaları emredilmektedir. Bu tür vergi tahsilleri için İlhânlılar devrinde umumiyetle üç, bazen de dört yıllık iltizam usûlü kullanılmıştır.

İkinci yarlıgta ise, altun-tamga uyarınca Şehzâde-yi Cihân Kerdûçîn ve Sâtî Bîk’e havale olunan Şîrâz vergi gelirlerinin, nâ’ibler vasıtasıyla toplanması esnasında bir takım güçlüklerle karşılaşıldığı, bazı kimselerin vergileri ulaştırmada ihmâlde bulunduğu belirtilmekte ve isimleri verilmeyen Seyyid filân ve filân ile Hvâce Fahru’d-dîn ‘Abdu’l-Kerîm ve Bahâ’u’d-dîn Ahmed, Şîrâz’daki nâ’ib, mutasarrıf ve tamgacılardan, hiç bir bahane ve ihmâle mahal verilmeden vergi gelirlerini Meliku’l-hâss Emînu’d-dîn Cevher’e ulaştırmaları emredilmektedir. Yarlıglarda zikredilen kimselerin tarihî şahsiyederi hakkında bilgimiz yoktur. Bununla birlikte, yarlıgın metninden, Meliku’l-hâss unvanı ve Emînu’d-dîn mahlasıyla zikredilen Cevher’in[162], Şehzâde Kerdûçîn ve Sâtî Bek’e ait vergi gelirlerini nakle memûr mu'temed[163] olduğunu tahmin etmek mümkündür.

Şîrâz’daki arazilerin önemli bir kısmının İlhânlı ailesinin özel mülkü (incü[164]) olduğu bilinmektedir[165]. Kaynaklarda, Ebû Sa'îd Hân’ın 719/1319- 1320 yılında Şîrâz’ın gelirlerini[166] Kerdûçîn’e verdiği, ancak ertesi yıl bu gelirlerin hükümdarın kız kardeşi Sultân Hâtûn’un eşi Kara Muhammed’e verildiği kaydedilmıştır[167]. Kaynaklarda Fârs eyaletinin gelirlerinin bundan sonra kimlere tevcih edildiği hakkında açık bilgi bulunmamaktadır. Şu halde, yayımladığımız vesikanın ışığında Fârs eyâletinin gelirlerinin, en azından 730/1330 yılı için, yeniden Kerdûçîn ve yine İlhânlı ailesinden Ebû Sa‘îd Hân’ın kız kardeşi Sâtî Bik'e tevcih edilmiş bulunduğunu öğrenmekteyiz. Vesikada Kerdûçîn için tıpkı Sâtî Bik gibi Şehzâde-yi Cihân unvanını kul-lanılmış olması, onun anne tarafından Salgurlular’a dayanmasına rağmen[168], baba tarafından Abâkâ Hân’ın oğlu Mengü Temür’ün kızı olması hasebiyle, İlhânlı hanedanıyla kan bağından kaynaklanmış olsa gerektir.

Üçüncü yarlıg, 'İzzu’d-dîn İbrâhîm ve Cemâhı’d-dîn Hâcı Kâfi’nin isteği üzerine bâkî kalan ve ödenmeyen deri ücretlerinin tahsilinin sağlanması için Tebrîz şehrinin hâkim, nâ’ib ve mutasarrıflarına hitaben kaleme alınmış, debbâğların muhasebelerinin yapılarak bâkî kalan borçlarının tahsili emredilmiştir. Esasen, den in kaynak ve vesikalarının ışığında, vergi ve vergi tahsilinde karşılaşılan sorunlar, kuruluşundan yıkılışına kadar İlhânlı devletinin en önemli ekonomik problemini oluşturmuştur. Yayınladığımız bu yarlıg, bu konuda bize yeni bir misâl sunmaktadır.

Dördüncü ve son yarlıgta ise, adı verilmeyen emir ile, Tebrîz şehri hâkim, nâ’ib ve mutasarrıflarından, yarlığın verildiği kimseden fazla vergi tahsil edilmemesi, çeşidi işler ile vergi tahsili için gelip-giden görevliler (âyende u revende) ve habercilerin onun evinde konaklamamaları, 'ases ve muhtesiblerin ondan ‘bayramlık ve nevrûzluk’ ('eydî u novrûzi) adı altında para talebinde bulunmamaları istenmekte ve buna aykırı hareket edenlerin cezalandırılması emredilmektedir. İlhânlılar devrinde vergi ve diğer hizmederle görevli askerî ve sivil memurların zaman zaman halkın evlerinde konakladıkları, onlardan bir takım haksız taleblerde bulundukları ve bu durumun halkın memnuniyetsizliğine sebep olduğu tarihî kaynaklarda zikredilen bir husustur[169]. Yine, bu durumun bertaraf edilmesi için Gâzân Hân’ın yeni bazı düzenlemelerde bulunduğu da bilinmektedir[170]. Burada, fermanın üslûbundan, çok da açık bir hüküm olmamakla birlikte, Gâzân Hân’ın düzenlemelerine rağmen, bu tür davranışların onun halefleri zamanında[171] ve hatta İlhânlılar’dan sonra da[172] devam ettiği hükmüne varmak mümkündür[173]. Yine, yarlıgta dile getirilen ve Gâzân Hân tarafından resmen kaldırıldığı anlaşılan, bayramlık ve nevrûzluk adı altında halktan talep edilen haksız isteklerin de, bu hükümdarın düzenlemelerine aykırı olarak devam ettiği anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, yayımladığımız yarlıgların ortaçağ devletlerinde en çok hissedilen iki sıkıntı ile alâkalı olduğu görülmektedir: Vergi gelirlerinin (mâl u muteveccihât) zamanında tahsili, merkeze ulaştırılması ve bu esnâda sarktı bulan yolsuzluklar ile haksız taleplerin önlenmesi. Yayımladığımız yarlıglardaki kati hükümler ve muhtelif hükümdarların bu konudaki emir ve yasaklarına rağmen, bu tür meselelerin sonraki asırlarda da detain ettiği bi-linen bir husustur.



Kaynaklar

  • ‘Abdullah Kâşânî, Târîh-i Olcâytû Sultân, neşr. Mehîn Hamblî, Tahrân 1348/1969.
  • ‘Abdullah Battal, “Kazan Yurdunda Bulunmuş Târihî Bir Vesika: Sâhib Giray Han Yarlıgı”, Türkiyat Mecmuası, II, (1926), s. 75-101.
  • Abdullâhoğlu Hasan, 'Temur Kutluğ Yarlıgı", Türkiyat Mecmuası, III, (1933), s. 207-217.
  • Abdullâhoğlu Hasan, “Birinci Mengili Giray Han Yarlıgı", Türkiyat Mecmuası, IV, (1934), s. 99-109.
  • Abo’l-'Ala Soudavar, Bkz. Ebû’l-'Ala Sûdâver.
  • ‘Alâ’u’d-dîn Azerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ-derbâr-i Vâtikân”, Ber-resihâ-yi târihî, IV/4, Tahrân 1348/1968 s.275- 288; V/2, Tahrân 1949/1970.
  • -----, Ak Akçe, Moğol ve İlhanlı Sikkeleri (Yapı Kredi Koleksiyonları), haz. T. Aykut-Ş. Aydın, İstanbul 1992.
  • Anonim, Manghol-un Niuça Tobça’an (Yüan-Ch'ao Pi-Shi), Moğollar’ın Gizli Tarihi, Türkçe terc. Ahmed Temir, Ankara 1986^2 .
  • Anonim [Vassâf], Munşe’ât, Kitâbhâne-yi Merkezî-yi Dâneşgâh-i Tahrân, nr. 3601.
  • Aptullah Battal, İbni-Mühennâ Lügati, Ankara 1988.
  • Arat, R. Rahmeti, “Fatih Sultan Mehmed’in Yarlıgı”, Türkiyat Mecmuası, VI, (1939), s. 285-322.
  • Aubin, J., “Un Soyurgal Qara-Qoyunlu Concernant le Bulûk de Bawânât-Harât-Marwast”, Documents from Islamic Chanceries, ed. S.M. Stern, Oxford 1965, s. 159-170.
  • Barthold, W., “İlhanlılar Devrinde Mali Vaziyet”, Türkçe terc. Abdülkadir İnan, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I, (1931), s. 135-159.
  • Baybars el-Mansûrî, Zubdetu’l-fikre fi ta’rihi’l-hicrîe, History of the Early Mamluk Period, neşr. Donald S. Richards, Beirut 1998.
  • Behmen Kerimî, Râhnumâ-yi âsâr-i târihî-yi Şîrâz, Tahrân 1344/ 1965.
  • Beldiceanu-Steinherr, İrene, Recherches sur les acres des règnes Sultan Osman, Orkhan et Murad I, Socictatea Academica Romana, München 1967.
  • Benâketî, Târih-i Benâketî, neşr. Ca'fer Şi‘âr, Tahrân 1348/1969.
  • Busse, H., “Persische Diplomatik im Überblick: Ergebnisse und Probleme”, Der Islam, 37, (1961), s. 202-245.
  • Busse, H., Pejûheşî der-teşkîlât-i dîvân-i İslâmî, ber-mebnâ-yi esnâd-i dovrân-i Akkoyunlıı ve Kara Koyunlu ve Sa- fevi, Farsça terc. Gulâm-Rizâ Verehrâm, Tahrân 1367/1988.
  • Caferoğlu, Ahmet, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul 1993 ^3.
  • Caferoğlu, Ahmet, “Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları”, Türkiyat Mecmuası, IV, (1934), s. 1-43.
  • Cemâl Turâbî Tabâtabâ'î, Resmu’l-hatt-i Uygûri ve seyr-i der-sikke-şinâsî, Tebriz 1351/1972.
  • Cemâl Turâbî Tabâtabâ'î, Sikkehâ-yi İslâmî, dovre-yi İlhânî ve Gûrgânî, Tebriz 1347/1968.
  • Cihângîr Kâ’im-mekâmî, “Fermân-i mensûb be-Sultân Ahmed-i Celâyir”, Berresîhâ-yi Târihî, III/5, Tahrân 1347/1968, s. 283- 290.
  • Cihângîr Kâ’im-mekâmî, Mukaddeme-yi ber-şinâht esnâd-i târihî, Tahran 1350/1971.
  • Clauson, Gerard, An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford 1972.
  • Cleaves, Francis Woodman, “The Mongolian documents in the Musée de Teheran”, HJAS, XVI, (1953), s. 1-107.
  • Doerfer, Gerhard, “Mongolica aus Ardabil”, Sonderdruck Zentralasi- adsche Studien, 9, Wiesbaden 1975, s. 187-263
  • Doerfer, Gerhard, Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, I-IV, Wiesbaden 1963-1975.
  • Ebû Bekr Kutbî el-Ahari, Târih-i Şeyh Uveys, neşr. ve İng. terc. J.B. van Loon, An important source for the history' of Adharbaijan, s’ Gravenhage 1954
  • Ebû’l-‘Ala Sûdâver, “Farmân of the Il-Khan Gaykhatu”, Art of the Persian Courts, New York 1992, s. 34-35, 52-53; Farsça terc. Muhsin Ca’ferî-mezheb, “Nehostîn Fermân-i Fârsî-yi İlhan ân”, Mirâs-i Câvîdân, VIII/29, Tahran 1379/2000, s. 33-36; Türkçe terc. Osman G. Özgü- denli, “İlk Farsça İlhanlı Fermânı”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, Sayı 6, İstanbul 2002, s. 181 - 190).
  • Ebû’l-'Ala Sûdâver, “Do nokta der-târîh-i Mogûl, Mecelle-yi İrân-şinâsî, VIII/1, Tahran 1375/1996, s. 86-91.
  • Ebû’l-Fazl Nebe’î, “Takvîm-i devâzdeh hayvani der-târîh u ferheng-i İrânî”, Mecelle-yi Âyende, VIII/7, Tahran 1361/ 1982, s. 388-397.
  • Ebû’l-Fazl Nebe’î, Târîh-i Âl-i Çûpân, Tahrân 1352/1973.
  • Emecen, F.M., “Orhan Bey’in 1348 Tarihli Mülknâmesi Hakkında Yeni Bazı Notlar ve Düşünceler”, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s. 187-207
  • el-'Umarî, Das Mongolische Weltreich. Al-'Umari’s Darstellung der mongolischen Reiche in seinem Werk Masâlik al-absâr fi mamâlik al-amsâr, Alm. terc. Klaus Lech, Wiesbaden 1968.
  • Ergin, Muharrem, Orhun Abideleri, İstanbul 1970.
  • Fekete, L., “Die Frage der Formel Sözümüz", Acta Orientalia, VII, Budapest 1957, s. 1-20.
  • Fekete, L., Einführung in die persische Paläographie. 101 persische Dokumente, ed. F. Hazai, Budapest 1977.
  • Fragner, Bert, “Das Ardabiler Heiligtum in den Urkunden”, WZKM, 67, (1975), 169-215.
  • Fragner, Bert, “Farmân”, Elr., IX, s. 282-295.
  • Fragner, Bert, Repertorium persischer Herrscherurkunden, Publizierte Originalurkunden (bis 1848), Freiburg 1980.
  • Gabain, A. von, Eski Türkçenin Grameri, Türkçe terc. M. Akalın, Ankara 1988.
  • Gök, Necdet, Beylikler Döneminden İtibaren Osmanlı Diplomatikasmda Berat Formu, M.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı Basılma-mış Doktora Tezi, İstanbul 1997
  • Gök, Necdet, “Selçuklu Diplomatikasının Osmanlı Diplomatikasına Etkileri”, I. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Kongresi, Bildiriler, I, Konya 2001, s. 315-333.
  • Göyünç, Nejat, Das sogenannte Ğâme‘o’l-Hesâb des ‘Emâd as-Sa- râvî, Ein Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens von ca. 1340, (Dr. Tezi), Göttingen 1962.
  • Göyünç, Nejat, “İmâd es-Serâvî ve Eseri”, İ.Ü.E.F. Tarih Dergisi, XV/20, (1965), s. 73-86.
  • Gronke, M., Arabische und persische Privaturkunden des 12. und 13. Jahrhunderts aus Ardabil (Aserbeidschan), Berlin 1982
  • Guboglu, M., Paleografia şı Diplomatica Turco-Osmana, [Bükreş] 1958.
  • Hâc Huseyn Nahcevânî, “Fermanı ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogûl”, Neşriyye-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât-i Tebriz, 5, Tebriz 1332/ 1963, s. 40-47.
  • Hâcî Mîrzâ Hasan Huseynî-yi Fesâ’î, Fârs-nâme-yi Nâsirî, I-II, neşr. Mansûr Restgâr-i Fesâ’î, Tahrân 1367/1988.
  • Haenisch, E., “Zu den Briefen der mongolischen Il-Khane Argun und Olceitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 und 1305)”, Oriens, II, (1949), s. 216-235.
  • Hâfiz-i Ebru, Zeyl-i Câmî‘u’t-tevârîh-i Reşidi, neşr. H. Beyânı, Tahrân 1350/1971.
  • Hamdullah Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l-kulûb, Bombay 1311/1893-94.
  • Hamdullah Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l-kulûb, neşr. G. Le Strange, The Geographical Part of the Nuzhat al-Qulûb Composed by Hamd-Allâh Mustawfi of Qazwin in 740 (1340), (GMS, 23), London-Leiden 1915.
  • Hammer, J. von, Geschichte der Ilchane, das ist der Mongolen in Persien 1200-1350,1-II, Amsterdam 1974.
  • Hasan-i Yezdî, Câmi'u’t-tevârih-i Hasen!, bahş-i Timuriyân pes ez- Timur, neşr. H. Müderrisi Tabâtabâ’î-Irec Afşar, Karachi 1987.
  • Herrmann, Gottfried, Der historische Gehalt des “Nämä-ye nâmi" von Handamir, (Dissertation zur Erlangung des Doktorgrades der Philosophischen Fakultät der Georg- August-Universität zu Göttingen), Göttingen 1968.
  • Herrmann, Gottfiried, “Ein Erlass des Gelayiriden Soltan Hoseyn aus dem Jahr 780/1378”, Göttinger Orientforschungen, I, Reihe: Syriaca, III, Wiesbaden 1973, s. 135-163; Farsça terc. ‘Alî ‘Abdullâhî, “Fermânî Sultân Huseyn-i Celâyirî be-târîh-i Safer-i 780h./1378m.", Mirâs-i Câvidân, VIII/29, Tahrân 1379/2000, s. 115-122.
  • Herrmann, Gottfried, “Ein Erlass von Qara Yusof Zugunsten des Ordens von Ardabil”, AMI, NF, 9, (1976), s. 225-242.
  • Herrmann, Gottfried, “Ein früher persischer Erlass”, ZDMG, 144/2, (1994), s. 284-300.
  • Herrmann, Gottfried, “Urkunden-Funde in Azarbâyğân", AMI, NF, 4, (1971), s. 249-262.
  • Herrmann, Gottfried, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren”, L’Iran face â la domination Mongole, ed. D. Aigle, Téhé- ran 1997, s. 321-331; Farsça terc. F. Bahm’l-'ulûmî, Esnâd-i dîvânî-yi Fârsî der dovre-yi Mogûlân: Fermânhâ-yi emîrân ve vezîrân”, Mîrâs-i Câvidân, IX/33-34, Tahrân 1380/2001, s. 165-174.
  • Herrmann G. - Doerfer G., “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325”, ZDMG, 125/2, (1975), s. 317-346.
  • Herrmann G. - Doerfer G., “Ein persisch-mongolischer Erlass des öalâyiri- den Sayh Oveys", CAJ, XIX/1-2, (1972), s. 1-84
  • Hinz, W., Die Resâlä-ye Falakiyya des ‘Abdollah ibn Mohammad ibn Kiyâ al-Mâzandarâni. Ein persischer Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens (um 1363), Wiesbaden 1952.
  • Hinz, W., “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri”, XIII/52, (1949), s. 771-793.
  • Ibatov, A. , XIV. Gasırdagı Xandar Jarlıgların Tili, Almatı 1990.
  • İbn Aybek ed-Devâdârî, Kenzu’ef-durer ve câmi'u’l-gurer, IX/1, ed- Dureru’l-fâhir fi sireti’l-el-Melik en-Nâsir, neşe. H.R. Roemer, Die Chronik des Ibn ad-Dawâdâri, IX, der Bericht über den Sultan Malik an-Nâsir Muhammad ibn Qala’un, Kairo 1379/1960.
  • ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Bâz-hvânî-yi yek sened-i târihî", Mîrâs-i Câv- idân, 1/4, Tahran 1372/1993, s. 46-52.
  • ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Fihrist-i esnâd-i buk‘a-yi Şeyh Safîu’d-dîn Erdebîlî der-bâygânî-yi Merkezî-yi Sâzmân-i Evkâf ve Umûr-i Ilayriyye”, Mîrâs-i Câvîdân, IX/33-34, Tahran 1380/2001, s. 175-192.
  • ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Yâddâştî ber-kohenterîn sened-i Sâzmân-i Esnâd-i Millî-yi îı ân (sened-i müverrih 726) ”, Gen - cîne-yi Esnâd, XI/44, Tahran 1380/2002, s. 4-5.
  • ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, "Kâtibân ve Kâziyân-i esnâd-i buk'a-yi Şeyh Safîu’d-dîn Erdebîlî (Esnâd-i karn-i 6 tâ 10 hicrî)”, Nâme-yi Bahâristân, II/4, (2002), s. 137-152.
  • ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Kohenterîn mubâ'yia-nâme-yi Fârsî der- İrân (Sened-i muverrih-i 570-i Hicrî-Kamerî ez- mecmu'a-yi Buk'a-yi Şeyh Sâfî). Te’sîr-i mahal-i su- dûr-i sened der-sâhtâr-i ân", Nâmrare-yi Dr. Mah- mûd Afşar, XII, (Tahrân), (baskıda).
  • İrec Afşar, “Fermânî ez-dovre-yi Safeviye”, Mecelle-yi Eser, Sayı 7-9, Tahrân 1361/1982, s. 54-63.
  • İrec Afşar, “Fermânî ez-Sultân Rustem-i Akkoyunlu”, Ber-resihâ-yi Târihi, VIII/4, Tahrân 1352/1973, s. 209- 218.
  • İrec Afşâr-Muhammed Takî Dâneşpejûh, Fihrist-i nushaha-yi hatti-yi Kitâbhâne-yi Millî-yi Melik, VII, Tahrân 1369/1990.
  • ‘İsâ b. Cuneyd Şîrâzî, Tezkireyi Hezâr-Mezâr, neşr. Nurân Visal, Şîrâz 1364/1985.
  • İzgi, Özkan, “Kuruluş Devrinde Uygurlar’ın Kitanlar’a Tesirleri ve Uygur, Gazne, Kitanlar Arasındaki Münasebetler”, İ.Ü.E.F. Tarih Enstitüsü Dergisi, Sayı 7-8, (1978), s. 7-16.
  • Keçik, Mehmet Şefik, Briefe und Urkunden aus der Kenzlei Uzun Hasans, Freiburg 1976.
  • Krawulsky, Dorethea, Irân - Das Reich der İlhâne: eine topographisch - historische Studie, Wiesbaden 1978.
  • Kurat, Akdes Nimet, Kazan Hanlığını Kuran Uluğ Muhammet Han’ın Yarlıgı, Istanbul 1937.
  • Kurat, Akdes Nimet, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına ait Yarlıg ve Bitikler, İstanbul 1940.
  • Kürkman, Garo, “Karaman Beyliğinin Bakır Paraları Üzerine Tetkikler”, Türk Nümizmatik Derneğinin 20. Kuruluş Yılında İbrahim Artuk’a Armağan, İstanbul 1988, s. 163-173.
  • Kütükoğlu, Mübahat S., Osmanlı Belgelerinin Dili, Diplomatik, İstanbul 1994.
  • Lambton, A.K.S., “Mongol fiscal administration in Persia", Studia Islamica, LXIV-LXV, (1986), s. 79-99.
  • Little, Donald P., A Catalogue of Islamic Documents from al-Haram as-Sarifin Jerusalem, Beirut 1984.
  • Mahmûd Kutbî, Târîh-i Al-i Muzaffer, neşr. 'Abdu’l-Huseyn Nevâ'î, Tahran 1364/1985.
  • Makrizî, Kitâbu's-sulûk li-ma'rifetu düveli’l-mulûk, neşr. Muhammed Mustafâ Ziyâde, III/l, Kahire 1939.
  • Matuz, Josef, “Über die epistolographie und insâ’-literatur der Osmanen", XVII. Deutscher Orientalistentag vom 21. bis 27. Juli 1968 in Würzburg, herausgegeben Wolfgang Voigt, II, Wiesbaden 1969, s. 574-594
  • Matuz, Josef, Krimtatarische Urkunden im Reichsarchiv zu Kopenhagen. Mit historisch-diplomatischen und sprachlichen Unterschungen, Freiburg 1976.
  • Mecidu’d-dîn Keyvânî, “Al-tamga", Dâ’iretu’l-Ma'ârif-i Bozorg-i İslâmî, I, s. 661-665.
  • Melville, C„ “The Chinese-Uighur Animal Calender in Persian Historiography of the Mongol Period”, Iran, XXXII, (1994), s. 83-98.
  • Merçil, Erdoğan, Fars Atabegleri, Salgurlular, Ankara 1975.
  • Minorsky, V., “A Mongol decree of 720/1320 to the Family of Shaykh Zâhid”, BSOAS, XVI/2, (1954), s. 515-527.
  • Mir Kamal Nabipour, Die beiden persischen Leitfaden des Falak Ala-ye Tabrizi über das staadiche Rechnungswesen im 14. Jahrhundert, (Dr. Tezi), Göttingen 1973.
  • Mostaert, Antoine - Cleaves, Francis Woodman, Les lettres de 1289 et 1305 des Ilkhans Argun et ÖIğeitü â Philippe le Bel, Cambridge 1962.
  • Mostaert, Antoine - Cleaves, Francis Woodman, “Trois documents mongols des Archives Secrètes Vaticanes”, HJAS, XV/3-4, (1952), s. 419-506.
  • Müderrisi Tabâtabâ’î, Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâkoyûnlû ve Akkoyûnlû, Kumm 1352/1973.
  • Muhammed b. ‘Alî b. Cemâlu’l-îslâm, Humâyûn-nâme, neşr. Ruknu’d-dîn Humâyûn-ferruh, Tahran 2536/1977.
  • Muhammed b. ‘Alî b. Muhammed Şebânkâre’î, Mecma'u’l-ensâb, neşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Tahran 1363/1984.
  • Muhammed b. Hindûşâh b. Sencer Nahcevânî, Destûru'l-kâtib fi ta'yînu’l- merâtib, neşr. ‘Abdu’l-Kerîm ‘Alî ogli ‘Alî-zâde, I/1,I/2, II, Baku 1964, 1971, 1976.
  • Muhammed Kazvînî, “Fermân-i Sultân Ahmed-i Celâyir”, Mecelle-yi 15- digâr, 1/4, Tahran 1323/1044, s. 25-31.
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, Fihrist-i mikrofilmhâ-yi Kitâbhâne-yi Merkezî ve Merkez-i Esnâd-i Dâneşgâh-i Tahran, III, Tahran 1363/1984.
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, “Çchâr Ferman”, Mecelle-yi Vahid, V/10, Tahrân 1347/1968, s. 786-787; VI/1, s. 49-53.
  • Muhammed Takî Dâneşpejûh, “Furûş-nâme-yi rûstâ-yi Al-Arûk-i Erdebîl ve Keşt-zâr-i Kusuvir der-Sâl-i 947 be-Astâne-yi Şeyh Safiu’d-dîn Erdebîlî”, Ma'ârif-i İslâmî, Sayı 6, Tahrân 1348/1969,5.109-119.
  • Muhammed Tâki Dâneşpejûh, Fihrist-i Kitâbhâne-yi Merkezî-yi Dâneşgâh-i ahran, XII, Tahran 1340/1961.
  • Muhammed Mahir Hammâde, Vesâ’iku’l-hurûbi’s-Salîbiyye ve'l-gazvıı'l-Mogolî li-'âlemi’l-İslâm, 489-1206h./1096-1404m., Beyrût1399/1979.
  • Nâsiru’d-dîn Munşî-yi Kirmânî, Simtu’l-'ula li-l-hazreti’l-ulyâ, der-târih-i Kara- Hitâ'iyân-i Kirmân, neşr. 'Abbâs İkbâl, Tahrân 1362/1983
  • Neymat, M.S., Korpus Epigrafiçeskih Pamyatnikov Azerbaycana, Arabo-Perso-Türkoyazıçnıye Nadpisi Baku i Apşerona XI - Naçala XX Veka, Baku 1991.
  • Nizâmu’d-dîn ‘Abdu‘l-Vâsî Nizâmî, Munşâ’u’l-inşâ’, neşr. Ruknu’d-dîn Humâyûn-ferrûh, Tahrân 1357/1978.
  • Nûru’d-dîn el-Ejderî, Gâzân-nâme, Kitâbhâne-yi Merkezî ve Merkez-i Esnâd-i Dânişgâh-i Tahrân, Fîlm, nr. 850.
  • Oral, M. Zeki, “Selçuklu Devri Vesikaları: Sultan Hatun Senedi”, Belleten XIX/75, (1955), s. 385- 394.
  • Orkun, Hüseyin Namık, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1987.
  • Ölçer, Cüneyt, Karaman Oğulları Beyliği Madeni Paraları, İstanbul 1982.
  • Özgüdenli, Osman G., “İlhanlılar Devrine Ait Anonim Bir Münşe’at Mecmuası: Risâla al-Sahibiyya”, Belleten, LXIII/ 238, (2000), s. 725-743.
  • Özgüdenli, Osman G., “İncü”, DİA, XXII, (2000), s. 281.
  • Özgüdenli, Osman G., Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), (M.U. S.B.E., Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000.
  • Özyetgin, A. Melek, Altın Ordu. Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlıg ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Ankara 1996.
  • Özyetgin, A. Melek, “Altın Ordu Hanı Toktamış’ın Bik Hâcî Adlı Kişiye Verdiği 1381 Tarihli Tarhanlık Yarlıgı”, Türkoloji Dergisi, XIII/1, (2000), s. 167-192.
  • Özyetgin, A. Melek, ‘Altın Ordu Diplomasi Geleneğine Bir Bakış", Kök Araştırmalar, 1/2, (1999), s. 97-112.
  • Papazian, A.D., “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans”, Banbar Matenadarani, VI, (1962), s. 379-401.
  • Papazian, A.D., Persidskie dokumenty Matenadarana, 1/1, Erevan 1956.
  • Paul, Jürgen, "Inshä’ Collections as a Source on Iranian History'", Proceedings of the Second European Conference of Iranian Studies, Roma 1995, s, 535-550.
  • Pelliot, P„ “Les documents mongols du Musée de Tehran”, Athar-e Iran, 1/1, Paris 1936, s. 31-44; Farsça terc. Ebû’l-Hasan Servkad Mukaddim, “Esnâd-i Mogûlî- yi Mûze-yi Tahrân”, Asâr-i İran, III, Meşhed 1371/1992, s. 208-218
  • Radioff, Wilhelm, Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte, III, ’s-Gravenhage I960.
  • Rahmetullâh Mihrâz, Bozorgân-i Şîrâz, Tahrân 1348/1969.
  • Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Târih-i mubârek-i Gâzânî, neşr. Karl Jahn, Geschichte Gâzân-Hân’s aus dem Ta’rîh-i Mubârek-i Gâzânî des Resid al-Dîn Fadlallâh b. Tınâd al-Daula Abû’l-Hair, London 1940.
  • Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Câmi'u’t-tevârîh, Süleymaniye Kütüphanesi, Aya Sofya, nr. 3034 (1 Muharrem 785 istinsah tarihli Arapça nüsha).
  • Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Câmi'u’t-tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l Kerîm ‘Alî-oglı 'Alî-zâde, Baku 1957
  • Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Vakf-nâme-yi Reb'-i Reşidi, neşr. Muctebâ Mînovî- İrec Afşar, Tahrân 2536/1977.
  • Roemer, Hans Robert, “Vorschläge zur Sammlung von Urkunden zur Geschichte des islamischen Persien”, ZDMG, II, (1954), s. 362-370.
  • Roemer, Hans Robert, “Spätere Quellen zur vormongolischen Verwaltungs-geschichte Irans", Scholia, Beiträge zur Turkologie und Zentralasienkunde, Wiesbaden 1981, s. 130- 140.
  • Roemer, Hans Robert, Staatsschreiben der Timuridenzeit. Das Sarafnâmä des Abdallah Marwârid in kritischer ausvertung. Persischer text in Faksimile (Hs. Ist. Univ. F. 87), Wiesbaden 1952.
  • Reychman, J. - Zajaczkowski, A., Osmanlı-Türk Diplomatikası El Kitabı, Türkçe terc. M.F. Atay, İstanbul 1993.
  • Sayılı, Aydın, The Observatory in İslam, Ankara 1988.
  • Seyyid Muhammed Takî Mustafevî, İklîm-i Pars, âsâr-i târihî ve emâkîn-i bâstânî-yi Fars, Tahran 1343/1964.
  • Stem, S.M., “Two Ayyubid Decrees from Sinai”, Documents from Islamic Chanceries, ed. S. M. Stem, Oxford 1965, s. 9-38.
  • Şemîs Şerik Emin, Ferheng-i İstilâhât-i dîvânî-yi dovrân-i Mogul, Tahrân 1358/1979.
  • Spuler, Bertold, Die Mongolen in Iran. Politik, Verwaltung und Kultur der Ilchanzeit 1220-1350, Leiden 1985^4; Türkçe terc. Cemal Köprülü, İran Moğollan, Ankara 1957; Farsça terc. Mahmûd Mîrâftâb, Mogul der-İrân .Tahran 1351/1972.
  • Spuler, Bertold, “Quellenkritik zur Mongolengeschichıe Irans”, ZDMG, NF 17, (1938), s. 219-243.
  • Şîrîn Beyânî, Târîh-i Âl-i Celâyir, Tahrân 1345/1966.
  • Taneri, Aydın, "Selçuklu Osmanlı Çizgisinde Harezmşahlar Vezâ- reti”, İ.Ü.E.F. Tarih Enstitüsü Dergisi, 7-8, (1977), s. 17-54.
  • Tekin, Talat, Orhon Yazıtları, Ankara 1988.
  • Temir, Ahmet, Kırşehir Emiri Caca Oğlu Nur el-Din’in 1272 Tarihli Arapça-Moğolca Vakfiyesi, Ankara 1989.
  • Temir, Ahmet, “Die Arabisch-uigurische Vakf-Urkunde von 1326 des Emirs Şeref el-Din Ahmed bin Çakırca von Sivas”, Wiener Zeitschrift für die Kunde des Mor-genlandes, LVI, (1960), s. 232-240.
  • [Togan], Ahmet-Zeki Validi, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadî Vaziyeti”, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I, (1931), s. 1-42.
  • Togan, Zeki Velidi, Umumî Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1987^3.
  • Turan, Osman, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, Ankara 1941.
  • Turan, Osman, “Selçuk Türkiyesi’nde Faizle Para İkrazına Dair Hukuki Bir Vesika", Belleten, XVI/62, (1952), s. 251-260.
  • Turan, Osman, “Selçuklu Devrine Aid Köy Satışı Hakkında Bir Vesika”, Vakıflar Dergisi, 10, (1973), s. 127-131.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi, 724 Rebi‘ü’l-evvel-1324 Mart", Belleten, V/19, (1941), s. 277-288.
  • Üçok, Bahriye, Islâm Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, Ankara 1993.
  • Vassâf, Târih-i Vassâf, yay. M. İsfahanı, Tahrân 1338/1959; Tahrir-i târih-i Vassâf, yay. ‘Abdu’l-Muhammed Âyeti, Tahrân 1372/1994.
  • Vassâf, Tecziyetu'l-emsâr ve tezciyetu’l-a'sâr, Nuruosma- niye Kütüphanesi, nr. 3207 (IV. cildin Şa'bân 712 tarihli müellif nüshası).
  • Watabe, Ryoko, “The Local Administration of the Ilkhanid Dynasty: A Case of Fars”, Annals of Japan Association for Middle East Studies, 12, Tokyo 1997, s. 185-216 (Japonca).
  • Wittek, P„ “Ankara’da Bir İlhanı Kitabesi”, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I, (1931), s. 161-164.

Dipnotlar

  1. Die Mongolen in Iran. Politik, Verwaltung und Kultur der Ilchanzeit 1220-1350, Leiden 1939 (gözden geçirilmiş ve ilaveli dördüncü baskı Leiden 1985); İlk baskı üzerinden Türkçe terc. Cemal Köprülü, İran Moğolları, Ankara 1957; İkinci baskı (1955) üzerinden Farsça terc. Mahmûd Mîrâftâb, Mogul der-İrân, Tahran 1351/1972.
  2. Bu kaynaklar için bkz. B. Spuler, “Quellenkritik zur Mongolengeschichte Irans”. ZDMG, NF 17, (1938), s. 219-243.
  3. Bkz. Osman G. Özgüdenli, "İlhânlı Devrine Ait Anonim Bir Münşe’ât Mecmû’ası: Risâla al-Sâhibiyya”, Belleten. LXIII/238, (2000), s. 725 n.l.
  4. İlhânlı devri ferman ve vesikalarıyla ilgili çalışmalar için bkz. P. Pelliot, “Les documents mongols du Musée de Tehran”, Athar-e Iran, 1/1, (1936), s. 31-44; Farsça terc. Ebû’l-Hasan Servkad Mukaddim. “Esnâd-i Mogûlî-yi Mûze-yi Tahran", Âsâr-i İran, III, Meşhed 1371/1992. s. 208-218; Francis Woodman Cleaves. “The Mongolian documents in the Musée de Téhéran", HJAS, XVI, (1953), s. 1-107; V. Minorsky, “A Mongol decree of 720/1320 to the Family of Shaykh Zâhid”, BSOAS, XVI/2, (1954), s. 515-527; W. Barthold, “İlhanlılar Devrinde Malı Vaziyet". Türkçe terc. A. İnan. THİTM, I, (1931), s. 135-159; P. Wittek, "Ankara'da Bir İlhanı Kitabesi”, THİTM, I, (1931). s. 161-164; W. Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri". Belleten, XIII/52. (1949), s. 771-793; A. Mostaert-F.W. Cleaves, “Trois documents mongols des Archives Secretes Vaticaties”, HJAS. XV/34, (1952), s. 419-506; E. Haenisch, “Zu den Briefen der mongolischen Il-Khane Argun und Olceitü an den König Philipp den Schönen von Fran-kreich (1289 und 1305)", Ortens, II, (1949), s. 216-235; A. Mostaert-F.W. Cleaves, Les letters de 1289 et 1305 des Ilkhans .Argun et Ölğeitû A Philippe le Bel, Cambridge 1962; A.D. Papazian, "Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans", Banbar Matenadarani. VI, (1962), s. 379-401; Hâc Huseyn Nahcevânî, “Fennânî ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogul", Neşriyye-yi Dâneşkede-yi Edebivyât-i Tebriz, 5, Tebriz 1332/1953, s. 40-47; 'Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogul bâ derbâr-i Vatikan". Berresihâ-yi Târihî, IV/4, Tahran 1348/1968 s. 275-288; V/2, Tahran 1949/1970, s. 59-90; A. Soudavar, Art of the Persian Courts, New York 1992, s. 34-35, 52-53 (Farsça terc. Muhsin Ca’ferî-mezheb, “Nehostîn Fermân-i Fârsî-yi llhânân", Mirâs-i Câvidân. VIII/29, Tahran 1379/2000, s. 33-36; Türkçe terc. Osman G. Ozgüdenli, "îlk Farsça İlhanlı Fermanı", Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi. Sayı 6. İstanbul 2002, s. 181-190); 'İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Yâddâştî ber-kohenterîn sened-i Sâzmân-i Esnâd-i Millî-yi İran (sened-i müverrih 726)”, Genc- ine-yi Esnâd, XI/44, Tahran 1380/2001, s. 4-5. 1970’li yılların başlarında Erdebîl’de Şeyh Safîu'd-dîn Erdebîlî’nin türbesinde bulunan ve İran diplomatik ilminin gelişimini takip edebilmek için büyük bir önem taşıyan fermanlar son otuz yıl içerisinde G. Herrmann, G. Doerfer ve B Fragner gibi araştırmacılar tarafından yayınlanmıştır: G. Herrmann. “Urkunden-Funde in Azar- bâyğân", AMI. NF, 4, (1971), s. 249-262; G. Herrmann-G. Doerfer. "Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325", ZDMG, 125/2, (1975), s. 317-346; G. Herrmann-G. Doerfer. "Ein persisch-mongolischer Erlass des Galâyiriden Sayh Oveys", CAJ, XIX/1-2, (1972), s. 1-84; G. Herrmann, "Ein Erlass des Celayiriden Soltan Hoseyn aus dem Jahr 780/1378", Göttinger Orientforschungen, 1. Reihe: Syriaca, III, (1973), s. 135-163 (Farsça terc. 'Alî ‘Abdullahi, “Fermanı Sultân Huseyn-i Celâyirî be-târih-i Safer-i 780h./1378m.", Mirâs-i Câvidân, VIII/29. Tahran 1379/2000, s. 115-122); G. Herrmann, "Ein Erlass von Qara Yusof Zugunsten des Ordens von Ardabil", AMI. NF. 9, (1976), s. 225-242; G. Herrmann. “Ein früher persischer Erlass", ZDMG. 144/2, (1994), s. 284-300; G. Herrmann, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren". L'Iran face â la domination Mongole, ed. D. Aigle, Teheran 1997, s. 321-331; G. Doerfer, “Mongolica aus Ardabil", Sonderdruck Zentralasiatishe Studien. 9, (1975), s. 187-263; B. Fragner. "Das Ardabiler Heiligtum in den Urkunden”, WZK1M, 67. (1975), 169-215. Bu devre ait özel ahm-saum senedlerinin neşri için bkz. M. Gronke, Arabische und persische Privaturkunden des 12. und 13. Jahrhunderts aus Ardabil (Aserbeidschan), Berlin 1982; A.D. Papazian, Persidskie dokumenty Matenadarana, 1/1, Erevan 1956, s. 405-412; Î. Hakkı Uzunçarşılı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi. 724 Rebiü’l-ewel-1324 Mart”, Belleten, V/19, Ankara 1941, s. 277-288; M. Zeki Oral. “Selçuklu Devri Vesikaları: Sultan Hatun Senedi”, Belleten XIX/75, (1955), s. 385- 394; Osman Turan, "Selçuklu Devrine Aid Köy Satışı Hakkında Bir Vesika". Vakıflar Dergisi, 10, (1973), s. 127-131; Osman Turan, “Selçuk Türkiyesi’nde Faizle Para İkrazına Dair Hukuki Bir Vesika". Belleten. XVI/62, (1952), s. 251-260; F.M. Emecen, “Orhan Bey’in 1348 Tarihli Mülknâmesi Hakkında Yeni Bazı Nodar ve Düşünceler", İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s. 187-207; ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Huke- mâ’î, “Bâz-hvânî-yi yek sened-i târihî", Mirâs-i Câvidân. 1/4, Tahrân 1372/1993, s. 46-52; ‘İınâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î, “Fihrist-i esnâd-i buk'a-yi Şeyh Safîu'd-dîn Erdebîli der-bâygânî- yi Merkezî-yi Sâzmân-i Evkâf ve Umûr-i Hayriyye", Mirâs-i Câvidân, IX/33-34, Tahrân 1380/2001, s. 175-192; 'İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ’î. “Kâtibân ve Kâziyân-i esnâd-i buk'a-yi Şeyh Safîu'd-dîn Erdebîli (Esnâd-i kam-i 6 tâ 10 hicri)", Nâme-yi Bahârisıân. 11/4, (2002), s. 137152. İlhanlı devri diplomatikasına ait şu önemli çalışma, 2002 yılında yayına teslim ettiğimiz makalemizin son tashihinden sonra elimize ulaştığı için, burada kullanılma imkanı bulunamamıştır: Gottfried Herrmann, Persische Urkunden der Mongolenzeit. Text und Bildteil, Documente Iranica et Islamica, Wiesbaden 2004, 205 s., 119 Abbildung.
  5. Hans Robert Roemer’in bu yöndeki önemli bir teşebbüsü, bugüne kadar İran tarihi araş-tırmacılarından gerekli ilgiyi bulamamıştır (bkz. “Vorschläge zur Sammlung von Urkunden zur Geschichte des islamischen Persien". ZDMG, II, (1954). s. 362-370; Farsça tere. Heribert Horst, “Gerdâverî-yi mukâtebât-i târîhî-yi İran", Ferheng-i İrân-zemîn, IV, Tahran 1335/1956, s. 145158. inşâ’ literatürünün İran tarihi araştırmaları için taşıdığı önem hakkında bkz. H.R. Roemer, “Spätere Quellen zur vormongolischen Verwaltungsgcschichfr ’rans", Scholia, Beiträge zur Türkologie und Zentralasienkunde, Wiesbaden 1981, s. 130-14G. m müellif. Staatsschreiben der Timuridenzeit. Das Saraf-nâmä des Abdallâh Marwârid in kritisi - ausvertung, Wiesbaden 1952, s. 16-20; Jürgen Paul, "Inshä’ Collections as a Source on Iranian History”. Proceedings of the Second European Conference of Iranian Studies, Roma 1995, s. 535-550.
  6. Bu mecmû'a ve burada bulunan Risâletu’s Sâhibiyye hakkındaki tanıtım yazımız ayrı bir makale olarak yayınlandığı için burada mecmû'anın özelliklerini tekrarlamayı uygun görmüyoruz (bkz. Osman G. Özgüdenli, “İlhanlı Devrine Ait Anonim Bir Münşe’ât Mecmû'ası: Risâla al-Sâhibiyya", Belleten, LXIII/238, Ankara 2000, s. 725-743).
  7. Bkz. İrec-Afşâr-Muhammed Takî Dâneşpejûh. Fihrist-i nushahâ-yi hatti-yi Kitâbhâne-yi Milli-yi Melik, VII, Tahran 1369/1990, s. 28-31.
  8. Bkz. Muhammed Takî Dâneşpejûh, Fihrist-i mikrofilmhâ-yi Kitâbhâne-yi Merkezi ve Merkez-i Esnâd-i Dâneşgâh-i Tahran, III, Tahran 1363/1984, s. 130.
  9. İ. Afşâr-M.T. Dâneşpejûh, Fihrist-i nushahâ-yi hatti-yi Kitâbhâne-yi Milli-yi Melik, VII, s. 28.
  10. Bkz. Mecmû'a, Kitâbhâne-yi Millî-yi Melik, (Tahran), nr. 3697, s. 71-74; Osman G. Özgüdenli, “İlhanlı Devrine Ait Anonim Bir Münşe’ât Mecmû'ası: Risâla al-Sâhibiyya", s. 730-734.
  11. Bununla birlikte, G. Herrmann. Erdebil evrakı içerisinde Sultan Huseyn’e ait 782/1380- 1381 tarihli bir fermanın, hükümdarın ismi zikredilmeksizin “ el-hukm-i yarlıg-i hümâyûn’ formülü ile başladığını bildirmekteyse de (G. Herrmann, “Ein Erlass des Ğelâyiriden Soltan Hoseyn aus dem Jahr 780/1378”, Göttinger Orientfrschungen, I, Reihe: Syriaca, III, (1973). s. 149), söz konusu fermanın fotoğrafı yalnızca kendilerinde olduğu ve bu güne kadar da yayınlanmadığı için, bu formülün metnimizde olduğu gibi “ez-hukm-i yarlıg-i hümâyûn’ olup olmadığı şimdilik meçhul kalmaktadır.
  12. P. Wittek, "Ankara’da Bir İlham Kitabesi", s. 162; W. Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri", s. 772. Az farklılıkla Olcâytü’nun Bakü’de bulunan bir kitabe-fermanında da kullanılmıştır. Bkz. M.S. Neymat, Korpus Epigrafiçeskih Pamyatnikov Azerbaycana, Arabo-Perso- Türkoyazıçnıye Nadpisi Baku i Apşerona XI - Naçala XX Veka. Baku 1991. s. 49 nr. 64.
  13. W. Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri”, s. 772; G. Doerfer. Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, IV. Wiesbaden 1975 [= TMEN], s. 155.
  14. “Ez-hukm-i yarlıg-i cihân-guşâ’ (M.S. Neymat, Korpus Epigrafiçeskih Pamyatnikov Azerbaycana, s. 49 nr. 64); “ Bed-ân sebeb hukm-i yarlıg bâ altun tamga zemn be-nefâz peyvest tâ... " (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass des Calâyiriden Sayh Oveys". s. 4. 6). Tarihî kaynaklardaki kullanım şekli için bkz. Zerküb-i Şîrâzî, Şirâz-nâme, neşr. İsmâ’îl Vâ’iz Cevâdî, Tahran 1350/1971, s. 104; Nâsiru'd-din Munşî-yi Kirmânî, Simtu’l-u'la li-l-hazreti'l-ulyâ. der-târih-i Karâ-hitâyân-i Kirman, neşr. 'Abbâs İkbâl. Tahran 1362, s. 58, 59, 77, 78; Muhammed b. Hindûşâh Nahcevânî, Destûru'l-kâtib fî ta'yinu’l-merâtib, neşr. ’A. Alizade, II, Moskova 1976, s. 18. 21. 24, 365.
  15. Bkz. Aşağıda açıklama (4) ve not 53.
  16. A. Soudavar, “Farmân of the Il-Khan Gaykhatu". Art of the Persian Courts, s. 34-35, 52- 53 (Farsça terc. Muhsin Ca'ferî-mezheb, “Nehostîn Fermân-i Fârsî-yi İlhânân", Mîrâs-i Câvidân, VIII/29. Tahran 1379/2000, s. 33-36; Türkçe terc. Osman G. Özgüdenli. “İlk Farsça İlhanlı Fermanı”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, Sayı 6. İstanbul 2002, s. 181-190).
  17. Bkz. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34-35; H. Huseyn Nahcevâni, "Fermanı ez- ferâmîn-i dovre-yi Mogül", s. 40-47.
  18. Aydın Taneri, "Selçuklu Osmanlı Çizgisinde Harezmşahlar Vezâreti", TED, 7-8, (1977), s. 35.
  19. İlim aleminde pençelerin IX/XV. yüzyıldan önce var olup olmadığı ve menşei meselesi şimdiye kadar karanlık kalmıştır (bkz. Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, Diplomatik, İstanbul 1994, s. 76).
  20. G. Herrmann, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", s. 321-331.
  21. Bkz. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34-35; G. Herrmann, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", (bkz. resimler); H. Huseyn Nahcevâni, “Fermäni ez-ferâmin-i dovre-yi Mogul", s. 41. Kezâ bkz. el-‘Umari, Das Mongolische Weltreich. Al-'Umari's Darstellung der mongolischen Reiche in seinem Werk Masalık al-absâr fi mamâlik al-amsâr, neşr ve Aim. terc. Klaus Lech, Wiesbaden 1968, s. 159, 342-345 n. 151 (metin, s. 101). Vassâf. Novrûz'un Horasan'da Şehzade Ûrüng Timur adına fermanlar sadır ettiğini ve bu fermanlarda kendi adını “sozindin" şeklinde kaydettiğini zikredilmektedir (bkz. Vassâf, Târih-i Vassâf, yay. M. İsfahanı. Tahran 1338/1959, s. 315; Tahrîr-i târih-i Vassâf. yay. ‘Abdu’l-Muhammed Âyeti, Tahran 1372/1994, s. 178).
  22. G. Doerfer, TMEN, III, s. 292; Gerard Clauson. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford 1972 [= EDPT], s. 860.
  23. A. Soudavar, Timur'un, Suyurgatmış'ın adını fermanlarının başında ‘Suyurgatmış Hân yarlığındın, Emir Timür Kürgân [Kürgen] sözindin" şeklinde zikrettiğini belirtmektedir (bkz. “Do nokta der-târih-i Mogul, Mecelle-yi İrân-şinâsi, VIII/1, Tahran 1375/1996, s. 86). Bu formül Timurlular devrine ait 798/1395-96 tarihli bir vesikada “Sultân Mahmûd Hân yarlığındın"formülünün altında “Emîrârı Şah sözünüz", Timur’un 804/1401 tarihli bir fermanında ise Timur Kürgân Sözümiz" şeklinde kullanıldığı görülmektedir (bkz. L. Fekete. Einführung in die persische Paläographie. 101 persische Dokumente, ed. F. Hazai, Budapest 1977. s. 72-73; faksimile 1, s. 1). Bu giriş formülünün daha sonraları da Timurî vesikalarında kullanıldığı görülmektedir (bkz. Nizâmu'd-dîn 'Abdu’FVâsî Nizamî, Munşâ’u’l-İnşâ', neşr. Ruknu'd-dîn Humâyûn-ferrûh, Tahran 1357, s. 95, 96. 99.101, 287).
  24. A.N. Kural, Kazan Hanlığını Kuran Uluğ Muhammet Hanın Yarlığı, İstanbul 1937, s. 32; A. İbatov, XIV. Gasırdagı Xandar Jarlıgların Tili, Alman 1990, s. 12-13, 26-27; A. Melek Özyetgin. Alan Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Ankara 1996, s. 105-106. 251-252; A. Melek Özyetgin, ‘Alun Ordu Hanı Toktamış’m Bik Hâcî Adlı Kişiye Verdiği 1381 Tarihli Tarhanlık Yarlığı", Türkoloji Dergisi, XIII/1, (2000), s. 172.
  25. G. Herrmann. “Ein Erlass von Qara Yusof zugunsten des Ordens von Ardabil", AMI, NF, 9 (1976), s. 226, 232-233; Müderrisi Tabâtabâ’î, Fermânhâ-yi Turkmenân-İ Karâ-Koyünlu ve Ak-Koyünlû, Kumm 1352/1973, s. 20. 25, 31, 36, 40, 56; B. Fragner, “Farmân", Elr., IX. s. 287.
  26. Müderrisi Tabâtabâ’î, Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlu ve Ak-Koyünlû, s. 63, 74, 78, 83. 89. 92. 95. 108, 110, 113. 119, 124; B. Fragner, "Farmân". Ele. IX, s. 287.
  27. Bkz. H. Busse, “Persische Diplomatik im Überblick: Ergebnisse und Probleme”. Der Islam. 37, (1961), s. 231-232; B. Fragner, “Farmân", Elr., IX. s. 287, 291.
  28. R.R. Arat, “Fatih Sultan Mehmed’in Yarlığı", TM, VI. (1939), s. 298.
  29. Akdes Nimet Kurat, Topkapi Sarayı Müzesi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına ait Yarlık ve Bitikler, İstanbul 1940, s. 120; A. Melek Özyetgin. Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi. s. 86; J. Matıız, Krimtatarische Urkunden im Reichsarchiv zu Kopenhagen. Freiburg 1976, s. 126, 134, 139, 146; J. Reychman- Ananiasz Zajaczkowski, Osmanli-Türk Diplomatikasi El Kitabı, Türkçe terc. M.F. Atay. İstanbul 1993, s. 177-179.
  30. “Toktamış Sözüm" (bkz. A. İbatov, XIV. Gasırdagı Xandar Jarlıgların Tili, s. 12-13, 26-27; A. Melek Özyetgin, Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp incelemesi, s. 105-106. 251-252; A. Melek Özyetgin. "Altın Ordu Hanı Toktamış’m Bik Hâcî Adlı Kişiye Verdiği 1381 Tarihli Tarhanlık Yarlığı", s. 172); “Timur Kutlug Sözüm" (bkz. A. İbatov, XIV. Gasırdagı Xandar Jarlıgların Tili. s. 21-22); "Sultân İbrahim Sözüm" (bkz. L. Fekete. “Die Frage der Formel Sözümüz", Acta Orientalia, VH. Budapest 1957, s. 15. 19); " 'Ali Tekelü Sözüm" (bkz. İrec Afşâr, “Fermânî ez-dovre-yi Safeviye'. Mecelle-yi Eser. 7-9, Tahran 1361, s. 57); “Sultân Ebû Sa'îd Kürgân Sözüm" (bkz. A. Nimet Kurat. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına ait Yarlık ve Bitikler, s. 120; G. Doerfer, TMEN, III, s. 294-295).
  31. “Eş-şerifetu'l-‘Ulyâ Süyüzüm" (M. Tabâtabâ’î. Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlu ve Ak-Koyûnlû, s. 36).
  32. G. Herrmann, “Urkunden-Funde in Azarbâyğân", AMI. NF, 4, (1971), s. 253 (Şâhruhün fermânında).
  33. G. Herrmann, "Urkunden-Funde in Azarbâyğân", s. 258.
  34. H. Busse, Pejüheşi der-teşkilât-i ditân-i İslâmî, ber-mebnâ-yi esnâd-i dovrân-i Ak Koyunlu u Kara Koyunlu u Safevi, Farsça terc. Gulâm-Rizâ Verehrâm, Tahran 1367. s. 47,53.
  35. L. Fekete, "Die Frage der Formel Sözümüz", s. 15; krş. H. Busse, Pejüheşi der-teşkilât-i divân-i İslâmî, s. 73; Cihangir Kâ’im-mekâmi. Mukaddeme-yi ber-şinâht esnâd-i târihi. Tahran 1350/1971, s. 190; H. Busse. "Persische Diplomatik im Überblick", s. 232.
  36. H. Busse, “Persische Diplomatik im Überblick", s. 226; Cihangir Kâ’im-mekâmî, Mukaddeme-yi ber-şinâht esnâd-i târihi, s. 186.
  37. Bkz. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34; H. Huseyn Nahcevânî. “Fermanı ez-fe- râmîn-i dovre-yi Mogul", (bkz. Resim).
  38. 'Sözümüz' mânâsına gelen bu formül, Moğolca yazılmış diplomatik vesikalarında sık bir şekilde kullanılmıştır: “ [Abag]a üge manu" (bkz. A. Mostaert-F.W. Cleaves. Trois documents mongols des Archives Secretes Vaticanes", s. 433, 434-436); “Gazan ügemanu" (bkz. A. Mosta- ert-F.W. Cleaves, aynı makale, s. 470); “ Busayıt bagadur qan üge manu" (bkz. F.W. Cleaves. The Mongolian documents in the Musée de Téhéran", s. 9, 23, 27); “Uveys bagatur qan üge manu" (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass des Ğalâyiriden Sayh Oveys". s. 70; G. Doerfer, TMEN', III, s. 293.
  39. Bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, "Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325", s. 341; G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass des Gelâyiriden Sayh Oveys", CAJ, XIX/1-2, (1975), s. 70, 71; G. Doerfer. TMEN, III, s. 292. Daha sonraları Timur'un 803/1400-1 yılında Dimaşk’da bastırdığı paralarında da kullanılmıştır: "Sultân/Mahmud Hân yarliği / Emir Tiınür Küregen / üge manu" (bkz. Lutz Ilisch, Münzsammlung der Universität Tübingen: Orientalische Münzen, Jahresbericht 1997, Tübingen 1998, s. 21).
  40. V. Minors! , “A Mongol decree of 720/1320 to the Family of Shaykh Zâhid", BSOAS, XVI/2, (1954), s. 526.
  41. Bkz. B. Spuler. Die Mongolen, s. 241; A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 52; J. Reychman-Ananiasz Zajaczkowski, Osmanlı-Türk Diplomatikası El Kitabı. s. 177.
  42. Argûn, Gâzân. Olcâytû ve Ebû Sa’îd Hân devirlerine ait bu tür vesikalar için bkz. Francis Woodman Cleaves, The Mongolian documents in the Musée de Téhéran", s. 1-107; A. Mostaert-F.W. Cleaves. Trois documents mongols des Archives Secrètes Vaticanes". s. 419-506; Gâzân'ın 700/1301 yılında Memlûk hükümdarı el-Melik en-Nâsir'a gönderdiği muhtemelen Uygur alfabesiyle yazılmış mektup için bkz. İbn Aybek ed-Devâdârî, Kenzu’d-durer ve câmi'u’l-gurer, IX/1, ed-Dureru'l-fâhir fi sired’l-el-Melik en-Nâsir, neşr. H.R. Roemer, Die Chronik des Ibn ad- Dawâdâri, IX, der Bericht über den Sultan Malik an-Nâsir Muhammad ibn Qala'un. Kairo 1379/1960, s. 53-56; Heribert Horst. “Eine Gesandtschaft des Mamlüken al-Malik an-Nâsir am llhân-Hof in Persien", Der Orient in der Forschung, Festschrift für Otto Spies zum 5. April 1966. ed. W. Hoenerbach, Wiesbaden 1967, s. 349-350; Osman G. Özgüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), (M.Ü. S.B.E., Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Basılmamış Dok-tora Tezi), İstanbul 2000, s. 154.
  43. Bkz. Ahmet Temir, Kırşehir Emiri Caca Oğlu Nur el-Din'in 1272 Tarihli Arapça-Moğolca Vakfiyesi, Ankara 1989; Aynı müellif, “Die Arabisch-uigurische Vakf-Urkunde von 1326 des Emirs Şeref el-Din Ahmed bin Çakırca von Sivas", WZKM, LVI, (1960), s. 232-240.
  44. Esasen Uygur-Moğol münasebetleri ve Uygurlar'ın Moğollara tesiri çok daha eski devirlere dayanmaktadır. Bu hususta bkz. Özkan İzgi, “Kuruluş Devrinde Uygurlar'ın Kitanlar'a Tesirleri ve Uygur. Gazne, Kitanlar Arasındaki Münasebetler”, İ.Ü.E.F. Tarih Enstitüsü Dergisi, 7-8, (1978), s. 7-16.
  45. Bkz. G. Doerfer, TMEN. III, s. 292.
  46. "Tengri teg Tengri yaratmış Türk Bilge Kagan sabim". Bkz. Bilge Kağan Âbidesi, doğu cephesi, str. 1; güney cephesi, str. 13 (bkz. Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1987, s. 58, 70; Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 1970, s. 17. 30, 61, 70; Talat Tekin, Orhon Yazıtları, Ankara 1988, s. 36-37, 54-55).
  47. Şemîs Şerik Emin, Ferheng-i istilâhât-i divâni-yi dovrân-i Mogül, Tahran 1358/1979, s. 155; G. Doerfer, TMEN, I, s. 351-353; 'Abdullah Battal. “Kazan Yurdunda Bulunmuş Târihi Bir Vesika: Sâhib Giray Han Yarlığı", Türkiyat Mecmuası, 11, (1926), 92-93; Osman Nedim Tuna, “Osmanlıca'da Moğolca Ödünç Kelimeler, -I-", TM. XVII, (1972), s. 239-240; H. Busse, Pejüheşi der-teşkilât-i dîvân-i İslâmî, s. 159-172; Gottfried Herrmann, Der historische Gehalt des “Nâmâ- ye nämi" von Handamir, (Dissertation zur Erlangung des Doktorgrades der Philosophischen Fakultät der Georg-August-Universität zu Göttingen). Göttingen 1968, s. 227-234.
  48. Bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325", s. 319; G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass des öelâyiriden Sayh Oveys". s. 5. Bu ibareye fermanların yanısıra. İlhânlılar devrine ait bazı yazmaların sonunda da rastlan maktadır. Bkz. Tecziyem '1-emsâr ve tezciyetu'l-a'sâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3207. vr. 310b. (Eserin IV. cildinin Şa'bân 712 tarihli müellif nüshası).
  49. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass des öelâyiriden Sayh Oveys". s. 48; J. Aubin, "Un Soyurgal Qara-Qoyunlu Concernant le Bulük de Bawânât-Harât- Marwast". Documents from Islamic Chanceries, ed. S. M. Stern, Oxford 1965, s. 162; H. Busse, Pejûheşî der-teşkilât-i dîvân-i İslâmî, s. 57-58.
  50. Meselâ, Şâh İsmâ'il’in 909/1503-1504 tarihli fermanında (bkz. Berresîhâ-yı Târihî, Vll/3, Tahran 1351/1972, s. 284).
  51. Bkz. H. Busse, Pejûheşî der-teşkilât-i dîvân-i İslâmî, s. 58.
  52. Mahmûd Hân bitiğinin tamga kısmında bkz. A. Nimet Kural, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına ait Yarlık ve Bitikler, s. 43.
  53. Cüneyt Ölçer, Karaman Oğulları Beyliği Madeni Paraları, İstanbul 1982, s. 65-78.
  54. Eski Türkçe’de ’hükümdarın fermanı, mektubu, buyruğu' mânâlarına gelen "yarlıg' kelimesi Türkçe ’emir, buyruk’ mânâsına gelen “yar” kelimesi ile alâkalı gözükmektedir. Yine eski Türkçe'de ‘emretmek, buyurmak' mânâlarına gelen ‘yarlıkamak-yarlakamak’ fiili de aynı kelime ile alâkalı olsa gerektir, Yarlık için bkz. Kaşgarlı Mahmûd. Divanü Lügat-it-Türk, Türkçe terc. B. Atalay, Ankara 1986,1, s. 87; III, s. 42; İbn Mühenna, İbni-Mübennâ Lügati, haz. Aptul- lah Battal, Ankara 1988, s. 86; G. Doerfer, TMEN, IV, s. 153-159; G. Clauson, EDPT, s. 966-967; Wilhelm Radioff, Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte, III, 's-Gravenhage 1960, s. 144; A. von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, Türkçe terc. M. Akalın, Ankara 1988, s. 49; Cihângîr Kâ'im-mekâmî, Mukaddeme-yi berşinâht-i esnâd-i târihî, s. 63, 65; B. Spuler, Die Mongolen, s. 239-240; Ahmet Caferoğlu, “Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları", TM, IV, (1934), s. 32; Şemîs Şerik Emin, Ferheng-i istilâhât-i dîvânî-yi dovrân-i Mogül, s. 262-266; A.N. Kural, Kazan Hanlığını Kuran Uluğ Muhammet Han in Yarlığı, İstanbul 1937, s. 1-3.
  55. Yarlığındın kelimesi, yarlıg kelimesine iyelik ve abiatif ekleri getirilmesi suretiyle (yarlıg+ı+n+dın) türetilmiştir (bkz. G. Doerfer, TMEN. IV, s. 159).
  56. Bkz. H.N. Orkun, Eski Türk Yazıtları. Ankara 1987, s. 250-251, 256, 885-886.
  57. A. Caferoğlu, “Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları", s. 32.
  58. Bkz. ‘A. Âzerî. “Revâbit-i İlhânân-i Mogul bâ derbâr-i Vatikan", Berresîhâ-yi Târihî. IV/4, Tahran 1348/1968, s. 280.
  59. Bkz. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34-35; G. Herrmann, "Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", (bkz. resimler); Hâc Huseyn Nahceväni, “Fermânî ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogul", s. 41.
  60. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34-35.
  61. “Gâzân yarlığındın" (bkz. 'Abdullah Kâşânî, Târîh-i Olcâytü Sultân, neşr. Mehin Hanıblî, Tahran 1348/1969, s. 11). Bununla birlikte, Gâzân Hân’ın bazı yarlıklarının, “Fernıân-i Sultân Mahmûd Gâzân" (bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Reşîdu’d-dîn Fazlullâh. Târih-i nıubârek-i Gâzâni, neşr. Karl Jahn, London 1940, s. 218. 221, 225, 229. 257, 278, 303) veya “Fermânu's-Sul- tân Mahmûd Gâzân" formülüyle başladığı görülmektedir (Bu formül Gâzân'ın Memlûkier'in Şâm naibi 'İzzu’d-dîn Aybek el-Efrem’e gönderdiği 4 Şa'bân 702/24 Mart 1303 tarihli mektupta kullanılmıştır (bkz. Baybars el-Mansûrî, Zııbdetu’l-likre fi ta'rihi'l-hicre. History of the Early Mamluk Period, neşr. Donald S. Richards, Beirut 1998, s. 368; Makrîzi. Kitâbu's-sulûk lima'rifetıı duıaliî-mulûk, neşr. Muhammed Mustafâ Ziyâde. III/l. Kahire 1939. s. 1024; Muhammed Mahir Hammâde, Vesâ'iku'l-hurûbi's-Salibiyye veîgazvuî-Mogoli li-'âlemİÎ-lslâm, 489-1206h./1096-1404m., Beyrût 1399/1979. s. 406. nr. 234). Bu formül yine, sureti Memlûk kaynakları tarafından kaydedilen Gâzân’ın Seyfu’d-dîn Kıpçâk’ı Şâm vilâyetine tayin ettiği 699/1300 tarihli taklidde de kullanılmıştır (bkz. İbnu'd-Devâdarî, IX, s. 25; Makrîzî, es-Sulûk, 1/3, s. 1013; Muhammed Mâhir Hammâde. Vesâ'iku'l-hurûbi's-Salibiyye ve'l-gazvu'l-Mogolîli- 'âlemiî-İslâm, 489-1206h./1096-1404 m., s. 403, nr. 233),
  62. “Olcâytü Sultân yarlığındın" (bkz. G. Herrmann, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", resim 1,3).
  63. Bu formülü Papazian’ın yayınladığı Ebu Sa’îd Hân’a ait yarlıgiarda (naşirin sözümüz şeklinde yanlış okumasına rağmen) “Ebû Sa'îd Bahâdır Hân yarlığındın" şeklinde açıkça görmek mümkündür. Bkz. AD. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans", Banbar Matenadaram, VI. (1962), s. 398, resim 1. (Bu makalenin fotokopisini büyük güçlüklerle temin eden Tahrân’dan araştırmacı dostum ‘İmâdu’d-dîn Şeyhu'l-hukemâ’î’ye ve Ermenice metnin tercümesinde yardımlarını gördüğüm değerli meslektaşım Yard. Doç. Dr. Nesrin Sanahmetoğlu- Karagül’e içten teşekkürlerimi sunuyorum).
  64. H. Huseyn Nahcevânî, “Fermânî ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogul", s. 41.
  65. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34-35; Aynı müellif, "Do nokta der-târih-i Mogûl, Mecelle-yi İrân-finâsi, VIII/1, Tahran 1375/1996, s. 87.
  66. L. Fekete tarafından yanlışlıkla Zeyn(u'l-) 'Abidin şeklinde okunmak istenen bu kelimenin, aslında fermanın orijinal metnine bakıldığında "yarlığındın" formülünden ibaret olduğu görülür (bkz. Einführung in die persische Paläographie, faksimile 1. s. 1; krş. s. 64-65).
  67. W. Hinz, "Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri”, s. 772. Daha sonraki asırlar için bkz. H. Busse. Pejüheşi der-teşkîlât-i dîvân-i İslâmî, s. 109; G. Doerfer, TMEN, IV. s. 155-157.
  68. Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde bulunan muhtemelen İlhanlı devri müellifi Vassâf’a ait bir munşa’ât mecmû'asına kaydedilen bir şiiri, hem kelimenin tarihî önemini, hem de edebî metinlere kadar yayıldığını gösterdiği için, burada aynen veriyoruz: “ Nîme-yı yâre-yi cânânem // Hâk-i hilâl-i asmânem // Dâire-yi kavs u kazah-i râmânem // Kavâre-yi zerkeş- tarlak-i Turkânem // Na'l-i semend-i sultânem // Nün-i yarligindin-i tugrâ-keşânem". Bkz Munşa’ât, Kitabhâne-yi Merkezî-yi Dâneşgâh-i Tahran, nr. 3601, vr. 68a. (Yazmanın tanıtımı içir bkz. Muhammed Tâkî Dâneşpejûh. Fihrist-i Kitâbhâne-yi Merkezi-yi Dâneşgâh-i Tahran, XII Tahran 1340/1961, s. 2609-2610). Aynı kelime Vassâf’ın tarihinde de geçmektedir. Bkz. Mu hammed Şehrîporâbâdî, Ferheng-i lugât u istilâhât u i’lâm u tahlîl-i muşkilât-i Târîh-i Vassal Tahran Üniverrsitesi Edebiyat Fakültesi Basılmamış Dr. Tezi, Tahran 1374/1995. s. 639.
  69. Karaman Oğullarından II. Mehmed Bey 806-807 tarihleri arasında Konya, Larende, Eğridir ve Kayseri’de bastırdığı gümüş paraların bir yüzünde “Mehmed b. 'Alä’u'd-din” şeklinde kendi adını zikrederken, diğer yüzünde Timur’un adını “es-Sultanu’l-'Azam Timur Hân Yarlıgındın" şeklinde (C. Ölçer, ‘yrlgndyn " yazılı bu kelimeyi “yarlığından" şeklinde okumuşlardır) zikretmek suretiyle onun hâkimiyetini tanıdığını göstermiştir (bkz. Cüneyt Ölçer, Karaman Oğulları Beyliği Madeni Paraları, İstanbul 1982, s. 74-77; Garo Kürkman, “Karaman Beyliğinin Bakır Paraları Üzerine Tetkikler". Türk Nümizmatik Derneğinin 20. Kuruluş Yılında İbrahim Artuk’a Armağan. İstanbul 1988, s. 164). Hiç bir zaman kendisi için “hanlık" iddiasında bulunmayan Timur'un, vassalları tarafından bu şekilde anılması, acaba, vassalların Osmanlılar'a karşı meşrü metbularını güçlü kılmaya yönelik bir teşebbüs mü, yoksa Timur’un ömrünün sonlarına doğru artık ’hanlık’ iddiasında bulunmaya başladığını gösteren bir delil mi kabul etmek gerektiği ayrıca incelenmelidir.
  70. Reşîdu’d-dîn, Târih-i mubârek-i Gâzâni, s. 18; Nûru’d-dîn el-Ejderi, Gâzân-nâme, Kitâbhâne-yi Merkezî ve Merkez-i Esnâd-i Dânişgâh-i Tahran, Film, nr. 850, vr. 29b.
  71. “Söz+in.din" (= sözünden, buyruğundan, emrinden). Bkz. G. Doerfer, TMEN, III, s. 291- 292.
  72. “Şektur, Togaçar. Ak-Buka sözindin" (bkz. A. Soudavar, Art of the Persian Courts, s. 34- 35); “Kudugşâh. Pulad Çing Sang, Çuban sözindin" (bkz. G. Herrmann, “Zum persischen Urkundetiwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren”, resim).
  73. Hamdullah Mustevfi-yi Kazvînî, Nuzhetu'l-kulûb, Bombay 1311 hk, s. 48.
  74. Kamerî ve şemsî takvimler arasındaki münasebetin mâlî alanda yarattığı müşkilât için bkz. Osman Turan. Oniki Hayvanlı Türk Takvimi. Ankara 1941, s. 58.
  75. Sa'âdet-nâme'de berâtların bu tarihe göre yazıldığı kaydedilmektedir (bkz. Mir Kamal Nabipour, Die beiden persischen Leitfäden des Falak 'Alâ-ye Tabrizi über das staatliche Rechnungswesen im 14.Jahrhundert, (Basılmamış Dr. Tezi), Göttingen 1973, s. 50).
  76. C. Turâbî Tabâtabâ'î, Sikkehâ-yi İslâmî, Dovre-yi İlhâni ve Gurgâni, Tebriz 1347/1968. s. 32-39; Ak Akfe, Moğol ve İlhanlı Sikkeleri (Yapı Kredi Koleksiyonları), haz. T. Aykut-Ş. Aydın, İstanbul 1992, s. 197, 201. Esasen. Mehmed Mübarek Bey, Gâzân Hân'ın bu tarih ile basılmış 702/1302 tarihli bir parasınından bahsetmekteyse de (bkz. Meskûkât-ı Kadime-yi İslâmiyye Katalogu, III. Kısım, İstanbul 1318, s. 59). bugüne kadar söz konusu paraya rastlanılamamıştır.
  77. Bkz. M. Nabipour, Die beiden persischen Leitfäden des Falak ‘Alâ-ye Tabriz! über das staatliche Rechnungswesen im 14. Jahrhundert, s. 152, 154-155; Nejat Göyünç, Das sogenannte Gâme'o'l-Hesâb des ‘Emâd as-Sarâvi. Ein Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens von ca. 1340, (Dr. Tezi). Göttingen 1962, s. 44-48, 52. 54 (37 hânî=1338-39 milâdî). 48. 51 (36 hânı = 1337-38 milâdî); “...64 hâni (765 hicri)" bkz. W. Hinz, Die Resâlä-ye Falakiyya des 'Abdollah ibn Mohammad ibn Kiyâ al-Mâzandarâni. Ein persischer Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens (um 1363), Wiesbaden 1952. s. 80 (51a).
  78. Hamdullâh Mustevfi, Nuzhetu'l-kulüb, neşr. G. Le Strange, London-Leiden 1915, s. 78. Diğer İlhânlı şehirleri ile karşılaştırmak için bkz. I.P. Petruşevsky, Kefâverzi ve munâsebât-i arzi der-İrân-i 'ahd-i Mogul, Farsça terc. Kerîm Keşâverz, I. Tahran 2535/1976^2, s. 204; Ahmet-Zeki Validi. "Moğollar Devrinde Anadolu'nun İktisadî Vaziyeti". THİTM, I. (1931), s. 21-28.
  79. Erdebîl vesikaları üzerine çalışan değerli dostum ‘İmâdu’ddîn Şeyhu’l-hukemâ’î, bu takvimin Çûbânîler'den Melik Eşrefe ait bir vesikada “52 hâni” şeklinde kullanılmış olduğunu bildirmişlerdir.
  80. Celâyirilere ait bazı tayin belgelerinde " 59 hâni/761 hicri" zikredilmiştir (Muhammed b. Hindûşâh Nahcevânî, Destûru'l-kâtib, II, s. 10. 89. 93. 102. 250, 275).
  81. Bkz. Hasan-i Yezdî, Câmi'u't-tevârih-i Haseni, bahş-i Timûriyân pes ez-Timûr, neşr. H. Müderrisi Tabâtabâ’î-İrec Afşâr. Karachi 1987, s. 19, 47, 48, 57, 95; Muhammed b. 'Alî b. Cemâ- lu’l-İslâm, Humâyûn-nâme, neşr. Ruknu’d-dîn Humâyûn-ferruh, Tahran 2536/1977, s. 228, 240. Hâni takvim ile ilgili daha bkz. A. Sayılı, The Observatory in İslam, Ankara 1988^2, s. 229-230; Osman G. Özgûdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), s. 268-271.
  82. Reşîdu'd-dîn Fazlullâh, Beyânu'l-hakâ'ik, Sûleymaniye Kütüphanesi, Kılıç Ali Paşa. nr. 834, vr. 56a.
  83. Bkz. el-'Umarî/Lech. s. 341-342 n. 150. İlhânlı takvimi hakkında bkz. C. Mehille. “The Chinese-Uighur Animal Calender in Persian Historiography of the Mongol Period", Iran, XXXII, (1994), s. 83-98.
  84. Bununla birlikte, İlhânlı devirden kalma orijinal vesikaların ancak çok azında oniki hayvanlı takvimin kullanılmış olması -(bu vesikaların Uygur harfleriyle Moğolca oluşu dikkat çekicidir. Bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325", s. 342)- bu takvimin daha çok Moğol kabilelerinin gündelik hayatında mühim rol oynadığını ve Uygur harfleriyle yazılmış Moğolca vesikalar bir kenara bırakılırsa resmî belgelerde kullanımının sınırlı olduğunu göstermektedir. İran’da kurulan devlederde oniki hayvanlı takvimin kullanımının sonraki asırlarda yaygınlaşarak devam etüği bilinmektedir. Bu takvimin İran tarihindeki yeri için bkz. Ebû’l-Fazl Nebe'î, "Takvim-i Devâzdeh Hayvânî der-târîh u ferheng-i İrânî”, Mecelle-yi Âyende, VIII/7. Tahran 1361/1982, s. 388-397; H. Busse. Pejûhefî der-tefkîlât-i divân-i İslâmî, s. 191-192.
  85. G. Clauson, EDPT, s. 504-505.
  86. Şemis Şerik Emin, Ferheng-i istilâhât-i divâni-yi dovrân-ı Mogul, s. 29-30.
  87. B. Spuler. Die Mongolen, s. 241, 243; G. Doerfer, TMEN, II. s. 554-563.
  88. Kaynaklarda umumiyetle k-r-d-û(/v)-ç-î(/y)-n şeklinde kaydedilen bu isim J. von Hammer tarafından Kurduçin (bkz. Geschichte der Ilchane. das ist der Mongolen in Persien 1200-1350, II. Amsterdam 1974, s. 47-48), E. Merçil tarafından Gerduçin (bkz. E. Merçil, Fars Atabegleri. Salgurlular. Ankara 1975, s. 122, 123) ve B. Üçok tarafından da Kürduçin (B. Üçok, İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ne Kadın Hükümdarlar. Ankara 1993, s. 121, 123, 127) şeklinde okunmuştur.
  89. Vassâf. s. 623; Tahrir, s. 344.
  90. Nâsiru'd-din Munşi-yi Kirmanı, Simtu'l-u'lâ. s. 56-57.
  91. E. Merçil. Fars Atabegleri, Salgurlular, s. 123; B. Üçok. İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ne Kadın Hükümdarlar, s. 155; Behmen Kerimî, Râhnumâ-yi âsâr-i târihî-yi Şirâz, Tahran 1344/1965, s. 108-109; Seyyid Muhammed Takî Mustafevî, İklîm-i Pârs, âsâr-i târihi ve emâkîn-i bâstâni-yi Fârs, Tahran 1343/1964, s. 68-69.
  92. Nâsiru’d-din Munşi-yi Kirmâni, Simtu'l-u'lâ. s. 76-77; Vassaf, s. 295; Tahrir, s. 168; Şe- bânkâre’i, Mecma'u'l-ensâb, neşr. Mir Hâşim Muhaddis, Tahran 1363/1984, s. 202-203; B. Üçok, İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ne Kadın Hükümdarlar, s. 131.
  93. B. Üçok, İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, s. 156.
  94. Vassâf, s. 284; Tahrir, s. 161.
  95. Anlaşıldığına göre, bu esnada Şehzâde ve veliahd Ebû Sa'îd ile başta Emîr Çûbân olmak üzere pek çok devlet ileri geleninin merkezden uzakta bulunmamasından dolayı ortaya çıkan karışıklıklar, idareyi ele alan Kerdûçîn ve Sâti Bîk tarafından giderilmişti (bkz. Vassâf, s. 618. 623; Tahrir, s. 341, 344).
  96. Zerkûb-i Şîrâzî, Şirâz-nâme. s. 103; Vassâf. s. 624; Tahrir, s. 344; Hâci Mîrzâ Hasan Huseynî-yi Fesâ'î, Fârs-nâme-yi Naşiri, neşr. Mansûr Rcstgâr-i Fesâ’î, Tahran 1367/1988, I. s. 106, 289; Muhsin Muzafferi, Târih-i siyâsi u ferhengi-yi Fârs der-'ahd-i İlhânî, Pâyân-nâme-yi Folkli- sâns-i Dâneşkede-yi Edebiyyât ve 'Ulûm-i İnsânî-yi Dâneşgâh-i Tahran, (Yüksek Lisans Tezi). Tahran 1374/1995, s. 221-222; Ryoko Watabe, The Local Administration of the Ilkhanid Dynasty: A Case of Fars", Annals of Japan Association for Middle East Studies, 12. Tokyo 1997, s. 195-196.
  97. Vassâf, s. 624-627; Tahrir, s. 344-345; 'İsâ b. Cuneyd Şîrâzî, Tezkire-yi Hezâr Mezär, neşr. Nurân Visal, Şîrâz 1364/1985, s. 325-326; Rahmetullâh Mihrâz, Bozorgân-i Şirâz, Tahrân 1348/1969. s. 392-396. Yine. Hezâr Mezâfda (s. 328), Şîrâz'daki Medrese-yi Hâtûn Kerdûçin’ den bahsolunmaktadır.
  98. Sâti Bîk, Olcâytû’nun Kutlug Timûr Kürgen'in kızı il-tüzmiş Hatun ile olan izdivacından dünyaya gelmiştir (bkz. ‘Abdullâh Kâşâni, Târih-i Olcâytü Sultân, s. 7).
  99. Hamdullah Mustevfî. Târih-i güzide, s. 615; Vassâf. s. 610, 619; Tahrir, s. 337, 341. Krş. B. Ûçok. İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, s. 171.
  100. Vassâf, s. 623; Tahrir, s. 344.
  101. B. Spuler, Die Mongolen in Iran, s. 110-111; Ebu’l-Fazl Nebe’î, Târih-i Âl-i Çûpân, Tahran 1352/1373, s. 251-256; Şîrîn Beyânî. Târih-i Âl-i Celâyir, Tahran 1345/1966. s. 24-26; B. Üçok, İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, s. 171.
  102. Hâfız-i Ebrü, Zeyl-i Câmi'u't-Tevârih-i Reşidi. ndşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahran 1350/1971, s. 208.
  103. B. Üçok, İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, s. 175.
  104. Bkz. G. Clauson, EDPT, s. 322-323; A. Donuk, Eski Türk Devlederinde İdari Askeri Unvan ve Terimler. İstanbul 1988, s. 5-8.
  105. Târih-i Şeyh Uveys, neşr. J.B. van Loon, Gravenhage 1954, s. 166-167. Burada Sâtî Bîk'in adı hem ‘ti’ (s. 167) hem de ‘te’ ile (s. 166) kaydedilmiştir. Paralarda ise “Sâtî Beg Hân", “Sâtî Bîg Hân" veya “Sâtî Bik Hân", “Sâtî Bîk Hân" şeklinde “te" ile kaydedilmiştir (bkz. Stephen Album, “Studies in Ikhanid History and Numismatics I. A Late Ikhanid Hoard (743/1342)", Studia Iranica, 13, (1984), s. 77-83; Ak Akçe. Moğol ve İlhanlı Sikkeleri (Yapı Kredi Kolleksiyonları), s. 215-217).
  106. Bu konudaki umumî mülahazalar için bkz. A. Nimet Kurat, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altın Ordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına ait Yarlık ve Bitikler, s. 124; G. Clauson. EDPT, s. 322-323.
  107. 36° 26’ kuzey, 48° 48’ doğu. Hakkında bkz. D. Krawulsky, İran - Das Reich der İlhâne: eine topographisch-historische Studie. Wiesbaden 1978, s. 315-316; G. Le Stange. The Lands of the Eastern Caliphate, ed. F. Sezgin, I.G. vol. LXXXV, Frankfurt 1993. s. 222-223, 228-229; Donald N. Wilber. Mimâri-yi İslâmi-yi İran der-dovre-yi İlhânân, s. 151-153; Sâdik Samimî, “Sultâniyye, Ârâmgâh-i Sultân Muhammed Hodâbende Olcâytû", Bâstânşinâsi. 1/1, Tahrân 1338/1959, s. 23-38; Sheila S. Blair, “The Mongol Capital of Sultâniyya, ‘the Imperial’ ", Iran. XXIV, (1986), s. 139-151.
  108. Muhammed Mu‘în, Ferheng-i Fârsı, II, Tahran 1371/1992, s. 1493-94; F. Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 1996, s. 170; E. Merçil, Türkiye Selçukluları 'nda Meslekler. Ankara 2000, s. 33-35.
  109. Bkz. Hâfız-i Ebrû, Zeyl-i Câmi'u't-tevârih. neşr. Hânbâbâ Beyânı, Tahran 1317/1938, s. 150-151; B. Spuler. Die Mongolen, s. 240.
  110. 38° 15’ 30" Kuzey, 48° 17’ 30" Dogu. Hakkında bkz. R.N. Frye, “Ardabıl". El^2, I, s. 625- 626; “Ardabîl", Ein. II. s. 357-365 (C.E. Bosworth, X. de Planhol, M.E. Weaver. M. Medley); “Erdebîl”, Dâniş-nâme-yi İran ve İslâm, 11, Tahran 1991, s. 1479-1486; Mirza Bala, “Erdebil”. LA IV. s. 288-293; Aliyev Salih Muhammedoğlu, “Erdebil". DİA XI, s. 276-277; W. Barthold. Tezkireyi cogrâfiyâ-yi târihi-yi İran, Farsça terc. Hanıza Serdâdver. Tahran 1372/1993, s. 223; G. Le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, ed. F. Sezgin, I.G. vol. LXXXV, Frankfurt 1993, s. 163. 168; D. Krawulsky, İran - Das Reich der İlhâne, s. 514-515.
  111. Bkz. yukarıda açıklama nr. 3 ve 9.
  112. Bkz. Benâketî. Târih-i Benâketî, neşr. Ca’fer Şi'âr. Tahran 1348/1969. s. 478.
  113. Bkz. Reşidu’d-dîn Fazlullâh. Vakf-nâme-yi Rebi' Reşidi, neşr. Muctebâ Minovî-İrec Afşar. Tahran 2536/1977. s. 113.
  114. Bkz. Ömer Diler. Şehir Lâkabları, İstanbul 2001, s. 54.
  115. Bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, "Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/ 1325”, s. 317-346; A.D. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d'ilkhans", s. 379-401.
  116. Tahran Müzesi’nde bulunan üç Moğolca vesikadan ancak birisi açık olarak Ebû Sa'îd Hân devrine ve 720/1320 yılına aittir (bkz. P. Pelliot, “Les documents mongols du Musée de Tehran", s. 31-44; Farsça terc., s. 208-218; F.W. Cleaves, "The Mongolian documents in the Musée de Téhéran”, s. 1-107.
  117. W. Barthold, “İlhanlılar Devrinde Mali Vaziyet", s. 135-159; P. Wittck. “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi", s. 161-164; W. Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Ait Vergi Kitabeleri", s. 771-78. Yine. W. Hinz, kitabenin metnine dayanarak tarihsiz bir Kırşehir vergi kitabesinin (bkz. C.H. Tanm. Kırşehir Tarihi, Kırşehir 1938, s. 62-65; H.B. Kunter, “Kitabelerimiz I", Vakıflar Dergisi, II, (1942), s. 433) de Ebû Sa’îd devrine ve 730/1330 yılına ait olması gerektiğini bildirmektedir (bkz. W. Hinz, aynı mak.. s. 778).
  118. Bert Fragner, Repertorium persischer Herrscherurkunden, Publizierte Originalurkunden (bis 1848), s. 20-22; G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325". s. 338-339.
  119. Baş tarafı eksik olan bu yarlıg 22 Rebî’u’l-âhir 726/28 Mart 1326 tarihinde Fars'ta bulunan Kûhek’te kaleme alınmıştır. Yarlığın renkli bir fotoğrafı “Sâzmân-i Esnâd" tarafından Nisan 2000 tarihinde vesika günü (rûz-i esnâd) münasebetiyle yayınlanmış, metni ise kısa bir süre önce 'İmâdu'd-dîn Şeyhu'l-Hukemâ’î tarafından neşredilmiştir: “Yâddâştî ber-kohenterîn sened- i Sâzmân-i Esnâd-i Millî-yi Iran (sened-i müverrih 726)“. Gencine-yi Esnâd, X1/44, Tahran 1380/2002. s. 4-5. Beni bu yeni vesikadan haberdar eden Sayın 'İmâdu’d-dîn Şeyhu’l-Hukemâ'î ve Muhsin Ca'ferî-mezheb’e burada teşekkürlerimi sunuyorum.
  120. Şemis Şerik Emin, Ferheng-i isülâhât-i divâni-yi dosrân-i Mogul, s. 10-11; Serheng Cihângîr Kâim-mekâmi, Mukaddeme-yi berşinâht-i esnâd-i târihi, s. 103-104; Mecidu’d-dîn Keyvânî. “Al-Tamgâ". Dâ'iretu'l-Ma'arif-i Bozorg-i İslâmî, I, s. 661-665; G. Doerfer, TMEN, I, s. 554, 562; G. Clauson. EDPT, s. 504-505.
  121. G. Herrmann, "Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", resim 3.
  122. Bkz. Hâc Huseyn Nahcevânî, “Fermam ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogul", Neşriyye-yi Dâneşkede-yi Edebiyyât-i Tebriz, 5, Tebriz 1332/1953, s. 41 (Aynı makale müellifin diğer araştırmalarıyla birlikte yeniden yayınlanmıştır: Hâc Huseyn Nahcevânî, Çihil makâle, yay. Y. Hadim Hâşimî-neseb, Tebriz 1343/1964, s. 329-332).
  123. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Târih-i mubârek-i Gâzâni,. s. 96.
  124. Bu durum bugüne ulaşan Gâzân Hân’a ait hemen hemen bütün yarirg sure derinde görülmektedir (bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Târih-i mubârek-i Gâzâni, s. 218. 221, 225, 229. 257, 278. İbnu'd-Devâdari, IX, s. 25; 'Abdullah Kâşânî, Târih-i Olcâytû Sultân, s. 11; Baybars el-Mansûri, Zubdetu'l-fikre fi ta'rihi'l-hicre. s. 333, 337, 368; Makrizî, cs-Sulük, 1/3, s. 1013; el-Kalka- şandî. Subhu'l-a'şâ fisinâ'ati'l-inşâ'. Beyrüt 1407/1987, VII, s. 264; VIII, s. 70; Muhammed Mahir Hammâde, Vesâ'iku'l-hurûbi’s-Salibiyye ve'l-gazvu'l-Mogoli li-'âlemi'l-İslâm, 489- 1206h./1096-1404 m., s. 403 (nr. 233); Kış. B. Spuler, Die Mongolen, s. 241).
  125. S. M. Stern. "Two Ayyubid Decrees from Sinai”, Documents from Islamic Chanceries, ed. S.M. Stern, Oxford 1965, s. 11. 26.
  126. G. Herrmann. “Ein früher persischer Erlass", ZDMG, 144/2, (1994), s. 290.
  127. G. Herrmann. “Ein Erlass des Gelâyiriden Soltan Hoseyn aus dem Jahr 780/1378". s. 136, 155. Aynı ıstılah 947/1540-1541 tarihli bir satış senedinde de kullanılmıştır (bkz. Muhammed Takî Dâneşpejûh, "Furüş-nâme-yi Rûstâ-yi Al-Arûk-i Erdebîl ve Keşt-zar-i Kusuvir der-Sâl-i 947 be-Âstâne-yi Şeyh Safîu'd-dîn Erdebîlî", Ma'ârif-i İslâmî. 6, Tahran 1348/1969, s. 114. 119).
  128. H. Huseyn Nahcevânî, “Fermânî ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogül". s. 41.
  129. A.D. Papazian. “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans". s. 398.
  130. P. Wittek, “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi”, s. 162; W. Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri", s. 772.
  131. W. Barthold. “İlhanlılar Devrinde Mali Vaziyet", s. 137.
  132. Cihangir Kâ’im-mekâmi, Mukaddeme-yi ber-finâht esnâd-i târihî, s. 183-185; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Târih-i Mubârek-i Gâzân i. s. 218, 221, 225, 229; İbnu'd-Devâdarî, IX, s. 25; Baybars el-Mansûri, Zubdetu'l-fikre. s. 333, 337, el-Makrîzî, es-Sulûk, 1/3, s. 1013; el-Kalkaşandî. Subhu'l-a'fâ, VII, s. 264; VIII, s. 70; Muhammed Mahir Hammâde, Vesâ'iku'l-hurûbi's-Salibiyye ve'l-gazvu'l-Mogoli. s. 403 (nr. 233). Olcâytû Hân'a ait orijinal fermân metni için bkz. G. Herrmann. "Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", (resim 1).
  133. Reşidu'd-din Fazlullâh. Târih-i mubârek-i Gâzâni, s. 218, 221, 225, 229, 257, 278; Cihângîr Kâ'im-mekâmî, Tevki' u tugrâ ve tatavvur-i ânhâ der-tedâvûl-i dîvânî", s. 262. Bu formül, sureti Memlûk kaynaklan tarafından kaydedilen Gâzân’ın 699/1300 yılında Seyfu'd-din Kıpçak'ı Şâm vilâyetine tayiniyle ilgili yayınladığı taklid ile aynı tarihte Dimaşk halkına sadır ettiği fermânlarda da az farklılıklarla şu şekilde kaydedilmiştir: “Bi-kuvvetillâhi te'âlâ ne misâki'l-milleti'l-Muhammediyye. Fermânu's-Sultân Mahmûd Gâzân" (Bkz. İbnu'd-Devâdarî. IX. s. 25; Baybars el-Mansûri, Zubdetu'l-fikre fi ta'rihi'l-hicre, s. 333, 337, el-Makrîzî, es-Sulûk, 1/3, s. 1013; el- Kalkaşandî, Subhu'l-a'fâ. VII, s. 264; VIII, s. 70; M. Mâhir Hammâde, Vesâ'iku'l-hurûbi's-Salibiyye ve’l-gazvu'l-Mogolili-'âlemi'l-İslâm, s. 403 nr. 233).
  134. Târih-i Olcâytû Sultân, s. 11. Aynı ibârenin meşhûr Selçuklu hükümdarı Sultân Sencer tarafından da tevki' olarak kullanılmış olması (Ravendi, Râhatu’s-sudûr ve âyetus-surûr, neşr. Muhammed İkbâl, Leyden 1921, s. 167; O. Turan, Türkiye Selçukluları Hakkında Resmî Vesikalar. Metin, Tercüme ve Araştırmalar, Ankara 1988, s. 24) dikkate değerdi.
  135. Manghol-un Niuça Tobça'an (Yüan-Ch'ao Pi-Shi), Moğollar’m Gizli Tarihi. T. tere Ahmed Temir, Ankara 1986^2, s. 196; B. Spuler, Die Mongolen, s. 241; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, "Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtikân", Berresihâ-yi Târihi, IV/4, Tahrân 1348/1968, s. 280; F.W. Cleaves, The Mongolian documents in the Musée de Téhéran", s. 4041.
  136. Cemâl Turâbî Tabâtabâ'î, Resmu'l-hatt-i Uygûri ve seyr-i der-sikkefinâsi, Tebriz 1351/1972, s. 8, 12; Yine bkz. B. Spuler. Die Mongolen, s. 241.
  137. Sultan Ebû Sa'îd, Rebî'u’l-âhir 719/Mayıs-Haziran 1319 tarihinde isyancı emirlerle yapılan savaştan sonra, emirlerin isteği üzerine bahâdır hân (Moğolca vesikalarda bagatur qan bkz. F.W. Cleaves, “The Mongolian documents in the Musée de Téhéran”. s. 23, 27, 55-56; G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325", s. 341, Târihi VassâTın müellif nüshasında harekeli olarak "bahâdür". Bkz. Nuruosmaniye Kütüphanesi, nr. 3207, vr. 276a) unsam kullanılmaya başlanmış ve bahâdır hân unsam bu tarihten sonraki bütün kitabe ve resmi vesikalara işlenmiştir (bkz. W. Barthold, “İlhanlılar Devrinde Mali Vaziyet", s. 137; A.D. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans", s. 398. “Bahâdır“ unsam için daha bkz. M.F. Köprülü. “Bahadır", İA, II, s. 216-219). Ebû Sa'îd Hân’ın adı pek çok kaynak ve parada da bahâdır unsamyla birlikte kaydedilmiştir (bkz. Hamdullah Mustevfî. Târih-i güzide, s. 615; Şe- bânkâre’î, Mecına'u’l-ensâb, s. 272; Mahmüd Kutbî, Târih-i Âl-i Muzaffer, neşr. ‘Abdu'l-Huseyn Nevâ’î, Tahran 1364/1985, s. 35, 40). İlhânlılar'dan sonra diplomatik vesikalarda umumî bir ıstılah haline gelen bahâdır unsam; Celâyir, Ak-koyunlu. Kara-koyunlu ve erken Safevî diplomatı- kasında da hükümdarın adı ile sözümüz kelimesi arasında yaygın olarak kullanılmıştır (bkz. Nahcesânî, Desturu'l-kâtib, 1/1, s. 15; H. Busse, Pejühefi der-tefkilâl-i divân-i İslâmî, s. 51).
  138. İlhânlı idaresinde vilâyet ve kazalarda merkezî otoritayi temsil eden valiler için kullanılmıştır (B. Fragner. "Zu einem Autograph des Mongolenvesirs Ralid ad-Din Fazlallâh, der Stiftungsurkunde für das Tebrîzer Gelehrtenviertel Rab'-i Rasidi”. Festgabe deutscher Iranisten zur 2500Jahrfeier Irans, Stuttgart 1971, s. 36 n.6; B. Spuler, Die Mongolen. s. 283-285).
  139. Valilerin (hokkâm) yanında bulunan vekil ve memurlar. Nâ’ibler, merkezî hükümet ya da şaliler tarafından ayin edilen ve sivil idare ile mâlî işlerden sorumlu görevliler idi (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer. “Ein persisch-mongolischer Erlass des Ğalâyiriden Sayh Oveys", s. 13; Şemîs Şerik Emîn, Ferheng-i istilâhât-i divânî-yi dovrân-i Mogul, s. 235-238; B. Spuler, Die Mongolen , s. 285-286).
  140. İlhanlılar zamanında, büyük divân ya da başka bir merci (mesela divân-i evkâf) tarafından, merkezî hükümet adına vergi tahsilinden sorumlu kılınan kimseler (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer. “Ein persisch-mongolischer Erlass des Ğalâyiriden Sayh Oveys". s. 15-16; Ş. Şerik Emin, Ferheng-i istilâhât-i divânî-yi dovrân-i Mogül, s. 211-212).
  141. İlhânlı Devleti’nde gümrükler ile ticârî mâlların vergi işlerine bakan görevliler (bkz. Şemîs Şerik Emîn, Ferheng-i istilâhât-i dîvâni-yi dovrân-i Mogül. s. 101-102).
  142. Cihangir Kâ’im-mekâmî, Mukaddeme-yi ber-şinâht esnâd-i târihi, s. 155.
  143. Bu formül Ebû Sa’îd Hân’ın 730/1330 tarihli bir fermanında da kullanılmıştır (A.D. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d'ilkhans", s. 398).
  144. Aynı diplomatik formül Ebû Sa'îd Hân’ın devrine ait başka fermanlar (bkz. A.D. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans", s. 398, 399; 'İ. Şeyhu'l-Hukemâ'î, “Yâddâştî ber-kohenterîn sened-i Sâzmân-i Esnâd-i Millî-yi İran", s. 4-5) ile haleflerinden Muhammed’in fermanında da geçmektedir (H. Huseyn Nahcevânî. “Fermânî ez-ferâmîn-i dovre-yi Mogul", s. 42).
  145. Müderrisi Tabâtabâ'î, Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlû ve Ak-Koyûnlû, s. 96, 110; H. Busse, Pejûheşi der-teşkilât-i divân-i İslâmi, s. 191-192; M. Takı Dâneşpejüh, "Çehâr Fermân", Mecelle-yi Vahid, V/10, Tahrân 1347/1968, s. 787.
  146. Bu ıstılaha başka bir örnekler için bkz. Nahcevânî, Desturu ‘l-kâtib, II, s. 28, 37; Muhammed b. 'Alî b. Cemâlu’l-İslâm, Humâyûn-nâme, s. 232.
  147. Başka resmî vesikalarda da rastlanan klasik bir ifadedir (bkz. Nahcevânî, Destûru’l-kâtib. II, s. 24, 57, 60. 121, 186, 221; Muhammed b. 'Alî b. Cemâlu’l-İslâm, Humâyûn-nâme, s. 228).
  148. Bkz. II. ve III. Yarlıglar.
  149. A.D. Papazian, "Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans", s. 398. 399; Müderrisi Tabâtabâ’î, Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlü ve Ak-Koyûnlû. s. 22; Ebû Sa'îd Hân’ın Kûhek 726/1326 tarihli fermanı (fotoğraf); Tekârîru’l-menâsib (neşr. O. Turan, Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar. Metin. Tercüme ve Araştırmalar, Ankara 1988), s. 33, 35, 63, 67, 75; Nahcevânî. Desturu'l-kâtib, 11, s. 39, 43, 44, 62, 87, 105, 108; H. Busse, “Persische Diplomatik im Überblick", s. 214.
  150. Bkz. "ber-in cümle revend ve ... i'timâd nemâyend" (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325”, s. 319); “mutalâ'a konendegân ... in tevki' i'timâd konend" (bkz. İ.H. Uzunçarşılı, “Gazi Orhan Bey Vakfiyesi", s. 280, 281); G. Herrmann-G. Doerfer, "Ein persisch-mongolischer Erlass des Gelâyiriden Sayh Oveys”, s. 5); “Ber-in cümle i'timâd ber-tevki'-i 'âli...nemâyend" (bkz. G. Herrmann. “Ein früher persischer Erlass”, s. 286); “ber-in cumle revend ve i'timâd ber-tevki' ve ’alâmât-i dîvânî nemäyed" (bkz. Mir Kamal Nabipour, Die beiden persischen Leitfäden des Falak 'Alâ-ye Tabrizi über das staatliche Rechnungswesen. (Sa'âdet-nâme, metin, s. 12. 33).
  151. J. Reychman-Ananiasz Zajaczkowski, Osmanlı-Türk Diplomatikasi El Kitabı, s. 170; Mü- bahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, Diplomatik, s. 130; M. Guboglu, Paleografîa Şı Diplomatica Turco-Osmana, s. 66; F.M. Enıecen, “Orhan Bey’in 1348 Tarihli Mülknâmesi Hakkında Yeni Bazı Notlar ve Düşünceler", s. 203; N. Gök, Beylikler Döneminden İtibaren Osmanlı Diplomatikasında Berat Formu, M.Ü. Türkiyat Araş. Ens.. Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul 1997, s. 233-237; “Selçuklu Diplomatikasının Osmanlı Diplomatikasına Etkileri". I. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Kongresi, Bildiriler, I. Konya 2001, s. 331-332.
  152. İlhânlı fermanlarında fermânın yazıldığı yer (locus) umumiyetle “be-makâm-i...". bazen de “bi-şehr-i" şeklinde yazılmıştır. Farsça fermânlarda yazılış yerinin kaydı Ak-koyunlu ve Kara-koyunlular zamanında da devam etmiş ve Safevîler devrinden itibaren yavaş yavaş ortadan kalkmıştır (bkz. H. Busse, Pejûheşi der-teşkilât-i divân-ı İslâmî, s. 57).
  153. “Kutibe fi 725 / bi-şehr-i İslâm Ûcân" (bkz. G. Herrmann-G. Doerfer, “Ein persischmongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325”, s. 319. 329). ‘Kutibe fi 726 / bi-makâm-i Kühek” (Esnâd-i Millî’deki fermanın fotoğrafı). Bu sıralamayı orijinal Eyyubî fermanlarında da görmek mümkündür (bkz. S.M. Stern, Two Ayyubid Decrees from Sinai". Documents from Islamic Chanceries, ed. S. M. Stern, Oxford 1965, s. 27).
  154. Aynı ibareler çağdaş bazı yazmaların sonunda, ferağ kaydından hemen sonra da kullanılmıştır (hamiden, musalliyen, musellimen: 23 Safer 738/19 Eylül 1337 tarihli bir nüsha için bkz. Vassâf, Tecziyetu'1-emsâr. Ayasofya, nr. 3109, vr. 368b).
  155. Bkz. L. Fekete, Einführung, s. 74; İ. Afşâr, “Fermânî ez-Sultân Rustem-i Ak Koyunlu”. Berresîhâ-yi Târihi, VIII /4, Tahran 1352/1973, s. 217.
  156. Bu formül için bkz. yukarıda açıklama (8). Bu formül 704/1304, 725/1325, 730/1330 ve 731/1330 tarihli orijinal yarlıgiarda kullanılmıştır (bkz. G. Herrmann, “Zum persischen Urkundenwesen in der Mongolenzeit: Erlasse von Emiren und Wesiren", resim 4; G. Herrmann-G. Doerfer. “Ein persisch-mongolischer Erlass aus dem Jahr 725/1325". s. 319; A.D. Papazian, “Deux nouveaux iarlyks d’ilkhans". s. 398, 399; ‘1. Şeyhu'l-Hukemâ’î. "Yâddâştî ber-kohenterin sened-i Sâzmân-i Esnâd-i Millî-yi İran”, s. 5. Sonraki asırlardaki tekâmülü için bkz. L. Fekete, Einführung, s. 38, 74; H. Busse, Pejûheşİ der-teşkîlât-i divân-i İslâmî, s. 58; Aynı müellif, “Persische Diplomatik im Überblick”, s. 215).
  157. Bkz. İmâdu’d-din Şeyhu'l-Hukemâ’î, “Yâddâştî ber-kohenterîn sened-i Sâzmân-i Esnâd- i Millî-yi Irân”, s. 5.
  158. Yarlıglarda metnin ortasındaki önemli isim ve elkâbın yazımı esnasında bir miktar yer boş bırakılmış ve bu isim ve elkâb kenara (haşiye") yazılmıştır. Bu durum Safevî devrine kadar devam etmiştir (A. Soudavar, “Farmân of the Il-Khan Gaykhatu”, s. 34-35; Farsça terc. Muhsin Ca'ferî-mezheb, “Nehostîn Fermân-i Fârsî-yi İlhânân”, s. 35; Türkçe terc. Osman G. Özgüdenli, “İlk Farsça İlhânlı Fermam", s. 187).
  159. Ataları gibi yan göçebe bir hayat süren Ebû Sa’îd Hân umumiyetle kışlık merkez (kışlag) olarak Arrân, yazlık merkez (yaylag) olarak da Sultâniyye’yi tercih etmiştir. İlhânlı hükümdarlarının kışlık ve yazlık merkezleri için bkz. B. Spuler. Die Mongolen, s. 280.
  160. Mutasarrıflık tefvizi ve süre tahdidi için bkz. Nahcevânî, Destûru’l-kâtib. II, s. 133, 134. 137.
  161. Meselâ bkz. Şîrîn Beyânî, Târih-i Âl-i Celâyir, s. 231.
  162. Destûru’l-kâtib ( 1/2, s. 322)’te El' âce-serâylarla ilgili yazışma örneklerinde mu'temed Hvâce-yi azanı Melik-i Mulûku'l-hvâss ... Emînu'd-devle ve'd-din Hvâce Cevher’in adı zikredilmekteyse de, yarlığımızdaki şahıs ile aynı kimse olup olmadığı malûm değildir.
  163. İlhanlı ve Celâyirîler devrine ait mu'temedler ile ilgili vesika ve yazışma suretleri için bkz. Nahcevânî, Destûru’l-kâtib. 1/2, s. 322, 381, 419. 501; O.G. Özgüdenli, “İlhanlı Devrine Ait Anonim Bir Münşe’ât Mecmû'ası: Risâla al-Sâhibiyya”, s. 729-734.
  164. İncü, İlhânlı devletinde hükümdar veya hükümdar ailesine ait “şahsî mâl” ile, daha yaygın olarak irsi mâhiyeü hâiz “hususî emlâk" ve bu emlâkla ilgili şahıs veya şahıslan ifade etmek için kullanıllan geniş kapsamlı bir ıstılahtır. Bkz. Ahmet Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul 1993s, s. 64; G. Clauson, EDPT, s. 173; G. Doerfer, TMEN, II, s. 220-225; Ş. Şerik Emin, Ferheng-i istilâhât-i divâneyi dovrân-i Mogul. s. 51-55; Kazuhiko Shiraiwa, “İnjû in the Jâmi' al-tavârîkh of Rashîd al-Dîn", Acta Orientalia. Academiae Socientiarum Hungaricae. XLII/2-3, (1988), s. 371-376; A.K.S. Lambton. Continuity and Change in Medieval Persia. Aspects of Administrative, Economic and Social History, llth-14th Century, London 1988, s. 118- 129; A.K.S. Lambton. Landlord and Peasant in Persia, London-New York 1991 ^3, s. 77-79; I.P. Petruşevsky, Keşâverzî ve znunâsebât-i arz i der-İrân-i 'ahd-i Mogül, II. s. 448-458; Z.V. Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1987^3, s. 59, 227, 286-287; Osman G. Özgüdenli, “İncü”, DİA, XXII, (2000), s. 281.
  165. Vassâf (s. 231, 268, 317)’ın kayıtlarına bakılırsa, Şîrâz’da bulunan incü arazisi, Argûn Hân zamanında 600.000, Gâzân Hân zamanında ise 1.000.000 dinara mukâta'aya verilmiştir. Yme. Fârs eyaletinin incü gelirlerinin 692/1292-1293 yılında dört yıllık bir süre için 1.000 tümen (10.000.000 dînâr)'e mukâta'aya verildiği malûmumuzdur. Bu rakamları Hamdullâh Mustevfî’nin Fârs eyaleti için verdiği vergi kayıdarıyla karşılaştıran I.P. Petruşevsky, bu eyalette ve özellikle de Şîrâz’da bulunan incüye ait emlâkin, devlete ait dîvânî arazi ile özel mülklerden daha büyük bir yekûn tuttuğu sonucuna ulaşmıştır (Petruşevsky. Keşâverzî, II, s. 455). Bütün bunlardan, İlhanlı hükümdarlarının Fârs eyaleünde önemli miktarda zncûsünün bulunduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu hususta yine bkz. Ryoko Watabe, “The Local Administration of the Ilkhanîd Dynasty: A Case of Fars", Annals of Japan Association for Middle East Studies, 12,Tokyo 1997,s. 192; A.K.S. Lambton. “Mongol fiscal administration in Persia", Studia Islamica. LXIV-LXV. (1986), s. 79-99; O.G. Özgüdenli, “İncü", s. 281.
  166. İlhânlı devri kaynaklarında Şîrâz'dan alınan vergilerle ilgili az da olsa malûmat bulmak mümkündür. Argûn Hân devrinde 400.000 dinara mukâta'aya verilmekteyken, bu rakam Gâzân Hân devrinde dört yıl için 1.000.000 dinara çıkarılmıştır ('Alî Sâmî, Şîrâz, diyâr-i Sa'di u Hafız, Şîrâz 1347/1968, s. 551). 'İmâdıı’s-Serâvî tarafından kaleme alınan Câmi'u’l-hesâb’ta Şîrâz şehrinin 37 hânî/738/1338 yılındaki vergi geliri 564.500 dinar olarak kaydedilmıştır (Nejat Gö- yünç, Das sogenannte Ğâme'o’l-Hesâb des 'Emâd as-Sarâvi, Ein Leitfaden des staatlichen Rechnungswesens von ca. 1340, s. 80. 161; Aynı müellif, “İmâd es-Serâvî ve Eseri". TD, XV/20, (1965), s. 84). Aslen bir İlhânlı bürokratı olan ve eserini 740/1340 yılında kaleme alan Hamdullâh Mustevfî, Şîrâz şehrinin ödediği vergi miktarını 450.000 dînâr olarak vermektedir (Nuzhetu 'l-kulûb, s. 116). ‘Abdullâh b. Muhammed Kiyâ el-Mâzenderânî tarafından kaleme alınan Risâle-yi Felekiyye’de ise, Şîrâz’ın ödediği vergi çevresi (nevâhi)'yle birlikte 820.000 dînâr olarak kaydedilmıştır (W. Hinz, Die Resâlâ-ye Falakiyya des 'Abdollah ibn Mohammad ibn Kiyâ al-Mâzandarânî. s. 100).
  167. Zerkûb-i Şîrâzî, Şîrâz-nâme, s. 103; Fesâ’î, Fârs-nâme-yi Naşiri, I, s. 106, 289.
  168. Bkz. E. Merçil, Fars Atabegleri Salgurlular. s. 122.
  169. Reşîdu’d-dîn. Târih-i mubârek-i Gâzâni, s. 276, 356; Nahcevânî, Destûru’l-kâtib, I/l, s. 187, 194.
  170. Reşîdu’d-dîn, Târih-i mubârek-i Gâzâni, s. 276-277, 356-361.
  171. Bkz. M.S. Neymat, Korpus Epigrafiçeskih Pamyatnikov Azerbaycana, s. 49 nr. 64.
  172. Celâyirîler’den Sultân Ahmed’in Zî'l-ka'de 780/Şubat-Mart 1379 tarihli fermanında: “ffmerâ u âyende u revende be-hânehâ-yi ifân ve muridân-i ifân nuzûl ne-konend” (bkz. Muhammed Kazvînî, "Fermân-Î Sultân Ahmed-i Celâyir", Mecelle-yi Yâdigâr, 1/4, Tahran 1323/1944, s. 29; Cihangir Kâ’iın-nıakâınî, “Fermân-i mensûb be-Sullân Ahmed-i Celâyir", Berresihâ-yi Târihi, III/5, Tahran 1347/1968, s. 280) Ak-koyunlu hükümdarı Ya'kûb b. Urun Hasa- n’ın 891/1486 tarihli fermanında: “İlçîyân u nâmeçiyân u âyende u revende çehârpâyân-i işân u kesân-i işân-râ ulâg ne-girend" şeklinde geçmektedir (bkz. Müderrisi Tabâtabâ’î. Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlû ve Ak-Koyûnlû, s. 91, 93). Keza 928/1522 tarihli bir tarhanlık nişanında: “İlçiyân u yâmçiyân u kûşçiyân çehârpâyân-i û-râ ulâg ne-girend”(bkz. G. Herrmann, Der historische Gehalt des “Nâmâ-ye nâmi"ron Handamir, s. 86 (metin).
  173. Nahcevânî, Destûru'l-kâtib, 1/1. s. 316-317; 1/2, s. 465-467. Yine. Celâyirliler devrine ait bir kayıtta, sultan, halkın şikâyeti üzerine memurların halkın esinde konaklamayıp, sahrada konaklamalarını ve her köyde bir geceden fazla kalmamalarını emretmiştir (Şîrîn Beyânı, Târih-i Âl-i Celâyir, s. 231). Ak-koyunlular ve Timurîler devrine ait yasaklamalar için bkz. Müderrisi Tabâtabâ'î, Fermânhâ-yi Turkmenân-i Karâ-Koyûnlû ve Ak-Koyûnlû, s. 66. 126; G. Herrmann, Der historische Gehalt des *Nâmâ-ye nâmi" ron Handamir, s. 86 (metin).

Figure and Tables