Giriş
Bilge Kağan’ın (716-734) ölümünden sonra Gök Türkler aralarında yine iktidar çatışmasına girmişti ve T’ang Sülâlesi tarafından yakından takip ediliyordu. T’ang Sülâlesinin edindiği habere göre, Huang-T’ou (Sarı Baş) Türkler 黃頭突厥 ile Mo-ch’o Türkleri 默啜突厥 adı verilen iki Gök Türk ailesi mücadele hâlindedir. Konu ile ilgili detaylı bilgiler T’ang Sülâlesi’nin veziri Chang Chiu-ling’in 張九 齡 (673-740) T’ang Sülâlesi imparatoru Hsüan-tsung’a (712-756) yazdığı bir mektupta yer almaktadır. Veziri Chang Chiu-ling, imparatoru Hsüan-tsung’un Gök Türklerin yıkılacağının işareti ile ilgili tahminini kutlayan He Sheng-liao T’u-chüeh Pi-you Wang-cheng, Ch’i Chao Chin-chien Chuang 賀聖料突厥比有亡徵其兆今見狀 adlı yazısında, kuzey bölgesi You-chou 幽州 askerî valisi General Chang Shoukui’nin 張守珪 (684-740) gönderdiği habere dayanarak, Gök Türkler hakkında şu bilgileri vermektedir:
“[General] Chang Shou-kui’nin 張守珪 ilettiği habere göre, Kıtay bayan Ch’ü-chiang’ın 屈將 Gök Türklerden kaçıp çıkmasından kağanın ölmüş olduğu gerçeği anlaşılmaktadır. Onun (Chang Shou-kui) belirttiğine göre, Huang-T’ou (Sarı Baş) Türkler ile Mo-ch’o Türkleri arasında onur kavgaları (Quarrel) 爭言氣 yaşanmış ve [taraflar arasında] askerî güç kullanımı üzerine yaşanan kargaşadan Ch’ü-chiang kaçıp çıkmıştı. Bunun öncesi ve sonrası Türklerden kaçıp gelenlerin dediklerinin kıyaslanarak yapılan incelemenin sonucuna göre, söylemler birbirine benzemektedir. Özellikle bu bayanın (Ch’ü-chiang) dedikleri daha gerçektir, [kağanın] ölüm haberi yanlış değildir, bu da Tanrı’nın cezasıdır. Ayrıca, bütün yabancı kavimlerin 諸 蕃 arasında kuzey barbarı 北虜 (Gök Türkler) en yaman olanlardır. Şimdi, [biz] onlara sefer düzenlemeye gerek kalmadan kendileri yok olmayı seçmişlerdir; bu da Tanrı’nın hak yolunda olana yardım ettiği gibi oturduğu yerden belalı canavarları temizlemiştir. Majesteleri daha önce yaptığı olağanüstü tahminde, onların (Türkler) mutlaka yıkılacaklarının alametleri bulunduğunu öngörmüştünüz. Şimdi gelen haberlerde onların aralarında askerî güç mücadelesinin yaşandığı görülmektedir ve alametler ayan olmaya başlamıştır. Şimdi onların mağlubiyetlerini beklemek ve sadece teslim olmalarını kabul etmek kalıyor; böylece sınır bölgelerinde savaş sona erecektir.”[1]
Söz konusu yazının yazılış tarihi bulunmamakla birlikte, adı geçen kağanın ve bu belgede yer alan olayların diğer Çin kaynaklarında bulunmaması, özellikler Sarı Baş Türkler ile Mo-ch’o Türkleri’nin kim olduklarına dair diğer Çin kayıtlarında bilgi verilmemesi bir sorun teşkil etmektedir.
1. Söz Konusu Yazının Yazılış Tarihi
General Chang Shou-kui 張守珪 takriben K’ai-yüan saltanat devrinin 22. yılının (734) 6. ayının hemen öncesi You-chou 幽州 Valisi olarak atanmıştı.[2] Chang Shou-kui’nin 740 yılında yazılmış olan mezar yazıtında açık tarih verilmemekle birlikte onun You-chou Valisi olarak atanmasının tarihi, aynı saltanat devrinin 21. yılının (733) sonrası olarak gösterilmektedir.[3] Bazı araştırmacılar Chang Shoukui’nin göreve gelmesini 733 yılının sonu veya 734 yılının başı olarak tespit etmektedirler.[4] General Chang Shou-kui, You-chou Valisi olarak atandıktan sonra, 734 yılının 6. ayının 3. gününde (7 Temmuz 734) Kıtayları mağlup ettiğini bildiren haberini saraya göndermişti.[5] Bu tarihten sonra General Chang Shou-kui, Youchou’nun kuzeyindeki sınır ötesi göçebe topluluklar hakkında haber vermeye başlamıştır. General, 739 yılında bu görevden uzaklaştırılmıştır.[6]
Chang Chiu-ling ise 733 yılının 12. ayının 24. gününde (2 Şubat 734) imparatorluk divan yazışma ve ferman hazırlama işlerinden sorumlu olan Chung-shu Shih-lang 中書侍郎 görevine atanmış, ertesi yıl yani 734 yılının 5. ayının 24. gününde (3 Temmuz 734) üç vezirden birisi olan divan başkanı Chung-shu-ling 中書令 olarak terfi edilmişti.[7] General, 736 yılının 11. ayının 27. gününde (2 Ocak 737) görevinden ayrılmıştı.[8] Bu bağlamda söz konusu yazı, General Chang Shoukui’nin Kıtayları mağlup ettiği 7 Temmuz 734’ten Chang Chiu-ling’in görevden uzaklaştırıldığı 2 Ocak 737’ye kadar geçen sürede yazılmış olmalıdır. Ayrıca Chang Chiu-ling, 7. ayının 25. günü (18 Ağustos 734) ile 8. ayının 14. günü (15 Eylül 734) başkent dışına görevlendirmişti.[9] Anlaşıldığı gibi Temmuz-Eylül 734 aylarında Chang Chiu-ling, saraydaki yazışma işlerinden geçici olarak uzaklaşmıştır. Bu durumda söz konusu yazı, Eylül 734 ile Ocak 737 tarihleri arasında yazılmış olacaktır.
Iwasa Seiichirô 1936 yılında Bilge Kağan (716-734) yazıtının tarihlendirilmesi konusundaki çalışmasında, Sarı Baş Türkler ile Mo-ch’o Türkleri arasındaki çatışmayı 734 yılına bağlamaktadır.[10] Bu görüşü destekleyen araştırmacılar da olayın Bilge Kağan’ın ölümünden (22 Kasım 734) sonra iki tarafın çatışması olarak yaşandığını belirtmektedirler.[11] Dolayısıyla söz konusu yazı da bu dönemde yazılmış olacaktır. Ts’en Chung-mien’in 岑仲勉 tespitine göre, bu yazı 735 yılının sonbaharına ait olmalıdır.[12] Chang Chiu-ling’ın şeceresini inceleyen Ku Chien-kuo 顧建國 da bu mektubun 735 yılının 10. ayında (21 Ekim-18 Kasım 735) yazılmış olabileceğini ileri sürmektedir.[13] Chang Chiu-ling’in eserleri üzerinde araştırma yapan Hsiung Fei, söz konusu yazının aynı yılın kış aylarında yazıldığı görüşündedir.[14] Gök Türk tarihçisi Wu Yu-kui, olayın 735 yılının son aylarında olduğunu belirtmektedir.[15] Gök Türk tarihi araştırmacısı Hsüeh Tsung-cheng ise söz konusu yazının 736-737 yıllarına ait olduğu görüşündedir.[16]
2. Adı Geçen Kağanın Kimliği
General Chang Shou-kui’nin Kıtaylı bayan Ch’ü-chiang’ın ifadesine dayandırarak Vezir Chang Chiu-ling’e verdiği bilgi üzerine saraya sunduğu raporunda, Gök Türklerde bir kağanın öldüğü ifade edilmektedir. Gök Türk tarihinde 7 Temmuz 734 ile 2 Ocak 737 tarihleri arasında iki kağanın ölümü meydana gelmişti. Birisi Bilge Kağan, diğeri ise kimliği üzerinde birçok tartışmalı olan Bilge Kağan’ın oğlu Yi-jan Kağan’dır. Ancak Iwasa Seiichirô, Chang Chiu-ling’in söz konusu yazısının tarihinin belli olmadığını belirterek, yazıda geçen kağanın Bilge Kağan olabileceğini ileri sürmüştü.[17]
Orhun Kitabeleri’ne göre Bilge Kağan, İt Yılı’nın 10. aynın 26. günü ölmüş ve yoğ merasimi de Domuz Yılı’nın 5. ayının 27. günü yapılmıştı. Louis Bazin, Bilge Kağan’ın ölüm tarihini 22 Kasım 734 ve cenaze törenini ise 22 Haziran 735 olarak tespit etmişti.[18] Çin’in geleneksel takvimine göre, Bilge Kağan’ın ölüm tarihi İmparator Hsüen-tsung’un K’ai-yüan saltanat devrinin 22. yılının 10. ayının 23. günü (22 Kasım 734) olup, cenaze tarihi ise K’ai-yüan saltanat devrinin 23. yılının 5. ayının 27. günü (22 Haziran 735) idi. Ancak T’ang Sülâlesi, Bilge Kağan’ın ölüm haberini Gök Türk elçisi vasıtasıyla K’ai-yüan saltanat devrinin 22. yılının yani 734 yılının 12. ayının 23. gününde (21 Ocak 735) almıştı. İmparator Hsüen-tsung, Bilge Kağan için üç gün yas tutmakla saray işlerini durdurmuştu. İmparator, aynı yılın 12. ayının 27. gününde (25 Ocak 735) doğu başkenti Luoyang şehrinin güney kapısında matem töreni düzenlemiş ve Gök Türklere taziyesini bildirmek için sülâle soyundan olan Li Ch’üan’ı 李佺 (Orhun Kitabeleri’nde Li-sün) görevlendirmişti.[19] Bu belgeye göre, Li Ch’üan bu tarihten sonra yani Bilge Kağan’ın ölümünden iki ay sonra Gök Türklere gönderilmiş olacaktı. Yolculuk hazırlıkları için gereken zaman hesaba katıldığında, Li Ch’üan’ın yola çıkması 735 yılının Şubat ayını bulur. Bu konuda Ts’en Chung-mien, Li Ch’üan’ın 735 yılının bahar mevsimin ortalarında yola çıkmış olduğu görüşünü ileri sürerken,[20] Paul Pelliot ise Li Ch’üan’ın 735 yılının ortalarında Gök Türklere gitmiş olduğunu tahmin etmektedir.[21]
Bilge Kağan’ın ölümünden sonra taht varisi hakkında Çin kayıtlarında karışık bilgileri vermektedir. Bundan dolayı tahta geçen Yi-jan Kağan’ın 伊然可汗 mı, yoksa Tengri Kağan’ın 登利可汗 mı hakkında tartışmalar yaşanmıştı.[22] Bazı araştırmacılar, zikredilen bu iki kağanın aynı kişi olabileceğini de ileri sürmektedirler.[23] Ancak, Yi-jan Kağan tarihî kayıtlarda ayrı bir şahsiyet olarak tespit edilmiş olup kısa bir dönemliğine hükümdar olmuştu. Kendisini Kuzey On İki Kavim’in 北 藩十二姓soylulardan 貴種 olarak tanıtan ve Soğut reisi A-yi-ch’ü Tarkan’nin 阿 義屈達干 (*Ay Kül Tarkan) mezar kitabesine göre, Bilge Kağan öldükten sonra “ülkenin önde gelenleri 國人 onun oğlunu Yi-jan Kağan yapmışlardı, ancak sebepsizce hastalanarak ölmüştü. Tekrar onun (Yi-jan Kağan) kardeşini Teng-li (*Tengri) Kağan yapmışlardı” diye bilgi vermektedir.[24] Çin kaynakların çoğu buna benzer bilgilere yer vermiştir.[25] Sadece Yeni T’ang Sülâlesi Tarihi’nde Yi-jan Kağan’ın sekiz yıl kağanlık yaptığı ifade edilmektedir.[26] Söz konusu kaynaktaki bilgiler yanlış olabilir ya da yerine geçen Tengri Kağan ile karıştırılmış olabilir. Ayrıca THY’da Bilge Kağan’ın ölümünden sonra tahta oğlu Teng-li Kağan geçti diye zikredilmektedir.[27] Yi-jan Kağan’ın taht süresi çok kısa olduğu için kaydetmeye önem vermemiş olabilir. Çin elçisi Li Ch’üan’ın bilge Kağan için taziye bildirmesi ve Yi-Jan Kağan’ın tahta çıkmasını kutlamak için yola çıktığında Yi-Jan Kağan ölüp yerine Teng-li Kağan (Tengri Kağan) tahta geçmişti.[28] Teng-li Kağan yaşı küçüktü 年幼, annesi Po-fu 婆匐(TFYK’de Suo-fu 娑匐[29]) idare ediyordu.[30]
742 yılında Basmil, Uygur ve Karluk kavimleri T’ang Sülâlesi’nin desteğiyle Gök Türklere karşı saldırıda bulunmuşlardı ve bu yılın 8. ayının 15. gününde (18 Eylül 742) bir kısım Gök Türkler T’ang Sülâlesi’ne sığınmışlardı. Bunların arasında Bilge Kağan’ın kızı Prenses Ta-luo 大洛公主, Yi-jan Kağan’ın küçük eşi Yü-sai-fu 余塞匐 ve Tengri Kağan’ın kızı Prenses Yü-tu 余燭公主 bulunmaktadırlar.[31] Bu kafile ile birlikte Çin’e sığınan A-yi-ch’ü Tarkan’ın (*Ay Kül Tarkan) mezar kitabesinde de bu adlar geçmektedir.[32] Buradaki “Yi-jan Kağan’ın küçük eşi” ibaresi, Yijan Kağan’ın tarihte geçtiğinin bir delilidir. Yi-jan Kağan’ın ara dönemde iktidara gelen bir kağan olduğu açıktır.[33]
Yi-jan Kağan hastalanarak kısa bir sürede ölmüş (734) ve yerine kardeşi, Teng-li Kağan 登利可汗 (*Tengri Kağan, 734-741) olarak seçilmişti.[34] TCTC’nin tespitine göre, Gök Türklerin Bilge Kağan’ın ölüm haberini T’ang Sülâlesi’ne ilettikleri 21 Ocak 735 tarihinde Teng-li Kağan artık tahta oturmuştu.[35] Yani Bilge Kağan’ın ölüm tarihi (22 Kasım 734) ile Li Ch’üan’ın gönderilme kararının alındığı tarih (25 Ocak 735) arasında Yi-jan Kağan’ın ölümü ve Teng-li Kağan’ın tahta oturması gerçeklemiştir. Yi-jan Kağan’ın takriben 22 Kasım 734 ile 21 Ocak 735 tarihleri arasında tahtta olduğu anlaşılmaktadır.
Yine Chang Chiu-ling’in kaleme aldığı ve imparatorun adıyla bahar mevsiminin başında Tengri Kağan’a yazdığı Ch’i T’u-chüeh K’e-han Shu 敕突厥可汗書 (Türk Kağan’a Mektup) adlı mektupta, Bilge Kağan’ın ölümü dolaysıyla üzüldüğü, cenaze töreni için ne gerekirse istenebileceği, yakında taziye bildirmek için elçi göndereceği belirtilmişti. Mektupta aynı zamanda Tengri Kağan’ın yeni taht varisi olarak kağanlığa oturması ve kavimlerin 蕃落 hepsinin sakinleştirildiği 寧靜 haberinin alındığı belirtilmektedir.[36] Chang Chiu-ling’in bahar mevsimin ortasında kaleme aldığı Ch’i T’u-chüeh Teng-li K’e-han Shu 敕突厥登利可汗書 (Türk Tengri Kağan’a Mektup) adlı diğer bir mektupta, zamanın hızlı akıp gittiği, Bilge Kağan’ın yoğ töreni tarihinin hızla yaklaştığı, talep edilen cenaze malzemelerinin hepsinin hazırlandığı ve şimdi amcası Chin-wu Büyük Generali 金吾大將軍 (Li-) Ch’üan’ın tekrar gönderileceği yazılmaktadır.[37] Çin geleneksel takvimine göre, bahar dönemi 4-5 Şubat ile 20-21 Nisan arasıdır. Söz konusu mektupların Bilge Kağan’ın yoğ töreni tarihinden (22 Haziran 735) önce yazılmış olduğu açıktır. Birinci mektup bahar mevsimin başında yazıldığına göre, 735 yılının Şubat ayı içinde yazılmış olabilir; ihtimal Li Ch’üan ile birlikte göndermiştir. İkinci mektup ise aynı yılın Mart ile Nisan ayı arasında yazılmış olabilir. Birinci mektupta hiçbir yerde kağan adını vermemiştir. Ancak mektupta “yeni taht varisi olarak kağanlığa oturması” ibaresinden Yi-jan Kağan’ı işaret ediyor olabilir. İkinci mektup da Tengri Kağan’a hitaben yazılmıştı.
Yukarıda tespit edildiği gibi, Li Ch’üan, Şubat ayında Gök Türklere gönderilmişti; İmparator Hsüan-tsung’un (712-756) Tengri Kağan’a yazdığı ikinci mektubunda Bilge Kağan’ın yoğ törenine Li Ch’üan’ı tekrar göndereceği ifadesine göre, General Li Ch’üan hem Bilge Kağan’ın birinci cenazesine hem de ikinci cenazesine (Yoğ töreni) toplam iki defa gönderilmiş olacaktır.
Chang Chiu-ling’in Gök Türklerin Küçük Kağanı’nın ölümü ile ilgili İmparator Hsüan-tsung’a yazdığı He T’u-chüeh Hsiao-k’e-han Pi-shih Shang-ssu Chuang 賀突厥 小可汗必是傷死狀 (Türk Küçük Kağan’ın Ölümüne Dair Kutlama Mektubu) adlı bir başka yazısında, Gök Türkler tarafından yakalanan ve beş gün sonra kaçıp giden Kıtay kökenli Yi-t’u-yü’nün 伊吐于 ifadesine dayandırılarak, Gök Türk generallerinin her gün otağın衙帳 önünde ağlayarak yüzlerini çizdiklerinin gerçeği ile birlikte Küçük Kağan’ın 小可汗 yaralanmış veya ölmüş olduğu yazılmaktadır. Ayrıca bu haberin, dolayısıyla imparatorun daha önce Gök Türklerde önemli birisinin ölmüş olduğuna ilişkin tahmini doğru çıktığı için Chang Chiu-ling imparatoru kutlamıştı.[38] Yukarıda tespit edildiği gibi, Chang Chiu-ling’in imparatorluk yazı işleri görevi sırasında (Temmuz 734 ile 2 Ocak 737) Gök Türklerde iki kağanın (Bilge Kağan ile Yi-jan Kağan) ölümü gerçekleşmişti. “Küçük Kağan 小可汗 ibaresinin Bilge Kağan’ın oğlu Yi-jan Kağan için kullanılmış olduğu açıktır. Chang Chiu-ling’in eserleri üzerinde araştırma yapan Hsiung Fei de Küçük Kağan’ın Yijan Kağan olduğu kanaatindedir.[39] Hsiung Fei ayrıca Kıtay bayan Ch’ü-chiang’ın ifade ettiği ölen kağanın da Yi-jan Kağan olduğunu belirtmektedir.[40]
Ts’en Chung-mien, “Küçük Kağan’ın” ölümü ile ilgili yazının 735 yılının sonbahar ile kış mevsimleri arasında yazıldığı görüşündedir. Ancak bu tarihte Gök Türklerde bir kağanın ölümü ile ilgili kayıtlar olmadığı için Ts’en Chung-mien, Chang Chiu-ling’in ve imparatorun yanlış algılamış olduğunu da ileri sürmüştü.[41] Ts’en Chung-mien’in bu konudaki araştırmasına göre, eğer Yi-jan adlı kağanın mevcut olduğu kabul edilirse, bu kağan Chang Chiu-ling’in yazısında zikredilen Küçük Kağan olmalıdır. Ancak Ts’en Chung-mien, Türklere gönderilen elçi Li Ch’üan de 735 yılının bahar mevsimin ortalarında yola çıktığı için, yani Küçük Kağan’ın ölümü ile ilgili yazıdan daha önce olduğu için Yi-jan’in Küçük Kağan olamayacağını ileri sürmüştü. Ts’en Chung-mien ayrıca Yi-jan Kağan ile Tengri Kağan’ın aynı kişi olabileceği düşüncesinde olduğu için, Bilge Kağan’ın ölümünden sonra ve Tengri Kağan’dan önce bir kağanın ölmediği kanaatindedir.[42] Hâlbuki Li Ch’üan’in, Bilge Kağan’ın ölümü ile yoğ töreni için iki defa Gök Türklere gönderildiği yukarıda saptanmıştı. Bu durumda Küçük Kağan’ın Yi-jan Kağan olmasının ihtimali yüksektir. Paul Pelliot da T’ang Sülâlesi imparatoru Hsüan-tsung’un Tengri Kağan’a yazdığı ilk mektubunun Şubat 735 tarihinde yazıldığını ve Bilge Kağan ile Tengri Kağan arasında bir kağanın mevcut olduğunu belirtmişti,[43] ancak Paul Pelliot Çin kaynaklarındaki karışıklıklarından dolayı kesin bir sonuca varamamıştır.[44]
Bütün bu tahlillerin sonuncunda, Bilge Kağan’ın ölümü ile Tengri Kağan’ın tahta çıkışı arasında (22 Kasım 734-Şubat 735) Küçük Kağan da denilen Yi-jan Kağan adlı bir hükümdarın bulunduğu ve Kıtay bayan Ch’ü-chiang’ın verdiği bilgideki “ölmüş kağanın” da Yi-jan Kağan olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Chang Chiu-ling’in He Sheng-liao T’u-chüeh Pi-you Wang-cheng, Ch’i Chao Chin-chien Chuang adlı yazısında geçen Sarı Baş Türkler ile Mo-ch’o Türkleri arasındaki mücadele olayı da Yi-jan Kağan’ın ölümünden sonra ve Tengri Kağan’ın tahta çıkış tarihi olan Şubat 735 arasında yaşanmış olacaktır. Nitekim, T’ang Sülâlesi imparatoru Hsüan-tsung’un Tengri Kağan’a yazdığı Ch’i T’u-chüeh K’e-han Shu adlı mektupta, Tengri Kağan’ın “yeni taht varisi olarak kağanlığa oturması ve kavimlerin hepsinin sakinleştirildiği haberinin alındığı” ibaresi bu görüşü doğrulatmaktadır. Yani Yi-jan Kağan’ın ölümü ile Gök Türklerin arasında yaşanmış iktidar kavgalara Tengri Kağan tarafından son verilmiştir.
3. Mo-Ch’o Türkleri
Yi-jan Kağan’ın 21 Ocak 735 tarihinden önce ölümünün ardından, Gök Türk topluluğunda “Huang-t’ou (Sarı Baş) Türkler” ile “Mo-ch’o Türkleri” arasında bir mücadele yaşandığı anlaşılmaktadır. Ancak Mo-ch’o Türkleri terimine diğer Çin kaynaklarında rastlanmamaktadır. Ts’en Chung-mien’in tespitine göre Moch’o Türkleri, Gök Türk kavminin kendisidir.[45] Liu Mao-ts’ai, Mo-ch’o Türkleri’nden Mo-ch’o’nun (Mo-ch’o Kağan) yandaşlarının ya da Doğu Gök Türklerinin kastedildikleri ihtimalini ortaya koymaktadır.[46] “Sarı Baş Türkler” de Doğu Gök Türklerdir, bu nedenle “Mo-ch’o Türkleri, Mo-ch’o’nun (Mo-ch’o Kağan) yandaşlarıdır” ifadesi daha uygun bir tespit olabilir. Mo-ch’o Türkleri hakkında diğer bir örnek ise eski Tibetçe bir metinde (Old Tibetan Document) geçen “drugu ’bug chor” terimidir. Tun-huang’da bulunan P. T. 1283 (Pelliot Tibétain 1283) kodlu bu metinde (üç kez ’bug chor olarak geçmektedir) bulunan “drugu ’bug chor” terimi, araştırmacılar tarafından “Türk Bäg Čor” olarak tercüme edilmektedir. Araştırmacılar, bu terimden kastedilenin Çin kaynaklarında geçen Mo-ch’o Kağan (691-716) olduğu görüşündedirler. Ancak bu Tibetçe metinde geçen “drugu ’bug chor” sözü bir hükümdarın adından ziyade bir kavmin adına benzemektedir, nitekim metinde “drugu ’bug chor” adına bağlı on iki urugdan söz edilmektedir.[47] Çin kaynaklarında Mo-ch’o Kağan, çoğu zaman “Türk Mo-ch’o 突厥默啜” olarak ifade edilmektedir, ancak “drugu ’bug chor” ile mahiyet bakımında farklıdır ve Türk Mo’cho ile sadece Mo-ch’o Kağan’ın kendisi kastedilmektedir. Denis Sinor, bazı araştırmacıların görüşüne yer vererek gerek Tibetçe metindeki “drugu ’bug chor” gerekse Chang Chiu-ling’ın yazısındaki “Mo-ch’o Türkleri” isimlerinin bir yer adı değil, gerçek bir siyasî boyun adı olduğu tespitini ortaya koymaktadır.[48]
Tibetçe metinde olduğu gibi bazı Çin kaynaklarında da Doğu Gök Türk topluluğunda “On İki Urug/Boy 十二姓/十二部” terimi geçmektedir. Mo-ch’o Kağan’ın 723 yılında T’ang Sülâlesi başkenti Ch’ang-an’da ölmüş olan kızı Prenses Hsien-li Bilge’nin 賢力毗伽公主 mezar kitabesinde, babasının Otuz (urug) Boylu kağan olduğu ve Dokuz Oğuz 九姓 ile On İki Boyun 十二部 ona bağlı oldukları zikredilmektedir.[49] 742 yılında Gök Türklerden T’ang Sülâlesine sığınan Soğutlu reis A-yi-ch’ü Tarkan (*Ay Kül Tarkan) (683-757) adına yazılmış olan mezar kitabesinde, mezar sahibinin “Kuzey Kavminin On İki Boyunun 北蕃十二姓 Soylularından 貴種” olduğu ifade edilmektedir.[50] An Lu-shan 安祿山 (703-757) isyanı ile ilgili An Lu-shan Shih-chi 安祿山事蹟 adlı kitapta, An Lu-shan’ın Hsi 奚 (*Tatabi) ve Kıtayları mağlup ettikten sonra Dokuz Oğuz ve On İki Boy’a 十二 姓 karşı taarruzda bulunduğu yazılmaktadır.[51] A-tieh (Ediz) Kuang-chin’in 阿跌 光進 (750-815) mezar kitabesinde kendisinin Güney Ch’an-yü Sol Bölgesi (Tölis Bölgesi) On İki Boyu’ndan 南單于左廂十二姓 geldiğini iddia etmektedir.[52] Anlaşıldığı gibi Gök Türklerde on iki (urug) boydan oluşan bir topluluk bulunmaktadır ve bu topluluk büyük ihtimalle Gök Türk kavmine bağlı on iki urug (aşiret) olmalıdır. Araştırmacılar P. T. 1283 numaralı Tibetçe metindeki on iki boyun en az sekizini Çin kaynaklarıyla kıyaslayarak tespit etmişlerdir; bu çalışmalarda görüldüğü üzere, Tibetçe metindeki boyların çoğu Gök Türk aşiretlerinin adlarına denk gelmektedir.[53] E. G. Pulleyblank’in tespitine göre, Kuzey kavminin On İki Boyu (urug) 北蕃十二姓 adına sekizinci yüzyılından önce rastlanılmamaktadır.[54] Yani “On İki Boy” İkinci Gök Türk Devleti kurulduktan sonra vücuda gelmiş ve Mo-ch’o Kağan döneminde oluşmuş olmalıdır. Bu nedenle Tibetçe metindeki “On İki Boy”, Mo-ch’o Kağan ile özdeşleştirebilmiştir.[55]
Ancak Chang Chiu-ling’in yazısında geçen “Mo-ch’o Türkleri 默啜突厥” teriminin, söz konusu on iki boyu kapsayan “drugu ’bug chor” isminin mahiyeti ile farklı olabilir. Liu Mao-ts’ai’nin açıklamasına göre “Mo-ch’o Türkleri”, Mo-ch’o Kağan’ın yandaşları olabilirler;[56] Takao Moriyasu da “Mo-ch’o Türkleri”nin İkinci Gök Türk Devleti yıkıldıktan sonra hayatta kalan önemli bir Türk grubu oldukları görüşündedir.[57] Yani Kıtay bayan Ch’ü-chiang’ın bahsettiği “Mo-ch’o Türkleri”, Mo-ch’o ailesini yani uruğunu kastetmiş olmalıdır. Ts’en Chung-mien, Sarı Baş Türkleri Uygur olarak gördüğü için Mo-ch’o Türkleri’ni Gök Türklerin asıl boyu olarak tespit etmiştir.[58] Hsiung Fei, Sarı Baş Türkleri ile Mo-ch’o Türklerinin Gök Türklerin boy adları olduğunu, Sarı Baş Türk’ün Sarı boy Türk olarak okunması gerektiğini ve bunların Sarı ile Kara Türgişlerin bir boyu (urug) olduklarını ileri sürmektedir.[59] Bu tespitlerin doğru olmadığı, yukarıdaki tahlillerden anlaşılmaktadır.
Bazı araştırmacılara göre Sarı Baş Türkler ile Mo-ch’o Türkleri arasındaki çatışma, 741 yılından sonra devam etmiştir.[60] Yani Tengri Kağan’dan sonra iktidara gelen hükümdar, Sarı Türklerden değildir.[61] Gök Türk iktidarının başına gelen Özmiş Kağan’ın 烏蘇米施可汗 babası Sol Şad, artık Mo-ch’o Türklerindendir.[62] Çin kaynaklarına göre, Tengri Kağan’ın dedesinin kardeşinin oğlu 從叔父 Sol Şad ile Sağ Şad olmasından dolayı doğu ve batı (Tölis ve Tarduş) bölgelerinin askerî güçlerini elde tutmaktadır. Tengri Kağan, annesi (Tunyukuk’un kızı P’o-fu 婆匐) ile Batı Şad’ı (Tarduş Şad) kandırarak öldürmüştü; Sol Şad (Tölis Şad) ise bu durumdan kaygılandığı için Tengri Kağan’a saldırarak onu öldürmüştü.[63] Bilge Kağan’ın oğlu Tengri Kağan’ın dedesi İlteriş Kağan’dır, İlteriş’in kardeşleri ise Mo-ch’o ve Tuo-hsi-fu 咄悉匐[64] olup Sol Şad ile Sağ Şad ise bunların çocuklarıdır. Yani Tengri Kağan döneminde kağanlığa bağlı Sol ve Sağ Şadlar İlteriş soyundan değil, onun kardeşlerinin soyundan gelmektedir.
4. Sarı Baş Türkleri
Yi-jan Kağan’nın ölümü ve Tengri Kağan’ın tahta geçişi döneminde, “Mo-ch’o Türkleri” ile mücadele eden “Huang-t’ou Türkleri” (Sarı Baş Türkleri) adının diğer Çin kayıtlarında bulunmamaktadır. Araştırmacılar da bu terimi Çincede geçtiği şekilde, Sarı Baş Türkleri (Yellow Head Turks) olarak tercüme etmektedirler.[65] Ts’en Chung-mien’in tespitine göre, Huang-t’ou Türkleri Uygurlardır[66] ve bu isim, Sarı Uygurlar teriminden esinlenmiş olabilir. Ancak bu tarihlerde Sarı Uygur adı henüz tarih eserlerinde geçmemektedir, üstelik Uygurlar 735 yıllarında Gök Türklere karşı mücadele edebilecek güçte değildiler. Liu Mao-ts’ai, Huang-t’ou sözcüğünü “sarı türban” (gelber turban) olarak çevirmiş[67] ve bunun Türgişlerin Sarı boyu olabileceğini ileri sürmüştü.[68] Vezir Chang Chiu-ling’in eserleri üzerinde araştırma yapan Hsiung Fei de aynı görüştedir.[69] Liu Mao-ts’ai’nin, Çince “Huang-t’ou” (sarı baş) sözcüğünden “sarı başlık” manasını çıkardığı ve “Sarı Türgiş” teriminden esinlendiği açıktır.[70] Ancak Gök Türklerin yönetim merkezinde cereyan eden bu mücadeleyi, onun daha batısındaki Sarı Türgişlere (ya da Kara Türgişler) bağlaması pek inandırıcı değildir. Deniz Sinor da Liu Mao-ts’ai’nin tercümesini doğru bulmamaktadır.[71]
Çin kaynaklarında “Huang-t’ou” (Sarı Baş) adıyla isimlendiren birçok kavim bulunmaktadır. Örneğin T’ang Sülâlesi (618-906) döneminde Huang-t’ou Shi-wei 黃頭室韋 (Sarı Baş Shih-wei) kavmi vardır.[72] 947-953 yılları arasında Kıtay ülkesinde kalan Hu Ch’iao’nun 胡嶠 yazdığı Kuzeyde Alıkoyma Hatırası’nda 陷北記 (Hu Ch’iao’nun Seyahatnamesi) aynı boyun adı geçmektedir.[73] Bu boy adı kaynaklarda bazen de Huang Shi-wei 黃室韋 (Sarı Shih-wei) olarak geçmektedir.[74] Sung Sülâlesi (960-1127) döneminde Huang-t’ou Nü-chen 黃頭女真 (Sarı Baş Nü-chen/Sarı Baş Cürcen) adlı bir kavim de bulunmaktadır. Hung Hao’nun 洪 皓 (1088-1155), Cürcenlerin kurdukları Chin Sülâlesi’ne (1115-1234) elçi olarak gittiğinde alıkoyulduğu dönemde (1129-1143) yazdığı hatırası yani Sung-mo Chiwen 松漠紀聞 adlı eserinde, Sarı Baş Nü-chen 黃頭女真 kavminin Sarı Baş Shihwei kavminden gelebileceğini ileri sürerek, Sarı Baş Nü-chen’ın saç ve sakallarının sarı, yani beyaz-sarı karışımlı olmasından dolayı onlara bu adın verilmiş olduğunu demektedir.[75] Ayrıca Sung Sülâlesi döneminde Çin kaynaklarında Huang-t’ou Hui-he 黃頭回紇 (Sarı Uygur) kavim adı geçmektedir.[76] Bunun dışında T’ang Sülâlesi dönemindeki şair Chang Chi’nin 張籍 (767-830) bir şiirinde Huang-t’ou Hsien-pi 黃頭鮮卑 (Sarı Baş Hsien-pi) adı da geçmektedir.[77] Sarı Baş Shi-wei 黃 頭室韋 bazen Sarı Shi-wei 黃室韋 olarak yazılabildiğine göre, buradaki “Baş” yani “t’ou” 頭 karakteri sadece bir ekleme kelime olup, Çinli yazarlar tarafından özenle konulmuş olabilir. Bu durum, Çincedeki Huang-t’ou Hui-he’ya 黃頭回紇 Türkçede Sarı Uygur denilmesi gibidir.[78] Bu durumda Huang-t’ou Türklere yani “Sarı Baş Türklere”, “Sarı Türkler” de denilebilir.
Konuyla ilgili diğer bir boy adı ise Huang-hsing Türgiş 黃姓突騎施, yani Sarı Türgişlerdir. Çin kaynaklarında, Türgiş Devleti’nin kurucusu Sha-ke’nın 娑葛 neslinden gelen aile mensuplarına Sarı Soylular (Huang-hsing) 黃姓, bu nesilden olmayan ve yerine geçen Su-lu’nun 蘇祿 (*Suluk) ailesinin mensuplarına Kara Soylular (Hei-hsing) 黑姓 denilmektedir.[79] Yani devletin kurucu ailesinin “Sarı” ile sıfatlandırıldığı açıktır. Huang-t’ou Türk (Sarı Baş Türkleri) ya da Sarı Türkler de bu manada olmalıdır. Bu durumda Huang-t’ou Türk (Sarı Baş Türkleri) teriminden, Mo-ch’o Türkleri ile farklı olarak İkinci Gök Türk Devleti’nin kurucu ailesinin kastedildiği ortaya çıkmaktadır. Kan-chou Uygur Devleti’nin kurucu ailesi de Yaglakar (Yaghlakar) boyundan oluşmaktaydı. Keza Orhun Uygur Devleti’nin (745-840) kurucu ailesi Yaglakar idi.[80] Türk tarihinde, A-shih-na ve Yaglakar gibi aileler, Kut’un Tengri tarafından kendilerine verilmesiyle yönetim meşruiyeti kazanmış olacaklardı ve toplumda yönetici aile olarak kabul edileceklerdi.[81] Örneğin Çin kaynaklarında, “Shih-wei kavminin Huang-t’ou (Sarı Baş) boyu 黃頭部, kavmin güçlü boyudur” ifadesi kullanılmaktadır.[82] Bu bağlamda “Huang-t’ou (Sarı Baş) Türkleri”, Türklerin A-shih-na ailesi olmalıdır. Nitekim “sarı” renk Türkler için merkezi renktir, meşru olan yöneticiyi simgelemektedir.[83]
Ancak, Mo-ch’o Kağan da A-shih-na ailesindendir, üstelik bir dönem kağanlığı da yürütmüştür. O halde Mo-ch’o Kağan’ın ailesinin de “Huang-t’ou Türkler” sayılması gerekmektedir. Bu problemin izahı, Mo-ch’o Kağan’ın “gayri resmi” (unauthorized) hükümdar olmasının altında yatıyor olabilir.
İkinci Gök Türk devletinin kurucusu İlteriş Kağan (682-691?) öldüğünde, çocukları (Mo-chi-lien 默棘連 ve Kül tigin 闕特勤) küçük oldukları için kardeşi Mo-ch’o tahta geçmişti. Ancak Çin kaynaklarında bu iktidar değişimini illegal olarak belirtilmiştir. Çin kaynaklarına göre, Mo-ch’o hâkimiyeti ele geçirerek 篡 其位 (usurping of the throne) kendisini kağan ilan etmiştir.[84] Diğer bir kaynağa göre, Mo-ch’o kendisini kağan ilan etmişti, hâkimiyeti ele geçirdikten (usurping of the throne) birkaç yıl sonra Ling-chou’ya taarruz etmeye başlamıştı.[85] Yine Çin kaynaklarına göre, Mo-ch’o kendisini kağan ilan etmişti.[86] Mo-ch’o Kağan 716 yılında öldürüldükten sonra İlteriş Kağan’ın çocukları, iktidarı kanlı bir şekilde ele geçirmişlerdi. Kaynaklara göre Mo-ch’o Kağan’ın ölümünden sonra yerine oğlu Küçük Kağan (Fu-chü 匐俱) geçmişti, ancak Kutluk’un (İlteriş Kağan) oğlu Kül tigin tarafından saldırıya uğrayarak öldürülmüştü; Mo-ch’o Kağan’ın diğer oğullarının ve yakınlarının da adeta hepsi bu saldırıda öldürülmüşlerdi.[87] Diğer Çin kaynaklarına göre, Mo-ch’o Kağan’ın yönetimde yer alan bütün devlet erkânı öldürülmüştü, sadece Bilge Kağan’ın kayınpederi Tunyukuk 暾欲谷 sağ kalmıştı.[88] Ancak Mo-ch’o Kağan’ın ölümünden sonra idaresi altındaki Beylerin 酋 長 çoğu T’ang Sülâlesi’ne kaçmışlardı ve Çin’in kuzey sınırındaki He-ch’ü 河曲 bölgesinde yerleştirilmişlerdi. Kısa bir süre sonra Bilge Kağan’ın iktidara geçmesiyle Çin’e sığınmış beyler geri dönmüşlerdi.[89] 720 veya 721 yılının son baharında Bilge Kağan’ın, T’ang Sülâlesi ile diğer boyların birleşik saldırısını mağlup etmesinden sonra, Mo-ch’o Kağan’ın bütün adamları iktidara bağlanmışlardı.[90] Çin kaynaklarında Mo-ch’o Kağan’a mensup olanlar için Mo-ch’o’nun topluluğu 默 啜之眾[91] ya da Mo-ch’o’dan kalan topluluk 默啜餘眾[92] olarak özel terimler kullanılmıştır. Liu Mao-ts’ai bu terimleri Mo-ch’o yandaşları ya da destekçileri olarak çevirmiştir.[93] Bu tarihten itibaren Gök Türk hâkimiyeti İlteriş Kağan’ın varislerine geçmiş ve meşruiyeti yeniden kazanmış olacaktı. Fakat Mo-ch’o Kağan’ın ailesi, Bilge Kağan’ın ailesine nispeten artık gayri meşru konuma düşmüştü. Yani Bilge Kağan’ın ailesi “Huang-t’ou Türkler” statüsünü yeniden kazanmıştı.
Yukarıdaki tahlillerde Gök Türkler arasında Mo-ch’o Kağan’ın yandaşı veya yakınları gibi bir grubun mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar Bilge Kağan’ın ve Kül tigin’in Mo-ch’o Kağan’ın yandaşlarını öldürmüş olsalar da, söz konusu grup Bilge Kağan’ın iktidarı boyunca mevcudiyetini devam ettirmişti. Nitekim 742 yılında Gök Türklerde yaşanan kargaşadan dolayı T’ang Sülâlesi’ne sığınan birçok Gök Türk üst düzey kimsenin arasında Mo-ch’o Kağan’ın torunu Po-te-chih 勃德支 da bulunmaktaydı.[94] Bilge Kağan’ın ölümünden sonra Mo-ch’o Kağan yandaşları yönetimi geri almak için girişimde bulunmuş olabilirler. Bu girişim aynen Mo-ch’uo Kağan’ın 默啜可汗 (Kapgan Kağan, 692-716) ölümünden sonra yerine Küçük Kağan’ın geçmesini fırsat bilen İlteriş Kağan’ın çocukları darbe ile hâkimiyeti geçirdiği gibi, Mo-ch’uo Kağan’ın soyundan olanlar ve yandaşları da Yi-jan Kağan’ın iki aylık iktidar (takriben 22 Kasım 734 ile 21 Ocak 735) süresinde meydan okumuş olabilir. Yi-jan Kağan’ın yerine geçen Tengri Kağan’ın yaşı küçüktü, annesi Po-fu, Mo-ch’uo Kağan’ın soyundan olanlarla uzlaşmaya gitmiş olabilir. Tengri Kağan dönemimdeki Tarduş ve Tölis Şadların kendi dedesinin kardeşlerinin çocukları olması, yani kendi aileden olmayışı buna izah getirmektedir. Bunlar İlteriş Kağan’ın (682-692) kardeşleri Mo-ch’uo Kağan’ın veya Tuo-hsi-fu 咄悉匐 Yabgu’nun çocukları olduğu anlaşılmaktadır. Tengri Kağan döneminde Mo-ch’uo Kağan’ın soyundan gelenler ve yandaşları önemli yetkilere sahip olmuş anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak, Kıtay bayan Ch’ü-chiang’ın söz ettiği Sarı Baş (Huang-t’ou) Türkleri ile Mo-ch’o (Gök) Türklerinin arasındaki silahlı çatışmalar, aslında İkinci Gök Türk hâkimiyetinin kurucusu İlteriş Kağan’ın soyundan olanlar ile bu hâkimiyetin ikinci hükümdarı Mo-ch’uo Kağan neslinden gelenlerin arasındaki iktidar mücadelesidir. Sarı Baş Türkler devletin kurucusu İlteriş Kağan’ın neslinden gelenlerdir. Buradaki “Sarı”, asıl, merkez ve meşru anlamına gelmektedir ve Tanrıdan kut almış aile için kullanılmaktadır.[95] Bu iki aile arasındaki taht mücadelesi, İlteriş Kağan’ın ölümünden sonra başlamıştı. İlteriş Kağan’ın yerine oğulları (Bilge Kağan ve Kül tigin) değil, kardeşi Mo-ch’o’nun zorla geçmesi, taht mücadelesinin esas sebebini oluşturmuştu. 716 yılında Mo-ch’o Kağan’ın ölümü ve yerine Küçük Kağan ünvanlı kendi oğlu Fu-chü’nün geçmesini fırsat bilen Kül tigin ve Bilge Kağan kardeşler, darbe girişimiyle tahtı geri almışlardı. Bilge Kağan’ın ölümü ve yerine lakabı Küçük Kağan olan Yi-jan Kağan’ın geçmesi ile kısa bir süre içinde hastalanarak ölmesi, Mo-ch’o Kağan’ın neslinden gelenler ve yandaşları için iktidarı geri alması için fırsat yaratılmıştır. Söz konusu Sarı Baş Türkleri ile Mo-ch’o Türklerinin çatışması, bu dönemde yaşanmıştı. Bu kanlı çatışmanın ayrıntı süreci henüz bilinmemektedir. Ancak yaşı küçük olan Teng-li Kağan’ın döneminde annesinin devleti kötü yönetmesi, Tölis ve Tartuş yönetimlerin Şadları Mo-ch’o Kağan’ın neslinden gelenler olması ve geçmişte kanlı iktidarın bıraktığı yaraların taze olması, iki ailenin tekrar kanlı çatışmasına neden olmuştu. Yaşanan bu sonra çatışması, Gök Türk Devleti’nin sonunu getiren önemli bir gelişme olacaktı.
KISALTMALAR
CTS (Chiu T’ang-shu) = Liu Hsü 劉煦,《舊唐書》,中華書局,北京,1975 年。
Han-shu = Pan Ku 班固,《漢書》,中華書局,北京,1962年。
HTS (Hsin T’ang-shu) = Ou-yang Hsiu 歐陽修,《新唐書》,中華書局,北 京,1975年。
Liao-shih = T’uo-t’uo 脫脫,《遼史》,中華書局,北京,1974年。
Sung Hui-yao Chi-kao = Hsü Sung 徐松,《宋會要輯稿》,中華書局,北 京,1957年。
Sung-shih = T’uo-t’uo 脫脫, 《宋史》, 中華書局, 北京, 1977年。
T’ung-tien = Tu You 杜佑, 《通典》, 上海商務印書館, 上海, 1935年。
TCTC (Tzu-chih T’ung-chien) = Ssu-ma Guang 司馬光, 《資治通鑑》,中華 書局,北京, 1956年。
TFYK (Ts’e-fu Yüan-kui) = Wang Ch’ing-juo 王欽若,《冊府元龜》, 中華書 局,北京, 1994年。
THY (T’ang Hui-yao) = Wang P’u 王溥,《唐會要》,上海商務印書館, 上海, 1936年。