MEROPI ANASTASSIADOU, Salonique, 1830-1912. Une ville ottomane à l'âge des Reformes,Brill, Leiden-New Yrk-Koln 1997, IX + 456, ISBN 90 04 10798.3 (Reform Döneminde Bir Osmanlı Şehri: Selanik [1830-1912))
Avrupa Birliği. Avrupa'nın kültürel başkenti olarak 1997 yılı İçin Selanik'i ilan etti. Bu bağ- lamda Yunan Hükümeti aktarılan fonları Selanik'in bir Bizans ve Yunan şehri olduğunu kanıtla- mak için kullandı. 1997 yılı boyunca Selanik'in kimliklerinden biri olan Ortodoks Yunan değerleri on plana çıkarıldı. Selanik'in 500 yıl Osmanlı Devleti'nin idaresi altında kaldığı ve burada Yahudi. Müslüman ve Hıristiyan cemaatlerin birlikte yaşadıkları gerçeği görmemezlikten gelinerek unutturulmaya çalışıldı. Bu uygulamanın 1997 yılına mahsus olmadığı ve uzun yıllardan beri icra edildiğini yine 1997 yılı içinde yayınlanan Yunanlı araştırmacı MEROPI ANASTASSIADOUnun Salonique. 1830-1912. Une1 lie ottomane ii l'âge des Reformes,Brill, Leiden-New York-Koln 1997. ix٠456. ISBN 90 04 10798.3 (Reform Döneminde Bir Osmanlı Şehri: Selanik. 1830-1912) adil eserinden bir kez daha öğreniyoruz.
Eser, meşhur Brill Kitabevi tarafından editörlüğünü Suaiya Faroqhi ve Halil İnalcık'ın yaptığı ’The Ottoman Empire and Its Heritage: Politics, Society and Economy"[1] serisinin 11'inci kitabi olarak yayınlandı. Ayrıca bu serinin danışma kurulunda Fikret Adanır, idris Bostan, Amnon Cohen. Cornell Fleischer, Barbara Flemming. Alexander de Groot, Klaus Kreiser. Hans Georg Maer. Irène Melikoff. Ahmet Yaşar Ocak, Abdeljelil Temimi, Gilles Veinstein, Elizabeth Zachariadou gibi pek çok ülkeden dünyaca ünlü bilim adamları yer aldı.
Eser, önsöz, giriş, 4 bölüm, sonuç, kaynaklar ve bibliyografyadan oluşuyor, önsözde yazar, IX ve XI. sayfalar arasında 19. yüzyılda Selanik'in sosyal ve kentsel gelişimini tespit etmek için çalıştığı arşivleri belirtiyor. Bunlar arasında Selanik Makedonya Tarih Arşivi, Selanik Üniversitesi Kütüphanesi, Kudüs Ben-Zui Enstitüsü, Türk Tarih Kurumu, İstanbul Belediye Kütüphanesi. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, Versay ve Paris Milli Kütüphaneleri, Doğu Medeniyetleri ve Dilleri Enstitüsü, Fransız Dışişleri Bakanlığı ve Nantes Diplomatik Arşivi ile Lazaris Ailesinin Özel Arşivi ve Dünya İsrail İtifakı Arşivlerini sıralıyor. Ayrıca bu çalışmanın Eylül 1995'te Paris'teki Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne sunulan tarih doktora tezinin düzeltilmiş şekli olduğunu vurgulayarak tezini okuyan ve yorumlayan İrene Melikoffa ve eserin son halini almasındaki katkılarından dolayı Suraiya Faroqhi'ye teşekkür etmektedir.
Giriş kısmı eserin 1-40 sayfalar arasında yer almaktadır. Yazar, çalışma inin konusunun neden Selanik olduğu sorusuna kendisinin bir Selanikli olduğunu belirterek başlıyor ve nedenlerini şöyle sıralıyor: II Mahmut'un saltanatının sonundan başlayıp Balkan Savaşı'na kadar (1830-1912) yani dört Osmanlı sultanı dönemindeki Selanik'in kentsel, ekonomik ve sosyal gelişmesini ve bu gelişime gösterilen mukavemetleri ortaya çıkararak alışılmamış bir Selanik yazmak; Selanik, çünkü şehirler de insanlar gibi unutma eğilimindedir; Selanik'de 500 yıl Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı kaldıktan sonra 1912'de Yunan Krallığı'na bağlanmış ve Türk geçmişini unutmakta acele etmiştir. Yazar bunu şöyle ifade etmektedir: "Yıkık minareler, çıkartılan sokak levhaları, terk edilen binalar, şehrin Yunanlılaştırılmasına dair yasal tedbirler. Tarihçiler de bu duruma katkıda bulundular. Eğer bugün Bizans Selaniki'ne dair yapılan çalışmalar binlerce ise Osmanlı dönemine ait araştırmalar da o kadar azdır... Son zamanlarda Yunanistan ve diğer ülkelerdeki şair, romancı, kent uzmanı, tarihçi gibi bir kısım aydın kişiler bu unutma eğilimine karşı gelmektedirler. Eser, gösterilen bu kolektif çalışmaya katkıda bulunmak ve Selanik'in 1912'ye kadar bir Osmanlı şehri olduğunu, çoğunlukta olan Yahudi unsurunun ve Bizans'ın mirasçısı olan Ortodoks Yunan unsurunun yanı sıra sadece idare ve orduda değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel hayatta da Türk unsurunun var olduğunu unutmak isteyenlere bunu unutmamalarını hatırlatmak amacındadır." (s. 2-3.) demektedir; Selanik, çünkü 19. yüzyılın ikinci yansında bu şehir imparatorluğu ihya etme yolunda Osmanlı yönetiminin şehir reformlarını gerçekleştirmek için kullandığı bir laboratuvar olarak, Tanzimat idaresinin başarı ve başarısızlıklarını gösteren bir örnek olmuştur; 19. yüzyıl Selanik gelişmesini ve moderleşmesini Beyrut, İskenderye gibi diğer şehirlerle karşılaştırmak; Selanik'in 19. yüzyıldaki demografik yapısını ortaya çıkartmak, İttihat ve Terakki Partisi'nin Abdulhamit'e karşı muhalefetinin ilk işaretlerini verdiği Jön Türklerinin beşiği ve İşçi Federasyonunu doğduğu Selanik'i anlatmak amacındadır.
Eserin amaçları böyle sıralandıktan sonra çalışmanın problemleri, yöntemi ve mekanı belirtiliyor. Mekan olarak Selanik şehir nüfusunun yaşadığı yerler, ekonomik alanlar, sağlık ve kamu kurumlan gösterilmektedir. Girişin son kısmını ise çalışmada kullanılan arşiv malzemesi oluşturuyor. Bu arşiv malzemesi arasında Yunanistan'da özelikle Selanik'te bulunan Osmanlı Şeriyye Sicilleri, Tereke ve Vakıf Defterleri ile Evkaf Nezaretine ait belgeler yer almaktadır. Ayrıca Selanik'le ilgili Fransız Arşiv'belgeleri, Rumeli, Zaman, Journal de Saloni٩ue, Epynç ve <l>apoç t٩ç MaıceSovıaç adh gazeteler, Selanik'e ait Osmanlı Salnameleri, eski anayasa ve kanun metinleri de sıralanmaktadır.
Birinci bölüm "Tanzimat Öncesi Bir Osmanlı Şehri" (s. 41-85) adını taşımaktadır. Tanzimattan önce Selanik şehrinin temel unsurlarını oluşturan surlar, liman ve kilise, cami, tereke, mescit, sinagog gibi ibadet yerleri belirlendikten sonra çok uluslu Selanik şehir demografisi içinde yer alan Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar tespit ediliyor. Tanzimat öncesi şehirde çıkan yangınlar, hastalıklar ve su problemi de vurgulanıyor. Bu bölüm eserin yaklaşık % 10'unu oluşturuyor.
İkinci bölüm "Selanik'in Yeni Çehresi" (s. 87-200). Kronolojik olarak Tanzimat'ın ilanından sonra Selanik şehrinde meydana gelen değişimler ele alınmıştır. Şehrin gelişmesi ve büyümesi. ekonomik gelişmeni„ bu büyümedeki önemli payı, sağlık koşullarının iyileştirilmesi, şehre göç hareketleri, Vardar ve Kalamarya gibi Selanik'in ilk varoşlarının ortaya çıkması ve bazı köylerin mahallelere dönüşerek şehirleşmeye başlaması vurgulanmıştır.
Tanzimatın ilanından sonra Selanik'teki yeni uygulamalarla yerel idare oluşturulmuş, surlar yıkılmış, modern liman İnşa edilmiş, rıhtımlar genişletilmiş ve şehir yeni görünüm kazanmış, tir. Su şebekesi, gazla ilk tanışma, tramvay ve demir yolu ile Selanik şehrinde yaşamak artık daha kolaydır. Selanik, okullar, bankalar, kafe ve oteller, fabrikalar, büyük ve lüks mağazalarla modernleşmiştir. Bu kısım eserin yaklaşık % 30'unu oluşturmaktadır.
Üçüncü bölüm 201-303 sayfalar arasında yer almaktadır. Bu bölümde Selanik'te sıradan insanin yaşam tarzı İncelenmektedir. Bunun İçin Tereke Defterleri'nden ve Fransız Konsolosluğunun Ölüm Tutanakları'ndan yararlanılmıştır. Selanik ailelerinin sosyo-demografik yapısı, zanatkarlardan, bekarlardan örnekler verilerek Tanzimat öncesi durum tespit edilmeye çalışılmıştır. Daha sonra da 1900'lı yıllardaki aile yapısı incelenerek zanatkarlardan, subaylar- dan, memurlardan örnekler verilmiştir. Ayrıca Selanik'te yer alan Fransız kolonisinin yaşadıklar, mahal, mimari, sosyoekonomik yapılan koloni İçinde yer alan tüccar, mühendis, din adamı İşsiz ve hizmetli gibi örneklerle incelenmiştir. Eserin yaklaşık % 25'ini oluşturmaktadır.
Dördüncü bölüm "Geçiş Sürecinde Bir Toplum" (s. 305420) başlığını taşımaktadır. Burada yazar, Selanik'teki sosyoekonomik değişimi anlatmaktadır. Pazar çevresinde dönen bir dünya ve geleneksel meslekler anlatılır. Bu meslekler arasında debbag. saraç, semerci, çömlekçi, testici, çubukçu, duhancı. enfiyeci, cilacı, doğramacı, keresteci, oturak, sandıkçı, attar. bezirci, dakikçi, fışenkçi. kibritçi, miskçi. mumcu, saatçi, sabuncu, şairci, şişeci, tuzcu, arabacı, aşçı, berber, dellal. hamamcı, hancı, meyhaneci, nakkaşçı, sarraf, şerbethaneci ve tabib mevcut- tur. Bu mesleklerin etnik gruplara dağılımında, tekstil sektöründe. Müslümanların basma, çorap ve peştemal üretiminde; Hıristiyanların kürk, kebe, çarık, papuç üretiminde; Yahudilerin ise çuha, hazır, giyim, havlu üretimi ve terzilik gibi mesleklerde yoğunlaştı klan görülmektedir. Ayrıca Müslümanların boza, helva ve leblebi yapımında, debbag ve sarraç gibi mesleklerde; Hıristiyanlann helvacı, leblebici, börekçi, bahçıvan, meyhaneci, şerbethaneci, tabib. bezirci gibi mesleklerde; Yahudilerin de un. üzüm, kümes hayvani, tütün, kahve, limon, tatil ve şeker satıcılığında, cam işçiliği, parfüm üretimi, saatçilik, kuyumculuk, kitapçılık, tenekecilik gibi mesleklerde çoğunluğu teşkil ettikleri gözlemlenmektedir. Selanik'te mağaza ve atölyeler Gedik semtinde yoğunlaşıyordu.
1900'lere doğru ise zanaatlar gelişip sanayiye doğru adim atmıştır. Avukat, doktor gibi ser- best meslekler oluşmuştur. Buna paralel olarak Selanik'te sosyete ortaya çıkmış, çeşitli dernek ve hayır kurumlan tesis edilmiştir. 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında Balkanlar'daki kargaşa içinde Selanik şehrindeki Bulgar unsuru otonom hale gelmiş, 18901908 yıllan arasında milliyetçilik hat safhaya çıkmış, bunun sonucunda da şehirde şiddet olayları başlamış, okullar propagandanın merkezi durmuna gelmiştir. Jön Türk hareketi ve Selanik'in Yunanistan'a İlhakı ile (1908-1912) eserin bölümleri tamamlanmaktadır. Bu bölüm eserin yaklaşık % 25'ini oluştur- maktadır.
Yazar sonuç kısmında çalışmasının neticelerini şöyle sıralamaktadır: 18301912 yıllan ara- sında Selanik'te orta derecede bir şehirleşme hızı yaşanmış ve Selanik bölgesel başkent durumuna gelmiştir. Ancak Selanik'te yaşayan değişik dini ve etnik gruplar arasında 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında anlaşmazlıklar ortaya çıkmış ve 1912'de şehir Yunanistan'a ilhak olmuştur. Selanik'in çok etnikli ve çok dinli bir imparatorluğa bağlı geçmişine Sırt çevirmesi 30 yıl içinde gerçekleşmiştir. 1913'te şehir halkının sadece % 15'ini Yunanlılar oluştururken, Müslümanların Lozan sonrası mübadele ile şehirden ayrılmaları ve 1912 ile 1940 arasında 250.000 Yahudi’nin şehri terk etmesi ve II. Dünya Savaşında şehirde kalan 50.000 Yahudi'den 46.000'inin toplama kamplarında yok olmasından sonra Selanik sadece nüfusu ile değil, şehir manzarası ile de Yunanlılaşmıştır.
Bunlara rağmen yazar, Selanik, Osmanlı geçmişini hatırlamakta, bütün ulus ve dinlerden insanların yanyana yaşadığı bu altın çağın nostaljisini hissetmektedir diyerek eserini şu cümle ile bitiriyor: "Doğu, kesin olarak Avrupa olsun, Asya olsun kültürlerin ve halkların ortaklıklarına elverişli bir toprak olmaya devam edecektir."
Bibliyografyasının dörtte birini Türk yazarların oluşturduğu ve hemen hemen her sayfasında hatasız yazımı ile Türkçe bir kelimenin yer aldığı Fransız dilinde yazılmış bu eserde Tanzimat ile başlayan batılılaşma sürecimizde yaşananları sanki Selanik’te Kafe Kristal'de tartışı- yormuş gibi hissetmeniz mümkün oluyor.
LEVENT KAYAPIN.AR