692 yılında Gök-Türk devleti tahtına oturan Kapgan Kagan, II. Gök-Türk devletinin kurucusu Kutlug (ilteriş)'un ölümünden sonra hükümdar olmuştur. Üzerine devraldığı hızla büyümekte olan devleti ağabeyi gibi, onun bıraktığı yerden başlayarak, her yönden geliştirmeye devam etmiştir.
552 yılında kurulan I. Gök-Türk devleti 582'de Doğu ve Batı olmak üzere iki kısma ayrılmıştı. 630 yılında her iki devlet de Çin hakimiyetine girdi. Yaklaşık elli yıl Çin nüfuzunda yaşadıktan sonra Kutlug ve yardımcısı Tonyukuk liderliğinde başlayan istiklal hareketi, kısa bir süre içerisinde başarıya ulaştı (682). Kutlug, kagan olarak tahtta kaldığı on yıl zarfında yeni tesis edilen devleti güçlendirmeye, Çin esaretindeki Türk boylannı kurtarmaya, dağınık Türk boylarını bir araya getirmeye çalıştı. Zaferlerle dolu olan kaganlığı 692'de ölümüyle son buldu. Kendi oğullannın yaşı küçük olduğu için yerine Çin kaynaklannda adından korkuyla bahsedilecek olan kardeşi Kapgan geçti.
Kapgan'ın hükümdarlığı iki yüzyıl süren Gök-Türk devleti tarihi içinde 24 yıl gibi uzun sayılabilecek bir kaganlık süresini teşkil etmektedir. Faaliyetlerinin ölümünden 18-20 yıl sonra dikilecek Orhun Yazıtlar'ın gayet açık şekilde anlatılmış olması, onun döneminin şöhretini Türk tarihi açısından daha da artmıştır. Bu devre ait bütün tarihi kaynaklara bakıldığında ortaya çıkan gerçek şudur: Kapgan en çok zafer kazanan, Çin'i en fazla korkutan, o devirde yaşayan bütün Türk topluluklannın hepsini hemen hemen idaresi altına alan, devletini çağının en kuvvetlisi yapan kagandır. Bu da incelemeye çalıştığımız Kapgan devrinde Gök-Türk devletinin önemini göstermektedir.
Fatih anlamına gelen "Kapgan" onun unvanıdır [1]. Ayrıca Tonyukuk'a »ait yazıtlarda Bögü olarak da zikredilmiştir[2]. Çin kaynaklannda ise Mo-ch'o (Beğ-çor) olarak zikredilmiştir.
İslam öncesi Türk tarihi için çok önemli Türkçe kaynak olması sebebiyle, Orhun Yazıdan ile uğraşan bir çok Türkolog kitabelerde önemli yer tutan Kapgan Kagan devri olaylarını incelemişlerdir [3].
Diğer taraftan bu devirle ilgili bazı Çin kaynakları Almancaya [4], yine iki önemli eser Türkçeye tercüme edilmiştir[5]. Ayrıca Kapgan Kagan devrinde Gök-Türk-Çin münasebetleri, elçilik raporlar) ve Kapgan'ın biyografısine dayanılarak, tarafımızdan incelemeye çalışılmıştı r [6]. Burada Kapgan Kagan devrini anlatan bütün tarihI kaynaklara başvurarak, 24 yıl (692- 716) süresince Gök Türk devletinin durumunu incelenmeyi kendimize gaye edindikten sonra, Orhun Yazıtlan'na bağlı araştırmaları n çok fazla olduğunu göz önüne alarak, yoğunluğumuzu Çin kaynaklarına kaydırdık. Fakat, Orhun Yazıdan ile onlardan faydalanmış araştıncılann eserleriyle mukayese etmeyi de ihmal etmedik. Zaten olaylarda geçen Çince isimlerinin tam Türkçeleri'nin yazıtlarda bulunması araştırıcıları bunlara göz atmaya mecbur etmektedir.
Kapgan hakkında en çok ve tefferruatlı bilgi veren kaynaklar Çin yı llıklan "CTS 194A" ve HTS 21 5A'da [7] kayıtlı bulunan kendi biyografileridir. Bu arada Gök-Türk ülkesine gelmiş olan Çinli elçilerin raporlarından oluşan elçi biyografileri de epey aydınlatıcı malumat ihtiva etmektedir. İmparatorlar bölümü (Pen-chi)'nde ise kısa da olsa kronolojik bilgi vardı r. TFYK ve TCTC[8]'de ise CTS ile HTS'de olmayan bazı olaylardan da bahsedilmektedir.
Bu sebepten dolayı yıllıklardaki Kapgan'ın biyografisinden başlayarak, Gök-Türk ülkesine gelmiş olan Çinli devlet adamlarının biyografilerini, sonra imparatorlar bölümlerindeki bilgileri ve TCTC ile TFYK'daki ilgili bahisleri ele alıp, Orhun Yazıdan ile mukayese ederek incelemeye çalıştık.
Gök-Türk devletinin yeniden tam istiklâlini kazanması 682 yılında gerçekleşirken, devleti kuran Kutlug en yakın yardımcısı Tonyukuk ile birlikte aradan geçen on yıl içerisinde devleti kuvvetli bir hale getirmişlerdi. Bununla birlikte kaganlığın her yönüyle gelişip, Orta Asya'yı tamamen hakimiyeti altına alması, zamanının dünyası içinde en kuvvetlilerinden biri haline gelmesi, onun ölümünden sonra yerine geçecek olan Kapgan döneminde olacaktır.
692 yılında Kutlug'un ölümüyle boşalan Gök-Türk kaganlık talıtına Kapgan geçti.Onun Çin yıllıklarında mevcut biyografilerinde kaganlığı zorla ele geçirdiği kaydedilmiştir[9]. Orhun yazıtlarına göre ise durum farklıdır[10]. Yaşı küçük olan Bilge ve Kül Tegin'in yerine töreye uygun olarak tahta geçtiği bildirilmektedir. Ayrıca diğer Çin kaynağı TCTC'de Kap-gan'ın zorla değil, sadece kendisini kagan ilan ettiği bildirilmiştir [11]. Gök-Türk tarihi boyunca bir kaç defa hükümdar ölünce yerine mutlaka oğlunun değil, siyasi iktidar gücüne sahip olanın başka bir ifade ile kut'a malikin kagan olduğu görülmektedir. Yaşları küçük olan Bilge ve Kül Te-gin'in yerine Kapgan'ın kagan olması son derece tabii karşılanmalıdır.
Kapgan Kagan tahta oturduktan sonra, yukarıda belirttiğimiz gibi devleti her yönden geliştirme politikası izlemeye başladı. 693 yılının 12. ayında Çin'in Ling eyaletine saldırıp, yağmalar yaptı. Kendisine karşı koymaya çalışan Çinli general Li To-tsu'yu yendi. Bu arada eline geçirdiği Çinli asker ve memurların çoğunu öldürdü [12]. Gök-Türk ülkesinin doğu bölümünde bu olaylar cereyan ederken, batı tarafında Tibetli'ler ile müttefik olarak Çin'e saldıran Gök-Türk A-shih-na-suei-tsu, Çin kumandanı Wang Hsiao-chie tarafından 694 yı lının 2. ayında mağlup edildi. Diğer taraftan Suei-ye şehri kumandanı Han Ssu-chung, on bin kişilik ordusuyla Çin'e akın yapan Ni-shu Erkin'i yendi [13].
Kapgan idaresindeki Gök-Türk kuvvetlerinin Ling eyaletinin ele geçirip yağma etmeleri üzerine, Çin'deki T'ang hanedanının imparatoriçesi Wu, aslen Pai-ma manastı r' rahibi olan Hsie Huai-i'yi 18 generalin üzerine başkumandan tayin ederek, Gök-Türklere karşı savaşmalarını emretti. Bu generalin tayin olduğu bölge konusunda Çin kaynaklannda ihtilâf vardır. Ling eyaletinin Shuo-fang yakınında olması sebebiyle HTS 215A (s.6o4.5)'deki açıklamayı daha doğru buluyoruz [14]. Diğer kaynaklarda verilen isimleri ise, bölgenin değişik garnizon adları şeklinde izah etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. 6494 yılının 2. ayında vuku bulan bu tayinden sonra, aynı yılın üçüncü ayında harekete geçen Hsie Huai-i, çıktığı seferde Gök-Türk süvarilerinin sadece bir kısmıyla karşılaştı. Her halde savaşmaya cesaret edememiş olmalıdır ki; esas kuvvetlere rastlayamadığı bahanesiyle geri döndü [15]. öte taraftan HTS 2I5A'daki Kapgan'ın biyografisinden Çinliler'in, bu sırada Gök-Türkler'e karşı çok uzun bir savunma hattı meydana getirdikleri anlaşılmaktadır [16].
Bu harekâttan bir netice alamayan T'ang hanedanının imparatoriçesi, aynı yıl Wang Hsiao-chie'yi "Shuo-fang bölgesi harekat ordusu baş kumandanı" tayin etti. Bu kumandanın görevi Gök-Türkler'e karşı savunma hazırlıkları yaptırtmaktı [17]. Böylece az önce bahsettiğimiz Çinli general Hsie Huai-i'nin çekingenliği nedeniyle, yerine bu general tayin ediliyordu.
695 yılında meydana gelen bir diğer olay da, Kapgan'ı n Çin'e elçi göndererek, dostluk münasebetleri tesis etmek istemesidir. Bu olay Gök-Türk-Çin münasebetlerine yepyeni bir boyut kazandıracaktır. Kesin tarihini sadece TCTC 205: 2000b'den öğrenebildiğimiz. Gök-Türk kaganının, bu ani barış teklifinden memnun olan Çin İmparatoriçesi, bunu ifade edebilmek için ona "Sol Muhafızları Büyük Generalliği" ve "ülkeye dönen dük" gibi bazı Çin unvanlarını takdim etti. Ayrıca 5 bin top ipek sundu[18].
Bu tarihten sonra hadiseler Kapgan'ın, Çin'deki T'ang hanedanı karşısında durumunu daha da kuvvetlendirecek şekilde gelişti. Çin'in kuzey-doğusundaki Moğol asıllı Ch'i-tan'lar, tabi oldukları T'ang hanedanına karşı isyan ettiler. 6g6 yılında (5. ay) aslen Ch'i-tanların reisi olup, Çin adına Sung-mo bölgesinde askeri valilik yapan Li Chin-chung ile Kui-ch'eng bölgesi askeri valiliği yapan torunu Wan-lao, Ying ilçesine saldırdılar. Askeri barakaları yakıp, yıktılar. Vali Chao Wen-kui'i öldürdüler[19]. Bu isyanı bastıı makta güçlük çeken Çin ordusu, en nihayet aciz kalınca vaziyeti çok yakından takip eden Kapgan devreye girdi. Çin için fedakarlık yaparak, Ch'i-tan'ları sindireceğini, ancak karşılığında bazı istekleri olduğunu imparatoriçeye bildirdi.
Onun, Çin'den istedikleri gerçekten bir hükürndarın gütmesi gereken devlet politikası açısından çok mühimdir. Gök-Türk devletinin bağımsızlığının olmadığı, devletin Çin hakimiyeti altına düşmüş olduğu devrede (630-680) Çin'e göç etmiş olan kendi milletine mensup Türk boylarını geri almak istiyordu [20]. Sıkışık durumda olan Çin İmparatoriçesi, sol ihtişamlı muhafız alayları generali Yen Chih-wei'i Kapgan Kagan'a göndererek, onu "iyi reform yapan kagan" unvanını verip, isteklerini kabul ettiğini bildirdi [21]. Gök-Türk kaganının isteğinin Çinliler tarafından kabul edilmesi, Çin'in ne kadar zor durumda olduğunu göstermektedir. Bu aynı zamanda Orta Asya'da Kapgan Kagan'ın prestijinin artmasına sebep oluyordu.
696 yı lı eylülünde Liang eyaletine saldı ran Gök-Türklerden bir grup, önce buranı n askeri valisi Hsü Ch'in-ming'i esir aldılar. Bu vali ordusunu teftiş ettiği sırada şehrin (kale) yakınına aniden pusu kuran Gök-Türkler tarafından yakalanmıştı[22].
Bu arada Kapgan Kagan, Çin ile anlaşıp, Yenisey bölgesini işgal etmekte olan Kırgızlann üzerine yürüdü. Çin kaynaklarında bulamadığımız bu bilgiyi sadece Tonyukuk'un yazı tında bulabilmekteyiz [23]. Kapgan ve Tonyukuk idaresindeki Gök-Türk ordusu "kar sökerek, ağaç dallarına tutunarak, bazan atları yedeğe alarak; yolsuz vadilerden Kögmen dağını aşıp, Yenisey kaynaklarında Anı irmağı kıyısında Kırgızlan bastırdı". Han'ı öldürülen Kırgız ülkesi teslim alındı [24]. Sıra üçlü ittifakın son halkası On-ok (Sarı-Türgiş)lara gelmişti. Fakat, tam bu sı rada Kapgan'ın hatununun ölümü, onun geri dönmesine yol açtı[25]. Çünkü hatunu için yas törenine katılması gerekiyordu.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Ch'i-tan isyanının bastı nlmasından ve Çin'deki Türk boylannın geri dönmesinden sonra, Kapgan Kagan'ın şöhreti ve gücü daha da artmıştı. Bu arada imparatoriçe Wu, kagana özel "İ lteriş Büyük Ch'an-yü ve Milli Davasında Başarılı Kagan" unvanlarını takdim ettiğini bildirmek için elçi gönderdi [26]. Bu unvanın verildiği haberi daha Kapgan'a bildirilmeden ve elçilik heyeti Kapgan'ın yanına ulaşmadan, 697 senesinin ilk aylarında Kapgan, Çin'in Ling ve Sheng gibi eyaletlerine saldırdı [27].
Bu mevkileri muhafaza etmekle görevli Çin sını r generallerinin hepsi yenildi. Ahali yağmalanmış, birçoğu öldürülmüş, üstelik P'ing ordusu kumandan yardımcısı An Tao-mai mağlup olmuştu [28].
T'ang hanedanını n imparatoriçesi, tahtı ele geçirişinden sonra devletin önemli mevkilerine kendi ailesi efradını getirmeye çalışıyor, asıl imparatorluk ailesi olan Li'leri uzaklaştırmak için çaba sarf ediyordu. Bunda da epey başarı lı olmuştu ki; gerçek hanedandan sadece iki çocuk kalmış tı. Bu durum Kapgan Kagan tarafı ndan dikkatle takip edildiğinden kısa zamanda Gök-Türkler ile Çin arasında Füyük mücadelelere yol açacaktı. Tabiiki Kapgan kendi ülkesi ve milleti menfaatine bir şeyler kazanmayı tasarlıyordu.
Bu fı rsatı değerlendirmek için Türk hükümdarı 698 yılında (5. ay) Çin'e elçi göndererek, kızını n bir T'ang prensiyle evlendirilmesi yolu ile akrabalık kurmayı müttefik olmayı teklif etti. Kapgan evlilik teklifinin yanında çok önemli isteklerde de bulunmuştu. Onun asıl arzusu Gök-Türk devletinin fetret devrine girmesinden sonra Çin'e eline geçen ve onlar tarafından valilik haline getirilen (Ch'an-yü-tou-hu-fu) toprakları tekrar devletine bağlamaktı. Üstelik Gök-Türk devletinin sını rları içinde 150 yıldan fazla yaşayan Soğdlan [29] da geri istiyordu. Diğer taraftan Feng, Sheng, Hsia, Shuo, Ling ve Tai gibi altı eyalette yaşayan Türk boylarını da talep ediyordu. Hattâ ekin tarlaları için 100 bin ölçek [30] darı, 3 bin takım tarım aleti ve bir kaç onbin chin demir de istemişti[31].
Kapgan Kagan'ın Çin'den istekleri ve Çinlilerin, buna karşı aldı kları tavrı, Çinli elçi T'ien Kui-tao'nun biyografisinde bulabilmekteyiz. Yen Chih-wei'in biyografisinde de epey mâlümat vardır; ancak T'ien Kuitao'nun raporları daha zengin ve önemlidir. Kapgan'ın istekleri Çin sarayında uzun uzun müzakere edildi. Neticede İmparatoriçe Wu ve baş vezir Li Ch'iao söz konusu isteklerin yerine getirilmesinin Çin açısından mümkün olamayacağına karar verdiler. Bunu Kagan'a bildirmek için "Harem Ziyaretleri Müdürü" unvanlı T'ien Kui-tao elçi olarak Gök-Türk ülkesine gönderildi. Isteklerinin reddedildiğini öğrenen kagan çok luzarak, elçiye ağır 11karetlerde bulundu. Arkasından öldürtmek için tutukladı. Fakat, bu sırada Gök-Türk devlet adamlarından Tonyukuk (A-shih-te Yuan-Chen)[32] elçiyi öldürmenin Gök-Türk-Çin münasebetleri açısından iyi olmayacağını söyleyerek, onu bu fikrinden vazgeçirdi. Hadisenin bu şekilde neticelenmesinden telaşa kapılan Çinli devlet adamları Yao Shou ve Yang Tsai-ssu evliliğin yerine getirilmesini, tohumluk darı, demir ve tarım aletlerinin gönderilmesini imparatoriçeye tavsiye ettiler[33].
Kapgan'ı n istediği Gök-Türk ve Soğd'lu aileler kuzeye geri gönderildi. Öte yandan tarım aletleri, demir ve tohumluk darı da yollanması üzerine Çin elçisi T'ien Kui-tao geri dönmek üzere serbest bı rakıldı. Sadece bu elçinin biyografisinde olan bir kayda göre dönüşü sı rasında ona merasim yapılmıştı [34]. Kapgan'ın kızıyla evlenecek kişi olarak da İmparatoriçenin ailesinden biri Wu Yen-hsiou seçildi. Daha önce Gök-Türk ülkesine giden, tecrübeli Yen Chih-wei de bu prense yardım etmek için vazifelendirildi. Bu vazifeye tayin edilmesinden dolayı Yen Chih-wei'e "Ayinler Bakan Yardımcılığı" riitbesi tevcih edilmişti (698 yılı 7. ay)[35]. Bu heyete askeri vazifeli olarak P'ei Huai-ku da ilave edildi [36].
Kapgan'ın kızını gelin almak için yola çıkan Çinli heyet, Karakum (Hei-sha)'da bulunan güney Gök-Türk merkezine vardı. Çinli heyet Kapgan'ın huzuruna çı ktığında, kagan onlara "Benim kızımın Göğün oğlu Li sülâlesinden birisi ile evleneceği şüpheli, şimdi sen buraya Wu ailesinden birisi ile geldin. Göğün oğlu olup olmadığı belli değildir. Biz eskiden beri Li ailesiyle müttefikiz, şimdi duyuyorum ki; Göğün oğlunun (esas Çin imparatorunun) soyu yok olmak üzere, sadece iki oğlu var. Ben şimdi askerlerimle üzerinize yürüyerek genç olanı tahta geçireceğim" dedi [37].
Sonra prens Wu Yen-hsiou ve yanında gelmiş olanları tutukladı. Refakat gayesi ile gelmiş olan ayinler bakan yardımcısı Yen Chih-wei'i "Çin Kagan'ı" ilan etti.
Daha sonra ilan ettiği Çin kaganlyla beraber, maiyyetine yüz bin kişi alan Kapgan, Çin kaynaklarının tabiri ile aniden Çin'e saldırdı (698 yılı 7. ay). İlk önce hücum ettiği yerler Ching-nan, P'ing-ti ve Ch'ing vs. ordularının mevzilenmiş olduğu bölgelerdi. Bu arada Ching-nan ordusu kumandanı Mu-jung Hsüan-ts yanındaki beş bin askerle Gök-Türkler'e teslim olmak zorunda kalmıştı [38]. Bunu takiben Kapgan, Kuei ve Tan eyaletlerini de yağma etti [39].
Bu Gök-Türk hücumlarma karşı, Çin İmparatoriçesi yeni önlemler almak zorunda kaldı; imparatorluk ailesi işlerine bakan memur Wu Chung-kuei, "T'ien-ping orta ordusu kumandanı", sağ ihtişamlı muhafız alayları generali Sha-t'o Chug-i'yi T'ien-ping batı ön ordusu kumandanı, You eyaleti askeri valisi Chang Jen-t'ang'ı, Tien-ping doğu ordusu kumandanı olarak tayin edip, 300 bin askerle Gök-Türk ordusuyla savaşmak için yola çıkardı. Sağ muhafızları büyük generali Yen Ching-jung, T'ien-ping batı ordusunu 150 bin kişi ile takviye etmekle görevlendirilmişti. Fakat yine de, neticede ıoo bin kişilik Gök-Türk ordusuna, 450 bin kişi ile karşı karşı koymaya çalışan Çin ordusu başarılı olamadı. Çünkü Kapgan, ordusuyla beraber tekrar Heng-yo bölgesinden girip, Wei eyaletine saldırdı. Fei-hu ilçesini yerle bir ettikten sonra Ting eyaletine girdi. Bu eyaletin valisi Sun Yen-kao'yu öldürdü. Evleri barakaları yakıp, yıktılar. Köyler bomboş kalmıştı.
ilerleyen Gök-Türk ordusu karşısında hiç bir şey yapamayan imparatoriçe Wu, Kapgan'ı yok etmek için başka yollara baş vurmaya başladı. Bundan dolayı Kapgan'ı öldürene prens unvanı vereceğini ilan edip, onun unvanını başı kesik çor (chan-ch'o) olarak değiştirdiğini fermanla açıkladı. Bilindiği gibi daha önce Kapgan, Çinliler tarafından Mo-ch'o (beğ çor) diye anılıyordu. Hücumlarına bütün hızıyla devam eden Kapgan, Chao eyaletini kuşatarak, baskı altına aldı. Buranın vali yardımcısı T'ang Po-jo kalenin etrafını çevirerek müdafaa etmeye çalıştı ise de yine de Gök-Türkler kalenin içine girerek vali yardımcısı Kao Jui'i öldürdüler. T'ang Po--jo, Gök-Türklere teslim olmak zorunda kaldı[40]. Arkasından Hsiang eyaletine giren Kapgan, burayı da yağma etti.
Çin içlerine doğru Gök-Türk akınları bütün şiddetiyle devam ederken, artık imparatoriçeyi T'ang hükümdan olarak tanımayan Kapgan, Yen Chih-wei ile beraber Gök-Türk ülkesine gelmiş olan Çinli memurlara rütbelerine göre üçüncü ve beşinci derecelere ait Çin unvanları ile bu derecelerdeki Çinli memurların giydiği elbiseleri verip, Çin'e geri gönderdi. Gayesi, Çin'e hakim olduğunu göstermekti. Ancak, İmparatoriçe bu elbiselere el koyup, memuriyet derecelerini de geçerli saymadı. Bu arada Kapgan, Çin imparatoriçesine bir mektup göndererek, şu sebepleri ileri sürdü ve ayıpladı: Tohumluk olarak gönderilen darılar aslında pişmişti; hediye olarak verilen altının ve gümüşün ayarı çok düşük idi; yukarıda da söylediğimiz gibi Çinli elçilere verilen elbiselere el konulmuştu; nihayet kızı bir hanedan prensi ile değil de İmparatoriçenin ailesinden biri ile evlendirilmeye kalkışılmıştı. İşte, bu sebeplerden dolayı yeniden Çin'e saldıracağını ve Ho-pei bölgesini ele geçireceğini ilan etti. Bu arada Yen Chih-wei'in Gök-Türk ülkesine gelişi sırasında ona askerleriyle refakat etmiş olan Çinli general P'ei Huai-ku'ya vezirlik teklif etti ise de kabul ettiremedi. Bunun üzerine onu hapse attırarak öldürmeye karar verdi. Fakat, bu general sonra gizlice kaçarak, Çin'e geri döndü[41].
Gittikçe artan Gök-Türk baskı ve akınları neticesinde şaşkına dönen İmparatoriçe Wu, daha evvel pasif vazifeye tayin ettiği T'ang hanedanına mensup şehzade Chung Tsung'u merkeze çağırarak, ona aktif bir vazife tevcih etti. Bu vazife San nehrin kuzeyinin başkumandanlığı idi. Bir bakıma Kapgan Kagan, bu vesile ile T'ang hanedanlığının yok olmasını önlemiş oluyordu. Daha sonra iş başına tekrar geçecek olan T'ang şehzadeleri yaklaşık iki yüzyıl daha imparatorluğu yöneteceklerdi.
Her yönüyle çok hızlı gelişen Gök-Türk akınlarını, bu veliaht da durduramadı [42]. Çin'de gelişen bu olayı çok yakından takip eden Kapgan, daha bu yeni Çin ordusu hareket etmeden Chao ve Ting eyaletlerinin her tarafını yağma edip kadın-erkek 8o-90 bin kişiyi ele geçirdi. Sonra Wu-hui-tao denilen askeri bölgeyi de geçerek, geri döndü. Çin yıllıklan bu olayı anlatırken Kapgan'ın "neticede başarılı olamadığını ifade etmektedir". Fakat, yukarıda da açıkça görüldüğü gibi asıl hedefine ulaşan Kapgan, hemen hemen bütün kuzey Çin'i istilâ etmişti. Üstelik Çinli generaller Sha-t'o Chung-i ve takviye orduları kumandanı Li To-su, Gök- Türklere karşı savaşmak üzere görevlendirildilerse de gerekli cesarete sahip olmadıklanndan Kapgan'ı n karşısına çıkmaktan çekinmişlerdi[43].
Sadece Ti Jen-chieh, bu sırada geri dönmekte olan Gök-Türk ordularını ı oo bin askerle takibe çıkmış, yine kaynakları n ifadesine göre hiç bir netice elde edemeden geri dönmüştü.
Yukarıda görüldüğü gibi T'ang hanedanlığına ardı ardına büyük darbeler indiren Kapgan, kuvvetini ve şöhretini çok fazla artırmıştı. HTS, Kapgan'ın gücünü tarif ederken, artık I. Gök Türk devletinin ki kadar olduğunu bildirmektedir[44]. Devletin toprakları doğudan batıya I o bin li (5670 km) emrindeki askerin mevcudu 400 bin idi[45]. Bu arada Gök- Türklere sığınmış olan Yen Chih-wei, Kapgan Kagan'ın serbest bırakmasıyla Çin'e geri döndü[46]. Fakat ihaneti sebebiyle kendisini affetmeyen Imparatoriçe, onu ve bütün ailesini öldürerek cezalandı rdı ( 698 yı lı I o. ay) [47].
Artık, Orta Asya'nın en kuvvetli hükümdan seviyesine yükselen Kapgan, Gök-Türk ülkesi içinde bazı idari değişiklikler yapma yoluna gitti. Bu devletin hızla gelişip, büyümesinin ortaya çıkardığı bir netice idi. 16 yıl önce Ilteriş Kutlug liderliğinde, Çin esaretinden kurtulan Gök-Türk devleti, kısa zaman içerisinde bir cihan devletine dönüşmüştü. İşte ortaya çıkan bu yeni durum karşısında Kapgan, kardeşi Tû-hsi-fu'yu Sol kanat (doğu) şadı, ağabeyi Kutlug'un oğlu Bilge (Mo-chü)'yi de Sağ kanat şadı tayin etti.Ayrıca kendi oğlunu her iki taraftaki şadın üzerine "Küçük Kagan" unvanlyla vazifelendirdi (Diğer adı Bögü, Çince Fu-chü). Böylece kendisi kaganlar kaganı pozisyonuna yükselmiş oluyordu. Küçük Kagan, aynı zamanda Ch'u-mi-k'un gibi ı o kabile (On-Ok)lerin reisi de olmuştu. Öte taraftan bir başka Çincesi T'o-hsi (geniş batı) olan unvana da sahip idi(699 yılı).
Gök-Türk devletinin en büyük düşmanı Çin'e karşı zaferleri doğuda devam ederken, batıda isyan eden Türgişler'e karşı da seferlere girişildi. Küçük Kagan (İnel, Bögü), Bilge Şad ve Tonyukuk idaresi altındaki Gök- Türk ordusu Altay dağların! aştı, Cungarya (Yarış ovası)'ya vardıktan sonra Bolçu (Urungu gölünün güney-batısı kıyısında)'cla Türgişler'i ağır bir bozguna uğrattı [48]. Bolçu zaferi neticesinde Türgişler'in bütün Nu-shih-pi ve To-lu kabileleri yani Balkaş, İli, Issı k göl, Çu ve Talas bölgelerindeki Türkler, Kapgan'ın hakimiyetini tekrar tanıdılar[49]. Daha sonra Gök-Türk akı nları Maverâünnehir (Kengü Tarban), Otrar şehri, Arıs irmağı civarlarına ulaştı [50].
Lung-you bölgesine akın yapıp, ı o binden fazla at ele geçiren Kapgan Kagan ülkesine geri döndü[51]. Bu saldı rılar karşısında Çinliler yeni tedbirlere başvurmak zorunda kaldılar. İleri gelen devlet adamlarından Wei Yüan-chung (Orhun Yazıtlarında Ong Tutuk)[]52, Ling-wu bölgesi harekât ordusu kumandanı ve An-pei bölgesi büyük genel valisi Hsiang Wan-tan da, T'ien-Ping bölgesi birinci komutanı olarak bütün Çin ordularını idare etme vazifesini üstlendiler. Fakat, başarılı olamayan bu generaller geri dönünce, akı nlarını tamamlamış olan Gök-Türk ordusu kendi toprakları na ulaştı(7o t yılı).
Bu sıralarda Gök-Türklerin batı akınları da devam ediyordu. Yaklaşık 25 yı ldı r Türkler tarafından idare edilen Batı Türkistan daki şehir krallıkları, buralara ulaşan Arap saldırılarına karşı koyabilmişti[53]. Yine Tonyukuk, İnel ve Bilge tarafından idare edilen Gök-Türklerin batı orduları Seyhun (Yincü Ügüz) kıyıları na vardı, nehri geçerek, Maverâünnehir'in Kızı lkum çölüne daldı. İnel Kagan kumandasındaki bir kısım kuvvet burada kalırken, Tonyukuk güneye ilerleyip, Türgiş başbuğu So-ko'nun idaresindeki Soğd halkını ele geçirdi [54]. Ek-tağ'ı da geçen Gök-Türk ordusu Demir Kapı'ya ulaştı(701 yılı)[55].
702 yılının ilkbaharında Yen ve Hsia eyaletlerine akın yapan Kapgan, ıoo bin at ve koyun ele geçirdi. Arkasından Shih-ling'e saldırdıktan sonra Ping eyaletini muhasara etti. İmparatoriçe Wu, bir sürü yeni önlemler daha almaya çalıştı ise de hazırlanan Çin orduları Türk kuvvetlerine karşı çıkmaya yine cesaret edemediler. Tai ve Hsin bölgelerine giren Gök-Türk ordusu buralarda da yağmalar yaptı [56].
703 yılına gelindiğinde Gök-Türk kaganı politikasında değişiklik yaptı. Saldınlannı durdurarak, Çin'e Baga Tarkan'ı elçi olarak gönderip, yeni bir evlilik ittifakı teklifinde bulundu. Ancak bu sefer damat olarak istenilenin sadece T'ang hanedanına mensup değil, ayrıca veliahtın oğlu olması da gerekiyordu. Kapgan'ın gayesi tabii ki T'ang hanedanlığı içerisinde çok daha fazla söz sahibi olmak idi. Geçen defa kötü tecrübelerden dolayı İmparatoriçe, bu sefer daha temkinli davranmaya çalıştı [57]. Hemen veliahtlan yanına çağırıp, sarayda bir görüşme yaptı. Neticede Kapgan Kagan'ın teklifi kabul edildi. Kapgan, teklifinin kabulünden duyduğu memnuniyeti göstermek için ileri gelen devlet adamlarından İ-li-t'an-kan'ı bin baş at ile birlikte Çin sarayına gönderdi. Elçi, İmparatoriçeye teklifin kabulünden dolayı Kapgan'ın teşekkürlerini iletti. Su-yü-t'ing (imparatorluk sarayının bahçesinde bir köşk)'de Gök-Türk elçisinin şerefine eğlence tertip edildi. Veliaht, baş vezir ve bütün saray erkanı üç sıra halinde bu eğlencede hazır bulundular. Gök-Türk elçisine bu denli itibar edilmesi Kapgan'ın ve Gök-Türk devletinin Çin nazarındaki üstün yerini açıkça göstermektedir. Bununla birlikte Gök-Türk elçisine birçok hediyeler sunutarak, geri uğurlandı. Kapgan da karşı jest yapmakta gecikmedi. 698'de sahte prens olarak Karakum'daki Gök-Türk merkezine gelen Wu Yen-hsiou'yu serbest bıraktı[58].
Bu arada Gök-Türk devletine karşı isyan eden Basmil’ler tekrar, haki-miyet altına alındı[59]. Çin'i yaklaşık yirmi yıldan beri idare eden imparato-riçe Wu, tahtı Chung Tsung'a terketti (705). Bu suretle Gök-Türk-Çin münasebetlerinde yeni bir devir açıldı. Çünkü tahta yeni geçen Çin imparatoru farklı tutum içindeydi. Bunun üzerine tekrar hücuma geçen Kap-gan, Ling eyaletinin Wu-sha kasabasına saldırdı (706 2. ay)[60]. Bu sırada Ling-wu bölgesi ordusu başkumandanı Sha-t'o Chung-i, Gök-Türk ordusuna karşı koymaya çalıştı ise de Çin generallerinin hepsi yenilip, geri çekildiler. Bu savaşlar sırasında ölen insanların sayıları hakkında Çin yıllıkları CTS ile HTS farklı bilgiler vermektedir. Bu sıralarda Çin'de büyük bir kuraklık oldu. CTS 194A, 6 binden fazla insanın öldüğünü kaydederken, HTS 215A, bu rakamı bir kaç on bine çıkarmaktadır[61]. Aynı ay içersinde başka bir koldan Yüan ve Hui gibi eyaletlere giren Gök-Türk kuv-vetleri Lung-you bölgesini yağma ettiler. I o binden fazla at, ı o binden fazla koyun ele geçiren Kapgan, geri döndü. Bunun üzerine Gök-Türk saldırılarına karşı bir şey yapamayan Çinli general Sha-t'o Chung-i görevinden alındı.
Gök-Türklerin saldırılarından iyice yılan Çin'in yeni imparatoru, daha önce kabul edilmiş evlilik teklifini reddetti. Üstelik Kapgan'ın öldürene prens ve büyük generallik rütbelerinden birini tevcih edeceğini ilan etti. İmparatorun bu sırada aldığı karşı tedbirlerden biri de CTS'de belirtilip, HTS'de belirtilmeyen "imparatorun bütün Çinli memurlara Gök-Türkleri yıkıp ele geçirmek için planlar yapmalarını emretmesidir [62]. Bu emir bundan sonra gelişen Gök-Türk tarihi içinde çok önemli rol oynayacaktır. Çünkü birbiri ardına planlar hazırlayan Çinli devlet adamları; Gök-Türklerin güneye akın yollarını kesmek için üç tane shou-chiang-ch'eng (teslim alma kaleleri) kurulmasını, General Sha-t'o Chung-i'nin korkak olduğu için görevden alınmasını, diğer kumandanlara mükafat verilmesini, sınır boylanndaki valilerin çok dikkatli seçilmesini, askerlerin çoğaltılıp, gerekli levazımatın yığılmasını imparatora tavsiye ederek, Gök-Türklere karşı sefer yapılmasını, ancak, daha önce Gök-Türk ülkesi içinde müsait durumun yaratılmasını, öte taraftan kazanılacak süre içerisinde onlara karşı savaşacak ordunun eğitimi fırsatının elde edilebileceğini, diğer taraftan çok geniş çapta bir sefer açılabilmesinin mümkün olacağını bildirdiler.
Evlilik teldifinin reddedilmesine çok kızan Kapgan, Gök-Türk devleti içerisinde yakaladığı resmi memur Ts'ang Ssu-yen'i öldürttü. Bu şahıs her ne kadar Liu Mau-tsai tarafından elçi olarak gösterilmekte ise de[63] yıllıklar bu hadiseyi anlatırken genelde kullanılan elçi kelimesinden farklı olarak, seyahat eden resmi görevli kişi anlamına gelen kelimelerle yazmışlardır [64]. Bu da bizi ister istemez bu kişinin casus olduğu konusunda bazı düşüncelere sevk etmektedir. Bahis konusu tarihten sonra (705) Gök-Türk ülkesinde sık sık isyanların çıkmış olması, az önce söylediğimiz gibi CTS'de uzun uzun anlatılan bir raporun imparatora sunulması, adı geçen şahsın casus olduğu konusundaki tahminimizi kuvvetlendirmektedir.
707 yılının 5. ayında "Sınır Muhafizlan Generali” rütbeli Chang Jen-tan, Shuo-fang bölgesi başkumandanı oldu. Kendisine kuzey sınırlarının savunması vazifesi verilmişti [65]. Ertesi yıl Çinliler, Sarı nehrin kuzeyinde daha evvel yabancıların gelip, Çin ile münasebet tesis ettiği veya teslim olduğu üç kale-şehrin inşasına, eski olanların da tamirine başladılar. Gök-Türk hücumlannın gelmesi muhtemel yollara yığınaldar yapılıp barikatlar kuruldu. Çinliler, bu şekilde Kapgan'ın güneye saldırı yollarını tıkamayı tasarlamışlardı. Bundan sonra T'ang Hsiou-ching, sını rları koruma kumandanı olarak, bu mevzilere yerleşti [66].
708 yılının ii. ayında batıdan da bazı Gök-Türk birliklerinin Çin'e girdiğini görmekteyiz. Bu esnada batıdaki Gök-Türkler'e gönderilen Feng Chia-ping adlı kişi de öldürüldü. Aslında Türgişler'e gönderilmiş bu şahsın da casus olma ihtimali kuvvetlidi[67]. Diğer taraftan An-hsi askeri valisi Çinli kumandanı Niou Shih-chiang ile Türgişler, Hou-shao kalesinde savaştılar, mağlup olan Çinli vali öldürüldü[68].
Gök-Türk devletine karşı isyan hareketine kalkışan boylardan Çikler'in Kem-İrtiş arasında, Aziarın Issık gölünün batısında 709 yılında itaat altına alındığı Bilge Kagan kitabesinden anlaşılmaktadır[69]. Bu sırada Gök- Türk ordusunu Bilge Şad idare etmişti.
Aynı sıralarda Çin'in imparator değişikliğine sahne olduğunu görüyoruz. Chung Tsung ölünce, Juei Tsung onun yerine tahta geçti. Bu imparatorun tahta geçişinin ilk yılında Kapgan, tekrar Çin'e elçi göndererek evlilik yoluyla müttefik olmak istedi(7 ı ı başları). Fakat, bu defa bir Çin prensesini hatun olarak almak istiyordu. Kapgan'ın teklifi Çin sarayında müzakere edildi. Neticede Sung bölgesi prensi Ch'eng-ch'i'nin kızına Chin-shan (Altın dağı-Altay dağları) prensesi unvanı verilerek Gök- Türklere gönderilmesine karar verildi. Evlilik teklifinin kabul edilmesinden memnun olan Kapgan, oğullarından Yang-wo-chih Tegini ikamet etmek üzere Çin sarayına gönderdi. Bu Tegin Çin sarayına vardığında kendisine yüksek generallik rütbelerinden biri tevcih edildi[70]. Artık Çin'e karşı yumuşak bir politika izlemeye başladığını gördüğümüz Kapgan'ın Çin'e karşı aldığı bu tavır değişikliğinin sebebi hiç şüphesiz aşağıda bahsedeceğimiz üzere ülkesinde sık sık isyanları n çıkması idi.
"Altay Dağı (Chin-shan)” prensesinin Gök-Türk ülkesine gönderilme işinde refakatçı olarak Ho Feng-yao tayin edildi. Gelini götüren heyet, Gök-Türk topraklarına girdiğinde Kapgan da onları karşılamak için bir elçilik heyeti göndermişti. İ ki heyet yolda karşılaştıklannda, Gök-Türk heyetinin başkanı, Ho Feng-yao'ya prensesin T'ang hanedanı na mensup olmayışından dolayı kızdı. Daha sonra Ho Feng-yao ve yanındakiler, Kapgan'ın bulunduğu yere ulaştılar. Kapgan'ı n bulunduğu Gök-Türk merl-ezine ulaştı lar. Hediyelerin çok sayıda oluşumu, elçilerin iyi reverans yapışlarını gören Kapgan, prensesin gerçek olmayışına yani T'ang hanedanına mensup olmayışına aldı rmadı. Üstelik Çin ile iyi münasebet tesis etmeyi de kabul etti [71]. 'kslında Kapgan'ın yumuşamasının en büyük sebebi hiç şüphesiz o sıra.. da Bayırku ve Türgiş isyanlarının çıkması, dolayısıyla devletin içerde çok zor durumda kalmış olması idi [72].
Bu sıralarda Sung Ch'üan, T'ang Hsiou-ching gibi bir kaç Çinli general, aslen Moğd boylarından olup, Gök-Türklere tâbl' Hsi'ler ile Linghsing'de savaşırken esir düştüler (710 sonları). Daha sonraları Hsi'ler tarafı ndan ( lök-Türklere teslim edilen bu generaller öldürüldü. Bundan sonra bölgenin Sınır Mı .hafizlığı Kumandanlığı görevi Kuo Yüan-chen'a verildi. Kısa süre sonra Jui Tsung'un tahttan uzaklaştı rılıp, yerine Hsüan Tsung'un gelmesiyle yine Çin'de imparatorluk değişikliği olmuştu. Bu imparator tahta geçer geçmez daha evvel Gök-Türklerle yapılmış olan evlilik ittifak 4 "..t. Çin'e karşı eski atak ve üstün durumu devam etmeyen Kapgan, isyanlarla meşgul oluyordu. Bu isyanlardan Orhun Abidelerinde açıkça bahsedilmektedir. 710 yı lı nda isyan eden Kırgızlar, Bilge ve Kül Tegin kumandasındaki ordu tarafından Kögmen dağlarının kuzeyinde Songa ormanı nda ikinci defa mağlup edildiler[73]. Aynı yıl Tola irmağı civarında yaşayan Bayı rku'lar, Türgi-yargın gölü yakınında yapılan savaşta boıguna uğratıldı [74]. 711 yı lında Türgiş'ler isyan edince, Orhun Yazıtlannın ifadesiyle üzerlerine yüründü ve yenildiler, reisleri So-ko öldürüldü –[75]. Arkasından Bars Beğ, Türgiş Kaganı tayin edilerek, Bilge'nin kız kardeşiyle t vlendirildi, sonra Semerkand'a sefer tertip edildi[76]. 713 yılında Karluk'lar, Kapgan, Bilge ve Kül Tegin'in ortak hareketi neticesinde Tamug Idukbaş (Tarnır ırmağı'nın doğduğu yer)'ta mağlup edildiler. NIuharebede yenilen Karluk'lar kaçarak Çin'e sığındılar[77].
714 yılı 2. Ayda[78] İnel (İ-nie) Kagan, T'ong-e (Tonra) Tegin ile Huo-pa İlteber unvanlı Kapgan'ın kız kardeşinin kocası Shih-shih-pi, süvarile-riyle beraber Pei-t'ing (Beşbalık'ın kuzeyi)'a saldırdılar. Kuşatma sırasında kalenin yakınına tek başına sokulan T'ong-e Tegin öldürüldü. Bu başarısız hadise üzerine Huo-pa İlteber geri dönmeye cesaret edemedi. Yanına karısı ve oğullannı alıp, Çin'e gitti ve teslim oldu. Bundan çok memnun olan Çin imparatoru, İltebere "Sol Muhafızları Büyük generalliği” ile Yen-shan bölgesi prensliği, karısına da Altay Dağı (chin -shan) prensesi unvanı verildi. Diğer taraftan kendilerine, ı o tane kadın köle, 10 at ve 5 bin top ipek vb. hediyeler sunulmuştu[79]. Aynı yılın üçüncü ayında Chi-hsi bölgesi vergi memuru A-shih-na-hsien, Türgiş'lere saldırıp, reisleri Tou-tan'ı ele geçirdi [80].
Kapgan tarafından T'ang hanedanının merkezine ikamet etmek için gönderilmiş olan Yang-wo-chih Tegin, Çin'de öldü[81]. Çin imparatoru bir ferman yayınlayarak, hanedana akraba ailelerden en az üç kişinin, ölen teginin ailesini ziyaret edip, taziyetlerini sunmalannı emretti. ölümünden sonra ailesinin iyi davranışlara mazhar olması, aslında onun Çin'de bulunduğu sırada bir lehine gibi değil, aksine gayet itibarlı şekilde yaşadığını göstermektedir.
Gök-Türk kaganı Kapgan, tekrar Çin'e elçi gönderip evlilik yolu ile akrabalık teklifinde bulundu ise de imparator kabul edip, etmediğini bildirmedi. Diğer taraftan Çin yıllıldannın ifadesi ile "onun olağanüstü başanlarından korkan" Moğol kabileleri Ch'i-tan ve Hsi'ler de Gök-Türk yüksek hakimiyetini tanıyıp, Kapgan'a bağlandılar[82]. Kaynakların ifadesine göre Gök-Türk ordusunun sayısı dışarıda bütün gailelere rağmen 400 bin kişiyi bulmuştu. Bir başka deyişle bu kadar yay çekene sahipti. Fakat, Kapgan'ın halkını çok sert idare etmek gibi büyük bir hatası vardı. Zaten çok yaşlanmıştı. İşte bu sert tutumu devletin başına büyük dertler açıyordu. Boylar arasındaki huzursuzluk gittikçe arttı. ı o kabile (on-ok)nin Sol Tu-lu'lannın beş çoru, Sağ kanad beş Nu-shih-pi'lerin beş erkini hep beraber Çin'e müttefik olmak için teklifte bulundular. Karluk'lar gibi diğer bir kaç Türk boyu da Çin'e vassal olmak için başvurdular(7I5 4. ay). Çinliler bu tekliflerin hepsini kabul etti. Ancak, kendileri için çok önemli stratejik mevkiilerde Gök-Türk ülkesi sınırları içerisinde oturmalarını istedi[83]. T'ang imparatoru böylece Gök-Türk devletini içerden daha iyi yı pratabilme fı rsatını elde edebilecekti. Ortaya çıkan yeni durum karşısında imparator Hsüan Tsung, bazı yeni tedbirler de aldı; Çin'e yeni bağlanan kabileleri daha iyi pasifıze edebilmek için teşkilatlannı yeniden düzenledi.
Bu hadiseler üzerine Kapgan, Karluk ve diğer boylara defalarca saldırdı. Çin imparatoru da buna karşı bütün vali ve kumandanlanna iki koldan isyancı Türk boylannı desteklemelerini emretti. Bu arada tedip edilen boylar arasına Az'lar ve izginer de katıldı(715)[84]. Aynı yılın baharında Kapgan'ın Dokuz-oğuz seferi sırasında yenilen Oğuzları n bir kısmı da Çin'e sığındı[85].
Ardı arkası kesilmeyen isyanlar neticesinde Gök-Türk devletinin gücü oldukça zayıfladı. Bu durum Gök-Türk tabiyyetinde olan yabancı kavimlere de tesir etti. T'u-yü-hun'lar, Kao-li (Kore)'lerin bir kolu olup, aynı zamanda Kapgan'ın damadı Kao Wen-chien vb. bir çok Gök-Türk vassalı gidip, Çin'e bağlandı [86]. Çin'e sığınanların hepsine özel yüksek Çin unvanları tevcih edilip, generallikler ve düklülder verildi [87]. Gök-Türklerden kopanlar bununla da kalmadı. Kapgan'ın damadı A-shih-te-hu-lu aniden Çin'e gitti ve T'ang hanedanlığına tabi oldu[88]. Gök-Türk hükümdan ise ülkesinde çıkan isyanlan bastırmaya devam ediyordu. Reisleri A-pu-ssu olan Dokuz Kabile (dokuz ok)ye saldıran Kapgan, onlarla Chi-pei'de savaştı. Dokuz kabile yenildi, insanlarının çoğu öldü. Dokuz kabile grubuna dahil mağlup, Ssu-chieh (izgil) ve diğer bazı boylar da Çin'e bağlandılar. Çin imparatoru bunların reislerinin hepsine idari unvanlar verdi. Bunun gayesi Kapgan'ın himayesinde bağımsız olmayan Türk boylanna, bu şekilde artık bağımsız olduklarını hissettirmek idi. Ancak, yine de kuzey sınırlannda bir sürü yeni önlemler alarak, herhangi bir Gök-Türk saldırısına karşı teyakkuz halinde olmalarını emretti.
Çin imparatoru Hsüan Tsung, Kapgan Kagan'ı tamamen ortadan kaldırmak, ya da eline geçirmek istiyordu. Bu maksatla Gök-Türk ülkesinde üç ayrı bölgede bulunan ve yukarıda bahsettiğimiz gibi Çin ile daha önce müttefik olan, üstelik çeşitli Çin unvanlan da alan Türk boylarının reislerine yeniden unvan ve hediyeler sunuldu. Bu suretle yeniden taltif edilerek, Kapgan'a saldırmak için tahrik ediliyorlardı[89]. Böylece Kapgan'a karşı ihanet cephesi tekrar harekete geçmişti. Çin müttefiki Bayırkular isyan edince, Kapgan üzerlerine yürüdü. Tola irmağı kenarında yapılan savaşta Bayırkular çok ağır bir bozguna uğradılar. Ancak, Kapgan zafer kazanmanın verdiği mağruriyet içerisinde çok az sayıda askerle geri dönerken Söğüt ormanında savaş artığı Bayırkulann reisi Chie-chih-lüe'nin[90] ani hücumuna uğrayarak öldürüldü. Her iki yıllıktaki ifadeden anlaşıldığına göre casus olan Çinli Ho Ling-ch'üan, o sırada Bayırkular'ın yanında bulunuyordu. Bu şahıs Kapgan'ın kesik başını alıp, Çin başkentine götürdü(71 6 6. ay).
24 yıl süren parlak zaferlerle dolu bir kaganlık dönemini çok hazin bir sonla kapayan Kapgan'ın yerine kendisinin daha evvel "Küçük Kagan” olarak tayin ettiği oğlu İnel geçti ise de Kutlug'un küçük oğlu Kül Tegin bir ihtilal yaparak, onu ve bütün ailesini ortadan kaldırdı; sonra ağabeyi Bilge Şad'ı kagan olarak tahta geçirdi.