ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Mahmut H. Şakiroğlu

Anahtar Kelimeler: Türkler, İslam, Avrupa, Tarih

Giacomo E. Carretto, Claudio Lo Jacono, Alberto Ventu- RA, Maometto in Europa. Arabi e Turchi in Occidente 622-1922, a cura di Francesco Gabrieli. Milano 1982 [satışa verilişi 1983 yılı başları ], büyük boy 278 Sayfa. Milano’daki A. Mondadori Yayınevi.

Eserin kısa bir aralıktan sonra Almanca ve Fransızca çevirileri de çıktı; ilki: Mohammed in Europa. 1300 JahreGeschichie, hunst, Kullur, München 1983. İkincisi: Histoireetcivilisationdel’İslam en Europe. Arabs et Turcs en Occident du VIT au XX° siecle. Praface de Jean Paul Roux, 1983. Her iki çeviri de A. Mondadori yayınevinin Verona kentinde bulunan basımevinde basılmış, aynı sayfa düzeni ve resimler kullanılmıştır. Ederi 40.000 Lit.

Türk-lslam uygarlığının 13 yüzyıllık bir dönemini işleyen bu eser, doğubilim araştırmalarında müstesna bir yeri bulunan ve üstad sözcüğünü lâyıkıyla hak eden Prof. F. Gabricli’nin [1] öncülüğünde, neslimizin üç çalışkan ve yetenekli araştırıcısı tarafından hazırlanmıştır. Yayınevi kitabın ciddi bilim kuralları içersinde hazırlanması yanında, doğubilimepek fazla aşina olmayan kişilerin de gereksinmelerini göz önünde tutarak bol resimli olmasını istediği için [2], renkli ve siyah-beyaz resimler her sayfada mevcuttur. Ancak çoğunun belgesel nitelikte olduğunu da hemen belirtmekte yarar vardır[3].

İslam dünyası Avrupa topraklarına iki taraftan uzanmayı başardı. 711 yılında başlayan İspanya fethi, 1492 yılında Gırnata’nın çökmesi ile bitti görünürse de uzantısı daha bir süre devam etmiş, Hristiyan dinine girdi gibi görünen Müslüman asıllı Moriscos isyanları her tarafta etkisini göstermiş ancak XVII. yüzyıl başlarında topluca Ispanya’dan çıkarılmaları ile bir son verildiği zannedilmiş ise de etkinliğin çok daha geniş olduğu sonraki araştırmalarda ortaya çıkmıştır[4]. 827 yılında Sicilya adasını ele geçiren Müslümanlar ikibuçuk yüzyıl devam eden egemenlikleri sırasında esas İtalya topraklarında varlıklarım duyurdukları gibi, Fransa’nın muhtelif bölgelerine de seslerini yansıttılar. Türklcr tarafından Balkan Yarımadasında aşlatılan fetih hareketleri de Avrupa insanını karışık duygular içinde bırakmıştı. İşte bütün bu etkinlikler üzerinde geniş bir görüş açısı getiren F. Gabrieli, her iki tarafın da birbirlerinin varlığına muhtaç bir durumda olduklarım belirterek, konunun geçen yüzyıldaki koloni hareketinden değişik bir tarzda ele alınmasını gerektiğini ileri süren görüşün taraftarıdır. Kitaba katkıda bulunan araştırıcılar arasında Claudio Lojacono tarih ve kurumlar üzerinde durmuştur. “Müslüman İspanya” (S. 37-77) siyasal olaylar kadar, bu topraklarda şimdi de ayakta duran saray ve camilere ve hatta bunların uzantısı kitap ve kitaplıklar üzerinde bile durmaktadır. "Akdeniz’de deniz haydutları ve korsanlan" başlığı ile incelenen konu (S. 193­207) bol ve anlamlı resimlerle süslenmiştir. İslamların bu denizde yarattığı etki kadar Hristiyan dünyasında uyanan tepkinin ne gibi sonuçlar getirdiği üzerinde durulan satırlarda Türk korsanlan ve denizcileri yanında Barbaresk diye tanınan Kuzey Afrika denizcileri de incelenmiştir [5]. Bunları tamamlayıcı satırlar olarak da “gemicilik ve gemi çeşitleri" (S. 202­203) resimlerle tamamlanmıştır. Bu satırlardan önce de “Araplar, gemi, yelken” (S. 34-35) kısmı, İslamların çeşitli denizlerde kullandıkları gemileri yansıtır. Alberto Vcntura "İtalya'daki Emirler" diye koyduğu başlık altında (S. 83-109) ilk akınlardan başlıyarak bu ülkede Sicilya .Adasında gelişen İslam uygarlığı etkinliğini ve kalıcı yönlerine değinmiş ve günlük yaşamdaki durumu da eksik etmemiştir. "Pirinç ve Kağıt” diye konulan başlık S. 153­176) maddi kültürün etkinlikleri üzerinde kuruludur. Bu ikili alışverişin düşün alanında ne gibi yenilikler getirdiği bilim, astronomi ve astroloji, tıp alanlarında Müslümanların yenilikleri, İbn-i Rüşd ve İbn-i Sina'nın çağlarında batıldan nasıl etkiledikleri açıklanırken, yazın alanında meydana getirilen etkiyi de ele almıştır. En önemli taraf muhakkak Dante Alighieri tarafından kaleme alınan İlâhi Komedya adlı eserin İslam dünyasından nasıl esinlendiğine ait kısımdır (S. 174 vd ı. Çok yoğun bir polemiğe konu olan bu etki sorunu, bilim dünyasında büyük boyutlara ulaşmıştır. Arap şiirine yenilikler getiren araştırmalar, hanlıların önemli ölçüde yararlandığını da ortaya koymuştur, özellikle işlenen konular da: Usturlap (S. ıÖ2-’3), Kimya (S. 172-’3), Araplar tarafından Avrupa'ya getirilen bitkiler (S. i77-’8) üzerinedir[6]. Hepsi de özgün resimlerle doludur.

Türk tarihini ilgilendiren kısımları Giacomo E. Carretto hazırlamıştır. Istituto per l'Oriente’nin Türkoloji kısmı sorumlusu olan Carretto, Türk kültürüne olan yakınlığı, çalışkanlığı, ve verimliliği orantısında ülkemizde tanınmamıştır. Bunda en önemli etken, üniversitede görevli olmamasıdır. Orienle Aloderno dergisinde yıllardan beri Türkiye ile ilgili kısımları kaleme alan, yıllık gelişmeleri bol kaynaklara dayanarak yazan ve bu arada son dönem ekinimize geniş katkıları olan bu genç araştırıcının hiçbir eseri üzerinde duramadım. Şimdi bunlardan bazılarım sıralamak isterim:

S'aggi su Meş'ale Un’aranguardıa letleraria turca del 1928, Venedik 197g[Meşale dergisi üzerine araştırmalar. 1928 yılı Türk yazınında avangard bir olay],

Hars-Kültür. Sascıta dı una cultura nagıonale, Venedik 1979, [Bir ulusal ekinin doğuşu. Hars- Kültür]

Ülkemizde bile çok az bilinen bir yazın olayı üzerinde duran bu iki eser hakkında, küçük bir özet Varlık dergisinin, Meşale olayının 50. yıl sayısında yayınlandı (Varlık 847 (Nisan 1978)

S.8-10 “Meşale’nin İtalya'da yankılan". Ayrıca Oriente Moderno LV (1975) S. 483-502 ve I.VI (1976) S. 289-354.

“İtalya'da çağdaş Türk Edebiyatının tanınması üzerinde”, Çevren VI/18-19 (1978) S. 21-30.

“Polemiche fra kemalismo, lascismo, comunismo, negli anni “30”, Sloria Conlemporanea VIII/3 (1977) S. 489-530 [1930’111 yıllarda Kemalizm, faşizm, komünizm üzerine polemikler diye çevireceğimiz bu araştırma, Kadro dergisinin etkinliği üzerinde durmaktadır. Dilimize çevrilmiş ise de yayın ortamını bulamadığı için pek tanınan bir makale değildir],

“La situazione della tureologia in Italia”, // Veltro XXIII/2-4 (1979) 469-480

[İtalya'da Türkoloji çalışmalarının durumu. Adı geçen derginin Türk-ltalyan ilişkilerine ait özel sayısıdır. Tanıtılması: S. Turan, Belleten XLIV/t76 (1980) S. 753"7®*'

Bunların dışında Oriente Moderno dergisi sayfalarında kalan Yakub Kadri, Yahya Kemal araştırmaları ve son dönem Türk siyaset tarihine ait bir yığın haber ve tanıtma niteliğindeki yazıları epey önemlidir.

Giacomo E. Carretto, şimdi elimizde bulunan bu kitap ile son dönem tarihimizden uzaklaşarak, daha eski dönemlere yönelmektedir. "Dal Campo dei Merli aile porte di Vienna (S. 111-151) başlığını taşıyan kısım, OsmanlI Devleti’nin kuruluşundan XVIII. yüzyıla kadar geçen süreyi incelemektedir. En göz ahcı resimlerle donatılan bu bölüm içinde Yeniçeriler (S. 122-’3), Topkapı Sarayı (S. 134-’5) ayrıca incelenmiş, göz kamaştırıcı tuğralara özellikle dikkat edilmiştir (S. 150-151). Gerileme ve çöküş yıllan ise “Volö un falco bianco..." başlığı altında (S. 227-244), gene birtakım güzel resimler ve Atatürk’ün üç güzel portresi ile süslenmiş, Cumhuriyetimizin kurucusunun İslam tarihindeki yeri ve getirdiği yenilikler özlü bir biçimde anlatılmıştır. Carretto bu başarılı satırlarını A. Ventura ile birlikte yazdığı kısımlarda da sürdürmüştür. “Gemici Sinbad” başlığı altında İslam ve Türk gezginleri, “Alaeddin’in lambası” diye adlandınlan bölümde batıhlann doğu dünyasını nasıl gördükleri konusuna değinilir. Bu arada ihmal etmeyeceğimiz sayfalar sırasıyla: “Vestire alla turca" [S. 2l2-’3] ve Musiki aletleri [S. 218-’9] özel kesimleridir. Her biri minyatürlerle donatılmış bu satırlarda maddi kültürün uzantılarına değinilmektedir.

Ek olarak hazırlanan sayfalar sırasıyla: Kronolojiler (S. 247-262), Halifeler, emirler ve sultanlar (S. 263-266), Batı'da tanınan İslam büyükleri (S. 267-269) ve mezhep farkları (S. 269 vd.) dır. S. 272 de ise, doğu dillerinden batı daha doğrusu italyancaya geçen sözcüklere değinilmiş. Kaynakça çok kısa tutulmuş (S. 273). Dizin özel adlara göredir (S. 274-276).

Kitaba konan resim ve minyatürler olağanüstü bir yöntem içersinde konduğu için her tarayan kişiye yararlı olacaktır. Çoğunda kaynak değeri taşıyan görüntüler bulunmaktadır. 1979 yılında gene F. Gabrieli’nin öncülüğünde devasa bir kitap yayınlanmıştı: Gli Arabi in Italia. Böyle bir kitabın çıkışından kısa bir süre sonra şimdi aynı güzellik ve değerde bir eser çıkaran İtalyan doğubilimciler, bu alanda ne derece güçlü olduklarını bir kez daha ortaya koymuş bulunmaktadırlar. Kitaplık ve belgeliklerinde bulunan malzemeyi en iyi kullanan bir ekinin devamcısı sayılan İtalyan doğubilimcileri arasında son yıllarda bir hazan yaprağı gibi yitikler birbirini izlemekle beraber, yerlerine yetiştirdikleri kişilerin kısa bir zamanda bu boşluğu doldurmaktan da öte yeni atılımlar yaptıkları ve pek çok yenilikler getirdiği görülmektedir. Elimizdeki kitap ayrıca Türk dünyasının İslam tarihi için vazgeçilmez bir varlık olduğunu iddia ve ispatlaması bakımından önemlidir[7]. Şimdiye kadar İslam uygarlığını halifeliğin Türkler eline geçişi konusunda bırakan geçen yüzyıl görüşü terk edilmekte ve Türklerin bu uygarlığa olan katkılar üzerinde durulmaktadır. Bilimsel ciddiyetin bir belirli uzantısı olarak değerlendirdiğimiz bu görüşün, dar bir çevreden çıkarak daha geniş kitleye yayılmasını muhakkak biz sağlamalıyız. Tarafsız bilim adamlarının bu alanlarda meydana getirdikleri bu olumlu katkılar, yeni belgelerin ortaya çıkması sonucu daha da gelişecektir.

Kitap 1984 yılı H aziran ayında İstanbul'da yayınlanan Milliyet gazetesinin Renk aldı ekinde bölümler halinde yayınlandı. Tam bir çevirisi, masraflı olmakla beraber, çok yararlı olurdu.

DOÇ. DR. MAHMUT H. ŞAKİROĞLU

Dipnotlar

  1. 1 F. Gabrieli 1904 Roma doğumludur. Alanında gerçek bir otoritedir. 1964 yılında Roma Üniversitesi 60. doğum yılına dair bir armağan kitabı yayınladıktan yirmi yıl sonra bu kez 1984 yılında 80. doğum yılı armağanı hazırlattı. Accademia Nazionale dei Lincei üyesi ve geçtiğimiz dönem başkan vekili idi.
  2. 2 A. Mondadori yayınevi ciddi ve bilimsel eserler yanında divulgatir mahiyette yaptığı yayınlar ile de tanınmıştır. Verona kentinde bulunan basımevi Avrupa'nın en seçkin merkezlerinden birisidir.
  3. 3 Venedik’teki Şehir Kitaplığında (Museo Civico Correr) Cicogna 1971 kod numaralı halk resmi içeren eserden geniş ölçüde yararlanılmıştır. Kitabın çıktığı sıralarda bir araştırmaya konu oldu: G. Romanelli-A.F.Grube, “II Bailo Soranzo”, FMR n. 18 (Kasım 1983) S. 37-64. 18 seçkin tablo ile birlikte. Tam bir yayını sabırsızlıkla beklenmektedir.
  4. 4 ispanyadaki İslâm uygarlığı için kaynaklar hakkında bir bibliografya: C. Rodriguez Joulia Saint-Cyr, Bibliografia menor hispanomusulmana, Madrid 1980. J. Cavanach Murphy’nin, The Arabıan Antiguites of Spain, adlı 1812 yılında basılı eserinin 1982 yılında tıpkıbasım yapıldı.
  5. 5 Kuzey zVrika devletlerinin ve ocaklarının Akdenizdeki rolü için: S. Bono / çorsan barbaresthı, Torino 1964. Aynı müellir. Stenografla tfonti occidentali sulta Libıa (1510-191 1), Roma 1982, tanıtımı Belleten 185 (1983) s. 391-393
  6. 6 Ayrıca arapça sözcüklerin batı dillerine geçişi de ihmal edilmemiş ve hangi yolla geçtiği anlaşılır şemalarla gösterilmiştir.
  7. 7 İslam tarihi, İtalya’da uzun yıllar, halifeliğin Türklere geçişinden sonra incelenmedi. Yeni nesil bu tutumdan vazgeçmiştir. Türk tarihi olmadan bu konunun anlaşılmıyacağım en iyi ispat edenlerden biri de Giacomo E. Carretto’dur: La situazione della tureologia in Italia", // l etro XXIII, 2-4 . 1979) 469-480. Tarafımdan eklerle çevrilip Tarih ve Toplum dergisine verildi.