MİMARİ PARÇALARIN TANITIMI
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde envanter numarasız bir ambona[1] ait olduğunu düşündüğümüz iki levha ile bir templon[2] payesi bulunmaktadır. Bu üç eserin pembe öbeklere sahip mermer malzemeye sahip oluşları, aynı kiliseye ait mimari parçalar olduklarını gösterir.
Dikdörtgen kesitli paye[3], üstte kare ve onun üzerinde iki sıra yuvarlak sütun kaidesi ile birlikte monolit olarak yapılmıştır (Res. 1). Payenin altta sol tarafı kırıktır. Ön yüzünde alçak kabartma tekniğinde iç içe iki dikdörtgenden oluşan soffit motifi vardır. Motifin üst ve alt kenarları iç bükeydir. Payenin arka yüzü düzgün, ince taraklıdır. İki yan yüzde üst kısmı 10 cm, uzun alt bölümü 4 cm, derinliği 2,5 cm olan levha oyuğu vardır. Üstte yüksekliği 11 cm olan kırık sütun kaidesi yer alır.
Levhalardan figürlü olanın[4] üstü ve sağ kenarı kırık, diğer kenarı ve üzerinde ise aşınmalar vardır (Res. 2, Çiz. 1). Arka yüzü işlenmemiş, kabaca bırakılmıştır. Dört kalın yüksek kabartma tekniğinde yapılmış profil tarafından çevrelenen bir üçgen pano içinde, alçak kabartma tekniğinde yapılmış sola dönük bir tavus kuşu figürü yer almaktadır. Üçgen yüzeyi tamamen kaplayan kuşun boyun kısmı dışında kanatları, gövde ve kuyruğu kazıma tekniğiyle ince çizgilerle detaylandırılmıştır.
Kuşun başının üst kısmı, kuyruk bölümünün sonunda olduğu gibi tahrip olmuştur. Ancak gagasında aşağı doğru sarkan bir üzüm salkımı tutmaktadır. Kuşun ayakları üçgen panonun iki kenarının birleştiği iç köşede görülmekte, tam olarak tabana basmamaktadır.
Diğer levhanın[5] üst, sağ ve sol kenarları kırıktır. Altta iki ince düz profil arasında oldukça kalın bir profil yer alır (Res. 3, Çiz. 2). Bunu iki sıra düz profil daha takip eder. Levha kırık olmasına rağmen, bu iki profilin üstte de devam ederek bir çerçeve oluşturduğu söylenebilir. Bu çerçevenin içinde, köşede dıştaki yüksek kabartma, içteki düz profillerle iç içe iki üçgen oluşturulmuş, ortada ise basit geometrik bir motif yer almıştır. Levhanın ortasında yine iç içe farklı yüksekliklerde kabartılmış profillerden oluşan eşkenar dörtgen motifleri bulunmaktadır. Levhanın arka kısmı da işlenmiştir (Res. 4, Çiz. 3). En dışta kalın bir profil sonrasında üç sıra düz profil yer almakta, bunlar üstte de devam ederek bir çerçeve oluşturmaktadır. Ortada ise bir daire ve içinde Malta haçına ait iki kol görülmektedir.
MİMARİ PARÇALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Paye
Müzedeki payenin yan yüzlerindeki levha oyuklarının 10 cm oluşu, bahçedeki diğer iki levhanın kalınlıklarının daha fazla olması, bu parçaların birbirlerine ait olmadıklarını gösterir. Üstteki kaide kısmı, payenin monolit olarak bir sütunla birlikte yapıldığına işaret eder. Sütunpaye adı verilen bu destekler, yüksek tipteki templon kuruluşlarında kullanılmıştır.
Soffit motifi, payelerde çok kullanılan bir motiftir. İstanbul, Marmara Surları’nda sur duvarı içinde devşirme olarak kullanılan payeler[6], Bursa ve çevresinde tespit edilmiş bazı payeler[7], Ankara örneğinde olduğu gibi kısa kenarları iç bükey, iç içe iki dikdörtgenden oluşan soffit motifine sahiptir. Aynı özellikteki sütunpaye örneklerine ise İstanbul, Kalenderhane Camii’nde[8], Parenzo Eufrasiano Kilisesi’nde[9] rastlanmaktadır.
Soffit motifli eserler genelde 5.-6.yüzyıllara ya da sadece 6.yy’a tarihlenmektedir[10].
Levhalar
Çerçeve ve figür açısından üzerinde tavus kuşu olan levha, ambon yan kenarına ait olmalıdır. Bu tür yan kenarlara sahip ambon kuruluşları çift merdivenli ambonlar olarak adlandırılır (Çiz. 4). Bunlar, diğer çeşitleriyle kıyaslandığında daha çok tercih edilen ambonlar olarak dikkat çeker[11]. 5.yy sonu- 6.yy’dan itibaren bu tipin kullanıldığı ispatlanabilmektedir[12]. Çift merdivenli ambonların en ünlü örneği İstanbul, Hagia Sophia’nın ambonudur. Paulus Silentiarios’un anlattığı kadarıyla bu ambon çeşitli mermerlerden yapılmış, değerli maden ve taşlarla bezenmiştir[13].
Bu tür ambonlar kilisenin naosunda doğu-batı ekseni üzerinde yer alır. Ambonun İstanbul, Hagia Sophia ve Euphemia Kilisesi, Korinth, Lechaion Bazilikası örneklerinde görüldüğü gibi bema ya da solea ile bağlantısı vardır[14].
Anadolu’da da daha çok çift merdivenli ambon karşımıza çıkar. Efes Aziz Ioannes Kilisesi[15], Milet Michael Kilisesi[16], Priene Tiyatro yakınındaki Bazilika[17], Bergama Athena Terası üzerindeki Kilise[18], Uşak Selçikler Köyü’ndeki Kilise[19] bu tipe ait ambonu olan bazı örneklerdir.
Çift merdivenli ambonların yapımı 11.yy’a kadar sürmüştür[20].
Genel olarak ambon parçalarında kullanılan süsleme teknikleri alçak kabartma, yüksek kabartma, kazımadır.
Yüksek kabartma tekniği daha çok kompozisyon ve süslemelerin yer aldığı zemine çerçeve oluşturan profillerde, alçak kabartma tekniği, motifleri ve figürleri oluştururken, kazıma tekniği ise bunların ayrıntılarının belirtilmesi için kullanılmıştır.
Bu düzen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki ambona ait yan kenarda da aynen uygulanmıştır.
Tavus kuşu figürlü[21] ambon yan kenarı, Ankara dışında Afyon, Beçin (Peçin) Kalesi, Çavdarhisar, Gaita, Ilıcıkören, İzmir, İznik, Konya, Kütahya, Milas, Meydan Kran-Aizanoi ve Priene’de karşımıza çıkmaktadır.
Bunlardan Afyon Müzesi’nde bulunan iki yan kenarda, hareketsiz olarak alçak kabartma tekniğinde birer tavus kuşunun yamuk dörtgen çerçeve içinde verildiği görülür. Kuşların kuyruk, kanat ve boyun bölümlerindeki ayrıntılar kazıma tekniği ile belirtilmiştir[22].
Kütahya Müzesi’ndeki bir ambona ait iki yan kenarda ise iç içe iki üçgen çerçeveden içteki üçgen pano içinde, alçak kabartma tekniğinde birer tavus kuşu yer almıştır. Bu iki üçgen profil çerçeve dışında, altta da birer profil bulunmaktadır. Tavus kuşlarının ayakları tabana basmaktadır. Bunlardan sola dönük olan hareketsiz, sağa dönük olan hareketli bir figür olarak verilmiştir[23].
Konya Koyunoğlu Müzesi’ndeki iç içe üçgen çerçevelerin oluşturduğu orta bölümde yer alan tavus kuşu, işleniş açısından Kütahya Müzesi’ndeki yan kenarlarla benzerlik göstermektedir. Yukarıya kaldırdığı bir ayağıyla kuş, hareketli bir figür haline getirilmiştir[24].
İznik Arkeoloji Müzesi’ndeki iki yan kenar, diğer örneklerle kıyasladığında daha yüksek kabartma tekniğinde yapıldığı dikkati çeken birer tavus kuşu figürüne sahiptir. Diğer örneklerden farklı olarak, figürlerin çerçeve içine alındığı profillerde alçak kabartma tekniğinin varlığı dikkati çeker. Yüzlerden birinde tavus kuşu, asma dalının ucundaki üzüm salkımını gagalamakta, diğer yüzdeki kuş ise bir kantharos üzerinde durmaktadır[25].
İzmir Arkeoloji Müzesi’ndeki ambon yan kenarında üçgen çerçeve içinde başını geriye doğru çevirmiş, oldukça zarif yüksek kabartma tekniğinde yapılmış tavus kuşu motifine yer verilmiştir. Kanat ve kuyruktaki ayrıntılar kazıma tekniğiyle belirtilmiştir[26].
Ilıcıkören ve Çavdarhisar örneklerindeki tavus kuşu figürleri, iç içe geçen düz profillerin oluşturdukları üçgen çerçevelerin meydana getirdikleri orta bölümde yer almıştır. Kuşlar alçak kabartma, kuyruk, boyun, kanatlar gibi ayrıntıları ise kazıma tekniğiyle verilmiştir. Her ikisi de stil olarak Afyon’ daki iki ambon yan kenarındaki kuşlarla benzerlik gösterir[27].
Meydan Kran’daki kazıda bulunan ambon yan kenarına ait parçalardan birinde baş ve kanat kısmı ile bir tavus kuşu tasviri dikkati çekmektedir. Kuşun kendisi alçak kabartma, ayrıntıları ise kazıma tekniğiyle yapılmıştır. Ambona ait restitüsyonda bu yan kenarın çift merdivenli bir ambona ait olduğu ve tavus kuşlarının iki yan kenarda karşılıklı olarak yer aldıkları kabul edilmektedir[28].
Milas Müzesi’ndeki çift merdivenli Priene tipi ambonlardan[29] birine ait olan iki yan kenarda, Beçin (Peçin) Kalesi’ndeki ve Priene Tiyatro yakınındaki Bazilika’ya ait ambon yan kenarında da[30] asma dalları, yaprakları ve üzüm salkımları ile birlikte verilmiş tavus kuşu figürleri dikkati çeker[31].
Yine tavus kuşu tasvirli Gaita, Afyon, Konya ve İzmir’deki ambon yan kenarları gösterdikleri özelliklerle Orta Bizans Dönemi’ne (özellikle 10.yy-11.yy) tarihlenir. Bu özellikler; yan kenarların çerçevelerinin saç örgüsü ya da düz profiller halinde olması, bunlar aracılığıyla sınırlanan alan içinde dörtgen bir alt ve üçgen bir üst kısımdan oluşan, ancak genel bakışta bir bütünlük gösteren orta bölümün yer alması, motiflerin oldukça alçak kabartma tekniği ile verilmesi ve sadelikleri olarak özetlenebilir[32].
Tavus kuşu figürlü ambon yan kenarları Anadolu dışında Yunanistan’da da görülür.
Paros, Katapoliani Kubbeli Kilise ve Tris Ekklesies Bazilikası’nın mermer ambonlarında çift tavus kuşu figürleri Latin haçı, haçın üzerinde kuşlar, asma dalları ve üzüm salkımları, kantharos ve farklı geometrik motiflerle dolu kalabalık bir kompozisyonda verilmiştir. Hareketsiz figürler ve diğerleri alçak kabartma tekniğinde yapılmıştır[33].
Thasos, Aliki, Güney Kilisesi mermer ambonuna ait sol (kuzey) yan kenarda, yüksek kabartma tekniğinde bir kabın iki yanında simetrik olarak yer alan hayvanlardan biri, tavus kuşudur. Bu kaptan asma dalları ve yaprakları, üzüm salkımları çıkmakta, kuşlar ise bu kabın içine doğru eğilmektedir (Çiz. 5). Ambonun güney yan kenarında ise birer tavus kuşu figürü bulunmaktadır. Soldaki tavus kuşu, asma yaprakları ve üzüm salkımlarının çevrelediği bir merkezde yer almıştır. Bu kuş üzüm tanesini, sağdaki ise bir ağacın yaprağını gagalamaktadır[34].
Lesbos, Eresos, Andreas Kilisesi’ndeki mermer ambon yan kenarında alçak kabartma profil ile sınırlanmış alan içinde bir tavus kuşu yer almıştır[35].
Ambon yan kenarlarının yüzlerindeki figürlü[36], geometrik ya da bitkisel bezemeyi çerçeve içine almak için yüksek kabartma tekniğinde ve fazla sayıda yapılmış kalın profiller, 6.yy ilk yarısının özelliği olarak kabul edilmektedir[37]. Çerçevelerin bu şekilde yüksek kabartma profillerle verilmesine rağmen, hayvan figürlerinin alçak kabartma ve biraz da olsa şematik olarak verildiği görülür. Özel bir kolleksiyonda yer alan İstanbul yapımlı çift merdivenli bir ambona ait üç yan kenarda[38], Anadolu ve Yunanistan’daki 6.yy ilk yarısına tarihlenen bazı kiliselerin ambon yan kenarlarında, yine bezeme kompozisyonunu çevreleyen aynı özellikteki -yani kalın- profillere rastlanır. Bunlardan bazıları Uşak Selçikler Köyü’ndeki Kilise[39], Amphipolis Bazilika D, Kos, Gabriel Bazilikası, Philippi Bazilika A ambon yan kenarlarıdır[40].
6.yy ortalarından başlayarak yuvarlak profil çerçevelerin düzleştiği ve sayılarının azaldığı kabul edilmektedir[41]. Figürlerde sadece kanat vb. gerekli ayrıntıların belirtilmesi; gerek bitkisel bezemenin, gerek figürlerin daha sade, şematik olarak verilmesi, profillerin daha da düzleşmesi 6.yy sonrasına ait özellikler olarak gösterilir[42].
Yunanistan örneklerinde ambon yan kenarlarındaki tavus kuşu motifi 6.yy ikinci yarısından itibaren görülmekte ve 7.yy başına kadar devam etmektedir[43].
Anadolu örneklerinden İznik, Afyon ve İzmir’deki ambon yan kenarları, başkentli örneklerle figürlerin işlenişi açısından kıyaslanarak 6.yy’a[44], Milas Müzesi’ndeki ambon yan kenarları da kompozisyonlarındaki asma motiflerinin işçiliği ve genel olarak kullanılan tüm motifler açısından yine 6.yy’a, Priene’deki Bazilika’nın ambonu ise 5.yy sonu-6.yy başına tarihlenir[45].
Yukarıda incelediğimiz eserlerden İznik, Milas, Priene, Paros’daki kiliseler ve Thasos Aliki Güney Kilisesi ambon yan kenarlarındaki tavus kuşları, ya üzüm salkımlarının yanında durmakta ya üzüm tanesini gagalamakta ya da Ankara örneğinde olduğu gibi salkımı tutmaktadır[46]. Erken Hıristiyan Sanatı süsleme programında yer alan üzüm gagalayan tavus kuşu motifli eserler genel olarak 5.- 6.yy’a tarihlenir[47].
Levhalarda kullanılan iç içe eşkenar dörtgenlerden oluşan kompozisyonun özellikle Iustinianus Dönemi (527-563) 6.yy’a ait İstanbul yapılarında kullanıldığı kabul edilir[48]. Bu örneklerde dörtgenlerden artan dört köşede ise yine küçük üçgenler vardır ve tüm kompozisyon kalın ve düz profillerden oluşan çerçeve içine alınmıştır. Bu dekorasyon şeması farklı versiyonlar içinde, özellikle 6.yy ilk yarısından başlayarak aynı yüzyıl içinde ambon balkonu levhalarında da kullanılmıştır[49]. Ambon levhası olmasa da, Ankara örneğinde olduğu gibi bazı levhaların ön yüzünün kalın ve düz profiller kullanılarak eşkenar dörtgenli bir kompozisyon, arka yüzünün ise düz profillerle çevrelenen merkezde daire içinde Latin haçı ile süslendiği görülür. Bu tür örnekler 6.yy’a tarihlenir[50].
Eşkenar dörtgen motifli levhalar, ambonlarda kullanımları söz konusu olduğunda genelde ambon balkonunda yer almıştır. Bunlar, ambon tabanına uyacak şekilde, taban yuvarlak ya da elips ise kavisli olarak, köşeli ise tek levha olarak yapılmıştır[51]. Ambon balkonundaki levha kavisli ise levhanın orta ve yanlarında, köşeli bir tabana sahip ambonda ise bu köşelere gelen bölümlerde, levhalar arasında payelere yer verilmiştir (Çiz. 6).
Sonuç olarak Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki eşkenar dörtgen ve tavus kuşu motifli levhalar bir ambona ait olmalıdır. Anadolu’daki yaygın kullanımı nedeniyle burada da çift merdivenli bir ambon düşünülebilir. Tavus kuşu tasvirli levha, bu ambonun yan kenarlarından birinde, diğer levha ise aynı ambonun balkonunda kullanılmış olmalıdır.
Levhalar gerek çift merdivenli bir ambon kuruluşuna ait oluşları, gerekse üzerinde taşıdıkları motifleriyle üzüm salkımı ile verilen tavus kuşu, ince ve kalın profillerin birlikte kullanımı, iç içe eşkenar dörtgenlerden oluşan kompozisyon6.yy özelliklerini taşımaktadır. Levhalarla birlikte yine aynı yapıya ait olduğunu düşündüğümüz yüksek tipteki templona ait olan sütunpayeyi de üzerinde taşıdığı soffit motifiyle yine 6.yy’a tarihlemek olasıdır.