ISSN: 0041-4255
e-ISSN: 2791-6472

Özcan Mert

Anahtar Kelimeler: Anzavur, Ayaklanma, Osmanlı, Tarih, Belge

Bana elifi öğreten saygıdeğer hocam

Prof. Dr. Mücteba İlgürel'e...

Anzavur'un Kimliği

Ahmet Anzavur, 1864 yılındaki büyük Çerkes sürgününde Kafkasya'dan Marmara bölgesine gelen Ançok isimli bir Adige ailesine mensup olup Bigalıdır [1]. Okuma yazma bilmediği halde [2], kızkardeşinin II. Abdülhamit'in sarayında cariye olmasından dolayı jandarma zabitliğine tayin edilerek Makriköy (Bakı rköy/İstanbul) Jandarma Karakolu Kumandanlığı'na getirildi. Vazifesinde birtakım suistimallere karışı nca Konya'ya sürüldü. Bir ara da Kütahya'da tabur kumandanlığında bulundu[3].

Anzavur, 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet döneminde, geçmiş devrin mazlumlan arasında görünerek çevresinde hürriyet kahramanı olarak tanındı. İ ki sene sonra binbaşı rütbesi ile "Aydın Kuvve-i Ta1cibiye ve Çalcırcah Tenkiline Kumandan" olarak İzmir dolaylarındaki Çalurcalı Mehmet Efe'nin takibinde ve ortadan kaldınlmasında görev aldı[4]'. Bu vazifesindeki başarısından ötürü V. Mehmet Reşat tarafından bir kılıç ile taltif edildi [5].

Istanbul'daki Çerkes Kulübü'nün tanınmış isimlerinden Yusuf İzzet Paşa ve Muallim Üzeyir Bey'in yardımlarıyla, Teşkilat-1 Mahstisa'ya girdiği öne sürülen Anzavur[6], mektepli değil de alaylı bir subay olarak yükseldiği jandarma binbaşılığı rütbesindeyken emekli oldu. Birinci Dünya Harbi yıllarında (1914-1918) Biga'da oturdu. Meşhur olmamakla birlikte itibarlı bir kimse olarak tanındı [7]. Koşu atı yetiştirerek ve at koşulanna katılarak geçimini sağladı [8].

Büyük harp bitince Anzavur, 1918 yılının sonlarına doğru Hudavendigar (Bursa), Kal`a-i Sultaniye (Çanakkale) ve Karesi (Balıkesir) Bölge Jandarma Kumandanlığı'na tayin edilmiş olan Miralay ve Müfettiş Hilmi Bey'in yardımcılığına, binbaşı rütbesiyle getirilerek bölgede asayişin sağlanması çalışmalarına katıldı [9]. Daha sonra 23 Nisan 1919 tarihinde üçüncü sınıf maaşla Izmit Sancağı Mutasarnflığı'na tayin edildi[10].

17 Haziran 1919 günü Izmit Sancağı Mustasarnfı Anzavur Ahmet Bey'in ikinci dereceden maaşla ve Karesi Sancağı Mutasarnfı Hilmi Bey'in de kendi maaşı ile becayiş ve nakilleri kararlaştınldı [11]. Lakin 7 Temmuzda bundan vazgeçilip adları geçen kimselerin yerlerinde kalmaları uygun bulundu [12]. Anzavur'un Izmit Mutasarrillığı 1919 yılının Ağustos ayında bu göreve Ali Suat Bey'in getirilmesine kadar devam etti [13].

Anzavur, 1919 yılının Ekim ayından itibaren 1920 yılı ortalarına kadar geçen sürede Balıkesir ve çevresi ile Adapazarı dolaylannda milli harekete karşı çeşitli isyan hareketleri ve tertiplerin içine girdi ise de Kuvay-ı Milliye tarafından yenilgiye uğratıldı. Son olarak Anzavur, daha önceki mutasarnflık tayininde olduğu gibi yine Damat Ferit Paşa'nın sadâretinde mutasarnflığa getirildi. 8 Nisan 1 9 t2a0r ihinde mirmiranlık rütbesiyle Karesi Sancağı Mutasarrıflığı'na tayin edildi[14].

Anzavur 15 Nisan 1921 tarihinde, Karabiga yakınlanndaki Adliye köyü civarında, Çiftlikköylü Mehmet Efe tarafından öldürüldü ve başı kesildi. Başsız vücudu Biga'nın Buzağılık (diğer adı Cihadiye) köyü mezarlığına gömüldü[15].

Anzavur'un mezanna bir mezartaşı konmuştu. Mezar kitabesi şöyleydi:

"Din, millet ve memleket uğrunda cansiperane çalışırken, Kuvayi Milliye tarafından, bir sureti gaddaranede, şehit edilerek milletin kalbinde unutulmaz bir yara bırakan Kuvay: Muhammediye kumandanı İzzetlii Anzavur paşa rııhuna elfatiha..."

1922 yılında mahalli yönetim, çevredeki Çerkes köylerinin Anzavur'un mezarını bir tekke haline getirmeye kalkışmalan üzerine, mezartaşı kitâbesini kazıtarak bunu engelleme yoluna gitmiştir[16].

Ayaklanma Bölgesinin Durumu

Anzavur ayaklanmasına sahne olan ve bu isyandan en çok etkilenen yerler Karesi ve Kal'a-i Sultaniye bağımsız livalan ile Hudavendigar vilayetidir.

Ayaklanmanın merkezi durumundaki Karesi livasına Bandırma, Erdek, Gönen, Balya, Edremit, Burhaniye, Sındırgı ve Ayvalık kazaları bağlı bulunmaktaydı. Kal'a-i Sultâniye ise Biga, Ayvacı k, Ezine ve Bayramiç kazaları ndan ibaretti [17]. Buralar ile çevre vilâyetlerde isyan öncesindeki ve sı rasındaki durumu değerlendirmek ayaklanmanın mahiyetinin daha iyi anlaşılmasına imkan sağlayacaktı r.

Osmanlı Devleti, 191 o'lu yıllarda art arda girdiği savaşları yenilgilerle kapatmıştı. Bundan dolayı , savaşların yükünü omuzlamış olan Türk halkı yorgun, yoksul ve karamsar bir durumdaydı. Savaştan dönenlerin bir kısmı sakattı. Ayrıca bölgede salgın hastalık, kıtlık, yokluk, açlık ve bunun tabii bir sonucu olarak da eşkiyalık çok yaygındı[18]

Tam bir asayişin sağlanmadığı güney Marmara bölgesinde, herşeyden önce etnik yapı son derece ilgi çekicidir. Yörede Türk, Çerkes, Arnavut, Pomak, Boşnak, Çeçen ve Kumuk gibi müslümanlar ile az sayıda da olsa Rum ve Ermeni gibi gayr-ı müslim unsurlar mevcuttu [19].

Yukarıda adları yazılı unsurlar arasında özellikle Çerkeslerin öteki unsurlardan hemen hemen hepsiyle anlaşmazlıldan ve çatışmaları mevcuttu. Mesela 1919 Haziranında Gönen'de Türklerle [20], aynı yılın Eylül ve Ekiminde Karacabey ve Kirmasti'de (Mustafakemalpaşa/Bursa) Arnavutlarla [21] ve yine Eylül ayında Burhaniye'de Boşnaklarla [22] anlaşmazlığa düştükleri ya da çarpıştıkları görüldü.

Daha Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ezine, Biga, Lapselci, Bayramiç, Gönen, Manyas ve civarında tam bir asayişsizlik mevcuttu. Buralarda bazdan da etnik unsurlara dayalı olarak kurulmuş çok sayıda çete bulunmaktaydı. Bu çeteler, zenginleri haraca bağlamak, insan ve hayvan kaçırmak, yol kesmek, çeşitli soygun, gasp, darp ve katl olaylarına sebebiyet vermek suretiyle asayişi bozmaktaydılar. Halk bazan bir eşkiya çetesine karşı diğer bir eşkiya grubundan yardım görmekteydi[23]. Çoğu Çerkes ve Arnavut olan bu eşloyayı, Babıali, 1918 yı lını n sonları ile 1919 senesinin başlarında affetti. Aralarında gayr-ı müslimlerin de bulunduğu birçok eşkiya, bundan yararlanarak "dehlikt ve istimiin" ettiler. Bunlardan biri olan Kara Hasan çetesi, mahalli otoritenin zayıflamasından istifade ederek, Biga ve köylerinde vergi, zabıta ve adalet işlerini ele aldı[24].

Bölgede silâh[25] ve tütün kaçakçı lığı gibi zabı ta olaylarına da rastlanıyordu [26]. Bütün bunların yanında asker kaçakları, bölgenin huzurunu bozan bir başka unsuru teşkil etmekteydiler[27]. Kazdağı eşkıyanın yanısıra asker kaçaklarmın da saklandığı bir yer olmuştu [28]. Hükümet, asker kaçaldarmı 1918 yılının Kasım ayında affetti[29].

Bâblâti, Mondoros Mütarekesi'nin imzalandığı (30 Ekim 1918) sıralarda, Karesi Livası'ndaki asayiş işini ciddiyetle ele alır gibi oldu. önce Umum Jandarma Kumandanı Refet Bey, Balı kesir'e gelerek bölgede eşkiya takibine girişti[30]. Ardından da Miralay ve Müfettiş Hilmi Bey; Hudâvendigâr, Kal'a-i Sultaniye ve Karesi'ye Umum Jandarma Mı ntıka Kumandanı olarak tayin edilirken yardımcı lığına Binbaşı Anzavur Ahmet Bey getirildi[31]. Bunu Karesi Mutasamflığı'na Hâcim Muhittin (Çarı klı) Bey'in tayini takip etti. Mutasarrıf, yeni jandarma kumandanları ile işe ciddi bir biçimde başladı. öncelikle eşkıyanın istimanını sağlamaya çalıştı. Nitekim onun 24 Şubat 1919 tarihine kadar devam eden hizmet döneminde aralarında Rumların da bulunduğu 1.000- 1.500 eşkiya aman diledi [32].

Alınan bütün tedbirlere rağmen, ülkenin pek çok yöresinde olduğu gibi Marmara bölgesinde de asayişsizlik devam etti. Bu arada affedildikleri halde yeniden soygunculuğa başlayan eşkiyaya rastlanıyordu [33]. Hatta gayr-ı müslim çete ve işbirlikçilerin de katılmasıyla asayişsizlik daha da arttı [34]. Karesi livası "Anadolu'nun Makedonya's:» haline geldi [35]. 17 Ekim 1918-13 Mart 1919 tarihlerinde iki sayfa halinde Balıkesir'de yayınlanan bir mahalli gazete olan Ses'in hemen her nüshasında eşkiyalık ve asayişsizlikle ilgili haberlere rastlanmaktaydı. Gazetenin altıncı sayısındaki "Aldığımız şakâvet ve şenâ'at haberleri o kadar çok ve o kadar fazla, ki bunlar: yazmaya -ki:bil değil- gazetemiz yetişemiyor. Hattâ her gün bu haamda bir gazete akarsak ve başka hiçbir haber ve makale yazmasak yine yapılan fecâyi`i tasar edebilmemize imkan yoktur." ifadesi [36] durumu bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Köylüler, eşkiya baskınları yanısıra gayr-ı müslimler ve işbirlikçilerden korkmakta ve çekinmekte idiler [37]. Çünkü bu tür olaylarda, en fazla zararı köylüler görmekteydiler[38]. Bu işbirlikçiler arasında bazan Türk ve müslüman eşkiyaya da rastlanmaktaydı [39].

Anzavur isyanının patlak verdiği 1919 yılında ayaklanma bölgesi ve çevresinde tam bir kargaşa hüküm sürmekteydi. Mesela Nisan ayında Karacabey'de asayiş bir türlü sağlanamıyordu. Yöneticilerin acz içinde bulunmaları ve nüfuzlannı kötüye kullanmaları karşısı nda halk adeta kaderine razı olmuş bir biçimde eşkiyaya müsamaha ile davranmaktaydı [40]. Eylül ayında Karacabey'de Çerkes ve Arnavutlar arasında günlerce süren çarpışmalar oldu. Çerkesler, Arnavut çiftlik ve köylerini yağmaladılar[41]. Ekim ayına gelindiğinde düşmanla işbirliği yapan kimselerin de kışkırtmalan [42] ile asayişsizlik olayları yaygınlaştı ve şiddetlendi. Karacabey'in Samandıra Çiftliği'nde kötü idare sonucu çıkan olaylar komşu çiftlik ve köyler yanında kasabaya da yansıdı. Olaylarda ikişer Çerkes ve Arnavut öldü. Her iki unsura mensup eşkiya çeteleri can ve mal güvenliğini ortadan kaldırdılar. Bunun üzerine çiftlik ve köylerden kaçan halk kaza merkezine gelerek can güvenliklerini sağlamaya

çalıştılar. Kaymakamlık ise izdihamı ve karışı klığı önleyebilmek için kasabaya sığınmış olanları n köy ve çiftliklerine dönmelerini istedi. Diğer yandan bu Arnavut-Çerkes çatışması Kirmasti'ye de sıçramıştı. Bir Çerkesi kurtarmak için Çerkes reisleri kasabayı bastılar. Maaşları zamanında ödenmeyen ve bir işe yaramaz hale gelmiş veya getirilmiş olan jandarma kuvvetleri olayları bastıramadı. Hatta olayları soruşturmakla vazifelendirilmiş olan mülkiye müfettişi, Babıali'ye, kendini emniyette görmediğini bildirdi. Bir yandan da kasaba dışına çıkmış olan Amavutlann saldınsından korkulmaktaydı[43].

Yine 1919 Ekim ayı civarında, Laz kıyafetindelci bazı kişilerin takalarla gelip Üsküdar ve Çatalca kazaları ile Edirne vilayetinin Karadeniz kıyılarına ve hatta Boğaziçi'ne saldırdıkları görüldü. Bu kimseler, "Mustafa KemalPaşa 'nın bolşevik yetesinden olduklarını" söyleyerek kendilerine Kuvay-ı Milliye süsü vermekteydiler[44]. Kuvay-ı Milliye taklitçisi eşkiyaya Bursa ve çevresinde de rastlanmaktaydı [45]. Bunlardan başka çevrelerinde terör havası estiren, Bandırma dolayında 30 kadar Rum'un oluşturduğu Kırman çetesi ile Gemlik civarında Laz, Gürcü ve Ermenilerin meydana getirdiği 96 kişilik bir eşkiya çetesi mevcuttu[46].

Asayişsizliğin bir sebebi de halkı sefalete düşüren göç hareketleriydi. Bölgede görülen muhaceret olayları başlıca üç sebepten kaynaklanmaktaydı. Birincisi Yunan işgaline uğrayan yerlerden halkın gelmesiyle olmaktaydı [47]. Ikincisi eşkıyanın can, namus ve mal güvenliğini ortadan kaldırdığı kır kesiminden kasabalara kaçan halkın sığınmasıyla meydana gelmekteydi[48]. Üçüncüsü ise bir kısım Kuvay-ı Milliyecilerin ağır vergilerinden bazı kimselerin komşu kasabalara ve Istanbul'a kaçmasıyla ortaya glurıaktayclı [49]. Bu sonunculan genellikle çok zengin olup da milli harekete fazla katkıda bulunmak istemeyen eşi-aftan kimseler teşkil etmekteydi [50]. Balıkesir ve çevresinde sayılan on bini aşan diğer göçmenlerin durumlan hiç iyi değildi[ 51]. Bütün bu nüfus hareketlerine Midilli gibi adalardan Karesi Livası'na gelen Rumlar ile tehcirden dönen Ermenileri de dahil etmek yerinde olur[52].

Asayişsizliğin bir başka sebebini, maliyenin memur ve jandarma maaşlannı vaktinde ödeyememesi teşkil etmekteydi. Çünkü aylıkları geciken bu kimseler, vazifelerini yavaşlatarak yerine getirmekte veya hiç yapmamaktaydılar[53].

Netice itibariyle Bursa'daki bir yetkilinin de belirttiği üzere asayişsizliğin sebepleri şöyle özetlenebilir[54]:

1. Jandarma kuvveti şâycin-ı i`timâıl değildir. ...

2. Memleket sıkenesinin her cins insândan miirıkkeb bir Bâbil Kulesi'ni andırır şekilde bulunması.

3. El-yevm devâm edegelen seyl-i muldıcerıtle birçok insânlann yersiz yurtsuz aç yaşamak mecbüriyetinde bulunmaları.

4. En fınâ olarak da birtakım bedmâyelerin paralı iğvââtına kapılarak miiddhale- i lı fıridyeyi te'mfn kasdlanna ma`tiif ışkıyiihklan.

5. Şimdiye kadar irCide-i seniyesi istihsâl edildiği Divan-ı Harb-i `Örfi a`zidannın gelmemesinden ve 'ibret-i mü'essire olacak icridıtte bulunulmaması

6. Fırkanın ikmdli seftilet-i mutlaka içinde oktrz zdbitâna ta`kib husüsunda daha mükemmel bir surette cereydıuni te'min edecektir".

Yönetim, Milli Teşkilâtlanma ve Kongreler

Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesi ile Birinci Dünya Harbi'nden mağliip olarak aynlmıştı. Harbin galipleri olan bil& Devletleri, mütarekenin yedinci maddesine dayanarak işgal hareketlerine giriştiler. Bu durum memlekette çeşitli tepkilere yolaçtı. Bu tepkiler, zararlı ve yararlı olarak nitelenen demeklerin kurulması na sebebiyet verdi.

Mütarekeden sonra bir kıta Fransız askeri, Balya maden bölgesi ve Balıkesir istasyonu kontrol altına aldı [55]. Zararlı dernelderden biri olan Türkiye'de İngiliz Muhibleri Cemiyeti (The Association of the Friends of England in Turkey), Balıkesir'de bir şube açtı [56]. Aynı dernek, bir başka şubesini de Bandırma'da faaliyete sokmak isteyince bu girişim 6ı. Fırka Kumandanı Miralay Kâzım (Özalp) tarafından engellendi [57].

Milli mücadeledeki yararlı demeklerden biri olarak İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti dikkati çeker. Wilson Prensipleri'ni esas alarak Türklerin haklarını savunan bu derneğin 17-19 Mart 1919 tarihlerinde izmir'de düzenlediği kongreye Aydın ve Menteşe yanısıra Karesi vilâyetinden gelmiş olan delegeler katıldı [58]. Daha sonra Balıkesir ve çevresinde milli direniş ve teşkilâtlanmanın hızla gelişip yaygınlaşmasında, yurdun pek çok yöresinde görüldüğü gibi, 15 Mayıs 1919 günü Izmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin rolü büyük oldu.

Bölgedeki Yunan işgalinin yayılmasını durdurmak üzere 29 Mayıs günü Kaymakam (Yarbay) Ali (Çetinkaya) Ayvalık'ta ve 9 Haziran tarihinde Yüzbaşı Kemal (Balıkesirli) Soma'da birer cephe kurdular. Bu cephelerdeki kuvvetler daha sonra 23 Haziran günü teşkil edilen Akhisar cephesiyle Şimal Cephesi adı altında birleştiler[59].

Askeri tedbirler yanında, Izmir'in işgalinin hemen ertesi günü, milli duyguları kabarmış olan, aralarında Maarif Müdürü Sabri Bey ve Vehbi (Bolak) Bey gibi vatanperverlerin bulunduğu Balıkesir'in önde gelen kimseleri saat kulesi bitişiğindeki Okuma Yurdu'nda yaptıkları bir toplantı sonunda izmir'in işgalini tanımamak ve işgali protesto etmek üzere yedi kişilik bir komite seçtiler[60]. 18 Mayıs günü de Alaca Mescit'te okunan mevlit sonunda bir önceki gün alınan kararlar doğrultusunda kırkbir kişilik yeni bir heyet seçilmesi yoluna gidildi [61].

Balıkesir'deki milli duygu ve tepkiler artarak alınan askeri tedbirler yaygınlaştığı gibi halkı düşmana karşı mukavemete hazı rlamak ve yönlendirmek için akılcı bir biçimde mahalli teşkilatlanmaya da geçildi. Bu işte Balıkesir'deki memur, subay ve eşraf yanısıra komşu vilayetlerden, mesela izmir'den gelen Vasıf, Esat ve Mustafa Necati Beyler gibi vatanseverler de görev aldılar[62]. Balı kesir'de Redd-i ilhak adıyla bir cemiyet kuruldu. Bu derneğin ismi daha sonra 26-31 Temmuz 1919 tarihli toplantılarda Hareket-i Milliye Redd-i ilhak Heyeti olarak değiştirildi[63].

Balı kesir'deki milli cemiyet, sadece bölge halkı üzerinde değil, buralardan çok uzaklarda bulunan milli hareketin lideri Mustafa Kemal Paşa üzerinde de olumlu etki yaratarak bağımsızlı k yolunda büyük ümitler verdi[64]. Nitekim onun bu tarihlerde gönderdiği bir şifre telgrafındaki ifadesi dikkat çekicidir. Paşa, ülkenin bu sıralardaki kötü durumunu anlattıktan sonra şöyle demekteydi:

"Bununla beraber bütün umudlar kaybolmuş değildir. Bu durumda memleketi ancak Türk milletinin bağımsız yaşamak şuuru ve mukavemet azmi kurtarabilecektir. Bu şuur ve azim de birçok yerlerde kurulmuş olan müdafaa-i hulcuklarda kendini göstermektedir. Ben durumu buradan izlemekte ve bu kuruluşların iki ilimizde kuvvetli olduğunu görmekteyim. Bunlardan biri Balıkesir'deki Redd-i ilhak Cemiyeti öteki de Erzurum Müdafaa-i Hukuk'tur".

Balıkesir'deki cemiyet giderek gelişti. Bu gelişme sonucu bir ara adı , Karesi ve Saruhan ve Civarı Hareket-i Milliye Redd-i ilhak Heyet-i Merkeziyesi oldu [65]. Sözkonusu derneğin çabalarıyla ve çevre vilayetlerin kazalarından gelen murahhaslann da katılımı yla sı rasıyla 26-31 Temmuz 1919'da Birinci Balı kesir, 18-30 Ağustos 1919'da Alaşehir, 16-22 Eylül 1919'da İkinci Balıkesir, 19-21 Kasım 1919'da Üçüncü Balı kesir ve io-23 Mart 1920'de Dördüncü Balıkesir Kongreleri toplandı[66].

io Eylül 1919 günü Gönen ve Biga'da ardından da Gönen'e bağlı olan Sanköy'de üç ayrı Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu[67]. Bu cemiyetler ile Karesi Livası'ndaki diğer milli dernekler, Balıkesir'deki Müdâfa'a-i Hukuk Hey'et-i Merkeziyesi ile temas halindeydiler[68]. Balıkesir'deki merkez de milli mücadelenin önderi Mustafa Kemal Paşa ile muhabere halinde bulunuyordu.

Bu arada Ağustos ayında, daha önce Karesi Mutasamflığı'na getirilmesi kararlaştırıldığı halde bundan vazgeçilen Anzavur, aynı vazifeye tayin edilmesi halinde Balıkesir ve çevresindeki milli hareketi basuracağına dair konuşmalar yapmaktaydı [69]. Fakat Bâbıâli, 20 Eylül ı 919'da Karesi Mutasamflığı'na Anzavur'u değil de Ali Rıza Bey'i getirdi[70]. Yeni mutasarrıf, Kuvây-ı Milliye'nin daha düzenli olması bahanesiyle onu jandarma kuvveti haline dönüştürmek istedi[71]. Ancak Kuvây-ı Milliye erkanı buna müsaade etmedi.

Bölge eşrafından çoğu milli hareketi desteklerken pek arı buna karşıydı [72]. Diğer yandan yörede Amerikan ve Fransız yanlılan ile işgalci Yunanlılarla işbirliği yapanlara da tesadüf edilmekteydi[73].

Bu arada Kuvây-ı Milliye erkânı arasında zaman zaman anlaşmazlık ve hattâ dargınlıklar oldu[74] ise de milli hareket giderek kuvvedendi ve yaygınlaştı. Bunda bölgedeki vatanseverler ve milliyetçilerin cami, kahvehane ve çarşılarda yaptıkları konuşmalarla halkı aydınlatma ve bilinçlendirmelerinin [75] rolü büyüktür.

Gittikçe güçlenen Kuvây-ı Milliye'yi İngiliz ve Fransız casus ve subayları yakından tanımak istiyorlardı [76]. Nitekim Eylül ayında bu amaçla Balıkesir'e gelen bir Fransız istihbarat elemanı , eşrâf ve Kuvây-ı Milliye reisleri ile yaptığı görüşmeler esnasında milli mücadelenin Avrupa'da iyi etkiler yaptığını söyledi [77].

Ayaldanmazun Sebepleri

Birinci Anzavur ayaklanmasının belli başlı sebeplerini dört madde halinde göstermek mümkündür. İlk üçü birbiriyle iç içe ve yakından ilgili olan bu maddeler şunlardır:

1. Boğazlar'dalci üstünlüğünü korumak isteyen ve Anadolu ile Trakya'daki Kuvây-ı Milliyecilerin birleşmesine karşı olan İngiltere'nin luşlartmalan,

2. İngiltere'nin güdümündeki Damat Ferit Paşa'nın yeniden sadrazam olmak ve Kuvây-ı Milliyecilerden intikam almak istemesi,

3. İngiltere'nin ayaldanmanın işgalci Yunanlılara karşı direnen milli kuvvetleri zayıf düşüreceğini ümit etmesi,

4. Bazı Kuvây-ı Milliyecilerin yaptığı bir kısım hatalar.

Birinci Anzavur isyanının başlıca sebepleri arasında İngiltere'nin gayret ve tahrilderinin rolü önde gelir. Çünkü bu devlet, Mondros Mütarekesi'nden sonra hakim vaziyete geldiği Boğazlar ve Marmara Denizi'ndeki mevcut durumunu korumak ve devam ettirmek arzusundaydı. Bunun için önce, adı geçen suyollarından savaş ve ticaret gemilerini serbestçe ve güvenlikte geçirebilmesi ve loyılanndaki depo ve cephanelik gibi yerlerin emniyetini sağlayabilmesi gerekmekteydi. Sözkonusu güvenlik ortamını temin edebilmesi de Kuvây- ı Milliye'yi buralardan uzak tutmalda mümkündü.

İngiltere, Boğazlar ile Marmara Denizi'nde istediği güvenlik ortamını kurabilmek ve Kuvây-ı Milliye'yi buralara yaklaştırmamak amacıyla tampon bölgeler oluşturmaya çalıştı. İstanbul Boğazı için Düzce ve Hendek havalisini ve Çanakkale Boğazı için de Biga ve Gönen dolaylannı birer tampon bölge olarak düşündü[78].

İngiltere, tampon bölgeler için bir tehlike olarak gördüğü Kuvay-ı Milliye ile onu yönlendiren Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti ve Heyet-i Temsiliye'nin başında bulunan Mustafa Kemal Paşa'nın, aynı zamanda İstanbul hükümetinin de muhalifleri olduğunu bilmekteydi. Nitekim bununla ilgili olarak Kuvây-ı Milliyecileri İttihatçı olmakla suçladı [79]. Ardından da tampon bölgeler oluşturabilmek üzere işbirlikçisi olan bazı hükümet üyeleri yanısıra bir kısım parti, dernek ve kişilerden yararlanma yoluna gitti.

İngiltere'nin yararlandığı ve işbirliği yaptığı siyasi kişilerden biri sadrazam Damat Ferit Paşa'dır. O, İngilizlerle iyi geçinmekten yana olan Hürriyet ve İtilâf Fırkası'nın ilk başkanı ve Türkiye'de İngiliz Muhibleri Cemiyeti'nin de bir sempatizanı olarak hükümet politikasını çoğu kere İngiltere'nin istekleri doğrultusunda belirlemekteydi. Bu bakımdan milli harekete karşı İngiliz Hükümeti ile sadrazamın politika ve yaklaşımları benzerlik göstermekteydi.

Damat Ferit Paşa, üçüncü sadâret döneminde (21 Temmuz - ı Ekim 1919), iç politikada birtakım başansızlıklarla karşılaşmıştı. Bunlardan ikisi konuyla yakından ilgilidir. Birincisi, Balıkesir Redd-i ilhak Cemiyeti'nin 26- 31 Temmuz 1919 tarihinde düzenlediği kongrenin toplanmasına engel olamamasıydı [80]. Kontrolü dışındaki bu derneğin asker ile vergi toplaması ve benzeri faaliyetleri, Bâblâlrnin taşradaki otoritesini zaafa uğratırken Kuvây-ı Milliye'nin prestijini arttırdı. İkincisi ise, karşı koymasına rağmen Sivas Kongresi'nin toplanması ve Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulmasıydı. özellikle bu son başansızlık yüzünden sadrazam istifa etmek zorunda kaldı. Paşa, bu gelişmelere sebebiyet veren adları geçen cemiyetler ile Kuvây-ı Milliyecilerden intikam almak ve kaybettiği iktidarı yeniden elegeçirmek istiyordu. Bunun için de, mebus seçimlerinin yapılmasını, meclisin toplanmasını ve milli hakimiyetin kurulmasını engellemek üzere harekete geçti[81]. Amacına ulaşmak için de Kuvây-ı Milliye'ye düşman kişi ve kurumlarla işbirliğine girişti [82]. Anzavur isyanı gibi hareketleri destekleyerek, Kuvay-ı Milliye'yi zaafa uğratmak istedi[83]. Bu davranışıyla Balı kesir'deki derneğin Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşmesini önlemeye çalıştı.

Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki Babıali de, İngiltere gibi, uyguladığı politikaya karşı duran ve direnen milli hareketin gelişmesini ve genişlemesini önleyip onu başarısızlığa uğratmak istiyordu. isteğine ulaşmak için yurt çapında yayınladığı beyannamelerle ingilizleri şeriatın koruyucusu olarak gösterdi [84]. Buna karşılık Kuvay-ı Milliyecileri önce soygunculuk ve ittihatçılıkla ihtam eden Damat Ferit Paşa ve yandaşlan[85], daha sonraki tarihlerde ise onları âsilik ve hatta dinsizlikle suçladılar[86]. Suçlamanın yetmediğini görünce de işi iç savaşa kadar götürdüler.

İngiltere'nin etkisi altında bulunan Babıali, güney Marmara bölgesinde milli harekete karşı propaganda yaparken yörede önemli bir unsur olan Çerkeslerden ve başta Anzavur olmak üzere onların bazı liderlerinden yararlanmayı da ihmal etmedi [87]. Çerkesler, Osmanlı Sarayı ile kurdukları yakınlık sebebiyle çeşitli menfaat ve mevkileri kolaylıkla elde etmişlerdi[88]. Bu durum, onların geleneksel otorite olan Osmanlı saltanat ve hilafeti ile hükümetine olan bağlılıklarını arttırmıştır. Bunun tabii bir sonucu olarak da bir kısım Çerkeslerin, Osmanlı yönetimine ters düşen Kuvây-ı Milliye'ye cephe almalanndan etkili olmuştur[89]. Bu Çerkeslerin milli kuvvetlere karşı kışiurtılmasında Bâblâti kadar ingilizlerin’de rolü olmuştur[90]. Bu bir yerde emperyalizmin böl ve yönet uygulamasının canlı bir misalidir.

İngiltere, Boğazlar'ın güvenliğini sağlamak ve plânlamış olduğu tampon bölgeleri oluşturabilmek üzere hemen hemen aynı sıralarda harekete geçti. Bu amaca ulaşmak için Sait Molla gibi işbirlikçi ve İngiliz Rahibi Dr. Robert Frew gibi de casuslan vardı [91]. Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Askeri Nigehbân ve Türkiye'de İngiliz Muhibleri Cemiyetleri ile sıkı ilişki içinde olan Sait Molla, ı gı g yılının Ekim ayında Kuvây-ı Milliye aleyhinde kargaşa çıkarması için Adapazan'ndaki adamına para gönderdi[92]. Molla, Bozkır'daki iki isyanla (27 Eylül-4 Ekim ve 20 Ekim-4 Kasım ı 1919) ve elebaşlanndan Zeynelabidin Efendi ile ilişki içinde bulunuyordu[93]. Bu kimsenin aynı günlerde Karacabey'de de karışıklık çıkarmak ve seçimleri engellemek gayesiyle faaliyet göstermesi tesadüf değildir [94].

Karacabey ve çevresinde Sait Molla'nın amaçlarını paylaşan Anzavur'un çalışmaları da ilgi çekicidir. Anzavur'un daha ı gı o yılında Çakırcalı Mehmet Efe'nin takibi sırasında, İngiliz elçisine fotoğraf verme girişiminde bulunacak kadar yakınlık kurmuş ve ingilizlerin güvenini kazanmış olduğu malümdur[95]. Onun İngiliz siyaseti doğrultusunda hareket eden Damat Ferit Paşa hükümetleri zamanında, 1919 yılının Nisan ayında binbaşılıktan Izmit Mutasarnflığı'na tam bir sene sonra da Karesi Mutasarnflığı'na getirildiği bilinmektedir. Bütün bunlar, Anzavur'un İngilizler ile Damat Ferit Paşa'nın en güvenilir adamlarından biri olduğunu göstermektedir.

isyanın önemli sebeplerinden biri de bazı Kuvây-ı Milliyecilerin hatalı tutumlandır. Bununla alâkalı olarak bölgenin önde gelen vatanperverlerinden biri olan Köprülülü Hamdi Bey'in Kuvây-ı Milliye için halka ödeyemeyeceği kadar vergi salmasının isyan hareketindeki tesiri unutulmamalıdır[96]. Ayrıca nizamiye çavuşlannın, sahiplerine birer kâğıt vermek suretiyle hoşlanna giden atları kendilerine almaları= ve Çerkes Ethem Bey'in adamlarının da tahsilât bahanesiyle köyleri dolaşmalannın köylüye büyük zararlar verdiklerini hatırlamak gerekir[97]. Bütün bunlara adi eşkıyalardan soygun hareketlerine Kuvây-ı Milliye süsü verenlerin çıktığı da eklenmelidir[98]. Neticede bütün bu hareketleri, Istanbul hükümeti, Kuvây-ı Milliye aleyhinde birer propaganda vasıtası olarak kullanmış ve bunu bir çete hareketi gibi görmüş ve göstermiştir. Milli mücadelenin lideri Mustafa Kemal Paşa ise, yayınladığı bir genelge ile bu gibi durumların önlenmesini ilgililerden istemiştir[99].

Anzavur'un Çevresi

isyan hareketinde Anzavueu istekleriyle veya zoraki bir biçimde destekleyen köyler olmuştur. Bunlar; Bandırma, Biga, Gönen, Karacabey, Kirmasti, Manyas ve Susığırlık (Susurluk/Balıkesir) kazalarının çoğu Çerkes olan köyleriydi. Mesela Gönen'in köylerinden Muratlar, Keçeler, Bayramiç, üçpınar, Karalar Çiftliği, Çerkes Keçidere, Karaağaçalanı, Ayvalıdere, Hacı Menteş, Sızı Hasanbey (kısa adıyla Sızı), Çalloba ve Asmalıdere sayılabilir [100].

Anzavur'un çevresine topladığı kimseler genellikle kendisi gibi Çerkes asıllı olanlardı. Bunların önemli bir bölümünü ise bir zamanlar bölgede soygun ve cinayet olaylanna kanşmış ve sonradan hükümet tarafından affedilmiş kişiler teşkil etmekteydi.

Anzavur'a katılan belli başla eşkiya arasında akrabası Haydar köyünden Kazım [101] , Çerkes Şah İsmail, Elkesenin ( ) Nuri [102], Cambazlı Hakkı, Sülüklülü Davut [103], Çolak Ahmet ve dört adamı [104], Sagir çetesi [105], Dama köylü Hasan, Kürt Tahir, Anzavur'un oğlu Kadir [106], Hacıyakup köylü Kadir [107] ve Kirmastili Zafer ile adamlan bulunmaktaydı [108]. Bunlardan Hacıyakup köylü Kadir[109] ile Çerkes Şah İsmail'in [110] aftan yararlanmış oldukları bilinmektetir.

Anzavur' un Ayaklanması [111]

Birinci Anzavur isyanının başlangıç tarihi, bazı hatı ra ve tarih kitaplarmda 2 I Eylül ı gig olarak gösterilmektedir[112]. Mevcut basılmış ve basılmamış belgelerde ise bu tarih, Ekim ayı şeklinde geçmektedir.

Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın, Anadolu'da her geçen gün güçlenen Kuvây-ı Milliye'ye karşı Eylül ayı ortalarında kuvvet kullanmak istediği bilinmektedir [113]. Bu yolla Balıkesir ve çevresindeki milli direniş ve teşkilâtlanmayı dağıtmak üzere Anzavur'u Manyas ve Gönen tarafına göndermeyi kararlaştırmış olmalıdır[114]. Bu durum esas alını rsa, isyanın başlangıç tarihi 21 Eylül kabul edilmelidir.

2 Ekim tarihinde Damat Ferit Paşa'nın yerine geçen Ali Rıza Paşa'nın sadâretinin ilk günlerinden itibaren, Nisan ayında başlayı p aralıklarla devam eden Karacabey ve Kirmasti havalisindeki Arnavut-Çerkes çatışmasında, önceki sadrazamın yakın adamı olan Sait Molla'nı n ilgisinin bulunduğu görülmektedir. İşbirliği yaptığı İngiliz Rahibi Dr. Robert Frew'ya yazdığı mektuplarda Sait Molla, ii Ekim günü Karacabey'den haber beklediğini belirtmektedir. Para mukabilinde Molla'nı n, genelde seçimleri geciktirmek istediği bilinmektedir[115]. Onun bu isteklerini yazdığı Ekim ayında, Anzavur da benzeri amaçlarla faaliyete geçmiş bulunuyordu.

Anzavur, Ekim ayının ikinci yarısında, Istanbul'dan Gönen'e gitti. Burada iki üç gün kaldıktan sonra seçimleri engellemek ve Kuvây-ı Milliye'ye karşı bir kuvvet düzenlemek için 25 Ekimde Manyas'a hareket etti [116]. Anzavur bu gezisinin sebebini, at yarışlarına [117] ve Manyas halkının davetine bağlıyordu [118]. Aslında onun bu hareketi Manyas'ta çok sayıda Çerkes ve at bulunmasıyla izah edilebilir. Çünkü buradan ihtiyacı olan adam ve atları sağlaması daha kolay olacaktı. Nitekim Anzavur, Manyas'ta milli harekete karşı koymak için affa uğramış eşkıyadan olan Hacıyakup köylü Kadir ile görüşerek yüz kişilik bir çete kurdu. Bu sırada kendisine Manyas'ın Kabaklı köyünde katılmak üzere, milli harekete karşı bir kuruluş olan Askeri Nigehbân Cemiyeti tarafından gönderildiği anlaşılan 5. Kolordu Kumandanı Kiraz Hamdi Paşa'nın yaveri Yüzbaşı Kemal Efendi ile arkadaşı Süleyman Sırrı Efendi Gönen'e geldiler[119] . Bunun üzerine milli mücadelenin önderi Mustafa Kemal Paşa tarafından, Miralay Kazım Bey ile diğer ilgililere, Anzavur'un izalesi ve Bandırma'ya çıkan Nigehbâncı subaylar hakkında gerekli malâmat verildi [120].

Bu hareketleri ile Anzavur'un ilk hedefi, bölgedeki Kuvây-ı Milliye'nin güçlü liderlerinden olan Hâcim Bey'i etkisiz duruma getirmekti. Nitekim 27 Ekim pazartesi günü Gönen Hareket-i Milliye Reisi Şevket, Anzavur'un Balıkesir'i basacağını ve Hâcim Bey'e suikast düzenleyeceğini Karesi Hareket-i Milliye Riyâseti'ne telgrafia bildirdi [121]. Bu durum karşısında 61. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey, 14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa'ya çektiği bir şifre telgrafla, Bandı rma'da oturan Çerkes reisleiinden Manyaslı Tahir, Tevfik Paşa yeğeni Nuh ve Kızılkiliseli İbrahim Beylerin Anzavur'a tesir edebileceklerini hatırlatarak kendilerine nasihatlerde bulunulması üzerinde durdu[122].

Anzavur, Gönen çevresindeki köyleri gezip dolaşarak konuşmalar yaptı ve eşkiya takımını başına topladı [123]. Ayaklanma süresince, "Göğsümde iman, dilimde Kur'an, elimde ferman" gibi söz ve sloganlar ile din unsurunu kullanıp Halife ve Padişah adı na hareket ettiğini duyurmaya çalıştı [124]. Onun milli harekete karşı olduğunu açıklaması ve adam toplaması mahalli yöneticilerde endişe, halkta ise heyecan ve korku yarattı. Gönen Kaymakam', yaptırdığı ta-kip ve araştırmalar sonunda Anzavur'un bölgenin emniyet ve asayişini tehdit edebilecek bir idare kurma hazırlığında bulunduğunu öğrendi. Halk arasın-daki söylentiler de bunu doğrular biçimdeydi[125].

Kazasında yeterli kuvvet bulunmadığından dolayı Gönen Kaymakamı, Anzavur'un bir hareket başlatabileceğini tahmin ediyordu. Mebus seçimleri-nin sonuçlanacağı 5 Kasım tarihine kadar bomba ve mitralyözlerle donatıl-mış bir müfrezenin Gönen'e gönderilmesini Bandırma'daki fırkadan istedi. Bir yandan da bu gelişmeleri 27 Ekimde Karesi Mutasarnflığı'na bir şifreli telgrafla bildirdi [126].

28 Ekim günü Anzavur, kendisine daha Damat Ferit Paşa sadrazarn iken verildiği anlaşılan bir telgraf' "Karesi livasına merbut Manyas ve Aşklar nahiyeleri merbutanı namına Izmit Mutasarrıf-ı sabık: Ahmed Anzaınır" imzasıyla ama ken-disi dışındaki kimselerin muvafakat ve imzaların' alamadan Padişah'a çekti. Bu telgrafta Aydın'ı Yunan işgalinden kurtaracağını, Ermenistan kurulması-nı engelleyeceğini ve Karesi'deld halkı aldatan Redd-i ilhak Heyet-i Milliye-si'nin Mustafa Kemal Paşa ile haberleştiğini, bu kimselerin devleti ve milleti parçalayacağını, hilâfet ve saltanatın bekası için halkın ve kendisinin kanını dökmeye hazır olduğunu bildirdi[127].

Karesi Mutasarnflığı, Bandırma ve Gönen Kaymakamlıklanna Anza-vur'un milli hareket aleyhindeki teşebbüslerinin haber alındığını, memleke-tin ve milletin geleceğinin barışa bağlı olduğunu ve şu nazik zamanda halk içinde nifak çıkarmanın büyük zararlara yolaçacağını, alınacak önlemlerle müslüman kanı dökülmesine meydan verilmemesini bildirdi [128]. Mutasamf-lık aynca, Gönen Kaymakamlığı'nın telgrafını 14. Kolordu ile Liva Jandarma Alay Kumandanlıklanna tebliğ ve Dahiliye Nezireti'ne arz etti. Mutasamflık bir yandan da nezâretten takip edilecek hareket tarzını öğrenmek istedi[129]. Bunun üzerine Dahiliye Nezâreti, bölgede sükün ve huzurun bozulmama-sı için gerekli tedbirlerin alınmasını Karesi Mutasarrıflığı'na bildirdikten başka, durumu Harbiye Nezâreti'ne haber etti ve gelişmeleri de Sadâret'e sundu [130].

Diğer taraftan Manyas'ta bulunan Anzavur, 29 Ekim günü Karesi Mutasarnflığı'na çektiği bir telgrafta; İzmir'in işgalinden sonra halkın silâha sanldığını, fırsattan yararlanan İttihat ve Terakkicilerin Kuvây-ı Milliye kurucusu ve müdürü sıfatıyla halkın kanını boş yere akıtıp servet sahibi olduklarını ve milletin bunlara tahammülü kalmadığını duyurdu. O ayrıca, milletin Padişah'ın çevresinde toplanıp yurdu kurtarmaya azmettiğini, halkın daveti üzerine bölgeye geldiğini, milli teşkilâtın hesabını göreceğini, malcsadmın memleketin geleceğiyle oynanmaması ve masum ahalinin hergün soyulmaması ile Ittihat ve Terakki ileri gelenlerini ıslah etmek olduğunu ve bu durumun halka duyurulmasını bildirdi[131].

Mutasarnflık, Redd-i ilhak Heyet-i Milliyesi'ni Anzavur'un telgrafından haberdar etti. Heyet bunun üzerine, Mutasarnflığa verdiği cevapta milli bağımsızlık için uğraştıklarını, çalışma ve hesaplarının resmi bir makam tarafından tetkik edilmesine karşı olmadıklarını, düşman karşısında halkı birbiri aleyhine düşüren Anzavur'a karşı olduklarını, Anzavur'un hükümet kuvvetleri tarafından tedip edileceğini umduklarını ve gerekirse askeriyeye milli kuvvetlerin de yardım verebileceğini bildirdi. Heyet ile kolordu ve firka arasında yapılan görüşmeler sonunda, Anzavur'un askeri kuvvetler tarafından tedip edilmesi kararlaştırıldı [132].

Karesi Mutasarnflığı, Anzavur'un telgrafının bir suretini gönderdiği Dahiliye Nezâreti'ne kan dökülmemesi için gerekli tedbirlerin alındığını bildirdi. Konu hakkında 14. Kolordu Kumandanlığı'na da bilgi verildi [133]. Mutasamflık, 30 Ekim günü de Gönen ve Bandırma Kaymalcamlıldanna çektiği telgrafla Anzavur'u kimin davet ettiğini ve kimlerle temas halinde bulunduğunu öğrenmek istiyordu[134].

Anzavur'un ilk hedefi olan Hâcim Bey, onun bu hareketlerinin, inat ve cahilliğinden kaynaklandığını ileri sürmekteydi. Bu mücadelenin müslümanlar arasında kan dökülmesine sebep olmasından da çekinmekteydi. Çünkü ona göre böyle bir durumun meydana gelmesi, Çerkeslik-Türklük meselesinin çıkmasına ve vilâyete Ingilizlerin gelmesine yolaçabilirdi [135]. Bu bakımdan Hâcim Bey, Anzavur'un girişimlerini Heyet-i Temsiliye'ye bildirdi. Heyet-i Temsiliye, Ekim ayı sonunda 61. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey ile Akhisar Cephesi Kumandanı Çerkes Ethem Bey'e daha fazla kan dökülmemesi için gerekli tedbirleri almalarına dair emirler gönderdi [136].

30 Ekim günü 14. Kolordu Kumandanlığı, Anzavur hareketini bastırmak üzere kuvvetli bir müfrezeyi Balıkesir'den Gönen istikametine doğru sevketti [137]. Kumandanlık, bu sırada Anzavur ile işbirliği yapan 5. Kolordu eski yaveri Yüzbaşı Kemal Efendi'yi saklandığı Bandırma yakınlarındaki Eminbey Çiftliği'nde yakalayarak Balıkesir'e gönderdi [138].

Anzavur'a gelince, Biga'dan Manyas'a geldikten sonra topladığı 500- L000 kişiyle Susığırlık'ın Balıklıdere köyünde geçici bir karargah kurdu. Balildıdere'den Susığırlık'taki birliklerin kumandanlan olan Yüzbaşı Süreyya ve Mülazım Hilmi'ye birer mektup yazdı. Onlardan kendisine karşı koymamalannı istedi. Kendilerine Susığırlık'tan Balıkesir'e geçeceğini bildirdi. Kumandanlann tarafsız kalacaklarını açıklamaları üzerine derhal Susığırlık'a geldi [139].

Bu durum, bölgenin en önemli askeri birliğinin başında bulunan 14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa üzerinde önemli bir etki yaratmadı. O, Anzavur'un Manyas yönünde sevkedilen müfrezeden korktuğu için ve bunu örtmek veya Yüzbaşı Kemal Efendi'yi kurtarmak üzere Susığırlık'a geldiğini tahmin ederken isinin bölge halkı üzerinde etkili olmadığı kanaatinde idi [140].

Anzavur, 2 Kasım günü adamları ile birlikte, birer Topçu ve Ulaştırma Taburu'nun bulunduğu Susığırlık'a girdi. Buradaki birliklerin karşı koymaması üzerine kısa sürede kasabaya hakim olan Anzavur, münadiler vasıtasıyla halkı toplayıp bir konuşma yaptı. Konuşmasında askerliğin kalktığını, askerlerin aileleri yanına dönmesini, isteyen erlerin ve kimselerin kendisine katılabileceğini, hilafeti ve asayişi koruyacağını, milli teşkilat için toplanan paraların hesabını soracağını, toplann kamalannı alacağını, subayların kasabayı terketmelerini ve kendisinin de buradan Balıkesir'e gideceğini bildirdi. Bunun üzerine kasabadaki askerlerin bir kısmı dağıldı. Dağılmayan 40-50 kadarı ise askeriyeye ait bir mikdar silah ve 40-50 civarındaki hayvanla beraber kendisine katıldı. Bundan sonra Anzavur, Susığı rlı k'tan ayrıldı [141].

Bu gelişmeler karşısında Bursa ve Balı kesir'de bulunan askeri birlikler hem Anzavur'a ve hem de çevredeki Şah İsmail ve Davut çeteleri gibi diğer Kuvay-ı Milliye düşmanlarma karşı harekete geçtiler.

Balıkesir Kuvvetlerinin Harekatı

3 Kasımı 4 Kasıma bağlayan gece, Balıkesir'den Susığırlık'ta bulunan Anzavur üzerine bir müfreze gönderildi. Fakat onun buradan firari karşısında, müfreze geri döndü. Anzavur ise bu sı rada Balıkesir'den Bandırma'ya yol almakta olan 7 askeri arabayı Göbel köyü yakınlarında elegeçirdi. Kendisi Göbel'den ayrılmadan önce oğlu Kadri'yi 20 adamıyla birlikte köyde bıraktı [142]

Diğer yandan, Anzavur üzerine gönderilen Balıkesir Kuvay-1 Milliyesi'ne mensup bir müfreze, onu takip etmeyip Susığırlık merkezinde kaldı. Bununla beraber "Karesi Hareket-i Milliye Hey'et-i Merkeziyesi a`zlistrıdan" olan Edremit Kaymakam! Köprülülü Hamdi Bey, 5 Kasım günü, anlaşmak ve kendisini milli mücadeleye ikna etmek üzere Anzavur ile Manyas'ta buluştu. Hamdi Bey, Anzavur'un kendisine "beylin-ı emniyet ve i`timlid etmesinden dolayı" Balıkesir'e döndü [143]. Bu arada 6 Kasım gecesi bu defa Balıkesir Kuvay-ı Milliye Reisi Hacim Bey ile Anzavur Bandırma civarındaki Kepekler köyünde görüşme yapmak hususunda anlaşmışlardı. Balıkesir Kuvay-ı Milliye Reisi adıgeçen köye gitti [144]. Hacim Bey, Anzavur'un görüşme yeri- . ne gelmemesi karşısında liva merkezine dönmek zorunda kaldı[145].

Hamdi Bey, kendisi ile anlaşma yapılmaması üzerine Anzavur'a karşı kuvvet sevketti. Mağliip olan Anzavur kaçtı ve adamları da dağıldı[146]. Buna rağmen Anzavur, yine de çevrede huzur ve sükûnu bozan hareketlerine devam etti. Kestel köyünün [147] aşar anbarlarındaki zahirenin Bandırma'ya nakledilmesini geciktirdi ve hı ristiyan ahaliyi korkuttu. Dolaştığı yerlerdeki müslüman halka "Bugün 'asker ve hükümet yoktur. KOY lerinizden ne kadar stivürf çzkarabilirsiniz?" diyerek onları milli harekete karşı organize etmek istemesi üzerine takibine müfrezeler gönderildi. Ancak ı o Kasıma kadar bir netice alınamadı [148].

Anzavur'un maiyetinde bulunan Çerkes Şah İsmail Çetesi, ı o Kasım civarında Karacabey'de asker ve ahaliden birer kişiyi öldürüp iki askeri de yaralıyarak kaçtı. Daha sonra Manyas'ta 50 kadar süvarisiyle buluşan Şah İsmail, burada karakol basıp jandarmaları n silahlarını ve köy halkını n at ve sairesini gaspedip yağmacı lıklarmı arttırdı. Diğer taraftan da g Kasım günü, Keleş [149] köyünden Çolak Ahmet adlı biri, silahlı dört adamıyla birlikte Bandırma'nın Aksakal köyüne giderek Anzavur'a katıldı. Anzavur ve Şah İsmail, beraberlerindeki silahlı 400 adamla bir süre Kızı lkilise'de bulundular; ardından da uğraşdı kları Aksakal ve Doğa köylerinden eğer takımlanyla beraber üç beygiri zor kullanarak aldılar. Ayrıca Aksakal köyü karakolunda bulunan jandarmalara yakında 250 kişiyle Karacabey'i basacaklarını söylediler. Buna paralel olarak Anzavur, Uluabat köyündeki askerleri kuşattı ktan sonra onlardan ikisini yanına aldı, diğerlerini ise silâhları na elkoyup "terhis" etti. Bu arada Anzavur'un eline geçmiş olan Mülâzım (Teğmen) Mehmet Efendi Manyas'a gönderildi. Bütün bu gelişmeler, Karesi Livası Merkez Jandarma ve 61. Fırka Kumandanlıklanna bildirildi. Karesi Mutasarrı fı, önü alınmazsa hareketin giderek büyüyeceğini belirterek, 14. Kolordu'ya gerekli tebligatın yapılmasını Harbiye Nezâreti'ne arzetti. 12 Kasımda da şifreli telgrafla olayları Dahiliye Nezâreti'ne duyurdu [150]. 13 Kasım günü Dahiliye Nizın, meselenin halledilmesi için ordu ve jandarma birliklerinin gerekli önlemleri almalarını isteyerek konuyu Sadâret'e aksettirdi [151].Anzavur, L000 kişilik kuvveti ile 12 Kasım günü alaturka saatle ı z'de Susığırlık'a yeniden geldi. Hükümet binasına girip adamlarının hanlara yerleştirdi [152]. Ardından İstanbul'a çektiği bir telgrafta, L000 kadar “ımicâhid" toplandığını ve Kuvây-ı Milliye'yi dağıtacağım bildirdi [153]. Diğer yandan çevresindekilere ise tam aksine açıklamalar yaptı. Hareketinin Yunan- Mara yönelik bulunduğunu, hükümete karşı kötü niyeti beslemediğini, buradan Balıkesir'e gideceğini [154}, Kuvay-ı Milliye'nin bir ittihatçı propagandası olduğunu ve onlara karşı harekete geçeceğini açıkladı. Durumu Padişah'a bildirmesi için de Dahiliye Nâzın Mehmet Şerif Paşa'ya bir telgraf çekti[155].

Karesi Mutasarnflığı ise, Anzavur'un bu davranışına inanmak istemekle birlikte ihtiyatlı davranarak her ihtimale karşı gerekli tedbirlerin alınmasından yanaydı. Bunun için bölgenin durumunu, askeriyenin Anzavur'a güvenmediğini, olay çıkarsa ecnebi işgaline yol açabileceğini Dahiliye Nezâreti'ne yazdı [156].

13 Kasım gecesini Susığırlık hükümet binasında geçiren Anzavur, 14 Kasım günü öğleden sonra toplanan binlerce kişiye vatan ve milletin kur-tuluşu için dua ettirdi. Ayrıca saltanata olan bağlılıklarını kuvvetlendirmesi için de halka üç defa "Padişahım çok yaşa!" dedirtti. Kurbanların kesilmesi-ni takiben toplantı sona erdi. Ardından da Anzavur, adamlarıyla birlikte Balıkesir'e doğru yola çıktı[157]. Anzavur, ilk karargâhını bir Çerkes köyü olan Simav Çayı kenarındaki Aziziye'de kurdu. Oğlu Kadri'yi Demirkapı ilerisindeki şose yola hakim yere gönderdi [158].

Susığırlık'ta kaldıkları sürece Anzavur ve adamları; kasabayı ve kışlayı yağmalamış, askeriyenin silâh, eşya ve hayvanlarını gasp ve askerleri terhis etmiş idiler. Ayrıca iki obüs topu ile Redd-i ilhak Heyeti'nin parasını da zor kullanarak elegeçirmişler ve askeri nakliyatı engellemişlerdi [159] Bütün bunlara rağmen, ya Anzavur'a yakın bir kimse olmasından dolayı ya da ondan çekinip korktuğu için Susığırlık Nahiyesi Müdürü, Fırka Kuman-danlığı'mn Anzavur'un adamlarının nahiyede hırsızlık ve yağmacılık yaptığı yolundaki telgrafını adeta tekzip etti. Müdür, Anzavur'un kaldığı sürede ve sonrasında hırsızlık ihbarı olmadığını ve sadece askeriyeye ait hayvanlar ile hafif silâhlann sonradan iade edilmek üzere alındığını 15 Kasımda Mutasarnflığa bildirdi. Müdür ayrıca, Anzavur'un halka, Türklere saldır-madığını, sadece milli teşkilâta karşı olduğunu ve buna taraftarlık gösteren askeriyeye saldırdığını, Balıkesir'e üç saat mesafede iki taraf arasında çatış-ma çıkarsa Türldük-Çerkeslik meselesinin bundan sonra başlayıp vahim bir hal alacağını da nakletti [160].

14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa ise, Anzavur'un faaliyetleri-ni önemsemediği için Bandırma'dan ayrılıp Salihli cephesine gitmekte bir sakınca görmedi. İşte onun görev merkezinden uzakta bulunmasını fırsat bilen Anzavur, harekete geçti [161]. Bu arada 14 Kasım günü Bandırma'dan Karesi'ye gitmekte olan 7 araba top mermisi ve bomba Anzavur tarafın-dan elegeçirilip Demirkapı köyüne götürüldü [162].

Yine 14 Kasım günü Anzavur, Çerkes Sait Bey vasıtası ile Miralay Kazım Bey'e bir mektup gönderdi. Mektubunda, İttihatglar ve Yunanlılar ile savaşacağını bildirerek miralaya tarafsız kalmasını ve davranmasını hatırlatmaktayd ı [163].

Dahiliye Nazın, 15 Kasım günü Sadaret'e gönderdiği bir tezkirede, bir çatışmanın önlenebilmesi için mevki kumandamyla görüşülmesini ve Karesi Mutasarrıfı'ndan Anzavur'a süratle özel haberciler gönderilmesini istedi [164].

Bursa Kuvvetlerinin Harekatı

Anzavur'a karşı düzenlenen bir harekat da Bursa yönünden başlatılmıştı. 3 Kasım günü 174. Alay Kumandanı Kaymakam Rahmi Bey, Anzavur'u takip etmek ve faaliyetlerine mani olmak üzere, müfrezesiyle beraber Bursa'dan Karacabey'e doğru yola çıktı. Bir doktor, 6 subay ve 169 askerden ibaret olan müfreze, 4 Kasım sabahı kasabaya girdi. Bu sırada Anzavur'un sebep olduğu kargaşa ortamından yararlanan Kirmastili Zafer, Çerkes Şah İsmail, Ferhat ve Davut çeteleri Karacabey'i ele geçirmişlerdi. Müfreze ve çete mensuplan arasındaki ilk çatışma aynı gün bu kasabada vukubuldu. Bir kısım silah ve atların' bırakmak zorunda kalan eşluya, Karacabey'den kaçarak kendilerini kurtardılar. Müfirezenin takip ettiği çeteciler, önce Uluabat ve Cambaz'a sonra da Deliormanlar'a doğru firar ettiler [165]. Ardından da Şah İsmail ve Kirmastili Zafer, 70 kadar adamlarıyla beraber, Karacabey'de ellerinden alınan hayvanlarını bahane ederek Anzavur'a katıldılar[166]. Bunun üzerine 5 Kasım günü, İngiltere ile işbirliği halinde bulunan Sait Molla, Balıkesir havalisindeki kuvvetlerin yenilip kaçtığını ve yeni kuvvetler tertip edebilmekiçin para gerektiğini rapor etti [167].

5 Kasım günü Kaymakam Rahmi Bey'in Karacabey'deki müfrezesinden bir subay ve 15 er Issızhanı ile Uluhan arasındaki telgraf hatlarını tamir etmek maksadıyla gittiler. Bu birlik, işini bitirdikten sonra karargahlanna dönerken Şah İsmail ve adamlarının saldınsma uğradı. Subay ile bazı erler esir düştüler. Şah İsmail, Karacabey Kaymakamı'na yazdığı bir mektupta, bir gün önce kaybettikleri silah ve atlannın iade edilmesi karşılığında askerleri serbest bırakacağını bildirdi. Bunun üzerine eşkiyaya karşı kuvvet gönderildi [168].

14 Kasım günü Karacabey'deki Kaymakam Rahmi Bey, 61. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey'den aldığı emir üzerine Susığı rlı k'a hareket etti. 125 piyade ve 35 süvariden ibaret bu müfrezeye, Bandırma'ya gönderilecek olan bir diğer müfrezenin de katılması bildirildi[169].

Kaymakam Rahmi Bey, birliğine iltihak eden süvarilerle Susığırlık'a giderken, Dereköy civarında Susığırlık'a 3 km. mesafedeki Agop Çeşmesi yakınında, yüzü aşkın Çerkese rastladı. 15 Kasım günü aralarında meydana gelen çatışmayı kaybeden taraf Çerkesler oldu. Askeri kuvvetler, Çerkeslerden üç esir ve beş hayvan ele geçirdikten sonra Kirmasti'ye döndüler [170].

Demirkapı ve Sultançayırı Muharebeleri

Cephede Yunan kuvvetlerinin saldırıya geçtiği bir sırada, milli kuvvetlere karşı silahlı bir hareket başlatan âsi Anzavur kuvvetlerini [171] karşılamak üzere, Balıkesir'deki askeri kuvvetler Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey ve Kuvay-ı Milliye birlikleri de Köprülülü Hamdi Bey kumandasında şehir dışına çıktılar [172]. Birliklere kumanda eden Miralay Kazım Bey, Demirkapı'ya yarım saat uzaklıktaki Kısıkkaya'da karargah kurdu [173]. Miralay, 15 Kasım günü saat 15.30'da Demirkapı sırtlarına geldi. Anzavur ise, kuvvetinin büyük bir kısmı ile Demirkapı'nın güney sırtlarını tuttu. Diğer bir bölüm kuvvetini de Kaymakam Rahmi Bey'e karşı Sısığırlık yönüne gönderdi. 15 Kasım günü ikindi vakti başlayan savaş 16 Kasım günü öğleye kadar devam etti. Savaş sonunda mağlup olan Anzavur, Susığırlık'tan getirdiği top ve cephaneler ile birlikte ı o ölü ve 40 yaralı bırakıp kaçtı. Milli müfreze ise, 8 şehit ve 18 kadar da yaralı verdi [174].

Öte yandan Kaymakam Rahmi Bey'in kumandası altında Kirmasti'ye gitmiş bulunan askeri birlik ise, aldığı emir üzerine buradan Susığırlık yoluyla Anzavur üzerine hareket etti. Bu birlik Susığırlık'ı geçtikten sonra, 16 Kasım günü Demirkapı'da çatışma olduğu sırada, Sultançayın'nda âsi- !erin ateşine maruz kaldı. Çıkan çatışmada yenilen asiler, o'dan fazla ölü bırakıp kaçtılar [175].

Demirkapı ve Sultançayın'nda elde edilen başarılar; cephelerde, çevrede ve İstanbul'da etkili oldu. Kuvay-ı Milliyeye katılmalar hızlanarak arttı. İstanbul'da milli kuvvetlere yardım fikri gelişti ve kuvvetlendi [176].

Anzavur'un Takip Edilmesi

Balıkesir Mutasarrıfı, 16 Kasım günü Balıklıdere'ye doğru kaçan Anzavur'a "hey'et-i mahsusa" gönderdiğini Dahiliye Nezâreti'ne bildirdi[177]. Bu heyet, yerli ulema ve eşraftan oluşacak ve âsiye gerekli talimat ve öğütlerde bulunacaktı [178]. Nezâret de Anzavur'a nasihat heyeti yollanmakla durumun düzeleceğini savunmaktaydı [179]. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey ise, hırsız ve katil sürüsünün başı olarak gördüğü Anzavur'a karşı kuvvet kullanılmasından yanaydı [180]. Ona göre, Anzavur kuvvetleri eşkıyalık yapmak ve asayişi bozmak gibi sebeplerden ötürü imha edilmeliydi

16 Kasımı 17 Kasıma bağlayan gece, Anzavur ve çetesi Susığırlık-Kirmasti istikametinde kaçmaya başladılar. Dere-i kebir köyü yakınlarında karşılarına çı kan bir müfreze ile müsademeye giriştiler. Bölgeyi çok iyi tanıyan Anzavur, atının vurulduğu bu çatışmayı da kaybetmesine rağmen kurtulmayı başardı [182].

Demirkapı'dan sonra Anzavur'u takip eden kuvvetleri takviye için Biga'dan Kara Hasan ile Bandırma'dan Yüzbaşı Rıza Bey hazırlandılar. Bu kimseler birlikleriyle beraber; Kaymakam Rahmi, Yüzbaşı Selim ve Dramalı Rıza Beylerin kuvvetleri ile birleşmeye memur edildiler [183].

Anzavur'un sebebiyet verdiği olaylar çevredeki yerleşim merkezlerinde de etkili oldu. Mesela Biga'da Çerkeslik-Türldük çatışmasının çıkmasına ramak kalmıştı. Bunun önünü alabilmesi için gelişmelerden Biga Kuvây-ı Milliye Reisi'nin haberdar edilmesi istendi [184].

Çetesinin çoğunlukla Çerkeslerden meydana gelmesi sebebiyle Anzavur, Biga'nın Çerkes köylerinde saklanıyordu. Fırsat çıktığında Biga'ya saldırabileceği ihtimaline karşı, Biga Kuvây-ı Milliye Reisi, Kal'a-i Sultaniye Mutasarnflığı'ndan ı .000 kadar kimsenin silâhlandınlması için silah ve cephane isteğinde bulundu [185]. Kendisi de köyleri dolaşarak 200 kişilik bir kuvvet topladı [186].

Bu arada Anzavur'un çevresinde bulunup da aldatılmış olduklarını farkeden bazı Çerkes reislerinin onun maiyetinden ayrıldıklan görüldü [187]. Ancak Anzavur'un yanında kalanlar da mevcuttu. Bunlardan biri olan Çerkes Canbulad, Balya köylerinde Anzavur lehinde propaganda yaptı ve daha sonra da yakalandı [188]. Yine Anzavur'un arkadaşlarından Kadir ve Nuri köyleri dolaşarak "tervic-i emelleri için kuvvet toplamağa» giriştiler. Bu durum karşısında Bandırma Kaymakamlığı, çete mensuplarının yağmacılık edecekleri, asayişi bozacaklan ve itaatkâr halka rahatsızlık vereceklerini anlayınca, üzerlerine askeri kuvvet gönderilmesini Karesi Mutasarraflığı ile Fırka Kumandanlığı'ndan istedi [189]. Uğradığı yenilgilerden ders almamış olduğu anlaşılan Anzavur, 20 Kasım civarında bu defa Bandırma çevresinde asayişi bozmaya yönelik hareketlere girişti. Bunun üzerine Sadâret, 61. Fırka Kumandanlığı ile Karesi Mutasarrıflığı'nın işbirliği yaparak buna meydan vermemelerini emretti[190].

Harbiye Nezâreti de Anzavur'un faaliyetinde ısrar etmesinin hükümetin zayıflığını ortaya koyacağını ve bunun Yunanlılara yarayıp Balıkesir ile çevresine saldırmalanna yolaçacağını Dahiliye Nezareti'ne bildirdi[191].

Çerkes Ethem Bey'in Anzavur'un Takibine Katılması

Anzavur'u takip ve tenkil etmekle Takip Kuvvetleri Kumandanı olarak 174. Alay Kumandanı Kaymakam Rahmi Bey görevlendirilmişti. Onun yardımcılığına Hüseyin Rauf Bey'in ikna etmesi sonunda Çerkes Ethem Bey getirildi [192]. Ethem Bey, 150 kadar atlı ile 19/20Kasımda Balıkesir'e ve 21 Kasım günü de Susığırlık'a geldi. Bunun üzerine âsi Anzavur Gönen'e yöneldi. Buradaki Kuvay-ı Milliyecilerin âsilere karşı aldıkları önlemler sonuçsuz kaldı. Bazı efrat Anzavur'a iltihak etti. Gücünü arttıran Anzavur, 22 Kasım günü 200-300 kadar süvari ile Gönen'i elegeçirdi [193].

Anzavur ve adamlar Gönen'de tam bir terör havası estirdiler. Gönen'deki hükümet konağı, telgrafhane, askeri depo ve belediye dairesi gibi resmi binalar, asiler tarafından işgal edildi. Mahkeme binasının kapıları kınlmak suretiyle adliye emanet odası , şer'iye dairesi ve mahkeme kalemine girildi. Buradaki belgeler perişan ve miri eşyalar yağma ve savcı da azil edilince mahkeme kapandı[194]. Eytam sandığından 3.000 lira gaspedildi. Daireleri işgal edilen bütün memurlar dağıldı. Gönen Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Esat Bey hapsedildi [195]. Kaymakam, Jandarma Kumandanı Mülazım-ı evvel Ziya (Şahan) Efendi ve hükümete bağlı olan bazı memurlar tutuklandı [196]. Diğer bir kısmı ise işkenceye maruz kaldı. İşkence ve darba maruz kalanlar arasında itaatkâr halk da vardı. Gönenli Ali Hoca işkenceden dolayı öldü. Belediye Reisi Tevfik Efendi, saldırıya uğrayacağım anlayınca kaçarak kendini kurtardı. Taraftarlarını çoğaltmak istedikleri anlaşılan â•siler, hapishanedeki mahkümlan salıverince Gönen'deki kargaşa daha da arttı. Çetesinin mevcudunu arttıran Anzavur, bir kısım manifatura mağazaları ile dükkânlan yağmalattı ve belediyenin 3.000 lirasına elkoydu. Çete mensupları, geceleri ev ev dolaşarak halktan para, mücevherat ve kıymetli eşya topladılar. Kasabadaki teşkilâtlarını güçlendirmek ve yaymak için Gönen'e giriş ve çıkışı yasaidadılar. Halkı Padişah'a bağlılık telgrafı çektirmeye zorladılar ve sonra da telgrafla haberleşmeyi engellediler[197].

Hareketine son vermesi için Anzavur'a telgraf ile yapılan öğütler yarar sağlamadı. Tam tersine Gönen'den çektiği telgraflarla Yusuf İzzet Paşa ile Çerkes Ethem'e tehditler yağdırdı [198]. Birliklerine “Ktarve-: Muhammedi" adını vermekle dini istismara yöneldi. Nitekim Bandırma Kaymakamı'na çektiği bir telgrafta "Takmda bir Kuvue-t Muhammedi ıle Bandırma 'ya gireceğini" haber verdi[199]. Bunun üzerine Balıkesir'deki 61. Fırka ile Bandırma'daki 14. Kolordu Kumandanlıklarına gerekli tedbirleri almaları bildirildi[200].

"isi kuvvetler üzerine Bandırma'dan bir piyade müfrezesi gönderildi. Çevredeki Kavak, Paşa Çiftliği, Köteyli ve Alâettin köylerinden de gençler toplandı [201]. Bu kuvvetler, Anzavur'un terkettiği Gönen'e hakim oldular.

Çerkes Ethem Bey, Kuvây-ı Seyyâre diye bilinen kuvvetleri ile 24 Kasım günü Susığırlık'tan ayrılıp Anzavur'un bulunduğu Gönen istikametinde yola çıktı. 25 Kasım sabahı Gönen'e geldiğinde onun burayı terketmiş olduğunu gördü. Çatışmaya girmekten çekinen Anzavur, önce Bayramiç köyüne ardından da Saraçlar köyüne çekildi. Çerkes Ethem Bey'in ısrarlı takibi sonunda 26 Kasım günü Saraçlar'da muharebeye girmek zorunda kaldı. Çatışmayı kaybettikten ve ı o kadar ölü verdikten sonra kaçtı[202].

Takip Kuvvetleri Komutanı Kaymakam Rahmi Bey ile yardımcısı Çerkes Ethem Bey arasında, Anzavur'un takibi konusunda, planlı bir iş-birliği kurulamadı. Bu, âsilerin lehine bir durumdu. Nitekim 27 Kasım günü, Yarbay Rahmi Bey, maiyetindeki 24 subay ve 390 er ile Gönen'e gitmek için Aksakal'dan Sığırcı'ya geldiğinde, karşılarına çıkan 50 kadar atlıyı önce Kuvay-ı Seyyâre mensubu zannetti. Kaçmalan üzerine atlılann âsi kuvvetleri olduğu anlaşıldı. Ancak Kaymakam Rahmi Bey, buradan Karacabey'e kaçan âsileri her nedense takip etmedi. Diğer yandan Çerkes Ethem Bey, takip hareketini tek başına sürdürdü. Bunun üzerine Anza-vur, Karacabey'den Kirmasti'ye doğru yola çıktı. Kirmasti'deld askeri' bir-lik ile halkın kendisine karşı savunma tertibatı almalanndan ötürü bura-nın ı 2 km. doğusunda bulunan Söğütalanı köyüne gitti[203].

Anzavur takip edilirken, isyanla ilgili gelişmeler bölgede, İstanbul'da ve yakın livalarda merakla izleniyordu. Nitekim 27 Kasım günü, Uşak'taki Hey'et-i Merkeziye'den Balıkesir'e çekilen bir telgrafta, bu âsinin takbih edilmesi istenmekteydi[204]. Ardından da 29 Kasım günü Balıkesir'de büyük bir miting düzenlendi[205].

Anzavur'a gelince o, Gönen ve Manyas taraflarından topladığı kuvvet-ler ile Biga kazasındaki Çerkesleri de yanına alarak, Biga'ya saldınp Kara Hasan çetesini vurmayı plânlıyordu [206]. Ancak harekete geçmeden önce, bir mektup yazarak onu kendi tarafına çekmeyi denedi. Kara Hasan'a gönderdiği 30 Kasım tarihli mektubunda, milli kuvvetleri eşkiya olarak ta-nımlarken "bu mel'unlann cebren topladıkları masum askercikleri"n köylerine gönderilmesini, jandarma subaylannın öldürülmesini ve hükümetin Ku-vay-I Milliye'ye bıralulmamasını istemekteydi[207]. Ancak mektubuna olum-lu bir cevap alamadı.

Öte yandan Kaymakam Rahmi Bey ve Çerkes Ethem Bey kuvvetleri, Anzavur'a karşı bu defa planlı bir hareketin hazırlıklarını yapmaktaydılar. 30 Kasım günü bu kuvvetler, Kirmasti'nin doğusundaki Söğütalanı köyünü kuşatıp Anzavur'un işini bitirmek istediler. Bütün hayvanlarını köyde bırakan Anzavur, kuşatmayı yararak kaçmasını bildi. Ama sürdürülen sıkı takipler sonunda, çetesinden birkaç kişi yaralı olarak yaka-landı. Kendisi ise, 2/3 Aralıkta, yanında 6-7 kişi olduğu halde Sultançayı-n' na geldi [208].

isyancılar, Anzavur yanısıra oğlu Kadri'nin etrafında değişik yerlerde faaliyet gösteriyorlardı. Bu arada kendilerine eşkiyalık maksadıyla katılan-lar da oldu. Diğer taraftan 14. Kolordu Kumandanı, yeniden Anzavur yanlısı kuvvetlerin eline geçen Gönen'in kurtarılması için, Biga Kuvay-ı Milliyesi'nden birkaç yüz silahlı efradın kaza sınırına gönderilmesini iste-di. Biga Kuvay-ı Milliyesi de derhal asker toplamaya girişti. 2 Aralık civa-rında Bayramiç köyü tarafında asileri yenilgiye uğratan birliklere katılmak için Biga kuvvetleri kaza hududunda toplandı. Gönen ve çevresi âsilerden kurtarıldı. Bu tarihe kadar yapılan bütün çarpışmalarda 120 ölü ve çok sayıda yaralı veren Anzavur çetesi de dağıldı. Asi liderinin kaçmaması için sahillerin gözetim altına alınması kararlaştırıldı[209].

6 Aralık günü Anzavur'un bu defa 6o kadar adamıyla Gönen'in Sızı köyü civarında bulunduğu haber alındı. Müftü Ahmet Hamdi (Erdem) Efendi, Miralay Kazım Bey'in teklifi üzerine Gönen'deki nizamiye ve Ku-vay-ı Milliye kuvvetlerini derhal asiler üzerine gönderdi [210]. Suphi ve Kara Hasan adındaki eski eşkıyanın kumandasındaki 8o kişilik milli kuvvet, An-zavur aleyhinde hareket edeceği yerde geçmişteki bazı olayların intikamını almak için Çerkes çiftlik ve köylerini yağmaladı. Yağmacılar, Bezirci köyü yakınında Dancalı Çerkes Hasan'dan ve şalci Şah İsmail'in hanımının çift-liğinden at gaspettiler. Araya giren askeri ve mülki âmirlerle rağmen çal-dıklarını sahiplerine geri vermediler. Bunun üzerine Çerkesler galeyana gelerek Suphi ve Kara Hasan kuvvetleriyle musademeye giriştiler. Gönen'den Anzavur'a karşı gönderilmiş olan kuvvet de, Kara Hasan çete-siyle birleşip çatışmaya katıldı. Gönen hükümeti, kolordu ve Çerkes reisleri arasında yapılan çeşitli görüşmelere rağmen çatışmalar önlenemedi. Böylece mesele, Türklük-Çerkeslik problemi haline dönüştü [211].

7 Aralık günü Gönen'de Yortan civarında, milli kuvvetlerle Anzavur'un yandaşları arasında meydana gelen çatışma, altı yedi saat kadar devam etti. Asilerin mağlüp olduğu ve 40 kadar ölü ile çok sayıda yaralı bı raktıkları çarpışmada [212], Gönen nizamiye müfrezesinden yalnız bir asker yaralandı. Galip kuvvetler, Yortan ve Ayvalıdere köylerine girdiler. Çerkes Ethem Bey'in hatalı bir kararı, Anzavur'un takip edilmekten ve yakalanmaktan kurtardı. Çünkü Balya-Bayramiç-Saraçlar üzerinden Gönen'e gelmiş olan Çerkes Ethem Bey, verdiği bir emirle Gönen nizamiye müfrezesinin geri çekilmesini istemişti [213].

Aynı günlerde Türklük-Çerkeslik meselesinin önünü almak ve Manyas'taki Çerkeslere nasihat etmek için Bâblâli tarafından görevlendirilmiş olan Çerkes asıllı Ahmet Fevzi Paşa Balıkesir'e geldi. 8 Aralık günü Türklük-Çerkeslik meselesine son vermek için bir mikdar nizamiye kuvveti ve cephanenin Gönen'e gönderilmesi kararlaştın1d1[214].

Diğer yandan 14 Aralık günü, Dahiliye Nâzın Damat Mehmet Şerif Paşa ise, Gönen ve çevresindeki Türklük-Çerkeslik meselesinin pek ileri dereceye varmasında mahalli kumandanın suçu bulunduğunu öne sürmekteydi. Nâzır ayrıca, kumandanın değiştirilmesini ve Suphi ile Kara Hasan çetelerinin dağıtılmasını istemekteydi. Karesi Mutasarrıf Vekili'ne de nasihat yazılmasını öne sürmekteydi [215].

Bu arada Harbiye Nezâreti, verilen emirlere uymayan Suphi ve Kara Hasan çeteleri gibi kuvvetlerin dağıtılmasını ve hükümetin kudreti ile tarafsızlığının halka gösterilmesini 14. Kolordu'dan istedi[216]. Buna uygun olarak, 17 Aralık günü Biga Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti, Kara Hasan'dan vazifesi olmayan işlere kanşmamasını bildirdi [217].

24 Aralık günü Karesi Mutasarnflığı'nın Dahiliye Nezâreti'ne gönderdiği bir yazıya göre, Gönen taraflarında toplanmış olan silâhlı kişiler, Mirliva Ahmet Fevzi Paşa tarafından kendilerine nasihat edilerek dağıtılmışlardır. Anzavur'un yanında yedi sekiz kişi kalmıştır. Bunlardan yakalanan üçünün ifadesine göre Anzavur beş kişiyle Yunanlılara katılmak üzere Balıkesir tarafına kaçmıştır. Bunun önlenmesi için İvrindi, Soma ve Akhisar mıntıkalan kumandanlıklanna 61. Fırka Kumandanlığı tarafından emirler verilmiş ve livada gerekli tedbirler alınmıştır [218].

Bu arada Anzavur dört kişiyle Susığı rlık'ta görüldü ve ardından 25 Aralı k günü beraberindeki 25 kişiyle Manyas'tan geçtiği öğrenildi. Tenkili hususunda fı rka ve kolordu gerekli önlemleri aldı. Anzavur'un avenesinden Davut çetesinin ise Kepsut nahiyesinin Bektaşlar köyünden geçerek Kirmasti'nin Soğucak köyüne doğru gittiği haber alındı. Firarinin takibi için Hudavendigâr Vilâyeti'ne gerekli emirler gönderildi [219].

1Ocak 1920 civarında Kaymakam Rahmi Bey'e mağlüp olan Anzavur'un oğlu Kadri ve Şah İsmail Kazaklar istikametinde kaçtılar [220]. Anzavur ise bu sıralarda 6 adamıyla Kapıdağ'a yerleşti ve buradaki Rumlarla kuvvetlerinin mevcudu 50 kişiyi geçti [221]. Ocak ayının ilk haftasında kendisine talimat vermek isteyen Damat Ferit Paşa'nın daveti üzerine İstanbul'a gitti [222]. Ancak milli kuvvetler tarafından Ocak ayı sonlarına kadar sürdürülen sıkı takipler ile, etrafa dağılan adamlarının ölü veya diri olarak elegeçirilmesine [223] ve bunların gaspettiği silah, hayvan ve eşyaların geri alınmasına [224] çalışıldı.

Son önemli çatışmanın ı Ocak ı g2o'de vukubulduğu gözönünde tutulursa, Anzavur'un ilk ayaklanması bu tarihte sonbulmuştur denebilir. İsyanda takip kuvvetleri görevlerini başarıyla taınamlayınca, sıra adli mercilerin vazifelerini yapmalarına geldi. Nitekim 26 Ocak günü, Anzavur'un sebebiyet verdiği olayları ele almak üzere, Bandırma'da bir örfi idare mahkemesi kurulması konusu gündemde idi [225].

Babıali ile Askeri ve Mülki Erkanın Tavırları

Birinci Anzavur Ayaklanması sırasında Sadrazam Ali Rıza Paşa hükümeti işbaşında bulunuyordu (2 Ekim ı gı 9-3 Mart ı 92o). Mustafa Kemal Paşa'nın görüşlerine uygun bir biçimde sadrazamın, Kuvay-ı Milliyeyi tanıması ve Amasya mülakatın' gerçekleştirmesi (20-22 Ekim 191 9 )m illi mücadelenin en önemli gelişmeleri arasında yeralır. Sadrazamın Anzavur'u destekler bir uygulaması görülmedi. Tam aksine, âsi lidere karşı askeri ve mülki erkanın işbirliğinin sağlanmasına önem verdi [226]. Anzavur'un ayaklanmasına rağmen, Balıkesir ve çevresindeki mebus seçimlerini yaptırdı [227]. Bunu müteakip 12 Ocak 1920 günü Meclis-i Mebusan'ın açılmasını sağladı.

Sadrazam Ali Rıza Paşa'nın selefi ve aynı zamanda Padişah'ın da eniştesi olan Damat Ferit Paşa; hükümeti düşürmek, sadâreti yeniden ele geçirmek ve meclisin toplanmasını engellemek için, İstanbul'da Askeri Nigehbân ve Türkiye'de İngiliz Muhibleri Cemiyetleri ile işbirliğine girdi ve kabinesinde vazife görmüş eski nazırlarla toplantılar yaptı. Taşrada ise, Bozkır isyanının elebaşısı Zeynelabidin Efendi ve Anzavur ile benzerlerini Kuvay-ı Milliye aleyhine kışkırttı ve desteldedi. Bu kimselerle başkentte görüşmeler yapmayı da ihmal etmedi [228]. Bir kısım belgelerde ve basında Anzavur'un İstanburdaki bazı mahfillerden yardım ve talimat aldığına işaret edilmektedir [229]. Şüphesiz bu mehafil, Damat Ferit Paşa ve yakın çevresidir. Paşanın âsi ile görüşmesi ve onu desteklemesi, bunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu ilişki ve destek, daha sonraki ayaklanma döneminde de görülecektir [230].

Padişah VI. Mehmet Vahdettin tarafından kabineye sokulan Dahiliye Nazın Damat Mehmet Şerif Paşa'nın[231] ayaldanmaya ve elebaşısına yaklaşımı Sadrazam Ali Rıza Paşa'dan farklı oldu. Kuvay-ı Milliye'ye karşı olumsuz davranışlarından dolayı Mustafa Kemal Paşa'nın da şikayetçi olduğu Dahiliye Nazın [232], Anzavur üzerine kuvvet gönderilmesine muhalifti. Nazır, âsinin nasihat yoluyla yatıştınlmasına taraftardı ve ona karşı askeri kuvvet kullanarak isyanın bastınlmasında ehemmiyetli bir rol oynamış olan Miralay Kazım Bey'in de değiştirilmesinden yanaydı [233].

Görüldüğü üzere biri VI. Mehmet Vahdettin'in eniştesi olan Osmanlı sarayının iki damadının da Kuvay-ı Milliye'ye karşı ve âsi Anzavur'a yakın birer politika izlemeleri, Padişah'ın tutumunun anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Asinin bölgedeki faaliyetlerini Dahiliye Nazırı Mehmet Şerif Paşa vasıtasıyla saraya duyurması bazı ipuçları vermektedir. Ayrıca Anzavur'un Padişah adına hareket ettiğini ileri sürmesine rağmen, VI. Mehmet Vahdettin'in bunu tekzip etmemesi âsiye ve elebaşısına karşı olmadığını göstermektedir. Bu durum, sarayın ayaklanma karşısındaki tutumunu daha açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Nitekim sultanın ikinci Anzavur isyanında âsiye paşalık vermesi [234] ile, onun bu konudaki tutumu daha da berraklık ve kesinlik kazanacaktır.

Babıafi'de Kuvay-ı Milliye'ye en sıcak bakan ve yardım eden makam, Harbiye Nezareti idi. Burası aynı tarihlerde, Kuvay-ı Milliye'ye elbise, techizat, ilaç vs. yardımı yapılmasından yanaydı [235]. Harbiye Nazın olan ve aynı zamanda "Hey'et-i Teınsiliye'nin bir murahhasir olduğunu savunan Mersinli Cemal Paşa [236], Dahiliye Nâzın'nın aksine, âsiye daha kararlı bir biçimde karşı konulmasını istemiştir. Kuvây-ı Milliye'ye yardımdan yana olan ve âsiye karşı direnmeyen ordu mensupları hakkında soruşturma açtıran Cemal Paşa, nezâretten ayrılacağı günlerde dahi, Balıkesir bölgesinde Anzavur'a karşı gerekli tedbirler almaya devam etmiştir [237].

Hükümetin isyan bölgesine gönderdiği iki askeri müfettişten biri, Çerkes asıllı olan eski İstanbul Muhafızı Ahmet Fevzi Paşa'dır. 4 Aralık günü Heyet-i Nasiha Reisi olarak Balıkesiee gelen paşa, Manyas ve Gönen taraflanna gitti. Halkı yatıştıncı konuşmalar yaptı. Askeri ve milli kuvvetler tarafından tutuldanmış olan âsileri serbest bıraktırdı. Bu son durumu, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Kuvây-ı Milliye'nin önde gelenleri ve onu destekleyen halk ile basın hoş karşılamadı [238].

Bölgeye giden bir diğer Çerkes asıllı müfettiş ise, Heyet-i Teftişiye Reisi Birinci Ferik Hurşit Paşa'dır. Paşa, Bandırma ve Balıkesir'de araştırma ve soruşturma yaptıktan sonra ı 7 Aralık ı gi 9 günü liva merkezinde toplanan halka bir konuşma yaptı. Konuşmasında "Hükümete !cam sikih istimdline ciir'et edilmiştir. Ve Istanbul'da ba`zt zetnita istindd ederek ahalinin ba`zt lasımlan ilthl edilmiş ve harekht-t isyâniyeye ibtidlir edilmiştir." diyerek Anzavur'un hareketini ayaklanma olarak nitelendirmiştir[239]. Bâblâlrye bildirdiği görüşleri de Anzavur'un suçlu olduğu ve mutasamfin değiştirilmesi gerektiği biçimindedir [240].

Anzavur ve ayaklanmasma karşı mahalli yöneticilerin yaklaşımı Bâbıâli'den farksız gibidir. Karesi livasındaki askeri erkân ile Istanbul'daki Harbiye Nâzın Cemal Paşa'nın olaya bakış biçimleri hemen hemen aynıdır. Livadaki mülki yöneticiler ile de Dahiliye Nâzın'nın yaklaşımları birbirine benzemektedir.

Karesi Livası Mutasamfı Ali Rıza Bey, Dahiliye Nâzın gibi düşünüyordu. Anzavur olayını kuvvet kullanarak değil de nasihat yoluyla çözümlemek istiyordu. Buna paralel olarak âsi ile görüşmesi ve yazışmala-nnda ona saygılı ifadeler kullanması askeri erkânın ve yerli basının tepki-sini çekmiştir.

Ayaklanma ile ilgili olarak bir mülki amir olarak Susığırlık Nahiyesi Müdürü Hüseyin Efendi'yi ihmal etmemek gerekir. Bu zât, işlediği suçla-ra rağmen Anzavur lehine yazdığı raporlarla etkili olmaya çalıştı[241]. Hüse-yin Efendi'nin Anzavur olayına karıştığı hükümetçe belli olmasa da, Balı-kesir Kuvây-ı Milliye Hey'et-i Merkeziyesi, onu değiştirip yerine kendi adamı olan Tahsin Efendi'yi getirmek için uğraştı [242].

Damat Ferit Paşa kabinesinin toplanmasını men' ettiği Temmuz ayı sonundaki toplantıyı engellememiş olan askeri idarecilerden 61. Fırka Ku-mandanı Miralay Kazım Bey, mülki yöneticilerin aksine Anzavur'un orta-dan kaldırılmasını savundu[243]. Miralay ve 14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa, Kuvây-ı Milliye'nin yanında yeraldılar. Kuvây-ı Milliye'yi desteklemeyen mülki amirlerin değiştirilmesi hususunda etkili olmaya çalıştılar.

61. Fırka Kumandanı Miralay Kazım Bey, 28 Kasım günü Bandır-ma'daki 14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa'ya gönderdiği bir yazı-da, Anzavur'un bu tarihe kadar gezdiği yerlerde Padişah adına "icıiidte mı'miıı olduğn"nu ve elinde ferman bulunduğunu duyurduğunu, hüküme-tin haklarına saldırdığını ve mahpuslan tahliye ve masum halkın malını yağma ettiğini bildirdi. Bütün olanlara rağmen "mülki hükümetin", Padişah adına hareket ettiğini öne süren Anzavur'u yalanlamaktan kaçınmasını ve Susığırlık hadisesinden sonra nasihatla yola getirmeye çalışmasını ve Gönen'e girdikten sonra dahi Balıkesir Mutasarrıfi Ali Rıza Bey'in âsiyle "bendeniz, zat-ı aliniz" tabirleri ile haberleşmesini doğru bulmadığını açıkladı[244].

Yusuf İzzet Paşa, Miralay Kâzım Bey'den gelen şifreyi aynen Harbiye Nezâreti'ne gönderdi. Paşa, Fırka Kumandanı'nın görüşlerine katıldığını, Mutasarrıf Ali Rıza Bey'in hareketlerini benimsemediğini, onun kolordu mıntıkasında çalışmasının milli harekete zarar vereceğini ve yerine "mtiddfa'a- i vatan hudisunda ilk 'am-i mzlltyı uyandırmiş bulunan" eski mutasarrıf Hilmi Bey'in getirilmesini istediğini belirtti. Ayrıca Anzavur'un beyanları için Dahiliye Nezâreti ve Balı kesir Mutasarrı llığı tarafından resmi bir tekzip neşredilmesinin önemini vurguladı [245].

7 Aralık günü Harbiye Nâzın Cemal Paşa, 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan gelen raporu Sadâret'e sundu. Cemal Paşa, Padişah adına hareket ettiğini öne süren Anzavur'un ihanet içinde bulunduğunu ve onun faaliyetini destekleyici yönde İstanbul'da neşrolunan bir kısım gazetelerin yayın yapmasının halk arasında kötü etkiler yapacağını belirttikten başka mülki hükümetçe bu tür haber yaymanı n tekzibini de istemiştir[246].

Anzavur'un hedefi olan Kuvây-ı Milliyecilerin çoğu, Padişah ve Bâbıâli'yi karşılarına almamaya özen gösterdiler [247]. Bölgelerindeki askeri erkân ile uyum içinde çalışmalarına karşılık zaman zaman sivil yöneticilerle anlaşmazlığa düştüler. Hattâ bazan kendi aralarında dahi aynı durum görüldü.

Kuvây-ı Milliye'ye katılmış olan ve bölgede asayişsizliğe sebebiyet veren Kara Hasan çetesinin dağıtılması konusunda Dahiliye ve Harbiye Nezâretleri ile Karesi'deki Kuvây-ı Milliyeciler hemfikir idiler.

Milli mücadelenin önderi Mustafa Kemal Paşa ise, Anzavur hadisesini "ef'd-i cürmiye"den addetmemesinden dolayı Bâbıâli'den şikayetçi idi [248].

Sonuç

Damat Ferit Paşa'nın sadâreti döneminde plânlanmış olduğu anlaşılan Birinci Anzavur isyanı, Ekim ayında bir hazırlık devresi geçirdikten sonra Kasım ayında bütün şiddetiyle patlak verdi. Milli kuvvetlerin başarılı müdahaleleri ile ayaklanma bastınldı. Asilerin direnci Aralık ayında iyice kırıldı. Etrafa dağılan ve saklanan çete mensuplarının takibi Ocak ayının sonuna kadar devam etti.

Ingiltere ile Damat Ferit Paşa ve Sait Molla gibi kimselerin tahrik ve desteği ile ayaklanan Anzavur'un amacı mebus seçimlerini yaptırmamak ve Kuvây-ı Milliye'yi ortadan kaldırmaktı. Gayesine varmak için etnik unsur ile islâm dinini kullandı. Birliklerine alCutıve-i Muhammıcti" adını vermek suretiyle Kuvây-ı Milliyecileri islâma karşı imiş gibi gösterdi. Onun bütün hainane faaliyetleri; din, vatan, millet ve bayrak için fedakârca çalışan ve çarpışan Kuvây-ı Milliyeciler ve askeri erkânın dayanışma ve çabaları karşısında yenilmeye mahkûmdu. Nitekim öyle de oldu.

Çıkış sebeplerini de gözönünde bulundurarak, ayaklanmanın sonuçlarını maddeler halinde belirtmek mümkündür.

1. Askeri birlikler ile Kuvay-ı Milliye'nin Anzavur isyanını bastırması, bölgede ve çevresinde büyük bir sevinç yarattı. Bu başarı; cephede, çevrede ve Istanbul'da Kuvây-ı Milliyeye yardım fikrini benimseyenlerin ve buna katılanlann sayısının giderek artmasında etkili oldu [249].

2. Sabık sadrazam Damat Ferit Paşa, milletvekili seçimlerinin yapılmasını ve meclisin açılmasını engelleyemediği gibi iktidarı da elegeçiremedi. Meclis-i Mebusan'ın açılması ile milli mücadeleye yön verecek bir belge olan Misak-ı Milli hazırlandı.

3. İngilizler, Biga ve çevresinde Kuvây-ı Milliye'ye karşı bir tampon bölge oluşturmayı başaramadılar.

4. Isyan, Yunanlılara karşı milli direnişi bir ölçüde zayıflattığı gibi Batı Anadolu Cephesi'nin geç kurulmasına ve Yunan ilerlemesinin de gecikmeli olarak durdurulmasına yolaçtı.

5. Çerkes Ethem Bey ile birliklerini teşkil eden Kuvây-ı Seyyâre'nin Kuvây-ı Milliye'ye karşı çıkan ayaklanmaları bastırmak hususundaki rolü ve önemi anlaşılmaya başlandı.

6. Birinci Anzavur isyanının bir özelliği, hem Kuvây-ı Milliye'nin ve hem de Bâbıâti'nin isteği hilâfma patlak vermesidir.

7. Sözkonusu ayaklanmanın bir başka özelliği, Çerkes asıllı âsiye kar-şı, hem Bâbıâli'nin ve hem de Kuvây-ı Milliyetcilerin Çerkes kökenli kim-seleri devreye sokmalandır. İstanbul hükümeti Hurşit ve Ahmet Fevzi Pa-şaları, diğerleri ise Yusuf İzzet Paşa ve Çerkes Edhem Bey gibi kimseleri bölgede görevlendirdiler.

8. İstiklal Harbi sonunda, âsilerin bazıları Yüzellilikler'e dahil edildi [250].

Anzavur isyanı ile dilimize "Anzavurluk" deyimi girmiştir. Şöyle ki, Ege'deki zeybelder, Anzavur'un mahiyetini yakinen öğrendikleri için Kuvâ-yz Milliye'ye muhâlif işlere Anzavurluk"demeye başlamışlardı [251].

BELGELER

Birinci Anzavur ayaklanması ile ilgili belgelerin çoğu, Ankara'daki Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı Ar-şivi'nde bulunmakta olup pek azı yayınlanmıştır [252]. Konuyla ilgili az sayı-daki evrak Istanbul'daki Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde mevcuttur. Bura-da ikinci arşivde bulunan vesikalann yayınlanması esas alınmıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Bâblâti Evrak Odası tasnifindeki 345.166 numaralı belge gömleğinde 27 lef halinde 65 adet vesika yer al-maktadır. Bu evrakın 55'i Anzavur'un ilk isyanına aittir. Geri kalan ı o belgenin 5'i Anzavur'la ilgili olmakla beraber, onun birinci ayaklanmasın-dan sonraki döneme ve diğer 5'i de 1919 yılındaki Adapazarı olaylarına aittir. Yayındaki bütünlüğün bozulmaması için, sözkonusu ı o belgenin EKLER bölümünde fotokopi halinde verilmesi uygun görüldü. Bunun yanında aynı tasnifte bulunan konuyla alâkalı diğer belge ve kayıtlar da yayına dahil edildi.

Burada yayınlanan belgelerin baş lusmına, ayaklanma öncesi döneme ait Anzavur'la ilgili fotoğraf, kayıt ve evrak eklendi. Böylelikle adıgeçen kimsenin geçmişi belgelerle aydınlatılmaya çalışıldı.

Şimdilik Anzavur ile ilgili bulunabilen en eski kayıt, 26 Şaban 1328/2 Eylül 1910 tarihli olup, zamanın Ingiltere büyükelçisine vermek istediği fotoğrafinın arkasında mevcuttur. Büyükelçinin eline geçmediği anlaşılan bu fotoğrafa, Sadrazam Kâmil Paşa'ya ait özel evrak arasında tesadüf edil-miştir [253]. Bu resim, büyük bir ihtimalle, İngiliz büyükelçisine ulaştırabil-mesi için Kâmil Paşa'ya ya da bir yakınına verilmiş olmalıdır.

Bu belge yayını ile, Türk İstiklal Harbi'nin en önemli ayaklanmala-nndan biri olan birinci Anzavur isyanı karşısında, merkezi ve mahalli yönetimler ile mülki ve askeri idarecilerin mesele karşısındaki tutum ve politikaları= anlaşılması kolaylaşacaktır.

Belgeler yeni harflere çevrilirken sesli durumdaki elif, vay ve ye harfle-ri sırasıyla â, ü ve biçiminde gösterilmiştir. Belirtilen harfler, gayın ve Icaf harflerinden önce veya sonra ise â, ü ve I şeklinde yazılmıştır.

Neşir esnasında kullanılan "Sıra nu." ile, belgelerin yayın içindeki sı-ralanma numaraları gösterilmiştir ki toplam 75 vesika yayınlanmaktadır. Sıra numarasının altında belgenin kayıtlı bulunduğu tasnifin adı ile yer ve lef yani ek numaraları verilmiştir. Bir kısım evrak üzerinde lef numaraları yazılı değildir. Bu durum karşısında, asıl vesika ile eklerini birbirinden ayırmak için, bu belge yayını içinde, lef numaraları köşeli parantez içinde gösterilmiştir.

Sıra nu. 1

BOA., Yıldız Esas Evrakı, Sadrazam M. Kamil Paşa Evrakı, D. 86-41, nu. 4.1135.

[Anzavur'un İngiliz Büyükelçisi için imzaladığı ıgıo yılında çekilmiş bir fotoğrafı]

Sıra nu. 2

BOA., Yıldız Esas Evrakı, Sadrazam M. Kamil Paşa Evrakı, D. 86-41, nu. 4.105.

[Anzavur'un fotoğrafmın arka yüzü]

Sıra nu. 2-A

BOA., Yıldız Esas Evrala, Sadrazam M. Kâmil Paşa Evrakı, D. 86-41, nu. 4.1 o5.

[Anz,avur'un fotoğrafinın arka yüzündeki kayıt]

İ ngiltere Devlet-i [254] fahimesi sefiri [255] asâletlü beray-ı hatır'[256]'arz ve takdim eylerim.

Fi 26 Sa`bân sene [t ]328

Aydın Kuvve-i Ta`kibiye ve Çakırcalı'nın [257] Tenkiline Kumandan Binbaşı Ahmed Anzavur

Sıra nu. 3

BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 728

23 Nisân sene [t 3]35

Gelibolu Mutasarrıfi Necib Bey'in `azliyle yerine almakta olduğu ma`- âşla İzmit Mutasarrıfı Mahmtld Mâhir ve İzmit Mutasarrıflığı'na üçüncü sınıf ma`âşla jandarma binbaşılarından Ahmed Anzavur Beylerin ta`yinleri hakkında.

Melfüfât:İrâde-i seniye lâyihast ı .

Mu'âmelât: 'Arz fi 23 minhü. 640 irâde-i seniyesi şeref sâdır olup 596 cevâb yazıldı.

Fi 27 minhü.

Sıra nu. 4

BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. to4.4

12 Ramazân sene [1]337

11 Haziran sene [1]335

Karesi Mutasarnfı Hilmi Bey ma'aşıyla İzmit Mutasarrı flığı'na ve Izmit Mutasarnfı Ahmed Anzavur Bey ikinci sınıf ma'aşla Karesi Mutasarnflığı'na nakl ü becayişleri hakkında.

Melfüfat: İrade-i seniye layihası I.

Mu`âmelât: 'Arz Ii,, Haziran sene [1]335

916 irâde-i seniyesi şeref sadır olup 839 cevâb yazıldı. Fi 17 Haziran sene [ 3135

Sıra nu. 5

BOA., BEO., nu. 343.378

Sadâret-i `Uzınâ Mekti'ibi Kalemi

18 Ramazan sene [ 11337

17 Haziran sene [11335

Dahiliye Nezâret-i celilesine,

11 Haziran [11335 tarihli ve ı o44 numaralı tezkire-i `aliyelerine cevâbdır.

Karesi Mutasarnfı Hilmi Bey'le İzmit Mutasarnfı Ahmed Anzavur Bey'in icray-ı becâyiş-i me'rniiriyetleri hakkında bi'l-istizan şeref sadır olan irâde-i seniye-i hazret-i Hilafet-penahi sûret-i musaddakası leffen savb-ı alilerine tesyâr lulınmış olmağla icray-ı 'kabına himmet.

15 Haziran sene [1]335 tarihli ve 916 numaralı irâde-i seniye üzerine.

Sıra nu. 6

BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 1.181

7 Temmûz sene [13]35

İzmit ve Karesi Mutasarnflan Ahmed Anzavur ve Hilmi Beylerin me'mûriyetlerinde ibkalan hakkında.

Melffifat: irâde-i seniye lâyihası I.

Mu'âmelât: M II 7 minhü. 'Arz fi 8 minhü. 1007 irâde-i seniyesi sadır olup 948 cevâb yazıldı. Fi 12 Temmûz sene [13]35

Sıra nu. 7<

BOA., BEO., nu. 345.166

Sadâ'ret-i `Uzmâ Mektülii Kalemi

8 RebVii'l-evvel sene [1338

1 KânCin-ı evvel sene [1]335

Harbiye Nezâret-i ceillesine,

Ahmed Anzavur tarafından Gönen Kâ'immakâmı'mn teyid!' ve

Müdde`i-i `Umûmi ile Jandarma Kumandanı'nın `azl edildiği ve hükümet

konağı ve dâ'ire-i `askeriye ile kasabanın yağma ve habshânenin tahliye

Olunduğu ve mahall-i mezkürdan gelen yolculann ifâdesine `atfen Karesi

Mutasamflığı'ndan iş'â[r] [258] kılındığından haysiyet-i hükümetin muhâfazasıyla

âsâyişin te'mini ve ahvâl-i mümâselenin men`-i tekerrürü içün cihet-i

`askeriyece tedbir-i lâzime ve mü'essire ifâsı Dâhiliye Nezâret-i cerilesinden

izbâr olunmağla iktizâsının sür`at-i icra ve netIcesinin inbâsma himmet.

İşâret-i `aliye mücibince.

Sıra nu. 8

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2

Bâb-ı `âlrı

Dâilibye Nezâreti

Kalem-i Mahsas

8214

115

Huzûr-ı `âii-i cenâb-ı Sadâret-pen5.hiye [259]

Ma`ruz-ı çâker-i kemineleridir.

İzmit Mutasarrıf-ı Sâbıkı Ahmed Anzavur Bey'in Manyas'ta bir hayli eşhâsı başına toplayarak emniyet-i memleketi muhil bir hareket vukü'una çalışmakta olduğu mervI ve me'mûrin-i zabıtanın tahkikât ve istıtlâ'âtı da bu rivâyeti mü'eyyid bulunduğundan ve Gönen ve havalisinin kuvve-i inzibâtiyesi ise böyle bir harekete mümâna'at edebilecek mahiyet ve kemiyette olmadığından bahsle bomba ve mitralyözlerle mücehhez kuvvetli bir müfrezenin sür`at-i sevk! lüzûmu Gönen Ka'immakamlığı'ndan bildirildi- 'gine da'ir ba'zı ifadeyi hâvi Karesi Mutasarrıflığı'ndan [260] bugün alınan 28 Teşrin-i evvel sene [13135 tarihli telgrafnâmenin sûreti leffen takdim kılınmış ve takayyüdât ve tedabir-i lazime ittihaziyle oralarda muhill-i süldın ve huzûr bir hâl ve hareket vukü'una meydân verilmemesi zımnında mutasarrıllığa cevâben vesayay-ı lazime 'Na lolındığı gibi Harbiye Nezaret-i ceillesine[261] de iş'ar-ı keyfiyet olunmuştur. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.
Mehmed Serif' [262]

Sıra nu. 9

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2/1-2

Bâb-ı `âli

Dâhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

(Sifre)

Karesi Mutasarrıflığı'ndan alınan 28 Teşrin-i evvel sene [13]35 târihli şifreli telgrafnâmenin siı retidir.

Gönen Ka'immakamlığı'ndan alınan 27 Teşrin-i evvel sene [13]35 tarihli müsta`cel işaretli şifre telgrafnâmenin sûret-i halli ehemmiyet-i mündericatına mebni 'arz olunur ve 'aynı zamanda Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'na [263], Liva Jandarma Alay Kumandanlığı'na da kemâl-i ehemmiyetle tebliğ kılınmış ise de mes'elenin hadd-i zatındaki ehemmiyet ve nezâketi müstagni-i 'arz ve izah bulunduğundan bu bâbda livâca ta`yin ve ta`kib olunacak hatt-ı hareketin emr ü iradesini bil-hassa rica ve istirham eylerim.

Süret

izmit Mutasamf-ı Sâbılu Çerkes Ahmed Anzavur Bey geçenlerde buraya gelerek iki üç gün sonra Manyas havalisine gittiği ve istihlâs-ı vatan gâyesine ma`tüf olduğu hakkındaki kana'ate rağmen harekat-1 milliyeye muhâsım bir kuvvet-i hareket vücilda getirerek bu havalide intihâbâta muhâlefet ve mümâna'at ve bu bâbda icab ederse silâh isti'mâl etmek ve bu maksadın husûlüne mani' olan kimseleri kat`iyen ve deP ve Icab ederse ifnâ eylemek fikr ü maksadıyla el-yevm Manyas'ta hayvân koşusu bahanesi tahunda bir hayli eşhâs toplamakta olduğu ve emniyet ve müsâlemet-i memleketi tehdide yaz' eyliyebilecek bir hükümet hâzırlamakta bulunduğu kuvvetli sürette elsine-i 'âmmede tevâtüren deverân etmekte ve zabıtanın tedkikât ve şirahi ifâclatı dahi bunu te'yid eylemekte ve memlekette bundan büyük havf ve heyecânlar tevellüd ve cereyân etmektedir. Gerçi böyle bir harekatın ne derece[ye] kadar mü'essir olduğu kestirilemez ise de emniyet ve âsâyiş-i memleketi hükümetçe te'min edecek vaz`iyetin ahz edilmesi vâcibâttandır. Bandırma'da fırkanın ve Balıkesir'de kuvvetli jandarma bölüğünün bulunması hasebiyle bir şey iki' edemiyecelderi ve fikr ü maksadlarına en müsâ'id zemin olarak Gönen ve havâtisini intihâb ile bu sırada ikâ'-ı vakâyi` ile istihsâl-i maksada çalışmak isteyecekleri şübhesizdir. Kuvve-i inzibâtiye ise böyle bir harekete mürnana'at eyliyebilecek mâhiyet ve kemiyette değildir. Binâberin on güne kadar arkası alınacak olan intihâbâtın intâcına değin bomba ve mitralyözlerle mücehhez kuvvetli müfrezenin burada bulundurulması lüzümu kat`iyen derece-i vücübdadır. Fırkadan böyle kuvvetli bir müfrezenin de sür`at-i i`zamı ehemmiyetle ma`rtizdur.

Sıra nu. 10

BOA., BEO., nu. 345.166, lefi 3

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8254

123

Huzûr-ı sâmi-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`ria-ı çâker-i kemineleridir.

İzmit Mutasamflığı'nda bulunmuş olan Ahmed Anzavur Bey'in Karesi Livası havalisine gelerek ba`zı teşebbüsâtta bulunduğu haber alınması üzerine bu bâbda ittihâz edilen tedâbire dâ'ir tafsilatı havi Karesi Mutasamflığı'ndan evvel ve âhir alınan 29 Teşdn-i evvel sene [13]35 tarihli ve 12286/897 ve 12286/899 numaralı iki kıt'a tahrirât ile melfûflannın sûretlen leffen takdim kı lınmış ve livâca mülhakata icra kılınan tebligat musib olduğundan yine o da'irede te'idd-i vesaya olunması ve her halde merkez ve mülhakat-ı livada bu yüzden bir uygunsuzluk vukü'a getirilmemesi cevaben izbâr kı lınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'lemrindir.


Sıra nu. 11
BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 3/1
Bab-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis
Karesi Mutasarrıflığı'ndan %/and olan 29 Teşrin-i evvel sene [13]35 tarihli ve 12286/897 numaralı tabi-il-atm sûretidir.

İzmit Mutasarrıf-1 Esbakı Çerkes Ahmed Anzavur Bey'in teşebbüsât-ı affiresi hakkında Gönen Ka'immakamlığı'nın iş'anna `atfen sebk eden 28 Teşrin-i evvel sene [1]335 t ıihli şifre telgrafnâme-i çakerâneme lahikadır.

Mes'elenin hadd-i zâtındaki ehemmiyet derhal derpiş edilerek Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'yla Liva Jandarma Alay Kumandanlığı'na tebligat-ı mukteziyede bulunmağla berâber başkaca hemân Bandırma ve Gönen Ka'immakamlıklanna da şifre telgrafla vesayay-1 mü'essire icra edilmiş ve mezkûr şifrenin bir sûreti beray-ı ma`lılmat leffen nazargah- ı samılerine 'arz kılınmış olmağla ol bâbda.

Sıra nu. 12 BOA., BEO., nu.345.1 66, lef: 3/2 Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus

Bandırma ve Gönen Ka'immakamlı klanna tebliğ edilen şifre telgrafnâmenin süretidir.

İzmit Mutasarrıf-ı Esbakı Ahmed Anzavur Bey'in hareket-i milliye 'aleyhinde teşebbüsâtta bulunduğu haber alınmıştır. Millet ve memleket mukadderatının sulh mü'temer-i kebirinde mevzü`-i bahs olacağı şu pek mühim ve nazik anlarda efrad-ı millet arasında tevlid-i nifak ve `adem-i ittifakı ba`is olacak ednâ bir hareketin vatan-ı azizimiz ne derecelerde mazarrat-ı `azimeyi istilzâm ve intâc edeceği ve müsebbiblerinin dahi nefrin ile ile'l-ebed yâd olunacağı vareste-i beyandı r. Artı k inkâr kabül etmez bir hakikattir ki milletimiz kitle-i Vahide halinde hareket etmez ve bu sâretle hukükunu müdafa'a eylemez ise felaket muhakkaktır. Bina'en'aleyh bu bâbda `ale'd-devam takayyüdâtta bulunularak ve tedbir-i ciddiye-i hakimâne ittihaz olunarak beyne'l-islam sefk-i dimaya zinhâr meydan ve imkân verilmemesi ve vatan hakkında mahsüs 264 bulunan her hareket-i gayr-ı layıkanın men`i vesâ'ilinin istikmâline son derece ihtimâm kı lınması kemâl- i ehemmiyetle tavsiye ve ihtâr ve zuhür-ı asar-ı fi'iliyeye şiddetle intizâr olunur.

Sıra nu. 13

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 3/3

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus

Karesi Mutasamflığı'ndan vârid olan 29 Teşrin-i evvel sene [13i35 tâdhli ve ı 2286/899 numaralı taht:il-km siıretidir.

İzmit Mutasarrıf-ı Sâbılu Ahmed Anzavur Bey tarafından ve Manyas merkezinden maküm-ı livâya çekilen 29 Teşrin-i evvel sene [13]35 tadhli bir kıt'a telgrafnâme süreti dahi mündericatının ehemmiyetine mebni beray-ı maliimat matviyen pişgah-ı sâmi-i cenab-ı nezaret-penahilerine takdim lulınmış ve bu husfista sefk-i dimâ vukü'una imkan bırakılmamak içün müteyakkızane hareketle tedbir-i mü'essire ittihaz ve icrasına sarf-ı mahasal gayret olunmakta ise de münafi-i 'ah' hareket hudüsunun tamamen men`i vesa'ilinin istikmâl ve te'mini içün her halde hükümet-i mahalliyenin kuvve-i te'yidiyesi bulunan Ondi5rdüncü Kolordu Kumandanlığı'na dahi merci`-i `alisinden 'acilen emr verdirilmesi menüt-ı âray-ı müşkil-güşay-ı nezaret-penahıleri bulunmuş olmağla ol bâbda.

Sıra nu. 14

BOA., BEO., nu.345.166, lef: 3/4 265

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus

Sılret

Karesi Mutasamflığı'na,

Üç dört günden beri bu havalide bulunuyorum. Yunaniler[in] İzmir'i işgali[ni] müte`akıb memleketin atisinden bi-hakkın endişe ile galeyân eden millet kendi kuvvetine ve Cenab-ı Hakk'a istinâden silaha sarılmış ve kanını bu husiisda isara Şifa]) etmiş iken kemin-i fırsatta bulunan menfa'at-perestan bu hareket-i milliyeden derhal istifade arzüsuna kapılarak altı yedi aydan beri Kuvay-ı Milliye Mü'essisi ve Müctirânı sıfatıyla ma'süm milletin kanını heder ve hanmanını tahribe kıyam ve bu sürede her birerleri sanâdid-i İttihadiye'nin birkaç senelerde cern` ve iddiharına muvaffak olamadığı serveti istihsal etmişlerdir. İhtirasat-ı ecânible zaten parçalanmakta olan memleketimizin dahilinde de hiss-i vatan ve haysiyet-i milliyeden mahrilm bu gibi menfa'at-perestânın ellerinde bazice olmasına artık milletin tahammülü kalmamıştır. Millet bugün padişahını n etrafında toplanarak memleketi bu hâlden kurtarmağa `azm etmiştir. Karesi havalisinde birçok seneler deraâtle ifay-ı vazife ile hukük-ı ahatinin hayatı emrinde gösterdiğim hüsn-i niyetime i`timaden bu hayali halkının gösterdiği arzüy-1 `umümiye ve vukiı ` bulan da`vetlerine mebni Teşkilat-1 Milliye nam' altında toplanan bu idarenin hesabını rü'yete mecbüriyet hasıl oldu. Bu hesabın hulülünü idrak eden Balıkesir Müdafa`a-i Hukiık namını taşıyan hey'et erkanının bu hareketlerle mütehâşi olduldarmı işitiyorum. Vatan ve millet içün nâmüskar olanlar ve Cern`iyet-i İslam nâmıyla çalışanlar hesâblarmın rü'yetinden bu derece tehaşi göstermemeleri lazım gelir. Binâ'en'aleyh vatani bir hisle çalışmakta olduğunu anladığımız gün ücret talebinde bulunmayarak bütün bu hayali sekenesi yek vücüd olarak düşman karşısına çıktıklarmı beşeriyet görecektir. Netice-i maksadım! Ve bütün milletin ârzüsu artık memleketimizin mukadderatlyla bu derece oynanılmamasından ve ma'sürn ahâlinin her gün parası soyulmamasından ve gerek Balıkesir'deki erkan-ı hey'etin ve gerek Memâlik-i Osmâniye'nin her tarafına müstevti bir halde yayı lan sanaclid-i İttihad'ın ıslahından 'ibaret olduğunun bir vak`a hudeısuna mahal kalmamak üzere `umürna i'lânını 'arz ve rica ederim

Fi 29 Teşrin-i evvel sene [11335

Izmit Mutasarrıf-ı Sabılu
Ahmed Anzavur

Sıra nu. 15

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 4

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus
8292
135

Mahremdir.

Huzûr-1 sarni-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma'reız-ı çâker-i kemineleridir.

2 Teşrin-i sani sene [13]35 tarihli ve 8254 numaralı tezkire-i çakeriye zeyldir.

Izmit Mutasamf-ı Esbakı Ahmed Anzavur Bey hakkında Bandırma ve Gönen Ka'immakamlıldanna vesayay-ı mü'essireyi havi olarak çekilip Karesi Mutasarrıflığı'ndan bu kerre ba-tahrirat gönderilen telgrafnâmenin süreti manzür-ı sami-i fahimâneleri olmak üzere leffen takdim lulınmış olmağla ol babda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Fi ı o Safer sene [1]338
ve
4 Teşrin-i sâni sene [ı ]335

Dahiliye Nazın
Bende
Mehmed Serif

Sıra nu. 16

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 4/ı

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus

Seıret-i tel

Bandırma ve Gönen Ka'immakaınlıldanna 30 Teşrin-i evvel sene [1 ]335 425 172

Manyas merkezinden Izmit Mutasamf-ı Sabılo Ahmed Anzavur Bey imzasıyla alınan telgrafnâmede hareket-i milliye 'aleyhinde ba`zı tenkidât ve mütala'at dermiyân edildikten sonra milletin şevketli padişahımızın etrafında toplandığı ve bu halin ıslahına `azm eylediği dahi `ilave-i makal kılınmıştır.

Ma`lfim olduğu üzere 'asker ve millet yek dil ve yek cihet olarak padişahımızın zaten etrafında toplanmış ve vatan-ı mukaddesimizin istihlâsına hüsn-i niyetle çalışmakta bulunmuş olduğundan miimaileyhin bu babdaki beyanat ve müdde`iyatı eficar-ı `umümiyeyi taglitten başka bir şey değildir. Dünkü şifreli telgrafnâme ile de bildirildiği vechle zamanı= tarihte misli görülmemiş bir sfirette nâziktir. Şu sırada her sahib-i iz'an ve vicdan vatanperver mficib-i nifak ahval ika`ından hazer eylemelidir.

Bu cihetin mtımaileyhe tefhim ve tebliği ve Manyas havalisi halkının gösterdiği arzıly-ı `umilmiye ve da`vete icâbetle geldiğini Ahmed Bey'in iddi'a etmekte olmasına nazaran kimler tarafından ne sebeble mümileyhin da`vet 'alınmış bulunduğunun ve halen kimlerle temas ettiğinin bi't-tahkik seri-an inbası ehemmiyetledir.

Aslına mutabıktır.
Fi 4 Teşrin-i sani sene [ı )335

Bende
Mehmed Şerif

Sıra nu. 17

BOA., BEO., nu. 345.166, lef:5

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus
8323
149

Mahrem.

Huzilr-ı sarni-i hazret-i Sadaret-penahiye

Ma`diz-ı çâker-i kemineleridir

4 Teşrin-i sâni sene [1335 tarihli ve 8292/136 numaralı tezkire-i çfficenye zeyldir.

Karesi Hareket-i Milliye Hey'et-i Merkeziyesi a`zasından Hamdi Bey'in 266 bir kuvve-i kâfiye ile Ahmed Anzavur Bey'e karşı hareket ederek ma`iyetinin dağıtı ldığı ve kendisinin mecbür-ı firar olarak derdesti içün ta`kibat-ı şedidede bulunulduğu ve Çine rü'esasından onaltısının tevkif edildiği ve Anzavur Bey'in şerik-i cürrnü olan Hamdi Paşa Yâveri Yüzbaşı Kemal Bey'in de Bandırma'da bir çiftlikte yakalanarak mevküf bulunduğu Balıkesir Hareket-i Milliye Redd-i İlhak Hey'eti'nin İzmir Müdafa`a-i Hukük- ı 'Osmaniye Cem`iyeti'nden gönderilen raporu süretinden anlaşılması üzerine livâca olan ma`lümat ve istı tlaatın işan Karesi Mutasarrıflığı'na yazılmış idi. Bu sırada Harbiye Nezareti'nden alınan bir tezkirede mümaileyh Ahmed Anzavur Bey'in vukü'a getirmek istediği yolsuzluldan bastırmak üzere kuvvetli bir müfrezenin 30 Teşrin-i evvel sene [11335 tarihinde Balıkesir'den Gönen istikametine sevk edildiği Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'mn iş'anna `atfen beyan edilmiş olduğu halde Karesi Mutasarnflığı'ndan şimdi cevaben alınan 7 Teşrin-i sâni sene [1335 tarihli telgrafnamede Ahmed Anzavur Bey'in taldbine Balı kesir Kuvay-ı Milliyesi'nden bir müfreze çıkarılmış ise de mezkür müfrezenin Ahmed Bey'i ta`kib etmeyip hala Susığı rlık nâhiyesi merkezinde bulunduğu ve Kuvay-1 Milliye a`zâsından Hamdi Bey ile Ahmed Anzavur Bey anlaşmak üzere iki gün evvel birleşmişler ise de Ahmed Bey'in Hamdi Bey'e beyân-ı emniyet ve i`timâd etmesinden' dolayı mümâileyhin Balıkesir'e `avdet eyledigi ve dün gece Kuvây-ı Milliye Re'isi Hâcim Bey 267 bi'z-zât Ahmed Bey'le görüşmek ve anlaşmak üzere Ahmed Anzavur Bey'in el-yevm bulunduğu Kepekler' karyesine gittiği ve Ahmed Bey'in ma`iyetindeki kuvvetin altmış ile yetmiş arasında olup henüz dağılmadığı ve Hamdi Paşa'nın' Yâveri Yüzbaşı Kemal Efendi'nin Bandırma'da derdest olunarak habs ve tevkif olunduğu Kuvây-ı Milliye'den bildirilen onaltı kişinin "Çetmi" ya`ni "Alevi" denilen 'aşirete menstib olup Ahmed Bey'in kuvvetiyle irtibâtları bulunmadığı ve Hacim ve Ahmed Anzavur Beylerin mülâkât ve mükâlemâtı na dâ'ir alınacak ma`lıimâtın dahi başkaca bildirileceği dermiyân kı lınmış ve ta`kibât işine Kuvây-ı Milliye'nin teşriki mahzûrdan sâlim görülememekte bulunmuş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i ve- liyyül'-emrindir.

Fi 14 Safer sene [11338
ve
fi 8 Teşrin-i sâni sene [1]335

Dâhiliye Nâzırı
Bende
Mehmed Serif

Sıra nu. 18

BOA., BEO., nu.345.1 66, lef: 6

Bâb-ı 'ali
Dâhiliye Nezâreti
Kalem-i Mahsus
8359
162

Huzûr-ı sârni-i hazret-i Sadâret-penâhiye

Ma'rüz-ı çâker-i kemineleridir.

8 Teşrin-i sant sene [1]335 tarihli ve 8323/149 numaralı tezkire-i çakeriye zeyldir.

Kuvay-ı Milliye Reisi Hâcim Bey'in Ahmed Anzavur Bey'le beray-ı mülakat merkez-i livadan hareket etmiş ise de mılmaileyhle görüşemiyerek `avdet ettiği anlaşıldığına ve mümâileyh Ahmed Bey'in harekat-1 asayişşikenânesi gittikçe tezâyüd ederek ta`kibine müfrezeler çıkarılmış ise de henüz müsmir bir netice elde edilemediğine dâ'ir tafsilatı havi Karesi Mutasarrıflığı'ndan bugün alınan 9 Teşrin-i sani sene [1]335 tarihli telgrafnâmenin süreti dahi leffen takdim lolınmış ve keyfiyet Harbiye Nezâret-i celilesine de iş'ar edilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'lemrindir.

Fi 16 Safer sene [11338
ve
ı o Teşrin-i sâni sene [1]335

Dahiliye Nazın
Bende
Mehmed Serif

Sıra nu. 19

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 6/1

Bab-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarrıflığı'ndan varid olan 9 Teşrin-
i sâni sene [13]35 tarihli şifre telgrafnâmenin süretidir:

Teşrin-i sâni sene [13]35 tarihli şifreye zeyldir ve 6 Teşrin-i sâni sene [13135 şifre telgrafnâme-i Nezaret-penahIlerine de cevabdır:

Kuvay-ı Milliye Reisi Hacim Bey'in Kepelder[270] kaıyesinde Ahmed Anzavur Bey'le mülakat etmek üzere hareket ettiği ve aralarında cereyân edecek mükâleme ile neticenin temhid kılınacağı 'arz edilmiş idi. Hâcim Bey fi'l-hakika Ahmed Bey'le beray-1 mülakat merkez-i HN/kim hareket etmiş ise de mûmâileyhin Ahmed Bey'le mülakat edemiyerek `avdet ettiği Susığırlık Nâhiyesi Müdiri tarafından telefonla bildirilmiş ve bugün Bandırma Ka'immakamlığı'ndan alınan 8 Teşrin-i sani sene [13]35 tarihli telgrafnamede Ahmed Bey'in harekat-1 asayiş-şikenânesini gittikçe tezyid ederek hatta Kestel karyesi[271] a`şar anbarlarındaki zahirenin Bandırma'ya naklinin te'ehhürüne ba`is olduğu ahâli-i hıristiyaniyeyi tehdid eylediği ve cevelengâh ittihâz ettiği mahaller ahâli-i islâmiyesine de bugün 'asker ve hükümet yoktur köylerinizden ne kadar süvari çıkarabilirsiniz yolunda beyanatta bulunduğu, ta`kibine gerçi müfrezeler çıkarılmış ise de henüz müsmir netice elde edilemediği dermiyân kılınmış idüği ve livâca mütemâdiyen takayyüdâtta bulunmağla beraber Fırka Kumandanlığı'na[272] bu bâbda iray-ı tebligat edildiği.

Sıra nu. 20

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 7

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8381

171

Huzür-ı sami-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma'rûz-ı çâker-i kemineleridir.

ıo Teşrin-i sani sene [13]35 t:a' l ve 162/8359 numaralı tezkire-i çakeriye zeyldir.

Ahmed Anzavur Bey'le tarafgirânının şu son günlerdeki harekat-ı asayiş- şikenâneleri hakkında Bandırma Ka'immalcamlığı'yla Manyas Müdirliği'nden alınan malümatı ve teşebbüsâtında musır olduğu anlaşılan mûmâileyh cihet-i `askeriyece ta`kibat-ı ciddiye icrası sûretiyle serrân tenkil edilmeyecek olur ise kendisinin tezyid-i kuvvet ederek âtiyen daha büyük mikyâsta vakayi` ihdâs edebileceğini mutazammın Karesi Mutasarnflığı'ndan alınan telgrafnâmenin süren 'ellen takdim kılınmış ve cihet-i `askeriye ve Livâ Jandarma Alay Kumandanlığı'yla bn-müzakere müttehiden tedabir-i lazime ve mü'essire ittihaz ve icra olunarak vakayi`-i cedide ihdasına meydan ve imkan bırakılmaması esbabının istikmali mutasarnflığa cevâben tavsiye olunduğu gibi Harbiye Nezâret-i cefilesine de iş'ar-ı keyfiyet edilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyy'ülemrindir.

Sıra nu. 21

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 7/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

(Sifre)

Karesi Mutasarnflığı'ndan alınan 12 Teşrin-i sâni sene [11335 tarihli şifreli telgrafnâmenin süretidir.

Ahmed Anzavur Bey'in ma`iyetindeki kuvvet eşloyay-1 müste'meneden bulunan ve geçen gün Karacabey'de 'asker ve ahâtiden iki kimseyi katl ve iki 'askeri cerh ile firar eden Çerkes Şah İsma`il[273] ve rüfekasından elli kadar süvari ile Manyas dahilinde birleşerek karakollan bastıkları ve jandarmalann silahlarını ve karye ahalisinin dahi at ve sâ'iresini gasb ettikleri ve şakavet ve yağmagerlilderini artırdı kları ve Keleş karyesinden Çolak Ahmed'in müsellah dört refikıyla şehr-i halin dokuzuncu günü Bandırma mülhakâtından Aksakal karyesine giderek Anzavur Ahmed Bey'in ve refilu Şâh ma`iyetlerindeki dört yüz müselleh eşhâs ile Kızılkilise'de bulunduğu ve Aksakal'a Ahmed Bey'in emriyle geldiğini söyledikten sonra Aksakal ve Doğa karyelerinden cebren eğer takı mları ile berâber üç bârgir aldığı ve Aksakal Karakolu'nda mevcüd bulunan jandarmalara dahi ikiyüz elli kişi ile bugünlerde Karacabey'i basacaklarını bi'l-beyân kendilerini de berber alacakları nı ve şâyed gelmezler ise silâhlarını alı p götüreceklerini ihtar ettiği Bandırma Kâ'immakâmlığı'ndan ve Uluâbâd karyesinde Anzavur Ahmed Bey'le tarafgIrânının efrâd-ı `askeriyeyi muhâsara ederek efrâd- ı `askeriyeden ikisinin bi'z-zarüre nezdlerinde kaldığı ve diğerlerinin silahları alındı ktan sonra terhis kı lındığı ve ellerine geçen Mülazım Mehmed Efendi isminde bir zabitin dahi Ahmed Bey tarafından Manyas'a gönderildiği Manyas Müdirliği'nden alınan telgrafnâmelerde bildirilmiş ve keyfiyetin Merkez-i Livâ Jandarma Alay Kumandanlığı ile Altmışbirinci Fı rka Kumandanlığı'na tebliğ edilmiş bulunduğu ve reviş-i hale nazaran Ahmed Anzavur Bey teşebbüsâtında musı r olup cihet-i caskeriyece ta`kı bât-ı ciddiye bi'l-icrâ emr-i tenkili tesri` kı lınmazsa tezyid-i kuvvet ederek âtiyen daha vasi` mikyâsta vakayi` ihdâs edebileceği ve binâ'en'aleyh Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'na da tebligat-ı mü'essire ifası içün keyfiyetin Harbiye Nezareti'ne iş'ar buyurulması 'arz olunur.

Sıra nu. 22

BOA., BEO., nu.345.166, kf.. 8

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8398

172

Pek müsta‘cel ve mahremdir.

Huzür-ı sâmi-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma'reız-ı çâker-i kemineleridir.

Karesi Mutasamflığı'ndan alınan 13 ve 14 Teşrin-i sani [1335 tarihli şifre telgrafnâmelerin süretleri leffen takdim kılındı. Bir sü-i tefhim neticesi olarak tafeyn kuvvetleri arasında bir müsâdeme vukü`u memleket içün `avalub- ı vahimeyi dai olacağından bahs ile mevki' kumandamyla görüşülerek ve Ahmed Anzavur Bey'in bulunduğu mahalle seri`an mahsüs adamlar gönderilerek tehlikenin kendisine anlatılması süretiyle muhill-i sükün ve asayiş bir hâdise vukü'unun kat`iyen men`i hakkında mutasarrıflığa cevaben tebligat icrâ lolındığı gibi Harbiye Nezaret-i ceillesine de iş'ar-ı keyfiyet olunmuş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 23

BOA., BEO., nu. 345. 66, lef: 8/ ı

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Balıkesir Mutasarrıflığı'ndan alınan 13 Teşrin-i sani sene [11335 telgrafnâmenin süretidir.

Dakika te'hiri mücib-i mes'üliyettir.

Dünkü gün çekilen 12 Teşrin-i sâni sene [11335 şifreye zeyldir.

Şimdi Susığı rlık Müdirliği'nden alınan açı k telgrafnâme süreti 'aynen ve zire naklen 'arz olunur. Mezkür telgrafnâme mü'eddasından Ahmed Anzavur Bey'in Yunanilere karşı müdafa'atta bulunacağı ve sü-i fikr ü niyeti olmadığı anlaşılıyor ise de bu husüsta kendisine i`timad-1 tam edilmesi muvafik-ı hazm ve ihtiyât olamayacağı içün cihet-i `askeriyece ba`zı tedabir- i vakıye ittihaz lolındığı fırka kumandanlığından bildirilmiştir. Fırka Ahmed Anzavur Bey'in kuvvetine karşı tehdidkar vaz`iyet aldığı takdirde muhill-i sükün vakayi` hudüsu muhtemel ve bu da Hudâ-negerde ecnebi işgalini müstevceb olacağından hal ve zamanın nezaketi ile mütenâsib te- &abir ittihaz etmesinin fırka kumandanlığı na derhal tebliğ ettirilmesini kernal- i ehernmiyetle 'arz ve makine başında cevâba intizâr eylerim.

Süret

Ahmed Anzavur Bey bin kadar ma`iyetiyle berâber alaturka sa'at onikide Susığı rlığı'na dahil olarak hükümete geldi. Efrâclı da hanlara yerleşti. İttihaz edilen tedbir-i hakimâne neticesi olarak zerrece muhill-i asayiş hiç bir şey vukü` bulmayıp sükün ber-kemâldir. Mûmâileyhin buradan geçip Balıkesir'e gitmesi sı rf Yunanilere karşı müdafa'a içün olup yoksa hükümete karşı sü-i fikr ü niyeti olmadığı ve yarın öğleden sonra Balı kesir'e müteveccihen buradan hareket edeceğini ve keyfiyetin bu yolda taraf-ı samilerine `arzını ifade eylediği ma`rüzdur.

Fi ı 2/13 minhü.

Sıra nu. 24

BOA., BEO., nu.345.166, lef: 8/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasamflığı'ndan vârid olan 14 Teşrin-i sani sene [1]335 tarihli şifre telgrafnâmenin sılretidir.

Zeyl ı 3 Teşrin-i sani sene [1]335 şifre.

Geç vakt Susığırlık Nâhiyesi Müdirliği'nden alınan diğer telgrafnâme-de Ahmed Bey'in şehr-i halin onüçüncü günü gecesi Susığırlık hüküme-tinde kaldığı ve ferclası günü ba`de'z-zuhr binlerce alıan müctemi` bulun-duğu halde vatan ve milletin sa'adet ve selâmeti içün du`a ettirdiği ve üç defa pâdişâhım çok yaşa du'asının dahi `umılm hazırün tarafından edâ kılındığı ve ictima`a kurbanlar zebhiyle nihayet verilerek Ahmed Bey'in kuvvetiyle Balıkesir'e müteveccihen hareket eylediği bildirilmiş ve müdir-likten bu tarzda ma`lümat i`tası eser-i tazyik olmak ihtimali de varid-i hatır bulunmuş ise de mürnaileyh şu anda henüz Balıkesir'e gelmemiştir. Dünkü çekilen 13 Teşrin-i sani sene [11335 tarihli şifrede Ahmed Bey'in kuvvetine mukabil fırka kumandanlığınca her ihtimâle karşı ba`zı tedbir-i vafiyenin ittihâz lulındığı ve gerçi şeref-i `askeriyi beray-ı muhafaza tedâ-bir-i vâfiyenin ittihazı vücübu derkâr ise de Ahmed Bey'in pek de şayan-ı istisgar olmayan kuvvetine karşı fırka kumandanlığınca tecavüzi ve tehdid-kar vaz`iyet alındığı takdirde her iki taraf kuvvetin müsâdemesi muhakkak ve bundan muhill-i süküna vakayi` hudüsu muhtemel idüğünden mes'ele-nin alacağı şekl ve netice nazar-ı dikkate alınarak fırka kumandanlığınca zamanın tahammül ve nezaketiyle mütenâsib tedbir ittihaz etmesi lüzû-munun derhal tebliğ ettirilmesi 'arz lulınmış idi. Şimdi aldığım malürnat-ı mevsı:ıkaya nazaran cihet-i `askeriyece top ve mitralyöz ve Kuvay-ı Milliye ve `askerlye dahi ma`a-zabitan mevcüd efradın Ahmed Bey'in Balıkesir'e gelmek üzere bulunan kuvvetini karşılamak içün kasaba hâricine sevk edildiği ve şu takdire göre her iki taraf kuvvetinin çarpışmak ihtimalinin agleb olduğunu ve kasaba dahilinde idâme-i asayiş içün müteyakkızane hareketle tedbir-i mukteziyenin ittihaz ve tatbik lulındığını 'arz eylerim.

Sıra nu. 25

BOA., BEO., nu. 345.166, lefi 9Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

84•38

181

Mahrem.

Huzür-ı sâmi-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

15 Teşrin-i sâni sene [13135 târihli ve 172/8398 numaralı tezkire-i çâkerâneme zeyldir.

Karesi Mutasarnflığı'ndan birbirini müte`âkıben şimdi alı nan iki kıt'a telgrafnâmenin süreden dahi leffen takdim kılındı. Mündericâtından rehin- i `ilm-i sâmi-i fahimâneleri buyurulacağı üzere Kirmasti[274] mıntıkasından gelen müfreze-i `askeriye ile Ahmed Anzavur Bey'in ma`iyeti arasında Sultânçayın nâmındaki mahalde ma`a'l-esef müsâdemenin başladığı ve kendisinin eşrâf ve `ulemây-ı mahalliyeden mürekkeb bir hey'etle birlikte berây-ı nasihat ve Demirkapı'ya `azimet etmek üzere bulunduğu mutasarnflıktan iş`âr olunmuş ve şu sırada bu yoldaki ihtilâra't ve harekatın devlet ve memleket içün tevlid edeceği netâyic-i vahimenin ve bu yüzden beyne'l- müslimin dökülecek kanların `ind-i İlâhi'de ve nezd-i pâdişâhicle busüle getireceği vebâl ve mes'üliyetin bir sûret-i münâsibe ve mü'essirede mümâileyh Ahmed Bey'e tefhimiyle ihtilâratın daha ziyâde tevessii`iine ve müsâdemâtın tekerri_irüne meydân bırakılmaması esbâbmı n istihsâli zımnında mutasarnflığa telgrafla cevâben vesâyâ ifâ edildiği gibi Harbiye Nezâret- i cerilesine de iş`âr-ı keyfiyet kı lınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 26

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarrıflığı'ndan alınan 15 Teşrin-i sâni sene [13135 tarihli telgrafnâmenin sûretidir.

Şimdi Susığı rlık[275] Müdiriyeti'nden alınan iki lut`a telgrafnâmenin süreti zirde tafsilen 'arz olunur. Mütala'asından müstefâd buyurulacağı üzere Ahmed Bey ve ma`iyeti de ahaltye karşı bir günü tecavüzatta ve yağmacılıkta bulunmamış ve binâ'en'aleyh maksadının mücerred Teşkilat-1 Milliye 'aleyhinde olduğu ve bu sebeble Teşkilat-1 Milliye'ye tarafdarlık gösteren cihet-i `askeriyeye ta'arruzlara devam eylemiştir. Bu yeni gün meşmıll- i nazar-ı acizanem olan to Teşrin-i sant sene [13135 tarihli Alemd6-[276] gazetesinde Türklerle Çerkesler arasında bürüdet husûlüne sebebiyet verilmiş olmaktan naşi idaresizlik isnadlyla nezaret-i celilelerince tebdilime karar verildiği yazılmıştır[277]. Bu bâbdaki neşriyat tamamen hilaf-ı hakikattir. Zira Türklerle Çerkesler arasında münâferet olmayıp balâcla 'arz ettiğim mûmâileyh Çerkes Ahmed Bey'in ve tevabi'nin ta`klb ettikleri maksad Türklerin değil ancak Teşkilat-ı Milliye zimem-daranının `aleyhindedir. Bu husüsta müte`addid şifreler takdimiyle livânın vaz`iyetini 'arz ve teşrih etmiş ve ati-i karib bütün hakâyı kı safahâtıyla meydân-ı bedâhete çı karacağından emin bulunmuş olduğumdan ve şimdi Balıkesir'e üç sa'at mesafede bulunan iki taraf kuvvetinin çarpışmak üzere bulunduğunu haber aldığımdan müsâdeme vukii`u halinde asıl Çerkeslik ve Türklük mes'elesinin bundan sonra germi-i tam ile başlayacağını ve neticenin daha vahim bir şekle o vakt gireceğinin bedihi idüği ma`rûzdur.

Sûret

Ahmed Bey'in Susığırlığa geldiğinde ma`iyetinde bulunan adamlanndan ba`zılan tarafından hırsızlık ve yağmagerlik yapıldığı şimdi fırka kumandanlığından alınan mevcıld telgrafnâmede bildirilmekte ise de Ahmed Bey Susığırlık'ta bulunduğu yirmi dört sâ'at zarfında hiç bir kimseden yağma ve hı rsızlık vukü'una dâ'ir ihbâr vaki' olmadığı gibi Ahmed Bey'in infikâkindan sonra da böyle bir vak`a işitilmemiştir. Yalnız jandarma takım kumandanlığının atı ile cihet-i `askeriyeden ba`zı hayvânât ve esliha-i hafife-i nakliyenin bi'l-âhire i'âde edilmek üzere alındığı berây-ı ma`lümât ma`rüzdur.

Sıra nu. 27

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarnflığı'ndan alınan 15 Teşrin-i sâni sene [13135 târihli telgrafnâmenin sûretidir.

Kirmasti mıntı kasından gelen bir müfreze-i `askeriye ile Anzavur Ahmed Bey'in ma`iyeti arasında Sultânçayın nâm mahalde müsâdemenin ma`a'l-esef başladığı jandarma alay kumandanlığından bildirilmiştir. Ahmed Bey[e] taiimât ve nasâ'ih-i lâzimede bulunmak üzere yarın eşrâf ve `ulemây-ı mahalliyeden mürekkeb bir hey'eti bi'l-istishâb bi'z-zât Demirkapı'ya `aiimet edeceğimden keyfiyet fırka kumandanlığına yazılarak süvâri- i mahsüsla gönderilmiş muvâfık cevâb alındığı takdirde[278] ve neticenin 'arz edileceği.

Sıra nu. 28

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/3

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Diğer sûret

Dünkü gün Bandırma'dan Karesi'ye gitmekte olan yedi araba top mermisiyle bombaların Ahmed Bey tarafından zabt edilerek me'mûrıı olan zâbıta ile berâberinde bulunan Demirkapı karyesine götürüldüğü ve buradaki toplamı da bugün karye-i mezkûreye nakl ettirildiği ma`rûzdur.

Sıra nu. 29

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı o

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8440

198

Mahrem.

Huzür-ı sâmi-i hazret-i Sadâret-penâhiye,

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

16 Teşrin-i sâni sene [11335 târih ve 8408 numaralı tezkire-i çâkerâneme zeyldir.

Susığı rlı k taraflarında bulunan Ahmed Anzavur Bey'in ma`iyetiyle ta`- kibine me'rnür kuvvet arasında vukü` bulan müsâdeme neticesinde topların istirdâd edilerek merkez-i livâya nakl olunduğuna ve kendilerinin Balı klıdere karyesine doğru dağıldı klanna dâ'ir tafsilâtı hâvi Karesi Mutasarrı flığı'yla Hudâvendigâr Vâli Vekâleti'nden [279] alınan telgrafnâmelerin süretleri leffen takdim kılınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 30

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı o/ı

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarrı flığı'ndan alınan 16 Teşrin-i sâni sene telgrafnâmenin süretidir.

Numara dokuzyüz kırküç. Balıkesir'den hareket eden kuvvetin Demir-kapı civarında ve Kirmasti cihetinden gelen müfreze ile Susığırlık Nahiye-si'nin üç kilometre mesafesinde vaki' Agob Çeşmesi tatil- olunan mahal-lin yakınında Ahmed Anzavur Bey'in ve ma`iyetinin ateşine ma`rilz kalmış ve dünkü gün ikindi zamanında başlayan müsâdemenin bugün takriben öğleye kadar fasılalı bir sürette devam ettiği istihbâr kılınmıştır. Ahmed Bey Demirkapı'yı zabt ederek götürdüğü toplar istirdâd edilerek merkez-i livâya nakl edilmektedir. Müte`arrızlann Balıldıdere karyesine doğru dağıl-dıkları ve fakat bu civarda yine ictima` etmelerinin muhtemel bulunduğu ve Demirkapı'da esnay-ı müsademede mecrüh düşen iki zâbit efendiden birisinin Balıkesir Hastahanesi'ne getirildiği ve Susığırlık'ta bir jandarma neferinin dahi hafif siirette mectilh olduğu ve efrâd ve zâbitân ve sa'ire hakkında henüz layıloyla tafsilât alınamadığı ve 16 Teşrin-i sani sene [13135 tarihli ve 12485/94 numaralı `ariza ile 'arz ettiğim vechle Ahmed Bey'e nasâyih ve tefhimat-ı lazime ifası kargir-i te'sır olmayacağından ve şimdi mevki`inden çekilmiş idüğinden hey'et-i mahsCisa ile nezdine gidildi-ği ve peyderpey alınacak ma`lılmatın 'arz edileceği ma`rüzdur.

Sıra nu. 31

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı o/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Hudavendigar Vali Vekâleti'nden alınan telgrafnâmenin süretidir:

Susığırlık taraflarına gelen Ahmed Anzavur'u ta`kibe orduca me'mür edilmiş olan Ka'immakam Rahmi Bey[280] kuvvetine iltihak etmek üzere dünkü gün onbeş piyâde ve üç süvâri ile Kirmasti'ye gelip Susığırlığa git-mek üzere terfik edilen süvariler ile hareket eden Mülazım-ı sâni Hakkı ve Zekai Efendiler esnay-ı râhta Dereköy civarında yüzü mütecaviz Çerkese tesadüf ederek beynlerinde vukü` bulan ve yarım saat devam eden müsâ-deme neticesinde Çerkeslerin münhezim olduğu ve 'askerlerin üç Çerkesi hayyen derdest ve ikisi yaralı olmak üzere beş hayvan ahziyle bugün se-kizde merkez-i kazaya `avdet eyledikleri Kirmasti Ka'immakamliğı'ndan bildirildiği.

Sıra nu. 32

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ii

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8454

202

Mahrem.

Huzür-ı sâmi-i hazret-i Sadâret-penâhiye,

Ma`diz-ı çâker-i kemineleridin

ı g Teşrin-i sâni sene [1]335 târîhli ve 8445 numaralı tezkire-i çâkeriye zeyldir.

Ahmed Anzavur Bey'in reFakatindeki Çerkes rü'esâsı kendilerini hilâf-ı hakikat iradât ile iğral ettiğinden dolayı mümâileyhi terin ederek ma`iyetleriyle birlikte nezdinden dağıldıldan ve kendisi de bir semt-i mechüle savuştuğu gibi ondan sonra hiç bir yerde müsâdeme vukü` bulmadığı ve fırka kumandanının da Susığırlık Nâhiyesi'ne geleceği nâhiye-i mezkürede bulunan Nizâmiye Kâ'immakâmı Rahmi Bey'in iradesine `atfen Livâ Jandarma Alayı Kumandanlığı'ndan bildirildiği ve Karesi Mutasarnflığı'ndan iş`âr ve keyfiyet Harbiye Nezâret-i cetilesine izbâr kılınmış ve ta`kibât-ı vâlcı`a neticesi de mutasarnflıktan telgrafla cevâben istifsâr olunmuş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 33

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 11/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarnflığı'ndan alınan 19 Teşrini sâni sene [13]35 tarihli telgrafnâme sûretidir.

Numara/ 125'7. Numara dokuzyüz ellibir. Ahmed Anzavur ile müfreze- i `askeriye arasında vukü` bulan müsademede müte`arnzlardan yirmi kadar kişinin maktül düştüğü ve maktüllerin miyanında eşirrâdan Kazım Bey ile Boğazköylü Kemâle'd-clin ve Susığırlıklı Tahir'in bulunduğu ve Ahmed Anzavur Bey'in esnay-ı firarında yirmi kişilik bir müfreze-i 'askeriyenin Göbel karyesi civarında pususuna uğrayarak orada dahi bir maktül ve iki mecrılh verdiği ve işbu müfreze tarafından aynca üç kişinin dahi hayyen derdest 'alındığı ve cihet-i `askeriyeden hafif sflrette iki zâbit ile bir jandarmanın mecrüh ve bir neferin de şehid edildiği ve müte`arrızlann öteye beriye dağılarak el-yevm hiç bir vukü'at olmadığı jandarma alay kumandanlığının ifadesine `atfen ma`rüzdur.

Sıra nu. 34

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8466

207

Huzür-ı sami-i hazret-i Sadaret-penahiye,

Ma`rtiz-ı çâker-i kemineleridir.

Bugünkü tarihli diğer tezIcireye zeyldir.

Ahmed Anzavur Bey ile ta`kibine me'mür müfreze arasında vukü` bulan müsademe neticesine dâ'ir tafsilâtı havI Karesi Mutasarnflığı'ndan çekilip bugün posta ile gelen 17 Teşrin-i sâni [11335 tarihli iki lat'a telgrafnâmelerin süreden dahi manzur-ı sami-i fahimaneleri olmak üzere 'ellen takdim 'alınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'lemrindir.

Sıra nu. 35

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2/1 Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Sûret

Altmışbirinci Fırka Kumandanlığı'nın Susığırlık merkezinden çekilen ve Ahmed Anzavur'un inhizâmını müş'ir olan telgrafnâmesi Zire nakl edildiği ve bu husüsta mülhakâta da tebligât-ı mukteziye ifâ kılındığı ma`rüzdur.

Susığırlık'ta eşya ve hayvânât-ı `askeriyeyi gasb ve yağma eden ve efrâdin silahlarını ellerinden alıp terhis eden ve iki obüs topunu cebren alarak o sürede 'askerin şeref ve haysiyetine tecavüz etmiş ve jandarmalarm silâhlarını gasb ve naldiyât-ı `askeriyeyi men' ederek hükümete karşı `alenen bir vaz`-ı isyân almış bulunan Ahmed Anzavur'un ma`iyetinde geçenlerde Karacabey'de bilâ-sebeb iki neferi şehid eden Sâh İsmâ'il ve Kadir ve Davud ve Canbazlı Hakkı ve Elkesenin Nüri[281] çeteleri mevcâd olduğu halde Demirkapı'da müctemi` bulunmaktalar iken eşkıyânın tenkili içün Balıkesir ve Susığırlık'tan Demirkapı üzerine hareket eden Kuvve-i Te'cfibiyeler'in Demirkapı ve Sultânçayın cihetlerinde eşloyây-ı merkümenin ateşine ma`rtlz kalmaları üzerine ta'arruz edilmiş ve yirmiyi mütecâviz maktül bıraktınlmıştır. Eşkıyây-ı merkümenin mütebâkisı bitâb bir halde Simav Çayı'nın şarkma ve demiryolunun garb cihetlerine münhezimen firâr etmişlerdir. Ahmed Anzavur ma`iyetini teşkil eden eşkıyânın bir müddetten beri tevessül ettikleri muhill-i âsâyiş ahvâl ve yağmagerlik şu sürede zâ'il olmuştur. Ahmed Anzavur ve ma`iyeti olan eşkıyanın her nerede görülürse hükümet-i mahalliye ve kuvve-i `askeriye tarafından müştereken derdest ve imha edilmeleri ta`mlimen mercüdur.

Sıra nu. 36

BOA., BEO., nu. 345.166, lefi ı 2/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarrıflığı'ndan alınan 22 Teşrin-i sâni sene [13135 tarihli şifreli telgrafnâmenin süretidir.

C[evabl. 20 Teşrin-i sani sene [13135 şifreye:

Susığırlık Nahiyesi Müdiri Hüseyin Efendi eski Rumeli muhacirlerinden olup Kirmasti'de mutavattm ve oranın esbak tahrirât katibidir. `Irken de Türk'tür. Ahmed Anzavur Bey'in teşebbüsât ve harekatyla da iştirâki mahsüs282 değildir. Mukaddemâ Balıkesir' in Kuvay-ı Milliye Hey'et-i Merkeziyesi tarafından müdir-i mümâileyhin bilâ-mücib diğer bir hidmete nakliyle yerine kendi adamlanndan Tahsin Efendi namında birinin ta`yini teklif olunmuş ise de bi'l-cümle me-mürinin 'az' ve nasb ve tebdilleri ah- Icam-ı mevziı`a-i kânüniyeye tabi' bulunduğu kendilerine big-vasıta anlatılarak teklif-i vaki` tervic olunmamıştır. Nasayih ve vesayay-1 hükümeti `adem- i ısgada devam eden Ahmed Anzavur Bey'e gelince mümâileyhin bu kerre de Bandırma Kazası dahilinde yeniden muhill-i*asayiş ba`zı teşebbüsat ve harekatta bulunduğu mezkür ka'immakamlıktan bildirildiğinden derhal keyfiyetten diğer şifreli telgrafnâme ile 'arz edildiği üzere cihet- i `askeriye maltimatdar edilmiş ve emr-i sâmi vechle fırka kumandanlığıyla her vakt olduğu gibi bu kerre de tevhid ve teşılk-i mesal olunarak tedabir-i mani`a ittihazıyla yeniden bir hadise-i asayiş-şikenânenin vukiı`una imkan bıralulmamasma sarf-ı mâ-hasal ve sa`y-1 makderet kılınacağı dahi beclibi idüği ma`rüzdur.

Sıra nu. 37

BOA., BEO., nu. 345.166, lefi ı 2/3

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasarnflığı'ndan alınan 22 Teşrin-i sani sene [11335 tarihli şifreli telgrafnâmenin süretidir.

282

Ahmed Anzavur ve rüfekâsından Kadir ve Nûrrnin yeniden köyleri dolaşarak tervic-i emelleri içün kuvvet toplamağa teşebbüs ettikleri ve nezdinde kalan şakilarla yağmagerliğe koyulacakları ve âsâyişi mümkün olduğu kadar ihlal ve âhâli-i mutrayı bizâr edecekleri kuvây-ı `askeriyenin bunlann ta`kibine şiddetle devamı te'min buyurularak yeniden ihdâs-ı teşkilit etmelerine meydân bı rakılmaması ehemmiyetle 'arz olunur.

Bandırma Kâ'immakâmlığı'ndan Ahmed Anzavur Bey'in teşebbüsât-ı ahiresi hakkında alınan 20 Teşrin-i sâni sene [1]335 tarihli şifreli telgrafnâme sûretinin berây-ı ma`lûmât bâlâya nakl edildiği ve bu bâbda Altmışbirinci Fırka Kumandanlığı'na da tebligât ifâ kılındığı ma`rüzdur.

Sıra nu. 38

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 13

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8467

208

Huzür-ı sâmi-i hazret-i Sadaret-penâhiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

Dağılan Ahmed Anzavur Bey çetesi efrâdının aglebiyetle Çerkes olması na binâ'en Biga'daki Çerkes köylerine tahassun ile fırsat zuhürunda Biga'ya hücüm eylemeleri mahsüs 2" bulunduğundan bahsle her türlü ihtimâlâta karşı bin nefer kadar eşhâsın tesfihi içün livâdan silâh ve cebhâne celbi Biga Kuvây-ı Milliye Reisi tarafından taleb ve rica ve cevâba intizâr olunmakta bulunduğu mahalli kâ'immakâmlığından iş`âr olunması üzerine cevâben yazılan telgrafnâme süretinin nakliyle istifsârı hâvi Kal`a-i Sultâniye Mutasamflığı Vekâleti'nden alınan telgrafnâmenin süreti 'ellen takdim 'alındı. Vekalet-i mezkfı re tarafından kâ'immakâmlığa cevâben çekilen telgrafnâmede serd ve ityân olunan mülâhazât ve mütâla`ât musib görülerek keyfiyet Harbiye Nezâret-i cefilesine de iş`âr edilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 39

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 13/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Kal`a-i Sultâniye Mutasarrı flığı'ndan alınan 21 Teşrin-i sâni sene [ ı 3]35tirthli şifre telgrafnâmenin siıretidir.

Hissiyâta binâ'en Manyas ve Susığırlık cihetlerindeki vukü'âttan hasbe'l- civâriye Biga'nın müte'essir olabilmesi ihtimâlini irâ'e ile 17 Teşrin-i sâni sene [13]35 tarihinde kâ'immakâmlıktan ba`zı zht taleb edilmekle beraber fevka'1-'de müteyakkız ve müdebbir bulunulması lüzûmu izbâr olunmuş ve 'aynı tarihte gelen cevabın hulâsasında her türlü ihtimâlâta karşı tedbir-i tahaffuziye ve takayyüdât-ı mü'essire ittihâz olunduğu bildirilmiş idi. Kâ'immakâmlıktan bu gece alınan şifrede dağılan Anzavur Ahmed çetesi efradının aglebiyetle Çerkes olmasına binâ'en Biga'daki Çerkes köylerine tahassun ile fırsat zuhürunda Biga'ya hücürn eylemeleri mahsüs 284 bulunduğundan bahsle her türlü ihtimâlâta karşı bin nefer kadar eşhâsın tesfihi livâdan silah ve cebhâne celbi Biga Kuvây-ı Milliye Reisi tarafından taleb ve rica ve cevâba intizâr olunmakta olduğu iş`a.r edilmekle cevâben yazılan şifre süreli zire derc olundu. İcâbının 'acilen ifâ ve emr ü inbâsına müsâ'ade buyurulması ma`rüzdur.

Süret

C[evâb]. 20 Teşrin-i sâni sene [13135 [ve] 17 Teşrin-i sâni sene [13[35 şifreli telgrafnâme-i cevâbinizde her türlü ihtimâlâta karşı tedbir-i mü'essire ittihâz olunduğu bildirildiği halde şimdi bin neferin teslihi hakkındaki teklif mûcib-i ta'accübdür. İngilizlerin merkez-i işgâli olan Kal'a'da[285] eşhas' teslihe `â'id bir mütala'anın şüyıl`u bile hatırlı bir keyfiyettir. Ma`amalih esliha ve cebhânenin kaffesine malüm olduğu üzere İngilizler tarafından vaz`-ı yed edildiğinden burada öyle şeylerin nâm ve nişânı yoktur. Yalnız tahattur olunmak icâb eder ki kazâya bidâyet-i muvâsalat-ı vâlâları sıralarında Çerkeslerle Türkler beyninde bir hâdise-i mü'ellime vukü'una ramak kalmıştı. Kazâ Çerkeslerinin eşkiyaya mu'âvenet ve yataklık edeceklerine ihtimâl verilemediği gibi kendilerine karşı harekete hâzırlanmak da oldukça uyutulmuş bir fitneyi uyandırmak kabilinden olur. Keyfiyet Bâb-ı `ali'ye 'arz edilmiştir. Makâm-ı livânın Teşrin-i sâni sene [13135 şifre telgrafı ndaki ahkâmı na tevfik-ı hareket olunması evvel â Kuvây-ı Milliye Re'isi'nin hüviyeti hakkı nda 'acilen ma`lıimât i`tâsı.

Sıra nu. 40

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 14

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8472

212

Mahrem.

Huzeı r-ı sâmi-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir ki,

23 Teşrin-i sâni sene [11335 târihli ve 8467 numaralı tezkire-i çâkeriye zeyldir.

Susığı rlık Nâhiyesi Müdiri'nin siyâk-ı iş`ârâtına nazaran kendisinin Ahmed Anzavur Bey'le fi'ilen müşterek olduğu anlaşıldığı gibi muslihâne teşebbüsâtla maksadından vâz geçmeyen ve bu husüsta ısrar eyleyen Ahmed Anzavur'un harekât-ı vâkl'asında devâmı hükümetin za`afim mücib olacağı ve bu hâlden bi'l-hâssa Yunanlılann istirade ederek Balıkesir ve havâlisine tecâvüzâtta bulunmaları melhüz olduğu Harbiye Nezâret-i celilesinden iş`âr olunması üzerine müdir-i mâmâileyhin teşebbüsât ve harekât- ı mebhas-1 `anhada dahl ve iştiraki olup olmadığı Karesi Mutasamflığı'ndan sorulmuş ve Ahmed Anzavur teşebbüsâtında yine ısrar ettiği takdirde işin daha ziyade peydây-ı vahâmet etmesine meydân bı rakılmayarak âsâyiş-i livânın bir ân evvel takriri içün cihet-i `askeriye ile bi'l-ittihâd tedâbir- i mâni`a ittihâzı `ilâveten tavsiye olunmuş idi. Bu kerre cevâben gelip süretleri leffen takdim kılınan iki kıt'a telgrafnâmede Susığı rlık Nâhiyesi Müdiri Hüseyin Efendi'nin teşebbüsât ve harekât-ı vâ.kı `a ile iştirâki mahscis 286 olmadığı ve Ahmed Anzavur Bey'e gelince miimâileyhin ve rüfekasının Bandırma Kazası dahilinde yeniden muhill-i asayiş ba`zı teşebbüsâtta bulundukları ka'immakamlı ktan bildirilmesi üzerine fırka kumandanlığı bi'l-müzâkere tedbir-i mani`a ittihanyla yeniden bir hâdisenin vukü'una meydan verilmemesine çalışılacağı dermiyân kılınmış ve tebliğ- J sabı k vechle cihet-i `askeriye ile bi'l-ittihad ihlal-i asayişe mütecâsir olacakları hakkında ta`ldbat-ı şedide icrasiyle sükün ve huzüru muhil ahvâle kat'en imkân bırakılmaması zımnında mutasarnflığa cevaben vesaya ifa olunduğu gibi Harbiye Nezaret-i celilesine iş'ar-ı keyfiyet 'alınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.
Keşfi[287]

Sıra nu. 41

BOA., BEO., nu. 345.166, lef:15

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8476

216

Mahrem.

Huzür-i sami-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çaker-i kemineleridir.

Bugünkü tarihli diğer tezkire-i çakeriye zeyldir.

Ahmed Anzavur'un ma`iyetindeki kuvvetle Gönen merkez kazası da'ire-i hükümetini ve telgrafhanesini işgal ettiği ve me'mürin-i mahalliyenin el-yevm nerede olduklarının bilinemediği Bandırma Ka'immakamlığı'ndan iş'ar olunduğundan ve makine başına celb edilen mümâileyhe vesaya ve nasâ'ih-i lazime icra edilmiş ise de teşebbüsâtında musır olduğu anlaşıldığından bahs ile bu bâbda teclabir-i lazime ittihaz ve icrası içün Bandırma'da bulunan Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'yla Balıkesir'deki Altmışbirinci Fırka Kumandanlığı'na iş'aratta bulunulduğu Karesi Mutasamflığı'ndan telgrafia bildirilmiş ve Harbiye Nezaret-i celilesine izi: lar-I keyfiyet olunduğu gibi cihet-i `askeriye ile müttehiden teclabir-i lazime ittihaz ve ta`ldbat-ı şedide icra olunarak bu misillü vakayi`in `adem-i tekerrürü esbabını n istihsali mutasamflığa cevaben tavsiye kılınmış olmağla ol bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 42

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 16

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8502

219

Mahrem.

Huzür-ı sami-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma`raz-ı çaker-i kemineleridir ki,

24 Teşrin-i sani sene [1]335 tarihli ve 8476 numaralı tezkire-i çakeraneme zeyldir.

Ahmed Anzavur tarafından Gönen Ka'immakamı'mn tevkif ve Müdde`I-i `Umümi ile Jandarma Kumandanı'nın `az1 edildiği ve hükümet konağı ve dâ'ire-i `askeriye ile kasabanın yağma ve habshânenin tahliye olunduğu ve ahaliden maktül dahi mevcüd olup ahâti galeyânda ve hükümetten mu'avenet talebinde bulunduğu mahall-i mezkürdan gelen yolcuların ifâdesine `atfen Karesi Mutasarnflıgı'ndan şimdi alınan telgrafnâmede bildirilmiş ve şeref ve haysiyet-i hükümetin muhafazası ve sükün ve âsâyişin te'mini ile beraber ahval-i mümaselenin men`-i tekerrüril içün cihet-i `askeriyece tedabir-i lazime ve mü'essire ittihazı Harbiye Nezâret-i celilesine kemâl-i ehemmiyetle yazılmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 43

BOA., BEO., nu. 34.5.166, lef: 16/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi MutasamIlığı'ndan varid olan 23 Teşrin-i sani sene [1[335 tarihli ve 12286/962 numaralı tahriratı n süretidir.

Mütekadclim 23 Teş rin-i sâni sene [11335 tarihli şifre telgrafnâme-i çakeraneme lahikadı r.

Gönen merkez kazası hükümetini ve telgrafhânesini ahiren işgal eden Ahmed Anzavur Bey'le bu mes'ele hakkında başkaca Bandırma Ka'immakamlığı'yla makine başı nda cereyan eden muhabereyi ihtiva eden telgrafnâmelerin sCı retleri meşmül-i nazar-1 samileri buyurulmak üzere leffen takdim kılınmağla ol bâbda.

Sıra nu. 44

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 16/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Karesi Mutasamflığı'mn 26 Teşrin-i sani sene [1]335 tarih ve 12286/ 979 numaralı tahriratı suretidir.

Ahmed Anzavur Bey'in hakkında bu kerre de Bandırma Ka'immakamlığı 'ndan alı nan 25 Teşrin-i sâni sene [11335 tarihli şifre telgrafnâmenin mahlül stlreti leffen takdim ve cihet-i 'askeriyenin dahi Ahmed Bey'in bu bâbdalci harekaundan ma`lümatclar edildiği 'arz olunur. Ol bâbda.

Bandırma Kaimmaka. lnlığı'nın 25 Teşrin-i san.' sene [11335 tarihli şifresi sûretidir.

Ahmed Anzavur elli altmış süvârl ile cum'a ertesi günü Gönen Kazası'na dahil olarak evvela hükümet ve telgralhaneyi, 'askeri debboyu, claire-i belediyeyi işgal ederek bir takım ahall-i mutrayı darb ve işkence edip bu işkenceden müte'essiren Gönenli 'Ali Hoca vefat ettiği ve Belediye Reisi Tevfik Efendi de kendisine ta'arruz edileceğini anlayarak firar ettiği ve Gönen Jandarma Kumandanı Mülazım-1 evvel Ziyâ Efendi [288]ve me'mürin-i saire de taht-1 tevkife alındıklarını ve merkürn 'avenesini tezyid ederek Gönenli BerzekoğluM Hacı Tahsin ve Laz Mustafa Efendilerin manifatura mağazalanyla sâ'ir mağazaları yağma ettikleri ve geceleri hane be-hane dolaşan 'avenesi para ve mücevherat ve zi-kıymet eşya cern' ve iddihar etmekte oldukları ve el-yevm eşkıyanın kuvveti yüzelli veya ikiyüz raddesinde bulunduğu teşkilâtını tezyid ve tevsi' etmek içün ne içeriden dışarıya ne de taşradan kasaba dahiline hiç bir ferdin duhül ve hurücuna mani' oldukları ve kasaba-i mezkürenin el-yevm taht-ı tehlikede bulunduğu cihetle eşkıyadan tahlisi ve tathiri elzem bulunduğundan tedbir-i seri'a ittihazı jandarma kumandanlığından verilen müzeldcire üzerine 'arz ol un ur.

Sıra nu. 45

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 17

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8513

227

Huzür-ı sami-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma'reız-ı çâker-i kemineleridir.

26 Teşıln-i sâni sene [13]35 târlb ve 219/8502 numaralı tezldre-i çâlcenye zeyldir.

Gönen'in Ahmed Anzavur tarafından işgal olunduğu ve orduya mu'avenet olmak üzere Kuvay-ı Milliye'den birkaç yüz eh-adın bi't-teslih hudıld- 1 kazâya gönderilmesi Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'ndan Biga Kuvay-1 Milliyesi'ne bildirilmesiyle kuvay-ı mezkûre tarafından istihzârâtta bulunulmakta olduğu iş'ar-ı mahalliye 'atfen Kara-i Sultâniye Mutasamflığı'ndan bâ-telgrafnâme iş'ar edilmiş ve Harbiye Nezâret-i cetilesine de maliimat verilmiş olmağla ol babda emr ü fermân hazret-i veliyyü'lemrindir.

Sıra nu. 46

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 18

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8536

238

Mahrem.

Huzûr-ı sâmi-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma'rûz-ı çaker-i kemineleridir.

27 Teşrin-i sarii [13]35 tarihli ve 8513/227 numaralı tezkire-i çakel'iye zeyldir

Anzavur'un Gönen ve Manyas cihetlerinden topladığı kuvvetlerle Biga Kazası'ndaki Çerkesleri müstashiben Biga'ya hücûm ederek Kara Hasan[289] çetesini urmak emelinde olduğunun Altmışbirinci Kolordu Kumandanlığı'mn orduya vaki' olan iş'anyla te'eyyüd eylediği ve mezkür ordu kumandanlığının talebi üzerine mahalli ahz-ı 'asker şu`besi vasıtasıyla Kuvay- 1 Milliye'den ikiyüz neferin bi't-tes1711 kaza hudüduna gönderildiği ve Anzavur'un ilka'atiyle Çerkeslerle Türkler beyninde beliren husumet izâle edildikten başka Çerkeslerle kazayı muhafaza ve lede'l-hace mukavemet husüsunda ittihâd husüle geldiği ve Biga'da ayrıca kuvvet bulundurulmakta olduğu sebk eden isfizaha cevâben Biga Ka'immakamlığı'ndan iş'ar ve mahalli jandarmasının livadan takviyesi lüzumu `ilaveten izbar olunduğu Kal`a-i Sultâniye Mutasarnflığı'ndan bu ken-e bildirilmiş ve ahz-ı 'asker şutesi vesâtetiyle Kuvay-1 Milliye'den ikiyüz neferin teslih ve sevkı hakkındaki ordu kumandanlığının talebi calib-i dikkat görülerek Harbiye Nezaret- i celilesine iş'ar-ı keyfiyet edilmiş olmağla ol bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 47

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 19

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8555

249

Huzur-ı sami-i hazret-i Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

30 Teşrin-i sâni sene [1]335 tarihli ve 8536 numaralı tezkire-i çakeriye zeyldir.

Gönen merkez kazası da'ire-i hükümetini ve telgrafhanesini işgal eden Ahmed Anzavur Bey'le ve bu mes'ele hakkında Bandırma Ka'immakamlığı'yla makine başında cereyan eden muhaberatı havi Karesi Mutasarrıflığı'ndan alı nan tahrirât ile melfüflarımn süretleri Gönen Kazası'run stı ret-i işgalini mutazammı n olarak mezkür ka'immakamlı ktan çekilip mutasarrıflı ktan ahiren ba-tahrirat gönderilen telgrafnâme süretiyle beraber leffen takdim lulınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'lemrindir.

Sıra nu. 48

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 19/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Bandı rma'da bulunan Mülkiye Müfettişliği'nden alınan fi 1 Kanün-ı evvel sene [13135 tarihli telgrafnâmenin süretidir.

Dün Kirmasti civarında Anzavur ile Kuvây-ı Ta`kibiye arası nda vaki' müsâdemede mtimaileyh ile rüfekasından ve eşkiya' ve eşirray-ı meşhüreden Şah Ismail'in maktül olduğu bugün kolordu kumandanlığından bildirildiği ve netice hakkında henüz haber verilmediği.

Karesi Mutasarrı flığı'ndan alınan fi 1 Kanün-ı evvel sene [13135 tarihli telgrafnâme stı retidir.

Kirmasti Kazası'nda Balıkesir Ta`kib Müfrezesi ile Ahmed Anzavur arası nda vukü` bulan müsâdemede Ahmed Bey'in mühim hempalarından Şah İsma'il'in meyyiten istisal ve diğer rüfekâsı ndan Sagir ile birkaç kişinin de mecrühen ve hayyen derdest edildikleri Liva Jandarma Alay Kumandanlığı'nın ifadesine `atfen ma`rüzdur.

Sıra nu. 49

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 20

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8556

248

Mahrem.

Huzür-ı sâmi-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

30 Teşrin-i sâni sene [13135 tarih ve 8536 numaralı tezkire-i çâkerâneme zeyldir.

Hatlarm kı rıklığından dolayı Bandırma ile muhâbereyi te'rninen ordu kumandanlığını n talebi vechle Biga ile Gönen arasında jandarmadan muhabere postası te'sis ve Bayramiç cihetlerinde münhezim olan Ahmed Anzavıır'u ta`kib eden kuvvete iltihâk içün kazâ hudüdunda müctemi` Biga kuvvetlerinin hareketleri iş`âr edildiği gibi `avenesinin dağıldığından merkümun firânna meydan verilmemesi zımnı nda sevâhilin taht-ı tarassudda bulundurulması da Biga Kâ'immakâmlığı'nı n mürâca'atı üzerine icâb edenlere tebliğ kılındığı Kal`a-i Sultâniye Mutasarrıflığı'ndan bu kerre bildirilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 50

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2 1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8571

ı858

Huzür-ı hazret-i 'ali-i Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çâker-i kemineleridir.

Evvelki gün Kirmasti civarında Anzavur ile Kuvay-ı Ta`kibiye arasında vaki' olan müsademede mümâileyh rüfekasından ve eşlayay-ı meşhilreden Şah İsma`irin maktül olduğu kolordu kumandanlığından bildirildiğine da'ir Bandırma'da bulunan Mülkiye Müfettişliğrnden ve 'aynı ma`lümali havi Karesi Mutasamflığı'ndan alınan telgrafnannelerin süretleri manzür- ı sami-i fahimâneleri olmak üzere 'ellen takdim lolındi. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 51

BOA., BEO., nu. 345.166,1d'. 21/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Bandırma Ka'immalcamlığı'ndan alınan telgrafnâme süretidir.

Ahmed Anzavur Gönen'e girmiş, hükümeti ve telgrafı işgal etmiş ve hatta hükümeti yağma etmiştir. Şimdi makine başında bulunuyor, buraya bir telgraf yazıyor. `Aynen `arz etmek üzere makine başına teşrif buyurulması ma'rüzdur.

Bandırma Ka'immakamı

Şevki

Bandırma Ka'immakamlığfna verilen cevab

C[evab]. Anzavur Ahmed Bey'in telgrafını kolordu kumandanına ira'e ediniz. Cihet-i `askeriyece tedbir-i tenkiliye ittihaz olunacağı tabridir. Zat-ı valânızda muhafaza-1 emn ü asayişe sarf-ı mâ-hasal gayret etmekle beraber bu bâbda peyderpey malümat i`ta ve Gönen Ka'immakannı'nın da el-yevrn nerede bulunduğunu tahkik ve iş`ar ediniz.

Mutasamf

Rıza

Ahmed Anzavur Bey tarafından çekilip makine başında alınan telgraf sûretidir [289a].

Bir aya karib Karesi havalisinde ne fikre ve ne maksada mebni dolaştığımı ve Karesi'ye gelmek arzlisunda bulunduğumu mufassal raporla Da'va Vekili Sa`id Bey vası tasıyla ve telgrafla 'arz etmiştim. Bunlann vusül bulup bulmadığını lütfen anlatınız.

Ahmed Anzavur

Ahmed Anzavur Bey'e verilen cevab

Sa`Id Bey raporunuzu 'aynen getiremediğinden me'âlen bildirdi. Dahiliye Nezâ'ret-i cerilesine keyfiyetin tekmil safahatını 'arz ediyorum. Alınan cevâblarda islam ve din kardeşlerimiz arasında beyhüde sefk-i dimaya mahal bırakılmayarak hod-be-hod teşebbüs ettiğiniz şu hareketten feragat olunmasının ve bu halin devamı ma'az-Allah asayişsizlik bahanesiyle buralann da ecnebi işgali altına alınmasına sebeb olabileceğinin taraf- ı behiyelerine tebfiğini emr buyuruyorlar. Ana tevfik-ı hareketle muhill- i sükün ve asayiş-i ahvâle meydân verilmemesini bendeniz de bi'l-hâssa rica ederim efendim.

Mutasamf

Rıza

Sıra nu. 52

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 21/2

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

— Ahmed Anzavur Bey'den alınan telgrafnâme —

İslam ve din kardeşlerimiz arasında onbir seneden beri kan döküp Sultan Hamid gibi bir padişahı kemâl-i hakaretle tahttan indirip[290] Bulgar eşlayâlannı o pâdişâha mahsüs olan saraylarda yatırıp bunca senelik hânedânın ziynet-i nisvâniyelerini gasb eden islâmiyetin en `adüvvü olan Bulgar Hükümeti'nin yapmayacağı fecayi`i ve muhârebeyi yapan İttihâdcıların selefınizin fermanını yı rtıp kemâl-i haka- retle i'ade ettiklerini pek a`la bildiğiniz halde el-an onların es'iri olarak orada bulunduğunuz `umüm sancak ahalisince ma`lâmdur. Binâ'en'aleyh Sa'id Bey'le gönderdiğim raporda 'arz ettiğim vechle Hâlid Bey'in köşkünde toplanan hâ'inleri çı karı p anların yerine raporumda isimleri beyân olunan eşrafin orada ikâme edilmesini bütün ahâti-i mazlüme ifadesiyle 'arz eder olmadığı takdirde Cenab-ı Hakk'ın lütf ü keremiyle o `adaleti Kuvve-i Muhammedi[291] ifa edecektir. Cevabı na intizâr olunur.

İzmit Mutasamf-ı Sâbliu

Ahmed Anzavur

Ahmed Anzavur Bey'e verilen cevâb süretidir.

Bugün cevâben keşıde eylediğim telgrafnâme-i ahire lahikadır.

Beyândan müstağni olduğu üzere bendeniz burada halife-i zi-şânımızın vekili ve hükümet-i seniyenin mümessiliyim. Başka hiç bir kuvvetin esIri olmadığım gibi hiç bir tarafa ser-fürü` edecek fitratta Bina'en'aleyh bu babdald icana'adnizin tashalini rica ederim.

Mutasarrıf

Rıza

Sıra nu. 53

BOA., BEO., 345.1 66, lef: 21 /3 [291a]

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Ahmed Anzavur Bey tarafından Bandırma Kâ'immalcânılığı'na çekilip mezkür kâ'immakâmlıktan bir silreti telgrafla verilen telgrafnâmenin süretidir.

Birkaç haftadan beri bu havâficie dolaşıyorum. Maksad Yunan işgâli nâmı vesilesiyle Balıkesir'de toplanan bir takım İttihâdcılann başlarına toplamı§ oldukları eşkıyâlaın kasaba ve nâhiyelere göndererek cebren para almak vermeyenleri habs ve işkence ve hatta katl ve kurşuna dizmek gibi ve sevgili pâdişâhımızın fermânıyla gönderilen mutasarrıflan kemâl-i hakâ- retle i'âde etmek, Yunaniler geliyor diyerek İzmir havâfindeki ahali-i ma`- silmeyi birçok silah endahu ile firâr ettirdikten sonra mâllarmı gasb etmek hicret ve yola çıktıkları vakt üzerlerindeki eşya ve nüküdlan almak gibi hilkat-ı Adem'den bu âna kadar vukâ` bulmayan cinayetlerin bu gürüh-ı esâfilden artık tahammül edilemeyecek bir hale gelen halkın rü'esâlan ta-rafından da`vet edilerek Karesi Livâsı'na geldim. Ve bütün memleket pey-gamber vekilinin etrafında toplanarak şu mülk ve milleti ve islamiyeti on-bir seneden beri zil- ü zeber eden bu İttihâd cem`iyeti ellerinden halis edilmek üzere Cenab-ı Hakk'a [ve] râhâniyet-i peygamberiye sığınaraktan hareket eden bu mü'minlere karşı toplar, mitralyözler kolordu kumandanı tarafından isti'mâl edilerek ve ba`zı köylere mermi düşürerek mitralyöz kurşunlanyla köy halkının sahi ve sıbyânlannı nereye kagracağını bileme-yerek dağlarda feryâd ü figân ederek bırakan kolordu kumandanı yir-midört sâ'at zarfında o mevki`i terk etmedikten sonra Cenab-ı Hakk'a sığı-nan Kuvve-i Muhammed[292] ile geleceğimi ve şimdiye kadar Enver'in [293] parasıyla o hâ'inin şu millet-i islâmiyeye yapmak istediği fenâlık cümle-mizce ma`lümdur. Şimdiye kadar Bandırma'daki İttihâdcıların oradaki ha-rekatına karşı bizi men' eden Hânedân-ı Saltanat-ı `Osmâniye'den efendi hazretlerinin orada bulunmasıdır. Bu ifâdelerimi müşârünileyh hazretleri-ne 'arz ediniz ve bu hallerin sevgili pâdişâhımıza 'arz etmesini bütün et-râf-1 şehriyâriyelerinde toplanan ahâli-i mazlâme tarafından istirhâm edi-yorlar. Zât-ı `âlileri de bu hale mâni' olmak içün büyük bir fa'aliyette bu-lunduğunuzu işitiyorum. Bu niyet-i ma'sâmeye ve dindârâneye karşı hiç bir kuvvetin te'sir etmeyeceğini kat`iyen anlayarak vâz geçilmesini ve yâhâd iltihâk etmekliğinizi da`vet eder ve Kara Reşidler, Uzun Çakırlar'ın oradaki kâşâneleri yakın bir zamânda bomba ile yıkılacağını o millet-i ma'sâme Allah'ın lütf ü keremiyle yakın vaktte görecektir.

Sıra nu. 54

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 22

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

8575

254

Huzûr-ı sami-i hazret-i Sadaret-penahiye

Ma`niz-ı çâker-i kemineleridin

2 Ka'r ıûn-ı evvel sene [11335 tarihli ve 8556 numaralı tezkire-i çakenye zeyldir.

Kuvay-ı Milliye ve 'asker müfrezeleri tarafından ihâta edilmiş olan Ahmed Anzavur ile rüfekasından Çerkes Şah İsma`il'in vukü` bulan müsâdeme neticesinde maktül oldukları rivâyet edilmiş ise de sıhhatı tahakkuk etmediğine ve merkürnun rüfekasıyla beraber perişan bir sûrette firar ederek ta`kib olunmakta bulunduğuna da'ir Hudavendigar Vilâyeti'nden bugün alınan 2 Kanûn-ı evvel [11335 tarihli telgrafnâmenin sûreti manzûr- 1 sami-i fahimâneleri olmak üzere leffen takdim lulınmış ve vilayetin şu iş'an Harbiye Nazın paşa hazretleri tarafından da şii-ailen te'yid edilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 55

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 22/1

Bab-ı 'ali

Dhiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsiis

Hudavendigar Vilâyeti'nden alınan 2 K.ânün-ı evvel sene [1]335 tarihli telgrafnâme sûretidir.

Bir müddettir maksad-ı ma`lüm üzerine başlarına bir takım efrad-1 cedide toplayarak Balıkesir Sancağı dahilinde dolaşmakta olan machüd Çerkes Ahmed Anzavur'un ahiren Kirmasti Kazası'na girmesi üzerine o taraftan gelen Kuvay-ı Milliye müfrezesiyle Kirmasti'deki 'asker müfrezesi evvelki gün merkümu ihata ederek vaki' olan müsâdemede Anzavur ile rüfekasından Çerkes Şah isma`il'in maktid oldukları hikaye olunmuş ise de sı hhatı tahakkuk etmediği ve fakat merkümun rüfekasıyla beraber perişan bir stirette firar ederek ta`kib olunmakta bulunduğu ma`rüzdur.

Sıra nu. 56

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 23

Erkân-ı Harbiye-i `Unıürniye Dâ'iresi

Su`be

1 Numara

Harbiye Nazır' Cemal Paşa tarafından

Huzür-ı mali-mevfür-ı cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çaker-i kemineleridir ki,

Ondördüncü Kolordu'dan mevrüd rapor süreti huzür-ı fahimânelerine 'arz olunur. Ahmed Anzavur'un nam-ı nâmi-i hazret-i paclişahi ile icra-kine me'mür olduğunu işa'a ederek icray-ı hıyanet etmesi ve Istanbul'da münteşir ba`zı gazetelerin bu husüsta yazdığı makalâtın bu işa'ati takviye etmesi halk nazarında sü'-i te'siri mücib olacağı bi-iştibah görülmekle hükümet-i mülkiyece işbu işa'atin resmen tek.iib ve i'lânını rica ederim. 01 bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 57

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 23/1

Mahrem ve zâta mahsüs.

Bandırma

30/111[13]35

593

"Sûret"

Harbiye Nezâret-i celilesine

Balıkesir Mutasamfi Rıza Beyefendi hakkında 61[.] Fırka Kumandanlığı'ndan mevreıd şifre 'aynen zirde 'arz edilmiştir. Fırka kumandanlığının mütâla`âtına `âcizleri de tamamen iştirâk eder ve mutasarnflığın bir tekzib- i resmide olsun bulunmamasını pek ziyade şâyân-ı dikkat ve hayret ve te'essüf bulurum. Mutasarrıf Rızâ Beyefendi'nin hakkında Anzavur hadisesi vesilesiyle 18/11/[1 3]35 târih ve 957 numaralı şifre telgrafnâme-i `âcizide de ba`zı ma`rûzâtta bulunmuş idim. Bu şerâ'it dâhilinde mezkür mutasamfin kolordum mıntıkasında devâm-ı istihdâmını Wideden ziyade muzır `addeder ve evvelce bu mıntıkada pek nâmûskârâne ve mukdimâne iray-ı vazIfe ederek `umümun teveccüh ve muhabbetini celb ve hükümetin şeref ve haysiyetini muhâfaza etmiş ve müdâfa`a-i vatan husüsunda ilk `azm-i milliyi uyandırmış bulunan Mutasamf-ı Sâbık Hilmi Bey'in tekrâr ta`yinine ve her hâlde gerek Dâhiliye Nezâreti gerekse Balıkesir Mutasarnflığı'nca Anzavur'un beyânâtı hakkında resmi bir tekzibnâme neşrine delalet-i celilelerini ehemmiyetle 'arz ve istirhâm eylerim.

14 [ . ] K[olordu] Kumandanı

Yûsuf 'İzzet

"Siiret"

25578

28/11/[ı 3]35

Anzavur Ahmed şimdiye kadar gezdiği yerlerde zât-ı şâhâne nâmına icrââte me'mûr olduğunu ve bunun içün yedinde fermân mevcad bulunduğunu i'lân ve işâ'a ile Susığırlık'ta topçu ve nakliye efrâdmı terhis cür'etinde bulunmuş idi. Merkümun yaptıklarının cezası kısmen verilmektedir. Ancak hükümete tecavüz, mahbılslan tahliye, ma`stim ahâlinin mâlını yağma eden bu adamı n zât-ı şâhâne nâmına hareket ettiğini i'lân eylediği hâlde hükümet-i mülkiyenin bunu fi'ilen tekzib etmek üzere el-ân kat'? bir icrââtte bulunmayarak Susığırlık hâdisesinden sonra nasthatle yola getirilmesi ve Gönen'e girdikten sonra bile Balıkesir Mutasarnfi Rıza Bey'in makine başında kendisiyle bendeniz, zat-ı `aliniz ta`birleri ile muhâbereye tenezzül etmesi vekili olduğu zat-ı akdes-i hazret-i padişahiye bir bühtân ve mümessili bulunduğu hükümetin şerefine girândır. Ifay-ı muktezası menût-ı re'y-i samileridir.

61[ . I Fırka Kumandanı

Miralay

Kazım

Sıra nu. 58

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 24

'Adliye ve Mezallib Neza'reti

`Umûr-ı Cezâ'iye Müdiriyeti

`Aded

2673

327

Huzür-ı sarni-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma`rtiz-ı çâker-i kemineleridir

Anzavur Ahmed'in ma`iyetinde üçyüz kadar Çerkes olduğu halde Gönen'e ta'arruz edip hükümet konağını basarak mahkeme kapılannı şikest ve mahbûsları tahliye ve evrak-ı mahkemeyi perişan ve emanet da'iresindelci eşyay-1 eminyeyi kâmilen yağma eylediği ve bu sebebden dolayı Teşrin-i sininin yirmiikisinden beri mesdûd olan mahkemenin Kanûn-ı evvelin ikisinde küşüd edildiği Karesi Livası Müdde`i-i umumiliğinin iş'arma `atfen Dersa'adet istinaf Müdde`i-i `Umûmiliği'nden izbar kılınmış olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sııra nu. 59

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 25

Bâb-1 'iri

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsû's

8772

300

Mahrem.

Huzûr-ı sârn?-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma'reız-ı çâker-i kernIneleridir.

24 Kâneın-ı evvel sene [13]35 tarihli ve 299/8766 numaralı tezkire-i çâkeriye zeyldir.

Gönen cihetinde ictimâ` etmiş olan eşhâs-ı müselleha Ahmed Paşa [294] tarafından icra edilen nasâyihin te'siriyle hânelerine `avdet ettiklerine ve Anzavur'un `avenesinden derdest olunan üç şalcinın ifâdesine göre Anıavur'un beş kadar `avenesiyle Yunanlılara iltihâk etmek üzere Balıkesir tarafına firar eylediği anlaşılıp kendisinin derdesti içün lâzım gelenlere ta`ilmât- ı mukteziye i`tâ kılınmış olduğuna dâ'ir Karesi Mutasarnflığı Vekâleti'nden bu kerre alınan telgrafnâmenin sûreti manzûr-ı sârni-i fahımâneleri olmak üzere leffen takdim lulınmış merkümun Yunanlılara iltihâk edememesi zımnında ittihâz olunan tedbir neticesinden ma`lûmât verilmesi vekâlet- i mezkûreye cevâben tebliğ olunmuş olmağla ol bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 60

BOA., BEO., nu. 345. ı 66, lef: 25/1

Bâb-1 'iri

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsû's

Karesi Mutasarnflığı'nın 24 Kântln-ı evvel sene [1]335 tarihli şifresi suretidir

C[evâb] Kâniln-ı evvel sene [1]335 şifreye.

Gönen cihetinde ictimâ` etmiş olan eşhâs-ı müsellehanın Mirlivâ Ahmed Paşa tarafından edilen nasâyihin te'striyle `avdetlerini müte`âkıb ma`iyetinde ancak yedi sekiz kişi kalan saki Anzavur'un efrâd-ı ma`iyetinden derdest olunan üç şakinın ifâdesine nazaran Anzavur'un beş kadar `avenesiyle Yunanlılara iltihâk etmek üzere Balıkesir tarafına firâ'ı • ettiği anlaşılması üzerine derdesti içün Icâb eden mahallerde tertIbât-ı lâzime alınmış ise de henüz izi bulunamamış ve merkümun Yunanlılara ilticâsına meydân verilmemesi içün ivrindi ve Soma ve Akhisar mıntıkaları kumandanlıklarına ta`timât verilmiş olduğu Altmışbirinci Fırka Kumandanlığı'ndan irade !alınmış ve livâca da tedâbir-i lâzime ittihâz edilmiş bulunduğu ma'- ffizdur.

Sıra nu. 61

BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 26

Bâb-1 'iri

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsû's

8797

308

Huzür-ı sami-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`rCız-ı çâker-i kemineleridir.

25 Kânıln-ı evvel sene [13]35 tarihli ve 8772/300 numaralı tezkire-i çâkerlye zeyldir.

Ahmed Anzavur'un Yunanilere ilticâsına meydân verilmemek üzere kolorduca tedbir-i lâzime ittihâz olunduğu ve merkümun dört refikı ile Susığırlık dahilinde görülüp ta`kibâta devâm edilmekte bulunduğu Karesi Mutasarrıflığı Vekâleti'nden cevâben bildirilmiş olduğu gibi ahiren alınan telgrafnâmede de Ahmed Anzavur'un onaltı nefer hempâslyla şehr-i hâlin yirmibeşinci günü sabahleyin Manyas dâhilinden geçtiği haber alınması üzerine kendisiyle rüfeklsının tenkilleri içün tedâbir-i lâzime ittihâz olunmakla berâber fırka ve kolordu kumandanlıklarma da ma`lümât i`tâ kılındığı ve mir-i merkürnun `avenesinden ve Kirmasti hâdisesinin fâ'illerinden bulunan Davud çetesinin Kebsud Nâhiyesi'nin Bektaşlar Karyesi Geçidi'nden bi'l-mürür Kirrnasti'nin Soğucak karyesi istikametine doğru sarktığı ta`kib müfrezesinin iş`ânyla te'eyyüd etmesine binâ'en mütekâbil ta`kibât icra olunmak üzere keyfiyetin Hudâvendigâr Vilâyeti'ne tebliği lüzümu ityân kılınmış ve mâcebince vilâyet-i mezküreye vesâyâ il â edildiği gibi Harbiye Nezâret-i cefilesine de ma`lürnât verilmiş olmağla ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 62

BOA., BEO., nu.345.166, lef: 27

Hulâsa

Dahiliye Tezkiresi

Ahmed Anzavur Bey'in ma`iyetinde Şah ismâ'il ve Kadir ve Davud ve Canbazlı Hakkı ve Elkesenin Nüri çeteleri de olduğu hâlde bunlar ile müfreze-i `askeriye arası nda vukü` bulan müsâdemede çete efrâdındân yirmi kişi maktûl düşerek diğerlerinin münhezimen firâr eyledikleri ve maktülin miyânında eşirrâdan Kazım Bey ile Boğazköylü Kemâle'd-din'in ve Susığı rlı klı Tâhir'in bulunduğu ve esnây-ı firarda Göbel civarında yirmi kişilik bir müfreze-i `askeriyenin pususuna uğrayarak orada da bir maktül ve iki mecrilh verdiği ve ayrıca üç kişi de hayyen elde edildiği ve müte`arnzların öteye beriye dağılarak el-yevm hiç bir vukü'ât olmadığı Karesi Mutasarrı flığı'ndan Dâhiliye Nezâret-i celilesine vârid olup süretleri bâ-tezkire tevdi` buyurulan telgrafnâmelerde izbâr kı lınmaktadır.

Sıra nu. 63

BOA., BEO., nu. 345.286

Sadaret-i `Uzma MektübI Kalemi

16Rebi`ül-evvel sene [1]338

10 Kanün-ı evvel sene [1]335

Harbiye Nezaret-i ce/Ilesine,

Gönen harekatı içün Bandırma'ya gelen Biga Kuvay-ı Milliye efradının yolda Şah isma`Il'in zevcesine Tid çiftlikten ve Çerkes Hasan'dan gasb ettikleri bargirleri i'adeden imtina` etmekte olmaları Çerkesler arasında tecemmilcatı ve galeyânı intac eylediği ve hükümetçe bu işin halline muvaffak olunamaz ise bir mes'ele daha zuhürundan endişe edilmekte olduğu gibi Gönen'e müteveccihen hareketleri haber verilen bu kuvvetin yolda Çerkesler ile müsademesi ihtimali bulunduğu ve Gönen hükümetinin Bandırma'dan tahrik edilen kuvvet tarafından bi'l-istirdad me'mürin-i hükümetin vazifelerine başladıklan Bandırma'da bulunan mülkiye müfettişinin işTrına Ttfen Dahiliye Nezaret-i celilesinden ba-tezkire izbar olunmuş ve süret-i iş'ar calib-i nazar-ı dikkat bulunmuş olmağla neza'ret-i celilelerince de icab-ı halin `acilen irasına himmet.

Ba-işaret-i `aliye.

Sıra nu. 64

BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [1]

Erkin-ı Harbiye-i `Umiimiye Dâ'iresi

Şu' be

1

Numara

6660

Gayet mahrem.

Harbiye Nazın Cemal Paşa tarafından.

Ma'reız-ı çalcer-i kemineleridir ki,

Beyne'l-müslimin kan dökülmesine ve memleket asayişinin büsbütün fena bir hal kesb etmesine meydan verilmemek içün Ahmed Anzavur'un ma'iyetiyle Susığırhk'tan Demirkapı'ya hareketinden sonra mes'elenin muslihâne bir sûrette hal edilmesi husılsunda Dahiliye Nezaret-i cetilesinin mütala'ası muvâfik görülerek ol sürede tebligât ila' edilmişti. Buna cevaben Ondördüncü Kolordu'dan mevnid şifre sûreti pek ziyâde câlib-i nazar- ı dikkat görülmekle huzûr-ı fahimânelerine takdim kılınmıştır. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 65

BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [2] [295]

Erkan-ı Harbiye-i `Umûrniye Dâ'iresi

Şu` be

1

Numara

6641

Sûret

Soma'dan:

Harbiye Nezareti'ne

C[evab] Erkan-ı Harbiye Birinci Su`be 15 numara fi 15 Teşrin-i sani sene [13[35 tarihli emr-i telgraf':

1- Ahmed Anzavur nâm şakinın mutlaka Dersa'adet'te pek yüksek mehâfilin birisi tarafından müretteb mukabil bir hareket-i ihtilâliye ve siyâsiyenin fedakar aleti olduğu tahakkuk etmiştir. Son dePa İi 1 2 Teşrin-i sâni sene [1335 günü Susığırlığı'na geldiği vakt buradaki topları kendilerine aldıktan sonra 'askerin kendisine iltihak ettiğinden ve ittihado manevrası olan Kuvay-ı Milliye 'aleyhine yürümeğe başladığından ve buna da muvaffak olacağından bahsle keyfiyetin ol sûretle zat-ı akdes-i hazret-i pâdişahiye `arzını yazdığı bir telgrafla Dahiliye Nazın Serif Paşa hazretlerinden rica etmiştir ve bu menn adam ahâliye karşı beyânâtta zat-ı hazret-i padişahi canibinden me'müren gönderildiğini söylemek süretiyle ahaliyi iğfale çalışmaktadır.

2- Ahmed Anzavur'u tarik-ı insâfa da`vet etmek ve beyne'l-islâm sefk-i dimâya meydân vermemek içün göstermiş olduğum i`tidali [Ball]kesir [296] Redd-i ilhak Hey'et-i Merkeziyesi tarafından yapılan teşebbüsât-ı samimiye bi'l-`akis kendisine bu ikinci dePaki hareketi icra içün vakt kazandırmıştı r. Fi'l-hakika Teşrin-i sani mebadisindeki birinci Susığırlık hâdisesinden sonra beyne'l-islam mukateleyi intac etmemek ve bu hareketlerden düşmanlarımızın istifadesine mani` olmak içün süret-i mahsüsada Ahmed Anzavur'a bir zât gönderilmiş ve bu bâbda birçok vesâ'ık ve delâ'il de irâ'e edilerek bu hareketlerin vatana ihânetten başka bir şey' olmadığı izah edilmiş ve buna mukabil iğfal olunmuş olduğu ve bu hareketlerden artık kat`iyen feragat ettiğini ve cebhede bir kumanda der`uhde edeceğini ifade etmesi üzerine bu husüsâtı layı klyla tesbit ve kararlaştırmak üzere ta`kibattan sarf-ı nazar olunmuş idiyse de gönderilen ikinci hey'ete mülaki olmayarak bu deraki teşebbüsât-ı ha'inânede bulunmağa ictisar etmiştir. Artık fikr ü maksadını hükümet-i hazıranın siyâset-i dahiliye ve hâriciyesine karşı tamamen hilafgir olduğunda zerre kadar şübhe bırakmamış [297] ve orduyu infisâha uğratmak meb`üsan intihabına mani' olmak ve vatan müdafa'asından başka bir endişesi olmayan Kuvay-ı Milliye'yi dağıtmak üzere bi'l-fi'il kıyam ve ihtilalde bulunmuş ve bu dePa kendi 'aleyhine sevk edilen 'askeri müfrezelerimize de müsellehan mukabele ve mukavemet eylemiştir.

3- Binâ'en'aleyh, Ahmed Anzavur'un gerek şahsi gerekse e1kar-1 leimânesi ancak şiddetle tedmir ve te'dibe layıktır ve etrafa tevessii`e pek ziyade müsta`id olan bu nev` hareketler de bidayetlerinde şiddetle bertaraf edilmediği takdirde ma'az-Allah-ı te`ala tasavvur edilemeyecek derecede vahim netayic zuhüra geleceğini kemâl-i ehemmiyetle 'arz eylerim.

Sıra nu. 66

BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [3]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

8592

259

Huzür-ı sâtnt-i cenâb-ı Sadâret-penâhiye

Ma`rüz-1 çâker-i kemineleridir.

Gönen harekatı içün Bandırma'ya gelen Biga Kuvây-ı Milliye efrâdının yolda Şâh İsmâ'll'in zevcesine `â'id çiftlikten ve Çerkes Hasan'dan gasb ettikleri bârgirleri Bandırma Kâ'immalcâmlığı'mn teşebbüsâtma rağmen i'âdeden imtinâ` etmekte olmaları Çerkesler arasında tecemmil'âtı ve galeyânı intâc eylediği Erdek Kâ'immakâmlığı'mn iş`ânndan ve Manyas'ta bulunup Anzavueun harekatına iştirâkten bugüne kadar ictinâb etmiş bulunan eşluyây-ı meşhüre-i müste'meneden Şevket Bey tarafından Bandırma Kâ'immakânılığı'na çekilen telgrafnâme ve mündericâtından anlaşılmakta ve hükümetçe bu işin halline muvaffak olunamadığı takdirde ikinci bir mes'elenin zuhürundan endişe edilmekte olduğu ve Gönen'e müteveccihen hareket ettikleri haber verilen bu kuvvetin yolda Çerkeslerle müsâdemeleri ihtimâli dermiyân kılınmakta bulunduğu ve Anzavur tarafından işgâl edilmiş olan Gönen hükümetinin Bandırma'dan tahrik edilen kuvvet tarafından istirdâd edilerek me'mürin-i hükümetin vazıfelerine başladıklan Bandırma'da bulunan Müllciye Müfettişliği'nden bildirilmiş ve Harbiye Nezâret-i cetilesine de iş`âr-ı keyfiyet olunmuştur. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 67

BOA., BEO., nu. 345.286, !ef: [4]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

8682

282

Mahremdir.

Huzür-ı sarrii-i hazret-i Sadaret-penahiye

Ma'rüz-ı çâker-i kemineleridir.

Ahmed Anzavur'un altmış kadar `avenesiyle Gönen'in Sızı karyesi civânnda olduğu istihbar edilmesi üzerine mümâileyhe karşı Gönen'deki nizamiye kuvvetiyle Kuvay-ı Milliye sevk edilmiş ise de Biga'dan gelen ve yegâne müstesnâ bir hal ve vaz`iyet olmak üzere hükümetin ve kolordunun hattâ Müdafa'a-i Milliye Karesi Hey'et-i Merkeziyesi'nin hükm ü nüfüzu haricinde 'addedilen Subhi ve Kara Hasan damlarındaki eşkıyay-ı kadime kumandasında bulunan seksen kişilik Kuvve-i Milliye mümâileyh Anzavur'un 'aleyhine hareket edeceği yerde ba'zı hadisat-ı sabıka= intikarnını almak fikr ü maksadıyla Çerkes köylerine giderek yağmagerliğe başladıldan ve Çerkeslerle bu çete arasında ve bu çeteyi tazyik eden diğer bir Arnavud milis kuvveti beyninde müsâdeme vukü` bularak neticesi henüz mechül bulunduğu ve Gönen'den Anzavur 'aleyhine hareket ettirilmiş olan kuvvetin de Kara Hasan çetesi ile birleşerek müsâdemeye tutuştuğu ve bu sürede Gönen havalisinde Türldük ve Çerkeslik mes'elesinin pek hâd bir şekl aldığı anlaşıldığına dâ'ir Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'ndan alınıp Harbiye Nezâret-i cefilesinden bâ-tezkire gönderilen telgrafnâmelerin süretleriyle nezâret-i müşarünileyhadan cevâben yazılan emrnâmenin süreti manzür-ı sami-i fahimâneleri olmak üzere leffen takdim kılınmıştır. Anzavur mes'elenin bidayet-i tahaddüsünden beri sebk eden iş'arat-ı mütevaliye-i çakerânemle de sabit olduğu üzere makam-ı nezaret- i `aciziye bu valeanın tevsr-i da'ire-i sir:ayet edememesi içün bir taraftan her türlü tedâbir-i leyyine ve muslihâneye teşebbüs edilmesi tankı tercih ve ihtiyâr olunmağla beraber diğer taraftan da her türlü ihtimâle binâ'en kuvay-ı 'askeriyenin mu'avenetine de mürâca'at edilmiş olduğu halde mahalli kumandanı sefic-i dimaya mahal kalmayarak vak`anın önüne geçilmesi ve tevessii` etmemesi hakkındaki malcâm-ı nezâretin hâl ve zamana muvâfık olan şu tedbirini nokta-i nazarına mutabık görmeyip işi şekl-i aslisinden çıkarmış ve Türklük ve Çerkeslik mes'elesi haline inkılâbına sebeb[iyet] vermiştir ve Harbiye Nâzın paşa hazretlerinin emrnâmesi sûretinde de muharrer olduğu üzere gayr-ı mes'û1 olan ve intikam hırsıyla hareket eden kuvvetlerin de bu işe teşriki hâdisenin bu şekle girmesine bâ`is, müstakil olmak i'dbâriyle pek ziyade şâyân-ı te'essüf olduğu misillü hiç bir hülcm ü nüfüz altında bulunmayan Sublü ve Kara Hasan çetesi gibi kuvvetlerin derhal dağıtılması ve hükümetin kudret ve bitaraflığını bugün halka ihsâs edecek sürette hareket olunması dahi münâsib görünmüştür. Mes'ele şu şekli aldıktan sonra nasâyih icrâsı süretiyle işin men`-i tevessü'üne çalıştığını bildiren kumandanın orada hiç bir vechle muvaffak olamayacağı anlaşıldığından bir ân evvel tebdiliyle yerine muktedir bir zatın ta`yin ve i'zâmı nezâret-i müşârünileyhâya yazıldığı gibi Karesi Mutasarnflığı Vekâleti'ne de vesâyây-ı lâzime ila kılınmıştır. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 68

BOA., BEO., nu. 345.286, lef:[5]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

14 E.] K[olordu] Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezaret-i cefilesine çekilen 7/8 Kanün-ı evvel sene [13[35 t.rihli telgrafnâmenin süretidir.

Ahmed Anzavur ma`iyetinde altmış kadar `avenesiyle dünkü 6/ 1 2/ [13[35 günü Gönen'in Sızı karyesi civarında olduğu istihbâr edilmiş ve 'aleyhine Gönen'deld nizâmiye kuvvetiyle Kuvay-ı Milliye hareket etmiş olmagla beraber Biga'dan gelen ve kendisini şimdiye kadar yegane müstesna bir hal ve vaz`iyet olmak üzere hükümetin ve kolordunun ve hatta Karesi Müdafa`a-i Milliye Hey'et-i Merkeziyesi'nin hükm ü nüfüzu haricinde `addedilen Subhi ve Kara Hasan nam eşkıyay-ı kadime kumandasında bulunan seksen kişilik bir kuvve-i milliye Anzavur 'aleyhine hareket edeceğine sabıkan cereyan etmiş olan ba`zı hadisk-ı mü'essifenin intikamını almak fikr ü maksadını ta`ldb ile Çerkes köyleri 'aleyhine hareket ve ba`zı yağmagerliğe mübaşeret etmesi ve gerek kolorduca ve Gönen hükümetince gerekse ba`zı Çerkes rü'esasınca beyn içün edilen mesa`i-i mükerrereye rağmen münferid harekat-1 temerrüdkaranesinde devam etmesi üzerine bugün Çerkeslerle bu çete arasında ve bu çeteyi tazyik eden diğer bir Arnavud milis kuvveti ile şayan-ı te'essüf bir müsâdeme vukü'a gelmiş ve bu müsâdeme bugün akşama kadar devam etmiş ve neticesi henüz mechül bulunmuştur. Gönen'den Anzavur 'aleyhine hareket ettirilen nizâmiye kuvveti de ma`a't-te'essüf sevk-ı vukü'âtla Kara Hasan çetesiyle birlikte Çerkeslerle müsâdemeye tutuşmuş olduğunu şimdi Gönen'den gelen kolordu emr zabitleri vasıtasıyla haberdar oldum. Bu sürede Gönen havalisinde Anzavur mes'elesinden daha ziyade mühim olarak Türk ve Çerkeslik mes'elesi pek hâd bir şekl almıştır. Bu hale serin mani` olmak üzere Kirmasti'de bulunan nizâmiye piyâde alayı yarın arabalarla Bandırma'ya hareketine emr verdim ve bu kuvvet muvasalat edince buradan da kabil-i tasarruf kuvvetlerle Gönen'e i`zam ederek her iki tarafı tefrika ve yerlerine i`kleye çalışacağım ve şimdi de Gönen'le ayrıca nasâyih icrası süretiyle bu işe mani' olmak içün muhâbere etmekteyim. Vukü'âtı ve safahâtı ve icr5.timi muntazaman 'arz edeceğim ma`rüzdur.

Sıra nu. 69

BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [6]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

14. K[olordu] [298] Kumandanlıği'ndan Harbiye Nezâreti'ne çekilen 8 Kanün-ı evvel sene [13]35tarihli telgrafnâmenin süretidir.

t — 7 Kanün-ı evvel sene [13135 sâ'at ii. Sonra da makine başında Gönen'den nizâmiye müfrezesinden aldığım bir raporda Yortan civârındaki müsademenin altı sa'at devam ettiği ve nizâmiyeden yalnız bir neferin mecrûh olduğu Biga ve Balya müfreze-i milliyelerinin Biga istikametinde gittikleri bildirilmiş ve şimdilik mes'elenin had devresini geçirmiş olduğu anlaşılmıştır.

2 — Balı kesir'de Altmışbirinci Fırka Kumandanı ile makine başında icra edilen muhâbere neticesinde Balıkesir'e gelmiş olan Ahmed Fevzi Paşa hazretlerinin Çerkeslere nasihat etmek üzere Manyas havallsine gideceği bildirilmiştir.

3 — Yarın Bandırma'dan arabalarla Gönen'e bir mikdar nizâmiye kuvveti ile cebhâne gönderileceği ve Çerkes-Türk hâdisesinin bastınlması hakkında ayrıca tedbir ittihaz olunmakta olduğu ma'rûzdur.

Sıra nu. 70

BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [71

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

Harbiye Nezâret-i celilesinden 14. K[olordu]. Kumandanlığı'na [299] yazılan şifrenin sûretidir.

C[evab] 7/12/113135 tarihli şifreye.

Mes'elenin nihayet Türklük, Çerkeslik mes'elesi haline inkılabı ve gayr-ı mes'ill ve intikam hissiyle hareket eden kuvvetlerin keyfe ma yeşa' hareketleri önüne geçilmemiş olmasından fevka'1-'de müte'essir oldum. Hiç bir emri dinlemeyen Subhi ve Kara Hasan çetesi gibi gayr-ı mes'ül kuvvetlerin derhal dağıtılmasını ve hükümetin kudret ve bitaraflığını bütün halka ihsâs edecek sûrette hareket olunmasının te'minini rica ederim.

Sıra nu. 71

BOA., BEO., nu. 345.500

Saciâret-i `1.1zmâ Mektûbi Kalemi

28 Rebiii'l-evvel sene [11338

22 Ka' nCın-ı evvel sene [1]335

Şiire

Karesi'de Heı rşid Paşa [300] hazretlerine,

C[evab] ı 7 ve 18 Kanün-ı evvel sene [13]35

Anzavur Ahmed'le mütâreke `akdine da'ir Dahiliye Nezaret-i celilesinden Karesi Mutasarrı flığı'na bir güne iş'ar vaki' olmayıp nezâret-i müşarünileyhadan mezkür mutasamflığa yazılan telgrafnâme livaca her türlü tedabire tevessül olunarak ve kabı halinde beray-ı nasihat zevat-ı münâsibe i`zarn edilerek maddenin iktisâb etmek isti`dadında bulunduğu şekl-i mühimmin mülâyimâne ve muslihâne bir sürette tesviyesi esbabının te'mini zemininde olduğu anlaşılmıştı r.

İ râcle-i `aliye-i Sadaret-penahi mücibince.

imzalı beyaz' Harbiye şifresiyle yazılmak üzere taraf-ı sami-i hazret-i müsteşariden Harbiye Dâ'iresi'ne li-ecli'l-irsal Evrak Müdiriyet-i `aliyesine tevcri` buyurulmuştur.

Fi 22/23 Kanün-ı evvel sene [1]335

Sıra nu. 72

BOA., BEO., nu. 345.500, lef: [1]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

8751

297

— Mahremâne —

Huzür-ı sami-i cenab-ı Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çaker-i kernineleridir.

Hey'et-i Teftişiye Reisi Ferik HürşId Paşa hazretleriyle rüfekası tarafından makam-ı sami-i Sadaret-penahilefine keşide edilip taraf-ı çakerâneme havale buyurulan 17 ve 18 Kanün-ı evvel sene [1]335 tarihli iki telgrafnffinede Anzavur Ahmed'le müta' t-eke `akdi ve nasihat ile teskin edilmesi makam-ı 'aciziden Balıkesir Mutasarrıflığı'na 14 Kanün-ı evvel sene [1]335 tarihinde telgrafla iş'ar kılınmış olduğu ve halbuki taraf-ı `ali-i fahimanele-rinden şira'hen i'ta buyurulan emre ve hey'etin Balıkesir ve Bandırma'da icra eylediği tahkikata göre Anzavur ve `avenesinin müte`addid deralar hükümete ve 'askere müsellehan ta'arruz ederek tarafeynce teleratı mircib olan ePâl ve harekatının vazıhan 'isyan şeklinde görüldüğü ve ahallye se-lam-ı şahanenin hin-i tebliğinde dahi o yolda idâre-i lisan olunduğu beyâ-nıyla bu bâbda bir karar-ı kat`i ittihaz ve tebliği ve Karesi Sancağı'na da evsif-ı mukteziyeyi hâ'iz bir mutasamfm seri`an ta`yin ve i'zâmı lüztımu bildirilmektedir. 14 Kanun-ı evvel sene [11335 tarihli ve 8682 numaralı tez-kire-i çakeranemle bertafsil izbâr olunduğu vechle Anzavur mes'elesinin bidayet-i tahaddüsünde gerçi makamı `acizice bu valeanın tevsi'-i da'ire-i sirâyet edememesi içün her türlü tedbir-i leyyine ve muslihâneye te-şebbüs edilmesi tankı tercih ve ihtiyar olunmuş ise de diğer taraftan da her türlü ihtimale bina'en kuvay-ı `askeriyenin dahi mu'avenetine müra-ca'at edilmiş idi. Ancak hâdisenin henüz tevessii` etmeden bastmlması ve bu yüzden sefk-i dimâya mahal bırakılmaması gibi bir maksad-ı ihtiyaka-riden münba`is ve hal ve zamana muvafık olan makam-ı nezaretin şu ted-biri mahalli cihet-i `askeriyesince her nasılsa kendi nokta-i nazarlarma muvafık görülmemiş ve süreti evvelce mütekaddim Ondördüncü Kolordu Kumandanlığı'nın telgrafnâmeleriyle Harbiye Nazın paşa hazretlerinin ol babdaki emrnamesinde sar'âh' aten muharrer olduğu üzere gayr-ı mes'ül olan ve intikam hissiyle hareket eden kuvvetlerin de ta`kibâta iştirâkleri süretiyle hadisenin tevessii`iine ve işin şekl-i astisinden çikanlarak Gönen havânsinde Türklük ve Çerkeslik mes'elesinin tahaddüsüne sebeb[iyet] ve-rilmiştir. Makam-ı çakeriden Karesi Mutasamflığı'na yazıldığı müşârüni-leyhümâ tarafından bildirilen telgrafnâmede Anzavur Ahmed'le mütareke `akdine dâ'ir bir günü iş'ar vaki' olmadığı gibi mevzil`-i bahs olan şey Ah-med Anzavur işi değil yeni bir şekl iktisab etmiş olan Türklük ve Çerkes-lik mes'elesi olmasına ve kumandanlığın salifil'z-zikr telgrafnâmelerinin bi-rinde nasâyih icrası tariluyla valeanın daha ziyâde tevessii` edememesi içün Gönen ile muhâbere edilmekte bulunduğu ityân olunmasına nazaran livaca da her türlü tedabire tevessül olunarak ve kabı hâlinde berây-1 na-sihat zevat-ı münâsibe i`zam edilerek işin ya`ni Türklük ve Çerkeslik mes'elesinin bir stlret-i mülâyimâne ve muslihânede tesviyesi esbâblnin te'mini tavsiye olunmuştur. Hâl böyle iken siyâk-1 iş`âr ve mürâca'attan şu tebligâtin suret-i diğerle tefsir edildiği anlaşildiğindan Hfirşid Paşa hazret- leriyle Karesi Mutasarrifliği Vekileti'ne telgrafla tavzili-i keyfiyet edilmiştir.

Ma`a-haza Karesi'de bulunan Mülkiye Müfettişi Yüsuf Ziya Bey'den bu kerre alınıp süreti leffen takdim kılınan telgrafnâmede Anzavur'un mevkılf bulunan `avenesinin serbest bırakılmaları hakkında kolordu kumandanlı-ğından Gönen'deki müfreze kumandanına emr verildiği anlaşılması üzeri-ne müşarünileyh ile hemân icra olunan mülakatta o havallye gitmiş olan Ahmed Fevzi Paşa'nın talebi üzerine mevcüd galeyanın teskini içün ba`zı şüdit tahtında bu yolda emr verilmeğe lüzüm görüldüğü ve ancak maznü-nin-i merkümenin münferiden ta`lcib ve tenkil edileceği cevabı alınmağla beraber bir an evvel harekat-ı `isyaniyenin kari ve ahlik n-ı lcanüniyenin hükümetçe tatbik ve kumandanlıkça da icra edileceği yolunda beyanatta bulunan ve mutasarrıf vasıtasıyla mezkür emrden haberdar edilen Hürşid Paşa dahi kumandanlığın mütala'asını tasvlb etmiş ise de Ayvalıdere müsademesinin Çerkeslerin `umilmuna su'-i te'sir ettiğinden bahs ile bu sıralarda bir fenalık vukii`u muhakkak olduğu ve Ahmed Fevzi Paşa'nın Gönen'de icra ettiği nasâyihin hüsn-i te'sir hasıl etmediği ve galeyân git-tikçe tezâyüd etmekte olduğundan tedabir-i lazime ittihazı hakkında mez-kür müsâdemede `usâtı idare edip Fevzi Paşa'nın nasihat' üzerine karyesi-ne `avdet eden Şevket Bey tarafından kazaya bir telgraf çekilmesi emr-i mezkürun `adem-i isâbetini göstermekte ve şu icraat ile Hürşid Paşa'nın beyanatı arasında da tezad ve mübayenet görülmekte olduğu beyarnyla ahval ve vakayi`in yalnız makam-ı livaca ta`klb ve idaresi müstelzim-i mu-hassenat olacağı dermiyan lulınmış ve livay-ı mezkür mutasarrıflığına inti-hab olunan Kudüs Mutasamf-ı Sabıkı İzzet Bey'in icray-ı me'müriyeti husüsuna irade-i seniye-i cenab-ı hilafet-penahl şeref-müte`allık buyuruldu-ğu bi't-tahkik anlaşılıp kendisinin bir gün evvel `azimeti esbabı ihzar edil-mekte bulunmuş olmağla ol babda emr ü ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 73

BOA., BEO., nu. 345.500, lef: [2]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

Karesi'de bulunan Mülkiye Müfettişi Yûsuf Ziya Bey'den alınan 17 KanCin-ı evvel sene [1)335 tarihli telgrafnâmenin sûretidir.

Ayvalıdere müsademesinden sonra bir ahşam geç vaki Gönen'e giden bir İngiliz zâbitinin Anzavur'un İngiltere para ve teşvikıyla hareket ettiğine Bandırma'da işittiği haberin oralarca mali.= olup olmadığını ve bu hareket hakkındaki kana'at-i mahalliyenin neden 'ibaret bulunduğunu istlzah ederek harekat-1 mezkûrenin şakavet-i 'diye olarak tanınmasından başka Icana'at bulunmadığı maliimatını aldığı ve sabah pek erkence infikak ettiği ka'immakam bey tarafından beyan edilmiştir. El-yevm Anzavur'un izi mutasarrıf ve kolordu kumandanliğınca ga'ib olmuş `addedilmekte ise de Kuvay-ı Milliye'ce bu zanna i`tibar edilmeyip suret-i husûsiyede talcib olunmaktadır. Anzavueun mevki-1f bulunan `avenesinin serbest bıralulmalan hakkında kolordu kumandanlığından Gönen'deki müfneze kumandanına emr verilmiş olduğu ka'immakanrı vekilinin makam-ı 'ivadan vaki' olan istizanından anlaşılması üzerine müşarünileyh ile hemân icra edilen mülakatta o havânye gitmiş olan Ahmed Fevzi. Paşa'nın talebi üzerine mevcıld galeyânın teskini içün ba`zı şürût tahunda bu yolda emr vermeğe lüzûm görüldüğü ve ancak maznünin-i merkümenin münferiden talcib ve tenkil ettirileceği cevabı almmakla beraber bir ân evvel harekat-ı `isyâniyenin kal`i ve ahkâm-ı kânüniyenin hükümetçe tatbik ve kumandanlıkça da icra edileceği yolunda beyânatta bulunan mutasarrıf vasıtasıyla mezkür emrden haberdar edilen Hürşid Paşa da kumandanlığın mütâla`a- &ni tasvib etmişlerse de Ayvalıdere müsâdemesinin Çerkeslerin `umümuna sü'-i te'sir ettiğinden bu sıralarda bir fenâlık vulciı`u muhakkak olduğu Ahmed Fevzi Paşa Gönen'de icra ettiği nasâyihin hüsn-i te'sir hâsıl etmediği ve galeyân gittikçe tezâyüd etmekte olduğundan tedbir-i lâzime ittihâzı ve mezkür müsâdemede `usâtı idare edip Fevzi Paşa'nın nasthatı üzerine karyesine `avdet eden Şevket Bey tarafından kazaya telgrafnâme ile iş'ar olunduğuna dâ'ir Bandırma Ka'immakamlığı'ndan şimdi alınan telgrafname emr-i mezkürun `adem-i isabetini göstermekte ve şu icraat ile Hurşid Paşa tarafından vukü` bulan beyanat arasındaki tezaddan beyanat- 1 mezkûrenin ciddiyet ve kat`iyeti halclunda hasıl olan ihtisasâta sü'-i te'sir edeceğini nazar-ı dikkatten tutmamak muktezI bulunmaktadır. Sükün-ı tâm hasıl olmadığı halde Anzavur'un izinin ga'ib olması hasebiyle müsâdeme vukü'a gelmemesi harekatın hitâma erişmesi demek olamayacağından ahval ve vakayi`in müte`addid makamat yerine ancak makam-ı livaca ta`kib ve idaresinin (zıhnnda) lüzüm ve ehemmiyeti ve bu husiisun makam-ı livada evsaf-ı mukteziyeyi hâ'iz bir asIlin bulunmasıyla te'tnin edilebileceği müstagni-i 'arz ve Izah bulunma& Iray-ı muktezası.

Sıra nu. 74

BOA., BEO., nu• 34.5-5" lef: [3]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

8766

299

Huzür-ı samı-i hazret-i Sadaret-penahiye

Ma`rüz-ı çâker-i ketnineleridir.

22 Kan ' ün-ı evvel [1335 tarihli ve 8751 numaralı tezkire-i çakerlye zeyldir.

Karesi Mutasarnflığı Vekaleti'nden bu kerre alınıp süreti leffen takdim kılınan telgrafnâmede Anzavur Ahmed'le mütâreke `akdine dâ'ir makam- ı `aciziden bir iş'âr vuku' bulmadığı te'yid edilmekle berber mevzi:1'4 bahs olan 14 Kant-in-ı evvel sene [1335 tarihli telgrafnâme-i `acizInin metnindeki mütâreke ta`bırinin 'ara-tarilcı'l-hikaye irad edildiği bildirilmekte ise de evvelce de huzür-ı samI-i fahimânelerine iş'ar 'alındığı üzere böyle bir ta`bIr ne metn-i telgrafnâmede muharrer ne de hikaye tariklyla olsun Irad edilmiş olduğundan bu yolda iş'arda bulunulması esbabı anlaşılamamış ve ma`a-haza keyfiyet mutasarnflık vele:Metinden tekrar istlzah olunduğu gibi Harbiye Nezaret-i cerilesine de malümat verilmiştir. 01 bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü'l-emrindir.

Sıra nu. 75

BOA., BEO., nu. 34.5.500, lef: [4]

Bâb-ı 'ali

Dahiliye Nezâreti

Kalem-i Mahsûs

Karesi Mutasarrıflığı'ndan vârid olan 22 Kk'' lün-ı evvel sene [1]335 tâ-rlhli şifre telgrafnâmenin süretidir.

C[evâb] 21 Kânün-ı evvel sene [13)35

Hürşid Paşa hazretlerinin livânın ba`zı mahallerinde mütehaddis hare-kât-ı mü'essife-i şaküvetkir:a.r. le hakkında hükümet-i seniyenin nokta-i naza-nnı fr-Wien evvelce hükümet konağı önünde zât-ı hazret-i pâdişâhinin se-lâm-ı hümâyünlannı bi't-tebşir mahzar-ı 'âmmda irâd buyurduklan ve hüsn-i te'sIr hâsıl eden beyânâtından sonra 17 leinûn-ı evvel sene [1]335 alınan 14 minhü tâdhli telgrafnâme-i nezâret-penâhlleri üzerine beyânât-ı mezkûreye bir şey `ilâvesine lüzüm görüp görmeyeceklerini te'emmül hu-süsunda müstelzim-i fevâ'id olur mülâhazasıyla telgrafnâmeyi müşârüni-leyhe irâ'e etmiştim. Bunun metnindeki mütâreke ta`bIri Harbiye Nezâre-ti'nde kumandanlığa mütâreke verilmiştir `ibâresiyle 'alâ-tarikı'l-hikâye Irâd buyurulmuş olduğundan bunda malcâm-1 `âli-i âsaranelerinin Anza-vurla mütâreke `akdi hakkında ernr verdiği yolunda bendelerince karine ve telakki gayr-ı mevcûd bulunmuştur ve mes'elenin sûret-i muslihânede hal ve tesviyesi evvel ve ahır livâca da müstelzim olub icâb edenlere dâ'imâ bu merkezde tebligât "ıfa' edilegeldiği gibi emr-i sârnfleri vechle ku-mandanlıkla müttehiden ittihâz-ı tedâbire tevessül edilmekte bulunduğu ma`rılzdur.

Dipnotlar

  1. ' Sefer E. Berzeg, Turlaye Kurtuluş Savaşı 'nda Çerkes Göçmenler:, c. II, Istanbul 1990, s. 15. 2 Vakit,
  2. Kânün-ı evvel 1335/1919, s. 3.
  3. Zühtü Güven, Anzavur Isyanı, istiklal Harbi Hatıralanndan Aa Bir Safha, Ankara 1965, S. 41-42; Uluğ İğdemir, Biga Ayaklanması ve Anzavur Glaylan (Günlük Anılar), Ankara 1973, s. 91.
  4. BOA., Yıldız Esas Evrakı, Sadrazam M. Kâmil Paşa Evrakı, D.86-41, nu. 4.105. Bu vesikanın fotokopisi ve sureti için makalenin sonundaki BELGELER bölümü sı ra nu. 1,2 ve 2-A'ya bk.
  5. İğdemir, a. yer.
  6. Kemal Özer, Kurtuluş Savaşında Gönen, Balı kesir 1964, s• 1 39-
  7. Güven, a.e., s. 18.
  8. İğdemir, a.e., s. 91. Anzavur'un Birinci Dünya Harbi içinde gönderildiği doğu cephesinde görev yaptığı na dair bk. Özer, a.e., s. 139.
  9. Ses, 7 Teşrin-i sâni 1334/1918, s. s; 14 Teşrin-i sâtii 1334/1918, s. 1.
  10. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sı ra nu. 728; Belgeler, sıra nu. 3; Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Miicadek, Istanbul 1983, s. 385.
  11. Il BOA., BEO., nu• 343.378; Belgeler, sıra nu. 5; BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 1.044; Belgeler, sıra nu. 4-
  12. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 1.181; Belgeler, sıra nu. 6. "Balıkesir mulasarrı flığına nakledilen Izmit mulasamfı Ahmet Anzavur Bey'in, güya eşkiya tenkilinde gösterdiği faaliyetten dolayı ve mahallinden gelen bir heyetin ricası üzerine vazifesinde ibka edildiği görüldü." Bk. M.Tayyib Gökbilgin, Afilli Mücadele Başlarken, c.II, Ankara 1965, s. 142-43.
  13. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 1.317.
  14. BOA., BEO., nu. 346.879; Ali Fuad Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, Ankara 1984, s. 263.
  15. Güven, a.e., S. 97-98, 112. a.e., S. 112.
  16. Sdniime-i Devlet-i` Aliyye-i Osm"niyye, sene: 68; Dersacâdet 1334, s. 780-88.
  17. Izmir'e Doğru, 27 Kânün-ı evvel 1335, s. 2; Sabahattin Özel, Kocaeli ve Sakarya illerinde Milli Mücadele (1919-1922), İstanbul 1987, s. VIII.
  18. Güven, a.e., s. 16. Karesi sancagı nın 1917 yı lı nüfusu 368.404'ü Türk ve müslüman 85.547's1 gayr-ı müslim olmak üzere toplam 453.951 idi. Bk. Salâhi R.Sonyel, Tiirk Kurtuluş Savaş: ve Dış Politika, c.I, Ankara 1973, S. 37. Sancagı n birkaç yıl sonraki nüfusunun 374,518'i müslüman ve 88.493'ü hıristiyan olmak üzere toplam 463.011 'e ulaştığı na dair bk. Ses, 13Mart 1335/ 1919, S. 2.
  19. Hacim Muhittin Çanklı , Baltkesir ve Alaşehir Kongreleri ve Hacim Muhittin Çankh'nın Kuvayt Milliye Hattralart (1919-1920), yay.Şerafettin Turan, Ankara 1967, s. 18.
  20. a.e., s. 6o. Ayrıca bk.not 4143.
  21. Çanklı , a.e. s. 77.
  22. Güven, a.e., S. 21-22.
  23. BOA., BEO., nu. 342.811, 343-87 1, 345.428, 345.561; GKA., K.44, D.110-173, F. 6; Rahmi Apak, Istikla'l Savaşında Garp Cephesi Nasıl Kuruldu.), İstanbul 1942, S. 95; Güven, a.e., S. 24-25.
  24. Ses, 31 Teşrin-i evvel 1334/1018, S. I.
  25. Güven, a.e., S. 5-6,7.
  26. a.e., S. 5, 7, 16; Özer, a.e., s. 42.
  27. Güven, a.ı., S. 4.
  28. Ses, 7 Teşrin-i sâni 1334/1918, S. 1; Güven, a.e., s. 23.
  29. Ses, 31 Teşrin-i evvel 1334/1918, s. 1.
  30. Bk. not 9.
  31. Ses, 14 Teşrin-i evvel 1334/1918, S. 1; 28 Teşrin-i sâni 1334/1918, s. 1; 12 Kâill-111-1 evvel 1334/1918, S. 2; 20 Şubat 1335/1919, S. 2; 27 Şubat 1335/1919, S. 1,2.
  32. Ses, 9 frânün-1 sâni 1335/1919, S. 2.
  33. Özel, a.e., s. ı o-15.
  34. Ses, 24 Teşrin-i evvel 1334/1918, s. 1.
  35. Ses, 21 Teşrin-i sâni 1334/1918, S. 2.
  36. Yunus Nadi, Ankarantn İlk Günleri, İstanbul 1955, s. 50.
  37. Ses, 17 Teşrin-i evvel 1334/1918, s. 1.
  38. BOA., BEO., nu. 342.786.
  39. GKA., K.I85, D.20-90, F. 14o; Çarı klı, a.e., s. 6o.
  40. Bk. not 94.
  41. BOA., BEO., nu. 344.480.
  42. BOA., BEO., nu. 345.088.
  43. Vakti, 1 K;iniın-ı evvel 1335/ 1919, s. 3; 16 Krinün-ı evvel 1335/1919, S. 2.
  44. BOA., BEO., nu. 343.348; 343.431, 343.922; Ses, 6 Mart 1335, S. 2; Çanklı, a.e., S. 21; Hamdi Baytulluoğlu, "Milli Mücadele Başlıyor", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, c. III, nu.15 (1968), S. 15.
  45. Ses, 21 Teşrin-i sâni 1334/1918, S. 2.
  46. BOA., BEO., nu. 345.791; Güven, a.e., s• 4 1 , 45.
  47. Eşlif, çoğunlukla milli mukayemete katkıda bulunmuştur. Az sayıda da olsa Kuvay- I Milliyeciler tarafından baskıya uğrayıp yerlerini terkeden eşraf vardır. Bir misal olmak üzere Ankara, Bolu, Beypazan ve Safranbolu eşrâfindan olup da Istanbul'a kaçanlar için bk. BOA., BEO., nu 349.710. Beni bu belgeden haberdar eden Zekeriya Türkmen'e teşekkür ederim. Ö.M.
  48. Vakit, 9 Teşrin-i sâni 1335/1919, S. 3; Izmir'e Doğru, Ii Kânün-ı evvel 1335, S. 2; 27
  49. Kânün-ı evvel 1335, S. 2.
  50. Ses, 2 ı Teşrin-i sârü 1334/1918, S. 2; 13 Mart 1335/1919, S. 4.
  51. BOA., BEO., nu. 344.480. Karesi livasında 1918 yılı sonunda dört beş aydır maaş alamayan öğretmen, memur ve işçilerin bu durumlarının hemen hemen hiç değişmeden bir müddet devam ettiğine ve bu arada bazı memur ile işçilerin işlerini bıraktıklarma dair bk. Ses, 5 Kânün-ı evvel 1334/1918, S. 1; İznur'e Doğru, 28 Teşrin-i sâni 1335, s. 2; 4 Kânün-ı evvel 1335, S. 2; 11 Kânün-ı evvel 1335, s. 2. Ayrıca 1919 yılının Ekim ayında, üç aydan beri maaş alamamış olan Kırkkilise (Kırklareli) telgraf memurlarının görevlerini terk ettiklerine dair bk. BOA., BEO., nu. 345.088.
  52. BOA., BEO., nu. 344.480.
  53. Aydın Ayhan, "Izmir'in işgali Sı rasında Balıkesir", Milli Miicâdele'de Balıkesir, İstanbul 1986, s. 31.
  54. Özer, a.e., S. 24. Türkiye'de İngiliz Muhibleri Cemiyeti hakkında fazla bilgi için bk. Fethi Tevetoğlu, Milli Mdaidele rıllanndaki Kuruluşlar, Ankara 1988, S. 51-143.
  55. Kâzı m Özalp, Milli Miicadele 1919-1922, Ankara 1985-1989, C. I, s. so; Tevetoğlu, a.e., S. 71-72.
  56. Şerafettin Turan, "Kurtuluş Savaşında Kongreler", Cumhun:yetin 50. rıldnınimıi Seminen; Ankara 1975, S. 150.
  57. Mustafa Salman, Balıkesir Tarihi, Coğrahan, Balıkesir ı 957, s. 48.
  58. Salman, a.e., s. 48; Ayhan, a.e., s• 34-39-
  59. Özer, a.e., s. 23-24; Salman, a.e., 5. 47; Ayhan, a.e., S. 41-42; M.Vehbi Solak, "Milli Mücadelede Balıkesir. Kuvâ-yi Milliye Hareketi Nasıl Doğdu? Nasıl Büyüdü ve Kuvâ-yi Milliyyeciler Nasıl Çalıştı?",Milli Mücadele'de Balıkesir, s. 160-67.
  60. Akıncı, a.e., s. 3.
  61. Mücteba ilgürel, "Balıkesir Kongrelerinin Milli Mücadele'deki Hizmetleri", Mila Mıicadele'de Balı kesir, s. 18o, 181-82; Turgut Çanklı, "Balıkesir Harekât-ı Milliye Redd-i ilhak Hey'etince Tertip Edilen Kongrelerde Alınan Kararlann Yeni Türk Devletinin Kuruluşundaki Etkileri", Milli MiıılideleVe Balıkesir, s. 188-89.
  62. Cevat Dursunoğlu, "Erzurum Kongresi Sırasında Atatürk'ün Düşünceleri", Belleien, c. XXVII, nu. 1°8 ( ı g63), S. 634-35.
  63. Hacim Çanklı, a.e., s. 33.
  64. Balı kesir Kongreleri hakkında ayrıntı lı bilgi için bk. Hacim Çarı klı, a.e.; Turan, a.e.; Mücteba İ lgürel, "Balıkesir Redd-i ilhak Cemiyeti ve Kongreleri", Cumhun:yetin 50. niına Armağan, İstanbul 1973, s. 35-56; Milli Miicadele'de Balıkesir; Fuat Özer, Hareket-i Milüye Redd-i İlhâk Heyeti ve Balı kesir Kongreleri, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, basılmamış yüksek lisans tezi, Ankara 1988, VII+153 s. Mücteba İlgürel, Balı kesir Kongrelerinin Türk İstiklâl Harbinde yeri ve önemi konusunda geniş ve kapsamlı bir proje üzerinde çalışmaları nı devam ettirmektedir. Birinci Balı kesir Kongresi'nin tarihinin tartışılması için bk. Turan, a.e., s. 151.
  65. "7 Özer, a.e., s. 41-42, 47; Güven, a.e., S. 29; Yücel Özkaya, Türk İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet Tarih:, Ankara 1981, s. 25.
  66. Özer, a.e., s. 43.
  67. çarı klı, a.e., s. 37.
  68. BOA., BEO., nu. 344.337; Çarı klı , a.e., s. 32,68.
  69. Çaı-ı klı, a.e., s. 75,76. Aynı konuda ayrıca bk. Celâl Bayar, Ben de razdzın, İstanbul 1969-1972, C. VIII, S. 2.515.
  70. Çarı klı, a.e., S. 35-38, 40.
  71. a.e., s. 31,37,4°,58.
  72. a.e., S. 29-31,35.
  73. Özer, a.e., S. 43-44.
  74. Çanklı, a.ı., S. 58-59.
  75. BOA., BEO., GGD., nu. 242, 27 Z 1337/23 Eylül ı 335 tarihli kayıt.
  76. Rahmi Apak, Türk Ishkidl Harb:, c. VI, Ankara 1964, s.
  77. Özalp, a.e., c..I, s. 69.
  78. GKA., K. 28, D. 20A-113, F. 48, 48-1, 48-3; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 38 (1962), Vesika nu. 919.
  79. İzmir'e Doğru, 16 Tesrin-i sâni 1335, S. 2.
  80. 'Efendiler, Amasya 'da müzlikereye başladığımız 20 Teşrin-i evvel gününde, vtinid eden ma'- himit huliisast şu idi: Istanbul'da Hürriyet zx l'tikif Fı rkası, 'Askeri Nigehbizn Cem'iyeti ve Muhibler Cemiyeti bir blok teşkil ettiler. Bu blok ve 'Ali Kern&amp; ve Sa`id Molla gibi eşhiis, 'andsı r-ı gayr-i mtislimeyi, mutemddıyen Kuvily-i Maliye 'aleyhine tahrike başladılar." Bk. Mustafa Kemal, Nutuk, Ankara 1927, S. 190.
  81. Izmir'e Doğru, 20 Teşrin-i sani 1335, s. 1.
  82. Tevfik Bıyıkoğlu, 1919-1921 Atatürk Anadolu'da, Kent Basımevi 1981, s. 47.
  83. Vehbi Cem Aşkun, Sivas Kongresi, İstanbul 1963, s. 169-70.
  84. Mehmed 'Arif, Anadolu inkılıibı -Mticiihedât-ı Maliye Hâtırdtı (1335-1339), [İstanbul] 1340, S. 41. Bu eserin sadeleştirilmiş biçimi için bk. Anadolu İnkılıibt. Milli Mıicadek Andan (1919-1923), yay. Bülent Demirbaş, İstanbul 1987, s. 38. Bazı yabancı diplomatlann Kuvay- İ Milliye'yi terörist çete, milli çete, İttihatçı ve eşkiya olarak niteledikleri bilinmektedir. Mesela bk. Zeynep Kerman, Belçika Temsilciliği Vesikalanna Göre Milli Mücadele, İstanbul 1982, s. 11 vd.
  85. Birinci ayaklanması esnasında Anzavur'un bazı yakın adamlarına "Ben İngilizlerden birçok mu'avenetler görerek bu işe girişeim. Daha birkaç rınisademe yapacağım. Ondan sonra memleketi ecnebilere işgid ettireceğim. Bunun için de bana verilen paranın mikdar-ı kuvvettyle kiifi kuvvet elde edeceğim." biçimindeki sözleri için bk. Izmir'e Doğru, 13 Kanün-ı evvel 1335, s. 2.
  86. Diğer yandan Hüseyin Rauf (Orbay) Bey, Recep (Peker) Bey, Deli Halit Paşa, Yusuf İzzet Paşa, Albay Bekir Sami Bey, İbrahim Süreyya (Yiğit) Bey ve Çerkes Ethem Bey gibi dönemin önde gelen Çerkes liderlerinin çoğunun Kuvay-ı Milliye'yi desteklediğini belirtmek gerekir. Bunlar arası nda isyan bölgesinde Anzavur'a karşı mücadele etmiş olanlar da vardı r. İstiklal Harbi'nde Kuvay-ı Milliye'nin yanında ve karşısında bulunan Çerkesler hakkında toplu bilgi için bk. Berzeg, a.e.
  87. Mesela Anzavur'un jandarma subaylığına tayin edilmesi için bk. not 2-3.
  88. Doğu Ergil, Milli Mücadelenin Sosyal Tarihi, Ankara 1981, S. 256-58; Cemal Şener, Çerkes Ethem Olayı, İstanbul 1986, s. 2 I -22.
  89. Ahmet Ozgiray, "İngiliz Yüksek Komiseri Horace Rumbold'a Göre 1918-1920 Yıllarında Türkiye", Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi, nu. 2 (İzmir 1981), s. 127; Enver Konukçu, "Mustafa Kemalci Mücadeleye Karşı Yunan Güdümündeki Şark-ı Karib Gerkesleri Tcmin- i Hukuk Cemiyeti (24 Ekim 1920", Türk-runan ilişkileri Sempozyumu Bildirilen" 21-22 Mayıs 1M86, Erzurum 1988, s. 82-83.
  90. Orhan Duru, Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş T:ilan, İstanbul 1978, S. 54-57; Berthe Georges-Gaulis, Kurtuluş Savaşı Sı rasında Türk Milliyetçiliği, çev.Cenap Yazansoy, İstanbul 1981, s. 47-48.
  91. Mustafa KemM, a.e., S. 214; Selüladdin Güngör, Atatürk'e Kafa Tuianlar, c. I, İstanbul 1955, s. 99; Özel, a.e., s. 38,39; Konukçu, a.e., s. 82.
  92. Mustafa KemM, a.e., s. 215, 218-19, Apak, a.e., s. 9-17.
  93. Mustafa Kernül, a.e., S. 2 ı 4- ı 5; Özalp, a.e., c. I, s. 6g.
  94. BOA., Yıldız Esas Evrakı, Sadrazam M. Kknil Paşa Evrakı, D. 86-41, nu. 4.105; Belgeler, sıra nu. 1, 2, 2-A.
  95. 96" Güven, a.e., S. 45.
  96. Çanklı, a.e., S. 34.
  97. Bk. not 44, 45.
  98. Vesıka, 175.
  99. TAMIM
  100. Tel
  101. Sıvas, 31/10/1919
  102. Izmit, Adapazarı, Bursa, Konya, Balıkesir Heyet-i Merkeziyelerine Kuva-yı Milliye'ye mensubiyetlerini iddiıı eden bazı eshasın menafi-i zatiyelerini temin maksaıhyle hareket ve tahakkıim etmek tesebbiisatında bulundukları isitıldi. Gayr-i meşru ve gayr-i kanuni harekiitın milliyede yeri yoktur. Bu gibiler hakkında hükümetin kanunu tatbik eyleyecegi muhakkakttr.
  103. Cemiyeti Heyet-i Temsiliye nam :na
  104. Mustafa Kemal"
  105. Bk. Mustafa Kemal (Atatürk), Nutuk-Söylem, yay. İsmail Arar-Uluğ iğdemir-Sami N. Ğızerdim, c. III, Ankara 1989, 5. 1.624. 100 Özer, a.e., S. 50, 72.
  106. GKA., K. 186, D. 26-94, F. 88.
  107. BOA., BEO., nu. 345.166, ler: 12/1; Belgeler sıra nu. 35. Bu kimsenin lâkabı ozalp'in eserinde (c. I, s. 65) Aleksili ve Vakit gazetesinde (24 Teşrin-i safi 1335, s. 2) ise Aksekili ( ) olarak geçmektedir.
  108. BOA., BEO., nu. 345.166, ler: 12/1; Belgeler, sıra nu. 35; Selâhattin Tansel, Mondros'lan Mudanya'ya Kadar, c. II, Ankara 1973, s. 157; Özalp, a.e., c. I, s. 65.
  109. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 7/1; Belgeler, sıra. nu. 21 .
  110. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 19/1; Belgeler, sıra nu. 48.
  111. Özer, a.e., s. 53; Kemal Özer, Balıkesir Susurluk ilçesi, Balıkesir 1963, s. 26.
  112. Özer, Gönen, s. 74. Hacıyakup köylü Kadir, bazı eserlerde hatalı bir biçimde "ılk:- ya Kadir diye anılan Hacı Takup" olarak gösterilmiştir. Meselâ bk. Apak, at., s. 18.
  113. Apak, a.e., S. 20.
  114. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. g (1954), Vesika nu. 219.
  115. Apak, Garp Cephesi Nasıl..., s. 95.
  116. Birinci Anzavur ayaklanması ile ilgili ilk önemli çalışmalardan birini, Emekli Kurmay Albay Rahmi Apak'ın Türk Isökldl Harbi (c. VI, Ankara 1964, s. 17-22) adlı eserindeki bölüm teşkil eder. Bu bölüm, bazı kitaplara yazar ve eser adı verilmeden hemen hemen aynen alınmış olduğu için (Kenan Esengin, Milli MiicadeleVe Htyanet ranşz, Ankara 1969, s. 64-69; Hamdi Ertuna, Türk Istikrdl Harbi,c. VI, Ankara 1974, S. 66-71) çalışmamızda sadece Apak'ı n eserinin zikredilmesiyle yetinilecektir.
  117. Mustafa Kemal, a.e., s. 330; İsmet İnönü, Hatzralar, yay. Sabahattin Selek, c. I, Ankara 1985, s. 201; Mazhar Kansu, Erzurum'dan Gliimine Kadar Atatiirk'le Beraber, c. Ankara 1988, s. 575; İsmail Hami Danişmend, Izah!: Osmanlı Tanhi Kronolojisi, c. IV, İstanbul 1972, s. 461.
  118. Erol Ulubelen, Ingiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, İstanbul 1982, s. 198.
  119. Çarı klı , a.e., s. 98.
  120. H' Mustafa Kemal, a.e., S. 178,182; Güngör, a.e., c. I, s. ı oo, 104-105.
  121. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2/ I-2; Belgeler, sı ra nu. 9.
  122. a.b.
  123. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 4/1; Belgeler, sıra nu. 16.
  124. Harp Tarihi Vesika/arı Dergisi, nu. 9, Vesika nu. 21g; Özal, a.e., c. I, s. 70; c. Il, s. 16o.
  125. Mustafa Kemal, a.e., s. 168.
  126. Çarıklı, a.e., s. 96.
  127. Harp Tarihi Vesi kalan Dergisi, nu. 9, Vesika nu. 219.
  128. Özer, Gimen, s. 47-48,50.
  129. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 23/1; 345.286, lef: [2], 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezareti'ne gönderilen 17 Tesrın-i sani [1] 335 tarihli telgrafnamenin süretl; Belgeler, sıra nu. 57, 65; Harp Tarihi Vısikalan Dergisi, nu. 11 (1955), Vesika nu. 272; Özalp, a.e., c. I, s. 65.
  130. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2,2/ 1-2; Belgeler, sıra nu. 8,9.
  131. a.b.
  132. Çanklı, a.e., S. 97-98.
  133. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 3/2; Belgeler, sıra nu. 12.
  134. BOA., BEO., mı. 345.166, lef: 2/1; Belgeler, sıra nu. 9.
  135. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2; Belgeler, sıra nu. 8.
  136. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 3/4; Belgeler, sıra nu. 14; Çanklı, s.98-99.
  137. Çanklı, a.e. , s. 99-loo; Tansel, a. e., c. Il, s. 159-60.
  138. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 3/3; Belgeler, sıra nu. 13.
  139. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 4/1; Belgeler, sıra nu. 16.
  140. Çanklı, a.e., s. ı oo. Anzavur'un İngiliz işgali için çalıştığına dair bir ifadesi için bk. not 87.
  141. Bekir Sı tkı Baykal, Heyet-i Temsiliye Kararlar:, Ankara 1974, S. 38.
  142. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 5; Belgeler, sı ra nu. 17.
  143. a.b.; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 10(1954), Vesika nu. 230.
  144. Özer, a.e., S. 53-54; a.ya., Susurluk, S. 26-27.
  145. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 11, Vesika nu. 269; nu. 38, Vesika nu. 923.
  146. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. ii, Vesika nu. 269; nu. 38, Vesika nu. 923; Gökbilgin, a.e., c. Il, s. 225-26; Apak, a.e., s. 18-19; Özer, Gönen s. 54. Harbiye Nazın Cemal Paşa'nı n Anzavur'a karşı silah ve hayvanları nı koruyamayan kumandanlarm divan-ı harbe verilmelerini istemesi hakkı nda bk. GKA., K. 186, D. 25-93, F. 24.
  147. Apak, a.e., S. 19.
  148. BOA, BEO, nu. 345.166, lef: 5; Belgeler, sı ra nu. 17. Anzavur'un bir ara sözde milli hareket yanlısı imiş gibi görünmesine dair bk. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [2], 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezareti'ne çekilen 17 Teşrin-i sani sene [1] 335 tarihli telgrafnamenin süreti;Belgeler, sıra nu. 65; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 11, Vesika nu. 272. Ayrıca aşağıdaki alıntılara bk.
  149. "Hamdi Bey kendisiyle temas etti. Düşman ile uğraşildtğı bir zamanda boyle hareketlerin memleket için ne muzı r te'sirler ika' edeceğini anlatarak teşebbeisatından vazgeçmesini taleb etti. Anzavur birçok yeminler ederek zaten fena bir maksadla hareket etmediğini ve bir kuvvet toplayarak cebheye gitmek istediğini ve gösterilen bu hiisn-i niyet karşısında taleblerinden vazgeçeceğini beyan etti." Bk. Izmir'e Doğru, 20 Teşrin-i sani 1335, s. ı -2.
  150. "5 Kası m 1919'da Balıkesir'den Edremil Kaymakam! vatansever Köpriilii Hamdi Bey Manyas'a giderek Ahmet Anzavur'u iknaa çalıştı. Ahmet Anzavur, geri kafalı olmasına rağmen on sezisi kuvvethydi. Gönineişte ona boyun eğerek: "Beni aldatmışlar, islândar arasına ikilik sokan gizli eller var, eğer isterseniz bana da cephede bir görev veriniz" şeklinde konuştu. Bu konuşKaramayı Hamdi Bey, Balıkesir 'e dönüşünde 61 nci Tümen Komutanı Albay Kdzı m (Ozalp) 'a bildirdi. Albay rdzım da 6/7 Kasım 1919'da bu söze inanarak Kolorduya gönderdiği bir telgrafta "bu mesele çözülmüştür. Anzavur'un kovalanmasma lüzum yoktur" yolunda teklifte bulundu." Bk. Apak, a.e., S. 19-20
  151. Köyün adı belgede ( ) şeklindedir. Bk. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 5; Belgeler, sıra nu. 17. Köyün isminin Kepekler — Kepekkrc) biçiminde olduğuna dair bk. Son Teşkiliit-ı Mülkiyede Köylerimizin Adlan, İstanbul 1928, s. 389. Sözkonusu köyün günümüzdeki adı nı n da Kepekler olduğuna dair bk. Köylerimiz 1981, Ankara 1982, s. 352.
  152. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 6/1; Belgeler, sı ra nu. 19.
  153. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 5; Belgeler, sı ra nu. 17.
  154. Burası, Bandırma'ya bağlı bir köydür. Bk. Son Teşkilât-t Mülkiyede Köylerimizin Adlar:, s. 380.
  155. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 6,6/1; Belgeler, sı ra nu. 18,19.
  156. Bursa ilinin Orhaneli ilçesine bağlı Keleş bucağı ve muhtarlığı için bk. Türkiye'de Meskün rerler Kılavuzu, c. II, Ankara 1946, s. 668.
  157. 0BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 7/1; Belgeler, sıra nu. 2 I.
  158. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 7; Belgeler sıra nu. 20.
  159. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 8/1; Belgeler, sıra nu. 23. Anzavur'un Susığırlık'ı 300 kişiyle elegeçirdiğine dair bk. Apak, a.ı., S. 20. Aynı yeri 200 kişiyle zaptettiği hakkında ise bk. Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, nu. 72(1975), Belge nu. 1.554.
  160. Izmir'e Doğru, 23 Teşrin-i sâni ı 335, s. 2.
  161. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 8/1; Belgeler, sıra nu. 23; Apak, a.e., S. 20.
  162. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [2], 14.Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezâreti'ne çekilen 17 Teşrin-i sâni sene H 335 tarihli telgrafnâmenin sketi; Belgeler, sıra nu. 65; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 11, Vesika nu. 272.
  163. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 8/1; Belgeler, sıra nu. 23.
  164. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 8/2; Belgeler, sıra nu. 24.
  165. Özer, a.ı., s. 54.
  166. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/1; Belgeler, sıra nu. 35; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, MI. 72, Vesika nu. 1.554.
  167. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/1; Belgeler, sıra nu. 26.
  168. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. ii, Vesika nu. 271; Tansel, a.e., c. Il, s. 162-63.
  169. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/3; Belgeler, sıra nu. 28.
  170. Özalp, a.e., c. I, s. 166; c. II, s. 152.
  171. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 8; Belgeler, sıra nu. 22.
  172. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu: 1.728; `Alımdeir, ı o Tesrin-i sâni 1335/1919, S. 4; Apak, a.e., s. 19; Mümtaz Şükrü Eğilmez, Mılti Mıiıadele'de Bursa, İstanbul 1981, s. 27-29, 34.
  173. Apak, a.e., S. 20.
  174. Mustafa KemM, a.e., s. 184; Güngör, a.e., c. I, s. lo6.
  175. Alemdar, ı o Teşrin-i sâni 1335/1919, S. 4. Esir düşen subay ve askerler, Kasım ayı ortaları nda serbest bı rakı ldılar. Bk. BOA., BEO., GCD., nu. 86, sı ra nu. 1.792.
  176. Apak, at., S. 20.
  177. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: lo/1-2; Belgeler, sı ra nu. 30,31.
  178. Yahya Akyüz, Tiirk Kurtuluş Savaş: ve Fransız Kamuoyu 1919-1922, Ankara 1975, s. 111-12.
  179. lzmır'e Doğru, 20 Teşrin-i sâni 1335, s. 2.
  180. Özer, at., s. 55.
  181. 74 BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı o, ı o/ ı ; Belgeler, sıra nu. 29,30; Harp Tarihi Belgelen Dergisi, nu. 72, Belge nu. 1.554; Apak, a.e., S. 20-21; Özalp, a.e., c. I, s. 67 .
  182. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/1; Belgeler, sı ra nu. 35.
  183. Özalp, a.e., c. I, s. 68.
  184. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı o/ ı ; Belgeler, sı ra nu. 30.
  185. '178 BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9/2; Belgeler, sı ra nu. 27.
  186. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 9; Belgeler, sı ra nu. 25.
  187. Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, nu. 72, Belge nu. 1.554. Ayrıca bk. not 243.
  188. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/1; Belgeler, sı ra nu. 35.
  189. I 82 Apak, at., S. 2 I.
  190. '183 Özalp, a.e., C. I, S. 70.
  191. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 13/1; Belgeler, sıra nu. 39.
  192. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 13, 13/1; Belgeler, sıra nu. 38,39.
  193. Izmir'e Doğru, 2 Kanün-ı evvel 1335, S. 2.
  194. '187 BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 11; Belgeler, sıra nu. 32.
  195. Izmir'e Doğru, 28 Teşrin-i srıi 1335, s. 2.
  196. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/3; Belgeler, sıra nu. 37.
  197. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: ı 2/2, Belgeler, sıra nu. 36.
  198. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 14; Belgeler, sıra nu. 40.
  199. Güven, a.e., s. 39. "Bu hilafet ordu/an:un Önde gelen başlarından biri de, Izmir'in kuzeyindeki bölgede faaliyet gösteren Çerkes asıllı, okuması yazması olmayan Anzavur adında bir haydutiıı. Koyu bir müslüman olan Anzavur, Peygamber'in bayrağı altında, koynunda Kur'an': eksik etmeden savaşır ve kendisi gibi müslüman olan düşmanları nı diri diri incir ağaçlarına (ırmaktan çekinmezdi. Istanbul Hükümetinden bol bol yardım görüyordu. Mustafa Kemal, Anzavur'a karşı, kendisiyle aynı ı rktan, ama daha genç, daha kafalı olan ve biraz da okuması yazması bulunan Çerkes Ethern'i deri sürdü. Ethem Anzavur'a baskın çı ktı." Bk. Lord Kinross, Atatürk. Bir Milletin Teniden Doguşu, ÇCV. Ayhan Tezel, İstanbul 1978, S. 349.
  200. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 24; Belgeler, sıra nu. 58; Apak, a.e., S. 21; Özer, a.e., S. 62.
  201. Mahkeme 2 Aralık 1919 günü yeniden açıldı. Bk. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 24; Belgeler, sıra nu. 58.
  202. Özer, a.e., S. 101.
  203. Anzavur'un Jandarma Kumandanı Mülâzım-ı evvel Ziya Efendi'yi tutuklatırken "Sen benim Kuvay; Muhammediye fı rkası evlifılları ma siliıh atarsın, sen padişahımiznı tennant olmadan asker toplamı:. Sen Con Tiirksıin, sen hiiinsin..." diyerek suçladığına dair bk. Özel, a.e., s. 63.
  204. BOA., BEO., nu. 345.166 ve leE: 15, 16, 16/2, 24; Belgeler, sıra nu. 7, 41, 42, +4., 58; kmır 'e Doğru, 2 Kanün-ı evvel 1335, s. 2; 18 Knün-ı evvel 1335, s. ı ; Özer, O. S. 63, 64, 72-73, 101.
  205. Apak, a.e., S. 21.
  206. GKA., K. [86, D. 26-64, F. 60.
  207. BOA., BEO., nu. 345.166, lel': 15; Belgeler, sıra nu. 41 .
  208. Üzer, a.e., s. 67-68.
  209. Apak, a.e s. 21.
  210. a.e., S. 2 I -22.
  211. İlhan Tekeli-Selim İlkin, Ege'deki Sivil Direnişten Kurtuluş Savaşı'na Geçerken Uşak Heyet-i Merkeziyesi ve İbrahim (Talıtakılıf) Bey, Ankara 1989, S. 410.
  212. Mücteba ilgürel, "Akbaş Ceptineliği Baskının, Tarih Dergisi, nu. 33(1982) s. 273.
  213. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 18; Belgeler, sıra nu. 46.
  214. (Atatürk), a.e., c. 111, S. 1.648-1.653; Güngör, a.e., c. I, s. 92-94. Anzavur bu mek-tubunda, 30 Kasım tarihine kadar bölgede 700 askeri terhis ettiğini belirtmiştir.
  215. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 19/1, 21, 22/1, Belgeler, sıra nu. 48, 50, 55; Apak, a.e., S. 22.
  216. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 17,2o; Belgeler, sıra nu. 45, 49; Izmir'e Doğru, 7 Kâ-nün-ı evvel 1335, S. 2. Aralık ayı başlarında Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiye-ti murahhasları Biga'da Hey'et-i Temsiliye kurarak Arızavuea karşı tertibat alınmasını ko-laylaştırdıklarına ve ilk tedbir olarak da 1310-1313 doğumlulann Kuvây-ı Milliye namına asker olmalarına karar verdiklerine dair bk. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 2.025.
  217. Güven, a.e., S. 28.
  218. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [2,3,5], 14. Kolordu Kumandanlığı'dan Harbiye Nezüreti'ne çekilen 7/8 Kânim-ı evvel sene [13] 35 tarihli telgrafnâmenin stıreti, 14. Kolordu Kumandanlığı'dan Harbiye Nezâreti'ne çekilen 17 Teşrin-i sâni sene [t] 335 tarihli telgrafnâme'nin snreti, Dahiliye Nezâreti'nden Sadâret'e sunulan 5 Kânim-ı evvel sene H 335 tarihli tezkire; Belgeler, sıra nu. 65, 66, 68; Özer, a.e., s. 68.
  219. Izmir'e Doğru, Il Kânün-ı evvel 1335, s. 2; 20 Kânün-ı evvel 1335, S. 2; Özer, a.e., s. 69.
  220. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [6], 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezâreti'ne çekilen 8 Kânön-1 evvel sene [13] 35 tarihli telgrafın sureti; Belgeler, sıra nu. 69; Özer, a.e., s. 69, 70.
  221. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: 161, 14. Kolordu Kumandanlıgı'ndan Harbiye Nezâret'ne çekilen 8 Irannn-ı evvel sene [13135 tarihli şifre telgrafnâmenin süren; Belgeler, sıra nu. 69.
  222. 2I5 BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [4], Dahiliye Nezâreti'nden Sadâret'e sunulan 14 Kânün-1 evvel sene [1] 335 tarihli tezkire; Belgeler, sıra nu. 67.
  223. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [7], Harbiye Nezâreti'nden 14. Kolordu Kumandanlığı'na yazılan şifrenin süren; Belgeler, sıra nu. 70.
  224. GKA., K. 2.482, D. 87-8, F. 15.
  225. BOA., BEO., nu. 345.166; lef: 25, 25/1; Belgeler, sıra nu. 59, 6o.
  226. BOA., BEO., nu. 345.166; lef: 26; Belgeler, sıra nu. 61.
  227. GKA., K. 2.482, D. 88-6, F. 5.
  228. GKA., K. 2.482, D. 88-6, F. 6. Bu Rum çetesi, isyan süresince milli kuvvetler Anzavur ile uğraşırken, Bandırma-Erdek arasında siyasi amaca yönelik hareketlerini arttınyordu. Bk. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 38, Vesika nu. 924.
  229. Izmir'e Doğru, ı o Kânün-ı sâni 1336, S. 2.
  230. GKA., K. 188, D. 29-98, F. 19; K. 2.482, D. 88-6, F. 13; K. 2.482, D. 88-6, F. 17.
  231. GKA., K. 2.482, D. 88-6, F. 30; K. 2.482; D. 88-6, F. 48.
  232. GKA., K. 189. D. 30- , F. ı ı 1.
  233. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/2; Belgeler, sı ra nu. 36.
  234. Karesi'de yapılan bu seçimler sonunda Orhan Semsettin, Fuat, Erdekli Rasim ve Hacim Beyler ile Abdülüziz Mecdi Efendi mebus seçilmiştir. Bk. Vakit, 9 Teşrin-i sani 1335/1919, s. 1.
  235. İZMIT 'e Doğru, 3 Kanim-ı sani 1336, S. 2.
  236. BOA., BEO., nu. 345-286, lef: [2], 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezâreti'ne çekilen 17 Teşrin-i sâni [1]335 tarihli telgrafnâmenin süreti; Belgeler, sıra nu. 65; Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, nu. 11, Vesika mı. 272; Izmir'e Doğru, 4 Kânün-ı Evvel 1335, S. '2.
  237. Arnold J.Toynbee, The Western Question in Greece and Turkey, London 1922, S. 183- 84.
  238. Çarı klı, a.e., s. 80.
  239. Mustafa Kemâl, a.e., S. 212.
  240. BOA., BEO., nu. 345.286, lef: [4], Dahiliye Nezâreti'nin Sadâret'e sunduğu 14 Kânün- ı evvel sene [1]335 tarihli tezkiresi; Belgeler, sı ra nu. 67.
  241. Bk. not 14.
  242. GKA., K. 2481, D. 85-6, F. 9; Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 38, Vesika nu. 921, 922.
  243. Mustafa Kemâl, a.e., s. 16g.
  244. a.e., S. 226-27.
  245. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 25/1; nu. 345.286, lef: [6], 14. Kolordu Kumandanlığı'ndan Harbiye Nezireti'ne çekilen 8 Kâneın-ı evvel sene [13[35 tarihli telgrafnâmenin süreti; nu. 345.500, lef: (1,2), Dahiliye Nezâreti'nin Sadket'e sunduğu 22 Kinün-ı evvel sene [1)335 tarihli tezkire ve Mülkiye Müfettişi Yusuf Ziya Bey'in Dahiliye Nezireti'ne çektiği 17 Kânün-ı evvel sene [11335 tarihli telgrafnâmenin süreti; Belgeler, sıra nu. 60, 69, 72, 73; Mustafa Kemâl, a.e., s. 260; Izmir'e Doğru, 7 Kinün-ı evvel 1335, s. 2; 18 Kânün-ı evvel 1335, s. ı ; 20 Kânün-ı evvel 1335, S. 2; 27 Kâr117111-1 evvel 1335, S. 2; 27 K£111:111-1 evvel 1335, s. 2; Bayar, a.e., c. VII s. 2.291; Ozalp, a.e., c. I, s. 70-71.
  246. BOA., BEO., GGD., nu. 86, sıra nu. 2.054, 2.066, 2.097; Izmir'e Doğru, 18 Kânün- ı evvel 1335, S. 1,2; 20 Kânün-ı evvel 1335, S. 2.
  247. BOA., BEO., nu. 345.500, lef: [II, Dahiliye Nezâreti'nin Sadket'e sunduğu 22 Kânün- ı evvel [11335 tarihli tezkire; Belgeler, sıra nu. 72.
  248. Bk. not 16o.
  249. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 12/2; Belgeler, sıra nu. 36.
  250. "4 Aralikta çerkezlere nasihat için Istanbul Muhafız: Ahmet Fevzi Paşa, Bahkesir'e gelmiş ve buradan Gönen 'e gitmiştir. Kendi Manyashlara sakinleştirici ogutlerde bulundu. Ancak onlar niyet ve fikirlerini değişhrmediler. ralrıtz zaman kazanmak ve fırsat beklemek ıçin Fevzi Paşa 'ya yumuşak davrandılar. Ahmet Fevzi Paşa geçmişi unutmayt tavsiye ediyor ve bu surelle nasihalin tesirli olabilece-ğini Yusuf Izzet Paşa'ya bildinyordu. Biz ise hiç bir nasihahn kthpan daha tesirli olamayacagina iyice inanmışhk. Bu sebepten eşkiyaları takibe devam ettik. Fakat Anzavur A hmed'i kaprchk". Bk. Özalp, a. e., c. I, s. 70-71.
  251. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 2 ı / 1, 23/1; Belgeler, sı ra nu. 51,57.
  252. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 23/1; Belgeler, sı ra nu. 57.
  253. BOA., BEO., nu. 345.166, lef: 23; Belgeler, sı ra nu. 56.
  254. Izmir'e Doğru, 18 Kanün-ı evvel 1335, s. 2; Çarı klı , a.e., s. 99-10o.
  255. Mustafa Kemal, a. e., s. 175; Kansu, a.e., c. II, S. 451-52.
  256. Özalp, a.e., c. I, s. 68.
  257. Yüzellilikler listesinde Birinci Anzavur İsyanı'nı destekleyen Sait Molla, Kiraz Hamdi Paşa, Refi Cevat (Ulunay) ve âsi Şah Ismail'in kaynı Hademe-i Hassa Kumandanı Miralay Zeki gibi kimseler vardı. Aynı listenin sonunda yeralan Susurluk, Manyas ve Gönen yöresinden yirmidokuz kişiden bir kısmının 1919 yılındaki Anzavur ayaklanması ile ilgili olmalıdır. Bk.İlhami Soysal. 1507ikler Kimdiler, Ne rapldar, Ne Oldular?, İstanbul 1988, s. 25, 29, 30-32.
  258. Bayar, a.e., c. VIII, s. 2.445. Bu zeybekler sonradan Anzavur'un ikinci isyanının bastınimasına katılmışlardır. Bk. Bayar, a.e., c. VIII, s. 2.460.
  259. Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. 9, Vesika nu. 219; nu. lo, Vesika nu. 230; nu. iı, Vesika nu. 269,271,272; nu. 38, Vesika nu. 923,924;Harp Tarihi Belgeleri Dergisi, 1111. 72, Belge nu. 1.554.
  260. BOA., Yıldız Esas Evrakı, M. Kâmil Paşa Evrakı, D.86/41, nu. 4.105.
  261. Bu kelime, metinde biçimindedir
  262. Bu tarihte İngiltere'nin Osmanlı Devletin'deki büyükelçisi Sir Gerald Lowther idi. Bk. Salname-i Devlet-i 'Aliyye-i`Osmâniy" sene: 65, [İstanbul] 1326, s. 172; Yusuf Hikmet Bayur, Türk Inkıldbz Tarihe, c. II/2, Ankara 1943, S. 499.
  263. Bu kelime, metinde şeklindedir.
  264. 890-1911 yılları civarında İzmir ve çevresindeki eşkiyalı k faaliyetleri ile şöhret kazanmış olan Çakı rcalı Mehmet Efe.
  265. 258 Bu kelime, metinde biçimindedir.
  266. Sadaret'te 2 Ekim 1919-3 Mart 1920 tarihleri arası nda Ali Rıza Paşa (1859-1933) görev yapmıştı r. Paşa, ayrıca çeşitli nâzı rlıklarda da bulunmuştur. Fazla bilgi için bk. Mahmut Kemal İnal, Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar, c. VI, İstanbul 1953, S. 2.105-2.117.
  267. Merkezi Balıkesir olan bağımsız sancak.
  268. Harbiye Nazın Mersinli Cemal Paşa'dır (1873-1941). Paşa, Osmanlı Mebuslar Meclisi ile TBMM. üyeliklerinde bulunmuştur.
  269. Damat Mehmet Şerif [Çaydaroğlu] Paşa (1874-1958), yazarlık da yapmıştır.
  270. Ondördüncü Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa'dır (1876-1922). Paşa, daha sonra T.B.M.M.'ne Bolu mebusu olarak girmiştir. Fazla bilgi için bk. Necati ökte-Nusret Baycan-Salih Sataryalı, Türk Istikla-1 Harbine Katılan Tamen ve Daha Usi Kademelerdeki Komutan lann Biyografileri, Ankara 1989, s. 8o-81.
  271. Bu belgenin çok az da olsa farklı bir yayını için bk. Çanklı,a.e., s. 98-99.
  272. Köprülülü Hamdi Bey [1886-1920], Edremit'te kaymakamlı k yaptı . Karesi'deki Kuvây- ı Milliye hareketinin kurulup gelişmesinde hizmetler verdi. 1920 yılı başında Akbaş cephaneligi baskı nı nı gerçekleştirdikten sonra Anzavur kuvvetlerinin takibi sonunda şehit düştü, Fazla bilgi için bk. Kâmil Su, Ka'priihilii Hamdi Bey ve Akbaş Olayı, Ankara 1984; Hasan Kalmaz, Milli Şehidimiz Hamdi Bey, Edremit 1982.
  273. 266a Bu kelime metinde etmemesinden biçimindedir.
  274. Hâcı m Muhittin Çanklı (1881-1965), Osmanlı Mebuslar Meclisi ile T.B.M.M. üyeliklerinde bulundu. Fazla bilgi için bk. Çanklı, a. e.
  275. Bu isim, metinde j•LS..,S- biçimindedir.
  276. Kiraz Ahmet Hamdi Paşa (1862-1935), Askeri Nigehbân ve Türkiye'de İngiliz Muhipleri Cemiyetleri üyesi olup İstiklal Harbi sonunda Yüzellilikler'e dahil edilmiş ve Köstence'de ölmüştür. Bk. Soysal, a.e., s. 279-80.
  277. Bu isim, metinde }&amp;lt;..s."- şeklindedir.
  278. Burası, Bandırma kazasının bir köyüdür.
  279. 61. Fırka (Tümen) Kumandanı Miralay Kâzım (Özalp) Bey'dir (1882-1968). Kâzım Bey, orgeneralliğe kadar yükseldi ve Milli Müdafaa Vekilliği ile T.B.M.M. Başkanlığı yaptı. Fazla bilgi için bk. Özalp, a.e.; Ökse-Baycan-Sakaryalı, a.e., s. 186-88.
  280. VI. Mehmet Vahdettin'in saray muhafızı bulunan Çerkes Miralay Zeki Bey'in eniştesi olan ve Kuvây-ı Milliye'ye karşı düzenlenen hareketlere katılan Şah İsmail hakkında fazla bilgi için bk. Özer, Grıen, 1964, s. 14.o.
  281. Bursa ilinin bugünkü Mustafakemalpaşa ilçesi.
  282. Balıkesir ilinin bugünkü Susurluk ilçesi.
  283. şilemdiiı, Istanbul'da yayınlanan Kuvy-ı Milliye aleyhtarı bir gazete olup en önemli yazarı Yüzellilikler'e girmiş olan Refı Cevat (Ulunay) (1893-1968) idi.
  284. Bu yazı için bk. Ekler, sıra nu. ii.
  285. Metinde kı sa bir boşluk bırakılmıştır.
  286. Merkezi Bursa olan icLki birim.
  287. Yarbay Rahmi Bey, 1920 yılındaki ikinci Anzayur ayaklanması sırasında şehit düşmüştür.
  288. Bu kişinin lakabı , belgedej.s SI\ , Vakit gazetesinde (24 Teşrin-i sâni 133/I919, s. 2) Aksekili L&amp;lt; ve Ğızalp'in kitabında (a. e. , c. I, s. 65) da Aleksili biçimlerinde gösterilmiştir.
  289. Metindeki Kara, Kal'a-i Sultâniye'nin kisaltilmış biçimidir. Burası, günümüzdeki Çanakkale'dir.
  290. Devlet Şarasi Kâtipliği, Bursa Valiliği ve Dahiliye Nezareti Müsteşarliğı'nda bulunmuş olan Ahmet Keşfi için bk. Kamil Erdeha,Mi/ll Macadelede Vilayetler ve Valiler, İstanbul 1975, s• 344-48.
  291. Mülâzim-1 evvel Ziya (Şahan) Efendi, jandarma albayligindan emekli oldu. Fazla bilgi için bk. ozer,a.ı., s. 57 vd.
  292. Kara Hasan, eşkiyalı k yaparken A:edildi. Biga'daki Kuvây-ı Milliye hareketini destekledi. Ancak zaman zaman kanundışı işlere yeltenince Köprülülü Hamdi Bey tarafından öldürtüldü. Fazla bilgi için bk. Güven, a.e., s. 16 vd.; Özer, a.e., s. 68 vd.; İgdemir, a.e., s. 72-73, 82-85.
  293. 289a Anzavurun bu telgrafinın bir sureti için bk. GKA., K. 2.482, D. 87-8, F. 12/16.
  294. 9 09y ılında, Il. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi kastedilmektedir.
  295. Bu ibare, metinde Kuvvet-i Muhammedi biçimindedir.
  296. a Bu belgenin bir başka sureti için bk. GKA., K. 2.482, D. 87-8, F. 12/14-15.
  297. Bu ibare, metinde Kuvvet-i Muhammed olarak yazilıdır.
  298. Enver Paşa (1881-1922), Ittihat ve Terakki'nin önde gelen simalanndandir. Harbiye N'azırlığı ve Başkumandan Vekilliği görevlerinde bulundu.
  299. Ahmet Fevzi Paşa (1871-1947), İstanbul Muhafizlığı ve Harbiye Nezâreti Müsteşarlığı vazifelerinde bulundu. Fazla bilgi için Berzeg, a.e., c. Il, s. 58-60.
  300. Bu belgenin bir başka yayını için bk.Harp Tarihi Vesikalan Dergisi, nu. ii, Vesika nu. 272.
  301. Bu kelime, metinde biçiminde geçmektedir.
  302. Bu kelime, metinde bırakmış biçimindedir.
  303. Bu ibare, metinde 12. Kolordu olarak geçmektedir ki bu askeri birlik Konya'da bulunmaktadır. Bk. [Atatürk], a.e., c. Il!, s. 1.558, 1.559, 1 -646, 1.647.
  304. Bu kelime, metinde Kumandanliga biçiminde geçmektedir.
  305. Hurşit Paşa (1854-1934), Harbiye Nzı rlıgı ve Bahriye INIzı rlı gı Vekilligi'nde bulundu. Hatı raları nı yayı nladı. Fazla bilgi için bk. Berzeg,a.e., c. Il, S. 55-56.